50. Yıl - Türk Standardları Enstitüsü
50. Yıl - Türk Standardları Enstitüsü
50. Yıl - Türk Standardları Enstitüsü
- TAGS
- tse.org.tr
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
lerin, gece ve gündüz, bayrakları ve hamuleleri ne olursa<br />
olsun “tam serbest” geçiş hakkına sahip olduğu belirtilmektedir<br />
(Oral, 2003). Kılavuzluk ve römorkaj ihtiyarî kalır.<br />
Montrö Sözleşmesi, <strong>Türk</strong>iye’nin Boğazlar Bölgesindeki<br />
egemenlik haklarını yalnızca geçiş ve ulaştırma konusunda<br />
sınırlamaktadır. Montrö Sözleşmesi, yargı yetkisi,<br />
deniz kirlenmesinin önlenmesi, deniz trafiğinin serbestlik<br />
ilkesine zarar vermeden düzenlenmesi gibi Sözleşmede<br />
düzenlenmeyen konularda, <strong>Türk</strong>iye’nin yetkileri saklıdır<br />
(Toluner, 1996).<br />
Önümüzdeki dönemde Karadeniz ülkelerinin ekonomilerinin<br />
giderek gelişmesi, Tuna-Ren, Tuna-Main gibi iç su<br />
yollarının açılması ile Main-Volga-Baltık, Don -Volga iç su<br />
yolu ve kanalları ile Boğaz hinterlandının genişlemesi, <strong>Türk</strong><br />
Boğazları trafiğinin daha da artmasına neden olacaktır.<br />
Kafkasya, Azerbaycan, Kazakistan, <strong>Türk</strong>menistan ve Hazar<br />
Denizi’nde bulunan petrol ve doğal gaz sahaları zengin<br />
petrol ve doğal gaz yataklarına sahiptir. Söz konusu<br />
petrol ve doğal gaz rezervleri dikkate alındığında önümüzdeki<br />
20 yıl içinde, Hazar ve Orta Asya Bölgesinde yeni<br />
petrol yataklarının işletime açılmasıyla üretim, ham petrol<br />
ve doğal gaz ihracatının artacağı görülmektedir. Hazar<br />
Bölgesi petrollerinin ve doğal gazının Avrupa ve diğer<br />
pazarlara <strong>Türk</strong> Boğazları üzerinden taşınması Boğazların<br />
enerji köprüsü haline gelmesine neden olacak ve bu da<br />
İstanbul Boğazı’nın ekonomik ve stratejik önemini daha<br />
da artırmakla birlikte <strong>Türk</strong> Boğazlarının trafiğini de artıracaktır<br />
(Demirağ, 2004).<br />
Denizcilik Müsteşarlığının verilerine göre; İstanbul<br />
Boğazı’ndan 2010 yılında 50 871 gemi geçmiş olup bunun<br />
9 274’sı tankerdir. İstanbul Boğazı’ndan 2010 yılında<br />
geçen 50 871 gemiden 26 035’i kılavuz kaptan almış<br />
olup kılavuz kaptan alma oranı % 51’dir. 2009 yılında<br />
İstanbul Boğazı’ndan yaklaşık 145 milyon ton petrol ve<br />
türevi maddeler ve kimyasal yükler gibi tehlikeli yük taşınmıştır.<br />
Zengin kaynaklara sahip BDT (Bağımsız Devletler Topluluğu)<br />
ülkelerinin Kafkasya üzerinden Avrupa’ya bağlanmasını<br />
sağlayacak ticaretin artırılmasına yönelik olarak fiziki<br />
altyapının oluşturulmasını sağlamak amacıyla Avrupa<br />
Birliği (AB)’nin geliştirdiği ve desteklediği ulaşım koridorları<br />
da Karadeniz ticaret hacmini artıracak olup dolayısıyla İstanbul<br />
Boğazı’ndan geçen gemi trafiğini de artıracaktır.<br />
Bu koridorlar; Trans-Asya Orta Koridoru (İpek Yolu)’dur.<br />
Ayrıca, diğer bir koridor olan Pan-Avrupa Ulaştırma Koridorları<br />
kapsamında olan 4. Koridor Berlin-Nürnberg-<br />
Prag-Budapeşte-Köstence-Selanik-İstanbul koridorunun<br />
da Karadeniz’e ticaret hacmini ve dolayısıyla <strong>Türk</strong> Boğazları<br />
trafiğini artıracağı düşünülmektedir (Zeybek, H.,<br />
1999).<br />
İstanbul Boğazı’ndaki seyir, can, mal ve çevre güvenliği<br />
ile deniz trafik düzenini sağlamak amacıyla 1934 yılı ile<br />
01.05.1982 tarihi arasında “Sol Seyir Düzeni”, 1982’den<br />
günümüze kadar “Sağ Seyir Düzeni” tesis edilmiştir. Sağ<br />
Seyir Düzeni’nin 01.07.1982 tarihinden itibaren uygulamaya<br />
konulmasının nedeni, 15 Kasım 1979 tarihinde<br />
İstanbul Boğazı’nın Güney yaklaşımında meydana gelen<br />
Romen tankeri Independenta kazasının büyük bir çevre felaketi<br />
meydana getirmesidir (İstikbal, 2003; Engin,1995).<br />
Boğazlarımızdaki kaza nedenlerini ortadan kaldırmaya<br />
yönelik kurallardan oluşan bu bölgede deniz trafiğinin<br />
düzenlenmesini gerçekleştirmek için 1994 yılında bir Boğazlar<br />
Tüzüğü hazırlanmıştır (28). <strong>Türk</strong> Boğazları’nda seyir<br />
yapacak tüm gemileri kapsayan söz konusu Tüzük<br />
01.07.1994 tarihinde yürürlüğe girmiş olup 1998 yılında<br />
birtakım değişiklikler yapılarak “<strong>Türk</strong> Boğazları Deniz Trafik<br />
Düzeni Tüzüğü” olarak uygulamaya yeniden konulmuştur<br />
(İstikbal, 2003).<br />
“<strong>Türk</strong> Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğü”nün uygulanmaya<br />
başladığı 1994 yılından günümüze kadar <strong>Türk</strong><br />
Boğazları ile yaklaşmalarında, Denizde Çatışmayı Önleme<br />
Sözleşmesinin (COLREG 72) 10’ncu Kuralına göre<br />
düzenlenen ve Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından<br />
kabul edilen Sağ Seyir Rejimi içinde “Trafik Ayrım<br />
Düzenleri (TAD (TSS))” tesis edilmiş ve uygulanmasına<br />
başlanmıştır (İstikbal, 2003).<br />
TAD’a göre gemiler belirli şeritleri, yani trafik ayrım şemalarını<br />
izlemekle yükümlü kılınmış, her iki boğazda deniz<br />
trafik kontrol istasyonları kurulmuştur. Boğaz trafiği söz<br />
konusu istasyonların bir kısmında tesis edilen radarlar ve<br />
trafik ayrım düzeni rapor sistemi ile kontrol edilmektedir.<br />
Ancak Boğazların coğrafi yapısı her ebattaki geminin şeritler<br />
içinde kalmasına olanak sağlamamaktadır. Bu nedenle,<br />
şeridi muhafaza edemeyen büyük gemi geçişlerini<br />
73 ŞUBAT 2011