HAZAR WORLD - SAYI 42 - MAYIS 2016
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
www.hazarworld.com<br />
ENFLASYON HEDEF VE GERÇEKLEŞMELERİ (2006-2015)<br />
Hedef<br />
Hedef<br />
Gerçekleşen<br />
Gerçekleşen<br />
denk gelmesi oldu. Haziran 2013’te Bernanke’nin küresel<br />
krizden sonra 2 trilyon doların üzerine çıkan tahvil<br />
alımlarının sona erebileceğine ilişkin sinyali sadece<br />
Türk Lirası değil bütün gelişmekte olan ülke para<br />
birimleri üzerinde baskı yarattı. Bu dönemde kurda<br />
yaşanan yükseliş hiç şüphesiz faizin yüksek kalmasına<br />
ve yavaşlayan ekonomik aktiviteye rağmen enflasyon<br />
hedeflerinin tutmamasına neden oldu.<br />
Peki, yeni başkanla birlikte MB’nin politika duruşunda<br />
önümüzdeki dönemde radikal bir değişiklik olur mu?<br />
Bu noktada hükümet yapısal bir adım atmadıkça para<br />
politikası ana hatları itibariyle büyük bir değişiklik<br />
göstermeyecektir. Yapısal değişiklerden bir tanesi Merkez<br />
Bankası kanunuyla ilgili bir değişiklik olmasıdır. 2001<br />
krizinden sonra MB’nin bağımsızlığını güçlendirmek için<br />
değiştirilen kanunda Banka’nın birinci görevi olarak fiyat<br />
istikrarı net bir şekilde ortaya konuyor. Kanunun yine<br />
aynı maddesinde fiyat istikrarıyla çelişmemek koşuluyla<br />
MB’nin hükümetin büyüme ve istihdam politikalarına<br />
destek verebileceği belirtiliyor. Hükümet mevcut yapıda<br />
para politikasının ekonomik büyümeye daha fazla destek<br />
vermesini istiyorsa bunun daha ön plana çıkarıldığı bir<br />
yapı oluşturabilir. İkinci konu da son 10 yıldır uygulanan<br />
enflasyon hedeflemesi rejiminin bir miktar gevşetilmesi<br />
olacaktır. MB’nin şu an faiz indirimi konusunda elini<br />
bağlayan en önemli konu halen enflasyonun hedeflenen<br />
seviyenin üzerinde olmasıdır. Enflasyon hedefini<br />
hükümet MB ile birlikte belirliyor. Eğer yüzde 5 yerine<br />
daha yukarıda bir hedef koyulursa bu da MB’nin<br />
elini rahatlatabilir. Bu iki yapısal değişiklik olmadan<br />
para politikasının duruşunda çok büyük bir değişim<br />
olmayacaktır. Hem küresel ekonomideki belirsizlikler<br />
Yeni başkanla birlikte MB’nin<br />
politika duruşunda önümüzdeki<br />
dönemde radikal bir değişiklik<br />
olur mu? Bu noktada hükümet<br />
yapısal bir adım atmadıkça para<br />
politikası ana hatları itibariyle<br />
büyük bir değişiklik<br />
göstermeyecektir.<br />
hem de Türkiye ekonomisinin yabancı tasarruflara karşı<br />
duyarlılığı dikkate alındığında hükümetin de bu konularda<br />
herhangi bir adım atacağı kanaatinde değilim. Dolayısıyla<br />
önümüzdeki dönemde para politikasında bir sadeleşme<br />
ve faizlerde bir miktar indirim olsa bile para politikasının<br />
genel çerçevesinde çok büyük bir değişim olmayacaktır.<br />
Aslında Türkiye ekonomisinin bundan sonraki dönemde<br />
sadece para politikasının desteğiyle güçlü bir ekonomik<br />
büyüme patikasına girmesi çok mümkün görünmüyor.<br />
Yaşadığımız son küresel krizden sonra görüldü ki para<br />
ve maliye politikalarının uzun vadeli sürdürülebilir<br />
büyüme üzerindeki etkileri oldukça sınırlı kalıyor. Türkiye<br />
ekonomisi, faizleri uzun vadede kalıcı olarak aşağı çekmek<br />
istiyorsa üretim odaklı bir ekonomik modele geçmesi<br />
gerekiyor. Bunun başarılması da eğitim, hukuk, uluslararası<br />
ticaret politikaları ve vergi politikaları gibi alanlarda yapısal<br />
reformların ivedilikle hayata geçirilmesine bağlı görünüyor.<br />
<strong>HAZAR</strong> <strong>WORLD</strong><br />
45