You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İNTES<br />
Doğal Taştan Örülen Duvarlar<br />
En işlevsel doğa ürünü: TAŞ<br />
Duvarlar… İnsanlar ilk evlerini yaptıklarında muhtemelen<br />
sadece duvarlar vardı… İlk önce sazdan,<br />
ağaç dallarından ve ağaç kütüklerinden oluştular,<br />
sonra ‘taş’a dönüştüler… Çünkü insanoğlu kendini,<br />
hayatını değiştiriyor ve bu durum ihtiyaçlarına da<br />
yansıyordu… Zaman zaman da tam tersi oluyordu<br />
ama gün geldi duvarlar, doğa ile barışık yaşamanın<br />
bir köprüsü oldu. Ve insan, daha sağlam, daha dayanıklı<br />
ve daha iyi koruma sağlayan duvarları inşa<br />
etti. Artık kerpiç ve taş duvarlar insanları koruyordu…<br />
‘Zamanın ruhu’ inşaatı sektör(!) haline getirince duvar<br />
malzemeleri de çeşitlenmeye başladı ve duvarlar,<br />
taşıyıcı özelliklerini estetikle buluşturdu. 20’inci<br />
yüzyılın başlarında her şey ‘modern zamana’ endekslendiği<br />
için önceleri pek önemsenmediler ama<br />
gün geldi, doğallık, teknoloji ve estetik kavramlarının<br />
bir araya geldiği yeni bir sentez tüm dünyayı etkilemeye<br />
başladı. Duvarlar bunun dışında kalmadı tabii…<br />
Hatta bu sentezin ilk denendiği alanlardan biri<br />
oldu… Artık başka bir yolculuk başlamıştı… Doğal<br />
taştan örülen duvarlar, teknolojiyi reddetmiyor hatta<br />
beraber hareket ediyordu! Hal böyle olunca, ‘taş’<br />
geleneksel yapı malzemesi olmaktan ziyade çağdaş<br />
yapı sanatının en önemli malzemesi haline geldi.<br />
Doğal taşlar, insanlar tarafından bilinen ve kullanılan<br />
en eski inşaat malzemelerinden birisi. İnsanlar kil ve<br />
ahşaptan yapılmış yerlerde ikamet ederlerken bile,<br />
çeşitli anıtsal yapılarında doğal taşları kullandılar. 20.<br />
72<br />
yüzyıla kadar Avrupa’da önemli ve büyük binalarda<br />
kesme taşlar en önemli yapı malzemesi olurken,<br />
Anadolu’nun da bu konuda en zengin bölgelerden<br />
biri olduğunu söylemek rahatlıkla mümkün… Özellikle<br />
Eski Yunan, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı<br />
dönemlerinde doğal taştan yapılmış sayısız eser bulunan<br />
Anadolu’da, kireçtaşı ve tüflerin, büyük bir ustalıkla<br />
işlendiği, cami, medrese ve hanlar hala paha<br />
biçilmez, hala muhteşem...<br />
Cumhuriyet dönemine gelindiğinde ilk zamanlar, sadece<br />
büyük şehirlerde ve büyük binalarda görüldü<br />
taş işçiliği… Ama sonraki yıllarda, teknolojik ve kültürel<br />
evrilme, taş işçiliğini de unutturdu! Artık ‘beton’<br />
ve ‘ucuz yapılar’ vardı hayatlarda… Sadece birkaç<br />
mimarın dikkat çektiği ‘binalarda doğal taş kullanımı”<br />
ve ‘taş işçiliği’ artık hiç geri gelmeyecek gibi<br />
uykuya yatmıştı ki, inşaat sektöründe yeni yapı malzemeleri<br />
arayışı, taşlara ‘hoş geldin’ dedirtti.<br />
Hiçbir şey eskisi gibi değildi elbette ama homojenlikten<br />
bıkan, zevk ve desene önem veren insanların,<br />
eskiye olan özlemleri ve antik görünüm istekleri hiç<br />
de azımsanacak gibi değildi.<br />
21’inci yüzyıla gelindiğinde taş işçiliği ve doğal taş<br />
kullanımı yeniden bir ‘değer’ olmaya başladı.<br />
Peki neydi bu taşların adı? Tortul, magmatik, mermer…<br />
Bunlardan sadece bir kaçı… Kalker, traverten,<br />
kumtaşı gibi tortul; gnays, mermer, kuvarsit gibi<br />
metamorfik; granit, siyenit, serpantin, andezit, bazalt<br />
gibi türler magmatik taşlar sınıfına giriyor. Mermerler,