30.01.2013 Views

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

D– Kendisine Kıyamete Kadar Mühlet Verilişi<br />

Âdem’e secde emri karşısında büyüklük taslaması sonucu ilâhi rahmetten<br />

ümidini kesen ve tamamen yalnız kalan Şeytan, hayatından da<br />

endişe etmeye başlamış ve “...İnsanların tekrar dirilecekleri güne kadar<br />

bana mühlet ver” (A’râf, 7/14) diye Allah’a yalvarmıştı. İnsanların tekrar<br />

dirilecekleri günden maksat ise Sûr’a ikinci defa üfürülüş zamanıdır<br />

(Zümer, 39/68; Mutaffifîn, 83/6). Bu şekilde mühlet istemekle, tekrar dirilmeden<br />

sonra artık ölümün olmayacağını biliyor ve böylece ölümden<br />

kurtulacağını sanıyordu. Onun bu ölümsüzlük isteği, “...Belirli bir zamana<br />

kadar” (Hicr, 15/38) kaydıyla, “Sen mühlet verilenlerdensin!...”<br />

(A’râf, 7/15) şeklinde kabul edilmişti. Belirli bir zamandan maksat ise,<br />

Sûr’a birinci üfürülüş zamanıdır (Neml, 27/87). Bununla o, zillet ve hakaret<br />

dolu bir hayatı ölüme tercih etmişti. Aslında onun için esas düşüş<br />

de bu olmuştu.<br />

Buradan da anlaşılacağı gibi, Şeytan aslında Allah’ı ve öldükten sonra<br />

dirilmeyi inkâr etmediği gibi, Âdem’in nesli ve zürriyeti olacağını,<br />

dünyada bir müddet yaşayıp tekrar diriltileceklerini de biliyordu. Şu<br />

halde onun küfrü Allah’ı ve âhireti inkâr şeklinde değil, teklif edilen<br />

emrin gereğini yerine getirmeyi kabul etmeme ve itiraz şeklindedir. 408<br />

E– Görevi<br />

Kendisine belirli bir zamana kadar mühlet verilen Şeytan, hatasını<br />

anlayıp tevbe ederek suçunu affettirme yoluna gitmedi. Bilakis daha da<br />

azgınlaştı. Kendisine, kıyamete kadar meşgul olabileceği bir hedef seçti.<br />

Bu hedef, ilâhi rahmetten uzaklaştırılmasına vesile olan insandı. Gönlünü<br />

intikam duyguları bürümüştü. Cüretkâr bir eda ile bu duygularını<br />

Yüce Allah’a şöyle açıkladı: “Beni azdırdığın için yemin ederim ki, Senin<br />

doğru yolun üzerinde insanlara duracağım; çoğunu Sana şükreder<br />

408 Yazır, age, III, 2135.<br />

275 276<br />

bulamayacaksın!... Yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim.<br />

Hâlis kıldığın kulların bir yana, onların hepsini saptıracağım” (Hicr,<br />

15/39).<br />

Görüldüğü gibi Yüce Allah, isyanından dolayı Şeytan’ı hemen huzurundan<br />

kovmamış, önce ona konuşma fırsatı vermiş, hatasını anlayıp<br />

tevbe etme imkânı tanımış fakat o, inat ve küfründen dolayı ısrar edince,<br />

bulunduğu makamdan onu indirmiş ve tasarlamış olduğu plânlarını şöylece<br />

sınırlayıvermişti: “Kullarım üzerinde senin bir nüfuzun olamaz. Ancak<br />

sana uyan sapıklar bunun dışındadır” (Hicr, 15/42); “Yerilmiş ve kovulmuş<br />

olarak defol. Yemin olsun ki, insanlardan sana kim uyarsa, sizin<br />

hepinizi cehenneme dolduracağım” (A’râf, 7/18). Şu halde Şeytan’a<br />

uyan ondan, onun tebasından olup, onun âkıbetine uğrayacaktır. Bu âyet<br />

meallerinden de anlaşılacağı gibi Şeytan’a, Allah’ın hâlis kulları üzerinde<br />

etkili olabileceği hiçbir güç verilmemiştir. Binaenaleyh düşüncesinde,<br />

yaşayış ve huyunda Şeytan’a karşı olan insan, “Allah’ın kulu” sıfatını<br />

koruyacaktır. Şeytan’a ait bir vasfı taşıyan kimsede ise, Şeytan’dan<br />

bir haslet var demektir. 409<br />

F– Şeytan’a Uymama Noktasında İnsanlara Yapılan Uyarılar<br />

Şeytan’ın Âdem (a.s) ile başlayıp diğer insanlarla devam edegelen<br />

serüveni anlatılırken Kur’an-ı Kerim’de 88 âyette “Şeytan”, 11 âyette de<br />

“İblis” ismi geçmektedir. 410 Ayrıca bir âyette “İblis’in Orduları”ndan<br />

(Şuarâ, 26/95) ve bazı âyetlerde “insan ve cin şeytanlardan” söz edilmektedir<br />

(En’âm, 6/112; Nâs, 114/6). Yine pek çok âyette Şeytan’ın, insanın<br />

“apaçık düşmanı” olduğu belirtilmektedir. 411 Adından ister “Şey-<br />

409 Yazır, age., III, 2138.<br />

410 Bkz. Abdülbaki, Muhammed Fuad, el-Mu’cemü’l-Müfehres li Elfâzi’l-Kur’ani’l-Kerim, İstanbul,<br />

ts., s.134, 382-383.<br />

411 Bkz. Bakara, 2/168, 208; En’âm, 6/142; A’râf, 7/22; Yûsuf, 12/5; İsrâ, 17/53; Tâhâ, 20/117;<br />

Kasas, 28/15; Fâtır, 35/6; Yâsîn, 36/60; Zuhruf, 43/62.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!