30.01.2013 Views

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

şüphelendiklerini iddia ettiler ve onların çabaları, Papa ve diğer yüksek<br />

dereceli kilise yetkililerinin bu dolandırıcılığa inanmaya kendilerini hasretmediklerini<br />

göstermeye yöneltildi. Fakat, tabii olarak kendisi üzerine<br />

yoğunlaşan açıklamaların şiddeti Leo Taxil’i rahatsız etmedi. Şüphesiz<br />

o, bu arada para ve şöhret kazanmış; hayretten ağzı açık kalmış müritleri<br />

üzerinde tatbik etmiş olduğu en masum metotlarla mübalağalı yalanlar<br />

silsilesini kabul ettirmişti. Balon patladığında, er veya geç o, Katolik<br />

dünyayı nasıl kandırdığının hikayesini yazmak üzere kaçınılmaz olarak<br />

bir köşeye çekilecekti.<br />

Toprak ekime hazırlanmıştı fakat Taxil tarafından saçılan tohum kök<br />

salamayacaktı. Ortaçağların uzun alacakaranlığı boyunca ve daha sonrasında,<br />

kötü ruhlar tarafından cismani veya yarı-cismani biçimdeki iğvalar<br />

ve fertler tarafından araya sokulan Şeytan’ın kendisiyle yaptıkları ittifakları<br />

dahil, ruhi dünyanın insanlıkla münasebetleri ile ilgili çok sayıda<br />

hikaye birikmiştir. Fakat ne hikmetse bu hikayeler Roma Kilisesi tarafından<br />

asla reddedilmemişti. Dahası, onların manastır kayıtlarında ve<br />

en meşhur aziz ve muallimlerin hayat ve yazılarında biraraya getirilmiş<br />

olduklarını düşünerek, otorite tarafından kabul edilmiş ve yerleştirilmiştir.<br />

Yine onlar, büyücü kadın takibatları kurbanlarından alınan itiraflarla<br />

teyid edilmiş, kilise mahkemeleri ve sivil mahkemeler tarafından, kendilerine<br />

dayanılarak binlerce erkek ve kadının en acımasız ölümlere<br />

mahkum edilmiş olduğu deliller olarak ciddiyetle kaydedilmiş ve yine<br />

onlar, hiçbir şüphe duymaksızın Engizisyon Mahkemesi üyesi Sprenger,<br />

Cizvit Delrio ve büyü ve sihir konusundaki diğer eser sahipleri tarafından<br />

öğretilmişlerdi. 191 İlk çağlardan itibaren büyücülük, en çirkin tarzda<br />

seksüel ahlaksızlık ve rakip ve müstehcen bir dine ait olan nefret verici<br />

âyinler, kabul edilmiş doktrinlere karşı olan kimselere ve inanmayanlara<br />

isnad edilmiştir.<br />

191 Hartland, “Satanism”, ERE, XI, 206.<br />

81 82<br />

Kilise, uzun süre Masonluğa kesin olarak karşı koymuştu. Muhtemelen<br />

bu, her şeyden önce, Masonluğun ketumluğunu kıskanmaktan ve<br />

ikinci olarak, Masonluğun çok iyi bilinen serbest fikirliliğinden (liberalizm)<br />

kaynaklanan bir karşı koyma idi. Son zamanlarda Pius IX., Masonlar’ı,<br />

“Şeytan’ın Sinagogu” olarak açıklamış ve bu düşüncesini tasdik<br />

etmişti. Ayrıca, onların kökünü kazımak için, papanın mutlak yetkisi<br />

olmasına taraftar bir grubun etkisi altında kurulan, bir Fransız kardeşlik<br />

cemiyetini de teşvik ve himaye etmişti. 1884’te, yani Leo Taxil’in<br />

“ihtidası”ndan önceki yıl, Leo XIII., katolik piskoposlara gönderdiği genelgesiyle<br />

birlikte; cürümde gem vurulmamış, nizama aşırı riayetsizlik<br />

suçuyla, aile bağına saygısızlıkla, hukukun ve ahlakın temellerini tahribe<br />

girişmekle ve amacı insanlığın yıkılışını hazırlamak olan bir fırka olarak<br />

Masonlar’a çıkıştı. Aynı zamanda inananlara, Masonlar’ın maskesini<br />

kaldırma ve onlara karşı koyma çağrısında bulundu. Böylece Leo<br />

XIII., pratik olarak yeni bir haçlı seferi başlatmış oldu. Daha sonra o,<br />

açıklamalarına, Mason cemaatinin cehalet ve bağnazlıklarını da ilave<br />

ederek daha da ileri gitti.<br />

Böylece Taxil, mezhep acılığı ve yalanla itham edilen bir toprağa tohumunu<br />

kurnazca ekti. Büyücülüğün ve Black Mass’ın görevleri önceki<br />

bir buçuk asır boyunca düzensiz olarak yerine getirilmişti. Böylece<br />

onlar, Roma Kilisesi’nin geleneksel tutumunu güçlendirmiş ve yetersiz<br />

bile olsa, Papa’nın ifşa ve itham davranışına yeni yeni temeller sağlamıştı.<br />

Taxil ve müttefiklerinin “açıklamaları”, mutaassıp kimseler tarafından<br />

şiddetli arzuyla kavranmış ve Avrupa Kıtası’nın her yerinde hızla<br />

yayılmıştı. Onlar hiçbir şekilde tenkit de edilmemişlerdi. Masonlar’ın,<br />

onun açıklamalarına yönelik inkarlarına da önemsemeye değmez muamelesi<br />

yapılmıştı. Masonlar’a ve Paladistler’e atfedilen organizasyon,<br />

hakikatte cizvitlerin gerçek organizasyonunun beceriksizce bir taklidi<br />

idi. Eğer ikisi arasındaki uygunluğa dikkat edilirse, cizvit organizasyonun<br />

bilinen varlığı sadece inananların zihinlerine, muhaliflerinin neden

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!