Ulusarin Leviathani_

, , , , s, Lucifer, , , , , , s, Lucifer, ,

bibliomaniapublications
from bibliomaniapublications More from this publisher
12.07.2024 Views

hazırlanması görevi Luther’e verildi, Melankton da ona yardım edecekti. Kayda geçirilen bildirge Protestanlar tarafından kabul edildi; adlarını belgeye eklemeye karar verdiler. Reformcular, kendi davalarının politik sorularla karıştırılmamasına özen gösteriyorlardı. İmanlı prensler bildirgeyi imzalarken Melankton şöyle dedi: “Bunları teklif etmek teologların ve ruhsal hizmetlilerin görevi olsun; diğer konuları yöneticilerin yetkisine bırakalım. Saksonyalı John şöyle yanıt verdi: “Beni dışlamayın. Tacımı kaybetmeyi göze alıp doğru olanı yapmaya kararlıyım. Rab’den olan imanımı açıklayacağım. Valilik şapkam ve giysim, benim için İsa Mesih’in çarmıhı kadar değerli değildir.” Kalemi alan bir başka prens şöyle dedi: “Rabbim İsa Mesih’in yüceliği için gerekirse mal varlığımı ve hatta canımı geride bırakmaya razıyım. Bu bildirgede yazılı olan inançlardan bir başkasına tutunmaktansa, yetkim altında olanları ve atalarımın ülkesinin asasını bırakmaya hazırım.” Belirlenen zaman geldi. Valilerin ve prenslerin kuşattığı V. Charles, Protestan reformcuları dinlemeye karar verdi. Ağustosta gerçekleşen o kurulda müjdenin gerçekleri ve papalık kilisesinin yanılgıları açıkça ortaya kondu. O gün “Reformun en büyük, Hıristiyanlık tarihinin ve insanlığın en görkemli günü” ilan edildi. Wittenbergli keşiş Worms’ta tek başına durmuştu. Şimdi ise onun yerinde imparatorluğun en güçlü prensleri vardı. Luther, “Bu zamana kadar hayatta kaldığıma çok seviniyorum. Mesih’in görkemli bir inanan topluluğu tarafından böyle yüceltilmesi harika bir şey!” İmparatorun kürsüde vaaz edilmesini yasakladığı gerçek, saraydan ilan edildi. Kölelerin bile duymaması için mücadele edilen gerçekler, imparatorluk yöneticileri ve soyluları tarafından duyuldu. Vaizler bu kez taçlı prensler, vaazlar da Tanrı’nın krallık gerçeğiydi. Elçisel dönemden beri böylesine büyük bir iş yapılmamış, iman böyle görkemli bir şekilde açıklanmamıştı. Luther’in en kararlı şekilde öne sürdüğü ilkelerden biri, Reformu desteklemek için devlet gücüne başvurulmayacağıydı. Müjdenin imparatorluk prenslerince açıklanmasına seviniyordu; ama savunma amaçlı bir birlik oluşturulmasını önerdiklerinde şöyle dedi: “Müjde öğretisi yalnızca Tanrı tarafından savunulabilir. Öne sürülen bütün siyasal önlemler değersiz korkulara ve günahlı bir güvensizliğe neden olacaktır.” Daha sonraki bir tarihte, reformcu prensler tarafından öne sürülen birlik hakkında Luther, “Tek silahımız Ruh’un kılıcıdır” dedi. Saksonya valisine şöyle yazdı: “Böyle bir birliği vicdanımız onaylamaz. Mesih’in çarmıhı taşınmalıdır. Siz korkuya kapılmayın; düşmanlarımızın kibirli sözlerle yapabileceğinden çok daha fazlasını biz dualarımızla başaracağız.” Duaların gücü dünyayı sarsan Reformu oluşturdu. Luther Augsburg’da, ‘’günde en az üç saatini duaya’ ayırıyordu. Odasına kapanarak yükünü hayranlık, korku ve ümit içeren sözlerle Tanrı’nın önüne getiriyordu. Melankton’a şöyle yazdı: “Eğer davamız adil değilse, 79

ırakalım; ama eğer adilse, korkusuzca uyuyabileceğimizi söyleyen Tanrı’nın vaadini neden boşa çıkaralım?”14 Protestan reformcular Mesih’e dayanıyordu. Cehennemin kapıları onlara karşı duramadı! 80

hazırlanması görevi Luther’e verildi, Melankton da ona yardım edecekti. Kayda geçirilen<br />

bildirge Protestanlar tarafından kabul edildi; adlarını belgeye eklemeye karar verdiler.<br />

Reformcular, kendi davalarının politik sorularla karıştırılmamasına özen gösteriyorlardı.<br />

İmanlı prensler bildirgeyi imzalarken Melankton şöyle dedi: “Bunları teklif etmek<br />

teologların ve ruhsal hizmetlilerin görevi olsun; diğer konuları yöneticilerin yetkisine<br />

bırakalım. Saksonyalı John şöyle yanıt verdi: “Beni dışlamayın. Tacımı kaybetmeyi göze<br />

alıp doğru olanı yapmaya kararlıyım. Rab’den olan imanımı açıklayacağım. Valilik şapkam<br />

ve giysim, benim için İsa Mesih’in çarmıhı kadar değerli değildir.” Kalemi alan bir başka<br />

prens şöyle dedi: “Rabbim İsa Mesih’in yüceliği için gerekirse mal varlığımı ve hatta canımı<br />

geride bırakmaya razıyım. Bu bildirgede yazılı olan inançlardan bir başkasına tutunmaktansa,<br />

yetkim altında olanları ve atalarımın ülkesinin asasını bırakmaya hazırım.”<br />

Belirlenen zaman geldi. Valilerin ve prenslerin kuşattığı V. Charles, Protestan<br />

reformcuları dinlemeye karar verdi. Ağustosta gerçekleşen o kurulda müjdenin gerçekleri ve<br />

papalık kilisesinin yanılgıları açıkça ortaya kondu. O gün “Reformun en büyük,<br />

Hıristiyanlık tarihinin ve insanlığın en görkemli günü” ilan edildi.<br />

Wittenbergli keşiş Worms’ta tek başına durmuştu. Şimdi ise onun yerinde<br />

imparatorluğun en güçlü prensleri vardı. Luther, “Bu zamana kadar hayatta kaldığıma çok<br />

seviniyorum. Mesih’in görkemli bir inanan topluluğu tarafından böyle yüceltilmesi harika<br />

bir şey!”<br />

İmparatorun kürsüde vaaz edilmesini yasakladığı gerçek, saraydan ilan edildi. Kölelerin<br />

bile duymaması için mücadele edilen gerçekler, imparatorluk yöneticileri ve soyluları<br />

tarafından duyuldu. Vaizler bu kez taçlı prensler, vaazlar da Tanrı’nın krallık gerçeğiydi.<br />

Elçisel dönemden beri böylesine büyük bir iş yapılmamış, iman böyle görkemli bir şekilde<br />

açıklanmamıştı.<br />

Luther’in en kararlı şekilde öne sürdüğü ilkelerden biri, Reformu desteklemek için devlet<br />

gücüne başvurulmayacağıydı. Müjdenin imparatorluk prenslerince açıklanmasına<br />

seviniyordu; ama savunma amaçlı bir birlik oluşturulmasını önerdiklerinde şöyle dedi:<br />

“Müjde öğretisi yalnızca Tanrı tarafından savunulabilir. Öne sürülen bütün siyasal önlemler<br />

değersiz korkulara ve günahlı bir güvensizliğe neden olacaktır.”<br />

Daha sonraki bir tarihte, reformcu prensler tarafından öne sürülen birlik hakkında Luther,<br />

“Tek silahımız Ruh’un kılıcıdır” dedi. Saksonya valisine şöyle yazdı: “Böyle bir birliği<br />

vicdanımız onaylamaz. Mesih’in çarmıhı taşınmalıdır. Siz korkuya kapılmayın;<br />

düşmanlarımızın kibirli sözlerle yapabileceğinden çok daha fazlasını biz dualarımızla<br />

başaracağız.”<br />

Duaların gücü dünyayı sarsan Reformu oluşturdu. Luther Augsburg’da, ‘’günde en az üç<br />

saatini duaya’ ayırıyordu. Odasına kapanarak yükünü hayranlık, korku ve ümit içeren<br />

sözlerle Tanrı’nın önüne getiriyordu. Melankton’a şöyle yazdı: “Eğer davamız adil değilse,<br />

79

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!