12.07.2024 Views

Ulusarin Leviathani_

, , , , s, Lucifer, ,

, , , , s, Lucifer, ,

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Pazar gününü tutmak için Kutsal Kitap’a ait bir yetkinin hala bulunamamış olması<br />

utandırıcıydı. İnsanlar, “Yedinci Gün Rab’be Kutsaldır” sözlerini bir kenara bırakmadan<br />

önce öğretmenlerinin doğru olup olmadığını sorguluyorlardı. Kutsal Kitap’ın bu konudaki<br />

tanıklığı belli olduğundan, farklı destek yollarına başvuruldu.<br />

Pazar gününün hararetli savunucularından biri, on ikinci yüzyılın sonunda İngiltere’deki<br />

kiliseleri ziyaret etti; ancak gerçeğin sadık tanıklarına karşı boşuna direndikten sonra bir<br />

süre için oradan ayrıldı. Geri döndüğü zaman, Tanrı’nın kendisinden geldiğini iddia ettiği<br />

bir ferman taşıyordu. Bu sözde ferman, Pazar’ın tutulmasını buyuruyor, söz dinlemeyenler<br />

için dehşetli tehditler savuruyordu. O belgenin gökten düştüğü, Kudüs’te, Golgota’daki Aziz<br />

Simeon sunağında bulunduğu açıklandı. Ama aslında kaynağı Roma’daki papalık sarayıydı.<br />

Papalık hiyerarşisi, her çağda sahte-karlığı ve düzenbazlığı yasal gördü (Ek’e bkz.).<br />

Ne var ki, Pazar’ın kutsallığını kabul ettirmeye yönelik tüm bu çabalara rağmen papalık<br />

yanlıları arasında bile Sept’in yetkisini kabul edenler vardı. On altıncı yüzyılda papalık<br />

meclisi şöyle duyurdu: “Tüm imanlılar yedinci günün Tanrı tarafından kutsandığını,<br />

insanlarca böylece kabul edildiğini ve gözetildiğini bilsinler. Bu yalnızca Yahudiler<br />

tarafından değil, Tanrı’ya tapınan herkes tarafından bilinsin. Ancak biz Hıristiyanlar, Sept’i<br />

Rab’bin gününe dönüştürdük”4 Tanrısal yasayla oynayanlar, yaptığı işlerin niteliğinin<br />

farkındaydılar.<br />

Sert cezalar<br />

Roma’nın bu konuda izlediği yol, Valdenslerin uzun ve kanlı zulümlerinde çarpıcı bir<br />

şekilde görülmektedir (Ek’e bkz.). Etiyopya kiliselerinin tarihi özellikle önemlidir. Karanlık<br />

Çağların kasveti içinde Batı Afrikalı Hıristiyanlar, dünya tarafından unutulmuş ve<br />

imanlarını yüzyıllar boyunca özgürce yaşamışlardır. Sonunda Roma onların varlığını<br />

öğrenmiş, Etiyopya imparatoru, papalığı Mesih’in temsilcisi olarak kabul etmeye<br />

zorlanmıştır. Sept’in tutulmasını ağır cezalarla yasaklayan bir hüküm çıkarılmıştır.5 Papalık<br />

baskısı kısa sürede o denli ağır bir yük haline gelmiştir ki, EtiyopyalIlar onu kırmaya karar<br />

vermiştir. Roma yanlılarını sınırlarından atmış, yeniden eski imanlarına kavuşmuşlardır.<br />

Afrika’nın kiliseleri, Tanrı’nın buyruğuna uyarak yedinci gü-nü tutarlarken, kilisenin<br />

geleneğine de uyarak Pazar günü çalışmıyorlardı. Roma, Tanrı’nın Septini çiğneyerek<br />

kendisininkini yüceltti. Ancak binlerce yıl boyunca gizli kalan Afrika kiliseleri, bu<br />

sapkınlığa katılmadılar. Roma’nın yetkisi altına getirildiklerinde, gerçeği bırakmaları ve<br />

sahte septi tutmaları istendi. Özgürlüklerine kavuşur kavuşmaz, dördüncü buyruğa uymaya<br />

başladılar (Ek’e bkz.).<br />

Bu kayıtlar, Roma’nın gerçek Septe ve onu tutanlara karşı düşmanlığını açıkça gözler<br />

önüne sermektedir. Tanrı’nın Sözü, bu sahnelerin, Pazarı yüceltmek için birleşen Katolikler<br />

ve Protestanlar tarafından tekrarlanacağını söylemektedir.<br />

Kuzu gibi boynuzları olan canavar<br />

223

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!