30.01.2013 Views

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

omuzuna gönye ile vurdu. Hiram bu defa Doğu Kapısı’na yürüdü. Orada<br />

da üçüncü kalfa kendisini bekliyordu. Hiram onun da isteğini reddedince,<br />

kalfa elindeki çekiçle Hiram’ın başına vurarak onu öldürdü. Bu üç<br />

katil, Hiram’ı, önce Mabed’in önündeki bir yere gömdüler. Gece olunca<br />

da cesedi dağa götürdüler. Orada gömüp mezarının üzerine Akasya dalları<br />

diktiler.<br />

Hiram’ın ölümü bütün çalışmaları durdurdu. Her tarafı matem kapladı.<br />

Hz. Süleyman da Hiram’ın ölmeden önce ustalık sırlarını tehdit altında<br />

açıklamış olmasından endişelenmişti. Zaten Hiram’ın cesedi bulunmadıkça<br />

öldürüldüğüne de inanmak mümkün değildi. Bunun için Süleyman,<br />

Hiram’ın cesedinin aranmasını ve ceset bulununca söylenecek ilk<br />

kelimelerin ustalığın yeni kelimesi, mukaddes sözü olmasını emretti. Yapılan<br />

uzun bir araştırmadan sonra, Akasya dallarının da yardımıyla Hiram’ın<br />

gömüldüğü yer keşfedildi ve bu sırada “Mac Benah” ve “Moabon”<br />

kelimeleri söylendi. Bunlar o andan itibaren ustalığın mukaddes<br />

kelimeleri oldu.<br />

Hz. Süleyman, Hiram’ın katillerinin bulunmasını emretmişti. Bunun<br />

için bütün Masonlar (duvar işçileri) seferber oldular. Bunlardan Joapert<br />

isimlisi bir mağaraya girip oradaki pınardan susuzluğunu giderirken, Hiram’ın,<br />

oraya saklanmış olan katili Abiram onu gördü. Joapert’in üzerine<br />

hançerle saldırdı. O da kendini korumak için Abiram’ı öldürdü. Öldürürken<br />

de “Nekah” diye bağırdı. Katilin diri olarak yakalanmasını isteyen<br />

Süleyman, bu işe çok kızdı. Fakat, Joapert’in kendini müdafaa için onu<br />

öldürdüğünü öğrenince müsterih oldu.<br />

Daha sonra Hiram’ın diğer katilleri de yakalandı ve Süleyman onları<br />

cezalandırdı. Bunlardan sonra Mabed çalışmaları yeniden başladı. Süleyman,<br />

yeni bir “Büyük Mimar Üstat” tayin etti. Ondan sonra, kaybolan<br />

kelimenin bulunması için çalışıldı. Nihayet bir mabed harabesinde<br />

“Mikap bir taş” üzerinde kaybolan kelime bulundu. Bu kelime, “Kainatın<br />

Ulu Yaratıcısı”nın ismi idi. Yani JEHOVA, İbranice Allah!<br />

95 96<br />

Hiram Efsanesi’nde sözü geçen işaretler, isimler ve kelimeler Masonluk<br />

sembolizminde önemli bir rol oynamaktadır. İşte Masonluğun<br />

merasim safahatının, kıyafetlerinin, sembollerinin, derecelerinin ve hiyerarşinin<br />

temelleri bu Hiram Efsanesi’nden geldiği söylenmekte veya<br />

ona izafe edilmektedir. Modern Masonluğun bu Efsane ile ilgisi sadece<br />

bunlardadır. 217 Bütün semboller Süleyman Mabedi’nin inşasından alınmıştır.<br />

Mesela üçüncü derecenin mukaddes kelimesi “Mac Benah” ve<br />

“Moabon”dur. Akasya dalı aynı derecenin tanışma nişanıdır. Üçüncü derecedeki<br />

üstatların çalıştığı yere, Hiram Efsanesi’nde olduğu gibi, Orta<br />

hücre denilmektedir. İlk üç derecenin çalıştığı salon da Süleyman Mabedi’ne<br />

göre tanzim edilmiştir. İki taş sütundan sağdakinin ismi Yakin<br />

(Jachin), soldakinin ismi Boaz’dır. 218 Bu sütunlar üzerindeki yarılmış nar<br />

şekli Süleyman Mabedi’nin sütunlarında da vardı. Bütün bu malumatı<br />

bize Yahudiler’in mukaddes kitabı olan Tevrat vermektedir. Dokuzuncu<br />

derecede de reis, “pek muktedir üstat” ismini taşır. Bu tabir, Efsane’deki<br />

Süleyman’ı temsil eder. Bu derecenin mukaddes kelimeleri de, Efsane’de<br />

bahsedilen Joapert ve Abiram kelimeleridir. Yine bu derecede yürüyüş<br />

tarzı, “elinde hançer olduğu halde birkaç hücum adımı” ile yürümektir.<br />

Masonların klasik yardım şekilleri de bu Efsane’den alınmıştır. Zor<br />

durumda kalan Mason, “Dul kadının çocukları, bana imdat edin” der.<br />

Masonlar’a göre bunun sebebi şudur. “Muhterem üstadımız Hiram ölünce<br />

Masonlar onun anasına riayet ettiler ve Hiram kendilerini kardeş telakki<br />

ettiği için, onlar da Hiram’ın anasını saydılar”.<br />

217 Knight da, bu hususla ilgili olarak şöyle demiştir: “...Localardaki törenler genellikle Masonluk<br />

tarihinin efsaneleşmiş hikâyeleri üzerine kurulmuştu. Nuh’un Gemisi ve Babil Kulesi, Eski<br />

Ahitler’den alınmış lejandlardı. Ne var ki, Hz. Süleyman’ın Mabedi hikâyesi ile ilgili ritüeller<br />

-ki bugünkü törenlerin esasını teşkil ediyor- sonradan uydurulmuştu. Fakat Eski Ahitler’de<br />

bu Süleyman hikâyesine ait bir lejand olmadığı halde neden bunu seçmişlerdi? Hiç kimse<br />

buna tatminkar bir cevap bulamamıştır”. Age, s. 28.<br />

218 Bu direkler hakkında I. Krallar, 7/21’de şu bilgiler verilmektedir: “...Ve direkleri mabedin eyvanında<br />

dikti; ve sağ direği dikti ve onun adını Yakin (Pekiştirecek) koydu; ve sol direği dikti<br />

ve adını Boaz (Kuvvet bunda) koydu”. Ayrıca bkz. II. Tarihler, 3/17.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!