07.07.2024 Views

makine-otomasyon-dergisi-77

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

MAKİNE & Otomasyon - Robotik - Üretim Teknolojileri ve Endüstri Dergisi Temmuz - Ağustos 2024 Yıl : 12 Sayı : 77 Fiyat : 100 TL

OTOMASYON

YENİLENEN İÇERİĞİYLE MAKİNE & OTOMASYON VE ROBOTİK DERGİSİ SEKTÖRÜNÜN NABZINI TUTUYOR... ROBOTiK

GÜNCEL

*Macron Ve

Steinmeier

Dresden’de

Fraunhofer’i

Ziyaret Etti

ÜRÜN

* Yıla

zorlu

başlangıca

rağmen

istikrar

görünüyor

MAKALE

*Metal

işleme

endüstrisinde

dijitalleşme

AMB

2024

trend

raporu

IV. WORLD MEDIA GROUP

ENDÜSTRİ 4.0 ZİRVESİ

İSTANBUL’DA ...

www.endustri40dergisizirvesi.com

www.ekonomiknokta.com

www.worldmediagroupe.com

www.kesicitakimlardergisi.com

www.makineotomasyondergisi.com

www.tuningworld.com.tr

www.elektrikdergisi.com.tr



Editör

Niceliksel Düşüş

EDİTÖR

Win Eurasia’da Düşüş

Sürüyor

ilker kaplan

Win Eurasia’da her geçen yıl devam eden erime; bu yıl ivme

kazanmış görünüyor.

World Media Group olarak bu yıl medya partneri olmadığımız ve

gelecek yıl da katılmayı düşünmediğimiz Win Eurasia’da düşüş

sürüyor.

Geçen yıl Win Eurasia’yı düzenleyen Hannover Messe Fuarcılık

verilerine göre; 662 firma, 108 VİP Satınalmacı, 25 Dernek –

kuruluş, 60 adet basın kuruluşunun iştirak ettiği fuar toplam 855

katılımcıyı ağırlamıştı. 38.586 ziyaretçi de fuarın verilerinde yer

almıştı.

Bu yıl ise yine kendi fuar kitapçıklarındaki verilere göre; 192’si

toplam anlaşma yapılan Çin Halk Cumhuriyeti Firması olmak

üzere 740 firma, dernek ve basın kuruluşu fuarda yer aldı. Çin

Halk Cumhuriyeti Firmalarını dahil etmediğimizde ise ortaya daha

vahim bir tablo çıkıyor. Geçen yıl katılımcı sayısının 1/3’ünün bu yıl

fuara katılmadığı görülüyor.

Dört gün boyunca arkadaşlarımızın gözlemlerine dayanarak

oluşturduğumuz ziyaretçi katılımları ise geçen yıla göre yarı yarıya

azalmış görünüyor.

Niteliksel Düşüş

Makine / Otomasyon ve Robotik Fuarı olmasına karşın; Bu alanlarda

faaliyet gösteren; lokomotif firmaların –birkaçı dışında- fuarda

yer almaması ve orta düzey firmaları fuara yönlendirememesi

organizasyonun sönük geçmesinde en önemli etkendi.

Endüstri’ye tedarik sağlayan; kaynak makineleri, rulman- lineer

hareket, elektrik pano gibi sektörlerde katılım olumlu olsa da

endüstriye tedarik sağlayan yüzlerce sektör olduğunu da belirtmek

gerekiyor. Üç beş sektörde katılımın yeterli olması “büyük resmin”

tamamlanmasına katkı sağlamıyor.

Sonuç olarak; Win Eurasia 30. Yılında olmasına karşın her geçen

yıl erimesinde birçok sebep var. 20 yıldır bu fuarı takip eden

bir gözlemci – endüstri – ekonomi- teknoloji yayıncısı olarak

sebeplerini tespit etmek amacıyla bu yazıyı kaleme aldım. Gelecek

yıl erime daha da ivme kazanabilir. Sorunlar tespit edilip neşter

vurulmazsa durum daha da vahim bir hal alabilir. On yıl önce;

İki ayrı ana başlıkta; -Makine ve Otomasyon- yapılmasına karşın

fuarın tüm hollerini dolduran Win, fuarın yarısını zor dolduruyorsa

“ortada büyük bir sorun var demektir.” İşte bu soruna “neşter

vurulması” gerekir.

Gelecek sayı görüşmek üzere…

Bizi izlemeye ve okumaya devam edin...

Yayın Türü

Yaygın Süreli

Editör - Künye

Yayıncı

Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri

İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

İlker Kaplan

0 505 400 94 34

İdari İşler Müdürü

Hatice Karabay

0 505 400 94 33

Reklam Müdürü

Zafer Altın

0 546 675 59 49

Muhasebe Müdürleri

Sevda Öncü

Düzgün Turgut

0 542 292 83 85

Halkla İlişkiler Müdürü

Ayşe Savranoğlu

Yazı İşleri

Simgenur Savranoğlu

Grafik Tasarım

Ezgi Kamburoğlu

Abone Sorumlusu

Defne Deniz Kaplan

Beste Kamburoğlu

Fotoğraf Editörleri

Murat Çapkın

Sinan Temur

İnsan Kaynakları Müdürü

Sibel Şanlı

İletişim Danışmanı

Alper Tuna

Bilişim Sorumlusu

Kerem Mercan

Bölge Temsilcileri

Çetin Sülün (Ankara)

Mesut Karabay (İzmir)

Umut Yıldız (Bursa)

Avrupa -Almanya - Temsilcisi

Pınar Açıkgöz

Sosyal Medya

Fatma Kurşun

Dağıtım

Ali Savranoğlu

Zafer Kamburoğlu

Genel Koordinatör

Süleyman Kaplan

Hüsniye Kaplan

Katkıda Bulunanlar

Meryem Savranoğlu

Fatma Kaplan

Selda Kamburoğlu

Dağıtımcı

Aras Kurye - PTT - Yurtiçi Kargo

Yönetim Yeri

Akşemsettin Mah. Güneş Sokak No: 48 D :10

Eyüp / İstanbul

Tel:0 850 532 94 68 Fax : 0 212 427 00 15

www.makineotomasyondergisi.com

www.endustri40dergisizirvesi.com

www.kesicitakimlardergisi.com

www.worldmediagroupe.com

www.tuningworld.com.tr

www.elektrikdergisi.com.tr

www.ekonomiknokta.com

makineotomasyondergisi@gmail.com

worldmediareklam@gmail.com

Makine Otomasyon Dergisi Basın

Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir.

İçeriğindeki yazınsal ve görsel

malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı,

görsel, işitsel ve elektronik medyada

kullanılamaz. Reklamların hukuki

sorumluluğu reklamveren firmaya aittir.

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024 3


ÇİNDEKİLER

38

İçindekiler

3

42

46

4 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2023

İÇİNDEKİLER

Win Eurasia’da Düşüş Sürüyor

AMB 2024’ÜN

ANA KONULARI

Makİne

İhracatı

İlk 5 ayda

11,7 mİlyar

dolar

ENDÜSTRİYEL

HABERLEŞMEDE

KULVARININ EN BÜYÜK

ORGANİZASYONU





Fuar

Metal İşleme

endüstrİsİnde

dİjİtalleşme

8 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024


“Halihazırda atölye düzeyinde

dijitalleşme derecesi hala son derece

düşük ve olsa olsa izole çözümlerle

karakterize ediliyor.” Bu yılki AMB’de

katılımcılarla yapılan bir ankete katılan

bir katılımcının bu ifadesi, metal işleme

endüstrisindeki temel dijital olgunluk

derecesine ilişkin algıyı göstermektedir.

Aşağıdaki yorum, makine mühendisliği

ve tesis inşaatı endüstrisinde hala

çok sık duyulmaktadır: “Bir atılımın

gerçekleşmesi sadece bir zaman

meselesi...”

Fuar

platformlar oluşturmaya yönelik başarısız girişimlere

rağmen, Endüstri 4.0 ve Ilot konuları 2024 yılında makine

mühendisliği ve metal işleme endüstrilerinde bilinmeyen

konular değildir. Modern kavramlarla başa

çıkmak için gereken her şey mevcuttur. OPC UA veya

Umati, uyarlanmış, evrensel bir takım tezgahı arayüzü

olarak yıllardır var. 5G kampüs ağları, makinelerin ve

sistemlerin ağa bağlanması için verimli bir özel mobil

radyo standardı olarak mevcuttur. Know-how da mevcuttur.

Sadece bir örnek: Fanuc, Heidenhain ve Siemens gibi

kontrol teknolojisi tedarikçileri, ilgili imalat endüstrilerinde

günlük kullanım yoluyla dijitalleşmenin ne gibi faydalar

sağlayabileceğini uzun zamandır göstermektedir.

Bu nedenle AMB katılımcıları arasında yapılan bir

ankette birçok katılımcının dijitalleşme konusunu

vurgulaması şaşırtıcı değildir. Bu yıl Stuttgart’ta düzenlenen

Uluslararası Metal İşleme Fuarı’nda, özellikle yazılım

tedarikçileri olmak üzere, bütünleştirici dijitalleşme

yaklaşımlarının artık bir zorunluluk olduğunu kanıtlamak

istiyorlar. Örneğin 2015 yılında kurulan Evomecs Maschinen

şirketi, artık sistem ve süreçleri konumdan bağımsız

olarak markasız bir şekilde ağa bağlıyor. Münih merkezli

şirket, artan rasyonalizasyon baskısına, kalifiye eleman

sıkıntısına ve yoğun uluslararası rekabete karşı koymak

için kendisini dijitalleşmenin arkasındaki itici güç olarak

görüyor. Halihazırda doğru önlemleri almayı başarmış

olan şirketler, gelecekte üretim şirketleri olarak daha

başarılı olacaklar ve aynı zamanda katma değerlerini dijital

iş modellerine genişletebilecekleri için daha dayanıklı

olacaklardır.

Evomecs yazılımı, ERP sistemleri, CAM sistemleri, takım

ön ayarlayıcıları, takımlar, iş parçaları, depolama sistemleri,

CNC makineleri ve manuel iş istasyonları gibi bir

metal kesme şirketinin tüm ilgili unsurlarını entegre

eder. Bu şekilde üretilen ekosistem, bir şirketin kendi

üretim süreçleri için büyük miktarda yüksek kaliteli veri

üretir. Evomecs’e göre, bu veriler prensip olarak veri

tabanlı veya veri odaklı iş modelleri geliştirmek için de

kullanılabilir.

İmalat şirketleri her zamankinden daha hızlı ve daha

verimli üretim yapmak zorundadır. Özellikle küçük birim

sayılarında üretim yapıldığında iletişim, yönetim ve

dokümantasyon için büyük harcamalar yapılmaktadır.

Bu harcamalar aynı zamanda üretimde pahalı hatalara

ve hasarlara yol açabilir ve tüm üretim süreci boyunca

yüksek derecede uzmanlık gerektirir. Evomecs, özellikle

kalifiye eleman sıkıntısının giderek arttığı göz önünde

bulundurulduğunda, şirketlerin optimizasyon, otomasyon

ve dolayısıyla dijitalleşme yapması gerektiğine

inanmaktadır.

Birçok kullanıcının bariz temkinliliğine ve dijital

Evomecs yazılımı, prensip olarak yapay zeka gibi çok

çeşitli uygulamalara temel oluşturabilecek değerli bir

veri deposu oluşturmak için kullanılabilir. Kullanıcılar,

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz-Ağustos 2024 9


Fuar

süreçleri optimize etmek için kullanılabilecek üretim

bilgilerini üretebilirler. Münih’teki Evomecs çalışanları şu

anda veri analizleri, süreç optimizasyonları ve planlama

tahminlerinin yanı sıra örneğin üretimin sesli girdi tabanlı

kontrolünü sağlayan konseptler üzerinde çalışıyor.

Simülasyon ile hızlı ürün lansmanları

Bir makinenin merkezinde, metal kesme işleminin kendisinde

de dijital çözümlerle büyük bir optimizasyon

potansiyeli vardır. Modellemeler ve simülasyonlar daha

sonraki bir tarihte çalışmayı optimize eder, daha yüksek

kesme hızları ve ilerlemeler sağlar ve daha uzun bir takım

kullanım ömrü sağlar. CAE tedarikçisi Third Wave Systems,

daha az duruş süresine yol açan ve deneme yanılma testlerini

gereksiz kılan sanal test ortamları sağlıyor.

AMB 2024 sırasında şirket, piyasaya sürme sürelerini

önemli ölçüde kısaltan teknik yenilikler sunacak. Ziyaretçiler,

makine üzerindeki testlerle karşılaştırıldığında

sanal bir yinelemenin hem test sayısını hem de hata

sayısını nasıl önemli ölçüde azalttığını deneyimleyebilecekler.

Bu da “ilk seferde doğru” vurgusuyla üretim

süreci için sağlam bir tasarıma yol açıyor. Şirkete

göre, manuel yeniden işleme için gereken daha az iş

miktarı, makine çalışma sürelerinin yüzde 50 oranında

azaltılmasını sağlıyor.

Bununla birlikte, kullanıcıların karşılaştığı zorluklar

arasında, düşünce tarzında pürüzsüz ve esnek bir simülasyon

teknolojisine doğru gerekli değişimi sağlamak

için stratejik nedenlerin geniş bir şekilde anlaşılması da

yer alıyor. Şirket sonuçta, malzemeye özel modelleme

ve simülasyon teknolojisinin faydalı olduğunu söyledi.

Amerikalı şirket şimdiden havacılık ve uzay endüstrisinden,

otomobil endüstrisinden ve ortopedik tıp teknolojisi

endüstrisinden bu geri bildirimi alıyor.

Araç yönetimi

Dijitalleşme aynı zamanda Grob-Werke’deki günlük

çalışma rutininin de bir parçası. Şirkete göre, bu yılki

AMB’nin odak noktası dijital takım döngüsü olacak. Bu,

artan üretim maliyetleriyle anlamlı bir şekilde mücadele

etmek için son derece önemlidir. Bu nedenle

Mindelheim’lı aile şirketinin sorumlu departmanı bu

10 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz-Ağustos 2024


Fuar

yıl takımla ilgili süreçlerin otomasyonuna odaklanıyor.

Takım yönetim sistemleri ve ön ayarlayıcı üreticileriyle

yapılan çok sayıda işbirliği anlaşması sayesinde

Grob, kullanıcılara metal kesme takımlarıyla ilgili olarak

önemli maliyet tasarrufları elde etme fırsatı sunuyor.

Temel çözüm GROB4TDX olarak adlandırılıyor ve makine

üreticisinden bağımsız olarak üretim boyunca takım

döngüsünün dijitalleştirilmesini sağlıyor. Şirkete göre bu,

ucuz ve kaynakları koruyan üretime doğru atılmış önemli

bir adım.

Bir başka makine üreticisi de donanımın yanı sıra dijital

yeniliklere de vurgu yapıyor. MTE Deutschland, yatak tipi

freze makineleri ve hareketli kolon makineleri üretiyor.

SBM 8000 rijit yatak tipi freze makinesi Stuttgart’taki

AMB’de tanıtılacak. Bu şekilde adlandırılmasının nedeni,

zemine monte edilebilen rijit tablanın yüksek temel

stabilite sağlamasıdır. Ancak Montabaur merkezli şirket,

dijitalleşmeye doğru atılan önemli bir adımın başka bir

nedeni daha olduğunu söylüyor: Bu makine en yeni

Heidenhain TNC 7 kontrol ünitesi ile donatılmıştır. CNC

işlemede hem verimliliği hem de üretkenliği önemli

ölçüde artıran işlevler sunan bir teknoloji. CAD/CAM

verileri sorunsuz bir şekilde entegre edildiğinden, iş

parçalarının programlanması daha hızlı ve daha hassas

hale gelir. Sezgisel çoklu dokunmatik kullanım ve grafik

kullanıcı arayüzü, makinenin kullanımını kolaylaştırır ve

kullanıcı deneyimini önemli ölçüde iyileştirir. TNC 7 kontrol

ünitesi ayrıca, örneğin otomatik iş parçası problama

ve bağlama cihazlarını ayarlarken grafik desteği gibi bir

dizi akıllı fonksiyona sahiptir. Bu işlevler kurulum sürecini

basitleştiriyor ve iş süreçlerini optimize ediyor. Tedarikçiye

göre, sonuçlar daha yüksek verimlilik ve daha fazla

hassasiyettir.

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz-Ağustos 2024 11


Fuar

Dijital iş modelleri

Henüz genç olan şirketin aklında yalın iş süreçleri de

var. Spanflug Technologies, Münih Teknik Üniversitesi

ve Takım Tezgahları ve Yönetim Bilimleri Enstitüsü’nün

bir yan kuruluşudur. Kurucuları Markus Westermeier

ve Adrian Lewis platform yaklaşımını benimsiyor:

dijitalleştirilmiş bir iş akışı içinde parça üreten imalat

şirketlerini bir araya getiriyorlar. Ağ şu anda Almanya ve

Avusturya’dan 300’den fazla nitelikli üretim ortağından

oluşuyor. Verilen söze göre, kullanıcılar bu ortaklar

arasında her CNC parçası için ideal tedarikçiyi bulabilir

ve altı iş günü içinde üretebilir veya teslim edebilir.

Tornalanmış ve frezelenmiş parçalar için ihale açmak

da zaman alıcı olduğundan ve büyük miktarda kaynağa

mal olduğundan, iş modelinin arkasındaki düşünce, idari

görevlerin otomasyonunun üretimin kendisinin optimizasyonundan

çok daha kolay olabileceğiydi.

Ancak, metal kesimi için otomatik maliyetlendirme

alanındaki gibi karmaşık görevler, hazır yapay zeka modelleri

veya satın alınan yazılım bileşenleri ile kısa sürede

gerçekleştirilemez. Burada uzun vadeli düşünmeye ve

sektör bilgisi ile teknoloji bilgisinin doğru kombinasyonuna

ihtiyaç vardır.

Platform şimdi iki yaklaşım sunuyor: kullanıcılar için bir

tedarik çözümü ve fason üreticiler için bir teklif çözümü.

İlk yaklaşım, metal kesimi için maliyetleri ve üretim

sürelerini azaltacaktır. Üreticiler platformu kullanırken,

karmaşık BT projelerine ve büyük yatırımlara gerek

olmadığı için fayda sağlıyor. Kurucular, bileşen ihtiyaçlarını

uzmanlaşmış üretim şirketleri ve onların 6.000’den fazla

makinesiyle bir araya getirmekten gurur duyuyor. Dijital

platform, yükleri dengelemek ve duraklamaları önlemek

için ağdaki değerli kaynakların en verimli şekilde

kullanılmasını sağlıyor.

AMB sırasında Spanflug, üretim süreleri ve fiyatlara ek

olarak bir iş planı çıktısı veren yazılımın genişletilmiş

bir versiyonunu sunacak. Bu ilk olarak, otomatik olarak

hesaplanan maliyetler ve üretim süreleri iş adımlarına

göre ayrıştırılmış olarak görülebildiği için maliyetlendirmenin

daha kolay anlaşılmasını sağlıyor. İkinci olarak,

kullanıcılara iş hazırlığı sırasında daha da iyi destek

sağlanıyor. Spanflug CEO’su Dr. Markus Westermeier,

“Tamamen yeni yaklaşım sayesinde, gerekli makine

takımları ve iş adımları gibi üretimle ilgili tüm bilgiler

ihale sırasında zaten mevcuttur ve ERP sistemlerine ko-

12 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz-Ağustos 2024


Fuar

layca aktarılabilir” dedi.

Hazırlık çalışmalarını gerçekleştirin ve zamandan tasarruf

edin

Siemens Grubu yeniden şirketin üretim salonlarına

odaklanıyor: Üretim sırasında makinelerin değiştirilmesi,

iyi kapasite kullanımıyla birlikte darboğazlara ve teslimat

gecikmelerine yol açabilir. Bazı üretim müdürleri için sorunlara

neden olan bir durum: daha yüksek kapasiteli ve

daha yüksek performanslı yeni bir makineye mümkün olan

en kısa sürede ihtiyaç var, ancak aslında onu değiştirmek

için zaman yok. Çünkü yüzlerce CNC programının, aynı

üreticiye ait olanlar da dahil olmak üzere, genellikle eski

kontrol ünitelerinden yeni kontrol ünitelerine aktarılması

gerekiyor. Siemens mühendisleri, mevcut bir makine

değiştirildiğinde, mümkünse üretim sürecini kesintiye

uğratmadan üretime nasıl devam edilebileceğini sordular.

Siemens’in çevrimdışı programlama aracı SinuTrain

bu konuda bir çözüm sunuyor. Bu “sanal CNC” tam olarak

makinedeki gerçek CNC gibi davranıyor: aynı Sinumerik

Operate sürümü, gerçek makinedeki aynı makine verileriyle

gelecekteki ilgili makinede olduğu gibi burada da

çalışıyor. Bu nedenle CNC programlarının tutarlılığı ve

sözdizimi önceden mümkün olan en iyi şekilde test edilebilir.

SinuTrain kullanıcısı da makinedeki CNC editörlerinin

aynısına sahiptir. Bu nedenle, atölyedeki uzmanların

işletim ve programlama bilgisi iş hazırlığı için kullanılabilir.

Sonuç olarak, yeni makine ilk günden itibaren sanal

olarak hazırlanmış makinenin davranışına tam olarak

uymaktadır. Dijital ikiz olmadan mümkün olmayacak bir

çözüm.

Stokların sürekli izlenmesi

Yazılım çözümleri aynı zamanda işlenecek malzemeler

için sipariş sürecini de optimize ediyor. Bikar Aerospace

buna bir örnek: Şirket 2016 yılından bu yana havacılık ve

uzay mühendisliği endüstrisi için bir metal servis merkezi

olarak faaliyet gösteriyor. Malzeme tedariki, hazırlanması

ve teslimatı ile ilgili tüm hizmetler tek bir kaynaktan

sunulmaktadır. Amaç, kullanıcıların malzeme taleplerine

ve planlamalarına mümkün olan en hızlı reaksiyonları

sunmaktır. Bir sözleşme izleme aracı, stoklarla ilgili gerçek

zamanlı veriler sağlar ve her bir lokasyonda ihtiyaç

duyulan mallar ile Bikar’daki stoklar arasında sürekli

bir karşılaştırma yapılmasına olanak tanır. Bu tahmin

monitörü, tedarik zincirine her zaman güvenli bir genel

bakış sağlar. Böylece kullanıcılar dünya piyasasındaki

belirsizliklere anında tepki verebilmektedir. Amaç, kendi

yazılım çözümlerinin geliştirilmesi ve sistemlerin akıllı bir

şekilde birbirine bağlanması yoluyla metal ticaretinin dijital

geleceğine giden yolu kolaylaştırmaktır.

Metal işleme endüstrisinin dijitalleşmesine yönelik farklı

yaklaşımlara sahip bu örnekler, bazı çekingenliklere

rağmen pazarın genişliğini göstermektedir. Bu durum, 10-

14 Eylül 2024 tarihleri arasında Stuttgart’ta düzenlenecek

olan bu yılki AMB’de de netleşecek. Dijital konseptler

fuarda tekrarlanan bir tema olacak ve takım tezgahlarını,

kontrol ünitelerini, makinelerle ilgili otomasyon çözümlerini,

gömülü ölçüm sistemlerini ve işbirliğine dayalı

robotikleri birbirine bağlayacak. Dolayısıyla dijitalleşme,

sektörü daha sürdürülebilir ve daha verimli üretim yapma

ve aynı zamanda uluslararası alanda rekabet etme

yolunda ilerletiyor.

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz-Ağustos 2024


Sektörden

Atlas Copco Vacuum’un

yenİ vakum sİstemİ,

Atlas Copco Vacuum’un vakum sistemi, yapı malzemelerinin sürdürülebilir şekilde

üretilmesini sağlıyor.

14 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024


Sektörden

Norveç’in güneyindeki Notodden merkezli Isola,

inşaat sektörüne yönelik çevre dostu ürünler sunuyor.

Şirket yalıtım malzemeleri, çatı kaplama membranları,

rüzgar koruma ve sızdırmazlık ürünleri üretmektedir.

İnşaat sektörü dünya çapındaki tüm CO2 emisyonlarının

yaklaşık yüzde 40’ından sorumlu olduğundan, bu tür

inşaat malzemeleriyle zararlı emisyonların azaltılması

yönünde büyük bir teşvik bulunmaktadır. Ancak verimli

üretim aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadelede de

önemli bir kaldıraçtır.

Vakum beslemesi tasarruf potansiyeli barındırıyor

Isola’da odak noktası çevre dostu üretimdir: Bu hedef

için enerji verimliliği, örneğin vakum beslemesinde

günlük üretimde öncelik verilen önemli bir faktördür.

Norveçlilerin ekstrüzyon, ısıyla şekillendirme ve

enjeksiyonlu kalıplama gibi işlemler için sürdürülebilir bir

merkezi vakum sistemine ihtiyacı var. Notodden’deki Isola

Fabrika Müdürü Ulf Strand, “Doğru vakum pompalarının

seçilmesiyle Atlas Copco Vacuum’un vakum sistemi,

yapı malzemelerinin sürdürülebilir şekilde üretilmesini

sağlıyor

Norveç’in güneyindeki Notodden merkezli Isola, inşaat

sektörüne yönelik çevre dostu ürünler sunuyor. Şirket

yalıtım malzemeleri, çatı kaplama membranları, rüzgar

koruma ve sızdırmazlık ürünleri üretmektedir. İnşaat

sektörü dünya çapındaki tüm CO2 emisyonlarının

yaklaşık yüzde 40’ından sorumlu olduğundan, bu tür

inşaat malzemeleriyle zararlı emisyonların azaltılması

yönünde büyük bir teşvik bulunmaktadır. Ancak verimli

üretim aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadelede de

önemli bir kaldıraçtır.

Vakum beslemesi tasarruf potansiyeli barındırıyor

Isola’da odak noktası çevre dostu üretimdir: Bu hedef

için enerji verimliliği, örneğin vakum beslemesinde

günlük üretimde öncelik verilen önemli bir faktördür.

Norveçlilerin ekstrüzyon, ısıyla şekillendirme ve

enjeksiyonlu kalıplama gibi işlemler için sürdürülebilir bir

merkezi vakum sistemine ihtiyacı var. Notodden’deki Isola

Fabrika Müdürü Ulf Strand, “Doğru vakum pompalarının

seçilmesiyle bu süreçlerde önemli tasarruf potansiyeli

elde edilebilir” diye vurguluyor.

Hız kontrollü vidalı vakum pompalarına dönüşüm

Yakın zamana kadar iki Roots vakum pompası bu kaba

vakum uygulamalarının merkezini oluşturuyordu. Ulf

Strand, “Ancak, bu kök pompaların dezavantajı yüksek

enerji tüketimiydi; kullanılan enerjinin yüzde 90’a kadarı

motordan gelen atık ısı yoluyla kaybediliyordu” diye

belirtiyor. Bu, Isola’nın üretim sürecini uyarlaması ve

vakum beslemesini iki adet yağ sızdırmaz, hız kontrollü

vidalı vakum pompasına geçirmesi için yeterli nedendi:

Atlas Copco’nun HEX@TM kontrolünü içeren GHS 2002

VSD+. Sistemin bahsedilen uygulamalar için en büyük

avantajı modellerin sahip olduğu enerji geri kazanımıdır.

Denetleyici akıllı kaynak yönetimine olanak sağlar

Atlas Copco’nun sorumlu hesap yöneticisi Roy Mikalsen,

“Değişimden bu yana üretici, geri kazanım yoluyla sıcak

su yoluyla ısı kaybının dörtte üçünü geri kazanabildi

ve bunu süreçte verimli bir şekilde kullanabildi” diye

özetliyor. Pompanın HEX@TM kontrolörü daha fazla

tasarruf potansiyeli barındırır: bu kontrol sistemi, hızın

gerekli vakum seviyesine hassas bir şekilde ayarlanmasına

olanak tanır. Bu da özellikle vakum gereksiniminin prosese

ve günün saatine bağlı olarak büyük ölçüde değiştiği

uygulamalarda kullanışlıdır. Sonuç olarak, gereksiz

vakum performansı yoktur ve enerji israfı da olmaz, bu

da verimliliği ve etkinliği önemli ölçüde artırır.

Kullanıcı arayüzü aracılığıyla akıllı işlevler

Isola için diğer özellikler de avantajlı: GHS VSD+ serisinin

Endüstri 4.0 yetenekleri sayesinde, vakum sisteminin

durumu akıllı telefonlar veya PC’ler aracılığıyla

istenildiği zaman kontrol edilebiliyor. Ayrıca kullanıcılar,

yapılandırılabilir kullanıcı arayüzü aracılığıyla kurulumu

başlatıp durdurabilir veya ayar noktasını gerektiği

gibi ayarlayabilir. Roy Mikalsen şöyle özetliyor: “Bu,

vakum pompalarının ilgili uygulamalar için daha özel

ve sürdürülebilir bir şekilde yapılandırılmasına olanak

tanıyor.” Diğer isteğe bağlı işlevler arasında akıllı

planlama, pompalama optimizasyonu ve sızıntı tespiti

yer alır.

Gürültü seviyesi 30 dB daha düşük

Öncü kurulum aynı zamanda modern ergonomik

gereksinimleri de karşılıyor ve eski sistemden 30 dB

daha sessiz. Bu etki kısmen fanın bulunmamasından

kaynaklanmaktadır. GHS VSD+ serisinde ise yağ

soğutma, tüm hız aralığında optimum motor sıcaklığının

sağlanmasını sağlar. Fabrika Müdürü Ulf Strand şöyle

açıklıyor: “Üretim tesisimiz bir yerleşim bölgesinde yer

aldığından, karar verirken gürültü seviyesi bizim için

önemli bir kriterdi.” Genel olarak yeni vidalı pompa,

Isola’nın önemli tasarruf potansiyelinden, ergonomik

avantajlardan ve çeşitli akıllı işlevlerden yararlanmasına

olanak tanıyor. Üretici, bu vakum çözümlerine dayanarak

gelecekte de faaliyetlerini sürdürülebilir bir şekilde

organize edebilir ve böylece çevre dostu yapıya katkıda

bulunabilir.

Atlas Copco GHS VSD+ vakum pompaları Isola’nın

enerji verimli bina uygulamalarına katkıda bulunmasına

yardımcı oluyor

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024 15


Sektörden

Yenİ Emerson Basınç

Valflerİ

Yeni Emerson Basınç Valfleri Yüksek Hassasiyette Üretim için Esnek ve Hassas Kontrol Sağlar

AVENTICS 625 Serisi Sentronic elektronik oransal

basınç kontrol valfleri ve veri toplama yazılımı sayesinde

hızlı başlatma, izleme ve kontrol işlemlerini doğrudan

PC’den yapabilirsiniz

Emerson: Emerson bugün yeni AVENTICSTM 625 Serisi

Sentronic Oransal Basınç Kontrol Valfleri duyurusunu

yaptı. %0,5’ten daha az kontrol sapmasına sahip bu

yeni valfler, yüksek doğrulukta elektronik oransal basınç

kontrolü sunar ve detaylı pnömatik kontrol mühendislik

uygulamalarını desteklemek için gerekli esnekliği

sağlar. 625 Serisi Sentronic valflerinde yer alan Veri

toplama yazılımı (DaS), valflerin doğrudan PC’den hızlıca

başlatılmasını, izlenmesini ve kontrol edilmesini mümkün

hâle getirir.

valflerdeki arıza tespiti yapabilir, kontrol edip onarabilir

ya da konfigürasyon gerçekleştirebilirler. Uygulamalar

olağanüstü düzeyde hassassiyet ve diğer karmaşık

kontrol döngüleri gerektirdiğinde kademeli kontrol

gerçekleştirebilirler. Genişletilmiş arıza tespit ve izleme

fonksiyonları arasında giriş basıncı, kontrol basıncı, iç

sıcaklık ve ethernet haberleşmesi yer almaktadır.

“Alevle kesmede ve lazer göz ameliyatında kullanılan

yüksek hassasiyete sahip ekipmanlarda, doğruluk ve

kontrol kritik öneme sahiptir” şeklinde belirtiyor Emerson

ürün direktörü Nicolas Jacquet. “625 Serisi Sentronic

valfler; basıncı, akış hızını, gücü, hızı, mesafeyi ve açısal

konumu hassas bir şekilde kontrol edecek şekilde

tasarlanmıştır. AVENTICS’in geniş silindir, valf, hava

hazırlama ve basınç regülatörü portföyünün bir parçası

olarak, 625 Serisi Sentronic fabrika otomasyonunda kilit

öneme sahip bir teknolojidir.”

1 milimetreden 20 mm’ye kadar dört farklı valf boyutuyla,

55 litre/dk ila 4.700 l/dk arasında geniş bir aralıkta akış

hızını destekler. Basınç değerinde, vakum seviyelerinden

50 bar’a kadar ulaşılabilir, böylece makine tasarımında

ihtiyaç duyulan valf sayısının azalması sağlanır. Gövde

materyali olarak pirinç, alüminyum veya paslanmaz

çelik ve sızdırmazlık malzemesi olarak nitril (NBR) veya

florlu elastomer (FKM) seçenekleri vardır. Ayrıca M12 5

pimli, M12 8 pimli ve M16 7 pimli üç konnektör seçeneği

mevcuttur.

Geliştirme ve üretim süreçleri azalmaya devam ettikçe,

hızlı başlatma prosedürleri ve güvenilir, kontrol edilebilir

üretim süreçleri her zamankinden daha önemli bir

hale gelmiştir. Operatörler DaS yazılımını kullanarak

16 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024


Sektörden

Hİdrolİk uygulamalar

İçİn evrensel bİr çözüm

Parker SensoControl, özel OEM pim yapılandırmasına sahip SCP09 basınç sensörünü piyasaya

sürüyor.

Hareket ve kontrol teknolojilerinde dünya lideri olan

Parker Hannifin, hidrolik uygulamalar için çok yönlü

ve güvenilir bir çözüm olan SCP09 basınç sensörünü

piyasaya sürdü.

Çok çeşitli koşullarda doğru ve hassas basınç ölçümü

sağlayacak şekilde tasarlanan SCP09 sensörü, hem mobil

iş makineleri hem de endüstriyel hidrolik uygulamalar

için uygundur. Contasız olarak hermetik yalıtıma sahip

olan sensör, kontaminasyona karşı dayanıklıdır ve son

derece güvenilirdir, zorlu ortamlarda doğru ölçümler

yapılmasını sağlar.

Sensör, 10 ila 600 bar basınç aralığına sahiptir ve çok

sayıda uygulamada kullanılabilir. Küçük olması, dar

alanlarda kolay kuruluma ve daha kompakt tasarımlara

olanak tanır. Çeşitli dişler ve konnektörler de dâhil olmak

üzere birçok seçenek sunar, böylece mevcut sistemlere

ve üretim süreçlerine kolayca entegre edilebilir. SCP09’un

farklı akışkanlar ve gazlarla da ileri düzeyde uyumlu

olması, geniş kapsamlı ve kolay kullanım sağlar. Yüksek

medya uyumluluğu, hizmet dışı kalma süresini kısaltırken

kullanım ömrünü de uzatır. Sensör, uzun vadeli stabilite

ve düşük sapma sergileyecek şekilde tasarlanmıştır; ortak

elektrik arayüzleri ve proses bağlantılarıyla OEM’ler için

uyarlanmış bir pim yapılandırmasına sahiptir.

Parker SensoControl’da Product Manager olan Andreas

Okunick, “Hidrolik endüstrisindeki müşterilerimizin

ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmış SCP09 basınç

sensörünü piyasaya sürmekten heyecan duyuyoruz”

dedi. “SCP09 basınç sensörü, özellikle yüksek

hacimlere ihtiyaç duyan müşterilere yönelik, çok çeşitli

uygulamalarda kullanılabilen güvenilir, doğru ve çok

yönlü bir çözümdür.”

Sağlam tasarımı, yüksek düzeyde güvenilirliği ve uzun

kullanım ömrü sayesinde hizmet dışı kalma sürelerini

azaltmak ve üretkenliği artırmak isteyen şirketler için ideal

bir seçim olan SCP09 basınç sensörü artık piyasada.

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024 17


Sektörden

RUSAL’ın düşük

karbonlu alümİnyum

ürünlerİ Türkİye’yİ 2050

hedeflerİne taşıyacak

Dünyanın en büyük alüminyum üreticilerinden RUSAL, Türkiye alüminyum

sektöründen 250’den fazla lideri İstanbul’da düzenlediği yıllık seminerde

ağırladı. En güncel pazar trendlerinin tartışıldığı, yeni ürün ve müşteri

servislerinin tanıtıldığı etkinlikte sektörün karbondan arındırılması için yeni

işbirliği fırsatları da masaya yatırıldı. Etkinliğe gösterilen yoğun ilgi ve rekor

düzeyde katılım, RUSAL ile Türkiye’deki müşterileri arasındaki işbirliğinin

stratejik önemini ortaya koydu.

18 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024


2023 RUSAL’ın Türkiye’deki müşterileri ve iş ortakları

için düzenlediği yıllık seminer etkinliğinde sektöre

dair en güncel bilgiler, küresel pazar trendleri, Türk ve

Avrupa pazarlarına dair tespitler, fiyatlama stratejileri

ve daha birçok konu masaya yatırıldı. Seminerin bu yıl

öne çıkan başlığı olan sektörün karbondan arındırılması

konusunda RUSAL, müşterilerine karbon ayak izlerini

nasıl azaltabileceklerine dair bilgiler de aktardı.

Türkiye, 2050 yılına kadar alüminyum ürünlerinin karbon

ayak izini bir ton alüminyum başına 2,5 ton CO2’ye

düşürmeyi hedefliyor. Bu hedefe ulaşılabilmesi için

alüminyum sektöründe üretim ve tedarik zincirinin yüzde

80 oranında karbondan arındırılması gerekiyor. RUSAL

yetkilileri, seminerde söz konusu hedeflere ulaşılması

adına kendi ürünlerinin yanı sıra kullanılabilecek

çözümleri anlattı. Bunların arasında bir ton alüminyum

başına yalnızca 2,3 ton CO2’lik karbon ayak izi olan

ALLOW alüminyum ve PEFA gibi geri dönüştürülmüş

ürünler yer alıyor. RUSAL ayrıca hurda alüminyum geri

dönüşümü yoluyla döngüsel ekonomiyi de destekliyor.

İnert anotların kullanıldığı ALLOW INERTA’nın kademeli

olarak piyasaya sürülmesi, alüminyumun karbon ayak

izini neredeyse sıfıra indirecek.

Sektörden

RUSAL Türkiye Direktörü İhsan Kösoğlu, yaptığı

açıklamada şunları söyledi: “RUSAL olarak Türkiye’deki

kıymetli iş ortaklarımız ve müşterilerimizle kurmuş

olduğumuz işbirliklerinin başarısından ve sürdürülebilir

büyümemizden mutluluk duyuyoruz. Türkiye her zaman

RUSAL’ın önemli pazarlarından biri oldu ve ülkemizde

artan satışlarımız bu durumu teyit ediyor. İnşaat,

otomobil imalatı, paketleme ve daha birçok alandaki iş

ortaklarımız ve müşterilerimizin ürün ve hizmetlerimize

gösterdiği yoğun ilgi bizleri mutlu ediyor. Türk

alüminyum sektörünün büyümesine katkı sağlamaktan

gurur duyuyor ve sürdürdüğümüz güçlü iş ortaklıklarını

geleceğe taşımak için sabırsızlanıyoruz.”

Sorumlu bir tedarikçi olmayı benimseyen RUSAL,

müşterilerini sektördeki en son gelişmelerden haberdar

etmeye ve onlara çeşitlik zorluklarla baş etmelerinde

destek olmayı sürdürüyor. Bu kapsamda İstanbul’da

olduğu gibi birçok ülkede yıllık seminerler düzenleniyor.

RUSAL’ın dünya çapındaki iş ortaklarına üst düzey müşteri

hizmetleri ve destek sağlama konusundaki kararlılığını

yansıtan benzer seminerler bu yıl Güney Kore ve Çin’de

de düzenlendi.

RUSAL EMEA Satış Müdürü Roman Borisov, etkinlikle

ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “RUSAL

olarak, düzenlediğimiz yıllık etkinlikler aracılığıyla küresel

alüminyum sektöründe, karbon ayak izinin azaltılması gibi

en güncel küresel trendler konusunda müşterilerimizi

bilgilendirmeyi en önemli önceliklerimizden biri olarak

görüyoruz. Ana amacımız, müşterilerimizi en doğru

kararları vermelerini sağlayacak bilgilerle donatmak ve

iş ortaklarımıza karbondan arınma süreçlerinde destek

vermek. Müşterilerimizi düşük karbonlu, yüksek kaliteli

birincil alüminyum ürünlerimizi, değer önermelerinin

bir parçası olarak kullanmaya dair teşvik ediyoruz.

Her sektörde kaliteli ürünler sunabilecekleri üretim

imkânlarını sağlamaları doğrultusunda onlara yardımcı

olmaktan mutluluk duyuyoruz.”

Türkiye, 1,2 milyar Amerikan Doları’na ulaşan toplam

satışla RUSAL’ın Rusya dışındaki ilk 3 pazarı arasında yer

alıyor. Türkiye’nin çeşitli ve alüminyumun yoğun olarak

kullanıldığı işleme ve üretim sektörlerinin desteklediği

bu hacim, şirketin toplam gelirlerinin yaklaşık yüzde

10’unu oluşturuyor. RUSAL’ın önemli müşterileri arasında

Türkiye’nin önde gelen otomobil üreticileri, inşaat

firmaları, tüketim malları ve paketleme üreticileri yer

alıyor. Son 10 yıllık süreçte Türkiye’nin alüminyum ithalatı

iki kattan fazla artarken, ağırlıklı olarak RUSAL tarafından

tedarik edilen Rus alüminyumu bu ithalatın yüzde 25’ini

oluşturuyor. RUSAL, Türkiye’deki müşterilerine, tüm ürün

ve hizmetleri hakkında kapsamlı bilgi sağlayan, yerel

dilde hizmet veren, özel 7/24 müşteri destek platformu

da sunuyor.

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024 19


Sektörden

MACRON VE STEİNMEİER

DRESDEN’DE FRAUNHOFER’İ

ZİYARET ETTİ

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-

Walter Steinmeier’in daveti üzerine 24 yıl aradan sonra Fransa’dan Almanya’ya

ilk resmi devlet ziyaretini gerçekleştirdi. Üç günlük temasları sırasında her iki

cumhurbaşkanı da Dresden’deki Fraunhofer Fotonik Mikrosistemler Enstitüsü

IPMS’yi ziyaret ederek özellikle mikroelektronik alanında Avrupa’nın teknolojik

egemenliğinin sağlanmasında Fransa ve Almanya arasındaki işbirliğinin önemini

vurguladılar.

18 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024


Fraunhofer IPMS’de iki cumhurbaşkanına

mikroelektronik, tıp mühendisliği ve kuantum teknolojileri

alanlarındaki yüksek teknoloji araştırmaları gösterildi.

Dresden, yarı iletken endüstrisinde Avrupa’nın en

önemli merkezlerinden biri ve dolayısıyla Avrupa’nın

teknolojik bağımsızlığının güçlendirilmesinde kilit rol

oynuyor. Emmanuel Macron’un cumhurbaşkanı olarak

önceliklerinden biri de Avrupa’nın teknolojik gelişimdeki

egemenliğidir. Ziyareti sırasında bunu başarmak için

Fransız-Alman işbirliğinin önemini vurguladı. Dolayısıyla

devlet ziyaretinin teknoloji ve bilimle ilgili tek gündem

maddesinin Dresden’de gerçekleşmesi tesadüf değildir.

Fraunhofer IPMS’de iki cumhurbaşkanı, hükümet,

bilim ve endüstri dünyasından üst düzey temsilcilerle

birlikte mikroelektronik, tıp mühendisliği ve kuantum

teknolojileri alanlarında yüksek teknolojiyle yapılan

araştırmaların tanıtımını yaptı. Seçkin konuklar arasında

Fransa Yüksek Eğitim ve Araştırma Bakanı Sylvie

Retailleau, Almanya Federal Eğitim ve Araştırma Bakanı

Bettina Stark-Watzinger, Fransa Avrupa Delegesi Jean-

Noël Barrot, Almanya Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve

İklimden Sorumlu Devlet Bakanı Anna Lühr-mann ve

Federal İşler ve Medyadan Sorumlu Devlet Bakanı ve

Saksonya Eyaleti Başbakanlık Şefi Oliver Schenk yer aldı.

Araştırmacılar, gofretler üzerinde üretilen en yeni yarı

iletken bileşenleri, makine mühendisliğinde durum

izleme için sensör halkalarını ve ameliyathanede kanser

hücrelerinin gerçek zamanlı tespiti için bir lazer tarayıcı

mikroskobunu sundu.

Fraunhofer enstitüsü, önde gelen Fransız araştırma

enstitüsü CEA-Leti (Commissariat à l’énergie atomique

et aux énergies alternatives CEA) ile uzun süredir devam

eden bir işbirliğine sahiptir - örneğin, 300 mm’lik yonga

levhalar üzerinde mikroelektronik. Ortak projeler aynı

zamanda AB Çip Yasası çerçevesinde Avrupa açısından da

büyük önem taşımaktadır. Girişim, Avrupa’nın yarı iletken

uygulamalarındaki rekabet gücünü güçlendirmeyi ve

bu alandaki darboğazları önlemeyi amaçlamaktadır. AB

Çip Yasasına bir katkı olarak, Almanya Mikroelektronik

Araştırma Fabrikası (FMD) liderliğinde bir Avrupa

konsorsiyumu, önümüzdeki yıllarda gelişmiş heterojen

sistem entegrasyonu ve gelişmiş paketleme için en

kapsamlı ve gelişmiş pilot hattı kurmayı planlamaktadır.

CEA-Leti bu projede önemli bir ortaktır.

Fraunhofer ve CEA enstitüleri arasındaki işbirliğini daha

da teşvik etmek ve geliştirmek amacıyla CEA Başkanı

François Jacq ve Fraunhofer Araştırma Altyapıları ve

Dijital Dönüşümden Sorumlu Başkan Yardımcısı Prof. Axel

Müller-Groeling ziyaret sırasında bir mutabakat zaptı

imzaladı. Amaç, mikroelektronik, kuantum teknolojileri,

güneş ve enerji teknolojileri gibi stratejik alanlarda daha

yakın işbirliği ve ortak girişimler başlatmaktır.

Sektörden

Prof. Müller-Groeling şu açıklamayı yaptı:

“Ulusal sınırların ötesinde işbirliği yapmak geleceğimizi

şekillendirmemize yardımcı oluyor. Bir yandan CEA

gibi ortaklarla diğer yandan da sanayiyle olan yakın

ilişkilerimiz, kilit teknolojileri pratik uygulamalara

dönüştürmek için birlikte çalışmamızı ve Avrupa

sanayisinde inovasyonun itici gücü olarak konumumuzu

güçlendirmemizi sağlıyor. Özellikle uygulamalı

araştırmalarımız, bir endüstriyel faaliyet merkezi olarak

Avrupa’nın teknolojik egemenliğine ve rekabet gücüne

önemli bir katkı sağlamaktadır.”

François Jacq şunları vurguladı: “Avrupa’nın önde gelen

iki araştırma ortağı olan CEA ve Fraunhofer arasında,

daha egemen, daha yeşil ve daha kapsayıcı bir Avrupa için

güçlerin birleştirilmesinin gerekli olduğu bir dönemde bu

anlaşmanın imzalanmış olmasından büyük memnuniyet

duyuyorum. Bu anlaşma mikroelektronik, kuantum

teknolojileri, güneş teknolojisi, hidrojen, döngüsel

ekonomi ve kritik hammaddeler gibi stratejik alanlarda

işbirliğini geliştirmemizi ve ilerletmemizi sağlayacaktır.”

Mutabakat Zaptının imzalanmasının ardından,

Fraunhofer-Gesellschaft adına Fraunhofer Endüstri

Mühendisliği Enstitüsü IAO Direktörü Prof Katharina

Hölzle’nin de katıldığı, her iki başkan ve davetli konukların

katıldığı yapay zekâ konulu bir panel düzenlendi.

Yazar:

Monika Landgraf

Fraunhofer-Gesellschaft

Kurumsal İletişim

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024 19


Sektörden

Yıla zorlu

başlangıca rağmen

İstİkrar görünüyor

22 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024


Sektörden

Alman takım tezgahı endüstrisinin 2024’ün ilk çeyreğinde aldığı siparişler geçen

yılın aynı dönemine göre yüzde 24 azaldı. Almanya’dan gelen siparişler yüzde

2 oranında düşerken yurt dışından gelen siparişlerde yüzde 32 gibi önemli bir

düşüş yaşandı.

GrindingH Dr. Markus Heering, “Sektör şu anda bir

önceki yıla kıyasla büyük bir sipariş açığı yaşıyor. Bu kısmen

baz etkisinden kaynaklanıyor, çünkü 2023’ün başında hala

önemli düzeyde sipariş mevcuttu” diyor. Frankfurt am

Main’deki VDW (Alman Takım Tezgahı Üreticileri Birliği)

İcra Direktörü, sonuç hakkında yorum yapıyor. İstikrarın

ilk işaretleri şu anda ortaya çıkıyor, ancak önümüzdeki

aylar burada belirleyici olacak. Heering şöyle devam

ediyor: “Üyelerimiz bize Almanya’daki müşterilerden

de net bir talep olduğunu ancak birçok yatırım kararının

yüksek seviyedeki belirsizlik nedeniyle şu anda askıya

alındığını söylüyor.”

güçlü bir artış öngörüyor. Bölgesel anlamda yükseliş

geniş tabanlıdır. Hindistan, ASEAN bölgesi, ABD, Meksika

ve Kanada özellikle itici güçler olarak ortaya çıkıyor.

Birçok Avrupa ülkesinde net bir yükseliş eğilimine dönüş

beklenebilir.

Markus Heering kendinden emin bir şekilde “Uluslararası

tüketimin artması Almanya’daki siparişlerdeki artışı

da besleyebilir” diyor. Sözünü şöyle bitiriyor: “Şu anda

bu ülkede önemli olan, soruşturmaların fiili siparişlere

dönüşmesidir.” Ayrıca, sanayinin geleceğe daha güvenle

bakabilmesini sağlayarak hükümetin burada nasıl bir rol

oynayacağına da dikkat çekiyor.

Bazı göstergeler yılın ikinci yarısında durumun

iyileşebileceğini gösteriyor. Düşük enflasyon, düşen enerji

fiyatları, ilk faiz artırımı beklentisi, stok erimesinin sona

ermesi, iyileşen ekonomik göstergeler ve tüketimi artıran

yüksek reel gelirler, daha yüksek yatırımlara dönüş için

temel oluşturabilir.

Bu analiz, yılın başında düşük seviyeli büyümeye geri

dönen Küresel Satın Alma Yöneticileri Endeksi’ndeki

toparlanmayla da destekleniyor.

VDW’nin tahmin ortağı Oxford Economics, 2025 yılı için

küresel takım tezgahı tüketiminde yüzde 8,3 oranında

Arka plan

Alman takım tezgahı endüstrisi, makine mühendisliği

sektöründeki en büyük beş uzman grup arasında yer

almaktadır. Endüstrinin tüm dallarındaki metal işleme

uygulamaları için üretim teknolojisi sağlar ve bir

bütün olarak sanayi sektöründe yenilikçiliğe ve artan

üretkenliğe önemli bir katkı sağlar. Sanayi üretimindeki

kilit rolü nedeniyle gelişimi, sanayi sektörünün ekonomik

dinamizmi açısından da önemli bir göstergedir. 2023

yılında ortalama 65.300 çalışanın (50’den fazla çalışanı

olan firmalar) çalıştığı sektör, yaklaşık 15,4 milyar euro

değerinde makine ve hizmet üretti.

Makine & Otomasyon & Robotik - Temmuz - Ağustos 2024 23


Sektör

IO Link Master

üretİm ekosİstemİnİn

merkezİnde

konumlanıyor

Telemecanique Sensors imzası taşıyan IO Link Master ailesi, Sanayi 4.0’ın

dinamiklerine uygun alt yapısı ile hız, esneklik ve yüksek performans sunuyor.

24 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024


Dördüncü Sanayi Devrimi ile üretim hattına daha

fazla veri ve esneklik getirmek çok daha önemli olurken,

saha düzeyinde akıllı sensörlerin kullanılması da zorunlu

hale geliyor. Bu aşamada devreye giren Telemecanique

Sensors, ürün gamına eklediği IO-Link teknolojisi ile

evrensel, satıcıdan bağımsız, noktadan noktaya bir iletişim

protokolü sunarak Sanayi 4.0’ın dinamiklerine uygun bir

üretim ekosistemi oluşturmaya katkıda bulunuyor. IO-

Link ürün ailesi, sensörlerin PLC’ye bağlanması sayesinde

saha cihazlarından da ek temel veriler sağlamasına imkân

tanıyor. Bu da üretime sunduğu esneklikle verimliliği

maksimize ederek üreticilere rekabet avantajı sağlıyor.

Endüstriyel otomasyon ve emniyet sensörleri üretiminde

90 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan global sensör

endüstrisinin önde gelen şirketi Telemecanique Sensors,

ürün ailesine eklediği IO Link Master ile paketleme,

malzeme taşıma, yiyecek ve içecek sektörü gibi pek

çok noktada üretimin farklı alanlarında çözüm sunmaya

devam ediyor. Birçok özelliği ile rakiplerinden ayrılan

bu yeni nesil teknoloji hakkında açıklamada bulunan

Telemecanique Sensors Pazarlama Müdürü Melisa

Altuntaş Karanlık; “IO-Link cihazları ile üst düzey kontrol

sistemi arasında bir ağ geçidi görevi gören IO Link Master,

IO-Link ekosistemindeki merkezi bileşen olarak görev

alıyor. Çift yönlü iletişim sağlayarak kontrol sistemine bağlı

sensörlerden ve aktüatörlerden veri yapılandırmasına,

izlemesine ve almasına olanak tanıyor. Aynı zamanda

bu cihazların endüstriyel otomasyon ağına sorunsuz

entegrasyonunu kolaylaştırarak gelişmiş tanımlama,

uzaktan parametrelendirme ve üretimde daha fazla

esneklik gibi avantajlar sağlıyor. IP67 koruma sınıfında

bulunan IO-Link Master cihazımız ise birçok uygulama

için uygun maliyetli ve yeterli bir çözüm oluyor” dedi.

Sektör

Karanlık, “Kontrol panelinin dışında ve sensörlerle

aynı ortamda kurulum için uygun olan bu teknoloji

kolay entegrasyon sağlıyor. Kullanımı kolay yazılım

konfigüratörü, büyük PLC’ler için tamamen test edilmiş

ve onaylanmış DFB entegrasyonunu kolaylaştırıyor. Dahili

OPC UA sunucusu ise sensörlerden buluta ek alan ve

cihaz verilerinin toplanmasına izin veriyor. IO-Link Master

çift yönlü iletişim, kurulumsuz tak-çalıştır ve uzaktan

müdahale etmeyi gerektiren aklınıza gelebilecek tüm

uygulamalar için kullanılabiliyor. Kurulum ve kullanım

kolaylığı ile fark yaratan teknolojimiz, PLC, HMI gibi bilgi

sistemlerinde uzun vadeli analiz gerçekleştirebilir. Ürün

ailemiz rakipleriyle karşılaştırıldığında ise çok daha iyi bir

performans sunarken hedef uygulamalarımızda kullanılan

protokoller için eksiksiz bir ürün gamı yaratıyor” şeklinde

konuştu.

Telemecanique Sensors

Telemecanique Sensors, sensörler alanında 90 yıllık

tecrübeye sahip ve dünya çapında tanınmış bir uzmandır.

Elektromekanikten elektronik ürünlere, algılamadan

tanımlama ve mesafe ölçümüne kadar geniş bir ürün

gamına sahip olan şirket, 9 farklı ürün grubuyla 20’den

fazla ülkede faaliyetlerini sürdürüyor. Sensör pazarında

global bir uzman olarak konumlanan Telemecanique

Sensors, müşterilerine makinelerinin gerekli performans

ve güvenilirliğe ulaşması için en iyi ürün ve teknolojiyi

seçmelerinde yardımcı oluyor. Çalışmalarında sadelik,

yakınlık ve uzmanlık konularına odaklanan şirket bu

kapsamda; uzman olarak teknoloji seçimini kolay hale

getirirken, hızlı çözüm ve servis sunan geniş uzman bayi

ağı sayesinde de müşterileriyle her zaman yakın kalarak

güvenilir çözümler sunuyor.

Paketleme, malzeme taşıma, yiyecek ve içecek

sektörlerine katma değer sağlıyor

Kurulum ve kullanım kolaylığının yanı sıra yüksek

performansı ile dikkat çeken IO-Link Master ürün

grubunun sunduğu avantajları anlatan Melisa Altuntaş

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024 25


ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ

ENDÜSTRİ 4. 0 DERGİSİ

WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONLARIDIR ...

Sponsorluk ve Reklam için temas kurabilirsiniz : 0 505 400 94 34 - 0 505 400 94 33 - 0 546 675 59 49

www.endustri40dergisizirvesi.com - makineotomasyondergisi@gmail.com - worldmediareklam@gmail.com

www.worldmediagroupe.com

www.ekonomiknokta.com

Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve

internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web

adresimiz .

www.makineotomasyondergisi.com

Makine - Otomasyon - Robotik dergimizin internet sitesi..e

www.kesicitakimlardergisi.com

Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek

dergisinin internet sitesi.

www.endustri40dergisizirvesi.com

Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisinin internet sitesi.

www.elektrikpanodergisi.com

Elektrik ve Pano dergilerimizin internet sitesi.

www.autotuningworldddergisi.com

Auto Tuning World dergilerimizin internet sitesi.

World Media Group - Elektrik Dergisi / Ocak - Şubat 2019 89



Makale

HAVACILIK BAKIM,

ONARIM VE REVİZYON

(MRO) SEKTÖRÜNDE PLM

UYGULAMASI: SİEMENS

TEAMCENTER YAKLAŞIMI

Ahmet Uğur Çakar1,3, Alican Yılmaz4, Prof.Dr.Semih Ötleş1,2

1Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi

Anabilim Dalı

2Ege Üniversitesi Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi Mükemelliyet Araştırma

Merkezi

3TEİ, TUSAŞ Motor Sanayi A.Ş.

4Direktör, Beemobs (Bee Mobility Solutions) Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Giriş

Günümüzde üretim yapan firmalar sürekli inovasyon,

küresel iş birlikleri ve karmaşık risk yönetimi gibi zorluklarla

karşı karşıyadır. Bu rekabet ortamında var olmaya çalışan

şirketlerin ürün ve süreç verileri şeklindeki fikri varlıklarını,

değer zincirlerinde yer alan tüm paydaşlarının erişimine

sunması ve bunları yönetebilmesi en büyük kalemlerden

bir tanesidir. Bu başlıkları yönetebilmek adına, uzun bir

süredir ürün yaşam döngüsü yönetimi (PLM), ana çözüm

aracı olarak benimsenmektedir. PLM, süreç içindeki tüm

kullanıcıları, süreçleri, iş sistemlerini ve verileri bir arada

tutarak ürünün fikir olarak ortaya çıkmasından ürünün

emekliliğine kadar tüm olan sürecinin yönetilmesini

sağlar.

Konfigürasyon ve ürün yaşam döngüsü kavramları

havacılık sektöründeki kaliteyi, güvenilirliği ve yeniden

üretilebilirliği yönetmek adına ortaya çıkmış kavramlardır.

Havacılıkta kullanılan en ufak parçadan en kompleks

disipline kadar takibin yapılabilmesi ve sürekli olarak

ürünün ömrü boyunca önceden hazırlanılmış senaryolarla

destek verilebilecek durumda olmak gerekir. 30 yılı

aşkın hizmet veren uçaklarda, havacılık bakım, onarım

ve tadilat(MRO) sektöründe PLM’nin uygulanması için

birçok fırsat vardır. Ancak, PLM havacılık endüstrisinde

konsept tasarım aşamasından, satış sonrası servis

süreçlerine kadar destek verebiliyorken hala firmalar

tarafından yüzde yüz performansla kullanılmamaktadır.

Bu makalenin amacı, uçak MRO endüstrisinde PLM’nin

uygulanması için olanakları, avantajları ve dikkat edilmesi

gereken noktaları incelemektir.

Bu rapor, bu giriş bölümü de dahil olmak üzere üç

bölümden oluşmaktadır. İkinci bölüm, PLM alanını

incelemektedir. Üçüncü bölüm ise, PLM aracılığıyla

havacılık MRO endüstrisinde PLM’in kullanımı ve

kısıtlarından bahsedilecektir.

1. PLM’e Genel Bir Bakış

1.1. PLM’nin Evrimi

Ürün yaşam döngüsü yönetimi (PLM), iki farklı kökten

ortaya çıktığı söylenebilir. Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi

(PLM), ilk olarak işletme yönetimi kökenli olup Malzeme

Kaynak Planlaması (MRP), Kurumsal Kaynak Planlaması

(ERP), Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) ve Tedarik Zinciri

Yönetimi (SCM) gibi alt bileşenlere ayrılan bir disiplindir.

PLM, bir ürünün tam yaşam döngüsü boyunca sağlanan

takip edilebilirlik sayesinde, beraberindeki risklerin de

tahmin edilebilir hale gelmesine olanak sağlar.

Diğer kök ise, ürün bilgilerinin ürünün tüm yaşam

döngüsü boyunca yönetilmesidir. Bu bağlamda, sistem

28 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024


entegrasyonu, işletmelerin sanal yüzü arasında iş birliğini

kolaylaştırır. Bilgisayar Destekli Tasarım ve Bilgisayar

Destekli Üretim (CAD/CAM) ve Ürün Veri Vönetimi (PDM)

sistemleri burada önemli bir rol oynar.[1] Bilgisayar

temelli tasarım üzerine 1950’lerden itibaren çalışmaya

başlanmış olsa da CAD sistemleri için en önemli

çalışalar 1980’lerin başında ortaya çıkmıştır. Bugünkü

tasarım programlarının temellerini atan bu çalışmalar

tasarımcılara ürünün geometrik modellerini kâğıt

üzerindekinden çok daha kolay bir şekilde oluşturma

imkânı sağlamıştır. Bu dijital tasarımlar daha kolay şekilde

değiştirilebilir ve tekrar kullanılabilir hale gelir. Zamanla,

CAD/CAM/CAE araçlarıyla oluşturulan ürün bilgisi hacmi

kontrol edilemez bir hale gelmeye başlamıştır ve bunun

sonucunda, 1980’lerde Ürün Veri Yönetimi (PDM)

sistemleri oluşturulmaya başlanmıştır.

PDM, ürün tasarımı sırasında oluşturulan verilere kolay,

hızlı ve güvenli bir erişim sağlamıştır. İlk nesil PDM

sistemleri, mühendislik alanında ne kadar etkili olmuşsa

da satış, pazarlama ve tedarik zinciri yönetimi gibi

mühendislik dışı faaliyetleri ve müşteriler ve tedarikçiler

gibi şirket dışı unsurları ele alma konusunda sınıfta

kalmıştır. Bu durumun başlıca sebepleri olarak PDM’in

kullanımı içim geometrik modeller, malzeme listeleri ve

sonlu eleman analizleri gibi mühendislik ağırlıklı bilgilerle

sınır olması ve bunları kullanmak için mühendislik

bilgisine sahip olmak gerektiği söylenebilir.

Ürün yaşam döngüsü yönetimi (PLM), 1990’ların

sonlarında ortaya çıkmış ve bir işletmenin yalnızca

mühendislik yönlerinin ötesine geçmeyi hedeflemiştir.

PLM, bir ürünün kavramsal tasarım aşmasından, nasıl

üretileceğine, üretildikten sonra pazarlama, satış sonrası

servis ve hatta ürünün ömrünün sonundaki yeniden

kullanabilme ve atık yönetimine kadar ürünün fikri ve

fiziki var olduğu tüm süreçlerin ve bu süreçleri oluşturan

büyük verinin yönetilmesini hedefler. Bu nedenle,

PLM’nin ayrılmaz bir parçası olarak ERP, CRM ve SCM

sistemleri kullanılır [1]. Bu uygulamalar, ürünün yaşam

döngüsü boyunca belirli süreçlere odaklanır ve ürün ve

süreç bilgilerine dayanır. PLM, PDM’yi mühendislik ve

üretimden pazarlama, finans ve satış sonrası hizmet gibi

daha stratejik alanlara genişletir Açıkça görülmektedir ki,

PLM sistemlerinde yönetilen bilgiler, PDM sistemlerinin

sağladığı mühendislik verilerini aşmaktadır. İdeal

senaryolarda, ürünün yaşam süreci boyunca yapılan

her türlü değişiklik, değişiklik yönetimi süreçleri ile takip

edilir ve kayıt altında tutulur. Toplanan verilerden yapılan

çalışmalar ile değişikliklerin gerçek etkisi ölçülebilir hale

gelir ve yeni ürün çalışmalarında firmanın know-how’ını

oluşturur. Bu da ürünün fabrikadan çıktıktan sonraki MRO

süreçlerin yönetebilmek adına büyük bir fayda sağlar.

1.2. PLM’in İçeriği

PLM, ürün tanımı bilgilerinin oluşturulması, yönetilmesi,

yayılması ve kullanılması için tutarlı bir dizi iş çözümünün

Makale

işletme bazında uygulandığı bir yaklaşımdır. Bu süreç,

kavramsal tasarım aşamasından ürünün ömrünün

sonuna kadar, insanları, süreçleri, iş sistemlerini ve

bilgiyi birbirine entegre şekilde bir arada tutmaktadır.

Bir ürünün yaşam döngüsü boyunca, CAD verileri,

ürünün özellikleri, kalite belgeleri, malzeme listeleri,

mühendislik simülasyonları vb. gibi büyük veri oluşur. PLM

uygulamaları, bu işletmeler için verinin paylaşılmasını,

bir arada tutulmasını ve sürdürülebilirliğini sağlayarak

işletmenin omurgasını oluşturur.

CIMdata’nın 2002 [2] tarihli yazısında, ürün yaşam

döngüsünü ürün tanımlanması, üretim tanımlanması ve

operasyonel destek olmak üzere üç ana kaleme ayırmıştır.

Ürün tanımlanması, ürünün nasıl tasarlandığı, üretildiği,

işletildiği, bakımının yapıldığı ve emekli edildiği bilgileri

içerir ve bu veriler ürünün yaşam döngüsü boyunca

sürekli olarak değişikliğe tabiidir. Üretim tanımlanması,

bir ürünün üretimi ve dağıtımı başta olmak üzere bu

alanla ilgili tüm faaliyetler üzerine odaklanır. Operasyonel

destek ise şirketin temel kaynaklarını, yani insanlarını,

finansal kaynaklarını ve işletmenin desteklemesi gereken

diğer kaynaklarını yönetmeye odaklanır.

Bir başka açıdan da PLM uygulamaları işletmelerde

ürün yaşam döngüsü içinde için bir bilgi yönetimi

çözümü olarak tanımlanabilir. Veriyi amaca yönelik

olarak problemlerin çözümünde kullanılabilecek şekilde

düzenlenmiş, doğrulanmış bilgi olarak sınıflandırır. Yeni

bir ürün yaratılması hedeflenirken, bir ürünün yaşam

döngüsü beş aşamadan oluşur: hayal etme, tanımlama,

gerçekleştirme, destek ve emeklilik. Hayal etme

aşamasında, pazar gereksinimleri belirlenir ve ürün

tasarım kavramı gerçekleştirilir. Tanımlama aşaması,

ürünün detaylı tasarımını, üretim sürecinin planlamasını

ve bir prototipin geliştirilmesini içerir. Gerçekleştirme

aşamasında, ürünün gerçek üretimi ve ardından

depolama işlemleri gerçekleştirilir. Destek (veya kullanım)

aşamasında üretici, ürünün bakımı ile yükümlüdür ve

bu süreçler önceden belirlenmiş olmalıdır. Ürün emekli

olduğunda yani örünün sonuna geldiğinde ise geri

dönüşümü veya imha işlemleri için süreçler önceden

tanımlanmış olmalıdır.

1.3. PLM’in faydaları

• PLM tasarım döngüsü çalışmalarını anında

optimize eder ve tüm tarihsel tasarım verilerine erişimi

yöneterek yeni tasarımlarda yeniden kullanılabilirliği

arttırır ve pazara dahil olma süresini azaltır.

• Müşteri, ürün, kalite ve yasal gereklilikleri

birbirine entegre bir şekilde yöneterek ürün kalitesini

arttırır.

• Var olan ürünün ortaklaştırılarak bir sonraki

prototiplerde kullanılmasına olanak sağlar ve değişim

sebepli iterasyonların takip edilmesine ve azaltılmasına

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024 29


Makale

yardımcı olur.

• İş akışlarının standartlaştırılması ve belirli

kurallar çerçevesinde ilerlemesini sağlar.

• Oluşturduğu Know-how birikimiyle bir sonraki

tasarımların oluşturulmasında yapılabilecek hataların

önüne geçilir ve maddi kayıplar önlenir. Ürünü yaşamı

boyunca hatasızlaştırmak ana hedeftir.

• Doküman, tasarım, ürün ağacı vb. Tüm verilerin

linklenmesini sağlayarak geçmişe göre hız ve dijital

bağlılık kazandırır.

1.4. Havacılık Sektöründe PLM

Havacılık sektöründe PLM’nin kullanımı, sektörün özel

gereksinimlerini karşılamak için tasarlanmış bir dizi özellik

sunar. Bu özellikler, havacılık şirketlerinin ürün yaşam

döngüsünü daha iyi yönetmelerine ve operasyonlarını

optimize etmelerine yardımcı olur.

PLM’nin havacılık sektöründeki önemli bir kullanım

alanı, karmaşık ürün yapılarının ve konfigürasyon

yönetiminin yönetimidir. Havacılık endüstrisinde, uçaklar

ve bileşenleri gibi ürünler genellikle özelleştirilmiş ve

karmaşık yapılarla birlikte gelir. PLM sistemi, bu yapıların

tasarımını, yönetimini ve güncellemelerini kolaylaştırır.

Ayrıca, ürün bileşenlerinin izlenebilirliğini sağlar ve

revizyon kontrolleriyle uyumluluğu yönetir.

Bir diğer önemli kullanım alanı, havacılıkta kalite

yönetimidir. PLM sistemi, havacılık şirketlerine kalite

süreçlerini izlemek, hataları tespit etmek ve düzeltici

faaliyetleri uygulamak için gerekli araçları sunar. Özellikle

FAA (Federal Havacılık İdaresi) gibi düzenleyici kurumlar

tarafından belirlenen standartlara uyum sağlamak için

PLM’nin kullanımı kritik öneme sahiptir.

Havacılık sektöründe PLM aynı zamanda bakım, onarım

ve revizyon (MRO) süreçlerini desteklemek için kullanılır.

Uçakların ve bileşenlerinin bakım ve onarımları, karmaşık

bir süreçtir ve doğru veri ve dokümantasyon gerektirir.

PLM sistemi, MRO süreçlerini yönetmek için bir veri

deposu sağlar ve bakım kayıtlarının takibini kolaylaştırır.

Bu da bakım süreçlerinin daha etkin ve verimli bir şekilde

yürütülmesini sağlar.

Ayrıca, havacılık sektöründe PLM sistemi, iş birliği ve

küresel tedarik zinciri yönetimi için önemli bir rol oynar.

Farklı şirketler, tedarikçiler ve ortaklar arasında veri

paylaşımını kolaylaştırır ve iletişimi geliştirir. Bu da proje

yönetimini iyileştirir, üretim süreçlerini optimize eder ve

zaman tasarrufu sağlar

Sonuç olarak, havacılık sektöründe PLM’nin kullanımı,

ürün yaşam döngüsünün etkin yönetimi, kalite kontrolü,

MRO süreçlerinin desteklenmesi ve iş birliğinin

artırılması gibi birçok avantaj sağlar. PLM sistemi,

havacılık şirketlerine rekabet avantajı kazandırırken aynı

zamanda maliyetleri düşürmelerine ve operasyonlarını

daha verimli hale getirmelerine yardımcı olur.

2. PLM ve Havacılık MRO

2.1. Bakım, Onarım, Tadilat

Hazırlanan bir rapordaki piyasa araştırmasına göre

küresel ticari uçak pazarı 2018 yılında yaklaşık olarak 191

milyar dolar değerindeydi. 2028 yılına kadar yıllık yaklaşık

%2,9’luk bir bileşik büyüme oranıyla değeri 255 milyar

dolar civarında olması beklenmektedir. Tahminlere göre,

ticari uçaklara yönelik küresel harcamaların toplamı,

tahmin edilen dönem boyunca yaklaşık 2,3 trilyon dolar

değerinde olacaktır. Bu büyüme, ticari uçaklara olan

önemli talebi ve havacılık sektörü için büyük fırsatları

yansıtmaktadır. [4]

Gerek sivil gerekse askeri hava araçlarında ve onların

modüllerinde yüksek standartlar, çok düşük toleranslar

ve kaliteli ürünler üretmek bir numaralı hedeftir. Bir hava

aracının pazara çıkması ve yasal olarak kullanılabilmesi için

birçok sertifikasyon sürecinden geçmesi gerekmektedir.

Bu süreci geçen ve gökyüzündeki ömrü başlayan hava

araçlarının yaşam döngüsü boyunca en büyük yüzdeye

sahip olan alan aslında MRO faaliyetleridir.

Havacılık MRO (Maintenance, Repair, and Overhaul),

havacılık sektöründe uçakların bakım, onarım ve revizyon

faaliyetlerini kapsayan bir süreçtir. Bu faaliyetler, uçakların

hava değerini koruması, güvenli ve sorunsuz bir şekilde

çalışması, performansının optimize edilmesi ve hizmet

ömrünün uzatılması amacıyla gerçekleştirilir Havacılık

MRO süreci, karmaşık ve titizlik gerektiren adımları içerir.

Bunlar arasında şunlar bulunur:

Planlama ve Programlama: Havayolu şirketleri

veya MRO şirketleri, uçakların bakım ihtiyaçlarını

belirlemek ve bakım programlarını oluşturmak için

kapsamlı planlama yaparlar. Bu, uçakların kullanım

süresine, üretici önerilerine, düzenleyici gerekliliklere

ve operasyonel önceliklere dayanır. Bakım süreleri,

uçak tipine, uçuş saatine ve bileşen ömrüne bağlı olarak

belirlenir.

Bakım ve Kontrol: Uçakların planlanmış periyodik

bakımları, teknik ekipler tarafından gerçekleştirilir.

Bu, motorların, sistemlerin, pervanelerin, kabloların,

hidrolik ve pnömatik sistemlerin, aviyoniklerin ve diğer

bileşenlerin detaylı bir şekilde incelenmesini içerir.

Bakım süreci, hava değerlendirme kontrol listeleri, teknik

veri kılavuzları ve üretici direktifleri gibi kılavuzlarla

desteklenir.

Onarım ve Değişim: Bakım sırasında tespit

edilen arızalar veya hasarlar için onarım ve değişim

işlemleri yapılır. Bu, hasarlı veya aşınmış parçaların tamir

30 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024


edilmesini veya değiştirilmesini, sistemlerin yenilenmesini

veya bileşenlerin güncellenmesini içerir. Onarım süreci,

spesifik teknik bilgi, beceri ve sertifikasyon gerektirebilir.

Onarımlar, parça tedariki, test süreçleri ve kalite kontrol

prosedürleri ile desteklenir.

Revizyon ve Modifikasyon: Uçaklarda yapılan

değişiklikler ve iyileştirmeler revizyon ve modifikasyon

olarak adlandırılır. Bu, performans artırma, yakıt verimliliği

iyileştirmesi, aviyonik güncellemeleri veya kabin

düzenlemeleri gibi çeşitli alanları içerebilir. Revizyonlar,

mühendislik hesaplamaları, testler, sertifikasyon süreçleri

ve düzenleyici onaylar gerektirebilir.

Havacılık MRO süreci, düzenleyici otoritelerin belirlediği

standartlara uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Bu,

FAA (Federal Havacılık İdaresi), EASA (Avrupa Havacılık

Emniyet Ajansı) gibi otoritelerin yönergelerini takip

etmeyi gerektirir. Ayrıca, MRO şirketleri, yetkin teknik

personel, gelişmiş ekipman ve özel tesislerle donatılmış

olmalıdır.

Havacılık MRO süreci, uçakların güvenli ve sürdürülebilir

bir şekilde çalışmasını sağlayarak havacılık endüstrisinin

büyümesini destekler. Aynı zamanda, operasyonel

verimlilik, maliyet tasarrufu, uçuş güvenliği ve yolcu

memnuniyeti gibi faktörleri etkileyen önemli bir

unsurdur.

2.2. PLM ve Havacılıkta MRO Çalışmaları

OEM’ler, sahipler ve hizmet organizasyonları, karmaşık

sermaye varlıklarının (uçaklar, gemiler, enerji santralleri,

makineler, tıbbi cihazlar vb.) desteklenmesi ve

sürdürülmesi konusunda bir dizi zorlukla karşı karşıyadır.

Bu zorluklar arasında tasarım, üretim ve hizmet veri

bilgisinin kullanılması, hizmet seviye ve performansa

dayalı sözleşmelerin uygulanması, hizmet döngü

süresinin azaltılması, hizmet maliyetlerinin düşürülmesi,

hizmet ekibi üretkenliğinin artırılması ve operasyonel

kullanılabilirliğin maksimize edilmesi bulunmaktadır.

2.2.1. Siemens PLM Software Teamcenter Çözümleri

Siemens PLM Software, Teamcenter tabanlı MRO

çözümleri sunarak bu konularda destek sağlayan

bir programdır. Tasarım, analiz, performans araçları

gibi programlara marka bünyesinde barındırdığı gibi

ERP, CRM, SCM, ALM ve firmaların kendi işgücü ile

yarattığı programlara entegrasyon sağlayarak tüm

verinin bir elden yürütülmesine olanak sağlar. CM2

metodolojisinin yapı taşlarından “dijital ikiz” ve “dijital

dikiş” kavramlarını oluşturmak adına bu çok önemli bir

teknolojidir. Ürün yaşam döngüsü yönetimi teknolojisiyle,

kompleks ürünlerin bakım ve servis sürecinde bilginin

yakalanmasını, düzenlenmesini, optimize edilmesini

ve kullanılmasını sağlayan bir hizmet yönetimi ortamı

oluşturur. Bu da hizmet sağlayıcıların MRO planlama ve

Makale

yürütme süreçlerini daha verimli hale getirirken, iş birliği

temelli bir yaklaşım sunar.

Teamcenter çözümleri, OEM’ler, sahipler ve hizmet

organizasyonlarının karmaşık sermaye varlıklarını

desteklemek için bir hizmet yönetimi ortamı sağlar.

Şirketler, bu PLM destekli ortamı ve aşağıdaki Teamcenter

çözümlerini kullanarak, bir hizmet odaklı bağlamda varlık

tanımlarını ve bakım bilgilerini iletişim kurabilir ve birden

fazla hizmet fonksiyonunun doğru ve hızlı bir şekilde

gerçekleştirilmesini kolaylaştırır.

• Hizmet Veri Yönetimi: Karmaşık, uzun ömürlü

sermaye varlıkları için konfigürayon ve hizmet bilgisine

tam bir görünürlük sağlar. Hizmet yönetimi, OEM’lerin

ve hizmet sağlayıcıların, hizmet değeri zinciri içinde

içeride veya dış kaynaklı olarak gerçekleştirilen hizmet

faaliyetlerinin sonuçlarını yakalamalarına olanak tanır.

Hizmet gösterge tablosu, PBL (performansa dayalı

lojistik) ve SLA (hizmet düzeyi anlaşması) sözleşmeleri

gibi taahhütlerin etkin bir şekilde yönetilmesi için gerekli

metriklerin anlaşılmasını sağlar. [5]

• Hizmet Talep Yönetimi: Reaktif hizmet

organizasyonlarının hizmet taleplerini etkili bir şekilde

yönetmelerine olanak tanır. Yanıt süresini iyileştirirken

müşteri memnuniyetini artırır ve maliyet kontrolü ile

hizmet standartlarını kolaylaştırır. [5]

• Hizmet Planlama: Hizmet organizasyonlarının

planlama bilgilerini değerlendirerek önleyici, koşullu

veya güvenilirlik temelli bakım için kullanmasını sağlar.

[5]

• Raporlama ve Analitik: Kuruluşların operasyonel

bilgileri analiz etmelerine olanak tanır, varlık performansı

ve güvenilirlik trendlerini belirlemelerine, varlık ve

kurumsal KPI’ları izlemelerine ve analiz etmelerine

yardımcı olur.

Teamcenter, varlık bilgisini güvenli bir web tabanlı

PLM ortamında yöneterek daha ihtiyaçları daha hızlı

yanıtlamaya olanak sağlar. Hizmet ekipleri, herhangi

bir web destekli cihaz kullanarak herhangi bir zamanda

herhangi bir yerden bu varlık bilgisine erişebilir. Akış,

değişiklik, belge ve konfigürasyon yönetimi yetenekleri

sunan Teamcenter, hizmet ekiplerinin mühendislik

ekipleriyle kapalı döngü süreçlerinde çalışmasına olanak

sağlar. Bu PLM aracının diğer uygulamalarına kıyasla

farklı olmasının sebepleri aşağıdaki gibi sıralanabilir.

• Konfigürasyon odaklı: Ürün konfigürayonları

as-maintained konfigürasyonlarına evrildikçe, OEM’ler

ve hizmet ekipleri konfigürayon kontrolünü sürdürme

ve işlemlerini ürün mühendisliğiyle sıkı şekilde entegre

etme gibi hizmeti zorunlu kılan gereksinimlere sahiptir.

Teamcenter’ın konfigürayon odaklı hizmet yetenekleri,

bu ihtiyacı karşılamak için teknolojik bir temel sağlar.

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024 31


Makale

Organizasyonlar, varlık bilgilerini konfigürayon bağlamı

içinde yakalayarak, düzenli ve doğru bir şekilde bakım

planlama ve bakım gerçekleştirme faaliyetlerini

geliştirebilir. Teamcenter, hizmet ekiplerinin bir varlığın

devam eden gereksinimlerini ve uyumluluk kısıtlamalarını

anlamalarını sağlar. Yapılandırılmış bir yapıyı kullanarak,

hizmet organizasyonları, denetim raporları, sapmalar,

bakım prosedürleri, hizmet gereksinimleri ve yaşam

döngüsü sınırları da dahil olmak üzere bir varlıkla ilgili

tüm bilgilere hizmetle ilgili bir bağlam içinde yönetilebilir

ve erişebilir olmasınını sağlar. Ayrıca ürünün geçmişiyle

ilgili izlenilebilirliği tam anlamıyla takip edilebilir hale

getirir. Örneğin bir uçak motorunun as-built ağacında

her bir parçanun hangi seri numarası ile takıldığını bu

parçanın üretim aşamalarını ve olası durumlardaki sapma

takibinin kayıtlarını tutar. Linkleme özelliği sayesinde

parçalara veya modüllere linklenmiş dokümanlara,

montaj talimatlarına, ölçüm raporlarına istenildiği zaman

ulaşılabilir ve yönetilebilir olmasını sağlar. Bu bilgileri

ürünün yaşamının devamındaki servis ürün ağacına

aktararak 20 yıl sonra bile ortaya çıkacak bir sorunla ilgili

bakım sürecinde geçmişe yönelik veri kontrolü yapılabilir

ve zaman kaybetmeden çözüm üretilebilir hale getirir.

• Pazar başarısı: Siemens PLM Software’ın 65.000

[5] müşteriden oluşan müşteri tabanındaki etkileyici

deneyimi, havacılık, savunma, imalat, enerji, sağlık ve

yüksek teknoloji ve elektronik endüstrilerinde saygın ve

deneyimli şirketleri içerir. Teamcenter, dünya genelindeki

en büyük PLM platformu olarak endüstri analistleri

tarafından tanınmaktadır.

• Ölçeklenebilirlik ve açıklık: Teamcenter,

şirketlerin en yüksek iş önceliklerini güvenlik veya

32 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024

Şekil 1. İşletmenin omurgası PLM’in MRO sürecinde tüm sistemlerle bağlanması

ihracat kontrollerini tehlikeye atmadan önce ele

almalarını sağlayan modüler ve son derece ölçeklenebilir

çözümler sunar. Organizasyonlar, yatırım getirisini hızlı

bir şekilde sağlayan aşamalı bir yaklaşımla Teamcenter’ı

adım adım dağıtabilirler. Teamcenter destekli PLM

ortamları, büyüme, teknoloji geliştirme veya hizmet

ekibi entegrasyonu ihtiyaçlarını karşılamak için sorunsuz

olarak artırılabilir. Teamcenter destekli MRO çözümleri,

yatırımı korurken satıcı bağımsızlığını kolaylaştıran

açık bir PLM altyapısı üzerinde sunulur. Bu açık altyapı,

organizasyonların kritik sistemlere Teamcenter’ı entegre

etmelerine ve hızla yeni hizmet sağlayıcıları ve diğer

ortakları uyum sağlamalarına olanak tanır.

• Kapsamlı ürün yaşam döngüsü: Ürün

sorumluluğuna sahip olan organizasyonlar, kavram

planlamadan son kullanma aşamasına kadar tüm

ürün yaşam döngüsünü yönetmek için Teamcenter’ı

kullanabilirler. Sistemde yer alan kişiler, Şekil 1’de

görülebileceği ürünle ilgili tüm verileri tek bir uygulamada

görüntüleyip bunları yönetme ve değişiklik yapma

yetkisine sahiptir.

2.2.2. Teamcenter Servis Aşamaları

Teamcenter’da MRO ile ilgili çalışmaları üç ana başlık

altında sınıflandurabiliriz. Bunlar; veri yönetimi, talep

yönetimi ve planlamadır. [5]

2.2.2.1. Servis Veri Yönetimi:

• Yapılandırma kontrolü altında bir organizasyonun

varlıklarının ve hizmet tekliflerinin tam görünürlüğünü

sağlar.


• Tam olarak tanımlanmış yaşam döngüsü

BOM’larından yararlanarak varlık takibini ve kullanım

süresini iyileştirir.

• Hızlı bir şekilde hizmet bültenleri oluşturmayı

ve dijital olarak dağıtmayı sağlar.

• Kapalı döngü ürün-hizmet iyileştirme

süreçlerine etkinlik temelli hizmet deneyimleri sunar.

Hizmet ekibinin endişelerini erken ürün yaşam döngüsü

aşamalarına dâhil eder.

• Küresel hizmet noktası bilgisini sunar.

• Varlık yapılandırması bağlamında erişim

sağlarken tüm varlıkla ilgili bilgiyi yönetir. Üreticilerin ve

hizmet entegratörlerinin, hizmet değer zinciri içinde başka

yerlerden kaynaklanan varlık bilgisini ve yapılandırma

değişikliklerini yakalamasına ve dâhil etmesine olanak

tanır.

• Başarılı PBL ve SLA iş sözleşmelerini mümkün

kılan ana performans göstergeleri aracılığıyla varlık ve

süreç performansına içgörü sağlayan bir hizmet kontrol

paneli sunar.

2.2.2.2. İstek Yönetimi

• Standart hizmet teklifleriyle hizmet katalogları

oluşturarak hizmet tekliflerini iyileştirir. Standart ve anlık

hizmet içeriği sağlayarak çalışma kapsamı tanımını ve

onayını sağlar.

• Gerçek hizmet maliyetlerini yakalayarak ve

standart tahminlerle karşılaştırarak maliyet kontrolünü

kolaylaştırır.

• Hizmetle ilgili süreçlere müşteri katılımını ve

iletişimini artırarak müşteri memnuniyetini artırır.

• Hizmet standartlarını kullanarak daha iyi hizmet

planlamasını kolaylaştırır.

• Hizmet taleplerinin kapatılmasını kolaylaştırarak

ve iş yönetimi ve müşteri katılımını sağlayan geri bildirim

döngülerini kullanarak hizmeti iyileştirir.

2.2.2.3. Planlama

• Hizmet uyumunu ve planlamasını, varlıklar ve

ürün varyantları için hizmet planları oluşturarak sağlar.

• Doğru ve detaylı hizmet etkinliği planlamasını

kolaylaştırarak hizmet verimliliğini artırır. Gelişmiş

hizmet operasyon modellerini destekleyen hizmet

gereksinimlerini ve sıklıklarını tanımlayarak varlık

erişilebilirliğini ve güvenilirliğini artırır.

Makale

• Onaylanmış hizmet prosedürlerinin

tanımlanmasını ve takip edilmesini sağlayarak hizmet

kalitesini artırır.

• Belirli malzemeler, parçalar, hizmet görevleri

veya iş kartları için geçerli olan bildirimleri tanımlayarak

tehlike ve güvenlik uyumunu teşvik eder.

• Hata kodlarıyla ilişkili daha hızlı teşhis ve

hizmet prosedürlerini kolaylaştırarak hizmet döngüsü

performansını iyileştirir.

3. Sonuç

Havacılık sektöründe, Bakım, Onarım ve Operasyon

(MRO) faaliyetleri büyük önem taşımaktadır ve

PLM (Product Lifecycle Management) çözümleri,

özellikle Teamcenter, bu alanda önemli avantajlar

sunmaktadır. Teamcenter, havacılık şirketlerine, uçak

ve bileşenlerinin ömrü boyunca verimli ve güvenilir bir

şekilde yönetmelerini sağlayan kapsamlı bir platform

sunar. Havacılık şirketleri, Teamcenter’ı kullanarak,

varlıklarının konfigürasyonunu tam olarak kontrol altında

tutabilir, düzenleyici uyumluluğu sağlayabilir ve hizmet

operasyonlarını ürün mühendisliğiyle sıkı bir şekilde

entegre edebilir. Teamcenter’ın yapılandırmaya dayalı

hizmet yetenekleri, bakım planlamasını optimize etmeyi,

hizmet gereksinimlerini ve sıklıklarını tanımlamayı ve

hizmet kalitesini artırmayı mümkün kılar. Ayrıca, hızlı

teşhis ve hizmet prosedürleri ile hata kodlarına dayalı

iyileştirmeler yapılabilir. Teamcenter’ın kullanımı,

havacılık şirketlerine daha iyi varlık takibi, yüksek

müşteri memnuniyeti, maliyet kontrolü ve daha yüksek

operasyonel verimlilik gibi bir dizi avantaj sağlar. Sonuç

olarak, Teamcenter’ın MRO faaliyetlerinde kullanımı,

havacılık şirketlerinin sürdürülebilir bir rekabet avantajı

elde etmelerine ve kaliteli hizmet sunmalarına yardımcı

olur.

4. Kaynaklar

[1] F. Ameri, D. Dutta, Product lifecycle management:

closing the knowledge loops, Computer Aided Design &

Applications 2 (5) (2005) 577–590.

[2] CIMdata, Product lifecycle management ‘‘Empowering

the future of business’’, Ann Arbor, MI, 2002.

[3] Cadem, PLM’in İstetmelere Ekonomik Katkıları ve PLM

Yatırım Gelirleri (ROI), https://www.cadem.com.tr/docs/

cadem-digital-ebook-plm-ve-roi-a-etkileri-1-pdf.pdf

[4] The Global Commercial Aircraft Market 2018-2028,

h t t p s : / / w w w . r e s e a r c h a n d m a r k e t s . c o m /

reports/4583619/the-global-commercial- aircraftmarket-2018-2028#product—adaptive

[5] Siemens, A powerful suite of maintenance, repair

and overhaul (MRO) solutions to facilitate service

management, siemens.com/PLM

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024


Makale

ÜRÜN YAŞAM DÖNGÜSÜ YÖNETİMİ VE

BİLGİSAYAR DESTEKLİ MÜHENDİSLİK

UYGULAMALARININ ENTEGRASYONUNUN

Mehmet Akdemir,1, 3, Alican Yılmaz4, Prof. Dr. Semih Ötleş1, 2

1Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi

Anabilim Dalı

2Ege Üniversitesi Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi Mükemmeliyet Araştırma

Merkezi

3Makina Mühendisi

4Direktör, Beemobs (Bee Mobility Solutions) Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Özet

Bu makalede, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM)

ve Bilgisayar Destekli Mühendislik (CEA) sistemlerinin

birbirileri ile entegrasyonu irdelenmektedir. CAE ürün

geliştirme süreçlerinde önemli bir araç olarak karşımıza

çıkmaktadır. Ürünün geliştirme sürecinde herhangi bir

üretim ya da prototipleme gerçekleştirmeden ürünün

çalışma şartlarında nasıol davranabileceği hakkında

bilgi vermektedir. PLM ise Ürün geliştirme süreçlerinin

yönetiminde hayati bir rol üstlenmektedir. Ürünün fikir

aşamasından son kullanımına kadar olan serüveninin

yönetiminde görev alan PLM ürün geliştirme süreci için

oldukça kritik bir araçtır. İki sistemin entegrasyonu, ürün

geliştirme süreçlerinin daha verimli bir biçim almasına

yardımcı olabilir. Bu makalede bu iki sistemin birbirine

entegrasyonu, entegrasyonunun faydaları, entegrasyon

süreçlerinin zorlukları ve bu entegrasyonun uygulama

alanları ele alınacaktır.

Giriş

Modern üretim ve mühendislik süreçlerindeki, ürün

karmaşıklığı ve müşterilere ait taleplerin çoğalması daha

verimli ve esnekliğe sahip Sistemlerin kullanılmasını

zorunlu hale getirmektedir. CAE ve PLM, bu gereksinimleri

karşılamak adına kullanılmakta olan iki temel sistemdir.

PLM ürünlerin fikir aşamasından bertarafına kadar

olan bütün veri ve süreçlerin yönetimini, iş birliği ve

iletişimi, izlenebilirlik ve uyumu sağlamaktayken CAE

ise mühendislik simülasyonlarının gerçekleştirilmesini

sağlamaktadır. PLM ve CAE entegrasyonu ürün geliştirme

süreçlerinin hızlanmasını, prototiplerin azaltılmasını,

tasarım doğrulamasının hızlandırılmasını ve ortaya çıkan

ürünlerin kalitesinin artmasını sağlamaktadır. Sağladığı

bu faydalar aracılığıyla ürün geliştirme süreçlerindeki

maliyetlerin düşmesini sağlamaktadır.

PLM ve CAE Sistemlerinin Tanımı

PLM (Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi)

PLM (Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi), ürünün fikirden

tasarıma, tasarımdan üretim süreçlerine, oradan

pazarlama ve satışa ardından da ürün ömrünün sonuna

kadar olan bütün bir yaşam döngüsü boyunca ilgili

süreç ve verilerin yönetilmesini sağlayan bir sistemler

bütünüdür. PLM aracılığıyla bir ürüne air bütün verilerin

bir kaynakta toplanması, yönetilmesi ve paylaşılması

mümkün kılınmaktadır ve bu sayede ürün geliştirme

süreçleri daha etkin ve PLM sistemleri ürün geliştirme

süreçlerini kolaylaştırmak çeşitli bileşenlere sahiptir, bu

yetkinlikler; veri yönetimi, süreç yönetimi, doküman

yönetimi, proje yönetimi, değişiklik yönetimi, iş birliği ve

iletişim gibi bileşenlerdir.

Şekil 1 3D EXperience PLM Yazılımı Arayüzü

34 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024


Makale

Analizlerin gerçekleştirilebilmesi adına analizi

gerçekleştirilecek ortam ya da sistem CAD yazılımları

aracılığıyla modellenmelidir. Modelleme işlemlerinin

ardından analiz yapılacak sistemin türüne göre analizi

yapılacak nesne sonlu sayıda eleman ya da hacime

ayrılır. Sonlu sayıdaki hücrelerin oluşturulmasının

ardından sistemde simüle edilmek istenen durum için

gerekli sınır şartları tanımlanır ve analiz her bir hücre için

nümerik olarak çözümlenir. Çözümlenme süresi analizin

zamana bağlı olup olmaması ve hücre sayısı ile doğrudan

ilişkilidir.

Analizin gerçekleştirilmesinin ardından elde edilen

sonuçlar sayısal bir şekilde çıktı olarak elde edilebilir ve

sistemin sergileyeceği performans görselleştirilebilir.

Şekil 2 PLM Yazılımlarının Yetkinlikleri

Başta otomotiv, havacılık ve savunma olmak üzere akla

gelebilecek hemen hemen her sektörde ürün geliştirme

sürecinde verimliği artırıp maliyetten tasarruf edilmesini

sağlayan PLM sistemleri; kurulum ve entegrasyon

esnasındaki yüksek başlangıç maliyetleri, kullanıcılar

için karmaşık olabilmesi, kullanıcıların yeni bir sistemin

benimsenmesine karşı gösterdikleri dirençler ve özellikle

küçük işletmeler adına sistemin sağladığı özelliklerin

gereksiz sayılabilecek seviyede fazla olması sebebiyle

kullanıcılara çeşitli zorluklar yaşatabilmektedir.

CAE (Bilgisayar Destekli Mühendislik)

CAE (Bilgisayar Destekli Mühendislik) sistemleri,

mühendislik simülasyonlarının ve bu simülasyonların

analizlerinin bilgisayar destekli araçlar aracılığıyla

çözümlenmesini sağlamaktadır. CAE sistemi ile yapısal

analizi, termal analiz, hesaplamalı akışkanlar dinamiği

analizleri (CFD), elektro manyetik analiz ve akustik

analizler gibi oldukça çeşitli analiz tipleri zamandan

bağımsız ya da zamana bağlı olacak şekilde gerçekleştirilip

sayısal sonuçlara dökülebilmekte ve görselleştirilebilmek

tedir.

Şekil 3 ANSYS Paket Yazılımı Arayüzü

Şekil 4 Bir Roket İçin Gerçekleştirilmiş CFD

Analizi

Başta otomotiv, havacılık ve savunma olmak üzere

neredeyse her sektörün ihtiyacını karşılayabilen CAE

sistemleri ile ürün geliştirme süreçlerinde prototip

ihtiyacının azaltılması ya da ortadan kaldırılması,

hataların erken tespiti ve performansın üretimden önce

gözlemlenebilip geliştirilebilmesine ön ayak olması gibi

sebepler aracılığıyla süreç içindeki maliyeti ciddi bir

anlamda düşürmektedir.

CAE sistemleri, faydalarının yanında yüksek maliyetli

yazılım paketleri ve paketlerin ihtiyaç duyduğu yüksek

donanım seviyesi nedeniyle yüksek maliyete sahiptir.

Sistemlerin efektif olarak çalıştırılabilmesi adına yetkin

personellere ihtiyaç duyulmaktadır. Modellemesi

yapılan sistemin karmaşıklığı ya da büyüklüğü sebebiyle

ihtiyaç duyulan yüksek işlem gücü ve uzun çözüm

sürecinin bulunması süreç içinde zaman almaktadır.

Sistem modellemesinin simülasyon içine yanlış bir

şekilde modellenmesi ya da hücrelerin oluşturduğu ağ

yapısının uygun olmayan bir yapıda olması sebebiyle

oluşacak hesaplama hataları sonucunda sonuçların

gerçek hayattaki şartlar ile uyumsuz çıkma ihtimali

bulunmaktadır. Bu ihtimal sebebiyle kritik sistemler için

gerçek hayat testleri katastrofik sonuçları engellemek

adına hala daha gerekmektedir.

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024 35


Makale

PLM ve CAE Entegrasyonu

Bu iki sistemin faydalarından yararlanabilmek adına bu

iki sistemin birbirine entegre edilebilmesi gereği ortaya

çıkmıştır. PLM sağlayıcı şirketler müşterilerinin talepleri

doğrultusunda entegrasyon için gerekli çalışmaları

gerçekleştirmektedirler. Dassault Systemes firması hem

PLM hem de CAx sistemleri geliştiren bir firma olup

sağladığı bu hizmetleri bütün haline getirebilmek adına

Simulia ve Abaqus gibi CAE sistemlerini bulut tabanlı

olarak PLM sistemleri olan 3D EXPERIENCE yazılımlarına

entegre etmiş bulunmaktadırlar. Bu sayede bulut

üzerinden ilgili analizler gerçekleştirilebilmektedir ve

bu da analizi yapılacak bilgisayarların donanım yükünü

azaltmaktadır.

entegre olan sistemler gibi bulut üzerinden işlem

gerçekleştirebilme ve sonuçları bulut üzerinden kolayca

takip edilebilmesi gibi yetkinliklere sahiptir.

Şekil 7 ANSYS Minerva Üzerinde İncelenen Bir

Analiz Sonucu

Sonuç

Şekil 5 Bulut Sistemi Üzerinde Gerçekleştirilen

Bir Sonlu Elemanlar Analizi

İşlem sonuçları yine bulut üzerinden sayısal ve görsel

olarak incelenebilmekte olup bu sayede verilerin

kolay bir şekilde ulaşılabilir ve takip edilebilir olmasını

sağlamaktadır.

Şekil 6 3D Experience Programı Üzerinden

İncelenen Bir Analiz Sonucu

Bir diğer hizmet türü de ANSYS gibi analiz paket

yazılımları geliştiren firmaların geliştirdiği Simulation

Data Management (SDM) adı verilen hizmetlerin PLM

sistemine entegrasyonudur. SDM sistemleri de (Minerva

örnek verilebilir) kişileri görevlendirme ve projeyi

takvimlendirme gibi yetkinlere sahip olabilmektedir. PLM

sistemleri gibi CAD sistemlerine doğrudan bütünleşmiş

bir biçimdedir. Ve yine PLM sistemlerine doğrudan

PLM ve CAE sistemlerinin entegrasyonu, ürünün

geliştirilme süreçlerinde önemli avantajlar

sağlayabilmektedir. Bu entegrasyon sayesinde verilerin

tutarlığılı , süreçlerin daha verimli hale getirilmesi, ekipler

arasında işbirliklerinin sağlanması ve kalite kontrolün

iyileştirilmesini sağlamaktadır. Entegrasyon süreçlerindeki

veri uyumsuzlukları, entegrasyon başlarındaki yüksek

maliyetler ve kullanıcıların entegrasyonu esnasındaki

zorluluklar bu entegrasyon süreçlerinin olumsuz yanları

olarak gözlemlenebilir. PLM ve CAE entegrasyonu dijital

ikiz gibi teknolojilerin ilerleme süreçlerinde oldukça etkili

bir rol alabileceği için gelecek adına yüksek potansiyele

sahiptirler.

Kaynakça

Ötleş, S., Atalay, S., Güneş, S., Ertekin, F., Yıldız, H., Sayer, S., Özden,

H., Alver, N., Yeşilay, R.B. ve Bulut, H., 2015, Ürün Yaşam Döngüsü

Yönetimi (PLM), Plastik & Ambalaj, İzmir, 36-45, s.

Zenginoğlu, F.N., 2022, PLM ile ERP Yazılımlarının Entegrasyon

Süreci, Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,

İzmir.

Akar, S. ve Ötleş, S., 2023, İşletmelerde PLM Sistemi ile Tasarım ve

Üretim Maliyetlerinin Azalması, Plastik & Ambalaj, İzmir,

Sarı, G. ve Sayer, S., 2021, PLM Kullanımı ile Ürün Geliştirme

Sürecinde Etkin Bilgi Akışının Sağlanması Mühendis ve Makina, 62,

(704), İzmir, 513-533, s.

Stark, J. (2015). “Product Lifecycle Management (Volume 1): 21st

Century Paradigm for Product Realisation”. Springer International

Publishing.

Grieves, M. (2006). “Product Lifecycle Management: Driving the Next

Generation of Lean Thinking”. McGraw-Hill.

Tao, F., Zhang, M., Nee, A. Y. C. (2019). “Digital Twin Driven Smart

Manufacturing”. Academic Press.

Logan, D. L. (2011). “A First Course in the Finite Element Method”.

Cengage Learning.

Bathe, K. J. (1996). “Finite Element Procedures”. Prentice Hall.

Saaksvuori, A., Immonen, A. (2008). “Product Lifecycle

Management”. Springer.

COMSOL (2018). “Multiphysics Modeling with Finite Element

Methods”. COMSOL Inc.

Koc, M., Lee, J. H. (2015). “Engineering Design and Optimization

through Collaboration”. Springer.

36 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024


EKONOMİK NOKTA

TEKNOLOJİ

01 - 15 Nisan 2020

ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ

WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONUDUR...

www.worldmediagroupe.com

www.ekonomiknokta.com

www.makineotomasyondergisi.com

www.kesicitakimlardergisi.com

Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve

internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web

adresimiz / internet televizyonumuz.

(Yıllık 361 bin görüntüleme)

Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek

dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet /

e-dergi 30.000 adet)

www.endustri40dergisizirvesi.com

Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisi.

(Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet /

e-dergi 30.000 adet)

www.elektrikdergisi.com.tr

www.tuningworld.com.tr

Endüstri 4.0 Zirvemizin bu yıl dördüncüsü

gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz yıl sektörün lokomotifi; 10

sponsor, 50 katılımcı firma ve 560 sektör profesyoneli

ziyaret etti.

Ekonomi Nokta; Finans, Sanayi, Otomotiv, tekstil, inşaat,

teknoloji, sektörlerini tek çatı altında toplayan haftalık

ekonomi gazetemiz ... (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 10.000

adet e-gazete 50.000 adet)

Makine - Otomasyon - Robotik dergimiz.

(Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet /

e-dergi 30.000 adet)

Türkiye’nin ilk Elektrik ve Pano dergisi.

(Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 Adet /

e-dergi 30.000 adet)

Onbeş Yıldır kesintisiz yayınlanan tek otomobil tuning

Dergisi (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet

/ e-dergi 30.000 adet)

Haber İletişim

İlker Kaplan

WORLD MEDIA GROUP

Genel Yayın Yönetmeni

0 505 400 94 34

makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim

Hatice Karabay

WORLD MEDIA GROUP

Reklam Koordinatörü

0 505 400 94 33

makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim

Zafer Alkan

WORLD MEDIA GROUP

Reklam Müdürü

0 546 675 59 49

worldmediamuhasebe@gmail.com

Muhasebe İletişim

Düzgün Turgut - Sevda Öncü

WORLD MEDIA GROUP

Muhasebe Müdürü

0 542 292 83 85

makineotomasyondergisi@gmail.com

Grafik Tasarım İletişim

Simge Savranoğlu - Mete Şahin

WORLD MEDIA GROUP

Grafik Tasarım

0 212 427 00 15

worldmediareklam@gmail.com


Sektör

Makİne İhracatı İlk 5

ayda 11,7 mİlyar dolar

Makine imalat sanayi konsolide verilerine göre yılın

ilk 5 ayı sonunda Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil toplam

makine ihracatı, geçen yılın aynı dönemindeki verileri

yakalayarak 11,7 milyar dolar oldu. 2,5 milyar dolar

seviyesinde rekor makine ihracatının yapıldığı Mayıs’ta,

geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,8 seviyesinde,

bir önceki aya göre ise yüzde 31,4 ihracat artışı sağlandı.

Mart ve Nisan aylarında yaşanan düşüşün büyük ölçüde

giderildiği Mayıs’ta, Türk makine sektörünün en büyük

5 ihracat pazarından ABD’de geçen Mayıs’a göre yüzde

70,3 artış gözlendi. İçten yanmalı motor ve aksamı

ihracatının yüzde 15,2 arttığı bu dönemde, tarım ve

ormancılık makineleri, takım tezgâhları ile tekstil ve

konfeksiyon makinelerinde ihracat artışları geçen yılın

aynı ayına göre yüzde 30’un üzerinde oldu. Türbin ve

turbojetlerin ihracatı ise, ABD’de sağlanan rekor artışın

ana unsuru oldu.

“ABD’ye makine ihracatımız yıllık 2,5 milyar dolara

yaklaşacak”

FED’in uyguladığı yüksek faiz ortamına rağmen, Başkanlık

seçimi öncesinde ekonomide çarkların hızlı dönmeye

devam ettiği ABD’nin, yılın geri kalan kısmı için makine

siparişlerinin en hızlı arttığı pazar olacağını belirten

Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu

şunları söyledi:

“Ekonomisindeki her türlü gelişmenin sektörümüzü

doğrudan etkilediği Almanya’nın, resesyondan çıkışına

yönelik belirsizlikler sürüyor. Büyük ölçüde inşaat

sektöründeki sıkıntılar nedeniyle Almanya sanayi üretimi

üst üste iki aydır geriliyor. Bu yılın ilk çeyreğinde makine

ithalatı geçen yıla göre yüzde 3 gerileyen Almanya’daki

durum dikkate alındığında, ihracatımızı koruyarak

pazar payımızı artırabilmiş oluşumuz büyük başarı. Son

dönemde birkaç Avrupa ülkesinde birden gündeme gelen

erken seçim tartışmalarıyla endişeler artsa da ECB’nin faiz

indirimlerine bağlı olarak beklenen canlanmanın makine

ihracat verilerimize olumlu yansıyacağı muhakkak.

Avrupa’nın kırılganlığının arttığı bu dönemde, bir yandan

Rusya’ya yönelik yaptırımlar da söz konusu olunca

ihracatçımız gözünü ABD pazarına çevirdi. Ocak-Mayıs

döneminde ihracat düşüşü yaşanan Rusya’nın payı

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından paylaşılan makine imalat sanayi

konsolide verilerine göre, yılın ilk beş ayında Türkiye’nin serbest bölgeler

dâhil toplam makine ihracatı 11,7 milyar dolar oldu. Avrupa’nın kırılganlığının

arttığı bu dönemde, Rusya’ya yönelik yaptırımlar da söz konusu olunca

makine ihracatçılarının gözünü ABD pazarına çevirdiğine dikkat çeken Makine

İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, yurt içi veriler hakkında ise “Ocak-

Mayıs arası dönemde, ülkemizin elektrikli ve elektriksiz makine ithalatında

yüzde 2,8’lik azalma görülüyor. Değerli TL’nin ihracatçının rekabet gücünü

sınırladığı ama ithalatı kolaylaştırmakta olduğu bir dönemde yeni ithalat rejimi

ile sağlanan bu gerilemeyi olumlu görüyoruz” dedi.

38 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024


Sektör

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024 39


Sektör

azalırken, 750 milyon dolar makine ihraç edilen ABD’de

yüzde 14,7 artış sağlandı. Bu hızda devam ederse, serbest

bölgelerden de önemli sevkiyat yapmakta olduğumuz

ABD’ye makine ihracatımız yıl sonunda 2,5 milyar dolara

yaklaşacaktır.”

“Rusya’nın makine ve teknolojide Çin’le el sıkışması

büyük kayıp”

Makine sektöründeki ihracat verilerinin İstanbul Sanayi

Odası’nın Türkiye İhracat İklimi Endeksi ile de uyumlu

sonuçlara işaret ettiğini belirten Karavelioğlu, “İSO’nun

raporu, tedarikçisi olduğumuz ülkelerdeki ekonomik

aktivitelerin hareketlenmeye başladığını, dış talepte

iyileşmenin işaretlerinin görüldüğünü söylüyor. Fakat

yeni dönemde ülkelerin mali politikaları kadar önemli

bir belirleyen de dış politikaları olacaktır. Örneğin Rusya

ile Çin arasında imzalanan stratejik ortaklık anlaşması,

Rusya’da büyük zahmetlerle kurduğumuz ve son

dönemde yaptırımlar nedeniyle sekteye uğrayan ticari

bağlantılarımızı zayıflatıp makine varlığımızı olumsuz

etkileyecektir. Bu devasa pazarı Çin’e kaptırmanın

huzursuzluğunu yaşayan Batılı işletmeler için, Rusya’ya

makine ihracatı konusunda yeni arayışlar gündeme

gelecektir” dedi.

“Frugal Konsept ucuz makinelerle rekabet için

yaygınlaşacak”

Yatırım iştahı tedricen canlanacak gibi görünse de 2024’te

yüzde 2 gerileyen küresel makine teçhizat yatırımlarının

önceki seviyesine çıkmakta zorlanacağının altını çizen

Karavelioğlu, makine dış ticaretinde Türkiye’yi bekleyen

yeni fırsatlar hakkında şu yorumlarda bulundu:

“Son dönemde dünyada dikkat çeken bir trend; yüksek

teknolojili sermaye malları yerine, hali hazırda mevcut işi

görmeye yetecek kalitede, yani ürün geliştirmeye yönelik

beklentilerden ziyade üretimin mevcut durumunu

idame ettirecek olan daha basit ve ekonomik makine

ve tesislere artan talep. ‘Frugal konsept’ olarak da

adlandırılan bu yaklaşım, hiç ihtiyaç duyulmayabilecek

yükseklikte bir teknolojiye peşinen kaynak israf etmemek

anlamına geliyor ve makineleri zaten çok nitelikli

olmayan Doğu’nun imalatçılarına avantaj yaratacağı

düşünülüyor. Giderek canlanacağı anlaşılan bu piyasaya

ironik biçimde Almanya gibi teknoloji üstünlüğü

olan ülkeler de hamle yapmak zorunda kalıyor. Orta

segment olarak tanımlayabileceğimiz bu grup, bizim çok

rekabetçi olduğumuz bir alan. Giderek çeşitlenen ürün

ve teknoloji sınıflarımızla, ‘dual üretim’ de dediğimiz

ve dünyanın birçok yerinde farklılaşan standartların

tamamına uygun ürün kalitelerimiz ile her keseye makine

imal etmek yeteneğine sahip bulunduğumuzu uzun

zamandır dillendiriyoruz. Burada bizim için yeni fırsatlar

görüyorum.”

“Kur avantajına rağmen makine ithalatındaki gerileme

olumlu”

Karavelioğlu, finansman maliyetlerinin çok yükseldiği

bu dönemde sanayicinin harcama iştahındaki azalmayı

farklı göstergelerden takip ettiklerini belirterek şunları

söyledi:

“Makine teçhizat yatırımlarının yüzde 11,9 oranında

arttığı ilk çeyreğin ardından TÜİK sanayi endeksinin

üretimde daralmayı işaret ettiği Nisan ayında, sermaye

malı üretimi yüzde 11,4 düşerken makine ve ekipmanların

onarım ve kurulum harcamaları yüzde 19,1 arttı.

Çelişkili gibi görünen bu durum, hem mevcut makine

parklarının teknolojik bakımdan eskimiş dahi olsalar

elden geçirilerek bir müddet daha kullanılacağını hem

de ithalata karşı bir zemin kaybını ifade ediyor. Ülkemizin

makine teçhizat yatırımlarının toplam 483 milyar dolara

ulaştığı son 4 yılda 177 milyar dolarlık makine üretildi,

146 milyar dolar tutarında makine ise ithal edildi. Makine

ithalatının servis ve yedek parça konularında bağımlılık

oluşturduğuna dair uyarımızı sık sık tekrarlamıştık.

Ticaret Bakanlığımız, aylık açıklamalarıyla dış ticaret

açığı ve ithalat verilerindeki iyileşmeler konusunda

kamuoyunu aydınlatmayı sürdürüyor. Ocak-Mayıs

döneminde elektrikli ve elektriksiz makine ithalatında

yüzde 2,8’lik azalma görülüyor. Değerli TL’nin ihracatçının

rekabet gücünü sınırladığı ama ithalatı kolaylaştırmakta

olduğu bir dönemde yeni ithalat rejimi ile sağlanan bu

gerilemeyi olumlu görüyoruz.”

40 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024


Sektör

Infortrend’İn EonStor GS

Bİrleşİk Depolama Sİstemİ

Infortrend’in EonStor GS Birleşik Depolama Sistemi Kiliselerin Videolar Aracılığıyla Etkilerini

En Üst Düzeye Çıkarmalarını Sağlıyor

Mobil, Infortrend® Technology, Inc. (TWSE:

2495), sektör lideri kurumsal depolama sağlayıcısı olan

EonStor GS birleşik depolama çözümü ile kiliselerin

video oluşturmasına, paylaşmasına ve depolamasına

olanak tanıyarak mevcut üyelerle etkileşim kurma ve

fiziksel cemaatin ötesinde daha geniş bir kitleyi etkileme

becerilerini artırıyor.

Dünyanın dört bir yanındaki kiliseler, etkilerini artırmak

ve katılımı teşvik etmek için videoların gücünden

yararlanarak ibadet ayinleri, öğretiler, ilham verici

programlar ve ilgi çekici referanslar gibi çeşitli içerikler

oluşturuyor. Bu videolar neredeyse her gün kiliselerin

web sitelerinde, YouTube ve Instagram gibi platformlarda

paylaşılarak, özel video düzenleme ekiplerini oluşturma

iş akışlarını ve altyapılarını optimize etmeye teşvik ediyor.

COVID-19 sırasında geleneksel yüz yüze toplantılarda

kesintilerle karşılaşan kiliseler, hedef kitlelerine ulaşmaya

devam etmek için videoların çevrimiçi dağıtımını önemli

ölçüde artırdı ve pandemiden sonra bu uygulama devam

etti.

Kiliseler daha fazla video ürettikçe, yüksek performanslı

ve yüksek kapasiteli depolamaya olan talepleri de

artıyor. EonStor GS, Media & Entertainment iş yükleri

için mükemmel bir seçim olduğunu kanıtlıyor. Dikkate

değer bir kullanım örneği, 6.000 üyesi ve 40.000 YouTube

abonesi olan bir kiliseyi içermektedir. Bu senaryoda

kilise, kilisenin 100GbE ağ ortamına entegre edilmiş

yüksek performanslı bir SAS HDD depolama alanı olan

EonStor GS 4000 G3’ü kullanmaktadır. Çözüm, Final Cut

Pro ile sorunsuz bir şekilde çalışır. Yerleşik U.2 NVMe SSD

önbelleği, 10 video düzenleyici için kesintisiz Full HD/4K

işbirliğine dayalı video düzenleme iş akışı ve hızlı dosya

yükleme için performansı artırarak kilisenin çevrimiçi

kanallarında zamanında video paylaşımını kolaylaştırır.

4U 60 yuvalı tasarıma sahip olan çözüm, oluşturulan

videoları depolamak için PB düzeyinde kapasite sağlar.

“EonStor GS ürünümüz, işbirliğine dayalı düzenleme

için yüksek performans ve video depolama için geniş

kapasite sağlayarak kiliselerin ibadet hizmetlerini fiziksel

duvarların ötesine taşımak ve böylece etkilerini artırmak

için büyük miktarda video üretmelerine olanak tanıyor”

dedi Frank Lee, Infortrend Technology Ürün Planlama

Kıdemli Direktörü.

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024 41


Sektör

AMB 2024’ÜN ANA

KONULARI

Metal işçiliğinin kalbi her iki yılda bir Stuttgart’taki

AMB’de atıyor ve bu sayede Baden-Württemberg,

endüstri için uluslararası bir buluşma noktasına

dönüşüyor. The Länd kampanyasında söylendiği gibi,

biz sadece sınırsız fırsatların gerçek ülkesi değiliz. Messe

Stuttgart Başkan Yardımcısı Sebastian Schmid, 10

Haziran’da Mövenpick Hotel Stuttgart Havalimanı’nda

AMB 2024’ün ön gösterimi sırasında, “Aynı zamanda

öncelikle metal işleme ve işleme endüstrisinde sınırsız

fırsatların ülkesiyiz ve dolayısıyla Metalwörking Ülkesiyiz”

dedi. 2024. Schmid, bu yılki Uluslararası Metal İşleme

Fuarı’na şimdiden kayıt yaptıran katılımcı sayısının

çokluğundan son derece memnun kaldı. “30 ülkeden

1.200’ün üzerinde katılımcıyla AMB 2024’e sağlam bir

rezervasyon yapıldı. Bu sayı, ortak katılımcıların daha

sonraki kayıtları nedeniyle bir kez daha artacaktır.” Bu

nedenle, AMB’nin ziyaretçileri, küresel lider kesici takım

tezgahları ve hassas takım üreticileri, verimli orta ölçekli

şirketler ve yenilikçi start-up’lar da dahil olmak üzere

geniş bir katılımcı yelpazesini sabırsızlıkla bekleyebilirler.

bölgeden yükselişler.

Anahtar konu olarak makineler arasındaki iletişim

AMB 2024’ün odak noktaları yine takım tezgahları,

üretim sistemleri, kontrol ve tahrik sistemleri, otomasyon

çözümleri ve ilgili ölçüm ve test sistemlerindeki en son

gelişmeler olacak. Metal işleme sektöründe önemi

bir kez daha artan Endüstri 4.0 konusuyla ilgili olarak,

ilgilenen ziyaretçiler akıllı ağlar, otomasyon çözümleri,

CAD/CAM uygulamaları, işbirlikçi robotlar ve yapay zeka

hakkında bilgi alabilecek. OPC UA’yı temel alan açık

arayüz standartlarının dağıtımı ve kullanımına ilişkin VDW

ve VDMA destekli umati (evrensel makine teknolojisi

arayüzü) girişiminin ayrı bir özel gösterisi olacak. Bu

özel gösteri, makinelerin ve sistemlerin birbirleriyle

nasıl iletişim kurabileceğini veya kullanıcıya özel BT

ekosistemlerine nasıl entegre edilebileceğini gösterecek.

Makine etkileşimi aynı zamanda Giriş Doğu’da tam

otomatik bir süreç zinciri olan SmartFactory’de de

sunulacak. Birçok üretici burada sistemlerin arayüzler

aracılığıyla nasıl etkileşime girdiğini gösterecek.

42 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024

AMB ziyaretçileri, stantta, sergi sırasında canlı olarak

oluşturulacak çok amaçlı alüminyum küpün üretimine

başlamak için bir sipariş yazılımı kullanma fırsatına

sahip olacak. İş parçası biter bitmez siparişi tetikleyen

kişiye, çoklu aletinin teslim alınmaya hazır olduğu bilgisi

verilecektir.

Kapsamlı ağ oluşturma programı ve yeni Ödül

AMB’de yalnızca makineler ağa bağlı değil, aynı zamanda

geleneksel olarak insanlar için de geçerli. Bu, bu yılki

programdaki çeşitli teklifler sayesinde mümkün olacak.

Örneğin, Oskar Lapp Halle’deki (Salon 6) Uluslararası

Galeri, sergi ziyaretçilerine ve katılımcı ekiplerine,

uluslararası pazardaki önde gelen ticaret birlikleriyle

temas kurmaları için bir platform sağlayacak. Messe

Stuttgart aynı zamanda AMB sırasında insanların

ağ kurabilmesi için ülkeye özel Happy Hour’lar da

düzenliyor.

Ticaret fuarı merkezi parkında iş sonrası atıştırmalıklar

ve içeceklerle günü tamamlamak ve rahat bir ortamda

tartışmalar yapmak mümkün olacak. Paslanmaz çelik

tütsüleyici “Big Louis” yalnızca barbekü meraklıları için

öne çıkan bir ürün olmayacak. 2015 yılında kendi türünde

en çok sigara içen kişi olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na

girdi. Devasa cihazı Baden-Württemberg’de üreten sergi

ortağı Ludwig Grill, fuar merkezi parkında cihazın nasıl

üretildiğine dair soruları yanıtlayacak.

AMB Ödülü, prömiyerini AMB 2024’te kutlayacak.

Ödül, sektör için önemli katma değeri temsil eden farklı

ürün kategorilerindeki olağanüstü yeni ve daha ileri

gelişmelere verilecek.

Sunulan sergiler, ticaret birlikleri ve bilim tarafından

eşit şekilde temsil edilen üyelerden oluşan birinci

sınıf tarafsız bir jüri tarafından çeşitli kriterlere göre

değerlendirilecek.

AMB uygulamasıyla sergiye rahat ve verimli ziyaret

AMB 2024’ün bir diğer yeniliği olan AMB uygulaması,


Sektör

Çok çeşitli uluslararası katılımcıların yer aldığı rezervasyonlu sergi / Eşlik eden

program, sektör güncellemelerini ve ağ kurma fırsatlarını içerecek

ziyaret planlamasını daha da kolaylaştıracak ve fuar

alanları ve sergi salonlarında rehberlik sağlayacak.

Uygulamayla hızlı ve kolay bir şekilde sergi ziyareti

hazırlanabilir. Sadece AMB ile ilgili tüm önemli bilgilerin

yanı sıra beraberindeki program, konuşmalar ve

çalıştayları da içermekle kalmıyor, aynı zamanda fuarda

verimli bir gün geçirmek için bireysel katılımcı listesinin

oluşturulabileceği favori bir işleve de sahip. Etkileşimli

bir salon planı, kullanıcıların her zaman genel bir bakışa

sahip olmasını sağlar. iOS ve Android için AMB uygulaması

indirilebilir.

AMB’nin tanıtım destekçilerinden açıklamalar

Prof. Claus Oetter, VDMA Yazılım ve Dijitalleşme Derneği

Genel Müdürü, Bilgisayar Bilimleri Bölüm Başkanı

AMB, metal işleme sektöründeki yenilikleri ve teknolojik

gelişmeleri sergilediği için bizim için önemli bir platform.

Sektörü dijitalleştirilmiş bir geleceğe yönlendirmek için

ortak çabaların altını çiziyor. VDMA Yazılım ve Dijitalleşme

Derneği, imalat endüstrisindeki dijital teknolojilerin

potansiyelinden yararlanmada ve şirketlerin rekabet

güçlerini artırmalarına yardımcı olmada önemli bir

rol oynuyor. Odak noktaları üretim, dijital süreç

optimizasyonu, veri analizi, yapay zeka ve siber güvenlik

gibi konulardır.

Markus Heseding, VDMA Hassas Aletler ve Ölçme ve

Test Teknolojileri Derneği Genel Müdürü

Metal kesme aletleri, bağlama sistemleri ve endüstriyel

uzunluk ölçüm teknolojisi üreticileri Eylül ayında AMB’yi

şimdiden sabırsızlıkla bekliyor. Bu sektörler, AMB’yi

Avrupa’da yılın en önemli fuarı ve aynı zamanda iş

dünyasına olumlu ivme kazandırmayı umdukları bir

etkinlik olarak görüyor. 10 - 13 Eylül 2024 tarihleri

arasında Salon 1’deki VDMA Teknoloji Forumu sırasında

üretim profesyonelleri metal kesme, bağlama sistemleri,

ölçüm ve test sistemleri, dijitalleştirme ve araştırma

alanlarındaki en önemli yeniliklere yeniden hızlı bir genel

bakış elde edebilecek - ve ayrıca geliştiricilerle doğrudan

görüşmeler yapın.

Dr. Markus Heering, Alman Takım Tezgahları Üreticileri

Birliği (VDW) Genel Müdürü

AMB

AMB, 1982’den bu yana uluslararası metal işleme

sektörünün önemli gelişmelerini sunuyor. AMB ayrıca

2024 yılında sektörün günlüğünde 10 ila 14 Eylül

arasında sabit bir tarih olacak. AMB, en son ürünlerin,

teknolojilerin, yeniliklerin, hizmetlerin ve konseptlerin

tüm yönleriyle sunulduğu metal kesme endüstrisinin

pazar yeri ve buluşma noktasıdır. AMB, aşağıdaki tanıtım

destekçileri tarafından desteklenmektedir: VDMA Hassas

Aletler Derneği, VDMA Yazılım ve Dijitalleştirme Derneği

ve Alman Takım Tezgahı Üreticileri Birliği (VDW). Daha

fazla bilgiyi çevrimiçi olarak şu adreste bulabilirsiniz:

www.amb-messe.de/

AMB’nin tanıtım destekçisi olarak VDW, fuarda takım

tezgahı üreticilerini temsil ediyor. Başlangıçta VDW

tarafından kurulan ve şu anda Alman Mühendislik

Federasyonu (VDMA) ile birlikte sürdürülen Makine

Mühendisliği Gençlik Vakfı, uzun yıllardır metal işleme

mesleklerinde genç sanayi çalışanlarını teşvik ediyor ve

bunu AMB 2024’te de yapacak. Vakıf, Doğu Girişi’ndeki

atriyumda “Geleceği olan bir şeyler yapın - makine

mühendisliğindeki fırsatınız” sloganı altında eğitime ilişkin

özel gösteriyi sahneleyecek. Alman Üretim Teknolojileri

Akademik Birliği’nin (WGP) okul öğrencileri TechVenture

- teknoloji matematikten daha fazlasıdır - mitingi ilk

kez AMB’de gerçekleştirilecek. Ayrıca fabrikada makine

iletişimine yönelik standartlaştırılmış arayüzümüz olan

umati – evrensel makine teknolojisi arayüzüyle de

karşınızda olacağız.

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024 43


Sektör

Katılımcı Açıklamaları

Martin Winterstein, ANCA Europe GmbH Genel Müdürü

Telif Hakkı: ANCA Europe GmbH

Stuttgart’taki AMB her zaman çok canlı ve ilham verici

bir sergi olmuştur. Ticari ziyaretçiler yüksek düzeyde

uzmanlık, uluslararasılık ve geniş bir endüstri yelpazesi ile

karakterize edilirken, tartışmalar teknik olarak karmaşık ve

üretkendir. Hassas takım imalatında inovasyonun öncüsü

olarak yükselişe ivme kazandırmak istiyoruz! Bu amaçla,

maksimum verimlilik ve kaliteye yönelik teknolojilerin,

otomasyonun ve yazılımın yanı sıra dişli takımları ve boş

işlemenin canlı gösterimlerini sunacağız.

Bernd Hilgarth, CHIRON Grubu CSO’su

Stuttgart’ta AMB’ye katılan herkes yılın en önemli

sektör etkinliğinin tam ortasındadır. Uygulama

mühendislerinden karar vericilere kadar... burada

herkes karşılaştığı zorluklar hakkında konuşma ve çok

sayıda çözüm arasından en iyisini bulma fırsatına sahip.

Standımızda mikro kesim, otomasyon ve anahtar teslim

çözümler öne çıkacak. Ayrıca, eğitim konulu özel gösteri

gençler için kesinlikle bir zorunluluktur!

Melissa Albeck, Ceratizit Grubu İcra Direktörü

AMB, endüstri için her zaman güvenilir bir ruh hali

barometresi olduğundan, CERATIZIT için çok önemlidir.

Bunun en önemli nedeni, uluslararası müşterilerimiz

ve ortaklarımızla yoğun görüşmeler yapabilmemiz ve

öne çıkan ürün ve hizmetlerimizi sunabilmemizdir. Bu

yıl örneğin son derece sürdürülebilir takım yeniliklerine

odaklanacağız.

Irene Bader, DMG MORI Company Limited Yönetim

Kurulu Üyesi

Gelişmeler, inovasyon ve özelleştirilmiş çözümler – DMG

MORI’nin anlamı budur. AMB 2024’teki Salon 10’da, MX

– İşleme Dönüşümü ile ilgili en son teknolojilerle üretim

süreçlerinizi nasıl optimize edebileceğinizi göstereceğiz.

Marcus Kurringer, Pazarlama Müdürü, Gebr. Heller

Maschinenfabrik GmbH

Uluslararası fuarcılık sektöründe önemli bir dönüm

noktasını temsil eden AMB 2024’te “Üretim Tutkusu”

mottosuyla müşterilerimiz için yetkin ve tutkulu bir

üretim ortağı olarak şirketimizi tanıtacağız. Sergi

sunumumuzun odak noktaları gelecekte üretime yönelik

en yeni 360° çözümler olacak. Bu çözümler arasında

örneğin en yeni nesil F 5000 5 eksenli işleme merkezi,

yeni geliştirilen takım rafı magazini ve HELLER robot

hücresiyle otomatikleştirilmiş HF 3500 5 eksenli işleme

merkezi yer alacak.

44 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024

Carlo Buck, GF Machining Solutions GmbH Genel

Müdürü

AMB giderek Almanya’da metal işleme alanında lider

fuar haline geliyor. GF, Sinumerik One ile MILL S 400

U’nun dünya prömiyerini (HSC frezelemenin Siemens

ile buluşması) ve mikro-3D kalıp üretiminde yeni alanlar

açan S 500 lazerin AB prömiyerini sunarak bunun altını

çizecek. Taşlama fonksiyonlu ve tel erozyonda referans

noktası olan MILL S 600 U, Salon 7’deki Stand 7B41’de

Cobot otomasyonlu CUT X 500 gibi diğer önemli ürünleri

sabırsızlıkla bekleyebilirsiniz.

Stefan Heinz, Pazarlama Müdürü, Gühring KG Telif

hakkı: özel

Metal işleme alanında önde gelen fuar olan AMB, bir takım

üreticisi olarak bize yenilikleri sunmak, müşterilerimizle

iletişim kurmak ve birinci sınıf teknik görüşmelerden ve

canlı gösterilerden yararlanmak için eşsiz bir platform

sunuyor. AMB, en son pazar trendlerini deneyimlemek

ve şekillendirmeye yardımcı olmak amacıyla Gühring

için her zaman mutlaka katılması gereken bir etkinlik

olmuştur.

Nils Tersteegen, Pazarlama Müdürü, Fanuc Deutschland

GmbH

Stuttgart’taki AMB, güçlü bir yerel pazar ortamı ve

küçük ve orta ölçekli şirketlerin yanı sıra büyük grupları

da içeren yüksek ziyaretçi uzmanlığı ile karakterize

edilmektedir. AMB özel bir etkinlik çünkü sektörün

kalbinde düzenleniyor ve geleneksel köklerine rağmen

sürekli olarak geliştiriliyor. AMB, sektörün merkezi

buluşma noktasıdır ve yeni trendleri tartışmak ve iş

bağlantılarını geliştirmek için ideal bir yerdir.

Tobias Völker, “Prokurist” (yetkili memur) ve Küresel

Pazarlama Direktörü, Haimer GmbH

AMB rakipsiz son müşteri fuarıdır. Avrupa’nın her

yerinden müşterilerimiz, metal kesme endüstrisindeki

yeniliklere ilişkin alışılmış kompakt genel bakışı elde

etmeyi sabırsızlıkla bekliyorlar. Takım odasına yönelik

kapsamlı çözümlerimiz, hassas metal kesmenin yapıldığı

tüm endüstrilere yöneliktir. Özellikle, küçültme,

dengeleme ve ön ayar makineleriyle birlikte takım

odası için takım ve veri yönetimine ilişkin ölçeklenebilir

evrensel konseptimiz, AMB’deki sunumumuzun odak

noktası olacaktır.

Markus Buttau, Pazarlama Müdürü, HAHN+KOLB

Werkzeuge GmbH

Telif hakkı: talep edilen AMB, otomasyon, robot teknolojisi

ve dijitalleşme gibi trend konularının nabzını tutuyor.

HAHN+KOLB sadece kenarda değil, olayın tam ortasında

yer alıyor. Talaşlı imalat alanında öne çıkan ürünlerimizle


Sektör

bu yıl ziyaretçilere metal işleme endüstrisindeki en son

gelişmeler ve trendler hakkında da bilgi sunacağız. İlginç

sunumlar, kişiler ve yenilikleri sabırsızlıkla bekliyoruz!

OPEN MIND Technologies AG’nin CEO’su Volker

Nesenhöner

AMB, metal işleme endüstrisi için önemli bir buluşma

noktasıdır ve bu nedenle uzun yıllardır fuar takviminde

sabit bir tarih olmuştur. OPEN MIND, yenilikçi CAD/

CAM çözümümüz hyperMILL’i ve çevik MES Sistemimiz

Hummingbird’ü sunacağımız bu birinci sınıf etkinliğin

bir parçası olmaktan gurur duyuyor. Standımızı ziyaret

edenler, geleceğe yönelik ağ bağlantılı dijitalleştirilmiş

süreçler için öncü teknolojileri deneyimleyecek.

Markus Horn, Paul Horn GmbH Genel Müdürü

AMB, firmamız için son yıllarda önemli bir fuardır.

Stuttgart’ta ziyaretçiler metal işleme endüstrisindeki

çözümler ve trendler hakkında ideal bir anlayışa sahip

oluyorlar. AMB’nin mutlak öne çıkan özelliklerinden biri,

delik işleme için geometriye sahip yeni Supermini’dir.

Geometri ideal talaş kontrolü sağlar ve talaş kırılmasını

önler. Ayrıca çözümlerimizi Salon 10’daki Stand 1I10’da

canlı olarak sunacağız.

Karlheinz Walch, Kilit Müşteri ve Ürün Müdürü, STARK

Spannsysteme GmbH

Sıfır noktalı kenetleme sistemlerinden mastarlara ve

makine mengenelerine kadar kenetleme cihazlarının

sürekli dijitalleştirilmesi, sağlam ve geleceğe yönelik

otomasyonun ön koşuludur. AMB 2024’teki ROEMHELD

standında uygun unsurları ve bireysel uzman tavsiyelerini

bulacaksınız.

Marco Casanova, Yamazaki Mazak Deutschland GmbH

Genel Müdürü

AMB bu yıl metal işleme sektörünün öne çıkan fuarı

olacak. Güncel kalmak isteyen profesyonellerin mutlaka

katılması gereken bir etkinliktir. Mazak dünya prömiyeriyle

Stuttgart’a gelecek. Bu yıl AMB’deki sunumumuz

otomasyon, dijital dönüşüm, artan üretim ve enerji

verimliliği konularına odaklanacak. 2024’ün dördüncü

çeyreğine ilişkin ekonomik büyümeye ilişkin daha iyimser

tahminin, tüm metal işleme endüstrilerinden çok sayıda

temsilci tarafından AMB’de doğrulanacağından eminiz.

Timo Gessmann, SCHUNK SE & Co. KG’nin CTO’su

Yapay zeka bir sonraki sanayi devriminin habercisi

oluyor ve süreçleri ve inovasyon döngüsünü önemli

ölçüde hızlandırıyor. Özellikle küçük ve orta ölçekli

sanayi kuruluşları verimliliklerini artırarak, rekabet

güçlerini korurken vasıflı işçi açığını da kapatıyorlar.

Makine mühendisliği ve tesis inşaatı endüstrisinin yanı

sıra metal işleme endüstrisi de akıllıca kontrol edilen

ve yapay zeka destekli süreçlerden güçlü bir şekilde

yararlanıyor. AMB sırasında yapay zekanın şirketimizde

ve portföyümüzde halihazırda nasıl başarılı bir şekilde

kullanıldığını göstereceğiz. Gelecekte yapay zeka her

gelişmenin bir parçası olacak ve süreçlerdeki verimliliği

artırmak ve müşterilerimizin üretkenliğini artırmak için

tüm ürünlerimize entegre edilecek.

Oliver Loth, Almanya Satış Müdürü, Citizen Machinery

Europe GmbH

AMB’nin nabzı tutuluyor ve doğrudan piyasada tutuluyor!

AMB’yi, yeni gelişmelerin, üst düzey ürün ve teknolojilerin

tanıtılacağı sektördeki en önemli fuar olarak görüyoruz.

Kullanıcılar ve karar vericilerle kişisel temas ve buna bağlı

tartışmalar, AMB’de şirketimiz için daha yakın ve daha

yoğun bir ilişki içinde gerçekleştirilmektedir.

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024 45


Sektör

ENDÜSTRİYEL

HABERLEŞMEDE

KULVARININ EN BÜYÜK

ORGANİZASYONU

Maki Endüstriyel haberleşme alanında faaliyet

gösteren Japonya merkezli CC-Link Partner Association

(CLPA), imza attığı teknolojilerle fabrikaları ve üretim

hatlarını 21. yüzyılın dijital dinamiklerine entegre etmeye

devam ediyor. Kurulduğunda 163 kurumsal üyeye sahip

olan CLPA, bugün üye sayısını 4 binin üzerine çıkarmayı

başardı. Farklı yapıdaki şirketlerin oluşturduğu güçlü

ortaklık sistemiyle öne çıkan CLPA, gerek CC-Link IE TSN

teknolojisi gerek iş birlikçi yaklaşımıyla kulvarının en

büyük organizasyonu olmayı başarıyor.

Açık endüstriyel haberleşme alanındaki en son

teknolojileri ileriye taşıma ve yaygınlaştırma misyonuyla

faaliyetlerine tüm hızıyla devam eden CC-Link Partner

Association (CLPA), yakın bir zamanda 4 bin 300 üye

sayısına ulaştı. Endüstriyel ethernet alanında sadece bir

çözüm sağlayıcısı değil aynı zamanda bir iş ortağı olarak

konumlanan CLPA; geliştirdiği teknolojilerin yer aldığı

30 milyondan fazla cihaz ile üretime ve üyelerine katma

değer sağlıyor. Her geçen gün artan üye sayısıyla daha

da güçleneceklerini ve otomasyon sistemlerindeki siber

değişime öncülük etmeyi amaçlayacaklarını ifade eden

CLPA Türkiye Müdürü Önder Şenol, geleceğin endüstriyel

otomasyonunda daha da ileriye gitmek için heyecanla

çalıştıklarını vurguladı.

Güçlü ortaklık sistemiyle endüstriyel haberleşmenin

gelişmesine öncülük etmeyi amaçlıyor

CLPA’nın global başarısını değerlendiren Önder

Şenol;“CLPA olarak endüstriyel otomasyon çözümlerini

dönüştürmek ve geliştirmek için kararlı bir şekilde

çalışıyoruz. Hedeflerimize ulaşmamızı destekleyen

4 bin 300 üyemiz güçlü topluluğumuzun önemli

bir göstergesi. CLPA’ya katılan her üye, endüstriyel

otomasyon dünyasında sürdürülebilir bir başarı ve

yenilik için önemli bir adım atıyor. Dolayısıyla bu yüksek

üye sayısına ulaşmamız sadece bir rakamdan çok daha

fazlasını temsil ediyor. Bu gelişim, CLPA’nın endüstriyel

ethernet çözümlerindeki konumunu pekiştiren güçlü iş

birliği ve dayanışma ağını daha da geliştiriyor. Bu tabloya

ulaşmamızı mümkün kılan tüm üyelerimizle birlikte daha

fazla inovasyon, daha fazla iş birliği ve daha fazla başarı

için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Teknolojileri ve iş birlikçi yaklaşımı ile lider üreticilerin

tercihi

Endüstriyel haberleşme kulvarının en büyük topluluğunu

oluşturduklarını ve bu başarının arkasında katma

değerli inovatif teknolojiler olduğunu söyleyen Şenol;

“Endüstriyel otomasyon dünyasında yol göstermek;

yenilik ve güvenilirlik ile eş anlamlıdır. CLPA olarak tam

da bunu başarıyor, geliştirdiğimiz yenilikçi CC-Link IE

TSN ürünümüzle endüstriyel ethernet alanında yol

gösterici bir rol oynayarak iş ortaklarımızın sektörlerinde

lider konuma gelmesine destek oluyoruz. CC-Link IE

TSN, CLPA’nın geliştirdiği ve endüstriyel otomasyonun

geleceğini şekillendirmeye katkı sağlayan bir çözüm. Bu

çözüm, gigabit bant genişliği ve Zamana Duyarlı Ağ (TSN)

ile bir araya geldiğinde endüstride özgün bir kombinasyon

CLPA, 163 üye ile başladığı yolculuğuna bugün aralarında lider üretim

şirketlerinin de olduğu 4 bin 300 üyeyle devam ediyor

46 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024


Sektör

Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024 47


Sektör

sunuyor. Yüksek hız, düşük gecikme ve kesintisiz veri iletimi

sağlanmasına, üretim süreçlerini optimize edilmesine ve

verimliliğin artırılmasına destek oluyor. Bu noktada CLPA

olarak CC-Link açık endüstriyel ethernet teknolojilerinin

dünya çapında benimsenmesinde önemli bir rol

oynuyoruz. Sürekli olarak yenilikçi çözümler sunarak ve

endüstri liderleriyle iş birliği yaparak endüstriyel ethernet

alanındaki eğilimleri şekillendirmeye devam ediyoruz.

Yaklaşımımız, iş ortaklarımızla birlikte yeni ürünlerin

geliştirilmesini teşvik ederek sektördeki konumumuzu

güçlendiriyor” şeklinde konuştu.

CLPA (CC-Link Partner Association)

CLPA (CC-Link Partner Association), CC-Link’in kapsamlı

kullanımının desteklenmesi amacıyla 2000 yılında

kurulmuş bir açık ağ destekleme kuruluşudur. CLPA’nın

temel teknolojisi olan CC-Link IE, otomasyon alanında

dünyanın ilk ve tek açık gigabit etherneti olarak, bant

genişliği sayesinde Sanayi 4.0 uygulamaları için uygun

bir çözüm sunuyor. CLPA’nın temel faaliyet alanları

arasında; CC-Link IE ve CC-Link teknik spesifikasyonlarının

oluşturulması ve uyum testlerinin gerçekleştirilmesi,

CC-Link kullanılan cihaz ve ekipmanlar için geliştirme

desteği, cihaz seçimi için kullanıcı desteği ve CC-Link’in

daha geniş kapsamlı bir şekilde benimsenmesine

yönelik tanıtım çalışmaları yer alıyor. Kurulduğunda 163

kurumsal üyesi olan CLPA, 4300’ü aşkın üye şirkete ve

300’ü aşkın üreticiden 1.900’ü aşkın uyumlu ürüne sahip.

Tüm dünyada ise hâlihazırda 30 milyonu aşkın cihaz

CLPA teknolojisini kullanıyor. Asya’nın önde gelen açık

endüstriyel otomasyon ağı teknolojisi CC-Link, Avrupa

ile Kuzey ve Güney Amerika’da da giderek popülerlik

kazanıyor.

48 Makine & Otomasyon & Robotik / Temmuz - Ağustos 2024


www.ekonomiknokta.com

Ekonomi Nokta; Finans, Sanayi, Otomotiv,

Tekstil, İnşaat, Teknoloji, Bilişim,

Maden, Enerji, sektörlerini tek çatı

altında toplayan aylık ekonomi dergimiz

ve güncel internet portalımız.

(Tiraj - Aylık baskı: 10.000 adet e-dergi

50.000 adet ) Sitemizin aylık girişi 168 bin

Dergimize reklam ve internet sitemize banner reklam

vermek için temas kurabilirsiniz.

worldmediareklam@gmail.com


Haber İletişim

İlker Kaplan

WORLD MEDIA GROUP

Genel Yayın Yönetmeni

0 505 400 94 34

makineotomasyondergisi@gmail.com

WORLD MEDIA GROUP BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER

Reklam İletişim

Hatice Karabay

WORLD MEDIA GROUP

Reklam Koordinatörü

0 505 400 94 33

makineotomasyondergisi@gmail.com

Dergilerimizde yerinizi ayırtın, hedef kitlenizi ulaşın!...

www.endustri40dergisizirvesi.com

www.worldmediagroupe.com

www.makineotomasyondergisi.com

www.ekonomiknokta.com

Reklam İletişim

Zafer Altın

WORLD MEDIA GROUP

Reklam Müdürü

0 546 675 59 49

worldmediareklam@gmail.com

www.tuningworld.com.tr

www.elektrikdergisi.com.tr

www.kesicitakimlardergisi.com

World Media Bünyesinde yayınlanan Dergilere abone olmak için aşağıdaki hesap

numaralarına istediğiniz dergilerin Yıllık abone ücretlerini yatırabirsiniz. İsim soyisim ve

adresinizi dekont fotokopisiyle birlikte makineotomasyondergisi@gmail.com

adresine mail ya da 0 212 427 00 15 numaraya faks’a gönderebilirsiniz.

Ayrıca Aboneliğinizi mail order sistemiyle kredi kartınızdan ödeyerekte yapabilirsiniz.

*Kredi kartınızın ön yüzündeki 16 rakam: ..........................................................................

*Kredi kartınızın son kullanma tarihini ay / yıl : .................................................................

*Kredi kartınızın arka yüzündeki üç haneli güvenlik numarası: ..........................................

ABONE FORMU

ABONE FORMU

Ad :...............................................................................................

Soyad :...............................................................................................

Adres :...............................................................................................

...............................................................................................

İlçe :...............................................................................................

Şehir :...............................................................................................

Posta Kodu :...............................................................................................

Telefon :...............................................................................................

Faks :...............................................................................................

e-mail :...............................................................................................

Tarih

İmza

Dergi İsmi - Yıllık Abone Ücreti

Makine & Otomasyon Robotic: 600 TL + KDV

Auto Tuning World:

600 TL + KDV

Kesici Takımlar Tutucular : 600 TL + KDV

Endüstri 4.0 :

600 TL + KDV

Elektrik Pano : 600 TL + KDV

Ekonomik Nokta :

600 TL + KDV

Machine Automation (İng) : 600 TL + KDV



Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!