Birinci Basamakta Adli Tıp - Balıkesir Tabip Odası
Birinci Basamakta Adli Tıp - Balıkesir Tabip Odası
Birinci Basamakta Adli Tıp - Balıkesir Tabip Odası
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
tıbbi tablolarda; epilepsi krizi, üremi veya diabet koması, hipertiroidi krizi, karbonmonoksit,<br />
karbondioksit, eter gibi maddelerin solunması, zehirlenmeler, yüksek ateş nedeniyle oluşan<br />
bilinç bozukluklarında kişilerin ceza sorumlulukları ortadan kalkar veya davranışlarını yönlendirme<br />
yeteneği azalır.<br />
Alkol ya da narkotik maddelere bağımlı olanların bu maddeleri sağlamak için işlediği suçlarda<br />
ceza sorumlulukları yoktur. Yasada arızi durum olarak tamınlanan bu tabloların ceza sorumluluğa<br />
etki edebilmesi için kişinin bu maddelerin alımında bir kusurunun bulunmaması<br />
gerekmektedir. Ancak kişinin istemli olarak alkol veya toksik madde alması ceza sorumluluğunu<br />
hiçbir şekilde etkilemez.<br />
3. Ceza hukuku yönünden travma ve adli psikiyatri<br />
İnsanın beden bütünlüğü ve kimliğine, dolayısıyla bir bütün olarak varoluşuna yönelik her<br />
türden dış etki travmadır. Amerikan Psikiyatri Birliği’nce kişinin gerçek bir ölüm, ölüm tehdidi<br />
veya ağır bir yaralanma ile karşılaşması, kendisinin ya da bir başkasının fizik bütünlüğüne<br />
tehdit olayını yaşaması, böyle bir olaya tanık olması ya da ailesinden birinin ya da bir yakınının<br />
beklenmedik ölümünü ya da şiddete maruz kaldığını öğrenmesi gibi durumlar karşısında yoğun<br />
korku, çaresizlik ve dehşet duygularının yaşanması ruhsal travma olarak adlandırılmaktadır.<br />
TCK kapsamında, yaralanmalar başta olmak üzere çeşitli maddelerde ruhsal travmaya bağlı<br />
olarak ortaya çıkan algılama bozuklukları ve akıl hastalıkları gibi durumlarda cezanın artmasından<br />
söz edilmektedir.<br />
Travma, yasal anlamda da belirlenmesi ve yaptırımlar uygulanması gereken bir eylemdir.<br />
Travmanın yasal boyutta bir yaptırımla karşılaşması için, varlığının ve olayla nedensellik<br />
bağı bulunduğunun kanıtlanması gerekmektedir. Ancak adli olgularda ruhsal travma tanısını<br />
koyacak deneyimli uzmanların yeter sayıda olmaması, eylemle sonuç arasındaki nedensellik<br />
bağının belirlenmesinde eğitim veya diğer etkenlerden kaynaklanan yetersizlikler, sorunun<br />
büyük oranda göz ardı edilmesine veya saptanamamasına neden olmaktadır.<br />
İnsan hakları ihlalleri, işkence, çocuk istismarı gibi durumlarda fiziksel belirtilerin saptanamaması<br />
veya yokluğunda tanıya götürücü yegane inceleme adli psikiyatrik incelemedir.<br />
a) Cinsel istismarın değerlendirilmesi<br />
<strong>Adli</strong> psikiyatrik değerlendirmenin özgül bir alanı da çocukların maruz kaldığı cinsel eylemlerde<br />
tanımlayıcı ve koruyucu incelemelerdir.<br />
Cinsel istismar: çocukların erişkinler tarafından cinsel amaçla herhangi bir aktiviteye sokulmaları<br />
veya zorlanmaları olarak tanımlanır. 13<br />
Cinsel istismarın tanımlanabilmesi, fiziksel/genital muayene ve laboratuvar tetkiklerin yapılmasını<br />
gerektirmektedir. Ancak, genital/fiziksel muayene ve inceleme sürecinin psikiyatrik<br />
değerlendirmeden önce gerçekleşmesi halinde; çocuklar bu muayeneleri ‘cezalandırma’ olarak<br />
algılayıp bilgi vermekten kaçınabilmekte, muayene ve soruşturma sürecinin etkilerine maruz<br />
kalmaktadırlar. Dolayısıyla; adli psikiyatrik değerlendirme; cinsel istismara uğrayan çocukla<br />
ilk karşılaşmada; travmaya bağlı ruhsal etkilerin tanımlanması ve aynı zamanda çocuğun fiziksel/genital<br />
muayeneye hazırlanması, çocuk ve ailenin sağaltıma yönlendirilmesi kapsamında<br />
gerçekleştirilmelidir. Görüşmelerin, çocukluk döneminin ruhsal bozukluklarını, belirtilerini,<br />
bunların değerlendirme yöntemlerini bilen ve istismara uğrayan çocuklarla görüşmede dene-<br />
<strong>Birinci</strong> <strong>Basamakta</strong> <strong>Adli</strong> <strong>Tıp</strong> 249