'SOLO TÜRK' nefes kesecek! - Belde Gazetesi

A.Turan ALKAN
Baflbakan'dan flüpheleniyorum
Seçimlere 5 ay var; bu sürede köprülerin alt›ndan çok sular akaca¤›n›
hesap etsek bile anketler genel e¤ilimi ana hatlar›yla ortaya
koyuyor. Sekiz senelik iktidar›n y›pranmas› her yerde tabii
karfl›lan›r.
Bizde durum farkl›; iktidar afl›naca¤›na halk deste¤ini giderek art›r›yor
ve bu durum muhalefet cephesinin kimyas›n› bozmaya bafllad›.
Bafllar›na gelen "onca" musibetten sonra flu kadar›n› olsun anlad›lar
ki, sand›ktan ç›kmad›kça sair yollardan iktidara gelme ümidi
kalmam›flt›r.
fiimdi sinir savafl›na bafllad›lar. Endâzesiz ve usturupsuz lâflar
savurarak durumu de¤ifltirmeye çal›fl›yorlar; bu durum bana, gece
yar›s› tenha bir mezarl›¤›n içinden tek bafl›na geçmeye mecbur kalan
birinin korkusunu da¤›tmak için ›sl›k çalmas›n› and›r›yor; nitekim
Do¤an medya grubunun televizyonlar›ndan birinde, hükümete
oy vermeyi düflünenlerin aptal oldu¤unu imâ eden sözde komedyenin
hezeyan›, çok güzel bir örnektir. "Sözde komedyen" sözünün
alt›n› çiziyorum çünkü bu kifliyi y›llar öncesinden hasbelkader flurda
burda seyretmifl biri olarak beni bir kere bile e¤lendiremedi¤ini
söylemek zorunday›m; daha ziyade ac›mak hissi uyand›rm›flt›r
bende.
Son derece ciddi bir sahne sanat› olarak komedyenli¤in nas›l yap›lmas›
gerekti¤ine dair ülkemizde iyi örnek say›s› az de¤il; bunlar›n
aras›nda dünya görüflü itibariyle benimsemedi¤im insanlar da
çoktur fakat imâ etti¤im kifli söz konusu oldu¤unda kendisinden bu
onuru, kendi ad›ma esirgemek durumunday›m. Seçimlerde hükümetin
%50'ye yak›n oy alaca¤›n› ileri süren anketleri, "Aziz Nesin
kriterlerine göre yüzde 60 ç›kmas› laz›m" cümlesiyle de¤erlendirmenin
hofllukla, espriyle ilgisi yoktur; ama derinlerde bir yerde yan›p
duran bir ci¤erin duman›na niflan olabilir.
Neyse ki memlekette söz söyleme ve saçmalama hürriyeti var;
zaman zaman kötüye kullan›lsa bile; nitekim bu gibi dikkat çekici,
sivri ve delici söz sarfedenlerin, asl›nda meslekî durumunu iyilefltirmek,
daha çok müflteri celbetmek, olumsuz da olsa isminden
bahsettirerek flahsi reklam›n› bedavaya getirmek gibi amaçlar güttü¤ünü
sonradan ö¤renip flafl›r›yoruz. Bu reklam takti¤i, son olarak
bir TV dizisinin tan›t›m› için ustaca kullan›lm›fl ve meseleyi ciddiye
alan protesto erbab›n›n "Ay›pt›r, günaht›r!" diye aflka gelmesi
yüzünden dizi, tarihî bir izlenme rekoruna eriflmiflti.
‹flin en e¤lenceli k›sm›n› sona saklamay› uygun gördüm: Türk
halk›n›n % 50'si (Bir baflka komik adama göre % 250'si), kendisine
reva görülen bu gibi hakaretleri oya dönüfltürmekte ilginç bir
kararl›l›k gösteriyor ve s›rf bu kötü espriden dolay› hükümet partisinin
kazanç hanesine birkaç puan daha ekledi¤ini düflünüyorum.
Canl› yay›n esnas›nda berbat bir espri patlatarak ci¤er yan›¤›n›n
duman›n› a¤z›ndan tahliye etmeye çal›flan garibanlar, nihai
tahlilde aptall›k oran›m›z›n yükselmesine -tersinden de olsa!önemli
bir katk›da bulunuyor, hükümeti propaganda masraf› ve
zahmetinden kurtar›yorlar. Nitekim bu güruhtan birinin vaktiyle
"Bidon kafal›, göbe¤ini kafl›yan k›ll› gerizekâl›lar" benzetmesi, iktidar
partisinin hâlâ iflletip durdu¤u bereketli ve feyyaz bir mâden
kayna¤› olarak iflleyip durmakta, hükümete bedavadan puanlar
yazmaktad›r.
Bazen düflünürken, "Bu adamlar› sak›n, Baflbakan parayla kand›r›p
böyle söylemeleri için bafltan ç›kar›yor olmas›n?" diye fesatl›k
üflüflüyor kafama. Sekiz günde yüzseksen yeni yat›r›m›n aç›l›fl›n›
yapmaktan daha çok hayr› dokunuyor bu adamlar›n hükümete.
"Bunlar Baflbakan'a dahlediyorsa, ben de inad›na desteklerim arkadafl"
diye düflünen karars›z yurttafllar› ikircikten kurtar›yorlar.
Konuflunuz beyler, hatta galeyan halinde ifrazata devam ediniz;
ama siz flak›d›kça, anket sonuçlar›n›n üstüne kaymak seriliyor bilmifl
olunuz. Zaman, 05 fiubat 2011
Bugün yurtta hava
Yar›n yurtta hava
6 fiubat 2011 Pazar BELDE BASIN KR‹T‹K 15
S›k söyleriz. Toplumun de¤iflmesi, bazen,
fay hatlar›ndaki gerilim birikimine
benzer. Enerji birikir ve bir anda boflal›r.
Toplumsal hayatta bir dönemi di¤erinden
ay›ran, iflte söz konusu depremler, yani
"de¤iflim dalgalar›"d›r.
Nitekim 1980'ler ve 1990'lar birbirlerinden
farkl› nitelikler tafl›m›fllard›r.
1980'lere bakt›¤›m›z zaman bireycilik
flemsiyesini, 1990'lara bakt›¤›m›z zaman
bireyi hak ve özgürlükleri aç›s›ndan kültürel
yönleriyle yeniden tan›mlayan kimlikler
flemsiyesini görürüz.
2000'li y›llarda ise ülke yeni toplumsal
bir dalgaya tan›kl›k etmifltir...
Bu, ana hatlar›yla bir "flah›slaflma" dalgas›d›r.
Yeni dalga, 1980'li y›llara hâkim olan
"bireycilik" dalgas›ndan oldukça farkl›d›r.
Yeni iklim kimlikler ile bireylerin ve bireyleflmenin
yan yana yaflad›¤›, ama daha
çok iç içe geçti¤i ve birbirini imha etmeden
etkiledi¤i bir yap›ya iflaret etmektedir.
Bu yap› do¤al olarak ciddi bir de¤iflim
dalgas›n›n varl›¤›n› ortaya koymakta, gerek
‹slami kesimde gerek laik kesimde
köklü bir sorgulama, hatta dönüflme süreci
‹nsan› anlamak
‹çinde yaflamakta oldu¤umuz
co¤rafyada bir anlamda kan gövdeyi
götürürken bugün gözümü iç
sorunlar›m›za çevirmek istiyorum.
Zira bölgedeki sorunlar ve çat›flmalarla
ilgili konular, enine boyuna
tart›fl›ld› ve korkar›m bu tart›flmalar
uzun bir süre devam edecek.
Kendi ad›ma tahmin yürütmekten
de b›kt›m, yürütülen tahminleri
okumaktan da b›kt›m. Temennim
ve umudum bölgemizdeki
bu çat›flmalar›n ve mücadelelerin,
halklar›n beklentilerine uygun
sonuçlar vermesi ve bunca eme-
¤in, bunca heyecan›n ve bunca kan›n
bofla gitmemesi.
Bugün iç sorunlar›m›za dönmek
ve insan do¤as›ndaki labirentleri
anlama konusundaki aczimi, sizlerle
paylaflmak istiyorum. Zira
akl›na fikrine gerçekten güvendi-
¤im kimi arkadafllar›m›n ve tan›fllar›m›n
baz› konularda öyle yaklafl›mlar›
oluyor ki gerçekten inanmakta
çok zorluk çekiyorum
Xxx
Ele almak istedi¤im ilk konu
farkl› yarg›lamalarla ilgili olacak.
Anlams›z bir biçimde ve tabii
yanl›fl olarak Ergenekon diye
isimlendirilen davan›n haz›rl›k süreci;
benim aç›mdan kimi üzüntülere
neden olmufltu. Baz› zanl›lara
reva görülen muameleler nedeniyle
çok üzülmüfltüm. Ancak belli
çevrelerde gözledi¤im panik havas›na
da çok flafl›rm›flt›m.
Ali BAYRAMO⁄LU
Siyasi bilanço hiç de kötü de¤il...
yafland›¤›n› göstermektedir.
Dalga, 2000'li y›llar›n bafllar›nda sessiz
ve tazeydi.
Bugün ise devasa ve belirleyicidir.
23 Temmuz 2007 seçimleri bu dalgan›n
hem bir kan›t› hem bir sonucuydu. Ergenekon
davas›n›n tetikledi¤i di¤er temizlik giriflimleri
de öyle...
Peki, bu sonuç ve bu kan›t, yani "de¤iflim
süreci" bize ne anlat›yor?
Sadece askeri vesayet düzeninin sars›lmas›n›
m›?
Elbet bu sars›nt› çok önemlidir, de¤iflimin
en önemli girdisidir. Ama onu mümkün
k›lan baflka geliflmeler de oldu ve oluyor.
O kimilerinin görmek istemedi¤i de¤iflim
süreci bize flunlar› anlat›yor:
1. 1997'de aç›lan sayfa toplumun merkezi
ile çevresi aras›ndaki mesafelerin azalmas›ndan
üreyen bir kriz dönemiydi. Bugün
bu kriz önemli ölçüde geride b›rak›lm›fl
ve çat›flma yerine entegrasyon sayfas›
aç›lm›flt›r. Ancak bu entegrasyon bir benzeflme
mekanizmas› üzerine kurulu de¤ildir.
Parçal› ve inifl ç›k›fll› yaflanmakta, en
Haz›rl›k aflamas›ndaki kimi tutumlara
üzülmüfltüm zira kendimce
sayg›n ve de¤erle buldu¤um kimi
meslektafllar›m›n evlerine sabaha
karfl› bir anlamda bask›n yap›lmas›
ve kitaplar›n›n alt üstü
edilmesi "12 Eylül" günlerini
an›msatm›flt›. Böyle davran›fllara
hiç gerek yoktu.
Beykoz- Anadolu Kava¤› aras›ndaki
askeri bölgede topraktan
bir anlamda f›flk›ran silah ve mühimmat
ve bunlara ek olarak Gölcük'te
döfleme alt›ndan ç›kart›lan
belgelerin hesab›n›n soruldu¤u,
"Balyoz" yarg›lama sürecinde de
huzursuz oldu¤um kimi geliflmeler
oluyor. Özellikle, zanl›lar aras›nda
bulunan ve kendimce "Böyle
fleyler yapmaz", dedi¤im kimi
arkadafllar›m›n durumuna üzülüyorum.
Umudum bu yarg›lamalar›n
mümkün oldu¤unca ivedilikle sonuçlanmas›
ve "akla karan›n", birbirinden
ayr›lmas›. Zira burada
birbirinden çok farkl› insanlar yarg›lan›yor.
Ve yarg›lananlardan kiminin
suçlu oldu¤unu düflünürken
kiminin de, suçsuz oldu¤unu düflünüyorum.
Umar›m yarg›lama
süreci sonunda tatmin olaca¤›m›z
sonuçlar ortaya ç›kar ve kimilerinin
haks›z yere çekti¤i s›k›nt›lar
geride kal›r.
Xxx
Hrant Dink davas› da tam bir
hukuk ve güvenlik kepazeli¤ine
dönüfltü. Asl›nda çarflamban›n,
Ankara
S›cakl›k...
-5 6
Nem...
47 78
‹stanbul
S›cakl›k...
4
Nem...
10
58 87
‹zmir
Toktam›fl ATEfi
perflembenin nas›l olaca¤›n› gösterdi¤ini
düflünüyorum ama maalesef,
ilgililer bunu göremedi.
Daha duruflmalar bafllarken; cezaevi
arabas›ndan ç›kart›lan, meymenetsiz
bir eflk›yan›n iki yan›nda
iki polis giderken müthifl terbiyesiz
bir biçimde de¤erli bir yazar›m›z›n
ad›n› anarak, "ak›ll› olsun..."
gibisinden bir ç›k›flta bunmas›n›n
hiçbir tepkiye yol açmamas›
ve yap›lan eflk›yal›¤›n, yapan›n
yan›nda kâr kalmas›; bu iflin
ard›nda karanl›k iliflkiler oldu¤unu
gösteriyordu. Ama Trabzon
Emniyeti'nin ve jandarmas›n›n,
böylesine iflin içinde oldu¤unu ya
da en az›ndan aymazl›k içinde oldu¤unu
bilemezdik. Bakal›m bu
ifl, nas›l noktalanacak. Ancak, Abdi
‹pekçi'nin katilinin a¤abeyinin
kardeflinin "yeterince" cezas›n›n
çekti¤ini dile getirdi¤ini görünce
"Acaba bilmedi¤imiz fleyler mi
var?" diye düflünmekten kendimi
alam›yorum. Zira yüzsüzlü¤ün bu
kadar› olamaz...
Ya, Kemal Türkler'in bilinen
katilinin yarg›lanmas›n›n, 30 y›lda
sonuçlanamamas› ve zaman afl›m›na
u¤ramas›n› nas›l aç›klayaca-
¤›z?
Olacak fley mi bu?..
Peki, Bahçelievler katliam›nda
öldürülen 7 gencimizin katillerinin
suçlar›n› ikrar etmelerine ra¤men
bugün aram›zda dolafl›yor olmalar›n›
anlayabilecek bir izan
S›cakl›k...
5 14
Nem...
51 82
önemlisi gerek bireylerin gerek kesimlerin
fayda, tutum, beklenti ve eylem aç›s›ndan
"ço¤ullaflt›¤›" bir yap› üzerinden gerçekleflmektedir...
Son dönemde toplumun kutuplaflmaya
direnmesi, temel olarak bu geliflmede yatmaktad›r...
2. Bu de¤iflim sürecini iç dinamikler aç›s›ndan
besleyen çat›flmalar ve çat›flma dönemi
olmufltur. Çat›flmalar s›ras›nda toplumsal,
kültürel ve siyasi karfl›laflmalar, etkileflimler
ve deneyimler yaflanm›flt›r. De-
¤iflim dinamikleri aç›s›ndan belirleyici
olan husus, aktörlerin ötekine bak›fllar›n›n
kendilerine bak›fllardan hareketle de¤iflmesidir,
yani kendilerine bak›fl›n farkl›laflmas›d›r.
Dolay›s›yla de¤iflimde söz konusu olan
siyasi bir uzlaflmadan çok, toplumsal bir iç
içe geçifl ve buradan kaynaklanan uzlaflmad›r.
Son dönemi belirleyen bu geliflmenin bir
sonucudur...
3. De¤iflim süreci, temel olarak toplumun
orta kademelerinden do¤mufl, bu kademeler
taraf›ndan üretilmifl ve sürüklenmifltir.
Böyle oldu¤u oranda, de¤iflim süre-
var m›?
Çok yanl›fl ifller yap›l›yor...
Xxx
Evet, çok yanl›fl ifller yap›ld› ve
yap›l›yor. Fakat bu türden ifller
karfl›s›nda kimi çevrelerde gördü-
¤ümüz, mesnetsiz korkuya ne demeli?
Özellikle, Silivri duruflmalar›
öncesinde öyle bir hava pompaland›
ki kimileri her an kap›lar›n›n
çal›nabilece¤i ve gözalt›na al›nabilecekleri
korkusuna kap›ld›lar.
Ve öyle insanlar, bu korkuya kap›ld›lar
ki; "insaf..." dedim.
Örne¤in, hiçbir partiye üye olmayan
hiçbir demokratik derne¤in
kap›s›ndan geçmemifl olan tek siyasal
eylemi seçimlerde CHP'ye
oy vermek olan bir arkadafl›m,
"Hocam, beni de gözalt›na al›rlar
m›?" diye sorunca kulaklar›ma
inanamam›flt›m. Üstelik bu arkadafl›m
avukat idi.
Korkusu ya da endiflesi numara
olsa bu kadar flafl›rmayacakt›m.
Fakat samimi olarak korkuyordu.
Torba Yasa'ya trajik yan›t!
ci tersten çal›flmakta, siyasi tutum ve beklenti
aç›s›ndan bu orta s›n›f› yeniden oluflturan
unsurlar içermektedir. Nitekim laik
kesim ve ‹slami kesimin önemli bir ço¤unlu¤u
demokrasiye, özgürlü¤e, haklara bak›fl
aç›s›ndan birbirine yaklaflmaktad›r.
Her iki kesimde de¤iflime direnç içinde
olan ya da "tersten de¤iflme" yaflayan kutuplar
ise zihniyet aç›s›ndan birbirine benzemeye
yüz tutmaktad›r.
Bu durum böyleyken irtica yerine baflka
tehlike aramak, bunu yaparken özellikle
siyasi iktidar›n gündelik uygulamalar›n›
ana mekanizma, ana sorun haline çevirmek
gerçek bir odak kaymas›d›r.
Demokratlaflma ve demokratikleflme iki
fikirden uzaklaflmay› gerektirir: Tehlike ve
tehdit fikrinden...
O zaman asayiflten siyasaya geçersiniz...
Anlamak istemeyenler Özal'› hat›rlas›n...
‹ki yönüyle...
Elefltirilen gündelik politikalar›yla ve
büyük yere gö¤e s›¤d›r›lamayan de¤iflim
projesiyle... Yeni fiafak, 5 fiubat 2011
O zaman, insan tabiat›n›n anlafl›lmazl›¤›n›,
bir kez daha gördüm.
Xxx
fiimdilerde TBMM'deki "torba
yasa"n›n getirecekleri konusundaki
endifle ve korkular da beni ayn›
derecede flafl›rt›yor. Özellikle,
Türkiye solunun tarihine çok flanl›
ve de¤erli katk›lar yapan D‹SK'in
tutumunu anlayabilmem mümkün
de¤il. Torbadaki yasalardan biriyle
on binlerce gence, paral› staj
olana¤›n›n getirilmesini "Emek istismar›"
olarak de¤erlendirmek,
nas›l bir ruh halinin tezahürüdür
acaba?..
Gerçekten, çok üzülüyorum.
Yarg›tay ve Dan›fltay'a yeni ekler
yap›lmas› karfl›s›nda yüksek
yarg› üyelerinin tepkilerini de de-
¤erlendirmek niyetindeydim ama
yerim kalmad›. Zaten, Say›n Haflim
K›l›ç'›n son konuflmas›, bu konuda
yeterli olabilir.
Ancak bu konuya, gene dönece-
¤im. Bugün, 05 fiubat 2011
Nihal KEMALO⁄LU
Torba Yasa'y› protesto etmek için 81 ilden gelen emek örgütlerinin
TOMA'l› çevik kuvvet takviyeli 6 bin polis taraf›ndan kuflat›l›p
K›z›lay Meydan›'na sokulmad›¤› gün Ankara için uzun bir gündü.
Torba Yasa'ya en 'trajik itiraz', Ortado¤u'nun en büyük sanayi bölgesinden
gelen iki patlamada yükselmiflti.
Emekçilerin biber gaz›yla bo¤uldu¤u saatlerde onlarca cenaze arac›,
ambulans ve ceset torbas› çoktan Ostim'e yola ç›km›flt› bile.
Ve ucuz üretim cenneti kapitalist ülkemizden o gün 17 insan›m›z›
daha kovmufltuk, üstelik iflletmelerde kaç kiflinin çal›flt›¤›n› bilen bir
yetkili bile ç›kmam›flt›.
'Sigortas›z, ucuz, genç iflçi' ölüm depolar› küçük iflletmeler, üst
üste y›¤›lan dinamitler misali infilak ediyordu.
Pek tabii hak aray›fl›ndaki emekçiye 'terörist' deyip bo¤az›na yap›flan
devlet, kaçak üretimde çal›flan ve resmi kay›tlarda yer almayan
ölü iflçilerin say›s› sorulunca afall›yordu.
Sanayi bölgesinde 'ifl gücünün e¤itimini, sa¤l›¤›n› ve ifl güvenli¤ini'
umursamayan ucuzcu, uyan›k tüccar zihniyetin denetimsizli¤e
nas›l göz yumdu¤unu gördük.
Devlet, Valilik, Belediye elbirli¤iyle 'küçük iflletmeleri' ekonomiyi
teflvik ad›na kendi hallerine b›rakm›fllard›. Sosyal kay›tlara giremeyen
insanlar› 'kay›ts›zl›kla' öldüren eli kolu uzun sistem böyle 'ferah'
iflliyordu.
‹lk patlamayla ilgili Çal›flma Bakan›, '‹flletmenin iflletme belgesi
olmad›¤›n› ö¤rendim' demiflti.
Ve eklemiflti 'Biz 2007 y›l›nda denetim yapm›fl›z, baz› tespitler
yapm›fl›z ama insan hayat›n› tehlikeye atacak tespitler de¤il.'
‹kinci patlaman›n oldu¤u iflyeri 'torna ruhsat›na' sahipti ama 'tiner
ve boya imalat›' yap›l›yor, üstüne üstlük kaçak mazot üretildi¤i söyleniyordu.
‹ç içe geçmifl ruhsatlarda ne üretildi¤inin bile bilinmedi¤i ortaya
ç›karken, 19 yafl›nda gençler 'sigortas›z' çal›fl›p yanarak ölmüfllerdi.
Ekonomik kalk›nma h›rs›yla rekabet gücünü, ucuz insan eme¤i,
denetimsiz KOB‹, 10 milyon kay›t d›fl› çal›flanla sa¤lamaya çal›flan
Türkiye'de, ilkel kapitalizmin ilk dönemlerini bile yaya b›rakacak iflçi
k›y›mlar› ola¤anlafl›yor.
Yasal denetim sorumlulu¤unu hangi kurumun üstlendi¤i hala ortaya
ç›kmayan küçük iflletme-imalathanelerin 'bir kamyon patlay›c›ya'
denk tehditlerini bombalama sonras›na dönüflmüfl bölgeden izledik.
Geçen y›l iflçi ölümlerinde Avrupa birincisi ülkemizdeki ifl kazalar›n›n
Türkiye ekonomisine getirdi¤i 'maliyeti' üflenmeyip hesaplayan
Çal›flma Bakan›m›z y›ll›k 4 milyar 875 milyon TL'lik bedel ç›karm›flt›.
Çal›flma Bakanl›¤› iflverenlerin talebi üzerine 50 iflçi çal›flt›ran iflletmelerde
'ifl sa¤l›¤› ve güvenlik kurullar›n›' kald›r›yor.
‹fl sa¤l›¤› ve güvenli¤i hizmetlerinin 'piyasalaflt›r›lmas›' ve tafleron
firmalara b›rak›lmas›n› düzenleyen yasa de¤iflikli¤iyle iflçinin olmayan
güvenli¤i sahiden kime teslim edilecek. Hele bir de k›dem tazminat›
ve çocuk çal›flt›rma yasa¤›n›n kald›r›lmas›n›n düflünüldü¤ü flu
günlerde... Akflam, 05 fiubat 2011