Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
S a y f a | 99<br />
� Gök-Kal: Gökyüzü ve atmosfer. Kal sözcüğü, kalkmak fiili ile bağlantılıdır. Örneğin kuşun<br />
kalkması, uçağın kalkması onun havalanması demektir ve bu sözcükle ilişkilidir.<br />
GÖKTANRI: Semavi İlah.<br />
Eşdeğer: KÖKTENGRİ, KÜKTENGER<br />
En yüce yaratıcıdır. Soyut bir kavram olarak yer alır. İnsan biçimli değildir. Eşi ve benzeri olmayan,<br />
insanlara yol gösteren, onların varoluşuna hükmeden, cezalandıran ve ödüllendiren bir ulu varlıktır.<br />
İnsanların yaşamına doğrudan karışır, buyruklar verir, iradesine boyun eğmeyenleri cezalandırır,<br />
insanlara bağışladığı iktidar (kut) ve kısmeti (ülüğ) değerini bilmeyenlerden geri alır. Şafak söktüren<br />
(tan üntürü) ve bitkileri oluşturan da “Ulu Tanrı”dır. O, yaşam verici ve yaratıcıdır, ölüm de Tanrı’nın<br />
iradesine bağlıdır. Çuvaşça da Tüpe Tura (Gök Tanrı) olarak söylenir. İskitlerde Goytosır olarak adı<br />
geçen Tanrının Göktanrı demek olduğu iddia edilmektedir. Mengü-Han’ın Rubruk vasıtası ile Fransız<br />
Kralına gönderdiği mektupta, Moğolların inanç anlayışı açık bir şekilde görülmektedir: “Beyrü (ezeli)<br />
ve Bengü (ebedi) Tanrının buyruğu budur. Gökte bir Tanrı vardır, yeryüzünde de bir Hakan olacaktır.”<br />
(Kaynak: Türk Söylence Sözlüğü, <strong>Deniz</strong> <strong>Karakurt</strong>)<br />
� Göktanrı: Gök + Tanrı.<br />
(Karşıt: YERTANRI)<br />
GÖKYOLU: Samanyolu.<br />
Eşdeğer: KÖKZOL, GÖKCOL<br />
Gökyüzünde bir yol gibi görünen galaksi. Güneş Sistemimiz bu gökada içerisindedir. Söylencesel<br />
orduların bu yolda ilerlediği düşünülür. Masal kahramanlarının yine bu yoldan geçtikleri anlatılır.<br />
(Kaynak: Türk Söylence Sözlüğü, <strong>Deniz</strong> <strong>Karakurt</strong>)<br />
� Gökyolu: Gök + Yol<br />
(Eşanlam: ORDUYOLU)<br />
GÖL İYESİ: Göl Ruhu.<br />
Eşdeğer: KÖL (KÜL) ISI<br />
Gölün koruyucu ruhu. Her göl için farklı bir İye vardır. Çuların ilk atası ve yer tanrısının mezarı, bir göl<br />
içinde, bir ağaç dibindeydi. Oğuz Han ilk eşini bir gölün ortasındaki adada yer alan bir ağacın<br />
kovuğunda bulmuştur. Göllerde peri kızlarının oynaştığı ve erkekleri kandırarak suyun derinliklerine<br />
çekerek boğdukları söylenir. (Kaynak: Türk Söylence Sözlüğü, <strong>Deniz</strong> <strong>Karakurt</strong>)<br />
� Göl: (Göl/Köl). Etrafı karayla kapalı, su kitlesi. Serinlik, kuytuluk gibi anlamları vardır.<br />
(Bakınız: İYE)<br />
GÖZ: Nazar.<br />
Eşdeğer: KÖZ, KÜZ, GÜZ<br />
Görme organı. Kötü bakış. En eski biçiminde büyücü ve kötücül şamanların gözlerinde kötü ruhların<br />
yerleştiğine inanılırdı. Bu yüzden bu bakışların tehlikeli bir güç barındırdığı düşünülürdü. Üzerlik otu<br />
yakılarak tütsü yapılması, nazardan korunmanın en etkili yoludur. Kötü göz nesneleri bile çatlatabilir.<br />
Örneğin bardağı kırabilir. Mavi boncuğun bu enerjiyi kendisine çekerek yok edeceği fikri yaygındır.<br />
Kelimenin köz “ateş parçası” ile bağlantısı da dikkat çekicidir. Yakıcı enerjiyi temsil ettiği açıktır. Karak<br />
sözcüğü de aynı anlamda kullanılır. (Kaynak: Türk Söylence Sözlüğü, <strong>Deniz</strong> <strong>Karakurt</strong>)<br />
� Göz: (Göz/Köz). Bakmak ve ateş anlamlarına sahiptir. Bakışın yakıcı gücü olduğu düşünülür.<br />
D e n i z K A R A K U R T <strong>TÜRK</strong> <strong>SÖYLENCE</strong> <strong>SÖZLÜĞÜ</strong>