sektörmaden-Ocak-Şubat-Mart-2024
Acı Kaybımız: Yönetim Kurulu Başkanımız Prof. Dr. Güven Önal’ı kaybettik Analiz: İliç maden kazasının düşündürdükleri Vakıf’tan Haberler Türkiye’den Haberler Kadın Madenciler Sektörden İyi Uygulamalar Makale: İkincil kaynaklardan nadir toprak elementlerinin (NTE) geri kazanımı Makale: Kişisel Koruyucu Donanımlar Makale: 21. yüzyılda kritik ham madde kaynakları ve önemi Dünyadan Haberler Teknolojinin Nimetleri Etkinlik Takvimi Maden Borsası Bulmaca
Acı Kaybımız:
Yönetim Kurulu Başkanımız Prof.
Dr. Güven Önal’ı kaybettik
Analiz: İliç maden kazasının
düşündürdükleri
Vakıf’tan Haberler
Türkiye’den Haberler
Kadın Madenciler
Sektörden İyi Uygulamalar
Makale: İkincil kaynaklardan nadir
toprak elementlerinin (NTE) geri
kazanımı
Makale: Kişisel Koruyucu
Donanımlar
Makale: 21. yüzyılda kritik ham
madde kaynakları ve önemi
Dünyadan Haberler
Teknolojinin Nimetleri
Etkinlik Takvimi
Maden Borsası
Bulmaca
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ISSN 2980-3667
SAYI 90 / OCAK, ŞUBAT, MART 2024
“38 yıldır madencinin hizmetinde”
PROF. DR. GÜVEN ÖNAL’I KAYBETTİK
İliç maden kazasının düşündürdükleri
Ventsim
CONTROL
Talep Kontrollü Havalandırma ve şebeke optimizasyonu
konularında ihtiyacınız olan TEK ARAYÜZ!
Düşük seviye ile başlayıp,
işletmenizin taleplerine göre uyarlama
yaparak seviye yükseltebilirsiniz
Faydalar:
İş Güvenliği
Üretim artışı
Enerji tasarrufu
Operasyonel verimlilik
Ventsim CONTROL, takip ve izleme
sistemlerinden gelen verileri işleyerek
sürekli olarak gerekli hava miktarını
optimize eden ve ilgili donanımlarla (hava
kapıları, regulatörler, fanlar) iletişim kurarak
yöneten akıllı bir yazılımdır.
Ventsim DESIGN ile tamamen entegre
çalışır.
Ayrıntıları konuşmak üzere 2-5 Mayıs arası
Maden Türkiye Fuar alanındaki standımıza bekliyoruz!
Web sitemizde daha
fazlasını keşfedin
Başkandan
Sektörmaden dergisinin notu:
Sektörümüzün duayeni Güven Hoca’mızın son ÖNSÖZ’ü
Prof. Dr. Güven Önal hocamız sonsuz yolculuğuna çıkmadan bir gün
önce, tedavi gördüğü hastane odasında mesleğine olan bağlılığı ve
görev aşkı ile çalışmaya devam ediyordu. Konuşurken zorlanıyor olsa
da, kayda aldırdığı aşağıdaki satırlar çok üzücüdür ki Sektörmaden
Dergisi için hazırladığı son ÖNSÖZ oldu...
Değerli Okuyucular,
Bu önsözü, ayaklarımdaki yaralar nedeniyle bir aya yakındır bulunduğum
hastane odasından yazıyorum.
13 Şubat günü Erzincan İliç’te olan elim kaza bütün madenciler ve ülke
gibi beni de derinden yaraladı, olmaması gereken bir kazaydı ve dünyada
bir ilk oldu. Kazada hayatlarını kaybeden madenci kardeşlerime
Allahtan rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyorum.
Kaza basında ve kamuoyunda madenciliğe karşı büyük bir tepki yarattı
ve madencilik camiamız da büyük ölçüde sessizliğe büründü.
Gerçekten kazanın nedenleri ve olayın olma şekli doğru olarak kamuoyuna
açıklanmalıydı. Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı kamuoyunu
aydınlatma görevini kısmen yerine getirebildi.
Önümüzdeki haftalarda Vakfın Danışma Kurulu ve Mütevelli Heyet
toplantıları yapılacak, bu toplantılara katılabilmeyi umut ediyorum.
Tüyap işbirliği ile düzenlenen 11. Maden Türkiye Fuarı 2-5 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecektir. Gurur duyarak
söylüyoruz ki bu sene fuar alanı 25 bin m 2 ’yi geçti ve Avrupa’nın ve Yakın Doğu’nun en büyük madencilik fuarı
haline geldi. Madencilikte dünyadaki yenilikler ile otomasyon teknolojilerinin de yer alacağı fuarı madencilerimizin
ziyaret etmelerini, insan hatalarını ortadan kaldırıp kazalara son verecek otomasyon uygulamalarına
yönelmelerini diliyorum.
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı madenciliğin geliştirilmesine yönelik bilimsel araştırma, tez ve yayın yapan
akademisyenler ile madencilikte başarılı olan, maden üretimi için önemli yatırım yapan, üretimde ileri giden,
ürün niteliğini arttıran, iş sağlığı ve güvenliği, çevre, sosyal sorumluluk ve sürdürülebilir madencilik alanlarında
önemli çalışmalar yapan madencilere iki yılda bir ödül vermektedir. Bu ödüllerin amacı madencilerimizi üretim
ve araştırmaya teşvik etmektir.
Tüm madencilere kazasız ve bol üretimli günler dilerim.
Sağlıcakla kalınız.
Prof. Dr. Güven Önal
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı
Yönetim Kurulu Başkanı
30 MART 2024
İÇİNDEKİLER
OCAK, ŞUBAT, MART 2024 SAYI 90
YAYIN TÜRÜ: YAYGIN SÜRELİ
ISSN 2980-3667
YÖNETİM-İMTİYAZ SAHİBİ YMGV ADINA
Prof. Dr. Güven Önal
YMGV YÖNETİM KURULU
Prof. Dr. Güven Önal
Başkan
Dündar Ergunalp
Başkan Yardımcısı
Hasan Yücel
Başkan Yardımcısı
İbrahim Halil Kırşan
Genel Sekreter
Prof. Dr. Remzi Karagüzel
Muhasip Üye
YEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİ
“38 yıldır madencinin hizmetinde”
Dr. Caner Zanbak
Üye
Güldal Şeyda Çağlayan
Üye
Mehmet Yılmaz
Üye
Mehmet Ali Türkoğlu
Üye
Mustafa Aksoy, Doç. Dr. Süha Nizamoğlu
Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Yüzer
DENETİM KURULU
Günaydın Yirmibeşoğlu,
Erdemir Karakaş,
Doç. Dr. Tolga Yalçın
KURUCULAR
Özer Altay (Vefat)
Yavuz Aytekin (Vefat)
Turgut Bayraktar (Vefat)
Cemal Birön (Vefat)
Nizamettin Çoban
Zeki Doğan (Vefat)
Hayrettin Elmas
Namık Esmer (Vefat)
YMGV MÜTEVELLİ TÜZEL KİŞİLER
Alser Madencilik A.Ş.
Altın Madencileri Derneği
Ant Group A.Ş.
Bilfer Madencilik A.Ş.
Ciner Grubu
Ersel Ağır Makine A.Ş.
Eti Bakır A.Ş.
Eti Maden
İbrice Madencilik
İmbat Madencilik
İstanbul Maden İhr. Birliği
İTÜ Maden Fakültesi
Ali Emiroğlu
Ali Erguvanlı
Alp Gürkan
Antony Caouki
Atılgan Sökmen
Bahtiyar Ünver
Bülent Tüfekçioğlu
Caner Zanbak
Cemil Ökten
Cengiz Uysal
Dündar Ergunalp
Ekrem Yüce
Enver Erdoğan
Erdemir Karakaş
Erdoğan Yüzer
Faruk Çalapkulu
Güldal Şeyda Çağlayan
Gülhan Özbayoğlu
Günaydın Yirmibeşoğlu
Güven Önal
H. Semih Demircan
Yavuz Fındıkgil (Vefat)
Yüceer Göver
H. Nijat Gürsoy (Vefat)
İsmet Kasapoğlu
Güven Önal
Cahit Özden (Vefat)
Attila Yalçın (Vefat)
Erdoğan Yüzer
Jeofizik Mühendisleri Odası
Krom Üreticileri Derneği
Maden Mühendisleri Odası
Maden Sanayii İşverenleri Sendikası
Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü
Maden ve Tetkik Arama Genel Müdürlüğü
Türkiye Madenciler Derneği
Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu
Türkiye Kömür Üreticileri Derneği
Türkiye Mermer Doğaltaş ve Mak. Üreticileri Birliği
Türkiye Taş Kömürü Kurumu
YMGV Trakya Komitesi
YMGV MÜTEVELLİ GERÇEK KİŞİLER
Halil Köse
Halim Demirel
Hasan Yücel
Hayrettin Çaycı
Hayrettin Elmas
İbrahim Halil Kırşan
İlgin Kurşun
İlhami Tezcan
İsmet Kasapoğlu
İsmet Sivrioğlu
Lütfi Çallı
M.Oğuz Güner
Mehmet Ali Türkoğlu
Mehmet Tombul
Mehmet Yılmaz
Melih Turhan
Metin Balıbey
Mevlüt Kaya
Murat Turan
Mustafa Aksoy
Mustafa Aktaş
Mustafa Sever
Mustafa Sönmez
Mustafa Topaloğlu
Necati Kurmel
Nizamettin Çoban
Nursun Şirvancı
Oktar Kızılsencer
Remzi Karagüzel
Rıfat Dedeman
Rıfat Kont
Sabri Karahan
Sadrettin Alpan
Selahaddin Anaç
Selahattin Çimen
Suat Sarısoy
Suha Nizamoğlu
Sümeyra Eşgün
Tolga Yalçın
Yüceer Göver
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Lütfü Çallı
YAYIN KURULU
Yayın Kurulu Başkanı: Prof. Dr. Gündüz Ökten,
Üyeler:
Prof. Dr. Fatma Arslan
Prof. Dr. Remzi Karagüzel
Dr. Ali Vedat Oygür
Nursun Şirvancı
Prof. Dr. Yüksel Örgün Tutay
Editör: Ümit Dertli
REKLAM ve HALKLA İLİŞKİLER SORUMLUSU
Gülseren Koçer
gulseren@ymgv.org.tr
k.gulseren@gmail.com
Tel: 0 530 227 66 35
GRAFİK TASARIM
Büşra Yurtseven
posta@busrayurtseven.com
www.busrayurtseven.com
Tel: 0 532 366 21 04
YÖNETİM YERİ
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı
Cumhuriyet Cad.No.179/5, Daire: 9 Harbiye -İSTANBUL
Tel: 0 212.246 20 81 Fax: 0 212.247 51 11
e-posta: ymgv@ymgv.org.tr web: www.ymgv.org.tr
BASKI-CİLT
Everest Basım Reklam-Matbaa Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.
Maltepe Mah. Litros Yolu Sok. No:2/4 2. Matbaacılar Sitesi
Kapı No: 3NF7 Kat: 5
Zeytinburnu/İstanbul Tel: 0212 434 51 34 www.everestbasim.com
REKLAM INDEX
TÜFEKÇİOĞLU MAK. MAD. A.Ş.
ÖN KAPAK
TRAXYS EUROPE S.A.
ÖN KAPAK İÇİ
SİLOPİ ELEKTRİK
ARKA KAPAK İÇİ
FKK GÜNEY OTO A.Ş
ARKA KAPAK
MINING VENTSIM 1
MERTA MAKİNA 2
ZENİT MADENCİLİK 11
TÜMAD MADENCİLİK A.Ş. 17
ARGETEST CEV. ZENGİNLEŞTİRME 21
MTM MAKİNA 30
TÜPRAG METAL A.Ş. 31
KİREMİTÇİLER MAD. LTD. ŞTİ. 42
İSTANBUL MADEN İHRACATÇILAR BİRLİĞİ 43
ÇOLAKOĞLU MAKİNA 49
BİLFER MADENCİLİK 62
METAL FORM TİC. LTD. ŞTİ. 63
DİZEL TURBO LTD. ŞTİ. 67
AYDIN LİNYİT A.Ş. 69
REMAS MAK. A.Ş. 73
ANT GROUP A.Ş. 75
ETİ BAKIR AŞ. 76
SİLOPİ ELEKTRİK 77
SEKTÖRMADEN DERGİSİ YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI TARAFINDAN 5680 SAYILI BASIN KANUNUN 9/2
MADDESİ GEREĞİNCE İSTANBUL VALİLİĞİNE BEYANNAME VERİLEREK AYNI KANUNUN 9.MADDESİNE GÖRE TANZİM
EDİLEN 04.04.2003 TARİHLİ İZİNLE ULUSAL GAYRİ SİYASİ VE YAYGIN SÜRELİ TÜRÜNDE 3 AYDA BİR YAYINLANMAKTADIR.
SEKTÖRMADEN DERGİSİ ABONELERİNE DAĞITILMAKTADIR. DERGİYE GÖNDERİLEN YAZILAR VE FOTOĞRAFLAR
GERİ İADE EDİLMEZ. YAYINLANMASI İSE YAYIMCININ KARARINA BAĞLIDIR. YAYINLANAN YAZI VE FOTOĞRAFLARIN
SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR. KAYNAK GÖSTERİLEREK ALINTI YAPILABİLİR.
ymgv.org.tr
6
12
14
24
32
34
36
44
50
56
64
68
70
74
Acı Kaybımız:
Yönetim Kurulu Başkanımız Prof.
Dr. Güven Önal’ı kaybettik
Analiz: İliç maden kazasının
düşündürdükleri
Vakıf’tan Haberler
Türkiye’den Haberler
Kadın Madenciler
Sektörden İyi Uygulamalar
Makale: İkincil kaynaklardan nadir
toprak elementlerinin (NTE) geri
kazanımı
Makale: Kişisel Koruyucu
Donanımlar
Makale: 21. yüzyılda kritik ham
madde kaynakları ve önemi
Dünyadan Haberler
Teknolojinin Nimetleri
Etkinlik Takvimi
Maden Borsası
Bulmaca
6
12
14
Zonguldak Maden Müzesi binası
32
34
50
ACI KAYBIMIZ
Yönetim Kurulu Başkanımız
Prof. Dr. Güven Önal’ı
kaybettik
İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi,
Cevher Hazırlama Mühendisliği Bölümü öğretim
üyesi ve 1986 yılında kurulan Yurt Madenciliğini
Geliştirme Vakfı’nın kurucu üyeleri arasında yer alan,
3 dönem Genel Sekreterlik görevinden sonra aramızdan
ayrıldığı güne kadar 31 yıl “Yönetim Kurulu” başkanlığını
yürüten Prof. Dr. Güven Önal’ı 31 Mart 2024 tarihinde
kaybettik. Değerli Hocamıza yüce yaratandan
rahmet, kederli ailesine sabırlar ve tüm sevenlerine başsağlığı
dileriz.
Prof. Dr. Güven Önal’ın genel sekreterliği ve başkanlığında,
Vakfımız tarafından ülkemizde madenciliğin
gelişmesine yönelik olarak senedinde belirtilen hedefler
doğrultusunda sayısız faaliyet gerçekleştirildi. Bu kapsamda;
yeraltı kaynaklarının geliştirilmesini amaçlayan,
çok sayıda ulusal ve uluslararası kongre, sempozyum,
panel, eğitim seminerleri ve kurslar düzenlendi. Bilimsel
toplantıların bildiriler kitaplarının yanında sektörün
ihtiyaç duyduğu alanlarda uygulamaya yönelik teknik
kitap, madencilik kılavuzları ve benzeri yayınlar yapıldı.
Üniversitelerin ilgili bölümleri ile öğrencilerine eğitim,
araştırma ve teknik gezi ile staj ve burs destekleri
verildi. Ülkemizde sürdürülebilir madenciliğe yönelik
olarak sektörün önde gelenleri ve diğer sivil toplum
kuruluşları ile iş birliği içinde, mevzuat hazırlanmasına
katkı ve düzenlemelere yönelik girişimlerde bulunuldu.
YMGV 1990 yılında 1. Madencilik Şurası gerçekleştirdi,
1993 yılında 2. Madencilik Şurasına katkıda bulundu
ve 3. Şuranın hazırlıkları kapsamında bir çalıştay düzenledi.
Madenciliği tanıtmak ve teşvik etmek amacıyla; lisans,
yüksek lisans, doktora tez ödülleri ile akademik
teşvik ve bilim ödülleri yanı sıra, hizmet, üretim, çevre,
iş sağlığı ve güvenliği konularında ödüller verildi. Ayrıca,
madencilikte önde gelen ülkelerin seçkin maden
işletme ve zenginleştirme tesislerine teknik geziler
ve uluslararası konferanslar düzenlenerek madencilerimizin
bilgi ve görgülerinin arttırılmasına
katkı sağlandı.
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı, Prof. Dr.
Güven Önal hocamız önderliğinde tüm organları
ile (Mütevelli Kurulu, Yönetim Kurulu, Danışma
Kurulu), yeraltı kaynaklarının ülke ekonomisine
katkısının bilinciyle yerli kaynakların üretimine
gerekçesiz olarak muhalefet eden görüşlerin karşısında
durdu. Madenlerimizin bilimsel yöntemlerle
araştırılmasını, potansiyellerin geliştirilmesi ve
uç ürün elde edilme ile ekonomiye en üst düzeyde
katkı sağlanması konusunda paydaşlarla ortak
stratejiler geliştirmek için çaba gösterdi. Çağdaş mühendislik
kurallarına uygun fizibilite raporları, profesyonel
işletme ve zenginleştirme projeleri ile denetim ve performans
izleme sistemleri bulunan madencilik tesislerini
savundu. Madenciliğin önemini toplumun her kesimine
tanıtmak ve olumsuz algılara karşı farkındalık yaratmak
için yazılı ve görsel basın yayın organlarını kullandı.
Madenciler arasında bilimsel, uygulamaya yönelik etkileşim
ve iş birliklerinin geliştirilmesi amacıyla çevrim
içi toplantılar gerçekleştirdi.
Prof. Dr. Güven Önal, Pittsburgh Üniversitesi Bilim
ödülü sahibi ve Romanya Baie-Mare Teknik Üniversitesi
Fahri Profesörü, Rus Bilim Akademisi Ekoloji
ve Çevre Bölümü ile Yugoslav Bilim Akademisi üyesi
idi. Ayrıca, Balkan Ülkeleri Cevher Hazırlama Bilim ve
Teknoloji Akademisinin Başkanı, Uluslararası Cevher
Hazırlama Kongresi Bilim ve Yürütme Komitesi üyesi
ve Pittsburgh Kömür Kongresi Organizasyon Kurulu
üyesi olan Prof. Dr. Güven Önal, tüm bu etkinliklerinde
akademik kimliğinin yanında Vakfımızı da ön plana çıkararak
uluslararası düzeyde tanınmasına ve iş birlikleri
gerçekleştirmesine büyük katkı sağladı. Prof. Dr. Güven
Hocamızın bir diğer büyük başarısı da Vakfımızın en
önemli etkinliklerinden biri olan ve başlangıcından bugüne
alanında Türkiye’nin en önemli fuarı haline gelen
“Maden Türkiye” fuarlarıdır.
Değerli Başkanımız Prof. Dr. Güven Önal hocamız engin
bilgi birikimi ve deneyimi, öğretileri, eserleri, yurt
madenciliğinin gelişimine unutulmaz katkıları ve örnek
kişiliği ile daima anılacaktır.
YMGV Yönetim Kurulu
6 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 7
ACI KAYBIMIZ
Türkiye madencilik sektörünün
onarılmaz kaybı:
Prof. Dr. Güven Önal
Erdoğan Yüzer
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Kurucu Başkanı
“Türkiye’de madencilik,
olması gereken
yerden oldukça uzaktadır.
İyi bir stratejik
planlama ve özendirme
ile bugünkünden
çok ileri noktalara
taşınabilir. Ülkemizin
gerçek kalkınması, cari
açığın ortadan kaldırılması ve refahın tüm ülke düzeyine
yayılması ülke madenlerinin işletilmesi ve metal üretim
endüstrisinin kurulmasına bağlıdır.” (İTÜ Dergisi, Temmuz-Eylül
2015).
Yukarıdaki satırlar, benim 62 yıllık yol arkadaşım, can
yoldaşım, sırdaşım, ayrıcalıklı dostum, Güven Önal kardeşimin
kaleminden alıntıdır.
1962 yılında İTÜ Maden Fakültesinin tarihi Maçka
binasında başlattığımız birlikteliği, 1960-1980 arasında
akademik hayatımızın koşturması içinde geçti. Bu
birliktelik 1980’den günümüze kadar olan yıllarda bir
‘Kader Yoldaşlığına dönüştü. İTÜ Maden Fakültesi’nde
9 yıl (1982-91) süren yönetim görevimin 6 yılında
sorumluluklarımı önemli ölçüde Prof. Dr. Mahir Vardar
ve Prof. Dr. Güven Önal kardeşlerimle paylaştım. Kendilerine
ömür boyu ödeyemeyeceğim minnet borcumun
olduğumun her an bilincindeyim.
Prof. Dr. Güven Önal hocamızın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı
sürdürdüğü Yurt Madenciliğini Geliştirme
Vakfı iki yıl süren yoğun hazırlık çalışmalarından sonra
14.02.1986 tarihinde resmen kuruldu.
Halen, örnek alınacak nitelikteki ‘Vakıf Resmi Senedini
hazırlayan 16 kurucu üyeden 11’i ebediyete göçtü. Kendilerini
rahmetle anıyorum. Bu senette vakfın isminde
de beliren kuruluş amaçlarını gerçekleştirmek için ilk
üç dönemde (1986-1993) yönetim kurulu başkanı olarak
görev aldım. Bu süre içinde günümüzde de tartışılan konuları
içeren iki Madencilik Şurası’nın yapılmış olması
bu dönemin en belirgin etkinlikleridir.
1993 yılından günümüze kadar geçen sürede Prof. Dr. Güven
Önal’ın geceli gündüzlü diyebileceğimiz yoğun çalışmaları
her türlü takdirin üzerindedir. Eğer ‘vakıf’ sözcüğü,
bir faninin kuruluş amacı doğrultusunda kendisini vakfetmesi
(adaması) ise bunun en anlamlı örneği Prof. Dr. Güven
Önal’dır. Bu nedenle boşluğu kolay doldurulmayacak
bir miras bıraktı, geride kalan bizlere. Bu mirasa layık olmak,
kaçınılmaz borcumuzdur.
Prof. Dr. Güven Önal Hoca yönetiminde geçen 31 yıl
boyunca sektörle ilgili, bilimsel, teknik ve sosyal içerikli
etkinliklerin fikir babası, tasarlayıcısı ve yürütücüsü olarak
büyük bir özveri ve emekle çalıştı. Tüm bu etkinliklerdeki
geniş vizyonu, insan ilişkilerindeki olağanüstü
başarılı çalışmaları kendisine yurt içinde ve yurt dışında
hak edilmiş bir ün ve ödüller kazandırdı.
Çalışmalarındaki disiplin, zamanlama, özellikle vefa ve
sadakat ağırlıklı hayranlık uyandıran beşerî değerleri
bünyesinde maharetle topladı.
Özetle, ait olduğu üniversiteye, vakıflara, Türkiye madencilik
sektörüne güçlü bir aidiyet duygusu ile bağlanan,
hizmet duygusu ile bu değerleri yüceltmek azmi ve
kararlılığı içinde geçirilen bir yaşamı sürdüren Prof. Dr.
Güven Önal aramızda yok artık! Güven ’siz yaşamak hepimize
çok zor gelecek. Onu ebedi alemde hoşnut edecek
ve mirasını sürdürme yolundaki çabalarımız ısrarla
sürecek! Söz!
Tüm sevenlerinin başı sağ olsun!
Yüce Allah rahmetini ve mağfiretini eksik etmesin!
Güven Önal
son yolculuğuna uğurlandı
31 Mart 2024 günü tedavi gördüğü hastanede hayatını
kaybeden Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Yönetim
Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güven Önal 2 Nisan günü
son yolculuğuna uğurlandı.
8 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 9
ACI KAYBIMIZ
Maden ve cevher hazırlama alanında ülkemizin
yetiştirdiği en önemli isimlerden, Türk
madenciliğinin duayeni Prof. Dr. Önal için,
emekli öğretim üyesi olduğu İstanbul Teknik Üniversitesinde
düzenlenen törende, İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail
Koyuncu, Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa
Kumral, Cevher Hazırlama Bölümü Başkanı Prof. Dr.
Murat Olgaç Kangal, emekli öğretim üyeleri Prof. Dr.
Celal Şengör ve Prof. Dr. Yücel Yılmaz, Yurt Madenciliğini
Geliştirme Vakfı kurucularından Prof. Dr. Erdoğan
Yüzer, TMD eski başkanlarından Maden Yüksek
Mühendisi İsmet Kasapoğlu, YMGV Yönetim Kurulu
Üyesi Şeyda Çağlayan ve ailesi adına oğlu Erdem Önal
birer konuşma yaptılar. Yapılan tüm konuşmalarda Prof.
Dr. Güven Önal’ın Türk madenciliğine üstün hizmetleri
bulunan seçkin bir bilim insanı olduğu ve eserleriyle
yaşamaya devam edeceği vurgulandı. Maden Fakültesi
Cevher Hazırlama Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.
Dr. Murat Olgaç Kangal da, Prof. Dr. Güven Önal’ın
kurucusu olduğu Cevher Hazırlama Mühendisliği Bölümündeki
“Pilot Tesis”e onun adının verilerek anısının
yaşatılacağını söyledi.
Konuşmaların ardından Prof. Dr. Güven Önal’ın Türk
bayrağına sarılı olan naaşı, Levent Afet Yolal Camii’nde
kılınan cenaze namazından sonra Çengelköy Mezarlığı’nda
toprağa verildi.
Prof. Dr. Güven Önal hakkında
1941 yılında doğan Prof. Dr. Güven Önal 1963 yılında
İTÜ Maden Fakültesinde lisans eğitimini tamamlayarak
Cevher Hazırlama Anabilim Dalı’nda
asistan olarak göreve başladı. 1970 yılında doktorasını
tamamladıktan sonra, 1970-72 yılları arasında
İngiltere’de Imperial College’de araştırmalar yaptı.
1979-1981 yılları arasında Alexander von Humboldt
Bursu ile ödüllendirildi ve Berlin Teknik Üniversitesi’nde
araştırmalarda bulundu. 1981 yılında Profesör
ünvanı alan Önal, Türkçe ve yabancı dilde toplam 36
eser verdi. Ayrıca kitap bölümü ve kitap editörlüğü
ile birlikte 450’nin üzerinde bilimsel ve teknolojik
yayına katkıda bulundu.
200’ün üzerinde teknolojik araştırma ve çalışmaya,
yürütücü ve yönetici olarak emek veren Prof. Dr.
Önal proje koordinatörlüğü, danışmanlık gibi endüstriyel
faaliyetler ile üniversite-sanayi iş birliği
konusunda da çalışmalar yaptı.
Rus Bilim Akademisi Ekoloji ve Çevre Bölümü ile
Yugoslav Bilim Akademisi üyesi olan Önal, 2010
yılında Pittsburgh Üniversitesi Bilim Ödülü’nü kazanmıştı.
Romanya Baie-Mare Teknik Üniversitesi
tarafından “fahri profesör” unvanı verilen Prof.
Önal, Uluslararası Cevher Hazırlama Kongresi
Bilim ve Yürütme Komitesi üyeliği, Balkan Ülkeleri
Cevher Hazırlama Bilim ve Teknoloji Akademisi’nin
de başkanlığı, Pittsburgh Kömür Kongresi
Organizasyon Kurulu üyeliği ve Balkan Cevher Hazırlama
Kongresi Organizasyon Kurulu Başkanlığı
görevlerini yürütmekteydi.
Çok sayıdaki ulusal ve uluslararası mesleki kuruluş,
vakıf ve derneğin kuruluşunda ve yönetiminde yer
almış olan Prof. Güven Önal, Yurt Madenciliğini
Geliştirme Vakfı kurucusu ve 1993 yılından bu yana
Yönetim Kurulu Başkanı olarak ülke madenciliğine
hizmet etti.
10 SEKTÖRMADEN
ANALİZ
İliç maden kazasının
düşündürdükleri
Prof. Dr. Güven Önal
Erzincan Çöpler’deki altın madeninde 13 Şubat
2024 günü liç yığınının çökmesi sonucu meydana
gelen ve 9 madencimizi yitirdiğimiz kaza
hepimizi yasa boğdu. Öncelikle, bu elim kazada yitirdiğimiz
madencilerimize tanrıdan rahmet, ailelerine, yakınlarına,
madencilik camiamıza ve tüm milletimize baş
sağlığı dilerim. Umudumuz, bu tür bir kaza ile bir daha
karşılaşmamaktır. Bu umudu gerçeğe dönüştürmek için
de yapmamız gerekenler var.
Kaza öncesi yığın liçi alanı ve açık ocak görüntüsü
Bütün dünyada 120 yıldır Altın üretiminde siyanür kullanılmaktadır.
Bu üretim, cevherdeki altın miktarına
bağlı olarak iki şekilde yapılır. Bir ton cevherdeki altın
miktarı 2 gramdan az ise yığın çözündürmesi, 2 gramın
üstünde olduğunda ise tank çözündürmesi yöntemi kullanılır.
Siyanür altını ve gümüşü en etkin şekilde çözen
kimyasaldır.
İliç’te yaşanan kaza dünyada yığın liçi yapılan bir madende
görülmüş bu türdeki ilk kazadır. Maalesef bu
konuda da ilk olmak bize düşmüştür. Bu kazayı değerlendirirken,
bardağın hem boş hem de dolu tarafını
görmek gerekir. Boş tarafından bakıldığında, yığın için
yer seçiminde ve projede hatalar olduğu görülmektedir.
Dolu tarafından bakıldığında ise, geç de olsa yığının
stabilitesinin bozulduğu tespit edilip önlem alınarak
çok daha fazla insan kaybının önüne geçilmiştir. İliç
kazası, Türkiye’de ve dünyada yığın çözündürmesi ile
üretim yapılan tüm madenler için acı bir tecrübe ve
uyarı olmuştur.
Kaza sonrası görüntüsü
Bu kaza sadece İliç madenini ve altın madenciliğimizi
değil tüm madencilik camiasını son derece olumsuz
etkilemiştir. Kamuoyunda madenciliğe karşı olan ve
bazı yanlış bilgilerle de desteklenen olumsuz görüşler
artmış, madencilerimizin yıllardan beri kendilerini topluma
anlatmak için verdiği çabalar büyük yara almıştır.
Bu olumsuz algı Türkiye’nin ekonomisini ve geleceğini
de kötü etkilemektedir. Ülke olarak, ekonomik krizden
kurtulmak için mutlak surette kendi kaynaklarımızı üretmemiz,
ithalatı mümkün olduğunca azaltmamız şarttır.
Türkiye’de tespit edilmiş 1500 ton işletilebilir altın rezervi
ve 6000 ton potansiyel rezerv olmasına rağmen
her yıl milyarlarca dolar ödeyerek yurt dışından altın
ithal ediyoruz. Hal böyleyken, ithalatı engellemek için
ya altın kullanmaktan vaz geçmemiz ya da -bu mümkün
olmadığına göre- kendi kaynaklarınızı üreterek ekonomiye
katmamız gerekir. Bunun da ön koşulu toplumu
bu konuda doğru bilgilendirerek ikna etmek, halkımızın
desteğini almaktır.
Öte yandan, İliç kazası madencilik faaliyetlerinde
denetimin önemini de açık bir şekilde bir kez daha
göstermiştir. Madencilikte esas denetim mercii elbette
devlettir. Devletin hem mevzuat hem de denetim
uygulaması konusunda sıfır toleransla üzerine düşeni
yapması şarttır. Maden kanununda değişiklik yapılarak
proje ve denetim prosedürlerinin yeniden ele alınması,
belli büyüklükteki madenlere proje zorunluluklarının
getirilmesi gerekir.
Özellikle yığın çözündürmesi
için yer seçiminin
bu konunun uzmanlarınca
yapılması
gereği mevzuata alınmalıdır.
Burada, ayrıca
belirtmek gerekir
ki, gelişmiş ülkelerin
maden mevzuatında
yağışlardan sonra açık
ocaklarda ve bu tür yığınlarda
üretimin belirli
sürelerle durdurulması
öngörülür. Bizim mevzuatımızda
bulunmayan
bu şartın da mutlaka
mevzuata eklenmesi
gerekir. Yani yağış miktarına
bağlı olarak tespit
edilecek sürelerle
üretime ara verilmesi ve çalışanların sahadan çekilmesi
gerekir. Duruma göre bir gün, üç gün, bazen bir hafta
süreyle açık ocak üretimi ve yığınlardaki çalışmaların
durdurulması ve sahaya kimsenin sokulmaması gerekir.
Denetim konusunda, özel denetim kuruluşlarının oluşturulması
ve denetim işinin ilgili devlet kurumlarının gözetiminde
profesyonel uzmanlarca yapılması da bu tür
kazaların engellemesinde önemli rol oynayacaktır.
Kazaların önlenmesinde madencilerin iç denetimi de en
az devlet denetimi kadar önemlidir. Yaşanan bir kaza sadece
o madeni değil tüm sektörü olumsuz etkilediğine
göre madencilik sektöründeki sivil toplum kuruluşları
aracılığıyla bir takım iç denetim mekanizmaları oluşturulması
da gereklidir.
Bugün kaza olarak değerlendirdiğimiz olayların büyük
çoğunluğu esasen önlenebilir niteliktedir. Kazalar çoğunlukla
insan faktörlüdür, ihmal veya hatadan kaynaklanır.
Bu tür insan kaynaklı olumsuzlukları önlemenin
yolu da eğitimden geçer. Madencilik alanında eğitim
hem üretim ve verimlilik bakımından hem de iş sağlığı
ve güvenliği bakımından en önemli faktördür. Maalesef
ülkemizde madencilik eğitiminin kalitesi son yıllarda bir
hayli düşmüştür. Üniversitelerimizin daha yetkin mühendis
ve uzmanlar yetiştirecek kaliteli bir eğitim için
gereken adımları atmaları gelecekte bu tür kazaların önlenmesi
için çok önemlidir.
12 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 13
VAKIF’TAN HABERLER
Cari açık madencilikle
kapanabilir
Bugün 100 milyar dolar olan cari açığın 98 milyar doları enerji ve
endüstri hammaddelerinin ithalatından kaynaklanıyor. Halbuki, bu
hammaddeleri yüzde 80 oranında kendi kaynaklarımızdan sağlayabiliriz.
Maden potansiyelimiz stratejik bir plan çerçevesinde harekete
geçirilebilirse, cari açığı kapatabileceğimiz gibi 10 yılda 500 bin kişilik
istihdam yaratabilmek de mümkün.
Yurt Madenciliğini Geliştirme (YMGV), “Türkiye
Dış Ticaretinde Cari Açık Nasıl Kapanır?”
konulu bir basın toplantısı düzenledi. 6
Şubat 2024 günü İstanbul’da yapılan toplantıda, YMGV
Başkanı Prof. Dr. Güven Önal ile yönetim kurulu üyeleri
İbrahim Halil Kırşan, Dündar Ergunalp ve Prof. Dr.
Remzi Karagüzel ülkemizin madencilik potansiyeli ve
bu potansiyelin harekete geçirilmesi için yapılması gerekenler
konularında bilgi verdiler ve gazetecilerin sorularını
yanıtladılar.
Vakfın toplantıya ilişkin açıklamasında, ekonominin en
önemli sorunlarından biri olan dış ticaret açığına dikkat
çekilerek bu açığın enerji ve endüstri hammaddeleri
ihtiyacımızın yaklaşık yüzde 70’inin ithalatla karşılanmasından
kaynaklandığı vurgulandı. Açıklamada, doğal
gaz, kömür, petrol, demir-çelik, bakır, kurşun, çinko,
alüminyum, altın başta olmak üzere, birçok, ham ve yarı
mamul madde dış alımla sağlandığı belirtilerek “Türkiye,
enerji ve endüstri hammaddelerini %80 oranında
kendi kaynaklarından sağlayabilir,” denildi.
Zengin kaynakların fakir bekçisi
olmayalım
Toplantıda konuşan Vakıf Başkanı Prof. Dr. Güven
Önal, maden ve doğal kaynaklar bakımından zengin bir
ülke olduğumuzu belirterek önceki Cumhurbaşkanlarımızdan
rahmetli Süleyman Demirel’in “Zengin kaynakların
fakir bekçisi olmayalım” ifadesini hatırlattı.
Türkiye’nin 2022 yılında başta altın, alüminyum, bakır,
demir-çelik, kurşun-çinko, kömür doğalgaz ve ham
petrol olmak üzere yaklaşık 98 milyar dolarlık ithalat
yaptığını ve bu rakamın cari açığa eşdeğer olduğunu
aktaran Önal şu bilgileri verdi: “Türkiye’nin doğal kaynaklarının
bugünkü rayiç değeri 3,5 trilyon dolar civarındadır
ve bu kaynakları harekete geçirmemiz gerekir.
20 milyar ton linyit rezervimiz var ve bu kömürler 30
trilyon metreküp doğalgaz içeriyor. Kömürden doğalgaz
ve petrol üretilerek, Türkiye’nin bu konudaki ithalatı
azaltılabilir. İthal edilen diğer ham ve yarı mamul maddelerin
pek çoğu da Türkiye’de üretilebilir.”
Prof. Önal, YMGV olarak bu kaynakların harekete geçirilmesi
için ilgililere sunulmak üzere bir stratejik plan
çalışması yaptıklarını belirterek şöyle konuştu:
“Amerika Birleşik Devletleri’nde bile gayri safi milli
hasıla da (GSMH) madencilik payının %4,5, Kanada’da
%7,5, Avustralya’da %8,6, Çin’de %13, Hindistan’da
%15, BDT+Rusya Federasyonu’nda %14 seviyesinde
iken, Türkiye’de sadece yüzde 1,5 civarındadır.
Vakfımızın yaptığı stratejik çalışmaya göre, madenciliğin
GSMH içindeki payının %10’a yükselmesi için, 5+5
yılda 100 milyar dolar yatırım gerekmektedir. İlk 5 yılda,
50 milyar dolar yatırım ile, kurşun-çinko izabe tesisleri,
demir-çelik izabe tesisleri, nadir toprak oksitleri, maden
ve tesis yatırımı, atıklardan yan ürün kazanımı, porfiri
bakır yataklarının işletilmesi ve entegre tesislerinin kurulması,
altın ve gümüş entegre tesislerinin kurulması,
kömürün gazlaştırılması ve sıvı yakıt üretimi tesislerinin
kurulması, kömürden hidrojen üretimi araştırma ve pilot
tesislerinin kurulması, doğaltaş ve endüstriyel minerallerle
ilgili çalışmaların yapılması gerekir.
İkinci 5 yılda da, paslanmaz çelik, demir-çelik, bakır,
alüminyum, altın, gümüş, lityum, kömür ve bitümlü
şistlerden gaz, sıvı yakıt, hidrojen üretimi ve enerji
santralleri, kobalt, nikel, bor alaşımları, doğal taş ve
endüstriyel mineral üretimlerini sağlayacak madenlerin
işletilmesi ve entegre tesislerin kurulması için 50 milyar
dolar yatırım gerekir. Bu başarılabilirse, GSMH içindeki
madenciliğin payı %10 düzeyine yükselecektir.
Önemli bir maden potansiyeline sahip olan ülkemizde,
önerilen yatırımlar 5+5 yıl içinde yapıldığı takdirde,
ülkemizin yıllık maden üretimi ve entegre tesisler geliri,
ilk beş yılda, 70 milyar dolara, 10 yıl sonunda ise,
150 milyar dolara yükselecektir. Sanayi hammaddeleri
ve uç ürünlerin üretimi ile yerli sanayi gelişecek, ithal
ikamesi sağlanacaktır. Yan hizmetler ile birlikte en az
500.000 kişiye iş imkânı sağlanacak, kırsal kesimden
şehirlere göç önlenecektir. 10 yılda 100 milyar dolar yatırım
yapıldığında, maden ve entegre üretimler ile yıllık
madencilik ve entegre üretim geliri en az 150 milyar dolar
düzeyinde olacaktır. Bugün 97,8 milyar dolar olan
maden ve maden ürünleri ithalatımız, önerilen yatırımlar
gerçekleşirse, 5 yıl sonunda 40 milyar dolara, 10 yıl
sonunda ise 15 milyar dolara düşecektir. Görüldüğü gibi
5 yılda yapılacak yatırımlar sonucu, bugünkü değerlere
göre yaklaşık 58 milyar dolar, 10 yıl sonunda 25 milyar
dolar olmak üzere, ithalattan toplam olarak 83 milyar
dolar tasarruf sağlanacaktır.”
14 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 15
VAKIF’TAN HABERLER
Temiz enerji için de maden
şarttır
Basın toplantısında konuşan YMGV yönetim kurulu
üyesi İbrahim Halil Kırşan, uluslararası kuruluşların
organizasyonunda gerçekleştirilen Rio, Kyoto ve Paris
İklim Değişikliği ve Çevre Sözleşmeleri çerçevesinde,
hidrokarbonlardan yenilenebilir kaynaklara geçişe
odaklı bir enerji dönüşüm paradigmasının hem ülkemizde
hem de dünyada uygulanmakta olduğunu hatırlattı.
Bu dönüşüm için de kritik ve stratejik maden ve minerallere
giderek daha fazla ihtiyaç duyulduğunu söyleyen
Kırşan, “Hem yenilenebilir enerji komponentlerinde
hem de elektrikli araçlarda çok daha fazla maden kullanılmaktadır.
Bakır, alüminyum, nikel, lityum, kobalt ve
grafit gibi madenlere ihtiyaç, önümüzdeki dönemde altı
kat daha fazla olacaktır,” dedi.
Kırşan, ABD ve AB ülkelerinin bu stratejik mineral ihtiyacının
güvenli tedarikine dönük planlar yaptıklarını
ve ülkemizin de hızlı bir şekilde kendi kritik ve stratejik
maden ve mineral üretim planını hazırlaması gerektiğini
söyledi.
Maden yatırımlarını ülkemize
çekmeliyiz
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı yönetim kurulu
üyesi Dündar Ergunalp, Türkiye’nin maden yatırımları
konusunda maalesef cazip bir ülke olmadığını belirterek,
Kanada’daki Fraser Enstitüsünün her yıl yaptığı
madenciliğe yatırım cazibesi araştırmasının güncel sonuçlarını
şu şekilde özetledi:
“Hukuk sistemi, vergi sistemi, idari konulardaki belirsizlikler,
jeolojik veri tabanı, işçi-işveren ilişkileri, alt
yapı, çevre mevzuatı gibi toplam 15 farklı parametre
üzerinden yapılan bu değerlendirmeye göre, 2021 yılında
Türkiye 84 ülke arasında 60. sırada, yani pek de cazip
değil. Dahası, Türkiye yıllardır bu seviyelerde. ‘Yer altında
madenimiz var, yatırım yapıp çıkaralım’ demekle
olmuyor, öncelikle yatırım için uygun ortamın sağlanması
gerekiyor.”
Madenciler taahhütlerini yerine
getirmeli
YMGV yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Remzi Karagüzel,
toplantıdaki konuşmasında, 6 Şubat 2024 Kahramanmaraş
depreminde, bölgede bulunan 750 civarındaki
maden işletmesinde önemli bir hasar oluşmadığı bilgisini
verdi. Madencilik eğitimine de değinen Karagüzel,
ülkemizde yer altı kaynaklarımızın değerlendirilmesine
yönelik eğitim programlarının üniversiteler bünyesinde
bulunduğunu ve Anadolu’nun her tarafına yayıldığını
ancak çok sayıda mezun yetiştirilmesinden dolayı, bazı
okulların kapandığını, öğretim kadrolarının madencilik
başta olmak üzere, ülkenin sorunlarına çözüm üretmek
için değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Prof. Karagüzel, aramadan uç ürün elde edinceye kadar,
madenciliğin her aşamasında karşımıza çıkabilecek olası
sorunların ve bunlara karşı alınacak önlemlerin Çevresel
Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarında belirtildiğini
söyledi. Yatırımcının bu önlemleri almayı taahhüt ettiği
ve kamunun da bunu denetlediği bir faaliyette, olumsuz
bir durumun oluşmaması gerektiğini vurgulayan Karagüzel,
“Sorun bu taahhütlerin ve denetim görevinin hakkıyla
yerine getirilmemesinden kaynaklanıyor. Dünyada
çok güzel örnekler varken, ülkemizde maden üretiminden
şikâyet edilmesi kabul edilemez” dedi.
İklim değişikliği bir tuzak
Toplantıda, deprem konusuna da değinen Prof. Dr. Güven
Önal, doğal afetlerde can ve mal kayıplarının önlenmesinde
madenciliğin önemli bir rol oynadığını ifade
etti. ‘Deprem öldürmez, bina öldürür’ diyen Önal, binalarda
kullanılan madencilik ürünlerinin niteliğinin bina
yıkımlarında önemli olduğunu ve nitelikli ürünlerle yıkımların
yarıdan fazlasının önlenebileceğini belirtti.
Prof. Önal, iklim değişikliğine ilişkin bir soruya yanıt
verirken, iklim değişikliğinin gelişmiş Batı ülkelerinin
bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için hazırladıkları bir
tuzak olduğunu söyledi. Kömür başta olmak üzere hidrokarbonların
günah keçisi haline getirildiğini savunan
Önal, Paris İklim Anlaşmasının da kendisinden önceki
Rio ve Kyoto Sözleşmeleri gibi uygulanabilir olmadığını
ve onlarla aynı akıbete uğrayarak bir süre sonra unutulup
gideceğini iddia etti.
Başta madencilik sektörüne değer katan
emekçi kadınlar olmak üzere tüm kadınların
Dünya
Kadınlar Günü
Kutlu Olsun
16 SEKTÖRMADEN
VAKIF’TAN HABERLER
Cumhuriyet’in madenciliğe
sundukları
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı, Cumhuriyet’in 100. yılı kutlamaları kapsamında
“Cumhuriyet’in Madenciliğe Sundukları” konulu bir açık oturum düzenledi. 26 Ekim
2023 günü Maden Yük. Müh. Dündar Ergunalp’in moderatörlüğünde çevrimiçi olarak
gerçekleştirilen oturumda Dr. A. Vedat Oygür, Prof. Dr. Gülhan Özbayoğlu, Dr. Hüseyin
Avni Yazan, Maden Yük. Müh. Sabri Karahan ve Prof. Dr. Güven Önal Cumhuriyet’in
madenciliğe ve madenciliğin Cumhuriyet’e kattıkları üzerine konuştular. Açık oturumda
konuşmacılar özetle şu görüşleri dile getirdiler.
Güven Önal:
Tam bağımsızlık için madencilik
Büyük Atatürk milletin
önüne “muasır
medeniyetler seviyesine
yükselme”
hedefi koymuştu.
O dönemde yapılan
her devrimin ardında
bu hedef vardı.
Atatürk’ün düşüncesine
göre, Türkiye
yani Osmanlı, sanayi
devrimini ıskalamıştı. Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin
çağdaş uluslar düzeyine yükselebilmesi için bu sanayi
devrimini yapması gerekiyordu. İşte, Cumhuriyet’in ilk
dönemlerdeki tüm yatırım ve atılımlar bu felsefe üzerine
kurulmuştu. Cumhuriyet’in ilk döneminde hakikaten
Türkiye yıkılmış, yakılmış ve son derece kötü, çökmüş
bir durumdaydı, temel ihtiyaç maddeleri bile yoktu. Dolayısıyla
ilk aşamada birtakım fabrikalar, tesisler kurularak
bu temel ihtiyaçların tedariki gerekiyordu. Şeker
fabrikaları, bez fabrikaları böyle kuruldu, yani halkın
üzerinde giyecek bir şey bile yoktu. Bu temel maddeler
arasında tabi demir de vardı, işte Karabük’ün kurulma
nedeni budur. Özellikle ray yaparak demiryolunu Anadolu’nun
içine uzatma hedefi Karabük’ü kurdurmuştur.
Bunun yanı sıra, uçak endüstrisi daha dünyada da yeni
olduğu bir dönemde uçak fabrikaları kurulmuş, bu fabrikaların
yaptığı uçaklar uçmuştur da.
Atatürk’ün ölümünden sonra 2. Dünya Savaşı’na denk
gelen dönemde Türkiye önemli önceki gibi önemli yatırımlar
yapamadı, bütün kaynakları ülkeyi koruma, silahlanma
vesaireye harcadı. 1950’lere gelindiğinde maalesef
Türkiye’nin yönü değişti. Yani siyasi ve ekonomik
olarak tam bağımsızlık rayından çıkılarak ülke ekonomisi
dışarıya bağımlı hale getirildi. Sonrasında, rahmetli
Demirel döneminde de önemli yatırımlar yapıldı. Batı
dünyasının karşı çıkmasına rağmen, Sovyetler Birliği
teknolojisi ile Ereğli ve İskenderun demir çelik fabrikaları,
Seydişehir alüminyum, biri Elâzığ biri Antalya’da
olmak üzere iki tane ferrokrom tesisi, Mersin’de kromsan
ve Şişecam fabrikaları kuruldu. Bunların dışında,
çimento fabrikaları, barajlar, hidroelektrik ve sulama
projeleri de Demirel döneminde gerçekleştirildi.
Özetle, Cumhuriyet döneminin demek iki ayrı fazı var:
Birisi Atatürk dönemi ve cumhuriyetin kazanılması,
ikincisi de Demirel dönemindeki yatırımlar. 1950’lerden
itibaren Batı, Türkiye ekonomisini kendine bağımlı kılacak
şekilde yönlendirmiştir, örneğin alüminyum tesisi
kurmamızı engellemeye çalışmış, nükleer teknoloji geliştirmemizi
engellemiştir. Aynı durum bugün de devam
ediyor. Umuyorum ki Türk ulusu bu uykudan uyanıp bu
tuzağa bir daha düşmez, kendi kaderini tekrar kendi ellerine
alır.
Hüseyin Avni Yazan:
Karabük ulus yaratmak için
kurulmuş
Karabük’e dikkatli
bakmak gerek. Çünkü
onun kurulması salt
ekonomik amaçlarla
değil, daha derin bir
sebebi var. Karabük
1935’te kurulmuş.
Bence Karabük ulus
yaratmak için kurulmuş.
Yani ümmetten
millet yaratmak için.
Nasıl yaratıyor Karabük çelikten milleti? Ray yaparak,
demir yollarını kurarak. Yurt dışına borcumuz var, onu
ödememiz lazım. Onun için Mustafa Kemal madenciliğe
önem vermiş, madenciliği çalıştırmış. MTA’yı, Etibank’ı,
Sümerbank’ı kurmuş, Karabük’ü kurmuş.
Peki, ümmetten millet yaratmak nasıl olur? Edirne’deki
adam kalksın en kısa zamanda Ankara’ya gelebilsin,
İstanbul’a gidebilsin, Doğu’ya gidebilsin. İnceledim gelişmiş
ülkeler hep ray yaparak o rayların üzerinde trenleri
yürüterek ekonomilerini geliştirmişler. Karabük’ün
kurulma sebebi de tam olarak bu. Fakat 1950’lerden
sonra birileri çıkmış, “demiryolu komünist işidir, biz yol
yapacağız,” demiş, demiryolu yapmaktan vazgeçilmiş,
Karabük de ray yerine inşaat demiri yapmaya başlamış.
Bir de, Malatya’da Hasan Çelebi’de büyük bir demir
cevheri rezervi var. Yurt dışına gitmiş Türk madencilerden
uzmanlar getirdik, Hasan Çelebi’ye küçük bir köy
kurduk, o köyde MTA’nın küçüğünü kurduk. En yeni
ekipmanlarla, aletlerle donattık, araştırma yapacak, sırf
demir-çelik üzerine çalışacaktı. Onu da gereksiz diye
kapattılar. 28 kişi çalışıyordu Hasan Çelebi’de, onları da
işten çıkarıp dağıttılar.
Yani bugün halkımız hala ümmet olmaktan kurtulup
millet olamamışsa bunun en büyük nedeni ray yapaktan
vazgeçişimizdir. Cumhuriyet’in devrimlerini sürdüremedik,
değerlerini yeni kuşaklara aktaramadık, sanayimizi
geliştiremedik, ekonomik bağımsızlığımızı koruyamadık.
Bugünkü halimizin nedeni budur.
Sabri Karahan:
Cumhuriyet’in maden devrimini
sürdüremedik
Ben Cumhuriyet’in
maden devrimini yaşadım
diyebilirim. Ergani
Bakır’da büyüdüm.
Oradaki tesisi, oradaki
tarihi yaşadım. Yarattığı
gelişmeyi yaşadım.
Azıcık onu anlatmaya
çalışacağım. Ergani
Bakır’da aslında tarihten
bu yana kesintilerle
de olsa Roma tarihinde de Osmanlı tarihinde de devamlı
üretim yapılmıştır.
Atatürk’ün madenciliğe verdiği önemin ardında sadece
mali kaynak yaratma kaygısı yoktu. Elbette ilk yıllarda
birincil amaç borç ödeyecek kaynak yaratmaktı ama
madencilik devriminin esas amaçları arasında ekonomik
bağımsızlığı güvenceye almak, istihdam yaratmak, toplumsal
dönüşüm sağlamak da vardı. 1924’teki İzmir İktisat
Kongresinde zaten bu açıkça öngörülmüştü. Yerli
sanayi ve ona yerli hammadde sağlayacak madenciliğin
geliştirilmesi aynı zamanda toplumsal bir dönüşüme de
katkı sağlıyordu. Cumhuriyetin bu dönemde anlayış şu
idi: Bir tesisi kuruyorsak ve o tesis orada sosyal hayata da
örnek olmalı diye. Cumhuriyet bunu tasarlamıştı. Ergani
bunun en güzel örneğidir. O zaman 3 bin işçi çalışıyordu.
Misafirler, mühendisler, bekar mühendisler Alman binası
diye bir binada kalırdı. Gayet modern, bakımı, temizliği
kaliteli bir misafirhane. Müdür evi fabrikadan aşağı yukarı
1 kilometre mesafedeydi. Konferans salonundan tenis
kortuna, sağlık ocağından iki ilkokul ve bir orta okuluna
kadar adeta modern bir şehir gibiydi. Danslı ve müzikli
toplantılar, yılbaşı ve bayram kutlamaları, balolar yapılırdı.
Maden bölgenin çehresini değiştirdi, eğitim ve kültür
seviyesini artırdı.
Ergani ve Cumhuriyet’in diğer maden işletmeleri madencilik
eğitimi açısından da bir okul gibiydi. Hemen
hemen bütün mühendisler bu madenlerde yetişiyordu.
Böyle bir devrim gerçekleşmişti. Ama maalesef sonu
kötü oldu, yanlış siyasi tercihlerden ötürü bu devrim
sürdürülemedi.
18 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 19
VAKIF’TAN HABERLER
Vedat Oygür:
Madenciliğin beşiği Anadolu
Yani dünyada madenciliğin
başladığı
yer Anadolu toprakları.
Bizim Ergani’deki
Çayönü ilk
bakır madenciliğinin
yapıldığı yer. İlk
kapalı bakır ocakları
Türkiye’de, Tokat
civarında. Dünyada
demirin temelden
eritilip de demir olarak
dökülmesi ilk defa Anadolu’da, Hititler yapıyorlar.
Tarihin ilk maden ruhsatının belgeye geçtiği yer de yine
bu topraklarda. Yani çok önemli dünya madencilik tarihi
açısından Anadolu’nun yeri. Fakat biz nedense bir türlü
Anadolu’yu öne çıkaramıyoruz. Ama her konuda bu
böyle. Madencilikte de öyle.
Osmanlı’nın ilk fethettiği yerler hep madencilikte yeri
olan yerler. Nerelerde büyük, bol maden var hep oraları
fethediyorlar önce. Yani çok önem veriyor o dönem
madenciliğe. Fakat sonradan ilerleme döneminde artık
madenciliği bırakıyorlar. Ondan sonra zaten, ne yazık ki,
madencilik neredeyse bitme noktasına geliyor.
Ama cumhuriyet kurulunca, madencilik tekrar hak ettiği
önemi kazanıyor. 1920’lerden itibaren çalışmalar başlıyor.
1933 yılında ilk resmi madencilik kurumu oluşturuluyor.
Bir tarafı petrol arama ve işletme idaresi, bir
tarafı da altın arama ve işletme idaresi. 1935’te o zamanki
adıyla Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü kuruluyor,
onun tespit ettiği madenleri çıkarıp işlemek üzere
Etibank ve Sümerbank kuruluyor. Tabii Cumhuriyet çok
ileri görüşlü. MTA, Türkiye’de madencilik çalışmalarına
personel yetiştirecek bir akademi olarak düşünülüyor.
O dönemden itibaren madencilikte çok büyük bir gelişme
başlıyor. Fakat bu dönem ne yazık ki bu çok uzun
sürmüyor. II. Dünya Savaşı’nın ardından ülkenin siyasi
rotası değişiyor, kendi topraklarımız üzerindeki bütün
kontrolü kaybediyoruz ve bir yerde bize verilen talimatları
yerine getirir hale geliyoruz.
20 SEKTÖRMADEN
Gülhan Özbayoğlu:
Kadın madenciler Cumhuriyet’e
çok şey borçlu
Tarihsel belgelerde
ilk kadın maden
mühendisi 1562’de
Fransa’da görülüyor.
Dünyada maden mühendisliğinde
hem
eğitim hem de çalışma
alanında kadınların
kabulü çok zor olmuş.
Amerika Birleşik
Devletleri’nin en tanınmış
üniversitelerinden bir tanesi Colorado School
of Mines 1874’te ne ırk ne cinsiyet farkı gözetmeksizin
eğitime başlıyorum dediği halde ilk kadın maden
mühendisini 1903’te mezun ediyor. İkincisi 1920’de,
üçüncüsü de 1969’da. O bakımdan Türkiye çok büyük
bir aşama kaydetmiş.
Mesela Türkiye’de 1953’te İstanbul Teknik Üniversitesi
kadın talebe kabul ettiği halde Avusturalya 1986’da,
Güney Afrika 1994’te, Hindistan 2003’te ilk mezununu
verdi. Türkiye’de, Atatürk’ün getirdiği avantajlar
çerçevesinde kadınlara çok büyük bir vizyon açıldı ve
kadınların madenlerde çalışma olanağı arttı. Kadınların
maden mühendisliği okumasında bir kısıtlama yoktu, fakat
mesleğin zor olması, ağır olması ve de kadınların doğurganlık,
çocuk bakımı gibi üstlendikleri görevler yine
de engel teşkil ediyordu. Dünyada kadınların madenlerde
çalışmasını engelleyen kanunlar da vardı. Halen
Tunus, Fas ve Arjantin gibi ülkelerde bu yasak devam
ediyor. Bizde de kadınların yer altında çalışması yasaktı.
Maden Mühendisleri Odası bunun mücadelesini
verdi ve 2012 yılında maden mühendisi kadınlar için
bu yasak kaldırıldı.
Şu anda kadınlar maden mühendisliğinin her alanında
çalışabilmekteler. Fakat sektörde çalışan kadın sayısına
baktığımızda durum pek de iç açıcı görünmüyor. İki
sene önceki rakamlara göre, aktif çalışan kadın maden
mühendisi oranı yalnızca yüzde 13. Mezun sayılarına
baktığımızda ise, 2021’de üniversitelerden 321 maden
mühendisi mezun olmuş, bunun sadece 42’si kadın.
Yani madencilikte kadın erkek eşitliğini sağlamak için
daha almamız gereken yol var.
TS EN ISO/IEC 17025
ISO 9001:2015
ISO 14001:2015
OHSAS 18001:2007
Accredited Laboratory
İ.O.S.B. Ağaç İşleri Sanayi Sitesi
1354. Cadde 1358. Sokak No: 43-45
İvedik-Yenimahalle / Ankara - TURKEY
T: +90.312 395 77 95 • F: +90.312 395 77 96
www.argetest.com • info@argetest.com
VAKIF’TAN HABERLER
TV programları ve tanıtım etkinlikleri
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı, madenciliği tanıtım çalışmalarını ve eğitim seminerlerini 2024 yılında
da sürdürüyor. Öncekilere ilave olarak, Şubat ayından itibaren 4 yeni program ayda bir çevrimiçi olarak
gerçekleştirilmeye başlandı. Bu programlar şunlar:
Madenciler ile Sohbet (Moderatör: Mad. Yük. Müh. Sümeyra Eşgün)
Maden İşletmelerinin Tanıtımı (Moderatör: Mad. Yük. Müh. Nursun Şirvancı)
Maden Makinaları Üreticilerinin Tanıtımı (Moderatör: Mad. Müh. Merve Harzadin Nazikoğlu)
Yer Bilimleri Öğrencileri ile Sohbet (Moderatör: Şeyda Çağlayan)
2 Ocak 2024
Bloomberg HT- “Maden Dünyası”
Konu: Türkiye ve Dünya’da Çinko
Konuk: Selim Ergüder - Uluslararası Çinko ve
Kurşun Çalışma Grubu Üyesi
10 Ocak 2024
Eğitim Semineri
Konu: Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv
Raporlama Kodu
Eğitmen: Ahmet Şentürk, UMREK Yetkin Kişisi
13 Ocak 2024
Bloomberg HT- “Yaşam ve Maden”
Konu: Yeşil Dönüşüm, Cari Açık ve Madencilik
Konuklar: Mehmet Yılmaz, Türkiye Madenciler
Derneği 2. Başkanı,
Maden Platformu Sözcüsü, Altın
Madencileri Derneği Başkanı ve Tuğba
Özay, Şarkıcı, Oyuncu ve Sunucu
16 Ocak 2024
Bloomberg HT- “Maden Dünyası”
Konu: Madencilik Kaynaklı Cari Açık
Konuk: Hasan Yücel, YMGV Yön. Kur. Bşk.
Yardımcısı. .
18 Ocak 2024
Ekotürk – “Ali Çağatay ile Ana Haber Bülteni”
Konu: Madenlerin Ekonomideki Önemi
Konuk: Prof. Dr. Güven Önal, Yurt Madenciliğini
Geliştirme Vakfı Başkanı
20 Ocak 2024
Bloomberg HT-“Yaşam ve Maden”
Konu: Yeşil Dönüşüm, Cari Açık ve Madencilik
Konuk: Mehmet Yılmaz, Türkiye Madenciler
Derneği 2. Başkanı, Maden Platformu
Sözcüsü, Altın Madencileri Derneği
Başkanı ve Tuğba Özay, Şarkıcı, Oyuncu
ve Sunucu
27 Ocak 2024
Bloomberg HT- “Yaşam ve Maden”
Konu: Madenlerin Önemi ve Gerekliliği
Konuk: Mad. Yük. Müh. İsmet Kasapoğlu,
Türkiye Madenciler Derneği eski başkanı
ve Dr. Şeref Oğuz, Nasıl Bir Ekonomi
Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı
30 Ocak 2024
Bloomberg HT- “Maden Dünyası”
Konu: Deprem Gerçeğinde Agrega’nın Önemi
Konuk: Temel Yaz, Agrega Üreticileri Birliği
Yönetim Kurulu Başkanı
6 Şubat 2024
Madenciliği Tanıtım Toplantıları (Çevrimiçi)
Konu: Madencilerle Sohbet
Moderatör: Sümeyra Eşgün
7 Şubat 2024
Eğitim Semineri (Çevrimiçi)
Bilfer Madencilik ve Turizm A.Ş.
Konu: Maden ve Cevher Hazırlama Tesisi Proje
Esasları
Eğitmen: Prof. Dr. Güven Önal, Yurt Madenciliğini
Geliştirme Vakfı Başkanı
12 Şubat 2024
Eğitim Semineri (Çevrimiçi)
Bilfer Madencilik ve Turizm A.Ş.
Konu: Cevher Hazırlama Tesislerinin
İşletmeciliği ve Kritik Denetim Noktaları
Eğitmen: Prof. Dr. Güven Önal, Yurt Madenciliğini
Geliştirme Vakfı Başkanı
13 Şubat 2024
Bloomberg HT - “Maden Dünyası”
Konu: Türkiye’de Madencilik Nasıl Gelişir?
Konuk: Mad. Yük. Müh. Sümeyra Eşgün, Meyra
Madencilik Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı
13 Şubat 2024
Madenciliği Tanıtım Toplantıları
Konu: Maden Makinaları Üreticilerinin Tanıtımı -
Ortadoğu Sondaj
Moderatör: Merve Harzadın Nazikoğlu
14 Şubat 2024
Eğitim Semineri (Çevrimiçi)
Bilfer Madencilik ve Turizm A.Ş.
Konu: “Madenlerde ve Tesislerde Maliyet
Denetimi ve Maliyet Düşürme Teknikleri”
Eğitmen: Prof. Dr. Güven Önal, Yurt Madenciliğini
Geliştirme Vakfı Başkanı
15 Şubat 2024
Eğitim Semineri
Bilfer Madencilik ve Turizm A.Ş.
Konu: Madencilik ve Cevher Hazırlamada
Yenilikler
Eğitmen: Prof. Dr. Güven Önal, Yurt Madenciliğini
Geliştirme Vakfı Başkanı
19 Şubat 2024
Eğitim Semineri
Bilfer Madencilik ve Turizm A.Ş.
Konu: İş Sağlığı ve Güvenliği (Yeraltı ve Açık
İşletme)
Eğitmen: Selim Akyıldız, Maden Mühendisi A Sınıfı
İş Güvenliği Uzmanı
5 Mart 2024
Madenciliği Tanıtım Toplantıları (Çevrimiçi)
Konu: Madencilerle Sohbet
Moderatör: Sümeyra Eşgün
7 Mart 2024
(Çevrimiçi)
Konu: Dünya Kadınlar Günü -
Kadın Madenciler Söyleşisi
Moderatör: Esin Şişman
12 Mart 2024
Madenciliği Tanıtım Toplantıları (Çevrimiçi)
Konu: Maden Makinaları Üreticilerinin Tanıtımı
Firma: - “Ersencer Makina” (Talpa
Makina San. ve Tic. A.Ş.
Moderatör: Merve Harzadın Nazikoğlu
19 Mart 2024
Madenciliği Tanıtım Toplantıları (Çevrimiçi)
Tümad Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Konu: Sürdürülebilirlik Yaklaşımı ve Sorumlu
Madencilik Uygulamaları
Konuk: Bilge Küçükaytan, Entegre Yönetim
Sistemleri ve Sürdürülebilirlik Müdürü
Moderatör: Mad. Yük. Müh. Nursun Şirvancı
Reklam kampanyaları
22 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 23
TÜRKİYE’DEN HABERLER
NTE’ler ekonomik kalkınma
için kritik
MTA Genel Müdürlüğü, Munzur Üniversitesi
Nadir Toprak Elementleri Uygulama ve
Araştırma Merkezi ve Sanayi Genel Müdürlüğünün
ortaklığıyla yürütülen AB destekli “Türkiye’nin
Nadir Toprak Elementlerinin Araştırma ve İnovasyon
Kapasitesini Geliştirme Projesi” (NTE Projesi)
kapsamında düzenlenen Nadir Toprak Elementleri Uluslararası
Zirvesi 21-22 Şubat 2024 tarihlerinde Ankara’da
gerçekleştirildi.
sadece bir tercih değil, zorunluluk olduğunu ifade eden
Kacır, bu elementlerin yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesinde
vazgeçilmez rol oynadığını ve sürdürülebilir
inovasyon ile yeşil ve dijital dönüşümün kapılarını araladığını
belirtti.
Dünyanın en büyük ikinci NTE
rezervi Eskişehir’de
Türkiye’de NTE sektöründeki önemli gelişmeler, proje
kapsamında gerçekleştirilen faaliyetler ve elde edilen
ilerlemeleri paylaşmak amacıyla proje paydaşları rak elementi rezervinin Eskişehir’in Beylikova ilçesin-
694 milyon tonla dünyanın en büyük ikinci nadir top-
ile ulusal ve uluslararası sektörel uzmanların bir araya de keşfedildiğini ve bu rezervi işleyecek pilot tesisin de
geldiği zirvede, yenilenebilir enerji sistemleri, elektrikli geçen yıl açıldığını bildiren Bakan Kacır, “Bu stratejik
er ekonomik kalkınma için kritik
araçlar, dijital teknolojiler ve havacılık gibi sektörlerdeki
kullanımı Üniversitesi ile Nadir NTE’lerin Toprak en Elementleri önemli kritik Uygulama hammadde-
ve Araştırma bağımlılığını azaltmanın yanında bizi nadir toprak ele-
üretim kabiliyeti kritik ham maddelerde ülkemizin dışa
ürlüğü, Munzur
Genel Müdürlüğünün ortaklığıyla yürütülen AB destekli “Türkiye’nin Nadir Toprak
aştırma ve
ler
İnovasyon
arasında
Kapasitesini
olduğu
Geliştirme
ve bu bakımdan
Projesi” (NTE
Türkiye’nin
Projesi) kapsamında
ekonomik
kalkınması Uluslararası için Zirvesi kilit 21-22 bir Şubat rol oynadığı 2024 tarihlerinde vurgulandı. Ankara’da haline getirecek.” şeklinde
mentleri tedarik zincirinde önemli bir küresel oyuncu
Toprak Elementleri konuştu.
Elektrik üretiminde kömür
tahtını koruyor
BU HABER İÇİN GEREKİRSE GÖRSEL OLARAK KÖMÜR
*** Başlık: Elektrik üretiminde kömür tahtını koruyor
2022 Enerji yılı Günlüğü sonu verisine web sitesi göre ve 2,9 uluslararası GW’lık danışmanlık artış anlamına kuruluşu Kea
geliyor. – Türkiye’nin Bunun yüzde En Büyük 30’luk Elektrik kısmını Üreticileri hidroelektrik Raporu’nun santraller
oluşturuyor. Doğal gaz santrallerinin payı yüzde
beşincisi y
devi Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) 21.802 MW’lik üretim kapas
MWe’lik kapasite ile ikinci sırada yer alan ENKA’yı, 3.792 MWe se
24, yerli kömür santrallerinin payı yüzde 11, ithal kömür
E.ON ile Sabancı Grubu ortaklığı Enerjisa izliyor.
santrallerinin payı yüzde 10 seviyelerinde bulunuyor.
Kurulu ***Ara gücün başlık: yüzde Kömürün 11’i rüzgâr, kurulu yüzde güçteki 11’i payı güneş, yüzde yüz-20de 2’si jeotermal santrallerinden oluşuyor. Geriye kalan
üretimd
yaklaşık MW100 yüzde araştırmasına 3’lük kısım göre, ise Türkiye’nin sıvı yakıt, işletmedeki atık ısı gibi elektrik üre
çeşitli itibarıyla kaynak toplam türlerine 106,7 ait. gigavat (GW). Bu rakam, 103,8 GW’lık 2022
artış anlamına geliyor. Bunun yüzde 30’luk kısmını hidroelektrik
Türkiye’nin santrallerinin brüt payı elektrik yüzde 24, üretimi yerli kömür 2023 yılında santrallerinin 326,3 payı yüzde
yüzde 10 seviyelerinde bulunuyor. Kurulu gücün yüzde 11’i rüz
TWh düzeyinde gerçekleşerek 2022 yılına kıyasla yüzde
jeotermal santrallerinden oluşuyor. Geriye kalan yaklaşık yüzde 3’l
çeşitli
0,1 arttı.
kaynak
Brüt
türlerine
elektrik
ait.
üretiminin yüzde 36’lık kısmı
ithal (yüzde 22) ve yerli (yüzde 14,2) kömür santrallerinden
Türkiye’nin elde edilirken, brüt elektrik ikinci üretimi sırada 2023 yüzde yılında 21’lik 326,3 pay TWh ile düzeyind
doğal yüzde gaz 0,1 santralleri arttı. Brüt elektrik yer aldı. üretiminin Brüt elektrik yüzde üretiminin 36’lık kısmı ithal (yüz
yüzde santrallerinden 20’lik kısmı elde jeotermal, edilirken, güneş ikinci sırada ve rüzgâr, yüzde yüzde 21’lik pay ile d
20’lik elektrik kısmı üretiminin hidroelektrik, yüzde 20’lik kalan yüzde kısmı jeotermal, 3’lük kısmı güneş ise ve rüzgâr
kalan yüzde 3’lük kısmı ise sıvı yakıt ve atık ısı gibi çeşitli kaynakla
sıvı yakıt ve atık ısı gibi çeşitli kaynaklardan sağlandı.
ektöründeki Zirvede önemli gelişmeler, konuşan proje Sanayi kapsamında ve Teknoloji gerçekleştirilen Bakanı faaliyetler Mehmet ve elde Avrupa Birliği desteğiyle yürütülen NTE Projesi ile de
paylaşmak Fatih amacıyla Kacır, proje Türkiye’nin paydaşları ile gelecekte ulusal ve uluslararası 5G teknolojilerinden
sektörel uzmanların ulusal AR-GE kapasitelerini güçlendirdiklerini vurgulayan
Kacır, “Ülkemizde sürdürülebilir bir NTE tedarik
rvede, yenilenebilir enerji sistemleri, elektrikli araçlar, dijital teknolojiler ve havacılık
uçan akıllı mobilite sistemlerine kadar birçok alanda
kullanımı ile NTE’lerin en önemli kritik hammaddeler arasında olduğu ve bu
’nin ekonomik büyük kalkınması atılımlar için kilit gerçekleştireceğini bir rol oynadığı vurgulandı. ve bunun da kritik zincirinin kurulmasına zemin oluşturuyoruz. NTE’leri
Sanayi ve malzeme Teknoloji ve Bakanı ham Mehmet maddelere Fatih sürdürülebilir Kacır, Türkiye’nin erişimi gelecekte sağlamayla
mobilite mümkün sistemlerine olacağını kadar söyledi. birçok NTE’lere alanda büyük erişimin atılımlar şüm yapabilecek laboratuvar ve merkezleri ülkemize ka-
5G katma değeri yüksek ürünlere dönüştürecek, geri dönü-
uçan akıllı
i ve bunun da kritik malzeme ve ham maddelere sürdürülebilir erişimi sağlamayla zandırıyoruz. Proje kapsamında MTA Genel
Müdürlüğü bünyesinde NTE e-atık geri
ı söyledi.
n sadece
orunluluk
dönüşüm altyapısı inşa ediyoruz. Munzur
en Kacır,
Üniversitesi NTE Uygulama ve Araştırma
Merkezi bünyesinde kurulan cevher
yenilikçi
zenginleştirme ve AR-GE tesisini destekliyoruz.
ynadığını
İki tesisin de üretime geçmesiyle
novasyon
NTE’lerde dışa bağımlılığımızı azaltacağız.
2 milyar dolara yakın ciroya ve 1,5
dijital
kapılarını
milyar dolarlık ihracat kapasitesine ulaşan
ünyanın
rüzgâr enerjisi sanayisi başta olmak üzere
ci NTE
birçok sektörün ihtiyaç duyduğu ve halihazırda
’de
tamamını ithal ettiğimiz mıknatısları
üretme kabiliyeti elde edeceğiz,” dedi.
dünyanın
dir toprak elementi rezervinin Eskişehir'in Beylikova ilçesinde keşfedildiğini ve bu
ilot tesisin de geçen yıl açıldığını bildiren Bakan Kacır, “Bu stratejik üretim kabiliyeti
Enerji Günlüğü web sitesi ve uluslararası danışmanlık
kuruluşu Kearney tarafından hazırlanan
MW100 – Türkiye’nin En Büyük Elektrik Üreticileri
Raporu’nun beşincisi yayınlandı. Araştırmaya
göre, kamu devi Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) 21.802
MW’lik üretim kapasitesiyle zirvede yer alıyor. 3.978
MWe’lik kapasite ile ikinci sırada yer alan ENKA’yı,
3.792 MWe seviyesindeki kurulu gücü ile Alman E.ON
ile Sabancı Grubu ortaklığı Enerjisa izliyor.
24 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 25
lerde ülkemizin dışa bağımlılığını azaltmanın yanında bizi nadir toprak elementleri
önemli bir küresel oyuncu haline getirecek.” şeklinde konuştu.
Kömürün kurulu güçteki payı
yüzde 20, üretimdeki payı yüzde 36
MW100 araştırmasına göre, Türkiye’nin işletmedeki
elektrik üretimi kurulu gücü, 2023 yıl sonu itibarıyla
toplam 106,7 gigavat (GW). Bu rakam, 103,8 GW’lık
(Kaynak: MW100 2023 Raporu)
TÜRKİYE’DEN HABERLER
Bingöl’de demir cevheri
üretimi için geri sayım başlıyor
Türkiye’nin en büyük demir cevheri üreticisi Ermaden,
Bingöl-Avnik mevkiinde bulunan demir
madeni sahasında yaklaşık 550 milyon dolarlık
yatırımla kurulacak peletleme yatırımında inşaat faaliyetine
başlıyor.
OYAK Grubuna bağlı Ermaden’in bölgede yüzde 80’i
tamamlanan sondajlı aramalarında 250-300 milyon ton
civarında manyetit demir cevheri potansiyeli tespit edildi.
Bu kaynağın işlenerek Türkiye ekonomisine kazandırılması
için sahada mobilizasyon aşamasına geçildi.
Burada kurulacak tesis yine OYAK’a bağlı Erdemir’in
hammadde ihtiyacının büyük bir kısmının milli ve yerli
kaynaklardan karşılanmasını sağlayacak.
OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem, bölgede
tespit edilen 250-300 milyon ton rezervin 30-35 yıl
yetecek miktarda olduğunu belirterek şu bilgileri verdi:
“Erdemir, bölgede yapılacak bu stratejik yatırımla geriye
entegrasyonda büyük bir adım atarak en önemli
Çayeli Bakır’ın
“Temel Madencilik Eğitimi”
13. yılında
Çayeli Bakır İşletmeleri’nin yürüttüğü “Temel
Madencilik Eğitimi” projesi 13 yıldır ara vermeden
devam ediyor.
Çayeli Bakır, 2010 yılından bu yana, Çayeli İlçe Milli
Eğitim Müdürlüğü ile iş birliği içerisinde, Madenli
Beldesi’ndeki istihdama ulaşmak isteyen gençlere yönelik
“Temel Madencilik Eğitimi” programını yürütüyor.
Yer altı ve yer üstü tesislerinde 8 ay süren eğitimlerde
teorik eğitimlerin yanında iş başında uygulamalı
eğitimler de alan katılımcılar, öğrendiklerini maden
ham madde kaleminde dışa bağımlılığı ciddi anlamda
azaltacak. İnşaat sürecinde 2 bine yakın kişiye, faaliyete
geçtiğinde de yaklaşık bin kişiye istihdam sağlayacak tesis,
önemli bir ekonomik değer yaratacak. Bingöl Avnik
Peletleme Tesisi’nin tamamlanmasının ardından pelette
kendine yetebilirlik oranımızı yüzde 25-30 bandından
yüzde 80-85’e, toplam demirli hammaddede ise yüzde
15-20’den yüzde 40-45 bandına çıkarmayı hedefliyoruz.”
Ermaden’in çelik üretiminde hammadde arz güvenliğini
ve kendine yetebilirlik oranını artıracak olan tesisin, ithal
pelet kullanımının azaltılması ile yerli ekonomiye katkı
sağlaması da hedefleniyor. Elde edilecek yüksek kârlılıkla;
son yıllarda çelik sektörünü derinden etkileyen ticaret
kotaları, emisyon ticaret sistemleri, emtia krizleri ve
tedarik zincirindeki bozulmaların etkilerini hafifletecek
olan peletleme tesisi, grubun rekabet gücüne ve sürdürülebilirliğine
de katkı sağlayacak.
sahasında deneyimleme imkanı buluyor. Program
sonunda katılımcılara, Madencilikte İlk Yardım, Kaldırma-Yükleme,
İş Kamyonu, Mekanize Metal Madenciliği
ve Bakımı konularında sertifikalar veriliyor.
Bugüne kadar yapılan eğitimlerle 152 mezun veren
program, katılımcılara toplamda 600 adet resmi mesleki
yeterlilik belgesi kazandırdı. Sertifika alanların
yüzde 75’i madencilik sektöründe olmakla üzere istihdam
imkanına kavuştu.
MAPEG’de görev değişikliği
Maden İşleri Genel Müdürlüğünde 24 Şubat 2024 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararı ile değişiklikler yapıldı.
Karara göre, Genel Müdür Yardımcıları Kazım Özgür, Bayram Arı ve Sami Sarıyıldız görevden alınırken,
Mehmet Ali Özen ve Devran Ünlü Genel Müdür Yardımcısı olarak atandılar.
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı ve Sektörmaden dergisi olarak, yeni Genel Müdür Yardımcılarına görevlerinde
başarılar diliyoruz.
Mehmet Ali Özen
1968 yılında Konya’da doğan Mehmet Ali Özen Dokuz
Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye
bölümündeki lisans eğitimini 1992 yılında tamamladı.
BELTAŞ ve ESGAZ gibi belediye kurumlarında ve
BOTAŞ’ta çeşitli görevlerde çalıştıktan sonra 2006 yılından
itibaren Maden İşleri Genel Müdürlüğünde (Mİ-
GEM) İdari İşler Şube Müdürü, Mali İşler Şube Müdürü,
Devlet Hakları Koordinatörü ve Mali Yükümlülükler Dairesi
Başkanı olarak görev yaptı. 22 Şubat 2024 tarihinde
MAPEG Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı.
Devran Ünlü
1981 yılında İstanbul’da doğan Devran ÜNLÜ, Başkent
Üniversitesi Hukuk Fakültesinde lisans ve Londra’daki
Kingston Üniversitesinde uluslararası hukuk alanında
yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2006 yılında hazine
avukatı olarak göreve başlayan ÜNLÜ, 2016 yılında
Hazine ve Maliye Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı
olarak atandı. 2021 yılından itibaren Bakırköy Ticaret
Mahkemesinde ve sonrasında Adalet Bakanlığı Mevzuat
Genel Müdürlüğü’nde hakim olarak çalıştı. ÜNLÜ, 22
Şubat 2024 tarihinde MAPEG Genel Müdür Yardımcılığına
getirildi.
Madenin ne olduğunu ve nerelerde kullanıldığını
öğretmek, bilinçlendirmek ve kamuoyu yaratmak
amacı ile çocuklarımızın yararlanabileceği ilkokul
çağındaki çocuklara hitabeden bir kitaptır.
ymgv@ymgv.org.tr Tel: 0 212 246 20 81
26 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 27
TÜRKİYE’DEN HABERLER
2023 çimento üretimimiz
81 milyon tonu aştı
TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih
Yücelik çimento sektörünün, Cumhuriyetin 100.
yıl dönümü olan 2023 yılı faaliyet sonuçları ve
2024 yılı hedeflerini paylaşmak için düzenlenen toplantıda
konuştu. Yücelik, dünyanın beşinci, Avrupa’nın lider
üreticisi olan Türk çimento sektörünün 2023 yılında üretiminin
yüzde 10,5 artışla 81,5 milyon tona ulaştığını belirterek
şunları kaydetti: “2023 yılı son çeyreğinde yüzde
10,8 büyüyen inşaat sektörü, yılı yüzde 7,8 büyüme ile
tamamladı. 2024 yılında, geçen yılki iç satış rakamlarının
üzerinde ilave bir artışın yaşanmayacağını öngörüyoruz.”
Toplantıda verilen bilgilere göre, Türk çimento sektörü
aynı zamanda çimento ve klinker toplamında dünyada
ikinci büyük ihracatçı konumunda yer alıyor ve 100’den
fazla pazara hizmet veriyor. 120 milyon tona eş değer
çimento kapasitesine sahip olan sektör, Türkiye geneline
yayılan 56 entegre ve 21 öğütme olmak üzere toplam
77 fabrikada üretim yapıyor. 2023’te yüzde 18 düşüşle 1
milyar 265 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştiren
sektörün toplam cirosu ise iç satışlardaki ve dolar kurundaki
artışla yaklaşık 4,7 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Çimentocular belediyelerin
atıklarına talip
Çimento üretiminde en büyük maliyet kaleminin enerji
olduğunu belirten Fatih Yücelik, Avrupa’da üretim maliyetinin
Türkiye’den az olmasının nedeninin kömür yerine
yüzde 80-90 evsel veya çevresel atık kullanmalarından
kaynaklandığını söyledi. Yücelik, “Bizim fabrikalarımız
da buna hazır ama atığımız yok. Bizde hâlâ çöpler
ayrışmadığı için ithal kömür odaklı gidiyoruz. Çimento
fabrikaları aslında doğal bertaraf yerleridir. Bütün atıkları
bertaraf edebilir. Kömür için yurt dışına para veriyorum.
Bu cari açığa neden oluyor. Eğer biz o atıkları kullanabilirsek
o kadar az kömür tüketmiş oluruz. 120 dolarlık ithal
kömür yerine 40-50 dolarlık atığı tercih ederiz,” dedi.
Prof. Dr. Şinasi Eskikaya’yı kaybettik
İstanbul Teknik Üniversitesi emekli öğretim üyesi,
1991-97 arasında Maden Fakültesi dekanlığı da
yapmış olan Prof. Dr. Şinasi Eskikaya 12 Nisan 2024
tarihinde aramızdan ayrıldı. Eskikaya’nın cenazesi 14
Nisan günü İstanbul’da toprağa verildi.
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı ve Sektörmaden
dergisi olarak merhum Profesör Şinasi Eskikaya’ya
tanrıdan rahmet, ailesine sevenlerine ve madencilik camiamıza
baş sağlığı diliyoruz.
Şinasi Eskikaya kimdir
1935 Tokat doğumlu olan Şinasi Eskikaya 1961’de
İTÜMaden Fakültesi’nden yüksek mühendis olarak
mezun oldu ve bir yıl DSİ’de sondaj mühendisi olarak
çalıştıktan sonra 1964’te mezun olduğu okulda asistan
olarak akademik kariyerine başladı. 1970 yılında
İngiltere Newcastle Üniversitesi
Maden Mühendisliği Bölümünde
doktorasını tamamlayan
Eskikaya İTÜ Maden
Fakültesinde 1976’da Doçent,
1980’de Profesör oldu. Maden
Mekanizasyonu Teknolojisi
Anabilim Dalı Başkanlığı, Bölüm
Başkan Yardımcılığı, İTÜ
Fen Bilimleri Enstitüsü Başkan Yardımcılığı ve iki dönem
Maden Fakültesi Dekanlığı yapan Prof. Eskikaya
lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesinde sayısız
öğrenci yetiştirmiş, çok sayıda bilimsel ve endüstriyel
projeye katkıda bulunmuş, Türkçe ve yabancı dilde
çok sayıda makale ile iki kitaba çevirmen ve 6 kitaba
editör olarak imza atmıştı.
Doğaltaş sektörünün hedefi
dünya lideri olmak
Doğaltaşta bir ülke üretim, makine ve teknolojilerinde ne kadar
gelişmişse dünya pazarındaki konumu da o kadar yüksek oluyor. Bu
bakımdan, Türk doğaltaş sektörünün hedefi hem mermer-doğaltaş
makine üreticiliğinde hem de mermer-doğaltaş madenciliğinde dünya
lideri konumuna gelmek.
Tüm Mermer Doğaltaş
ve Makineleri
Üreticileri Birliği
(TÜMMER) Başkanı Hanifi
Şimşek, doğaltaş sektörümüzün
mevcut durumu hakkında
basına açıklamalarda
bulundu. Renk ve desen çeşitliği
bakımından oldukça
zengin olan ülkemizin dünya
pazarında Çin ve Hindistan’ın
ardından üçüncülük
için İtalya, Brezilya, İspanya,
İran gibi ülkelerle yarıştığını
hatırlatan Şimşek, “bir
sektör için teknolojiyi kendisi
üreten ülkeler, o sektörde
en ön sıralarda yer alıyor.
Bu bakımdan, yerli mermer
doğaltaş makinelerinin üretildiği
ve bu yerli makineler ile doğaltaşlarımızın ekonomiye
kazandırıldığı ülkemizde, hedefimiz hem mermer-doğaltaş
madenciliğinde hem de mermer-doğaltaş
makine üreticiliğinde dünya lideri konumuna gelmektir,”
ifadelerini kullandı.
Sektörün 2023 performansı hakkında bilgiler de veren
Şimşek, dünya pazarında gerek inşaat sektöründeki gerileme
gerekse de yaşanan sıcak savaşlar neticesinde
2023 yılında doğaltaş talebinin de azaldığını söyleyerek
şu verileri paylaştı: “Ocak-Aralık 2022 döneminde
3,08 milyon ton işlenmiş doğaltaş ihracatımız varken
Ocak-Aralık 2023 döneminde bu rakam 2,52 milyon
tona gerileyerek miktar bazında yüzde 20 değerde de
yüzde 12 azaldı.”
Bu yıl 20. kez düzenlenecek olan Marble İzmir fuarının
17-20 Nisan tarihlerinde yapılacağı bilgisini veren
Şimşek, bunun alanında dünyanın en büyük üç fuarı
arasında yar aldığını ve sadece doğaltaş sektörü ve makinecileri
için değil ülkemiz için de bir prestij kaynağı
olduğunu ifade etti.
Hanifi Şimşek açıklamasında ayrıca sektörün tanıtımı
için yapılan çalışmalar kapsamında yayına başlayan
TÜMMER TV Youtube kanalı hakkında da bilgiler verdi.
28 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 29
KADIN MADENCİLER
İTÜ’den Glencore’a bir kadın
mühendisin kariyer yolculuğu
Maden Yük. Müh. Burçin Öztürk Demirhanöz
Kadınlar, geleneksel
olarak erkek egemen
alanlarda ilerledikçe,
kendi hikayelerimizi
paylaşmak ve
birbirimize destek
olmak bu ilerlemeye
ivme kazandıracaktır.
STEM (Bilim (Science),
Teknoloji (Technology),
Mühendislik
(Engineering)
ve Matematik
(Mathematics) olmak
üzere dört disiplini
bütünleştiren bir
öğrenme, uygulama ve
geliştirme yaklaşımıdır)
alanında çalışan kadınlar
olarak, birlikte daha
güçlüyüz ve gelecek
nesiller için daha iyi bir
gelecek inşa etmek için
birlikte çalışmalıyız.
Merhaba! Ben Burçin, mühendislik
alanında tutkulu biri olarak kariyerime
yön veren deneyimlerimi ve hikayemi
sizinle paylaşmak istiyorum.
Mühendislik sevdama, genç yaşlardan
itibaren matematik, teknoloji ve
endüstri arasındaki kesişimdeki büyüleyici
potansiyel sebep oldu. İşte
bu heyecan, beni madencilik sektörüne
doğru yönlendirdi.
Bir kadın olarak, maden mühendisliği
gibi erkek egemen bir alanda
kariyer yapmak pek kolay değildi.
Ancak, bu zorluklarla başa çıkmak,
beni daha da güçlü kıldı. Avusturalya’nın
Queensland eyaletinde, Türk
Kadın Derneği’nin başkanlığı gibi
toplum gönüllüsü, yeni mezun mühendislere
mentörlük gibi görevlerde
yer almak bana bilim, teknoloji,
mühendislik ve matematik (STEM)
alanında çalışan kadınlara ve kız
çocuklarına ilham verici etkinlikler
düzenleme ve destek faaliyetlerine
katılma fırsatı sundu. Her gün bir
şey öğrenmeli insan, her şey daha
anlamlı oluyor o zaman.
Maden mühendisliğinde ve işletme
konularında Avustralya’da yüksek
lisans yapmam, kariyerimde büyük
bir vizyon açtı. İTÜ’deki eğitimim,
teknik bilgiye ek olarak, liderlik,
problem çözme ve yenilikçilik gibi
becerileri geliştirmeme yardımcı
oldu. Bu güçlü temel, saha deneyimlerinde
ve gerçek dünya uygulamalarında
başarılı olmamı sağladı.
Kariyerim boyunca, deneyim kazanmayı
ve işin temelini öğrenmeyi her
zaman ön planda tuttum. Taş toprak
demeden önce işi pratikte öğrenmek
ve daha sonra büyük projelere geçmek,
benim için her zaman bir öncelik
oldu. Bu yaklaşım, daha mutlu ve
motive bir şekilde çalışmama yardım
etti ve başarılarımı destekledi.
Ailem, annem ve babam kariyerimde
güçlü durmamı sağlayan bir kaynak
oldu. İki çocuğum ve İTÜ Elektrik
Mühendisliği Bölümü mezunu olan
eşim, beni her zaman destekledi ve
bu destek, her zorluğun üstesinden
gelmemi sağladı. Kadınlar, geleneksel
olarak erkek egemen alanlarda
ilerledikçe, kendi hikayelerimizi
paylaşmak ve birbirimize destek
olmak hepimize başarılabileceğini
göstereceği için ilerlememizde ivme
kazandıracaktır diye düşünüyorum.
STEM alanında çalışan kadınlar olarak,
birlikte daha güçlüyüz ve gelecek
nesiller için daha iyi bir gelecek
inşa etmek için birlikte çalışmalıyız.
Deneyim sahada
kazanılır
Ben kariyerime Türkiye’de madencilik
sektöründe başladım, özellikle
mermer, altın-gümüş ve krom gibi
değerli madenlerle ilgili iş ve staj tecrübeleri
edindim. Daha sonra Avustralya’ya,
önce Sydney’e gelerek
işletme yönetimi ve maden mühendisliği
alanında yüksek lisans eğitimi
aldım. Ardından,
kömür
sektöründe,
uzak bir kasabada
sahada
çalışma fırsatı
buldum. Bu
süreçte maden
planlama, fizibilite
raporları
hazırlama ve
maden dizaynı
konularında
deneyim kazandım.
Avustralya’nın batısına geçerek maden teknolojisi
ve maden makineleri konularında çalışmak üzere Caterpillar
Westrac firmasına katıldım. Bu deneyim, maden
teknolojilerinin ve makinelerinin etkilerini anlama konusunda
büyük bir katkı sağladı. Bu biraz riskliydi, çünkü
daha düşük rolde ve farklı bir alana geçiyordum. Ancak
bu tecrübe bana 60’tan fazla maden sahasını ziyaret etme
ve birçok farklı madencilik yöntemleri, maden teknolojileri
ve maden makinalarının dizaynları ve uygulamalarıyla
ilişkilendirme fırsatını sağladı. Zorlandım, çünkü
makina sektöründe de pek kadın yoktu o dönemlerde,
Avustralya’da bile.
Sonrasında, BHP gibi dünyanın en büyük maden firmalarından
birinde Makina ve Mühendislik Uzmanlık Departmanında
Varlık ve Saha yönetimi üzerine global projelerde
uzman ve proje yöneticisi olarak görev aldım. Bu
süreçte, sahaların yatırım planlama ve üretim faaliyetleri
üzerinde çalıştım ve seçilen ekipmanların performansını
artırmak için güvenirlik konusunda çalışmalar yaptım.
Daha sonra Glencore gibi bir diğer dev maden firmasında
çalışmaya başladım. Öncelikle, çinko sahalarındaki
güvenlik teknolojileri ve yatırım
planlaması gibi projelerinde yönetici olarak
yer aldım. Şu anda, dünyada 16’dan fazla
bakır işletmelerinin maden üretim makinaları
ve cevher hazırlama tesislerinin dijital
teknolojilerle varlık yönetimi portföyüne
entegre edilmesi konusunda stratejik yatırım
ve planlama konusundaki projeler üzerinde
çalışıyorum.
Gördüğünüz gibi, farklı alanlarda çalışmak
hem tecrübe hem de vizyon kazandırıyor.
Ayrıca, sosyal sorumluluk projelerine katılarak
topluma katkıda bulunmanın ve öğrendiklerimizi
paylaşmanın önemli olduğuna inanıyorum. İş yerinde
çok zaman geçiriyoruz ve bu nedenle iş-yaşam dengesinin
başarılı olmanızda önemli rolü var. Kendinize,
sporunuza ve hobilerinize zaman ayırmak size duygusal
düşünüp küçük olaylarla etkileyecek negatif durumları
profesyonel olarak değerlendirme gücü kazandıracaktır.
Bu tarz yaklaşımların, gelecekte teknik bilgiye ek olarak
yaratıcı düşünmeyi geliştirme fırsatı da sağlayıp, mühendisleri
daha da başarılı yapacağını düşünüyorum.
Teknoloji madenciliğin geleceği
Geleceğin madencilik teknolojisi alanında, sektörün
evrim geçirmesi ve daha sürdürülebilir bir yaklaşım
benimsememiz gerekiyor. Teknolojinin madencilikteki
rolü giderek artıyor ve geçmişteki yöntemlerin yerini
daha yenilikçi ve çevre dostu çözümler alıyor. Hızla değişen
bir dünyada, madencilik ve mühendislik sektörlerinde
dikkat çeken bir yolculuk yaşanıyor. Bu, sadece
mesleklerin ötesinde bir hareket. Bu, direnişin, yeniliğin
ve sürdürülebilir ilerlemenin bir göstergesi. Böylesi
bir süreçte, deneyim ve eğitimin mühendislik alanında
kritik bir önemi var. Bu nedenle, mühendislik alanında
kariyer yapmayı düşünenler ve yeni mezun olan meslektaşlarımızın
gerçek bir tecrübe kazanmaya odaklanmalarını
şiddetle tavsiye ediyorum. Mühendislik, gelecekte
büyük bir rol oynayacak ve bu sektörde başarılı olmak
için çeşitli çizim ve planlama programlarını öğrenmek
önemlidir. Ayrıca, kod yazma becerilerini geliştirmek ve
çevre dostu madencilik tekniklerini araştırmak da son
derece önemli. Başarıya ulaşmak için azimli ve kararlı
olmak gerektiğine inanıyorum. Hazırlıklı olanlar, geleceğin
getirdiği fırsatlardan en iyi şekilde yararlanacaktır.
32 SEKTÖRMADEN
SEKTÖRMADEN
33
SEKTÖRDEN İYİ UYGULAMALAR
Madencilikte insan kaynakları
yönetimi
Seray Fırat Bor
Zenit Madencilik A.Ş. İnsan Kaynakları Yöneticisi
Hangi sektör olursa olsun, işveren olmak bize
göre, şirket kültürünü benimsemiş çalışanlardan
meydana gelen, bir organizasyon olma
yolculuğunda; çalışanını kariyer, kişisel gelişim, sağlık
imkanlarıyla desteklemek demek. Bu bakımdan, Zenit
Madencilik olarak çalışanlarımızın kariyer hikayelerinde
anlamlı bir yere sahip olabilmek için çalışıyoruz.
Şirketimizin büyümesini desteklemek için işveren markamızı
güçlendirmek, yetenekli çalışanları işe alarak,
tutundurmak ve çalışanlarımızın kişisel gelişim ve dönüşümlerini
desteklemek öncelikli hedeflerimiz arasında
yer alıyor. Bu yoldaki en önemli etken performans
yönetimi, yani makul ve ulaşılabilir hedefler koyarak
o hedefler doğrultusunda sağlıklı bir planlama gerçekleştirmek.
Performans yönetimi sürecini iyileştirmek ve
çalışanların performansını etkin bir şekilde ölçmek için
yeni uygulamaları takip ediyor ve sistemlerimize entegre
ediyoruz. Bu yıl sürecimizi yenileyerek yetkinliklerimizi
daha etkili bir şekilde geliştirebilmek adına “Zenit
Liderlik Modeli”ni tasarladık. Yeni performans yönetim
sistemimizde, düzenli olarak gerçekleşen birebir görüşmeler,
sistemin “temel dinamiğini” oluşturuyor. Bu
görüşmelerde nelerin öğrenildiğine ve desteklenmesi
gerektiğine odaklanıyoruz. Sık sık yapılan birebir görüşmelerin,
performans yönetimi konusunda çalışan tatminini
arttırdığını biliyoruz. Bu sayede çalışanlar ile yöneticileri
arasındaki güven ilişkisi artıyor ve iş performansı
üzerinde olumlu etkilerini yıl boyunca görebiliyoruz.
Pozitif ve kapsayıcı bir işyeri kültürü oluşturmak, çalışanların
motivasyonunu ve bağlılığını artırmak gündemimizdeki
bir başka öncelikli konumuz. Son dönemde
hayata geçirdiğimiz “Kahve Molası” uygulamamızla çalışanlarımızı,
yöneticilerimiz ve insan kaynakları ile bir
araya getirip, insan kaynakları olarak kendimize fırsatlar
yaratmaya çalışıyoruz. Çalışan deneyimini iyileştirmek
için, geri bildirimleri dikkate alıyor ve çalışma ortamını
daha iyi hale getirecek girişimlerde bulunuyoruz.
Ayrıca, çalışanlarımızın gelişimlerini desteklemek için
sene başında insan kaynakları olarak departmanlardan
eğitim taleplerini alıyoruz. Talepleri değerlendirerek
kişisel gelişimlerine ve dönüşümlerine katkı sağlayacak
eğitim modülleri tasarlıyoruz. Bu sayede çalışanlar iş ve
özel yaşamlarında kendilerini geliştirerek deneyim kazanabiliyor
ve bunu hayatlarına katabiliyor. Çalışanlarımızın
mutluluk, özgüven ve tatmininin şirketin başarısına
çok önemli katkısı olduğuna inanıyoruz.
Bir diğer ajanda konumuz da “İşveren
Markası Yönetimi”. Bu konu şirketinizi
bir hikâye gibi anlatıp etki bırakmayı
hedefleyerek uzun vadede olumlu çağırışımlar
yaratmakla ilgili bir süreç. Çünkü
günümüzde, iş arayanlar “Acaba bu şirket
benim için uygun mu?” sorusunu daha
fazla soruyor. Şirket kültürü, çalışma arkadaşları,
iş ortamı, kariyer gelişimi ve
günlük iş deneyimi gibi unsurlar merak
konusu oluyor. Bu nedenle işveren markası
sadece bir lüks değil, aynı zamanda
bir ihtiyaç haline geliyor.
Bu süreçte, öncelikle gençlerle çalışmayı çok seviyoruz,
enerjilerini, öğrenmeye olan istek ve heveslerini
destekliyoruz. Örneğin, her yaz Kızıltepe İşletmemizde
kapsamlı bir staj programı düzenliyoruz. Staj programlarında,
katılımcılar proje bazlı çalışarak okulda öğrendiklerini
uygulama olanağı buluyor, deneyimli ekiplerimizle
birlikte saha tecrübesi kazanıyorlar.
Seçme ve yerleştirme
Yeni çalışan seçerken, öncelikle şirketimizin ihtiyaçlarını
ve hedeflerini belirliyoruz. İş kültürümüzü
ve şirketin değerlerini vurgulayan iş ilanlarını
ve pozisyon tanıtımlarını oluşturuyoruz. Yeni nesil
çalışanlar genellikle çevrimiçi platformlarda ve
sosyal medyada aktifler. Dolayısıyla iş ilanlarımızı
ve şirketimizin değerlerini bu platformlarda tanıtarak
daha fazla aday çekmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda
yeni açılan pozisyonlar için kurum içi başvuruları
da değerlendiriyoruz. Çalışanların kurum
içinde yatay ve dikey olarak hareket ettirilmesi insan
kaynakları politikamızın önemli bir parçası. Bu
yaklaşım hem çalışanların motivasyonunu yüksek
tutuyor hem de içimizde keşfedilmeyi bekleyen
yeteneklerin geliştirilmesini destekliyor.
İşe alım sürecinin devamı olarak oryantasyon programlarını
çok önemsiyoruz. Bu programlarda rahat
ve etkili bir şekilde çalışabilmeleri için onlara ihtiyaç
duyacakları bilgileri veriyor, kendi ekibinden
birer uyum arkadaşı atayarak ilk haftada çalışacağı
departmanla tanışmalarını sağlıyoruz. Sonrasında
bir yıl boyunca içinde bulunduğumuz sektörü tanıyabileceği
eğitimler organize ediyoruz. Departman
yöneticisi ve İK ile birebir görüşmelerle her fırsatta
kendilerini dinleyerek bu sürecimizi tamamlıyoruz.
2024’te kadın çalışan sayısını
artıracağız
Bu yıl için İnsan Kaynakları alanında şu hedefleri gündemimize
aldık:
• Çalışanların performans yönetimini geliştirerek, açık
iletişim ve olumlu geri bildirim kültürünü destekleyici
bir sürece dönüştürmek.
• Stratejik İK hedeflerini destekleyen belirlenmiş
anahtar performans göstergelerine ulaşmak.
• Dinamik ve çevik bir organizasyon yapısına sahip
olmak.
• Çalışanların kişisel gelişimlerine ve dönüşümlerine
yatırım yapmalarını teşvik ederek, Zenit içinde veya dışında
kariyerlerini desteklemek.
• Takdir kültürünü günlük işleyişin bir parçası haline
getirerek, çalışan bağlılığı için bir uygulama geliştirmek.
• Stratejik iş gücü planlaması yaparak, boş pozisyonlarımızı
da içine alan bir plan oluşturmak.
Bir diğer önceliğimiz de kadın çalışanlarımızın sayısını
2024 yılında daha da artırmak. Madencilik, zorlu çalışma
koşullarına sahip bir iş kolu olduğu için, genellikle
erkeklere daha uygun bir meslek olarak görülüyor, bu da
sektörde kadın iş gücü temsiline ket vuruyor. Biz ise kadın
emeğini de madencilik kültürünün önemli bir parçası
haline getirme konusundaki çabalarımızı sürdürüyoruz.
İş dünyası sürekli bir değişim ve gelişim halinde. Bu durum,
kendimizi sürekli geliştirmeyi ve değişen trendlere
ayak uydurmayı gerektiriyor. İK yönetimleri olarak, şirket
değerleriyle bütünleşmiş ve insan odaklı bir yönetim
yaklaşımı benimsemek, çalışanlara bunu hissettirmek her
şeyden çok daha önemli. Geçmişte olduğu gibi, gelecekte
de insan kaynaklarının en önemli başarı faktörlerinden
biri olmaya devam edecek gibi gözüküyor.
34 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 35
MAKALE
İkincil kaynaklardan nadir
toprak elementlerinin (NTE)
geri kazanımı
Özet
Nadir toprak elementleri (NTE’ler), günümüz
ekonomisinde kritik bir öneme sahip olmalarının
ötesinde geleceğin sürdürülebilir teknolojilerinin
geliştirilmesinde de anahtar rolü oynamaktadırlar.
Nadiren sürekli cevher kütleleri oluşturdukları ve
benzer kimyasal özelliklere sahip oldukları için
çıkarılmaları ve rafine edilmeleri zordur. NTE’lerin
düşük geri dönüşüm oranları; verimsiz toplama,
teknolojik zorluklar ve teşvik eksikliği gibi
çeşitli faktörlere bağlanabilir. Bu nedenle, sadece
nadir toprakların değil, diğer değerli metallerin de
geri kazanımı amacıyla geri dönüşümleri çevresel
ve ekonomik açıdan büyük önem taşımaktadır.
Bu makalede, söz konusu ikincil kaynaklardan
NTE’lerin ayrılması için cevher hazırlama, pirometalurjik
ve hidrometalurjik yöntemleri içerir
prosesler sunulmuştur.
1. Giriş
Sürdürülebilir, döngüsel bir ekonomide doğal kaynakların
verimli kullanımı şarttır. Bu da ancak ömrünü tamamlamış
tüketim mallarından elde edilen malzemelerin
yeniden kullanılması ve geri dönüştürülmesiyle mümkündür.
Demir, alüminyum ve bakır gibi baz metallerin
Fatma Arslan
İstanbul Teknik Üniversitesi, Maden Fakültesi, Cevher
Hazırlama Mühendisliği Bölümü
Cüneyt Arslan
İstanbul Teknik Üniversitesi, Kimya-Metalurji Fakültesi,
Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü
Tablo 1. Dünya çapında NTE tüketiminin nihai
kullanımı (Statista, 2021).
Kulllanım alanları
% Dağılım
Kalıcı mıknatıslar 37
Sıvı parçalama katalizörleri 22
Cam parlatma tozları ve katkı
malzemeleri
Pil alaşımları 9
Metalurji ve alaşımlar 8
Seramik, pigmentler, glazürler 5
Fosforlar 3
Diğer 4
12
yanı sıra değerli metaller (altın, gümüş, platin grubu metaller)
için yüksek geri dönüşüm oranları elde edilirken,
nadir toprak elementlerinin (NTE’lerin) geri dönüşüm
oranları hala çok düşüktür (<%1) (Binnemans ve Jones,
2014). Bu düşük geri dönüşüm oranları; teknolojik zorluklar,
NTE’lerin düşük toksisitesi ve teşvik eksikliği
gibi farklı faktörlere bağlanabilir. Nadir toprakların geri
dönüştürülmesiyle ilgili teknolojik konular (zorluklar),
nadir toprakların genellikle tüketim mallarındaki karmaşık
malzemelerin küçük bileşenleri olduğu gerçeğiyle anlaşılabilir
(Binnemans ve Jones, 2013). Örneğin, bir cep
telefonu, esas olarak neodimyum-demir-bor mıknatısları
biçiminde, bir gramdan az nadir toprak içerir. Potansiyel
ikincil nadir toprak kaynakları üç grupta sınıflandırılabilir:
(a) e-atıklar, (b) madencilik ve endüstriyel tesis atıkları
ve (c) atık sular. Tablo 1, dünya çapında NTE tüketiminin
nihai kullanımını göstermektedir (Statista, 2021).
Buna göre kalıcı mıknatıs üretimine bakıldığında, kalıcı
NTE mıknatısları %38 ile en yüksek NTE tüketimine sahiptir
ve NdFeB %18-24 Nd içeren bir kalıcı mıknatıs
türüdür (Yüksekdağ vd., 2021).
1.1. Nadir toprak elementleri
içeren e-atıklar
Kalıcı NTE Mıknatısları (Binnemans ve Jones, 2014):
Genel olarak atık NTE içeren mıknatıslar, (i) hurda
(mıknatıs üretim ünitesinden kaynaklanan), (ii) harcanan
(kullanım sonrası ortaya çıkan atık mıknatıslar) ve
(iii) yüksek teknolojili ekipmanların büyük mıknatısları
gibi üç farklı kaynaktan üretilir. Bunlar, Nd 2 Fe 14 B fazı
matrisine sahip neodimyum-demir-bor (NdFeB) mıknatıs
alaşımlarıdır.
Bazı durumlarda, NTE mıknatısının demanyetizasyonuna
karşı kararlılığını arttırmak için alaşıma eser miktarda
praseodim, gadolinyum, terbiyum ve özellikle disprosyum
gibi diğer NTE’ler ilave edilir. NTE’lere ek olarak
kalıcı mıknatıs, önemli miktarda titanyum, vanadyum,
kobalt, bakır, zirkonyum, molibden, niyobyum veya galyum
gibi baz metalleri de içerir. Mıknatıs fazının içeriği,
kullanım alanına bağlı olarak birinden diğerine değişim
gösterebilir.
Lamba Fosforları (Binnemans ve Jones, 2014;
Innocenzi vd., 2013): Floresan lambaların fosforu,
öropiyum, terbiyum ve itriyum gibi ağır nadir toprak
elementleri ile doğa için çok tehlikeli olan cıva gibi
önemli miktarda safsızlıktan oluşan bir içeriğe sahiptir.
Lamba fosforları taşıyan NTE’ler genel olarak üç
farklı türe ayrılır; kırmızı fosfor Y 2 O 3 :Eu 3+ (YOX);
yeşil fosforlar LaPO 4 :Ce 3+ , Tb 3+ (LAP), (Gd,Mg)
B 5 O 12 :Ce 3+ , Tb 3+ (CBT) ve (Ce,Tb) MgAl 11 O 19 (CAT);
ve mavi fosfor BaMgAl 10 O 17 :Eu 2+ (BAM).
Nikel-Metal Hidrit Piller (Behera vd., 2020): Şarj edilebilir
nikel-metal hidrit (NiMH) piller, lantan, seryum,
praseodim ve neodimyum gibi NTE’leri içerir. NTE’lerin
NiMH pillerdeki ana kullanım nedeni, hidrojen depolama
özelliklerinden kaynaklanmaktadır.
Katot Işın Tüpü (CRT) Fosforları (Innocenzi vd.,
2013): Katot ışın tüpleri (CRT’ler), bilgisayar ekranları,
renkli televizyonlar, osiloskoplar ve radar alıcı ekipmanlar
dahil olmak üzere birçok alanda geniş bir uygulamaya
sahip olup kullanım alanlarına bağlı olarak Y, Eu, Tb
ve Gd da içerebilirler.
Optik Cam (Behera vd., 2020): NTE’lerin yüksek kırılma
indeksi ve düşük dağılım özellikleri nedeniyle, optik
lenslerin üretiminde geniş ölçüde uygulanırlar (Yang vd.
2010). Lantan içeren camlar özel optik özelliklere sahiptir
ve mikroskop, kamera ve dürbün lenslerinde yaygın
olarak kullanılır. Ayrıca birçok alanda sıklıkla kullanılan
bazı optik camlar La 2 O 3 ’ün yanı sıra Y 2 O 3 ve Gd 2 O 3 de
içermektedir.
1.2. Madencilik ve endüstriyel
tesis atıkları
Kömür külü ve yakma külü: Kömür, NTE’ler de dahil
olmak üzere pek çok elementi eser miktarda içerir ve
termik santrallerde kömürün yakılması esnasında civa
ve kadmiyum gibi uçucu elementler dışında uçucu küllere
karışırlar (Binnemans vd., 2015). Bu nedenle, bu
küller farklı metaller için düşük tenörlü cevherler olarak
kabul edilebilir ve kömür küllerinde sıklıkla %0,1’den
fazla nadir toprak oksit (NTO) bulunur. Rusya’nın Uzak
Doğu kömürünün külleri %1’den daha fazla NTO içerir
(Seredin, 1996). Dünya çapında hala büyük miktarlarda
kömür yakıldığı göz önüne alındığında kömür küllerinin
önemli bir nadir toprak elementi kaynağı olabileceği
açıktır.
Kırmızı çamur (Rivera vd., 2018; Binnemans vd., 2015;
Wang vd., 2013): Kırmızı Çamur; Al, Fe ve Ti’un yanı
sıra NTE’ler için de ilginç bir kaynak oluşturur. Kırmızı
çamurdaki NTE içeriği 500 ila 1700 mg/kg arasında
değişebilir. Skandiyum, NTE’lerin ekonomik değerinin
%95’ini temsil eder. En yüksek Sc içeriği, 260 mg/kg
kadar yüksek bir oran ile Jamaika kırmızı çamurunda
vardır. Sc, genellikle Al, Co, Fe ve Ti gibi diğer elementlerle
birlikte bulunur ve katı atık ve sular dahil olmak
üzere ikincil kaynaklardan geri kazanılır.
Sıvı parçalama katalizörleri (Behera vd., 2020): Petrokimya
endüstrilerinde, sıvı katalitik parçalama (FCC)
katalizörleri, ham petrolün yüksek kaynama noktalı,
yüksek moleküler ağırlıklı hidrokarbon fraksiyonlarını
36 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 37
MAKALE
daha değerli benzine ve olefinik gazlara dönüştürmek
için yaygın olarak kullanılır. Ayrıca FCC katalizörlerinin
üretiminde lantan, seryum, praseodim ve neodimyum da
dahil olmak üzere birçok NTE’lerinin daha iyi katalitik
aktiviteler elde etmek için kullanıldığı da bilinmektedir.
Küresel olarak toplam lantan üretiminin yaklaşık %50’si
FCC katalizörlerinin üretimi için tüketilmektedir.
Cam parlatma tozları (Behera vd., 2020): Zengin bir
seryum içeriğine sahiptir. Seryumun ilgili oksidik formu
LCD ekranlar, optik lensler vd. gibi yüksek teknolojili
malzemelerin camlarının parlatılmasında oldukça yaygın
olarak kullanılır.
Fosfojips (Binnemans vd., 2015): Fosfojips, toz haline
getirilmiş fosfat cevherlerinin konsantre sülfürik asit
(H 2 SO 4 ) bulamacında sindirimi yoluyla fosforik asit
(H 3 PO 4 ) üretiminin ana yan ürünüdür. Fosfat kayaları
kökenlerine bağlı olarak %0,01-1 oranında NTO (nadir
toprak oksitleri) içerir. Belçika firmasından alınan fosfojips,
5000-6000 ppm oranında La, Ce, Nd, Pr, Y vb.
içeren nadir toprak oksitlerine sahiptir.
Maden artıkları (Binnemans vd., 2015): Eskiden NTE
cevherlerininin zeginleştirilmesi çok verimli olmadığından
NTE cevherlerinin flotasyon işlemi sırasında büyük
kayıplar oluşmakta ve önemli miktarda NTE içeren katı
atıklar birikmektedir (Jordens vd., 2013). Bu nedenle
bugün bu atıklar NTE içeren cevher niteliğindedir. Ekonomik
açıdan ilgi çekici NTE’ler, yalnızca NTE madenlerinin
yakınında değil, aynı zamanda diğer madenlerin
atıklarında da bulunur. Örneğin demir cevherleriyle ilişkili
apatit önemli miktarlarda NTE içerir. Mikalı atıklarda,
NTE’ler monazit tanelerinde yoğunlaşmıştır ve
ana NTE’ler seryum, lantan ve neodimyumdur. Benzer
şekilde, uranyum madenlerinin atıklarında da sıklıkla
yüksek oranda NTE bulunur. Öte yandan, tungsten cevherlerinin
zenginleştirme atıkları da skandiyum kaynağı
olarak değerlendirilebilir (Xu ve Li, 1996). Volframitten
sodyum wolframat elde etmek için sulu alkali ile basınçlı
liç kullanılırsa, tungsten kalıntısında skandiyum geride
kalır.
Metalurjik curuflar (Binnemans vd., 2015): Elektronik
hurdalarından, kullanılmış otomobil egzoz katalizörlerinden
ve kullanılmış endüstriyel katalizörlerden metal
değerlerinin geri kazanılması için etkili pirometalurjik
işlemler geliştirilmiştir. Aynı zamanda, değerli metallerin
pillerden geri dönüştürülmesine yönelik pirometalurjik
işlemler sonucu NTE’ler açısından nispeten zengin
bir curuf üretilir. Ayrıca, çeliklerin sürekli dökümünde
kullanılan NTO tozlarının varlığı bilinmekte ve ayrıca
NTE içeren demir cevherlerinin ergitilmesinden kaynaklanan
curufları, izabe öncesi ve elektrik ark ocağı
NO X , CO 2 , ve CO) düşük emisyonu ve daha az
yan ürün oluşumu gibi nedenlerle daha avantajlı
olduğu bulunmuştur. Bazı durumlarda, piro ve
oksitleyici (H 2 O 2 , Cl 2 , HClO, NaClO) ajanların ve/
veya indirgeyici (Fe 2+ , SO 2 ) ajanların eklenmesi
nedeniyledir (Behera vd., 2020). Süzme işleminden
kalıntıları da NTE (Ce, La, kritik NTE’ler) içermektedir
hidro-proseslerin bir kombinasyonu kullanılır. önce mekanik aktivasyon, liç işleminde mikrodalga
(Binnemans vd., 2013).
NTE’lerin ikincil kaynaklardan çıkarılmasına yönelik ve ultrasonografi destekli yüzey aktivasyonu, liç
1.3. Atıksular
hidrometalurjik liç yöntemi, teknoloji açısından verimliliğinin arttırılmasına yönelik diğer işlemlerdir
Bazı durumlarda, piro ve hidro-proseslerin bir kombinasyonu kullanılır. NTE'lerin ikincil kaynaklardan
bir takım avantajlara sahip olduğundan umut verici (Gaustad vd., 2021; Shukla ve Dhawan, 2020).
çıkarılmasına yönelik hidrometalurjik görünmektedir. liç Hidrometalurjik yöntemi, teknoloji işlemler; açısından süzme, bir takım avantajlara sahip
olduğundan umut verici görünmektedir. solvent ekstraksiyon, Hidrometalurjik sıvı membranla işlemler; ayırma, süzme, solvent Nadir toprak ekstraksiyon, metallerini sıvı farklı ikincil kaynaklardan
adsorpsiyon, iyon değişimi, ve NTE’lerin ekstraksiyonu ve ayrılması sırasında oluşan
membranla ayırma, adsorpsiyon, değişimi, çökeltme ve sementasyon gibi kazanmak prosesleri amacıyla, içerir. Süzme farklı işlem parametrelerinin
gibi prosesleri içerir. Süzme ilk adım olup metal
atık sulardan NTE’ler geri kazanılabilir. Metal madenle-ilri ile kömür madenlerinden gelen asit maden drenajı su-alkaliler, inorganik asitler (H
adım olup metal iyonları liç çözeltisinde konsantre olurlar. NTE'lerin (çalkalama liçinde genellikle hızı, sıcaklık, asitler, zaman, parçacık boyutu
iyonları liç çözeltisinde konsantre olurlar. NTE’lerin ve katı-sıvı oranı) ve lixiviyantların (asitler, alkali
2 SO 4 , HCl, HNO 3 , vb.), organik asitler (asetik asit, sitrik asit, askorbik asit,
liçinde genellikle asitler, alkaliler, inorganik asitler maddeler ve tuzlar) denendiği geniş kapsamlı hidrometalurjik
çalışmalar yapılmıştır (Behera vd., 2020).
ları da sıklıkla önemli miktarda NTE içerir (Binnemans oksalik asit, tartarik asit, vb.) ve bazı alkaliler (NaOH, NH
(H 2 SO 4 , HCl, HNO 3 , vb.), organik asitler 4 OH) kullanılır. Ancak bazı durumlarda
(asetik asit,
vd., 2015). Titanyum dioksit üretiminden (23 mg/L Sc), çözünme süreci çok yavaşlar sitrik ve asit, bu da askorbik genellikle asit, oksalik ikincil kaynakların asit, tartarik asit, türüne vb.) ve Literatürde, liç sırasında atık ekstraksiyon Ni-MH pillerden NTE metallerin
kaya gazı atık suyundan (Eu), kentsel atık sulardan ve
verimliliğini arttırmaya yönelik ve bazı olarak alkaliler oksitleyici (NaOH,(H NH 4 OH) kullanılır. Ancak ekstraksiyonu amacıyla HCl, HNO
jeotermal sulardan elde edilen sülfürik asit çözeltileri de
2 O 2 , Cl 2 , HClO, NaClO) ajanların ve/veya indirgeyici 3 ve H 2 SO 4 ile liç,
bazı durumlarda çözünme süreci çok yavaşlar ve bu da susuz sodyum sülfat ve NaOH ile çöktürme, Cyanex
NTE’leri içerir (Yüksekdağ vd., 2022).
(Fe 2+ , SO 2 ) ajanların eklenmesi nedeniyledir (Behera vd., 2020). Süzme işleminden önce mekanik
aktivasyon, liç işleminde mikrodalga genellikle ikincil ve ultrasonografi kaynakların türüne destekli ve liç yüzey sırasında aktivasyonu, 923 ve D2EPHA liç verimliliğinin ile solvent ekstraksiyon uygulamalarına
rastlanmakta olup (Lyman ve Palmer, 1995) bu
ekstraksiyon verimliliğini arttırmaya yönelik olarak
arttırılmasına yönelik diğer işlemlerdir (Gaustad vd., 2021; Shukla ve Dhawan, 2020).
2. NTE’lerin ikincil kaynaklardan
geri kazanılmasına yönelik
proses örnekleri
NTE’lerin ikincil kaynaklardan geri kazanılması
için genellikle uygulanan iki ana yaklaşım pirometalurji
ve hidrometalurjidir (Behera vd., 2020).
Pirometalurjik yaklaşımlar; kalsinasyon, kavurma,
ergitme, karbotermal indirgeme, ve metalotermik
indirgeme gibi çeşitli yöntemler olabilir. Ancak
bu yöntemlerin tümü, tek bir sistem için geçerli
değildir ve ekstraksiyon için seçilen süreç esas
olarak atıkların bileşimine ve her bir süreçle ilişkili
çevresel kısıtlamalara bağlıdır. Genel olarak,
kullanılmış/hurda mıknatıslar, elektrikli ve elektronik
atık ekipmanlar, lamba fosforları, atık baskılı
devre kartları (PCB’ler), şarj edilebilir NiMH
piller ve katalizörler gibi NTE içeren ikincil metal
kaynaklarının arıtılması için kullanılan pirometalurjik
prosesin kendisi enerji yoğun olduğundan
dezavantajlıdır. Bu nedenle proses ekonomisi ile
bağlantılı olarak pirometalurjik prosesler daha az
tercih edilmektedir.
Hidrometalurjik prosesin, ikincil katı atıklardan
NTE’lerin geri kazanımı yönünden pirometalurjik
yaklaşımla karşılaştırıldığında, işlem aşamaları
için daha fazla kontrol, zararlı gazların (SO X ,
asitler arasında HCl daha iyi bir ekstraksiyon etkinliği
göstermektedir.
Kırmızı çamurlar yaklaşık 121-130 mg/kg Sc (bazı
durumlarda 40-400 mg/kg), 76-85 mg/kg Y, 114-130
mg/kg La ve 99-106 mg/kg Nd ve büyük bir NTE
kaynağı içerebilir (Borra vd., 2016; Lei vd., 2021;
Wang vd., 2013). Proses akım şeması; asit liçi, solvent
ekstraksiyon SX (yükleme ve sıyırma), çöktürme
ve kalsinasyon aşamalarını içerir. SX aşamasında Sc
kazanımından önce Zr ve Ti de geri kazanılır.
Fosfat kayasında başlangıçta bulunan nadir toprak
elementlerinin yaklaşık %70 ila 85’i fosfojipse geçer
ve ortalama ağırlıkça %0,4’ü bulur (Binnemans
vd., 2013). Bununla birlikte, her yıl işlenen muazzam
miktardaki fosfat kayası ve nadir toprak elementlerinin
sadece fosforik asit üretiminin bir yan ürünü olduğu
gerçeği göz önüne alındığında, fosfoalçı taşının
değerli bir nadir toprak kaynağı olduğu görülebilir.
NTE’ler fosfojips’in ortam sıcaklığında, 1/10 katı/sıvı
oranında, 0,1-0,5 M H 2 SO 4 çözeltisi ile liç edilmesiyle
geri kazanılabilir. Fosfat kayası H 2 SO 4 ile muamele
edildikten sonra nadir toprak elementleri hidroksitler
halinde çöktürülmektedir (Habashi, 1985).
Şekil 1. Katı atıklardan NTE'lerin geri kazanımı için genel akım şeması (Behera vd., 2020).
Şekil 1. Katı atıklardan NTE’lerin geri
Fosfojipsten NTE’lerin kazanımı ile ilgili birçok çalışma
işlem arasında, parametrelerinin Jarosinki vd. (1993); seyreltik sülfü-
Nadir toprak metallerini farklı
kazanımı
ikincil kaynaklardan
için genel akım
kazanmak
şeması (Behera
amacıyla,
vd.,
farklı
2020).
(çalkalama hızı, sıcaklık, zaman, parçacık boyutu ve katı-sıvı oranı) ve lixiviyantların rik asitle liçi (asitler, takiben çözeltinin alkali buharlaştırma ile konmaddeler
ve tuzlar) denendiği geniş kapsamlı hidrometalurjik çalışmalar yapılmıştır (Behera vd., 2020).
Literatürde, atık Ni-MH pillerden NTE metallerin ekstraksiyonu amacıyla HCl, HNO 3 ve H 2 SO 4 ile liç,
38 SEKTÖRMADEN susuz sodyum sülfat ve NaOH ile çöktürme, Cyanex 923 ve D2EPHA ile solvent ekstraksiyon SEKTÖRMADEN 39
uygulamalarına rastlanmakta olup (Lyman ve Palmer, 1995) bu asitler arasında HCl daha iyi bir
MAKALE
santre edilmesi ve ardından nonil-fenil fosforik asit
(NPPA) ile solvent ekstraksiyonu veya hidroflorik
asit ile seçici çöktürme ve susuz kalsiyum sülfatın
rejenerasyonu yolu ile NTE’lerin geri kazanılması
şeklinde atıksız bir proses tanımlamıştır.
Kömür, nadir toprak elementleri de dahil olmak
üzere pek çok elementin eser konsantrasyonlarını
içerir ve bunlar, cıva ve kadmiyum gibi uçucu elementler
dışında, kömürün elektrik üretimi için yakılmasından
sonra enerji santrallerinin dibinde ve
uçucu küllerinde bulunur (Binnemans vd., 2013).
Kömürün yakılması, kül içindeki bazı metallerin
zenginleşmesine yol açar, böylece bu küller, farklı
metaller için düşük dereceli cevherler olarak kabul
edilir ve kömür küllerinde sıklıkla %0,1’den fazla
nadir toprak oksit konsantrasyonları bulunur. Nadir
toprak elementlerinin cevherlerden geleneksel
olarak geri kazanılmasıyla karşılaştırıldığında, kırma
ve öğütme gerekli olmadığından küllerden geri
kazanım işlemi daha verimli olabilir.
Bitümlü şeyllerden elde edilen küller, bir diğer
potansiyel NTE kaynağıdır (Yang vd., 2010). Bu
küllerden nadir toprakların kazanılması, nadir
toprak konsantrasyonlarına göre yüksek demir
ve alüminyum içerikleri nedeniyle zorlu bir iştir.
Nadir toprakların geri kazanımı için dört adımdan
oluşan kavramsal bir akım şeması: (1) HCl ile liç;
(2) tri alkilamin N235 ile solvent ekstraksiyon
yoluyla demirin ayrıştırılması; (3) alüminyumun
ve nadir toprak elementlerinin hidroksit olarak
seçici çöktürülmesi ve safsızlıklardan ayrılması;
(4) hidroksitlerin HNO 3 ile çözünmesi, ardından
nadir toprak elementlerinin TBP ile ekstraksiyonu
yoluyla çözeltide çözünmüş diğer metallerden
uzaklaştırılması şeklinde önerilmiştir. Prosesler
genellikle asit liçi, sıvı/sıvı ayırma ve iyon değişim
proseslerini içerir. NTE’lerin ekstraksiyonu
%64,5 Nd ve >%90 Eu, Tb ve Y olarak rapor edilmiştir.
Çelik endüstrisindeki başlıca katı atıklar (örneğin
yüksek fırın curufları), çimento, yol tabanı, demiryolu
balastı, hafif beton blok, cam ve yapay kaya
ile yüksek performanslı beton katkılarının üretiminde
kullanılmaktadır. Hem yüksek fırın hem de
çelik üretimi süreçlerinden kaynaklanan demir metalurjik
curufları, önemli konsantrasyonlarda lantan
(La), seryum (Ce), erbiyum (Er) ve neodimyum
(Nd) içermeleri nedeniyle nadir toprak elementleri
için ikincil bir kaynak olarak düşünülebilir (Kasina
ve Michaik, 2016; Yang vd., 2011). Abhilash vd.
(2017) tarafından yapılan deneyler, La, Ce, Nd ve
Er’in sırasıyla yüzde 92, 36, 35 ve 52 verimlilikle
geri kazanılabileceğini göstermiştir.
Sarı fosfor üretimi sırasında oluşan curuf aynı zamanda
Sc, Y, La, Ce, Pr, Nd, Sm, Eu, Gd, Tb, Ho,
Tm, Yb, Lu’yu da içermektedir (Zinesh vd., 2017).
NTE’lerin ekstraksiyonu için fosfor üretim curufunun
nitrik asitle liçi araştırılmış ve liç sonrası elde
edilen silikon içeren kekin çöktürülmüş silikon
dioksit üretimine uygun olduğu görülmüştür. Liç
sonucunda üretilen kek yaklaşık %80-85 oranında
amorf SiO2 içerir. Fosfor cürufunun liçi sonrasında
çözelti solvent ekstraksiyonla zenginleştirilir.
Sıyrılmış çözeltiden NTE oksalatlarının çöktürülmesi
ve çökeltinin kalsinasyonundan sonra, toplam
NTO’lerin yaklaşık %17’sini içeren bir konsantre
elde edilmiştir.
Sızıntı sularından veya atıksulardan NTE’lerin
geri kazanımında, adsorpsiyon, biyosorpsiyon,
iyon değişimi, iyonik baskılı polimerler, kimyasal
çöktürme, elektrokoagülasyon (EC), elektrodiyaliz
(ED), ters ozmoz (RO), membran filtrasyonu (MF),
nanofiltrasyon (NF), membran elektrolizi (ME) ve
solvent ekstraksiyon (SX) gibi çok çeşitli teknolojiler
kullanılmakta olup değişen başarı seviyelerine
sahiptirler (Pereao vd., 2018). Bu yöntemlerden bazıları
araştırma ortamlarında ve endüstriyel ölçekte
üretimde uygulanabilirler.
Sonuçlar
NTE’lerin günümüz ekonomisinde kritik bir öneme sahip
olduğu ve geleceğin sürdürülebilir teknolojilerinin
geliştirilmesinde kilit rol oynayacağı çok açıktır. Nadiren
sürekli cevher kütleleri oluşturdukları ve benzer
kimyasal özelliklere sahip oldukları için çıkarılmaları
zordur. Burada gruplar halinde verilen NTE içeren ikincil
kaynaklardan NTE’lerin kazanımı için cevher hazırlama,
pirometalurjik ve hidrometalurjik prosesler kullanılması
konusunda çalışmalar mevcuttur. NTE’lerin geri
dönüşüm oranları hala çok düşük olup bu durum verimsiz
toplama, teknolojik zorluklar ve teşvik eksikliği
gibi farklı faktörlere bağlanabilir. Bu nedenle, yalnızca
nadir toprakların değil aynı zamanda diğer değerli ve
baz metallerin de geri kazanılması nedeniyle bunların
geri dönüşümü çevresel ve ekonomik açıdan çok önemli
hale gelmektedir.
Kaynaklar
• Abhilash, Meshram P., Sarkar S., Venugopalan T., Exploring
blast furnace slag as a secondary resource for extraction of rare
earth elements, Special Issue on Rare Earths, Mineral & Metallurgical
Processing, 34, 4, 178-182, 2017.
• Behera S.S., Mohapatra R.K., Das D., Parhi P.K., Chapter 6,
Investigation on Extraction and Recovery of Rare Earth Elements
from Secondary Solid Wastes, Rare-Earth Metal Recovery for
Green Technologies - Methods and Applications, R. Kumar Jyothi,
Ed., Springer, 2020, pp 111-135.
• Binnemans K., Jones P.T., Blanpain B., Van Gerven T., Yang
Y., Walton A., Buchert M., Recycling of rare earths: a critical
review. J. Clean. Prod., 51, 1-22. 2013.
• Binnemans K., Jones P.T., Blanpain B., Van Gerven T., Pontikes
Y., Towards zero-waste valorization of rare-earth-containing
industrial process residues: a critical review, Journal of Cleaner
Production, 99, 17-38, 2015.
• Binnemans K., Jones P.T., Perspectives for the recovery of
rare earths from end-of-life fluorescent lamps, Journal of Rare
Earths, 32, 3, p.195, 2014.
• Borra C.R., Blanpain B., Pontikes Y., et al., Comparative
analysis of processes for recovery of rare earths from bauxite
residue. JOM, 68, 2958–2962, 2016.
• Gaustad G., Williams E., Leader A., Rare earth metals from
secondary sources: Review of potential supply from waste and
byproducts, Resources, Conservation & Recycling, 167, 105213,
2021.
• Habashi F., Extractive metallurgy of rare earths, Can. Metall.
Q., 52, 224 -233, 2013.
• Innocenzi V., De Michelis I., Ferella F., Vegliò F., Recovery of
yttrium from cathode ray tubes and lamps’ fluorescent powders:
experimental results and economic simulation, Waste Management,
33, 2390–2396, 2013.
• Jarosinski A., Kowalczyk J., Mazanek C., Development of the
Polish wasteless technology of apatite phosphogypsum utilization
with recovery of rare earths, J. Alloys Compd., 200, 147-150,
1993.
• Jordens A., Cheng Y.P., Waters K.E., A review of the beneficiation
of rare earth element bearing minerals, Miner. Eng. 41,
97-114, 2013.
• Kasina M., Michalik M., Iron metallurgy slags as a potential
source of critical elements - Nb, Ta and REE, Mineralogia, 47,
No 1-4: 15-28, 2016.
• Lei Q., He D., Zhou K., et al., Separation and recovery of
scandium and titanium from red mud leaching liquor through a
neutralization precipitation-acid leaching approach, Journal of
Rare Earths, 39, 1126-1132, 2021.
• Lyman, J.W., & Palmer, G.R. (1995), Hydrometallurgical
treatment of nickel-metal hydride battery electrodes. No. CONF-
951105-. Warrendale, PA: Minerals, Metals and Materials
Society.
• Pereao O., Bode-Alukoa C., Fatoba O., Laatikainen K.,
Petrik L., (2018), Rare earth elements removal techniques from
water/wastewater: a review, Desalination and Water Treatment
130 71–8.
• Rivera R.M., Ulenaer B., Ounoughene G., et al., Extraction of
rare earths from bauxite residue (red mud) by dry digestion followed
by water leaching, Minerals Engineering, 119, pp.82–92,
2018.
• Seredin, V.V., Rare earth element-bearing coals from the Russian
Far East deposits, Int. J. Coal Geol. 30, 101-129, 1996.
• Shukla N., Dhawan N., Rapid microwave processing of discarded
tubular lights for extraction of rare earth values, Process
Safety and Environmental Protection, 142, 238–249, 2020.
• Statista, 2021. https://www.statista.com/
• Wang W., Pranolo Y., Cheng C.Y., Recovery of scandium from
synthetic red mud leach solutions by solvent extraction with
D2EHPA, Separation and Purification Technology, 108, 96–102,
2013.
• Xu S.Q., Li S.Q., Review of the extractive metallurgy of scandium
in China (1978-1991), Hydrometallurgy, 42, 337-343, 1996.
• Yang H.L., Wang W., Zhang D.L., et al., Recovery of trace
rare earths from high-level Fe3+ and Al3+ waste of oil shale ash
(Fe-Al-OSA), Ind. Eng. Chem. Res., 49, 11645-11651, 2010.
• Yang X., Zhang J., Fang X., 2014, Rare earth element
recycling from waste nickel-metal hydride batteries, Journal of
Hazardous Materials, 279:384-388.
• Yang X.H., Long H., Cheng G.G., et al., Effect of refining
slag containing Ce2O3 on steel cleanliness, J. Rare Earths, 29,
1079-1083, 2011.
• Yuksekdag A., Kose-Mutlua B., Siddiquia A.F., et al., A
holistic approach for the recovery of rare earth elements and
scandium from secondary sources under a circular economy
framework – A review, Chemosphere, 293, 133620, 2022.
• Zinesh A., Karshyga Z., Bochevskaya Y.G., Silachyov I.,
Recovery of Rare Earth Metals as Critical Raw Materials from
Phosphorus Slag of Long-term Storage, Hydrometallurgy, 173, 4,
271-282, 2017.
40 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 41
Marmomac 2024
Milli Katılım Başvuruları
Alınmaya Başlandı!
24-27 Eylül 2024 | Verona / İtalya
Satış Fiyatı: 530 €/m²
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Başvuru ve Bilgi için:
emrah.ozturk@immib.org.tr
Ayrıntılı bilgi için: 0 212 454 07 81
1. Giriş
MAKALE
Kişisel Koruyucu Donanımlar
Prof. Dr. Gündüz Ökten
İTÜ Maden Fakültesi emekli öğretim üyesi
İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG); işyerinde işin yürütülmesi
sırasında çeşitli nedenle ortaya çıkan, sağlığa zarar
verebilecek koşullardan korunmak ve mevcut sağlık,
güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için yapılan sistemli
ve bilimsel çalışmalardır. Bu olgu AB (Avrupa Birliği)
içerisinde de 1980’li yıllardan itibaren ağırlıklı olarak
ele alınmaya başlanmıştır. Özellikle Avrupa Konseyi
tarafından 1989 yılında kabul edilen 89/391/EEC sayılı
“İş Sağlığı ve Güvenliği Direktifi” ile AB ülkelerinde
konunun temel ilkeleri ortaya koyulmuştur. Ülkemizde
30 Haziran 2012 tarihinde çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı
ve Güvenliği Kanunu da AB uyum sürecinde çalışma
hayatımıza girmiştir [1].
Söz konusu kanunun 4-(1) c maddesine göre; işverenlerin
yerine getirmesi gereken yükümlülüklerden birisi
de “Risk değerlendirmesi yapma veya yaptırma” yükümlülüğüdür.
Risk değerlendirmesi yapılırken alınacak
önlemleri belirlemek için Risk Kontrol Adımları (Risk
kontrol hiyerarşisi) göz önünde bulundurulmalıdır.
Risk kontrol hiyerarşisi 6 adımda incelenebilir. Bunlar;
► Tehlikelerin ortadan kaldırılması (eliminasyon),
► Tehlikeli olanı daha az tehlikeli olanla değiştirmek
(ikame),
► Riski izole etmek (ayırma),
► Mühendislik önlemlerinin uygulanması (otomasyon,
tecrit/izolasyon, uzaklaştırma, havalandırma, ergonomi),
► İdari önlemlerin geliştirilmesi (çalışma süreleri, işyeri
düzeni, eğitim ve öğretim, planlı bakım-onarım, monotonluğun
azaltılması, iletişim, denetim-disiplin),
► Kişisel koruyucu donanımların (KKD) kullandırılması
(temin, kullandırma) (Şekil 1).
yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalardır. Bu olgu AB (Avrupa Birliği) içerisinde de 1980’li yıllardan
itibaren ağırlıklı olarak ele alınmaya başlanmıştır. Özellikle Avrupa Konseyi tarafından 1989 yılında
kabul edilen 89/391/EEC sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Direktifi” ile AB ülkelerinde konunun temel
ilkeleri ortaya koyulmuştur. Ülkemizde 30 Haziran 2012 tarihinde çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve
Güvenliği Kanunu da AB uyum süresince çalışma hayatımıza girmiştir [1].
Söz konusu kanunun 4-(1) c maddesine göre; işletmelerin yerine getirmesi gereken yükümlülüklerden
birisi de “Risk değerlendirmesi yapma veya yaptırma” yükümlülüğüdür. Risk değerlendirmesi
yapılırken alınacak önlemleri belirlemek için Risk Kontrol Adımları (Risk kontrol hiyerarşisi) göz
önünde bulundurulmalıdır.
Risk kontrol hiyerarşisi 6 adımda incelenebilir. Bunlar;
• Tehlikelerin ortadan kaldırılması (eliminasyon),
• Tehlikeli olanı daha az tehlikeli olanla değiştirmek (ikame),
• Riski izole etmek (ayırma),
• Mühendislik önlemlerinin uygulanması (otomasyon, tecrit/izolasyon, uzaklaştırma,
havalandırma, ergonomi)
• İdari önlemlerin geliştirilmesi (çalışma süreleri, işyeri düzeni, eğitim ve öğretim, planlı bakımonarım,
monotonluğun azaltılması, iletişim, denetim-disiplin)
• Kişisel koruyucu donanımların (KKD) kullandırılması (temin, kullandırma) (Şekil 1).
Şekil 2- Risk Kontrol Adımları (Risk kontrol hiyerarşisi)
Şekil 1- Risk Kontrol Adımları (Risk kontrol
Bir riski kontrol etmenin en iyi yolu onu ortadan kaldırmaktır. Risk oluşturan ekipman veya çalışma
yöntemi hiyerarşisi) ortadan kaldırılırsa söz konusu risk de ortadan kalkmış olur. Tehlikeli olanı daha az tehlikeli
olanla değiştirme yöntemi riskleri kontrol etmek için en etkili ikinci yöntemdir. Ortadan kaldırma
adımına benzer ancak riski bir bütün olarak ortadan kaldırmak yerine, daha az riski bir başkasıyla
değiştirmeyi içerir. İzolasyon (ayırma) adımı, tehlike kaynağının risk altındaki kişilerden ayrılması
Bir riski kontrol etmenin en iyi yolu onu ortadan kaldırmaktır.
Risk oluşturan ekipman veya çalışma yöntemi
ortadan kaldırılırsa söz konusu risk de ortadan kalkmış
olur. Tehlikeli olanı daha az tehlikeli olanla değiştirme
yöntemi riskleri kontrol etmek için en etkili ikinci
yöntemdir. Ortadan kaldırma adımına benzer ancak riski
bir bütün olarak ortadan kaldırmak yerine, daha az
ilk ve en öncelikli koruyucu tedbirdir [2,3].
riski bir başkasıyla değiştirmeyi içerir. İzolasyon (ayırma)
adımı, tehlike kaynağının risk altındaki kişilerden
ayrılması esasına dayanır. Eğer bu üç girişim ile riskler
ortadan kaldırılamazsa, mühendislik önlemlerini devreye
sokmak en iyi yaklaşımdır. Mühendislik önlemlerinin
de yeterli olmadığı durumlarda idari kontrol yöntemleri
uygulanmalıdır. Ancak idari kontrol yöntemleri tehlikeleri
ortadan kaldırmaz veya azaltmaz, bu nedenle
hiyerarşideki diğer kontrol önlemlerine göre daha az
etkilidir. Riskleri ortadan kaldırmayı planlarken en son
düşünülmesi gereken adım çalışanlara Kişisel Koruyucu
Donanım (KKD) vermek olmalıdır. Her ne kadar kişisel
koruyucu donanımlar başvurulacak son korunma önlemi
olsa da ortam koşulları, tehlikenin cinsi ya da çalışanın
özellikleri gibi nedenlerle riske kaynağında müdahale
edilemeyen durumlarda, doğrudan doğruya kişinin sağlığının
korunması ve güvenliğinin sağlanması için ilk ve
en öncelikli koruyucu tedbirdir [2,3].
esasına dayanır. Eğer bu üç girişim ile riskler ortadan kaldırılamazsa, mühendislik önlemlerini devreye
sokmak en iyi yaklaşımdır. Mühendislik önlemlerinin de yeterli olmadığı durumlarda idari kontrol
yöntemleri uygulanmalıdır. Ancak idari kontrol yöntemleri tehlikeleri ortadan kaldırmaz veya azaltmaz,
bu nedenle hiyerarşideki diğer kontrol önlemlerine göre daha az etkilidir. Riskleri ortadan kaldırmayı
planlarken en son düşünülmesi gereken adım çalışanlara Kişisel koruyucu donanım (KKD) vermek
olmalıdır. Her ne kadar kişisel koruyucu donanımlar başvurulacak son korunma önlemi olsa da ortam
koşulları, tehlikenin cinsi ya da çalışanın özellikleri gibi nedenlerle riske kaynağında müdahale
edilemeyen durumlarda, doğrudan doğruya kişinin sağlığının korunması ve güvenliğinin sağlanması için
2. Kişisel koruyucu donanım
nedir
Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği Madde 4
– (1) h’ye göre, Kişisel koruyucu donanım;
1. Kişilerce bir veya birden fazla sağlık ve güvenlik
riskine karşı korunmak amacıyla giyilmek veya
tutulmak üzere tasarlanmış ve imal edilmiş donanımı,
2. Koruma işlevi için gerekli olan, (1) numaralı alt
bentte belirtilen donanıma ait değiştirilebilir parçaları,
3. (1) numaralı alt bentte belirtilen donanımlara
ait, kişilerce giyilmeyen veya tutulmayan, donanımı
bir dış cihaza veya uygun bir ankraj noktasına
bağlamak amacıyla tasarlanmış, bir yapıya kalıcı
olarak bağlanmayan ve kullanım öncesinde sabitlenmesine
gerek duyulmayan bağlantı sistemlerini
ifade eder [4].
3. Kişisel koruyucu donanımların
kategorizasyonu
KKD’ler koruma sağladığı riskin türüne göre kategorize
edilirler. Kategorizasyon, en doğru uygunluk değerlendirme
yönteminin seçiminde önemli bir kriterdir.
Kategori 0: KKD Yönetmeliği kapsamına girmeyen kişisel
koruyucu donanımlardır.
Kategori I: Kullanıcının kendisinin değerlendirebileceği
kabul edilen, tedrici olarak ortaya çıkan ve zamanında
fark edilebilir düzeydeki risklere karşı koruma sağlayan
basit yapıdaki KKD’ler Kategori I olarak sınıflandırılır.
Örneğin; yüzeysel etkilere karşı koruyan eldivenler, doğal
atmosferik etkenlere karşı koruyan başlıklar, ayakkabılar
vb.
Kategori II: Kategori I ve Kategori III’ün dışında kalan
tüm KKD’ler Kategori II olarak sınıflandırılır. Örneğin;
kulak koruyucular, baş koruyucular, göz ve yüz koruyucular,
ayak ve bacak koruyucular vb.
Kategori III: Tasarımcı tarafından, ani olarak ortaya
çıkabilecek tehlikeleri, kullanıcının zamanında fark
edemeyeceği düşünülen durumlarda ve hayati tehlike oluşturarak,
sağlığa ciddi şekilde ve geriye dönüşü mümkün
olmayan derecede zarar verebilecek risklere karşı koruma
sağlayan karmaşık yapıdaki KKD’ler Kategori III olarak
sınıflandırılır. Örneğin; solunum sistemi koruyucuları,
elektrik çarpmalarına karşı koruyucular, yüksekten düşmeye
karşı koruyucular vb. [5].
4. Kişisel koruyucu donanımların
belgelendirilmesi
2. Kişisel koruyucu donanım nedir
Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği Madde 4 – (1) h’ye göre, Kişisel koruy
1- Kişilerce bir veya birden fazla sağlık ve güvenlik riskine karşı korunmak a
Belgelendirme, tutulmak üzere tasarlanmış KKD’nin, ve ilgili imal edilmiş yönetmelikte donanımı, belirtilen
temel sağlık ve güvenlik gereklerini yerine getirip
getirmediğini gösteren süreci ifade etmektedir. Her
bir kategori için izlenecek uygunluk değerlendirme
yöntemleri
3. Kişisel koruyucu
şunlardır:
donanımların kategorizasyonu
2- Koruma işlevi için gerekli olan, belirtilen donanıma ait değiştirilebilir parçala
3- Belirtilen donanımlara ait, kişilerce giyilmeyen veya tutulmayan, donanımı bi
bir ankraj noktasına bağlamak amacıyla tasarlanmış, bir yapıya kalıcı o
kullanım öncesinde sabitlenmesine gerek duyulmayan bağlantı sistemlerini if
KKD’ler koruma sağladığı riskin türüne göre kategorize edilirler. Kategorizasy
değerlendirme yönteminin seçiminde önemli bir kriterdir.
Kategori I: Bu tipteki KKD’ler için AB tip incelemesi
gerekmez. Temel testler yapılarak ürün üzerine
iliştirilen CE uygunluk işareti, üreticinin ilgili teknik
düzenlemeden kaynaklanan bütün yükümlülüklerini
yerine karşı koruyan getirdiğini başlıklar, ve ayakkabılar ürünün ilgili vb. tüm uygunluk değerlendirme
işlemlerine tabi tutulduğunu gösterir.
Kategori 0: KKD Yönetmeliği kapsamına girmeyen kişisel koruyucu donanıml
Kategori I: Kullanıcının kendisinin değerlendirebileceği kabul edilen, tedrici
zamanında fark edilebilir düzeydeki risklere karşı koruma sağlayan basit yapıda
olarak sınıflandırılır. Örneğin; yüzeysel etkilere karşı koruyan eldivenler, doğ
Kategori II: Kategori I ve Kategori III’ün dışında kalan tüm KKD’ler Kategori
Örneğin; kulak koruyucular, baş koruyucular, göz ve yüz koruyucular, ayak ve b
Kategori III: Tasarımcı tarafından, ani olarak ortaya çıkabilecek tehlikeleri, k
fark edemeyeceği düşünülen durumlarda ve hayati tehlike oluşturarak, sağlığa
dönüşü mümkün olmayan derecede zarar verebilecek risklere karşı koruma sağla
KKD’ler Kategori III olarak sınıflandırılır. Örneğin; solunum sistemi
çarpmalarına karşı koruyucular, yüksekten düşmeye karşı koruyucular vb. [5].
Kategori II: Onaylanmış kuruluşun onayı gerekmektedir.
Onaylanmış kuruluş gerekli incelemeyi yaptıktan
sonra AB Tip İnceleme Belgesi’ni düzenleyerek
üreticiye verir. Bunun ardından, üretici tarafından AB
4. Kişisel koruyucu donanımların belgelendirilmesi
Uygunluk Beyanı düzenlenerek ürüne CE işareti iliştirilir.
Belgelendirme, KKD’nin, ilgili yönetmelikte belirtilen temel sağlık ve güve
getirip getirmediğini gösteren süreci ifade etmektedir. Her bir kategori içi
değerlendirme yöntemleri şunlardır:
Kategori III: Bu yapıdaki KKD’lerin belgelendirilmesi
için onaylanmış kuruluşun tasdikine ihtiyaç
vardır.
tutulduğunu
Onaylanmış
gösterir.
kuruluş KKD ile ilgili gerekli
incelemeleri yapar, teknik dosyanın uyumlaştırılmış
ulusal standartlara uygun olup olmadığını inceler, gerekiyorsa
inceleme ve testler gerçekleştirir ve uygunluğu
belirlenen ürüne AB Tip İnceleme Belgesi verir.
Daha sonra üretici AB Uygunluk Beyanı’nı hazırlar
ve ürüne CE işaretini iliştirir. Kategori III kapsamındaki
ürünlere, onaylanmış kuruluşun kimlik numarasının
da CE işareti ile birlikte iliştirilmesi gerekmektedir
[6].
Kategori I : Bu tipteki KKD’ler için AB tip incelemesi gerekmez. Temel testler
iliştirilen CE uygunluk işareti, üreticinin ilgili teknik düzenlemeden
yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve ürünün ilgili tüm uygunluk değerlen
Kategori II: Onaylanmış kuruluşun onayı gerekmektedir. Onaylanmış kuru
yaptıktan sonra AB Tip İnceleme Belgesi’ni düzenleyerek üreticiye verir. B
tarafından AB Uygunluk Beyanı düzenlenerek ürüne CE işareti iliştirilir.
Kategori III: Bu yapıdaki KKD’lerin belgelendirilmesi için onaylanmış kuru
vardır. Onaylanmış kuruluş KKD ile ilgili gerekli incelemeleri yapar, teknik do
ulusal standartlara uygun olup olmadığını inceler, gerekiyorsa inceleme ve t
uygunluğu belirlenen ürüne AB Tip İnceleme Belgesi verir. Daha sonra üretici A
hazırlar ve ürüne CE işaretini iliştirir. Kategori III kapsamındaki ürünlere, onayla
numarasının da CE işareti ile birlikte iliştirilmesi gerekmektedir [6].
"CE" işareti: “Conformité Européenne” kelimelerinin baş harflerinden oluş
Ürünün ilgili teknik düzenlemesine uygun olduğunu ve ürünlerin amacına uygu
insan, can ve mal güvenliği, bitki ve hayvan varlığı ile çevreye zarar vermeyeceği
“CE” işareti: “Conformité
Européenne” kelimelerinin baş harflerinden
oluşan bir AB işaretidir.
44 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 45
MAKALE
Ürünün ilgili teknik düzenlemesine uygun olduğunu
ve ürünlerin amacına uygun kullanılması halinde insan,
can ve mal güvenliği, bitki ve hayvan varlığı ile
çevreye zarar vermeyeceğini gösteren bir işarettir.
AB Tip İnceleme Belgesi: Onaylanmış kuruluş tarafından
düzenlenerek imalatçıya verilen Kategori
II ve III için KKD modelinin “KKD Yönetmeliği”
hükümlerine uygunluğunu gösteren belgedir.
AB Uygunluk Beyanı: İmalatçının KKD’yi piyasaya
arz ettiğinde “KKD Yönetmeliği” hükümlerine
uygunluğunu beyan ettiği belgedir. İmalatçı bu
belgeyi kendisi düzenler.
Onaylanmış Kuruluş: Test, muayene ve/veya belgelendirme
kuruluşları arasından, bu Yönetmelik çerçevesinde
uygunluk değerlendirme faaliyetinde bulunmak
üzere, Bakanlık tarafından, 4703 sayılı Kanunda,
13/11/2001 tarihli ve 2001/3531 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararıyla yürürlüğe konulan Uygunluk Değerlendirme
Kuruluşları ile Onaylanmış Kuruluşlara Dair
Yönetmelik ve bu Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde
yetkilendirilen özel ve kamu kuruluşu.
5. Kişisel koruyucu donanımlarda
bulunması gereken genel
özellikler
Tüm KKD’ler aşağıda sıralanan özellikleri taşımalıdır.
► Amaçlanan doğrultuda kullanımı sırasında karşılaşılan
tüm risklere karşı yeterli koruma sağlamalıdır.
► Tehlike içeren iş yapılırken, öngörülebilen koşullarda
ve amaçlanan doğrultuda kullanımı sırasında kullanıcıyı
mümkün olan en yüksek düzeyde koruyacak şekilde
tasarlanarak imal edilmelidir.
► Tasarım sırasında göz önüne alınacak en uygun koruma
düzeyi, KKD kullanımını gerektiren riske maruz kalındığında
veya normal koşullarda işin yürütülmesi sırasında
KKD’nin etkinliğinin azalmaya başladığı noktadır.
► KKD’nin tasarımında, aynı risk faktörünün farklı düzeylerinin
ayırt edilebilmesi gibi öngörülebilir kullanım
koşullarının farklılık gösterdiği durumlarda uygun koruma
sınıflandırmaları dikkate alınmalıdır.
► Öngörülebilir koşullarda kullanımı sırasında tehlikelere
ve yapısından kaynaklanabilen rahatsızlık verici
diğer faktörlere neden olmayacak şekilde tasarlanarak
imal edilmelidir.
► KKD malzemesi ve parçaları, bozulma sonucu ortaya
çıkan maddeler de dahil olmak üzere, kullanıcının
sağlık ve hijyenini olumsuz yönde etkilememelidir.
► Giyildiğinde kullanıcıya temas eden veya etmesi
muhtemel KKD’nin herhangi bir parçası, tahriş ya da
yaralanmalara neden olabilecek derecede sert olmamalı,
keskin kenarlar ve çıkıntılar bulundurmamalıdır.
► İş sırasında yapılacak hareketler ve vücudun duruş şekilleri
ile ortam koşulları göz önüne alınarak, kullanıcı
üzerinde doğru pozisyonda kolayca durmasını sağlayacak
ve öngörülen kullanım süresinde yerinde kalacak şekilde
tasarlanarak üretilmelidir. Bu amaçla KKD, ayarlanabilir
ve eklenebilir sistemler yardımıyla veya farklı beden ölçülerinde
üretilerek kullanıcının vücut yapısına uygun hale
getirilmeli ve en etkin şekilde kullanılması sağlanmalıdır.
► Dayanıklılık ve işlevselliğini azaltmayacak şekilde
olabildiğince hafif imal edilmelidir. KKD, ilgili tehlikelere
karşı yeterli korunma sağlayabilmek için yerine
getirilmesi şart olan ve belirli riskler için ilave gereksinimlerden
ayrı olarak, öngörülen kullanım koşulları
altındaki ortam koşullarının etkisine dayanabilmelidir.
► Aynı imalatçı, aynı anda birden fazla risk söz konusu
olduğunda bu risklere karşı vücudun birbirine yakın
kısımlarının eş zamanlı korunmasını sağlamak için farklı
tip ve sınıflarda KKD modellerini piyasaya sunarsa,
bunlar birbiriyle uyumlu olmalıdır.
► İmalatçı, piyasaya sunduğu KKD ile birlikte aşağıdaki
hususları içeren kullanım kılavuzunu da sağlamalıdır:
a. İmalatçının veya yetkili temsilcisinin isim ve adresi,
b. Depolama, kullanım, temizlik, bakım, onarım ve
dezenfekte etmeye ilişkin bilgiler,
c. Söz konusu KKD’nin sağladığı korumanın sınıfını
ya da seviyesini ölçmek için uygulanan teknik testlerde
kaydedilen performans sonuçları,
d. Söz konusu KKD’ye uygun aksesuarların ve yedek
parçaların özellikleri,
e. Farklı risk seviyeleri için uygun koruma sınıfları ve
bunlara karşılık gelen kullanım limitleri,
f. KKD veya belirli parçalarının kullanım ömrü veya
son kullanma tarihi,
g. Taşımaya uygun paketleme şekli,
h. İşaretlerin anlamı,
i. KKD’lerin tasarımını yapan onaylanmış kuruluşun
unvanı, adresi, kimlik numarası.
j. KKD’nin koruması amacıyla tasarlandığı risk
k. İlgili yönetmelik ve uyumlaştırılmış mevzuata
atıf,
l. KKD’lerin uygunluk değerlendirme işlemlerinde
yer alan onaylanmış kuruluş veya kuruluşların unvanı,
adresi ve kimlik numarası,
m. İlgili uyumlaştırılmış standart veya standartların
referans numaraları ve tarihleri veya kullanılan diğer
teknik şartnamelere atıflar,
n. AB Uygunluk Beyanına ulaşılabilecek internet sitesi
adresi
Bu bilgiler, anlaşılır, kesin ve en azından tüketiciye
sunulduğu ülkenin resmi dilinde olmalıdır [7].
6. Kişisel koruyucu donanımların
seçilmesi
Kişisel koruyucu donanımlar farklı tipte ve koruyucu
özelliklerde üretilmektedir. Bu nedenle yapılan
iş için en doğru ekipmanın seçimi konusunda
karar verirken bazı hususların dikkate alınması ve
değerlendirilmesi gerekir.
İlk aşamada donanım, ilgili yönetmelik hükümlerine
uygunluğu açısından değerlendirilmelidir. Bu
konuda, bulunduğu kategoriye göre AB tip inceleme
belgesi ve CE işaretine sahip olması gibi başlıklar
dikkate alınmalıdır. Ayrıca donanımın EN
(European Norm) standartlarına uygunluk belgesi
de sorgulanmalıdır.
Eğer KKD söz konusu temel ölçütleri sağlıyorsa,
aşağıda belirtilen kaynaklardan derlenecek olan
bilgiler değerlendirilerek en doğru kişisel koruyucu
türü ve koruma seviyesi belirlenebilir.
a- Risk değerlendirmesi
Risk değerlendirmesi; iş yerlerinde var olan ya da
dışarıdan gelebilecek tehlikelerin, işçilere, işyerine
ve çevresine verebileceği zararların ve bunlara
karşı alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla
yapılan çalışmalardır. Risk kontrol hiyerarşisi içinde
sürdürülen söz konusu çalışmalar sonucunda,
çalışma ortamında ihtiyaç duyulan koruyucu donanımın
tür ve özellikleri belirlenebilir.
b- Yasal mevzuat
Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması
Hakkında Yönetmelik EK-3’de donanımların
kullanım alanları belirtilmiştir. KKD’lerin
üretim, tasarım ve kullanım şartları ile ilgili
bilgiler ise “Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği”
de yer almaktadır.
c- İşyeri denetim sonuçları
İşyerleri farklı zamanlarda ilgili devlet kuruluşları
tarafından denetlenmektedir. Ayrıca işletme bünyesinde
belli bir program dahilinde sürdürülen denetleme
faaliyetleri vardır. Bu çalışmalar sırasında
elde edilen bulgular KDD seçiminde yol gösterici
olabilir.
d- Üreticiler ve tedarikçiler
KKD üreticileri ve tedarikçiler ürettikleri ve pazarladıkları
donanımın yapısı, teknik özellikleri,
kullanım alanları, kullanımı sırasında ortaya çıkması
muhtemel sorunlar vb. konularında yeterli
bilgi birikimine ve deneyime sahiptir. Bu nedenle,
KKD seçimi aşamasında onların bilgilerinden yararlanılabilir.
e- İş güvenliği uzmanları
İş güvenliği uzmanları; “İş Güvenliği Uzmanlarının
Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında
Yönetmelik” Madde 9 (1) a-1’e göre; “(….
kişisel koruyucu donanımların seçimi, temini, kullanımı,
bakımı, muhafazası ve test edilmesi konularının,
iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına ve genel
iş güvenliği kurallarına uygun olarak sürdürülmesini
sağlamak için işverene önerilerde bulunmak”
ile görevlidir.
46 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 47
MAKALE
f - Çalışanlar
Çalışanlar işyeri ortam koşullarını en iyi bilen, yaptıkları
işin inceliklerine vakıf ve karşılaştıkları sorunları çözme
becerisi olan kişilerdir. Yaptıkları iş KKD kullanımını
gerektiriyorsa, bir süre sonra bu konuda da bilgi ve deneyim
sahibi olurlar. Dolayısıyla onların görüş ve önerilerinden
yararlanmak gerekir. Nitekim 6331 sayılı İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nu Madde 18 (1) a ve b’de
bu husus vurgulanmaktadır [8].
7- Kişisel koruyucu donanımların
kullanımı
Konuyla ilgili yasal mevzuat gereğince; işverenler, çalışanlarına
standartlara uygun ve CE işareti taşıyan kişisel
koruyucu donanımı ücretsiz olarak temin etmek, kişisel
koruyucu donanımların hangi risklere karşı kullanacağı
konusunda onları bilgilendirmek, donanımların kullanımı
konusunda uygulamalı olarak eğitim verilmesini sağlamakla
yükümlüdür. Çalışanlar da kendilerine sağlanan
kişisel koruyucu donanımları talimatlara uygun olarak
kullanmak, korumak, uygun yerlerde ve uygun şekilde
muhafaza etmekle mükelleftir [9,10].
Ayrıca, kişisel koruyucu donanımların kullanımı konusunda
aşağıdaki hususların da dikkate alınması ve yerine
getirilmesi gereklidir.
► Kişisel koruyucu donanımların kullanım şartları ve
özellikle kullanılma süreleri; riskin derecesi, maruziyet
sıklığı, her bir çalışanın çalıştığı yerin özellikleri
ve kişisel koruyucu donanımın performansı dikkate
alınarak belirlenir.
► Çalışanlara verilen KKD’ler her zaman etkili şekilde
çalışır durumda olur. Temizlik, bakım ve periyodik
kontrolleri imalatçı tarafından sağlanacak kullanım
kılavuzuna uygun olarak yapılır ve ihtiyaç duyulan
parçaları yenileri ile değiştirilir.
► KKD’ler hijyenik koşullarda muhafaza edilir ve kullanıma
hazır bulundurulur.
► KKD’ler çalışanların kolayca erişebilecekleri yerlerde
ve yeterli miktarlarda bulundurulur.
► KKD’ler her kullanımdan önce kontrol edilir.
► Çalışanlar KKD’lerde gördükleri herhangi bir arıza
veya eksikliği işverene bildirirler.
► Arızalı bulunan KKD’ler arızalar giderilmeden ve gerekli
kontrolleri yapılmadan kullanılamaz.
► KKD’lerin tek kişi tarafından kullanılması esastır.
Zorunlu hallerde birkaç kişi tarafından kullanılması
durumunda, bu kullanımdan dolayı sağlık ve hijyen
problemi doğmaması için her türlü önlem alınır.
8. Sonuç
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na
göre; işletmelerin yerine getirmesi gereken önemli
yükümlülüklerden birisi de “Risk değerlendirmesi
yapma veya yaptırma yükümlülüğü”dür. Temel
amaç belirlenen risklerin toplu korunmayı sağlayacak
teknik girişimlerle, iş organizasyonu ve
çalışma yöntemleriyle önlenmesidir. Bunun sağlanamadığı
durumlarda kişinin sağlığının korunması
ve güvenliğinin sağlanması için KKD kullanımı
zorunlu hale gelmektedir.
İşverenler kullanılması gereken kişisel koruyucu
donanımları, çalışan temsilcilerinin de görüşünü
alarak belirlemek, kullanımı sırasında alınması gereken
sağlık ve güvenlik önlemleri hakkında çalışanlara
ve temsilcilerine bilgi vermek, kişisel koruyucu
donanımların her zaman çalışır durumda olmasını
sağlamak, temizlik ve bakımını yaptırmak ve gerektiğinde
yenileriyle değiştirmek ile yükümlüdür.
Çalışanlar ise 6331 sayılı Kanunun 19’uncu maddesine
uygun olarak, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili
aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları
doğrultusunda kendilerine sağlanan kişisel koruyucu
donanımları doğru kullanmak, korumak, uygun yerlerde
ve uygun şekilde muhafaza etmekle mükelleftir.
Kaynaklar
1- https://denizhanosgb.com.tr/is-sagligi-ve-guvenligi-nedir/
2- https://www.isgnedir.com/risk-kontrol-adimlari-nelerdir/
3- https://kkdportal.csgb.gov.tr/media/1023/kkd_kitabi.pdf
4- Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği (Resmi Gazete; Tarih:
01.05.2019, Sayı:30761).
5- https://www.kayaconsulting.com/bilgi-kosesi/blog/kisisel-koruyucu-donanimlarin-secimi--incelenmesi-ve-bakimi#
6- https://kkdportal.csgb.gov.tr/media/1158/belgelendirme.pdf
7- https://kkdportal.csgb.gov.tr/contents/genel-bilgiler/kategori-3-ki%-
C5%9Fisel-koruyucu-donan%C4%B1mlar%C4%B1n-belgelendirilmesi/
8- https://www.isgnedir.com/7-adimda-dogru-kisisel-koruyucu-donanim-nasil-secilir/#google_vignette
9- 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (Resmî Gazete; Tarih:
30.06.2012, Sayı: 28339).
10- Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında
Yönetmelik (Resmî Gaz.; 02.07.2013, Sayı: 28695).
48 SEKTÖRMADEN
MAKALE
21. yüzyılda kritik ham madde
kaynakları ve önemi
ürününü /minerali veya elementi tanımlar. Bu tanımda
kritik terimi mutlaka kıtlık anlamına gelmez; daha çok
bunların stratejik önemini ve tedarik zincirlerinin potansiyel
kırılganlığını vurgulayarak, bunların temininin,
ekonomik rekabet gücünün sürdürülmesi açısından hayati
önemini ifade eder.
Mineralin “kritik” olduğuna nasıl
karar verilir?
Bir mineralin kritik olarak belirlenmesi teknolojik
gelişmelere, endüstriyel taleplerdeki değişimlere
ve yeni keşiflere bağlı olarak zaman içinde değişebilen
dinamik bir süreçtir. Mineralin kritik olması
aşağıda tanımlanan bir dizi faktörün çoklu birleşiminden
elde edilen katsayılara göre kararlaştırılır
1-Ekonomik gereklilik: Mineral ekonomik büyümeyi
yönlendiren mal ve hizmetlerin üretiminin
ayrılmaz bileşeni olarak, kilit endüstrilerin ve teknolojilerin
işleyişinin devamı için gerekli olmalı.
2-Teknolojik gereklilik: Mineral, elektronik cihazlar,
yenilenebilir enerji sistemleri, piller ve diğer
ileri teknolojilerin geliştirilmesinde ve uygulanmasında
hayati bir rol oynamalı.
3-Tedarik zinciri kırılganlığı: Kritik minerallerin belirlenmesinde
dikkate alınan en önemli faktörlerden
biri de tedarik kesintisi riskidir. Jeopolitik sorunlar,
üretimin birkaç ülkede yoğunlaşması, potansiyel pazarda
bozulma vb. faktörler bu minerallere yönelik
tedarik zincirinin kırılganlığında etkili olmaktadır.
4-Ulusal güvenlik kaygıları: Minerale güvenilir ve
düzenli erişim, özellikle savunma teknolojileri ve
kritik altyapı bağlamında bir ülkenin güvenliği için
hayati etkiye sahip olmalı.
5-Temiz enerji geçişi: Temiz ve yenilenebilir enerji
kaynaklarına küresel geçişle birlikte lityum,
germanyum, kobalt, nadir toprak elementleri ve
benzer diğer minerallerin pillerin, güneş panellerinin
ve rüzgâr türbinlerinin üretiminde kritik hale
gelmiş olması.
Gelişmiş ülkeler tarafından farklı açılardan kritik
olduğu kabul edilen mineralden bazıları derlenerek
Tablo 1’ de verilmiştir.
Prof. Dr. Yüksel Örgün Tutay
İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü
Kritik terimi mineralin mutlaka
nadir olduğu anlamına gelmez,
ancak madenin stratejik önemini
ve tedarik zinciriyle ilişkili
potansiyel zayıf noktalarını
vurgular. Bu alandaki küresel
rekabet önümüzdeki on yılda daha
da şiddetli hale gelecek ve kritik
hammaddelere olan bağımlılık,
yakında bugünkü petrole olan
bağımlılığın yerini alabilecektir.
Kritik ham madde nedir?
Teknoloji bağımlı yaşamın giderek yaygınlaştığı çağımızda,
kütlesel üretim ve kontrolsüz tüketimin sonucu
ortaya çıkan küresel iklim değişimi ve sürdürülebilirlik
zorunluluğu, kritik minerallere ve/veya elementlere olan
talebi aşırı şekilde arttırmıştır. Gelişmekte olan teknolojilerin
(emerging technologies) ve temiz enerji arayışının
merkezine yerleşen “kritik ham maddeler (KHM)”
küresel ekonomilerin geleceğinin belirlenmesinde kilit
rol oynamaktadır.
Kritik mineral terimi, ileri teknolojilerin geliştirilmesi
ve yaygınlaştırılması için gerekli olan, buna karşın
arz kesintisi riski altında olduğuna karar verilen maden
Tablo 1. Kritik olduğu kabul edilen mineraller/elementler
Nadir Toprak
Elementler (NTE)
Teknolojik
Metaller
Diğer Kritik
Mineraller
Lantan (La) İndiyum (In) Bizmut (Bi) Platin
Platin Grubu
Metaller (PGM)
Seryum (Ce) Galyum (Ga) Grafit (C) Paladyum
Neodimyum (Nd) Germanyum (Ge) Hafniyum (Hf) Rodyum
Praseodiyum (Pr) Tantalyum (Ta) Magnezyum İridyum
Prometyum (Pm) Tellür (Te) Antimon (Sb) Rutenyum
Samaryum (Sm) Kobalt (Co) Titanyum (Ti)
Evropyum (Eu) Lityum (Li) Vanadyum (V) Baz metaller
Gadolinyum (Gd) Skandiyum (Sc) Niyobyum (Nb) Bakır
Terbiyum (Tb) Selenyum (Sm) Tungsten (W) Çinko
Disprosyum (Ds) Talyum (Tl) Alüminyum
Holmiyum (Ho) Renyum (Re) Değerli metaller Nikel
Erbiyum (Er) İtriyum (Y) Altın
Tulyum (Tm) Silisyum (Si) Gümüş
İterbiyum (Yb)
50 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 51
MAKALE
Hükümetler kritik mineralleri, stratejik önemine
ve potansiyel tedarik zinciri zayıflıklarına göre
listelemekte ve belirli aralıklarla bu listeleri güncelleyerek,
ticari anlaşmalarını, kaynak geliştirme
stratejilerini ve ilgili politikalarını belirlemektedir.
Örneğin Avrupa Birliği (AB), 2011’de 14 kritik
hammadde belirlemiş, bu sayı 2017 yılında 27’ye
2023’te ise “Ekonomik gereklilik” ve “Tedarik
Zinciri Kırılganlığı” parametrelerine göre Tablo
2’de görüldüğü gibi 34’e yükseltilmiştir. Avrupa
Birliği 2020’de kritik ham madde olarak listeye
aldığı indiyumu 2023 listesinden çıkartılmış, buna
karşın arsenik, feldispat, helyum, manganez listeye
eklenmiştir (http-2)). Arsenik, yarı iletkenlerin
üretiminde metallerinin katma değerinde nispeten
yüksek artışa neden olduğu için 2023 yılında kritik
hammaddeler listesine alınmıştır. Feldspat, ithalat
bağımlılığının artması ve Türkiye’den yapılan
ithalatın AB ihtiyacının %51’ini karşılıyor olmasının
“tedarik riskini” arttırmasından dolayı stratejik
hammadde olarak listeye eklenmiştir. Çelik
üretiminde ve pillerde kullanılan stratejik bir ham
madde olan Manganez ise Bulgaristan ve Macaristan’ın
üretimi durmasının tedarik riskini artması
nedeniyle kritik ham madde sınıfına alınmıştır.
Tablo 2. Avrupa Birliği-2023 Kritik Ham Maddeler (KHM) listesi (http-2)
KHK tedarik zincirlerinin
potansiyel kırılganlık nedenleri
Artan küresel nüfus, sanayileşme, dijitalleşme ve küresel
iklim değişiminin getirdiği baskı, ileri ve düşük
emisyon teknoloji ürünlerinde kullanılan metaller, mineraller
ve biyotik malzemelere olan talebi arttırmıştır.
OECD, küresel hammadde talebinin bugünkü 79 milyar
tondan 2060 yılında iki kattan fazla artarak 167 milyar
tona çıkacağını tahmin etmektedir. KHM kaynakları için
küresel rekabetin önümüzdeki on yılda daha da şiddetli
hale geleceği ve kritik hammaddelere olan bağımlılığın,
yakında bugünkü petrole olan bağımlılığın yerini alabileceği
ifade edilmektedir ((https-1; https-3).
11 Aralık 2019’da kabul edilen “AB Yeşil Anlaşma Tebliğinde”,
kaynaklara erişimin, 2030 iklim hedefine ulaşmak
ve 2050 iklim nötrlüğü hedefini gerçekleştirmek
için stratejik bir güvenlik sorunu olarak görülmektedir.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), küresel iklim hedeflerine
ulaşmadaki elektrikli araçların, yenilenebilir enerji
teknolojilerinin ve enerji depolama çözümlerinin geliştirilmesinin
önemini vurgulayarak, başta NTE’ler olmak
üzere Li, Sc, In, Ge gibi kritik maddelerin istikrarlı bir
şekilde tedarik edilmesinin stratejik hale geldiği ifade
etmektedir (https-2)
Şekil 1. KHM’lerin ana küresel tedarikçi ülkeleri
(2012-2016 yılları arası ortalama tedarik edilen
KHM sayısına göre) (Blengini vd., 2020)
Küresel tedarik analizleri, Çin’in birçok kritik hammaddenin
en büyük tedarikçisi olduğunu ortaya koymaktadır
(Şekil 1). Görüldüğü gibi toplam KHM sayısı açısından
Çin, bireysel kritik hammaddelerin %66’sının tedarikçisidir.
Bu, tüm NTE’leri ve diğerlerinin yanı sıra magnezyum,
tungsten, antimon, galyum ve germanyum gibi
diğer kritik hammaddeleri içermektedir. Çin devletinin
yanı sıra örneğin, platin grubu metallerin en büyük küresel
tedarikçileri Rusya ve Güney Afrika, berilyum için
ABD (%88), niyobyum için Brezilya (%92), Hafniyum
için Fransa (%49), Stronsiyum için İspanya (%31), Lityum
için Şili (%42), Bor (%42) ve Feldispat (%32) için
Türkiye küresel tedarikçi listesinde yer almaktadır.
Uluslararası Enerji Ajansı (https-2) temiz enerji teknolojilerinden
gelen toplam hammadde talebini değerlendirerek,
özellikle kritik mineraller için sağlam ve dayanıklı
temiz enerji tedarik zincirlerinin hayati öneme sahip
olduğunun altını çizmiştir. Tedarik zincirleri, mevzuat
değişikliklerinden, ticaret kısıtlamalarından, siyasi istikrarsızlıklardan
ve Kovid-19 pandemisi sürecinde olduğu
gibi dünya genelinde yaşanan üretim kısıtlamalarından
hızla etkilenmektedir.
Fosil yakıt tedarikiyle karşılaştırıldığında, örneğin temiz
enerji teknolojilerine yönelik tedarik zincirlerinin çok
daha karmaşık, daha az şeffaf ve coğrafi olarak daha dar
bölgelerde yoğunlaşmış olması kritik ham madde tedarik
riskini arttırmaktadır. Bazı durumlarda tek bir ülke
dünya çapındaki üretimin yaklaşık yarısından sorumlu
olabilmektedir. Mesela Güney Afrika Cumhuriyeti ve
Demokratik Kongo Cumhuriyeti küresel platin ve kobalt
üretiminin yaklaşık %70’ini gerçekleştirmektedir; Çin,
2019’da küresel REE üretiminin %60’ını (2010’ların ortalarında
%80’in üzerinde) karşılamıştır.
Tablo 3’te görüldüğü gibi Çin’in küresel rezervlerde
orantısız derecede yüksek bir paya sahip olması tedarik
zincirlerinde kırılganlıklar yaratarak tedarik, fiyat dalgalanmaları
ve benzer potansiyel aksaklıklara ilişkin endişeleri
artırmaktadır.
Alüminyum/boksit Koklaşabilir kömürü Lityum Fosfor
Antimon Feldispat* Hafif NTE Skandiyum
Arsenik Florit Magnezyum Silikon metal
Barit Galyum* Manganez Stronsiyum
Berilyum Germanyum Doğal grafit Tantalyum
Bizmut Hafniyum Niyobyum Titanyum
Boron/Borat Helyum PGM Tungsten
Kobalt Ağır NTE Fosfat kayası Vanadyum
Bakır*
Nikel*
Feldispat*: 2023 yılında kritik ham madde olarak listeye alınan mineraller/elementler
Galyum*: 2023 yılında stratejik hammadde olarak listeye alınan mineraller/elementler
* Bakır ve nikel KHM eşiklerini karşılamamakta, ancak Stratejik Hammaddeler olarak yer almakta
Tablo 3. Çin’in ürettiği kritik ham maddeler ve küresel arzdaki oranları (Blengini vd., 2020)
KHM Küresel arzdaki payı KHM Küresel arzdaki payı
Antimuan %74 Barit %38
Bizmut %80 Florspar %65
Galyum %80 Germanyum %80
İndiyum %48 Magnezyum %89
Doğal grafit %69 Fosfat kayası %48
Fosfor %74 Skandiyum %66
Silikon metali %66 Titanyum %45
Tungsten %69 Vanadyum %39
Hafif NTE %86 Ağır NTE %86
52 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 53
MAKALE
Öte yandan, küresel iklim değişimi nedeniyle düşük
karbonlu ekonomiye geçişi hızlandırma aciliyeti, istenmeyen
çevresel sonuçlardan kaçınmak için sürdürülebilir
uygulamalara uyumlu olması gerekliliği nedeniyle,
kritik ham maddelerin çıkarılması ve kullanılmasında
sürdürülebilir uygulamaların uzun vadeli ekonomik ve
çevresel refah için giderek artan bir zorunluluk olduğu
kabul edilmektedir. Bunun için sorumlu madencilik, geri
dönüşüm programları ve döngüsel ekonomi modellerine
odaklanan çalışmalar hız kazanmıştır.
Kritik ham maddelerin başlıca
kullanım alanları
Kritik hammaddeler, ileri teknoloji geliştirme,
temiz enerji teknolojileri, ulaşım sektörü, sağlık
hizmetleri, savunma sanayi, 3-boyutlu baskı yapabilen
yazıcılar, dijital teknolojiler, vb. modern hayatın
gelişmesini sağlayan sayısız teknolojik uygulamanın
temel bileşenidir. Bu alanlarda kullanılan
minerallere örnekler aşağıda verilmiştir.
İleri teknoloji: Akıllı telefonlar, bilgisayarlar,
elektronik aletler, dijital teknolojiler, bataryalar,
yarı iletken çipler ve ekranlar, dâhil olmak üzere
yüksek teknolojili cihazların üretimi için NTE’ler,
lityum, kobalt, silikat, indiyum, galyum, germenyum,
PGM, grafit ve magnezyum, majör bileşenler
(Cu, Ni, Al, Au, vd) ile birlikte üretimin temel bileşenleridir.
Hafniyum, niobyum, skandiyum, silikon,
tungsten, vanadyum ve zirkon kullanmadan
da 3-boyutlu baskı yapabilen yazıcı yapamazsınız.
Temiz ve yenilenebilir enerji: Lityum, kobalt, nikel
ve grafitten oluşan lityum iyon piller, elektrikli
araçlarda ve enerji depolama sistemlerinde kritik
öneme sahiptir. Rüzgâr türbinleri, güneş panelleri
ve enerji tasarruflu aydınlatma teknolojilerinin
üretiminde galyum, indiyum, selenyum, tellurium,
niobyum ve nadir toprak elementlerden diprosiyum,
neodiyum, praseodium hayati önem taşıyor
ve dünya çapında yenilenebilir enerji kapasitesinin
genişletilmesini kolaylaştırmaktadır.
Toplu taşıma: Kritik hammaddeler otomotiv endüstrisinde,
özellikle elektrikli ve hibrit araçların
geliştirilmesinde merkezi bir rol oynamaktadır.
Elektrik motorları ve güç aktarma organlarının en
uygun verimde çalışması neodiyum (Nd) ve disprosyum
(Dy) içeren mıknatıslara (dayanmaktadır).
Sağlık hizmeti: Sağlık sektöründe tıbbi cihazlarda,
teşhiste ve ilaç yapımında kritik hammaddeler kullanılmaktadır.
Örneğin gadolinyum (Gd), manyetik
rezonans görüntüleme (MRI) taramalarında kontrast
madde olarak kullanılmakta ve sağlık uzmanlarına
değerli teşhis bilgileri sağlamaktadır. Ek olarak,
platin bazlı ilaçların kanser tedavisinde, Lityum ’un
bipolar bozuklukların tedavisinde kullanılan ilacın
kritik bileşenler olması, değerli metallerin tıbbi uygulamalardaki
önemini vurgulamaktadır.
Savunma ve havacılık: Performans, güvenilirlik
ve dayanıklılık için örneğin tungsten (W), tantalyum
ve NTE bileşenli mıknatıslar, füze yönlendirme
sistemlerinde, uçak motorlarında ve askeri
elektronik cihazların yapımında hayati önem taşımaktadır.
Veya titanyum ve niyobyum gibi özel
metaller, uçak parçaları, zırh kaplamaları ve savunma
uygulamalarında kullanılan yüksek performanslı
alaşımların üretiminde gereklidir.
Elementleri kritik yapan teknik
özellikleri
Manyetik özellikler: Özellikle neodiyum, praseodiyum
ve disprosyum güçlü kalıcı mıknatısların üretiminde ayrılmaz
bileşenlerdir. Bu mıknatısların yüksek manyetik
gücü ve stabilitesi, elektrikli araç motorları, rüzgâr türbinleri,
bilgisayar sabit sürücüleri ve ses hoparlörleri dahil
olmak üzere cihazlardaki enerji dönüşümü ve hareket
kontrolü için vazgeçilmezdir.
Lüminesans özellikleri: Evropiyum ve terbiyum harici
enerji kaynakları tarafından uyarıldığında ışık yayan,
ışıldayan özellikler sergiler. Bu özellikler floresan
aydınlatma, LED ekranlar ve televizyon ekranlarının
parlaklığını, renk doğruluğunu ve enerji verimliliğini
artırmaktadır.
Katalitik özellikler: Seryum ve diğer NTE’ler, mükemmel
katalitik özellikleriyle otomotiv katalitik konvertörlerinde,
petrol rafinasyonunda ve kirlilik kontrol
sistemlerinde vazgeçilmez hale gelmiştir. NTE bazlı katalizörler,
zararlı kirleticileri daha az toksik maddelere
dönüştüren kimyasal reaksiyonları kolaylaştırarak, hava
ve su kirliliğinin azaltılmasına ve çevresel sürdürülebilirliğin
iyileştirilmesine yardımcı olur.
Yüksek sıcaklık kararlılığı: Lantan ve seryum yüksek
sıcaklıklara ve korozyona karşı olağanüstü direnç gösterir.
Bu özellikler onları havacılık sanayinde, gaz türbinleri
ve askeri donanımlarda kullanılan özel alaşımların
üretiminde önemli katkı maddeleri haline getirmektedir
Nükleer uygulamalar: Gadolinyum ve evropiyum nükleer
reaktör kontrol çubukları, nötron koruma ve tıbbi
görüntüleme ajanları için uygun özelliklere sahiptir. Bu
uygulamalar tıp alanından nükleer enerji üretimine, radyolojik
teşhise ve radyasyon tedavisine kadar geniş bir
yelpazede katkıda bulunmaktadır.
Elektriksel iletkenlik: İtriyum ve skandiyum, elektrik
iletkenlikleri ve ısı dirençleri nedeniyle süper iletken
malzemelerin, yüksek sıcaklığa dayanıklı süper alaşımların
ve ileri elektroniklerin üretiminde kullanılır. Bu
malzemeler verimli elektrik iletim sistemlerinin, tıbbi
görüntüleme cihazlarının ve son teknoloji elektronik cihazların
geliştirilmesine olanak sağlamaktadır.
Sonuç
Kritik ham maddeler, modern toplumun işleyişini
destekleyen ve ileri teknolojilerin gelişmesini yönlendiren
vazgeçilmez kaynaklardır. Küresel talep
artmaya devam ettikçe ve tedarik zinciri zorlukları
ortaya çıktıkça bu malzemelerin istikrarlı ve sürdürülebilir
tedarikinin sağlanması giderek daha
hayati hale gelmektedir. Küresel ekonomilerin
ve teknolojik gelişmelerin yararına bu minerallerin
istikrarlı ve etik bir şekilde tedarik edilmesini
sağlamak için sürdürülebilir ve sorumlu madencilik
mutlak gerekliliktir. Ar-Ge çalışmalarını çevre
yönetimiyle dengelemek yalnızca bir zorunluluk
değil, aynı zamanda dayanıklı ve müreffeh bir geleceği
güvence altına almanın vazgeçilmez yöntemidir.
Paydaşlar, yeniliği, sorumlu kaynak üretim
ve kullanımı uygulamalarını ve uluslararası iş birliğini
teşvik ederek kritik hammadde ortamındaki
sorunları çözebilir ve dayanıklı ve müreffeh bir
küresel ekonominin sürekli gelişimini sağlayabilir.
Yararlanılan Kaynaklar
• Blengini, G.A., Latunussa, C., Eynard, U., Matos,
C. 2020, Study on the EU’s list of Critical Raw Materials
(2020) Final Report, ResearchGate, Technical
Report, DOI:10.2873/11619, Septamber 2020
• https-1:-https://op.europa.eu/en/publication-deta-
il/-/publication/57318397-fdd4-11ed-a05c-01aa-
75ed71a1; Study on the Critical Raw Materials for
the EU 2023 Final Report
• https-2: IEA, 2021, The Role of Critical Minerals
in Clean Energy Transitions, World Energy Outlook
Special Report, May, www.iea.org.
• https-3: https://apps.usgs.gov/minerals-information-archives/articles/USGS-Critical-Minerals-Review-2022.pdf
74 . sayfadaki bulmacanın cevapları
10
16
F
H
1 2 3
K
O
N
G
L
O
M
E
R
A
A
R
L
9
N
4
E B
5
F A G L O M E R A
E N
6
S T
D
7 8
L
M A N O M E T
İ K N
B
O K R O M D
İ
N E
V Z E
E İ L
13 14
F A Y A T I M I R
Ö
A E
15
R V İ S K O Z
T
E
R
V
Ö
R
T
Ü
T
A
B
A
K
A
S
I
Y
Ü
Z
D
Ü
R
Ü
C
Ü
11 12
İ
E
M
̇İ
K
S
T
E
54 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 55
***Başlık: Hindistan yeni kömür madenleri açacak
Hindistan Devle-’ne ait dünyanın en büyük kömür madenciliği şirke- Coal India ülkede artan
kömür talebini karşılamak için beş yeni kömür madenini işletmeye açmayı ve çalışır
durumdaki 16 madenin ise kapasitelerini arBrmayı planlıyor.
Hindistan, son aylarda ülkede rekor düzeye yükselen enerji istemini karşılamak için kömüre
giderek daha fazla ih-yaç duyarken, kömür yakıtlı enerji üre-mindeki arBş, neredeyse 2019
yılından bu yana ilk kez Hindistan ekonomisinin yenilenebilir enerji üre-mindeki büyümesini
geride bırakB.
DÜNYADAN HABERLER
Coal India’nın rekor düzeydeki kömür üre-mi, yerli kömürle çalışan enerji santrallerinin
stoklarını yıllık ölçekte %16,1 oranında arBrarak 2024 Mart ayı sonuna kadar 40 milyon tona
çıkaracak.
*ara başlık: Kömür ithala; aralık ayında yüzde 24 ar?
Hindistan yeni kömür
madenleri açacak
Hindistan'ın kömür ithalaB, aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 27,2 arBşla
23,35 milyon tona yükseldi. Koklaşabilir kömür ithalaB da aynı dönemde 4,71 milyon tondan
4,84 milyon tona yükseldi. Mevcut mali yılın Nisan-Aralık döneminde kömür ithalaB, bir
önceki yılın aynı dönemindeki 191,82 tona kıyasla 192,43 tona yükseldi. Koklaşabilir kömür
ithalaB, Nisan-Aralık 2022-23 döneminde kaydedilen 41,35 milyon tona kıyasla hafif bir
arBşla Nisan-Aralık 2023-24 döneminde 42,81 milyon ton seviyesinde gerçekleş-.
Hindistan Kömür Bakanlığı, 2026 yılına kadar termal kömür ithalaBnı sı[rlamayı hedefliyor.
Hindistan Devleti’ne ait dünyanın en büyük
kömür madenciliği şirketi Coal India ülkede
artan kömür talebini karşılamak için beş yeni
kömür madenini işletmeye açmayı ve çalışır durumdaki
16 madenin ise kapasitelerini artırmayı planlıyor.
Hindistan, son aylarda ülkede rekor düzeye yükselen
enerji istemini karşılamak için kömüre giderek daha
fazla ihtiyaç duyarken, kömür yakıtlı enerji üretimindeki
artış, neredeyse 2019 yılından bu yana ilk kez
Lityum-iyon pil üreticisi
Electrovaya gelirlerini
yüzde 41 artırdı
Lityum-iyon pil üreticisi Electrovaya Inc.
2024 mali yılının ilk çeyreğinde şirket gelirlerinde
%41’lik bir artış ve brüt kar marjlarında
%29,2’lik önemli bir iyileşme olduğunu duyurdu.
Şirketin 2024 mali yılının ilk çeyreğindeki geliri,
bir önceki yılın aynı çeyreğindeki 8,6 milyon dolardan
12,1 milyon dolara ulaştı.
Hindistan ekonomisinin yenilenebilir enerji üretimindeki
büyümesini geride bıraktı.
Coal India’nın rekor düzeydeki kömür üretimi, yerli
kömürle çalışan enerji santrallerinin stoklarını yıllık
ölçekte %16,1 oranında artırarak 2024 Mart ayı sonuna
kadar 40 milyon tona çıkaracak.
Kömür ithalatı aralık ayında
yüzde 24 arttı
Hindistan’ın kömür ithalatı, aralık ayında bir önceki
yılın aynı ayına göre yüzde 27,2 artışla 23,35 milyon
tona yükseldi. Koklaşabilir kömür ithalatı da aynı
dönemde 4,71 milyon tondan 4,84 milyon tona çıktı.
Mevcut mali yılın Nisan-Aralık döneminde kömür ithalatı,
bir önceki yılın aynı dönemindeki 191,82 tona
kıyasla 192,43 tona yükseldi. Koklaşabilir kömür ithalatı,
Nisan-Aralık 2022-23 döneminde kaydedilen
41,35 milyon tona kıyasla hafif bir artışla Nisan-Aralık
2023-24 döneminde 42,81 milyon ton seviyesinde
gerçekleşti.
Hindistan Kömür Bakanlığı, 2026 yılına kadar termal
kömür ithalatını sıfırlamayı hedefliyor.
Electrovaya geç-ğimiz yıl, malzeme taşıma sektöründe önde gelen iki OEM ile yeni bir tedarik
anlaşması ve en büyük Japon şirketlerinden biriyle ortaklık da dahil olmak üzere stratejik
hamleler yapB. Bu gelişmelerin şirke-n saBş erişimini arBrması ve gelir büyümesini
desteklemesi bekleniyor.
***Başlık: Avustralyalı Stanmore Eagle Downs projesine ortak oluyor
Electrovaya geçtiğimiz yıl, malzeme taşıma sektöründe
önde gelen iki OEM ile yeni bir tedarik anlaşması
ve en büyük Japon şirketlerinden biriyle ortaklık
da dahil olmak üzere stratejik hamleler yaptı. Bu
bu yılın ikinci çeyreğinin sonunda tamamlanması bekleniyor.
gelişmelerin şirketin satış erişimini artırması ve gelir
ve düşük uçuculuğa sahip sert koklaşabilir taş kömürü üretme potansiyeline sahip.
büyümesini desteklemesi bekleniyor.
Avustralya merkezli metalürjik kömür tedarikçisi Stanmore Resources, birinci kalite sert
koklaşabilir taş kömürü üre-cisi South32’nin Avustralya’da bulunan Eagle Downs metalürjik
kömür projesine yüzde %50 ortak olacak. Stanmore bu hisse devri için15 milyon doları peşin,
20 milyon doları ise projeden çıkarılacak ilk 100 bir ton kömürün saBşından ödeyecek. Alımın
Projenin diğer yüzde 50 hissesi ise Çinli çelik üre-cisi Baowu Steel Group’un bağlı kuruluşu
Avustralya merkezli Aquila Coal’a ait. Eagle Down madeni yıllık 4-6 milyon ton yüksek kaliteli
Anglo American bakır
üretiminin yüzde 24
artırdı
Dünyanın önde gelen madencilik şirketlerinden
Anglo American, geçtiğimiz yıl bakır
üretiminin %24’lük önemli bir artışla
826.000 tona ulaştığını açıkladı. Ancak bu rakam şirketin
830.000 ila 870.000 tonluk üretim beklentisinin
biraz altında kaldı. Buna rağmen, şirket 2024 yılı için
730.000 ila 790.000 ton arasında bakır üretimi beklentisini
koruyor.
Avustralyalı Stanmore
Eagle Downs projesine
ortak oluyor
Avustralya merkezli metalürjik kömür tedarikçisi
Stanmore Resources, birinci kalite
sert koklaşabilir taş kömürü üreticisi
South32’nin Avustralya’da bulunan Eagle Downs
metalürjik kömür projesine yüzde %50 ortak olacak.
Stanmore bu hisse devri için 15 milyon doları peşin,
20 milyon doları ise projeden çıkarılacak ilk
100 bir ton kömürün satışından ödeyecek. Alımın
bu yılın ikinci çeyreğinin sonunda tamamlanması
bekleniyor.
Dünyanın önde gelen madencilik şirketlerinden Anglo American, geçtiğimiz yıl bakır
üretiminin %24'lük önemli bir artışla 826.000 tona ulaştığını açıkladı. Ancak bu rakam şirketin
830.000 ila 870.000 tonluk üretim beklentisinin biraz altında kaldı. Buna rağmen, şirket 2024
yılı için 730.000 ila 790.000 ton arasında bakır üretimi beklentisini koruyor.
Bakır, küresel enerji dönüşümünün temel bileşenleri olan elektrikli araçlarda ve yenilenebilir
altyapıda kullanımı nedeniyle yüksek talep görüyor, buna bağlı olarak da küresel bakır
piyasasında potansiyel arz zorlukları olabileceği öngörülüyor. Analistler, Panama'nın yıllık
350.000 ton kapasiteye sahip First Quantum madenini kapatma kararıyla daha da kötüleşen
bakır açığının bu yıldan itibaren başlayacağını tahmin ediyor. Ayrıca Anglo American,
Glencore, Codelco ve Vale Base Metals gibi diğer büyük bakır üreticileri de
operasyonlarından elde ettikleri üretimin azalacağını öngörüyor.
Anglo American, değişen piyasa taleplerine yanıt olarak, 2026 yılına kadar toplam 1,8 milyar
dolarlık harcama kesintisi uygulayacağını açıkladı. Şirket ayrıca, çıkardığı metallere olan
talebin azalması halinde daha fazla kesinti yapmaya hazır olduğunu da belirtti.
Bakır, küresel enerji dönüşümünün temel bileşenleri
olan elektrikli araçlarda ve yenilenebilir altyapıda
kullanımı nedeniyle yüksek talep görüyor, buna
bağlı olarak da küresel bakır piyasasında potansiyel
arz zorlukları olabileceği öngörülüyor. Analistler,
Panama’nın yıllık 350.000 ton kapasiteye sahip First
Quantum madenini kapatma kararıyla daha da kötüleşen
bakır açığının bu yıldan itibaren başlayacağını
tahmin pil teknolojisi ediyor. üre-cisi Ayrıca Electrovaya Anglo Inc. 2024 American, mali yılının ilk çeyreğinde Glencore, şirket
***Başlık: Lityum-iyon pil üreGcisi Electrovaya gelirlerini 41 ar;rdı
Lityum-iyon
gelirlerinde %41'lik bir arBş ve brüt kar marjlarında %29,2'lik önemli bir iyileşme olduğunu
duyurdu.
Codelco
Şirke-n
ve
2024
Vale
mali yılının
Base
ilk çeyreğindeki
Metals
geliri,
gibi
bir önceki
diğer
yılın
büyük
aynı çeyreğindeki
bakır
8,6
milyon dolardan 12,1 milyon dolara ulaşB.
üreticileri de operasyonlarından elde ettikleri üretimin
azalacağını öngörüyor.
Anglo American, değişen piyasa taleplerine yanıt
olarak, 2026 yılına kadar toplam 1,8 milyar dolarlık
harcama kesintisi uygulayacağını açıkladı. Şirket ayrıca,
çıkardığı metallere olan talebin azalması halinde
daha fazla kesinti yapmaya hazır olduğunu da belirtti.
Projenin diğer yüzde 50 hissesi ise Çinli çelik üreticisi
Baowu Steel Group’un bağlı kuruluşu Avustralya
merkezli Aquila Coal’a ait. Eagle Down madeni yıllık
4-6 milyon ton yüksek kaliteli ve düşük uçuculuğa
sahip sert koklaşabilir taş kömürü üretme potansiyeline
sahip.
***Başlık: Çin’deki maden kapatma söylentileri lityum madencilerinin hisse fiyatlarını
yükseltti
Çinli batarya üreticisi CATL firmasının, elektrikli araç bataryalarının üretiminde kullanılan
lityum cevherini çıkardığı Çin’deki Jianxiawo lityum madenini kapattığı yönündeki söylentiler
üzerine lityum madenciliği yapan şirketlerin hisse senetlerinin fiyatları yükseldi.
Lityum madenciliği sektöründe Avustralya'nın en büyüğü olan Pilbara Minerals’ın fiyatı %4,9
artarken, Liontown Resources firmasının hisse senetleri ise %7,7 oranında değer kazandı.
Jianxiawo madeninden lityum cevherinin yüksek maliyetli bir biçimi olan lepidolit çıkarılıyor.
CATL firması, Jianxiawo lityum madenini kapatılıp kapatılmadığına ilişkin henüz bir açıklama
yapmadı.
56 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 57
DÜNYADAN HABERLER
Çin’deki maden
kapatma söylentileri
lityum madencilerinin
hisse fiyatlarını
yükseltti
CATL firması, Jianxiawo lityum madenini kapatılıp kapatılmadığına ilişkin henüz bir açıklama
yapmadı.
Çinli batarya üreticisi CATL firmasının, elektrikli
araç bataryalarının üretiminde kullanılan
lityum cevherini çıkardığı Çin’deki
Jianxiawo lityum madenini kapattığı yönündeki
söylentiler üzerine lityum madenciliği yapan şirketlerin
hisse senetlerinin fiyatları yükseldi.
Lityum madenciliği sektöründe Avustralya’nın en büyüğü
olan Pilbara Minerals’ın fiyatı %4,9 artarken,
Liontown Resources firmasının hisse senetleri ise
%7,7 oranında değer kazandı.
Kırma ve öğütmede
enerji tasarrufu
Küresel bir madencilik teknolojisi şirketi
olan Weir Group, kırma/öğütme işlemlerinde
enerji kullanımını ve emisyonları azaltacak
kapsamlı bir çalışmayı tamamladı. Madencilikte
mineral serbestleştirmenin anahtarı olan kaya kırma/
öğütme işlemi, her yıl dünyadaki elektrik enerjisinin
yaklaşık %3’ünü tüketiyor. Yapılan çalışma, yenilikçi
çözümlerle buradaki enerji tüketiminin yüzde 40
ve karbon emisyonlarının yüzde 50 azaltılabileceğini
gösteriyor.
Bakır, nikel ve lityum gibi metaller, geleceğin yeşil
enerji dönüşümü için kritik ve net sıfıra geçiş için bu
metallerin üretiminde önemli bir artış gerekiyor. Hal
böyleyken, madenciler de hem yenilenebilir enerji
kullanımını artırmaya hem de enerji verimliliğini
maksimize etmeye çalışıyor.
Jianxiawo madeninden lityum cevherinin yüksek maliyetli
bir türü olan lepidolit çıkarılıyor. CATL firması,
Jianxiawo lityum madenini kapatılıp kapatılmadığına
ilişkin henüz bir açıklama yapmadı.
kombinasyonlarını geliştiriyor. Bu yeni teknoloji kombinasyonlarından üçü, Şili'de 15 milyon
mt/yıl bakır cevheri işleyen bir madenin geleneksel kırma/öğütme devresi tasarımı ile
karşılaştırmalı olarak değerlendirildiğinde her üçünün de geleneksel devreye kıyasla büyük
avantajlar sağladığı görülüyor.
Weir Group, müşteriler ve diğer paydaşların da katkılarıyla
yürüttüğü çalışmalarda, enerji verimliliği ve
çevresel performansını iyileştirmek için kanıtlanmış
teknolojilerin yenilikçi kombinasyonlarını geliştiriyor.
Bu yeni teknoloji kombinasyonlarından üçü,
Şili’de 15 milyon mt/yıl bakır cevheri işleyen bir madenin
geleneksel kırma/öğütme devresi tasarımı ile
karşılaştırmalı olarak değerlendirildiğinde her üçünün
de geleneksel devreye kıyasla büyük avantajlar
sağladığı görülüyor.
Afrika’nın ilk kobalt
rafinerisi yolda
Afrika kıtasının ilk kobalt sülfat rafinerisi
2025 yılı sonuna kadar Zambiya’da kurulacak.
Bu rafineri lityum-iyon pillerinin
önemli bir bileşeni olan kobalt madenini işleyebilen
Çin dışında az sayıdaki tesisten biri olacak ve bu da
günümüzde küresel kobalt işleme kapasitesinin yaklaşık
%75’ini elinde bulunduran Çin’in tahtını elinden
almasa da piyasa egemenliğini biraz da olsa geriletecek.
AB’nin 2050 iklim hedefi
için trilyonlarca avro
yatırım gerekiyor
Endonezya kömür
ihracatında rekora
doymuyor
yaklaşık %75'ini elinde bulunduran Çin'in tahtını elinden almasa da piyasa egemenliğini biraz
da olsa geriletecek.
Rafinerinin kurulacağı ülke olan Zambiya büyük bir kobalt üreticisi değil, fakat kuzey komşusu
Demokratik Kongo Cumhuriyeti, dünya kobalt üretiminin yaklaşık üçte ikisini tek başına
gerçekleştiriyor.
Diğer yandan, iki yıl önce ton başına 80 bin doların üzerinde fiyatlardan alım saBmı yapılan
kobalt metalinin fiyaB şubat ayı i-barıyla arz fazlası nedeniyle ton başına yaklaşık 28.000
dolara kadar gerilemiş durumda.
Rafinerinin kurulacağı ülke olan Zambiya büyük bir
kobalt üreticisi değil, fakat kuzey komşusu Demokratik
Kongo Cumhuriyeti, dünya kobalt üretiminin
yaklaşık üçte ikisini tek başına gerçekleştiriyor.
***Başlık: AB’nin 2050 iklim hedefi için trilyonlarca avro yatırım gerekiyor
Avrupa’da yapılan bir araştırma Avrupa Birliği'nin 2050 net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için
yılda 1,5 trilyon avro yatırıma ihtiyaç duyacağını gösterdi. Rousseau düşünce kuruluşunun
araştırmasına göre, net sıfıra ulaşmak için ihtiyaç duyulan finansmanın büyük kısmı (yılda 1,2
trilyon avro) mevcut harcamaların yeniden yönlendirilmesiyle elde edilebilir. Uzmanlar, net
Diğer yandan, iki yıl önce ton başına 80 bin doların üzerinde
fiyatlardan alım satımı yapılan kobalt metalinin
fiyatı şubat ayı itibarıyla arz fazlası nedeniyle ton başına
yaklaşık 28.000 dolara kadar gerilemiş durumda.
sıfır emisyona ulaşmak için gereken yatırımların çoğunlukla özel sektörden geleceğini, ancak
yeşil dönüşüme yönelik kamu harcamalarının da ikiye katlanarak yılda 490 milyar avroya
ulaşması gerektiğini belirtiyor.
Avrupa’da yapılan bir araştırma Avrupa Birliği’nin
2050 net sıfır emisyon hedefine
ulaşmak için yılda 1,5 trilyon avro yatırıma
ihtiyaç duyacağını gösterdi. Rousseau düşünce kuruluşunun
araştırmasına göre, net sıfıra ulaşmak için
ihtiyaç duyulan finansmanın büyük kısmı (yılda 1,2
trilyon avro) mevcut harcamaların yeniden yönlendirilmesiyle
elde edilebilir. Uzmanlar, net sıfır emisyona
ulaşmak için gereken yatırımların çoğunlukla özel
sektörden geleceğini, ancak yeşil dönüşüme yönelik
kamu harcamalarının da ikiye katlanarak yılda 490
milyar avroya ulaşması gerektiğini belirtiyor.
Dünyanın en büyük termal kömür ihracatçısı
Endonezya, içinde bulunduğumuz yılın ilk
iki ayında termal kömür sevkiyatlarını geçen
yılın aynı dönemine göre %25 artırarak yaklaşık
90 milyon tona çıkardı.
2023 yılında Endonezya’nın termal kömür ihracatı
504,6 milyon ton ile rekor kırmıştı. İlk iki aydaki ihracat
hızı 2024’ün geri kalanında da devam ederse bu
yıl geçer yılın rekoru da geçilebilir.
58 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 59
DÜNYADAN HABERLER
IGO Cosmos’u bakıma
alıyor
alınması da planlanıyor.
IGO’dan yapılan açıklamada, bakım kararının, mevcut piyasa koşullarında karşı karşıya
bulunulan operasyonel ve finansal risklerden dolayı alındığı belirtilerek "Biz hala Cosmos'ta
değer olduğuna inanıyoruz, ancak bu nikel ortamında, piyasa koşulları iyileşirse yeniden
başlatma seçeneğimizi korurken, sermaye tahsisi konusunda disiplinli olmamız gerekiyor,"
denildi. IGO, 2024 mali yılının ilk yarısında Cosmos varlıklarında 150 ila 175 milyon dolarlık
bir değer düşüklüğü daha kaydetmeyi bekliyor.
Avustralya nikeli kritik
madenler listesine aldı
Avustralya Doğal Kaynaklar Bakanlığının, kritik madenler listesini gözden geçirme ve teknoloji,
alım-satım, yurt içi kapasite ile ülkenin jeopolitik gelişiminde önemli değişiklikler olması
durumunda listede geçici değişiklikler yapma yetkisi var..
Listenin geçen yıl 16 Aralık’ta güncellenmesinden bu yana nikel madenciliği sektöründe çalışan
altı tesis ya çalışmalarında kesinti yaptıklarını ya da madenlerini bakım-onarıma aldıklarını
duyurmuştu. Nikelin, kritik mineraller listesine alınması kararı, nikel madenciliği firmalarının
kritik minerallerle ilgili hibe programları kapsamında 4 milyar Avustralya doları tutarındaki
finansmana erişebilecekleri anlamına geliyor.
IGO Ltd. Cosmos projesini bakım ve onarıma
almaya karar verdi. Küresel nikel fiyatlarındaki
gerilemenin yanı sıra madenin tam kapasiteye
ulaşmasındaki gecikmeler ve yatırım ve işletme maliyetlerindeki
artışlar bu kararda etkili oldu. IGO bu
kararla Cosmos’taki varlıkların güvenli bir şekilde
korunmasını, tesisin kritik proseslerinin hazır duruma
getirilmesini amaçlıyor. Gelecekte piyasa koşullarının
iyileşmesi halinde Cosmos’u yeniden devreye
alınması da planlanıyor.
IGO’dan yapılan açıklamada, bakım kararının,
mevcut piyasa koşullarında karşı karşıya bulunulan
operasyonel ve finansal risklerden dolayı alındığı
belirtilerek “Biz hala Cosmos’ta değer olduğuna inanıyoruz,
ancak bu nikel ortamında, piyasa koşulları
Livent ve Allkem
birleşerek Arcadium
Lithium’u oluşturuyor
Livent Corp. ve Allkem
Ltd. şirketlerinin
geçen mayıs
ayında duyurulan birleşme
sürecinin 4 Ocak 2024 tarihinde
tamamlanarak Arcadium
Lithium adlı yeni
şirketin faaliyete başlaması
öngörülüyor.
iyileşirse yeniden başlatma seçeneğimizi korurken,
sermaye tahsisi konusunda disiplinli olmamız gerekiyor,”
Livent denildi. ve Allkem IGO, birleşerek 2024 Arcadium mali yılının Lithium'u ilk yarısında oluşturuyor
****
Livent Cosmos Corp. varlıklarında ve Allkem Ltd. şirketlerinin 150 ila 175 geçen milyon mayıs dolarlık ayında duyurulan bir birleşme sürecinin 4
Ocak 2024 tarihinde tamamlanarak Arcadium Lithium adlı yeni şirketin faaliyete başlaması
değer düşüklüğü daha kaydetmeyi bekliyor.
öngörülüyor.
"Livent'in şimdiki ve Arcadium Lithium'un gelecekteki CEO'su Paul Graves "Sürecin
tamamlanmasını dört gözle beklediklerini ifade ederek, “Birleşme ve tüm paydaşlarımız için
daha uzun vadeli, sürdürülebilir değer yaratma fırsatları getirecek,” şeklinde konuştu.
Livent, artan lityum talebi karşısında yüksek kaliteli nihai lityum bileşikleri üretebilecek
yetkinlik, tecrübe ve bilgi birikimine sahip az sayıda şirketten biri olarak ABD, İngiltere ve
Çin'de üretim tesisleri işletiyor. Arjantinli Allkem'in portföyünde ise Arjantin'de lityum tuzlu
su operasyonları, Avustralya'da bir sert kaya lityum madeni ve Japonya’daki bir lityum
hidroksit dönüşüm tesisi bulunuyor.
Livent, artan lityum talebi karşısında yüksek kaliteli
nihai lityum bileşikleri üretebilecek yetkinlik, tecrübe
ve bilgi birikimine sahip az sayıda şirketten biri
“Livent’in şimdiki ve Arcadium Lithium’un gelecekteki
CEO’su Paul Graves “Sürecin tamamlanmasını olarak öğütmede ABD, enerji İngiltere tasarrufu ve Çin’de üretim tesisleri iş-
Kırma ve
Küresel bir madencilik teknolojisi şirketi olan Weir Group, kırma/öğütme işlemlerinde enerji
dört gözle beklediklerini ifade ederek, “Birleşme ve letiyor. Arjantinli Allkem’in portföyünde ise Arjantin’de
lityum anahtarı tuzlu olan kaya su operasyonları, kırma/öğütme işlemi, Avustralya’da
her yıl dünyadaki elektrik
kullanımını ve emisyonları azaltacak kapsamlı bir çalışmayı tamamladı. Madencilikte mineral
tüm paydaşlarımız için daha uzun vadeli, sürdürülebilir
değer yaratma fırsatları getirecek,” şeklinde enerjisinin ko-
bir yaklaşık sert kaya %3'ünü lityum tüketiyor. madeni Yapılan ve çalışma, Japonya’daki yenilikçe çözümlerle bir lit-
buradaki enerji
serbestleştirmenin
nuştu.
tüketiminin yum yüzde hidroksit 40 ve karbon dönüşüm emisyonlarının tesisi bulunuyor. yüzde 50 azaltılabileceğini gösteriyor.
Bakır, nikel ve lityum gibi metaller, geleceğin yeşil enerji dönüşümü için kritik ve net sıfıra
geçiş için bu metallerin üretiminde önemli bir artış gerekiyor. Hal böyleyken, madenciler de
hem yenilenebilir enerji kullanımını artırmaya hem de enerji verimliliğini maksimize etmeye
çalışıyor.
60 SEKTÖRMADEN Weir Group, müşteriler ve diğer paydaşların da katkılarıyla yürüttüğü çalışmalarda, enerji
SEKTÖRMADEN 61
verimliliği ve çevresel performansı iyileştirmek için kanıtlanmış teknolojilerin yenilikçi
Avustralya hükümeti nikel cevherini kritik
mineraller listesine alarak, sıkıntılı durumdaki
nikel madenciliği sektörüne milyarlarca
dolarlık teşvik fonunun musluğunu açtı.
Avustralya Doğal Kaynaklar Bakanlığının, kritik madenler
listesini gözden geçirme ve teknoloji, alım-satım,
yurt içi kapasite ile ülkenin jeopolitik gelişiminde
önemli değişiklikler olması durumunda listede
geçici değişiklikler yapma yetkisi var..
Listenin geçen yıl 16 Aralık’ta güncellenmesinden
bu yana nikel madenciliği sektöründe çalışan altı
Doç. Dr. Sadrettin Alpan’ın,
ülkemizin madencilik tarihini içeren
hatıraları, yazar Hulusi Turgut’un
editörlüğünde, “İnsanı Maden
Yaşatır” adı altında, 500 sayfalık
bir kitap olarak YMGV tarafından
organize edilmiş ve Doğan
yayınlarınca bastırılmıştır.
4. Baskısı yapılan kitabı YMGV’den
temin edebilirsiniz.
tesis ya çalışmalarında kesinti yaptıklarını ya da
madenlerini bakım-onarıma aldıklarını duyurmuştu.
Nikelin, kritik mineraller listesine alınması kararı,
nikel madenciliği firmalarının kritik minerallerle
ilgili hibe programları kapsamında 4 milyar Avustralya
doları tutarındaki finansmana erişebilecekleri
anlamına geliyor.
***Başlık: Afrika’nın ilk kobalt rafinerisi yolda
45 yıldır güvenle...
TURKISH
HIGH QUALITY IRON, CHROMIUM&COPPER
ORE AND CONCENTRATES
Production and Export
Since 1940
• Metallurgical Lumpy Chromium Ores
• Metallurgical Chromium Concentrates
• Refractory Lumpy Chromium Ores
• Refractory Chromium Concentrates
• Chrome Refractory Ladle & Foundry Sand
• Iron Ore Concentrate
• Ultra Fine Magnetite Powder (for coal washing process)
• Copper Concentrate
Head Office
Ataç 1 Sok. 35/6
Yenişehir 06420 ANKARA,TURKEY
Tel : (0312) 430 28 80
Fax : (0312) 433 90 47
e-mail : bilfer@superonline.com
DOĞRU VE KARŞI AKIMLI DÖNER KURUTUCU
MF-T1 Tek Yönlü / MF-T2 İki Yönlü / MF-T3 Üç Yönlü
DÖNER SOĞUTUCU
MF-IKT Direkt / MF-KKT Endirekt
MADEN VE MİNERAL İŞLEME ÇÖZÜMLERİ
Maden Türkiye Fuarı’ndayız
02-05 Mayıs • Tüyap
Hall 7 - 712
info@metalformltd.com
www.metalformltd.com
TEKNOLOJİNİN NİMETLERİ
Hazırlayan: Ümit Dertli
Atık yönetiminde
devrim: Risklerden
fırsatlara
*** Başlık: Atık yönetiminde devrim: Risklerden fırsatlara
Değerleme yoluyla atık azaltma
Maden atıklarının değerlendirilerek azaltılması ve atık
değil kaynak olarak ele alınması yönündeki çabalar hız
kazanıyor. Atık Azaltma Yol Haritası’nda, Vale’nin demir
cevheri atıklarından sürdürülebilir kum elde etmesi
gibi %90’a varan azaltım sağlayan teknolojiler dikkat
çekiyor. Keza Anglo American Şirketi’nin Hidrolik
Susuzlaştırılmış İstifleme yöntemi, atıkları değere dönüştüren
yenilikçi yöntemlere bir başka örnek.
İsveçli LKAB ve Boliden ise, döngüsel maden atığı
işlemeye odaklı ReeMAP üzerinde iş birliği yapıyor.
Boliden, LKAB’ın pirit konsantresi atıklarından nadir
toprak elementleri ve fosfor kazanma projesine Boliden
de katkıda bulunuyor. Bu iş birliği ile atıkları azaltmak,
kaynak verimliliğini artırmak ve kritik minerallerin yerel
olarak tedariki amaçlanıyor. Proje başarıya ulaşırsa,
daha yeşil bir ekonomide döngüselliğin ve karlılığın
mümkün olduğu ortaya konulmuş olacak. Projenin izinler
çıktıktan sonra gelişerek büyümesi bekleniyor.
üretmesi beklenen ReeMAP, AB’nin kendi kendine
yeterliliğine katkıda bulunarak dış kaynaklara bağımlılığı
azaltıyor. Çalışmalar döngüsel madenciliğe
olan küresel ilginin artmasına neden olurken yan ürün
geri kazanımının benimsenmesine de ilham vermeyi
amaçlıyor.
Anglo American HDS ile suyu
geri kazanıyor
Teknoloji, bilgi ve farkındalık arttıkça madenciler
eskiden en iyi ihtimalle yük olarak
madenciye yük olmaktan çıkıp gelir kaynağına dönüşüyor.
***ara başlık: Sorumlu görülen atık yönetimi atıkların daha sorumlu ve verimli
yönetimine öncelik vermeye yöneliyor. Maden atıklarındaki
değerli mineraller tanımlandıkça ve bunların
kazanımına yönelik teknolojiler geliştikçe bazı
şirket atıklar GISTM'i artık benimsedi madenciye veya benimsemeyi yük düşünüyor. olmaktan çıkıp gelir kaynağına
başlık: dönüşüyor.
Değerleme yoluyla atık ***ara azaltma
Teknoloji, bilgi ve farkındalık arttıkça madenciler eskiden en iyi ihtimalle yük olarak görülen atıkların
daha sorumlu ve verimli yönetimine öncelik vermeye yöneliyor. Maden atıklarındaki değerli
minerallerin tanımlandıkça ve bunların kazanımına yönelik teknolojiler geliştikçe bazı atıklar artık
2019 yılında Brumadinho barajı faciasının ardından 2020 yılında Atık Yönetimi Küresel Endüstri
Standardı (GISTM) ortaya çıkmış ve büyük madencilik şirketleri, 2023 yılına kadar yüksek riskli tesisler
ve 2025 yılına kadar tüm tesisler için GISTM standartlarını uygulamayı taahhüt etmişlerdi. Bu
taahhütlerin yerine getirilmesinde 2023 itibarıyla bazı gecikme ve eksiklikler olsa da kayda değer bir
yol alındı ve sektör bu konuda kendini geliştirmeye devam ediyor. GISTM sayesinde atık güvenliği
gözetimi arttı ve bu sayede böylece yönetim süreçlerinde değişiklikler yaşanırken toplumun risk
farkındalığı önemli oranda yükseldi. Halihazırda madencilik pazarının %70'ini oluşturan 100'den fazla
Maden atıklarının değerlendirilerek azaltılması ve atık değil kaynak olarak ele alınması yönündeki
çabalar hız kazanıyor. Atık Azaltma Yol Haritası’nda, Vale'nin demir cevheri atıklarından sürdürülebilir
kum elde etmesi gibi %90'a varan azaltım sağlayan teknolojiler dikkat çekiyor. Keza Anglo American'ın
Şirket’nin Hidrolik Susuzlaştırılmış İstifleme yöntemi, atıkları değere dönüştüren yenilikçi yöntemlere
bir başka örnek.
Sorumlu atık yönetimi
Madencilik sektöründe, atıkların azaltılması için süreç ve ürün döngüselliğini birleştiren döngüsel
uygulamalar da giderek daha çok benimseniyor. Örneğin, Hydro maden atıklarını bir yerlerde istiflemek
yerine maden sahası reklamasyonunda dolgu olarak kullanıyor.
2019 yılında Brumadinho barajı faciasının ardından
2020 yılında Atık Yönetimi Küresel Endüstri Standardı
(GISTM) ortaya çıkmış ve büyük madencilik
şirketleri, 2023 yılına kadar yüksek riskli tesisler ve
2025 yılına kadar tüm tesisler için GISTM standartlarını
uygulamayı taahhüt etmişlerdi. Bu taahhütlerin
yerine getirilmesinde 2023 itibarıyla bazı gecikme
ve eksiklikler olsa da kayda değer bir yol alındı ve
sektör bu konuda kendini geliştirmeye devam ediyor.
GISTM sayesinde atık güvenliği gözetimi arttı
ve böylece yönetim süreçlerinde değişiklikler yaşanırken
toplumun risk farkındalığı önemli oranda
yükseldi. Halihazırda madencilik pazarının %70’ini
oluşturan 100’den fazla şirket GISTM’i benimsedi
veya benimsemeyi düşünüyor.
Madencilik sektöründe, atıkların azaltılması için süreç
ve ürün döngüselliğini birleştiren uygulamalar
da giderek daha çok benimseniyor. Örneğin, Hydro
maden atıklarını bir yerlerde istiflemek yerine maden
sahası reklamasyonunda dolgu olarak kullanıyor.
BHP ve Rio Tinto atık yönetimi
teknolojisinde ortak çalışıyor
***ara başlık: BHP ve Rio Tinto atık yönetimi teknolojisinde ortak çalışıyor
BHP ve Rio Tinto, su geri kazanımı ve risk azaltımını
merkeze alan atık yönetimi teknolojileri konusunda iş
BHP ve Rio Tinto, su geri kazanımı ve risk azaltımını merkeze alan atık yönetimi teknolojileri
konusunda iş birliğine gitti. BHP'nin Şili'de test edilen büyük hacimli filtrasyon ünitesi, 2024 yılına
kadar %80 su geri kazanımı hedefliyor. Atık Yönetimi Konsorsiyumu ve Future Tails projesi, GISTM
birliğine gitti. BHP’nin Şili’de test edilen büyük ha-
ile uyumlu olarak sektörün endişelerini gidermeye çalışıyor. Proje, teknolojiler geliştirmeyi ve test
etmeyi, su geri kazanımını ve bu konudaki uzmanlığı geliştirmeyi amaçlıyor.
cimli filtrasyon ünitesi, 2024 yılına kadar %80 su geri
İsveçli LKAB ve Boliden ise, döngüsel maden atığı işlemeye odaklı ReeMAP üzerinde iş birliği yapıyor.
kazanımı Boliden, LKAB’ın hedefliyor. pirit konsantresi atıklarından Atık Yönetimi nadir toprak elementleri Konsorsiyumu ve fosfor elde kazanma ve
projesine Boliden de katkıda bulunuyor. Bu iş birliği ile atıkların azaltmak, kaynak verimliliğinin
Future artırmak ve kritik Tails minerallerin projesi, yerel olarak GISTM tedariki amaçlanıyor. ile uyumlu Proje başarıya olarak ulaşırsa, sektö-
daha yeşil bir
ekonomide döngüselliğin ve karlılığın mümkün olduğu ortaya konulmuş olacak. Projenin izinler
çıktıktan sonra gelişerek büyümesi bekleniyor.
rün endişelerini gidermeye çalışıyor. Proje, teknolojiler
geliştirmeyi ve test etmeyi, su geri kazanımını
***ara başlık: AB'nin Kritik Mineral Kaynaklarının Güvence Altına Alınması
ve
Demir cevheri madeni atıklarından kritik mineral geri kazanımını hedefleyen ReeMAP projesi ile LKAB
bu
Avrupa
konudaki
Birliği’nin nadir
uzmanlığı
toprak elementleri
geliştirmeyi
(NTE) üreticisi haline
amaçlıyor.
geliyor. Yıllık 2.000 ton NTE
üretmesi beklenen ReeMAP, AB'nin kendi kendine yeterliliğine katkıda bulunarak dış kaynaklara
bağımlılığı azaltıyor. Çalışmalar döngüsel madenciliğe olan küresel ilginin artmasına neden olurken yan
ürün geri kazanımının benimsenmesine de ilham vermeyi amaçlıyor.
AB’nin kritik mineral
kaynaklarının güvence altına
alınması
Demir cevheri madeni atıklarından kritik mineral
geri kazanımını hedefleyen ReeMAP projesi ile
LKAB Avrupa Birliği’nin nadir toprak elementleri
(NTE) üreticisi haline geliyor. Yıllık 2.000 ton NTE
Yenilikçi sensör
teknolojileri
Madencilik endüstrisi, gelişmiş sensör teknolojileri
ve kablosuz ağ çözümleri sayesinde
giderek hızlanan bir teknolojik
devrim geçiriyor. Çevresel koşulların, ekipman performansının
ve işçi sağlığının gerçek zamanlı izlenmesi,
madencilik operasyonlarında devasa bir dönüşüm
yaratıyor.
Jeolojik ve atmosferik koşullarından kaynaklanan
zorluklar, kısıtlı kaynaklar ve benzeri çeşitli sorunlar,
madencilik şirketlerini dijitalleşme yolunda
daha hızlı adımlar atmaya zorluyor. Verilen kararların
enformasyona dayalı olması ihtiyacı, sektörü
veri platformları oluşturmaya veya ticari çözümleri
Nihayet, Anglo American, atık depolamaya yenilik
getiren ve su kazanımı sağlayan Hidrolik Susuz Yığınlama
(HDS) pilot uygulamasını başlattı. Şili’deki
ilk testlerde %80’in üzerinde su geri kazanımı sağlandı.
Anglo American HDS’yi geliştirerek daha büyük
ölçekte uygulamayı hedefliyor. Sektörde iş birliğini
***ara başlık: Anglo American HDS ile suyu geri kazanıyor
teşvik etmek, daha güvenli bir şekilde benimsenmesini
ve (HDS) iş birliğine pilot uygulamasını dayalı başlattı. inovasyonu Şili'deki ilk testlerde %80'in desteklemek üzerinde su geri kazanımı için
Nihayet, Anglo American, atık depolamaya yenilik getiren ve su kazanımı sağlayan Hidrolik Susuz
Yığınlama
sağlandı. Anglo American HDS'yi geliştirerek daha büyük ölçekte uygulamayı hedefliyor. Sektörde iş
birliğini şirketin teşvik etmek, HDS’yi daha güvenli lisanslamayı bir şekilde benimsenmesini da düşünüyor.
ve iş birliğine dayalı inovasyonu
desteklemek için şirketin HDS'yi lisanslamayı da düşünüyor.
***Başlık: Yenilikçi sensör teknolojileri
Madencilik endüstrisi, gelişmiş sensör teknolojileri ve kablosuz ağ çözümleri sayesinde giderek
hızlanan bir teknolojik devrim geçiriyor. Çevresel koşulların, ekipman performansının ve işçi sağlığının
gerçek zamanlı izlenmesi, madencilik operasyonlarında devasa bir dönüşüm yaratıyor.
benimsemeye yöneltiyor. Birçok madencilik şirketi,
verimlilik için ticari dijital platformları tercih ediyor.
Dahili çözümleri ihtiyaçlara uyarlamak ve projele-
Jeolojik ve atmosferik koşullarından kaynaklanan zorluklar, kısıtlı kaynaklar ve benzeri çeşitli sorunlar,
madencilik şirketlerini dijitalleşme yolunda daha hızlı adımlar atmaya zorluyor. Verilen kararların
enformasyona dayalı olması ihtiyacı, sektörü veri platformları oluşturmaya veya ticari çözümleri
benimsemeye rin temel yöneltiyor. iş akışıyla Birçok madencilik uyumunu şirketi, verimlilik sağlamak için ticari dijital son platformları derece tercih
ediyor. Dahili çözümleri ihtiyaçlara uyarlamak ve projelerin temel iş akışıyla uyumunu sağlamak son
derece önemli. Yeni Yeni teknolojilerden teknolojilerden bazıları şöyle: bazıları şöyle:
• Gold Fields, ABB'nin platformunu kullanarak maden planlama ve operasyonları anlık olarak
birleştiren hızlı kontrol ve çevrimdışı planlama entegrasyonu imkanları sunuyor.
• Sandvik'in xCell Cyclops sistemi, kablosuz, sürekli ve gerçek zamanlı zemin hareketi ölçümü
sağlayarak güvenliği artırıyor.
• NextOre'nin manyetik rezonans teknolojisini kullanan kamyon analiz çözümü, bakır cevher
derecesinin doğru ölçülmesini sağlayarak yakıt ve kaynak tüketimini azaltıyor.
• BHP Billiton, Microsoft iş birliği ile, Escondida'da bakır kazanımında yapay zeka ve makine
öğrenimini kullanmaya başladı ve tesiste gerçek zamanlı veri entegrasyonunu hayata geçirdi.
Delik patlatma analiz aracı (BHAT) ile otomatikleştirilen jeokimyasal analizler sayesinde
tesiste güvenlik de bir üst seviyeye taşındı.
• Gold Fields, ABB’nin platformunu kullanarak
maden planlama ve operasyonları anlık olarak birleştiren
hızlı kontrol ve çevrimdışı planlama entegrasyonu
imkanları sunuyor.
64 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 65
TEKNOLOJİNİN NİMETLERİ
Sandvik’in xCell Cyclops sistemi, kablosuz, sürekli
ve gerçek zamanlı zemin hareketi ölçümü sağlayarak
güvenliği artırıyor.
• NextOre’nin manyetik rezonans teknolojisini kullanan
kamyon analiz çözümü, bakır cevher derecesinin
doğru ölçülmesini sağlayarak yakıt ve kaynak
tüketimini azaltıyor.
• BHP Billiton, Microsoft iş birliği ile, Escondida’da
bakır kazanımında yapay zeka ve makine öğrenimini
kullanmaya başladı ve tesiste gerçek zamanlı
veri entegrasyonunu hayata geçirdi. Delik patlatma
analiz aracı (BHAT) ile otomatikleştirilen jeokimyasal
analizler sayesinde tesiste güvenlik de bir üst
seviyeye taşındı.
• XEpiroc gibi satıcılar, sensörle ilgili ürünlerini
geliştirerek akıllı teknolojilere olan ilgiyi artırıyor.
IMDEX’in yönlü çekirdek sondajı, arama çalışmalarının
maliyetini düşürüyor.
• Cisco’nun LoRaWAN çözümü, IoT sensörlerini
düşük güç tüketimi ve uzun pil ömrü gibi avantajlarla
birleştirerek ihtiyaca yanıt olma iddiasını taşıyor.
Madencilik endüstrisinin sensör entegrasyonu ve dijitalleşmeye
doğru ilerleyişi devrimsel bir dönüşümün
arifesinde olduğumuzu gösteriyor. Endüstri oyuncuları,
zorlukları aşmak, en iyi uyumlu çözümleri benimsemek
zorunda. Bu sayede madencilik operasyonları
sürdürülebilirlik ve karlılık için yeniden şekillendirilebilir.
Sensör teknolojilerinin bu hedefe giden yolda
olağanüstü bir potansiyele sahip olduğu unutulmamalı.
HPGR
Yapay zeka destekli
çarpışma önleme
sistemi
OmniPro Vision AI, yaya, araç ve diğer potansiyel
tehlikeler algılandığında uyarı
veren bir çarpışma önleme sistemi. Onu
benzerlerinden ayıran ise yapay zeka destekli olarak
çalışıyor olması. Matrix Design Group tarafından geliştirilen
bu sistem düşük ışık ve kötü hava şartlarında
çalışabiliyor ve belli bölgeler için özel olarak programlanabiliyor.
Yüksek işlemci hızına sahip sistem
kişisel koruyucu donanım giyen kişileri ve herhangi
bir duruştaki yayaları algılayabiliyor, görsel ve sesli
bölge ihlal uyarıları verebiliyor.
Gerektiğinde hareketi yavaşlatmak veya durdurmak
üzere OEM kontrolleriyle de entegre edilebilen OmniPro
Vision AI, ayrıca gerçek zamanlı ölçüm ve analizler
içeren gelişmiş bir kontrol paneline 7/24 erişim
sağlayan bir bulut uygulamasına da bağlanabiliyor.
Bölge ihlal olayları ve zaman damgalı fotoğraflar da
dahil olmak üzere tüm verileri kaydedip saklayan bu
uygulamada raporlama ve analiz özellikleri mevcut.
YEARS
Köppern başta klinker olmak üzere demir,
bakır, altın, molibden ve lityum cevheri gibi
yüksek aşındırıcı cevherlerin ya da cürufun
yüksek basınçlı merdanelerle (Roller Press
/ HPGR) ölçülmesinde uzmanlaşmış bir
Alman Şirketler Grubudur. Köppern
HPGR ve Havalı Separatörleri,
gübre, çimento, mineral ve
metal işleme endüstrisiyle ilgili
çeşitli prosesler için maliyet tasarrufu
sağlayan makinalardır.
3 ÜRÜNLÜ
HAVALI SEPARATÖR
66 SEKTÖRMADEN
Adres : Dudullu OSB Mh. İmes Sanayi Sitesi
Telefon : +90 (216) 362 82 42
B Blok 201 Sk. No: 4 34775, Ümraniye / İstanbul / Türkiye E-Mail : info@turbomakina.com www.turbomakina.com
ETKİNLİK TAKVİMİ
TÜRKİYE’DE
Maden Türkiye 2024
02-05 Mayıs 2024
Tüyap İstanbul
https://www.madenturkiyefuari.com/
DÜNYA’DA
Uluslararası Madencilik Jeolojisi Konferansı 2024
7- 8 Mayıs 2024
Perth, Avustralya
https://www.ausimm.com/conferences-and-events/mining-geology
World Conference on Sampling and Blending (WCSB)
21-23 Mayıs 2024
Johannesburg, Güney Afrika
camielah@saimm.co.za
Uluslararası Madencilik Sonrası Faaliyetler
Sempozyumu
22-24 Mayıs 2024
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi
https://mmmgd.org.tr/uluslararasi-madencilik-sonrasi-faaliyetler-sempozyumu
Uluslararası Demir Çelik Sempozyumu
6-7 Haziran 2024
Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi, İzmir
Ulusal Mühendislik Jeolojisi ve Jeoteknik
Sempozyumu “MÜHJEO’2024”
6- 8 Haziran 2024
Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Nevşehir
22. Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi
19-21 Eylül 2024
İstanbul Fuar Merkezi, İstanbul
immc-mtm.com
17. TÜRKÇİMENTO Uluslararası Teknik Seminer &
Sergisi
2-5 Kasım 2024
Antalya
https://turkcimento.org.tr/tr/haber
Physical Separation ‘24
10-12 Haziran 2024
Cape Town, Güney Afrika
amanda@min-eng.com
Milling Circuits ‘24
13-14 Haziran 2024
Cape Town, Güney Afrika
amanda@min-eng.com
12th International Conference on Molten Slags, Salts
and Fluxes (Molton 2024)
17-19 Haziran 2024
Brisbane, Avustralya
Southern Afrıcan Rare Earths 2nd Internatıonal
Conference 2024
19-20 Haziran 2024
Swakopmund, Namibya
/www.saimm.co.za/
Hydrometallurgy Conference 2024
1-3 Eylül 2024
Stellenbosch, Güney Afrika
camielah@saimm.co.za
XXXI IMPC-Uluslararası Cevher Hazırlama Kongresi
29 Eylül–3 Ekim 2024
Ulusal Liman/Washington, DC
https://smeimpc.org/
Process Mineralogy ‘24
11-13 Kasım 2024
Cape Town, Güney Afrika
amanda@min-eng.com
68 SEKTÖRMADEN
MADEN BORSASI
ALTIN
2.227,52 USD/t.oz Mart ‘24
GÜMÜŞ
24.974 USD/t.oz Mart ‘24
BAKIR
4.0142 USD/Lbs Mart ‘24
KURŞUN
2.023.92 USD/T Mart ‘24
Gold
Silver
Copper
Lead
2250
2200
2150
2100
2050
2000
1950
1900
1850
1800
26
25
24
23
22
21
4.200
4.100
4
3.900
3.800
3.700
3.600
3.500
2350
2300
2250
2200
2150
2100
2050
2000
1950
May Jul Sep Nov 2024 Mar
May Jul Sep Nov 2024 Mar
May Jul Sep Nov 2024 Mar
May Jul Sep Nov 2024 Mar
source: tradingeconomics.com
source: tradingeconomics.com
source: tradingeconomics.com
source: tradingeconomics.com
ALÜMİNYUM
2.339,00 USD/T Mart ‘24
MOLİBDEN
48,00USD/kg Mart ‘24
ÇİNKO
2.441,00 USD/T Mart ‘24
KALAY
27.524,00 USD/T Mart ‘24
Aluminum
Molybdenum
Zinc
Tin
2450
75
3000
29000
2400
70
2900
28000
2350
65
2800
27000
2300
60
2700
2600
26000
2250
55
2500
25000
2200
50
2400
24000
2150
45
2300
23000
May Jul Sep Nov 2024 Mar
May Jul Sep Nov 2024 Mar
May Jul Sep Nov 2024 Mar
May Jul Sep Nov 2024 Mar
source: tradingeconomics.com
source: tradingeconomics.com
source: tradingeconomics.com
source: tradingeconomics.com
Nickel
NİKEL
16.568,02 USD/T Mart ‘24
Iron Ore 62% fe
DEMİR CEVHERİ %62 FE
109,53 USD/T Mart ‘24
Cobalt
KOBALT
28.550,00 USD/T Mart ‘24
Manganese
MANGANEZ
30.25 CNY/DMTU Mart ‘24
26000
24000
150
145
140
35000
34000
32
22000
20000
135
130
125
120
33000
32000
31000
31
18000
115
30000
30
16000
110
105
29000
May Jul Sep Nov 2024 Mar
source: tradingeconomics.com
May Jul Sep Nov 2024 Mar
source: tradingeconomics.com
May Jul Sep Nov 2024 Mar
source: tradingeconomics.com
May Jul Sep Nov 2024 Mar
source: tradingeconomics.com
1 CNY = 0,14 USD
70 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 71
MADEN BORSASI
LİTYUM KARBONAT
107,500.00 CNY/T Mart ‘24
NEODİMYUM
437.500,00 CNY/T Mart ‘24
Lithium Carbonate
Neodymium
325000
300000
275000
250000
225000
200000
175000
150000
125000
100000
700000
650000
600000
550000
500000
450000
May Jul Sep Nov 2024 Mar
source: tradingeconomics.com
May Jul Sep Nov 2024 Mar
source: tradingeconomics.com
Uranium
URANYUM
88.50 USD/Lbs Mart ‘24
Soda Ash
SODA KÜLÜ
1.940,00 CNY/T Mart ‘24
110
3200
100
3000
90
2800
80
2600
70
2400
60
2200
50
2000
Apr Jun Sep Nov 2024 Mar
source: tradingeconomics.com
May Jul Sep Nov 2024 Mar
source: tradingeconomics.com
Coal
KÖMÜR
129,10 USD/T Mart ‘24
Crude Oil WTI
HAM PETROL
83,124 USD/Bbl Mart ‘24
210
200
190
180
170
160
150
140
130
120
90
85
80
75
70
May Jul Sep Nov 2024 Mar
source: tradingeconomics.com
May Jul Sep Nov 2024 Mar
source: tradingeconomics.com
1 CNY = 0,14 USD
72 SEKTÖRMADEN
BULMACA
Hazırlayan: Neslişah Nisa Ustabaş
1 2 3
4
5
SOLDAN SAĞA
6
7 8
5. Volkan bombaları ve
lapillerin (küçük taneciklerin)
gelişigüzel bir
şekilde çimentolanması
ile meydana gelen kayaç.
7. Basınç ölçer. 10. Krom
ve demir metallerinden
elde edilen alaşım. 13.
Bir fay etkisi ile kesilen
katmanın iki parçasının
birbirine nazaran yer değiştirme
mesafesi. 15.
Bir akışkanın akmaya
karşı gösterdiği iç direnç.
16. Kendir veya çelik tellerden
örülmüş kuvvet
nakil elemanı.
10
16
9
11 12
13 14
15
YUKARIDAN AŞAĞI
1. Kum, çakıl, köşeli vb. ayrık kayaçlardan oluşan tabaka veya yığın boşluklarının bir çimento
maddesi ile dolması veya bunların basınç etkisi ile birbirlerine bağlanmasından meydana gelen
tortul kayaç. 2. Bir yeraltı işletmesinde ocak içindeki havanın ocaktan çıkışını veya aspiratörle
emilmesini sağlayan kuyu, galeri, vb. ile hava çıkış veya dönüş yolu. 3. Flotasyon işleminde
mineralin yüzeyini kaplayarak yüzmesini sağlayan toplayıcı reaktif. 4. Bir tahrik tamburu yardımıyla
bandın makaralar üzerinden çekildiği malzeme taşıma düzeni. 6. Gaz veya sıvıların,
aktığı yerin belirli bir kesitinden, birim zamanda geçen miktarı. 8. Genellikle Genç Tersiyer
volkanizmasında oluşmuş alkali kalkerli, az kuvarslı veya kuvarssız diyoritik mağmadan oluşan
bir cins püskürük kayaç. 9. Maden içeren formasyonlar üzerinde olan kayaç katmanları. 11. Saf
karbondan ibaret kübik sistemde kristalleşmiş mineral. 12. Kömür ara ürünü. 14. Bir maden
yatağında ya da havzasında henüz işletilmemiş maden miktarının ekonomik olan ve belirlilik
gösteren kısmı.
74 SEKTÖRMADEN
Cevaplar 55. sayfadadır.