19.01.2021 Views

vefalılar 2

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

VEFALI VE NAHİF

MALATYALILAR


içindekiler

06 08 10

LEVENT VADİSİ

Malatyanın turist

çeken önemli yerlerinden

MUSTAFA ÖNDER

Balıkesir ilçelerindeki

Malatyalıları

pandemi frenledi.

AYVALIK

Muhteşem

Malatyalılar

İçindekiler

Dergiye katkı 13

Donanımlı Malatyalı 18

Mehmet Balkış 24

Üyelerin dağılımı 24

Nevin Özman 26

Fikri Demirtaş 28

14 16

FERRUH ERGİN

Beşiktaşlı futbolcu

Malatyaspor’daki günlerini

anlatıyor.

BAŞKENT ANKARA

Ankara’da nahif,

vefalı ve yufka

yürekli Malatyalılar

2 Vefalı Malatyalılar ve nahif insanlar yurdu


MALATYALILAR

Vefalı ve nahif

Narin ve kibar

Yufka yürekli

Düşünceli

12

GÜLSEREN YAVAŞOĞLU

Bursa’da yaşayan

hemşerimiz.

13

MUSTAFA KARAKUŞ

Yufka yürekli güzel

hemşehrimiz

20 22 32

ÇIRMIKTI

Malatyanın meyve

ve sebze bahçesi

betonlaşıyor.

ÇANDARLI

Ülkemizin cennet

köşesi Çandarlı da

Malatyalılar

OKTAY ÇEVİK

Efsane Malatyaspor’un

efsane golcüsü grubumuzda

Vefalı Malatyalılar ve nahif insanlar yurdu

3


Vefalı

Malatyalılar

ve

Nahif

İnsanlar

Yurdu

Vefalı Malatyalılar ve

Nahif insanlar yurdu

2.Sayıdan selam olsun

Vefalı, nahif, yufka yürekli, ince

düşünceli hemşerilerimiz dijital dergimizin

2.sayısında sizlerle olmanın

mutluluğu içerisindeyiz.

İlki büyük ilgi gördü. Gerek tasarımı,

gerekse içeriği ile bambaşka birşey

olduğu şeklinde değerlendirmeniz,

fazla ara vermeden yayınlayalım diye

düşündük.

Gerçekten gelen telefonlar büyük

mutluluk verdi. İnanırmısınız dijital

alandaki dergimiz baskı halindekinden

daha fazla okunuyor. İstediğiniz an cep

veya bilgisayarınıza indirebiliyorsunuz

Böylece gurubumuzun artık bir dergisi

oldu.

Malatyalı lider yapılıdır.

Vefalı ve naif

Malatyalılar

Bu nedenle bizde gruplar arasında

farklı olacağız..

Sürprizler bitmeyecek.

Aralık ayına mahsus bir sürprizimiz

olacak..

0535- 516 02 58

Büyük ihtimalle Aralık ayının ikinci

haftası bunu açıklarız.

Malatyalılar herşeyin iyisine, güzeline

ve kalitelisine layıktır.

Sağlıkla, mutlulukla kalın...


Vefalı ve nahiF

MALATYALILAR

MALATYALILARIN

PIRIL PIRIL GURUBU

İÇİN

MALATYALILAR GÜZEL ŞEY HER

Face’de, instagram’da, whatsaap’ta

projeler bir bir hayata geçecek

Vefalı

Nahif

Zarif

Kibar


LEVENT VADİSİ

Virüs diyor gir içeri, deprem diyor çık dışarı. Böyle

günler geçiriyoruz aylardır, hep te 2020 yi suçluyoruz.

Oysa Malatyamız öylesine zenginliklere sahiptir

ki; kapalı odalarda geçirdiğimiz zamanlara

acıyoruz, hayıflanıyoruz. Şimdi bir mesire yerinde

olup neden haftanın yorgunluğunu üzerimizden

atmayalım. Neden aylardır özlediğimiz dostlarla

birlikte olmayalım. Kayısı hasadı yapıldı, kiraz

hasadı yapıldı bir şey anlamadık. Baraj yerinde duruyor

mu? Bilemiyoruz. Bakamayın dostlar, hepsinden

haberdarız ama bu yazdan kalma güneşli günlerde

evde kalmak insanın zoruna gidiyor. Bakın

şimdi Levent Vadisi’nde de olabilirdik. Doğanın

görsel şölenini hayranlıkla keşfetmek isterdik. Tam

65 milyon öncesine dayanan kaya oluşumlarının

oluşturduğu vadi 28 kilometre uzunluğunda. gez gez

bir güne sığdıramayız. Temiz havasıyla, inanılmaz,

Manzarasıyla hem Malatya hem de ülkemiz turizmi

için önemli bir çekim merkezi. Vadi, kent yaşamının

stresinden uzaklaşmak isteyen doğa tutkunlarınca

“mola noktası” olarak görülüyor.

Neolitik çağdan kalma kalıntıların bulunduğu Levent

Vadisi’nde son derece ilginç jeolojik oluşumlar

da, uçurumlar da ve mağaralar da çay da yudumlaya

bilirdik. Aslında mümkün olsa da 24 saat kalınabilse

çünkü; Güneşin doğuşu ile güzel, güneşin batışı ile

bir başka güzel, gecesi ise bam başka güzel olan

Levent vadisi yazın uğranması gereken yaşanması

gereken bir yer. Tarihi ve farklı jeolojik yapısının yanı

sıra sarp kayalıkların bulunduğu vadide yapılan, çelik

ve zemini cam olan seyir terasında yükseklik

korkunuzu yener farklı bir duygu yaşayabilirsiniz. Bin

6 Vefalı Malatyalılar ve nahif insanlar yurdu


Adrenalin tutkuları için bulunmaz

mekan.

400 rakımda ve vadi tabanından 240 metre

yükseklikte bulunan seyir terası, yapıldığı

2012’den bu yana gerçekten yoğun ilgi

görüyor. Seyir terasının etrafındaki bazı

mağaralar ve kaya blokları güneş enerjili

sistemle aydınlatılıyor.Bu güzellikler nedeniyle

Levent Vadisi, modacılara podyum,

fotoğrafcıların ard arda deklanşöre bastığı

harika manzara, bisikletçiler için pist olmakta.

Zaman zaman paraşütle atlayana

da rastlamak mümkün. ekstrem sporlar

içinde aranan bir mekan olmakta.

Ana yola yakınlığı nedeniyle gelecekte çok

daha güzel değerlendirilecektir.

Vadiyi cam terastan veya vadiye inerek

bisikletle gezmek şimdilik tek alternatif

gibi görünse de gelecekte çok daha rahat,

daha güzel yollar bulunacaktır.

Bunlardan biri de adrenalin parkuru

olacaktır

Vefalı Malatyalılar ve nahif insanlar yurdu

7


Mustafa Önder

Vefalı ve nahif Malatyalı

Kilometrelerce uzakta ama grubumuzun olmazsa

olmazlarından..

Grubumuzun kurulduğu

ilk gününden itibaren

katkılarını esirgemeyen

kardeşimiz Edremit’te

ikamet ediyor.

Bir kaç kardeşimizin

sayesinde Balıkesir

ilçeleri İstanbul, Adana

ve Mersin’i geri de

bıraktılar.

8 Vefalı Malatyalılar ve nahif insanlar yurdu


Pandemi

Frenledi

Her ay bir yerde toplanma kararı

alan Balıkesir ilçelerine pandemi

engel oldu.

Grubumuzun kurulduğu ilk günden itibaren

de hareketli hemşerileri Balıkesir

ilçeleri oldu. Edremit’te Malatyalıları

örgütleyen Mustafa Önder, çok güzel

dostlukların kurulmasını sağladı.

1

2

3

Hiç yorulmak bilmediler. O

bölgede yaşayan Malatyalılar

biraraya geldiler.

Akçay’da, Ayvalık’ta Edremit’te

Malatya havası estirdiler.

Her buluşma sonrası, gelecekle

ilgili plan yapmayıda

ihmal etmediler.

Alkışı hak ettiler

Grubun kuruluşundan itibaren

Malatya ve Malatyalı sevgisinden

dolayı Mustafa Önder başta olmak

üzere tün Edremit’te yoğun bir ilgi

gördü. Düzenledikleri etkinliklerle de

gerçekten alkışı hak ettiler.

Malatya cazibesi

Malatya’dan yüzlerce kilometre uzakta

Balıkesir ilçelerinden Edremit’te

düzenlenen etkinliklerde Malatya

yemekleri sunuldu, Malatya havaları

dinlendi.

Vefalı Malatyalılar ve nahif insanlar yurdu

9


ayvalık seviliyor

balıkesire’de ilk

Balıkesir ilçeleri her

şeyin en güzeline layık

Malatyalılarla dolup

taşmış.

Grubun ilk günlerinden

itibaren varlığını hep

hissettiren ve katkı

sunanlar yine bu ilçelerden

çıkmış.

Birbirinde hanımefendi

ve birbirinde beyefendi

hemşerilerimiz kısa

10 Vefalı Malatyalılar ve nahif insanlar yurdu


sürede büyük iş başardılar.

Ayvalıkta yaşayan Zehra

Tüfekçi ve Ruhsar Demirel

Ulusuya ne kadar teşekkür

etsek azdır.

Her seferinde büyük bir arzu

ve istekle kolları sıvayan bu

hemşerilerimiz, bölgedeki

ilk buluşmayada ev sahipliği

yaparak büyük bir takdir

kazandılar.

Güzel kardeşlerimize Malatyadan

kucaklar dolusu selamlar,

saygılar olsun.

Vefalı Malatyalılar ve nahif insanlar yurdu

11


GÜLSEREN

YAVAŞOĞLU

Çocukluğum

NEREDE

Nerede saklanbaç oyunu,

Hani nerede yedi tuğla,

Hasretim uzun siyah önlüğe,

Nerede kolalı kurdalem,

Hani yanımdan ayırmadığım,

Defterim, boyalı kalemlerim,

Hani evcilik oynadığımız,

İçi pırıl pırıl tertemiz,

Akpınar Mahallesindeki arkadaşlar

Nerede, çok sevdiğim,

Her şeyiyle gözümde büyüttüğüm

İlkokul öğretmenim!

İncir, dut, erik ağaçlarının

Tepesinden inmediğim,

Hani nerede caddelerimizdeki

Kerpiç çıkartmalar,

Parke taşlı yollar.

Nerede çocuklara şeker dağıtan

Aksakallı dedem

Nerede komşumuz elif bacı,

Früzan teyzem?

Hepsi geçen zaman içinde

Birer birer değiştiler...

Değişmeyen yalnız ben..

12 Vefalı Malatyalılar ve nahif insanlar yurdu


Vafalı ve Nahif

Her yönüyle Malatya kokan

Yufka yürekli kardeşimiz

Mustafa Karakuş

Malatyalı olmanın tüm özelliklerini

taşıyan, nahif, vefalı,

kibar, nazik ve çevresine

sevgi yayan bir kardeşimiz.

Yufka yüreği, hoş görüsü ve

muhtaçlara el uzatmasıyla

çevresinin sevgisini, takdirini

kazanmış bir Malatyalı.

Grubumuzda olması bizler

için gerçek bir mutluluk.

Perde ihtiyaçlarımızda bize

yararı olacaktır. Facede

ulaşmak mümkünür.

Kendisine helalinden

bol kazançlar diliyoruz.

Ayağına taş değmesin.

DERGİMİZE HER KARDEŞİMİZ KATKI VERMELİ

Yeterki Malatya ve Malatyalı koksun kayısı tadında olsun

Tasarım ve içerik olarak

siz Malatyalılar için

hazırladığımız gurp dergimize

her kardeşimizden, öneri ve

destek bekliyoruz.

Benim değil bizim olan

bu dergimizi uzun süre

yayınlayabilmek için her

kardeşimizim gerek öneri,

gerekse formata uygun haberi

ile katkı vermesini istiyoruz.

Çünkü bu bizim dergimiz. Bu

dergimizle emsallerimize de

örnek oluyoruz. Onlardan da

lay lay lom değil Malatya’ya

katkı bekliyoruz.

Vefalı Malatyalılar ve nahif insanlar yurdu

13


FERRUHERGİN

1974 yılıdır, Malatyaspor taraftarı

çok heyecanlıdır. Malatyaspo

o güne kadar böyle transfer

yapmamıştır. Ferruh, Muharrem

ve Erdoğan Arıca , bu isimler

2.lige lükstür.

Aradan 46 yıl geçmesine rağmen

Malatyasporlu taraftaların hafızalarında

yer etmişlerdir. Çok

sevmişler, onlar için Malatya da

bir başka kent olmuş, Yaşayanlar

hala Malatyadan dostluklar edinmiş.

Tam 46 yıl öncesi sarı siyahlı

formayı giyen Ferruh Ergin 3 yıl

Malatya’da kalmasına rağmen

bu gün binlerce Malatyalı tanıdığı

vardır. Yüzlerce Malatyalı dostu

vardır.


FERRUH ERGİN DERGİMİZE ANLATIYOR

Yıl 1974 aylardan Haziran.

Malatyaspor Başkanı

Hüseyin Gencer (Hüseyin

ağa) beni Beşiktaş’tan,

Muharrem Algış’ı

Fenerbahçe’den, Erdoğan

Arıca’yı Orduspor’dan

transfer etti. 23 yaşımda

Malatya’nın yolunu tuttum.

Kurak topraklardan geçip

yemyeşil Malatya’yı görünce

şaşırdım. Sinan Pasajı’nda

yöneticinin dükkanında

”Hele çeşmeyi açta içerisi

serinleye” denince ne oluyor

dedim. Çeşmeden akan

su buz gibiydi. Malatya’nın

meşhur kernek suyu ile

tanıştım. Daha sonra tiryakisi

olduğum Çakı Kebap’ta

Abuzer abinin şiş kebabını

tattım.

Bana göre Malatya

doğonun en güzel,

en yaşanılır yeriydi.

Gençliğimin 3 yılını orada

geçirdim.

Takım muhteşem fakat

tesisler sıfırdı.

Hüseyin ağanın iş yerinin

çatısında Erdoğan ile

kalıyordum. Diğerleri otelde

yatıyorlardı.

Sahamız topraktı

ve zemin çok kötüydü.

Maçlarımızı full oynuyorduk,

ilgi çok fazlaydı fakat maddi

sıkıntı had safhadaydı. O

takım şampiyon olmalıydı,

fakat olamadı.

Sarı siyahlı formayı

şerefle taşıdım. 1’i

sakatlıktan 3’ü cezadan

4 maç hariç diğerlerinde

oynadım. Oynadığım

maçlarda sorumluluk aldım.

Gerçek bir Malatyalı gibi

oynamaya çalıştım. Hiç

unutamadığım maç 1974-75

sezonunun son maçı olan

İstanbulspor maçıydı. Biz

İstanbullu olduğumuzdan

şehirde maçı vereceğim

konuşuluyordu. Bize tepkiler

oldu. Hatta satılmışlar

tezahüratı yapılıyordu.

Halbuki kaptan Muharrem

içeride bizlere bu maçı alıp,

sahadan alnımızın akı ile

çıkacağız demişti. Penaltı

kazandık, kimse sorumluluk

almak istemiyordu.

Kaleci Ahmet’i çağırdım.

Gel koçum hepimiz adına

penaltıyı at dedim. Penaltı

gol oldu. Tribünde bans

satılmış diye bağıran kişiye

al sana gol diye el hareketi

yaptım. Bütün türbün bana

kötü tezahürat yapıyordu.

Ben çılgın gibi oynadım.

İstanbulsporlu futbolcular

seni yakalarız diyordu.

Taraftar kısa süre sonra

döndü. Tüm türbünler Ferruh

diye bağırıyorlardı.

1-0 yendik İstanbulspor

küme düştü .O forma

çok değerliydi. Ekmek

yediğimiz yere ihanet

olmaz. anlayışım hep budur.

Malatyayı sevdim, hala

seviyorum, herkese selam

ve saygılar...


BAŞKENTANKARA

Sibel Yazgan, Yusuf Gül ve Özer

Özer’e bir kez daha teşekkürler

Güzel günlerdi. 3 değerli hemşerimiz, pek kimseye

haber verememişlerdi ama kısa sürede

büyük işler başardılar. Çevresindekilerle

Ankara’da bir buluşma gerçekleştirdiler.

Samimi bir ortam, sevgi, özlem ve duygu dolu

bir gün oldu. Bu buluşmada medyada geniş

yer buldu. Programın sunucusundan, konuklara

herkes şaşkındı, bu bir dernek veya bir

kuruluş değildi. Nasıl böylesine nezih ortam

oluşturulurdu. Bilemediler Malatyalı aşkıydı bu..

3 kardeşimize ne kadar teşekkür etsek azdır.

16 Vefalı Malatyalılar ve nahif insanlar yurdu


3

1

7

4

2

6

5

Belki de sayısal olarak en fazla katılım Ankara’da oldu. Kimler yoktu,

kimler. Avukatından yazarına, bürokratından sporcusuna, işadamına

Başkentteki hemşerilerimizden bir kartopu. Zaman kısa olmasa, bu topluluk

Ankara’da binlere ulaşa bilirdi. İnşallah Pandemi sonrası bunuda

başaracağız.Salondan bazı görüntüler.

1. Sol başta eski vekillerden Miraç Akdoğan, sağbaşta elektrik mühendisti

Fuat Kutsal, 2. Ankara’daki buluşmayı düzenleyen hemşerimizlerden

Yusuf Gül ve değerli eşi 3. Ankara temsilcilerimizden Özer Özer, ailesi

ve dostları ile, 4.Ankara’daki temsilcilerimizden Sibel Yazgan ve değerli

babası 5.Eğitimci ve yazar Süleyman Özerol 6. Ankara’da faaliyet gösteren

müsiki korosu, éMalatya Malatya bulunmaz eşin” şarkısını söylerken,

7. İyi bir Malatyalı Avukat ve yazar Selami Yücel salondakilerle teker

teker sohet ederken.


MALATYA’YI ARTIK MALAT-

YALILAR TEMSİL ETMELİ

Çok yakın tarihe kadar

her ilin olduğu gibi

Malatya’nın da kendine has

bir kültürü vardı. Naif insanlar,

saygılı sevgili komşular

hep bu kültürle samimi

sevecen olurlardı. Ev sahipleri

para için değil güzel

komşu için kiracı arardı.

Bu kültürle büyüyen bir çok

siyasetçi ve bürokrat uğraş

verdikleri branşlarda büyük

başarılara imza attılar.

İş adamı dünyaca ünlü iş

adamı oldu, siyasileri bir

devre damgalarını vurdu.

Bu nedenledir ki, Malatya,

Malatya Kültürü ile yetişmiş

bürokrat ve siyasetçiler ile

çok daha güzel kent olur.

Ufku geniş, olaylar karşısında

çabuk ve en güzel kararı

verme özelliği olan Malatyalılar,

Malatya’yı temsil noktasında

artık var olmalılar.

DONANIMLI MALATYALI-

LAR TERCİH EDİLSİN

“Malatya’da siyasetçi

ve bürokrat” yetişmiyor

konulu sohbet ettiğimiz

Dr.Atilla Şahin’i tamamen

kent kültürü ile yetişmiş bir

beyefendi olarak tanıdık.

Şahin, İçişleri Bakanlığı

Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda

18 Vefalı Malatyalılar ve nahif insanlar yurdu


DONANIMLI

MALATYALILAR

GÖREVE

“Çok yakın tarihe kadar her ilin olduğu gibi Malatya’nın da

kendine has bir kültürü vardı. Naif insanlar, saygılı sevgili

komşular hep bu kültürle samimisevecen olurlardı. Ev sahipleri

para için değil güzel komşu için kiracı arardı.”

Mülkiye Başmüfettişi

olarak görev yapmakta.

Ama bir derya, hangi konudan

konuşalım, spor mu, siyaset

mi, sanat veya kültür mü. Her

şey mevcut. Letonya’yamı,

Çin’emi gidelim hiç farketmez.

Oldukça donanımlı.

İnsan üzülüyor böylesine

yetişmiş bir beyin Başmüfettiş

olarak görev yapmasına.

Büyükşehirde bir çok birime, çok

başka illerden Malatya’yı bilmeyen,

Malatyalıları tanımayanların

atandığını düşündükçe

nelerin kaybedildiğini anlamak

zor olmuyor.

Dr.Atilla Şahin daha önce

kaymakamlıklar yapmış, son

olarak Ankara’ya demir atmış.

Sık sık memleketi Malatya’ya

geliyor ve gidiyor.

Atilla Şahin sadece bir örnek.

O kadar Malatyalı varki, gerek

vekil olacak, gerekse başkan.

En yakın yerel yönetimlerde

seçimlerde, Sevgili partiler

eğer Malatya’da kent kültürü

ile yetişmiş, donanımlı bir

adayınız yoksa seçime dahi

katılmayın lütfen. Aksi halde

Malatya’ya zararınız olacaktır.

Vefalı Malatyalılar ve nahif insanlar yurdu

19


ÇIRMIKTI

MEYVE VE SEBZE

BAHÇESİ

PARSEL PARSEL BETON OLUYOR

ÇIRMIKTININ LİDERİ KİRAZ

Çırmıktı’nın en

önemli meyvesi

kiraz. Yenen etli

bölümünden başka,

sapı kaynatılıp

çay, yaprağı dünya

tatlısı sarma, dalı

tandıra ateş oluyor.

ÇIRMIKTI’DA HER

MEYVE YETİŞİR

Malatya’nın en önemli

ürünü kayısı olmasına

rağmen Çırmıktı’da

esamesine dahi rastlanmaz

ancak elmadan

üzüme onlarca

meyve yetişir.


Her tür meyvenin yetiştiği Çırmıktı’da

kirazın yeri bir başka.

Etinden, yaprağından, sapından

yararlanılan kiraz, Çırmıktı’da liderliği

hiçbir zaman kayısıya kaptırmaz. Bir

meyve ki aşısı başka güzel, çok afedersiniz

aşı yapılmayana yerelde öyle derler

piçi başka güzel. Yaprağından dünya

tatlısı sarma yapılır. Sapını kaynat, çay

yap zayıfla. Bu meyve, adına festival

düzenlenir.

Malatya genelinde ilk sırada bulunan

kayısıyı Yeşilyurt’ta geride bırakan

kiraz, etli ve tatlı olup, aynı zamanda

halkın önemli gelir kaynağı. Kayısının

esamesinin okunmadığı yörede cevizden,

üzüme, elmadan şeftaliye her

meyveyi bulmak, tatmak mümkün.

Yazı başka, kışı başka güzeldir.

Kiraz başta olmak üzere, elması, armutu,

dutu, kızılcığı, vişnesi, şeftalisi, cevizi

ile Malatya’nın en güzel bahçe tarımının

yapıldığı yöredir Çırmıktı. Mesire yerlerinde

doğa ile baş başa vakit geçirmek,

yeşile ve suya doymak bu yerleşim

alanının en büyük özelliğidir.

BAHÇELER

AÇIK KAFE

OLUYOR

Her tür meyvenin yetiştiği, yeşilin

bütün tonlarının bulunduğu, sulak,

mesire alanlarının olduğu

bir yerdir Çırmıktı. Malatya’nın

bir mahallesidir. Bu özellikleri ve

Malatya’ya sunduğu imkanlarıyla

belkide dünyada tektir.

Özellikle yaz aylarının başlaması

ile birlikte Çırmıktı dolar taşar.

Manavlar, kasaplar ve fırınlar hileye

kaçmadan gelen misafirlerin

rahat etmesi için çalışırlar.

Bağlarında üzüm, bahçelerinde

meyve ve sebze yetiştirilir.

İl merkezine yakınlığı nedeniyle

yok olmaya doğru da hızla gitmektedir.

Yeşilyurt doğal verimliliğinin

yanı sıra tekstil alanında da bir

numaradır. Bu nedenle sürekli

göç vermiş, bağlar bahçeler

satılmış, armutlar, elmalar, kirazlar

kesilip yerine binalar yükselmeye

başlamış. Bu yıkım

Tecde’yi yok etmiş, Çırmıktı

Mahallesine doğru hızla ilerlemektedir.

KİRAZ TOPLAMAK SANATTIR

Yeşilyurt’ta kiraz toplamak

bir sanattır.

Nazik dalları her an

kopabilir, 2 kiraz için

koca dala zarar verilmemelidir.

Hasad

sırasında kuşların

hakkıda unutulmaz.


Cumali Aslan;

Mutluyum

Malatyalıyım

Ülkemiz gerçekten cennet gibi. Denizi ile, suyu ile,

yeşili ile, güneşi ile ve de 4 mevsimi yaşamasıyla

dünyanın en güzel biri

Çandarlı ise adeta cennetten bir köşe. Güneş, deniz

ve yeşil bu kadar nerede uyumlu şekilde bir araya

gelmiş. İnsanın ruhu keyf ediyor burada.

Cumali Aslan

Gurubumuzun Çandarlı Temsilcisi

Bir çok Malatyalı gibi Cumali

kardeşimizi de hayat Malatya

dışına atmış. İşini bulmuş, eşini

bulmuş, kararını vermiş Çandalı

demiş.

Ama kalbi hep bizimle,

Malatyanın taşına toprağına

kurban.

Gurup sayesinde tanıdık, çok ta

sevdik.

Gurubumuzdaki

paylaşımlarımızın Malatya

ve Malatyalı kokması ve de

Kayısı tadında olması bize

Cumali kardeşimiz gibi bir

çok hemşerimizin dostluğunu

kazandırdı.

İşte bu duygular, samimiyet,

sevgi bizlerede bu

dergi yaptırdı.

Pademi aslında bizi

kıskandı.

Çünkü neler yapmadık.

Ne dostluklar edindik.

Gezdik, söyledik.

Belki de bu pandemi

bizi bu faaliyetlerimizi

yapmamamız için

çıktı.

Hafızlarda kalan

ve unutlumayacak

paylaşımlardan

biride Çandarlı’da

gerçekleşti.

Cumali Aslan ve

değerli eşinin ev

sahipliğinde bölgedeki

Malatyalılar

Çandarlı’da buluştu.

Bu buluşmada

Edremit temsilcimi

Mustafa Önder ve

Ayvalık temsilcimiz

Zehra Tüfenkçi ve

Ruhsar Demirel Üstünsoy

40-50 civarında

hemşerilerimizle

Çandarlı’da

konakladılar.

Bu güzel buluşma

ile ilgili düşünceleri

dile getiren Cemal

Aslan, Covid-

19’un bir an önce


bitmesini arzuladıklarını söyleyerek.

“Unutulmaz ve tadı damağımızda kalan

bir hemşeri buluşması oldu. İzmir

ve Balıkesir çevresinde çok Malatyalı

var ancak şimdilik Ayvalık, Edremit ve

Çandarlı’daki Malatyalılarla buluştuk.

Pandemi olmasaydı bu yaz çok daha

geniş çevre edinirdik. Gurbette bir hemşeri

görmek onunla sohbet etmek, Malatya’da

yaşamak gibi oluyor. Bu nedenle bu

buluşmalar bizlere de iyi gelmişti.Pandeminin

bitmesini en çok arzu edenlerin

başında geliyoruz.” diyor.


MALATYA

YASAK GÜNLERİMİZDE MORAL OLDU

MEHMET BALKIŞ

Zor günler geçirdik, yasaklarda ne yapacağımızı şaşırdık,

Mehmet Balkış canlı yayınlarla bize moral verdi.

2020 yılında önce depremle

sarsıldık. Sonra corona virüs ile

abondone olduk, işte o günlerimizde

bir çok dostlarımızla bu üzüntüleri

unutmaya çalıştık.

Bu kardeşlerimizden biri de Mehmet

Balkış idi.

Bir çok Cuma ve Cumartesi

akşamları bizleri

kırmayarak, evinden

yaptığı canlı

yayınlarla bizlere

moral verip, üzüntüleri

unutmamızı

sağladı.

Ağırlıklı Malatya

türküleri okuyarak,

Malatya dışındaki

hemşehrilerimizin

memleket havası

solumalarına neden

oldu. Mehmet

kardeşimizin grubumuza

katkısı saymakla

bitirilmez.

Pandemi önceside

hep birlikte bizlerle

olmuş, takıldığı

etkinlikre renk

katmıştı. Kendisi

güzel bir Malatyalı.

Sürgü’lü harika bir

hemşerimiz.

Vefalı, nahif, tüm

Malatyalı özelliklerini

üzerinde taşıyan

bir kardeşimiz.

Süre içerisinde

virüslede cebelleşen

kardeşimiz Coronayı

da atlatarak bizleri

sevindirmişti.

Senin, benim, onun, bizim,

sizin ve onların grubu olan

Vefalı ve nahif grubuza

dünyanın her konumundan

her gün yeni bir

hemşehrimiz katıyor.

GRUBUMUZ CAZİBESİNİ ÖZÜNDEN ALIYOR

KATILIM ÇIĞ GİBİ

Elbette Türkiye’den katılan

hemşerilerimiz diğer ülkelerden

çok fazla. Türkiye’yi

Almanya, Hollanda, Fransa

takip ediyor.

Ülke bazında grubuzdaki

kardeşlerimizin dağılımı


LAY LAY LOM

Malatya ve Malatyalı adını

kullanarak var olan ve var

olacak gruplardan şimdilik

çok farklıyız. İnşallah hep

böyle devam edecek.

İlk günden itibaren

şöyle. Türkiye 4.747,

Almanya 75, Hollanda

9, Fransa 8, İngiltere 7,

Amerika Birleşik Devletleri

5, Kıbrıs 5, Avusturya 4,

Belçika 3, Azerbaycan 3

Şehir bazıda bakıtğımızda

ise, Malatya yı İstanbul,

Ankara, İzmir takip ediyor.

Kent olarak dağılım ise şöyle.

Malatya 2.682, İstanbul 816,

Ankara 396, İzmir 182, Antalya

97, Mersin 64, Bursa 54, Adana

51, Konya 18, Aydın 17

MALATYA VE MALATYALI KOKSUN KAYISI TADINDA OLSUN

paylaşımlarda Malatya

ve Malatyalı koksun,

kayısı tadında olsun

dedik.Paylaşımlar

grubun karakterini ve

duruşunu belirleyecekti.

Lay lay lom dan uzak

olalım Malatyamızın

kültürü, sanatı ve turizmini

paylaşalım.

Malatyalılardan gelenek

ve göreneklerini

öğrenelim istedik.

KAYISI KAVURMASI

İyi de yaptık. Bu nedenle

her kes tarafından

cazip görülmedik.

Ama hedeflediğimiz

noktaya doğru ilerledik.

Hedefimiz elbette

Malatya ve

Malatyalılar.

Böylesine vefalı, nahif,

kibar, yufka yürekli,

ince düşüncelinin

yetiştiği kaç kent var.

Her şey sizler için.

Geçmişte her

evde sık sık

yapılan ancak

zamanımızda

unutulan

Malatyamızın

tatlısı

Gün kurusu kayısının yağda kavrulduktan

sonra üzerine ceviz dökülerek

yapılan Malatya’ya has tatlı.

Gerek lezzeti ve gerekse faydaları ile

dünyada benzeri olmayan bu tatlımızı

mutlaka yeni nesilerede aktarmalıyız.


NEVİNÖZMANBEYANGİL

NEVİNÖZMAN

BİZ MALATYA

GENÇLERİ

Ne garip ki; gitmek için can atıp gittikten sonra

deliler gibi özlenen bir şehirdir Malatya. O olaganüstü

çocukluk ve gençlik yıllarımız hafızalardan

silinecek gibi değildir.

Malatya isminin konu edildiği sohbetler saatler

alır, zamanın nasıl geçtiğini anlamaz insan. Hep

öyle olmuştur. Hangi yaşta olursak olalım coşturmuştur

bizi.

Çocukluktan gençliğimize, bu yıllarımızı geçirdiğimiz

Şıkşık Mahallesi hala hafızalarımızda. Kısa

şortlu çocukluğumda; bebe arkadaşlarımız ve

yeni yetmeler için Şıkşık Mahallesi oyun parkı

gibiydi.

Kadınlar evlerin önünde kahve yudumlarken bir

yandan sohbet edip, diğer yandan oya yaparlardı.

Bu el işleri genelde kız çocuklarının çeyizleri

niyetine idi.

Biz çocuklar toz toprak içinde yuvarlanır, ağaç

tepelerinde gezerdik, birbirimizi ayartmalarımız,

taş oynamalarımız, şişe kapakları oyununda bizim

tabirle birbirimizi ütmelerimiz, günümüzü

doldururdu. Bitmek bilmeyen bir enerjimiz vardı.

Hiç unutmam; bizim evde içki içen yok ki, içki

şişesinin kapağı bulunsun. Ama ben kapak oynamışım

ve ütmüşüm. Çocukların birinde bira

kapakları varmış banane, onlar benim ganimetlerim.

“At bu kapağı” diye bir gürleme yükselince

nasıl atmam, o kapak çöpe tabi benim gözümdeki

damlalar hırsla kafamı attığım yastığa.

Mahallede bir çocuk vardı, anasının bir tanesi,

salçalı ekmeğini dolaşarak yer her tarafı salça

olurdu, bizler gülerdik. Sapan atmayı, misket

oynamayı, hatta erkek gibi hareket etmeyi

hep Şıkşık Mahallesi’nde öğrendim. Topacımın

kaytanını en iyi çekmeyi o mahallede

öğrendim. Bana yenilmeyi

ağlamamayı da Şıkşık

Mahallesi öğretti.

Bugünkü Malatya elbette bizim

bıraktığımız Malatya değil.

Şıkşık Mahallesi Dörtyol

mevkiide idi. Bir ucu Emeksiz

kavşağında diğer ucu uzayıp

giden bir yol. Yolun sonu

Emeksizin alt başı, üst başı ise

mensucata çıkardı.

Babamın dükkanı bu caddenin

tam ortasında bulunurdu.

Ortaokula, herkesin rüyası,

benim en sevdiğim Hasan Varol’uma

başladığımda; Dörtyol’dan

okula kadar çevreyi

keşfe çıkardım. En çok sevdiğim

yer kısık dar bir geçitti.

Düz yolu bırakıp hep oradan

giderdim okula. Hasan Varol

Malatya’ya kaliteli gençler yetiştirip,

eğitim görmesini sağlayan

kolej kıvamında bir okuldu.

Öğretmenlerimiz sert ve

disiplinli olsa da bizim çok iyi

yetişmemizin temelini attılar.

Yabancı dili öğretmenimden

dolayı o okulda sevmiştim. İngilizceyi

o okulda sökmüştüm.

Öyle bir okul ki bizi liseye çok

güzel hazırlamıştı, daha sonra

çoğumuz bugünün fen liseleri

denginde okullara gittik.

Bu okulların başında da Turan

Emeksiz Lisesi geliyordu.

Koca hayatımızda Turan Emek

Lisesi’nin bize neler kattığını

bugünde görüyoruz. Hayatın

temellerini orada öğrendik.

Arkadaşlığı, dostluğu en üst

düzeyde yaşadığımız o günlerde

geleceğimiz için yapacaklarımızı,

daha mezun olmadan

hesapladık. Malatya’da Turan


Emeksizliler ayrıcalıklı gençlerdi.

Malatya’da ilk kez kızlar orada sporla tanıştı.

Biz voleybolcular ilk kız sporcularıydık

Malatyanın.

Tabi bir de en çılgın, gözünü budaktan esirgemeyen

gençlik orada yetişti. Hepimiz

hayata tutunmayı öğrenmiş şekilde mezun

olduk.

Arkadaşlıklarımız bitmez halde, kaldığı yerden

bugünde devam ediyor. Kantindeki

hareketliliğimiz, birbirimize takılmalarımız,

korumacılığımız, lakaplarımız, tabi ilk sevdalarımız,

hepsi kantinde duruyordur eminim.

Okulun karşısındaki pastane her ne kadar

halka hizmet etse de, önce bir öğrenci

pastanesiydi. Okuldan veya antrenmandan

çıkan soluğu orada alır, bir masada sanki

yer yokmuş gibi üst üste yığılı vaziyette konuşurduk.

Birbirimizin nefesi daha o zaman

birbirine karışmış ki, bugün bile ayrılmaz olmuşuz.

Arkadaşlığın üst seviyede olduğu, dostlukların

kurulduğu harika bir okuldu Turan

Emeksiz Lisesi. Acaba bizden sonra hatta

bugün, öğrenciler bizler kadar haz almışlar

mıdır?

Benim üniversite yıllarım İstanbul’da çok iyi

bir üniversitede geçti ama ne İstanbul’da,

ne de o okulda Malatya’daki ortamı bulamadım.

Hiçbir tanıştığım insan Malatya’daki

arkadaşlarım kadar bana güzellik katmadı,

onun içindir ki çok özledim Malatya’yı, okullarımı,

mahallemi, sokağımı, anılarımı, gençliğimi,

hele de arkadaşlarımı.

Şimdi Malatya’nın yetiştirdiği o genç, bu

yaşta bile dimdik ayakta, aynı törelerle, aynı

sevgiyle, hayatını Malatyanın ona kattıklarıyla

yaşıyor. İyi ki Malatya’da büyümüşüm,

iyi ki sizlerin arasında olmuşum, selam size

benim güzel insanlarım.


FİKRİ DEMİRTAŞ YAZIYOR

ARAPGİR’İN KAHVERENG

YOL LEVHALARI

Türkiye’nin kültürel zenginliğinin

izini sürmek için “kahverengi

yol levhaları” gideceğimiz yerler

hakkında bilgi veriyor. Bizim bu

sefer rotamız Malatya Arapgir

Türkmen Kızılbaş (Alevi ) Onar

mahallesi (Köyü) 796 yıllık Cem

evi, Kozluk vadisi, bir günlük gezi

programladık .13 Kasım 2020

Belki elli yıl, belki de daha fazla

yıl sonra Babamın Sıtma Savaş

dairesinde şube şefi olarak görev

yaptığı, çocukluğumun geçtiği

Arapgir’e geçmişin izlerini yaşamak

içinde gittim. Demirkapı mahellesinde

kirada oturduğumuz iki

katlı bahçeli evimiz yıkılmış. Yerine

yeni bir bina dikilmiş. Yolun altında

şekerçi bibi ermeni komşumuzun

evi terk edilmiş bir şekilde ,

çeşmesi toprağa gömülmüş. Defineciler

taşlarını sökmüşler. Doksan

yaşına merdiven dayayan annemin

Ermeni komşularından adını

hatırladığı Verkin teyze ve diğer

Ermeni komşularından kimse

kalmamış. Türk komşularının kimisi

ölmüş, kimisi başka şehirlere

gitmişler.

Çocukluk anılarım gözümün önüne

geldi heyacanlandım. Arapgir 4

yaşındaki küçük bir oğlan çocuğu

iken, o cennet gibi bahçemizde

dut ağacının altında annem,


İ

babam ve kız kardeşlerimle ilk fotoğraf

çektirdiğim yer. Uzun bir zaman olmuş olsa

da o çocukluğumda ki sevinci tekrar yaşama

anı yakaladım.

***

Arapgir epey eski bir yerleşim olduğu için,

elinize bir Arapgir kataloğu aldığınızda

tarihi eser bombardımanına maruz

kalıyorsunuz. Türk İslam eserlerinden,

camilerden, mescitlerden, kütüphanelerden,

konaklardan, Roma döneminden kaya

mezarlarından tutun da Ermeni manastırları,

kilisesine bir sürü şey var.

Ermenilerin yoğun olarak yüzlerce yıl Türkler,

Kürtler barış içinde yaşadığı bölgelerden

biriymiş Arapgir. Birinci Dünya emperyalist

paylaşım savaşı, iç isyanlar, 1915

Ermeni Tehcirine kadar da yoğun bir Ermeni

yerleşimi olmaya devam etmiş. Dolayısı ile

onlar için de büyük duygusal önem taşıyan

bir yer.

Arapgir dönemin en zengin bölgelerinden

biri. Özellikle ipek üretimi bölgede büyük bir

ticaret ağı yaratmış. Arapgir’de Ermenilerin

ayakkabıcılık, dokuma, marangozluk, demircilik,

terzilik gibi meslekler yaptığını kaynaklardan

öğrenmekteyiz. Zamanında Arapgir’i

kalkındıran Ermenilerden maalesef bugün

virane halindeki ev ve kiliseler dışında kalan

başka bir şey yok, yok, yok... 1915 Tehcirinden

( zorunlu göç)sonra Arapgir’de geride

kalan Ermeniler’de zaman içinde İstanbul’a

, Avrupa’ya, Amerika’ya ve Ermenistan’a


Kültür kokan

Arapgir’de bir gün

göçmüşler. Medyadan

İnternetten

araştırma yapıp

öğrendiğime

göre Malatya’dan

Ermenistan’ın

başkenti Erivan’a göç

eden Malatyalı Ermeniler,

‘Yeni Malatya

‘ ve ‘Arabkir ‘ adını

gittikleri yerleşim

yerlerine koymuşlar.

Malatya spor futbol

takımı kurmuşlar. Altın

Kayısı filim festivali

yapmaktadırlar.

***

Yol boyunca

Malatya ovası , ve

oluşturdukları yeşil

vadileri, zengin

tarım arazilerini,

kayısı bahçelerini

, Topsöğüt, Dilek,

Sütlüce , Karakaya

barajı uzantısı Tohma

demiryolu, karayolu

köprüsünü geçtikten

sonra Yazıhan

yol ayrımında yön

levhasında Arguvan,

Ağın, Keban, Kemaliye,

Erzincan istikametine

yöneldik.

Alabildiğince mavi gökyüzü altında yolun iki

tarafında hozan tarlaları, sarının her tonuyla

yorgan gibi serilmiş. Çobanlar sürülerini

özgürce tarlalara bırakmışlar. Kadrajımızda

harika kareler çekiyoruz ...

Yol üzerinde tarihi değeri olan yerlere yönelik

turizim yol gösterici kahverengi levhalar

bulunuyor. Bunlarda da önemli bir sorun var.

Bu levhalar sadece yer ismini belirtiyor hedefe

kaç km olduğu yazılı değil. Saptığınız

yol km’lerce sürebilir. Karayolları bu levhaların

altına kaç kilometre olduğu yazılırsa gezginler

için yararlı olur.

***

Onar Köyü, Malatya-Arapkir karayolunun

Arapkir’e 8 km kala güneydoğuya doğru 5

km içerde. tepelerin üzerinde üç tane rüzgar

türbini görülüyor. Badem ağaçlarının ,üzüm

bağlarının arasında giderek köyün girişinde

üzüm bağının içindeki Dr. İsmail Kaygusuz’ın

evinde mola verdik.

Köyün güneyini baştanbaşa saran ve

asırlık dut ağaçlarının oluşturduğu bahçelerle

kapladığı derin vadiden ayıran kayalıkta

Roma Dönemi’nden kalma kaya mezarları

(mağaralar) bulunmakta.

Günümüzde Onar köyünde iki cemevi

bulunmaktadır. Bunlardan birisi yeni diğeri

tarihi eski olan Anadolu’nun ilk Büyük Ocak


Cemevidir. Ayrıca yeni

yapılan cemevinde

Göktürkçe yazılı mezar

taşı ve çeşitli antik

eşyalar sergilenmektedir...

Aynı bahçede

Türkmen İnanç önderi

: Şeyh Hasan(

Sultan Onar) Türbesi

bulunmaktadır.

Şeyh Hasan Onar ve

zaviyesiyle birlikte,

zaviye kompleksinin

bir parçası olan Büyük

Ocak Cemevi hakkında

geniş bilgiyi Nisan 1944,

Onar köyü / Arapgir /

Malatya doğumlu

İsmail kaygusuzdan

aldım.

İsmail Kaygusuz 12

yıl ilkokul öğretmenliği

yaptığı süre içinde

İstanbul Üniversitesi

Edebiyat Fakültesini

bitirmiş. 1977de Eski

Yunanca uzmanı

olarak Edebiyat Fakültesi

Klasik Arkeoloji

bölümünde YUNAN-

CA ders ver meğe

başlamıştır. 1980 yılında

Epigrafi(yazıt bilim)

doktorasını verdikten

sonra aynı bölüm

ve Klasik filoloji 9 yıl

öğretim öğretim görevlisi

olark çalışmıştır.

Bu dönemde yazmış

olduğu çok sayıda

mesleki-bilimsel

makaleleri yurtici ve

yurtdışı bilimsel dergilerde

yayınlanmış.

7- 8 yıl Pérge, Enez ve

Van arkeolojik kazıların

epigraf olark katılmış. Édebiyat fakültesinden

emekli ve yazarlık yapmaktadır. Yayınlanmış

ve yayına hazır 6 romanı 15 tiyatro oyunu

4 öykü ve 15in üzerinde araştırma kitabı

bulunmaktadır”

Alevilik inanç kurumları, felsefe ve tarihi üzerinde

kitapları yayımlandı. Çalışmalarını

Londra’da sürdürüyor. Yaz ve sonbaharı

köyüne gelip burada yaşamaktadır.

Arzu edenler www.ismailkaygusuz.com websiteme

girerek yararlanabilirler.

İsmail Kaygusuz öğretmenimiz Akçadağ

Öğretmen Okulu 1962 mezunu, ben de

aynı okuldan 1976 yılında mezun olduktan

sonra Gazi Eğitim Enstitüsüne girdim . Onar

köyüne yaptığımız ziyarette evinde yaptığımız

söyleşide sordum.

- Anadolu’da en eski cemevi hangisidir, nerededir

kaç yılında yapılmıştır? İşlevi ve özellikleri

nelerdir? Birkaç örnek daha verebilir

misiniz?

Anadolu’da bilinen en eski Cemevi Malatya’ya

bağlı doğup büyüdüğüm yer olan Arapkir ilçesinin

Onar köyündedir. Onar köyünde, 1224

yılında Selçuklu Sultanı Alâaddin’in Malatya

Emiri’inin verdiği “Zaviye Vakıfnamesi” ile

zamanın yasalarınca resmen tescillenmiş ve

“Şeyh Hasan Onar Zaviyesi”ne ait olan Büyük

Ocak ve arkasından oğlunun adına yaptırılan

Şeyh Bahşiş tekkesi adlarıyla damları yaklaşık

toprak düzeyinde iki Cemevi vardır. Son

50 yıl öncesine kadar Onar köyü halkı Cem

tapınmalarını her ikisinde de yaparlardı. Özellikle

kış mevsiminde öğle üzeri başlayıp,

akşamın alacakaranlığına kadar orta yerinde

hizmet sahiplerinden kapıcı ve gözcü çalı-çırpı

ve kalın odun yakarak Cemevi ısıtılırdı.


OKTAY ÇEVİK

Yıl 1983-84 Futbul sezonu Malatyaspor

gümbür gümbür Süper lige geliyor.

16 takım var grubunda. Yaklaşık 30 maç

oynayacak.

Rakipleri arasında kimler yokki. Gaziantep,

Kayseri, Diyarbakır, Erzurum, Van, Rize,

Elazığ gibi o yılların dişili takımları.

30’uncu maçı oynadığında ve lig bitiğinde

Malatyaspor en yakın rakibinin 13 puan

önünde şampiyondur.

30 maçın 23’ünü galibiyetle 7’sini beraberlikle

tamamlayıp namağlup şampiyon olmuştur.

Böylesine bir rekor, futbol futbol olalı görülmemiştir.

Ayrıca attığı 52 golle ve kalesinde gördüğü

9 golle hem en fazla gol atan hem de en az

gol yiyen takım olmuştu.

Kolay efsane olunmuyor. Şimdi anladık mı

efsane takım nasılmış.

İşte o takımın efsanelerinden biri

Oktay’dır.

Malatyalı sporseverlerin yakından

tanıdığı isim.

Hem efsane, hem de unutulması

imkansız golcü.

Bugün dahi eşi benzeri yok.

Top ceza sahasında ise, Oktay ne

yapar eder golünü atardı.


O bir Rize’li ama bizler kadar da

Malatyalı. Bu gün açtığı soysal

medyanın fotoğraflar bölümüne

bakıldığında neden Malatyalı

dediğimiz anlaşılacaktır.

Bir çok kaleci, defansını Oktay

konusunda uyarırdı. Bunladan

en ilginci ise Beşiktaş

kalecisi Zalad’ın korner atışında

arkadaşlarını uyarması

Oktay’ın o gün 4 atması idi.

Oktay’ın golcülüğünü anlat-

maya hiç gerek yok. Böylesine tek

vuruşlu futbolcu ülkeye gelmedi.

Her sezon sonu ismi bir çok takımın

listesinde olmasına rağmen o hep

Malatyaspor’dan yana tercihini kullandı.

Malatyalı da Oktay’ı hep sevdi, efsaneler

sıralamasında ilk sıraya koydu.

Bu nedenledir ki, Oktay ismi bu gün

dahi Malatyaspor ile anılıyor oldu.

1982 yılında Malatya’ya gelen ve 7

yıl bu formayı giyen Oktay Çevik’in

ismi Malatya’da altın harflerle kazınmıştır.

Böylesine bizler için değeri olan Oktay

Çevik, bugün bizlerle birlikte.

Grubumuzun saygın bir üyesi.

Hoş geldin kaptanım,

Seni çok seviyoruz.


HER ŞEY

SİZLER İÇİN

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!