Ulusarin Leviathani_

, , , , s, Lucifer, , , , , , s, Lucifer, ,

bibliomaniapublications
from bibliomaniapublications More from this publisher
12.07.2024 Views

Ne var ki, önceki reformcular gibi Miller’ın de sunduğu gerçekler tanınmış din öğretmenleri tarafından kabul görmedi. Bu kişiler Kutsal Yazıda dayanak bulamadıklarından, insanların öğretilerine ve ataların geleneklerine bağlıydılar. Ancak Tanrı Sözü gerçeği yayanların tek tanıklığıydı. Rab’bin gelişini dört gözle bekleyenlerle, kutsal bir yaşam sürenlerle ve O’nun gelişine hazırlananlarla alay edildi. Mesih’in gelişiyle ve dünyanın sonuyla ilgili peygamberlikleri incelemenin günah olduğu öne sürüldü. Bu yüzden çoğunluğun bağlı olduğu ruhsal hizmetler, Tanrı Sözü’ne imanın zayıflamasına neden oldular. Onların öğretişi insanları Tanrı’dan uzaklaştırdı; birçokları da tanrısız arzularla sürüklenmek için fırsat buldular. Bütün bunların sorumluluğu, kötülüğü yaratanlar tarafından Adventist’lere (‘Rab’bin dönüşünü bekleyenler’ anlamına gelmektedir) yüklendi. Dinsel basın Miller’dan alay ederek ve suçlayarak söz ettiler. Din öğretmenlerinden cesaret alan tanrıtanımazlar, Miller’ı ve onun yaptıklarını kötülemeye başladılar. Yargının yakın olduğunu yeryüzüne bildirmek amacıyla konforlu evini terk eden ve kendi cebinden harcayarak yolculuklar yapan yaşlı adam, ‘fanatik’ diye reddedildi. İlgi ve inançsızlık İlgi giderek büyüyordu. Kilise topluluklarının sayısı yüzlerden binlere çıkmıştı. Ancak bir süre sonra kiliseler bu imanlılara baskı yapmaya başladı. Miller’ın görüşlerini kabul edenlere artık disiplin uygulanıyordu. Miller şöyle yazdı: “Eğer yanlışsak, nerede yanlış olduğumuzu gösterin. Tanrı’nın sözüne bakarak yanıldığımızı açığa çıkarın. İnsanlar bizimle yeterince alay ettiler zaten; ama bu bizim yanlış olduğumuzu göstermez. Görüşlerimizi yalnızca Tanrı’nın sözü değiştirebilir. Bu sonuçlara biz kararlı ve duacı bir yaklaşımla vardık. Kutsal Yazılardaki kanıtları gördük.” Eski insanların günahları, Tanrı’nın yeryüzüne bir tufan göndermesine neden olmuştu. Ne var ki Tanrı, yapacaklarını onlara önceden bildirdi. 120 yıl boyunca tövbe çağrısı yankılandı. Ama ona inanmadılar. Tanrı’nın habercisiyle alay ettiler. Nuh’un bildirisi gerçekse, neden bütün dünya bunu görmemiş ve inanmamıştı? Binlerce insanın bilgeliğine karşılık tek bir kişinin iddiaları söz konusuydu. İnsanlar ne uyarıyı ciddiye aldılar ne de gemiye sığındılar. Alaycılar mevsimlerin nasıl geçtiğine ve yağmur yağdırmayan mavi göklere baktılar. Kötü işlerine daha da çok battılar. Ne var ki Tanrı’nın yargısı, O’nun merhametini reddedenleri belirlenen zamanda yakaladı. Kuşkucular ve imansızlar Mesih şöyle diyor: “Tufan gelinceye, hepsini süpürüp götü- rünceye dek başlarına geleceklerden habersizdiler. İnsanoğlu’nun gelişi de öyle olacak” (Matta 24:39). Tanrı’nın kendi halkı dünyayla birleşirken, dünyanın lüksü kilisenin lüksü haline gelirken, imanlılar dünyasal zenginlik peşinde yıllarını tüketirken şimşeğin çakması gibi ani bir son gelecektir. Tanrı yeryüzüne gelecek olan tufanı kulu aracılığıyla insanlara duyurdu. Aynı şekilde son 131

yargının ne denli yakın olduğunu bildirmek için haberciler seçti. Nuh’un günlerinde insanlar doğru vaizin ön bildirileriyle nasıl alay ettilerse, Millerin günlerinde de Tanrı’nın halkı uyarıcı sözlerle öyle alay ettiler. Kiliselerin Tanrı’ya sırtını çevirdiğinin kanıtlarından biri de, göksel bildiriyi taşıyan bu haberciye düşmanca davranılmasıydı. Mesih’in gelişi öğretisini kabul edenler ayağa kalkma zamanının geldiğini hissediyorlardı. “Sonsuzlukla ilgili şeyler onlara son derece gerçek görünmeye başlamıştı. Gökyüzünün çok yakın olduğunu hissediyor ve Tanrı’nın huzurunda ne kadar suçlu olduklarını görüyorlardı.” İmanlılar zamanın daraldığını, insanlık için gecikmeden bir şeyler yapmanın gerekliliğini fark ediyordu. Sonsuzluk önlerinde açılıyor gibiydi. Tanrı’nın Ruhu, Rab’bin gününe hazırlanmak için onların duada güçlenmesini sağladı. Onların günlük yaşamı diğer kilise üyeleri için bir örnekti. Bu kişilerin büyük çoğunluğu para kazanma, zevk yapma ve dünyasal hırs peşinde koşuyorlardı. Böylece Rab’bin gelişini bekleyen imana karşı bir zıtlık oluştu. Birçokları peygamberliklerin mühürlü olduğunu iddia ederek araştırılmalarına engel oldular. Böylece Protestanlar da Roma yanlılarının izinden gittiler. Protestan kiliseleri Söz’ün, çağımıza uygulanabilen önemli bir kısmının anlaşılamaz olduğunu öne sürdüler. Kilise görevlileri Daniel ve Esinleme kitapçıklarının kavranılamaz gizemlerden oluştuğunu söylüyordu. Oysa Mesih öğrencilerini Daniel peygamberin sözlerine yönlendirirken, “Okuyan anlasın’” demişti (Matta 24:15). Esinleme de aynı şekilde anlaşılabilir: “Bu kitap İsa Mesih’in esinlemesidir. Tanrı, yakın zamanda olması gereken olayları kullarına göstermesi için O’na bu esini verdi... Bu peygamberin sözlerini okuyana, burada yazılanları dinleyip yerine getirene ne mutlu! Çünkü beklenen zaman gelmiştir” (Esinleme 1:1-3). “Bu peygamberin sözlerini okuyana” - bu sözleri okumayan kişiler olacaktır - “burada yazılanları dinleyip” - peygamberliklerle ilgili bir şey duymak isteyen kişiler vardır - “yerine getirene ne mutlu!” - birçokları Esinleme kitapçığında verilen buyruklara kulak asmayı reddetmektedir. Bu kişilerin hiçbir vaat edilen bereketlere kavuşamazlar. İnsanlar Esinleme’nin insan anlayışının ötesinde olduğunu öğretmeye nasıl cüret edebilirler. Esinleme açıklanan bir gizem, açılan bir kitaptır. Esinleme zihni Daniel’e yönlendirir. Her iki kitapçık da dünya tarihinin sonuna ilişkin olaylar üzerinde önemli öğretişler verirler. Yuhanna Tanrı halkının bekleyen tehlikeleri, çatışkıları ve son kurtuluşu gördü. Yeryüzündeki ekinin ya göğe alınmak ya da yıkım alevlerine atılmak üzere olgunlaşacağını bildirdi. Böylece bu tehlikeleri ve çatışkıları görenlerin yanılgıdan gerçeğe dönmelerini istedi. 132

yargının ne denli yakın olduğunu bildirmek için haberciler seçti. Nuh’un günlerinde insanlar<br />

doğru vaizin ön bildirileriyle nasıl alay ettilerse, Millerin günlerinde de Tanrı’nın halkı<br />

uyarıcı sözlerle öyle alay ettiler.<br />

Kiliselerin Tanrı’ya sırtını çevirdiğinin kanıtlarından biri de, göksel bildiriyi taşıyan bu<br />

haberciye düşmanca davranılmasıydı.<br />

Mesih’in gelişi öğretisini kabul edenler ayağa kalkma zamanının geldiğini<br />

hissediyorlardı. “Sonsuzlukla ilgili şeyler onlara son derece gerçek görünmeye başlamıştı.<br />

Gökyüzünün çok yakın olduğunu hissediyor ve Tanrı’nın huzurunda ne kadar suçlu<br />

olduklarını görüyorlardı.” İmanlılar zamanın daraldığını, insanlık için gecikmeden bir<br />

şeyler yapmanın gerekliliğini fark ediyordu. Sonsuzluk önlerinde açılıyor gibiydi. Tanrı’nın<br />

Ruhu, Rab’bin gününe hazırlanmak için onların duada güçlenmesini sağladı. Onların günlük<br />

yaşamı diğer kilise üyeleri için bir örnekti. Bu kişilerin büyük çoğunluğu para kazanma,<br />

zevk yapma ve dünyasal hırs peşinde koşuyorlardı. Böylece Rab’bin gelişini bekleyen<br />

imana karşı bir zıtlık oluştu.<br />

Birçokları peygamberliklerin mühürlü olduğunu iddia ederek araştırılmalarına engel<br />

oldular. Böylece Protestanlar da Roma yanlılarının izinden gittiler. Protestan kiliseleri<br />

Söz’ün, çağımıza uygulanabilen önemli bir kısmının anlaşılamaz olduğunu öne sürdüler.<br />

Kilise görevlileri Daniel ve Esinleme kitapçıklarının kavranılamaz gizemlerden oluştuğunu<br />

söylüyordu.<br />

Oysa Mesih öğrencilerini Daniel peygamberin sözlerine yönlendirirken,<br />

“Okuyan anlasın’” demişti (Matta 24:15). Esinleme de aynı şekilde anlaşılabilir: “Bu kitap<br />

İsa Mesih’in esinlemesidir. Tanrı, yakın zamanda olması gereken olayları kullarına<br />

göstermesi için O’na bu esini verdi... Bu peygamberin sözlerini okuyana, burada<br />

yazılanları dinleyip yerine getirene ne mutlu! Çünkü beklenen zaman gelmiştir” (Esinleme<br />

1:1-3).<br />

“Bu peygamberin sözlerini okuyana” - bu sözleri okumayan kişiler olacaktır - “burada<br />

yazılanları dinleyip” - peygamberliklerle ilgili bir şey duymak isteyen kişiler vardır - “yerine<br />

getirene ne mutlu!” - birçokları Esinleme kitapçığında verilen buyruklara kulak asmayı<br />

reddetmektedir. Bu kişilerin hiçbir vaat edilen bereketlere kavuşamazlar.<br />

İnsanlar Esinleme’nin insan anlayışının ötesinde olduğunu öğretmeye nasıl cüret<br />

edebilirler. Esinleme açıklanan bir gizem, açılan bir kitaptır. Esinleme zihni Daniel’e<br />

yönlendirir. Her iki kitapçık da dünya tarihinin sonuna ilişkin olaylar üzerinde önemli<br />

öğretişler verirler.<br />

Yuhanna Tanrı halkının bekleyen tehlikeleri, çatışkıları ve son kurtuluşu gördü.<br />

Yeryüzündeki ekinin ya göğe alınmak ya da yıkım alevlerine atılmak üzere olgunlaşacağını<br />

bildirdi. Böylece bu tehlikeleri ve çatışkıları görenlerin yanılgıdan gerçeğe dönmelerini<br />

istedi.<br />

132

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!