30.01.2013 Views

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

nel olarak şüphe ile yaklaşılmıştı. 225 İşte böyle bir yaklaşım tarzı onların<br />

Şeytan’a tapınmak vs. ile suçlanmış olmalarına sebebiyet vermiş de olabilir.<br />

Nitekim Masonlar da, kendilerinin asılsız iddialar yüzünden suçlandıklarını<br />

ve bu suçlamaların çok ağır sonuçlar doğurduğunu, <strong>Satanizm</strong>’in<br />

revaçta olduğu ve Masonlar’ın Şeytan’a tapınmakla suçlandıkları<br />

1880’li yıllarda söylemişlerdir. Masonlar’ın bu iddiası üzerine zamanın<br />

papası Leo XIII., Vatikan’a bağlı kiliselere yollanmak üzere “Humanus<br />

Genuş” adlı bir yazı hazırlamıştı. Masonluğu, Şeytan’ın krallığına<br />

bağlı gizli bir örgüt olarak nitelendiren Leo XIII’ten yarım yüzyıl sonra<br />

da Yunan Ortodoks Kilisesi, Masonluğun 18. yy. öncesine ait çok tanrılı<br />

inanç biçimini geri getirmeyi amaçladığını söylemiştir. 226<br />

Masonlar’ın bu iddia ve suçlamaları kabul etmemelerini bir anlamda<br />

tabii gören Knight, şu açıklamayı yapmaktadır:<br />

“Tecrübeli Masonlar’ın anlattıklarından ve sadece bazı Masonlar’ın<br />

anlayabileceği türdeki çok gizli metinlerden anladığımıza göre, kendi<br />

aralarında bile bu Şeytan’a tapınma olayından açık açık bahsetmezler.<br />

Aslında böyle bir şeye de gerek yoktur. Çünkü Masonluk sistemi içinde<br />

geçen uzun süreli eğitim, zaten kişinin bu konuyu anlamasını sağlamaktadır...”<br />

227 .<br />

Bütün bu açıklamara rağmen, bu noktada ön yargılı olmamak, konuya<br />

daha objektif bir tarzda yaklaşmak bilimselliğin bir gereği olduğu gibi,<br />

bizi daha sağlıklı bilgiler edinmeye de sevkedebilir. Fakat her şeye<br />

rağmen bu iddia ve suçlamaların günümüze kadar gelmiş olması ve günümüz<br />

yayınlarında da bu tür iddialara yer verilmiş bulunması, konuyu<br />

üzerinde durmaya ve bu iddiaların doğru olup olmadığını araştırmaya<br />

değer kılmaktadır. Konuyu bu açıdan gündeme getiren ve günümüzle irtibatlandıran<br />

en son örneklerden birisi de, Hulki Cevizoğlu’nun, “Ceviz<br />

225 Hinnells, DR, 128.<br />

226 Knight, age, s. 223 vd.<br />

227 Knihgt, age, s. 220. 228 Bkz. Cevizoğlu, age, s. 9 vd.<br />

99 100<br />

Kabuğu” isimli proğramına çıkarmış olduğu bir Mason konuğuna hemen<br />

hemen aynı soruları sormuş bulunmasıdır. Her ne kadar Cevizoğlu’nun<br />

konuğu, söz konusu bu iddiaları kabul etmemiş veya dolaylı cevaplar<br />

vermiş olsa dahi, 228 hâlâ bir kısım insanların kafalarında bu tür istifhamların<br />

bulunması, yeni yeni istifhamlara sebebiyet verebilecek gibi<br />

görünmektedir.<br />

Aslında Masonluk’la <strong>Satanizm</strong> arasındaki ilişki konusu veya başka<br />

bir ifadeyle, Masonlar’ın Şeytan’a tapınmakla suçlanmış olmaları ve konu<br />

ile ilgili kaynaklardan edinmiş olduğumuz bilgi ve intibalar, Masonluk’la<br />

Hıristiyanlık veya Masonluk’la Kilise arasındaki ilişkiyi hatıra getirmektedir.<br />

Çünkü 19. yy’ın sonlarında vuku bulan bazı olaylar; özellikle<br />

dinden dönen bazı Hıristiyan din adamlarının önce Satanist olması,<br />

sonra da Mason teşkilatına girmiş bulunması, Hıristiyanlık-<strong>Satanizm</strong>-<br />

Masonluk arasında ilişki kurmamızı gerektirmektedir. Hıristiyanlık’la<br />

<strong>Satanizm</strong> arasındaki ilişki daha önce ele alındığından, şimdi de Hıristiyanlık’la<br />

Masonluk arasındaki ilişkinin ele alınması, <strong>Satanizm</strong> konusunun<br />

aydınlatılması yolunda bir düğümü daha çözecek gibi görünmektedir.<br />

F- Hıristiyanlıkla Masonluk Arasındaki İlişki<br />

Yukarıda da dikkat çekmiş olduğumuz gibi, konumuzun en önemli<br />

isimlerinden biri haline gelen Gabriel Jogand, Hıristiyanlık’tan ayrıldıktan<br />

sonra Satanist olduğunu söylemiş ve Satanistler’le ilgili çeşitli açıklamalarda<br />

bulunmuş ve daha sonra da, 1881’de Mason olduğunu ilan etmişti.<br />

Fakat Jogand’ın Masonluğu uzun sürmemiş ve Masonlar’la kendisi<br />

arasında çıkan bir kavga sonucu aynı yıl teşkilatı terketmişti. Nihayet<br />

Nisan 1885’te de, âniden “ihtida” ettiğini itiraf etmiş ve eski fikirlerini<br />

ve arkadaşlarını da reddetmişti. Çok geçmeden de, St. Merri’deki bir<br />

kilisede kendi isteği üzere günah çıkarmış; küçük bir şüphe ve gecikme

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!