50. Yıl - Türk Standardları Enstitüsü
50. Yıl - Türk Standardları Enstitüsü
50. Yıl - Türk Standardları Enstitüsü
- TAGS
- tse.org.tr
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
5- Kullanılan kalıp türü ve iskele gerektirmemesi nedeniyle<br />
ekonomiktir ve çevre dostudur.<br />
<strong>50.</strong><strong>Yıl</strong><br />
Ekonomik ve Teknik Dergi<br />
6- Yerli girdi kullanılır, ithalata dayanmaz.<br />
7- Yangın ve korozyona karşı direnci yüksektir.<br />
8- Kalite kontrolu altında üretim yapılır. Dolayısı ile güvenlidir.<br />
Sanayi yatırımcısı açısından böylesine bir öneme sahip<br />
olan prefabrike beton sektörünün mevcut pazar yapısında<br />
şu özellikler göze çarpmaktadır:<br />
1- Prefabrikasyon teknolojisi yapı üretiminde en çok<br />
sanayi yapılarında kullanılmaktadır. Sanayi yapılarının %<br />
90’ı bu teknoloji ile yapılmaktadır.<br />
2- Sektör üretiminin yarısını yapı elemanı üretimi oluşturmaktadır.<br />
Altyapı işleri ile çevre düzeni elemanları üretimi<br />
de diğer yarıyı eşit paylaşmaktadırlar.<br />
3- Sektör üretimine en büyük talep özel sektörden gelmektedir.<br />
Kamu sektörünün pazar payı % 21 dolaylarındadır<br />
ve daha çok altyapı inşaatlarına yöneliktir.<br />
4- <strong>Türk</strong>iye Prefabrik Birliği üyeleri firma toplamının<br />
1/3’ünü oluştururken toplam üretimin 2/3’ üne yakın bir<br />
bölümünü gerçekleştirmektedirler.<br />
Sektör üretimine bölgesel dağılım açısından bakıldığında<br />
en büyük payı % 37’lik bir oranla Marmara<br />
Bölgesi almaktadır. Bunu sırasıyla Ege ve Batı Akdeniz<br />
(% 24), İç Anadolu (% 22), Doğu Akdeniz (% 9), Doğu,<br />
Güneydoğu Anadolu Bölgeleri (% 6) ve Karadeniz (%<br />
3) izlemektedir. Kısaca, sanayi yatırımlarının yoğunlaştığı<br />
bölgeler prefabrike beton eleman üretiminde daha büyük<br />
paya sahiptir.<br />
Sektör, genelde ülkenin gelişmesine paralel olarak gelişen<br />
bir sektördür. <strong>Türk</strong>iye’de prefabrikasyon uygulamaları<br />
1960’ların sonuna doğru başlamıştır. Sektör geçen<br />
50 yıllık süre içinde <strong>Türk</strong>iye’nin sanayileşmesine paralel<br />
bir gelişme göstermiştir.<br />
Sektörün bu dönem içindeki gelişmesi ana başlıklar halinde<br />
özetlenirse:<br />
• 1980’lerin başında bu alanda faaliyet gösteren yaklaşık<br />
40 firma varken 2010 yılında bu sayı 90’dır.<br />
• Üretim hacmi 1980’lerin ortalarındaki 670.000 m 3 değerinden<br />
2010’da yaklaşık 1.300.000 m 3 ’e ulaşmıştır.<br />
24<br />
• 1984’te sektör örgütü olarak 20 firma tarafından <strong>Türk</strong>iye<br />
Prefabrik Birliği kurulmuştur. 2010 yılında <strong>Türk</strong>iye<br />
Prefabrik Birliği’ne üye 27 firma bulunmaktadır. 1984-<br />
2010 yılları arasında Birlik Çatısı altından 56 firma geçmiştir.<br />
Bugün gelinen noktada prefabrike beton sektörü<br />
GSMH’dan binde 2 oranında pay alan, 90 tesiste üretim<br />
yapan ve yaklaşık 9000 kişi istihdam eden bir sektördür.<br />
Çağdaş bir toplumun gereksimin duyacağı bütün elemanları<br />
üretme yetenek ve kapasitesine sahiptir.<br />
Günümüzde prefabrikasyonun inşaat sektöründeki pazar<br />
payı % 7-8 arasında değişmektedir. Ancak, dünyadaki<br />
diğer örneklere bakıldığında ülkemizdeki prefabrikasyon<br />
kullanım oranının yeterli olmadığı açıkça<br />
görülmektedir. Kişi başına 65 kg. olan prefabrike beton<br />
eleman kullanımı Almanya’da 740 kg, Danimarka’da 430<br />
kg, Fransa’da 520 kg, İtalya’da 530 kg ve Belçika’da<br />
920 kg’dır. Prefabrikasyonun yaygın olarak kullanıldığı<br />
bu ülkelerdeki beton prefabrikasyon endüstrisinin durumu<br />
bir gösterge olarak kabul edilirse <strong>Türk</strong> prefabrikasyon<br />
sektörünün bu ülkelerin en az yarısı kadar bir pazar<br />
payına ulaşması için 5 kat büyümesi gerekmektedir.<br />
1984 yılında kurulan <strong>Türk</strong>iye Prefabrik Birliği, sektörün<br />
meslek örgütüdür. Amacı, ülkede prefabrikasyonu tanıtmak<br />
ve yaygınlaştırmak, teknolojik altyapısını oluşturmak,<br />
mesleki ilerleme ve dayanışmayı sağlamak suretiyle<br />
üyelerinin teknik ve ekonomik gelişmelerini ulusal