Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı
Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı
Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ÖNSÖZ<br />
Melek ve Şeytan; birisi iyiliğin ve itaatin sembolü (Tahrîm, 66/6), diğeri<br />
de kötülüğün ve isyanın temsilcisidir (Kehf, 18/50; Tâhâ, 20/116).<br />
İnsan ise, potansiyel olarak “iyi”ye de “kötü”ye de meyilli olarak yaratılan;<br />
iyi davranışlarını ön plana çıkardığında melekleşmeye, hatta meleklerden<br />
daha üstün bir mevkiye çıkma istidadında olan, kötü özelliklerini<br />
geliştirdiğinde de şeytanlaşmaya (En’âm, 6/112), hatta hayvanlardan<br />
bile daha aşağı bir konuma düşmeye (A’râf, 7/179) müsait bir varlıktır.<br />
Melek’le Şeytan’ın ortak kaderi ise, insanla imtihana tâbi tutulmuş<br />
olmalarıdır.<br />
Bu üç ayrı varlık türünün birbirleriyle ilişkili serüveni, Allah’ın meleklere:<br />
Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: “Muhakkak ben çamurdan<br />
bir insan yaratacağım.” “Onu şekillendirip içine ruhumdan üflediğim<br />
zaman onun için saygı ile eğilin.” Derken bütün melekler topluca saygı<br />
ile eğildiler. Ancak iblis eğilmedi O büyüklük tasladı ve kâfirlerden<br />
oldu. Allah, Ey iblis! “Ellerimle yarattığıma saygı ile eğilmekten seni<br />
ne alıkoydu? Büyüklük mü tasladın, yoksa üstünlerden mi oldun?”<br />
dedi. İblis, “Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise<br />
çamurdan yarattın'' dedi. Allah şöyle dedi.” Öyle ise çık oradan (cennetten),<br />
çünkü sen kovuldun.” “Şüphesiz benim lanetim hesap ve ceza<br />
gününe kadar senin üzerinedir.” (Sâd, 38/71-78).<br />
Böylece melekler imtihanı kazanmış, fakat Şeytan kaybetmişti. Al-<br />
9 10<br />
lah’la Şeytan arasında geçen bu söyleşide Şeytan’ın: Büyüklük taslama,<br />
gurur, küfür, isyan, başkaldırı, görüş ve düşüncelerinde ısrar ve inatçılık,<br />
insanları doğru yoldan saptırmak(iğva), Allah’ın emrine muhalefet etmek<br />
suretiyle karşı tarafta yer almak ve böylece “muhalif” olma,<br />
Âdem’e saygı göstermeme neticesinde insanlara “düşman” olmak gibi<br />
özellikleri ön plana çıkmıştır. Aynı zamanda Şeytan, hemen hemen bütün<br />
dinler tarafından da kötülük ve isyanın baş temsilcisi; Allah’ın ve insanın<br />
“en büyük düşmanı” olarak kabul edilmiştir.<br />
Görüldüğü gibi Şeytan, insanla imtihana tâbi tutulmuş; kendi özgür<br />
iradesi doğrultusunda Âdem’e secde etmeyi kabul etmediği için imtihanı<br />
kaybetmiştir. Daha sonra sıra insanın Şeytan’la imtihan edilmesine<br />
gelmiştir.Bu noktada Şeytan’ın ilk hedefi, kendisiyle imtihana tâbi tutulduğu<br />
Âdem(a.s.) olmuştur. Bunun üzerine Allah, eşi ile birlikte cennette<br />
yerleşip diledikleri yerden bol bol yemeleri, fakat Allah’ın yasakladığı<br />
ağaca yaklaşmamaları ve bu konuda Şeytan’a uymamaları hususunda<br />
Âdem’i uyarmıştır (A’râf, 7/19; Tâhâ, 20/117). Şeytan buna rağmen<br />
yapacağını yapmış ve Âdem’in aklını karıştırarak : “Ey Âdem! Sana<br />
ebedilik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?” (Tâhâ,<br />
20/120) diyerek, onun gönlüne “ebediyet” duygusunu aşılamıştır.<br />
Ancak netice öyle olmamış; aksine Şeytan’ın bu iğvası Âdem’le Havva’nın<br />
cennetten çıkarılmalarına sebep olmuştur. Cennetten çıkarılma da<br />
beraberinde dünya hayatını, ölümü ve fâniliği getirmiştir. Böylece Şeytan,<br />
Âdem’e “ebediyet” duygusunu aşılar gibi görünerek onu ve dolayısıyla<br />
insanoğlunu cennette “ebedi” kalmaktan mahrum etmiştir. Âdem<br />
ve Havva’nın cennetten çıkarılmalarını sağladıkdan sonra sıra diğer insanlara<br />
gelmiş; o andan itibaren, artık insanoğluna yönelmiş ve asıl<br />
“şeytanlık” görevine o zaman başlamıştır (A’râf, 7/16-17).<br />
Dikkat edilirse Şeytan, Allah’ın Âdem’e secde etme emrini yerine<br />
getirdiği halde Allah’ı da inkâr etmemiş, hatta O’ndan kıyamete kadar<br />
mühlet istemiş ve istediği de verilmiştir. Aynı zamanda, herhangi bir