30.01.2013 Views

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Şeytan’ın ve onun insanlara yapacağı kötü telkinlerinin farkına varma<br />

konusunda, sahih hadis kitaplarında geçen bazı hadis meallerinden<br />

de söz etmek gerekmektedir. Peygamberimiz Hz. Muhammed, Şeytan<br />

ve onun bazı özellikleri hakkında şunları söylemiştir:<br />

“Şeytan, insanoğlunun vücudunda kanın dolaştığı gibi dolaşır (yani<br />

onun damarındaki kötü duyguları devamlı olarak harekete geçirir)”. 412<br />

“Her insanın bir şeytanı vardır ve kişi, ancak Allah’ı zikretmekle<br />

Şeytan’dan kendisini kurtarabilir”. 413 “Şeytan, namazda sizin saflarınız<br />

arasında da dolaşır”. 414<br />

“İnsanoğlunu bir Şeytan’ın bir de meleğin dürtmesi vardır”. 415 Dolayısıyla,<br />

gönle gelen düşüncelerin Rahman’dan mı, Şeytan’dan mı olduğu<br />

hususunda matasavvıflar; “Eğer hatıra gelen duygular insana iyi şeyleri<br />

yapmasını telkin ediyorsa, o Rahman’dandır; kötü şeyleri öneriyorsa<br />

o da Şeytan’dandır” açıklamasını yapmışlardır.<br />

“Şeytan ve günah, alış-verişte hazır bulunurlar”. 416<br />

“Şeytan, insanoğlu ile nefsi arasına girer (de aklına her türlü soruyu<br />

getirir ve gönlüne de vesveseler verir)”. 417<br />

“İnsanlardan şeytanlar vardır”. 418 Hatta bazı kimselerin kalplerinin<br />

şeytan kalpleri gibi olduğu belirtilmiştir. 419<br />

“Şeytanların da birbirlerinden üstün olanları vardır”. 420 Hz. Peygamber;<br />

“Şeytan’ın, tek başına kalan kimselerle daha çok beraber olacağına”<br />

412 Buhari, Ahkâm, 21; Bed’ü’l-Halk, 11; Müslim, Selâm, 23, 25.<br />

413 Tirmizi, Edeb, 78.<br />

414 Ebu Davud, Salat, 93; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 260, 262.<br />

415 Buhari, Tefsir-u Sure, 2, 35.<br />

416 Tirmizi, Büyü, 4.<br />

417 İbn Mâce, İkâme, 135.<br />

418 Ahmed b. Hanbel, V, 178, 179, 265.<br />

419 Müslim, İmâre, 52.<br />

420 Tirmizi, Tefsir-ü Sure, 34, 2.<br />

279 280<br />

işaret emiş 421 ve kendisinin de her türlü Şeytan’dan Allah’a sığındığını<br />

ifade etmiştir. 422<br />

G– Şeytan’a Uyanların Durumu ve Âhiret’te Gerçekleşecek<br />

Olan Hesaplaşma<br />

Âdem’in yaratılışı ile vâki olan bu imtihanda Şeytan’ın, nefsâni hislerine<br />

tâbi olarak melekler arasındaki makam-ı saâdetinden dereke-i şekâvete<br />

düşmesi ne kadar acıklı ise, hiç şüphe yok ki meleklerin mescûdu<br />

olmak şerefine mazhar olan Âdemoğlunun, apaçık düşmanı olan<br />

Şeytan’ın izine ve huyuna uyarak o makam-ı muallâdan düşüşü ve onun<br />

âkıbetine iştirak edişi ondan daha acıklı olacaktır. Ve Allah kıyamet günü,<br />

insanları doğru yoldan uzaklaştıran kötü gruba hitaben şöyle diyecektir:<br />

“Ey cin topluluğu! İnsanların çoğunu yoldan çıkardınız... İnsanlardan<br />

onlara uymuş olanlar; ‘Rabbimiz! Bir kısmımız bir kısmımızdan<br />

faydalandık ve bize tayin ettiğin sürenin sonuna ulaştık’ derler. Allah,<br />

‘Cehennem, Allah’ın dilemesine bağlı olarak, temelli kalacağınız durağınızdır’<br />

der (En’âm, 6/128). İnsanlara hitaben de: “... Ey insanoğulları!<br />

Ben size, Şeytan’a tapmayın, o sizin için apaçık bir düşmandır. Bana<br />

kulluk edin, bu doğru yoldur, diye bildirmedim mi? Andolsun ki, o sizden<br />

nice nesilleri saptırmıştı, akletmez miydiniz? İşte bu, size söz verilen<br />

cehennemdir. Bugün inkârcılığınıza karşılık olarak oraya girin” (Yâsîn,<br />

36/59-64).<br />

Diğer bir kıyamet sahnesinde de Şeytan, kendisine uyanları kınayacak<br />

ve şöyle diyecektir: “Doğrusu Allah size gerçeği söz vermişti. Ben<br />

de size vaadde bulundum, ama sonra caydım. Esasen sizi zorlayacak bir<br />

nüfuzum da yoktu; sadece çağırdım, siz de geldiniz. O halde beni değil<br />

kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsı-<br />

421 Tirmizi, Fiten, 7; Ahmed b. Hanbel, I, 18, 26; III, 446.<br />

422 Buhari, Enbiya, 10; Ebu Davud, Sünne, 20; Tirmizi, Tıb, 18; İbn Mâce, Tıb, 36.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!