13.01.2013 Views

tc süleyman demirel üniversitesi fen bilimleri enstitüsü menderes

tc süleyman demirel üniversitesi fen bilimleri enstitüsü menderes

tc süleyman demirel üniversitesi fen bilimleri enstitüsü menderes

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

19<br />

HCO3 - tipli jeotermal suların rezervuar sıcaklıklarının 200-232 o C sıcaklıkta ve<br />

tamamen dengeli sular olmadığını açıklamışlardır.<br />

Karamanderesi ve Helvacı (2001), Büyük Menderes vadisinde bulunan yüzey<br />

sularının jeotermal sistemler veya Kızıldere sahasının etkileri ile kirletildiğinin<br />

yanlış bir görüş olduğunu savunmuşlardır. İncelemede Aşağı Büyük Menderes<br />

vadisinde, aşırı yeraltısuyu tüketimi ve su kullanımının kontrolsüz olmasına bağlı<br />

olarak; Büyük Menderes nehir yatağında ve su tablasında alçalmanın olumsuz<br />

etkilerini ve kirli yüzey sularının yeraltına karıştığı ortaya konmuştur. Bu kirliliğin,<br />

Büyük Menderes vadisindeki jeotermal tesislerin üst boşalım bölgelerindeki dengeyi<br />

bozduğu, jeotermal sistemleri kirletmeye başladığı şeklinde ifade edilmiştir.<br />

Gemici ve Tarcan (2002), Menderes Masifinde yüzeylenen sıcak suların rezervuar<br />

kayaçlarının Menderes Masifi metamorfikleri olduğunu belirtir. Araştırıcılar, gnays<br />

ve şistlerin genellikle düşük bor içeriği göstermesine karşın Menderes Masifinde<br />

yüzlek veren kayaçlarda bulunan serizit, illit ve turmalin minerallerinin, su-kayaç<br />

ilişkisi ile sıcak sulardaki bor artışının nedenlerinden biri olduğunu savunurlar.<br />

Çalışmada, gerek düşük gerekse yüksek sıcaklıktaki jeotermal sulardaki HCO3 - ve B<br />

arasında gözlenen pozitif korelasyon sonucunda sıcak sularda B içeriğinin öncel<br />

çalışmalarda belirtildiği gibi karbonatların çözünürlüğü ile ilgili olduğunu<br />

vurgularlar. Bu alanda yüksek ve düşük sıcaklık değeri sunan sıcak sularda Cl/B<br />

değişimini olasılıkla iki nedene bağlarlar. Buna göre (i) su-kayaç ilişkisine ek olarak<br />

magma sokulumlarından boşalan gaz ile sisteme bor katılımı, (ii) düşük sıcaklığa<br />

sahip alanlarda ayrışma sürecinde borun ikincil minerallerin yapısında yer almasının<br />

gerekliliği üzerinde durmuşlardır.<br />

Möller (2002), su-kayaç etkileşimini araştırmak amacı ile yaptığı deneysel yıkama<br />

testleri sonucunda REE ve Y (ytrium) elementlerinin kayaç alterasyon derecesine<br />

göre değişim gösterdiğini belirtmiştir. Çalışmaya göre jeotermal akışkanlarda REE<br />

bolluk derecesi yıkanabilir aksesuar mineraller ile, REE elementlerinin kayaç<br />

oluşturan minerallerle değişimi ile ve alterasyon mineralleri ile kontrol edilir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!