21.11.2021 Views

SANTRAL 2021EKIM

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SANTRAL

Hava kalitesi artık eskisinden daha

da kötü, üstelik bu beraberinde ciddi

sağlık sorunlarını da getiriyor

NEFES

ALAMIYORUZ

BİR

KÜLTÜR

PORTRE

PORTRE

HAYAT

TEKNOLOJİ

DERGİ İÇİNDE DERGİ SANTRAL2, KAHVE ÖZEL SAYISIYLA SAYFA 50’DE 2


%10

İNDİRİMLİ

.

İnternet Sitesine

Yönlendirme

Reklam Videosu

İzleme

Reklamda Müzik

Dinleme

HEPSİ BİR ARADA

TEK REKLAM FİYATINA

reklam@dijipub.com

MEDYATABLET


KRİPTO

PARALARDA

SON DURUM NE?

PARA

SANTRAL

www.santralpara.com


BAŞLARKEN

Gerçekten nefes alamıyoruz

Merhabalar kıymetli SANTRAL dergisi okuyucuları. Bu

ay da size dikkat etmemiz gereken bir meseleyi sunuyoruz;

hava kirliliği… Havamız gerçekten artık çok daha

kötü ve çok daha daraltıyor hepimizi, nefes alamıyoruz!

Bu konuyu siz değerli okuyucularımıza Temiz Hava

Hakkı Platformu (THHP)’nun hazırladığı “Kara Rapor

2021: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri” başlıklı rapordan

derlediklerimizle sunmaya ve anlatmaya çalıştık.

Ve fazlası…

Bu ay SANTRAL'de yine dopdolu içerikleri sizler için

hazırladık. 2 ayrı Portre sayfamızın ilkinde Steve Jobs,

diğerinde ise Yusuf Atılgan’ın ilham veren ve ders niteliğindeki

hayat hikayelerini sizler için anlattık. Kültür

sayfamızda ise Emirhan Taştan arkadaşımız Popüler

Kültürün Z Kuşağına Etkileri başlıklı yazısıyla kendinin

de dahil olduğu Z kuşağının özelliklerini yazdı. Sağlık

sayfamızda ise özel bir haberimiz var. Islak mendillerin

zararlarını sizler için araştırdık. Görüş sayfamızda ise

Osman Kılıç’ın hazırladığı Coca Cola’nın ‘Zero’ hareketi

yeni rakipleri doğurur mu? başlıklı bir yazı yer alıyor.

Kılıç ayrıca Doğu Batı Sentezi adlı köşesinde de Mutluluk-Mutsuzlık

Denklemi’ni anlattı. Moda yazarımız Işılay

da orduların modaya etkilerini kaleme aldı. Yeme ve

İçme yazarımız Özlem Mekik ise Ekim ayının meyve ve

sebzelerini sizler için anlattı. Son olarak astroloji yazarımız

Tuğba Karadayı da Ekim ayının olası olayları için

sizlere uyarılarda bulundu.

Dergi içinde dergi

Bu sayıdan itibaren dergimizle birlikte SANTRAL 2’yi

de okuyabileceksiniz. 2’nin ilk sayısında Kahve

konusunu işledik. Keyifle okumanız ümidiyle…

Yazarımız sağlık

sorunları nedeniyle

yazısını yazamamıştır.

Orduların erkek

modasına etkileri

Sayfa 30’da

Ekim ayının sebze ve

meyveleri nelerdir?

Sayfa 33’te

4


BAŞLARKEN

DOSYA

Nefes

Alamıyoruz

Koronavirüs salgınıyla

birlikte zaten

alamadığımız hava

artık daha da kirli

peki ama çözüm ne,

sizler için araştırdık.

/6

PORTRE

Farklı bir CEO

Steve Jobs

Apple hayatımızın

vazgeçilmezleri arasında

yer alıyor, onun

sayesinde… Apple’ın

efsane CEO’su Steve

Jobs’un ders niteliğindeki

hayat hikayesini

sizler hazırladık

/12

Ekim ayında sizi

neler bekliyor?

Sayfa 36’da

EKİM

KÜLTÜR

Popüler Kültürün

Z Kuşağına Etkileri

Popüler kültürle birlikte her

şey değişti, gençler de! Peki ama

bunun onlara en büyük etkileri

neler oldu? Sizler için hazırladık.

Emirhan Taştan /46

5


DOSYA

NEFES

ALAMIYORUZ

neden mutsuz

ve gelecekten

umutsuz?


DOSYA

NEFES ALAMIYORUZ

ava kirliliği etkilerini artık u-

H

zun vadeli değil kısa vadede de

gösteriyor. Hastalıklar artıyor,

oksijen kalitesi düşüyor. Türkiye'de

hava kalitesi o kadar düşük ki insanlar

artık neredeyse nefes alamayacak

vaziyetteler.

Temiz Hava Hakkı Platformu (TH-

HP)’nun hazırladığı “Kara Rapor 2021:

Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri” çalışmasını

yayınlandı. Bu yıl dördüncüsü yayınlanan

raporda, Türkiye’nin bazı illerinde

yıllardır çözülemeyen ciddi hava kirliliği

sorunları yaşandığı bir kez daha ortaya

konuldu.

Son 5 yılın hava kalitesinin incelendiği

raporda, 2020 yılında ölçüm yapılan istasyon

sayısının arttığına da dikkat çekildi.

Ancak TÜİK tarafından 2020 yılına

ait ölüm verileri açıklanmadığı için; 2017

yılından beri her sene hesaplanan hava

kirliliği kaynaklı ölüm sayısının bu yıl

belirlenemediği vurgulandı.

Konuyla ilgili konuşan THHP Koordinatörü

Buket Atlı, geçen yıl yeterli derecede

ölçüm yapılabilen 175 istasyonun yüzde

97,7’sinde yıllık PM10 ortalamasının

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün kılavuz

sınır değerlerinin üzerinde olduğunu a-

çıkladı. Atlı, “Ayrıca, 9 ilde hava kirliliği

ile ilgili yeterli partikül madde (PM10)

verisi yok ve 45 şehirde hava kirliliği

ulusal sınır değerlerini bile aştı. 2020

yılında Türkiye’deki 42 şehirde

7


DOSYA

kanserojen olan ince partikül (PM2.5) seviyesi

yeterli düzeyde ölçülmedi. PM2.5

hava kirliliği kaynaklı hastalık yükü ve

ölümleri anlayabilmemiz için en temel

gösterge, ancak ülke genelinde ölçümü

yapılmıyor ve hala mevzuatta PM2.5 için

limit değer bulunmuyor" dedi. 2020 yılında

ölüm verileri açıklanmadığı için hava

kirliliğinden kaynaklı ölüm sayısını da

hesaplayamadıklarını ifade eden Atlı,

"Türkiye, 2030 yılına kadar hava kirliliği

kaynaklı erken ölümleri yüzde 55 azaltacağını

taahhüt etti. Artık büyük bir halk

sağlık sorunu olan hava kirliliği ile mücadele

için ulusal düzeyde bir hava kirliliği

ile mücadele stratejisinin açıklanması

gerekiyor” diye konuştu.

DSÖ de geçtiğimiz haftalarda hava kirliliğinin

sağlık etkilerini azaltmak için önerdiği

kılavuz sınır değerleri PM2.5 için yıllık

5 μg/m3 ve PM10 15 μg/m3’e düşürdüğünü

açıklamıştı. Dünya genelinde

sınır değerlerin düşürülmesi konuşulmasına

rağmen Raporda, Türkiye’nin hava

kalitesi mevzuatında hala kanserojen o-

lan PM2,5 için yıllık ve günlük sınır değerleri

belirlemediğine dikkat çekildi.

12 ilde tüm yıl hava kirli

Raporda, hava kirliliğinin Türkiye’nin 12

şehrinde artık tüm yıla yayılan bir sorun

olduğunun altı çizildi. Muş, Iğdır, İstanbul,

Sinop, Malatya, Edirne, Tokat, Kayseri,

Denizli, Düzce, Karabük, Ağrı ve Ankara’daki

15 istasyonda 2020 yılı boyunca

yapılan ölçümlerde ‘yüksek hava kirliliği’

gözlemlendi. Türkiye’de sadece Bitlis ve

Hakkari’de hava kirliliği (PM10) DSÖ

kılavuz değerlerinin altında ölçüldü.

Hava kirliliğinin en yüksek oranda olduğu

şehrin ise Muş olduğu açıklandı. Muşlular

yılın 306 günü kirli hava soludu.

8


DOSYA

2020 yılında hava kalitesi en düşük çıkan

iller ise Iğdır, Ağrı ve Muş oldu. Türkiye’nin

hava kalitesi açısından en kirli

illeri listesinde son 4 yıldır ilk sırada yer

alan Iğdır, 2020 yılında yerini Muş’a bıraktı.

5 yıldır Iğdır, Kahramanmaraş, Manisa,

Ağrı ve Düzce’de hava kirliliği

sorununun kronikleştiği ifade edilirken

bu şehirlerde ‘Acil Temiz Hava Eylem P-

lanları’ açıklanması gerektiği vurgulandı.

Mecidiyeköy, Esenyurt ve

Alibeyköy’ün havası sınırın

3 katı daha kirli

Raporda, 2020 yılında İstanbul’da PM10

ortalamasının önceki yıllara göre daha

düşük seviyelerde olduğu ortaya konuldu.

Ancak uzmanlar bu seviyenin dahi

DSÖ’nün önerdiği kılavuz değerlerin iki

katı olduğuna dikkat çekiyor. İstanbul’un

en kalabalık ilçelerinden Mecidiyeköy,

Sultangazi, Esenyurt ve Alibeyköy’de

PM10 ortalamasının DSÖ yıllık kılavuz

değerlerinin 3 katından fazla seviyede olduğu

gözlemlendi. Ankara Siteler istasyonunun

yakınında ise yıllık PM10 ortalaması

DSÖ kılavuz değerlerinin dört katını

aştı. İzmir’deki en kötü hava kalitesi,

2016 yılından beri ölçüm verileri kamuoyu

ile paylaşılmayan Aliağa’da ölçüldü.

İlçede, DSÖ yıllık kılavuz değerlerinin 2

katından fazla bir kirlilik yaşandığı ortaya

konuldu. Aliağa’da bulunan en önemli

kirletici kaynaklar; kömürlü termik santral,

hurda metal işleyen demir-çelik fabrikaları

ve haddehaneler, yapımı bittiği

için yakında üretime geçecek olan yeni

rafineri de kirletici kaynaklara eklenecek

olan petrokimya tesisleri.

Orman yangınları havayı kirletti

Türkiye’de son 10 yılda sıcak hava dalgalarının

artması ve beraberinde yaşanan

orman yangınları, hava kirliliğinin ö-

nemli sebepleri arasında yer alıyor. Orman

yangınlarında oluşan hava kirliliği

ve dumanın içindeki partikül madde, yer

seviyesi ozonu ve karbonmonoksitmaruziyeti,

en büyük sağlık riskini oluşturuyor.

Rapora göre, 2020’de Hatay Samandağ’da

yaşanan yangın sebebiyle,

havaya iklim değişikliğine de sebep olan

siyah karbon kirleticisi salındı. Siyah karbon,

iklim değişikliğine de sebep olan hava

kirleticilerinden biri.

2021 yılında Muğla, Antalya ve Tunceli’de

yaşanan orman yangınlarının benzerlerinin

ileride yaşanması halinde, yangına

maruziyetin derecesi ve süresine göre

hastalık riskini azaltacak ekipmanlar (ör.

N95 maske) dağıtılması ve gerekli uyarıların

yapılması önerildi. Öte yandan; iklim

değişikliğinin Akdeniz bölgesindeki

etkileri sonucu artan kuraklık da kum fırtınalarına

ve dolayısıyla hava kirliliğine

neden oluyor.

Kirli hava, COVID-19’un

vücuda girişini kolaylaştırıyor

Rapora göre, uzun dönem hava kirliliğine

maruz kalan milyonlarca insan solunum

ve kalp damar sistemi hastalıkları, diyabet

gibi hastalıklar veya kanser ile mücadele

ediyor ve COVID-19 gibi virüslere

karşı daha savunmasız hale geliyor. Hava

kirliliğinin daha yüksek olduğu bölgelerde

COVID-19 sayılarının daha yüksek olduğu

ortaya konuluyor.

9


Raporda ayrıca hava kirliliğinin genler ü-

zerindeki etkisi de ele alındı. Kirliliğin etkisinin

yaşamın tüm dönemlerinde farklı

olduğu belirtilirken gebelik öncesi, anne

karnında, erken çocukluk ve yaşlılık dönemlerinde

partikül maddenin etkilerine

yatkınlık arttığı ifade ediliyor. Çalışmada,

“Son yıllarda PM’ye maruz kalma ile

mental sağlık arasındaki ilişkiye dair bulgular

daha netleşmeye başladı. Hava kirliliğinin

mental bozuklukların, özellikle

majör depresyonun tetiklenmesindeki o-

lası rolüne dair kanıtlar bulunuyor” ifadelerine

yer verildi.

Temiz Hava Hakkı Platformu bileşenlerinden

Türk Nöroloji Derneği temsilcisi

Doç. Dr. Semih Ayta “Saç telinin 1/30’u

kadar küçük olan ince partikül maddelerin

genlerimizi etkileyerek düşük doğum

ağırlığı, erken doğum, kalp-damar

ve solunum sistemi hastalıkları, depreşyon

ve kansere sebep olduğunu biliyoruz.

Dünya artık PM2.5’ten de daha küçük o-

lan ve hücrelerimizin enerji bankası olan

mitokondrileri etkileyen çok ince partikül

maddelerin sağlık etkilerini konuşuyor"

değerlendirmesinde bulundu.

Bazı illerde kapanmaya

rağmen kirlilik arttı

Raporda, Türkiye’de pandemiye yönelik

ilk önlemlerin uygulandığı 15 Mart 2020

tarihinden 15 gün önce ve sonrasındaki

PM10 ortalamaları karşılaştırıldığında; a-

lınan önlemlere bağlı olarak ülke genelinde

azalan araç trafiği ve emisyonları,

biyokütlenin yakılması, endüstriyel faaliyetler

nedeniyle hava kalitesinde yaşanan

iyileşmenin kısa süreli olduğu açıklandı.

Hatta bazı illerde kapanma sonrasında

PM10 ortalamasında tam tersine artış görüldü.

Kırklareli, Edirne, Tekirdağ, Kütahya

ve İzmir çevrelerinde COVID-19

salgını önlemlerine rağmen PM10 değerlerinde

yüzde 2 ila yüzde 15 arasında artış

gözlemlendi. Yılın ilk yarısında kapalı o-

lan Kahramanmaraş, Manisa, Zonguldak,

Çanakkale, Sivas ve Kütahya’da termik

santraller baca gazı arıtma sistemleri

gibi mevzuata uyum için gerekli çevre

yatırımlarını tamamlamamalarına rağmen

geçici izinlerle çalışmaya ve havayı

kirletmeye devam etti.

10


DOSYA

THHP’den temiz hava çağrısı!

Kara Rapor 2021’i yayınlayan Temiz Hava

Hakkı Platformu önerilerini sıraladı:

• ‘Hava Kirliliği ile Mücadele Stratejisi’

geliştirilmeli.

• İller bazında Temiz Hava Eylem Planları

oluşturulmalı.

• PM2.5 ve PM10 değerleri başta olmak

üzere tüm kirleticiler ülke genelinde

düzenli olarak izlenmeli.

• Hava kirliliğinin sağlık etkilerini hesaplamayı

sağlayacak ölüm sayısı gibi

veriler açıklanmalı.

• Çevre mevzuatına uyması için gerekli

yatırımlarını tamamlamayan kömürlü

termik santrallerin çalışmasına izin

verilmemeli.

• Endüstriyel yatırımlardan Sağlık Etki

Değerlendirmesi Raporu istenmeli.

• Hava Kirliliği Mevzuatı DSÖ kılavuz

değerleriyle uyumlu hale getirilmeli

• Fosil yakıt desteklerine son verilmeli

ve adil geçiş planları yapılmalı.

Alternatif enerji kaynakları,

ulaşım araçları desteklenmeli.

Korona sonrası dönemde hava

kirliliği azaltılmalı

Rakamlarla hava kirliliği

• Küresel ölçekte, alt solunum yolu enfeksiyonu

kaynaklı her 6 ölümden 1’i

PM2,5 maruziyetine bağlı olarak ortaya

çıkıyor.

• Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre,

dünyada yaklaşık yılda 7 milyonun ü-

zerinde kişi iç ve dış ortam hava kirliliğinden

hayatını kaybediyor.

• Havadaki PM2,5 partikül maddeler

akciğerlere ulaşarak iltihaplanmaya

ya da kalp ve akciğer hastalıklarına

neden olabiliyor. Dolayısıyla bu partiküllerin

havadaki oranı kirliliğin en

önemli göstergelerinden biri.

• Dış ortam hava kirliliğinin küresel ölçekte

her yıl 4,2 milyon erken ölüme

neden oluyor. Bu rakam Ebola,

HIV/AIDS, tüberküloz ve sıtma kaynaklı

ölümlerden 2,7 milyon fazla.

• İnce partikül madde (PM2.5) yalnızca

Avrupa'da her yıl yaklaşık 400 bin ve

dünya çapında 4 milyonun üzerinde

erken ölüme neden oluyor.

• Dünyada hava kalitesine bağlı ölümler

son 30 yılda yüzde 153 arttı.

• 2020 yılında dünyada ilk defa hava

kirliliği İngiltere’de ‘resmi ölüm sebebi’

kabul edildi.

11


PORTRE

Farklı bir CEO

STEVE JOBS


PORTRE

Farklı bir CEO, Steve Jobs

eçtiğimiz yüzyılın başlarında

G

ortaya çıkan I. Dünya Savaşı, İspanyol

gribi ve küresel ekonomik

krizden sonra tekrar savaşa sürüklenen

dünya, çöküşün eşiğine gelmişti.

Teknolojik gelişmeler ve uzay çağı,

insanların akıllarına dahi gelmiyordu.

Dünyayı köklü değişikliklere götürecek,

sanal dünya hamleleri Steve Jobs’dan

sonra artık pek uzakta değildi. Kişisel

bilgisayarları piyasaya sürmüş, 3 ton

ağırlığındaki ilk bilgisayardan, 200

gramlık cep bilgisayarlarını tüm dünya

vatandaşlarına tanıtmıştı.

Steven Paul Jobs, 24 Şubat 1955'te

ABD'nin San Fransisco / Kaliforniya e-

yaletinde dünyaya geldi. Biyolojik babası

Suriye asıllı Profesör Abdulfettah John

Sandali ve eşi Joanne Schieble, Steven'ı

‘Paul ve Clara Jobs’ çiftine evlatlık verdi.

Steven’ın çocukluğu meşhur Silikon

Vadisi’ne yakınlığı ile bilinen Mountain

View’da geçti. Steven gençliğinde arkadaşlarıyla

gitmiş olduğu kafede birçok

kez biyolojik babası ile habersiz şekilde

aynı ortamda bulunmuş, ancak bir türlü

tanışmamışlardı. Kaliforniya Cupertino

Lisesi'nde iken, boş zamanlarında Palo

Alto'da bulunan Hewlett-Packard merkezindeki

derslere katıldı. Gelecekte, boş

zamanlarında aldığı bu derslerin akademik

hayatını oluşturmasında hayati ö-

nem taşıdığını dile getirmişti. Yaz stajına

başladığında Steve Wozniak ile birlikte

çalıştı. Tanıştıklarında Wozniak 21, Jobs

ise 16 yaşındaydı.

Liseyi bitirdikten sonra,

Portland, Oregon'daki

Reed College'e başvurmuştu;

fakat bir dönem

sonra oradan ayrılmıştı.

1974 yılının sonbaharında,

Steve Jobs Kaliforniya'ya

geri dönerek "Homebrew

Computer C-

lub"un toplantılarına Steve

Wozniak ile katılmaya

başlamıştır. O ve Wozniak,

bir video oyunu şirketi

olan Atari Inc.'de, ünlü oyun üreticilerinin

vermiş olduğu fırsat sayesinde iş

bularak oyun tasarımcısı olarak çalışmaya

başladı. Kısa bir süre zarfında Jobs

ve Wozniak 1974 yılında iş hayatına a-

tılarak pahalı uzun mesafe görüşmelerini

bedava yapabilmek için "blue

box'lar" üretmeye başladılar. 1976 yı-

13


PORTRE

lında Jobs 21, Wozniak da 26 yaşındayken

Apple Computer Co.'yu Jobs ailesinin

garajında kurdu. İlk olarak piyasaya

sürdükleri ev ve kişisel bilgisayar

olarak adlandırdıkları, Apple I'dı ve yüksek

ücrete satıyorlardı. Bu sayede zengin

kesimin dikkatini çekmişler ve belli bir

zümreye satış gerçekleştiriyorlardı. Daha

çok Wozniak tasarlamadan, Jobs ise

pazarlama ve satıştan sorumluydu. Ertesi

sene 1977’de, Apple II’yi piyasaya

sundular. Tüm dünyada ses getiren Apple

II, kişisel bilgisayarlar konusunda satış

patlamasına neden olmuş, Jobs ve

Wozniak’ın adı yaygınlaşmıştı. Aralık

1980 yılında Apple Computer halka açılmıştı

ve çok iyi değerlerle piyasaya girmişti.

Aynı yıl Apple Computer, Apple

III'i piyasaya sürdü, fakat bu model beklenilen

patlamayı yapamamıştı. Apple

büyürken, şirketin yeni hedefler oluşturması

için bir yöneticiye ihtiyacı vardı.

1983 yılında Jobs, o zamanlarda PepsiCo

CEO’luk görevini yürüten, John Sculley’i

arayarak iknacı bir konuşma ile Apple’ın

CEO’luk görevine getirmişti. Aynı sene

Apple teknolojik olarak gelişmiş fakat

ticari olarak başarısız olan Apple Lisa'yı

piyasaya sundu. Apple Lisa, halka

sunulan Grafiksel Kullanıcı Arayüzü’ne

(GKA) sahip ilk masa-üstü bilgisayar olma

özelliği taşıyordu. 1984 yılında Macintosh

piyasaya sunuldu, piyasada ticari

bir başarı yaşamış ilk GUI'lu (GKA) bilgisayar

olmayı başardı. Macintosh'un

başarısı Apple'in Apple II serisini kaldırıp

onun yerine Mac ürünleri sunması

ile devam etmiştir ve bu-güne kadar da

devam etmektedir. 1985 yılında şirket

içinde oluşan bir kavga sonucu Jobs, yöneticilerin

ortak kararı ile görevden alınmıştır.

Apple'ı bıraktıktan sonra Jobs

başka bir bilgisayar şirketi olan NeXT

Computer'ı kurdu. NeXT, Lisa gibi tek-

14


PORTRE

nolojik olarak çok gelişmişti; fakat hiçbir

zaman, bilimsel çalışma alanları hariç,

tanınır olamamıştı. İngiliz, bilgisayar bilimi

profesörü olan Tim Berners-Lee özgün,

World Wide Web sistemini

CERN'de bir NeXT bilgisayarında geliştirmiştir.

NeXT'deki bir sürü yenilik

2000'li yıllarının başlangıcında Mac OS

X'de görülecektir. NextStep ve onun halefi

OpenStep, x86 mimarisi ve o zaman

PowerPC mimarisi üzerinde çalışıyordu.

1996 yılında Apple şirketi, Jobs'u kurduğu

şirkete geri getirmek için NeXT'i

429 milyon dolar karşılığında satın aldı.

O günlerde CEO’luk görevini yürüten Gil

Amelio’nun görevine son verilerek tekrardan

Steve Jobs, 1997 yılında geçici

CEO’luk görevine seçildi. NeXT'in satın

alınması sonucu birçok teknolojisi Apple

ürünlerinde kullanılmaya başlandı.

NeXTSTEP'in geliştirilerek Mac OS X'in

yazılması buna en büyük kanıt olarak

gösterilebilir. Jobs'un yönetiminde

Apple, iMac'i piyasaya sunmasıyla inanılmaz

bir şekilde satışları artırdı. O zamandan

beri ortaya konan ürünler göz

alıcı tasarımları ve marka kuvvetlendirilmeleriyle

Apple şirketine büyük yararlar

sağladı. Apple’ın günümüz değeri

Webtekno raporlu bir haberde 2.4

trilyon dolar olarak belirlenmiş durumda.

Bu da birçok ülkenin

GSYH’sından daha yüksek bir değer

olarak dikkat çekiyor.

15


PORTRE

En düşük maaşlı CEO oldu

Jobs şirketi geçmiş yıllarda kişisel bilgisayarlara

kısıtlı kalan ürün yelpazesinin

ötesine taşıdı. iPod taşınabilir müzik çalarının

piyasaya sunulmasıyla birlikte, i-

Tunes dijital müzik yazılımı diğer işletim

platformlarına uygun halde piyasaya sürerek

ve iTunes online müzik dükkanını

açarak kişisel elektronik ürünleri ve çevrim

içi müzik piyasalarına el attı. Jobs,

Apple'da yılda 1 dolar karşılığında birkaç

sene boyunca çalıştı, bu ona aynı zamanda

Guiness Dünya Rekorları

listesinde "En Düşük

Maaşlı CEO" unvanını

kazandırdı. Apple

kazançları arttığında

ve şirket

eksiler yerine

artılar bölgesinde

gezinmeye

başladığında,

şirket unvanından

'geçici' ibaresini

kaldırdı ve

kalıcı CEO olarak

görevine devam etti.

1986 yılında

Pixar’ı kurdular

1986 yılında Jobs ve Edwin Catmull ortaklaşa,

Emeryville, Kaliforniya'da animasyon

stüdyosu olan Pixar'ı kurdular.

Şirket aslında Lucasfilm'in bilgisayar g-

rafikleri bölümü üzerine kuruldu. Şirket

yaklaşık 10 yıl sonra patlamalarını O-

yuncak Hikayesi (Toy Story) ile yapmış,

ondan beri 1998 yılında Bir Böceğin Yaşamı

(A Bug's Life), 1999'da Oyuncak

Hikayesi 2 (Toy Story 2), Sevimli Canavarlar

(Monsters, Inc.), 2003'te Kayıp

Balık Nemo (Finding Nemo) ve 2004 yılında

İnanılmaz Aile (The Incredibles)

filmleri ödüllere layık görülmüştür.

2006’da Cars, iki dalda Oscar'a aday gösterilmiş,

2007 yılında da Ratatouille, en iyi

animasyon dalında Oscar kazanmıştır.

31 Temmuz 2004’te Jobs, pankreasında

bulunan kanser tümörünü aldırtmak

için ameliyata girdi. 2009 yılında kendisine

bir karaciğer nakli yapıldı. 2011 yılının

Ocak ayında son yıllarda üçüncü

kez sağlık sorunlarını gerekçe

göstererek izne ayrılan

Jobs, 24 Ağustos 20-

11'de Apple Computer'daki

CEO'luk

görevinden ayrıldığını

açıkladı

ve görevi Tim

Cook'a bıraktı.

5 Ekim 2011 tarihinde

56 yaşında

tedavi gördüğü

hastanede

hayata gözlerini

yummuştu.

Ölümünden yaklaşık 10 yıl

geçmesine rağmen Apple, Next

Computer ve Pixar gibi markalar, dünyada

çoğu kişi tarafından bilinirken,

dünyanın teknolojik çağa geçmesinde inanılmaz

katkıları olmuştu. Teknoloji alanında

girişimde bulunmaya çalışan veya

bulunan her genç onu kendine kılavuz

edindi. Onun felsefesini benimsedi.

Kaynakça: https://tr.wikipedia.org – DW Türkçe

(https://youtube/gWOCW-2PjNA)

16


YAZI

Mutluluk - mutsuzluk denklemi

Hayatta her şey mutluluk için yapılır; harcayıp

mutlu olmak için çalışır ve para kazanırız,

ruh eşimizi bulduğumuzda mutlu

oluruz, hatta siyaset dahi insanın mutluluğu

için yapılır. Yani bu hayatta her şey

mutluluk öncelenerek planlanır. Fakat bu

defa da insanlar mutlu olmak uğruna her

şeyi meşru kılmaya başlar. Küçük mutluluklar

için çeşitli 'ilaçlar' reçete etmeyi

meşru sayar kendine. Peki ama tüm bir

hayatını mutlu yaşama isteği nedir? İnsanlar

sürekli mutlu yaşayarak yaşayamaz

ki, her ne yaparsa yapsın üstelik. Bu

doğanın kanununa da insanın tabiatına

da aykırıdır. Öyleyse mutsuzluk da mutluluk

kadar meşru ve kabul edilebilir değil

midir? Tabiatı gereği pozitif bir şey için

negatif bir deneyim illaki yaşanmalıdır.

Yani mutsuz olmayı mutluluğu yaşamak

için fırsat saymalıyız. Akil görüş o dur ki

sürekli de mutluluğu aramamalıyız. Bu

defa küçük bir mutsuzlukta bile direnç

mekanizmalarımız devre dışı kalacak, pireyi

deve yapacağızdır. Bunun çözümü

için de demin de dediğim gibi farklı 'ilaçlar'

çare olarak uygulanacaktır.

Mutluluk - mutsuzluk denklemine hayatımızda

da rastlıyoruz. Mesela büyük başarı

sağlayan insanlara bakın, hepsi muhakkak

bir başarısızlık evresi yani mutsuzluk

yaşamıştır. Öte taraftan başarıyı da mutluluk

ile denklemlemek de yanlış bir bakış

açısı olur, onca başarılı ama mutsuz insan

var hayatımızda. Ya da zengin ve güzel olmayı

da mutluluk kriteri saymamalıyız.

Bir önceki cümlede de söylediğim gibi

bunlara sahip olup mutsuz onca insan

var. Kriterimiz insan olmak olmalı! Ve insan

olmanın da en önemli kriteri mutluluğu

arzulamak kadar mutsuzluktan da

rahatsız olmamaktan geçiyor. Hayat

denklemler üzerine inşa edilmiş bir

projedir, belki bir sınav bile denebilir, sonucu

belli olmayan...

İNSANLAR SÜREKLİ MUTLU YAŞAYARAK

YAŞAYAMAZKİ, HER NE YAPARSA YAPSIN ÜSTELİK.

BU DOĞANIN KANUNUNA DA İNSANIN TABİATINA DA

AYKIRIDIR. ÖYLEYSE MUTSUZLUK DA MUTLULUK

KADAR MEŞRU VE KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL MİDİR?

17


SAĞLIK

Islak mendiller hijyen değil

hastalık saçıyor! SANTRALÖZEL

Koronavirüs pandemisiyle birlikte ıslak

mendiller hayatın bir parçası haline geldi.

Bebeklerin ve çocukların temizliği için de

kullanılan ıslak mendiller sanılanın aksine

çocuklarınıza zarar bile verilebilir. Öyle ki

uzmanların verdiği bilgilere göre çocukların

cildinde görülen tahrişin sebebi olarak

bile bu ıslak mendiller gösteriliyor.

Yüzünde ciddi derecede isilik, kızarıklık gibi

yaralar oluşan 8 yaşındaki bir kızı araştırma

altına alan Connecticut Üniversitesi

Tıp Fakültesi'nden Dermatoloji ve Pediatri

Profesörü Dr. Mary Wu Chang, küçük kızı

antibiyotikle tedavi etti, daha sonra tekrar

aynı yaralara maruz kalınca, hastanın tıbbi

geçmişini mercek altına aldı. Küçük kızın

alerjik reaksiyonlarını gören doktor, ilk o-

larak ıslak mendillerden şüphe etti. Chang,

aynı reaksiyonu birden fazla çocukta görünce

bu konuyu detaylıca araştırdı. Doktor,

2 yıl süren araştırma süresince ıslak

mendillerde kullanılan maddeleri ve bunların

zararlarını araştırmaya koyuldu.

Doktor Chang, ıslak mendillerin içinde, cilde

zarar veren methylisothiazolinone (bebek

mendilleri, el kremleri ve

losyonlarda sıklıkla bulunan bir

kimyasal madde) maddesine

denk geldi. Yapılan alerji testinden

sonra, küçük kız ıslak mendil

kullanımını bırakınca yaraları

da kayboldu. Doktor, ilk

hastasının ardından buna benzer

5 vakaya daha rastladı. Doktor,

yabancı bir haber sitesine

verdiği bir röportajda, ebeveynlerin ıslak

mendil kullanımını azaltmalarını ve içinde

methylisothiazolinone maddesi içeren ıslak

mendilleri kullanmamaları gerektiğinin

altını çizdi.

Islak mendildeki kimyasal oranı

son yıllarda 25 kat arttı

Son yıllarda bazı ıslak mendil üreticileri

kozmetik ürünlerdeki kimyasal konsantrasyonunu

25 kat artırdı. Islak mendillerin

aşırı kullanılması, kaşıntı, kızarıklık,

isilik, dökülme ve sedef gibi birçok hastalığa

davetiye çıkardığı bilimsel olarak da kanıtlanmıştır.

Çocuklarda veya hassas ciltlerde

benzeri durumları yaşamamak için elleri

veya kirlenen bölgeyi yıkamakta fayda var.

Koronavirüsü de yok etmiyor

Koronavirüsle birlikte kullanımı ciddi o-

randa artan ıslak mendillerin bu denli fazla

kullanılmasında vürüsü yok ettiği şeklinde

yaygın bir yanlış inanış da mevcut. Oysa

antiviral olmayan ıslak mendillerin virüsü

öldürdüğüne dair hiçbir araştırma sonucu

bulunmuyor.

18


GÖRÜŞ

Coca Cola’nın ‘Zero’ hareketi

yeni rakipleri doğurur mu?

Coca Cola hem artan maliyetleri düşürmek

hem de obeziteyi azaltmak amacıyla

uzun yıllardır Zero ürününü tüketiciye

sunuyordu. Fakat ABD başta olmak

üzere yakın zamanda global bir ‘sıfırlama’

operasyonuna girişti; Coca

Cola Zero Sugar. Bu yeni ürün

Coca Cola’nın diğer zero ürününe

hem tat hem de konsept olarak

hiç benzemiyor. Daha çok Coca

Cola’nın klasik ürününe benzeyen

bu konseptin amacının

klasik ürünü tamamen piyasadan

kaldırmak olduğu düşünülüyor.

Bu hem şirkete ciddi

bir kar sağlayacak hem de

tüketicinin aşırı şekerden

korunmasını sağlayacak.

Diğer markaların da domino

etkisiyle bu konsepti benimseyeceği

çok açık bir şekilde

gözüküyor. Redbul, Lipton

Ice Tea gibi diğer büyük

içecek markaları da bunun

üzerinde çalışıyor ve ürünlerini

piyasaya sunuyor. Fakat

halen Coca Cola kadar

orijinal tada yakın bir ürün

ortaya çıkarmış da değiller.

Peki ama maliyetlerin düştüğü

bu ortamda Coca Cola’ya

yeni rakipler çıkacak

mı? Elbette çıkacaktır.

Hatta şu sıralar Yıldız Holding

de Cola Turka’nın satışının ne

kadar yanlış olduğunu düşünmüşlerdir.

Hatırlanacak olursa Cola Turka’nın satışında

şeker maliyetinin ciddi bir etkisi

vardır. Yıldız Holding’in Cola Turka için

uygun fiyatla şeker te-darik etmesi

rekabetçiliği yok ettiği gerekçesiyle

Coca Cola ve Pepsi tarafından

şikayet edilmişti. Bunun üzerine

piyasada barınamayacağını ve bu

iki büyük rakiple baş edemeyeceğini

anlayıp piyasadan çekilmiş,

daha doğrusu markayı Japonlara

satma kararı almıştı. Kim bilir

belki Yıldız Holding de tekrar

piyasa döner, belki de başka

bir markayla…

Coca Cola Zero Sugar

VS. Pepsi Max

Tadanlar bilecektir, Pepsi’nin

de sıfır şeker konusunda

Coca Cola’dan pek de

aşağı kalır yanı yok. Sadece

bu sıfır şeker olayının bu

denli gündeme gelmesi Coca

Cola sayesinde oldu. Pepsi

Max isimli, Pepsico ürünü de

hemen her yerde karşımıza

çıkıyor. Üstelik Türkiye piyasası

özelinde değerlendirilecek

olursa Pepsi Max, Coca

Cola Zero Sugar’dan da önce

piyasadaki yerini almıştı.

19


DÜNYA

Amerika’dan

Suriye ve Esad ile

ilgili açıklama:

Niyetimiz yok

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü e-postayla yaptığı

açıklamada, “ABD, Esad rejiminin Suriye halkına

uyguladığı vahşet göz önüne alındığında, Esad rejimiyle

diplomatik ilişkilerimizi normalleştirmeyecek

veya iyileştirmeyecek ve hiçbir ülkeyi de bunu

yapmaya teşvik etmeyecek” değerlendirmesinde

bulundu. Ayrıca, “Esad bizim gözümüzde hiçbir

meşruiyet kazanmadı ve şu anda ABD’nin Esad

hükümetiyle ilişkilerini normalleştirmesi söz konusu

değil” ifadelerine de yer verildi.

2012 yılında askıya alınmıştı

Bu açıklamalar, Suriye politikası büyük

ölçüde DAEŞ’in kalıcı olarak

yenilgiye uğratılmasını sağlamaya

ve Suriye halkına insani yardım sağlamaya

odaklanan Biden yönetiminin

Suriye’ye yönelik bugüne kadarki

en sert açıklamaları arasında yer a-

lıyor. ABD, 2012 yılında Suriye’deki

diplomatik varlığını

askıya almıştı.

BAŞLIKLAR

Rusya, medya

grubunu ajan ilan etti

Rusya'nın muhalif medya

kuruluşlarından olan ve Kremlin

karşıtı gösterilere destek veren

haberler yapan OVD-Info, Rusya

Adalet Bakanlığı tarafından

"yabancı ajan" ilan edildi.

Rodrigo Duterte

siyaseti bırakıyor

Filipinler Devlet Başkanı

Rodrigo Duterte,

2022'deki seçimlerde

Devlet Başkanı

Yardımcısı

olma ihtimaline

kapıyı kapatarak

siyaseti bırakacağını açıkladı.

Tunus’ta bir ilk

yaşandı: İlk kadın

Başbakan seçildi

Tunus Cumhurbaşkanı

Kais Saied,

2 ay önce ordunun

desteğiyle

hükümeti düşürüp

parlamentonun

çalışmasını

geçici olarak

durdurduktan

sonra Dünya

Bankası'nın

eski çalışanı ve

mühendislik fakültesinde

profesör olan adı az duyulmuş

Najla Bouden Romdhane'yi

başbakan olarak atadı.

20


EKONOMİ

Gençler günlük

25 TL’ye geçiniyor!

Tüketici araştırması şirketi

Twentify’nin ‘Türkiye'de

Z Kuşağı’ araştırması,

gençlerin ciddi

bir geçim sıkıntısı yaşadığını

ortaya koydu.

Ayrıca gençlerin bu sıkıntılara

rağmen belli

başlı dijital alışkanlıklarını sürdürmeye çalıştığı da

raporda bildirildi. Türkiye'den 15-25 yaş aralığındaki

1998 genç ile yapılan araştırmaya göre

gençlerin aylık ortalama geliri 752 TL. Bu rakam

gençlerin günlük ortalama 25 TL ile geçinmek zorunda

olduğunu gösteriyor.

Söz konusu rapora göre gençler yaşadıkları evi ortalamada

3 kişiyle paylaşıyor. Hanelerin oda sayısı

ortalamada 3.5 ve evlerin yüzde 66'sı gençlerin ailelerinin.

Her 4 gençten 3'ü kardeş sahibi ve %72'si

site içi veya bağımsız apartman dairelerinde yaşıyor.

Gençlerin %19’unun sabit interneti yok

Katılımcılar arasında ciddi bir gelir eşitsizliğinin olduğunun

da altı çizildiği rapora göre gençlerin

%28'inin henüz banka müşterisi olmamış, %58'i

ise kredi kartı kullanmıyor. Gençler ayda ortalama

8.5 GB mobil internet kullanırken, %19'u evlerinde

sabit internete dahi erişemiyor.

Her 10 gençten 7’si ücretli üye

Rapora göre gençler hobilerine haftanın ortalama 3

gününü ayırıyor. Gençler haftada 4 kere dizi film i-

çerikleri izliyor, 4 kere de oyun oynuyorlar. Her iki

aktivitede ayrı ayrı de tek seferde ortalama 2.5 saat

geçiriyor. Gençler için izlerken internet ve üyelikli p-

latformlar ön planda ve her 10 gençten 7'si ücretli

üyeliklerin ödemelerinde bir şekilde yer alıyor.

BAŞLIKLAR

Doğalgaza %15 zam

Doğalgaza ekim

ayında da eylül

ayında olduğu

gibi %15 zam

yapıldı. Zam,

sanayi ve elektrik

üretim amaçlı tarifeye yapılırken

bu ay da mesken tarifesi

olarak sabit kaldı.

Uludağ Elektrik

İngiliz şirkete satıldı

Limak Yatırım, Uludağ Elektrik

Dağıtım A.Ş ve Limak Uludağ Perakende

Elektrik Satış A.Ş’nin

(Uludağ Elektrik Şirketleri) tek

hissedarı Uluğ Enerji’nin İngiliz

Yatırım Fonu Actis’e devri için

hisse satış sözleşmesini imzaladı.

Limak Yatırım’dan yapılan açıklamada

hisse satış sözleşmesinin

30 Eylül’de imzalandığı söylendi.

Eylül ayı dış ticaret

açığı açıklandı

Ticaret Bakanı

Mehmet Muş,

2021 Eylül’e

yönelik öncü

dış ticaret verilerini

açıkladı.

Muş, “İhracatımız

eylül ayında geçtiğimiz yılın

aynı dönemine göre yüzde 30

artışla 20.8 milyar dolar seviyesine

çıktı. Cumhuriyet tarihimizde

ilk kez aylık bazda 20 milyar

dolar eşiğini aşmış bulunmaktayız”

dedi. İthalat ise eylülde yıllık

bazda yüzde 12 artışla 23.4

milyar dolara çıktı.

21


KRİPTO PARA

Bitcoin’de Powell

artışı yaşanıyor

Bitcoin ekim ayının başlamasıyla

1 Ekim’de Temmuz’dan

bu yana gördüğü

en büyük günlük kazanca

ulaştı. Buna paralel

olarak diğer alt coinlerde

de artış yaşandı.

Eylülün son gününde 43

bin 800 seviyelerinde seyreden

Bitcoin 1 Ekim’de gün içinde yüzde 10’a varan

artışla 47 bin 880 seviyelerini gördü. Bitcoin

ayrıca, eylül ayını yüzde 7,6 düşüşle kapatmasına

rağmen üçüncü çeyreği %25 yükselişle kapatmıştı.

Jerome Powell etkisi yaşandı

Bitcoin’deki yükselişin sebebi olarak ise ABD Merkez

Bankası Başkanı Jerome Powell’ın konuşmalarının

etkili olduğu düşünülüyor. Powell’ın kongredeki bir

oturumda “Çin'de gördüğümüz gibi kripto para birimlerinin

kullanımını yasaklamak veya sınırlamak

niyetiniz var mı?” sorusuna verdiği cevap piyasayı hareketlendirdi.

Powell, kripto paraları yasaklamaya

“niyetlerinin” olmadığını söyledi. Powell ayrıca sabit

coinlerin düzenlemeye ihtiyaç duyduğunu belirtti.

Çin yasakladı İran yasağı kaldırdı

Çin’de kripto para borsalarına gelen yasaklar piyasayı

sarsmış, kripto paralar düşüşe geçmişti. Çin’de faaliyet

gösteren en büyük kripto para borsaları Huobi

ve Binance, yasak kararının ardından piyasadan çekilmişti.

Huobi, kullanıcıların hesaplarını sene sonuna

kadar kapatacağını bildirmişti. Ayrıca bugün İran

Elektrik Üretim ve Dağıtım Şirketi’nden yapılan yazılı

açıklamaya göre, eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani

tarafından 26 Mayıs’ta kripto para madenciliğine

getirilen yasak sona erdi.

BAŞLIKLAR

Ukrayna, Bitcoin’le

geleceğe yürüyor

Ukrayna Başkanı Volodymyr Zelensky,

Ukrayna Parlamentosu

tarafından 8 Eylül’de kabul edilen

yasayı imzaladıktan sonra,

Bitcoin ve diğer kripto para birimlerinin

yakında Ukrayna’da

yasal olarak kullanılabilir olacağını

söyledi. Tamamen dijitalleştirilmiş

bir ekonomiye geçiş ve

Bitcoin’i yasal ihale olarak kabul

edeceklerini ekledi.

Avrupa en büyük

kripto ekonomisi!

Blockchain analitik firması

Chainalysis’in yeni araştırmasına

göre orta, kuzey ve batı Avrupa

bölgesi veya CNWE, geçen

yıl 1 trilyon doların üzerinde dijital

varlık alarak dünyanın en

aktif kripto para birimi blogunu

oluşturuyor. Avrupa, 1 milyar

doları aşan işlemlerle en büyük

kripto para ekonomisi oldu.

Ripple’dan NFT

yaratıcıları için 250

milyon dolarlık fon

Alt coinler arasında oldukça popüler

olan ve rakiplerine göre

ciddi bir potansiyele sahip Ripple,

içerik oluşturucular, markalar

ve pazar yerleri için değiştirilemez

token (NFT) kullanım

senaryoları oluşturmak için 250

milyon ABD doları tutarında bir

“yaratıcı fonu” başlattı.

22


FİNANS

TCMB’nin faiz

indirimi sonrası

dolar yükseldi,

borsa düştü

Merkez Bankası, merakla beklnen faiz kararını 23

Eylül’de açıkladı. Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı

sonrasında yapılan açıklamada, politika faizinin

yüzde 19’dan %18’e indirildiğini açıkladı. Çoğu

ekonomist ise kararı doğru bulmadığını ifade etti.

Karar sonrası kurlar fırladı

Dolar/TL kuru, Merkez Bankası kararının ardından

8,65’ten 8,80’e sıçradı ve 9 liraya kadar yaklaştı.

Euro/TL’de ise 10,33 görüldü. Karar öncesi 1414

puanda olan Borsa İstanbul’da BİST 100 endeksi,

sert bir düşüşle 1395 puana kadar geriledikten sonra

bir miktar yükseldi.

Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, çekirdek

enflasyona vurgu yapılarak “Kurul, para politikasının

etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon

gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin

ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir.

Bu çerçevede para politikası duruşunda güncellemeye

ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesi yapılmış

ve politika faizinde indirim yapılmasına karar

verilmiştir” ifadelerine yer verildi.

BAŞLIKLAR

OYAK Yatırım ile

Fibabanka’dan işbirliği

Fibabanka,

OYAK Yatırım

iş birliğiyle

dijital

yatırımlarına

FibaBorsa’yı ekledi. Fibabanka

müşterileri; dijital kanallarda

yer alan ‘Yatırımlar’ menüsünden

FibaBorsa’ya kolay ve hızlıca

ulaşabiliyorlar.

Akbank ve Mükellef

girişimleri destekliyor

Akbank, online

şirket

kurma platformu

Mükellef ile işbirliği yaptı.

Mükellef’le şirketini kurup

Akbanklı olanlar, indirim dışında

pek çok ücretsiz bankacılık

ürün ve hizmetinden yararlanabilme

imkanı sağlıyor.

Şekerbank, KOBİ’lere

özel avantaj sunuyor

Şekerbank, KOBİ müşterilerine

özel olarak hazırladığı

“Kazanan KOBİ’ler

Kulübü”’nü hayata geçirdi.

Program kapsamında

Standart, Gümüş, Altın

ve Platin üyesi KOBİ müşterilerine

birbirinden farklı masrafsız

ürünler bulunuyor.

Odeabank 9 yaşında

2012 yılında faaliyete geçen

Odeabank, kuruluşunun

dokuzuncu yılını geride

bıraktı.

23


SİGORTA

Türk Sigorta

sektörünün

büyüklüğü 335

milyar lirayı aştı

Finansın Geleceği Zirvesi'nde konuşan Türkiye Sigorta

Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, 'Pandemi

Sonrası Sigortacılık' başlıklı oturumda konuştu.

Sektöre yatırımcı ilgisinin devam ettiği ifade eden

Benli, son 3 yılda sektörde 8 yeni şirketin kurulduğunu

ve 65 şirkete ulaşıldığını dile getirdi. Sigorta

sektörünün 2020'de 307 milyar TL'nin üzerinde bir

rakama ulaştığını

aktaran Benli, 2021

Ağustos ayında 335.5

milyar TL'ye çıktığını

belirtti. Benli,

"Bu dönemde sigorta

şirketleri yüzde

24, hayat ve emeklilik

şirketleri yüzde

33, reasürans şirketleri

ise yüzde 39

büyüdü" dedi.

13 milyon kişi BES’li

Prim üretiminde 2020 yılını 82.6 milyar TL ile kapattıklarını

anlatan Benli, bu yılın ilk 8 ayında ise

62.4 milyar TL'lik prim üretimi gerçekleştirdiklerini

söyledi. Benli, "BES'te toplam katılımcı sayısı 13 milyona,

toplam fon büyüklüğü de 190.1 milyar TL'ye

ulaştı" diye konuştu. Ödenen tazminat miktarının

her geçen gün arttığını anlatan Benli, "2020 yılında

üstlenilen tazminat yüzde 11.3 artışla 44 milyar

TL'ye çıktı" şeklinde konuştu.

BAŞLIKLAR

AXA ve TURMEPA’dan

doğa için işbirliği

6 AXA Sigorta, ilk yılını

geride bırakan kurumsal

sosyal sorumluluk projesi

Dünya İçin Hareket Et’in

ikinci senesinde yeni STK partneri

olarak DenizTemiz Derneği/

TURMEPA ile güçlerini birleştiriyor.

“Doğal afetler sigorta

kapsamına alınsın”

IBS Sigorta ve Reasürans

Brokerliği CEO’su

Murat Çiftçi, yangın ve

sel gibi risklerin mutlaka

sigorta kapsamına

dahil edilmesi önerisinde

bulundu. Çiftçi,

gerekli afet önleme

tedbirleri, koşul ve

şartların dikkate alınacağı poliçelerde

bazı bölgeler için teminat

bazında istisna veya muafiyetlerin

yer alabileceğini belirtti.

MAPFRE, İş’te Eşit

Kadın Sertifikası aldı

Türk sigorta

sektörünün

en güçlü şirketleri

arasında

yer

alan MAPFRE Sigorta, iş hayatında

kadınlara eşit haklar ve

fırsatlar sunan kurumların belli

kriterleri yerine getirmeleri halinde

verilen İş’te Eşit Kadın

Sertifikası’nı almaya hak

kazandı.

24


İNŞAAT/EMLAK

“Emlak davaları

daha da artacak”

Son dönemde emlak piyasasında

büyük bir hareketlilik

var. Bazı şehirlerde

kiralar yüzde 100

oranında arttı. Öte yandan

ev sahipleri de sözleşmesi

bitmeden kiracılarını

çıkarıp daha pahalıya

yeni kiracı bulma

derdine düştü. Ancak ev

sahiplerinin buna hakkı

yok. Bu nedenle de oluşan

anlaşmazlıklar tarafları

dava açmaya zorluyor.

Ayrıca ev sahiplerinin 5 yıllık kiracıları için

döneme göre uygun bir kira talep etme hakkı ile 10.

yılın sonunda hiçbir sebep göstermeksizin tahliye

davası açma hakkı var. İki durumda da ev sahipleri

ile kiracılar davalık olacaklar.

“Daha da artacak”

Davaların şimdiden açılmaya başladığını belirten

Gayrimenkul Brokeri Songül Toprak Özsan, “Hem

kiracı olarak hem de ev sahibi olarak dava açmak isteyen

birçok insan var. Bu durum piyasanın gidişatı

nedeniyle artacak. Mahkemeler, emlak davalarıyla

dolacak. Büyük bir iş yükü demek” diye konuştu.

Erken fesihte tazminat

Özsan, kiracı, evle ya da ev sahibiyle herhangi bir

sorun yaşamadığı halde sözleşme bitmeden evden

çıkmak istediği durumda ise izlenen yollar hakkında

şunları söyledi: "Mal sahibinin 3 ay daha kira

bedelini talep etme hakkı doğar. Ancak mal sahibinin

bu 3 aylık bedeli talep edebilmesi için de 3

aylık süre içerisinde yeni kiracı yerleşmemiş olması

gerekir.”

BAŞLIKLAR

İnşaat malzemeleri

sanayi üretimi ilk 7

ayda %27,5 arttı

Türkiye İMSAD, yapı sektörü ve

ekonomi çevreleri tarafından

dikkatle izlenen aylık sektör raporunu

açıkladı. ‘Türkiye İM-

SAD Eylül 2021 Sektör Raporu’na

göre, iç ve dış pazarda artan

talebin etkisiyle 2021 yılının

ilk 7 ayında inşaat malzemeleri

sanayi üretiminde yüzde 27,5

artış gerçekleşti.

Kiralık ev fiyatlarında

fahiş artışlara dikkat

Kiralık konut fiyatlardaki yükseliş,

ev sahiplerini mevcut kiracılarını

evden çıkararak daha yüksek

fiyatlarla yeni kiracı arayışına yöneltti.

Hesapkurdu.com, kira artış

oranının yasal olarak 12 aylık

TÜFE ortalaması baz alınarak

hesaplandığını belirterek, eylül a-

yında yapılan %15,78’in üzerindeki

artışlara karşı uyardı.

Konut satışlarında

İstanbul yine lider

TÜİK verilerine göre Ağustos

ayında konut satışlarında İstanbul;

24 bin 286 konut satışı ve

yüzde 17,2 ile en yüksek paya

sahip olurken, satış sayılarına

göre İstanbul’u 13 bin 642 konut

satışı ve yüzde 9,6’lık pay ile

Ankara takip etti.

25


OTOMOBİL

Kompakt hathback sınıfında kendine özgü tasarımıyla yeni Citroën C4’ün %100 elektrikli

versiyonu ë-C4, 2022 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’de satışa sunulacak. Citroën’in Türkiye

yollarıyla buluşturacağı ilk %100 elektrikli otomobil modeli olacak olan ë-C4, Avrupa’da

elektrikli araç pazarının iddialı modelleri arasında yer alıyor. Öyle ki, yılın ilk altı ayında

Avrupa kompakt elektrikli hatchback sınıfından aldığı

%8’lik payla Avrupa’nın en çok satan üçüncü

modeli ë-C4 oldu. Sahip olduğu

özgün tasarımı, segmentinin

çok ötesinde teknolojik özellikleri

ve üst seviye konforuyla

dikkatleri çeken

ë-C4'te 100 kW (136HP)

gücünde tamamen elektrikli

bir motor bulunuyor.

ë-C4’ün verimli bataryaları

toplamda 350 kilometre

sürüş menzili sunuyor.

Ford, seyahatleri iyileştirebilecek,

sağlıklı yaşamı destekleyecek

özellikleri sergilemek

amacıyla ‘farkındalık’

odaklı yeni bir

konsept otomobil

geliştirdi.

Konsept,

hijyenik

kabin havası ve

farkındalık odaklı sürüş

kılavuzlarıyla, seyahatleri

konforlu hale getirecek.

26


VAR MI İLHAM

ALACAĞIM

START UPLAR?

PARA

SANTRAL

www.santralpara.com


POLİTİKA

Erdoğan “Enflasyonu göz ardı etmiyoruz,

firmaların da üzerine gideceğiz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM yasama yılı

açılışında enflasyon tehlikesinin büyüdüğü bir dönemden

geçildiğini belirterek “Makroekonomik politikalardan yapısal

reformlara kadar pek çok adımı atarak enflasyonu tek

haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız" şeklinde konuştu.

Fahiş fiyat tartışmalarına da değinen Erdoğan rekabeti bozan,

piyasadaki hakim durumunu kötüye kullanan ve fiyatları

keyfi bir şekilde belirleyen firmaların üzerine kararlılıkla

gideceklerinin de altını çizdi.

“Elektriğe zam yapmaya

kalkarsanız bunun

bedelini ödersiniz”

Cumhuriyet Halk

Partisi lideri Kemal

Kılıçdaroğlu elektrik

şirketlerini sert

bir dille uyardı.

“Milletin sırtına çökmeye

çalışırsanız, elektriğe zam yapmaya

kalkarsanız bunun bedelini ödeyeceksiniz”

diye Kılıçdaroğlu, eğer zam yapılırsa halkı

kademeli olarak tüketimi durdurmaya çağıracaklarını

belirtti. Kılıçdaroğlu şöyle devam

etti: “Zam yapmaya kalkarlarsa iktidar

olduğumuzda bunun hesabını soracağız.”

“Türkiye uçmadı, gençler

ilk uçakla kaçmak istiyor”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan,

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini ‘Taraflı

Cumhurbaşkanlığı’, geride kalan 3 yıllık

dönemi de ‘gerileme dönemi’ olarak yorumlayarak

eleştirilerde bulundu.

Babacan, “Hani Türkiye’yi

uçuracaktı şimdi

gençlerimiz ilk uçakla kaçmak

istiyor” dedi. Babacan

şöyle devam etti: “Bu

sistem ülkemizi istikrarlı

bir şekilde yalnızlaştırdı,

demokrasiden

uzaklaştırdı.”

Oğuzhan Asiltürk hayatını kaybetti

Oğlunun evinde rahatsızlanarak İstanbul'dan Ankara'da bir hastaneye

kaldırılan Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı

Oğuzhan Asiltürk'e zatürreye bağlı gelişen nefes darlığı tanısı

konulmuş ve tedaviye alınmıştı. 13 Eylül’den bu yana tedavisi

süren 86 yaşındaki Asiltürk hayatını kaybetti. Asiltürk cenaze

töreni sonrası Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedildi. Uzun yıllar

boyunca siyaset dünyasında yer alan ve iktidar partisi Ak Parti

de dahil olmak üzere birçok partinin saygı duyduğu bir isimdi.

28


POLİTİKA

Akşener: “Osmangazi

Köprüsü’ne fazladan

10 milyar dolar ödendi”

İYİ Parti lideri Meral

Akşener, Osmangazi

Köprüsü için fazladan

10 milyar dolar

ödeme yapıldığını belirterek

"10 milyar

dolarla işçiden memura,

çiftçiden esnafa

tüm vatandaşlarımıza destek olmak yerine

bir grup müteahhidi zengin edenler tarafından

yönetiliyoruz. Soruyoruz; şimdi bu

hak mı?" ifadelerine yer verdi.

Bahçeli: “'Kürt sorunu'

diye bir sorun yoktur”

MHP Genel Başkanı Devlet

Bahçeli, "Türkiye'de 'Kürt

sorunu' diye bir sorun

yoktur. CHP Genel Başkanı

Kemal Kılıçdaroğlu,

olmayan bir sorunu varmış

gibi sunarak, HDP ile sürdürdüğü yasak ilişkiyi

ve ahlaksız ortaklığı resmileştirme, kaldı

ki meşrulaştırma arayışına girmiştir" dedi.

HDP: “Hükümet sistemini

değiştirmek istiyoruz”

HDP 2023'teki seçimlere yönelik hazırladığı

bildiride cumhurbaşkanlığı sisteminin

değiştirilmesi çağrısında bulundu. 'Adalete,

Demokrasiye, Barışa Çağrı

Deklarasyonu'nda, "Çözümsüzlüğün

başlıca kaynağı Cumhurbaşkanlığı

hükümet sistemini

değiştirmek istiyoruz"

ifadelerine yer verildi.

Ahmet Davutoğlu: “Kaygı

yaymaya çalışıyorlar”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu,

iktidar yöneticilerinin ‘biz gidersek bütün

kazanımları kaybederiz’ yönündeki açıklamalarına

tepki göstererek, "Bu kaygıyı yaymaya

çalışıyorlar. Ve maalesef

bu kaygı üzerinden yanlışlıkları,

yolsuzlukları, hırsızlıkları,

rüşveti meşrulaştırmak

isteyen bir

iklim oluşturuyorlar"

diye konuştu.

İnce: Cumhurbaşkanlığı

aday adayıyım

Memleket Partisi Genel

Başkanı Muharrem İnce,

partisinin 1'inci Olağan

Kurultayı'nda konuştu.

İnce, cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin,

"Benim için 'Genel başkan cumhurbaşkanı

adayı olmak istiyor' diyorlar. İstiyor muyum?

Evet istiyorum. Açıklıyorum; aday

adayıyım" şeklinde konuştu.

Mustafa Sarıgül:

“Ofsaytı kaldıracağız”

Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı

Mustafa Sarıgül, katıldığı "tv DEN" programında

“Ofsaytı kaldıracağız'' dedi. “Ofsayt

maçı şey yapıyor” diyen Sarıgül, sunucunun

“Dünyada var” karşılığı üzerine

“Dünyada da

kaldırmamız

lazım. Yenilik

ve değişim istiyoruz”

dedi.

29


MODA

Işılay Özge Vuran

IŞILAY’IN MODASI

Orduların erkek modasına etkileri

Geçmişten günümüze tarih boyunca savaşlar,

savaşta giyilen kıyafetler erkek

modasına etki etmiştir. Günümüzde hala

giyilen kıyafetler, takılan aksesuarlar

eski dönemde ihtiyaç için düşünülerek

yapılmıştır. Bunlar şimdi ise çok sık rastladığımız

kıyafetler arasında yer alıyor

ve geniş kapsamlı bir moda anlayışını

oluşturmakta. Bunlara biraz örnek verecek

olursak, trench coat, trench siper demek.

1. Dünya Savaşı, hendekler ve siperlerde

geçen bir savaş olduğu için oradaki

askerlerin en tercih ettiği tasarım

olmuştur. Omuzlardaki apoletler rütbe

taşıma yeri, koldaki ipler yağmur ve çamur

geçirmemesi ve kol kısmını kapatmak

için tasarlanmış. Aynı zamanda siperlerin

içinde o kıyafetle uyuyan askerler,

bütün vücudunu da bu şekilde örtüyor.

Ceketlerde ise bomber jacket yani

bombacı montu diyoruz. Ülkemizin ö-

nemli erkek giyim markalarından Beymen’de

dahi bunun çeşitlerine sıkça

rastlamak mümkün. Trenchcoat’a göre

çok kısa, hemen bel hizasında bitiyor.

Çünkü o dönemde askerler hızlı bir şekilde

uçağa binip inmek istiyorlar ve bunun

için de bacak kısmının hareketli olması

gerekiyor. Bomber jacketin en önemli

detayı ise kollarında lastik kapatıcılar. A-

maç ise oradan hava girip şişmememesi…

31


MODA

En sık kullanılan erkek kıyafetlerinden

biri olan takım elbise ise 1. Dünya Savaşı

öncesi Fransa ve Rusya ordusu tarafından

kullanılmaya başlanıyor. Fransızlar

normal takım elbise Ruslar ise kruvaze

kullanıyor

ve bu sonra da

moda haline

geliyor.

Aksesuarda ise

aviator sunglass,

direkt savaş

pilotları

için geliştirilmiş.

Gözyaşı

tasarımı bütün

gözü kapatıyor,

manevra yaparken

güneşin

boşluklardan

girmemesini

sağlamak amacıyla…

Ayakkabılardan

örnek

verecek olursak,

mesela

chukka botlar,

bunları İngiliz

ordusu tasarlatıyor.

Amaç ise

askerlerin

Güney Afrika

çöllerinde rahat

etmesi. Bu

süetin dayanıklı,

çok hafif olmakla

beraber

üretimi de basit

sade ve kolay...

Son olarak Kamuflaj boyasına da

değinmekte fayda var. Bu da bugün

hala birçok kıyafette kullanılıyor ve lüks

markalar tarafından da oldukça tercih

ediliyor.

32


MODA/STİL

Collagen by Watsons’dan

yeni Youth Secret serisi

Kuru cilt, donuk cilt tonu, esneklik kaybı, ince çizgiler ve kırışıklıklardan

mı şikayetçisiniz? Kolajen, sağlıklı ve genç bir cildin temel

unsurudur ancak yaşlanan cilt için kolajen oluşumunu artırmak

yeterli değildir. Cilt yüzeyinin altında durmaksızın çalışan patentli

içerik COLLABOOST ile formüle edilen Collagen by Watsons Youth

Secret serisi, geliştirilmiş esneklik için kolajen ağ yapısının kalitesini

güçlendirmeye ve iyileştirmeye yardımcı olur ve cildin farklı katmanlarındaki

kolajen seviyelerini artırmak için çalışan Tri-collagen

özelliğine sahiptir.

Head&Shoulders

yeni Kepeğe Karşı

Etkili Duş Jeli ve

Şampuan serisi ile

günlük koşuşturmasında

kişisel

bakımında hızlı

yöntemler arayan

erkeklere harika

çözüm sunuyor.

20 yıldan fazla süredir incelenen, yaşlanma

karşıtı özellikleri ile insanlığı

şaşırtmaya devam eden ölmez otunun,

L’Occitane’ın 7 yıl süren araştırmaları

sonucu yeni bir özelliği

ortaya çıktı. L’Occitane araştırmacılarının

NaDES( Doğal Derin Çözücüler)

teknolojisi ile yakaladığı ölmez

otu öz suyu ekstresi, Reset Oil in

Serum’un da yeni öz maddesi.

LEVI’S® RED TAB SWEATS

İster evden çalışın, ister evde sadece dinleniyor olun, ikisi için de

eşofmandan daha rahat bir kıyafet bulmanız zor. Yumuşak, esnek,

rahat, kuşkusuz ev giyiminin zirvesi. Ev ve ofis arasındaki sınırların

yavaş yavaş ortadan kalktığı bu dönemde, sadece rahat değil, aynı

zamanda evden çıkarken kendinizi içerisinde şık ve özenli

hissedebileceğiniz sweat’lere sahip olmak Sonbahar/Kış 2021

Levi's® Red Tab Sweats Koleksiyonu ile artık mümkün.

32


YEME ve İÇME

Özlem Mekik

YEME İÇME KÜLTÜRÜ

Ekim ayının sebze ve

meyveleri nelerdir?

Sağlıklı beslenmenin ilk ve en önemli

şartı mevsimsel tüketimdir. Bununla

birlikte bir diğer koşul ise hormonsuz ve

vücudumuzun ihtiyacı olan vitamin ve

mineralleri yeterli ve doğru miktarlarda

almaktır. İşte bu koşulları yerine getirmek

için yapmamız gereken her ayın

sebze ve meyve listesini çıkartmak ve bu

listeye uymaya çalışmaktır. Öyleyse, E-

kim ayının sebze ve meyve listesine birlikte

göz atalım.

Sebzeler:

Mantar, kırmızıturp, ıspanak, lahana,

havuç, salatalık, kıvırcık, patlıcan, yeşilbiber,

domates, yer elması, kırmızıbiber,

pırasa, bamya, pazı, karnabahar.

Meyveler:

Üzüm, nar, incir, mandalina, kızılcık,

fındık, ceviz, elma, armut,

greyfurt, portakal,

muz.

33


YEME ve İÇME

Ekim ayı sebzeleri:

MANTAR

Her şeyden önce ülkemizde

oldukça

çeşitli bir mantar

kültürü olduğunuz

belirtmemiz

gerekir ki sağlık

açısından son derece

değerli olan

mantar, usta ellerde

nefis bir yemeğe dönüşür.

Ana yemek listesinde

yerini alan mantar aynı zamanda salatalarda

ya da tavuk ve et gibi birkaç yan

malzeme ile birlikte pişirilerek de tüketilebilir.

Mantarda pek çok yararlı vitamin

ve mineral vardır. Kan değerlerini

dengede tutar. Bolca D vitamini içerir.

ISPANAK

Bu lezzetli ve bol vitaminli sebze ile

neler neler pişirilmez ki! Ispanaklı

börek, ıspanak kavurması, etli ıspanak

yemeği… Yemyeşil rengi ile sağlık

deposu olan ıspanakta A, B, C, E, K,

çinko, magnezyum ve büyük miktarda

demir vitamin ve mineralleri vardır.

Bolca tüketilmesi son derece yarar

sağlayan ıspanak, saç, cilt,

tırnak ve gözler için de

yararlıdır.

LAHANA

Türk mutfağının

en değerli

sebzelerinden

biri olan

lahana, özellikle

sarma yemeği ile

meşhurdur. Karalahana ya da beyaz lahana

sarmalarının tadına doyum olmaz.

Son yıllarda ana yemek menülerinde

yerini alan salatalar için de lahana, tadı

ve bol vitamini ile harika bir malzemedir.

Bağışıklık sistemimizi güçlendirir.

C, B ve E vitaminleri, demir, potasyum

ve magnezyum minerallerini içerir. Bu

nefis kış sebzesi zayıflamak isteyenler

için de oldukça değerlidir. Vücuttaki

toksin maddelerin atılmasını sağlar.

HAVUÇ

Havuç denildiğinde ilk aklan gelenlerden

biri de kardan adamların turuncu

burnudur. Hepimizin çocukluğunda

birden fazla havuç

burunlu kardan adam

hikâyesi vardır. Salataların

vazgeçilmez

malzemesi olan

havuç, farklı ana

yemeklere de

renk ve vitamin

katar. Vücuda

onlarca faydası

olan havuç, kök

hücrelerimiz için

iyi bir antioksidan,

potasyum, K vitamini,

sodyum, niasin, C

vitamini ve B6 vitamini kaynağıdır.

Bununla birlikte A, E, folat, çinko

ve demir içerir.

34


YEME ve İÇME

Ekim ayı meyveleri:

NAR

Atalarımız narı ne kadar

güzel tarif etmiş: “Çarşıdan

aldım bir tane, eve

geldim bin tane.”

Gerçekten de

nar, bin yıllar

boyunca bereketin

simgesi

olmuş efsanevi bir meyvedir. Rengi ve

estetik güzelliğinin yanı sıra tadına doyulmaz

tanecikleri son yıllarda salatalarımızı

da renk ve vitamin katıyor. Nar;

B5, B6, C ve E, B1 ve B2 vitaminlerinin

yanında zengin potasyum, magnezyum

ve folat ile vücudumuza sonsuz bir e-

nerji kaynağı sunuyor. Bir antioksidan

olan nar, obezite tedavisinin yanı sıra

kilo vermeye de yardımcı oluyor.

ÜZÜM

Anadolu’nun en

kadim meyvelerinden

bir olan

üzüm, binlerce

yıl pek çok

medeniyetin hem

yaşam kültüründe

hem de sofrasında yerini

almış. Tadına doyum olmaz

bir meyve olan üzüm, farklı tür

ve çeşitleri ile her sonbahar damaklarımızı

şenlendiriyor. Üzümün vücut için

çok önemli ve çok sağlıklı bir besin

olduğu sadece günümüzde değil tarih

boyunca da biliniyor. Yeşil üzüm B1

ve B2 vitaminleri ve demir, magnezyum,

fosfor, potasyum gibi

mineraller içeriyor.

KIZILCIK

Kızılcık, geleneksel

tatlarımız a-

rasında yöresel

özelliğini korumayı

başaran

meyveler arasında

yer alıyor. Kızılcık

hoşafı ya da

kızılcık reçeli, günümüzde

hala

geleneksel pişirme

yöntemleri ile

hazırlanıyor. Vücudumuz için C deposu

olan bu meyve, A, E ve K vitaminlerinin

yanı sıra kalsiyum, demir, bakır, manganez

gibi minerallere sahip.

İNCİR

Mevsiminde taze, diğer zamanlarda da

kurutulmuş olarak tüketebileceğimiz

incir, mutfağımızda meyve tabaklarındaki

yerinin yanı sıra tatlılar, reçeller,

salatalar ve daha pek çok yaratıcı ve

özgün menüye renk ve tat katıyor. Lif,

magnezyum, manganez, sodyum, B6

vitamini ve K, potasyum ve kalsiyum açısından

zengin olan incir, A, B1,

vitamin B2, demir, fosfor ve

klor gibi mineralleri de

içeriyor.

35


ASTROLOJİ

Tuğba Karadayı Ulusoy

DİJİTAL ASTROLOJİ

Ekim ayında sizi neler bekliyor?

Selamlar canım arkadaşlarım,

6 Ekim’de Terazi Burcunda bir Yeni Ay

gerçekleşecek. Bu Yeni Ay yeni başlangıçlar

için gereken enerjiyi bulabileceksiniz.

Fakat bu Yeni Ay dürtüleriniz ile

hareket etmemeye gayret etmelisiniz.

Tehlikeli durumlar, ani gelişmeler yaşayabilirsiniz.

Bu günlerde özellikle trafikte

dikkatli olmaya çalışın.

7 Ekim’de Venüs Yay burcundaki seyahatine

başlıyor. Geçtiğimiz günlerde ilişkilerde

ve maddi konularda krizler deneyimlemiş

olabilirsiniz. Artık bu sürecin

sonuna geliyoruz. İlişkilerde daha

keyifli vakit geçirmek önem kazanıyor.

Farklı kültürlerden insanlar ile bir araya

gelmek size keyif verebilir.

11 Ekim’de Satürn düz hareketine başlıyor.

Son birkaç aydır aynı sorunlar ve

sınavlar ile uğraştıysanız artık bu süreç

sonlanıyor. Etki aldığınız alanda yeni

sorumluluklar alma vakti geldi.

19 Ekim’de Jüpiter düz hareketine başlıyor.

Etki aldığınız alanda yaşadığınız

tıkanıklıklar açılabilir, şansınız geri döndü!

19 Ekim’de Merkür Retrosu sona eriyor!

İletişim sorunları azalarak bitmeye başlayacaktır.

Artık daha rahat hareket edebilirsiniz.

Yaşanan aksaklıklar, ertelenmeler

sona erecektir.

20 Ekim’de Koç burcunda bir Dolunay

yaşanacak. Dolunay ile hayatınızda

bitirmek istediğiniz konuların üzerine

eğilebilirsiniz. Bu Dolunay ile bazı konuların

tamamen kopup gittiğine şahit olacaksınız.

Dönüşme ve güçlenme fırsatları

bulabileceksiniz.

23 Ekim’de Güneş Akrep Burcuna geçiyor.

İyi ki doğdunuz Sevgili Akrepler!

Daha derinlere inmek isteyeceğiniz bir

sürece giriyorsunuz. Daha güçlü ve hırslı

olabilirsiniz. Bu dönem karamsar olmamaya

çalışın.

30 Ekim’de Mars Akrep burcuna geçiyor.

Amaçlarınız için daha sağlam a-

dımlar atabileceksiniz. Daha güçlü tepkiler

verebilirsiniz. İradeniz artabilir.

36


ASTROLOJİ

KOÇ

BOĞA

İKİZLER

Ekim ayında hangi

burcu ne bekliyor?

Sevgili Koç ve yükselen Koç, 6 Ekim civarında yeni bir ilişkiye başlayabilirsiniz.

Biraz ağırdan almak, düşünerek hareket etmek size fayda getirecektir.

7 Ekim itibariyle yabancı kültürlere ilginiz artabilir. Eğitimler ile

ilgilenebilirsiniz. 11 Ekim’den sonra gelecek planlarınız için yeni sorumluluklar

almanız gerekebilir. 19 Ekim itibariyle ilişkilerinizde yaşanan sorunları

çözebilirsiniz. Arkadaş çevreniz daha fazla genişleyebilir. 20 Ekim civarında

kendiniz ile ilgili önemli kararlar alabilirsiniz. Dış görünüşünüzü

değiştirmek isteyebilirsiniz. 23 Ekim itibariyle giderleriniz, ortaklı paralar,

borçlar gibi konular ile uğraşmanız gerekebilir. Giderlerinizi kısmak isteyebilirsiniz.

30 Ekim’le kazalara karşı daha dikkatli olmanız gerekiyor.

Sevgili Boğa ve Yükselen Boğa, 6 Ekim civarında günlük rutinlerinizi değiştirebilirsiniz.

Sağlık sorunlarından dolayı beslenme tarzınızı değiştirmek

durumunda kalabilirsiniz. 7 Ekim itibariyle partneriniz veya ailenizden

maddi destek almaya başlayabilirsiniz. Estetik ameliyatlar gündeminize

gelebilir. 11 Ekim’den sonra kariyerinizde daha fazla sorumluluk alma

şansınız olacak. 19 Ekim’den itibaren çalışma ortamınızda süregelen iletişim

sorunları son buluyor. Kariyerinizde yükselmek için daha fazla fırsat

bulacaksınız. 20 Ekim civarında bir hastalığınız artık çözüme ulaşacak. İyileştiğiniz,

tedavi olduğunuz bir sürece giriyorsunuz. 23 Ekim itibariyle ilişkiler

sizin için önem kazanacak. İlişkinize daha fazla odaklanacaksınız. 30

Ekim’den sonra ilişkiniz için daha fazla emek harcayabilirsiniz.

Sevgili İkizler ve yükselen İkizler, 6 Ekim civarında aşk hayatınızda hareketlilikler

ve yenilikler gerçekleşebilir. Çocuğunuz var ise onun hayatında

önemli yenilikler olabilir. 7 Ekim itibariyle aşk hayatınızda keyifli bir döneme

giriyorsunuz. Hayatınızda biri yok ise bu dönem ciddi bir ilişkiye

başlayabilirsiniz. İlişkisinde boyut atlamak isteyenler evlilik kararı alabilir.

11 Ekim’den sonra eğitiminiz ile ilgili yarım bıraktığınız konuları tamamlamanız

gerekebilir. 19’undan itibaren flörtleriniz ile aranızdaki iletişim sorunları

bitiyor. Çocuğunuz ile aranızdaki anlaşmazlığa da son verebilirsiniz.

Yeni seyahat fırsatları bulabilirsiniz. Kendinizi, vizyonunuzu geliştirebilirsiniz.

20’si civarında arkadaş çevrenizde bazı sorunları çözebilirsiniz. Bazı arkadaşlıklarınızı

sonlandırabilirsiniz. 23’ünde itibariyle sağlığınıza, günlük

rutinlerinize daha fazla odaklanabilirsiniz. 30’undan sonra sağlığınızda bazı

sorunlar çıkabilir.

37


ASTROLOJİ

YENGEÇ

ASLAN

BAŞAK

Sevgili Sevgili Yengeç ve yükselen Yengeç, 6 Ekim civarında aile hayatınızda

yenilikler ortaya çıkabilir. Yeni bir ev arayışı içine girmek zorunda

kalabilirsiniz. 7 Ekim itibariyle sağlığınızda iyileşmeler yaşayabilirsiniz.

Çalışma ortamınızda güzel gelişmeler yaşayabilirsiniz. 11 E-

kim’den sonra bazı borçlarınız ile tekrar uğraşmak durumunda kalabilirsiniz.

19 Ekim’den itibaren aileniz ve aile büyükleriniz ile yaşadığınız

karmaşa artık sona eriyor. Ayrıca onlardan maddi destek de almaya

başlayabilirsiniz. 20 Ekim civarında kariyeriniz ile ilgili bazı tamamlanmalar

yaşayabilirsiniz. Artık sizi memnun etmeyen bir işi bırakabilirsiniz.

23 Ekim itibariyle aşk hayatınıza odaklanabilirsiniz. Size

keyif veren konular ile daha fazla ilgilenebilirsiniz. 30’undan sonra flörtleriniz

çok hareketlenebilir. Hobileriniz için daha çok efor sarf edebilirsiniz.

Sevgili Aslan ve yükselen Aslan, 6 Ekim civarında kısa yolculuklar çıkmaya

karar verebilirsiniz. Yakın çevreniz ile ilgili yenilikler gündeme gelebilir.

7 Ekim itibariyle kalbi boş olanlar için aşk kapıyı çalabilir! Evli ve

çocuk isteyenler çocuk sahibi olacaklarını öğrenebilir. 11 Ekim’den sonra

ilişkinizde sorumluluk almanız gerekebilir. 19 Ekim’den itibaren zihninizdeki

karmaşa sona eriyor. Çok daha rahat iletişim kurmaya başlayacaksınız.

İlişkilerinizde güzel fırsatlar yakalayabilirsiniz. Yeni bir ilişki

için şanslı etkiler hakim. 20 Ekim civarında süren bir eğitiminiz artık bitebilir.

Yabancılar ile iş yapıyorsanız bu işi artık tamamlayabilirsiniz.

23’ünde itibariyle ailenize daha fazla odaklanıyorsunuz. Eviniz ve aileniz

sizin için önem kazanacak. 30’undan sonra ev içinde daha fazla uğraşmanız

gereken gündemleriniz oluşabilir. Aileniz için çaba gerekebilir.

Sevgili Başak ve yükselen Başak, 6 Ekim civarında yeni kazanç yolları

geliştirebilirsiniz. Maddi konularda ani kararlar almamaya dikkat

edin. 7 Ekim itibariyle aile ilişkileriniz güzelleşebilir. Evinizi güzelleştirecek

yenilikler yapabilirsiniz. 11 Ekim’den sonra çalışma ortamınızda

sorumluluklarınız artabilir. 19 Ekim’den itibaren para konularında

yaşadığınız karışıklıklar nihayet son bulabilir. Beklediğiniz ve

alamadığınız ödemeleri alabilirsiniz. Evcil hayvan sahiplenmek

istiyorsanız bu dönemde güzel fırsatlar bulabilirsiniz. 20 Ekim civarında

bazı borçlarınız sonlanabilir. Krediniz var ise kapatabilirsiniz.

Ameliyat ile ilgili gelişmeler yaşayabilirsiniz. 23 Ekim itibariyle yakın

çevrenize daha fazla odaklanabilirsiniz. İletişim konuları sizin için ön

plana çıkabilir. 30 Ekim’den sonra iletişim tarzınız daha sivri olabilir.

Zihniniz çok fazla çalışabilir, yeni kararlar gündeme gelebilir.

38


ASTROLOJİ

TERAZİ

AKREP

YAY

Sevgili Terazi ve yükselen Terazi, 6 Ekim civarında hayatınızda yeni

gelişmeler ortaya çıkabilir. Kendiniz ile ilgili önemli kararlar alabilirsiniz.

Bu kararları uygularken sabırlı olmaya gayret gösterin. 7 Ekim itibariyle

iletişim tarzınız çok daha keyifli ve güzel bir hale gelebilir. Yakın

çevreniz ile ilişkiniz güzelleşebilir. 11 Ekim itibariyle hobilerinizi kariyere

çevirme kararı alabilirsiniz. 19 Ekim’den itibaren kendinizi çok daha rahat

ifade etmeye başlayabilirsiniz. Amaçlarınızı, motivasyonlarınızı bulabilirsiniz.

Aşk konularında şansınız açılıyor. Yeni aşklar hayatınıza girebilir.

20 Ekim civarında ilişkilerinizde tamamlanmalar yaşayabilirsiniz.

Sorunlu giden ilişkinizi bitirebilirsiniz. 23 Ekim itibariyle maddi konulara

odaklanabilirsiniz. Para konusunu daha fazla gündeme taşıyabilirsiniz.

30’undan sonra para hırsı artabilir. Kazançlarınızı artırmanın

yolunu arayabilirsiniz.

Sevgili Akrep ve yükselen Akrep, 6 Ekim civarında kendinizi şifalandırmak

için adım atabilirsiniz. Süregelen bir rahatsızlığınızın tedavisine başlayabilirsiniz.

7’si itibariyle paranız bereketleniyor. Maddi konularda güzel gelişmeler

yaşayabilirsiniz. 11 Ekim itibariyle aile içinde sorumluluklarınız artabilir.

19 Ekim’den itibaren artık korkularınızı aşıyorsunuz. Kendinizi geri

plana attığınızın farkına varabilirsiniz. Ev alma fırsatı bulabilirsiniz. Taşınma

kararı alabilirsiniz. 20 Ekim civarında bazı rutinlerinizi bitirebilirsiniz.

Bazı alışkanlıklarınızı bırakabilirsiniz. Sigara kullanıyorsanız bırakmak için iyi

bir dönem. 23’ü itibariyle artık sahneye çıkma vak-tiniz geliyor. Artık kendinizi

ortaya koyabileceksiniz. İstekleriniz için hareket edebilirsiniz. 30’u sonrası

amaçlarınız için çabalayabilirsiniz. Daha agresif hale gelebilirsiniz.

Sevgili Yay ve yükselen Yay, 6 Ekim civarında sosyal çevrenizde

yenilikler meydana gelebilir. Yeni arkadaşlar edinebilirsiniz. 7 Ekim

itibariyle hayatınıza yeni bir aşk girebilir. Güzelleştiğiniz, kendinizi

daha değerli hissettiğiniz bir süreç geçirebilirsiniz. 11 Ekim itibariyle

kardeşlerinizin sorumluluğunu almanız gerekebilir. 19 Ekim’den

itibaren arkadaşlarınız ile iletişiminiz düzeliyor. Kendinizi kalabalık

gruplarda daha iyi ifade edebilirsiniz. Kısa seyahatler yapma fırsatı

bulabilirsiniz. 20 Ekim civarında bazı flörtlerinizi bitirebilirsiniz.

Size keyif vermeyen konuları hayatınızdan çıkarabilirsiniz. 23 Ekim

itibariyle kabuğunuza çekilebilirsiniz. Kendinizi daha çekingen ve

içe kapanık hissedebilirsiniz. 30 Ekim’den sonra pasif agresif

tepkiler verebilirsiniz.

39


ASTROLOJİ

OĞLAK

KOVA

BALIK

Sevgili Oğlak ve yükselen Oğlak, 6 Ekim civarında kariyerinizde

yenilikler yapabilirsiniz. Yeni bir işe başlayabilirsiniz. Bu dönemde

hızlı karar vermeyip, sakin davranmaya çalışmalısınız. 7 Ekim

itibariyle ilişkilerinizi daha gizli yaşamak isteyebilirsiniz. Size verilen

değeri sorgulayabilirsiniz. 11 Ekim itibariyle daha fazla para

kazanmanız gerekebilir. 19 Ekim’den itibaren kariyerinizdeki iletişim

sorunları son buluyor. Patronlarınız ile daha rahat iletişim kurabilirsiniz.

Kaynaklarınız artabilir. Zam alabilirsiniz. 20 Ekim

civarında eviniz ile ilgili sorunlar artık sonlanabilir. Evinizden taşınmak

durumunda kalabilirsiniz. 23 Ekim itibariyle sosyal çevrenize

odaklanacaksınız. Daha fazla sosyalleşmek isteyebilirsiniz. 30

Ekim’den itibaren gelecek planlarınız için çaba gösterebilirsiniz.

Sevgili Kova ve yükselen Kova, 6 Ekim civarında yeni bir eğitime

başlayabilirsiniz. Hayata bakış açınızı değiştirebilirsiniz. 7 Ekim

itibariyle sosyal çevreniz ile ilişkileriniz güzelleşebilir.

Arkadaşlarınız vasıtası ile yeni bir aşka yelken açabilirsiniz. 11 Ekim

itibariyle hayatınızın sorumluluğunu almanız gerekebilir. 19

Ekim’den itibaren uzaklar ile iletişim sıkıntılarınız bitiyor. Kendi

bilginize olan inancınız tazelenebilir. Kendinizi daha şanslı

hissedebilirsiniz. 20 Ekim civarında yakın çevreniz ile ilgili

sorunlarınız artık sonlanabilir. Kardeşlerinizin hayatında önemli

gündemler olabilir. 23 Ekim itibariyle kariyerinize odaklanacaksınız.

Kariyeriniz sizin için daha önemli hale gelebilir. 30

Ekim’den itibaren daha fazla çalışabilirsiniz. Kariyerinizde

yükselme hırsınız artabilir.

Sevgili Balık ve yükselen Balık, 6 Ekim civarında düşünmeden

harcamalar yapabilirsiniz. Bu dönemde kredi çekebilirsiniz. Gereksiz

masraflardan kaçınmaya çalışın. 7 Ekim itibariyle kariyerinizde

güzel gelişmeler yaşayabilirsiniz. Özellikle patronlarınız

ile ilişkileriniz daha keyifli hale gelebilir. 11 Ekim itibariyle ruh

halinizi daha dengeli ve sağlam hale getirmeniz gerekebilir. 19 E-

kim’den itibaren krizli iletişiminiz artık sona eriyor. Maddi konularda

yaşadığınız krizler artık sona erebilir. Hiç beklemediğiniz yerlerden

destek görebilirsiniz. 20 Ekim civarında bazı kazançlarınız

artık sonlanabilir. 23 Ekim itibariyle eğitimleriniz, hayata bakış açınıza,

kişisel gelişiminize odaklanabilirsiniz. Kendinizi geliştirmek

isteyeceksiniz. 30 Ekim’den itibaren inançlarınız ile ilgili çatışmalar

yaşayabilirsiniz. Çok fanatik davranabilirsiniz.

40


PORTRE

YUSUF ATILGAN


PORTRE

Yusuf Atılgan

odern dünyada kırsal bölgelerden

kentlere olan göçler sürekli

M

devam ediyordu. Kalabalık

kentlerde güven sorunu kaçınılmazdı.

Kalabalık nüfus arasında güven sorunu

yaşayanların sayısı her geçen gün artıyordu.

Güvensiz insanlar toplumdan

kendini soyutluyor ve içine kapanık ruh

halinde yaşıyorlardı. Metropol kentlerde

‘fildişi kuleler’ inşa edilmeye başlanmıştı.

Gri beton yapılar, para yarışına giren

insanlığa duygu ve hislerini unutturmuştu.

Bizi var eden temel olgular yerine

paraya itaat eden bireyler olmuştuk.

Binlerce yıl öncesinde anlamlandıramadığı

cisimlere

tapanların torunları

yine anlamlandıramadığı

parasal sisteme tapıyordu.

Depresyon ve stres,

insanda baskı oluşturuyor.

Kısıtlı özgürlüğü yok

ediyordu.

Modernist yazar Yusuf A-

tılgan kitaplarında yalnızlığı

ön plana çıkarmış ve

metropol kentlerin duygu

eksikliğine vurgu yapmıştı.

Yusuf Atılgan, 27 Haziran 1921 tarihinde

Manisa’da dünyaya geldi. Yunanlıların

işgali sonucunda doğduğu kent o-

lan Manisa’dan, Eylül 1922’de ailesi ile

birlikte Hacırahmanlı köyüne göç etti. A-

tılgan Necâti Bey İlköğretim Okulu ve

Balıkesir Lisesi’nden mezun olduktan

sonra İstanbul’a giderek İstanbul Üniversitesi

Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve

Edebiyatı Bölümü’ne kaydoldu. Burada

Ahmet Hamdi Tanpınar, Reşid Rahmeti

Arat, Ali Nihat Tarlan, Ragıp Hulusi Özdem

ve Halide Edib Adıvar gibi isimlerin

öğrencisi oldu.

Karakterleri herkesin ilgisini çekti

Atılgan üniversite yıllarında siyasi görüşünden

ötürü bir süre tutuklu kaldı. Daha

sonra bitirme tezini tamamlayarak

mezun oldu. Bir yıl, Akşehir’de bulunan

Maltepe Askeri Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği

yaptıktan sonra

Hacırahmanlı köyüne

1946’da geri döndü. Babasının

vefatı üzerine çiftlik

işleri kendisine kaldı.

1949 yılında evlendi ve 3

yıl sonra köydeki işlerinden

feragat ederek edebiyata

yoğunlaştı. 1954’te

"Ziya Atılgan" ve "Nevzat

Çorum" maslahlarıyla

yazdığı iki hikâyesiyle Çukurova

Holding bünyesinde

bulunan günlük gazete

olan Tercüman'ın hikâye

yarışmasına katıldı. Bu yarışmada,

Evdeki adlı hikâyesiyle birinci, Kümesin

Ötesi ile yedinci oldu. Kendisiyle özdeşleşen

Aylak Adam'la da (1958) Yunus

Nadi Roman Ödülü’nde ikincilik aldı. Bu

süreçte geniş kitlelerce tanınmaya başladı.

Sonraları hikâye alanındaki yet-

42


PORTRE

kinliğini Varlık ve a Dergisi’nde gösterdi.

1973 yılında ikinci romanı Anayurt O-

teli'’ni yayımladı. Geçim sıkıntısı yaşadığı

dönemlerde tiyatro oyuncusu Serpil

Gence ile 1974’te ikinci evliliğini yaptı.

Çeşitli yayınevlerinde redaktörlük

yaptığı dönemlerde birtakım çeviriler de

yapıyordu. 1987 yılında Anayurt Oteli'nin

Ömer Kavur tarafından sinemaya

aktarılması tanınırlığının artmasını

sağladı.

Yazarın çocukları ve çevresindekiler o-

nun az konuşan ve içine kapanık birisi

olduğunu defalarca kez dile getirdiler.

Yusuf Atılgan, Türk yazar ve öğretmendi.

Türk edebiyatının ve Türk romanının

modernist bir düzleme geçtiği 1950-

1980 yılları arasında yazmıştı. Bu dönemin

ilk modernist Türk yazarlarından

olma unvanını taşıyordu.

‘Anayurt Oteli ve Aylak Adam’ romanlarında

yalnızlığı ve içi kapanıklığı ön p-

lana çıkarmıştı. Aylak Adam’da, ismi bile

çok gördüğü Bay C karakterinin 1 yıllık

sürecini dört mevsim halinde anlattı.

Bay C’nin hayatı, annesini kaybetmesi ile

başlıyordu. Babasının sapkın davranışları

ve cinsel arzularını oğluna yansıtması

yüzünden nevrotik bir genç olmuştu.

Duygu bozukluğu yaşayan, kimseyi

sevemeyen, kötümser, toplumsal kurallara

aykırı davranmaktan zevk alan,

psikolojisi bozuk bir adam olan C, yalnız

ve mutsuz birisiydi.

43


PORTRE

Anormal duygu değişikliği yaşayan, kalabalık

kentte duygularını babası yüzünden

yaşadığı travma sonucu kaybeden

C, kendini hayalet ruhlu ve boşlukta

hissediyordu. Babasına olan kini ve

öfkeyi asla unutmamıştı.

Bay C, ismi olmayan şehir vatandaşlarını

temsil ediyor. Kalabalık nüfusta yaşayanların

duygu azalması yaşadıklarına

dair vurgular yapılıyordu. Kitty Genovese

Sendromu olayı toplumda yaşayan

bireylerin duygularının nasıl azaldıklarını

ön plana çıkarmıştı. Kalabalık nüfus

harekete geçmemizi sınırlandırıyor

ve sorumluluğu başka insanlara atmamıza

neden oluyordu. Çünkü insanlar

korkuyordu. Kalabalıktan, başlarına bir

şey gelmesinden, sonuçlardan korkuyordu.

İnsanların modern çağda inandıkları

din artık para dinine dönüşmüş

durumdaydı. Parasal sistem insanların

duygularını, hislerini, benliklerini yakıt

olarak kullanıyor ve yok ediyordu. Para

kazanabilmek ve yaşayabilmek adına

benliğimizi ve insanlığımızı kaybediyorduk.

Tıpkı Bay C’de olduğu gibi. Karanlık

ve boşlukta savruluyor, paranın

hayatımıza şekil vermesine ihtiyaç

duyuyorduk. İlkel tepkiler verip, sahte

davranışlarımız ile uyuyorduk.

Yine Anayurt Oteli romanı ise aksilik sonucu

trenini kaçıran bir kadının otele geçici

olarak gitmesiyle başlıyor. Ana karakterimiz

hayattan beklentisi olmayan,

umudu yok olmuş ve mutsuz bir karakterdi.

O kadını görmüş ve onun tekrar

geri döneceği umuduyla yaşamıştı.

Anayurt Oteli ve Aylak Adam romanlarında

baş karakterlerimiz kurtuluş yolunu

kadınlarda arıyordu. Yaşam amaçlarını

bunlara göre şekillendiriyorlardı.

Binlerce sene öncesinde Toprak Ana’ya

tapanların torunları bu sefer yaşam için

umudu yine kadınlarda arıyordu.

Türk modernist yazar Yusuf Atılgan arkasında

bıraktığı romanlar ve yazıları ile

Türk modernist akımına yön vermişti. 9

Ekim 1989 tarihinde İstanbul’da hayata

veda etti. Ancak o belki de Aylak Adam

romanını kendisini daha iyi ifade etmek

için yazmıştı. Onun da belirttiği gibi, belki

de hepimiz duygularını ve hislerini

kaybetmiş birer Bay C olabiliriz…

Kaynakça: https://tr.wikipedia.org -

http://www.humanitiesinstitute.org

44


Hollywood’un iki usta ismi George Clooney

(60) ve Brad Pitt'ten (57) yeni film projesi

geliyor. Film, birden fazla stüdyo ve yayın

kanalı arasında yaşanan ihale savaşı

sonrası kendine Apple TV’de yer bulmayı

başardı. İki ünlü ismin başrolleri paylaşacağı

projeyi Jon Watts yönetecek. Filmi,

Clooney’nin yapım şirketi Smokehouse

Pictures ile Pitt’in şirketi Plan B ortak bir

çalışma ile ortaya çıkaracak.

KÜLTÜR

Yenilenen AKM, 29 Ekim’de açılıyor

Eski binası yıkılan Atatürk

Kültür Merkezi yenilenen

yüzüyle 29 Ekim’de açılıyor.

Yenilenen temeli, Cumhurbaşkanı

Recep Tayyip

Erdoğan tarafından 10

Şubat 2019’da atılan kültür

merkezinin yapımı da tamamlandı

ve son rötuşlarla

29 Ekim Cumhuriyet

Bayramı’na hazırlanıyor.

George Clooney ve Brad Pitt yeniden

aynı filmde olacak

Versus Tiyatro & Zorlu PSM yapımı: “Evlilikten Sahneler”

Sinemanın ölümsüz isimlerinden Ingmar Bergman’ın kült filminden, ödüllü oyuncu ve

yönetmen Kayhan Berkin rejisiyle sahneye uyarlanan Versus Tiyatro ve Zorlu PSM

ortak yapımı Evlilikten Sahneler, 21 Ekim’de prömiyer yapmaya hazırlanıyor.

Evlilikten Sahneler çoğu zaman kadın ve erkek

kimliğinde önemli dönüşümlere yol açan ve onu

biçimlendiren bir çerçeve haline gelen evliliği

oyunun merkezine koyuyor. “İki insan bir ömür

bir arada yaşayabilir mi?”, “Aile nedir?”, “Şefkat

nedir?”, “Aşk nedir ne değildir?” sorularına yanıt

arayan Evlilikten Sahneler’de baş rollerde Ece

Dizdar ve Öner Erkan yer alıyor.

45


KÜLTÜR

Popüler kültürün

Z kuşağına etkileri


KÜLTÜR

Popüler kültürün

Z kuşağına etkileri

nsanlık makineleşme devrinden

İ sonra inanılmaz biçimde gelişmeye

başladı. Var olduğundan

binlerce yıl sonra ateşi ve tekerleği bulmuş

olan insanlık, Sanayi Devrimi’nden

sonra kısa süre içerisinde Uzay Çağı’nı da

başlatmıştı. Tüm bu gelişmeler birçok

gündem yaratırken, farklı gelişmeler insanların

hayatını şekillendiriyor ve belli

başlı kuşakların oluşmasına neden oluyordu.

Günümüzde birçok insan

ne yazık ki savaşlara,

ekonomik krizlere, darbe

girişimlerine maruz

kaldı. En son kuşak

olarak adlandırılan

Z kuşağı, internet

çağına, bilimin

ve hızlı teknolojik

gelişmelerin bulunduğu

dünyayla gözlerini

açtı. 2000 yılından

sonra doğan nesile verilen

genel isimdi Z kuşağı. Bu kuşak

popüler kültürden oldukça etkileniyor,

yynı tarz kıyafetler, aynı müzik

türleri, aynı yiyecekler ırk, dil ve kültür

gibi unsurları ortadan kaldırıyor. Popüler

olarak yapılan aktiviteler ise haberi olmadan

kişinin özünü unutmasını sağlıyor.

Kendi kültürünü unutup, fast food beslenen,

aynı müzikleri dinleyen ve aynı

tarz giyinenler artık aynı sorunları barındırdığı

için sistem tarafından da kolayca

yönetilebilir hale geliyor.

Popüler uygulama Tiktok 1 milyardan

fazla indirilme ile dünyanın en çok kullanılan

aplikasyon uygulamalarından

birisi oldu. Z kuşağının maruz kaldığı yabancı

sözcüklerin karıştığı Türkçe'nin ise

eski Türkçe ile yakından uzaktan alakası

kalmadı. Tiktok internetin yeni fenomeni

haline geldi, buradan çıkan birçok akım

ve popüler kelimeler ise

gençler arasında sıkça dile

getirilmeye başlandı.

Her genç artık aynı

popüler betimlemelere

maruz kalıyor

ve aynı cevapları veriyor.

Özlerinden,

benliklerinden kopanların

yok olması

da daha basitleşir.

Anlık ve hızlı tüketen insanlar,

bir anda çoğu anı da

unutmaya başladı. Bugün

fenomen olan saatler içerisinde yerini bir

başkasına bırakıyor. Sosyal medyalarda

çok fazla tıklanıp, ünlü olmak ve kolay

şekilde para kazanmak bazı gençlerin

ilgisini çekmeyi de çok basit bir şekilde

başarıyor. Fenomen olabilmek ve gündemde

kalmak adına sahte davranışlar

sergilemeye ve bunlara inanıp gündelik

hayatta da saygınlık ve çevre edinebilmek

47


KÜLTÜR

adına insanlara sahte davranmak oldukça

fazlalaştı. Fenomen olanlara ayrı saygı

duyuluyor, yaptığı sahte işler sorgulanmadan

o kişiye değerli aile bağları bile

affedilir duruma geldi.

Popüler kültürde hızlı

tüketme alışkanlığı da

her geçen gün daha

çok artıyor. Hızlı tüketme,

sahteliği, sahtelikte

sorgulamayı u-

nutturdu. Kardaşev

ölçeğindeki insanlık

pek uzakta değil. Çünkü

aynı dil, aynı yemek

ve müzik kültürüne

sahip insan sayısı her geçen gün

daha da artıyor. Kardaşev ölçeğinde tip 1

medeniyeti neredeyse tamamlanmak

üzere... Gelecekte insanların yıldızlararası

seyahatlerinde hangi ülkeden oldukları

pek önemli olmayacak. Gelecekte

dünyalı veya ay insanı kavramı bu yüzyılın

2. yarısında bile gerçekleşebilir. İnternet

çağında doğan Z kuşağı da

gelecekteki yerini farklı şekilde isimlendirebilecek

ve farklı nesillere bırakacak.

Belki Z kuşağındakiler

de ilkel kalacak

Hali hazırda internetin üst sürümü olan

Metaverse kavramı yakın. Metaverse içinde

doğan kişiler belki de Z kuşağına ilkel

gözüyle bakacak. Belki de gelişen her

kuşak kendinden

önceki kuşakta

yaşayanlara

ilkel gözüyle

bakacak...

Bunlar dışında sahtelik de gerçeklik algısını

yok etmeyi tüm hızıyla sürdürüyor.

Daha ergenliğe girmemiş çocuklar dahi bu

sahteliğe maruz kalmış durumdalar. Ö-

nemli olan kişilerin fenomenler olduklarını

düşünülüyor,

gerçek emekçileri, bilim

insanlarını unutuluyor.

Havalı sanılan sözcükler

ise gün içinde sıkça dile

getiriliyor. Sahte davranışlar

sahte hayatların o-

luşmasına da temel hazırlıyor.

Gerçeklik algısı

değişince akıl sağlığını yitirenlerin

sayısı her geçen

gün artıyor. Linç ortamında ise sürü

şeklinde hareket ediliyor ve fenomen olarak

sevilen ve benimsenen kişinin hedef

tuttuğu kişiye nefret dolu sözcükler sarf

ediliyordu.

İdoller de değişti

Geçmişte yaşayan insanların hayatta örnek

aldıkları, benimsedikleri ve idol olarak

nitelendirdikleri kişiler olmuştur. Önceden

bir sanatçıyı, lideri, bilim insanını rol model

alan insanlar şimdi fenomenler rol model

alınıyor. İnsanlar onlar gibi lüks yaşam

içerisinde var olmak istiyorlar. Keza bu

davranış bile insanın yaşam amacının para

olduğunu gözler önüne seriyor. İşin içine

para girince de birçok duygu unutulurken

kötülüklerin sayısı daha da artıyor. Her bir

genç izlediği ve maruz kaldığı anı sorgulamalı

ve sahteliği hayatının merkezinden

çıkartmalı. Gerçek hayat gayesi yeni nesil

için fenomenler olmamalıdır. Körü körüne

bağlılık yine insanın kolay şekilde yönetilmesini

sağlar…

48


%10

İNDİRİMLİ

.

İnternet Sitesine

Yönlendirme

Reklam Videosu

İzleme

Reklamda Müzik

Dinleme

HEPSİ BİR ARADA

TEK REKLAM FİYATINA

reklam@dijipub.com

MEDYATABLET


2

SANTRAL

dergi içinde dergi

Kırk yıllık hatrı

olan enfes lezzet:

KAHVE


Gönül ne kahve ister, ne kahvehane.

Gönül ahbap ister, kahve bahane…


/Kahve

SUNUŞ

Osman Kılıç

Bu dosyanın 40 yıl hatrı var!

Santral bundan böyle her ay Santral 2 ile

de fark yaratmaya ve değer katmaya devam

edecek. Bu ilk Santral 2’de okurken

kokusu burnunuzda tütecek bir kahve dosyası

ile sizlerle birlikteyiz, klasikleşen lafta

da dendiği gibi 40 yıl hatrı kalacak bir kahve

dosyası hazırladık. Ben bir kahve sever

olarak bu ilk Santral 2’nin kahve ile başlamasına

özellikle sevindim. Ve umarım ki

bu bize de şans getirir. Kahvenin tarihi oldukça

heyecanlı… Ben gibi kahve severler

bilirler ama bilmeyenler için kahve bir Ortadoğu

icadıdır. Yine benim ve kahve

severlerin bildiği bir durum daha var, tarihteki

ilk kafe İstanbul’da açılıyor. Spoiller

verir gibi oldu ama ‘İlk kafeyi kim açmıştı?’

başlığıyla hazırladığımız araştırmada bunun

detaylı halini okuyabilirsiniz. Kahve

çeşitlerini de anlattığımız bu dosyada hiç

duymadığınız, farklı gele-bilecek birçok

türü de sizlere anlatmaya çalıştık.

Yerinde içince gerçekten ‘ilaç’

aşırıya kaçınca sıkıntı!

Kahve ile ilgili bir dosya hazırlıyorsak bununla

ilgili efsanelerden de bahsetmek gerekirdi

elbette, öyle de yaptık. Kahve ile ilgili

duyduğum en ilgi çekici efsanelerden

biri olan Hz. Süleyman’ın hikayesini büyük

bir zevkle okuyacağınıza eminim. Sağlık

tarafında da yine Hz. Süleyman hikayesiyle

de bağdaşlaştırılabilecek bir konuyu gündeme

aldık; Kahve yararlı mı zararlı mı?

Bunun kısa cevabı; evet kahve yararlı şeklinde

ama yerinde içildiğinde… Bununla ilgili

bir portremiz de var; Balzac. Balzac o

kadar çok kahve içiyor ki bu yararlı içecek

onun zehri haline geliyor. Bu hikayeyi de

büyük bir ilgiyle okuyacaksınız. Son olarak

ise kitaba eşlik eden lezzetin ne olduğu sorusundan

yola çıkarak kitabın yanında

kahvenin daha uygun olduğunu anlatmaya

çalıştık.


/Kahve

Kahvenin kısa tarihi…

Kahve, kökboyasıgiller familyasının Coffea

cinsinde yer alan bir ağaç ve bu ağacın

meyve çekirdeklerinin kavrulup öğütülmesi

ile elde edilen tozun su ya da süt ile

karıştırılmasıyla yapılan içecek olarak bilinmektedir.

Bitki kökenlerinin Etiyopya'ya

kadar uzandığı, içecek olarak ise ilk

olarak Güney Arabistan'da yapıldığı düşünülmektedir.

17. yüzyılda Venedikli tüccarlar

yolu ile Avrupa'ya taşınan kahve, kısa

zamanda tüm Avrupa kıtasına yayılmıştır.

Amerika, Asya ve Afrika kıtalarında gerçekleştirilmiş

Avrupa koloniciliği sonucunda

dünyanın çeşitli yerlerinde kahve

plantasyonları kurulmuş, kahve

dünyada geniş çapta tüketilen bir i-

çecek olmuştur. Kahvenin tarımı günümüzde

Brezilya, Vietnam ve Kolombiya

başta olmak üzere tropikal iklimli ve yükseltili

bölgelerde gerçekleştirilmektedir.

Keyif ve zevk veren içecek

Kahve ağacının ilk bulunduğu yer olan

Habeşistan'ın Kaffa yöresinin Arapça

karşılığı "qahwah"dır. Araplar bugün bilinen

kahveyi henüz tanımıyorken "qahwah"

kelimesi, keyif veren içki ve şarap

anlamında dahi kullanımıştır. Bugünkü

anlamını ise 14. yüzyılda ortaya çıkmıştır.

"Qahwah" kelimesi; Türkçede "kahve"ye

dönüşmüş, Avrupa'da ise café,

caffe, koffie, coffee, koffie, kaffee

şekillerine dönüşmüştür.

53


/Kahve

Süleyman Peygamberden Şeyh

Şazili'ye kahve ile ilgili rivayetler

Kahve ile ilgili rivayetler gerçekten ilgi çekici

mahiyetteler. En önemlileri ise dini

isimler kökenli olanlar…

İlk rivayete göre kahveyi ilk içen kişi Yahudilik

inancında da adı efsanelerle geçen

Süleyman Peygamber. Rivayetin detayına

inilecek olursa Hazreti Süleyman

bir yolculuğu sırasında uğradığı şehrin

sakinlerinin nedeni bilinmeyen bir hastalıkla

boğuştuğuna şahit olur. Yemen'den

gelen

kahve çekirdeklerini

kavurarak bu

hasta insanlara verir.

Rivayet odur ki

bunu içen halk

kahve sonrası iyileşmiştir.

Kahveyi ilk içen kişinin

farklı olduğu

ile ilgili de rivayetler

çokçadır. 16.

yüzyılın Arap yazarı Ceziri’ye göre kahveyi

ilk içen kişi ez-Zebhani olarak bilinen

Yemenli Cemalleddin Ebu Abdullah

Muhammed İbn Said’dir. Nedeni bilinmeyen

bir olay yüzünden Aden’i terkederek

Etiyopya’ya giden Zebhani burada

kahve içen insanlarla karşılaşmış; Aden’e

döndüğünde hastalanmış ve aklına kahve

içmek gelmiş. Yine rivayet odur ki kahve

onu iyileştirmiştir. Kahvenin yorgunluk

ve uyuşukluk giderme,

canlılık ve dinçlik

kazandırma ö-

zellikleri de rivayete

göre ilk olarak

burada keşfedilerek

günümüze değin

gelmiş ve devamında

bilimsel olarak da

kanıtlanmıştır.

54


/Kahve

Adı markalaşmış bir kişi:

Şeyh Şazili

Bir diğer rivayete

göre Şeyh

Şazili 14. yüzyıl

sonlarında Yemen’de

yaşadığı

düşünülen

bir Sufi Şeyhi’dir.

Kahveyi

ilk içtiği söylenen

bir diğer isim olarak da bu kişinin adı

geçer. Hatta öylesine inanılmış bir efsanedir

ki, Anadolu’da kahve falı için kahve

fincanı kapatılırken Şeyh Şazili ruhuna

fatiha dahi okunduğu söylenmektedir.

Kahvenin enerji

verdiğini keşfeden isim

Kahveyi günümüzde kullanma amaçlarından

biri de enerji vermesi durumudur.

İşte bu rivayete göre de Khaldi denen

çoban bu durumu keşfeden ilk isimdir. 8.

yüzyıl ortalarında Habeşistan Kaffa’da

yaşayan Khaldi adındaki çobanın bir çalıya

ait kırmızı meyveleri yemesinin ardından

hayvanlarının daha hareketli oldukları

dikkatini çekmiş ve kendisi de bu meyveyi

denemiştir. Bu rivayete göre Khaldi kahvenin

verdiği hissi ve keyfi beğenince diğer

insanlara da haber etmiş ve kahve bugünlere

dek gelmiştir.

55


/Kahve

Dünyanın ilk kafesini kim açtı?

Mesai çıkışı arkadaşlarımızla muhabbetimize

eşlik eden, sevdiklerimizle bizi

bir araya getiren, bizde nispeten yeni gelişen

kafe kültürü aslında yeni olduğu

kadar da eski. Şimdilerde Starbucks,

CaffeNero ve Lavazza gibi birçok kafenin

yer aldığı kafeler furyasından önce ilk

kafe İstanbul’da açılmıştı.

Osmanlı İmparatorluğu’na kahvenin ilk

gelişi konusunda iki farklı hikaye mevcuttur.

Birincisi, 1554 yılında Türk

kahvesi, Halepli Hukm ve Şamlı

Şems tarafından İstanbul’a getirildiği

rivayeti. İşte ilk kahve

dükkanı da böyle açılmıştır.

İkili Tahtakale’de bir dükkân

açıp kahve satmaya başlamıştır.

Bu kahve dükkânı

Dünyada bilinen ilk kahve

dükkânı olarak tarihe geçmektedir.

Zaman içinde bu

lezzet Osmanlı’da saray

mutfağında ve evlerde kendine

yer edinerek vazgeçilmez

bir içecek haline gelmiştir. İkinci hikâyeye

göre ise, 1517 yılında Yemen Valisi

olan Özdemir Paşa, lezzetine hayran

kaldığı kahveyi İstanbul'a getirme teşebbüsünde

bulunmuştur. Özdemir Paşa

sayesinde Yemen’den getirilen kahve

Saray odalarına kadar girmiştir.

56


/Kahve

Çay ve kahvenin sağlık değerleri

1 Bardak Çay 1 Bardak Kahve

0 Kalori 7 Kalori

0,07 gr Protein 0,42 gr Protein

0 gr Karbonhidrat 0,06 gr Karbonhidrat

0 gr Yağ 0,52 gr Yağ

0 mg Lif 2,65 gr Lif

57


/Kahve

Aşırı kahve ölümü oldu:

HONORÉ DE BALZAC

Mesai Kahve yerinde ve dozunda tüketildiğinde

enfes bir lezzetken aşırıya kaçıldığında

çok ağır sonuçlar doğurabiliyor.

Aslında her şeyin aşırısı gibi, dozunda

ve yerinde içilmesinde

fayda

var. Bu aşırıya kaçanlardan

biri de

edebiyat dünyasından,

Balzac.

Balzac o denli çok

kahve tüketiyor

ki bir süre sonra

ölümü kahveden

oluyor. Gelin yazarımızın

doğumundan

ölümüne

kadar

olan

süreci kahve serpintileriyle ve güzel bir

kahve eşliğinde anlatalım.

Gerçek adı Honoré Balssa, 20 Mayıs 1799

yılında Fransa’nın Tours şehrinde dünyaya

geldi. Kapalı görüşlü bir burjuva

ailesi olan Balzac’ın babası memur annesi

ise babasından 31 yaş küçük bir soylu

kızdı. Soyluluktan ya da mizaç olarak,

bilinmez ama Balzac’ın annesi o kadar

soğuk bir kadındı ki bu soğukluk kötülüğe

dönüştü. Annesi Balzac’ı doğum

sonrası evden attı ve Jandarma’nın karısına

verdi. Bazı kaynaklar Balzac’ın bütün

çocukluğunu o evde geçirdiğini belirtse

de bazı kaynaklara göre de 4 yaşına

kadar o evde, devamında ise yetimhanede

büyüdüğü yönündedir. Ebeveynleri

olmasına rağmen bir yetim gibi büyüyen

Balzac, konuya ilişkin şu sözleri

söylemektedir; “Benim hiçbir zaman bir

58


/Kahve

annem olmadı… Benim hayatımdaki

tüm kötülüklerin sebebi annemdir” Bu

acı tanım bile iç dünyasında nasıl bir yara

olduğunu göstermeyen yeter.

Talihsizlikler peşini hiçbir

zaman bırakmadı

Eğitim hayatı da çocukluğu gibi kötü

geçti. Vendôme papazlarının yönettiği

bir okul olan Collège des Oratoriens’de

6 yıl boyunca

öğrenim gördü. O süreçte

bile ders çalışmak

yerine zamanının

çoğunu kitap

okuyarak geçiren

Balzac’ın, ailesi,

Napolyon’un

devrilmesinin

ardından Paris’e

taşındı. Balzac,

bu dönemde Paris’te

babasının

zoruyla hukuk öğrenimi

görmeye ve

bir noterin yanında

çalışmaya başlamıştı. A-

ma o bu işi hiç sevmiyor kafasında

başka hayaller kuruyordu.

1819’de ailesi maddi sıkıntılar dolayısıyla

Paris yakınlarındaki Villeparisis

kasabasına taşınınca haliyle Balzac da

Paris’ten uzaklaştı. Bu durum onun edebiyat

yapma hayallerine gölge düşürecekti

çünkü o dönemde edebiyat üzerine

araştırma yapabilmek için Paris’te

olmak gerekiyordu. Ancak o vazgeçmedi

ve konuyu da ailesine açtı. Ailesinin tüm

karşı çıkmalarına rağmen Balzac Paris’te

harabe bir oda tuttu ve yazmaya başladı.

Çocukluğundan süregelen ailevi problemlerini

yazdığı kitaplarda da sıkça

konu edindi. Yazmak da ona yaramadı,

hep başarısız oldu. Maddi sıkıntılar yaşadı

ve bunu yayınevi kurarak çözmek

istedi. O da battı.

Zengin kadın ve şöhret

tutkusundan hiç

vazgeçmedi

Balzac, hayatı boyunca

iki büyük tutkusunun

peşini hiç

bırakmadı; zengin

kadın ve şöhret.

28 yaşındayken,

45 yaşındaki

Madame Laure

de Berny ile

tanıştı ve 15 yıl

sürecek ihtiraslı

bir aşk hayatı yaşadı.

Asosyal bir karakter

olan Balzac’ın

hayatı, Madame Berny

sayesinde hem maddi hem

manevi olarak değişti. Zira Madame

Berny, Balzac’ın bütün borçlarını

ödemişti. Balzac bunu, hayatına giren

hemen her kadına yaptıracaktı ve bu

sayede maddi anlamda çok büyük sıkıntılar

yaşamayacaktı.

Madame Berny ile yaşadığı ilişkisi devam

ederken Düşes d’Abrantes ile de bir

flört yaşadı. O da Berny gibi ondan yaşça

büyüktü. Tıpkı Madame Berny gibi Dü-

59


/Kahve

şes de Balzac’ın hem sevgilisi olmuş hem

de borçlarını ödeyen finansörü olmuştu.

Devamında hayatına birçok kadın daha

girdi. Hiçbir kadın ona “hayır” diyemiyordu,

ta ki Fransa’nın en güzel aristokratlarından

Marquise de Castries ile

karşılaşana kadar... Marquise, “Balzac’ın

dış görüntüsündeki iticiliğe katlanamayan

kadın” olarak Balzac’ın tarihine geçen

ilk isimdi ama Balzac’ın intikamı acı

olacaktı. “La Duchesse de Langeais” adlı

romanında Balzac, Marquise’i rezil etti.

Kahve tutkusu

sonunu getirdi

Günde en az 18 saat

çalışan ve çalıştığı sürede

onlarca kahve i-

çen, hatta bir yazarın

kahve içmeden yazamayacağına

inanan

Balzac, bir yandan da

yemeğe düşkünlüğüyle

biliniyordu.

Balzac, devrinin yazarlarından,

önemli

bir noktada ayrılıyor

ve hatta sadece yaşamıyla

değil ölüm

şekliyle bile fark yaratıyordu.

Alkol içerek

kendini dağıtan

yazarlar arasından

“koyu kahve” içen tek

yazar olmasıyla sıyrılıyordu.

Ancak maalesef

bu alışkanlığı o-

nun sonunu getirdi.

Ardında 50’si taslak halinde olan çok

değerli eserler bıraktı. Sabahlara kadar

kahve içerek yazdığı bu eserler hiçbir

zaman tamamlanmadı. Balzac 1850 yılının

bir Ağustos gününde, aşırı derecede

tükettiği koyu kahvelerin kalbine

verdiği ağırlığa daha fazla dayanamadı

ve hayata veda etti. Peşinden ise

onlarca eser, binlerce öğreti bıraktı.

Marjinalliğini ölümüyle bile gösteren

Balzac, kahve denince akla gelmeye

daha uzun yıllar devam edecek…

60 87


/Kahve

COFFEE BEANS KURUCUSU ABDULLAH ALTAŞ

“Kahvede geleneksel ile yeni nesil

arasında köprü kuruyoruz”

Markanızın hikayesini

anlatır mısınız?

Coffee Beans olarak hayalimiz,

annelerimizin zarif

fincanları içinde görmemizle

başlayan eşsiz kahve

tutkumuzu gerçek

kahve tutkunlarının yüzündeki

gülümsemeye

dönüştürebilmekti. Bu a-

maçla 25’i aşkın ülkeden

seçtiğimiz yöresel çekirdekleri

kahve severlerle

buluşturmaya başladık.

Geleneksel bir lezzet olan Türk

kahvesinin sizin için önemi nedir?

İki kültürü de benimsiyor, geleneksele de

moderne de kucak açıyoruz. Hikayemizi

anlatırken de kısaca bahsettiğimiz gibi

Türk kahvesi bizim ata yadigarımız. Her

bir fincan Türk kahvesinin apayrı bir hikayesi,

hatırası var. Türk kahvesiyle aslında o

anın hüznünü de sevincini de bir fincana

sığdırıyorsunuz, bir fincan kahve ile

40 yıllık hatır ediniyorsunuz.

Markanız geleneksel

kahve kültürünü mü,

yeni nesil kahve

kültürünü mü

benimsiyorsunuz?

Yeni nesil kahveler ise şu

anki neslin vazgeçilmezi,

özellikle çalışan kesim için

güne başladıklarında ilk içmek

istedikleri şey bu kahveler

oluyor. Geleneksel

kahve kültürü ile yeni nesil

kahve kültürü arasında bir

köprü oluşturabilmek bu

sebeple bizim hedeflerimizin

başında geliyor.

Sizin markanıza özel bir

kahveniz mevcut mu?

En ilginç kökenlerden en

iyi kahveleri belirlemek, iyileştirmek, seçmek

ve kullanıcılarımıza sunabilmek için

zemin hazırlıyoruz.

Kahvelerinize eşlik edecek özel

lezzetlerinizden bahseder misiniz?

Kahve ile çok yakıştığını düşündüğüm pek

çok yiyecek bulunuyor. Benim ilk tercihim

çikolatanın atası olan kavrulmuş kakao çekirdeği,

ikinci sırada ise hurma. Türk kahvesinin

yanında lokum; yeni nesil

kahvelerin yanında ise

hem tatlı ihtiyacını gideren

hem de açlığı bastıran

donut, waffle, b-

rownie, kruvasan, ay çöreği

ve cheesecake gibi

yiyecekler çok iyi gidiyor.

61


/Kahve

Kahvenin neden 40 yıl hatırı var?

Sıcak ve sevecen ortamımızın vazgeçilmezidir

kahve. Ve bu güzel içeceği öyle

çok severiz ki ‘Bir kahvenin 40 yıl hatırı

vardır’ deriz Türk kahvesi için. Bu yaygın

inanışın nereden geldiği ile ilgili ise İstanbul’a

dayanır. İstanbul’un yemiş iskelesinde

başlayan bu hikayede kahve yapan

Üsküdarlı bilge biri bulunmaktadır. Her

kesimden insanın sohbet ve nasihatlarını

dinlemek için geldiği bu zatın yanında

kahve de en büyük eşlik edendir.

Bir gün bu bilge adamın mekanına bir Yeniçeri

gelir. Öylesine kendini belli ederek

gelir ki bu Yeniçeri kendini hemen belli

ettirir. Mekanda o anda bir Rum gemi

kaptanı da vardır. Yeniçeri,

kahveciye, 'herkese

benden kahve

ikram et ama

-içerideki

Rum gemi

kaptanını

göstererek-

ona verme' der. Kahveci zat bu ayrımcılığı

kabul etmeyerek herkese bu ikramı sunar.

Rum gemi kaptanının yanına oturan kahveci

bilge zata yeniçeri oldukça sinirlenir.

Hiddetli bir şekilde kahveciye, 'Ona vermeyeceksin

demedim mi?' der. Kahveci,

'Bu senin değil benim ikramım' diyerek

karşılık verir ve kaptanla muhabbetine

devam eder. Bu olayın üzerinden 40 yıl

geçer. Aynı süreç içinde Sisam Adası`nda

Rum isyanı patlak vermiştir. O zamanlar,

Rumlar eline geçirdikleri insanları esir

pazarında satmaktadırlar, Üsküdarlı kahveci

zat da bu insanlar arasındadır ve yaşlı

bir Rum tarafından satın alınır. Adamın

kendisini öldüreceğini düşünen kahveci,

yaşlı Rum’un yüzüne bakar ve onun kendisine

dostça baktığını görüp şaşırır. Yaşlı

Rum, kahveciyi serbest bırakır ve ona;

‘Bana 40 yıl önce bir kahve ikram ettin ve

ben o kahveyi de seni de unutmadım’ der.

İşte anlatılana göre, bir fincan kahvenin

40 yıllık hatırı olduğu inancı da buradan

gelmektedir.

62


/Kahve

Kahve çeşitleri ve özellikleri

Hemen herkes kahve içer. Ama isimlerini

telaffuz etmekte çoğumuzun zorlandığı

bu kahveler nelerdir? İçeriği nedir bunu

biliyor muyuz? Sizler için en yaygın kahve

çeşitlerini içerikleriyle ve tarifleriyle birlikte

anlatmaya çalıştık.

Espresso

İtalya’nın efsane lezzetti Espresso birçok

kahvenin ana malzemesini oluşturduğundan

dolayı ilk sırada yer alıyor. Sıkıştırılmış

ve ince öğütülmüş kahveyle

birlikte 90 derecelik suyun 30 saniye boyunca,

9 bar basıncıyla demlenmesi sonucu

hazırlanıyor. 30 mililitrelik shot bardaklarında

servis edilen espresso, elektrikli

makinelerin yanı sıra ocak üstünde

moka pot aracılığıyla da hazırlanabilir.

Americano

Bu kahve ise iki arada kalmış bir lezzete sahip.

Espresso kadar acı ve sert değil ama

filtre kahve kadar da yumuşak değil… Aslında

espressodan tek farkı sıcak suyla seyreltilmiş

olması. İlk olarak Amerika Birleşik

Devletleri’nde ortaya çıktığı düşünülen bu

kahve en çok da orada tüketiliyor. Kısaca

tarihine değinmek gerekirse; 2. Dünya Savaşı

sırasında ABD askerlerinin İtalyan lezzeti

espresso ile tanışıp tadını sert buldukları

için su katmalarıyla ortaya çıkmıştır.

Cappuccino

Adını Capuchin rahiplerinden alan bu lezzet

ise espresso, süt ve süt köpüğüyle hazırlanır.

Latteden sert espressodan hafif

olan bu içeceği hazırlamak için, her bir

fincana bir shot espresso eklenir, daha

sonra süt, 70 dereceye kadar ısıtılır. Burada

önemli olan nokta, sütün üzerinde 2 –

3 santimetreye kadar köpük oluşturabilmektir.

Sonrasında ısıtılan süt, espressoya

katılır.

Frappe

Bu kahve çeşidi bir çikolata firması olan

Nestle’nin 1957 yılında çocuklara yönelik

hazırladığı çikolatalı içecek sayesinde ortaya

çıkmıştır. İlk olarak Yunanistan’da

yapımına başlanan frappe için hazır kah-

63


/Kahve

veye sıcak değil, soğuk su ekleniyor. 2 tatlı

kaşığı çözünebilir kahve, şeker ve 3 yemek

kaşığı soğuk suyu, shaker veya mikser ile

karıştırılarak hazırlanıyor. Elde edilen karışımın

yarısı uzun bir bardağa dökülüyor

ve üzerine 7 – 8 adet buz küpü ekleniyor.

Devamında soğuk süt ve suyu ilave ediliyor.

Karışımdan kalan köpük de bardağın

üzerine eklediğinde Frappe hazır…

Latte

İçimi oldukça hafif olan Latte, 1/3 veya 1/5

oranında espressoya süt eklenmesiyle ortaya

çıkıyor. Üzerine de süt köpüğü konularak

servis edilen bu lezzet için ilk olarak

buharda ısıtılmış süt bardağa konulur, süte

1 shot espresso eklenir ve sütten kalan köpük,

bardağın üzerine eklenerek Latte sunuma

hazır hale gelir.

Macchiato

Sert ve aromalı bir tada sahip olan bu lezzet

olan Macchiato, espressoya köpüklü süt ilave

edilerek hazırlanır. Sıcak süt, mikser

yardımıyla köpük haline getirildikten sonra

1 shot Espresso’nun üzerine konulur. Macchiato,

Long Macchiato ve Latte Macchiato

olarak kendi içerisinde de ikiye ayrılmaktadır.

Mocha

Adını Yemen’de bulunan Mucha Limanı’ndan

alan Mocha, 1/3 oranında espresso

ile 2/3 oranında süt konularak hazırlanır.

Bu lezzetin latte ve cappuccinodan

farkı ise çikolata şurubu veya tozunun

kullanılmış olmasıdır. Bardağa konulan

çikolata şurubu ya da tozuna sıcak süt

ilave edilir. Bardağın kenarına ise espresso

eklenir. Çırpılan sütten elde edilen süt

köpüğünü de kahveye konulduğunda

mocha hazır demektir.

Marocchino

İtalya’da çok fazla tüketilen Marocchino, 1

shot espresso, süt köpüğü ve Hindistan

cevizi tozuyla yapılmaktadır. 1 Shot

espresso üzerine süt köpüğünü eklenir,

son olarak da Hindistan cevizi tozu ilave

edilir ve hazır hale gelir.

Filtre Kahve

En klasik kahve lezzeti ise filtre kahvedir.

Öğütülmüş kahve, metal veya kağıt filtre

yardımıyla sıcak sudan geçirilerek demlenir.

Dünya üzerinde en çok tüketilen kahve

olan filtre kahveye arzu edildiği takdirde süt

ve krema da ilave edilebilmektedir.

Çözünebilir Kahve

Evlerde yaygınlıkla tüketilen bu kahve

ise aslında filtre kahveden tat olarak pek

de ayrışmamaktadır. Espresso ve filtre

kahve demlediği zaman kalan posa çöpe

atılırken çözünebilir kahvede posa, asıl

malzemeyi oluşturmaktadır. Kahve tozunun

sıcak suya eklenip karıştırılması

sonucunda oluşur.

Soğuk Kahve

Kahve demlerken sıcak su kullanıldığı

için kahvenin içerisinde yer alan pek çok

yağ asidi çözünür. Bu da kahveye acı bir

tat verir. Soğuk kahve hazırlarken

kullanılan su da soğuk olduğu için bu

yağ asitleri çözünmez ve kahve daha

yumuşak içimli hale gelir. Soğuk kahve

demlemek için temelde kullanabilecek 3

farklı yöntem vardır. Bunlar; Cold Drip,

Cold Brew ve Ice Cold Coffee’dir.şi:

64 67


/Kahve

Azı Yarar Çoğu Zarar Olabilir

Sağlıklı bir hayat için yeme-içme düzeninin

de doğru ve dozunda olması gerekiyor.

Her insana göre değişen klasik beslenme

düzenine ek olarak antioksidan ve biyoaktif

bileşenleri bol miktarda içeren bazı

besin türlerinin hayatın içine konulması,

sağlık açısından oldukça önemli faydalar

sağlıyor. Bunların en bilineni ise kahvedir.

Faydaları yıllardır bilinen kahvenin rutin

olarak tüketilmesinde büyük bir yarar vardır

ama dozunda olması şartıyla. Bileşenleri

içinde ruhsal ve bilişsel fonksiyonlar

başta olmak üzere sağlık durumunu iyileştirmeye

yardımcı olan kahve, pek çok hastalıktan

korunmada da ciddi etkilere sahip

bir içecek.

Zihni açması, uyanıklığı ve enerji düzeyini

yükseltmesi, zindelik sağlaması gibi etkileriyle

bilinse de kahvenin faydaları sadece

bunlarla da sınırlı değil. Tüm dünyada

yaygın olarak kullanılan kahvenin aynı zamanda

cilt bakım ürünlerinde kullanıldığı

da bilinmektedir.

Zekayı güçlendirir, enerji verir

Özellikle kahvenin içinde fazlaca bulunan

kafein, tüketimin ardından hızla kana karışarak

beyine nüfuz eder. Burada üretilen

ve uyku haline neden olan adenozin adlı

nörotransmitteri bloklayarak uyanıklığı

artırır ve devamında enerji düzeyini yükseltir.

Bu sayede gün içerisinde hissedilen

yorgunluğu da gözle görülür derecede a-

zaltmaya yardımcı olur. Aynı zamanda

zihni açarak iş verimliliğini ve konsantrasyonu

da artırmada etkiye sahiptir.

Beyindeki bu etkisi sayesinde kahvenin

aynı zamanda ruh halini, hafızayı, reaksiyon

süresini artırdığı da bilimsel olarak

kanıtlanmıştır.

Kilo vermede de etkili bir besindir

Bu içeceğin faydalarından en bilinenlerinden

biri de yağ yakımını hızlandırmasıdır,

bu özelliğinden dolayı kilo vermek isteyenlerin

en sık kullanması gereken içeceklerinden

biridir, tabii yine dozunda olması

koşuluyla. Vücuttaki yağların parçalan-

65


/Kahve

masına ve ortaya çıkan serbest yağ asitlerinin

enerji üretiminde kullanılabilmesine

yardımcı olan kahve, bu olumlu etkilerine

karşın sade olarak tüketildiğinde sıfıra

yakın bir kaloriye sahip olmasıyla da

dikkat çekmektedir. Bu özelliğinden yararlanmak

için günde 2 kahve yeterli sayılmaktadır.

Fiziksel performansın

artmasına yardımcı olur

Kahvede bulunan kafein, epinefrin (adrenalin)

hormonunun üretiminde önemli bir

artışa da vesile olur. Bu hormon, korku ve

heyecan durumlarında artan ve insan

vücudunu yoğun fiziksel efora hazırlayan

bir hormon olarak da bilinmektedir. Bu

sayede kahve tüketiminin ardından fiziksel

performansta önemli bir artış yaşandığı

gözlemlenmiştir. Spor aktiviteleri veya fitness

ile ilgilenen sağlıklı bireylerin spor salonlarına

gitmeden yaklaşık yarım saat önceki

süreçte sade kahve tüketmesinde yarar

olacaktır.

Mikronutriyentler barındırır

Kahve ayrıca besin değeri yüksek olan ve

değerli mikro besin ögeleri içeren bir içecek

olmasından dolayı da dikkat çekmektedir.

Bir fincan kahve; içerdiği B12 vitamini

ile günlük gereksinimin yüzde 11'ini, B5

vitamini ile de günlük gereksinimin yüzde

6'sını, mangan ve potasyum mineralleri ile

günlük gereksinimin yüzde 3'ünü, B3 vitamini

ile günlük gereksinimin yüzde 2'sini

karşılamaktadır.

Alzheimer ve parkinsondan korur

Alzheimer, Parkinson ve demans gibi hastalıklara

bilinen bir kesin tedavi yöntemi

yoktur. Bu hastalıklarda sağlıklı beslenme

ve bazı besin türlerinin düzenli olarak

tüketimi, diğer pek çok hastalık türüne o-

ranla çok daha büyük önem kazanmaktadır.

Nörodejeneratif hastalıkların önlenmesi

konusunda oldukça etkili olduğu

bilinen kahveyi düzenli olarak tüketenlerde

Alzheimer hastalığının görülme olasılığının

yüzde 65'e kadar azaltılabileceğini,

Parkinson hastalığının görülme olasılığının

ise yüzde 30-60 civarında azaltılabileceğini

gösteren bilimsel araştırmalar

söz konusudur.

Kansere ve kardiyovasküler

hastalıklara karşı da korur

Yüksek derecede antioksidan içeriği sayesinde

düzenli olarak kahve tüketen bireylerde

karaciğer kanseri ve kolorektal kanser

türleri başta olmak üzere birçok kanser

türüne yakalanma riskinin önemli ölçüde

azaldığını gösteren bilimsel araştırmalar

mevcuttur. Hücre yapısını koruyarak

kontrolsüz çoğalmayı önleyen kahvenin,

aynı zamanda diyabet ve kardiyovasküler

hastalıklardan korunmaya yardımcı olarak

yaşam süresini artırdığı da bir gerçektir.

Türk kahvesinin ayrı bir yeri var

Ülkemiz topraklarında yetişmese de özel

pişirme tekniği ile Türkiye’nin dünyaya

yayılmış Türk kahvesi, lezzetinin yanı sıra

sağlığa olan faydaları ile de bilinmektedir.

66


/Kahve

Pişirme tekniği nedeniyle herhangi bir

süzme veya filtreleme işlemine tabi tutulmayan

Türk kahvesi, diğer kahve türlerine

oranla kahvenin faydalarından çok daha

büyük oranda yararlanabilmesini sağlar.

Filtre kahve tüketiminde kahvenin bir

kısmı filtrede kaldığından yararları açısından

Türk kahvesine göre bir adım geride

kalmaktadır. Çözünür kahve türleri de

birtakım fabrikasyon işlemlerine tabi tutulduğundan

en sağlıklı ve doğal kahve

türlerinden bir tanesinin Türk kahvesi olduğunu

söylemek yanlış değildir.

Dozundan fazlası yarar değil zarar!

Kahve her ne kadar sağlıklı ve yararlı bir

içecekse de bazı hastalıkları bulunan veya

ilaç kullanan kişiler için tüketimi, sağlıklı

bireyler için ise aşırı tüketimi bazı olumsuzluklara

neden olmaktadır. Özellikle

tansiyon, kalp ritmi bozukluğu, taşikardi

ve diğer kalp hastalıkları olan bireylerde

kahve tüketimi çarpıntıya neden olmaktadır.

Bu olumsuzluk herhangi bir kalp

hastalığı olmayan bireyler-de de aşırı kahve

tüketimi sonucunda

görülebilir.

Tansiyon hastalarında

ise kahve

tüketimi, kan basıncının

yükselmesine

neden olmasından

dolayı

pek tercih edilmez.

Tüm besinlerde

olduğu gibi

kahvenin tüketiminde

de ölçülü

olmakta fayda vardır. Günde 3 fincanın

üzerinde kahve tüketiminin doğurganlığı

olumsuz etkileyebildiği, 5 fincanın üzerinde

kahve tüketiminin de kemik erimesine

yol açabildiğini gösteren bilimsel çalışmalar

söz konusudur. Yine aşırı kahve

tüketimi uykusuzluk, gerginlik, sinirlilik ve

hassasiyet gibi olumsuzluklara da neden

olabilmektedir. Kansızlık sorunu bulunan

kişilerde aşırı kahve tüketimi besinlerdeki

demirin emilimini azaltırmaktadır. Bunlara

ek olarak kahvenin sade veya yalnızca

süt eklenerek tüketilmesi önerilir, yani k-

remalı, şekerli, şuruplu ve hazır süt tozları

içeren kahvelerde yağ ve şeker içeriği çok

yüksek olduğundan kahvenin bu şekilde

tüketimi faydadan çok zarara dahi sebep

olabilir. Aynı zamanda diüretik olan kahve,

idrar çıkışını da artırmaktadır. Fakat

bu etkisinden dolayı yeterli su

tüketmeyen kişilerde sıvı kaybına,

böbrek ve kalp hastalıkları olanlarda

ise elektrolit dengesizliklerine sebep

olması muhtemeldir. kişi:

67


tanıtım yapmaz,

itibar kazandırır

dijiPR

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!