50. Yıl - Türk Standardları Enstitüsü
50. Yıl - Türk Standardları Enstitüsü
50. Yıl - Türk Standardları Enstitüsü
- TAGS
- tse.org.tr
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
kazanmalarında önemli bir unsurdur. Örneğin, “lütfen<br />
ayakkabılarını ve paltonu giy ve arabaya bin” ifadesi<br />
çocuğa karşı gösterilen kararlı bir davranıştır (Pantley,<br />
2007, s: 61).<br />
Çocukların, her ne kadar kurallara uyarak yaşlarına<br />
uygun olarak verilen sorumlulukları yerine getirseler<br />
de, zaman zaman tam olarak yetişkinin istediği<br />
şekilde davranamamaları kaçınılmazdır. Bu durum,<br />
çoğunlukla onların gelişimsel özelliklerine bağlı olarak<br />
görülebilmektedir. Bu nedenle, istenmeyen davranış<br />
ilk ortaya çıktığında, çocuğun kendisine ve diğerlerine<br />
zarar vermediği sürece görmezden gelmek, tepki<br />
vermemek en doğru yaklaşımdır (Dodson, 1998;<br />
Önder, 2005; San Bayhan ve Artan, 2004). Bununla<br />
birlikte, olumsuz davranış sürekli olursa davranışın<br />
başkalarına verdiği zararın açıklanması önerilen bir<br />
yoldur (Bailey, 2005; Özgün, 2008; Selçuk, 1997).<br />
Örneğin, arkadaşına vurarak canını acıtan bir çocuğa,<br />
vurması engellenerek, “arkadaşına vurman onun<br />
canını yaktı ve çok üzüldü” şeklinde bir açıklama<br />
yapılabilir.<br />
Çocuğun davranışına tepki vermemenin, aldırış<br />
etmemenin bir başka örneği de istediği bir şeyin<br />
yapılması için öfkesinden tepinerek ağlayan<br />
bir çocuğun davranışı gösterilebilir. Çocuğun<br />
öfkesi geçtiğinde ise bu şekilde isteklerinin<br />
yapılamayacağı, nedenleri ile birlikte, yumuşak açık<br />
ve onun anlayabileceği ifadelerle açıklanmalıdır<br />
(Dodson, 1998). Olumsuz davranışın sonuçlarının<br />
açıklanması, çocuğun suçluluk hissederek<br />
<strong>50.</strong><strong>Yıl</strong><br />
Ekonomik ve Teknik Dergi<br />
92<br />
pişmanlık duymasına neden olabilmektedir. Bu da,<br />
çocuğun vicdan geliştirmesine yani kendi kendini<br />
cezalandırmasına neden olabilmektedir. Böylelikle<br />
çocuğun, davranışlarını yaparken başkalarının<br />
yerine kendisini koyması ve buna uygun davranması<br />
sağlanabilmektedir (Dodson, 1998; Hökelekli,<br />
1998; San Bayhan ve Artan, 2004). Ancak, gerekli<br />
olan bir miktar suçluluk duygusunun geliştirilmesi,<br />
çocuk eleştirilerek, yargılanıp, etiketlendirilerek ve<br />
cezalandırılarak yapılmamalıdır (Dodson, 1998; San<br />
Bayhan ve Artan, 2004).<br />
Ayrıca bu tür problem ortaya çıktığında, sorunların<br />
karşılıklı konuşarak çözülmesi gerektiği anlatılmalı,<br />
problemleri çözmek için nasıl davranması gerektiği<br />
konusunda da yol gösterilmelidir. Örneğin, odası<br />
dağınık olan bir çocuğa “gel birlikte odanı toplayalım”<br />
diyerek, arkadaşının oyuncağını alan bir çocuğa<br />
“o oyuncak sana ait değil, Ayşe’nin. Onu Ayşe’ye<br />
geri vermelisin” şeklinde bir açıklama ile oyuncağın<br />
geri verilmesinin sağlanması benimsenen davranış<br />
şekillerindendir. Benzer şekilde oyuncağının alındığını<br />
gören çocuk sinirlenerek arkadaşına kızdığında<br />
arkadaşına “bu benim, sen kendi oyuncağını al”<br />
şeklinde söyleyebileceği belirtilerek problemler<br />
karşısında nasıl davranacağı ya da ne söyleyeceği<br />
konusunda yol gösterilebilir (Bailey, 2005; Önder,<br />
2005; Özgün, 2008).<br />
Çocuğun olumsuz davranışlarının sonuçlarının<br />
açıklanması, nasıl davranacağı konusunda yol<br />
gösterilmesi gibi yaklaşımların yanı sıra bazı