Ulusarin Leviathani_
, , , , s, Lucifer, ,
, , , , s, Lucifer, ,
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Bölüm 18 — Yeni Dünyada Yeni Işik<br />
Tanrı gerçeği içtenlikle bilmeyi arzu eden doğru ve dürüst bir çiftçiyi, Mesih’in ikinci<br />
gelişini duyurmak amacıyla seçti. Başka birçok reformcu gibi William Miller de yoksullukla<br />
mücadele etti ve benliğini inkar etme dersini aldı.<br />
Miller’ın zekası, çocukluğunda bile düşünsel ortalamanın üze-rindeydi. Büyüdükçe, etkin<br />
ve iyi gelişmiş olan zihni bilgiye susamaya başladı. Çalışma sevgisi, titiz düşünme<br />
alışkanlığı ve gerçekçi eleştirileri onu sağlam ve kapsamlı bir bakış açısına kavuşturdu.<br />
Ahlaksal açıdan karakterinin eleştirilecek bir yönü yoktu; imrenilen bir ünü vardı. Sivil ve<br />
askeri görevlerini başarıyla ta-mamladı. Önünde zenginlik ve onur kapıları açılmaya<br />
başlamıştı.<br />
Çocukluğunda dinsel izlenimlere bağlıydı. Ne var ki gençliğinde deistlerden* oluşan bir<br />
gruba katıldı. Bu grubun Miller üzerinde güçlü bir etkisi oldu, çünkü iyiliksever ve insancıl<br />
vatandaşlardan oluşuyordu. Hıristiyan kurumlarının ortasında yaşadıklarından karakterleri<br />
çevreleri tarafından kısmen de olsa biçimlenmişti. Kendilerine saygınlık kazandıran<br />
yetkinliklerini Kutsal Kitap’a borçluydular. Ancak bu iyi nitelikler Tanrı’nın Sözüne karşı<br />
kullanılmaya başlandı. Miller onların düşüncelerini almaya başlamıştı.<br />
Kutsal Yazının çeşitli yorumları Miller’i zorluyor ve önüne aşılamayacak gibi görünen<br />
güçlükler koyuyordu. Ancak yeni inancı da onu tatmin etmekten uzaktı. Miller otuz dört<br />
yaşına geldiğinde Kutsal Ruh kendisine günahlı durumunu göstermeye başladı. Mezarın<br />
ötesinde hiçbir mutluluk güvencesi bulamadı. Gelecek karanlık ve kasvetliydi. O zamanki<br />
duygularından söz ederken şöyle diyor:<br />
“Başımın üzerindeki gökyüzü sanki taş gibi, ayağımın altındaki yeryüzü de sanki demir<br />
gibiydi. Ne kadar düşündüysem, o kadar karışık sonuçlara vardım. Düşünmekten<br />
vazgeçmeye çalıştım, ama düşüncelerimi kontrol edemiyordum. Tümüyle sefalet içindeydim<br />
ve nedenini anlayamıyordum. Şikayet edip homurdanıyor, ama bunu kime yaptığımı<br />
bilmiyordum. Bir yanlışlık olduğunu biliyor, ama doğrusunu nasıl ve nerede bulacağımı<br />
bilmiyordum.”<br />
Miller bir dost buluyor<br />
Miller sonra olanları şöyle sıralıyor: “Zihnim ansızın bir Kurtarıcı düşüncesiyle<br />
aydınlanıverdi. Çok iyi ve merhametli bir varlık düşündüm. Bu varlık bizim günahlarımızı<br />
kaldırmaya geliyor ve bizi günahın cezasından kurtarıyordu. Ama böyle bir varlığın<br />
varolduğu nasıl kanıtlanabilirdi? Kutsal Kitap dışında böyle bir Kurtarıcı<br />
düşünemiyordum...<br />
Kutsal Yazıda bir Kurtarıcı düşüncesinin olduğunu gördüm. Başka sıradan bir kitabın<br />
düşkün dünyanın eksiklerini nasıl gidereceğini ve gediklerini nasıl kapatacağını<br />
122