30.01.2013 Views

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Gelenekleri Koruma Merkezi ve Masonluğun Yüce Piskoposluğu (o zamanları<br />

Albert Pike tarafından yürütülen bir görevdi) ile birlikte Berlin’i<br />

merkez edindiğini öğrendiğini iddia etmişti.<br />

Bataille’in bu “açıklamalara” başlıca -fakat yalnız ona ait olmayankatkısı,<br />

seri halinde bölüm bölüm çıkan, “Le Diable au xix siécle (Ondokuzuncu<br />

Yüzyılda Şeytan, Paris, 1893-94)” başlıklı bir eserdi. Bataille bu<br />

eserde, Hindistan ve Kuzey ve Güney Amerika dahil, dünyanın değişik<br />

kesimlerindeki seyahat ve maceralarını anlatmış ve seyahatları sırasında<br />

güvenilir bir Bayan Diana Vaughan ile karşılaştığını söylemiştir. Vaughan’ın<br />

refakatinde o, Kentucky’deki Mammoth Mağarası’nı ziyaret etmiş<br />

ve Asmodeus 183 ile bir toplantıda şahsen hazır bulunmuştur. Kısa bir süre<br />

sonra bu bayan, “Paladium régénéré et libré (Yeniden Diriltilmiş ve Özgür<br />

Paladium)”un, yani kendisi ile Paladist organizasyonun yüksek mevkideki<br />

yetkilileri arasında çıkan bir tartışmanın sonucu olarak tanıtılan bir<br />

mecmuanın editörü olarak, Masonluk karşıtı halkın arasına daha doğrudan<br />

sokulmuştu. Bununla birlikte, sadece üç sayı çıkarılabildi. Sözde, reforme<br />

edilmiş bir Paladizm’i savunmaya yönelik bu çaba, açıkçası sadece<br />

daha ileri bir gelişme yolunda atılmış bir adımdı. Bu durum, Paladist<br />

topluluğun gerçek objektif varlığına dünyayı inandırma teşebbüsü amacına<br />

ulaştığında, Bayan Diana Vaughan’ın Roma Katolik Kilisesi’ne ihtidası<br />

duyurulmuştu. Ondan sonra bir ay içinde, Temmuz 1895’te, Vaughan,<br />

“Mémoires d’une Ex-Paladiste (Bir Eks-Paladistin Hatıraları)” başlığı<br />

altında, kendi otobiyoğrafisinin yayınına başladı. Bu, son derece ilgi<br />

çekici idi ve aylarca süren seri yayın boyunca dindarlar için bir ilaç gibi<br />

183 Son dönem yahudi geleneğinde bir kötü deha (üstün yetenek) dir. Bazan Şeytan’la özdeşleştirilmiştir.<br />

Yahudilerin kutsal metinlerinden Tobit, 3/17’de o, kötü bir Şeytan olarak geçmektedir.<br />

Yine Tobit’te o, Sara’nın yedi kocasını gerdek gecelerinde birbiri arkasından öldüren şehvet<br />

düşkünü birisidir. Onun, evliliğe ait mutsuzluk ve kıskançlığın ruhu olarak tanımlanması<br />

da buradan gelmektedir. Aynı zamanda o, Zerdüşt mitolojisinde özelliği olan birisidir. Muhtemelen<br />

o, eski İran’a ait öfke şeytanı Aeshma Daeva’dan türetilmiştir. Bkz. Pike, ERR, 33;<br />

Brandon, DCR, 107.<br />

75 76<br />

geldi. Vaughan, otobiyoğrafisini anlatırken, kendisinin, Simyacı Henry<br />

Vaughan’ın ikiz kardeşi Thomas Vaughan’ın torunu olduğunu iddia etti.<br />

Oysa Thomas Vaughan, daima mistik hayat süren birisiydi. Hayatının bir<br />

döneminde kendini Simya’ya adamıştı. Fakat, daha sonra onu terkettiği<br />

anlaşılmaktadır. Ayrıca Diana Vaughan, ona Rosicrucianizm’i184 isnad etti.<br />

Ancak, T. Vaughan bunu kesinlikle reddetti. Yine D. Vaughan, Başpiskopos<br />

Laud’un idam hükmünü tatbik edenin de bizzat T. Vaughan olduğunu<br />

ve onun, keten bir elbiseyi “öldürülen” Laud’un kanına batırdığını<br />

ve o elbiseyi Şeytan’a sunulan bir kurban yoluyla yaktığını; bunun üzerine<br />

Şeytan’ın T. Vaughan’a göründüğünü ve onunla bir antlaşmaya girdiğini<br />

anlattı. Yine bu otobiyoğrafide D. Vaughan, “atasını” daha sonra<br />

Amerika’ya gönderdi. T. Vaughan Amerika’da Venus-Astarte ile evlendi.<br />

Bu evliliği gerçekleştirmek üzere V. Astarte gökten aşağı gelmiş ve T.<br />

Vaughan’la birlikte on bir gün kalmıştı. V. Astarte yeniden göğe yükseldiğinde,<br />

beraberliklerinin bir meyvesi olarak T. Vaughan’ın yanında bir<br />

de çocuk bırakmıştı.<br />

Diana Vaughan’ın bütün bu anlattıklarının tamamen saçma olduğu<br />

ifade edilmiştir. Çünkü karşı iddiaya göre, Thomas Vaughan’ın Amerika’da<br />

bulunduğuna dair güvenilir hiçbir kaynakta herhangi bir bilgiye<br />

rastalanmamıştır. Ayrıca, Diana’nın kendi doğumu ve önceki hayatı hakkında<br />

vermiş olduğu şu bilgiler de aynı özellikleri taşımaktadır: D. Vaughan,<br />

önce Paladizm’e girdiğini, orada dereceden dereceye yükseldiğini,<br />

sonunda Lusifer’in kadın rahibi (tapınakta dini töreni yöneten kadın) olarak<br />

tayin edildiğini ve Asmodeus tarafından, en azından önemli bir şahısla<br />

evlilikte birleşmesinin istendiğini açıklamıştır. D. Vaughan’ın bu yükselişi<br />

çok aşırı duygusal tarzda anlatılmıştır. Şüphesiz bu anlatım; Lusifer’le<br />

bizzat görüşmesini, müstakbel eşi Asmodeus ile sevgi parçaları<br />

alış-verişini, Lusifer’in orduları ile Adonay’ınkiler arasında geçen kor-<br />

184 Rosicrocian: Doğaüstü felsefesini insanî ilişkilerine uygulama yolunda kurulan milletlerarası<br />

bir derneğin üyesi, demektir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!