You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
S a y f a | 207<br />
TİLEG HAN: Söylencesel Hakan.<br />
Eşdeğer: DİLEK HAN<br />
Teleğüt Türklerinin ilk atası olarak kabul edilir. (Kaynak: Türk Söylence Sözlüğü, <strong>Deniz</strong> <strong>Karakurt</strong>)<br />
� Tileg: (Til/Dil). Dilemek fiili ile bağlantılıdır. Tilek (Merkür) adlı gezegen ile bağlantılı olması<br />
muhtemeldir. Teleğüt ismi ile de ilgilidir.<br />
TİN: Ruh.<br />
Eşdeğer: TIN, DİN, ÇIN, ÇUN<br />
İnsan varlığının somutdışı ve nesnesel olmayan kısmı. Soyut varlık. Düşünsel ve duygusal kısım. Sabit<br />
ve hareketli iki kısmı vardır. Sabit kısmına Sür, hareketli kısmına da Süne adı verilir. İnsan doğarken bir<br />
kuş şeklinde gelip ağzından girer ve ölürken de yine kuş kılığında çıkıp gider. İnsan öldüğünde<br />
hareketli ruhu (Sür) kırk gün önce, sabit ruhu (Süne) ise ölüm anında Ulukayın’ın yaprakları arasına<br />
gider. Bazı varlıkların ruhları başka biryerde saklıdır. Örneğin Çoğun Kulak (Çok Kulaklı) Yelbeğen’in<br />
ruhu bir pınarda yüzen sarı balığın karnındaki gümüş sandıkta saklıdır. Bir başka devin ruhu bir ayının<br />
karnındaki üç kuştadır. Demirbüke adlı ejderhanın yedi canından biri yedi ırmağın ötesindeki, yedi<br />
ovanın ilersinde bulunan yedi boynuzlu bir geyiktedir. Tin Güneş gibi parlar ve bir ip gibi göğe uzar.<br />
Ayrıca nefes, rüzgar gibi anlamlar içerir. Ölüm soluk alıp vermenin kesilmesidir. Ve ruh bedeni terk<br />
edince ölüm gerçekleşir. Bu yüzden ölüm için ruhun uçması veya kuş olması, şahin olması tabirleri<br />
kullanılır. Örneğin Yunus Emre’nin aşağıdaki dizeleri bu mantığın bir uzantısıdır.<br />
İş bu söze Hak tanıktır<br />
Bu can gövdeye konuktur<br />
Bir gün ola çıka gide<br />
Kafesten kuş uçmuş gibi<br />
Nefes bedenin tüm organ ve eklemlerini birbirine bağlar. O gidince bunlar dağılır. Ruh daha ana<br />
karnındayken ortaya çıkar. Bebek kımıldıyorsa artık ruhu gelmiş demektir. Kam tarafından çocuk<br />
ayinin yapıldığı esnada çadırın tepesinde bulunan duman deliğinden içeri girerek doğacak çocuğa<br />
hayat veren güneşin ışını biçimindeki sus kutun farklı bir biçimidir. Canlıların gözlerinde yaşayan,<br />
oradan ölümle giden ve göz ateşi anlamına gelen horah da yine kutun bir türüdür. Türk yazıtlarında<br />
can hayatın kaynağı iken ölümden sonrada devam edip hesaplaşmasına dair bilgi verildiği de<br />
bilinmektedir. Çın sözcüğü Türkçede hakikat demektir. Etrüsklerde Tın veya Tına şeklinde söylenen bir<br />
Gök Tanrısı bulunur. (Kaynak: Türk Söylence Sözlüğü, <strong>Deniz</strong> <strong>Karakurt</strong>)<br />
� Tin: (Tin/Tın). Rüzgar, esinti, can, dinlenmek anlamlarını içerir.<br />
(Bakınız: SÜR, SÜNE)<br />
TOBADI: Yemin.<br />
Eşdeğer: TUPATA<br />
Bir yemin sözüdür. Vallahi, Billahi gibi anlamlarda kullanılır. “Tobadı doğru söylüyorum” gibi. Tob/Tup<br />
evin ortası demektir. İskit ocak tanrısı Tabıtı’nın adıyla da bağlantılıdır. (Kaynak: Türk Söylence<br />
Sözlüğü, <strong>Deniz</strong> <strong>Karakurt</strong>)<br />
� Tobadı: (Top/Tob/Tab/Tap). Kök, Eski Türkçe ve Moğolcada diz, diz çökmek anlamı içerir.<br />
Hatta aynı anlam Tunguz ve Mançu dillerinde de vardır. Kökeni tam olarak tespit etmek şu an<br />
için zor gözükmektedir. Toba (Tabgaç) şeklinde bilinen eski Türk kavminin adını da<br />
çağrıştırmaktadır. Tapmak fiili ile de alakalıdır. Çuvaşçada Tob/Tup sözcüğü evin ortası<br />
demektir.<br />
D e n i z K A R A K U R T <strong>TÜRK</strong> <strong>SÖYLENCE</strong> <strong>SÖZLÜĞÜ</strong>