Ulusarin Leviathani_

, , , , s, Lucifer, , , , , , s, Lucifer, ,

bibliomaniapublications
from bibliomaniapublications More from this publisher
12.07.2024 Views

ilemiyordum. Öte yandan, Kutsal Yazıların Tanrı esini olduğunu da hala kabul edemiyordum. Sonraları yavaş yavaş zevk almaya başladım; İsa sanki benim dostum olmuştu. Kurtarıcı bana on binlerce kişi içinde o kadar farklı geliyordu ki! Daha önce karanlık ve çelişkili görünen Kutsal Yazılar ayaklarım için yol ve yolum için ışık oldular. Rab Tanrı’nın, yaşam denen okyanusta sağlam bir kaya gibi olduğunu gördüm. Bu konular benim başlıca ilgi alanım haline geldiler. Zevkle araştırmaya başladım. Rab’bin güzelliğini ve yüceliğini daha önce neden görmediğime, nasıl olup da reddedebildiğime şaşıyordum. Diğer tüm kitaplardan aldığım tadı yitirdim ve yüreğimi Tanrı’dan bilgelik almaya adadım.” Miller iman ettiğini açık bir dille duyurdu. İmansız arkadaşları, Miller’a, Kutsal Yazılara karşı olan iddialarını hatırlattılar. O da Kutsal Yazının Tanrı esini olduğunu ve kendi içinde tutarlı olduğunu söyledi. Kutsal Yazıları incelemeye ve her belirgin çelişkinin bir açıklaması olduğunu göstermeye kararlıydı. Yorum kitaplarını bir kenara bırakan Miller, ‘ABC Dizini’ ve sayfa kenarlarındaki referansları kullanarak ayetleri birbiriyle kıyaslamaya başladı. Yaratılış kitapçığından başlayarak ayet ayet okumaya koyuldu. Anlamı belirsiz bir ayet bulursa, onu aynı konudaki başka bir metinle kıyaslıyordu. Her sözcüğün anlamını metnin geneline bakarak çıkartıyordu. Anlaşılması zor gibi görünen bir kısma geldiği zaman, onun açıklamasını Kutsal Yazıların diğer kısımlarına bakarak arıyordu. Ayrıca tanrısal ışıkla aydınlanmak için dua ediyordu. Mezmurcunun şu sözlerindeki gerçeği o da görmeye başladı: “Sözlerinin açıklanışı aydınlık saçar, saf insanlara akıl verir” (Mezmurlar 119:130). Yoğun bir ilgiyle Daniel ve Esinleme kitapçıklarını inceledi; peygamberlik simgelerinin anlaşılabilir olduğunu fark etti. Bütün çeşitli benzetmelerin, mecazların ve belirtilerin, ya metnin kendi içinde ya da başka ayetlerle bağlantılı olarak anlaşılabildiğini gördü. Gerçeği adım adım çalışmak Miller’ın gayretlerini ödüllendirdi. Peygamberliğin uzantılarını görebiliyordu. Göğün melekleri onun düşüncelerini yönlendiriyordu. Dünyanın sonundan önce gerçekleşecek olan ‘bin yıllık dönem’ düşüncesini Tanrı Sözünün desteklemediğini gördü. Rab’bin gelişinden önce bin yıllık bir barış döneminin olacağı Mesih’in ve elçilerin öğretişlerine ters düşüyordu. Onlar buğday ve delicelerin dünyanın sonuna dek birlikte büyüyeceğini, ‘kötü ve sahtekar kişilerin, aldatarak ve aldanarak gittikçe daha beter’ olacağını söylemişlerdi (2.Timoteyus 3:13). Mesih’in kişisel dönüşü Elçisel kilisede, bütün dünyanın iman edeceğine ve Mesih’in ruhsal olarak hüküm süreceğine ilişkin bir öğreti yoktu. Bu öğreti on sekizinci yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır. İnsanlara Rab’bin gelişinin çok uzak bir zamanda olacağını öğretmiş ve o günün yaklaştığına işaret eden belirtilere dikkat etmelerine engel olmuştur. Birçokları Rab’bi karşılamak için hazırlanmayı ihmal etmiştir. 123

Miller Kutsal Yazıda Mesih’in kişisel olarak dönüşünün açık bir şekilde öğretildiğini gördü. “Rab’bin kendisi, bir emir çağrısıyla, baş meleğin seslenmesiyle ve Tanrı’nın borazanıyla gökten inecek”, “O zaman İnsanoğlu’nun belirtisi gökte görünecek. İnsanoğlu’nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler”, “İnsanoğlu’nun gelişi, doğuda çakıp batıya kadar her taraftan görülen şimşek gibi olacaktır”, “İnsanoğlu kendi görkemi içinde bütün melekleriyle birlikte gelince, görkemli tahtına oturacak”, “Kendisi, güçlü bir borazan sesiyle meleklerini gönderecek ve onlar, O’nun seçtiklerini, göklerin bir ucundan öbür ucuna kadar dört yelden alıp bir araya toplayacaklar” (1 Se.4:16,17; Mat.24:30,27; 25:31; 24:31). Mesih geldiği zaman ölüler dirilecek ve doğru olanlar değiştirilecek; “Hepimiz ölmeyeceğiz; son borazan çalınınca hepimiz bir anda, göz açıp kapayana dek değiştirileceğiz. Evet, borazan çalınacak, ölüler çürümez olarak dirilecek, ve biz de değiştirileceğiz. Çünkü bu çürüyen varlığımız çürümezliği, bu ölümlü varlığımız ölümsüzlüğü giyinmelidir”, “Önce Mesih’e ait ölüler dirilecek. Ondan sonra biz yaşamakta olanlar, diri kalmış olanlar, onlarla birlikte Rab’bi havada karşılamak üzere bulutlar içinde alınıp götü-rüleceğiz” (1 .Selanikliler 4:16,17). İnsan şu anda ölümlü ve çürüyen bir varlığa sahiptir, ama Tanrı’nın egemenliği çürümezdir. Dolayısıyla insan bu haliyle Tanrı’nın egemenliğine giremez. İsa geldiği zaman, halkına ölümsüzlük kazandıracaktır; o zamana kadar yalnızca mirasçı olarak baktıkları egemenliğe o zaman kavuşacaklardır. Kutsal yazı ve kronoloji Yukarıdaki ayetler ve onlara benzeyen başkaları, Miller’e evrensel barış döneminin ve Tanrı egemenliğinin yeryüzünde kuruluşunun ikinci gelişten sonra olacağını gösterdi. Üstelik yeryüzünün durumu, son günlerin peygamberlik tanımına uygun düşüyordu. Yeryüzünün süresinin yakında dolacağı sonucuna vardı. Miller şöyle diyor: “Düşüncelerimi can alıcı bir şekilde etkileyen başka bir şey de Kutsal Yazıların kronolojisiydi. Önceden bildirilen olaylar, geçmişte gerçekleşmişti. Bir zamanlar yalnızca peygamberliklerde sözü geçen olaylar, ön bildiriler uyarınca gerçek oldu.” Miller, Mesih’in ikinci gelişine dek uzanan kronolojik dönemleri bulduktan sonra, bunların Tanrı’nın önceden belirleyip kullarına açıkladığı zamanlar olduğunu gördü. “Bu esinler, sonsuza dek bize ve çocuklarımıza ait olan şeylerdir” dedi. “Gerçek şu ki, Rab Yahve kulu peygamberlere sırrını açmadıkça bir şey yapmaz” (Tesniye 29:29; Amos 3:7). Tanrı Sözünün öğrencileri, insan tari-hindeki en önemli olayları Kutsal Yazılarda görmeyi beklemeliler. Miller şöyle diyor: “Tüm Kutsal Yazıların Tanrı esini olduğuna ve insanların bunları Kutsal Ruh tarafından yönetilerek yazdığına iyice emin oldum. Kutsal Yazılar bizim eğitilmemiz, sabır, teselli ve ümit bulmamız için yazılmıştır. Tanrı’nın bize merhamet 124

ilemiyordum. Öte yandan, Kutsal Yazıların Tanrı esini olduğunu da hala kabul<br />

edemiyordum. Sonraları yavaş yavaş zevk almaya başladım; İsa sanki benim dostum<br />

olmuştu. Kurtarıcı bana on binlerce kişi içinde o kadar farklı geliyordu ki! Daha önce<br />

karanlık ve çelişkili görünen Kutsal Yazılar ayaklarım için yol ve yolum için ışık oldular.<br />

Rab Tanrı’nın, yaşam denen okyanusta sağlam bir kaya gibi olduğunu gördüm. Bu konular<br />

benim başlıca ilgi alanım haline geldiler. Zevkle araştırmaya başladım. Rab’bin güzelliğini<br />

ve yüceliğini daha önce neden görmediğime, nasıl olup da reddedebildiğime şaşıyordum.<br />

Diğer tüm kitaplardan aldığım tadı yitirdim ve yüreğimi Tanrı’dan bilgelik almaya adadım.”<br />

Miller iman ettiğini açık bir dille duyurdu. İmansız arkadaşları, Miller’a, Kutsal Yazılara<br />

karşı olan iddialarını hatırlattılar. O da Kutsal Yazının Tanrı esini olduğunu ve kendi içinde<br />

tutarlı olduğunu söyledi. Kutsal Yazıları incelemeye ve her belirgin çelişkinin bir açıklaması<br />

olduğunu göstermeye kararlıydı.<br />

Yorum kitaplarını bir kenara bırakan Miller, ‘ABC Dizini’ ve sayfa kenarlarındaki<br />

referansları kullanarak ayetleri birbiriyle kıyaslamaya başladı. Yaratılış kitapçığından<br />

başlayarak ayet ayet okumaya koyuldu. Anlamı belirsiz bir ayet bulursa, onu aynı konudaki<br />

başka bir metinle kıyaslıyordu. Her sözcüğün anlamını metnin geneline bakarak<br />

çıkartıyordu. Anlaşılması zor gibi görünen bir kısma geldiği zaman, onun açıklamasını<br />

Kutsal Yazıların diğer kısımlarına bakarak arıyordu. Ayrıca tanrısal ışıkla aydınlanmak için<br />

dua ediyordu. Mezmurcunun şu sözlerindeki gerçeği o da görmeye başladı: “Sözlerinin<br />

açıklanışı aydınlık saçar, saf insanlara akıl verir” (Mezmurlar 119:130).<br />

Yoğun bir ilgiyle Daniel ve Esinleme kitapçıklarını inceledi; peygamberlik simgelerinin<br />

anlaşılabilir olduğunu fark etti. Bütün çeşitli benzetmelerin, mecazların ve belirtilerin, ya<br />

metnin kendi içinde ya da başka ayetlerle bağlantılı olarak anlaşılabildiğini gördü. Gerçeği<br />

adım adım çalışmak Miller’ın gayretlerini ödüllendirdi. Peygamberliğin uzantılarını<br />

görebiliyordu. Göğün melekleri onun düşüncelerini yönlendiriyordu.<br />

Dünyanın sonundan önce gerçekleşecek olan ‘bin yıllık dönem’ düşüncesini Tanrı<br />

Sözünün desteklemediğini gördü. Rab’bin gelişinden önce bin yıllık bir barış döneminin<br />

olacağı Mesih’in ve elçilerin öğretişlerine ters düşüyordu. Onlar buğday ve delicelerin<br />

dünyanın sonuna dek birlikte büyüyeceğini, ‘kötü ve sahtekar kişilerin, aldatarak ve<br />

aldanarak gittikçe daha beter’ olacağını söylemişlerdi (2.Timoteyus 3:13).<br />

Mesih’in kişisel dönüşü<br />

Elçisel kilisede, bütün dünyanın iman edeceğine ve Mesih’in ruhsal olarak hüküm<br />

süreceğine ilişkin bir öğreti yoktu. Bu öğreti on sekizinci yüzyılın başlarında ortaya<br />

çıkmıştır. İnsanlara Rab’bin gelişinin çok uzak bir zamanda olacağını öğretmiş ve o günün<br />

yaklaştığına işaret eden belirtilere dikkat etmelerine engel olmuştur. Birçokları Rab’bi<br />

karşılamak için hazırlanmayı ihmal etmiştir.<br />

123

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!