Ulusarin Leviathani_
, , , , s, Lucifer, , , , , , s, Lucifer, ,
Bölüm 42 — Çatişma Sona Eriyor 1000 yıllık dönemin sonunda Mesih, kurtulmuş olanlarla ve meleklerle birlikte yeryüzüne döner. Hak ettikleri yıkıma kavuşmaları için kötülerin ölümden dirilmesini buyurur. Ölüler dirilir; sayıları denizin kumları gibi çoktur, hepsi de hastalık ve ölümün izlerini taşımaktadır. İlk dirilişe layık görülenlerle bunların arasında ne büyük bir fark vardır! Her göz Tanrı Oğlunun yüceliğine çevrilir. Kötülerden oluşan kalabalık hep bir ağızdan bağırır: “Rab’bin adıyla gelene övgüler olsun!” Bu sözleri esinleyen ve isteksiz dudaklardan dökülmelerini sağlayan sevgi değil, gerçeğin gücüdür. Kötüler aynen mezara girdikleri gibi, Mesih’e karşı düşmanlıkla ve isyan ruhuyla dirilirler. Geçmiş yaşamlarını değiştirecek hiçbir yeniliğe sahip değildirler. Peygamber şöyle diyor: “O gün O’nun ayakları Yeruşalem’in doğusundaki Zeytin Dağı’nın üzerinde duracak. Zeytin Dağı doğuya ve batıya doğru ortadan yarılıp çok büyük bir vadi oluşturacak. Dağın yarısı kuzeye, öbür yarısı güneye çekilecek” (Zekarya 14:4). Yeni Kudüs gökten inerken, hazırlanan yere konuyor. Mesih, O’nun halkı ve melekler hep birlikte kutsal kente giriyorlar. Aldatma işlevine son verilen Kötülük Önderi sefil ve dışlanmış bir durumdadır, ama dirilen kötüleri ve kendi safında yer alan kalabalıkları görünce, ümidi canlanır. Büyük Çatışmada teslim olmamaya kararlıdır. Kaybolmuş olanları kendi bayrağı altında toplayacaktır. Mesih’i reddedenler, isyancı önderi kabul ederler ve O’nun buyruğu altına girerler. Çünkü O, doğasına özgü bir şekilde davranmış ve kendisini Şeytan olarak tanıtmaktan kaçınmıştır. Mirası yasadışı bir şekilde gasp edilen yeryüzünün gerçek sahibi olduğunu iddia eder. Kendisini bir kurtarıcı olarak tanıtır. Kötülere, onları diriltenin kendi gücü olduğunu anlatır. Şeytan zayıf olanları güçlendirir; Tanrı’nın kentini işgal etmeleri için herkese kendi enerjisiyle destek olur. Ölümden dirilen sayısız milyonlara seslenerek onların önderi olarak tahtını ve egemenliğini geri alacağını ilan eder. Kalabalıkların arasında tufandan önce yaşamış uzun ömürlü kuşak da vardır. Dev bedenlere ve üstün zekalara sahip olanlar, harika yaratılışlarını zalim ve kötü niyetleri uğruna kullanmışlardır. Tanrı da onların varlığına son vermiştir. Hiç savaş kaybetmemiş krallar ve generaller de oradadır. Ölürken sahip oldukları aynı alt etme güdüsüyle mezardan çıkarlar. Tanrı’ya karşı son saldırı Şeytan bu güçlü insanlara öğüt verir. Onlar kentin içindeki ordunun kendilerine kıyasla küçük olduğunu ve alt edilebileceğini duyururlar. Yetenekli işçiler savaş gereçleri yaparlar. Asker kökenli önderler, savaşçıları gruplara ayırmaya başlarlar. 257
Sonunda ilerleme buyruğu verilir. Tüm çağların birleşmiş kuvvetlerinden çok daha kalabalık olan bu topluluk harekete geçer. Şeytan, kendi etkisi altındaki kralları ve savaşçıları yönlendirir. Askeri alay, yeryüzünün döküntüleri arasından geçerek Tanrı’nın Kentine doğru yol alır. İsa’nın buyruğuyla Yeni Kudüs’ün kapıları kapanır. Şeytan’ın orduları atılıma hazırlanır. Mesih artık düşmanlarının görüş sahası içindedir. Kentin üzerinde parlak altından bir taht vardır. Tahtın üzerinde Tanrı’nın Oğlu oturmaktadır. Çevresine egemenliğinin vatandaşları toplanmıştır. Sonsuz Baba’nın yüceliği Oğul’u örtmektedir. O’nun varlığının parlaklığı kapıların ötesine taşmakta, tüm yeryüzüne sel gibi akmaktadır. Tahtın en yakınında bulunanlar bir zamanlar Şeytan’ın hizmetinde en gayretli olanlardır. Ancak sonra Kurtarıcıya dönmüşler ve yoğun bir bağlılıkla O’nu izlemeye başlamışlardır. Onların yanında sahtekarlık ve sadakatsizlik ortamında kendilerini paklayanlar, tüm dünya boşaldığı halde Tanrı’nın yasasına uyanlar durmaktadır. Tüm çağlarda imanları uğruna şehit düşen milyonlar da oradadır. “Bundan sonra gördüm ki, her ulustan, her oymaktan, her halktan ve her dilden oluşan, kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık tahtın ve Kuzu’nun önünde duruyordu. Hepsi de birer beyaz kaftan giyinmişti ve ellerinde hurma dalları vardı” (Esinleme 7:9). Savaşları artık son bulmuş, zafer kazanılmıştır. Ellerindeki hurma dalları kazandıkları zaferin, beyaz kaftanlar ise artık onların olan Mesih’in doğruluğunun simgesidir. O büyük kalabalıkta, kurtuluşu kendi iyiliğinin sonucu olarak gören hiç kimse yoktur. Kimse kendilerinin neler çektiğinden söz etmez. “Kurtarış Tanrımıza ve Kuzu’ya aittir” ezgisi duyulmaktadır. İsyancılara hüküm veriliyor Yeryüzünün ve gökyüzünün sakinleri toplandığı zaman Tanrı Oğlunun taç giyme töreni başlar. Eşsiz bir yücelik ve güce sahip olan Kralların Kralı, yasasını çiğneyen ve halkına zulmeden isyancılara ilişkin hükmü açıklar. “Büyük, beyaz bir taht ve tahtın üzerinde oturanı gördüm. Yer ve gök O’nun önünden kaçtılar ve yok olup gittiler. Tahtın önünde duran büyük küçük, bütün ölüleri gördüm. Sonra bazı kitaplar açıldı. Yaşam kitabı denen başka bir kitap daha açıldı. Ölüler, kitaplarda yazılanlara bakılarak yaptıklarına göre yargılandı” (Esinleme 20:11,12). İsa’nın gözleri kötülere bakarken, onlar işledikleri her günahın bilincine varırlar. Ayaklarının kutsallık yolundan saptığı her anı hatırlarlar. Günaha teslim olarak teşvik ettikleri her türlü ayartı, Tanrı’nın habercileriyle alay ettikleri her an, inatçı ve tövbesiz yüreklerinin geriye püskürttüğü her merhamet dalgası - sanki ateşten harflerle yazılmış gibidir. Tahtın üzerinde çarmıh görünür. Adem’in günahı, kurtuluş tasarısının sonraki adımları, Kurtarıcının mütevazı doğumu, yalın yaşamı, Ürdün’deki vaftizi, çöldeki sıkı denenmesi, 258
- Page 216 and 217: dondurucu soğuğun etkisiyle düş
- Page 218 and 219: İsyanın karşılığında yaşam
- Page 220 and 221: “Şunu kesinlikle bilin ki, hiçb
- Page 222 and 223: Bedeni ölen tövbesiz canın, heme
- Page 224 and 225: Bölüm 34 — Ölüler Bizimle Kon
- Page 226 and 227: Şeytan insanların en aşağılık
- Page 228 and 229: Bölüm 35 — Vicdan Özgürlüğ
- Page 230 and 231: özgürlüğü tanır. Aynı zamand
- Page 232 and 233: Pazar gününü tutmak için Kutsal
- Page 234 and 235: kilisenin ve devletin yetkisi insan
- Page 236 and 237: gerektiğinde ana babalarının can
- Page 238 and 239: Roma’nın baskısı altında müj
- Page 240 and 241: İnsan yetkisini yüceltmek Mesih,
- Page 242 and 243: 233
- Page 244 and 245: gören Rab, gerçeği arzulayan ins
- Page 246 and 247: Son yağmur ve bağrış Üçüncü
- Page 248 and 249: hüküm verilecek ve dışlanmalar
- Page 250 and 251: Şu anda Başkahinimiz bizim uğrum
- Page 252 and 253: kutsal Tanrı! Bu yargılarında ad
- Page 254 and 255: 245
- Page 256 and 257: Mezarlar açılacak, “Yerin topra
- Page 258 and 259: kutsalları çağırır. Tüm yery
- Page 260 and 261: Kurtarıcının çağlar boyunca se
- Page 262 and 263: Bölüm 41 — Yikinti Halindeki Ye
- Page 264 and 265: kötülüklerin sorumlusu ilan edil
- Page 268 and 269: göksel bereketleri insanlara açı
- Page 270 and 271: kılıçlarını çekecekler ve sen
- Page 272 and 273: Ölümsüz zihinler orada yaratıc
Bölüm 42 — Çatişma Sona Eriyor<br />
1000 yıllık dönemin sonunda Mesih, kurtulmuş olanlarla ve meleklerle birlikte<br />
yeryüzüne döner. Hak ettikleri yıkıma kavuşmaları için kötülerin ölümden dirilmesini<br />
buyurur. Ölüler dirilir; sayıları denizin kumları gibi çoktur, hepsi de hastalık ve ölümün<br />
izlerini taşımaktadır. İlk dirilişe layık görülenlerle bunların arasında ne büyük bir fark<br />
vardır!<br />
Her göz Tanrı Oğlunun yüceliğine çevrilir. Kötülerden oluşan kalabalık hep bir ağızdan<br />
bağırır: “Rab’bin adıyla gelene övgüler olsun!” Bu sözleri esinleyen ve isteksiz dudaklardan<br />
dökülmelerini sağlayan sevgi değil, gerçeğin gücüdür. Kötüler aynen mezara girdikleri gibi,<br />
Mesih’e karşı düşmanlıkla ve isyan ruhuyla dirilirler. Geçmiş yaşamlarını değiştirecek<br />
hiçbir yeniliğe sahip değildirler.<br />
Peygamber şöyle diyor: “O gün O’nun ayakları Yeruşalem’in doğusundaki Zeytin<br />
Dağı’nın üzerinde duracak. Zeytin Dağı doğuya ve batıya doğru ortadan yarılıp çok büyük<br />
bir vadi oluşturacak. Dağın yarısı kuzeye, öbür yarısı güneye çekilecek” (Zekarya 14:4).<br />
Yeni Kudüs gökten inerken, hazırlanan yere konuyor. Mesih, O’nun halkı ve melekler hep<br />
birlikte kutsal kente giriyorlar.<br />
Aldatma işlevine son verilen Kötülük Önderi sefil ve dışlanmış bir durumdadır, ama<br />
dirilen kötüleri ve kendi safında yer alan kalabalıkları görünce, ümidi canlanır. Büyük<br />
Çatışmada teslim olmamaya kararlıdır. Kaybolmuş olanları kendi bayrağı altında<br />
toplayacaktır. Mesih’i reddedenler, isyancı önderi kabul ederler ve O’nun buyruğu altına<br />
girerler. Çünkü O, doğasına özgü bir şekilde davranmış ve kendisini Şeytan olarak<br />
tanıtmaktan kaçınmıştır. Mirası yasadışı bir şekilde gasp edilen yeryüzünün gerçek sahibi<br />
olduğunu iddia eder. Kendisini bir kurtarıcı olarak tanıtır. Kötülere, onları diriltenin kendi<br />
gücü olduğunu anlatır. Şeytan zayıf olanları güçlendirir; Tanrı’nın kentini işgal etmeleri için<br />
herkese kendi enerjisiyle destek olur. Ölümden dirilen sayısız milyonlara seslenerek onların<br />
önderi olarak tahtını ve egemenliğini geri alacağını ilan eder.<br />
Kalabalıkların arasında tufandan önce yaşamış uzun ömürlü kuşak da vardır. Dev<br />
bedenlere ve üstün zekalara sahip olanlar, harika yaratılışlarını zalim ve kötü niyetleri<br />
uğruna kullanmışlardır. Tanrı da onların varlığına son vermiştir. Hiç savaş kaybetmemiş<br />
krallar ve generaller de oradadır. Ölürken sahip oldukları aynı alt etme güdüsüyle mezardan<br />
çıkarlar.<br />
Tanrı’ya karşı son saldırı<br />
Şeytan bu güçlü insanlara öğüt verir. Onlar kentin içindeki ordunun kendilerine kıyasla<br />
küçük olduğunu ve alt edilebileceğini duyururlar. Yetenekli işçiler savaş gereçleri yaparlar.<br />
Asker kökenli önderler, savaşçıları gruplara ayırmaya başlarlar.<br />
257