30.01.2013 Views

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

Satanizm - Diyanet İşleri Başkanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

leneksel hikmete ters düşer. Fedakarlığın, ister maddi ister fiziki olsun,<br />

tutulabilecek en makul yol olduğuna dair örneklerin bulunduğu doğrudur.<br />

Fakat hiçbir şart altında Satanist ve hatta başka hiçbir akıllı varlık,<br />

elde edilebilecek menfaatler netice itibariyle yapılan fedakarlığın maliyetinden<br />

daha ağır gelmediği müddetçe bir fedakarlığı üstlenemez. Bu<br />

tür durumlarda feda edilen şey, daha ziyade bir yatırım olarak düşünülebilir.<br />

Fedakarlığın kendi hesabına faydalı bir davranış olduğunu ifade eden<br />

bu siyasal ve sosyal eşitlikle ilgili davranış, son birkaç on senedir her<br />

seviyedeki Batı toplumunda ortak bir davranış haline gelmiştir. “Her<br />

fert kendisinden sorumludur” düşüncesine dayandırılan bu ulus oluşturulduğunda;<br />

bu ârızalı (pürüzlü) ferdiyetçilik ve kendine güven, üzerine<br />

bizim ulusumuzun inşa edildiği köşe taşı idi. Bununla beraber şimdi,<br />

sırf bir vatandaş olması sebebiyle bir kimseye; yiyecek, sığınma ve hatta<br />

bazı lüks şeyler gibi, bir hayat tarzının borçlu olunduğu düşüncesi ileri<br />

sürülmüştür. Bu, büyük metropolitan bölgelerde toplumsal olarak dilenmenin<br />

hüküm sürmesi şeklinde açıklanmıştır. Politik olarak da o,<br />

II.Dünya Savaşı öncesinden beri yürürlükte olan tam refah ve vergilendirme<br />

sisteminde ifade edilmiştir.<br />

Yeni Anlaşma’ya (New Deal) 372 ve daha sonra Büyük Toplum’a sokulmadan<br />

veya girmeden önce, yardımseverlik özel sektörün yetki alanındaydı.<br />

Eğer bir kimse; fakirlere parasız yemek dağıtan bir mutfak, tek<br />

başına dilenen biri veya her ne olursa olsun, belirli bir hayır kurumuna<br />

para vermeyi istemişse, o zaman o şahıs bir düşünecek ve onu yapmak<br />

için bilinçli bir karar verecektir. Kurtuluş Ordusu (The Salvation<br />

Army) 373 ve değişik dinî gruplarda olduğu gibi, tüm organizasyonlar bu<br />

372 ABD’de 1930’larda, insanlara iş bulma ve sosyal ve iş durumlarını iyileştirme amacıyla birtakım<br />

kanun ve usullerin geliştirilmiş olduğu bir sisteme New Deal adı verilmiştir. Bkz.<br />

LDCE, s. 734.<br />

373 Kurtuluş Ordusu; uluslar arası faaliyet gösteren bir Hıristiyan (Protestan) kuruluşudur. Misyonerlik<br />

ve sosyal yardımlaşma faaliyetlerini ön plana çıkaran bu kuruluş, 1865’te W. Booth<br />

233 234<br />

fedakarlık dürtülerinden doğan mal veya para aktarımını kolaylaştırmak<br />

için kurulmuşlardır.<br />

Bugün, bu düşünce bozulmuştur. Yardımseverliği bir şahsi karar objesi<br />

yapma yerine Devlet, olanlardan alıp olmayanlara vermek üzere,<br />

para toplama ve dağıtmayı idare etme işini kendisi üstlenmiştir.<br />

XI– SATANİZM’DE İNSAN KURBANI MESELESİ<br />

Geçmişte bazı din mensupları tarafından çeşitli telakkilerle tatbik<br />

edilmiş olan insan kurbanına Satanist gruplardan bazılarında da rastlanmaktadır.<br />

Bu grupların önde gelen temsilcilerinden bir kısmı, insan kurbanını<br />

aynı zamanda büyücülükle ve dolayısıyla büyücülerle de irtibatlandırarak,<br />

konu ile ilgili olarak şu bilgileri vermişlerdir.<br />

İnsan kurbanı törenini icra etmedeki varsayılan amaç, diri diri boğazlanan<br />

kurbanın kanıyla elde edilen enerjiyi büyüsel mekanizma atmosferine<br />

atmak ve bu yolla büyücünün başarı şansını artırmaktır. Mesela<br />

“Ak Büyücü”ye göre kan hayat gücünü temsil ettiğinden, ilahları<br />

veya şeytanları yatıştırmak için, onlara uygun tarzda kurban sunmaktan<br />

daha iyi bir yol yoktur. Buradaki mantık şudur: Ölen bir canlı kimyasal<br />

özleri ve hayat kimyası ile ilgili diğer enerjileri bol miktarda yayacaktır.<br />

Öte yandan bunlar, güçlü ve yenilmez özelliğe sahip bir bileşim meydana<br />

getireceklerdir. Bu enerjilere sahip olan kimseler de aynı özellikleri<br />

elde etmiş olacaklardır.<br />

Bununla beraber, “Ak Büyücü”, bir insanın ölümünü gerektirecek<br />

sonuçlara dikkat eder. Dolayısıyla büyü törenlerinde kuşları veya daha<br />

“değersiz” yaratıkları kullanır. Öyle anlaşılıyor ki, bazan kendilerine kutsiyet<br />

atfeden bu sefih kimseler, bir insana karşılık olarak, insanın dışındaki<br />

bir canı almaktan da hiç rahatsızlık duymazlar.<br />

tarafından kurulmuş ve 1878’de günümüzdeki yapısına kavuşmuştur. Kurtuluş Ordusu’nun,<br />

askeri tarzda örgütlenmiş olan hiyerarşik iç yapılanmasıyla dikkatleri çektiği söylenmektedir.<br />

Bkz. Gündüz, age, s. 227.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!