KAPAK ÇİN - ULAŞTIRMA TEK KUŞAK TEK YOL: EKONOMIK SIÇRAMA, YA GÜVENLIK? Çin, ulaştırma koridorlarına devasa yatırımlar yaparken bu yolların siber saldırılara karşı da korunması gerekiyor. 38 <strong>MAYIS</strong> <strong>2016</strong> <strong>SAYI</strong> <strong>42</strong>
www.hazarworld.com AYHAN GÜCÜYENER HASEN DIŞ POLİTİKA VE GÜVENLİK MERKEZI Küreselleşme olgusunun, iktisadi dengeleri ve uluslararası ilişkileri şekillendirdiği günümüz dünyasında, karşılıklı bağımlılık prensibi ve bölgesel ekonomik entegrasyon stratejisi birçok devletin uzun vadeli planları içinde. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in, 2013’ün sonbaharında, Kazakistan’da açıkladığı devasa Tek Kuşak Tek Yol (One Belt, One Route) girişimi de bu stratejinin en güzel örneklerinden. Başta enerji nakil hatları ve ulaştırma ağları gibi büyük altyapı projeleri vasıtasıyla “İpek Yolu’nu Yeniden Canlandırma” ve Asya, Avrupa, Afrika’yı denizyolu üzerinden birbirine bağlama stratejisini ortaya koyan Çin, daha proaktif bir ekonomi diplomasisiyle 65 farklı ülkeden 4,4 milyar insana hitap etmeyi hedefliyor. 1 Uluslararası siyasi iktisatta, kompleks karşılıklı bağımlılık ilkesi çerçevesinde, tüm aktörler için “kazan-kazan” etkisi yaratma iddiasında olan Çin, bu girişimiyle elbette bir yandan da jeostratejik ağırlığını kuvvetlendirme ve Çinli firmaların küresel ekonomideki pozisyonlarını sağlamlaştırmayı hedefliyor. Bununla beraber, bugüne kadar ortaya atılan en geniş çaplı altyapı yatırımlarından biri olarak görülebilecek proje için, Çin bütçesinden 40 milyar dolar gibi devasa bir miktar ayrıldı. Bugüne dek büyük ölçüde iktisadi ve jeostratejik boyutlarıyla incelenen bu girişimi analiz ederken, yatırımların sürekliliği için önem arz eden bir başka noktayı da mutlaka hesaba katmak gerekli: Güvenlik. Bu çerçevede, geniş çaplı enerji ve ulaştırma projelerinden bahsediyorsak, “kritik altyapı güvenliği”, kuşkusuz denkleme dâhil edilmesi gereken bir unsur. Bir başka deyişle, söz konusu devasa proje hayata geçirilirken, güvenliğe ilişkin risk değerlendirmelerinin muhakkak proaktif bir yaklaşımla ele alınmış olması gerekiyor. BÜTÜNCÜL BİR YAKLAŞIM ŞART Her ne kadar literatürde fikir birliğine ve evrensel bir tanıma ulaşılamamış olsa da, kritik altyapılar, insan vücudundaki kan damarlarına benzer şekilde, işlevlerinde herhangi bir aksama ya da bozulma olması durumunda sosyal ve ekonomik yaşamın ciddi zarar görebileceği fiziksel mekânlar, sistemler veya organizasyonlar olarak 1 Clingeldael, “One Belt-One Route: An Opportunity for the EU’s Security Strategy”, Aralık, 2015 tanımlanıyor. Bu çerçevede, enerji üretim, iletim ve nakil hatlarının ve ulaştırma ağlarının bu sistemin en önde gelen aktörleri olduğu söylenebilir. Bununla beraber, günümüzün değişen ve giderek sofistike hale gelen tehdit ve risk koşullarında, yalnızca fiziksel güvenlikten bahsetmek neredeyse imkansız, hatta hatalı bir tutum haline geldi. Bir başka deyişle, “nesnelerin interneti” dönemini yaşadığımız günümüzde, “siber güvenlik” kritik altyapılar için hayati bir önem taşıyor. Bu çerçevede fiziksel ve siber güvenliği birbirinden ayrı düşünmeksizin bütüncül bir güvenlik yönetimi yaklaşımının inşa edilmesi gerekiyor. Öte yandan, Çin’in Tek Kuşak Tek Yol girişiminde olduğu gibi, söz konusu sınır aşan ve birçok ülkenin güvenlik ve refahını eş zamanlı ilgilendiren projeler olduğu zaman “karşılıklı bağımlılık” unsuru, tehdit ve risk öğelerini çok daha gelişmiş ve karmaşık bir hale getiriyor. Fiziksel güvenlik dendiğinde akla ilk gelen unsur, enerji ve ulaştırma ağlarının terörizm, sabotaj, Vandalizm gibi aktivitelere karşı korunması. Ancak, yakın geçmiş kısaca bir gözden geçirildiğinde hem enerji hem de ulaştırma altyapılarının sıklıkla fiziksel saldırılara hedef olduğu gözlemlenebiliyor. Enerji hatları, özellikle petrol ve doğal gaz boru hatlarına yönelik fiziksel saldırıların genellikle Kolombiya, Irak, Nijerya gibi hidrokarbon kaynaklarına sahip ülkelerde yoğunlaştığı biliniyor. Bununla beraber, START’ın 2015 tarihli araştırma raporunda 2010-2014 periyodunda, Pakistan’da enerji sektörüne yönelik kaydedilen 439 fiziksel saldırıyla ülkenin Yemen ve Kolombiya’yı geçerek ilk sıraya yerleştiği görülüyor. Bununla beraber, bu noktada Pakistan’ın, Tek Kuşak Tek Yol projesinde önemli bir ortak olduğu ve Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru Projesi’nin 2013’te 1,65 milyar dolar fon aldığı ayrıntısını göz ardı etmemek gerekiyor. Enerji altyapılarına benzer şekilde ulaştırma ağları da sıklıkla fiziksel saldırıların hedefi haline gelebiliyor ve sonuçlar da sadece ekonomik açıdan yıkıcı olmuyor. En çarpıcı ve vahim örneklerden biri olarak, 2006’da Hindistan Bombay’da demiryolunu hedef almış saldırı, 209 insanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmıştı. Enerji ve ulaştırma altyapılarını hedef alarak, fiziksel tahribata yol açmak için <strong>HAZAR</strong> <strong>WORLD</strong> 39