08.02.2013 Views

Basyazı, - TSE

Basyazı, - TSE

Basyazı, - TSE

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Mimaride Cam<br />

Mimarlık tarihinde saydamlık, her zaman ulaşılmaya<br />

çalışılan bir hedef olagelmiştir. Yapıda saydamlığı sağlayan<br />

ana yapı malzemesi olan camın tarihsel süreç<br />

içinde teknolojik gelişimi ve çağdaş mimaride kullanım<br />

olanakları etkileyicidir.<br />

Endüstri Devrimi öncesinde yapılan binalardaki masif<br />

duvarlar strüktürel görev üstlenmekteydi. Yapıda<br />

kısıtlı cam kullanımının önünü açan keşif iskelet yapı<br />

sistemi olmuştur. 19. yy.’da dökme demir ve çelik<br />

çerçevelerin geliştirilmesi ve ardından gelen betonarme<br />

çerçeveler, taşıyıcı masif duvarlı yapılara olan bağımlılığı<br />

ortadan kaldırmıştır. Bundan sonra, strüktürel<br />

çerçevelerin sağladığı imkân ve teknolojik gelişmelerin<br />

de yardımıyla “cephenin özgürleşmesi” söz konusudur.<br />

Böylece çerçeveli cam cephe ve giydirme cephe sistemleri<br />

ortaya çıkmıştır. Bu gelişimin ilk örneklerinden<br />

biri olarak Joseph Paxton’ın 1851’de Londra Sergisi<br />

için yapılmış olan Kristal Saray binası gösterilebilir [1].<br />

San Francisco’da 1918 yılında Willis Polk tarafından<br />

yapılmış olan Hallidie Binası da cam giydirme cepheli<br />

binaların öncülerinden kabul edilmektedir [2]. 70’li yıllarda<br />

ortaya çıkan petrol krizi ile mimaride enerji korunumu<br />

gündeme gelmiş, malzeme ve detaylarda buna<br />

yönelik çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Cam ünitelerde<br />

ısı geçirgenlik değerinin iyileştirilmesi için çalışmalar<br />

yürütülmüştür. Cephe sistemleri için iki ana amaç<br />

doğrultusunda yapılan çalışmalar bunu izlemiştir; biri<br />

doğal havalandırma, diğeri ise dinamik güneş kontrolüdür.<br />

Günümüzde maksimum görüş performansını<br />

sağlarken diğer konfor gereksinmeleri, ekoloji ve ekonomi<br />

koşullarını da karşılayan cam ünitelerini yapı kabuğunda<br />

kullanmak amaçlanmaktadır. Hiç şüphe yok<br />

ki; geleceğin yapı kabukları, sürekli değişen çevresel<br />

etmenlere, kullanıcı istek ve ihtiyaçlarına adapte olabilen,<br />

teknolojik ilerlemenin belirgin şekilde görüldüğü,<br />

şeffaflığın günümüzdekinden daha çok hissedildiği,<br />

yapının en fazla önem verilen elemanlarından olacaktır<br />

[3]. Teknolojik olanakları sürekli geliştirilen cam ürünler<br />

de bu oluşum içinde etkin bir rol üstlenecektir.<br />

Mimarlık alanında kullanılmak üzere üretilen çok çeşitli<br />

tür ve özellikte cam ürünleri bulunmaktadır. Yazının takip<br />

eden kısmında mimaride kullanılan cam ürünlerin<br />

kullanım alanları ve ürün çeşitleri açıklanacaktır.<br />

Mimari Camların Kullanım Amaçları<br />

Cam, sabit bir erime noktası olmayan amorf bünyeli bir<br />

silikat bileşimi olarak tanımlanmaktadır. Ana maddelerinin<br />

ısıtılarak eritilmesi, biçimlendirilmesi ve eriyiğin kristalleşme<br />

olmaksızın soğuması sonucunda cam elde<br />

edilmektedir. Erime derecesi, bileşime giren maddelere<br />

göre değiştiğinden camın sabit bir erime derecesi<br />

yoktur. Malzemeciler camı aşırı soğutulmuş bir sıvıya<br />

benzetirler. Gerçekten de cam ısıtılmaya başlandıktan<br />

sonra sıcaklığın artmasına paralel olarak önce yumuşar<br />

ve ardından akıcı hale gelir [4]. Cam birçok kimyasal<br />

bileşenden oluşabilmektedir. Genel olarak cam<br />

ürünlerinin yaklaşık % 95’i silikat camlardan meydana<br />

gelmektedir [5].<br />

Cam, mimarlık alanında özellikle cephe, çatı gibi yapı<br />

kabuğunu oluşturan elemanlarda yaygın kullanım bulmaktadır.<br />

Ülkemizde, camın yoğun olarak kullanıldığı<br />

giydirme cepheli binalarda çoğunlukla tekdüze ve<br />

özensiz uygulamalar ile karşılaşılsa da, iyi mimarlık ürünü<br />

olan çağdaş binalarda cam cepheler estetik yönden<br />

ön plana çıkmakta ve projeye değer katmaktadır (Resim<br />

1). Mimarlıkta farklı amaçlar için çeşitli cam ürünleri<br />

kullanılmaktadır.<br />

Resim 1: Modern Yapılarda Cam Cephenin Estetik Kullanımına Bir<br />

Örnek Güneş Kontrolü<br />

Cam cephe sistemleri için enerji korunumunda kritik<br />

konu güneş kontrolüdür. Güneş ışınlarından kaynaklanan<br />

ısı kazancını minimize etmek üzere güneş kontrol<br />

camları kullanılmaktadır. Bu sayede yazın soğutma<br />

enerjisinden tasarruf etmek ve CO 2 salınımını azaltmak<br />

mümkün olmaktadır. Güneşten gelen radyasyonun (ışınımın)<br />

kontrolü, bazı metal veya metal oksit kaplama<br />

katmanlarının cam üzerine uygulanmasıyla sağlanabilmektedir.<br />

Bu sayede camın radyasyon geçirgenliğinde<br />

azalma elde edilmektedir. Yüzey kaplamaları flotal camın<br />

üretimi sonunda hat üstü olarak ya da bir sonraki<br />

aşamada hat dışı olarak uygulanabilmektedir. Sert<br />

kaplamalar, piroliz (ısıl çözünme) yoluyla hat üstü olarak<br />

uygulanır. Kaplama malzemesi, 600 0 C’ye kadar ısıtılmış<br />

flotal camın üzerine sıvı ya da toz olarak dökülmekte,<br />

böylece camın yüzeyinde 100-400 nm kalınlıkta bir<br />

tabaka oluşturmaktadır [6]. Yansıtmalı metal oksitlerden<br />

yapılan güneş kontrol tabakaları için başlıca titanyum,<br />

krom, nikel ve demir metalleri kullanılmaktadır. Bu<br />

metaller aynı zamanda soğurma özelliklerine sahiptir.<br />

Hat dışı kaplamalar, kimyasal çözeltiler içine daldırma<br />

83<br />

AĞUSTOS 2012

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!