12.07.2024 Views

Ulusarin Leviathani_

, , , , s, Lucifer, ,

, , , , s, Lucifer, ,

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

değillerdi. Yalnızca Kutsal Kitap’ın açık iddialarını reddetmekle kalmadılar, Rab’be<br />

yönelenlerle de alay ettiler. Şeytan Mesih’in yüzüne, halkının O’nu pek az sevdiğini ve<br />

dönmesini istemediğini vurdu.<br />

Advent inancını reddeden birçok kişi, Mesih’in şu sözlerini dayanak olarak gösteriyordu:<br />

“O günü ve saati, ne gökteki melekler, ne de Oğul bilir; Baba’dan başka kimse bilemez”<br />

(Matta 24:36). Rab’bi bekleyenler tarafından bu metnin net bir açıklaması yapıldı ve karşı<br />

tarafın metni nasıl yanlış kullandığı da açıkça gösterildi.<br />

Rab’bin bir sözünün başka bir sözüyle çelişmemesi gereklidir. Kimse O’nun geleceği<br />

günü ve saati bilmese de, bunun yakın olduğunu bilmekle yükümlüdür. Rab’bin gelişinin ne<br />

zaman yaklaştığını bilmemek, Nuh’un zamanında tufanın gelişinin yaklaştığını bilmemek<br />

kadar ciddi sonuçlar doğuracaktır. Mesih şöyle diyor: “Bu nedenle neler aldığını, neler<br />

işittiğini hatırla. Bunları yerine getir, tövbe et! Eğer uyanmazsan, ben hırsız gibi geleceğim.<br />

Sana hangi saatte geleceğimi hiç bilmeyeceksin” (Esinleme 3:3).<br />

Pavlus Kurtarıcı’nın uyarısına kulak verenlere sesleniyor: “Çünkü siz de çok iyi bilirsiniz<br />

ki, Rab’bin günü, gece hırsız nasıl gelirse öyle gelecektir. Siz hepiniz ışığın oğulları,<br />

gündüzün oğullarısınız. Geceye ya da karanlığa ait değiliz” (1.Selanikliler 5:2-5).<br />

Ne var ki gerçeği reddetmek için mazeret arayanlar, kulaklarını bu açıklamaya tıkadılar.<br />

Alaycılar ve hatta Mesih’in hizmetkarı olduğunu söyleyenler, “Kimse o günü ya da saati<br />

bilemez” deyip durdular. İnsanlar kurtuluş yolunu ararken, din adamları onlarla gerçeğin<br />

arasına Tanrı Sözünün yanlış yorumlarıyla girdiler.<br />

Kiliselerdeki en adanmış insanlar genellikle bildiriyi ilk kabullenenlerdi. İnsanların din<br />

adamlarınca kontrol edilmediği, kendi kendilerine Tanrı’nın Sözünü inceleyebildiği yerlerde<br />

advent öğretisi Kutsal Yazıyla sınanarak kabul gördü.<br />

Birçok kişi kocaları, karıları, ana babaları ya da çocukları tarafından yanlış<br />

yönlendirilerek, Adventist’lerin ‘sapkın’ öğretilerini dinlemenin günah olduğuna ikna<br />

edildiler. Melekler bu kişileri sadık bir şekilde gözetmeye devam ettiler, çünkü üzerlerine<br />

Tanrı’nın tahtından başka bir ışık daha yansıyacaktı.<br />

Bildiriyi kabul etmiş olanlar Kurtarıcılarının gelişini beklediler. Kurtarıcının ortaya<br />

çıkacağı zaman yakındı. O saati sakin bir ciddiyetle beklemeye başladılar. Bunu yaşayanlar<br />

değerli bekleme saatlerini unutamazlar. O zaman gelmeden birkaç hafta önce dünyasal işler<br />

bir kenara bırakılmaya başladı. İçten imanlılar, gözlerini dünyasal sahnelere kapatarak<br />

yüreklerini dikkatlice araştırdı. ‘Göğe alınma kaftanları’ yapılmadı (Ek’e bkz.), ama herkes<br />

Kurtarıcıyla karşılaşmak için içsel bir hazırlık olması gerektiğini biliyordu. Beyaz kaftanlar<br />

içsel paklığı, Mesih’in kanıyla yıkanmış karakterleri simgeliyordu. Keşke Tanrı halkı hala<br />

aynı şekilde yüreklerini araştırsa ve hala aynı içten imana sahip olsa!<br />

144

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!