Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı
Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı
Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
da yer alan Upanişadlar’da, Samsara 37 düşüncesinde ortaya çıkmıştır.<br />
Batıda ise Plato tarafından geliştirilmiş olup ilk defa altıncı asırda Fisagorculuk<br />
ve Orfizm’de göze çarpar. Bu düalizm türü Orfik tabirle kısaca:<br />
“soma (beden)”, “sema (bir mezar)” anlamında ifade edilmiştir.* Bu<br />
düşünce Diaspora 38 Yahudileri’ni, özellikle de Philo’yu etkilemiş ve Paulinian<br />
öğretide ve Gnostisizm’de yansıtılmıştır. Hıristiyanlığın insan<br />
doktrini, Yahudiliğin psiko-fizik bir organizma olarak insan geleneği ile<br />
Orpheo-Platonik görüş açısındaki uzlaşmayı temsil eder. Düalizm’in<br />
ikinci şıkkının en aşırı ve son şekli Maniheizm’de görülür.** Düalizm’in<br />
37 Samsara; Hint düşüncesinde, Karma doktrinine tâbi olarak ruhun sürekli bir ruh göçü kısır<br />
döngüsünde olması durumudur. (Bkz. Gündüz, age, s. 331). Doğumlar silsilesi diye de nitelendirilen<br />
bu telakkiye göre her insan, karmasına göre tekrar tekrar dünyaya gelecektir. Bkz.<br />
Schimmel, age, s. 247.<br />
* Orfizm m.ö. 6 veya 7. Yüzyılda ortaya çıkmıştır. Esas olarak ruhun (psyché) kaderi ile ilgilenmiştir.<br />
Homerik bakış açısının aksine, Orfizm’de ruh, dahili asli bir öz ve tabiatı gereği ölümsüz<br />
olarak kabul edilmiştir. İnsan tabiatının ikili yapısı Dionysos-Zagreus (Zeus’un oğlu) mitinde<br />
açıklanmıştır. Tanrısal çocuğu (Zeus’un oğlunu) öldüren ve yiyen kötü Titanlar (Titan, Yunan<br />
mitolojisinde muazzam kuvvet ve kabiliyeti olan kimse demektir) Zeus tarafından öldürülmüşler<br />
ve onların küllerinden insanlık; tanrısal Dionisian elementle (ruh) Titanik maddi elementten<br />
(beden) oluşturulmuş ikili bir tabiata sahip olarak yaratılmıştır. Böylece Plato’ya göre<br />
Orfikler bedene (soma) ruhun mezarı (sema) adını vermişlerdir. Soma Sema; Yunanca, “beden<br />
hapishanedir” anlamına gelmektedir. Yani, nur dünyasına ait olan ruh, karanlık dünyasına ait<br />
olan maddi vücutta mahpus kalmış olup ancak ölüm vasıtasıyla kurtulabilir. Orfizm’de ilk defa<br />
bu kelimelerle ifade edilen bu düşünce, hemen hemen bütün mistik dinlerde önemli bir yer<br />
işgal etmektedir. Orfizm’in Fisagorcuulk’la ve muhtemelen Gnostisizm’le de bazı ortak yönleri<br />
vardır. Bkz. Brandon, DCR, 482; Schimmel, age, s. 249.<br />
38 Diaspora (Sürgün, dağılma); Yahudiler’in genellikle tutsaklık, sürgün ve bazan da seyahat ve<br />
benzeri sebeplerle Filistin bölgesinden ayrılarak başka bölgelerde yaşamaya başlamaları demektir.<br />
Diaspora, m.ö. 721’de İsrail krallığının ve Samarya’nın Asurlular’ca yerle bir edilmesiyle<br />
başlamışsa da, asıl Diaspora m.ö. 586’da Babil Kralı II. Nabukadnezzar’ın Yahuda’yı ve<br />
Kudüs’ü yakıp yıkmasıyla meydana gelmiştir. Bkz. Gündüz, age, s. 95.<br />
** Maniheizm; Mani (m.s. 215-275) tarafından kurulmuş, esas olarak düalistik bir yapıya sahip<br />
bir dindir. Mani’nin sistemi genelde uzlaştırmacı idi. Fakat esas olarak Zerdüştiliğin, Aydınlık’la<br />
Karanlık arasındaki kozmik mücadeleden oluşan düalist anlayışından çıkarılmıştır. Bu düalist<br />
anlayış Gnostisizim türü insan doktrininde yansıtılmıştır. Bu doktrin, başlangıçta Işık zerreciklerinin<br />
maddi bedenlerde hapsedilmesi sebebiyle insanın maruz kaldığı ızdırap verici durumu<br />
açıklamıştır. Bkz. Brandon, DCR, 425.<br />
27 28<br />
bu şekli bedeni her zaman kötü veya ruhu kirletici olarak görmüştür. Bu<br />
düşünce genellikle ruhun bir vücuttan diğerine geçişi inancının da temelini<br />
teşkil etmiştir. 39<br />
Şu halde düalizm; en güçlü olarak Zerdüştiler ve Maniheistler’de olmak<br />
üzere, diğer pek çok dindar kimseler tarafından ortaya atılmış bir<br />
doktrindir. Bu doktrine göre birbirinin zıddı olan ve devamlı birbiriyle<br />
mücadele eden iki prensip veya güç vardır. Bunlar: İyi-kötü, Tanrı-dünya,<br />
madde-mana, ruh ve beden’dir. Metafizik düalizmin karşıtı da Monizm’dir.<br />
Monizm ise, yalnız bir varlığın mevcudiyetini savunan felsefi<br />
doktrindir. Bu anlamda İdealizm, Panteizm ve Materyalizm’in hepsi<br />
Monist’tir. Diğer taraftan düalizmde madde, mana veya aklın zıddıdır. 40<br />
Kitab-ı Mukaddes’e de yansıyan Şeytan telakkisinin sebebiyet verdiği<br />
düalist anlayış, zaman içerisinde “kötülük problemi” diye bir başka<br />
anlayışın geliştirilmesine yol açmıştır. O da “Evil” terimiyle karşılanmıştır.<br />
Evil, “iyiliğin karşıtı” demektir. Fakat Eyüb, Tanrı’nın yaratmış<br />
olduğu dünyada kötülüğün varlığından yakınan ilk kişi de değildir. Hıristiyan<br />
teologlar genellikle Tanrı’nın “iyiliği”ni, O’nun “her şeye gücünün<br />
yetmesi” ile uzlaştırmaya özen göstermişler ve daima bu problemin<br />
insan aklı ile çözülebileceğini itiraf ederek bu konudaki çabalarına son<br />
vermişlerdir. İslam’da da, kötülük ve iyiliğin Allah’ın iradesinin sonucu<br />
olduğu kabul edilmiştir. Budizm’de ise, tüm varlığın kötü olduğu ve nihai<br />
mutluluğun hayat tekerleğinden kurtulup Nirvana’ya 41 ulaşmakla elde<br />
edilebileceği iddia edilmiştir. Hindular da, Budistler’le paylaşmış oldukları<br />
Karma 42 doktrinine göre bir kimsenin şimdiki hayatta biçtiği şe-<br />
39 Brandon, DCR, 250.<br />
40 Pike, ERR, 131-132, 262.<br />
41 Nirvana (Nibbana); Budizm’e göre aydınlanmış ruhun tekrar tekrar vücut bulan (dünyaya gelme)<br />
kısır döngüsünden kurtulması, buna son vermesi demektir. Nirvana, Hinayana mezhebine<br />
göre yokluk anlamına gelir. Mahayana ekolü ise onu, ruhun kavuştuğu metafizik bir mutluluk<br />
olarak algılar. Bkz. Gündüz, age, s. 286.<br />
42 Karma; Hinduizm’in temel öğretilerinden birisi olan Karma doktrini, acımasızca işleyen bir