30.01.2013 Views

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

da, eğer kendi paylarına o hususta bir şey yapabileceklerse, onun daha<br />

çabuk gerçekleşmesini sağlamak için dua ederler!<br />

Satanist, “umut” ve “dua” gibi terimlerden, kuruntu ifade eden terimler<br />

olarak sakınır. Eğer biz bir şeyin olması için umutlu olur ve dua<br />

edersek, biz onu mümkün kılacak olumlu bir tarzda davranmış olmayacağız.<br />

Satanist, elde ettiği herhangi bir şeyin onun kendi fiili ile olduğunun<br />

farkında olarak, bir şeyin meydana gelmesi için Tanrı’ya dua etme<br />

yerine, durumun gerektirdiği tedbiri alır. Pozitif düşünce ve pozitif faaliyet<br />

kendisini sonuçlarda belli eder.<br />

Aynı şekilde Satanist, yardım için Tanrı’ya dua etmediği gibi, yanlış<br />

fiillerinden dolayı bağışlanmak üzere de dua etmez. Başka dinlerde, bir<br />

kimse yanlış yaptığı zaman, bağışlanması için Tanrı’ya dua eder veya bir<br />

aracıya itirafta bulunur ve ondan, günahlarından dolayı bağışlaması için<br />

onun adına Tanrı’ya dua etmesini ister. Satanist bilir ki eğer dua etmek<br />

iyi değilse, kendisi gibi bir başka insana itirafta bulunmak, beraberinde<br />

daha az şey getirir ve dahası onur kırıcıdır.<br />

Bir Satanist herhangi bir yanlış yaptığında, o bilir ki yanlış yapmak<br />

tabiidir. Eğer o, yapmış olduğu şey hakkında samimi olarak üzüntü duyarsa,<br />

bundan bir ders çıkaracak ve aynı şeyi tekrar yapmamaya dikkat<br />

edecektir. Eğer yapmış olduğu şey hakkında içten gelerek üzüntü duymuyorsa<br />

ve aynı şeyi tekrar tekrar yapacağını bilirse, onun ilk planda suçunu<br />

itiraf etme ve bağışlanmayı dileme ile işi yoktur. Fakat bu gerçek<br />

olarak vuku bulan şeydir. İnsanlar vicdanlarını temizleyebilmeleri ve gidip<br />

tekrar günah işlemek, genellikle de aynı günahı işlemek için kendilerini<br />

özgür hissederler.<br />

Kelimenin alışılmış anlamında Tanrı’nın pek çok farklı yorumları olduğu<br />

kadar, çok sayıda farklı insan türleri de vardır. Tanrı tasavvurları,<br />

“evrensel kozmik düşünce”nin biraz müphem bir çeşidi olan bir tanrıya<br />

inançtan başlayıp insanın bütün fiillerini dikkatle izleyen uzun beyaz sa-<br />

161 162<br />

kalı ve sandalları olan antropomorfik bir tanrı anlayışına kadar uzanmıştır.<br />

Hatta bilinen bir dinin sınırları içinde bile Tanrı’nın şahsi yorumları<br />

büyük çapta farklılık arzeder. Ayrıntılı doktrinleri ve dindarlık etkileri hemen<br />

hemen aynı olmasına rağmen, bazı dinler, kendisi dışındaki dinî bir<br />

mezhebe mensup olan herhangi bir kimseye bir heretik (dinden dönmüş,<br />

sapık) yaftasını yapıştıracak kadar gerçekten ileri gitmişlerdir. Mesela<br />

Katolikler, sırf Katolik Kilisesi’ne mensup olmamaları sebebiyle Protestanlar’ın<br />

cehenneme mahkum edilmiş olduklarına inanırlar. Aynı şekilde<br />

Hıristiyan imanını evangelist veya revivalist (halkı dinî uyanışa teşvik<br />

eden kimse) kiliseleri gibi pek çok ayrılıkçı grubu, Katolikler’in oyma<br />

suretlere tapınan putperest kimseler olduklarına inanırlar. (İsa, en psikolojik<br />

tarzda kendisine ibadet eden kimsenin suretinde tasvir edilmiştir ve<br />

bundan dolayı Hıristiyanlar “putperestleri” oyma putlara taptıkları için<br />

tenkit ederler). Yahudiler’e de daima İblis’in ismi verilmiştir.<br />

Tüm bu dinlerde tanrı esasta aynı olmasına rağmen, her birisi başkaları<br />

tarafından seçilen yolu kötülenmeye müstahak kabul eder ve bütünüyle<br />

onun üstesinden gelmek için dindarlar birbirlerine dua ederler!<br />

Onlar kendi sağ-el yol (right-hand path) kardeşlerine tepeden bakmışlardır.<br />

Çünkü, onların dinleri farklı isim (etiket) taşır ve bir şekilde bu<br />

düşmanlık terkedilmelidir.<br />

Eğer Tanrı’ya ibadet için elverişli yol konusunda bu kadar çok kesin<br />

farklılık olmuşsa, Tanrı’nın kaç tane farklı yorumu olabilir ve hangisi<br />

doğrudur?<br />

Tüm “saf inanışlı” dindarlar, öldükleri zaman kendilerine açılacak<br />

olan “İncilerle Süslenmiş Kapılar”a sahip olabilmeleri için Tanrı’yı<br />

memnun etmekle meşgul olmuşlardır. Bununla birlikte, eğer bir kimse<br />

hayatını kendi inancının kurallarına göre yaşamışsa, o, son dakikada günahlarının<br />

son defa affı için ölüm döşeğine bir rahibi çağıracaktır. O za-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!