Ulusarin Leviathani_
, , , , s, Lucifer, , , , , , s, Lucifer, ,
doğru olduğuna inanıyordu. Gururlarını kurban ederek gerçeği sevinçle kabul ettiler. Bazı kilise görevlileri maaşlarını ve topluluklarını İsa’nın gelişini duyurmak amacıyla bırakarak birleştiler. Ne var ki oldukça az sayıda görevli bu bildiriyi kabul ettiği için yayma işi genelde sıradan ve mütevazı imanlılara kaldı. Çiftçiler tarlalarını, tamirciler gereçlerini, meslek adamları konumlarını bıraktılar. Yoğun çalışmalara, yorgunluğa, acılara isteyerek katlandılar; insanları böylece tövbeye ve kurtuluşa davet ettiler. Advent gerçeği, binlerce kişi tarafından kabul edildi. Salt kutsal yazı ikna eder Vaftizci Yahya gibi vaizler ağacın köküne baltayı dayadılar ve ‘tövbe meyvesinin’ verilmesini istediler. Ünlü vaizlerin yaygın huzur ve güvenlik bildirilerine kıyasla Kutsal Yazının yalın tanıklığı çok az sayıda kişinin karşı koyabileceği bir ikna gücüne sahiptir. Birçok kişi tövbe ederek Rab’be yöneldi. Uzun zamandan beri dünyasal unsurlara bağlanmış olan yürekler artık gökyüzüne dönüyordu. Yürekleri yumuşamış ve yatışmış olan insanlar hep birlikte seslerini yükselttiler; “Tanrı’dan korkun! O’nu yüceltin! Çünkü O’nun yargılama saati geldi.” Ağlayan günahkarların, “Kurtulmak için ne yapmalıyım?” diye sordukları işitiliyordu. Dürüst olmayanlar, kendilerini düzeltmeye başladılar. Mesih’te huzur bulanların büyük bir kısmı başkalarının da aynı bereketi paylaşmasını istediler. Ana babaların yürekleri çocuklarına, çocukların yürekleri ana babalarına döndü (Malaki 4:5,6). Gurur ve kibir engelleri ortadan kalktı. Günahlar içtenlikle itiraf edildi. İnsanlar her yerde Tanrı’ya feryat etmeye başladılar. Günahlarının bağışlanmasından, akrabalarının ya da komşularının iman etmesinden güç alan birçok kişi bütün gece boyunca duada mücadele ettiler. Zengin ve yoksul, yüksek ve alçak tüm sınıflar ikinci geliş öğretisini işitmeye can atıyordu. Tanrı’nın Ruhu, O’nun gerçeğini güçlendiriyordu. Kutsal meleklerin varlığı topluluklarda hissediliyor, imanlıların arasına her gün birçok kişi katılıyordu. Ciddi sözleri dinlemek için geniş kalabalıklar toplanıyordu. Gökyüzü ve yeryüzü sanki birbirine yaklaşıyor gibiydi. İnsanlar evlerine dudaklarında övgülerle dönüyor, geceleri sevinçli sesler yankılanıyordu. O toplantılara katılan hiç kimse, derin bir ilgiyle yüklü sahneleri unutamıyordu. Bildiriye direniş Mesih’in belirli bir zamanda geleceği duyurusu, kürsüdeki vaizden en katı günahkara kadar birçok sınıfta büyük bir direnç oluşturdu. Birçok kişi Mesih’in ikinci gelişi öğretisine karşı hiçbir çekinceleri olmadığını, sadece kesin bir zaman belirlenmesine karşı çıktıklarını söylediler. Ancak Tanrı’nın her şeyi gören gözleri onların yüreğini okuyordu. Mesih’in yeryüzünü doğrulukla yargılamak için geleceğini işitmek istemiyorlardı. Onların işleri yürek-leri araştıran Tanrı’nın yoklamasına dayanamadı; Rab’le karşılaşmaya korkuyorlardı. Tıpkı Mesih’in ilk gelişindeki Yahudiler gibi onlar da İsa’yı karşılamaya hazırlıklı 143
değillerdi. Yalnızca Kutsal Kitap’ın açık iddialarını reddetmekle kalmadılar, Rab’be yönelenlerle de alay ettiler. Şeytan Mesih’in yüzüne, halkının O’nu pek az sevdiğini ve dönmesini istemediğini vurdu. Advent inancını reddeden birçok kişi, Mesih’in şu sözlerini dayanak olarak gösteriyordu: “O günü ve saati, ne gökteki melekler, ne de Oğul bilir; Baba’dan başka kimse bilemez” (Matta 24:36). Rab’bi bekleyenler tarafından bu metnin net bir açıklaması yapıldı ve karşı tarafın metni nasıl yanlış kullandığı da açıkça gösterildi. Rab’bin bir sözünün başka bir sözüyle çelişmemesi gereklidir. Kimse O’nun geleceği günü ve saati bilmese de, bunun yakın olduğunu bilmekle yükümlüdür. Rab’bin gelişinin ne zaman yaklaştığını bilmemek, Nuh’un zamanında tufanın gelişinin yaklaştığını bilmemek kadar ciddi sonuçlar doğuracaktır. Mesih şöyle diyor: “Bu nedenle neler aldığını, neler işittiğini hatırla. Bunları yerine getir, tövbe et! Eğer uyanmazsan, ben hırsız gibi geleceğim. Sana hangi saatte geleceğimi hiç bilmeyeceksin” (Esinleme 3:3). Pavlus Kurtarıcı’nın uyarısına kulak verenlere sesleniyor: “Çünkü siz de çok iyi bilirsiniz ki, Rab’bin günü, gece hırsız nasıl gelirse öyle gelecektir. Siz hepiniz ışığın oğulları, gündüzün oğullarısınız. Geceye ya da karanlığa ait değiliz” (1.Selanikliler 5:2-5). Ne var ki gerçeği reddetmek için mazeret arayanlar, kulaklarını bu açıklamaya tıkadılar. Alaycılar ve hatta Mesih’in hizmetkarı olduğunu söyleyenler, “Kimse o günü ya da saati bilemez” deyip durdular. İnsanlar kurtuluş yolunu ararken, din adamları onlarla gerçeğin arasına Tanrı Sözünün yanlış yorumlarıyla girdiler. Kiliselerdeki en adanmış insanlar genellikle bildiriyi ilk kabullenenlerdi. İnsanların din adamlarınca kontrol edilmediği, kendi kendilerine Tanrı’nın Sözünü inceleyebildiği yerlerde advent öğretisi Kutsal Yazıyla sınanarak kabul gördü. Birçok kişi kocaları, karıları, ana babaları ya da çocukları tarafından yanlış yönlendirilerek, Adventist’lerin ‘sapkın’ öğretilerini dinlemenin günah olduğuna ikna edildiler. Melekler bu kişileri sadık bir şekilde gözetmeye devam ettiler, çünkü üzerlerine Tanrı’nın tahtından başka bir ışık daha yansıyacaktı. Bildiriyi kabul etmiş olanlar Kurtarıcılarının gelişini beklediler. Kurtarıcının ortaya çıkacağı zaman yakındı. O saati sakin bir ciddiyetle beklemeye başladılar. Bunu yaşayanlar değerli bekleme saatlerini unutamazlar. O zaman gelmeden birkaç hafta önce dünyasal işler bir kenara bırakılmaya başladı. İçten imanlılar, gözlerini dünyasal sahnelere kapatarak yüreklerini dikkatlice araştırdı. ‘Göğe alınma kaftanları’ yapılmadı (Ek’e bkz.), ama herkes Kurtarıcıyla karşılaşmak için içsel bir hazırlık olması gerektiğini biliyordu. Beyaz kaftanlar içsel paklığı, Mesih’in kanıyla yıkanmış karakterleri simgeliyordu. Keşke Tanrı halkı hala aynı şekilde yüreklerini araştırsa ve hala aynı içten imana sahip olsa! 144
- Page 102 and 103: O sıralarda yeni öğretinin öğr
- Page 104 and 105: Tanrı’nın Sözü Londra’ya gi
- Page 106 and 107: John Bunyan adında bir kişi, suç
- Page 108 and 109: Wesley ölümden kaçıyor Etkili k
- Page 110 and 111: Keşke Mesih’in bu kulunun imanı
- Page 112 and 113: “Biri onlara zarar vermeye kalkı
- Page 114 and 115: Gerçeği, paklığı ve bencil olm
- Page 116 and 117: Fransa’nın din adamlarını, kra
- Page 118 and 119: Şeytan Katolik Kilisesi aracılı
- Page 120 and 121: Bölüm 16 — Yeni bir Dünyada Ö
- Page 122 and 123: Roger Williams saygın bir kişiydi
- Page 124 and 125: Bölüm 17 — Mesih’in Dönüş
- Page 126 and 127: Deprem tatil gününde oldu; kilise
- Page 128 and 129: özel bir toplantı yapın. Rahiple
- Page 130 and 131: Sion surlarının nöbetçileri, Ku
- Page 132 and 133: ilemiyordum. Öte yandan, Kutsal Ya
- Page 134 and 135: ederek kendi eliyle açıkladıklar
- Page 136 and 137: Bir Peygamber Günü = Bir Yazım Y
- Page 138 and 139: “Yeryüzüne karşı görevimi d
- Page 140 and 141: Ne var ki, önceki reformcular gibi
- Page 142 and 143: O halde Kutsal Yazının bu önemli
- Page 144 and 145: zamanı görmeyi umarlarken, O’nu
- Page 146 and 147: Ne var ki Tanrı, yargı uyarısın
- Page 148 and 149: abadan dünyaya gelmiş olan Wolff,
- Page 150 and 151: Rab’bin geliş tarihi olarak 1844
- Page 154 and 155: Tanrı halkını sınamayı tasarla
- Page 156 and 157: ereketlerinden kesip atan Tanrı de
- Page 158 and 159: etmektedir. Roma’dan başka hiçb
- Page 160 and 161: Dünya Babil’in şarabıyla sarho
- Page 162 and 163: alacakları düşüncesiyle Rab’b
- Page 164 and 165: 34 Ülkeyi araştırdığınız gü
- Page 166 and 167: Bildiriyi alanlar Rab’le buluşma
- Page 168 and 169: Bölüm 23 — Tapinağin Açik Giz
- Page 170 and 171: “Sonra Tanrı’nın gökteki tap
- Page 172 and 173: Harun, “İki elini erkecin başı
- Page 174 and 175: Bölüm 24 — Göksel Yüksek Rahi
- Page 176 and 177: Kuzu’nun kanıyla yıkanmış lek
- Page 178 and 179: Bölüm 25 — Tanri’nin Değişm
- Page 180 and 181: Ejderhanın kimliği Bu simgelerin
- Page 182 and 183: putunu’ yapması için, dinsel g
- Page 184 and 185: İsa Mesih’in buyruğu ve Tanrı
- Page 186 and 187: Bölüm 26 — Gerçeğin Savunucul
- Page 188 and 189: Eski İsrail’in tarihi Adventist
- Page 190 and 191: İmanın yaygın bir şekilde geril
- Page 192 and 193: Yasa olmadan insanlar, günahın bi
- Page 194 and 195: Tanrı’nın isteğini yerine geti
- Page 196 and 197: Bölüm 28 — Yaşam Kayitlarimizl
- Page 198 and 199: Gerçekten tövbe edenler ve Mesih
- Page 200 and 201: görevi herkesçe bilmelidir. Yoksa
doğru olduğuna inanıyordu. Gururlarını kurban ederek gerçeği sevinçle kabul ettiler. Bazı<br />
kilise görevlileri maaşlarını ve topluluklarını İsa’nın gelişini duyurmak amacıyla bırakarak<br />
birleştiler. Ne var ki oldukça az sayıda görevli bu bildiriyi kabul ettiği için yayma işi<br />
genelde sıradan ve mütevazı imanlılara kaldı. Çiftçiler tarlalarını, tamirciler gereçlerini,<br />
meslek adamları konumlarını bıraktılar. Yoğun çalışmalara, yorgunluğa, acılara isteyerek<br />
katlandılar; insanları böylece tövbeye ve kurtuluşa davet ettiler. Advent gerçeği, binlerce<br />
kişi tarafından kabul edildi.<br />
Salt kutsal yazı ikna eder<br />
Vaftizci Yahya gibi vaizler ağacın köküne baltayı dayadılar ve ‘tövbe meyvesinin’<br />
verilmesini istediler. Ünlü vaizlerin yaygın huzur ve güvenlik bildirilerine kıyasla Kutsal<br />
Yazının yalın tanıklığı çok az sayıda kişinin karşı koyabileceği bir ikna gücüne sahiptir.<br />
Birçok kişi tövbe ederek Rab’be yöneldi. Uzun zamandan beri dünyasal unsurlara bağlanmış<br />
olan yürekler artık gökyüzüne dönüyordu. Yürekleri yumuşamış ve yatışmış olan insanlar<br />
hep birlikte seslerini yükselttiler; “Tanrı’dan korkun! O’nu yüceltin! Çünkü O’nun<br />
yargılama saati geldi.”<br />
Ağlayan günahkarların, “Kurtulmak için ne yapmalıyım?” diye sordukları işitiliyordu.<br />
Dürüst olmayanlar, kendilerini düzeltmeye başladılar. Mesih’te huzur bulanların büyük bir<br />
kısmı başkalarının da aynı bereketi paylaşmasını istediler. Ana babaların yürekleri<br />
çocuklarına, çocukların yürekleri ana babalarına döndü (Malaki 4:5,6). Gurur ve kibir<br />
engelleri ortadan kalktı. Günahlar içtenlikle itiraf edildi. İnsanlar her yerde Tanrı’ya feryat<br />
etmeye başladılar. Günahlarının bağışlanmasından, akrabalarının ya da komşularının iman<br />
etmesinden güç alan birçok kişi bütün gece boyunca duada mücadele ettiler.<br />
Zengin ve yoksul, yüksek ve alçak tüm sınıflar ikinci geliş öğretisini işitmeye can<br />
atıyordu. Tanrı’nın Ruhu, O’nun gerçeğini güçlendiriyordu. Kutsal meleklerin varlığı<br />
topluluklarda hissediliyor, imanlıların arasına her gün birçok kişi katılıyordu. Ciddi sözleri<br />
dinlemek için geniş kalabalıklar toplanıyordu. Gökyüzü ve yeryüzü sanki birbirine<br />
yaklaşıyor gibiydi. İnsanlar evlerine dudaklarında övgülerle dönüyor, geceleri sevinçli sesler<br />
yankılanıyordu. O toplantılara katılan hiç kimse, derin bir ilgiyle yüklü sahneleri<br />
unutamıyordu.<br />
Bildiriye direniş<br />
Mesih’in belirli bir zamanda geleceği duyurusu, kürsüdeki vaizden en katı günahkara<br />
kadar birçok sınıfta büyük bir direnç oluşturdu. Birçok kişi Mesih’in ikinci gelişi öğretisine<br />
karşı hiçbir çekinceleri olmadığını, sadece kesin bir zaman belirlenmesine karşı çıktıklarını<br />
söylediler. Ancak Tanrı’nın her şeyi gören gözleri onların yüreğini okuyordu. Mesih’in<br />
yeryüzünü doğrulukla yargılamak için geleceğini işitmek istemiyorlardı. Onların işleri<br />
yürek-leri araştıran Tanrı’nın yoklamasına dayanamadı; Rab’le karşılaşmaya korkuyorlardı.<br />
Tıpkı Mesih’in ilk gelişindeki Yahudiler gibi onlar da İsa’yı karşılamaya hazırlıklı<br />
143