Ulusarin Leviathani_

, , , , s, Lucifer, , , , , , s, Lucifer, ,

bibliomaniapublications
from bibliomaniapublications More from this publisher
12.07.2024 Views

Ejderhanın kimliği Bu simgelerin bulunduğu peygamberlik Esinleme 12’de başlar. Mesih’i doğum anında yok etmeye çalışan ejderhanın Şeytan olduğu söylenmektedir (Esinleme 12:9). Şeytan, Hirodes’i etkisi altına alarak Kurtarıcı’yı öldürmeye çalışmıştı. Ne var ki ilk yüzyıllarda Mesih’le ve O’nun halkıyla savaşan Şeytan’ın aracı, putperestliğin yaygın olduğu Roma İmparatorluğuydu. Dolayısıyla ikinci anlamda ejderha, putperest Roma’nın simgesidir. Esinleme 13’te başka bir canavar vardır. Ejderha, parsa benzeyen bu yeni canavara ‘kendi gücü ve tahtıyla birlikte büyük yetki verdi.’ Yeni canavar, birçok Protestan’ın inandığı gibi, bir zamanlar Roma imparatorluğunun elinde bulunan güç, taht ve yetkiye kavuşan papalığı simgelemektedir. “Canavara, kurumlu sözler söyleyen ve küfürler savuran bir ağız ve kırk iki ay süreyle kullanabileceği bir yetki verildi. Tanrı’ya sövmek, O’nun adına ve konutuna, yani gökte yaşayanlara sövmek için ağzını açtı. Kutsallara karşı savaş açıp onları yenmesine izin verildi. Canavar, her oymak, her halk, her dil ve her ulus üzerinde yetkili kılındı” (Esinleme 13:5-7). Bu peygamberlik, Daniel 7’de sözü geçen küçük boynuzun tanımına oldukça uymakta ve papalığa işaret etmektedir. “Kırk iki ay süreyle kullanabileceği bir yetki verildi.” Kırk iki ay - Daniel 7’deki üç buçuk yıla ya da 1260 güne denk gelmektedir. Papalığın gücü Tanrı’nın halkını bu süre boyunca ezecektir. Önceki bölümlerde belirtildiği gibi bu süre, papalığın egemenliğiyle, İ.S. 538 yılında başlamış ve 1798 yılında son bulmuştur. O tarihte papalık gücü ‘ölümcül yarasını’ almış ve böylece “Başkasını tutsak eden, tutsaklığa gidecek” peygamberliği yerine gelmiştir. Yeni bir gücün yükselişi Bu noktada ortaya başka bir simge çıkıyor: “Bundan sonra başka bir canavar gördüm. Yerden çıkan bu canavarın kuzu gibi ki boynuzu vardı, ama ejderha gibi ses çıkarıyordu” (Esinleme 13:11). Bu ulus önceki simgelerle belirlenenlere benzememektedir. Yeryüzünde hüküm süren büyük egemenlikleri peygamber Daniel şöyle görür: “Geceleyin görümde, göğün dört rüzgarının büyük de-nizin üzerine saldırdığını gördüm. Denizden birbirinden farklı dört büyük canavar çıktı” (Daniel 7:2). Kuzu gibi boynuzları olan canavarın ‘yerden çıktığı’ görülmektedir. Bu ulus, kök salmak için diğer güçleri ortadan kaldırmak yerine, önceden beri boş kalan bir bölgeyi işgal edecek ve huzur içinde büyüyecektir. Dolayısıyla nerede olduğunu bilmek için Batı’ya bakılmalıdır. 1798’de hangi ulus yükselmeye başladı? Hangi ulus güç vaat-leriyle dünyanın dikkatini üzerine çekmeyi başardı? Bu peygamberliğin yerine geldiği tek bir ulus vardır - Amerika 171

Birleşik Devletleri. Bir tarihçi, bu ulusun yükselişini hiç farkında olmadan Kutsal Yazıdaki ayetlere çok benzer terimlerle dile getirmiş ve ‘‘boş bir diyardan yükselen gizem’1 sözcüklerini kullanmıştır. Ayrıca, ‘imparatorluk haline gelen sessiz bir tohum’ benzetmesine de başvurmuştur. 1850 yılında Avrupalı bir gazeteci, Amerika Birleşik Devletlerinin, ‘kendi güç ve gururunu her gün artırarak toprağın sessizliğinden türediğini’ dile getirmiştir.2 “Kuzu gibi iki boynuzu vardı.” Kuzu gibi boynuzlar gençliği, masumluğu ve şefkati temsil etmektedir. Krallık baskısından ve ruhban sınıfının hoşgörüsüzlüğünden Amerika’ya kaçan ilk Hıristiyan sürgünler, sivil ve dinsel özgürlüğü oluşturmaya kararlıydılar. Bağımsızlık Bildirisi, ‘tüm insanların eşit yaratıldığı’ gerçeğini ortaya koyarak ‘yaşam, özgürlük ve mutluluk arayışı’ hakkını vurgulamıştır. Anayasa insanlara kendilerini yönetme hakkını tanımış, en çok oy alan temsilcilerin yasaları yürütmesini sağlamıştır. Ayrıca halka dinsel inanç özgürlüğü de tanınmıştır. Cumhuriyetçilik ve Protestanlık, ulusun temel ilkeleri, gücünün ve zenginliğinin sırrı haline gelmiştir. Milyonlarca kişi bu kıyılara çıkmış, Birleşik Devletler yeryüzünün en güçlü ulusları arasındaki yerini almıştır. Çarpıcı bir çelişki Ancak kuzu gibi boynuzları olan canavar hakkında şöyle denilmektedir: “Ejderha gibi ses çıkarıyordu. Birinci canavarın bütün yetkisini onun adına kullanıyor, yeryüzünü ve orada yaşayanları ölümcül yarası iyileşmiş olan birinci canavara tapmaya zorluyordu. İnsanların gözü önünde, gökten yeryüzüne ateş yağdıracak kadar büyük mucizeler yapıyordu. Birinci canavarın adına yapmasına izin verilen mucizeler sayesinde, yeryüzünde yaşayanları saptırdı” (Esinleme 13:11-14). Kuzu gibi boynuzlar ve ejderha sesi bir çelişkiye işaret etmektedir. Bir ejderha gibi konuşacak olması ve birinci canavarın yetkisini kullanması, ejderhanın ve parsa benzeyen canavarın ruhuna sahip olacağını, hoşgörüsüzlük ve zulümle hareket edeceğini gösteriyor. Üstelik yeryüzünde yaşayanları birinci canavara tapınmaya zorlaması, bu ulusun, yetkisini papalığa hürmet için kullanacağını ortaya koyuyor. Böyle bir eylem, onun bağımsız kurumlarının dehasına, Bağımsızlık Bildirgesinin ciddi kararlarına ve Anayasaya karşı durmaktadır. Anayasaya göre, “Kongre, dinin kuruluşuna ilişkin herhangi bir yasa çıkaramaz ve dinsel özgürlüğü kısıtlayamaz. Birleşik Devletlerin yetkisi altındaki herhangi bir kamu kuruluşu dinsel ayrım yapamaz.” Bu güvencelerin açıkça çiğnenmesi simgesel olarak ortaya konulmaktadır. Kuzu gibi boynuzlan olan canavar - pak, şefkatli ve zararsız gibi görünse de - bir ejderha gibi konuşmaktadır. “Onlara, kılıçla yaralanmış, ama sağ kalmış olan canavarın onuruna bir put yapmalarını buyurdu.” Peki ama ‘canavarın putu’ ne demektir? Nasıl biçimlendirilecektir? İlk kilise, bozulduktan sonra laik gücün desteğine başvurmuştu. Sonuç olarak ortaya devlet tarafından kontrol edilen bir kilise, yani papalık çıktı. Birleşik Devletlerin ‘canavarın 172

Birleşik Devletleri. Bir tarihçi, bu ulusun yükselişini hiç farkında olmadan Kutsal Yazıdaki<br />

ayetlere çok benzer terimlerle dile getirmiş ve ‘‘boş bir diyardan yükselen<br />

gizem’1 sözcüklerini kullanmıştır. Ayrıca, ‘imparatorluk haline gelen sessiz bir tohum’<br />

benzetmesine de başvurmuştur. 1850 yılında Avrupalı bir gazeteci, Amerika Birleşik<br />

Devletlerinin, ‘kendi güç ve gururunu her gün artırarak toprağın sessizliğinden türediğini’<br />

dile getirmiştir.2<br />

“Kuzu gibi iki boynuzu vardı.” Kuzu gibi boynuzlar gençliği, masumluğu ve şefkati<br />

temsil etmektedir. Krallık baskısından ve ruhban sınıfının hoşgörüsüzlüğünden Amerika’ya<br />

kaçan ilk Hıristiyan sürgünler, sivil ve dinsel özgürlüğü oluşturmaya kararlıydılar.<br />

Bağımsızlık Bildirisi, ‘tüm insanların eşit yaratıldığı’ gerçeğini ortaya koyarak ‘yaşam,<br />

özgürlük ve mutluluk arayışı’ hakkını vurgulamıştır. Anayasa insanlara kendilerini yönetme<br />

hakkını tanımış, en çok oy alan temsilcilerin yasaları yürütmesini sağlamıştır. Ayrıca halka<br />

dinsel inanç özgürlüğü de tanınmıştır. Cumhuriyetçilik ve Protestanlık, ulusun temel<br />

ilkeleri, gücünün ve zenginliğinin sırrı haline gelmiştir. Milyonlarca kişi bu kıyılara çıkmış,<br />

Birleşik Devletler yeryüzünün en güçlü ulusları arasındaki yerini almıştır.<br />

Çarpıcı bir çelişki<br />

Ancak kuzu gibi boynuzları olan canavar hakkında şöyle denilmektedir: “Ejderha gibi ses<br />

çıkarıyordu. Birinci canavarın bütün yetkisini onun adına kullanıyor, yeryüzünü ve orada<br />

yaşayanları ölümcül yarası iyileşmiş olan birinci canavara tapmaya zorluyordu. İnsanların<br />

gözü önünde, gökten yeryüzüne ateş yağdıracak kadar büyük mucizeler yapıyordu. Birinci<br />

canavarın adına yapmasına izin verilen mucizeler sayesinde, yeryüzünde yaşayanları<br />

saptırdı” (Esinleme 13:11-14).<br />

Kuzu gibi boynuzlar ve ejderha sesi bir çelişkiye işaret etmektedir. Bir ejderha gibi<br />

konuşacak olması ve birinci canavarın yetkisini kullanması, ejderhanın ve parsa benzeyen<br />

canavarın ruhuna sahip olacağını, hoşgörüsüzlük ve zulümle hareket edeceğini gösteriyor.<br />

Üstelik yeryüzünde yaşayanları birinci canavara tapınmaya zorlaması, bu ulusun, yetkisini<br />

papalığa hürmet için kullanacağını ortaya koyuyor.<br />

Böyle bir eylem, onun bağımsız kurumlarının dehasına, Bağımsızlık Bildirgesinin ciddi<br />

kararlarına ve Anayasaya karşı durmaktadır. Anayasaya göre, “Kongre, dinin kuruluşuna<br />

ilişkin herhangi bir yasa çıkaramaz ve dinsel özgürlüğü kısıtlayamaz. Birleşik Devletlerin<br />

yetkisi altındaki herhangi bir kamu kuruluşu dinsel ayrım yapamaz.” Bu güvencelerin açıkça<br />

çiğnenmesi simgesel olarak ortaya konulmaktadır. Kuzu gibi boynuzlan olan canavar - pak,<br />

şefkatli ve zararsız gibi görünse de - bir ejderha gibi konuşmaktadır.<br />

“Onlara, kılıçla yaralanmış, ama sağ kalmış olan canavarın onuruna bir put yapmalarını<br />

buyurdu.” Peki ama ‘canavarın putu’ ne demektir? Nasıl biçimlendirilecektir?<br />

İlk kilise, bozulduktan sonra laik gücün desteğine başvurmuştu. Sonuç olarak ortaya<br />

devlet tarafından kontrol edilen bir kilise, yani papalık çıktı. Birleşik Devletlerin ‘canavarın<br />

172

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!