18.01.2013 Views

TÜRK SÖYLENCE SÖZLÜĞÜ Deniz Karakurt

TÜRK SÖYLENCE SÖZLÜĞÜ Deniz Karakurt

TÜRK SÖYLENCE SÖZLÜĞÜ Deniz Karakurt

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

S a y f a | 161<br />

kişilerin attıkları oklar Güneş Işıkları tarafından tutulur. Güneş’in ışınları da ok olarak kabul edilir.<br />

Yakın dönemde Atatürk’ün Altı İlkesi de Altı Ok olarak simgeselleştirilmiştir. Yay ise gökyüzünün bir<br />

simgesi olarak kabul edilir. Ayrıca ok ve yay ile fal bakılır. (Kaynak: Türk Söylence Sözlüğü, <strong>Deniz</strong><br />

<strong>Karakurt</strong>)<br />

� Ok: (Ok). Yayla atılan ve ucunda sivri bir demir bulunan savaş aracı. Silah, sivrilik, öğrenmek,<br />

öğreticilik, okul anlamları içerir. Okruk hem Türkçede hem de bazı Sibirya özerk devletlerinde<br />

Devlet (günümüzde Cumhuriyet) demektir.<br />

OKAN HAN: Barış Tanrısı.<br />

Eşdeğer: UKAN (OKON, OKHON) HAN<br />

Kan davalarına karşı çıkan, oba ve oymaklar arasındaki geçimsizliklerde, arabuluculuk yapan tanrı.<br />

Tanrının küçük oğludur ve cezalandırılarak yeryüzüne gönderilmiştir. Oğan ile karıştırılmamalıdır.<br />

(Kaynak: Türk Söylence Sözlüğü, <strong>Deniz</strong> <strong>Karakurt</strong>)<br />

� Okan: (Oğ/Og/Uğ/Ug). Yaratmak ve barış anlamları taşır.<br />

(Karıştırılan: OĞAN)<br />

OKAY HAN: Sihirbaz Tanrısı.<br />

Su altında yaşar. Su altında yaşayan, öte dünya ile bağlantılı bir büyücü. İnsan kanından meydana<br />

gelen denizler ile çevrili bir evi olduğu düşünülür. Yaşadığı kalenin etrafındaki denizler insan kanından<br />

ve kıpkırmızıdır. Kalenin avlusu hayvan kılığındaki insanlarla doludur. Onları bu kılığa Okay sokmuştur.<br />

Tabanı denizde tavanı gökyüzünde olan bu kale tamamen insan kafatasından örülmüştür. Bazen su<br />

içenleri sakallarından tutarak suya çeker. (Kaynak: Türk Söylence Sözlüğü, <strong>Deniz</strong> <strong>Karakurt</strong>)<br />

� Okay: (Oğ/Og/Ok). Okçu büyücü, falcı anlamında da kullanılır.<br />

OLONGO: Destan.<br />

Eşdeğer: OLONHO, OLUNGU<br />

Şiir şeklindeki söylence. Hemen her toplumda destanlar bulunur ve şiir şeklinde olmaları nedeniyle<br />

daha çok ilgi çeker ve daha kolay ezberlenirler. (Kaynak: Türk Söylence Sözlüğü, <strong>Deniz</strong> <strong>Karakurt</strong>)<br />

� Olongo: (Ol). Olmak fiili ile ilişkilidir. Olanların, olmuşların öyküsü demektir. Eski Türkçede<br />

Ölön sözcüğü de destan demektir.<br />

(Bakını, Eşanlam: KAY, YOMAK)<br />

ONGUN: Totem.<br />

Moğolca: ONGON<br />

1. Kutsal hayvan ve onun sembolize edilmiş figürü. Kendisinin soyundan gelindiği düşünülen ve saygı<br />

duyulan, kutsal kabul edilen hayvan, nesne veya varlık. Bazen rüzgar bile bir ongun olabilir. Hayvan<br />

veya insan biçimli heykelciklerdir. Daha sonra arma şeklini almış ve bunlara da Ongan adı verilmiştir.<br />

Her boyun farklı bir kutsal hayvanı ve onu simgeleyen bir ongunu vardır. Bereket ve uğur getirdiğine<br />

inanılır. Ongun hayvanlarını yemek, yaralamak ve öldürmek yasaktır. Kabileler bu hayvandan<br />

türediklerine inanırlar. Yasaklara uymayanın başına felaketler gelir ve toplumdan dışlanır. Hatta bu<br />

hayvanların adlarını anmak dahi tabu (kutsal yasak) olarak kabul edilir.<br />

2. Bolluk, bereket. Bir varlığın devamlılığı, çoğalma yeteneği. (Kaynak: Türk Söylence Sözlüğü, <strong>Deniz</strong><br />

<strong>Karakurt</strong>)<br />

D e n i z K A R A K U R T <strong>TÜRK</strong> <strong>SÖYLENCE</strong> <strong>SÖZLÜĞÜ</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!