22.01.2013 Views

50. Yıl - Türk Standardları Enstitüsü

50. Yıl - Türk Standardları Enstitüsü

50. Yıl - Türk Standardları Enstitüsü

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

çocuğun duygu ve düşüncelerini doğru olarak<br />

algılayarak onun neler hissettiğini ifade etmesi<br />

gerekmektedir (Weilburger, 2008). Örneğin, düşerek<br />

yaralanan bir çocuğa yetişkinler, çoğunlukla “ağlama,<br />

üzülme” gibi sözlerle iletişimde bulunmaktadırlar.<br />

Bunun yerine, beden duruşu, göz kontağı ile onun<br />

üzüntüsüne saygılı olmak ve “düşerek dizin yaralandığı<br />

için canın yandı, üzüldün” şeklinde ağlamasına<br />

izin vermek, kucağa almak, elini tutmak çocuğun<br />

sakinleşmesine ve anlaşıldığı duygusunu yaşamasına<br />

fırsat verebilecektir (Çağdaş ve Seçer, 2010). Benzer<br />

şekilde, iğne yapılan bir çocuğa “acımayacak, erkek<br />

adam ağlar mı” gibi sözler yerine “biraz acıyabilir<br />

ama sonra acıması geçecek” şeklindeki bir açıklama<br />

daha gerçekçi ve çocuğun iş birliği yapmasına<br />

zemin hazırlayıcı nitelikte olabilmektedir. Yetişkinlerin<br />

diğer bireylere karşı gösterdikleri empatik iletişimler<br />

de çocukların taklit ederek empatik davranışları<br />

geliştirmelerinde önemli örneklerdir (Dökmen, 2009).<br />

Dürüst Olma<br />

Çocuğa karşı ve çocuğun yanında diğer bireylere karşı<br />

gösterilen dürüstlük, onun gelecekteki davranışlarının<br />

en önemli belirleyicilerindendir (Aydın, 2007; Dökmen,<br />

2009; Weilburger, 2008). Ancak, dürüst olmak adına,<br />

hiçbir zaman çocuğun ümitleri yıkılmamalı, bazı özel<br />

ve zor durumlarda yüreklendirici, rahatlatıcı bir iletişim<br />

şekli tercih edilmelidir. Genel olarak, çocuğa karşı<br />

sergilenen dürüst davranışların yanı sıra çocuğun<br />

yaşadığı birçok olumsuzluk karşısında yetişkinin de<br />

benzer durumlar yaşamış olduğunu içten, samimi bir<br />

şekilde ifade edebilmesi, ona rahatlama, motivasyon,<br />

uyumlu davranma fırsatları sunabilmektedir (Çağdaş<br />

ve Seçer, 2010). Örneğin, konuşmak için çekinen,<br />

heyecanlanan bir çocuk, yetişkinden “bazen<br />

ben de konuşmaya başladığımda çekiniyorum,<br />

heyecanlanıyorum, fakat sonra rahatlıyorum” şeklinde<br />

bir yaklaşım gördüğünde, rahatça konuşabilmek<br />

için cesaret, kendine güven ve rahatlama fırsatlarını<br />

yakalama olanağını bulabilecektir (Çağdaş ve Seçer,<br />

2010).<br />

Disiplin<br />

Kural ve yönetmeliklere uygun olarak sergilenen<br />

davranış ve iş birliği, kuralları tanıyıp onlara uyma ve<br />

diğerlerinin haklarına saygı gösterme ya da uygun<br />

davranışı yapmak, kendi davranışından sorumlu olmak<br />

olarak tanımlanabilecek olan disiplinin en önemli<br />

amacı, davranışı istendik yönde ele almak, kendi<br />

kendini denetleyebilme yeteneğini geliştirerek bireyin<br />

sağlıklı tutumlar geliştirmesine yardımcı olmaktır<br />

(Ada ve Çetin, 2002; Dinçer, 2000; Marshall, 2005;<br />

Yavuzer, 1996). Yetişkinler, çoğunlukla, aşırı koruyucu<br />

davranış şekilleri ile çocukların rollerini üstlerine alarak<br />

onları sorumluluk fırsatından yoksun bırakma ya da<br />

cezalandırma, eleştirme, rüşvet verme gibi olumsuz<br />

tepkiler verme yolunu kullanarak disipline etmeyi<br />

tercih edebilmektedirler (Aydın, 2007; Humphreys,<br />

2002; Marshall, 2005; Yavuzer, 2004). Bu yaklaşımlar<br />

da, çocuklarda, güvensizliği, sorumsuzluğu,<br />

düşmanca hissetme gibi negatif duyguları yaratarak,<br />

otoritenin olmadığı zamanlarda olumsuz davranma<br />

ya da eleştirilere uygun davranışlar sergilemeye<br />

zemin hazırlayabilmektedir (Çağdaş ve Seçer, 2010;<br />

Humphreys, 2002; Marshall, 2005; Yavuzer, 2004).<br />

Söz edildiği gibi, disiplin konusunda yetişkinlerin<br />

sergileyebileceği birçok olumsuz tutum ve davranışla<br />

birlikte, konu ile ilgili kaynaklarda bu konuda doğru<br />

yaklaşımın nasıl olabileceği yönünde de açıklamalar<br />

yer almaktadır. Bu yaklaşımlar şu şekilde özetlenebilir<br />

(Dökmen, 2009; Navaro, 2002; Marshall, 2005;<br />

Özyürek, 2004; Selçuk, 1997; Yavuzer, 1994).<br />

İlk olarak, aile kural ve sorumluluklarının, çocukların da<br />

katıldığı ortamlarda, açık bir dille ifade edilmesi, tüm<br />

bireylerin tutarlı ve kararlı bir şekilde kurallara uymaları<br />

gerekmektedir (Navaro, 2002; Selçuk, 1997; Yavuzer,<br />

1993; Yavuzer, 1994; Yavuzer, 2004; Weilburger,<br />

2008). Çocukların uymaları gereken kural ve<br />

sorumlulukların gerçekçi bir şekilde karşılanabilmesi<br />

için onların gelişimlerine uygun olması ve bu kural<br />

ve sorumlulukların uygulanmasında yetişkinlerin<br />

örnek olmaları önemlidir (Önder, 2005; Yavuzer,<br />

1994; Yavuzer, 2004). Ancak, kural oluşturulurken<br />

her duruma kural koymak yerine, gün içinde en çok<br />

tekrar eden sorunlar tespit edilerek konulan kurallar<br />

daha sağlıklı olarak işleyebilmektedir (Dodson, 1998).<br />

Böylelikle, çocuklar baş edilebilir sayıdaki kurallara<br />

daha çok uyum gösterebilmektedirler. Ayrıca, olaylara<br />

genel olarak bakıp, birçok problemi kapsayacak genel<br />

bir kural oluşturmak da yararlı olabilmektedir. Örneğin,<br />

çocuk sık sık ödev yapmayı unutuyor ise “ödevler<br />

yemekten önce bitirilecek” şeklinde kural koymak<br />

daha gerçekçi olabilmektedir (Pantley, 2007).<br />

Çocuğun davranışlarını yönlendirmede büyükanne<br />

kuralı olarak bilinen “…….yaptıktan sonra,<br />

……..yapabilirsin” şeklindeki ifadeler de yararlı<br />

olabilmektedir. Örneğin, “ödevini bitirdikten sonra<br />

parka gidebilirsin” diyerek, çocuğa, çok hoşlandığı bir<br />

eyleme, az hoşlandığı bir eylemi gerçekleştirmesinden<br />

sonra izin vermek, o işi yapmasında daha etkili<br />

olabilmektedir (Pantley, 2007). Ayrıca, çocuklara<br />

karşı kararlı ve net ifadeler kullanmak da davranış<br />

91 ŞUBAT 2011

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!