HAZAR WORLD - SAYI 42 - MAYIS 2016

05.05.2016 Views

MERCEK KÜRESEL RAFİNERİ hidroelektrik ve güneş gibi alternatif enerji yatırımları zamanla gelişecek. Günümüzde söz konusu alternatif enerji kaynakları, tüm enerji tüketimi içinde küçük bir yüzdeye sahip ve sıvı rafineri ürünleri kadar kullanışlı da değil. Gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyümeleri yavaşlarken, küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmaların etkileri Türkiye ve Azerbaycan ekonomilerinde de gözlendi. Ekonomik yavaşlamanın devam etmesi emtia fiyatlarını aşağıya çekiyor. Bölgemizde yükselen jeopolitik riskler ekonomimize negatif olarak yansıdığı halde, petrol fiyatlarının düşmesi ve talep artışıyla endişeler kısmen hafifledi, Türkiye ekonomisindeki büyüme süreci yine de devam etti. Enerji fiyatlarındaki gerilemenin cari açığı azaltıcı etkisine rağmen; gelişmekte olan piyasalara yönelik artan risk algısı, yatırım akışlarının zayıf görünümü ve cari açığın finansman tarafındaki kaygılar; kurları da dalgalanma hareketine dâhil ettirdi. Avrupa Birliği’nin 2020’ye kadar yenilenebilir enerjiyi toplam enerji talebi içinde yüzde 20 düzeyine çıkarmayı ve karbondioksit emisyonlarını yüzde 20 oranında azaltmayı hedeflemesinin Avrupa’daki petrol rafineri kapasitesini etkileyeceği kaçınılmaz. KÜRESEL PETROL RAFİNERİ SEKTÖRÜ Kritik bir dönemde, yeni risklerle karşı karşıya kalan küresel petrol rafineri sektörü yeniden yapılanma sürecine giriyor. Piyasa dinamiklerinin değişmesi ve fırsatların azalması sebebiyle gelecek dönemde pek çok rafinerici sorun yaşayacak. Değişen petrol tedarik zinciri ve yeni talepler, pek çok rafineri işletmesi için ham petrol fiyatlarındaki dalgalanmadan daha büyük sorunlara yol açacak. Gelecek iş modelindeki yeni ekonomik riskler ve sürdürülebilirliğin sağlanmasına yönelik tehditlerin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Zayıf rafineri marjları, yeni kıtalar arası tedarik dinamikleri ve değişen lojistik ağı, tüm rafinerilerin bu ortamda ayakta kalamayıp, kapanacağını gösteriyor. Yönetim danışmanlarının ihtiyatlı tahminlerine göre, küresel rafineri kapasitesinin günde 10 milyon varillik kısmının önümüzdeki dönemde risk altında olması bekleniyor. Özellikle Avrupa ve OECD ülkelerindeki rafineriler en büyük risk grubunu oluşturuyor. Önümüzdeki 5-10 yıl içinde Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’daki rafinerilerin yaklaşık yüzde 30’unun ekonomik iş modellerini tekrar gözden geçirmeleri ve değer zincirine nasıl uyum sağlayacaklarını bir kez daha düşünmeleri gerekecek. Bu süre içinde rafineriler piyasadan çıkmak, tekrar yapılanmak, uluslararası işbirlikleri geliştirmek ve/veya varlıklarını stratejik açıdan tekrar konumlandırmak zorunda kalacak. Türkiye’nin büyüyen talebi de bu rafinerilerin hedefinde olacak. Hissedar ve piyasa baskılarıyla her rafineri işletmesi etik kurallara uyarak, devamlı bir şekilde yüksek finansal ve işletme performansı sergilemek ve müşteri ihtiyacına odaklanmak mecburiyetinde. Rafineriler bulundukları bölgelerde büyük işveren olarak en iyi kurumsal vatandaş olmayı taahhüt etmek, tüm yasalara, kurallara ve düzenlemelere uyup, yerel ve ulusal kültürlere saygı göstermek durumundalar. Her şeyden önce iş güvenliği ve çevreye duyarlı operasyonlar yürütmeleri gerekir. Rafineriler piyasadan çıkmak, tekrar yapılanmak, uluslararası işbirlikleri geliştirmek ve/veya varlıklarını stratejik açıdan tekrar konumlandırmak zorunda kalacak. Türkiye’nin büyüyen talebi de bu rafinerilerin hedefinde olacak. Rafineriler sürekli öğrenmek, paylaşmak ve en iyi uygulamaları hayata geçirerek verimliliği ve üretkenliği artırmak için çaba göstermelidir. Mevcut sermaye yatırımlarını değerlendirmede çok seçici ve disiplinli olması gerekir. Hatta rekabet avantajı sağlamak gayesiyle tescilli teknolojiler geliştirmek için çalışmalıdır. RAFİNERİ ÜRÜN TÜKETİMİ GELİŞEN ÜLKELERDE ARTIYOR Harcanabilir gelir düzeyindeki artış, tüm dünyada, özellikle de gelişmekte olan ülkelerde yollardaki araç sayısını arttırdı. Bu da rafinaj ürünlerine olan talebin sürekli artmasına sebep oldu. Geçtiğimiz 10 yılda küresel rafineri sektörü, varil başına 20 dolarlara kadar çıkan marjlarla çalışıyordu. Petrol tüketimi gelişmekte olan pazarlarda artmaya devam ederken, gelişmiş ülkelerde tüketim aynı seviyede duruyor. Talep eğrisi gelişmekte olan bölgelere doğru kayıyor. Yeni rafinaj kapasitesinin büyük bir kısmı, talebin halen artmakta olduğu bölgelerde konuşlanacak. Asya-Pasifik (3,4+ MMvaril/gün) ve Orta Doğu (2,3+ MMvaril/gün) bölgeleri ek kapasite geliştirme ve planlama çalışmalarına devam 22 MAYIS 2016 SAYI 42

www.hazarworld.com Küresel Ham Petrol Akış Tablosu Küresel ham petrol akış şeması, x 1000 varil/gün v Kaynak: ExxonMobil, EIA) ediyor. Avrupa Birliği’nin yaptırımları, Rusya’nın rafinaj kapasitesindeki büyüme potansiyelini engelliyor. İran’da da bir artış bekleniyor. Gelecek 10 yıl içinde, Orta Doğu, ABD için önemli bir petrol tedarikçisi olarak konumunu koruyacak, Japonya ise büyük ve gelişmiş bir rafineri endüstrisi kuracak. Küresel ekonomideki yavaşlama, Batı Avrupa’daki benzin talebini olumsuz etkiliyor; bu da benzinde arz fazlası oluşmasına ve benzin üretimine dayalı rafineriler üzerinde baskının artmasına sebep oluyor. Akdeniz bölgesi petrol rafinerisi marjı 1,95 dolar/varilken yakın zamanda 4,83 dolar/varile yükseldi. Tüpraş Fuel Oil Dönüşüm Tesisi’ni ilave ederken, net rafineri marjının 3,21’den 6,47 dolar/varil düzeyine yükselttiğini raporluyor. STAR Rafineri’nin marjının da bu seviyede olabileceği düşünülüyor. Rafineriler bölgesel emisyon standartlarını, otomotiv teknolojisi ve pazardaki gelişmeleri yakından takip ederler. Bu faktörler ileride rafinaj marjlarını düşürebilecektir. Bu kapsamda, söz konusu bölgelerde emisyon yönetimi, emisyon miktarlarının kısıtlanmasına yönelik alınan yasal kararlardan ileride daha da etkilenecektir. Yüksek seviye ürün kalite kontrolü, kurşunsuz hale getirme, yeni emisyon kuralları, benzin kalitesi ve standartları (buhar basıncı, oktan sayısı, damıtma, oksijenli madde eklenmesi, olefin, benzen, aromatikler, ultra düşük sülfür içeriği, akma noktası, vb.) konularını içeren mevzuatlar alınabiliyor. Dizel kalitesindeki tüzel değişiklikler; örneğin karbon parçacıklı madde emisyonu, ultra düşük sülfür, setan sayısı, aromatikler ve üretimi azaltılan fuel oil kalite parametreleri (sülfür, metaller) de dünya genelinde rafineri işletmeleri tarafından büyük yatırımlarla karşılanıyor. Kuzey Amerika’daki bazı rafineriler üretimlerine bio-etanol, bio-mazot, MTBE, vb. değer katarak üretimlerini yönetebiliyorlar. Farklılaştırılmış olsun ya da olmasın ülkemizde lisans sahiplerince piyasaya arz edilen akaryakıt türlerinin tamamı Avrupa Birliği standartlarına ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından belirlenen teknik düzenlemelere uygun olmak zorundadır. Tüm bu değişikliklerin dünya genelinde kapasitelerde ve ortaklık yapılarında önemli değişimlere sebep olması bekleniyor. Daralan rafineri marjları, bölgesel pazarlardaki değişiklikler ve ekonomik dalgalanmalarla birlikte, rafineri işletmelerinin daha yaratıcı olup yenilikçi işbirliği fırsatlarını daha iyi değerlendirmeleri gerekiyor. Aynı zamanda ham petrol arama-üretim (upstream) ve rafinajişleme-pazarlama-dağıtım, petrokimya, elektrik üretimi, vb. ile uyum bir mecburiyete dönüşüyor. Petrokimya tesislerinin de bu entegrasyondan kazançlı çıkacağı öngörülüyor. DÜŞÜK HAM PETROL FİYATLARI RAFİNAJ MARJLARINI ETKİLEMEYEBİLİR Düşük ham petrol fiyatları her zaman rafinaj marjlarını ve fırsatlarını etkilemeyebilir, ancak yeni yatırımlar için caydırıcı olabilir. Düşen ham petrol fiyatlarıyla rafinaj marjları arasında bir bağlantı olmadığı için aynı süreçleri izlemeleri beklenemez. Rafinaj marjları, küresel rafineri kapasite kullanım oranlarına daha duyarlıdır. Ham petrol arz fazlası petrol fiyatlarını aşağıya doğru etkiler. Eğer aynı zamanda, rafineri kapasitelerinde bir düşüş oluyorsa rafineri marjları yükselebilir. Petrol fiyatları yükselmiş ve rafineri kapasiteleri talebi karşılamıyorsa, rafineri marjları yükselecektir. Petrol fiyatlarının artması veya düşmesi halinde, eğer rafineri kapasite fazlalığı varsa, rafineri marjları ancak o zaman gerileyecektir. Küresel nüfusun ve buna bağlı olarak enerji talebinin artması, toplum sağlığına yönelik daha fazla zararlı etkiyi de beraberinde getiriyor. Modern yaşamla birlikte petrolün HAZAR WORLD 23

MERCEK<br />

KÜRESEL RAFİNERİ<br />

hidroelektrik ve güneş gibi alternatif enerji yatırımları<br />

zamanla gelişecek. Günümüzde söz konusu alternatif enerji<br />

kaynakları, tüm enerji tüketimi içinde küçük bir yüzdeye<br />

sahip ve sıvı rafineri ürünleri kadar kullanışlı da değil.<br />

Gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyümeleri yavaşlarken,<br />

küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmaların etkileri<br />

Türkiye ve Azerbaycan ekonomilerinde de gözlendi.<br />

Ekonomik yavaşlamanın devam etmesi emtia fiyatlarını<br />

aşağıya çekiyor. Bölgemizde yükselen jeopolitik riskler<br />

ekonomimize negatif olarak yansıdığı halde, petrol fiyatlarının<br />

düşmesi ve talep artışıyla endişeler kısmen hafifledi,<br />

Türkiye ekonomisindeki büyüme süreci yine de devam<br />

etti. Enerji fiyatlarındaki gerilemenin cari açığı azaltıcı<br />

etkisine rağmen; gelişmekte olan piyasalara yönelik artan<br />

risk algısı, yatırım akışlarının zayıf görünümü ve cari açığın<br />

finansman tarafındaki kaygılar; kurları da dalgalanma<br />

hareketine dâhil ettirdi.<br />

Avrupa Birliği’nin 2020’ye kadar yenilenebilir enerjiyi<br />

toplam enerji talebi içinde yüzde 20 düzeyine çıkarmayı ve<br />

karbondioksit emisyonlarını yüzde 20 oranında azaltmayı<br />

hedeflemesinin Avrupa’daki petrol rafineri kapasitesini<br />

etkileyeceği kaçınılmaz.<br />

KÜRESEL PETROL RAFİNERİ SEKTÖRÜ<br />

Kritik bir dönemde, yeni risklerle karşı karşıya kalan küresel<br />

petrol rafineri sektörü yeniden yapılanma sürecine<br />

giriyor. Piyasa dinamiklerinin değişmesi ve fırsatların azalması<br />

sebebiyle gelecek dönemde pek çok rafinerici sorun<br />

yaşayacak. Değişen petrol tedarik zinciri ve yeni talepler,<br />

pek çok rafineri işletmesi için ham petrol fiyatlarındaki<br />

dalgalanmadan daha büyük sorunlara yol açacak. Gelecek<br />

iş modelindeki yeni ekonomik riskler ve sürdürülebilirliğin<br />

sağlanmasına yönelik tehditlerin yeniden gözden geçirilmesi<br />

gerekiyor. Zayıf rafineri marjları, yeni kıtalar arası<br />

tedarik dinamikleri ve değişen lojistik ağı, tüm rafinerilerin<br />

bu ortamda ayakta kalamayıp, kapanacağını gösteriyor.<br />

Yönetim danışmanlarının ihtiyatlı tahminlerine göre, küresel<br />

rafineri kapasitesinin günde 10 milyon varillik kısmının<br />

önümüzdeki dönemde risk altında olması bekleniyor. Özellikle<br />

Avrupa ve OECD ülkelerindeki rafineriler en büyük<br />

risk grubunu oluşturuyor. Önümüzdeki 5-10 yıl içinde<br />

Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’daki rafinerilerin yaklaşık<br />

yüzde 30’unun ekonomik iş modellerini tekrar gözden<br />

geçirmeleri ve değer zincirine nasıl uyum sağlayacaklarını<br />

bir kez daha düşünmeleri gerekecek. Bu süre içinde rafineriler<br />

piyasadan çıkmak, tekrar yapılanmak, uluslararası<br />

işbirlikleri geliştirmek ve/veya varlıklarını stratejik açıdan<br />

tekrar konumlandırmak zorunda kalacak. Türkiye’nin<br />

büyüyen talebi de bu rafinerilerin hedefinde olacak.<br />

Hissedar ve piyasa baskılarıyla her rafineri işletmesi etik<br />

kurallara uyarak, devamlı bir şekilde yüksek finansal<br />

ve işletme performansı sergilemek ve müşteri ihtiyacına<br />

odaklanmak mecburiyetinde. Rafineriler bulundukları<br />

bölgelerde büyük işveren olarak en iyi kurumsal vatandaş<br />

olmayı taahhüt etmek, tüm yasalara, kurallara ve düzenlemelere<br />

uyup, yerel ve ulusal kültürlere saygı göstermek<br />

durumundalar. Her şeyden önce iş güvenliği ve çevreye<br />

duyarlı operasyonlar yürütmeleri gerekir.<br />

Rafineriler piyasadan çıkmak,<br />

tekrar yapılanmak, uluslararası<br />

işbirlikleri geliştirmek ve/veya<br />

varlıklarını stratejik açıdan tekrar<br />

konumlandırmak zorunda kalacak.<br />

Türkiye’nin büyüyen talebi de bu<br />

rafinerilerin hedefinde olacak.<br />

Rafineriler sürekli öğrenmek, paylaşmak ve en iyi uygulamaları<br />

hayata geçirerek verimliliği ve üretkenliği artırmak<br />

için çaba göstermelidir. Mevcut sermaye yatırımlarını değerlendirmede<br />

çok seçici ve disiplinli olması gerekir. Hatta<br />

rekabet avantajı sağlamak gayesiyle tescilli teknolojiler<br />

geliştirmek için çalışmalıdır.<br />

RAFİNERİ ÜRÜN TÜKETİMİ GELİŞEN ÜLKELERDE ARTIYOR<br />

Harcanabilir gelir düzeyindeki artış, tüm dünyada, özellikle<br />

de gelişmekte olan ülkelerde yollardaki araç sayısını arttırdı.<br />

Bu da rafinaj ürünlerine olan talebin sürekli artmasına<br />

sebep oldu. Geçtiğimiz 10 yılda küresel rafineri sektörü,<br />

varil başına 20 dolarlara kadar çıkan marjlarla çalışıyordu.<br />

Petrol tüketimi gelişmekte olan pazarlarda artmaya devam<br />

ederken, gelişmiş ülkelerde tüketim aynı seviyede duruyor.<br />

Talep eğrisi gelişmekte olan bölgelere doğru kayıyor. Yeni<br />

rafinaj kapasitesinin büyük bir kısmı, talebin halen artmakta<br />

olduğu bölgelerde konuşlanacak. Asya-Pasifik (3,4+<br />

MMvaril/gün) ve Orta Doğu (2,3+ MMvaril/gün) bölgeleri<br />

ek kapasite geliştirme ve planlama çalışmalarına devam<br />

22 <strong>MAYIS</strong> <strong>2016</strong> <strong>SAYI</strong> <strong>42</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!