30.01.2013 Views

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SATANİSTLERİN ÇEŞİTLİ KONULARDAKİ<br />

GÖRÜŞ, DÜŞÜNCE VE ANLAYIŞLARI<br />

İkinci Bölüm’de verilen bilgilerden de anlaşılacağı gibi, gerek Geleneksel<br />

<strong>Satanizm</strong>’de gerekse Modern <strong>Satanizm</strong>’de tanrı anlayışı konusunda<br />

farklı telakkiler göze çarpmaktadır. Özellikle Modern <strong>Satanizm</strong>’in dayandığı<br />

unsurlar arasında ateizm’e yer verilmiş olması, onların tanrı tanımaz<br />

bir grup olduklarını göstermektedir. Ancak, Satanistler’in herhangi<br />

bir tanrıya inanmadıklarını bilmek kadar, tanrı konusunda ne düşündüklerini<br />

bilmek de önem arzetmektedir. İşte bunu, “<strong>Satanizm</strong>’de Tanrı Anlayışı”<br />

başlığı altında ayrıca ele alıp incelemek gerekecektir.<br />

I– SATANİZM’DE TANRI ANLAYIŞI<br />

“Satanist’in tanrıya inanmadığı revaçta olan yanlış bir kavramdır”.<br />

Modern <strong>Satanizm</strong>’in kurucusu olan Anton Szandor Lavey, tanrı konusundaki<br />

görüşlerini açıklarken sözlerine bu cümle ile başlamış ve daha<br />

sonra konu ile ilgili görüşlerini şu şekilde izah etmiştir:<br />

Tanrı düşüncesi, insan tarafından yorumlandığı şekliyle, asırlar boyunca<br />

o kadar değişmiştir ki, Satanist, kendisine en uygun gelen tanımı<br />

basitçe kabul eder. İnsan, kendi tanrılarının onu yaratması yerine, daima<br />

o kendi tanrılarını yaratmıştır. Tanrı bazılarına göre iyi kalpli, diğerlerine<br />

göre de korkunçtur. Satanist’e göre “Tanrı”, hangi adla hitap edilirse<br />

edilsin veya tamamen isimsiz olarak çağrılsın, tabiatta dengeleyici faktör<br />

olarak görülür ve acı çekme ile ilgileniyor olarak görülmez. Bu, evrene<br />

nüfuz eden ve dengeleyen etkili güç, bizim yaşadığımız toprak küresi<br />

üzerindeki et ve kandan oluşan yaratıkların mutluluk veya ızdırabı<br />

konusunda dikkat edemeyecek kadar kişisel olmaktan çok uzaktır.<br />

159 160<br />

Şeytan’ı kötü olarak düşünen herhangi bir kimse, “Tanrı’nın iradesi”<br />

o doğrultuda olduğu için ölmüş olan tüm erkekleri, kadınları, çocukları<br />

ve hayvanları göz önünde bulunduracaktır. Elbette sevilen birinin zamansız<br />

kaybına yas tutan kimseler, sevdikleri kişinin tanrının ellerinde<br />

olmasından ziyade kendileriyle birlikte olmasını isteyeceklerdir. Aksine<br />

onlar, “Bu Tanrı’nın iradesidir, dostum” veya “Benim oğlum şimdi o<br />

Tanrı’nın ellerindedir” diyen rahipleri tarafından tatlı dille teselli edilirler.<br />

Bu tür ifadeler, Tanrı’nın merhametsizliğine göz yumma veya hak<br />

vermede dindarlar için uygun bir yol olmuştur. Fakat eğer Tanrı tam<br />

kontrol altında ise ve farzedildiği kadar iyi kalpli ise, niçin o bu şeylerin<br />

vuku bulmasına müsade ediyor? Dindarlar bunu kanıtlamak veya kanıtlamamak;<br />

haklı çıkarmak, mahkum etmek veya yorumlamak üzere<br />

çok uzun süre kendi kutsal kitaplarına veya hüküm kitaplarına başvurmuşlardır.<br />

Satanist, insanın ve kaianattaki etki ve tepkinin, herşeyden sorumlu<br />

olduğunu ve kendisini bunları birinin görüp gözettiğini düşünme yanlışına<br />

götürmeyeceğinin farkındadır. Biz daha fazla arkamız üzere oturup,<br />

hakkında herhangi bir şey yapmadan; tıpkı şu ve şu Bölümler’de, şu ve<br />

şu Mezmur’da 305 söylendiği gibi bu iş böyle diyerek “kader”i kabul etmeyeceğiz.<br />

Satanist bilir ki gerçekte dua etmek mutlak olarak iyi değildir.<br />

Dua, hakikatte başarı şansını azaltır. Çünkü imanla dindar çoğu kere<br />

halinden memnun bir şekilde arkası üzere oturur ve bir konu hakkın-<br />

305 Mezmur veya Mezmurlar; Eski Ahid içerisinde yer alan ve toplam 150 ilâhîden oluşan meşhur<br />

bir metnin adıdır. Beş bölüme ayrılan bu metnin bir dinî âyin kitabı olduğu ve “İkinci tapınağın<br />

ilâhî kitabı” olarak adlandırıldığı söylenmektedir. Bu ilâhilerin yazarının Davud (a.s) olduğu<br />

konusundaki geleneksel düşüncenin, günümüzdeki modern araştırıcıların pek çoğu tarafından<br />

tenkit edildiği söylenmektedir. İslamî çevrelerde Mezmurlar’ın, Kur’ân’da Davud’a verildiği<br />

belirtilen (bkz. Nisâ, 4/163; İsrâ, 17/55-57) Zebur olduğu kanaati yaygındır. Ancak, diğer<br />

Eski Ahid kitapları gibi Mezmurlar’ın da -içerisinde her ne kadar bazı eski malzemeyi bulundursa<br />

da- yazılış ve derleniş tarihi sonraki dönemlere aittir. Dolayısıyla bu metnin, her ne<br />

kadar Davud’a ait bazı ifadeleri içeriyor olması ihtimal dahilinde olsa da, Davud’a vahyolunan<br />

Zebur olduğunu düşünmenin yanlış olacağı belirtilmektedir. Bkz. Gündüz, age, s. 261;<br />

Schimmel, age, s. 211.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!