Ulusarin Leviathani_
, , , , s, Lucifer, , , , , , s, Lucifer, ,
“Biri onlara zarar vermeye kalkışırsa, ağızlarından ateş fışkıracak ve düşmanlarını yiyip bitirecek. Onlara zarar vermek isteyen herkesin böyle öldürülmesi gerekir” (Esinleme 11:5). Tanrı Sözünü çiğneyen insanlar cezasız kalmayacaktır! “Tanıklık görevleri sona erince.” İki tanık görevlerinin sonuna doğru yaklaşırken dipsiz derinliklerden bir canavar çıkacak ve onlarla savaşacaktır. Şeytan’ın gücünün yeni bir belirtisi görülüyor. Roma’nın politikası Kutsal Kitap’a saygı adı altında onu bilinmeyen bir dilde tutarak insanlardan gizlemekti. Roma’nın yönetimi altında çula bürünmüş tanıklar (Kutsal Kitap) peygamberlik ettiler. Ancak ‘dipsiz derinliklerden çıkan canavar’, Tanrı’nın Sözüne açık ve kararlı bir savaş başlatacaktır. Sokaklarında tanıkların öldürüldüğü ‘büyük kent’, ‘ruhsal olarak’ Mısır’dır. Kutsal Kitap tarihi boyunca yaşayan Tanrı’nın varlığını en cesur şekilde inkar eden ve O’nun buyruklarına en ısrarla karşı duran uluslardan biri Mısır’dır. Gökyüzüne en büyük başkaldırıda bulunan kral Firavun’dur; “Rab kim oluyor ki, O’nun sözünü dinleyip İsrail halkını salıvereyim?” dedi. “Rab’bi tanımıyorum. İsrailliler’in gitmesine izin vermeyeceğim” (Çıkış 5:2). Bu düpedüz tanrıtanımazlıktır (ateizm). Mısır’ı temsil eden ulus da Tanrı’yı aynı şekilde inkar edecek ve O’na küstahlık edecektir. ‘Büyük kent’ aynı zamanda ‘ruhsal olarak’ Sodom’la kıyas-lanıyor. Sodom’un çürümüşlüğü özellikle cinsel alanda belirgindi. Bu peygamberliğin yerine geleceği ulus benzer bir niteliğe sahip olacaktır. O halde peygamberliğe göre 1798’den hemen önce Şeytan’dan kaynaklanan bir güç çıkacak ve Kutsal Kitap’a karşı savaş verecektir. Tanrı’nın iki tanığının bu şekilde susturulduğu kentte, Firavun’un tanrıtanımazlığı ve Sodom’un cinsel ahlaksızlığı kol gezecektir. Peygamberliğin çarpıcı bir şekilde yerine gelmesi Bu peygamberlik Fransa tarihinde 1793 yılındaki Devrim sırasında çarpıcı bir şekilde yerine geldi. Fransa, Devlet Yürütme Kurulunun kararıyla Tanrı’nın olmadığını ilan eden tek dünya devletidir. Halk bu duyuruyu dans edip şarkılar söyleyerek kabul etti. Fransa Sodom’a benzer nitelikler de sergilemektedir. Fransanın tanrıtanımazlığını ve cinsel ahlaksızlığını dile getiren bir tarihçi şöyle diyor: Dinle ilgili devlet yasalarıyla birlikte insanların meydana getirebileceği en kutsal kuruluş olan evlilik ilişkisi de geçici bir zemine oturtulmuş, iki insanın sırf zevk için birleşmesi ve ayrılması ınazur görülmüştür... Söylediği zekice şeylerle ünlenen Sophie Arnoult adındaki oyuncu, bunun zinayı serbest bırakmak olduğunu dile getirmiştir.” 103
Mesih’e karşı düşmanlık ‘Onların Rab’bi de orada çarmıha gerilmişti.’ Bu da Fransa tarafından yerine getirildi. Gerçek hiçbir ülkede bu denli zalimce bir düşmanlıkla karşılaşmamıştır. Fransa müjdeye iman edenlere zulmederek Mesih’i öğrencilerinin kimliğinde çarmıha germiş oldu. Kutsalların kanı yüzyıllar boyunca döküldü. ‘İsa Mesih’e tanıklık eden’ Valdensler. Piedmont dağlarında can verirken Fransanın Albijenleri de aynı yolda yürüyorlardı. Reformun öğrencileri korkunç işkencelerle öldürüldü. Kral ve soylular, yüksek sınıftan bayanlar ve saray uşakları İsa’nın acılar içinde can veren şehitlerini seyrettiler. Cesur Hügonotların, birçok mücadelede kanları dö-küldü: vahşi hayvanlar gibi avlandılar. Onsekizinci yüzyılda eski imanlıların Fransa’da kalan çocukları ve torunları güneydeki dağlarda saklanarak atalarının imanını sürdürdüler. Kovuklarda ömür boyu tutsaklığa mahkum oldular. Fransız imanlıların soyluları da zincirlenerek soyguncular ve katillerle bir tutuldular; korkunç işkencelere maruz kaldılar. Diğerleri diz üstünde dua ederken katledildi. Onların ülkesi kılıçla ve baltayla düştü; geniş ve kasvetli bir çöle döndü. Bu canavarlıklar karanlık bir çağda değil XIV. Louis’nin parlak döneminde gerçekleşti. O zaman bilimin gelişmeye başladığı zamanlardı. Saray yetkilileri ve diğer yöneticiler okumuş, eğitimli kişilerdi; üstelik yardımsever ve yumuşak huylu olarak tanınıyorlardı. Suçların en korkuncu Dehşet içinde geçen yılların en korkunç olaylarından biri ‘Aziz Bartholomew Katliamıydı’. Fransa kralı rahiplerin ve din görevlilerinin ısrarıyla bu kararı aldı. Gece çalınacak olan zil, katliamı başlatacaktı. Krallarının onuruna güvenerek evlerinde uyuyan binlerce Protestan dışarı çıkarılarak katledildi. Katliam Paris’te yedi gün boyunca sürdü. Protestanlığın bulunduğu tüm diğer kasabalara kralın buyruğuyla yayıldı. Soylu ve köylü, yaşlı ve genç, anne ve çocuk birlikte düştüler. Tüm Fransa’da katledilenlerin sayısı 70.000’i buldu. Katliamın haberleri Roma’ya ulaştığında ruhban sınıfının sevincine diyecek yoktu. Lorraine kardinali haberciyi bin taçla ödüllendirdi. St.Angelo’nun topları atıldı; her yerde ziller çalınarak gece yarısına kadar ateşler yakıldı. XIII. Gregor kardinaller ve diğer din görevlileri eşliğinde, arkasında uzun bir alay olduğu halde St.Louis kilisesine gitti... Katliamın anısına bir madalya takıldı... Bir Fransız rahip o günün mutluluğunu ve sevincini anlata anlata bitiremiyor. Haberleri duyunca kendisi de Tanrı’ya ve Aziz Louis’e şükürler sunmuş.4 St. Bartholomew Katliamının arkasında etkin olan ruh, Fransız Devriminin de arkasında işlev görüyordu. İsa Mesih bir sahtekar ilan edildi. Fransa’nın tanrıtanımazları Mesih’i kastederek “Sefili Ezin” diye bağırıyordu. Tanrı’ya küfür ve kötülük el ele gidiyordu. 104
- Page 62 and 63: yaşıyorum. Çünkü en sonunda Pa
- Page 64 and 65: Bölüm 8 — Mahkeme Huzurunda Yen
- Page 66 and 67: Luther çağrılıyor Kurul bu kez
- Page 68 and 69: aşkası şöyle dedi: “Benden ö
- Page 70 and 71: tanıklığıdır... Dönmüyorum v
- Page 72 and 73: karşı işlenecek herhangi bir ada
- Page 74 and 75: Tanrı kulunu toplum yaşamının s
- Page 76 and 77: Zwingli batıl inançların tutsağ
- Page 78 and 79: Zwingli’yi toplum huzurunu ve dü
- Page 80 and 81: Bölüm 10 — Almanya’da ilerlem
- Page 82 and 83: çıktım, ama şiddete ya da karga
- Page 84 and 85: ilgilerle donanmıştı. Uzun zaman
- Page 86 and 87: Kutsal Kitap’a bağlı imanlılar
- Page 88 and 89: hazırlanması görevi Luther’e v
- Page 90 and 91: Bölüm 12 — Fransa’da Gün iş
- Page 92 and 93: Cesur berquin Ancak Berquin daha da
- Page 94 and 95: aşladı. Bildiriyi işitenler müj
- Page 96 and 97: Paris piskoposu oraya görkemli bir
- Page 98 and 99: kalmasını ve emek vermesini öğ
- Page 100 and 101: Bölüm 13 — Hollanda ve Iskandin
- Page 102 and 103: O sıralarda yeni öğretinin öğr
- Page 104 and 105: Tanrı’nın Sözü Londra’ya gi
- Page 106 and 107: John Bunyan adında bir kişi, suç
- Page 108 and 109: Wesley ölümden kaçıyor Etkili k
- Page 110 and 111: Keşke Mesih’in bu kulunun imanı
- Page 114 and 115: Gerçeği, paklığı ve bencil olm
- Page 116 and 117: Fransa’nın din adamlarını, kra
- Page 118 and 119: Şeytan Katolik Kilisesi aracılı
- Page 120 and 121: Bölüm 16 — Yeni bir Dünyada Ö
- Page 122 and 123: Roger Williams saygın bir kişiydi
- Page 124 and 125: Bölüm 17 — Mesih’in Dönüş
- Page 126 and 127: Deprem tatil gününde oldu; kilise
- Page 128 and 129: özel bir toplantı yapın. Rahiple
- Page 130 and 131: Sion surlarının nöbetçileri, Ku
- Page 132 and 133: ilemiyordum. Öte yandan, Kutsal Ya
- Page 134 and 135: ederek kendi eliyle açıkladıklar
- Page 136 and 137: Bir Peygamber Günü = Bir Yazım Y
- Page 138 and 139: “Yeryüzüne karşı görevimi d
- Page 140 and 141: Ne var ki, önceki reformcular gibi
- Page 142 and 143: O halde Kutsal Yazının bu önemli
- Page 144 and 145: zamanı görmeyi umarlarken, O’nu
- Page 146 and 147: Ne var ki Tanrı, yargı uyarısın
- Page 148 and 149: abadan dünyaya gelmiş olan Wolff,
- Page 150 and 151: Rab’bin geliş tarihi olarak 1844
- Page 152 and 153: doğru olduğuna inanıyordu. Gurur
- Page 154 and 155: Tanrı halkını sınamayı tasarla
- Page 156 and 157: ereketlerinden kesip atan Tanrı de
- Page 158 and 159: etmektedir. Roma’dan başka hiçb
- Page 160 and 161: Dünya Babil’in şarabıyla sarho
Mesih’e karşı düşmanlık<br />
‘Onların Rab’bi de orada çarmıha gerilmişti.’ Bu da Fransa tarafından yerine getirildi.<br />
Gerçek hiçbir ülkede bu denli zalimce bir düşmanlıkla karşılaşmamıştır. Fransa müjdeye<br />
iman edenlere zulmederek Mesih’i öğrencilerinin kimliğinde çarmıha germiş oldu.<br />
Kutsalların kanı yüzyıllar boyunca döküldü. ‘İsa Mesih’e tanıklık eden’ Valdensler.<br />
Piedmont dağlarında can verirken Fransanın Albijenleri de aynı yolda yürüyorlardı.<br />
Reformun öğrencileri korkunç işkencelerle öldürüldü. Kral ve soylular, yüksek sınıftan<br />
bayanlar ve saray uşakları İsa’nın acılar içinde can veren şehitlerini seyrettiler. Cesur<br />
Hügonotların, birçok mücadelede kanları dö-küldü: vahşi hayvanlar gibi avlandılar.<br />
Onsekizinci yüzyılda eski imanlıların Fransa’da kalan çocukları ve torunları güneydeki<br />
dağlarda saklanarak atalarının imanını sürdürdüler. Kovuklarda ömür boyu tutsaklığa<br />
mahkum oldular. Fransız imanlıların soyluları da zincirlenerek soyguncular ve katillerle bir<br />
tutuldular; korkunç işkencelere maruz kaldılar. Diğerleri diz üstünde dua ederken katledildi.<br />
Onların ülkesi kılıçla ve baltayla düştü; geniş ve kasvetli bir çöle döndü.<br />
Bu canavarlıklar karanlık bir çağda değil XIV. Louis’nin parlak döneminde gerçekleşti.<br />
O zaman bilimin gelişmeye başladığı zamanlardı. Saray yetkilileri ve diğer yöneticiler<br />
okumuş, eğitimli kişilerdi; üstelik yardımsever ve yumuşak huylu olarak tanınıyorlardı.<br />
Suçların en korkuncu<br />
Dehşet içinde geçen yılların en korkunç olaylarından biri ‘Aziz Bartholomew<br />
Katliamıydı’. Fransa kralı rahiplerin ve din görevlilerinin ısrarıyla bu kararı aldı. Gece<br />
çalınacak olan zil, katliamı başlatacaktı. Krallarının onuruna güvenerek evlerinde uyuyan<br />
binlerce Protestan dışarı çıkarılarak katledildi.<br />
Katliam Paris’te yedi gün boyunca sürdü. Protestanlığın bulunduğu tüm diğer kasabalara<br />
kralın buyruğuyla yayıldı. Soylu ve köylü, yaşlı ve genç, anne ve çocuk birlikte düştüler.<br />
Tüm Fransa’da katledilenlerin sayısı 70.000’i buldu.<br />
Katliamın haberleri Roma’ya ulaştığında ruhban sınıfının sevincine diyecek yoktu.<br />
Lorraine kardinali haberciyi bin taçla ödüllendirdi. St.Angelo’nun topları atıldı; her yerde<br />
ziller çalınarak gece yarısına kadar ateşler yakıldı. XIII. Gregor kardinaller ve diğer din<br />
görevlileri eşliğinde, arkasında uzun bir alay olduğu halde St.Louis kilisesine gitti...<br />
Katliamın anısına bir madalya takıldı... Bir Fransız rahip o günün mutluluğunu ve sevincini<br />
anlata anlata bitiremiyor. Haberleri duyunca kendisi de Tanrı’ya ve Aziz Louis’e şükürler<br />
sunmuş.4<br />
St. Bartholomew Katliamının arkasında etkin olan ruh, Fransız Devriminin de arkasında<br />
işlev görüyordu. İsa Mesih bir sahtekar ilan edildi. Fransa’nın tanrıtanımazları Mesih’i<br />
kastederek “Sefili Ezin” diye bağırıyordu. Tanrı’ya küfür ve kötülük el ele gidiyordu.<br />
104