12.07.2024 Views

Ulusarin Leviathani_

, , , , s, Lucifer, ,

, , , , s, Lucifer, ,

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

John Bunyan adında bir kişi, suçlularla dolu bir zindanda gökyüzünün havasını soludu;<br />

ölüm diyarından göksel kente doğru yol alan ‘İmanlının Yolculuğu’ adlı harika eserini<br />

yazdı. ‘İmanlının Yolculuğu’ ve ‘Baş Günahkarlara Bol Lütuf adlı kitaplar birçok kişiyi<br />

yaşam yoluna çekti.<br />

Ruhsal karanlığın hüküm sürdüğü bir dönemde Whitefield ve Wesley’ler ortaya çıkarak<br />

Tanrı’nın ışığını taşıdılar. Katolik kilisesinin baskısı altında yaşayan insanlar,<br />

putperestlikten pek farkı olmayan bir yaşam biçimine zorlanmışlardı. Üst sınıflar<br />

tanrısallıkla alay ediyor, alt sınıflar ise kötülüğe terk ediliyordu. Kilisenin gerçeğin davasını<br />

destekleyecek cesareti ya da imanı yoktu.<br />

İmanla aklanma<br />

Luther tarafından öğretilen imanla aklanmaya ilişkin büyük öğreti, Roma’nın kurtuluş<br />

için iyi eylemlere dayanma ilkesi yüzünden hemen hemen tümüyle gözden kaybolmuştu.<br />

Whitefield ve Wesley’ler, Tanrı’nın beğenisini kazanmak için içtenlikle gayret<br />

gösteriyorlar, dinin tüm gereklerini yerine getirmeye çalışıyorlardı.<br />

Charles Wesley bir keresinde hasta düştü; ölümün yaklaşmakta olduğunu hissediyordu;<br />

kendisine sonsuz yaşam ümidini neye dayandırdığı soruldu. ‘Tanrı için elimden geleni<br />

ardıma koymadım” dedi. Arkadaşı bu yanıttan tatmin olmamıştı, üsteledi. Wesley, “Ne<br />

yani! Gösterdiğim gayret ve verdiğim emekten başka neye dayanarak iiınit<br />

edebilirim?”8 Kilisenin üzerine işte böyle bir karanlık çökmüştü; insanlar tek kurtuluş ümidi<br />

olan çarmıha gerilmiş olan Mesih’in kanından böyle uzak kalıyordu.<br />

Wesley ve dostları, Tanrı yasasının sözleri ve eylemleri olduğu kadar düşünceleri de<br />

kapsadığını görmeye başladılar. Büyük bir titizlikle dua ederek doğal benliğin kötü yönlerini<br />

bastırmaya çalıştılar. Kendilerini inkar ederek ve aşağılayarak, Tanrı’nın beğenisi kazanmak<br />

amacıyla kutsallığa kavuşmak için her türlü çabayı gösterdiler. Ama günahın<br />

mahkumiyetinden kurtulma ve gücünü kırma savaşında tümüyle yenik düştüler. Protestanlık<br />

sunağı üzerinde sönmeye yüz tutan tanrısal gerçeğin alevleri, bazı Bohemyalı imanlılar<br />

tarafından yeniden harlanacaktı. Bunlar Saksonya’ya sığınmışlar ve eski imanı elden<br />

bırakmamışlardı. Bu imanlılar aracılığıyla Wesley ışığa kavuştu.<br />

John ve Charles Wesley Amerika’ya bir görev için gönderildiler. Gemide birkaç Alınanla<br />

birlikteydiler. Şiddetli rüzgarlarla mücadele ettiler. Ölümle yüz yüze geldiğini gören John,<br />

Tanrı’yla barışına güvencesine sahip olmadığını hissetti. Alınanlarda kendisinin yabancı<br />

olduğu bir sakinlik ve güven duygusu vardı. Wesley şöyle anlatıyor: “Onların<br />

davranışındaki ciddiyeti önceden de fark etmiştim. Gururdan, öfkeden, hırstan olduğu kadar<br />

korku ruhundan da kurtulup kurtulmadıklarını denemek için iyi bir fırsat çıkmıştı. Birlikte<br />

toplanmış mezmur okuyorduk, deniz birden patladı. Dalgalar geminin üzerinden geçip<br />

güverteye dökülüyordu. Bir an suların bizi yutacağını sandım. İngilizler korkuyla çığlık<br />

atmaya başladılar. Almanlar sakin bir şekilde ezgi söylüyordu. Sonra on-lardan birine<br />

97

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!