Ulusarin Leviathani_

, , , , s, Lucifer, , , , , , s, Lucifer, ,

bibliomaniapublications
from bibliomaniapublications More from this publisher
12.07.2024 Views

abadan dünyaya gelmiş olan Wolff, daha genç yaşlarında Hıristiyanlığın gerçeklerine iman etmişti. Babasının evinde, dindar Yahudilerin Mesih’in gelişinin yüceliğine ve İsrail’in yeniden kurulmasına ilişkin konuşmalarına kulak kabartıyordu. Bir gün Nasıralı İsa’dan söz edildiğini duyan Wolff, O’nun kim olduğunu sordu. “Çok yetenekli bir Yahudi” diye cevap verdiler, “ama kendisinin Mesih olduğunu iddia etti, Yahudilerin önderleri de O’nu ölüme mahkum etti.” “Neden Kudüs mahvoldu ve biz esaret altındayız?” diye sordu çocuk. Babası, “Ne yazık ki, Yahudiler peygamberleri öldürdüler” dedi. Çocuk düşünceyi o anda kavradı; “Belki İsa da bir peygamberdi ve Yahudiler O’nu masum olduğu halde öldürmüşlerdi.” Wolff, Hıristiyan kilisesine girmesi yasak olduğu halde, vaazları dinlemek için kapı önünde gezinirdi. Yedi yaşındayken imanlı bir komşularına İsrail’in gelecekte Mesih’in gelişiyle kazanacağı zaferle övünüyordu. Yaşlı adam nazik bir dille şöyle cevap verdi: “Canım oğlum, sana gerçek Mesih’in kim olduğunu söyleyeyim: O Nasıralı İsa’dır... Atalarınız O’nu çarmıha germiştir. Eve gidip İşaya’nın otuz üçüncü bölümünü oku; İsa Mesih’in Tanrı’nın Oğlu olduğunu göreceksin.” Wolff eve gitti ve ayeti okudu. O peygamberlik Nasıralı İsa’nın yaşantısında nasıl da yetkin bir şekilde yerine gelmişti. Hıristiyan komşunun sözleri doğru olabilir miydi? Çocuk babasına peygamberliğin açıklamasını sordu, ama öyle sert bir sessizlikle karşılaştı ki bir daha asla bu konuya değinmeye cesaret edemedi. Henüz on bir yaşındayken eğitim almak, inancını ve mesleğini belirlemek için hayata atıldı. Tek başına ve parasız olduğu halde rotasını çizmeye koyuldu. Dikkatle çalışarak kendini geliştirdi ve İbranice öğretmeye başladı. Roma’nın inancını kabullenmeye yönlendirildi. Roma’daki Propaganda Kolejinde çalışmalarını sürdürmeye gitti. Orada kilisenin bozukluğunu görüp reform yapılmasını istedi. Bir süre sonra açığa alındı. Asla Katolikliğin tutsaklığı altına girmemeye kararlıydı. Bu arada Katolik kilisesi Wolff un adam olmayacağını ilan ederek onu dışladılar. Sonra İngiltere’ye giderek İngiliz Kilisesine katıldı. İki yıllık çalışmadan sonra kendi ruhsal hizmetine başladı. Wolff peygamberliklerin, Mesih’in güç ve yücelik içinde ikinci gelişini vurguladığını görüyordu. İnsanları vaat edilen Mesih olarak Nasıralı İsa’ya, O’nun ilk gelişine ve günahlar için kurban oluşuna yönlendirirken, aynı zamanda ikinci gelişini de öğretiyordu. Wolff Rab’bin gelişinin yakın olduğuna inanıyordu. Peygamberlik dönemlerine ilişkin kendi yorumları, Rab’bin dönüş tarihini, Miller’ın belirttiği zaman dilimine yerleştiriyordu. “Rabbimiz bize zamanların belirtilerini vermedi mi? İncir ağacının yapraklarına bakarak yazın yaklaştığını anladığımız gibi kendi gelişinin belirtilerini de aynı şekilde bilmemizi istemedi mi? Tıpkı Nuh’un gemiyi hazırladığı gibi bizler de zamanların belirtilerine bakarak ye-terince bilgi sahibi olabiliriz.” 139

Yaygın yorumların karşısında Yaygın Kutsal Yazı yorumlama sistemine ilişkin Wolff şöyle yazdı: “Hıristiyan kilisesinin büyük bir kısmı Kutsal Yazı’ nın düz anlamından ayrılmaktadır. Yahudileri okurken diğer ulusları, Kudüs’ü okurken kiliseyi, yeryüzünü okurken gökyüzünü anlamak zorunda olduklarını sanıyorlar. Rab’bin gelişini okurken de, imanlı toplulukların gelişimini anlıyorlar. Onlara göre Rab’bin dağına çıkmak, Metodistlerin büyük toplantısı anlamına gelmektedir.” Wolff, 1821’den 1845’e dek Mısır’ı, Suriye’yi, Filistin’i, Buhara’yı, İran’ı, Hindistan’ı ve Amerika’yı gezdi. Kitaptaki güç Dr. Wolff en barbar ülkelerde korunmasız yolculuk etti; zorluklara katlanarak sayısız tehlikeye düştü. Açlık çekti, köle olarak satıldı, üç kez ölüme mahkum edildi, soyguncuların eline düştü, ve birkaç kez susuzluktan ölümle burun buruna geldi. Bir keresinde soyuldu ve dağlarda yüzlerce kilometre yürümek zorunda .bırakıldı. Yüzünü kar döverken ayakları donmuş toprakta mahvoldu. Vahşi ve düşman oymaklar arasında gezerken dikkatli olması için uyarıldığında kendisinin zaten silahlı olduğunu söylüyordu: “Mesih’in gayretine ve duaya sahibim. O’nun yardımına güveniyorum. Tanrı’nın ve komşumun sevgisi yüreğimde, Kutsal Kitap elimdedir. Kitap’taki gücü hissediyorum. O’nun kudreti beni destekliyor.” Wolff bildiriyi yeryüzünde insanların yaşadığı büyük bölgelere ulaştırmak için mücadele etti. Yahudiler, Türkler, Hindular, başka ulustan ve ırktan insanlar arasında Tanrı’nın Sözünü yaydı. Çeşitli dillerde Mesih’in gelişinin yakın olduğunu haber verdi. Buhara’da, ayrı bir halk grubu Rab’bin yakında geleceği öğretisine inanıyordu. “Yemenli Araplar, Mesih’in ikinci gelişini ve yücelik içinde egemenlik süreceğini bildiren Si’ra adında bir kitaba sahiptirler. 1840 yılında büyük olayların gerçekleşeceğine inanıyorlar.” “Ayrıca Dan oymağından İsraillilerle karşılaştım. Onlar Rehab’ın çocuklarıyla birlikte yakında Mesih’in bulutlar içinde geleceğine inanıyorlar.” Buna benzer bir inanca başka bir müjdeci Tatar halkının arasında rastlamıştı. Tatar bir rahip, müjdeciye Mesih’in ne zaman ikinci kez geleceğini sordu. Müjdeci bu konuda hiçbir şey bilmediğini söyleyince, rahip bir Kutsal Kitap öğretmeninde böyle bir cahilliğe şaştığını belirtti. Peygamberliğe dayanan kendi inancına göre Mesih’in 1844 yılında döneceğini söyledi. Dönüş bildirisi ingiltere’de 1826 yılında dönüş bildirisi İngiltere’de vaaz edilmeye başladı. Dönüşün tam zamanı genellikle belirtilmiyor, ama Mesih’in yakında güç ve yücelik içinde döneceği duyuruluyordu. Bir İngiliz yazar İngiltere Kilisesinin 700 kadar hizmetlisinin, ‘Egemenlik müjdesini’ duyurmaya adandığını yazmıştır. 140

abadan dünyaya gelmiş olan Wolff, daha genç yaşlarında Hıristiyanlığın gerçeklerine iman<br />

etmişti. Babasının evinde, dindar Yahudilerin Mesih’in gelişinin yüceliğine ve İsrail’in<br />

yeniden kurulmasına ilişkin konuşmalarına kulak kabartıyordu. Bir gün Nasıralı İsa’dan söz<br />

edildiğini duyan Wolff, O’nun kim olduğunu sordu. “Çok yetenekli bir Yahudi” diye cevap<br />

verdiler, “ama kendisinin Mesih olduğunu iddia etti, Yahudilerin önderleri de O’nu ölüme<br />

mahkum etti.”<br />

“Neden Kudüs mahvoldu ve biz esaret altındayız?” diye sordu çocuk.<br />

Babası, “Ne yazık ki, Yahudiler peygamberleri öldürdüler” dedi. Çocuk düşünceyi o anda<br />

kavradı; “Belki İsa da bir peygamberdi ve Yahudiler O’nu masum olduğu halde<br />

öldürmüşlerdi.” Wolff, Hıristiyan kilisesine girmesi yasak olduğu halde, vaazları dinlemek<br />

için kapı önünde gezinirdi. Yedi yaşındayken imanlı bir komşularına İsrail’in gelecekte<br />

Mesih’in gelişiyle kazanacağı zaferle övünüyordu. Yaşlı adam nazik bir dille şöyle cevap<br />

verdi: “Canım oğlum, sana gerçek Mesih’in kim olduğunu söyleyeyim: O Nasıralı İsa’dır...<br />

Atalarınız O’nu çarmıha germiştir. Eve gidip İşaya’nın otuz üçüncü bölümünü oku; İsa<br />

Mesih’in Tanrı’nın Oğlu olduğunu göreceksin.”<br />

Wolff eve gitti ve ayeti okudu. O peygamberlik Nasıralı İsa’nın yaşantısında nasıl da<br />

yetkin bir şekilde yerine gelmişti. Hıristiyan komşunun sözleri doğru olabilir miydi? Çocuk<br />

babasına peygamberliğin açıklamasını sordu, ama öyle sert bir sessizlikle karşılaştı ki bir<br />

daha asla bu konuya değinmeye cesaret edemedi.<br />

Henüz on bir yaşındayken eğitim almak, inancını ve mesleğini belirlemek için hayata<br />

atıldı. Tek başına ve parasız olduğu halde rotasını çizmeye koyuldu. Dikkatle çalışarak<br />

kendini geliştirdi ve İbranice öğretmeye başladı. Roma’nın inancını kabullenmeye<br />

yönlendirildi. Roma’daki Propaganda Kolejinde çalışmalarını sürdürmeye gitti. Orada<br />

kilisenin bozukluğunu görüp reform yapılmasını istedi. Bir süre sonra açığa alındı. Asla<br />

Katolikliğin tutsaklığı altına girmemeye kararlıydı. Bu arada Katolik kilisesi Wolff un adam<br />

olmayacağını ilan ederek onu dışladılar. Sonra İngiltere’ye giderek İngiliz Kilisesine katıldı.<br />

İki yıllık çalışmadan sonra kendi ruhsal hizmetine başladı.<br />

Wolff peygamberliklerin, Mesih’in güç ve yücelik içinde ikinci gelişini vurguladığını<br />

görüyordu. İnsanları vaat edilen Mesih olarak Nasıralı İsa’ya, O’nun ilk gelişine ve günahlar<br />

için kurban oluşuna yönlendirirken, aynı zamanda ikinci gelişini de öğretiyordu.<br />

Wolff Rab’bin gelişinin yakın olduğuna inanıyordu. Peygamberlik dönemlerine ilişkin<br />

kendi yorumları, Rab’bin dönüş tarihini, Miller’ın belirttiği zaman dilimine yerleştiriyordu.<br />

“Rabbimiz bize zamanların belirtilerini vermedi mi? İncir ağacının yapraklarına bakarak<br />

yazın yaklaştığını anladığımız gibi kendi gelişinin belirtilerini de aynı şekilde bilmemizi<br />

istemedi mi? Tıpkı Nuh’un gemiyi hazırladığı gibi bizler de zamanların belirtilerine bakarak<br />

ye-terince bilgi sahibi olabiliriz.”<br />

139

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!