30.01.2013 Views

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

3-Şeytan: İblis, Âdem’e secde etmeyişine gerekçe olarak; “beni dumansız<br />

ateşten, onu ise çamurdan yarattın” 22 diyerek, hükümsüz bir<br />

bahane ve kendisine göre geçerli bir gerekçe gösterdiği ve Âdem’i cennetten<br />

çıkarmaya çalıştığı andan itibaren de “Şeytan” adını almıştır. Ginzberg<br />

de, “The Legends of the Jews, I, 63” te Şeytan’ın ağzından şu benzer<br />

bilgileri vermiştir: “Sen beni dumansız ateşten yarattın ve ben topraktan<br />

yaratılmış birine mi secde edeceğim?”. Bunun üzerine Tanrı İblis’i<br />

bir “Şeytan’a (devil)” dönüştürdü ve böylece o, şeytanların da babası<br />

oldu 23 . G. Davidson’un belirttiğine göre, Şeytan’ın, Âdem’e secde<br />

etmeyi kabul etmeyişi ve “kendisinin dumansız ateşten, Âdem’in de çamurdan<br />

yaratılmış olma” bahanesindeki asıl vurgulamak istediği şey;<br />

ateşten yaratılanın ölümsüz, çamurdan yaratılanın ise ölümlü olacağı düşüncesidir.<br />

24<br />

Görüldüğü gibi “İblis” ve “Şeytan” isimleri, davranışına paralel olarak,<br />

ona sonradan verilmiştir. Binaenaleyh, Kur’ân-ı Kerim’de, Allah’ın<br />

huzurundan kovuluşundan itibaren bütün âyetlerde ısrarla “Şeytan” isminin<br />

kullanılmış olması, 25 Şeytan’ın aynı zamanda kötülüğün de müşahhas<br />

sembolü haline geldiğini göstermektedir.<br />

Şeytan’a; Azazil, İblis ve Şeytan isimlerinin verilişi kavramsal çerçevede<br />

ifade edildikten sonra, şimdi de, özellikle Yahudilik ve Hıristiyanlık’ta<br />

zaman içerisinde oluşan Şeytan anlayışını -Eski ve Yeni<br />

Ahid’deki gelişme göz önünde bulundurularak- ele almak uygun olacaktır.<br />

Yahudilik’te “Şeytan” anlayışını “Sürgün Öncesi” ve “Sürgün Sonrası”<br />

şeklinde iki aşamalı olarak ele almak mümkündür. Yahudilik’te<br />

22 Bkz. A’râf, 7/12; Sâd, 38/76.<br />

23 Davidson, age, s. 101.<br />

24 Age, s. 63, 261.<br />

25 Kur’ân’da “Şeytan” isminin geçtiği âyetler için bkz. Abdülbaki, M. Fuad, el-Mu’cemü’l-Müfehres<br />

li-Elfâzı’l-Kur’âni’l-Kerim, İstanbul, ts., s. 382-383.<br />

23 24<br />

Şeytan fikri Sürgün Sonrası’na rastlar. Bu da muhtemelen İran düalizminin26<br />

etkisiyle gerçekleşmiştir. Çünkü Sürgün Öncesi dönemde Yahve,<br />

iyiliğin de kötülüğün de mutlak kaynağı olarak biliniyordu. 27 Diğer taraftan,<br />

Eski Ahid’de kötü ruhlar hakkında daha önceden bilgi verilmiş<br />

olmasına rağmen, “Şeytan” ilk defa Zekeriyya (m.ö 519) ve Eyüb’ün<br />

(m.ö 460) Kitapları’nda yer almıştır. 28 M.Ö. 538’den sonra Şeytan, Zekeriyya,<br />

3/1-2’de, “düşman (İbranice adversary)” olarak tanıtılmıştır.<br />

Eyüb, 1/6 vd. ise o, Eyüb’e iftira eden ve ona zarar veren biridir. Binaenaleyh,<br />

burada da Şeytan, “iftiracı” olarak takdim edilmiştir. “İftiracı”<br />

kelimesinin karşılığı da “Devil”dir. Yunanca “diabolos”tan türeyen ve<br />

“iftira eden (slanderer)” anlamına gelen “Devil” kelimesi, “kötünün (günahkâr)”<br />

müşahhas hale getirilişini (personification) gösterir.<br />

Milton’un “Yitik Cennet’inde (Paradise Lost) ise “Devil”; Lusifer<br />

veya Şeytan’ın önderliğinde Tanrı’ya isyan eden ve neticede cennetten<br />

cehenneme sürülen meleklerden birisi olarak tanımlanmıştır. 29<br />

Görüldüğü gibi Şeytan’ın “iftiracı birisi” olarak Eyüb’ün Kitabı’nda<br />

kazanmış olduğu “kötü” özellik, beraberinde “Devil” kavramını getirmiş<br />

ve bu kavram da, dünyanın tanrısal yaratılışa dayanılarak açıklanması<br />

ve kötülüğün kaynağı problemini ortaya çıkaran ilâhi takdir veya Tanrı<br />

inayeti anlayışına sebebiyet vermiştir. Böylece “kötülüğün kaynağı”<br />

26 Düalizm; iyilik ve kötülüğün ya da ışık ve karanlığın birbirinden ayrı ve birbirine eşit derecede<br />

olan iki ezeli ve ebedi güçten kaynaklandığı görüşünü savunan bir metafizik sistem; ikicilik<br />

ya da iki tanrıcılık demektir. (Gündüz, age, s. 103). Düalizmin en basit tanımı şöyledir: İki prensibin<br />

zıtlığı. Bu bir değer yargısını (iyi/kötü) ve kozmolojik, antropolojik, etik vs. bütün düzeylerde<br />

realitenin hiyerarşik bir kutuplaşmasını ihtiva eder. (Bkz. Eliade, Mircea-Couliano, Ioan<br />

P., Dinler Tarihi Sözlüğü, çev. Ali Erbaş), İstanbul, 1997, s. 83). Düalizm terimi, Thomas Hyde<br />

tarafından 1700’lerde kullanılmaya başlamıştır. Genellikle düalist sistemlerde düalizmin iki<br />

kutbunu oluşturan tanrısal güçler arasında bitmek tükenmek bilmeyen bir çekişme ve mücadelenin<br />

varlığı kabul edilir. Mecusilik ve Hinduizm başta olmak üzere, bütün gnostik dinlerde düalizme<br />

rastlanır. Bkz. Gündüz, age, s. 103.<br />

27 Bkz. İşaya, 45/7.<br />

28 Bkz. Zekeriyya, 3/1-2; Eyüb, 1/6-12.<br />

29 Pike, ERR, 124.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!