Ulusarin Leviathani_
, , , , s, Lucifer, , , , , , s, Lucifer, ,
putunu’ yapması için, dinsel gücün sivil hükümeti kontrol eder duruma gelmesi gerekecektir. Böylece devlet, kilise tarafından, onun amaçlarını yerine getirmek için kullanılacaktır. Roma’nın izinden giden Protestan kiliseleri, vicdan özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik bir arzu duymuştur. Bunun bir örneği İngiliz Kilisesinin bölücülere uyguladığı zulümdür. On altıncı ve on yedinci yüzyıllarda İngiliz kilisesine boyun eğmeyen önderler ve insanlar cezaya, işkenceye ve hatta ölüme mahkum edilirlerdi. İmandan dönüş, ilk kiliseyi sivil yönetimin desteğini aramaya yönlendirmiş, bu da canavar olan papalığın yolunu açmıştı. Pavlus, “İmandan dönüş başlamadıkça ve mahvolacak olan yasa tanımaz adam” ortaya çıkmadıkça sonun gelmeyeceğini bildirmişti (2.Selanikliler 2:3). Yine Kutsal Kitap şöyle buyuruyor: “Şunu bil ki, son günlerde çetin anlar olacaktır. İnsanlar, kendilerini seven, para düşkünü, övüngen, kibirli, küfürbaz, anne baba sözü dinlemez, nankör, kutsallıktan ve sevgiden yoksun, uzlaşmaz, iftiracı, özünü denetleyemeyen, azgın ve iyilik düşmanı olacaklar. Hain, aceleci, kendini beğenmiş, Tanrı’dan çok eğlenceyi seven, Tanrı yolundaymış gibi görünüp bu yolun gücünüinkar edenler olacaklar” (2.Timoteyus 3:1-5). “Ruh açıkça diyor ki, sonraki zamanlarda bazıları imandan dönecek. Vicdanları adeta kızgın bir demirle dağlanmış olan yalancıların ikiyüzlülüğü nedeniyle aldatıcı ruhlara ve cinlerin öğretilerine kulak verecekler” (2.Timoteyus 4:1). ‘Gerçeği sevmeyenler ve böylece kurtulmaya yanaşmayanlar’ yanıltıcı bir güçle aldanacaklar, bir yalana kanacaklar (2.Selanikliler 2:10,11). Bu duruma gelindiğinde ilk yüzyıllarda olan şeyler tekrarlanacaktır. Protestan kiliselerindeki inanç çeşitliliği yüzünden bazı kişiler, onların birleşip tek bir güç haline gelemeyeceğini söylemektedir. Ancak son yıllarda Protestan kiliselerinde, birliğe karşı giderek büyüyen bir sempati duyulmaktadır. Böyle bir birlik oluş-turmak için herkesin aynı düşüncede olmadığı konular ayıklanacaktır. Böylece tam birlik için zor kullanmaya tek bir adım kalacaktır. Birleşik Devletlerin önde gelen kiliseleri, öğretiler üzerinde birleştikten sonra devleti etkisi altına alarak onun kurumlarına istedikleri gibi şekil vermeyi arzulayacaktır. O zaman Protestan Amerika, Roma hiyerarşisinin bir benzerini yaratmış olacaktır. Buna karşı koyanlar da kaçınılmaz bir şekilde cezalandırılacaktır. Canavar ve putu İki boynuzlu canavar, ‘küçük büyük, zengin yoksul, özgür köle, herkesin sağ eli ya da alnı üzerine bir işaret vurduruyordu. Öyle ki, bu işareti, yani canavarın adını ya da adını simgeleyen sayıyı taşıyanların dışında hiç kimse ne bir şey satın alabiliyor, ne de 173
satabiliyordu” (Esinleme 13:16,17). Üçüncü melek şöyle uyarıyor: “Bir kimse canavara ve onun benzeyişindeki puta taparsa, alnı üzerine ya da eli üzerine onun işaretini kabul ederse, Tanrı gazabının kasesinde saf olarak hazırlanmış Tanrı öfkesinin şarabını içecektir.” Canavarın putu imandan dönmüş olan Protestanlığı temsil etmektedir. Protestanlığın bu türü, kiliselerinin dogmalarını kabul ettirmek için sivil gücün desteğini aradıkları zaman gelişecektir. ‘Canavarın işaretinin’ tanımlanması gerekir. Tanrı’nın buyruklarına uyanlar, canavara ve onun putuna tapınarak bu işareti alanlarla karşı karşıyadır. Tanrı’nın yasasına uymak ya da çiğnemek Tanrı’ya tapanlarla canavara tapanların ayırt edilmesini sağlayacaktır. Canavarın ve putunun özel niteliği, Tanrı buyruklarının çiğ- nenmesidir. Daniel, küçük boynuz olan papalıkla ilgili olarak şöyle demektedir: “Belirlenen zamanları ve yasaları değiştirmeyi amaçlayacak” (Daniel 7:25). Pavlus, ‘yasa tanımaz adam’ diye nitelediği aynı gücün kendisini Tanrı’nın üzerinde yücelteceğini dile getirdi (2.Selanikliler 2:3). Papalık yalnızca Tanrı’nın yasasını değiştirme yoluyla kendisini Tanrı’nın üzerinde yüceltebilirdi. Değiştirilen yasalara uyan kişiler de, papalık yasalarını onurlandırmış ve Tanrı’nın yerine papalığı koymuş olacaktı. Papalık Tanrı’nın yasasını değiştirme girişiminde bulundu. Dördüncü buyruk değiştirilerek haftanın yedinci günü yerine birinci gününün tutulmasına karar verildi. Kesin ve kasıtlı bir değişim yapıldı: “Belirlenen zamanları ve yasaları değiştirmeyi amaçlayacak.” Dördüncü buyruğun değiştirilmesi peygamberliği tümüyle yerine getirmektedir. Papalık gücü bu noktada kendisini Tanrı’dan üstün görmüştür. Tanrı’ya tapınanlar özellikle dördüncü buyruğu tutup tutma-dıklarına bakılarak ayırt edilecektir. Canavara tapınanlar Yaratıcı nın anısını ortadan kaldırıp Roma’nın kurmacasını yüceltecektir. Papalık ilk kibirli iddialarını Pazar gününü ‘Rab’bin günü’ ilan ederek ortaya atmıştır (Ek’e bkz). Ancak Kutsal Kitap, Rab’bin gününün yedinci gün olduğunu söylemektedir. Mesih, “İnsanoğlu Sept günün de Rab’bidir” demiştir (Markos 2:28). Ayrıca (bkz. İşaya 58:13; Matta 5:17-19). Mesih’in Sept gününü değiştirdiğine yönelik iddialar, O’nun kendi sözleriyle çürütülmektedir. İncil’in sessizliği Protestanlar şunu kabul etmektedir: “İncil, Sept gününün tutulması ve kurallarına uyulması konusunda tam bir sessizlik içinde-dir.” “Mesih’in ölümüne kadar Sept’in yedinci günde tutulmasını bırakmayı ve birinci günde tutulmasına başlamayı öngören herhangi bir buyruk yoktur”4 Katolikler Sept gününün değişmesinin kendi kiliseleri aracılığıyla gerçekleştiğini kabul ederler. Ayrıca Protestanların da Pazar’ı tutarak kendilerini onayladığını ilan ederler. Şöyle bir beyanda bulunurlar: “Eski yasa boyunca kutsanmış olan gün Cumartesiydi; ama Kilise, 174
- Page 132 and 133: ilemiyordum. Öte yandan, Kutsal Ya
- Page 134 and 135: ederek kendi eliyle açıkladıklar
- Page 136 and 137: Bir Peygamber Günü = Bir Yazım Y
- Page 138 and 139: “Yeryüzüne karşı görevimi d
- Page 140 and 141: Ne var ki, önceki reformcular gibi
- Page 142 and 143: O halde Kutsal Yazının bu önemli
- Page 144 and 145: zamanı görmeyi umarlarken, O’nu
- Page 146 and 147: Ne var ki Tanrı, yargı uyarısın
- Page 148 and 149: abadan dünyaya gelmiş olan Wolff,
- Page 150 and 151: Rab’bin geliş tarihi olarak 1844
- Page 152 and 153: doğru olduğuna inanıyordu. Gurur
- Page 154 and 155: Tanrı halkını sınamayı tasarla
- Page 156 and 157: ereketlerinden kesip atan Tanrı de
- Page 158 and 159: etmektedir. Roma’dan başka hiçb
- Page 160 and 161: Dünya Babil’in şarabıyla sarho
- Page 162 and 163: alacakları düşüncesiyle Rab’b
- Page 164 and 165: 34 Ülkeyi araştırdığınız gü
- Page 166 and 167: Bildiriyi alanlar Rab’le buluşma
- Page 168 and 169: Bölüm 23 — Tapinağin Açik Giz
- Page 170 and 171: “Sonra Tanrı’nın gökteki tap
- Page 172 and 173: Harun, “İki elini erkecin başı
- Page 174 and 175: Bölüm 24 — Göksel Yüksek Rahi
- Page 176 and 177: Kuzu’nun kanıyla yıkanmış lek
- Page 178 and 179: Bölüm 25 — Tanri’nin Değişm
- Page 180 and 181: Ejderhanın kimliği Bu simgelerin
- Page 184 and 185: İsa Mesih’in buyruğu ve Tanrı
- Page 186 and 187: Bölüm 26 — Gerçeğin Savunucul
- Page 188 and 189: Eski İsrail’in tarihi Adventist
- Page 190 and 191: İmanın yaygın bir şekilde geril
- Page 192 and 193: Yasa olmadan insanlar, günahın bi
- Page 194 and 195: Tanrı’nın isteğini yerine geti
- Page 196 and 197: Bölüm 28 — Yaşam Kayitlarimizl
- Page 198 and 199: Gerçekten tövbe edenler ve Mesih
- Page 200 and 201: görevi herkesçe bilmelidir. Yoksa
- Page 202 and 203: Bölüm 29 — Kötülüğün Köke
- Page 204 and 205: melekleri Tanrı’nın tasarılar
- Page 206 and 207: İnsanın adına bir iddia Tüm gö
- Page 208 and 209: Uyanık bir düşman Bu uyanık dü
- Page 210 and 211: Başlangıçta günahsız olan köt
- Page 212 and 213: Bölüm 32 — Şeytan Nasil alt Ed
- Page 214 and 215: Şeytan’ın baş hilelerinden bir
- Page 216 and 217: dondurucu soğuğun etkisiyle düş
- Page 218 and 219: İsyanın karşılığında yaşam
- Page 220 and 221: “Şunu kesinlikle bilin ki, hiçb
- Page 222 and 223: Bedeni ölen tövbesiz canın, heme
- Page 224 and 225: Bölüm 34 — Ölüler Bizimle Kon
- Page 226 and 227: Şeytan insanların en aşağılık
- Page 228 and 229: Bölüm 35 — Vicdan Özgürlüğ
- Page 230 and 231: özgürlüğü tanır. Aynı zamand
putunu’ yapması için, dinsel gücün sivil hükümeti kontrol eder duruma gelmesi<br />
gerekecektir. Böylece devlet, kilise tarafından, onun amaçlarını yerine getirmek için<br />
kullanılacaktır.<br />
Roma’nın izinden giden Protestan kiliseleri, vicdan özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik bir<br />
arzu duymuştur. Bunun bir örneği İngiliz Kilisesinin bölücülere uyguladığı zulümdür. On<br />
altıncı ve on yedinci yüzyıllarda İngiliz kilisesine boyun eğmeyen önderler ve insanlar<br />
cezaya, işkenceye ve hatta ölüme mahkum edilirlerdi.<br />
İmandan dönüş, ilk kiliseyi sivil yönetimin desteğini aramaya yönlendirmiş, bu da<br />
canavar olan papalığın yolunu açmıştı. Pavlus, “İmandan dönüş başlamadıkça ve<br />
mahvolacak olan yasa tanımaz adam” ortaya çıkmadıkça sonun gelmeyeceğini bildirmişti<br />
(2.Selanikliler 2:3).<br />
Yine Kutsal Kitap şöyle buyuruyor: “Şunu bil ki, son günlerde çetin anlar olacaktır.<br />
İnsanlar, kendilerini seven, para düşkünü, övüngen, kibirli, küfürbaz, anne baba sözü<br />
dinlemez, nankör, kutsallıktan ve sevgiden yoksun, uzlaşmaz, iftiracı, özünü<br />
denetleyemeyen, azgın ve iyilik düşmanı olacaklar. Hain, aceleci, kendini<br />
beğenmiş, Tanrı’dan çok eğlenceyi seven, Tanrı yolundaymış gibi görünüp bu yolun<br />
gücünüinkar edenler olacaklar” (2.Timoteyus 3:1-5). “Ruh açıkça diyor ki, sonraki<br />
zamanlarda bazıları imandan dönecek. Vicdanları adeta kızgın bir demirle dağlanmış olan<br />
yalancıların ikiyüzlülüğü nedeniyle aldatıcı ruhlara ve cinlerin öğretilerine kulak<br />
verecekler” (2.Timoteyus 4:1).<br />
‘Gerçeği sevmeyenler ve böylece kurtulmaya yanaşmayanlar’ yanıltıcı bir güçle<br />
aldanacaklar, bir yalana kanacaklar (2.Selanikliler 2:10,11). Bu duruma gelindiğinde ilk<br />
yüzyıllarda olan şeyler tekrarlanacaktır.<br />
Protestan kiliselerindeki inanç çeşitliliği yüzünden bazı kişiler, onların birleşip tek bir<br />
güç haline gelemeyeceğini söylemektedir. Ancak son yıllarda Protestan kiliselerinde, birliğe<br />
karşı giderek büyüyen bir sempati duyulmaktadır. Böyle bir birlik oluş-turmak için herkesin<br />
aynı düşüncede olmadığı konular ayıklanacaktır. Böylece tam birlik için zor kullanmaya tek<br />
bir adım kalacaktır.<br />
Birleşik Devletlerin önde gelen kiliseleri, öğretiler üzerinde birleştikten sonra devleti<br />
etkisi altına alarak onun kurumlarına istedikleri gibi şekil vermeyi arzulayacaktır. O zaman<br />
Protestan Amerika, Roma hiyerarşisinin bir benzerini yaratmış olacaktır. Buna karşı<br />
koyanlar da kaçınılmaz bir şekilde cezalandırılacaktır.<br />
Canavar ve putu<br />
İki boynuzlu canavar, ‘küçük büyük, zengin yoksul, özgür köle, herkesin sağ eli ya da<br />
alnı üzerine bir işaret vurduruyordu. Öyle ki, bu işareti, yani canavarın adını ya da adını<br />
simgeleyen sayıyı taşıyanların dışında hiç kimse ne bir şey satın alabiliyor, ne de<br />
173