You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
1cemiyet
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
FİNAL<br />
REKLAMI<br />
2
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
indeks &<br />
künye<br />
3
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Metin Kösedağ<br />
köşe<br />
4
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Bir<br />
Millet<br />
Uyandı<br />
15 Temmuz 2016 akşamı sokaklar, Türk Milletinin<br />
huzurunu bozmak, devletin bekasını çökertmek,<br />
bu güzel vatanımızı kirli düşünceleri ile kirli tuzaklarına<br />
çekmek isteyen grupların ihanetine şahit olmuştur.<br />
Kimse ne olduğunu bilmiyordu. Çünkü hiçbirimiz böyle bir<br />
ihaneti beklemiyorduk. Belki de bekliyorduk ama aklımıza<br />
bile getirmek istemeyeceğimiz bir yerden geldi ihanet. Şanlı<br />
Türk ordusu içinde bulunan hainlerin ihanetinin kokusu<br />
daha saatler öncesinden hissediliyordu. Ordunun içinde ne<br />
kadar bastırılmaya çalışılsa da engel olunamamış ve ihanet<br />
ateşi yakılmıştı. Amaç belliydi, Türkiye’yi bölmek.<br />
5
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
cEMİYET<br />
üyelerİnİn<br />
dar<br />
be<br />
mesajları<br />
Önce tankların ve kara unsurlarının harekete geçerek boğaz<br />
köprüsünü kapatması, uçakların alçak uçuşlar yapması<br />
bir ihanetin habercisiydi. Ama kimse bunun bir darbe girişimi<br />
olduğunu tahmin edememişti. O an elinde silahlarla<br />
Türkiye’nin her yerinde farklı bölgelere baskınlar yapılmaya<br />
başlanması, yavaş yavaş DARBE ismini duyurmaya başladı.<br />
Halka doğrulan silahların, sıkılan kurşunların, atılan bombaların<br />
tek bir amacı vardı; O’ da Türkiye’yi karanlığa boğmaktı.<br />
Herkes büyük bir şaşkınlık içerisinde televizyonlardaki<br />
haberlere bakıyordu. Millet ölmeye hazırdı ve bir işaret kâfiydi.<br />
Bekleyiş uzamadı ve Milletin gönül verdiği Cumhurbaşkanımızın;<br />
Ben buradayım, devletimin başındayım ve<br />
ölüm var dönmek yok, bu bir özgürlük mücadelesidir. Tüm<br />
halkımı Milletin iradesine sahip çıkmaya, meydanları boş<br />
bırakmamaya davet ediyorum çağrısı kulaklarda çınlamaya<br />
başladı. Bu çağrı, ülkemizi karanlığa boğmak isteyenlerinde<br />
sonunun habercisiydi.<br />
ALFABETİK SIRAYLA<br />
AHMET MÜLAYİM<br />
7’den 70’e milyonlar vatan aşkını, bayrak aşkını, adeta canından üstün tutarak<br />
destan yazdı. Ne kadar da birbirimizle kucaklaşmaya hasret kalmışız.<br />
Bin musibet, bir nasihatten iyidir.<br />
BEKİR NURLUKÜLEKÇİ:<br />
Her zaman hür yaşamış ve hür yaşamaya devam edecek olan Türk Milleti’ne karşı<br />
yapılan hain darbe girişimi Yüce Türk Milleti’nin asaleti ve cesareti neticesinde sonlandırılmıştır.<br />
Bu millete mensup bir vatandaş olmaktan ne kadar gurur duysak azdır.<br />
DAVUT GÜLEÇ<br />
Demokrasi; Sağlık ve özgürlük, darbelere yaşadıkça direnmektir. Nene Hatun’un “bebem anasız<br />
büyür de vatansız büyümez”, büyük önder Atatürk’ün ‘Gençliğe hitabe’, Ziya Gökalp’in ‘İstiklal<br />
Marşı’nda mevcut. İnsan, insanın kölesi olamaz. Demokrasi cahil insanların eğitilmesi, kör olanın<br />
gözlerini açmasıdır. Milli Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Darbeyi gören ve yaşayan biri olarak;<br />
en kötü demokrasi bile darbelerden iyidir. Demokrasi, birileri gibi ‘iki yüzlü ve bin bir surat’ değil.<br />
DENİZ M.ÇAĞAN<br />
Milli iradenin ve istikrarın izinde al bayrağımızın gölgesinde vatanımız için azami gayretle, çalışan<br />
yüce Türk milletinin ortaya koyduğu birlik, beraberlik ve cesaret, Devletimizin bütün kurumlarıyla<br />
harekete geçirdiği kararlılık ve dirayet, Siyasi partilerin bütün süreç boyunca devam ettirdiği<br />
dayanışma, dik duruş ve basiret zaferlerle dolu tarihimizin mümtaz sayfaları arasında yer almıştır.<br />
DURSUN AÇIKYÜREK<br />
Aslında darbe girişimi şunu net bir şekilde dünyaya gösterdi. Türkiye’de sağ-sol,<br />
alevi-sunni, Türk-Kürt söylemleri normal yaşam akışında telaffuz ediliyor. Vatanı<br />
savunmada kimse sağına soluna bakmıyor ve tek yumruk olunuyor.<br />
6
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Halkımız, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep<br />
Tayyip ERDOĞAN’ın özgürlük davetini duyar duymaz<br />
sokaklara döküldü. Kimisi abdestini alıp eşiyle vedalaştı. Kimisi<br />
ölüme bile eşiyle çocuklarıyla gitti. Kimisi ise telefonla<br />
arayıp helallik istedi. Amaç belliydi, ölmek var ama Vatanı<br />
bu hainlere teslim etmek yoktu. Halk yeni bir destana<br />
hazırlanıyordu. Bu sefer düşman farklı idi. Ama halk kararlı<br />
idi, sonu ölümde olsa, bu devlet bu hainlere teslim edilmeyecekti.<br />
İhanet içerisinde bulunan askere kurşun sıkmaya<br />
hayâ eden, onları yalvarışlarıyla ikna etmeye çalışan bu aziz<br />
millet, karşısında; üzerlerine kurşunlar, bombalar yağdıran<br />
asker görünümlü bir ihanet çetesi bulmuştu. Halk onca<br />
şeye rağmen bir ümit belki vazgeçerler düşüncesiyle<br />
yalvarışlarını sürdürüyordu.<br />
Ama sıkılan kurşunlar, atılan bombalar birer birer canlarımızı<br />
bizlerden koparıyordu. Halk duruşundan asla vazgeçmedi.<br />
Kararlıydı ölmek var Vatanı teslim etmek yoktu.<br />
Asker görünümlü ihanet çetesi halkın gücü karşısında<br />
yavaş yavaş erimeye başlamıştı. Öldürmeye gelen o ihanet<br />
çetesinin, ölmeye gelen bir millet karşısında asla zafer<br />
alamayacağına herkes öyle inanmıştı ki, ihanetçiler yavaş<br />
yavaş güvenlik güçlerine teslim olmaya başlamıştı. Yerde<br />
yatan şehitler, yaralılar yeni bir Çanakkale destanı yazmışlardı.<br />
Dünya’ya, Türkiye’mizin bölünemeyeceğini bir kez<br />
daha göstermiştik. Ama canımızda yanıyordu, kabullenemiyorduk.<br />
Belki de kabullenmek istemiyorduk. Milletimizi<br />
korumak için görevli askerlerce, milletin uçağı ile millete<br />
bombalar yağdırılmasını, silahların halka doğrultulmasını,<br />
düşmana sıkılacak kurşunların bizlere sıkılmasını düşünmek<br />
bile acıların en büyüğüydü. Mermiler dile gelse belki o<br />
hainlerden hesap sorardı. Kolay değildi evladımız<br />
olarak gördüğümüz askerimizin silahından<br />
çıkan kurşunlarla ölmek.<br />
Ama her ölüm ayrı bir kahramanlık hikâyesi bırakıyordu<br />
gerisinde. Kalbinde Allah korkusu, Peygamber sevgisi vatan<br />
millet aşkı olan bu güç karşısında hangi güç ayakta durabilirdi<br />
ki. Kalbi iman ile kavrulmuş, Bedir, Hendek ve Çanakkale<br />
ruhu ile beslenmiş bu aziz millet karşısında hangi güç<br />
zafer kazanabilirdi. Allah’ın himayesine girmiş bir topluluğa<br />
hangi uçak, hangi tank galip gelebilirdi. ( Ve mekerû Ve<br />
mekerallâh, Vallahu ?ayru-l mâkirîn ) Onlar tuzak kurdular.<br />
Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır(Ali<br />
İmran/54) ayeti her şeyi özetliyordu. Kurulan bu<br />
tuzak yine Allah’ın inayeti ve yardımı ile mağlubiyete uğratılmıştı.<br />
Bu aziz milletimiz sabaha bir kahramanlık destanı<br />
ile uyandı. Bugün bu millet torunlarına yeni bir destanı<br />
miras bıraktı.<br />
7
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
FARUK AYDEMİR<br />
Darbeyi göğsünde iman dolu güce sahip halk püskürtmüştür. Tanklar<br />
sokağa indiğinde gözünü bile kırpmadan meydanlara koşan yüreklerini<br />
tankların önüne koyan bu millet dünyaya bir demokrasi dersi vermiştir.<br />
GÜLER RUHSAR AKTAŞ<br />
Kendi Milletine milletin parası ile alınan, tanklarla, silahlarla saldıracak kadar, alçaklaşanların<br />
kalkıştığı darbe’ye, darbelerden çok çekmiş olan “Türk Milleti” gereken cevabı birlik<br />
içinde en güzel şekilde vermiştir. Yaşananlar aklıma şu cümleyi getiriyor: Türkleri öldürebilirsiniz<br />
ama yenemezsiniz.<br />
GÜVEN KARAOĞLAN<br />
Gece darbeyi püskürtüp, sabah işe, akşam da nöbete giden bu milletin imanını<br />
ve sabrını test etmek yalnızca Allah’a mahsustur. Gün yaşanan kabusu tarihe<br />
gömerek, kardeşliğimizi ve istikbalimizi yeniden inşa etme günüdür...<br />
HACI YAKIŞIKLI<br />
Geceye güvenip darbe yapmaya kalkanlar, milletin ezan ve bayrakla geceyi aydınlatacağını hesaba<br />
katamadılar. Milletin özgürlüğüne ve iradesine dokunanların hesabı sokaklardan döndü. Darbeyi,<br />
uyduruk sanatçı duruşu ve akademisyen bildirileri değil, millet önledi; elitler olmadan da demokrasi<br />
olabileceği anlaşıldı. 100 yıl aradan sonra yine, yeni, yeniden bir tarih yazıldı.<br />
HATİCE ŞİMŞEK<br />
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokratik yönetim anlayışına ve Türk milletin özgür iradesine<br />
karşı yapılan ‘15 Temmuz FETÖ darbe girişimi’ ni vatanını seven herkes gibi bizler de lanetliyoruz.<br />
Bu hain planın işlemesine müsaade etmeyen yüce Türk Milleti’nin bir parçası olmaktan gurur<br />
duyuyor uz. Demokrasi şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.<br />
İBRAHİM ZAFER BARIŞ<br />
15 Temmuz akşamı darbe girişimi haberi ile büromuza koşarken kendi kendime ‘’Olamaz,<br />
bu millete bu zulüm yapılamaz. Buna izin verilmez’’ diyordum. Bir üyesi olmaktan büyük<br />
onur ve gurur duyduğum milletime binlerce kez teşekkür ediyorum ki, darbeye izin<br />
vermedi, hainlerin sinsi planını bozdu.<br />
MEHMET YILMAZ<br />
15 Temmuz Hain Askeri Darbenin ardından beni sevindiren tek şey fikri ve inancı ne olursa<br />
olsun bu milletin zor zamanlarda bir araya gelerek tek yürek olması ve ülkesine ve demokrasisine<br />
sahip çıkmasıdır.İrade sadece halka aittir. Namlusunu milletine çevirmiş tanka<br />
selam durmam.<br />
METİN KÖSEDAĞ<br />
“Asla darbe girişimi değildi... Ülkeye ve millete ihanet girişimiydi...”<br />
8
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Bu aziz millete ihanet içerisinde bulunmuş ve bulunmaya<br />
devam edenler bilmeliler ki, Türk milleti gücünü Allah’u<br />
Taâladan almaktadır ve bu güç karşısında hiçbir güç zafer<br />
kazanamayacaktır.<br />
15.07.2016 Cuma günü bir takım hain yapı ve terör örgütlerince<br />
ülkemizin birliğine, beraberliğine kastederek bir darbe<br />
girişimi içerisine giren hainler, Devletimiz ve halkımız<br />
Cumhuriyet tarihince hiç görülmedik bir şekilde kenetlenmesiyle,<br />
planladıkları bu kirli oyunlarında kendileri yok<br />
olup gittiler.<br />
MUSTAFA DURAN<br />
15 Temmuz’da asker kılığına girmiş hain cuntacılar tarafından yapılan kalkışmayı onurlu<br />
Türk halkı engelledi. Türk halkı bu hainlere karşı öylesine dik bir duruş sergiledi ki tüm<br />
dünyaya Türkiye Cumhuriye’nin ne kadar sağlam ve güçlü bir millet olduğu mesajını bir<br />
kez daha verdi.<br />
OLCAY DÜZGÜN<br />
Türk milleti 15 Temmuz darbe girişiminin olduğu andan itibaren güçlü mücadelesi ile<br />
demokrasi örneği sergiledi. Halk, ülkede artık darbe ile kendi iradesine karşı konulamayacağını<br />
göstermiş oldu. Darbe girişimi karşısında toplumun tüm kesimi birleşerek<br />
birlikte neler yapacağının mesajını çok iyi verdi.<br />
RIFAT YÖRÜK<br />
Kimden gelirse gelsin tüm darbelere ve girişimlerine ‘hayır!’ diyor, çetin 15 Temmuz<br />
imtihanından yüz akı ile çıkan ve birlik-beraberlik içinde fabrika ayarlarına geri dönerek<br />
-inşallah- darbe dönemini kapatan milletimizle gurur duyuyorum.”<br />
SÜLEYMAN KESKİN<br />
Milli İradesi’ne sahip çıkan bu vatansever milleti durduramaz, ne uçak,<br />
ne tank, ne de kurşun. 7 Ağustos’ta Yenikapı’da yaşanan muhteşem tablo,<br />
Pensilvanya’daki hain ve çapulcularına kapak olsun.<br />
ŞEREF KAHRAMAN<br />
Devletimizi bir tümör gibi saran FETÖ kanserini Türk milleti panzehir görevi ile 15<br />
Temmuz’da püskürttü. Temizlik sürüyor ancak başka FETÖ ve benzeri mensuplar<br />
devletimizi bir kez daha ele geçirmeye kalkışmadan cumhuriyetimize sahip çıkalım.<br />
ŞEYDA AŞATIR<br />
Hain darbe girişimine karşı mücadele ederken hayatını kaybeden şehitlerimize<br />
Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Bana göre bu girişimin olumlu<br />
sonuçlarına bakacak olursak; halkın, liderlerin arasındaki bağı kuvvetlendirdi.<br />
9
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Şu gerçek iyi bilinmelidir ki; Türk Milleti darbeci zihniyeti<br />
ilelebet karanlık bir çukura gömmüş ve üzerine toprağı<br />
bizzat kendileri örtmüştür. Ülke olarak kenetlenen bu aziz<br />
Milletimiz, Devletimizin yok olmasını bekleyen her türlü<br />
düşmanlarımıza, TÜRK MİLLETİNİN yok edilemeyecek bir<br />
devlet ve güç olduğunu tekrar ispat etmiştir.<br />
Bugün bu ihanet çetesi, bu hainlikleri ile hem toplum nezdinde<br />
birer hain olarak ilan edilip öyle muamele görmeyi<br />
kendilerine reva gördükleri gibi, bu ihanetleri ile Ahiret<br />
hayatlarını da mahvetmişlerdir.<br />
*cEMİYET<br />
TEVFİK IŞIK<br />
FETÖ’nün darbe girişimi, bir taraftan yıllardır insanların dini duygularını istismar<br />
ederek devletin tüm kurumlarına sinsice yerleşen yapının hainlikte sınır tanımazlığını,<br />
diğer taraftan vatan söz konusu olunca ölüme koşarak giden milletimizin kahramanlık<br />
hikayelerini beynimize kazıdı.<br />
TOLGA YILMAZ<br />
Darbe tecrübesini çok kere yaşamış bir ülkenin henüz izlerini silememiş halkının<br />
‘Ayakta’ olması, yaşıyor olması, ayağa kalkması yalnızca 15 Temmuz’a değil,<br />
ondan önceki tüm darbelere olan başkaldırının refleksidir.<br />
YASİN DALKILIÇ<br />
Bir millet düşünün ki, namlusunu kendi milletine çevirmiş tanklara kendini siper ediyor.<br />
Bomba yüklü savaş uçaklarının üzerine atlamaya çalışıyor. Milletine zulüm edecek<br />
hain askerleri adalete teslim ederken, mazlum olan askerinin gözyaşını siliyor. İşte bu<br />
milletin adı Türk Milletidir.<br />
YAVUZ NAVRUZ<br />
15 Temmuz’da ülkemizde yaşanan darbe girişimi halkın gücüyle engellendi. Millet Türkiye<br />
‘ye sahip çıktı. Halkın gücü tankın gücünü yendi. 15 Temmuz’dan bu yana ülkemizde diriliş<br />
ruhu yeniden canlandı. Halk demokrasi için tek ses, tek nefes, tek yürek oldu. Türk halkı<br />
bütün dünyaya net bir mesaj verdi; eğer ‘Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.’ dedi.<br />
ZEYNEP MÜLAYİM<br />
Yaşasın… Gazi Meclisimiz, Milletimiz, Bayrağımız, mücadelemiz, kardeşliğimiz,<br />
Cumhuriyetimiz. Yıl 1923-2023 ∞ Atamızın söylediği gibi Yurtda<br />
Sulh, Cihanda Sulh…<br />
10
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
REKLAM<br />
11
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
YALNIZ<br />
KALDIK,<br />
YALNIZ<br />
BIRAKILDIK,<br />
KADERİMİZE<br />
TERK EDİLDİK<br />
S A L i H<br />
B A L C I<br />
12
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
ergimizin bu sayısında, Kayseri yerel medyasına büyük emek veren<br />
ve gazeteciliği ile herkese örnek olan gazeteci Salih Balcı’yı konuk ettik.<br />
Kayseri’de yerel medya ile mesleğe başlayan ve yaygın gazetelerde de<br />
başarıyla görev yapan ve mesleğin en zor dönemlerinde yerel medyaya<br />
büyük bir çığır açan Salih Balcı, dergimize önemli açıklamalarda<br />
bulundu. Balcı, yerel medyanın gelişebilmesi için önemli adımlardın<br />
atılması gerektiğini dile getirdi. Duayen Gazeteci Salih Balcı tecrübelerini<br />
dergimize anlattı. Gazetelerin sıkıntı içinde olduğunu dile getiren<br />
Balcı, “İşsiz kalan gazetecilerimize çok üzülüyorum.” dedi.<br />
devrim çalışkan<br />
“Doğruları yazdığımız, vatandaşı doğru bilgilendirdiğimiz için de ‘ÖCÜ’ gösterildik.”<br />
1313
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
“Hang ş adamımızın<br />
br basın brm var?<br />
Hang patronun br<br />
basın danışmanı var?<br />
Brer tane alsalar ne<br />
olur? Hem bu kardeşlermz<br />
ekmek yer, hem<br />
de blg akışının sağlıklı<br />
akmasını sağlar”<br />
“Bu şehrin ilanlarını 14 ay<br />
kesip 14 gazeteyi perişan<br />
edenler utansın. Bugün FETÖ<br />
deniliyor değil mi? Biz bunun<br />
acısını iki yıl önce yaşadık. O<br />
zaman kimse kılını kıpırdatmadı.<br />
O Bülent Arınç’a bunu<br />
da sorsunlar. O İbrahim Delibaş’a<br />
bunu da sorsunlar.”<br />
“MESLEĞİ DOĞRU KİŞİLERDEN<br />
ÖĞRENDİM”<br />
CEMİYET: Salih Bey gazeteciliğe ne<br />
zaman başladınız, hangi gazetelerde<br />
ne görevlerde çalıştınız, ilk göreve<br />
başladığınızda neler hissettiniz?<br />
BALCI: Tercüman gazetesi Orta<br />
Anadolu bürosunda başladım. Hislerim<br />
yoğundu. Çünkü Murat Taşkın<br />
gibi bir usta gazetecinin yanında<br />
başlamıştım. Tabi Mehmet Kiracıoğlu,<br />
Nazım Uslu, Ahmet Çınar gibi<br />
ağabeylerimde bana yardımcı oldu.<br />
Mesleği doğru kişilerden öğrendiğim<br />
içinde, her zaman Murat Taşkını<br />
rahmetle anarım...<br />
Daha sonra yine bir başka usta<br />
isim Şemsettin Çetinsöz ile, hem<br />
Kayseri Haber, hemde Kayseri Olay<br />
gibi gazetelerde çalıştım. Kayseri<br />
Haber’de adliye-polis muhabiriydim.<br />
Kayseri Olay’da ise spor müdürlüğü<br />
yaptım. Olay Gazetesi el değiştirince,<br />
Anadolu Haber gazetesinde çalıştım<br />
ve 10 yıl spor müdürlüğü görevinde<br />
bulundum. Anadolu Haber’den ayrıldıktan<br />
sonra kısa bir süre Kayseri<br />
Flaş isimli gazeteyi yayın hayatına<br />
başlattık. Bu gazetede kapana<br />
kadar genel müdürlük yaptım. Flaş<br />
Gazetesi yayın hayatını sonlandırınca,<br />
rahmetli Hacı Ali Şapçı’nın Akın<br />
Günlük gazetesine geçtim. Tabi bu<br />
geçişte halen genç olmasına rağmen<br />
saygı duyduğum Cemal Şapçı<br />
ve Veysel Varinli’nin büyük ısrarı<br />
vardı. Akın Günlük gazetesine spor<br />
sorumlu müdürü olarak geldim,<br />
ama Üstün Tuncer Büyük Kayseri’yi<br />
kurup ayrılınca genel yayın yönetmenliği<br />
görevini üstlendim. Gazete<br />
Eras Medya gruba geçinceye kadar<br />
ve takip eden yıllarda da genel yayın<br />
yönetmenliğini sürdürdüm. Yani<br />
hem Hacı Ali Şapçı patronluğunda<br />
hemde Mustafa Eraslan patronluğunda<br />
genel yayın yönetmeni olarak<br />
çalıştım. Eras gruptan emekli olup<br />
ayrılınca da kendi adıma Kayserimaç<br />
gazetesini kurdum ve 12 yıl yayın<br />
hayatında kaldıktan sonra ekonomik<br />
sıkıntılar sebebiyle onunda yayın<br />
hayatına son verdik.<br />
“HEM ÖVÜLDÜK HEM DE<br />
TEHDİT EDİLDİK”<br />
CEMİYET: Yerel medya gibi ulusal<br />
medyada da uzun süre görev yaptınız.<br />
O dönemdeki gazeteciliği ve<br />
gazeteleri bize anlatır mısınız?<br />
BALCI: Evet hem yerel hemde<br />
ulusal gazetelerde çalıştım. Örneğin<br />
Milliyet gazetesinde 10 yılı aşkın<br />
spor muhabirliği yaptım. Ardından<br />
Sabah Gazetesi ve ATV’nin İç Anadolu<br />
temsilciliği görevinde bulundum.<br />
Son olarak Star grubun yani Cem<br />
Uzan patronluğundaki Star grubun<br />
hem gazete hem de Tv’nin İç Anadolu<br />
temsilciliği görevinde bulundum.<br />
Ulusal gazeteciliğimde Star grubunda<br />
sonlandı…<br />
O dönemdeki gazetecilik gerçekten<br />
iyiydi. Hani hep söylenir ya, “Nerede<br />
o eski bayramlar” diye. Eski gazetecilikte<br />
bizler günü bir gün önce<br />
yaşıyorduk. Çünkü böyle internet<br />
ortamı yoktu. Bilgi önce bize ondan<br />
sonra vatandaşa ulaşıyordu. Yani<br />
bilgiyi vatandaşa ulaştırmanın<br />
hazını her zaman yaşadım. Bu çok<br />
önemli bir şey. Hem ulusalda hem<br />
yerelde hep haberleri önce biz duyuyor,<br />
onu daha iyi hale getirerek hiç<br />
soru işareti bırakmaksızın vatandaşa<br />
iletiyorduk. Şimdi öyle değil.<br />
İnternetten bir bilgi aktarılıyor doğru<br />
veya yanlış olduğuna bakılmaksızın<br />
14
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
“Gazetec<br />
şsz,<br />
kalırsa<br />
hemen<br />
dışlanır.”<br />
her yere ulaşıyor. Bizde haber önce<br />
teyit edilir, sonra o çok meşhur “5 N1 K<br />
“ ilkesine göre vatandaşa ulaştırılırdı.<br />
Gazetelerin okunurluk oranı yüksekti.<br />
Dergilerin ilgilenirliği yüksekti. Yani<br />
yazılı basın önemliydi. Yazılı basın ne<br />
zaman zaafa uğradı; TV’ler ve radyolar<br />
çoğalınca. Çünkü vatandaş okuma<br />
zahmetine katlanmadan haberi dinleme<br />
yolunu seçti.<br />
Şimdiki gibi değildi, çünkü bir çaba<br />
ortaya konuyordu. Bugün halen<br />
koşturmaya devam eden Oktay Ensari<br />
bizim zamanımızın yaşan en güzel<br />
örneğidir. Oktay 40 yıl önce de aynı<br />
heyecanı duyuyordu, şimdi bakıyorum<br />
halen kaybettiği hiçbir şey yok.<br />
Aynı heyecanı duyuyor. Farkı görmek<br />
için Oktay’ı izlemek yeterli. Çünkü<br />
bizde yıllarca aynı heyecanla çalıştık,<br />
aynı şevkle koşturduk. Övüldüğümüzde<br />
çok oldu, tehdit edildiğimizde<br />
çok oldu.<br />
Ama hiçbir zaman dürüstlükten,<br />
doğruluktan ayrılmadık. Hiçbir zaman<br />
kalemimize uşaklık yaptırmadık.<br />
Doğru bildiğimiz ne ise belgeli olanları<br />
neşrettik: Bugün işler farklı yürüyor.<br />
İlkenin yerini bugün rant aldı, dürüstlüğün<br />
yerini birilerinin uşağı olmak<br />
aldı, doğruluğun yerini ise yalancılık<br />
aldı. Bunun önüne geçilmeden bu sektörün<br />
düzeleceğini sanmıyorum. Tabi<br />
bunu derken Kayseri’yi ayrı tutuyorum.<br />
Çünkü Kayseri bazıları hariç hep<br />
sıkıntıdaydı, hem mesleğin çilesini<br />
çekti, halen de hem sıkıntı hem çile<br />
devam ediyor.<br />
“EN KÖTÜ DEMOKRASİ GERÇEKTEN<br />
EN İYİ DARBEDEN İYİDİR”<br />
CEMİYET: Gazetecilik zor ve bir o<br />
kadar da kutsal bir meslek. İlk başladığınız<br />
dönemden bu güne kadar<br />
gelirsek, hangi dönemde gazetecilik<br />
daha zordu neden?<br />
BALCI: Gazetecilik aslında her zaman<br />
zordur. Bunun dönemi falan yok.<br />
Çünkü gazeteci görevini yaptığı<br />
sürece kimseyi memnun edemez<br />
ve onun içinde hep sıkıntılıdır. Ama,<br />
darbe dönemleri sıkıntılıdır. Biz bunu<br />
1980 ihtilalinde yaşadık. Hürriyetimiz<br />
kısıtlandı, haber akışımız engellendi,<br />
o dönem çalıştığımız gazetede haber<br />
verme açısından 8 sayfalık gazetede<br />
yarım sayfa yerimiz ya vardı ya yoktu.<br />
Çünkü, “Sıkıyönetim bültenleri “ gazetenin<br />
tamamını kapladığı oluyordu.<br />
Halkın ilgileneceği ve halkı ilgilendiren<br />
hiçbir haberi yapamıyorduk.<br />
Çünkü hesabını veriyorduk, İnanır<br />
mısınız, spor haberleri bile kontrol<br />
altındaydı. Onun için Allah bu millete<br />
asla darbe göstermesin. Çünkü<br />
en kötü demokrasi gerçekten en iyi<br />
darbeden iyidir.<br />
Zaman zaman siyasilerden dolayı<br />
sıkıntılı günler olmuştur. Örneğin,<br />
tek partilerin iktidar olduğu dönemlerde.<br />
Ama bunlar çabuk aşılır, çünkü<br />
sizinde belirttiğiniz gibi kutsal bir<br />
meslektir. Gereğini yaparsan çok çok<br />
dua alırsın. Çünkü yaptığın iş illaki<br />
vatandaşın lehine olur. 4.kuvvettir.<br />
Yaptırımı vardır, ortadan kaktı deseler<br />
de demokrasilerin vazgeçilmesidir ve<br />
bana göre her zaman 4.kuvvettir.<br />
“KAYSERİ’DE GAZETELERİN SAYISI<br />
DÜŞÜRÜLMELİ”<br />
CEMİYET: Yerel medyanın sorunlarına<br />
kesin çözüm bulunabilmesi için<br />
hangi adımların atılması lazım?<br />
BALCI: Yerel medyanın sorunları gerçekten<br />
çözümü zor sorunlardır. Halkın<br />
25 kuruş verip bir gazete alma alışkanlığını<br />
inşa etmek lazım. Buda kaliteli<br />
gazete yapmaktan geçer, kaliteli gazeteden<br />
kastım renkli pırıl pırıl baskı<br />
değil tabi ki. Buda olması lazım ama<br />
önemli olan dolu dolu gazete olmasıdır.<br />
Doğruları yazmalı ve kimsenin<br />
adamı olmamalıdır. İkincisi gazete<br />
sayısı az olmalı. Bu mutlaka yapılmalıdır,<br />
çünkü gerçek gazete yapılır, gerçek<br />
gelir elde edilir, 4.kuvvet olur.<br />
Burada bir örnek vermek gerekirse,<br />
Bursa’da her ulusal gazete alan kişi<br />
destek olsun dile bir yerel gazete<br />
mutlaka alır. Çünkü sayı azdır ve yerel<br />
gazetelerin desteklenmesine yürekten<br />
inanılır biz de öyle bir şey yok.<br />
Adamın kendisi ile ilgili haber yazsan,<br />
bayiden gazete almaz. Gazete idarehanesine<br />
şoförünü gönderip oradan<br />
alır. Zihniyet budur, farkta budur.<br />
Sorunların çözülmesine birinci şart,<br />
sayının küçülmesi, ikincisi doğru ve<br />
kaliteli habercilik, üçüncüsü kalite.<br />
Yani liyakat arkası kendiliğinden gelir.<br />
Ama okutmak için bayiden satış için<br />
bunlar gerekli.<br />
15
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
“15 TEMMUZ DARBE-<br />
Sİ BAŞARILI OLSAYDI<br />
TÜRKİYE’DE OLUK OLUK<br />
KAN AKARDI”<br />
CEMİYET: Biliyorsunuz<br />
15 Temmuz’da bir darbe<br />
yapılması çalışıldı ama<br />
Tük Halkı bu darbeyi<br />
canıyla ve kanıyla engelledi.<br />
Siz bunun gibi birçok<br />
darbeye şahitlik yapmış<br />
birisiniz. 1980 darbesini<br />
de bire bir yaşamış bir<br />
gazeteci olarak neler söylemek<br />
istersiniz.<br />
BALCI: Evet bu darbeyi<br />
halkımız savuşturdu, halk<br />
sokaklara, meydanlara dökülmeseydi<br />
herkes evine<br />
işyerine sinseydi, Türkiye,<br />
bu güzelim ülke 50 değil<br />
100 yıl geri giderdi. Çünkü<br />
amaç sadece meclisi<br />
feshetmek, idarecileri<br />
sorgulamak değil, sistemi<br />
değiştirmekti. Kan oluk<br />
oluk akar, ülke parçalanır,<br />
bir daha da belini<br />
doğrultamazdı. Çünkü 15<br />
Temmuz farklıydı. 1980<br />
ihtilalini hemde çocukken<br />
falan değil biz zat gazetede<br />
idareciyken yaşadım.<br />
O bile sadece idareyi<br />
düzeltmek içindi. Çok çok<br />
sıkıntı verdi ve 50 yıl geriye<br />
götürdü. Ama bu farklı<br />
olacaktı. Hedef İslam<br />
devletiydi, yani şeriat gelecek<br />
diğerleri gidecekti,<br />
ya kesilecek ya asılacaktı.<br />
Bunun sinyalleri daha ilk<br />
saatte ortaya çıktı. Vatan-<br />
daşa silah sıktılar, vatandaşa<br />
bomba<br />
attılar,<br />
meclisi<br />
bombaladılar,<br />
özel<br />
harekatı<br />
vurdular,<br />
bunların yetkiyi ellerine<br />
geçirdiğini düşünemiyorum<br />
bile...<br />
1980’ de siyasi hükümet<br />
tutuklandı, hükümete<br />
atama yapıldı, anayasa<br />
değiştirildi, vatandaş<br />
yani Ülkücüler ve Sosyal<br />
demokratlar hariç normal<br />
vatandaş çok zarar görmedi.<br />
Bunlar oraları da<br />
parçalayacaklar, her yeri<br />
talan edip değişik bir ülke<br />
yapacaklardı. Allahtan<br />
olmadı. Bu uğurda halkımıza<br />
herkesin şükran<br />
duyması şarttır. Şehitlerde<br />
tüm geriye kalan<br />
vatandaşlarda..<br />
“KOSKOCA VE TERTEMİZ<br />
KURULUŞA ELBİRLİĞİ<br />
İLE YAZIK ETTİK”<br />
CEMİYET: Gelelim<br />
“Kayserimaç” gazetesine.<br />
Kayseri’de tek olmak<br />
önemliydi. Kayserimaç<br />
Gazetesi evladınız gibiydi<br />
sanırım. Gazete olarak<br />
Spor’da önemli işlere<br />
imza attınız desek yanlış<br />
olmaz değil mi?<br />
BALCI: Evet sadece Kayseri’de<br />
değil bu konsepte<br />
bir gazete Türkiye’de<br />
ilkti. Ama gerçekten yazık<br />
oldu, evladımızdı. Kayserinin<br />
evladıydı, ama kimse<br />
destek olmadı. Doğruları<br />
yazdığımız vatandaşı<br />
doğru bilgilendirdiğimiz<br />
için de, “ÖCÜ” gösterildik.<br />
Aslına bakılırsa eleştirile-<br />
rimiz yapıcıydı, iyiyi de<br />
övüyorduk, ama ne<br />
kulüplerimiz<br />
ne vatandaşlarımız<br />
günde 25<br />
kuruşu<br />
verip bizi<br />
ayakta<br />
tutamadı.<br />
Koskoca ve<br />
tertemiz kuruluşa<br />
elbirliği<br />
ile<br />
yazık ettik. Yeri gelmişken<br />
şunu özellikle vurgulamakta<br />
yarar var. Gazetecilik<br />
yüzdeye vuracak<br />
olursak; yüzde 70 tenkit,<br />
yüzde 30 alkış ilkesine<br />
göre yapılır. Ama maalesef<br />
bencil idareciler sayesinde<br />
bu alkış oranı yüzde<br />
90’lara çıktı, ama yinede<br />
kimseyi memnun edemedik.<br />
Sonuçta kepenklerimizi<br />
indirdik. Daha açık<br />
belirtmek gerekirse yalnız<br />
kaldık, yalnız bırakıldık,<br />
kaderimize terk edildik.<br />
Biz hem memleketin<br />
sporuna hizmet veriyor<br />
hemde 11 SGK kişiye iş veriyorduk.<br />
Ne oldu şimdi?<br />
Kim kazandı? Bana göre<br />
herkes kaybetti. Çünkü<br />
tedarikçileri saymıyorum<br />
11 kişi bugün itibarı ile<br />
işsizler ordusuna katıldı.<br />
Gazete için ayrı üzülüyor,<br />
bu arkadaşlar için ayrı<br />
üzülüyorum. Gerçekten<br />
pırıl pırıl delikanlılardı.<br />
Canan Bayram, Devrim<br />
Çalışkan, Duran Uruç,<br />
Sabri Gülmez, Gözde<br />
Tezcan ve matbaa çalışanları<br />
hepsi memleket<br />
için çalışan kin gütmeyen<br />
çocuklardı. Bunlara<br />
da yazık oldu. Ama ne<br />
dileyim bu zemini hazırlayanlar<br />
utansın. Bu şehrin<br />
ilanlarını 14 ay kesip 14<br />
gazeteyi perişan edenler<br />
utansın. Bugün FETÖ<br />
deniliyor değil mi? Biz<br />
bunun acısını iki yıl önce<br />
yaşadık. O zaman kimse<br />
kılını kıpırdatmadı. O<br />
Bülent Arınç’a bunu da<br />
sorsunlar. O İbrahim Delibaş’a<br />
bunu da sorsunlar.<br />
Haklarımız var ve helal<br />
etmiyoruz. Ben kendi adıma<br />
değil 14 gazete sahibi<br />
adına söylüyorum.<br />
“GAZETECİ İŞSİZ KALIR-<br />
SA HEMEN DIŞLANIR”<br />
CEMİYET: Gazeteciliğin<br />
belki de en önemli<br />
sorunu işsizlik.<br />
Duayen ve<br />
örnek bir<br />
gazeteci olarak gazetecilerin<br />
işsiz kalmaması<br />
için nelerin yapılması<br />
gerektiğini bizlere anlatır<br />
mısınız?<br />
BALCI: Gazetecinin işsiz<br />
kalmaması lazım. Gazeteci<br />
işsiz kalırsa hemen<br />
dışlanır.<br />
Çünkü toplumun öndeki<br />
insanlarıdır, seveni<br />
de olur sevmeyeni de<br />
ama gazeteci işsiz kalırsa<br />
sevmeyenleri ağır<br />
basar: Kıskananlar ağır<br />
basar, kin güdenler, ağır<br />
basar ve hemen dışlanır<br />
gencecik insanlara yazık<br />
olur. Onun için siyasetin,<br />
belediyelerin sahip çıkması<br />
bu gençleri sokakta<br />
bırakmaması gerekir.<br />
Gazete patronlarına bir<br />
şey diyemiyorum. Çünkü<br />
maaş vermekte gerçekten<br />
zorlanıyorlar, yoksa<br />
onlar istemez mi yetişmiş<br />
liyakat sahibi gençlerle<br />
çalışmayı. Ama ekonomik<br />
imkanları kısıtlı. Onun<br />
içinde üzülseler de bir<br />
şey yapamıyorlar. Hal<br />
böyle iken, sahip çıkması<br />
gerekenler siyasiler ve iş<br />
adamları. Hangi iş adamımızın<br />
bir basın birimi var?<br />
Hangi patronun bir basın<br />
danışmanı var? Birer tane<br />
alsalar ne olur? Hem bu<br />
kardeşlerimiz ekmek<br />
yer, hem de bilgi akışının<br />
sağlıklı akmasını sağlar.<br />
Bakınız birkaç TSK da bu<br />
birimler var ama çalışanların<br />
hiçbiri gazeteci kökenli<br />
değil, eş dost ağırlaması.<br />
Yazıktır yapmayalım<br />
sahiplenelim. Kefil isterler<br />
bizimde kefaletimizi<br />
kabul ederlerse sonuna<br />
kadar bu kardeşlerimize<br />
isim ayırt etmeden kefil<br />
olurum, oluruz.<br />
Lütfen ama lütfen sahip<br />
çıkalım ve sokakta bırakmayalım.<br />
Bu çocuklar<br />
bizim çocuklarımız. İşsiz,<br />
ekmeksiz bırakmayalım.<br />
İş adamlarına çağrım; “<br />
Özellikle sahip çıkın. Zarar<br />
değil fayda göreceğinizden<br />
eminim”…<br />
16
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
REKLAM<br />
17
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
MİLADIN YENİ TARİHİ:<br />
15 Temmuz<br />
Fakat unuttukları bir şey<br />
vardı bu hainlerin:<br />
Ömer Faruk Hamurcu<br />
İsimsiz kahramanlar ve<br />
çilekeş, asil halkımız.<br />
Türkiye, darbelerle<br />
ve darbe<br />
girişimleriyle<br />
iyice yorulmuştu.<br />
Yaklaşık<br />
10 yılda bir<br />
yapılan darbeler ve değişik<br />
türdeki darbe teşebbüsleri<br />
Türkiye’nin moral gücünü<br />
ve ekonomik dinamizmini<br />
büyük ölçüde sıfırlamıştı.<br />
Parlamenter sisteme<br />
dayanan çoğulcu ve çok<br />
partili sistemle yürütülmeye<br />
çalışılan demokrasi<br />
yapımız erken kalkanın<br />
darbe yaptığı ve değişik<br />
anti demokratik güçleri<br />
yanına alarak teşebbüste<br />
bulunduğu darbe girişimleri<br />
ile çok yıpratılmıştı.<br />
Darbelerden sonra yönetime<br />
gelen idareler tamamen<br />
kaynakları lojmanlar, tatil<br />
köyleri ve sosyal tesislere<br />
yatırdıkları yetmiyormuş<br />
gibi darbe yapan askerlerin<br />
ömür boyunca değişik<br />
kılıflar adı altında parlamentoda<br />
veya parlamento<br />
üstü yapılarda yer almasını<br />
sağlamışlardı<br />
1960 yılında yapılan darbeden<br />
sonra darbeyi gerçekleştiren<br />
askerler Milli Birlik<br />
Komitesi adı altında ölene<br />
kadar devam edecek olan<br />
cumhuriyet senatosunda<br />
-tabii senatörlük ünvanını<br />
kendilerine vererek- “saltanat”<br />
sürmüşlerdi.<br />
Saltanatlarını başka bir<br />
darbe sonlandırdı: 1980<br />
12 Eylül darbesi Senato<br />
ve Milli Birlik Komitesi’ni<br />
kaldırdı. Bu kez 80 darbesini<br />
gerçekleştiren askerler<br />
hem bir anayasa gerçekleştirdiler<br />
hem de anayasaya<br />
eklenen bir geçici madde<br />
ile darbe liderini Cumhurbaşkanı<br />
yaptılar.<br />
Peki ya diğerleri? Onlar<br />
unutulur mu hiç !<br />
Milli Güvenlik Konseyi adı<br />
altında 7 yıl boyunca orada<br />
varlıklarını ve hakimiyetlerini<br />
sürdürdüler. Darbeyle<br />
geçen süreyi de sayacak<br />
olursak 1980-1990 arası da<br />
darbe yapanların gölgesinde<br />
geçti.<br />
Bitti mi? Hayır!<br />
60 ve 80 arasındaki ortalama<br />
10 yılın nasıl geçtiğini<br />
biliyorsunuz. 1971’de “meşhur”<br />
bir muhtıra ile hükümet<br />
devrildi ve zorlama bir<br />
hükümetle iktidar değişti.<br />
90’lı yıllardan sonra<br />
değişen küresel düzen ve<br />
gelişen teknolojiye ayak<br />
uyduran darbeciler muhtıraları<br />
da darbeleri de bu<br />
düzlemde yaptılar.<br />
İşte Türkiye postmodern<br />
darbelerle ve muhtıralarla<br />
bu süreçten sonra tanıştı.<br />
Milli iradeyi hiçe sayan,<br />
halkın egemenliğini takmayan,<br />
tamamıyla kendi<br />
dalkavuklukları içerisinde<br />
Türkiye’yi yönetmeye çalışan<br />
anti demokratik güçler<br />
akla hayale gelmedik her<br />
yolu deneyerek Türkiye’nin<br />
gelişimine çok büyük bir<br />
darbe vurdular.<br />
Onlara göre halk: Cahil,<br />
göbeğini<br />
kaşıyan<br />
dı.<br />
Onların oyu<br />
çobanın oyuyla asla bir<br />
olamazdı.<br />
Halk ne bilirdi!<br />
Kökü dışarıda, milli<br />
iradeden nasibini almamış<br />
kişiler hangi elbiseyi<br />
dikerse millet onu giymek<br />
zorunda adamdiyorlardı.<br />
Bu ruh hali içerisinde<br />
yıllardır milleti kene gibi<br />
sömüren, milletin hayırseverlik<br />
duygularını istismar<br />
ederek gizli emellerle para-<br />
lel bir devlet yapılanmasına<br />
kalkışan hain Fetö terör<br />
örgütü asker kıyafeti giyen<br />
terörist işbirlikçileri ile 15<br />
Temmuz’da hedeflerine<br />
ulaşacaklarını zannederek<br />
yeniden bir darbe girişiminde<br />
bulundular.<br />
Bu tarihe gelene dek hain<br />
Fetö terör örgütü sayısız<br />
metotlarla farklı darbe girişiminde<br />
bulunmuştu. Bu<br />
bazen siyasi bazen yargısal<br />
yolla olmuştu. Daha sonra<br />
ekonomik yolla iktidarı<br />
ele geçirmeye çalışan hain<br />
yapılanma son girişimini<br />
silahlı kuvvetlerin<br />
içine sızan<br />
terörist yandaşları ve<br />
yapmaya kalktı.<br />
İşte, 15 Temmuz böyle bir<br />
ortamda geldi...<br />
Darbenin Genelkurmay<br />
bölümünü yöneten hain<br />
Fetö’cü teröristin “bu iş çok<br />
kolay olacak, güle oynaya<br />
bu işi bitireceğiz” demesi<br />
ruh yapılarını anlatması<br />
bakımından son derece<br />
önemliydi.<br />
18
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Fakat unuttukları bir şey<br />
vardı bu hainlerin:<br />
İsimsiz kahramanlar ve<br />
çilekeş, asil halkımız.<br />
Her şeyi yıllardır bir<br />
kuyumcu titizliğiyle hesap<br />
edenler, bu milletin boyun<br />
eğmeyeceğini ve ölümü<br />
düğüne gider gibi karşılayacaklarını<br />
hesap edememişlerdi.<br />
Hainler çok kötü yanıldı.<br />
Resmen çuvalladılar.<br />
Ezanın susmayacağını…<br />
Şanlı bayrağımızın işbirlikçiler<br />
tarafından peşkeş<br />
çekilemeyeceğini...<br />
Tankların, paletlerinin<br />
altına yatıp kurşunlara<br />
insanımızın<br />
darbenin nasıl püskürtüleceğini<br />
tüm dünyaya<br />
gösterdiler.<br />
O gün, Cumhurbaşkanı ve<br />
Başkomutanımızın direktifleriyle<br />
tüm Türkiye’nin<br />
meydanlarını dolduran<br />
milyonlar milli iradeye,<br />
kendi egemenliğine ve demokrasiye<br />
sahip çıkmıştı.<br />
Dünya’da başka bir örneği<br />
olmayan kahramanlık<br />
destanı idi bu.<br />
15 Temmuz; tanklara, uçaklara<br />
ve gözü dönmüş hain<br />
darbecilere karşı sarsılmaz<br />
imanı ve davası için<br />
çarpan yüreğinin<br />
dışında hiçbir şeyi olmayan<br />
cesur insanımızın tarihe<br />
attığı bir imzadır.<br />
Bu imza egemenliğin,<br />
demokrasinin nasıl korunup<br />
kollanmasını tarihe<br />
yeniden not düşen gerçek<br />
bir destandır.<br />
Bu mücadelede kahraman<br />
polisimizi ve darbeye karşı<br />
çıkan silahlı kuvvetlerimi-<br />
zin temel yapısını da her<br />
zaman saygıyla ve takdirle<br />
yad edeceğiz.<br />
Bu mücadelede şehit olan<br />
asker polis ve<br />
sivil<br />
vatandaşlarımızı asla unutmayacağız<br />
Onlar, tarihin altın sayfalarına<br />
kazınan bu mücadelenin<br />
unutulmaz sembol<br />
isimleri oldular.<br />
Astsubay Ömer Halisdemir<br />
artık bir efsanedir.<br />
Mücadelesi ve şahadeti ile<br />
yeni neslin idol kahramanı-<br />
dır artık.<br />
Asla unutmayacağız.<br />
Şehit olan özel harekatçı<br />
polislerimiz, hiç bitmeyecek<br />
özgürlük mücadelesinde<br />
her zaman<br />
yaşayacak ve<br />
yaşatılacaktır.<br />
Selam olsun.<br />
göğsünü siper<br />
eden kahraman<br />
19
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
BÜYÜKŞEHİRDEN<br />
TARİHİ<br />
RESTARASYON<br />
40 MİLYONLUK<br />
YATIRIM<br />
Büyükşehir Belediye Başkanı<br />
Mustafa Çelik, Kayseri<br />
Kalesi restorasyon çalışmalarıyla<br />
ilgili basın mensuplarına<br />
bilgi verdi ve ilk harcı<br />
koyarak restorasyon çalışmasını<br />
başlattı. Başkan Çelik,<br />
Kayseri'nin yaşam merkezi<br />
olacak olan Kayseri Kalesi<br />
için 40 milyon TL'lik bir yatırım<br />
yaptıklarını belirtti.<br />
Kale içindeki Arkeoloji Müzesi'ni<br />
de basın mensupları<br />
ile gezen Başkan Mustafa<br />
Çelik, Türkiye'nin en büyük<br />
arkeoloji müzelerinden birisini<br />
yaptıklarını kaydetti.<br />
Büyükşehir<br />
Belediyesi<br />
tarafından<br />
İç Kale’de<br />
başlayan restorasyon<br />
çalışması<br />
ile ilgili<br />
basın mensupları ve Kayseri<br />
kamuoyuna bilgi verildi.<br />
Restorasyon çalışmalarının<br />
başlaması nedeniyle düzenlenen<br />
törende bir konuşma<br />
yapan Büyükşehir Belediye<br />
Başkanı Mustafa Çelik, Kayseri<br />
Kalesi’nin tarihi önemini vurgulayarak,<br />
“Şehrimiz tarihi ve<br />
kültürel açıdan adeta bir müze<br />
kent durumunda. Pek çok<br />
tarihi değere sahibiz. Bunların<br />
en haşmetlisi de Kayseri<br />
Kalesi” dedi.<br />
“KAYSERİ’NİN YENİ YAŞAM<br />
MERKEZİ OLACAK”<br />
Kayseri Kalesi’nin yüksek<br />
bir tepede yer almayıp ova<br />
içerisinde bulunan bir kale<br />
olmasıyla türünün ender<br />
örneklerinden birisi olduğunu<br />
dile getiren Başkan Mustafa<br />
Çelik, iç kaledeki restorasyon<br />
ihtiyacının ilk bakışta dahi<br />
fark edildiğini belirtti. Kale İçi<br />
Kültür Sanat Merkezi projesiyle<br />
Kayseri Kalesi’nin şehrin<br />
adeta yaşam alanı olacağını<br />
vurgulayan ve bu nedenle restorasyonun<br />
gerekliliğini dile<br />
getiren Başkan Çelik, “Derzleri<br />
dökülen, bazı taşları kaybolan,<br />
göçme sebebiyle bazı kısımlarına<br />
girilemeyen iç kalede<br />
onarım ve restorasyon ihtiyacı<br />
gözle bile görülebilmektedir.<br />
Hatırlanacağı üzere geçmişte<br />
göçük olayı da yaşanmıştı.<br />
Başka acı olayların yaşanmaması<br />
için 20 milyon TL daha<br />
harcayarak geniş kapsamlı bir<br />
restorasyon çalışması yapma<br />
kararı aldık” diye konuştu.<br />
“25 BİN METREKAREDE<br />
RESTORASYON YAPILACAK”<br />
İç kale duvarlarının yaklaşık<br />
25 bin metrekare olduğunu ve<br />
bu kadar alanda restorasyon<br />
çalışması yapılacağını ifade<br />
eden Büyükşehir Belediye<br />
Başkanı Çelik, arkeoloji müzesi<br />
ve kültür sanat merkezinin<br />
diğer bölümleri hizmet<br />
verirken de restorasyon<br />
çalışmasının devam edeceğini<br />
belirtti. Restorasyonda ana<br />
prensiplerinin mevcut hali<br />
ve orijinalliği bozmayacak<br />
şekilde minimum müdahale<br />
edilerek beden duvarlarının<br />
sağlamlaştırılması olduğunu<br />
dile getiren Başkan Mustafa<br />
Çelik, “Restorasyonun aslına<br />
uygun yapılması için üniversitelerden<br />
ve diğer kurumlardan<br />
5 kişilik bir bilim kurulu<br />
oluşturduk. Kalenin restorasyonunu<br />
bu kurul kontrol<br />
edecek” dedi.<br />
Kale içine yapılacak birimler<br />
hakkında da bilgi veren Başkan<br />
Mustafa Çelik, “Burçların<br />
içleri elden geçirilerek buralar<br />
20
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
sanat atölyeleri haline getirilecek. Meydan ve Hunat’a<br />
bakan burçların üzerine asansör ve merdiven ile<br />
ulaşım sağlanacak. Buralarda seyir terasları ve kafeler<br />
oluşturulacak. Kale içinde bodrum ve asma katlarda<br />
Kayseri Arkeoloji Müzesi ile kent arşivi, kütüphane,<br />
100 kişilik konferans salonu, idari ofisleri gibi müştemilatları<br />
bulunacak. Zemin katında kültür-sanat<br />
faaliyetlerinin yapılacağı sosyal alanlar ile kafeler,<br />
sanatçılar sokağı, sanat galerileri, açık oturma alanları,<br />
açık hava müzesi ve seyir alanları yer alacak” diye konuştu.<br />
Büyükşehir Belediye Başkanı Çelik, kale içinde<br />
yer alan caminin de restore edildiğini ifade etti.<br />
40 MİLYON TL’LİK BİR YATIRIM<br />
Restorasyon çalışmalarının maliyetinin 20 milyon<br />
TL olduğunu, Arkeoloji Müzesi ve diğer bölümlerle<br />
birlikte Kale İçi Kültür Sanat Merkezi Projesinin 40<br />
milyon TL’yi mal olacağını dile getiren Başkan Mustafa<br />
Çelik, “Bu yatırım Kayseri Kalesi’ne ve Kayseri’ye<br />
değer bir yatırım olacak. İnşallah kazasız belasız<br />
bitirerek hemşehrilerimizin ve şehrimize gelen misafirlerin<br />
kullanımına açacağız” dedi.<br />
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, konuşmasının<br />
ardından restorasyon çalışmalarının ilk<br />
harcını attı ve sıva yaptı.<br />
ARKEOLOJİ MÜZESİ İNŞAATI TAMAMLANDI<br />
Başkan Mustafa Çelik, basın mensupları ve katılımcılarla<br />
kale içine yapılan Arkeoloji Müzesi’ni de gezdi.<br />
Müze inşaatının tamamlandığını, teşhir ve tanzim<br />
ihalesinin de yapıldığını ifade eden Başkan Çelik,<br />
proje üzerinden çalışmaların son durumuna ilişkin<br />
bilgi aldı. Müzede, Kültepe’den Osmanlı dönemine<br />
kadar eserlerin sergileneceğini dile getiren Başkan<br />
Çelik, dünyadaki son teknikler kullanılarak yapılan<br />
müzenin Türkiye’nin en büyük arkeoloji müzelerinden<br />
birisi olacağını kaydetti. Başkan Mustafa Çelik,<br />
müzenin içine yapılacak olan Kültepe evi, teşhir<br />
alanları, konferans salonu ve diğer bölümler ile üst<br />
katındaki dış mekan sergi ve gösteri alanlarını gezdi.<br />
21
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
REKLAM<br />
22
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
ERKEK VE<br />
KADINLARIN<br />
Estetk operasyonlar<br />
son zamanlarda arttı. Başta<br />
yüz ve burun estetğ<br />
olmak üzere vücudun çeştl<br />
yerlerne brçok estetk<br />
operasyonla müdahale<br />
edleblyor. Şmdlerde<br />
kadınlarda ve erkeklerde<br />
se gamze estetğ revaçta.<br />
haber: güler ruhsar aktaş<br />
fotoğraf: cafer zengin<br />
23
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Plastik Cerrahi Uzmanı Doktor<br />
Umut Özbebit:<br />
Gamze genetik bir kusur<br />
ama operasyonla gamze<br />
yaptırmak isteyen çok<br />
sayıda kadın ve erkek<br />
hastam oldu<br />
Estetik operasyonlar<br />
son<br />
zamanlarda arttı.<br />
Başta yüz ve<br />
burun estetiği<br />
olmak üzere vücudun çeşitli<br />
yerlerine birçok estetik<br />
operasyonla müdahale<br />
edilebiliyor. Şimdilerde<br />
kadınlarda ve<br />
er-<br />
kek-<br />
lerde ise gamze<br />
estetiği revaçta. Gamze<br />
tıpta bir yüz kusuru oysa<br />
birçok insan plastik cerrahi<br />
yardımı ile daha güzel göründüğüne<br />
inanıp operasyonla<br />
bir gamze yaptırıyor.<br />
Ve yaklaşık 20 dakika süren<br />
bir operasyonun ardından<br />
hayata gamzeli olarak<br />
devam ediyor. Acıbadem<br />
Hastanesi Plastik Cerrahi<br />
Uzmanı Doktor Umut<br />
Özbebit gamze operasyonu<br />
için başvuran kadın ve<br />
erkek hastaların sayısının<br />
oldukça yüksek<br />
olduğunu<br />
belirterek:<br />
“Gamze<br />
genetik bir<br />
kusurdur.<br />
İnsanla-<br />
rın<br />
sonradan gamzeli olmayı<br />
istemesi ironidir. Ama<br />
kendilerini gamze ile mutlu<br />
hissedeceklerse bu isteklerine<br />
de estetik cerrahi ile<br />
cevap vermek mümkündür”<br />
dedi.<br />
Estetik operasyonlar son<br />
zamanlarda en çok tercih<br />
edilen yöntemlerden birisi...<br />
Yüz ve burun estetiğine<br />
bir yenisi daha eklendi.<br />
Kadınların ve erkeklerin<br />
gamze estetiği için estetik<br />
uzmanlarından yardım<br />
istediğine dikkat çeken uzmanlar<br />
gamze estetiği için<br />
gelen hastalarına uygunsa<br />
bu operasyonu 20 dakika<br />
gibi bir zaman diliminde<br />
yapıp hastalarının bundan<br />
sonraki hayatına<br />
gamzeli devam etmesini<br />
sağlıyorlar.<br />
Bu konuda sorularımızı<br />
cevaplandıran<br />
Acıbadem<br />
Hastanesi Plastik<br />
Cerrahi Uzmanı<br />
Doktor Umut<br />
Özbebit Gamzenin<br />
genetik<br />
bir kusur; doğuştan<br />
kas<br />
ya da doku<br />
eksikliği<br />
ile ve ya<br />
sonradan<br />
travmatik<br />
olarak<br />
ortaya çıkmış<br />
bir problem olduğunu<br />
belirterek : “ Bazı insanlar<br />
gamzeli olmak ister , bazı<br />
insanlar da kendilerinde<br />
olan gamzenin yakıştığını<br />
düşünürler. Kimileri içinse<br />
önemsiz bir ayrıntıdır ya da<br />
kötü bir görüntüdür. Tamamen<br />
kişisel bakış açısına<br />
göre değişen bir defekttir<br />
aslında gamze.”dedi.<br />
Operasyonla gamze yapması<br />
için hem erkek hem<br />
de kadın çok sayıda başvuran<br />
hastası olduğunu belirten<br />
Uzman Doktor Özbebit:<br />
Gamze operasyonunu,<br />
bazı hastalarım için uygun<br />
görmedim, diğerlerine ise<br />
bu fizyolojik defekti operasyonla<br />
yaptım ve çok beğendiler.<br />
İnsanlar neden gamze<br />
ister; bu bir ironidir diye<br />
düşünürüm ben. Sonuçta<br />
benim gamzem yok ama<br />
olmasını da istemedim. Bu<br />
bir doku defekti sonuçta.<br />
Sanırım isteyen hastalarım<br />
kendilerini gamze ile<br />
daha mutlu hissedecekleri<br />
için onların bu isteklerini<br />
cevapsız bırakmamak gerekir<br />
diye düşünüyorum.”<br />
açıklamasında bulundu.<br />
Plastik Cerrahi<br />
Uzmanı Doktor<br />
Umut Özbebit:<br />
Gamze operasyonunu,<br />
bazı<br />
hastalarım için<br />
uygun görmedim,<br />
diğerlerine<br />
ise bu fizyolojik<br />
defekti operasyonla<br />
yaptım ve<br />
çok beğendiler.<br />
İnsanlar neden<br />
gamze ister; bu<br />
bir ironidir diye<br />
düşünürüm.<br />
24
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
ERCİYESSPOR GİTTİ GİDİYOR,<br />
SIRA KAYSERİSPOR’DA MI?<br />
Yavuz Navruz<br />
Kaybettiği zaman bile sempatiyle bakılan<br />
bir kulüp Türkiye’nin en çok sevilen takımlarının<br />
başında gelen Erciyesspor’a sihirli<br />
bir değnek dokundu ve toz duman oldu<br />
Ne kadar acı değil<br />
mi? Yıllanmış<br />
bir çınar<br />
göz göre göre<br />
devrilip gidecek.<br />
Erciyesspor’un geldiği<br />
durum gerçekten içler acısı.<br />
3-5 acemi yönetici yüzünden<br />
köklü bir kulübe kilit<br />
vurulmak üzere. Tarihi başarılarla,<br />
sevinçlerle, üzüntülerle<br />
dolu. Kaybettiği zaman<br />
bile sempatiyle bakılan bir<br />
kulüp Türkiye’nin en çok<br />
sevilen takımlarının başında<br />
gelen Erciyesspor’a sihirli bir<br />
değnek dokundu ve toz duman<br />
oldu. İşlerini başarılı bir<br />
şekilde yöneten Ziya Eren iş<br />
Erciyesspor’a gelince adeta<br />
dirseğini gösterdi. Yaptığı<br />
başarısız çalışmalar ve ben<br />
yaptım oldu zihniyetiyle<br />
Erciyesspor’u yönetmeye<br />
çalıştı. Sonuç ortada tam<br />
bir fiyasko. Koskocaman bir<br />
sıfır . Menajerlerin ve teknik<br />
direktörlerin gazına gelerek<br />
yerli yersiz transferler yaparak<br />
kulübü borç batağına<br />
iten Ziya Başkan şimdi hiç<br />
bir şey olmamış gibi yan<br />
çiziyor. Bu nasıl bir zihniyet.<br />
İyi niyet olsa takımı aldığı<br />
yerde teslim eder. Allah aşkına<br />
Ziya Eren’i kim tanırdı. Erciyesspor<br />
sayesinde tanınan<br />
bir isim oldu. Şimdi yapması<br />
gereken, daha doğrusu yakışanı<br />
yapması Erciyesspor’u<br />
düşürdüğü bu bataktan<br />
tutup çıkarmasıdır. Gözler<br />
sende Ziya Başkan yakışanı<br />
yap, yoksa bu şehir seni hiç<br />
mi hiç unutmayacak.<br />
Kayserispor’a<br />
gelince bakıldığın<br />
da bir ileri<br />
iki geri yapmaya<br />
devam ediyor.<br />
İstikrarsız mehter takımı<br />
gibi . Kayserispor’da ne yazık<br />
ki işler iyi gitmiyor. Takım<br />
kör topal yuvarlanarak gitse<br />
de borçlar her geçen gün<br />
artıyor. Kayserispor yönetiminin<br />
şehrin ileri gelenlerini<br />
yanına alamayınca bu iş<br />
daha da zorlaşıyor. Ben<br />
buradan uyarıyorum, bu<br />
gidişe birileri dur demez ise<br />
Kayserispor’un akibeti de<br />
Erciyesspor gibi olur. Ne<br />
yazık ki siyasette , ticarette<br />
ve sanayide ki büyümede<br />
örnek şehir olarak gösterilen<br />
Kayseri’de futbol adına<br />
olumlu bir adım atarak<br />
ilerleyemiyoruz. Kendi evlatlarımıza<br />
şans vermiyoruz.<br />
Dışarıdan acemi tayfalarını<br />
parlatmak için çırpınıp<br />
duruyoruz. Kayserispor da<br />
oynayan Kayserili futbolcu<br />
yok. Bu nasıl bir anlayış<br />
Allah aşkına anlam veremiyorum.<br />
Alt yapıdan bir tane<br />
futbolcu çıkaramıyoruz.<br />
Geçmişte yaptığımız 3-5<br />
transferle övünüp duruyoruz.<br />
Bu işler bu şekilde<br />
devam ederse başarı hayal<br />
olur. Sizce de öyle değil mi?<br />
25
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Kayseri Sanayi Odası<br />
Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Mehmet Büyüksmtc<br />
ASIL OLAN<br />
İŞİ LAYIĞI İLE<br />
YAPABİLMEK<br />
Kayseri Sanayi Odası Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Mehmet<br />
Büyüksimitci, Gazeteciler<br />
Cemiyetimizin dergisinin konuğu<br />
oldu. Gazeteci ve Gazeteciler<br />
Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi olan<br />
Devrim Çalışkan’ın sorularını<br />
yanıtlayan Büyüksimitci, Türkiye<br />
ve özellikle de Kayseri sanayisi ile<br />
önemli açıklamalar yaptı. Dergimizin<br />
sorularını içtenlikle yanıtlayan<br />
KAYSO Başkanı Büyüksimitci,<br />
Kayseri sanayisini bir adım daha<br />
ileriye götürmek için ellerinden<br />
gelenin fazlasını yapacaklarını<br />
dile getirdi.<br />
“BİZİ BU SANAYİYE ÇİVİ<br />
ÇAKANLARDAN, KATKI<br />
VERENLERDEN OLMAYI<br />
NASİP ETSİN”<br />
26
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Mehmet Büyüksimitci<br />
Devrim Çalışkan<br />
CEMİYET: Sanayi Odasının<br />
çiçeği burnunda başkanısınız.<br />
Bu görevin size<br />
verileceğini hiç tahmin<br />
ediyor muydunuz?<br />
MEHMET BÜYÜKSİ-<br />
MİTCİ: Aslında biz yönetim<br />
olarak 2005 yılında<br />
seçildik. Ben KAYSO’da<br />
yönetim kurulu olarak ve<br />
Mimarsinan OSB’de ise<br />
KAYSO temsilcisi olarak<br />
göreve başladım. Aslında<br />
çok yeni birisi değilim.<br />
Ama bu son süreçte<br />
başkanımız Mustafa<br />
Boydak’ın HES kablodaki<br />
görevinin sona ermesinden<br />
kaynaklanan bir istifa<br />
söz konusu oldu. Dolayısı<br />
ile biraz ani gelişen<br />
bir süreç oldu. Görevde<br />
birine verilince görevden<br />
kaçma gibi bir durumda<br />
söz konusu da değil.<br />
Sanayi Odasına da çok<br />
yabancı değilim. Kalan<br />
bir yılı tamamlamak için<br />
yönetim kurulu üyelerimiz<br />
arasından yapılan<br />
seçimle başkan oldum.<br />
Tabi ki yaptığınız görev<br />
bir günde olsa, bir yıllık<br />
yada on yıllık ta olsa, hakkıyla<br />
ve layığı ile yapmaktır.<br />
İnşallah rabbim doğru<br />
hizmetler yapmayı nasip<br />
etsin. Bu sanayiye çivi çakanlardan,<br />
katkı verenlerden<br />
olmayı nasip etsin. O<br />
yüzden çok beklediğimiz<br />
bir görev değildi. Bugüne<br />
kadar da hiçbir göreve de<br />
talip olmadım. Biz 2000<br />
yılında kendi işimize<br />
başladık ve halen de büyümeye<br />
devam eden bir<br />
şirketiz. Orada da yapacak<br />
çok işimiz var.<br />
“ÜZERİMİZE<br />
VAZİFE DÜŞERSE<br />
YENİDEN ADAY<br />
OLURUM “<br />
CEMİYET: Sanayi Odası<br />
seçimlerine 1 yıl gibi bir<br />
süre var. Yeniden adaylığınız<br />
söz konusu olacak<br />
mı?<br />
MEHMET BÜYÜKSİ-<br />
MİTCİ: Aslına bakarsanız<br />
1 yıl sonrasını düşünmememiz<br />
lazım. O hesaba<br />
girersek bugün ki hizmetlerin<br />
doğru yapacağımızı<br />
düşünmüyorum. Yani,<br />
seçilmek veya seçilmemek<br />
konusunda çok fazla<br />
bu hesapları yapmamak<br />
lazım. Önemli olan<br />
yaptığımız görevi layığı ile<br />
yapmak. Ondan sonrasını<br />
ona göre değerlendirmek<br />
lazım. O yüzden, ben hiçbir<br />
zaman hiçbir göreve<br />
talip olmadım. 1 yıl sonra<br />
eğer üzerimize vazife düşerse<br />
o zaman ki imkanlarımıza<br />
bakarız. Devam<br />
edebilecek durumdaysak<br />
devam ederiz. Nihayetinde<br />
de bir seçim o. Yok bu<br />
işi yapabilecek daha iyi<br />
abilerimiz çıkarsa onlara<br />
anlımızın akıyla görevimizi<br />
teslim edebilirsek<br />
bizden daha mutlu kimse<br />
olmaz. O yüzden seçime<br />
girelim girmeyelim diye<br />
bir durum söz konusu<br />
değil. Böyle bir şeyi de<br />
düşünmüyoruz.<br />
KAYSO’da<br />
yönetim kurulu<br />
olarak ve<br />
Mimarsinan<br />
OSB’de ise KAY-<br />
SO temsilcisi<br />
olarak göreve<br />
başladım. Aslında<br />
çok yeni<br />
birisi değilim.<br />
Ama bu son<br />
süreçte başkanımız<br />
Mustafa<br />
Boydak’ın<br />
HES kablodaki<br />
görevinin sona<br />
ermesinden<br />
kaynaklanan<br />
bir istifa söz<br />
konusu oldu.<br />
Dolayısı ile biraz<br />
ani gelişen<br />
bir süreç oldu.<br />
27
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
“DIŞ ETKENLERİ BAHANE ETMEMELİYİZ”<br />
CEMİYET: Yaşanan son<br />
süreçte Kayseri ekonomisinde<br />
bir düşüş olduğunu<br />
biliyoruz. Bu noktada<br />
Kayseri ekonomisini nasıl<br />
canlandırabiliriz?<br />
MEHMET BÜYÜK-<br />
SİMİTCİ: 2015 yılında<br />
özellikle yurt dışı kaynaklı<br />
ekonomide bir daralma<br />
vardı. Ve yakın coğrafyamızdan<br />
olan iç savaşlar,<br />
bir takım terör eylemleri<br />
bizim pazarımızı daralttı.<br />
Kayseri olarak bu pazarlara<br />
ciddi satışlarımız vardı.<br />
Oralarda ister istemez<br />
ihracatımız daralmıştı.<br />
Avrupa’da ciddi bir durgunluk<br />
vardı. O durgunluk<br />
neticesinde yine bir<br />
miktar gerileme yaşandı.<br />
Geçen gün mecliste de<br />
söyledim. Özelikle de<br />
dünyadaki durgunluğun<br />
yanı sıra, ham petrol<br />
fiyatları düştü. Biz teknik<br />
olarak incelediğimizde,<br />
ihracatımızın düşüşünde<br />
ana etkenler belli. Yakın<br />
coğrafyada ve yakın<br />
çevredeki daralmaları<br />
görüyoruz. Ama biz dış<br />
etkenleri bahane etmemeliyiz.<br />
Türk şirketlerinin<br />
büyümesi gerektiğini her<br />
platformda söylüyoruz.<br />
Türkiye’nin büyümesiyle<br />
de şehirlerin büyümesinin<br />
orantılı olacağını<br />
düşünüyoruz. Yani biz,<br />
Kayseri’yi büyütebilirsek,<br />
Türkiye’nin büyümesine<br />
de katkı olacağımızı<br />
söylüyoruz. Kayseri’de<br />
mutlak surette, ürün<br />
çeşidi açısından katma<br />
değeri yüksek ürünler<br />
için çalışmalar yapmalıyız.<br />
Belli pazarlara ağırlık<br />
verirseniz, sürekli işin<br />
kolay tarafından ihracat<br />
yapmaya devam ederseniz,<br />
zaten bu dünya<br />
pazarlarında da böyledir,<br />
katma değeri arttıramazsınız.<br />
Bu noktada bir çok<br />
ülke ve devletler ihracat<br />
noktasında oyunlar<br />
oynuyor ve bu da bizi<br />
etkiliyor. Türkiye’nin bu<br />
noktada durma şansı yok.<br />
Türkiye inşallah hedefine<br />
emin adımlarla devam<br />
edecektir. Gerekirse daha<br />
uzaklara gidip ürünlerimizi<br />
satmak zorundayız.<br />
Her şeye rağmen ihracat<br />
rakamlarımızda, üretim<br />
rakamlarımızda artış<br />
yapmak zorundayız.<br />
“TEKNOPARK’TA<br />
320 MİLYON DO-<br />
LAR AR-GE CİRO-<br />
SU VAR”<br />
CEMİYET: Kayseri’de<br />
sanayi olarak yeterince<br />
AR-GE çalışması yapılmadığı<br />
dillendiriliyor. Siz<br />
buna katılıyor musunuz?<br />
MEHMET BÜYÜKSİ-<br />
MİTCİ: Aslında Kayseri<br />
sanayisinde Ar-Ge yok<br />
diye düşünülüyor. Sanayi<br />
Odasının yıllardır yaptığı<br />
çok güzel çalışmaları var.<br />
Bizden önceki başkanlarda<br />
bu noktada yoğun<br />
çalışmalar yaptı. Üniversitelerle<br />
ortak büyük<br />
çalışmalar var. Ama<br />
bugüne kadar çok fazla<br />
sonuç alınamamış. Son<br />
Teknoparklar Kanunu ile<br />
Kayseri’de kurulan Teknopark’ta<br />
ciddi rakamlar<br />
harcanıyor. 194’e aşkın<br />
şirketimiz var Teknopark’ta.<br />
Ve çok ciddi işler<br />
yapılıyor. Ar-Ge yapmak<br />
kolay bir iş değil. Yetişmiş<br />
elemanlarla yapılan bir iş.<br />
Şu anda 730 tane proje<br />
yürütülüyor. Bununla<br />
birlikte Teknoparklar’da<br />
çalışan personelinde işinin<br />
ehli olması da önemli.<br />
O nedendir ki, Teknopark’ta<br />
103 tane doktora<br />
ve üssü mezunu var. 80<br />
yüksek lisans mezunu ve<br />
339 tanede lisans mezunu<br />
var. 320 milyon<br />
civarında Ar-Ge<br />
cirosu var.<br />
Yapılan<br />
çalışmalar sonrasında<br />
da 15 milyon dolarlıkta<br />
Ar-Ge ihracatı yapılmış. O<br />
yüzden Kayseri’de Ar-Ge<br />
yok diyemeyiz. Ar-Ge<br />
çalışmalarını tabana yaymak<br />
zorundayız. Burada<br />
Sanayi Odası olarak yeni<br />
bir proje odası oluşturacağız.<br />
Devlet şu anda<br />
Ar-Ge ve inovasyona çok<br />
büyük destekler veriyor.<br />
Kayseri’de ki firmalarımız<br />
bu yönde teşvik etmek<br />
için çalışma yapacağız.<br />
Güzel örnekler alacağız.<br />
Kayseri’de Ar-Ge ve<br />
inovasyon ile ilgili diğer<br />
kurum ve kuruluşlarla da<br />
ortak çalışma yapacağız.<br />
Bu iş artık ben-sen meselesinden<br />
öte Kayseri’nin<br />
ortak değeri olmalı. Bu<br />
konu neyse herkes bir<br />
araya gelecek. Ben buna<br />
eminim. Aslında herkesin<br />
amacı o. Bu iş ve görevimiz<br />
bittiğinde bu adamlar<br />
görevini layığı ile yaptı<br />
dedirtiriz.<br />
“BİZ KOŞTURMA-<br />
YA DEVAM<br />
ETMELİYİZ”<br />
CEMİYET: Irak ve<br />
Suriye’de yaşanan savaş<br />
Kayseri ihracatını hangi<br />
alanlarda daralttı.?<br />
Kayseri Sanayi Odası<br />
Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Mehmet Büyüksmtc<br />
28
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
“BEDAVA ARSA VERİLDİ, YİNE GELMEDİLER”<br />
MEHMET BÜYÜKSİ-<br />
MİTCİ: Yakın coğrafyamıza<br />
yaptığımız rakam<br />
350 milyon dolar. Rusya<br />
ile bildiğiniz gibi bir sıkıntı<br />
vardı. Daha yeni yeni<br />
açılmasını bekliyoruz.<br />
Ukrayna’da da bir karışlık<br />
var. Yakın Coğrafyada<br />
paranın değeri bir anda<br />
düştü. 20 yıl öncesini de<br />
biz iyi biliriz. Bir sabah<br />
kalktığınızda paranızın<br />
bir anda yarı değerini<br />
kaybetmiş olabilirdi.<br />
Şimdi oralarda böyle bir<br />
durum var. O yüzde de<br />
sadece Suriye ve Irak’la<br />
sınırlı bırakmamak lazım.<br />
Çok etken vardı. Şu<br />
anda Devletimiz Rusya<br />
ile yeniden iyi ilişkiler<br />
içerisinde. Orayla başlayacağız.<br />
Diğer devletlerle<br />
de başlayacağız. Baktığınızda<br />
tek bir etken yok.<br />
Bizim ihracattaki düşüş<br />
rakamlarımızı Suriye ve<br />
Irak’a bağlamamak lazım.<br />
Mesela biz 2014 zirve<br />
yaptık ve 2 milyar doları<br />
geçtik. Şu anda geriye<br />
doğru geldiğimizde,<br />
net ihracat rakamımız 1<br />
milyar 650 milyar dolar<br />
civarında. 200 milyon<br />
dolar bir kaybımız var<br />
gibi gözüküyor. Ama bu<br />
tür işler bir anda olacak<br />
işler değil. İnşallah düzelecek.<br />
Ama bu sürede biz<br />
onları beklemeyeceğiz.<br />
Ne yapabilirizi düşünüp<br />
koşturacağız.<br />
CEMİYET : Kayseri’de<br />
havacılık sektörü ile ciddi<br />
alt yapının olduğunu<br />
biliyoruz. Böyle bir alt yapının<br />
olduğu Kayseri’de<br />
neden havacılık sektörü<br />
ile ilgili ciddi yatırımlar<br />
yapılamıyor?<br />
MEHMET BÜYÜK-<br />
SİMİTCİ: Evet doğru<br />
söylüyorsunuz. Bu konuda<br />
Eskişehir ve Ankara<br />
havacılık sanayide çok<br />
ileri durumdalar. Birazcık<br />
bu tür ihalelerin Ankara’da<br />
yapılmış olması,<br />
oralardaki sanayinin gelişmiş<br />
olmasında önemli<br />
bir payı var. Eskişehir’de<br />
bir hava ikmal bakım<br />
merkezide var. Ankara’da<br />
yine önemli kuruluşlar<br />
var. Kayseri’de havacılık<br />
konusunda alt yapısı<br />
kesinlikle var. Bu işle ilgili<br />
çalışma yapan arkadaşlarımız<br />
var. Bu olayı<br />
biraz daha kurumsal bir<br />
yapıda yapmamız lazım.<br />
Böyle olursa havacılık<br />
sanayinin organize<br />
sanayinin içinde özel bir<br />
yerde bir bölüm hazırlanarak<br />
yapılabilir. Bunu<br />
Büyükşehir Belediye<br />
Başkanımız Mustafa<br />
Çelik’de dillendirdi. Başkanımızla<br />
da her konuda<br />
konuşuyoruz. Havacılık<br />
sektörü konusunda<br />
bizlerin biraz koşması<br />
gerekiyor. El birliği ile<br />
çalışmalar yapmalıyız.<br />
Burada belediyelerimizin<br />
de mutlaka katkısı olacaktır.<br />
Çünkü savunma<br />
sanayi omuz verilmesi<br />
gereken bir iş. Bu ülkenin<br />
ihtiyacı olan havacılıktan<br />
işe girerseniz katma<br />
değerde de yüksek işler<br />
yapma ihtimaliniz var.<br />
Şu anda ürün yapan ve<br />
satan arkadaşlarımız var.<br />
Atak helikopteri ürün<br />
yapan arkadaşlarımız<br />
var. Bir takım çalışmaları<br />
olan arkadaşlarımız da<br />
var. İnşallah bu konuda<br />
biz de katkı vereceğiz.<br />
Mutlak surette havacılık<br />
konusunda Kayseri’de bir<br />
organize faaliyet başlamamız<br />
lazım.<br />
“BÜYÜKKILIÇ<br />
BAŞKANIMIZ<br />
BEDAVA ARSA<br />
VERDİ AMA YİNE<br />
GELMEDİLER”<br />
CEMİYET : Havacılık<br />
sektörünün yanı sıra<br />
otomotiv sektöründe de<br />
Kayseri istediğini bir türlü<br />
alamadı. Bu nokta da<br />
büyük otomotiv firmaları<br />
Kayseri’ye nasıl getiririz?<br />
MEHMET BÜYÜK-<br />
SİMİTCİ: Otomotiv<br />
sektörünü havacılıkla<br />
mukayese ettiğinizde,<br />
havacılık daha çok katma<br />
değer getirisi olan bir<br />
iş. Otomotivde, büyük<br />
otomotiv firmalarının<br />
Kayseri’ye gelip gelmeyeceği<br />
konusunda<br />
yıllardır tartışmalar<br />
oluyor. Ben konuda çokta<br />
fikir betan etmedim. Bu<br />
birazda devlet politikası<br />
ve devletin vereceği<br />
teşviklerle ilgili bir konu.<br />
Sadece Kayseri ile alakalı<br />
bir durum değil. Serbest<br />
Bölgesi Başkanımız<br />
Memduh Büyükkılıç,”<br />
Gelsinler bedava arsa<br />
veririm demişti.” Ama<br />
ona rağmen de otomotiv<br />
firmalar Kayseri’yi tercih<br />
etmedi. Genel teşvikle<br />
ilgili olabilir. Limanla<br />
alakalı bir düşünceler<br />
olabilir. Kayseri’de biliyorsunuz<br />
liman yok. O<br />
yüzden bu biraz devlet<br />
politikasıdır. Bu anlamda<br />
böyle bir yatırımcı gelirse<br />
Başkanımız Memduh<br />
Büyükkılıç açıklıkla söyledi.<br />
Yani, hiç kimsenin<br />
kimseye bir metrekare<br />
toprağı vermediği yerde<br />
sanayi parseli olarak bir<br />
tahsis ederiz dedi. Bizde<br />
Otomotiv sektörüne yan sanayi olarak çalışan firmalarımız<br />
var. Seri imalatlarda katma değeri çok yüksek ürünler yan<br />
sanayi olarak çalıştığınız da yok. Onun için kendi tasarladığınız<br />
ve markalaştırdığınız dünya çapında servisini kurduğunuz<br />
bir yapı olursa ancak o şekilde para kazanabilirsiniz.<br />
29
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
elimizden geleni yaparız<br />
tabi ki. Otomotiv sektörüne<br />
yan sanayi olarak<br />
çalışan firmalarımız var.<br />
Seri imalatlarda katma<br />
değeri çok yüksek ürünler<br />
yan sanayi olarak<br />
çalıştığınız da yok. Onun<br />
için kendi tasarladığınız<br />
ve markalaştırdığınız<br />
dünya çapında servisini<br />
kurduğunuz bir yapı<br />
olursa ancak o şekilde<br />
para kazanabilirsiniz.<br />
“BELEDİYELERİ-<br />
MİZ ÇOK ÖNEM-<br />
Lİ İŞLERE İMZA<br />
ATIYORLAR”<br />
CEMİYET : Kayseri’nin<br />
son yıllarda yaşadığı gelişmeyi<br />
nasıl değerlendiriyorsunuz.<br />
Kayseri’de<br />
herkesin dile getirdiği<br />
gibi sosyal yaşam yok<br />
mu?<br />
MEHMET BÜYÜK-<br />
SİMİTCİ: Ben aslında<br />
asosyal birisiyim.<br />
Bundan 20 yıl önce<br />
İstanbul’dan biriyle iş<br />
görüşmesi yaptık. Kayseri’ye<br />
gelir misin dedik.<br />
O arkadaşımız bize<br />
Kayseri ile ilgili birkaç<br />
soru sordu. Kayseri’de<br />
kaç tane sinema var. Kaç<br />
tane okul var. Kaç tane<br />
tiyatro oyunu oluyor. Bu<br />
ve bunun gibi bir çok<br />
soru. Ben de İstanbul’da<br />
yaşamış birisiyim. Bizde<br />
o arkadaşımızda sen<br />
çalışma hayatında İstanbul’da<br />
bir yıl içerisinde<br />
kaç kere sinemeye gittin.<br />
Kaç kere tiyatro izlemeye<br />
gittin diye sorduk.<br />
Düşündü ver hiçbir zaman<br />
fırsat olmadı. Tabi<br />
ki insanlar gitmese de<br />
orada bu tür etkinlikleri<br />
var olmasını istiyor. Ben<br />
belediyelerimizin yaptığı<br />
çalışmaları çok gayretli<br />
ve özelliklede sosyal<br />
ve kültürel alanda inanılmaz<br />
başarılı buluyorum.<br />
İstanbul’a ve Avrupa’ya<br />
baktığınız bu tür işleri<br />
genellikle özel sektörler<br />
yapar. Bu noktada biz<br />
talep edeceğiz ve özel<br />
sektörde bu işe girecek.<br />
Ama belediye bu işlerin<br />
öncülüğünü yapıyor. Belediyecilik<br />
konusunda<br />
Kayseri beledilerimizin<br />
çok güzel işlere imza<br />
attıklarını düşünüyorum.<br />
Haseki Başkanımızın<br />
yaptığı çalışmalar<br />
ortada. Bu çalışmaları<br />
Çelik Başkanımız ve<br />
diğer ilçe başkanlarımız<br />
üzerlerine koyarak yaptıklarına<br />
inanıyorum. Bir<br />
de bütün başkanlarımız<br />
istişareye açıklar. Bu konuda<br />
her türlü talebimizi<br />
dinliyorlar. Bu konuda<br />
kendilerine teşekkür<br />
ediyorum. Eleştirilerimiz<br />
de direk kedilerine<br />
söylüyoruz. Güzel olan<br />
şey şehirdeki ahenk<br />
oldukça iyi. Bunu devam<br />
ettirirsek bu şehir<br />
açısından daha hayırlı<br />
işler ortaya çıkacaktır.<br />
Ben belediyelerimizin<br />
yaptığı<br />
çalışmaları<br />
çok gayretli ve<br />
özelliklede<br />
sosyal ve kültürel<br />
alanda<br />
inanılmaz başarılı<br />
buluyorum.<br />
İstanbul’a ve<br />
Avrupa’ya baktığınız<br />
bu tür<br />
işleri genellikle<br />
özel sektörler<br />
yapar. Bu noktada<br />
biz talep<br />
edeceğiz ve<br />
özel sektörde<br />
bu işe girecek.<br />
Ama belediye<br />
bu işlerin öncülüğünü<br />
yapıyor.<br />
30
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
REKLAM<br />
31
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
FİTNEYE MEYİL VERMEYİN!<br />
Ahmet Şan<br />
Bu günlerde en çok vatan hainlerinin<br />
mağduriyetinden bahsediliyor. Bu ülkede<br />
asıl mağdurlardan hiç kimse bahsetmiyorsa,<br />
demek ki bu işte bir iş var deyip,<br />
fitnenin çıkarılmaya çalışıldığını hepimizin<br />
ayıkması ve tedbirli davranması lazım.<br />
15<br />
Temmuz’da<br />
büyük<br />
bir sınavdan<br />
geçen ve yeniden Kurtuluş<br />
mücadelesi veren milletimizi<br />
yürekten kutlarken,<br />
aziz şehitlerimizi rahmetle<br />
ve minnetle anıyoruz. Vatanı<br />
ve devleti için sokaklara<br />
dökülüp canını, malını hiçe<br />
sayan milletimizi şimdide<br />
fitne ile bölmeye çalışıyorlar.<br />
Bu nedenle her ferdin<br />
her vatan evladının bu<br />
dakikadan sonra fitneye<br />
prim vermemesi ve ağzına<br />
gelen her şeyi her de<br />
söylememesi gerektiğini<br />
düşünüyorum. Hassas bir<br />
dönemden geçtiğimizi<br />
hatırlatırken, “aman fitneye<br />
meyil vermeyin” diye uyarmadan<br />
geçemiyorum!.<br />
Aziz Türk milletin ne kadar<br />
büyük ve o kadarda vatanse-<br />
ver bir toplum olduğunu 15<br />
Temmuz gecesi gördük. Ülkemize<br />
son 10 yıla baktığımızda<br />
neredeyse herkesin<br />
paracı, paradan başka bir<br />
şey düşünmeyen bir tip olduğunu<br />
zanneder konuma<br />
gelmiştik. Ancak iş Vatan,<br />
Devlett, Millet mücadelesine<br />
dönüşünce aziz Türk<br />
milletinin ne kadar büyük<br />
bir millet olduğunu açıkca<br />
görebildik. 15 Temmuz’da<br />
Darbeye teşebbüs eden<br />
hain fetö teröristlerine bu<br />
ülkenin sahipsiz olmadığını<br />
canımız pahasına<br />
gösderdik.<br />
Bu görüntü hem kendi<br />
adımıza hem de Dünya<br />
milletleri adına bir milat<br />
oldu. Türk milleti vatanı<br />
için ölümü hiçe saydı. Türk<br />
milleti Devleti için her şeye<br />
razıydı. Türk milleti bugüne<br />
kadar ezildi, hakkını<br />
alamadı; ama söz konusu<br />
vatan olunca canını ortaya<br />
koyup başarıyı yakaladı.<br />
Şimdi vatan haini fetöcülerin<br />
bir çoğuyla<br />
ilgili mağduriyet<br />
beyanları yapılıyor.<br />
Bu millet bu fitneye<br />
de müsaade etmeyecek.<br />
İnsan bir tek<br />
ölürken yaşadıklarını<br />
unutmazmış. Bu<br />
millette 15 Temmuz’da<br />
ölüyordu ve asla yaşadıklarını<br />
unutmayacak.<br />
Buna kalkışanları affetmeyecek!.<br />
Bunlara müsamaha gösterenleri<br />
de , affetmeyecek.<br />
Bu milletin gücünü lider<br />
statüsüyle arkasına alan<br />
Cumhurbaşkanımız Recep<br />
Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız<br />
Binali Yıldırım hep<br />
bizim aklımızdaki liderler<br />
konumuna geldiler. İyi de<br />
bir tandem oluşturdular.<br />
Milletin beklentilerini<br />
karşılık veren liderler olma<br />
yolunda ciddi adımlar attılar.<br />
Bu işin biraz daha içinin<br />
doldurulması lazım. Başta<br />
Başkanlık sistemi getirilmeli,<br />
ardından bu ülkede<br />
40-50 yıldır yok edilmeye<br />
çalışılan adaletin yeniden<br />
inşa edilmesi elzem oldu.<br />
Her vatanseverinde fitneye<br />
müsaade etmeden ülkesi,<br />
vatanı ve geleceği için bu<br />
adıma destek olması şart.<br />
Bu günlerde en çok vatan<br />
hainlerinin mağduriyetinden<br />
bahsediliyor. Bu<br />
ülkede asıl mağdurlardan<br />
hiç kimse bahsetmiyorsa,<br />
demek ki bu işte bir iş var<br />
deyip, fitnenin çıkarılmaya<br />
çalışıldığını hepimizin ayıkması<br />
ve tedbirli davranması<br />
lazım.<br />
Sözün özü şu; 15 Temmuz’da<br />
ülke ve millet<br />
olarak büyük bir badire<br />
atlattık. Bu saatten sonra<br />
fitne çıkaranlara karşı<br />
önemli adımları atmalıyız.<br />
Bir vatandaş olarak<br />
öncelikle fitnenin en alt<br />
tabanındaki insanlar olarak<br />
gereğini yapalım. Herkes<br />
üzerine düşen görevi en iyi<br />
şekilde yapmalı, yapılması<br />
içinde tarafını, etrafını<br />
uyarmalı. Bugünden sonra<br />
sokaklarda konuşulan her<br />
kelimeye bir vatansever<br />
olarak müdahale etmeliyiz.<br />
Unutmayalım ki bizler<br />
vatansız yaşayamayız. 15<br />
Temmuz ruhunu sıcak<br />
tutup bunun bir kurtuluş<br />
mücadelesi olduğunu<br />
unutmamalı ve unutturmamalıyız.<br />
Türk milletinin<br />
düşmanları çoktur, lakin<br />
en büyük düşmanı kendi<br />
içerisinde ( bu da genellikle<br />
rahatlıktan kaynaklanır)<br />
fitne üretmesidir. Bırakın<br />
devlet gerekeni yapsın,<br />
idam cezasını çıkarsın,<br />
ama asla 15 Temmuz’da<br />
vatanımıza, cumhurbaşkanımıza,<br />
TBMM’ne ve<br />
bizlerin canlarına kasteden,<br />
şehit vermemize neden<br />
olan bu hainlere gerekli cezalar<br />
verilmeli. Bunu biz; ‘15<br />
Temmuz ruhunu unutmayacağız,<br />
unutturmayacağız,<br />
fitneye meyil vermeyeceğiz’<br />
sözünün arkasında<br />
durarak yapacağız.<br />
Merhum Akif’in dediği gibi ;<br />
‘ Allah bir daha bizlere İstiklal<br />
Marşı yazdırmasın.’<br />
Kalın sağlıcakla.<br />
32
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
MOBiTEK<br />
TÜRKiYE’YE<br />
ÖRNEK!<br />
vizyon jeleri birer<br />
probirer<br />
hayata<br />
geçiren Kocasinan<br />
Belediye<br />
Başkanı<br />
Ahmet Çolakbayrakdar,<br />
MOBİTEK<br />
Projesi inşaat<br />
alanını yerinde inceleyerek,<br />
projenin<br />
son durumu hakkında<br />
bilgi aldı. Başkan<br />
Çolakbayrakdar,<br />
inceleme sonrası<br />
yaptığı değerlendirmede,<br />
projenin şimdiden<br />
Türkiye örnek<br />
olduğunu söyledi.<br />
33
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
“Son teknoloji ile<br />
üretim yapılacak”<br />
‘İnsan<br />
odaklı hizmet’ anlayışı ile takdir toplayan Başkan Çolakbayrakdar, kısa adı MOBİTEK olan ve<br />
Orta Anadolu Kalkınma Birliği tarafından yürütülen Mobilya Üretim Altyapısını Güçlendirme<br />
Projesi’nin inşaat alanını tek tek kontrol etti. İnceleme sonrası konuşma yapan Başkan Çolakbayrakdar, MOBİ-<br />
TEK projesinin büyük bir proje olduğunu vurgulayarak, mobilya alanında faaliyet gösteren küçük ve orta boy<br />
ölçekli işletmelerin MOBİTEK’ de, çok daha modern ve son teknolojik imkanlarla üretim yapabileceğini söyledi.<br />
“BU PROJENİN BİR PAYDAŞI<br />
OLMAKTAN GURURLUYUZ”<br />
“Mobilya<br />
üreticilerinin alt yapılarını güçlendirerek, dünya markası olma yolunda ilerledik-<br />
lerini ifade eden Başkan Çolakbayrakdar, “MOBİTEK projesinin inşaat faaliyetleri<br />
devam ediyor. İnşallah önümüzdeki yıl içerisinde açılışını gerçekleştireceğiz. İnşaat kısımları tamamlan-<br />
dığı zaman makina ve teknik içeriğiyle birlikte bu bölge tamamen mobilya sektörüne hizmet edecek.<br />
İmalat sektöründeki nihai ürünlerin pazarlanması ve yurt dışına açılmasıyla hem Kayseri hem de Türkiye<br />
ekonomisine ciddi manada katkı koyacak. Bu projenin bir paydaşı olmadan gururluyuz.” diye konuştu.<br />
34
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
“MOBİLYA<br />
SEKTÖRÜ<br />
BÜYÜYECEK”<br />
“Şimdiden MOBİTEK projesi<br />
Türkiye’ye örnek bir proje<br />
oldu.” diyen Başkan Çolakbayrakdar,<br />
şunları kaydetti:<br />
“Önümüzdeki yıllarda<br />
itibaren bu projenin hayata<br />
geçmesiyle gerek Kayseri<br />
gerek ise Ülkemizdeki<br />
mobilya sektörünün kazanımları<br />
gözle görünür bir<br />
şekilde artacak. Eminim ki<br />
bu gibi projelerin artmasıyla<br />
birlikte 2023 hedeflerine<br />
doğru koşar adım ilerlemiş<br />
olacağız. Şehrimize gelip de<br />
bu projeleri yerinde inceleyen<br />
iş adamları ve belediye<br />
başkanları, kendi şehirlerine<br />
aynısını uygulamak istiyorlar.<br />
Şehirler içerisinde örnek<br />
olmak çok gurur verici. Bu<br />
işin bu aşamaya gelmesinde<br />
Bakanımız Mehmet Özhaseki,<br />
Milletvekilimiz Mustafa<br />
Elitaş ve Bekir Yıldız’ın<br />
büyük emekleri var. Bundan<br />
dolayı gayret gösteren<br />
emeği geçen herkese teşekkür<br />
ediyorum. Şimdiden<br />
şehrimize ve sektöre hayırlı<br />
uğurlu olsun.”dedi. Başkan<br />
Çolakbayrakdar sözlerini<br />
“Projelerimizle hem Kayseri’ye<br />
hem de Ülke ekonomisine<br />
katkı sunmaya devam<br />
edeceğiz” diyerek noktaladı.<br />
35
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
REKLAM<br />
36
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Devrim Çalışkan<br />
Samimi olalım yeter!<br />
Artık iş aslanın midesinde. Ona ulaşmak<br />
o kadar kolay değil. Ama ben kim hangi<br />
işten anlıyorsa o iş ile ilgili yönlendirilmeli<br />
ve o işe alınmalı. Kesinlikle ve kesinlikle “<br />
Liyakat” ön planda tutulmalı.<br />
Kendimizi bildiğimiz<br />
bileli işsizlik<br />
her zaman tartışılan<br />
bir konudur.<br />
Aslında bu noktada<br />
herkesin samimi olması<br />
lazım. İşsizlik, bu ülkenin başının<br />
belasıdır. Aslında işsizliği<br />
iş beğenmemeye bağlamakta<br />
yanlış bur durum.<br />
Kardeşim sen çalıştırdığın<br />
elemanın çalışma şartlarını<br />
iyileştir bakalım, iş beğenmeme<br />
diye bir şey kalıyor mu?<br />
Hem istenilen maaş verilmez,<br />
İşçinin pul kadar değeri<br />
olmaz,<br />
İşçiyi fazla çalıştırmak için<br />
elinden gelen her şey yapılır.<br />
Sosyal hakları her geçen yıl<br />
törpülenir.<br />
Bir saatlik yemek molasını<br />
bile çok görürsünüz, ondan<br />
sonrada iş beğenmemelik var<br />
dersiniz.<br />
Geçin bunları.<br />
Bununla ilintili olarak şu<br />
noktayı da dile getirmeden<br />
geçemem.<br />
Şimdiki moda laf “ Liyakat”<br />
Yıllarca bu laf hiç mi ortada<br />
yoktu. Kimse dillendirmiyordu.<br />
Şimdi ise kimsenin<br />
dilinden düşmüyor. Ne için<br />
söylüyorlar?<br />
Tabi ki iş için. Yani, artık<br />
liyakatlı olan işi kapacak. İşin<br />
özü, işin uzmanı olan uzman<br />
olduğu işe atanacak.<br />
Peki, sizce bu böyle olur mu?<br />
Bence olmaz. İyi bir iş istiyorsan<br />
mutlaka ve mutlaka çevren<br />
sağlam olmalı. Ankara’da<br />
mutlaka bir “ Dayın” olmalı.<br />
Yoksa çok ama çok zor.<br />
Artık iş aslanın midesinde.<br />
Ona ulaşmak o kadar kolay<br />
değil. Ama ben kim hangi<br />
işten anlıyorsa o iş ile ilgili<br />
yönlendirilmeli ve o işe alınmalı.<br />
Kesinlikle ve kesinlikle “<br />
Liyakat” ön planda tutulmalı.<br />
Herkese hakkı sonuna kadar<br />
verilmeli. Kim olduğu, siyasi<br />
görüşü, etnik kimliği, ismi<br />
yada nereli olduğuna bakılmamalı.<br />
Bu konuda bunu göre<br />
hareket edildiği takdirde hiçbir<br />
şekilde düzen değişmez. Yine<br />
“Dayısını” bulan istediği yere<br />
rahatlıkla gelebilir.<br />
Buna da kimse sesini bile<br />
çıkaramaz. Bundan sonra hak<br />
eden hak ettiği yere gelmeli.<br />
İş bilmeyenleri, bilmediği<br />
işe getirilmemeli. Bunu<br />
başarmak gerçekten çok zor<br />
değil. Neden kolayı dururken<br />
işi zora sokuyoruz onu hiç<br />
anlamıyorum. Bir adama iş<br />
verecekseniz önce geçmişe<br />
bakacaksınız. Hırlımı, hırsız<br />
mı, yalancımı, dolandırıcımı,<br />
çıkarları için her şeyi yapacak<br />
kadar aciz mi, tüm bunları<br />
göz önünde bulundurmak<br />
zorundasınız.<br />
Maalesef ki, bunların hiç birini<br />
göz önüne almadan kendi işi<br />
olmadığı halde o işe veriyoruz.<br />
Eğer “Liyakat” bu kadar önemli<br />
ise, yapın da biz de görelim<br />
ve mutlu olalım.<br />
37
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Gesi Mahalle halkı ve esnaf ziyaretinde bulunan Melikgazi<br />
Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Gesi’nin sadece<br />
Kayseri için değil Anadolu kültür mirası içinde önemli bir<br />
yeri olduğunu, tarih yapıları, doğal yapısı ve gelişen<br />
mahalleleri ile bir bütünlük sağlamak istediklerini söyledi<br />
38
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Melikgazi’den<br />
Gesi’ye<br />
özel ilgi<br />
SAYFA OTUZDOKUZ<br />
39
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
“ÇOK MERKEZLİ BİR ŞEHİRCİLİK<br />
PLANI İLE İŞE KOYULDUK”<br />
Gesi Mahalle halkı ve esnaf ziyaretinde bulunan Başkan Memduh<br />
Büyükkılıç, Gesi’nin sadece Kayseri için değil Anadolu kültür mirası<br />
içinde önemli bir yeri olduğunu, tarih yapıları, doğal yapısı ve gelişen<br />
mahalleleri ile bir bütünlük sağlamak istediklerini söyledi. Gesi Bölgesinde<br />
gerçekleştirilen belediye çalışmaları ile ilgili olarak mahalle<br />
halkına memnuniyetlerini soran Başkan Memduh Büyükkılıç, bölgenin<br />
barındırdığı nüfus, yerel ve tarihsel yapıları yanında doğal yapısı<br />
ile Melikgazi için farklı bir yaşam alanı olduğunu kaydetti.<br />
Gesi kendine özgü mimari yapıları<br />
olan ve tarihsel yapıları ile çevresi<br />
ile bütünleşmiş bir semtimizdir.<br />
Şehrimizin otantik mahalleleri<br />
arasında yer alan Gesi, gelişime<br />
açık bir mahallemizdir<br />
Memduh<br />
Büyükkılıç<br />
Meligazi Belediye Başkanı<br />
40
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
BÜYÜKKILIÇ ÇALIŞMALARI YERİNDE İNCELEDİ<br />
İlçe sınırları içerisinde semtler arasında farklılık ve hizmet kalitesi gözetmeksizin<br />
yatırımların yapıldığını ancak şehirleşme de çok merkezli<br />
bir planı önemsediklerini ifade eden Başkan Büyükkılıç “Melikgazi<br />
hizmetleri her yerde ilkesi ile çalışmalarımız aralıksız devam etmektedir.<br />
Bugün Gesi Bölgesinde yapılan çalışmaları yerinde görmek için<br />
incelemelerde bulunduk. Gesi Meydan çalışması ile ilgili olarak proje<br />
hazırladık. Yerinde inceleyerek çevresi, doğal yapısı ve tarihsel birikimi<br />
ile bütünleşen bir meydan düzenlemesi yapmak istiyoruz. Çünkü<br />
Gesi, türkülere konu olmuş şirin bir yerleşim bölgesidir. Gesi kendine<br />
özgü mimari yapıları olan ve tarihsel yapıları ile çevresi ile bütünleşmiş<br />
bir semtimizdir. Şehrimizin otantik mahalleleri arasında yer alan<br />
Gesi, gelişime açık bir mahallemizdir.” dedi. Mahallede bulunan fırın,<br />
şarküteri ve manav esnafı ile sohbet eden Başkan Memduh Büyükkılıç,<br />
gerçekleştirilecek olan meydan çalışmasının Gesi’ye yeni bir<br />
misyon katacağını sözlerine ekledi.<br />
41
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Artılar, eksiler..<br />
Davut Güleç<br />
Birilerinin yıllardır anlattıklarına,<br />
yaptıkları ‘Model’ projelere bakın.<br />
O günden sonra ki o ‘model’ diye yutturulan<br />
ve bugün sorun olan yatırımlara da.<br />
gibi olmasın<br />
ama Kayserili<br />
işini bilir.’<br />
‘Övünmek<br />
‘Kayserili<br />
hayırseverdir’<br />
‘Kayserili yatırımcıdır’<br />
‘Kayserili çek-senet ile borç<br />
alıp vermez’<br />
‘Kayserili gittiği yeri kalkındırır’<br />
‘Kayserili zekidir, çalışkandır,<br />
ticareti, siyaseti, ibadeti<br />
iyi bilir’<br />
‘Kayserili ilk’lerin şehridir’<br />
‘Dünyanın ilk ticaret merkezi,<br />
hastanesi, Tayyare<br />
fabrikası Kayseri’dedir’<br />
‘Kayserili bir sonraki seçimin<br />
sonucunu ve hangi<br />
partinin kazanacağını<br />
sandıkta gösterir’<br />
‘Kurtuluş Savaşı’nın önemli<br />
merkezi, karargahları Kayseri’dedir’<br />
Tarihte Ahi Evran, Nasrettin<br />
Hoca, Aslı ile Kerem,<br />
Seyyid<br />
Burhanettin’in kandığı yer.<br />
‘Ünlüleri yetiştiren ve<br />
Kurtuluş savaşında son<br />
sınıftan mezun veremeyen<br />
Kayseri Lisesi’de’<br />
‘Bir çok Ünlünün kaldığı<br />
cezaevi de Kayseri’de’<br />
‘Kayserili milliyetçi,<br />
muhafazakar, mutaassıp,<br />
yatırımcı, teşvikçidir’<br />
‘Kayseri kendi modelini,<br />
markasını, patentini yaratır’<br />
‘Kayseri, tüm Türkiye’ye<br />
model yatırımlara imza<br />
atar’<br />
Yahudi tüccarlara ders<br />
veren ‘Borcu Erciyes’in<br />
karı eriyince öderim’ diyen<br />
şehir.<br />
Günümüzde de ‘yanan<br />
gemiyi dürbünle ücretli’<br />
seyrettiren<br />
Kayseri için daha bu ve<br />
benzeri sözleri çoğaltmak<br />
mümkün.<br />
Hatta ‘Kayseri fıkraları,<br />
deyimleri, deyişleri, konuşmaları<br />
tüm Dünyada<br />
meşhurdur’<br />
‘Doğduğum ve doyduğum<br />
topraklarla ödeşmeye geldim’<br />
diyenleri yetiştiren<br />
merkez.<br />
O günlerden bu günlere<br />
gelelim.<br />
Hele hele de son zamanlardaki<br />
düştüğü<br />
ve düşürüldüğü içler<br />
acısı duruma bakalım.<br />
Bölge illere göre nüfus<br />
hızla artıyor.<br />
İlçelerindeki nüfus hızla<br />
azalıyor.<br />
Şehir merkezindeki nüfus<br />
artışı, her zaman dediğim<br />
gibi yurtiçi ve yurtdışı çeşitlenirken<br />
BM’nin toplama<br />
merkezi gibi.<br />
Üretim, ihracat, yatırımlar,<br />
sabit nüfusun çalışma alanları,<br />
devlete katkı, önemli<br />
tesisler azalıyor.<br />
Bu şehrin gelenek-göreneğindeki<br />
‘haftalık ev ve bağ<br />
toplantıları’ bile korkutur<br />
oldu.<br />
Buna karşın suçlar, suçlular,<br />
kaçakçılık, uyuşturucu,<br />
boşanmalar, fuhuş, vergi<br />
kaçakçılığı, sigortasız ve<br />
ucuz çalıştırma, her türlü<br />
aftan yararlananlar, lüks,<br />
dedikodulu, özentili yaşam<br />
artıyor.<br />
Türkler ‘Avrupa’ya Medeniyeti<br />
götürdü’ diye övünürken<br />
bugün durumumuz<br />
tartışılıyor.<br />
Kayseri’nin bu durumu da<br />
benzer.<br />
Dünyanın ilk ticaret<br />
merkezi ‘Kaniş-Karum’daki<br />
kazılarla ortaya çıkartılan<br />
eserler müzelerde tanıtılmaya<br />
hazırlanırken, şehir<br />
merkezindeki tarih yok<br />
ediliyor.<br />
‘Gece kepçe yanlışlıkla<br />
yıkmış’<br />
Verimli araziler betonlaşırken,<br />
birileri köşe dönüyor.<br />
Nüfus ve araç sayısı<br />
tırmanıyor, yollar yetmiyor,<br />
ışıklar, kavşaklar düzeltilemiyor.<br />
Giderek zenginlik abidesi<br />
bloklar ‘mezar evlere’ dönüyor,<br />
doğal yaşam alanları<br />
aranıyor.<br />
Belediyelerin ‘hobi bahçeleri’<br />
ile bu çözülmeye<br />
çalışılıyor.<br />
Kültür, sanat, spor da ha<br />
varız, ha yokuz.<br />
Bermuda üçgeni denilen<br />
‘siyaset, ticaret, ibadet’imiz<br />
bile tartışılıyor.<br />
‘Bilmeyen, duymayan, görmeyen’i<br />
oynayan bu şehirde<br />
gerçek Kayserili nüfus<br />
azaldıkça sorunlar gelecek<br />
adına endişe veriyor.<br />
Bu şehri yönetenler bence<br />
başlarını iki ellerinin arasına<br />
almalı.<br />
Hacıbektaş’ın ‘Eline, beline,<br />
diline sahip çık’ sözünü bir<br />
daha düşünmeli.<br />
Kayseri deyimi ‘Ütüyor<br />
muyuz’, yoksa birileri kendi<br />
hayalleri ve kurdukları, yaşadıkları<br />
kendi dünyalıkları<br />
ile ‘ütüyor mu?’<br />
Birilerinin yıllardır anlattıklarına,<br />
yaptıkları ‘Model’<br />
projelere bakın.<br />
O günden sonra ki o<br />
‘model’ diye yutturulan ve<br />
bugün sorun olan yatırımlara<br />
da.<br />
Bu yazımı okuduktan<br />
sonra, ‘tarihteki Kayseri’,<br />
büyüklerimizin anlattıkları,<br />
eserlerimiz, kalanlar, yapılanlar,<br />
yıkılanlar hepsini bir<br />
film şeridi gibi gözlerinizin<br />
önüne getirin.<br />
Kayseri artıda mı, ekside<br />
mi?<br />
42
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
KALiTELi<br />
EGiTiM<br />
ŞART<br />
Türkiye Sürücü<br />
Kursları ve Eğitimcileri<br />
Konfederasyonu<br />
Genel<br />
Başkan Vekili<br />
Mesut Uçan<br />
sayıları bir hayli<br />
fazla olan sürücü<br />
kurslarının<br />
kendi aralarında<br />
yaşadığı rekabet<br />
yüzünden ortaya<br />
kaliteli eğitim<br />
çıkmadığını dile<br />
getirerek sıkıntılardan<br />
bahsetti.<br />
Türkiye<br />
Sürücü Kursları<br />
ve Eğitimcileri<br />
Konfederasyonu<br />
Genel Başkan Vekili<br />
Mesut Uçan<br />
43
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
KALiTELiEGiTiMŞART<br />
Sınav sistemine ilişkin açıklamalarda yapan Uçan: ‘Bizim beklentimiz profesyonel<br />
KALiTELiEGiTiMŞART<br />
sınav<br />
sistemine geçilmesi. Sınav yapan kişilerin işi sadece bu olmalı’<br />
Sözlerine ‘Kayseri’de<br />
60’a yakın<br />
sürücü kursu var.<br />
Sürücü kurslarının<br />
sorunu<br />
sadece Kayseri’de değil,<br />
ülkemizin her yerindeki<br />
sorular aynı sorunlar’<br />
diyerek başlayan Türkiye<br />
Sürücü Kursları ve Eğitimcileri<br />
Konfederasyonu<br />
Genel Başkan Vekili Mesut<br />
Uçan; ‘Sürücü kurslarındaki<br />
sayının fazla olması,<br />
fiyatta rekabete yol açtı.<br />
Buda eğitimde kalitenin<br />
düşmesine yol açtı. Bunun<br />
önüne geçilebilmesi için<br />
Konfederasyonumuz<br />
tarafından önümüzdeki<br />
süreçte taban fiyat uygulamasına<br />
geçilecek. Sürücü<br />
kurslarının en baştaki<br />
sıkıntısı parasal rekabetle<br />
alakalı konuda. Çünkü<br />
eğitimde standart sağlanamadığı<br />
için tamamen<br />
fiyatta rekabete gidilmekte.<br />
Aslında bu lehine gibi gözüküyor<br />
ama sonuçta tam<br />
anlamıyla eğitim verilerek<br />
sürücü yapamıyorsunuz.<br />
Hak edilen eğitimi vererek<br />
hak ettiğiniz ücreti almak<br />
zorundasınız. Dediğim gibi<br />
Sürücü kurslarının öncelikli<br />
sorunu bu’ dedi<br />
Sınav sistemine ilişkin<br />
açıklamalarda yapan<br />
Uçan ‘Bizim beklentimiz<br />
Profesyonel sınav sistemine<br />
geçilmesi. Sınav<br />
yapan kişilerin işi sadece<br />
bu olmalı. Sadece cumartesi-Pazar<br />
yoğunlukta<br />
sınav yapılması yerine<br />
hafta içerisinde de sınav<br />
yapılarak kişi denenebilir.<br />
Sadece bir güzergahta değil<br />
de bir çok güzergahta sınav<br />
yapılabilir. Beklentimiz profesyonel<br />
sınav yapıcılarının<br />
oluşturulması yönünde.<br />
Bu da zaten önümüzdeki<br />
günlerde Milli Eğitim Müdürlüklerinin<br />
ve Bakanlığın<br />
gündeminde olan bir konu’<br />
diye konuştu.<br />
Sözlerini 2016 yılının<br />
başlamasıyla yürürlüğe<br />
konulacak olan yeni<br />
ehliyet yasası hakkında<br />
bilgiler vererek sürdüren<br />
Mesut Uçan şu bilgileri<br />
verdi:<br />
’17 nisan 2015 tarihinde<br />
bazı uygulamalar yürürlüğe<br />
konulurken, bazıları ise<br />
ile 2016 yılının başlamasıyla<br />
yürürlüğe girdi. Neler değişti<br />
diye bakacak olursak,<br />
2 aşama karşımıza çıkıyor.<br />
Bunlardan ilki mevcut<br />
sürücüler, diğeri de ilk kez<br />
alacaklar. Şu anda ehliyeti<br />
olanlar 01 ocak 2016’dan<br />
itibaren 5 yıl içerisinde<br />
kendi ehliyet sınıflarına<br />
uygun olan ehliyetle değiştirmek<br />
zorunda. Bu sürede<br />
değiştirilmediği takdirde<br />
ehliyeti geçersiz sayılacak.<br />
Buradaki en önemli yenilik<br />
hususi ve ticari araç kullananların<br />
10 yılda bir sağlık<br />
kontrolünden geçecek<br />
olmaları. Bize göre olumlu<br />
bir karar. Bunun dışında<br />
bir de ilk kez alacak olanlar<br />
var. Bu kişiler 31.12.2015<br />
tarihine kadar sertifikasıyla<br />
Emniyete giderek<br />
ehliyete dönüştürmüş<br />
ise yeni yasadan etkilenmez.<br />
Diğer yandan aday<br />
sertifikasını almış dahi olsa,<br />
ya da eğitimi 01 ocak 2016<br />
taşmış birisi yeni yasadan<br />
etkilenecek. Bunlardan<br />
en önemlisi stajer sürücü<br />
belgesi. Dolayısıyla bu<br />
tarihten sonra sertifikasını<br />
alan birisi trafikten Stajer<br />
sürücü belgesini alarak<br />
dosyasını açtıracak ve<br />
iki yıl geçen sürede bu<br />
belgeyle araç kullanacak.<br />
Bu süre sonunda ise belirli<br />
kuralları ihlal etmez ise<br />
de ehliyetini almış olacak.<br />
Stajer sürücü belgesi<br />
olan birisiyle ilgili olarak<br />
kamuoyunda bir söylenti<br />
var. Oda Stajer sürücünün<br />
yanında ehliyetli birisinin<br />
bulunması gerektiği. Böyle<br />
bir şey yok. İstedikleri yere<br />
tek başlarına gidip gelebilirler.<br />
Her hangi bir kısıtlama<br />
yok. Şu an ülkemizin en<br />
önemli sorunu terör olarak<br />
görülüyor. Evet bu Doğru.<br />
Diğer yandan trafiğe<br />
baktığımızda insan kaybı<br />
açısından, maddi bakımdan<br />
korkunç bir kaybı var.<br />
Bu kaybı devlet olarak,<br />
vatandaş olarak önlemek<br />
zorundayız. Bunun için<br />
herkese görev düşüyor.<br />
Sürücülerimiz mutlaka<br />
kurallara uymalı. Yoksa<br />
telafisi mümkün olmayan<br />
sonuçlar çıkıyor.”<br />
44
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Diğer yandan<br />
trafiğe baktığımızda<br />
insan kaybı<br />
açısından, maddi<br />
bakımdan korkunç<br />
bir kaybı var.<br />
Bu kaybı devlet<br />
olarak, vatandaş<br />
olarak önlemek<br />
zorundayız. Bunun<br />
için herkese<br />
görev düşüyor.<br />
Sürücülerimiz<br />
mutlaka kurallara<br />
uymalı.<br />
Mesut Uçan<br />
Türkiye<br />
Sürücü Kursları<br />
ve Eğitimcileri<br />
Konfederasyonu Genel<br />
Başkan Vekili<br />
45
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
DÖNÜŞÜM<br />
İldeki mobilya üreticileri, tasarım ve<br />
Türkiye’de mobilya üretiminin yüzde<br />
40’ını Kayseri tek başına karşılıyor. İlde<br />
sanayi sektörünün yaklaşık yüzde<br />
30’unu mobilya üreticileri oluşturuyor.<br />
Seri üretim yapma kabiliyetine sahip<br />
tesisleri sayesinde Kayseri, Türkiye’nin<br />
mobilya merkezi’ ünvanını çoktan hak<br />
etmiş durumda. Bunu göstergeler de<br />
doğruluyor. Öyle ki, Türkiye mobilya<br />
ihracatının yüzde 25’ini tek başına<br />
Kayseri gerçekleştiriyor. Kentin 2015<br />
yılı ihracatı 384 mlyon dolar. Bu<br />
rakam ilin toplam ihracatının yüzde<br />
24’üne tekabül ediyor. Yurt genelinde<br />
bir günde üretilen 20 bn yatağın 10<br />
bn, 19 bn kanepenin 12 bn, 2 bn<br />
500 koltuk takımının bin takımı<br />
Kayseri’de üretiliyor. Panel mobilya<br />
üretiminin ise yarısı yine Kayseri’ye ait.<br />
Hatice ŞİMŞEK<br />
Dünya Gazetesi Bölge Temsilcisi<br />
Türkiye mobilya<br />
üretiminde<br />
Kayseri<br />
oldukça<br />
önemli bir<br />
yere sahip<br />
olmasına<br />
rağmen tasarım ve Ar-Ge’ye<br />
gereği gibi özen gösterilemiyor.<br />
Dahası, Ar-Ge’ye dayalı<br />
yatırım yapılamıyor olması<br />
sektörün uluslararası rekabet<br />
gücünü zayıflatıyor. Kentin<br />
geleneksel üretim yapısı, üretim<br />
teknolojilerinin yeterince<br />
gelişmemiş olması, uluslararası<br />
standartlar ile kalite<br />
noksanlığı ve haksız rekabet<br />
koşulları, Kayseri mobilya<br />
sektörünün önümüzdeki<br />
dönemde de aşmaya çalışacağı<br />
sorunlar olarak ön plana<br />
çıkıyor.<br />
Buna karşın ihracatın artırılmasına<br />
yönelik tasarım, markalaşma,<br />
özellikle de yurtdışı<br />
mağazalaşma çalışmalarında<br />
ciddi kıpırdanmalar var.<br />
Kayseri , mobilyada ileri<br />
düzeyde bir alt yapıya sahip.<br />
19’u büyük ölçekli, 73’ü orta,<br />
239’u küçük ölçekli geriye<br />
kalanı mikro ölçekli olmak<br />
üzere bin 500 dolayında<br />
mobilya üreticisi var. Bilim<br />
Sanayi Teknoloji İl Müdürlüğü<br />
verilerine göre ; sektör 26<br />
bin 200 kişi istihdam ediyor.<br />
Söz konusu bu firmalar,<br />
oturma grubu, kanepe ve<br />
ofis mobilyası üretiyor.Kayseri<br />
, modüler tip mutfak ve<br />
banyo mobilyası üretiminde<br />
de iddialı.<br />
Kayseri’nin sanayi sektöründeki<br />
üretim kapasitesi ve<br />
ürün çeşitliliği ilin dış ticaretinin<br />
gelişmesinde etkin rol<br />
oynuyor. Mobilya, bu ürünler<br />
arasında önemli bir paya sahip.<br />
Mobilyanın son yıllarda<br />
sadece iç pazarda değil, dış<br />
pazarda da ilgi görmesi, üreticileri<br />
ihracat ağırlıklı üretime<br />
yönlendiriyor. Günümüze<br />
kadar Ortadoğu ,Orta Asya,-<br />
Balkanlar ve Kuzey Afrika<br />
Ülkeleri’nde kendisine pazar<br />
bulan Kayseri mobilyası<br />
artık ,Amerika, İngiltere,<br />
Fransa ,Almanya gibi Batı<br />
ülkelerinde de kendine<br />
yeni pazarlar bulma uğraşı<br />
veriyor.<br />
46
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
ARAYIŞI<br />
katma değerle dönüşüm arayışında…<br />
‘Çek-yat’ tan modern mobilya<br />
takımlarına…<br />
Kayseri’de endüstriyel hareketlenme tekstil ve madeni<br />
eşya imalat sanayi gibi sektörlerin ön plana çıkması ile<br />
başladı. Teknoloji içerikli üretim gerektiren bu sektörlerin<br />
ardından mobilya sektörü devreye girdi. Mobilyada üretim<br />
bugüne kadar teknolojiye gerek duyulmadan işlevini sürdürdü.<br />
Günümüzde ise tüketici tercihleri değişti, talepler<br />
kaliteli ürüne yoğunlaştı. Tercihler doğrultusunda üretim<br />
kaçınılmaz hale geldi.<br />
Derken, adına “çek-yat” denilen kanepe ile başlayıp, sonra<br />
dekoratif oturma gruplarına yönelen sektör, tekstilin<br />
tahtına oturdu. Üretici artık, yeni pazarların, bu pazarlarda<br />
önemi artan rekabetin, markanın önünü açacak tasarımın,<br />
kısacası, estetik ve fonksiyonelliğin peşinde.<br />
Sektör temsilcileri Kayseri mobilyasının dünya pazarlarında<br />
hak ettiği yerini alması ve Türkiye pazarında marka<br />
değerini artırması adına bir dizi faaliyet yürütüyor.<br />
Sanayi odası, ticaret odası, OSB’ler, mobilyacılar odası ile<br />
Kayseri Mobilyacılar Derneği gerek kendi içlerinde, gerekse<br />
bir araya gelerek projeler geliştiriyor.<br />
Kayseri Marangozlar ve Mobilyacılar Odası’nın, Orta<br />
Anadolu Kalkınma Birliği ile Kocasinan Belediyesi’nin de<br />
desteğini alarak etap etap hayata geçirdiği Kayseri Mobilyakent<br />
bunlardan biri. Mobilyacılar odası gelecek yıl tamamlanması<br />
planlanan ;743 mikro KOBİ’yi aynı çatı altında bir<br />
araya getirerek ortak kullanıma açık, teknoloji donanımlı<br />
‘Mobitek’ ile üreticinin ufkunu açmaya hazırlanıyor.<br />
Mobilyakent ile KOBİ ölçekli mobilyacılar<br />
atağa hazırlanıyor…<br />
Kayseri Marangozlar, Mobilyacılar ve Döşemeciler Odası<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Çevrim, “Türkiye’nin<br />
önde gelen mobilya üretim merkezlerinden biri olan<br />
ilimizde sektörün üretim, satış ve pazarlama sorunlarına<br />
çözüm getirmek ve dünya mobilya sektöründeki payını<br />
artırmak amacı ile Mobilyakent Projesi’ne başladık” diyor<br />
ve şunları ekliyor: “ KOBİ ölçekli firmalar fuar ve tanıtım<br />
gibi dış ticareti artıracak aktivitelerden yoksun kaldılar. Bu<br />
yoksunluğu , söz konusu Mobilyakent’in bünyesinde yer<br />
alacak uluslararası standartlara sahip fuarla , satış reyonları<br />
giderecek”<br />
Çevrim’in verdiği bilgiye göre 3 ana bölümden oluşan<br />
Mobilyakent’te mikro KOBİ’ler için yaptırılan 743 iş yeri<br />
tamamlandı. Bunlardan 400’ü yeni işyerlerine taşınarak<br />
üretime başladı. Bu iş yerleri 270 metrekare ile bin 300<br />
metrekare arasında değişen büyüklüklere sahip. Büyüme<br />
potansiyeli olmasına rağmen CNC makine koyacak alana<br />
sahip olmayan KOBİ’ler , Mobilyakent’te sağlanan yeni<br />
alanlar ile hem makine ekipmanı, hem de istihdamda<br />
büyüme sağlayabilecekler.<br />
Projenin ikinci bölümü ise; mobilya ve diğer ev dekorasyonu<br />
ürünlerinin sergileneceği, Türkiye’de mobilya<br />
sektörünün en büyük Alış Veriş Merkezi özelliğini taşıyacak<br />
teşhir alanından oluşuyor. Başkan Çevrim , “Mobilya,<br />
teşhir edilmeyi yani sergilenmeyi isteyen bir ürün. Toptan<br />
satışlarda kâr marjları düşük. Bu nedenle Mobilyakent<br />
bünyesinde uluslararası standartlara sahip bir fuar inşaa<br />
ediyoruz. Amacımız yurtiçi ve yurtdışına toptan satış<br />
47
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Erciyes Teknopark Yönetim<br />
Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr.<br />
Abdulhakim Coşkun:<br />
“Kayser, ulusal çaptak en<br />
öneml moblya markalarını<br />
üreteblmş br şehr.<br />
Yakaladığımız bu fırsatı tasarımla,<br />
teknolojyle brlkte y<br />
değerlendrmemz gerekyor”<br />
yapabilmek , yurtiçinde perakende<br />
olarak daha yüksek kârlılığa ulaşmak.<br />
Örneğin 330 bin metrekarelik kapalı<br />
alanlı fuarımızda sadece mobilya<br />
ürünleri değil halı, perde, aydınlatma,<br />
ev tekstili, beyaz eşya gibi dekorasyonu<br />
tamamlayıcı yan ürünlerde sergilenecek<br />
ve satışa sunulacak. Ana teşhir<br />
ürününü mobilyanın oluşturacağı<br />
fuarımızı 2017 yılı sonunda açıyoruz<br />
.Bununla da yetinmeyecek gerek yurtiçinde<br />
gerekse Çin ,İtalya, Almanya gibi<br />
nüfus yoğunluklu ülkelerdeki mobilya<br />
fuarlarında standlar açarak , Kayseri’de<br />
üretilen mobilyalarla yan ürünlerinin<br />
tanıtımını yapacağız. Bu fuarlarda dış<br />
ticaret ilişkilerimizi geliştirecek yeni<br />
ihracat pazarları arayışına gireceğiz. Fuarımız<br />
bir bakıma mobilya sektörünün<br />
AVM kimliğinde faaliyet gösterecek.<br />
Ürünler fuarda yer alacak 400 mağazada<br />
sergilenecek” dedi.<br />
Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan<br />
Mobilya üretim merkezinin temel direğini<br />
Mobilya Alt Yapısını Güçlendirme<br />
Projesi, kısa adıyla MOBİTEK oluşturuyor.<br />
Mobitek, uygulaması iki aşamalı<br />
olarak yürütülen projenin ‘ortak<br />
kullanıma açık’ teknoloji donanımlı<br />
48
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
üretim merkezi. Kompleksin ’beyni’<br />
olarak tanımlanıyor. Finansmanı<br />
AB fonundan sağlanan Mobitek’in<br />
mali potresi 8.6 milyon euro. İhale<br />
aşamasındaki Mobitek 8 bin 500<br />
metrekarelik alan üzerinde kuruluyor.<br />
Mobilyada yeni modeller Mobitek’in<br />
Ar-Ge ve tasarım bölümlerinde hazırlanacak.<br />
İleri teknoloji ürünü makinelerde<br />
şekillenecek. Sonra tüketiciye<br />
iletilecek. Mobitek, aynı zamanda bir<br />
eğitim üssü gibi faaliyet gösterecek<br />
.KOBİ çalışanlarının düzenli şekilde<br />
tasarım, teknoloji yoğun üretim, teşhir<br />
ve pazarlama konularında eğitilmelerini<br />
sağlayacak. Kayseri Mobilyacılar<br />
Odası Başkanı Mehmet Ali Çevrim ,<br />
743 işyerinin hak sahiplerine teslim<br />
edilmesiyle Mobilyakent’te üretim<br />
sürecine girildiğini belirtti. Çevrim,<br />
“Sevinçliyiz, çünkü gecikmeli de olsa<br />
bugüne kadar zor şartlarda üretim<br />
yapan küçük ölçekli mobilya üreticisinin<br />
rekabet gücünü artırmaya yönelik<br />
hayaller gerçek oluyor. Etap etap<br />
üretime hazırlanan Mobilyakent, teknoloji<br />
donanımlı ‘ortak kullanıma açık’<br />
kendine özgü bir üretim üssü. Merkez<br />
sayesinde hem dağınık haldeki işletmeler<br />
bir araya getirilerek dayanışma<br />
modelli üretimin önü açılmış, hem de<br />
OSB’lere gidemeyen küçük işletmelerin<br />
kiracılık yükünden kurtarılmaları<br />
sağlanmış oldu. Tabii, merkezin sağlayacağı<br />
imkanlar sayesinde ürünlerin<br />
iç ve<br />
dış pazarlara<br />
tanıtımını yapan , Ar-Ge<br />
ve Tasarım Merkezi ile işletmelere<br />
inovatif hizmet ortamı sağlamak<br />
, ortak teknoloji parkı ile yetersiz<br />
teknoloji ve sermaye israfına son<br />
vermek , firmaların standartlaşma ve<br />
kalite sorunlarına çözüm üretmek de<br />
mümkün olacak. Dahası , Kayseri’yi<br />
Anadolu’nun en modern fuar alanına<br />
sahip ‘Mobilyakent’i konumuna getirmek<br />
de merkezin amaçları arasında<br />
yer alıyor “dedi.<br />
Büyük ve orta ölçekli mobilya işletmeleri,<br />
Kayseri OSB’de kümelenmiş<br />
durumda. OSB yetkililerinin verdiği<br />
bilgiye göre , bu firmalara bölge<br />
bünyesinde faaliyet gösteren Endüstriyel<br />
Tasarım Merkezi (ETM) aracılığı<br />
ile Ar-Ge ve tasarım desteği veriliyor.<br />
OSB Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Tahir Nursaçan ; “ Bölgemizde ETM<br />
kurduk. Çözüm odaklı niteliği olan bu<br />
merkez , Üniversite - Sanayi İşbirliği<br />
çerçevesinde sanayi sektörüne açılan<br />
bir kapı olarak, başta mobilya firmaları<br />
olmak üzere bölgemizde yoğunlaşan<br />
elektrikli ev aletleri, ev gereçleri ve<br />
çelik kapı sektörüne tasarım desteği<br />
veriyor.” diyor<br />
Dış pazarda rekabet<br />
gücünün artırılması şart...<br />
Kayseri’de aile boyu küçük atölyelerde<br />
başlayan, sonrasında ise atak<br />
yaparak başlı başına bir sektöre dönüşen<br />
mobilya sanayi, gerek iç gerekse<br />
dış pazarlarda kendini kabul ettirmiş<br />
bir sektör. Ancak gene de çözüm<br />
bekleyen bünyesel sorunlardan kurtulamıyor.<br />
Örneğin , modern tasarımlı<br />
mobilya üretiminde başarı sağlandığı<br />
söylenemez. Ar-Ge çalışmaları<br />
yetersiz. Sadece Kayseri’de değil , yurt<br />
genelindeki mobilya üretim merkezlerinde<br />
de endüstriyel tasarıma önem<br />
verilmesi şart. Sektörde öne çıkan üreticilerin<br />
markalaşmaya verdiği önemi<br />
tüm sektöre yaymak ve kalıcı marka<br />
kimliği geliştirmek gerek. Sektörün<br />
rekabetçi olabilmesi için yetişmiş<br />
, üretim ihtiyaçlarını karşılayacak<br />
kalifiye eleman sorununa çözüm<br />
getirilmesi lazım. Eleman sorunu<br />
genellikle KOBİ ölçekli firmaların en<br />
temel sorunlarından biri.Mobilya, dekorasyon<br />
ve modern tasarım eğitimi<br />
veren kurumlara, okullara ihtiyaç var.<br />
Sektörde üniversite –sanayi işbirliğinin<br />
geliştirilmesi de bu konuda önem<br />
taşıyor. Ambalajlama ve ürün standart<br />
ölçü eksikliğinden ve düşük ihracat<br />
miktarı yüzünden, ürün başına düşen<br />
birim ambalaj ve nakliye ,kısacası<br />
navlun maliyeti çok yüksek.<br />
Türkiye’nin mobilyada ihracat hedefi<br />
,potansiyelinin çok altında. İhracatta<br />
dünyanın ilk 20’si içinde bile henüz<br />
yer alamadığı söyleniyor. Hedeflere<br />
ulaşılabilmesi ve dış pazarlarda rekabet<br />
gücünün artırılması için temsilciliklere<br />
,tanıtım bürolarına ve tanıtım<br />
ajanslarına ; sermaye sorunu yaşayan<br />
işletmelerin ,ihracata yönelik teşviklerin<br />
finansal yeterliliğinin sağlanması<br />
için de başta Eximbank ve KOSGEB<br />
olmak üzere benzer finans kuruluşlarının<br />
desteklerine ihtiyaç var.<br />
‘Kayseri teknolojik<br />
mobilyalar da üretmelidir’<br />
Mobilya sektöründe katma değerin<br />
artırılması konusunda bilgi ve<br />
teknolojinin önemli bir yeri olduğunu<br />
ifade eden Erciyes Teknopark<br />
A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili<br />
Abdulhakim Coşkun , Kayseri’de<br />
teknik mobilya üretiminin yapılması<br />
gerektiğini vurguladı.<br />
Coşkun, “Kayseri’de mobilya konusu<br />
çok sağlıklı tartışılamıyor ve mobilyaya<br />
haksızlık yapılıyor. Kayseri’nin<br />
Türkiye’de en önemli, en büyük merkez<br />
olma fırsatı yakaladığı tek sektör,<br />
mobilya sektörü. Kayseri ,ulusal çaptaki<br />
en önemli mobilya markalarını<br />
üretebilmiş bir şehir. Yakaladığımız bu<br />
fırsatı tasarımla, teknolojiyle birlikte<br />
iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Teknoparkımızdaki<br />
firmaların bir kısmı<br />
mobilya sektörüne çalışıyor. Yazılım,<br />
ürün tasarımı gibi noktalarda destek<br />
sağlıyor. Mobilya sektörü, aslında teknoloji<br />
ile çok içli dışlı olan bir sektör.<br />
Kayserili mobilyacılar daha teknolojik<br />
mobilyalar da üreterek katma değeri<br />
artırabilirler. Mesela bir firmamız<br />
mobilyaya teknoloji de ekleyerek,<br />
hastane yatağı üretti. Önemli başarılara<br />
imza attı. Başka bir mobilyacı uçak<br />
koltuğu da üretebilir. Kayseri, mobilya<br />
sektöründeki tecrübesini farklı<br />
endüstriyel alanlara aktarabilmelidir<br />
.Mevcut yapısını ve üretimini de daha<br />
fazla tasarımla ,daha fazla teknoloji ile<br />
ilerletmeli ve katma değerini artırmalı<br />
.Sadece ev mobilyası değil, taşıt mobilyası,<br />
uçak mobilyası, şehir ,hastane<br />
mobilyası gibi teknolojiyi ilgilendiren<br />
çok sayıda endüstriyel mobilya çeşitlerini<br />
üretebilmeliyiz” dedi.<br />
49
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
KOCASİNAN’DA<br />
ÇOCUK OLMAK<br />
BİR BAŞKA GÜZEL<br />
Eğitime verdiği destekle<br />
dikkat çeken Kocasinan<br />
Belediye Başkanı Ahmet<br />
Çolakbayrakdar, Ziya Gökalp<br />
Mahallesindeki Zübeyde<br />
Hanım İlkokulu’nu ziyaret<br />
ederek öğretmen ve öğrencilerle<br />
bir araya geldi. Milli ve<br />
manevi duyguların çocukların<br />
hayatında sağlamlaşması için<br />
birbirinden özel çalışmalara<br />
imza atan Başkan Çolakbayrakdar,<br />
öğrencilere Kocasinan<br />
Çocuk Dergisini hediye ederken,<br />
okul koridorlarında Kocasinan<br />
Belediyesi tarafından<br />
oluşturulan Milli Mücadele ve<br />
15 Temmuz fotoğraf çalışmalarını<br />
da tanıttı.<br />
Programda konuşan<br />
Başkan Çolakbayrakdar,<br />
Kocasinan Belediyesi<br />
olarak 7’den<br />
70’e her kesimden<br />
ilçe sakininin mutluluğu,<br />
huzuru ve daha<br />
iyi şartlarda yaşamaları<br />
için çalıştıklarını vurgulayarak,<br />
“Önemli konu başlıklarımızdan bir<br />
tanesi gençlerimiz ve çocuklarımızdır.<br />
Konu çocuklarımız ve gençlerimiz<br />
olduğunda her zaman için pozitif ayrımcılık<br />
var. Çocuklarımız her zaman<br />
önceliğimizdir.” diye konuştu.<br />
Kocasinan Belediyesi olarak bugüne<br />
kadar eğitim için hiçbir fedakarlıktan<br />
kaçınmadan tüm imkanları seferber<br />
ettiklerine dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar,<br />
eğitime yapılan yatırımların<br />
önemli olduğunu belirtti.<br />
Öğrencilere hitaben “Büyük ve Güçlü<br />
Türkiye’nin geleceğisiniz. Türkiye’nin<br />
yapı yaşları sizlersiniz” diyen Başkan<br />
Çolakbayrakdar, “Geleceğimiz çocukları<br />
için ne kadar hizmet etsek azdır.<br />
Biz bu bakış açısıyla sizlere hizmet<br />
etmeye devam edeceğiz. Kocasinan<br />
Belediyesi olarak ilçedeki okulların<br />
spor, oyun ve bahçe alanlarını oluşturuyoruz.<br />
Bununla kalmayıp okullarda<br />
fiziki olarak yapılması gereken her<br />
türlü tadilatı yapıyoruz. Biliyoruz ki;<br />
fiziki temizlikle başlayan temizlik, ruhi<br />
temizliği de getirecek. Bunun için bu<br />
sene Kayseri’de yine bir ilki gerçekleştirerek<br />
‘Okul Temizlik Hijyen Ekibi’<br />
uygulamasını başlattık. Dinimizin<br />
gereği hem örfi hem de ahlaki olarak<br />
okullarımızdaki sıhhi mekanların<br />
temizliğini üstlendik. Kocasinan’da<br />
bütün okulların temizliğini yapıyoruz.<br />
Bu sizlere ve geleceğimize ne kadar<br />
önem verdiğimizin bir göstergesidir. ”<br />
ifadelerini kullandı.<br />
Başkan Çolakbayrakdar, okullarda<br />
başlatılan ‘Okullar Renklensin Çocuklar<br />
Şenlensin’ projesi hakkında da<br />
bilgiler verdi. Başkan Çolakbayrakdar,<br />
şunları kaydetti: “Geleneksel oyunlarımızı<br />
paylaşsınlar ve bir sonraki<br />
kuşaklara aktarılması konusu açısından<br />
bütün okullarımızın bahçelerinde<br />
‘Okullar Renklensin Çocuklar Şenlensin’<br />
adlı projeyi başlattık. Geleneksel<br />
oyunlarımızın oynanabileceği mekanlar<br />
hazırladık. Kültürel bir süreklilik<br />
açısından bu proje değerliydi. Ürettiğimiz<br />
projelerle Kocasinan’a kattığımız<br />
değerle önümüzdeki zaman dilimin<br />
de Kocasinan’da yaşamak ayrıcalık<br />
olacak. Herkes Kocasinan’da yaşamak<br />
için gayret edecek.”<br />
50
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
ÇOLAKBAYRAKDAR: “Sağlam adımlarla sizler Büyük Türkiye’yi oluşturmak<br />
için yürüyeceksiniz. Biz de sizler için var gücümüzle çalışacağız”<br />
Kocasinan Belediyesi tarafından hazırlanan çocuklara özel, ‘Kocasinan Çocuk Dergisi’ni<br />
de tanıtan Başkan Çolakbayrakdar, “İçerisinde milli ve manevi değerlerimizi anlatan<br />
çizgi kahramanlarla sizlere eğitici ve öğretici bilgiler veren dolu dolu bir dergi oldu.<br />
Çocuklarımız dergi içerisindekilerle hem eğlenmeyi, hem paylaşmayı hem de yardımlaşmanın<br />
ne kadar önemli bir olgu olduğunu öğreniyorlar. Biz onların geleceği için,<br />
yarınları için, huzurlu ve mutlu olmaları için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.<br />
Çünkü çocuklarımız geleceğimizi emanet edeceğimiz güçlü bireylerdir. O yüzden kültürel<br />
değerlerimiz, geleneksel değerlerimizi artırmak adına projeler gerçekleştiriyoruz.”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Daha iyi yarınlar için öğrencilere nasihatlerde de bulunan Başkan Çolakbayrakdar, “15<br />
Temmuz da bazı hainler sizin geleceğinizi umutlarınızı çalmak istedi. Milletimiz buna<br />
fırsat vermedi. İnşallah bundan sonrada vermeyeceğiz. Sağlam adımlarla sizler Büyük<br />
Türkiye’yi oluşturmak için yürüyeceksiniz. Biz de sizler için var gücümüzle çalışacağız.”<br />
dedi.<br />
Başkan Çolakbayrakdar protokol ile birlikte, okul koridorlarında Kocasinan Belediyesi<br />
tarafından hazırlatılan 15 Temmuz ve Çanakkale zaferini anlatan fotoğraf sergisini gezdi.<br />
Sonrasında bir konuşma yapan Başkan Çolakbayrakdar, “15 Temmuz’un hatırlanması<br />
için, o gün yaşanan süreci saat saat anlattık. Bir koridorumuzda 15 Temmuz, diğer koridorumuzda<br />
ise Çanakkale’yi anlattık. 15 Tem-<br />
muz ile Çanakkale<br />
arasında pek bir fark yok. Çanakkale de o gün<br />
için varlık yokluk mücadelesiydi. O günde<br />
topraklarımıza kast eden ebedi yurdumuzdan<br />
bizi alıkoymak isteyen bir düşman vardı. 15<br />
Temmuzda benzer bir düşman saldırısıydı.<br />
Bir istilaydı. Çocuklarımızın bunu iyi anlaması<br />
ve iyi görmesi noktasında son derece<br />
önemlidir.” ifadelerini kullandı.<br />
15 Temmuz<br />
ile Çanakkale<br />
arasında pek<br />
bir fark yok.<br />
15 Temmuz<br />
da benzer<br />
bir düşman<br />
saldırısıydı.<br />
Bir istilaydı.<br />
Çocuklarımızın<br />
bunu iyi<br />
anlaması ve<br />
iyi görmesi<br />
noktasında<br />
son derece<br />
önemlidir<br />
Ahmet Çolakbayrakar<br />
Kocasinan Belediye Başkanı<br />
Başkan Çolakbayrakdar’ın, mutlulukları<br />
yüzlerine yansıyan minik çocuklarla bol<br />
bol hatıra fotoğrafı çektirmesiyle program<br />
sona erdi.<br />
51
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
UTANAN VİCDAN VAR MI?<br />
Selahattin Karakoç<br />
Aslında bu anlattıklarımın<br />
hiçbirinin gerçek İslam ile ilişkisi<br />
yoktur ve olamaz, olmamalıdır.<br />
Sevgili okuyucular,<br />
siz hiç Yahudilerin,<br />
Yezidilerin,<br />
Ermenilerin,<br />
Hristiyanların(-<br />
Haçlıların) din uğruna<br />
birbirlerini öldürdüğünü,-<br />
kafasını kestiğini gördünüz<br />
mü, duydunuz mu Allah<br />
aşkına?<br />
Üstelik Dünyanın gözü<br />
önünde,Amerika,İngiltere<br />
ve Fransa’nın katkılarıyla,<br />
İsrail bir Yahudi,bir din<br />
devleti olarak Ortadoğu’ya<br />
kurulmuştur.<br />
Irak’tan sonra Suriye’de,<br />
Musul’da yani komşumuz<br />
olan ülkelerde devam eden<br />
iç savaşta, ister rejim ister<br />
muhalifler tarafından olsun<br />
tümü Müslüman 250 bine<br />
yakın insan öldürüldü.<br />
Ölen Allah-U Ekber Diyerek<br />
Ölüyor, Öldüren Allah-U<br />
Ekber Diyerek Öldürüyor.<br />
Bu nasıl Müslümanlık,bu<br />
nasıl insanlık,bunlar,yani bu<br />
katiler nasıl olurda iki cihan<br />
güneşi Peygamber’mizin<br />
Hz.Muhammed (sav) ‘in<br />
ümmeti olurlar,anlamak<br />
mümkün değildir.<br />
Acı olan şu; Müslüman<br />
gruplar, din kardeşleri bile<br />
birbirini boğazlıyor.<br />
Suriyeli askerin yüreğini<br />
söküp kanını içen muhalifi<br />
başka bir ülkeden mi geldi<br />
oraya. Bunlar başka bir dine<br />
mi mensuplar hayır bu<br />
yaşananları herkes görüyor<br />
ve de bizati şahit oluyor.<br />
Allah aşkına bu ne biçim<br />
Müslümanlık?<br />
Bu nasıl bir inanç grubu?<br />
İşte komşumuz Irak’ta ise<br />
Şii Sünni iç savaş çatışmalarında<br />
en az 300’bine<br />
yakın Müslüman ve bunların<br />
arasında, bu bölgelerde<br />
yaşayan başka dinlere<br />
mensup olan insanlarda<br />
öldürüldü.Örnekleri çoğaltabilirim<br />
ama bu kadarı<br />
yeterli sanırım.<br />
Peki, bu durumda bir Yahudi<br />
ya da Hristiyan normal<br />
koşullarda rahat bir şekilde<br />
Müslüman olabilir mi?<br />
Buna sıcak bakabilir mı?<br />
İslam dinine katkı sunabilir<br />
mi?<br />
Aslında bu anlattıklarımın<br />
hiçbirinin gerçek İslam ile<br />
ilişkisi yoktur ve olamaz,<br />
olmamalıdır.<br />
Çünkü semavi dinlerin<br />
tümü barıştan yana, kardeşlikten<br />
yanadır.<br />
Günümüze baktığımızda<br />
birçok Müslüman daha<br />
onurlu bir yaşam için, vahşi<br />
ortamlardan kurtulmak<br />
adına kendi topraklarını<br />
bırakmak suretiyle, kâfir dediği<br />
Hristiyan dediği (Haçlı)<br />
ülkelerine göç ediyor,<br />
etmek zorunda kalıyor,üç<br />
peş kuruşa yada karın<br />
tokluğuna onların hizmet<br />
karı oluyor.<br />
İnsanlığın kurtuluşunun<br />
simgesi olan İslam dinine<br />
ve Hakikati insanlık âlemine<br />
sunmak adına yeryüzüne<br />
indirilen muhteşem bir<br />
Kur’an’a ve harika bir Peygambere<br />
sahip olan İslam<br />
âlemi nasıl olurda bu hale<br />
gelir, getirilir, kanlıgaflet<br />
içerisine düşer, düşürülür?<br />
Özellikle İslam alemi topluluğunun<br />
bunu iyi düşünmemiz<br />
lazımdır…<br />
Başta Amerika Birleşik<br />
Devletleri olmak üzere<br />
İngiltere ve Fransa merkezli<br />
“böl ve parçala ve işlevsiz<br />
hala” getir politikaları<br />
bölgede acımasızca devam<br />
etmekte.Üretdikleri silahları<br />
ister Sünni olsun ister Şii<br />
olsun Müslümanların<br />
ellerine vermek suretiyle<br />
bölgeyi kan gölüne çevirdikleri<br />
apaçık ortadadır.Emperyalist<br />
güçlerin’ fitnenin’<br />
kucağına düşenlere,kardeş<br />
kardeşi öldürenlere, şimdi<br />
soruyorum;Bu olanlar<br />
karşısında,Utanan vicdan<br />
var mı?<br />
52
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
ANADOLU MEDYASININ NABZI<br />
AYDIN’DA ATTI<br />
Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun 52. Başkanlar Konseyi toplantısı, Aydın Gazeteciler Cemiyeti’nin<br />
muhteşem ev sahipliği ile rekor bir katılımla gerçekleşti.<br />
53
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Ülkemizin en deneyimli ve en büyük basın meslek kuruluşu olan Türkiye Gazeteciler<br />
Federasyonu’nun Aydın’daki 52. Başkanlar Konseyi toplantısı, Anadolu basınının 150’yi<br />
aşkın temsilcisini bir araya getirdi.<br />
5<br />
gün süren ve yüreğimize su serpmiştir.<br />
Aydın Gazeteciler Devletimizin temsilcilerinin<br />
tamamı bu düşünce de<br />
Cemiyeti’nin ev<br />
sahipliğini yaptığı olsa, yerel basının yaşadığı<br />
etkinlikte rekor bir çok yönlü sorunlar mümkün<br />
olduğunca minimize<br />
katılım gerçekleşirken, Anadolu<br />
medyasının nabzı tam edilir. TGF olarak çeşitli<br />
anlamıyla Efeler Diyarı’nda illerimizde yaptığımız toplantılarda<br />
o yörenin sorun-<br />
atıyor. Dolu dolu geçen<br />
büyük organizasyonun ilk larını irdelemekle kalmıyor,<br />
gününde, Anadolu basınının<br />
temsilcisi gazeteciler, yerel basında görev yapan<br />
Anadolu medyasının ve<br />
ilk olarak Aydın Valisi Ömer gazetecilerin sorunlarını<br />
Faruk Koçak’ı, ardından da tartışıp, kamuoyuyla<br />
da Adnan Menderes<br />
paylaşıyoruz” şeklinde<br />
Üniversitesi Rektörü Prof. konuştu. Aydın Gazeteciler<br />
Dr. Cavit Bircan’ı ziyaret Cemiyeti Başkanı Semra<br />
ettiler. Vali Koçak, ziyarette Şener ise organizasyonda<br />
yerel medyanın önemine emeği geçen kurum ve<br />
özellikle vurgu yaparken, kuruluşların temsilcilerine<br />
“Türkiye’nin nabzını aslında tek tek teşekkür etti. TGF<br />
Anadolu basını tutuyor. Heyeti Vali ziyaretinden<br />
Tirajları veya reytingleri sonra Adnan Menderes<br />
yaygın medyaya oranla düşük<br />
olsa da, bana göre yerel Dr. Cavit Bircan ile bir araya<br />
Üniversitesi Rektörü Prof.<br />
medyanın etki gücü çok geldi. İletişim Fakültesi<br />
daha fazladır. Halkın büyük yetkililerinin de katıldığı<br />
bölümü kendisini ilgilendiren<br />
haberlerin bir çoğunu luşları ile üniversitelerin<br />
toplantıda basın kuru-<br />
yerel medya sayesinde öğreniyor.<br />
O nedenle Anadolu olunması yönünde değer-<br />
daha yakın ilişki içerisinde<br />
basınına hepimiz sahip lendirmelerde bulunuldu.<br />
çıkıp destek olmalıyız” dedi. Daha sonra Üniversite<br />
TGF Genel Başkanı Yılmaz Konferans Salonu’nda “15<br />
Karaca da Vali Koçak’ın yerel<br />
basına yönelik değerlen-<br />
konulu konferans verildi.<br />
Temmuz’da Türk Basını”<br />
dirmesinin mutluluk verici Konferansta Anadolu medyası<br />
adına belgesel yapım-<br />
olduğunu belirtti. Karaca,<br />
“Sayın Vali’nin Anadolu cısı ve gazeteci yazar İsmail<br />
basını hakkındaki yorumu Kahraman’ın sunumu<br />
izlendi. Konferans öncesi<br />
ise “Tarihçi gözüyle Adnan<br />
Menderes” ve “Akademisyen<br />
gözüyle medyadaki 15<br />
Temmuz” konulu sunumlar<br />
gerçekleştirildi. Aynı<br />
gün akşamı Efeler Belediye<br />
Başkanı Mesut Özakcan’ın<br />
ev sahipliğinde verilen<br />
“hoşgeldiniz” yemeğine katılan<br />
TGF Heyeti, etkinliğin<br />
ikinci gününe Seçilmişler<br />
Kurulları toplantılarıyla<br />
başladı. Yönetim, Yüksek<br />
İstişare, Denetim ve Onur<br />
Kurulları’nın toplantılarında<br />
TGF’nin iç işleyiş<br />
konuları ile güncel mesleki<br />
değerlendirmeler ele<br />
alındı. Ardından gazeteciler<br />
Aydın Büyükşehir Belediye<br />
Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun<br />
resepsiyonunda<br />
bir araya geldi. Sonrasında<br />
Başkan Çerçioğlu ile birlikte<br />
Adnan Menderes’in doğup<br />
büyüdüğü Çakırbeyli<br />
Köyü’nü gezen Anadolu<br />
basını temsilcileri, öğleden<br />
sonraki bölümde Karacasu<br />
ilçesindeki ünlü antik kent<br />
olan Afrodisias’ta incelemelerde<br />
bulundu. Daha sonra<br />
Nazilli’ye geçen TGF Heyeti,<br />
Belediye Başkanı Haluk<br />
Alıcık’ın konuğu oldu.<br />
Belediye önünde Mehter<br />
Bandosu ve Efelerin gösterisi<br />
ile karşılanan gazeteciler,<br />
Atatürk’ün kurdurduğu<br />
Türkiye’nin ilk basma<br />
fabrikası olan Sümerbank<br />
Merinos’u tanırken, Devlet<br />
Demir Yolları dışındaki ilk<br />
demiryolu yatırımı olma<br />
özelliği taşıyan “Gıdı Gıdı<br />
Treni” ile sembolik bir gezi<br />
yaptı. Nazilli Belediyesi’nin<br />
Türkiye’de bir ilk olan<br />
“Alzheimer<br />
Hastaları Bakım Evi” ve<br />
engelliler için özel olarak<br />
tasarlanan “ Sağlıklı ve<br />
Tehlikesiz Yaşam Evi”ni inceleyen<br />
yerel medya temsilcileri,<br />
akşam da Başkan<br />
Alıcık’ın verdiği yemekte<br />
bir aradaydılar. Türkiye<br />
genelinden ve KKTC’den<br />
olmak üzere 150’yi aşkın<br />
gazetecinin katıldığı Büyük<br />
organizasyon, üçüncü<br />
gündeki, TGF 52. Başkanlar<br />
Konseyi Ana Toplantısı, Didim<br />
Programı ve akşam da<br />
Aydın Büyükşehir Belediye<br />
Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun<br />
davetiyle yapılacak<br />
Cumhuriyet Yemeği ile<br />
sürecek. Dördüncü gün Kuşadası<br />
programıyla devam<br />
edecek olan geniş kapsamlı<br />
etkinlikler, 30 Ekim’de konuk<br />
gazetecilerin Aydın’dan<br />
ayrılmaları ile sona erdi.<br />
Kayseri’yi temsilen TGF<br />
Genel Başkan Yardımcısı<br />
Veli Altınkaya temsil etti.<br />
54
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Amaç hedefe varmaksa!<br />
Tolgay Yılmaz<br />
Kendi halinde küçük<br />
bir esnafken az<br />
kazanıp az tüketiyor,<br />
ailenle birlikte sıcak<br />
yuvanda mutlu bir<br />
hayat sürüyordun. Fazlasında<br />
hiç gözün yoktu. Dini inançlarını<br />
da yerine getirip Allah’a<br />
dua ederken arada kimsenin<br />
olmasına gerek olmadığını da<br />
biliyordun. Hiçbir zaman gözün<br />
yükseklerde, çokta olmadı. Aza<br />
kanaat etmek senin ve ailen için<br />
mutluluğun kapısının anahtarı<br />
sayılırdı. Ama konu komşu<br />
durmuyor, etrafındakileri etkiliyordu.<br />
İçinde hiçbir kötülük<br />
olmayanları, içinde hiçbir art niyet<br />
barındırmayanları, iyilikten<br />
başka bir dünyanın mümkün<br />
olmadığına inananları toplamak<br />
için gayret gösteriyordu konu<br />
komşu. Neden?<br />
Çünkü kendileri bir bataklığa<br />
batmış ve o bataklığın sahiplerinin<br />
daha fazla insanı bataklıkta<br />
buluşturmak istedikleri<br />
kaçınılmazdı. Senin dükkanına<br />
gelen komşun ilk olarak seni en<br />
zayıf yerinden yani, hayır diyemeyeceğin<br />
dini değerlerinden<br />
yakalayıverdi seni!<br />
-Bu akşam dini sohbet toplantımız<br />
var. Sende gelmek ister<br />
misin?<br />
Buna hayır diyebilmek mümkün<br />
mü? Tabii değil. Düşünmeden<br />
kabul ettin. Sohbet<br />
ortamına giderken neler düşündüğünü<br />
biliyorum. Manevi<br />
değerlerine olan bağlılığını daha<br />
da artırmak, mazlum insanlara<br />
daha yakın olmak, ezilmişlere,<br />
yardım bekleyenlere, dışlanmışlara<br />
yakın olmak, onların refaha<br />
kavuşması için çırpınan bir<br />
yapının parçası olmak düşüncesine<br />
dayalı hayaller kurarak<br />
gittiğini biliyorum.<br />
Sohbet ortamına katıldıktan<br />
sonra konuşulanların dini sohbet<br />
ortamından uzak olmasının<br />
senin için de bir önemi yoktu<br />
zaten. Çünkü sen oraya bir gözle<br />
gittin, bir inançla gittin. Hiçbir<br />
çıkar menfaat gözetmeksin<br />
gittin. Bulunduğunu ortamın<br />
arkasında kim var, bu ortam<br />
kime yarar, kime zarar sağlıyor<br />
gibi düşüncelerle kalbini<br />
bozmak istemiyordun. Kısa dini<br />
sohbetin ardından “Mazlumlar<br />
için yardım toplanacak” sözüne<br />
kalbini bozmadan daha ilk günden<br />
biat ettin! Senin için esas<br />
olanın ne olduğunu biliyorum.<br />
Zamanla senin için esas olanları<br />
çürütmeye başlayacaklarından<br />
habersizdin. Çünkü sen gözü<br />
açılmamış bir toydun ve onlar<br />
için biçilmiş kaftandın.<br />
Herkese tek tek ne kadar tutar<br />
yardımda bulunacağı soruldu.<br />
Sıra sana geldiğinde ise boğazın<br />
düğümlendi. Çünkü senin<br />
ekonomik durumun ortadaydı<br />
ve yapacağın en küçük bir<br />
maddi yardım çocuklarının<br />
rızkı sayılmaktaydı. Ama sen<br />
hiç düşünmeden cebindekileri<br />
çıkartıp oraya bağışladın. En<br />
insani bir davranıştır yardımlaşmak<br />
ama amacından<br />
saptırılmadığı sürece anlamlıdır.<br />
İlk sohbet sonrası evine geldin<br />
ve ailene anlata anlata, öve öve<br />
bitiremedin gittiğin ortamı.<br />
-Ne güzel insanlarla tanıştım,<br />
ne güzel insanların arasında<br />
kendime yer buldum. Üstelik bu<br />
adamlar senin benim ulaşamadığın<br />
her yere ulaşabiliyorlar.<br />
O yüzden Afrika’nın bilmem<br />
neresindeki yardıma muhtaç<br />
birine artık bizde yardım ulaştırabileceğiz.<br />
Ailende tıpkı senin kadar etkilendiler<br />
senin bu reaksiyonuna.<br />
Kendin aç kalırsın ama bir başkasının<br />
aç kalmasına vicdanının<br />
razı gelmeyeceğini bildiğinden<br />
varını yoğunu paylaşıyorsun.<br />
Saf ve sadelik dolu dünyanda<br />
başlayan değişimi artık fark<br />
etme zamanın geldi!<br />
İkinci toplantı, üçüncü toplantı<br />
derken baktın ki ortamda<br />
dini sohbetten ziyade para<br />
konuşuluyor! Sürekli yardım<br />
toplanılmasından bahsediliyor,<br />
sürekli kendilerinden olan ve<br />
dar boğazda bulunan küçük<br />
işletmelerin büyütülmesinden<br />
bahsediliyor, sürekli altta<br />
bulunan kişilerin taşınabilecek<br />
kadar zirveye taşınmasından<br />
bahsediliyor! Hak, hukuk, eşitlik<br />
kavramlarının içi boşaltılıyor,<br />
vicdanı kimse o ortamdayken<br />
yanında bulundurmuyordu!<br />
Ailene bu yanlışları anlatamıyordun.<br />
Çünkü biliyordun ki<br />
ailen bu işe hiç razı gelmeyecek.<br />
Sana bundan sonra tek seçenek<br />
kalıyor. Ya o ortamın her şeyini<br />
kabul edecek, sesini çıkartmadan<br />
düzene ayak uyduracaksın,<br />
ya da onurundan, şerefinde,<br />
vicdanından taviz vermemek<br />
adına çekip gideceksin. Birçoğunuzda<br />
senin gibi ailesinden<br />
habersiz kararlar alıp, birinci<br />
seçeneği tercih etti. o ortamlara<br />
gittiğini bile ailenden saklar hale<br />
geldin. “Neredeydin” sorusuna<br />
her hafta farklı yalanlarla<br />
cevaplar verdin. Yaşamak için<br />
gerekli olanın onur değil, para<br />
olduğunu düşünenlerle dolu bir<br />
ortamda bulunmak artık seni<br />
de mutlu eder hale geldi. Artık<br />
o eski halinden eser kalmadı.<br />
Gözün açıldıkça açılıyor, daha<br />
fazlasına sahip olma arzusuyla<br />
yanıp tutuşur duruma erişiyordun.<br />
Ne olsa dini sömürenlerin<br />
arasına sen sonradan katıldın<br />
ve ortada suç varsa da eğer sana<br />
ait değil sandın! Çünkü senden<br />
önce kurulmuştu sistem.<br />
Oysaki her kişinin kendinden<br />
sorumlu olduğunu bir anda<br />
unuttun. Hak, hukuk çiğneyenlerin,<br />
eşitliği ayaklar altına<br />
alanların, ‘himmet’ adı altında<br />
toplanan yardımların yalanların,<br />
dolanların kol gezdiği, dürüstlük,<br />
samimiyet, gerçek inanç<br />
gibi sadeliğin hiç bulunmadığı<br />
bir suç örgütünün artık değişmez<br />
bir parçası haline geldin.<br />
Umurunda değil ki senin. Ne<br />
olsa o ortamlarda kutsal sayılan<br />
tek varlık Fethullah Gülen!<br />
İktidar, süper güçler, istihbarat<br />
teşkilatları ne ararsan arkanızda<br />
artık. Sırtınız yere de gelmez. Ye<br />
kürküm ye. Ne yersen ye. İster<br />
kul hakkı ye, ister masumların,<br />
ezilenlerin hukukunu çiğne<br />
fark etmez. Yüce yaratanla<br />
konuştuğunu iddia eden hasta<br />
bir yaratık sizi her türlü kötülüklerden,<br />
belalardan, şerden korur!<br />
Çünkü o şüphesiz her şeyi<br />
görendir ve her türlü ihtiyaca<br />
cevap verendir!<br />
Bir anda az kazanıp, az tüketen<br />
bir ailenin reisi ne hale geldi!<br />
Kendin bile şaşırdın değil mi<br />
eriştiğin konumuna? Kapı<br />
kapı gezip mazlumları bahane<br />
ederek onlar üzerine din ile<br />
bezenmiş sömürü politikanız<br />
zaten her yerde kabul görüyor.<br />
Yardım yapmayan kişi kendini<br />
Müslüman mı değil mi sorgular<br />
hale getirdiniz!<br />
İktidar partisi ile her şeyi ortak<br />
yapan FETÖ örgütü ile iktidar<br />
partisinin arası rant yüzünden<br />
açıldı. Oluk oluk akan paradan<br />
iki tarafta fazla pay almak<br />
isteyince gerilen ve gevşetilmeyen<br />
ipler koptu. Birbirinizi<br />
açık etmeye başladınız. Medya<br />
ile gücüne güç katan iktidar<br />
sizi her ortamda alt etti, siz ise<br />
konuşacak bir ortam bulamadığınızdan<br />
kendinizi anlatacak<br />
bir mecra bulamadınız. Artık bu<br />
yapı bir terör örgütü olarak ifşa<br />
edildi. Sizlere karşı başlatılan<br />
operasyonlarda sıkışmaya başladınız<br />
ya itirafçı olmayı kabul<br />
edip kısa süre öncesine kadar<br />
bağlı olduğun yapıyı deşifre<br />
ettiniz, ya da kaçtınız!<br />
Onur ve şerefini yitiren biri bağlı<br />
olduğu yapıyı deşifre etmiş ne<br />
önemi var!<br />
“Haksızlık karşısında susan<br />
dilsiz şeytandır” ama siz bir<br />
melekten farksızsınız. Neden<br />
mi? Biat ettiğiniz kişi yüce yaratanla<br />
konuşmuş! Yüce yaratan<br />
ona “Kainatı Hz. Muhammed<br />
için yarattım, senin için devam<br />
ettiriyorum!” bu türden ahmaklıklarla<br />
milyonlarca insanı<br />
etkisi altına alan birinin yanında<br />
olmak sizler için elzem, sayıldı.<br />
Bulunduğunuz konumdan<br />
eriştiğiniz konumun hayalini<br />
dahi kuramazken bugün bambaşka<br />
biri oldun! Ne olsa yüce<br />
Allah’ın son ve en güzel dinini<br />
kötüye yormuşsun, insanlığını<br />
yitirmişsin, onurunu satmışsın<br />
seni en tepeye çıkaran sistemi<br />
mi satmayacaksın. “Hedefe varmak<br />
için yürüdüğünüz yolda<br />
yapacağınız her şey mubahtır”<br />
anlayışına olan bağlılığınız<br />
devam ede dursun.<br />
55
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
YENİ<br />
D O Ğ<br />
56
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
BİR KENT<br />
A C A K<br />
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik,<br />
Sahabiye Kentsel Dönüşüm projesinde<br />
son hazırlıkların tamamlandığını söyledi<br />
57
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Kayseri Büyükşehir Belediye<br />
Başkanı Mustafa Çelik,<br />
Sahabiye Kentsel Dönüşüm<br />
projesinde son hazırlıkların<br />
tamamlandığını söyledi.<br />
Başkan Çelik, Kasım ayında<br />
açılacak olan Sahabiye<br />
Kentsel Dönüşüm ofisinde<br />
hak sahipleriyle görüşmelere<br />
başlayacaklarını açıkladı.<br />
Büyükşehir Belediye Başkanı<br />
Mustafa Çelik, Sahabiye<br />
Kentsel Dönüşüm Projesi’nde<br />
gelinen son noktayla ilgili<br />
açıklamalarda bulundu. Projeyle<br />
ilgili yoğun bir çalışma<br />
yaptıklarını ve son hazırlıkların<br />
tamamlandığını ifade<br />
eden Başkan Çelik, “Kasım ayı<br />
içinde birinci etapta bulunan<br />
hak sahipleri ile görüşmelere<br />
başlıyoruz” dedi.<br />
Büyükşehir Belediyesi<br />
hizmet binası yanında<br />
Sahabiye Kentsel Dönüşüm<br />
Ofisi oluşturduklarını ve<br />
Kasım ayında açacaklarını<br />
dile getiren Başkan Çelik, “Bu<br />
ofis içinde görüşme odaları,<br />
maket ve broşürler ile<br />
ekranlarda sunumlar olacak.<br />
Vatandaşımız ofise geldiğinde<br />
projenin mevcut durumunu,<br />
kendi mülkünün puanını ve o<br />
puana karşılık gelen daire ya<br />
da ofisleri görebilecek. Kasım<br />
ayı içinde bu ofisi de açarak<br />
görüşmelere başlayacağız”<br />
diye konuştu.<br />
YIKIMA BAŞLANARAK TEMEL ATILACAK<br />
Büyükşehir Belediye Başkanı Çelik, Sahabiye Kentsel Dönüşüm Projesi’nde hızlı bir<br />
şekilde ilerlediklerini ve iyi bir yolda olduklarını söyledi. Başkan Mustafa Çelik, hedeflerinin<br />
önümüzdeki yılın ilk aylarında yıkıma başlamak ve temel atmak olduğunu belirtti.<br />
58
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Bu kitapları okuyun!<br />
Hacı Yakışıklı<br />
Evet, okumak güzeldir; lakin yaşamak daha güzeldir.<br />
Hem okuyup hem yaşamak ise paha biçilemez.<br />
Başta Kur’an-ı Kerim<br />
okunmalı elbette, çünkü<br />
tüm kitaplar sadece<br />
bir kitabı anlamak için<br />
okunur. Tüm kelimeler sadece<br />
bir kitabın etrafında döner<br />
durur! O kitap Kur’an’dır!<br />
Elimizde Allah’tan bize gelen<br />
başka bir kitap yok, diğerleri<br />
insan eliyle tarümar edilmiş ve<br />
az bir bedel karşılığında satılmış!<br />
Dün Tevrat’ı ve İncil’i bozuk<br />
para gibi harcayıp satanlar;<br />
bugün insanı ve insanlığı<br />
harcıyor! Şayet güçleri yetseydi<br />
yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’i<br />
de değiştirirlerdi. “Onu biz<br />
indirdik, biz koruyacağız” diyen<br />
bir irade karşısında sonsuzluk<br />
bile aciz kalır. Yüce Rabbim iyi ki<br />
dinimizi insanların eline bırakmamış.<br />
Aynısını 15 Temmuz’da<br />
da gördük. O gece bir rahmet eli<br />
etrafımızda dolaştı ve Allah’ın<br />
izniyle imanlı göğüsler tanklara<br />
dayanıp onları durdurdu.<br />
NECİP FAZIL KISAKÜREK; “Sanat<br />
Allah’ı aramaktır” der. CAHİT<br />
ZARİFOĞLU; “Ben her şeyden<br />
önce Müslüman bir şairim” diye<br />
söyler. Bu tarifler çok doğrudur.<br />
Allah’ın -hâşâ- olmadığı bir<br />
sanatı biz elimizin tersiyle iteriz.<br />
Şiir bizi İslam’a aykırı bir yola<br />
itiyorsa tüm süslü kelimeler<br />
sadece birer bataklık gülüdür.<br />
Şöyle aklıma gelen birkaç kitabı<br />
sayayım:<br />
Necip Fazıl Kısakürek, Çile<br />
isimli kitabı! Üstadın tüm şiirleri<br />
bu kitaptadır. Cahit Zarifoğlu,<br />
bütün şiirlerinin toplandığı tek<br />
bir kitap var. Bunun yanında<br />
hikâyeleri ve anı kitabı var,<br />
hepsini okuyun, çok samimi<br />
yazılmış. İSMET ÖZEL, yine<br />
tüm şiirlerinin toplandığı kitabı<br />
var. Bir de “Şiir Okuma Kılavuzu”<br />
eseri okunasıdır. İsmet Özel çok<br />
farklıdır, anlamak uzun bir süreç<br />
gerektirir. Siz zoraki anlamaya<br />
çalışmayın, üzerinizde bıraktığı<br />
etki farklı bir bakış açısı yakalamanızı<br />
sağlayabilir.<br />
ÖZDEMİR ASAF’ın kitaplarında<br />
tam bir kelime işçiliği görürsünüz.<br />
Tüm kitaplarını alın, kelime<br />
dünyanızın sayısal olarak<br />
değil de mana olarak arttığını<br />
fark edersiniz. CAHİT SITKI<br />
TARANCI, CAHİT KÜLEBİ,<br />
ORHAN VELİ KANIK okunabilir.<br />
Tabii ki tavsiye ettiklerimizin<br />
bütün yazdıklarını veya şiirlerini<br />
“onaylıyor” değiliz. Mesela Orhan<br />
Veli’nin “Rakı şişesinde balık<br />
olsam” mısrası iğrenç ötesidir.<br />
Yani kitapları okurken “aklınızı<br />
ve ruhunuzu” kullanmayı unutmayın!<br />
O yüzden başta Kuran’ı<br />
tavsiye ettik, çünkü bizim çıkış<br />
noktamız odur.<br />
MEHMET AKİF ERSOY’un Safahat’ını<br />
okurken yanınızda FERİT<br />
DEVELLİOĞLU’nun Osmanlıca-Türkçe<br />
Sözlüğü bulunmalı!<br />
Bu sözlüğü sahaflardan ucuza<br />
bulabilirsiniz, bir miktar kalındır.<br />
Profesör MEHMET KAPLAN’ın<br />
1969’da yazdığı “Büyük Türkiye<br />
Rüyası” kitabı okunmalı. Bakmayın<br />
akademisyen olduğuna,<br />
Türkiye’yi ve toplumu çok iyi<br />
analiz eder. Kitap eski, fikirler<br />
yenidir.<br />
İSKENDER PALA özellikle<br />
Osmanlı Dönemi Divan Edebiyatı’na<br />
ilgi duyanlar için güzel<br />
bir başlangıç olabilir. Eğer bir<br />
kitabını severseniz adım adım<br />
diğerlerini de okuyun.<br />
ŞEYH SADİ ŞİRAZİ’nin “Bostan<br />
ve Gülistan” muhakkak<br />
okunmalı, ruhu dinlendiriyor.<br />
EMİNE ŞENLİKOĞLU’nun<br />
“Gençliğimin İmanını Sorularla<br />
Çaldılar” kitabını alın. NAZAN<br />
BEKİROĞLU’nun “Yusuf ve<br />
Züleyha” kitabını alıp bir çırpıda<br />
okuyabilirsiniz.<br />
Bizim cenahın yazarı değildir<br />
ama farklı bir eser okumak istiyorsanız<br />
OĞUZ ATAY’ın “Tutunamayanlar”<br />
romanını okuyun.<br />
Ama sabırla okumanız lazım,<br />
romanın her yerini anlamanız<br />
mümkün değil, zaten kendisinin<br />
“anlaşılmak” gibi bir derdi<br />
yok! Eserin sonunda “bir kenara<br />
itilmiş” insanların yavaşça yanınıza<br />
geldiğini görebilirsiniz.<br />
HÜSEYİN NİHAL ATSIZ’ın “Bozkurtlar’ın<br />
Ölümü” kitabı okunmalı,<br />
CENGİZ AYTMATOV’un<br />
“Selvi Boylum” okunabilir.<br />
Aytmotov’unki biraz da teknik<br />
olarak güzeldir. İç sesler falan!<br />
Filmi de çekildi ama müstehcen<br />
öğeler var maalesef!<br />
Şinasi, Ahmet Mithat Efendi, Recaizade<br />
Mahmut Ekrem, Namık<br />
Kemal, Tevfik Fikret, Mehmet<br />
Rauf, Yakup Kadri Karaosmanoğlu<br />
gibi isimlerden kesinlikle<br />
UZAK DURUN! Bunları edebiyat<br />
dalında uzmanlaşmak isteyen<br />
kişiler okusun; kitaplar fena halde<br />
sıkıcıdır, bazılarından ideoloji<br />
fışkırır, çoğu batı özentisidir.<br />
Tekrar söyleyeyim, tavsiye<br />
ettiğim kitapların her cümlesine<br />
kefil değilim, aklınızı kullanarak<br />
okuyun! Ayrıca yazıyı yazarken<br />
direkt zihnime ilk gelenleri<br />
yazdım, kütüphaneye falan<br />
bakmadım! Daha ismini yazmadığım<br />
birçok kıymetli yazar var,<br />
hatta illa yazmam gerekip de<br />
unuttuklarım vardır. Haklarını<br />
helal etsinler, başka bir yazıda<br />
onlara da yer veririz.<br />
Tüm bu tavsiye edilen eserleri<br />
okuduktan sonra zaten kendinize<br />
yeni bir yol bulursunuz.<br />
Yeni kitapları ve yeni yazarları<br />
artık kimsenin tavsiyesine gerek<br />
duymadan kendiniz keşfedebilirsiniz.<br />
Evet, okumak güzeldir;<br />
lakin yaşamak daha güzeldir.<br />
Hem okuyup hem yaşamak ise<br />
paha biçilemez. İşte o, peygamberimizin(sav)<br />
güzel yoludur.<br />
59
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
REKLAM<br />
60
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet<br />
Özhaseki, ülkedeki sorunları el ele<br />
vererek çözebileceklerini söyledi<br />
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki:<br />
El ele<br />
vererek<br />
sorunları<br />
çözeceğiz<br />
61
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
62
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Bakan Özhaseki: “Binlerce yıldır yaşayan kadim medeniyetler üzerinde kurulmuş<br />
bin yıldır da kendimize has medeniyetimizi inşa ettiğimiz şu dönemde<br />
sıfır şehirler inşa etmek kadar işimiz kolay değil”<br />
Gittiğimiz illerde<br />
o ilin ve ilçelerinin<br />
sıkıntıları konusunda<br />
formüller<br />
üretmemiz gerekiyor.<br />
Biz ağıt ve<br />
şikayet makamında<br />
değiliz, aksine<br />
çözüm makamındayız.<br />
Bu konuda<br />
gerekirse inisiyatif<br />
almaktan çekinmiyoruz.<br />
Mehmet<br />
Özhasek<br />
Çevre ve<br />
Şehircilik Bakanı<br />
Bakan Özhaseki, yaptığı<br />
açıklamada, bakanlık olarak<br />
Türkiye’yi karış karış<br />
gezerek daha modern<br />
ve çarpık kentleşmenin<br />
olmadığı şehirler oluşturmak<br />
için çabaladıklarını<br />
söyledi.<br />
Ankara’da oturarak Türkiye’nin<br />
idare edilemeyeceğini<br />
belirten Özhaseki,<br />
“Türkiye’deki yapı<br />
stokunun yaklaşık yüzde<br />
50’ye yakını sağlıklı yapılardan<br />
oluşmuyor, ciddi<br />
depremlerde yıkılma<br />
tehdidi ile karşı karşıya.<br />
Aynı zamanda dönüşüm<br />
ilan edip de yaptığımız<br />
veya sağlam olarak<br />
gördüğümüz yapılarda da<br />
kimliksiz yapılarla karşı<br />
karşıyayız.” dedi.<br />
Bir şehirdeki yapıların,<br />
siluet olarak bakıldığında<br />
o şehirde yaşayanların<br />
inanışları, örfleri, adetleri,<br />
sosyal yaşam biçimleri<br />
hatta dini inançları<br />
hakkında bilgi verdiğini<br />
aktaran Bakan Özhaseki,<br />
şunları kaydetti: “Şimdi<br />
şehirlere baktığımız<br />
zaman ne yazık ki bizim<br />
kendi has değerlerimize<br />
ait değerler taşıyan<br />
kimliklerle karşı karşıya<br />
değiliz. Bunlar bizim<br />
içimizde bir yara. Tabii<br />
binlerce yıldır yaşayan<br />
kadim medeniyetler<br />
üzerinde kurulmuş bin<br />
yıldır da kendimize has<br />
medeniyetimizi inşa ettiğimiz<br />
şu dönemde sıfır<br />
şehirler inşa etmek kadar<br />
işimiz kolay değil. Burada<br />
gelinen noktadan itibaren<br />
nelerin yapılacağı hususu<br />
da bakanlığımızın birinci<br />
önceliğini oluşturuyor.<br />
Kentsel dönüşümle ilgili<br />
partimizin atmış olduğu<br />
adımlarda bizim de çok<br />
hızlı davranmamız icap<br />
ediyor.”<br />
Bakan Mehmet Özhaseki,<br />
bakanlık olarak sorunlu<br />
yerlere gidip yerinde<br />
tespitlerde bulunduklarını<br />
ve en hızlı formül<br />
bulmak için çalışma<br />
yaptıklarını dile getirdi.<br />
Parti ayırımı yapmadan<br />
bütün belediyelerle iyi<br />
ilişkiler içinde oldukları<br />
belirten Özhaseki, “Biz<br />
işin genel kurallarını<br />
koyarak, belediyelerin<br />
yapmış olduğu çalışmaları<br />
değerlendirerek<br />
bakanlıkta, Ankara’da<br />
oturarak kendi koltuğumuzdan<br />
Türkiye’yi idare<br />
edemeyiz. Biz buna karar<br />
verdik. Gittiğimiz illerde o<br />
ilin ve ilçelerinin sıkıntıları<br />
konusunda formüller<br />
üretmemiz gerekiyor. Biz<br />
ağıt ve şikayet makamında<br />
değiliz, aksine çözüm<br />
makamındayız. Bu konuda<br />
gerekirse inisiyatif<br />
almaktan çekinmiyoruz.<br />
Yeter ki vicdani ve doğru<br />
olsun. Bu anlamda burada<br />
çalışmamızı yapacağız.<br />
Sonra başka ile doğru<br />
hareket edeceğiz.”<br />
63
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI<br />
AÇISINDAN<br />
KAYSERi TAM<br />
BR ENKAZ<br />
64
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Kayseri Gazeteciler Cemiyetimizin Dergisi için Kayseri’de tanınan, sevilen<br />
ve Bir dönem Diş Hekimleri Odası Başkanlığını da yapan Diş Hekimi<br />
Umut Kural’a konuk olduk. Sayın Kural ile hem Kayseri’nin hem de Türkiye’yi<br />
diş sağlığını masaya yatırdık. Oldukça samimi bir ortamda geçen<br />
röportajda, Sayın Kural’ın Dergimize olan ilgisi bizleri oldukça mutlu etti.<br />
CEMİYET: Öncelikle Umut<br />
Kural’ı tanıyabilir miyiz. Diş Hekimi<br />
Kural kimdir kendinizi<br />
bize anlatabilir misiniz?<br />
UMUT KURAL:<br />
1977 Kayseri-Yenimahalle<br />
doğumluyum.<br />
Sümerbank torunu ve oğluyum.<br />
Alpaslan İlkokulu, Sümer Ortaokulu<br />
ve Lisesinden sonra yüksek lisans<br />
eğitimimi Ankara Üniversitesi Diş<br />
hekimliği Fakültesinde 1999 yılında<br />
tamamladım. Değişik kamu kurumlarında<br />
ve özel sağlık kuruluşlarında<br />
çalıştıktan sonra, serbest diş<br />
hekimliği yapmaya başladım. Son<br />
14 yılı muayenehanemde olmak<br />
üzere, 20 yıldır klinisyen olarak,<br />
aktif ve kesintisiz çalışmaktayım.<br />
Klinisyenliğimin yanı sıra Kayseri<br />
(Kırşehir, Nevşehir, Niğde) Diş<br />
hekimleri Odası’nda ve Türk Diş<br />
hekimleri Birliği’nde, toplum ağız diş<br />
sağlığı konusunda ve meslektaşlarımızın<br />
güncel ihtiyaçları konusunda,<br />
topluma hizmet etmekteyim. Evli<br />
ve 2 çocuk babasıyım.<br />
“Çocuklarımıza rol model olmuyoruz, denetlemyoruz, ödül-ceza<br />
sstemn devreye sokmuyor ve teşvk etmyoruz.” Umut Kural<br />
Kayseri Türkiye’nin<br />
aynasıdır.<br />
İlimizin öyle bir<br />
özelliği var ki;<br />
Kayseri’yi 81 ile<br />
çarpınca Türkiye’yi<br />
veriyor.<br />
Yüzölçümü,<br />
nüfusu, gelir<br />
durumu, hekim<br />
sayısı, toplum<br />
ağız diş sağlığı<br />
seviyesi…<br />
EMİYET: Kayseri’nin diş<br />
sağlığını yorumlarsanız,<br />
nasıl bir tablo karşımıza<br />
çıkıyor.?<br />
UMUT KURAL: Kayseri<br />
Türkiye’nin aynasıdır.<br />
İlimizin öyle bir özelliği var<br />
ki; Kayseri’yi 81 ile çarpınca<br />
Türkiye’yi veriyor. Yüzölçümü,<br />
nüfusu, gelir durumu,<br />
hekim sayısı, toplum ağız<br />
diş sağlığı seviyesi… Yıllar<br />
önce Kayseri’de 1 tam gün<br />
boyunca yaptırdığım bir<br />
taramada rastgele örnekleme<br />
metoduna göre<br />
vatandaşlarımızın %99’undan<br />
fazlasında acil tedavi<br />
edilmesi gereken rahatsızlık<br />
olduğunu tespit etmiştik.<br />
Vatandaşlarımızdan sadece<br />
2 tanesinde sağlıklı ağız<br />
diş sağlığı rapor edilmişti.<br />
Dikkatimi çekti ve bu 2<br />
kişiye özellikle baktım.<br />
İlki zaten ağzında hiç diş<br />
kalmamış yaşlı bir vatandaşımızdı<br />
diğeri ise daimi<br />
dişleri yeni sürmekte olan<br />
genç bir kardeşimizdi. Şunu<br />
çok rahatlıkla söyleyebilirim<br />
ki; Kayseri, ağız diş sağlığı<br />
açısından tam bir enkazdır.<br />
Türk Diş Hekimleri Birliğinin<br />
yapmış olduğu bir diğer<br />
araştırmaya göre yarından<br />
itibaren mevcut diş<br />
hekimlerimizin hepsi aynı<br />
anda tam kapasite çalışmaya<br />
başlasa toplum ağız diş<br />
sağlığı ancak 50 sene sonra<br />
gelişmiş bir ülke seviyesine<br />
gelebiliyor.<br />
CEMİYET: Diş Sağlığımıza<br />
neden önem vermek istemiyoruz.?<br />
Bir uzman olarak<br />
bu psikolojiyi bize anlatır<br />
mısınız?<br />
UMUT KURAL: Bu konu bireysellikten<br />
uzak toplumsal<br />
bir hadisedir. Toplumumuz<br />
diş fırçalamanın gerekliliğini<br />
ve kazanılması gereken<br />
iyi bir alışkanlık olduğunu<br />
biliyor lakin rol model ve<br />
teşvik eksikliğimiz var. Aile<br />
içerisinde ve günlük hayatta<br />
diş fırçalama olmasa da olur<br />
kategorisinde. Ebeveynler<br />
bu işin ilk halkası, çocuklarımızın<br />
ödevlerini yapmasını<br />
telkin ediyor, denetliyor,<br />
gerektiğinde yardım ediyor,<br />
birlikte ödev yapıyor ve<br />
hatta ödül-ceza ile teşvik<br />
ediyoruz. Diş fırçalamada<br />
ise sadece telkin ediyoruz.<br />
Çocuklarımıza rol model<br />
olmuyoruz, denetlemiyoruz,<br />
ödül-ceza sistemini<br />
devreye sokmuyor ve teşvik<br />
etmiyoruz. İkinci halkamız<br />
öğretmenlerimiz, eğitim<br />
– öğretim hayatımızda müfredatta<br />
öğrettiğimiz ağız diş<br />
sağlığı, pratikte, uygulamada<br />
ve tekrarda destek bulmuyor.<br />
Medya işin bir diğer<br />
boyutu, yabancı filmlerde<br />
oyuncular yatmadan önce<br />
mutlaka diş fırçalar çocuklar<br />
dua eder bu sahneler bilinç<br />
altında ben de yapmalıyım<br />
yapmazsam eksik kalırım<br />
duygusunu doğurur. Türk<br />
yapımlarının hiçbirinde diş<br />
fırçalama sahnesi göremiyoruz.<br />
En son ve en önemli<br />
konu; Ağız ve diş bakımını<br />
dişerin ağrımaması için<br />
yapılan bir eylem zannediyoruz.<br />
Kısa dönemde<br />
dişlerimiz ağrımadığı için ilk<br />
diş ağrısına kadar fırçalama<br />
alışkanlığını bırakıyoruz.<br />
Ağız ve diş bakımı; el yıkama,<br />
tırnak kesme, tıraş olma<br />
gibi periyodik bir bakımdır.<br />
Dişler günde iki kez fırçalanıp<br />
temizlenmeye ihtiyaç<br />
duyarlar. Okuyucularımıza<br />
65
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
. Türk Diş Hekimleri<br />
Birliğinin<br />
yapmış<br />
olduğu bir diğer<br />
araştırmaya göre<br />
yarından itibaren<br />
mevcut diş<br />
hekimlerimizin<br />
hepsi aynı anda<br />
tam kapasite çalışmaya<br />
başlasa<br />
toplum ağız diş<br />
sağlığı ancak<br />
50 sene sonra<br />
gelişmiş bir ülke<br />
seviyesine gelebiliyor.<br />
bu konudaki önerim, Gece<br />
yatmadan önce mutlaka<br />
dişlerimizi fırçalayalım ve<br />
çocuklarımıza rol model olalım.<br />
Çocuklarımızın dişlerini<br />
fırçalamadan yatmalarına<br />
müsaade etmeyelim. Sabah<br />
kahvaltıdan sonra da aynı<br />
şekilde dişlerimizi fırçalayalım.<br />
4 yaşa kadar çocukların<br />
diş fırçalamalarına ebeveynler<br />
yardım etmeli, 4<br />
yaştan sonra tüm çocuklar<br />
dişlerini kendileri fırçalayacak<br />
seviyeye gelmelidirler.<br />
Okul öncesi ve sonrası tüm<br />
çocuklar için diş fırçalama,<br />
el kaslarının gelişmesi için<br />
de iyi bir fırsat olacaktır.<br />
CEMİYET: Halk arasında<br />
diş fırçalarken, her zaman<br />
diş macunun ıslatırız. Bunun<br />
diş sağlığına her hangi<br />
bir zararı var mıdır?<br />
UMUT KURAL: Diş fırçalama<br />
ile musluk arasında<br />
hiçbir bağ yoktur. Olmamalıdır.<br />
Gerek fırçalama gerekse<br />
durulama esnasında su<br />
kullanmamalıyız. Fırçalamadan<br />
sonra ağzımızdaki<br />
fazla köpüğü tükürüp diş<br />
üzerinde kalan diş macunu<br />
tabakasını korumalıyız. Su<br />
kullanmak macunun etkisini<br />
yitirmesine sebep olur.<br />
CEMİYET: Türkiye’nin Diş<br />
sağlığının her geçen gün<br />
geriye gittiğini biliyoruz.<br />
Sizce bunun nedenleri ne<br />
olabilir?<br />
UMUT KURAL: Bu konu<br />
hakkında devletin ve<br />
dişhekimliği camiasının<br />
her kademesi ile görüşme<br />
yapmış, işin epidemiyolojisine<br />
hakim bir bilirkişi<br />
olarak net söyleyebilirim<br />
ki; Devlet, ağız diş sağlığı<br />
sorununun net çözümü<br />
için uğraşmıyor, uğraşmak<br />
da istemiyor, yorucu ve<br />
zahmetli geliyor ve bunların<br />
yanı sıra esas önemli olan,<br />
konuyu önemsemiyor. An<br />
itibarıyla kaplıcaya giden<br />
vatandaşlarımız dahi maddi<br />
olarak desteklenirken,<br />
sabaha kadar diş ağrısıyla<br />
kıvranmış hastalara dahi<br />
maddi yardım yapılmıyor.<br />
Devlet kısıtlı sayıda hekimle<br />
diş sorununu çözmeye çalışıyor.<br />
Aylar sonraya verilen<br />
randevular, tedavi yerine diş<br />
çekimi, bugün git yarın gel<br />
rutin hale gelmiş durumda.<br />
Koruyucu, önleyici tedaviler<br />
ise yok denilecek düzeyde.<br />
Yapılması gereken, öncelenecek<br />
olan mevcut “atıl” dişhekimlerine<br />
halka ulaşımını<br />
sağlamaktı. Herkesin hayatını,<br />
beden ve ruh sağlığı<br />
içinde sürdürmesi ülküsünden<br />
hareketle, mevcut<br />
kapasiteyi azami verimle<br />
kullanıp, bunun yanı sıra<br />
yeni ve nitelikli diş hekimi<br />
yetişmesini sağlamaktı. Bunun<br />
yerine verimsiz çalışan<br />
diş hekimlerine yenileri<br />
eklendi.<br />
Diş hekimlerinin %60’ı özel<br />
serbest diş hekimliği yaptığı<br />
için devletin hiçbir yardım<br />
yapmadığı özel muayenehanelerden,<br />
sıradan vatandaşın<br />
faydalanması zorlaşmaktadır.<br />
Kamu kurumlarındaki<br />
meslektaşlarımız hasta<br />
yoğunluğu altında ezilirken,<br />
serbest diş hekimleri boş<br />
vakitlerden dert yanmaktadır.<br />
Türkiye’de hali hazırda<br />
30 bin diş hekiminin yarısından<br />
fazlası SGK için atıl<br />
vaziyettedir.<br />
Planlayıcılar, iktisat ve<br />
işletme kurallarına göre arzı<br />
arttırıp talebi düşürebileceklerini<br />
öngörmüşler lakin<br />
aynen bizim söylediğimiz<br />
gibi diş hekimi sayısını<br />
artınca, nicelik artmış ve<br />
fakat nitelik ciddi kayba<br />
uğramıştır. Bunun yanı sıra<br />
yetiştirilen yeni diş hekimlerinin<br />
istihdamı da sağlanamayınca,<br />
Türkiye’nin diş<br />
hekimi sorununda ilerleme<br />
kaydedilememiştir. T.C. Sağlık<br />
Bakanlığı’nın verilerinde<br />
de olduğu gibi hizmet veren<br />
birimlerin çoğalmasına<br />
rağmen halkın memnuniyetinin<br />
bu oranda artmamış<br />
olması, söylemlerimin<br />
sağlaması niteliğindedir.<br />
Bu noktada önemli bir<br />
avantajdan faydalanmak<br />
gerekiyor: diş hastalıklarının<br />
tamamı önlenebilir hastalıklardır.<br />
İvedilikle çocuklar<br />
öncelenmeli, koruyucu ve<br />
önleyici tedavileri ve rutin<br />
kontrolleri, tüm çocuklara<br />
pozitif ayrımcılık yapılarak<br />
ülkenin geleceği kurtarılmalıdır.<br />
Mevcut diş hekimlerinden<br />
azami faydalanmalıdır.<br />
Ülkenin manevi olanakları<br />
kullanılmalı toplum ağız diş<br />
sağlığı bilinci yükseltilmeli,<br />
bu işin alfabesi olan “akşam<br />
yatmadan diş fırçalama”<br />
rutin hale getirilmelidir.<br />
Kısacası halkın hekime<br />
ulaşımını sağlamadan bu<br />
sorun çözülemez.<br />
CEMİYET: Birçok vatandaşımız<br />
diş eti hastalığı ile<br />
karşı karşıya kalabiliyor. Diş<br />
hastalığı genetik bir durumu<br />
yoksa bakımsızlıktan mı<br />
kaynaklı?<br />
UMUT KURAL: En sık<br />
görülen hastalık maalesef<br />
ki dişeti hastalığı, dişeti<br />
hastalığı %90 ları geçmiş<br />
durumda. Dişlerin sağlığı<br />
konusunda genetik faktörler<br />
önemlidir lakin irsi olarak en<br />
şanssız dişlerin dahi günlük<br />
bakım ve periyodik hekim<br />
kontrolü ile tamamen<br />
sağlıklı olması sağlanabilir.<br />
Önceden de belirttiğim gibi<br />
diş hastalıklarının tamamı<br />
önlenebilir hastalık kategorisindedir.<br />
Bu bağlamda<br />
“benim dişlerim genetik<br />
olarak bozuk, diş rahatsızlığım<br />
kaçınılmaz” söyleminin<br />
gerçekle uzaktan yakından<br />
66
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
bağlantısı yoktur. Olsa olsa<br />
iyi bir “züğürt tesellisi” olur.<br />
.<br />
CEMİYET: Vatandaşların en<br />
çok şikayetlerinden birisi<br />
de diş kaynaklı ağız kokusu.<br />
Bunun için nasıl bir yol<br />
izlenmeli?<br />
UMUT KURAL: Ağız kokusu;<br />
çoğu kişide olan ama eş,<br />
dost, hısım, akrabanın çoğu<br />
kez söyleyemediği ve kişinin<br />
de kendi kendine fark<br />
edemediği ciddi bir rahatsızlıktır<br />
ve büyük bir tabu<br />
olarak karşımıza çıkmaktadır.<br />
Ağız kokusu yoğunlukla<br />
ağız diş sağlığı bozukluğundan<br />
kaynaklanır ve tedavi<br />
edilmediği sürece sürekli<br />
artarak devam eder. Çürük,<br />
dişeti sorunu ve genel tabiri<br />
ile hastalık, ağız kokusunun<br />
en önemli sebebidir. Gargara,<br />
sakız, sprey gibi uygulamalar<br />
geçici çözümlerdir,<br />
sağlıklı bir bireyde süreğen<br />
ağız kokusu olmamalıdır.<br />
Peki, ağzım kokuyor mu?<br />
Bu sorunun cevabı kolaylıkla<br />
bulunabilir, temiz bir<br />
pamuk parçası ile tüm dişleri,<br />
dili, yanağı ve damağı<br />
silmek ve bir diş ipi ile tüm<br />
dişlerin arasını temizlemek<br />
sorumuzun cevabını verecektir.<br />
Temizlikte kullandığımız<br />
pamuk ve ipi koklayınca<br />
diğer insanlara nasıl<br />
koktuğumuzu anlayabiliriz.<br />
Ağız kokusu konusunda<br />
hastalarımızın kokuyu<br />
bastırmaya çalışmaktan<br />
başka yapacağı hiçbir şey<br />
yoktur. Hekim muayenesi<br />
ile kokuya neden olan tüm<br />
sorunların tespit edilip<br />
tedavi edilmesi gerekir.<br />
CEMİYET: Bazı yayın<br />
organlarında diş tedavileri<br />
ilgili harıl harıl reklam<br />
yapılıyor. İnsan sağlığı<br />
için önemli olan böyle bir<br />
konuda insanları reklamla<br />
çekebilmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
UMUT KURAL: Sağlık,<br />
reklam yapılması yasak bir<br />
alandır. Sağlığın ticari bir<br />
hal alması, istenilmeyen ve<br />
kötü sonuçlar doğuracak bir<br />
hadisedir. Sağlıkta olması<br />
gereken bilgilendirme ve<br />
farkındalık oluşturmaktır.<br />
Reklam ile bilinçlendirme<br />
arasında sadece nüans<br />
vardır. Bu nüansa dikkat<br />
etmediğimiz takdirde işler<br />
çığırından çıkar. ; insanları<br />
yanıltıcı, paniğe düşürücü,<br />
yanlış yönlendirici, abartılı,<br />
doğruluğu bilimsel olarak<br />
kanıtlanmamış bilgilerin<br />
olumsuz etki yapacağı aşikardır.<br />
Bu konuda okuyucularımız<br />
ticari bir meta olarak<br />
kullanılmak istemiyorlarsa,<br />
zaten kullanımı yasak olan<br />
şu kelimeleri gördükleri<br />
yerlerden arkalarına bakmadan<br />
kaçsınlar; ‘ilk’, ‘tek’,<br />
‘üstün teknolojik yatırım’,<br />
‘bu hastalıkta uygulanması<br />
gereken en uygun metod’,<br />
‘deneyimli’, ‘farklı bir<br />
anlayışla’, ‘güçlü ve uzman<br />
kadro’, ‘sağlıkta kalite’, ‘daha<br />
az komplikasyon, daha<br />
çok hasta konforu, daha<br />
erken taburcu olma imkanı’,<br />
‘fark edilen güzelliğin fark<br />
yaratan adresi’, ‘bu hastalıkta<br />
uygulanması gereken en<br />
uygun metod’, ‘herkes en<br />
az bir defa yaptırmalı’, ‘çok<br />
kısa bir sürede ağrısız, acısız<br />
bir şekilde kurtulabilirsiniz’,<br />
, ‘bıçaksız lazer teknolojisi<br />
ile HD kalitesi’, ‘bu cihazla<br />
hiçbir şey saklanmaz’,<br />
CEMİYET: Sağlıklı ağız ve<br />
diş sağlığı için sizin önerileriniz<br />
neler olacak?<br />
UMUT KURAL: Maddeler<br />
halinde yazarsam daha<br />
rahat okunabilir diye düşünüyorum;<br />
• Bu işin olmazsa<br />
olmazı fırçalamak.<br />
• Çürük yapabilen<br />
yiyeceklerden uzak<br />
durmak, tüketildiğinde ise<br />
dişleri fırçalamak.<br />
• Erken müdahale<br />
tüm tedavilerde olduğu gibi<br />
diş hekimliğinde de çok<br />
önemli bir yer tutuyor. Lütfen<br />
aynanın karşısına geçin<br />
ve tüm dişlerinize bakın,<br />
çürük dişiniz varsa, dişetlerinde,<br />
dilde, damakta ya da<br />
yanakta şişlik görüyorsanız,<br />
dişetlerinizin rengi pembeden<br />
kırmızıya dönmüşse,<br />
ağzınıza tuzlu bir tat geliyorsa,<br />
kanamalı bölgeler varsa<br />
hiç vakit kaybetmeden bir<br />
diş hekimine görünün.<br />
• 20 yaş dişlerinizin<br />
durumunu mutlaka kontrol<br />
ettirin.<br />
• Orta sert diş fırçası<br />
veya yumuşak diş fırçası<br />
kullanın. Her ne durum<br />
olursa olsun “orta sert”<br />
diş fırçasından daha sert<br />
türde fırça kullanmayın.<br />
Diş macunu seçiminde<br />
hekiminiz tarafından özel<br />
bir macun önerilmedi ise<br />
bilindik markaların en sade<br />
diş macununu kullanmak<br />
yeterli olacaktır. Diş macunu<br />
marka ve türünü sürekli<br />
değiştirmekte bir diğer<br />
önlemdir. Hekim kontrolü<br />
olmadan kullanılan ve kısa<br />
sürede diş beyazlatan her<br />
ürün sürekli kullanımda<br />
dişlere zarar verir. Diş<br />
macununuzu denemek<br />
için macunu, iki parmağınız<br />
arasında ezin, kum gibi<br />
parçalar elinize değiyorsa,<br />
o macunu günlük rutin<br />
fırçalamada kullanmayın.<br />
• Diş fırçalama<br />
esnasında macunu ya da fırçayı<br />
ıslatmayın, kuru olarak<br />
fırçalayın ve fırçalamadan<br />
sonra ağzı su ile durulamayın<br />
köpüren macun fazlasını<br />
ise tükürün, yutmayın.<br />
• Diş fırçalama en<br />
az 2 dakika sürmelidir. Bunun<br />
altındaki sürelerde dişleri<br />
temizlemek mümkün<br />
değildir. Ayna karşısında 2<br />
dakika çok uzun gelebilir,<br />
fırçalama süresi boyunca<br />
sabit durmayıp, dişlerimizi<br />
gezerek fırçalamak süreyi<br />
sabırla tamamlamamıza<br />
yardımcı olacaktır. Dişler<br />
fırçalandıktan sonra dil ve<br />
yanağı da fırçalamak gerekir.<br />
• Fırçalamanın<br />
yapılamadığı zamanlarda<br />
son lokma olarak peynir,<br />
yerfıstığı gibi ağız içi asit<br />
seviyesini düşüren yiyecekler<br />
yemek; elma, havuç<br />
gibi sert, dişlerin mekanik<br />
temizliğini sağlayacak olan<br />
yiyecekler yemek, hiçbir<br />
şey yapılamıyorsa su ile gargara<br />
yapmak ciddi faydalı<br />
olacaktır.<br />
• İdeal bir ağız<br />
bakımı, diş ipi ve ilaç mahiyetinde<br />
olmayan gargara<br />
kullanımı ile desteklenmelidir.<br />
• Beyazlatıcı özellikli<br />
her tür üründen mümkün<br />
olduğu kadar uzak durun.<br />
• Sirke, karbonat,<br />
muz, limon suyu, tuz gibi<br />
“doğal” maddelerle diş<br />
fırçalamak da aynı şekilde<br />
dişlere geri dönüşümsüz<br />
zararlar vermektedir.<br />
• Dişlerimizi<br />
fırçalarken dişler ve dişeti<br />
üzerinde minik yuvarlaklar<br />
çizerek fırçalamak gerekir.<br />
Yuvarlak çizerek fırçalayamadığımız<br />
bölgeleri, yönü<br />
dişetinden dişe olmak<br />
üzere, süpürme hareketi ile<br />
fırçalamak gerekir. İleri geri<br />
fırçalamak dişlerimize zarar<br />
verir. Dişleri fırçalarken fazla<br />
baskı uygulamamak gerekir.<br />
Elinizde 0,5 basmalı kurşun<br />
kalem olduğunu düşünün,<br />
onun ucunu kıracak seviyedeki<br />
baskı dahi fazladır.<br />
• Normal bireylerde<br />
bilinen diş macunlarının en<br />
sade formu diş temizliği için<br />
67
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Diş fırçalama ile<br />
musluk arasında<br />
hiçbir bağ yoktur.<br />
Olmamalıdır.<br />
Gerek fırçalama<br />
gerekse durulama<br />
esnasında su<br />
kullanmamalıyız.<br />
uygundur. Yoğun diş taşı<br />
oluşumu, yoğun çürük, aşırı<br />
hassasiyet, dişeti hastalıkları<br />
gibi özel durumlarda diş<br />
macunu seçimini dişhekiminizle<br />
birlikte yapın. Diş<br />
temizliğinde esas unsur<br />
fırçalama işlemidir. Macunu,<br />
macun reklamlarındaki<br />
kadar çok kullanmak faydadan<br />
çok zarar verir. Kullanabileceğimiz<br />
en fazla macun<br />
miktarı mercimek tanesi<br />
kadar olmalıdır.<br />
• Son dönemlerde<br />
“doğal diş macunu” “doğal<br />
gargara” gibi birçok ürünle<br />
beynimiz yıkanmaktadır.<br />
Ağız diş sağlığında da birçok<br />
kandırmaya sahne olan bu<br />
ürünlere itibar etmemek<br />
gerekir. Doğal olan her<br />
şey sağlıklı değildir, doğal<br />
mantarın bir zehir, doğal<br />
koka bitkisinin kokain, her<br />
yönü ile doğal olan arının<br />
ve hatta masum görülen<br />
kayısı çekirdeğinin dahi<br />
özelliklede çocukları ölüme<br />
götürecek derecede tehlikeli<br />
olması gibi. Sağlığımız için<br />
kullandığımız doğal ya da<br />
sentetik her ürünün bilindik<br />
firmaların ürünleri olmasına,<br />
Sağlık Bakanlığı gibi kurum<br />
onaylarının olmasına<br />
dikkat etmeliyiz.<br />
• Dişetleri kanamaya<br />
başladı ise bu “köprüden<br />
önce son çıkış” anlamına<br />
gelir. Dişlerin kanamasına<br />
aldırış etmeden yumuşak<br />
bir diş fırçası ile fırçalamaya<br />
devam etmek ve acilen<br />
diş hekimine başvurmak<br />
gerekir. Kanayan dişetleri<br />
çoğunlukla diş taşlarının ve<br />
sağlıksız dişetinin habercisidir.<br />
Kanayan dişetleri ile<br />
hastalarımızın mücadele<br />
etmesi arı kovanının içinde<br />
arı sokmasına karşı ilaç<br />
kullanmaya benzer. Arılar<br />
uzaklaştırılmadan yani<br />
diş taşları temizlenmeden<br />
kanama ve dişeti sorununu<br />
tedavi etmek imkânsızdır.<br />
Diş çürükleri sınırlı sayıda<br />
dişi, değişik dönemlerde<br />
etkilerken; dişeti sorunları<br />
tüm dişlerin aynı anda<br />
kaybına neden olur.<br />
• Diş taşı oluşmuşsa<br />
temizlenmesi gerekir. Bu<br />
tedavi bir yönü ile damar<br />
tıkanıklığına benzer. İnsan<br />
yaşamını tehlikeye sokan<br />
damar tıkanıklıklarını<br />
“yeniden oluşuyormuş”<br />
“vücuda zarar veriyormuş”<br />
diyerek tedavi ettirmemek<br />
ölüme neden oluyorsa,<br />
dişeti tedavisini ve diş taşı<br />
temizliğini değişik gerekçelerle<br />
ertelemek çoklu diş<br />
kayıplarına neden olur.<br />
• Ağız kokusu; çoğu<br />
kişide olan ama eş, dost,<br />
hısım, akrabanın çoğu kez<br />
söyleyemediği bir rahatsızlıktır<br />
ve büyük bir tabu<br />
olarak karşımıza çıkmaktadır.<br />
Ağız kokusu yoğunlukla<br />
ağız diş sağlığı bozukluğundan<br />
kaynaklanır ve sürekli<br />
devam eder. Çürük, dişeti<br />
sorunu ve genel tabiri ile<br />
iltihap ağız kokusunun en<br />
önemli sebebidir. Gargara,<br />
sakız, sprey gibi uygulamalar<br />
geçici çözümlerdir,<br />
sağlıklı bir bireyde süreğen<br />
ağız kokusu olmaz.<br />
• Peki, ağzım kokuyor<br />
mu? Bu sorunun cevabı<br />
kolaylıkla bulunabilir, temiz<br />
bir pamuk parçası ile tüm<br />
dişleri, dili, yanağı ve damağı<br />
silmek ve bir diş ipi ile tüm<br />
dişlerin arasını temizlemek<br />
sorumuzun cevabını verecektir.<br />
Temizlikte kullandığımız<br />
pamuk ve ipi koklayınca<br />
diğer insanlara nasıl<br />
koktuğumuzu anlayabiliriz.<br />
• Ağrıyan dişe; aspirin,<br />
kolonya, hidrolik yağı,<br />
eczanelerde satılan ilaçlar<br />
da dâhil olmak üzere hiçbir<br />
şey konulmaz, diş ağrısı<br />
için hastanın yapabileceği<br />
tek şey en kısa zamanda<br />
hekimine danışmaktır.<br />
• Diş eksikliği<br />
durumunda eğer yapılabiliyorsa<br />
implant yaptırmak<br />
en akılcı çözümdür. İmplant<br />
uygulamasının dezavantajları,<br />
pahalı olması ve diğer<br />
tedavi seçeneklerine göre<br />
genel itibarı ile daha uzun<br />
bir sürece ihtiyaç duyul-<br />
68
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
masıdır. İmplant da dâhil<br />
olmak üzere tüm yapma<br />
dişler, sağlıklı doğal dişinizden<br />
daha kötüdür ve doğal<br />
dişlerden daha fazla bakıma<br />
ihtiyaç duyarlar. Takıp<br />
çıkarılabilen protezlerde<br />
mutlaka temizliğe ihtiyaç<br />
duyarlar, protezlerinizi<br />
hekim tavsiyesine uygun<br />
olarak temizledikten sonra<br />
ağız içerisinin de temizlenmesi<br />
gerekir.<br />
• Ebeveyn iseniz<br />
çocuklarınızın ağız diş sağlığından<br />
öncelikli sorumlu<br />
olduğunuzu unutmayın,<br />
şartlar ne olursa olsun<br />
akşam dişlerini fırçalamadan<br />
yatmalarına müsaade<br />
etmeyin. Gelişmiş ülkelerdeki<br />
filmlere, programlara<br />
bakın. Hiçbir programda<br />
çocukların dişlerini fırçalamadan<br />
yattığını göremezsiniz.<br />
Çünkü programın<br />
yapımcısı biliyor ki, eğer<br />
onu dişini fırçalamadan<br />
yatırırsa toplum kendine<br />
inanmayacak. Bizim<br />
yaptığımız dizilerde ise diş<br />
fırçalamadan yatmak bana<br />
dahi doğal geliyor. Bu ciddi<br />
bir tespittir. Bütün bunlar<br />
toplumun alışkanlığıdır.<br />
Bu alışkanlığı kazanmamız<br />
lazım. Diş hastalıklarının<br />
yüzde 100’ü önlenebilir<br />
hastalıklardır. Bu alışkanlığı<br />
kazandığımızda hastalıklar<br />
önlenebilecektir. Çocuklarımızın<br />
ağız diş sağlığı için<br />
yapılabilecek en iyi yatırım<br />
gece yatmadan önce diş<br />
fırçalamanın rutin hale<br />
gelmesidir. Unutulmamalıdır<br />
ki “En güzel nasihat rol<br />
model olmaktır”.<br />
• Annelerde her<br />
bebek bir diş götürür şeklinde<br />
bir yanlış anlaşılma<br />
vardır. Anne karnındaki<br />
bebek, dişlerden kalsiyum<br />
ya da başka herhangi bir<br />
mineral çekemez, dişleri<br />
bu yolla zayıflatamaz.<br />
Hamilelikte ağız içi denge<br />
de değişmektedir. Ağız<br />
içerisi, çürüklere ve dişeti<br />
hastalıklarına karşı daha<br />
korumasız hale gelmektedir,<br />
lakin iyi bir ağız bakımı<br />
ile hamilelik sürecinin<br />
sorunsuz geçmesi sağlanabilir.<br />
Planlı gebeliklerden<br />
önce annenin ağız diş sağlığını<br />
kontrol ettirmesi ve<br />
gerekli önlemlerin alınması<br />
sağlanmalıdır.<br />
• Bebeklerde diş çıkarma<br />
ateşli olmaz. Dişeme<br />
dönemi 6. aydan başlayıp<br />
24. aya kadar uzanan bir<br />
periyottur ve bu dönemde<br />
her ay bir diş çıkar. Eğer iddia<br />
edildiği gibi diş çıkarma<br />
hastalık nedeni olsa, bebeğin<br />
2 yaşına kadar sürekli<br />
hasta olması gerekirdi. Bu<br />
yanlış kanının esas sebebi<br />
bebeğin sürekli dişlerinde<br />
kaşınma hissi olmasıdır.<br />
Bebek bu dönemde eline<br />
ne geçirdi ise damağına<br />
sürer ve kirli materyallerden<br />
mikrop kapma olasılığı<br />
olur. Bebeğin diş kaşıma<br />
oyuncakları temiz tutulur<br />
ve ebeveynler kaşınan yerlere<br />
temiz masaj yaparlarsa<br />
bu dönemin sorunsuz<br />
atlatılması sağlanır.<br />
• Bebeklerde biberon<br />
ve emzik kullanımı en<br />
geç 2 yaşında son bulmalıdır.<br />
Aksi takdirde ağız ve<br />
diş yapısında bozukluk<br />
olması kaçınılmazdır. İdeal<br />
olan bebeklerin 2 yaşına<br />
kadar emzirilmesidir.<br />
• Biberonların ağzı<br />
genişletilmemelidir, bu<br />
işlem bebeğe faydadan çok<br />
zarar verir.<br />
• İnek sütünde,<br />
anne sütünden daha fazla<br />
şeker vardır. Bebeklere<br />
özellikle de gece uyurken<br />
bisküvili, reçelli, şekerli<br />
biberon veya emzik vermek<br />
çok zararlıdır. Bebeğin<br />
ihtiyaç duyduğu şeker<br />
sütün muhteviyatında<br />
fazlasıyla vardır. Bebeklerimize<br />
gereksiz yere şeker<br />
yüklemememiz gerekir.<br />
• Süt dişleri 12-13<br />
yaşına kadar ağızda duracaktır.<br />
Bu yaşa kadar dişeri<br />
çürüksüz tutmak zorundayız,<br />
biberon çürüğü denilen<br />
tablo ortaya çıktığında<br />
3 yaşında diş çekimleri<br />
gerekmekte, çocuk 10 yıl<br />
boyunca beslenme sorunları<br />
yaşamakta, gelişimi ve<br />
genel sağlığı, hem yetersiz<br />
beslenmeden hem de<br />
enfeksiyonlardan dolayı<br />
bozulmaktadır. Süt dişleri<br />
ebeveynlerin, daimi dişler<br />
bireyin sorumluluğundadır.<br />
• Yere düşen<br />
emzik ve biberonlar,<br />
üretici talimatlarına uygun<br />
şekilde temizlenmelidir,<br />
ebeveynlerin kirli emzik ve<br />
biberonları kendi ağızlarına<br />
sokarak temizleme alışkanlığı,<br />
bebeği daha fazla risk<br />
altına sokmaktadır.<br />
• Çocuklar 2 yaşında<br />
ilk diş hekimi ziyaretlerini<br />
gerçekleştirmelidirler.<br />
Sonrasında her 6 ayda<br />
yapılan rutin diş hekimi<br />
ziyaretleri, oluşabilecek<br />
ağız diş sağlığı problemlerini<br />
engeller ve diş hekimi<br />
fobisinin önüne geçer.<br />
Çocukları doktorla, iğneyle<br />
korkutmak yapılabilecek<br />
en kötü ebeveyn davranışlarından<br />
biridir. Diş<br />
hastalıkları yapı itibarı ile<br />
önlenebilir hastalıklardır.<br />
Çürük oluşmuş her dişe<br />
müdahale edilmesi gerekir<br />
ve hatta dişler çürümeden<br />
koruyucu vernikler ve<br />
dolgular ile sağlıklı dişlerin<br />
çürümesi engellenmelidir.<br />
• Muayene sadece<br />
kliniklerde olmaz. Üzülerek<br />
görüyoruz ki anne-babalar,<br />
teyzeler, amcalar, dedeler<br />
çocukların dişlerini bizlerle<br />
birlikte klinikte ilk kez görüyorlar.<br />
Bu yazıyı okuyan<br />
her yetişkin çocuğunun<br />
dişine baksa dahi bir çok<br />
çocuk yüzünün davul gibi<br />
şişmesinden, uykusuz<br />
ağrılı stresli gecelerden<br />
kurtulacaktır. Sadece gözle<br />
alt üst tüm dişlere bakılıp<br />
yoğun çürüklü dişler tespit<br />
edilebilir. Bizlerde kanal<br />
tedavisi ve çekim gibi hem<br />
çocuklar için hem de bizim<br />
için daha sıkıntılı işlemler<br />
yerine minik dolgularla<br />
çürüklerin tedavisini, genel<br />
vücut sağlığını tehdit etmeden<br />
yapabiliriz.<br />
CEMİYET: Diş hekimlerinin<br />
Türkiye ortamında ne<br />
tür sıkıntılarınız var?<br />
UMUT KURAL: Problemlerden<br />
bahsetmek<br />
bana hep kolaycılık olarak<br />
gelmiştir. Sıkıntılar çözülmek<br />
içindir. Bizler ağız diş<br />
sağlığının profesyonelleriyiz.<br />
Karşılaştığımız her<br />
türlü sıkıntıyı mecrasında,<br />
muhatabıyla, yasal, teamül<br />
ve etik kurallar çerçevesinde<br />
çözmek zaten<br />
görevimiz, bu prensipler<br />
doğrultusunda ve karineler<br />
ışığında bütün açmazları<br />
çözme yoluna gidiyor ve<br />
çoğunda da başarılı oluyoruz.<br />
Çözemediğimiz, bizi<br />
aşan tek konu ise hastalıkla<br />
boğuşan hastalarımıza<br />
ulaşamamak.<br />
CEMİYET: Bize zaman<br />
ayırdığınız için teşekkür<br />
ediyoruz. Eklemek istediğiniz<br />
varsa alabiliriz.<br />
UMUT KURAL: Bu fırsatı<br />
sunduğunuz için ben sizlere<br />
teşekkür ediyorum ve<br />
bu röportajı sonuna kadar<br />
okumuş olan değerli okuyucularımızı<br />
kendi ağız-diş<br />
sağlıklarına vermiş oldukları<br />
önem ve alakadan ötürü<br />
tebrik ediyorum.<br />
69
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
REKLAM<br />
70
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Kayseri<br />
Büyükşehir<br />
Belediye<br />
Başkanı<br />
Mustafa Çelik<br />
KAYSERi YiNE<br />
ALiMLER SEHRi OLARAK<br />
ANlLSlN<br />
Büyükşehir Belediyesi kültür ve eğitime yönelik önemli bir projeyi<br />
hayata geçirdi. Başkan Mustafa Çelik, 800 kişilik kütüphanenin<br />
açılışında Kayseri ile ilgili hedefini açıkladı<br />
71
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Büyükşehir Belediyesi kültür ve eğitime yönelik önemli<br />
bir projeyi hayata geçirdi. 800 kişilik kütüphane<br />
törenle hizmete açıldı. Törende konuşan Büyükşehir<br />
Belediye Başkanı Mustafa Çelik, okuma alışkanlığının<br />
kazandırılması için bir dizi projeyi hayata geçireceklerini<br />
belirterek, Kayseri’yi tarihinde olduğu gibi “Makarr-ı<br />
Ulema” (Alimler Şehri) yapmak istediklerini söyledi.<br />
üyükşehir Belediyesi yanında<br />
hizmet verecek olan<br />
800 kişilik kütüphanenin<br />
açılışına Başkan Mustafa<br />
Çelik’in yanı sıra Vali Süleyman<br />
Kamçı, 2. Hava İkmal<br />
Bakım Merkezi ve Garnizon<br />
Komutanı Tuğgeneral Ercan<br />
Teke, 12. Hava Ulaştırma<br />
Ana Üs Komutanı Tuğgeneral<br />
Selçuk Aygün, AK Parti<br />
İl Başkanı Hüseyin Cahit<br />
Özden, ilçe belediye başkanları,<br />
bürokratlar, yazarlar ve<br />
vatandaşlar katıldı.<br />
“DURMAK YOK HİZMETE<br />
DEVAM”<br />
Törende yaptığı konuşmada<br />
yoğun bir şekilde çalıştıklarını<br />
belirten Büyükşehir<br />
Belediye Başkanı Mustafa<br />
Çelik, “Her gün bir açılış<br />
ya da temel atma töreni<br />
yapıyoruz. Geçen Pazar<br />
günü Tomarza’da<br />
açılışlar yaptık,<br />
pazartesi günü<br />
Asri Mezarlıkta<br />
bazı projelerin<br />
temelini<br />
attık, bugün<br />
kütüphane<br />
açılışındayız,<br />
cumartesi<br />
günü Felahiye’de açılışlar<br />
yapacağız, pazartesi günü<br />
Sahaniye Kentsel Dönüşüm<br />
Ofisini açacağız. Dolayısıyla<br />
durmak yok, hizmete<br />
devam” dedi.<br />
Sözlerine halkımızın<br />
okuma alışkanlığı ile ilgili<br />
tespitlerde bulunarak devam<br />
eden Başkan Mustafa<br />
Çelik, şöyle konuştu: “Yüce<br />
dinimizin ilk emri olmasına<br />
rağmen okuma alışkanlığını<br />
bir türlü kazanamadığımız<br />
bir gerçek. Herkes, okuyamamasına<br />
gerekçe olarak<br />
kendisine göre bahaneler<br />
üretiyor. Bizler de yerel<br />
yönetimler olarak bu bahaneleri<br />
ortadan kaldırmak<br />
istiyoruz. Bunun için de bir<br />
dizi projeyi hayata geçireceğiz.<br />
Bu projelerimizden<br />
birisi olan 800 kişilik son<br />
derece modern Kent Kütüphanemizi<br />
hizmete açıyor<br />
olmaktan büyük mutluluk<br />
duyuyorum.”<br />
Ülkemizdeki okuma<br />
alışkanlığının yetersizliğini<br />
vurgulayan pek çok araştırma<br />
olduğunu dile getiren<br />
Başkan Çelik, “Bunlardan<br />
birisi olan Birleşmiş Milletler<br />
Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu<br />
UNESCO’nun, dünyadaki<br />
okuma alışkanlıklarıyla<br />
ilgili raporunda Türkiye,<br />
kitap okuma oranında dünya<br />
ülkeleri arasında 86’ncı<br />
sırada yer alıyor. Bir başka<br />
araştırmaya göre ülkemizde<br />
bir yılda kitaba ayrılan<br />
süre bir günlük televizyon<br />
izleme süresiyle aynı.<br />
Araştırmalara göre, günde<br />
ortalama 6 saat televizyon<br />
izleyip 3 saat internette<br />
geziniyor; ama buna karşılık<br />
ne yazık ki, okumaya yılda<br />
sadece 6 saatimizi ayırıyoruz.<br />
Kayseri’nin yeri de farklı<br />
değil” dedi.<br />
“YENİDEN MAKARR-I<br />
ULEMA ŞEHRİ OLARAK<br />
ANILALIM”<br />
Kayseri’nin geçmişinde<br />
Makarr-ı Ulema (Alimler<br />
Şehri) sıfatı bulunduğunu<br />
hatırlatan ve Kayseri’nin<br />
yine Alimler Şehri olarak<br />
anılmasını istediklerini ifade<br />
eden Başkan Mustafa Çelik,<br />
kütüphane ve okumanın<br />
artması için yapılacak yeni<br />
projeler hakkında da bilgi<br />
vererek şöyle devam etti:<br />
“Okumak iyi bir gelecek için<br />
en güzel yatırımdır. Yerel<br />
yönetimler için de insanlara<br />
iyi bir gelecek sağlayacak<br />
projeler en güzel yatırımlardır.<br />
Bu kapsamda açılışını<br />
yapacağımız 800 kişilik<br />
kütüphanemiz başta gençlerimiz<br />
olmak üzere Kayseri<br />
halkına iyi bir gelecek sağlamak<br />
için faaliyet gösterecek<br />
bir eğitim yuvası olacaktır.<br />
Son derece modern bir<br />
şekilde donattığımız kütüphanemizde<br />
15 bin basılı,<br />
15 bin elektronik, 3 bin de<br />
sesli kitap bulunuyor. Ferah<br />
ders çalışma üniteleri, kitap<br />
cafe, bilgisayar odası, şifreli<br />
emanet dolapları ve masaj<br />
koltuklarının da yer aldığı<br />
72
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
kütüphanemizde 50 adet güncel dergi ile gazeteler de<br />
yer alacak. Üç kattan oluşan, üyelik sistemi ve turnikeli<br />
geçiş sistemi ile hizmet verecek olan kütüphanemiz<br />
toplam 1500 metrekare büyüklüğe sahip. Burada hem<br />
kütüphane hem de etüt imkanını bir arada sunacağız.<br />
Açılışını yapacağımız kütüphanemizin hemşehrilerimize<br />
okuma alışkanlığı kazandıracak projelerimizden<br />
sadece biri olduğunu belirtmiştim. Kayseri’ye kazandıracağımız<br />
24 saat açık kent kütüphanesi için de<br />
çalışmalarımız sürüyor. 24 saat açık Kent Kütüphanesi<br />
haline getireceğimiz Meryem Ana Kilisesi’nin restorasyon<br />
çalışmaları başladı. Teşhir-tanzim projemiz de büyük<br />
ölçüde tamamlandı. Daha çok ihtisas kütüphanesi<br />
olarak hizmet verecek olan kütüphanemizde yaklaşık<br />
50 bin kitap bulunacak. Gerek bireysel gerek grup<br />
çalışmalarının yapılabileceği Kent Kütüphanemizde,<br />
dijital servislerden elektronik kitap ve dokümanlara<br />
da ulaşılabilecek. 24 saat açık kalacak kütüphanemizi<br />
de 2017 yılının Sonbaharında hizmete açmayı<br />
planlıyoruz. Okuma alışkanlığının gelişmesine yönelik<br />
bir başka projemiz de Mobil Kütüphaneler olacak.<br />
İnsan yoğunluğu bulunan alanlarda kent mobilyaları<br />
uygulamamız başladı. Mobil kütüphaneler, Bürüngüz<br />
Camii yanında başladığımız kent mobilyası uygulamasını<br />
kültürel anlamda destekleyecek bir unsur olacak.<br />
Şehrin birçok noktasına mobil kütüphaneler koyarak<br />
insanların boş vakitlerinde kitaba yönelmelerini sağlamayı<br />
amaçlıyoruz.”<br />
“OKUMA ALIŞKANLIĞI KAZANDIRMAK ÖNEMLİ BİR<br />
SORUMLULUK”<br />
Törene katılan Vali Süleyman Kamçı da konuşmasında<br />
okumanın insan dünyasına yön veren en etkili<br />
eğitim yolu olduğunu söyledi. Çocuklara ve gençlere<br />
kitap okuma alışkanlığını kazandırmanın en önemli<br />
sorumluluklardan olduğunu vurgulayan Vali Kamçı,<br />
okuma alışkanlığını kazanan çocuklar ve gençlerin<br />
günlük hayatlarında daha başarılı bireyler olduğunu<br />
belirtti. Toplumun tüm kesimlerinin bilgi ve belgeye<br />
ulaşması açısından kütüphanelerin önemli bir<br />
işlev gördüğünü dile getiren Vali Süleyman Kamçı,<br />
engellilere de okuma imkanı sağlayan yeni kütüphane<br />
için başta Başkan Mustafa Çelik olmak üzere emeği<br />
geçenlere teşekkür etti.<br />
“Yüce dnmzn lk emr olmasına<br />
rağmen okuma alışkanlığını br türlü<br />
kazanamadığımız br gerçek. Herkes,<br />
okuyamamasına gerekçe olarak kendsne<br />
göre bahaneler üretyor. Bzler<br />
de yerel yönetmler olarak bu bahaneler<br />
ortadan kaldırmak styoruz.”<br />
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik<br />
73
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
“Şehrn brçok noktasına<br />
mobl kütüphaneler koyarak<br />
nsanların boş vaktlernde<br />
ktaba yönelmelern<br />
sağlamayı amaçlıyoruz”<br />
Büyükşehr Beledye<br />
Başkanı Mustafa Çelk<br />
Konuşmaların ardından 800 kişilik kütüphanenin<br />
açılışı yapıldı. Açılıştan sonra Kayseri Organize Sanayi<br />
Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan,<br />
Vali Kamçı ve Başkan Çelik’e Kültür Bakanlığı yayını<br />
olan Yavuz Sultan Selim Divanı’nı hediye etti. Başkan<br />
Çelik daha sonra Kayseri’nin en modern kütüphanesini<br />
katılımcılara gezdirdi. Vali Kamçı ve Başkan<br />
Çelik, bir ara kütüphaneden yararlanan çocuklarla<br />
sohbet etti.<br />
74
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
REKLAM<br />
75
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Ahmet<br />
Çolakbayrakdar<br />
Kocasinan Belediye Başkanı<br />
76
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Kocasinan’ı geleceğe<br />
taşıyacak dev projeleri bir<br />
bir hayata geçiren Başkan<br />
Çolakbayrakdar, İlçe de<br />
hanımların sosyal hayatını daha da<br />
zenginleştirmek ve onları daha da<br />
mutlu etmek için birbirinden önemli<br />
yatırımları hayata geçirmeye devam<br />
ediyor.<br />
Kocasinan Belediyesi tarafından<br />
yaptırılan Yakut Mahallesi’ndeki<br />
‘Kadın Gelişim Merkezi’ni yerinde<br />
inceleyen Başkan Çolakbayrakdar,<br />
tesisisin son kontrolleri gerçekleştirdi.<br />
Sosyal tesisin odalarını tek<br />
tek dolaşarak, inceleyen Başkan<br />
Çolakbayrakdar’a, Başkan Yardımcısı<br />
Ali Bulu’ da eşlik etti.<br />
İnceleme sonrası kısa bir konuşma<br />
yapan Başkan Çolakbayrakdar, tesisin<br />
en son teknolojiyle donatıldığını<br />
vurgulayarak, “Otomatik sensörlü<br />
düş kabinler, akıllı tahtadan oluşan<br />
derslikler, fanlı ısıtmalı yüzme<br />
havuzu, fıtness, çocuk bakımı odası<br />
ve birçok sosyal faaliyet bölümleri ile<br />
birlikte farklı, yeni ve fonksiyonel bir<br />
‘Kadın Gelişim Merkezi’ni kadınların<br />
hizmetine sunacağız. Burada bütün<br />
faaliyetlerin odak noktasında hanımlar<br />
var. Hanımlarımız sosyal hayatın<br />
içerisinde daha da aktif olmalarını<br />
bir yandan beceri kursları ile kendilerini<br />
geliştirecekler” diye konuştu.<br />
Başkan Çolakbayrakdar, şunları kaydetti:<br />
“Tesisin son rötuşları yapıp iç<br />
tefrişiyle tamamlayıp önümüzdeki<br />
günlerde vatandaşımızın hizmetine<br />
açacağız. Bunun yanında yapılması<br />
gereken planlarımızı hazırlıyoruz.<br />
‘Kocasinan Akademi’nin de burada<br />
eğitim faaliyetlerini yürütebileceği<br />
dersliklerinde olduğu çok geniş kapsamlı<br />
bir sosyal tesis olacak. Kocasinan<br />
Belediyesi’nin bu mana da ilk<br />
sosyal tesisi olacak. Hanım kardeşlerimize<br />
hizmet verecek ilk birimimiz<br />
burada olacak. Sosyal tesisimiz, diğer<br />
mahallelerimize de hizmet verecek.<br />
Bu ve benzeri sosyal merkezlerimizin<br />
sayısını artıracağız”.<br />
Başkan Çolakbayrakdar sözlerini,<br />
Kocasinan Belediyesi olarak her<br />
zaman hanımların yanında olduklarını<br />
vurgulayarak, “Tesisin şimdiden<br />
Kocasinan ve Kayseri’ye hayırlı<br />
uğurlu olsun” diyerek noktaladı.<br />
Kocasinan’da<br />
7’den 70’e herkese<br />
yönelik hizmetler ile<br />
vatandaşın gönlünü<br />
ve takdirini kazanan<br />
Kocasinan Belediye<br />
Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar,<br />
hanımlara<br />
özel en son teknolojiyle<br />
donatılmış ‘Kadın<br />
Gençlik Merkezi’ni ilçe<br />
sakinlerinin hizmetine<br />
sunacak.<br />
77
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
KTO<br />
YÖREX’TE<br />
YERİNİ ALDI<br />
78
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Türkiye Odalar ve Borsalar<br />
Birliği’nin (TOBB) desteği ile<br />
Antalya Ticaret Borsası tarafından<br />
bu yıl 7’ncisi<br />
düzenlenen Yöresel<br />
Ürünler Fuarı<br />
(YÖREX), Antalya<br />
Expo Center Fuar merkezinde<br />
kapılarını açtı.<br />
Kayseri Ticaret<br />
Odası da Kayseri<br />
Ticaret Borsası ile<br />
ortaklaşa kurulan<br />
stand ile fuarda<br />
yerini alarak, Kayseri’nin<br />
yöresel ürünlerinin tanıtımını<br />
gerçekleştirdi. Gümrük ve Ticaret<br />
Bakanı Bülent Tüfenkci<br />
ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun<br />
ziyaret ettiği<br />
Kayseri standı, önceki yıllarda<br />
olduğu gibi bu yıl da YÖREX<br />
fuarına damga vurdu.<br />
Fuarın açılışı için Antalya’da<br />
bulunan Kayseri Ticaret Odası<br />
heyetinde; Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Mahmut Hiçyılmaz,<br />
Meclis Başkanı Ömer<br />
Gülsoy’un yanı sıra yönetim<br />
kurulu ve meclis başkanlık<br />
divanı üyeleri yer aldı.<br />
Kayseri standının en fazla ilgi<br />
gören stantlar arasında yer aldığı<br />
Yöresel Ürünler Fuarında;<br />
Kayseri Pastırması, Kayseri<br />
Sucuğu, Kayseri Mantısı<br />
başta olmak üzere şehre özgü<br />
ürünlerin tanıtımı yapıldı.<br />
Kayseri Ticaret Odası Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Mahmut<br />
Hiçyılmaz, fuara ilişkin yaptığı<br />
açıklamada, yöresel ürünlerin<br />
yer aldığı YÖREX’in şehirlerin<br />
ve ürünlerin tanıtımı bakımından<br />
çok önemli olduğunu<br />
belirtti.<br />
Hiçyılmaz, YÖREX fuarının<br />
düzenlenmesinden dolayı,<br />
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu<br />
başta olmak üzere<br />
Antalya Valiliği ve Antalya<br />
Ticaret Borsası yetkililerine<br />
teşekkür ettiklerini belirterek,<br />
Kayseri’nin yöresel ürünlerinin<br />
tanıtımı için gayret sarf<br />
ettiklerini vurguladı.<br />
Bakan Tüfenkci ve TOBB<br />
Başkanı Hisarcıklıoğlu Kayseri<br />
Standını Ziyaret Etti<br />
Gümrük ve Ticaret Bakanı<br />
Bülent Tüfenkci, Türkiye<br />
Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı<br />
M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve<br />
TOBB yönetim kurulu üyeleri,<br />
Antalya Valisi Münir Karaloğlu<br />
ve protokol üyeleri Kayseri<br />
standını ziyaret etti.<br />
Kayseri Ticaret Odası’nın konuğu<br />
olan ve kurulan sofrada<br />
Kayseri’nin yöresel ürünlerinin<br />
tadına Bakan Tüfenkci<br />
ve Hisarcıklıoğlu, Kayseri<br />
mantısı yapımını da izledi.<br />
Stantta pastırma doğrayan<br />
Bakan Tüfenkci, katılımcılara<br />
pastırma ikram etmeyi de<br />
ihmal etmedi.<br />
Kayseri standını ziyaret eden<br />
Bakan Tüfenkci ve Hisarcıklıoğlu’na<br />
teşekkür eden Başkan<br />
Hiçyılmaz, YÖREX ziyaretçilerine<br />
Kayseri’nin yöresel<br />
ürünlerini mutlaka tatmaları<br />
tavsiyesinde bulundu.<br />
KTO Heyetinde; KTO Yönetim<br />
Kurulu Başkan Yardımcısı<br />
Celal Hasnalçacı, Yönetim<br />
Kurulu Üyeleri; Nedim Olgunharputlu,<br />
Mustafa Dulda,<br />
Ersan Özbek, Serkan Topsakal<br />
ve Veysel Uslu ile Meclis<br />
Başkanlık Divanı Üyeleri Halit<br />
Suvar ve Selda Duruöz yer<br />
aldı.<br />
79
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Tarihi dokuyu ortaya çıkarmak için başlattığı çalışmalarla, ilçenin gizli güzelliklerini ortaya çıkaran<br />
Talas Belediyesi’nin “Tablakaya Mahallesi Sokak Sağlıklaştırma Projesi”nde sona yaklaşılıyor<br />
80
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
TARİHİ TABLAKAYA’NIN<br />
İLK ETABINDA<br />
SONA DOĞRU<br />
81
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Bu projeden<br />
çok memnunuz.<br />
Tarih<br />
ayağa kalkacak<br />
inşallah.<br />
Çamurdan<br />
bizi<br />
kurtardınız<br />
TABLAKAYA<br />
Mahalle sakinleri<br />
Tarihi dokuyu ortaya çıkarmak için başlattığı<br />
çalışmalarla, ilçenin gizli güzelliklerini<br />
ortaya çıkaran Talas Belediyesi’nin<br />
“Tablakaya Mahallesi Sokak Sağlıklaştırma<br />
Projesi”nde sona yaklaşılıyor. Eski belediye<br />
binası başta olmak üzere meydan peyzajı<br />
ve tarihi yapıların restorasyonunu kapsayan<br />
tarihi projede birinci etap bitmek üzereyken projenin<br />
ikinci etabı yakın zamanda başlayacak.<br />
Mahalle sakinlerinin projeden oldukça memnun olduğunu<br />
söyleyen Tablakaya Mahalle Muhtarı Şaban Ünal, yok<br />
olmak üzere olan bir mahalleyi ayağa kaldıran Başkan<br />
Mustafa Palancıoğlu’na teşekkür ederek, “2014 seçimlerinde<br />
muhtar seçilip buraya geldiğimde çok sağlıksız bir<br />
mahalleydi. Eski dokuyu canlandırmak için Başkan Beyle<br />
görüşmeler yaptık. Alt yapının yenilenmesi, doğalgaz<br />
gitmeyen bütün yerlere doğalgazın ulaşması için çalışmalar<br />
yapıldı. Alt yapı tamamen yenilendi. Mahallemize<br />
sağolsun Sayın Başkanımız Mustafa Palancıoğlu el attı.<br />
Alt yapımız bittikten sonra Arnavut kaldırımları döşendi.<br />
Binalar restore edildi. Bağ ve bahçe duvarları yenilendi.<br />
Kötü görüntü ortadan kaldırıldı. Eski Talas’ın gün yüzüne<br />
çıkarılması için büyük gayret gösterildi. Şuan birinci etap<br />
bitmek üzere. İkinci etap olarak Muammer Bey Caddesi<br />
ve Baykara Sokağa ağırlık verilecek. Meydan projesi de<br />
yakında başlıyor. Belediye binamızın da restorasyonu<br />
bitti. Yakında faaliyete geçecek. Çok güzel bir çalışma oldu.<br />
Başkanımıza Tablakaya Mahallesini ele aldığından dolayı<br />
çok teşekkür ediyoruz.” dedi.<br />
Tablakaya Mahallesi Sokak Sağlıklaştırma Projesi hakkında<br />
düşüncelerini ifade eden mahalle sakinleri ise şunları<br />
söyledi:<br />
“Mahalle sakinleri olarak bu kadar temiz bir iş şimdiye<br />
kadar görmedik. Sağolsun Başkanımız bu güzel eserleri<br />
ortaya çıkardı. Bu projeden çok memnunuz. Tarih ayağa<br />
kalkacak inşallah. Çamurdan bizi kurtardınız. Elektrik ve<br />
suyumuzu yenilediniz. Belediyemize ve devletimize çok<br />
dua ediyoruz. Tarihimiz yok olup gitmedi. Emeklerinden<br />
dolayı Başkanımıza ve Talas Belediye personeline çok<br />
teşekkür ederiz.”<br />
82
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
REKLAM<br />
83
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
84
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
“YETENEK AVCISI” ŞAHİN !<br />
Kayser amatör futbolunun “sembol” smlernden ve Kayserspor’un kuruluşundak<br />
lk yılında forma gyen oyuncularından tecrübel antrenör Şahn<br />
Kublay 73 yaşına gelmesne rağmen futboldan kopamıyor. 1966 yılında<br />
Erciyes Gençlik, Sanayispor ve Orta Anadolu takımlarının birleşmesiyle kurulan<br />
ve ertesi sezon Türkiye Profesyonel 2. Ligi’nde boy göstermeye başlayan Kayserispor’un<br />
ilk yıllardaki kadrosunda yer alan Şahin Kubilay futbol yaşamına daha<br />
sonraları Kayseri Yolspor’da devam etmiş, faal futbola vedası sonrasında da Türk<br />
ve Kayseri sporuna futbol hakemi olarak önemli hizmetler vermişti.<br />
H a b e r - F o t o : B e k i r D e m i r a ğ<br />
85
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
Hakem Şahin Kubilay Hürriyetspor-YSE maçında... Kayserispor’un 1967 Mehmet Topuz’lu Yolspor...<br />
ÇALIŞMADIĞI KULÜP KALMADI…<br />
Faal futbol hakemliğini<br />
bıraktıktan sonra antrenör<br />
olarak şehrimizde Yolspor<br />
,Kayseri Erciyesspor,Yeni<br />
Mahalle, Argıncıkspor,<br />
Kıranardı Belediyespor, Argıncık<br />
Esnafspor, İncesu Belediyespor,Ağırnas<br />
(Kocasinan ) Şimşekspor, Fevzi<br />
Çakmakspor, Y.Hisarcıkspor ve Yeni<br />
DSİ Spor gibi Kayseri’mizin önemli<br />
takımlarında görev yapan Şahin Kubilay,<br />
halen Fenerbahçe’de forma giyen<br />
Mehmet Topuz başta olmak üzere<br />
pek çok genç yeteneği keşfederek<br />
Türk futboluna kazandırmıştı.<br />
Yolspor Genç takımında Mehmet Topuz’un<br />
antrenörlüğünü yapan Şahin<br />
Kubilay, oğlu Mustafa Ahmet’in de iyi<br />
bir futbolcu olması için büyük çaba<br />
harcamıştı. Yeni DSİ Spor, Kayseri Şekerspor<br />
ve Talasgücü Belediyespor’da<br />
forma giyen Mustafa Ahmet Kubilay,<br />
sonrasında bir ara Gheorge Hagi’nin<br />
teknik direktör olarak çalıştığı<br />
dönemde (2004) Bursaspor’da da<br />
oynamıştı.<br />
FUTBOL EN BÜYÜK TUTKUSU…<br />
Son çalıştığı Kayseri Yeni DSİ Spor’un<br />
futbol şubesi kapatılıp kapısına kara<br />
kilit asıldıktan sonra içindeki futbol<br />
aşkına karşı duramayan ve halen<br />
Keykubat Mahallesi’ndeki sentetik<br />
çim sahada çevredeki mahallelerden<br />
gelen 10-12 yaşlarındaki çocuklara<br />
futbolun inceliklerini öğretme çabasında<br />
olan tecrübeli antrenör Şahin<br />
Kubilay, haftanın 3 günü çalıştırdığı<br />
ve sayıları zaman zaman 50’yi bulan<br />
bu miniklerden çok ama çok umutlu.<br />
Ancak, aynı zamanda onlar adına<br />
hayli karamsar da !<br />
Antrenör Kubilay, içlerinden bazılarının<br />
çok iyi futbolcular olacağına<br />
inandığı o miniklerin gelecekte<br />
amatörden öteye geçemeyecekleri<br />
ve “olacakları kadar olamayacakları”<br />
yönünde epey kaygılı. Anlayacağınız,<br />
Şahin hoca deyim yerinde ise “ Bir<br />
dokun , bin ah işit… “ görünümünde.<br />
Ama yine de yağmur-çamur , sıcaksoğuk<br />
demeden semtin futbola<br />
hevesli miniklerine yararlı olmak için<br />
emek veriyor, kafa yoruyor.Onları<br />
spor ile meşgul ederek zararlı alışkanlıklardan<br />
uzakta tutmak ise başta<br />
gelen dileği…<br />
VİTRİNİ KARARTMIŞLAR !<br />
Keykubat semtindeki sentetik çim sahadaki<br />
çalışmaları yerinde takip eden<br />
gazeteci arkadaşımız Bekir Demirağ’a<br />
özel açıklamalarda bulunan tecrübeli<br />
çalıştırıcı Şahin Kubilay, “ Kayseri<br />
amatör futbolu her geçen yıl kan<br />
kaybediyor. Kalite yok, bünyemizden<br />
sivrilip çıkan yetenekli topçu da tabii…<br />
Kayseri amatör futbolu özellikle<br />
son 10-15 yıldır şehrin profesyonel<br />
takımlarına hiç futbolcu da veremiyor.<br />
Bir başka yanlışlık da şehrimizin<br />
profesyonel takımları sürekli “ hazır<br />
oyuncu” peşinde koştuklarından yetenekli<br />
gençleri görmezden geliyorlar.<br />
Bu çok yanlış…Üzülerek görüyorum,<br />
Kayseri’de faaliyette bulunan onlarca<br />
amatör kulüp mevcut ve onların yanı<br />
sıra profesyonel liglerdeki Kayserispor<br />
ile Kayseri Erciyesspor’un alt<br />
yapıları da nasılsa üst takımlarına<br />
futbolcu gönderemiyor? Hal böyle<br />
iken de amatör gençlerin kendilerine<br />
örnek alacakları biri bulunmadığı gibi<br />
86
KAYSERİ CEMİYET / <strong>KASIM</strong> 2016<br />
...Antrenör Şahin Kubilay<br />
Antrenör Şahin Kubilay ve çalıştırdığı gruplardan biri...<br />
geleceğe yönelik “Ben de ileride aynen Mehmet Topuz abim gibi büyük bir takımda<br />
oynayacağım” diye bir hedefleri de olamıyor. Çünkü, ışıltılı vitrin birilerince karartılmış.<br />
Bölgesel Amatör Lig bile onlar için ulaşılması zor bir hedef, aşılması çok güç<br />
yüksek bir çıta sanki (!)… Duyuyorum, Kayserispor ki bu şehrin abi takımı, nüfus cüzdanında<br />
“doğum yeri Kayseri “ yazan oyuncu bulunmuyor. Bu nasıl iş Allah aşkına<br />
? Bence bu işte bir yanlışlık var… Önce bu yanlışa neşter vurulmalı , gereken tedbirler<br />
zaman geçirmeden acil olarak alınmalı. Ömrünü sahalarda tüketmiş biri olarak soruyorum<br />
: Bu şehrin futbola gönül veren gençleri bu kadar mı yeteneksiz yahu, öyleyse<br />
bu kadar amatör kulüp- bu gerçekten herkesi imrendirecek sahalar niçin var? Kayseri<br />
artık neden bir Ali Turan, bir Mehmet Topuz, bir Erdinç Yavuz, bir İbrahim Öztürk<br />
çıkartamıyor ? Açıkçası insanın aklı almıyor. ” diye dert yandı.<br />
Tabii bu sorunun muhatabı da Kayseri’mizdeki kulüplerimizi yönetip-yönlendirenler.<br />
Bize düşen, yılların eskitemediği tecrübeli teknik adam ve gerçek bir “yetenek avcısı”<br />
Şahin Kubilay’ın bu gerçekten çok haklı ve üzerinde durulması gereken serzenişlerini<br />
spor kamuoyuyla paylaşmak…<br />
Gerisi futbolumuzu yönetip-yönlendirenlere kalmış!..<br />
Kayserispor’un<br />
kuruluşundaki<br />
ilk yılında forma<br />
giyen oyuncularından<br />
tecrübeli<br />
antrenör Şahin<br />
Kubilay<br />
73 yaşına<br />
gelmesne<br />
rağmen<br />
futboldan<br />
kopamıyor.<br />
Amatör gençlerin kendilerine örnek alacakları biri bulunmadığı gibi geleceğe<br />
yönelik “Ben de ileride aynen Mehmet Topuz abim gibi büyük bir takımda<br />
oynayacağım” diye bir hedefleri de olamıyor | ŞAHİN KUBİLAY<br />
Şahin Kubilay ekibi..<br />
87