21.04.2024 Views

sektörmaden-Ocak-Şubat-Mart-2024

Acı Kaybımız: Yönetim Kurulu Başkanımız Prof. Dr. Güven Önal’ı kaybettik Analiz: İliç maden kazasının düşündürdükleri Vakıf’tan Haberler Türkiye’den Haberler Kadın Madenciler Sektörden İyi Uygulamalar Makale: İkincil kaynaklardan nadir toprak elementlerinin (NTE) geri kazanımı Makale: Kişisel Koruyucu Donanımlar Makale: 21. yüzyılda kritik ham madde kaynakları ve önemi Dünyadan Haberler Teknolojinin Nimetleri Etkinlik Takvimi Maden Borsası Bulmaca

Acı Kaybımız:
Yönetim Kurulu Başkanımız Prof.
Dr. Güven Önal’ı kaybettik
Analiz: İliç maden kazasının
düşündürdükleri
Vakıf’tan Haberler
Türkiye’den Haberler
Kadın Madenciler
Sektörden İyi Uygulamalar
Makale: İkincil kaynaklardan nadir
toprak elementlerinin (NTE) geri
kazanımı
Makale: Kişisel Koruyucu
Donanımlar
Makale: 21. yüzyılda kritik ham
madde kaynakları ve önemi
Dünyadan Haberler
Teknolojinin Nimetleri
Etkinlik Takvimi
Maden Borsası
Bulmaca

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ISSN 2980-3667

SAYI 90 / OCAK, ŞUBAT, MART 2024

“38 yıldır madencinin hizmetinde”

PROF. DR. GÜVEN ÖNAL’I KAYBETTİK

İliç maden kazasının düşündürdükleri


Ventsim

CONTROL

Talep Kontrollü Havalandırma ve şebeke optimizasyonu

konularında ihtiyacınız olan TEK ARAYÜZ!

Düşük seviye ile başlayıp,

işletmenizin taleplerine göre uyarlama

yaparak seviye yükseltebilirsiniz

Faydalar:

İş Güvenliği

Üretim artışı

Enerji tasarrufu

Operasyonel verimlilik

Ventsim CONTROL, takip ve izleme

sistemlerinden gelen verileri işleyerek

sürekli olarak gerekli hava miktarını

optimize eden ve ilgili donanımlarla (hava

kapıları, regulatörler, fanlar) iletişim kurarak

yöneten akıllı bir yazılımdır.

Ventsim DESIGN ile tamamen entegre

çalışır.

Ayrıntıları konuşmak üzere 2-5 Mayıs arası

Maden Türkiye Fuar alanındaki standımıza bekliyoruz!

Web sitemizde daha

fazlasını keşfedin



Başkandan

Sektörmaden dergisinin notu:

Sektörümüzün duayeni Güven Hoca’mızın son ÖNSÖZ’ü

Prof. Dr. Güven Önal hocamız sonsuz yolculuğuna çıkmadan bir gün

önce, tedavi gördüğü hastane odasında mesleğine olan bağlılığı ve

görev aşkı ile çalışmaya devam ediyordu. Konuşurken zorlanıyor olsa

da, kayda aldırdığı aşağıdaki satırlar çok üzücüdür ki Sektörmaden

Dergisi için hazırladığı son ÖNSÖZ oldu...

Değerli Okuyucular,

Bu önsözü, ayaklarımdaki yaralar nedeniyle bir aya yakındır bulunduğum

hastane odasından yazıyorum.

13 Şubat günü Erzincan İliç’te olan elim kaza bütün madenciler ve ülke

gibi beni de derinden yaraladı, olmaması gereken bir kazaydı ve dünyada

bir ilk oldu. Kazada hayatlarını kaybeden madenci kardeşlerime

Allahtan rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyorum.

Kaza basında ve kamuoyunda madenciliğe karşı büyük bir tepki yarattı

ve madencilik camiamız da büyük ölçüde sessizliğe büründü.

Gerçekten kazanın nedenleri ve olayın olma şekli doğru olarak kamuoyuna

açıklanmalıydı. Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı kamuoyunu

aydınlatma görevini kısmen yerine getirebildi.

Önümüzdeki haftalarda Vakfın Danışma Kurulu ve Mütevelli Heyet

toplantıları yapılacak, bu toplantılara katılabilmeyi umut ediyorum.

Tüyap işbirliği ile düzenlenen 11. Maden Türkiye Fuarı 2-5 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecektir. Gurur duyarak

söylüyoruz ki bu sene fuar alanı 25 bin m 2 ’yi geçti ve Avrupa’nın ve Yakın Doğu’nun en büyük madencilik fuarı

haline geldi. Madencilikte dünyadaki yenilikler ile otomasyon teknolojilerinin de yer alacağı fuarı madencilerimizin

ziyaret etmelerini, insan hatalarını ortadan kaldırıp kazalara son verecek otomasyon uygulamalarına

yönelmelerini diliyorum.

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı madenciliğin geliştirilmesine yönelik bilimsel araştırma, tez ve yayın yapan

akademisyenler ile madencilikte başarılı olan, maden üretimi için önemli yatırım yapan, üretimde ileri giden,

ürün niteliğini arttıran, iş sağlığı ve güvenliği, çevre, sosyal sorumluluk ve sürdürülebilir madencilik alanlarında

önemli çalışmalar yapan madencilere iki yılda bir ödül vermektedir. Bu ödüllerin amacı madencilerimizi üretim

ve araştırmaya teşvik etmektir.

Tüm madencilere kazasız ve bol üretimli günler dilerim.

Sağlıcakla kalınız.

Prof. Dr. Güven Önal

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı

Yönetim Kurulu Başkanı

30 MART 2024



İÇİNDEKİLER

OCAK, ŞUBAT, MART 2024 SAYI 90

YAYIN TÜRÜ: YAYGIN SÜRELİ

ISSN 2980-3667

YÖNETİM-İMTİYAZ SAHİBİ YMGV ADINA

Prof. Dr. Güven Önal

YMGV YÖNETİM KURULU

Prof. Dr. Güven Önal

Başkan

Dündar Ergunalp

Başkan Yardımcısı

Hasan Yücel

Başkan Yardımcısı

İbrahim Halil Kırşan

Genel Sekreter

Prof. Dr. Remzi Karagüzel

Muhasip Üye

YEDEK YÖNETİM KURULU ÜYELERİ

“38 yıldır madencinin hizmetinde”

Dr. Caner Zanbak

Üye

Güldal Şeyda Çağlayan

Üye

Mehmet Yılmaz

Üye

Mehmet Ali Türkoğlu

Üye

Mustafa Aksoy, Doç. Dr. Süha Nizamoğlu

Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Yüzer

DENETİM KURULU

Günaydın Yirmibeşoğlu,

Erdemir Karakaş,

Doç. Dr. Tolga Yalçın

KURUCULAR

Özer Altay (Vefat)

Yavuz Aytekin (Vefat)

Turgut Bayraktar (Vefat)

Cemal Birön (Vefat)

Nizamettin Çoban

Zeki Doğan (Vefat)

Hayrettin Elmas

Namık Esmer (Vefat)

YMGV MÜTEVELLİ TÜZEL KİŞİLER

Alser Madencilik A.Ş.

Altın Madencileri Derneği

Ant Group A.Ş.

Bilfer Madencilik A.Ş.

Ciner Grubu

Ersel Ağır Makine A.Ş.

Eti Bakır A.Ş.

Eti Maden

İbrice Madencilik

İmbat Madencilik

İstanbul Maden İhr. Birliği

İTÜ Maden Fakültesi

Ali Emiroğlu

Ali Erguvanlı

Alp Gürkan

Antony Caouki

Atılgan Sökmen

Bahtiyar Ünver

Bülent Tüfekçioğlu

Caner Zanbak

Cemil Ökten

Cengiz Uysal

Dündar Ergunalp

Ekrem Yüce

Enver Erdoğan

Erdemir Karakaş

Erdoğan Yüzer

Faruk Çalapkulu

Güldal Şeyda Çağlayan

Gülhan Özbayoğlu

Günaydın Yirmibeşoğlu

Güven Önal

H. Semih Demircan

Yavuz Fındıkgil (Vefat)

Yüceer Göver

H. Nijat Gürsoy (Vefat)

İsmet Kasapoğlu

Güven Önal

Cahit Özden (Vefat)

Attila Yalçın (Vefat)

Erdoğan Yüzer

Jeofizik Mühendisleri Odası

Krom Üreticileri Derneği

Maden Mühendisleri Odası

Maden Sanayii İşverenleri Sendikası

Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü

Maden ve Tetkik Arama Genel Müdürlüğü

Türkiye Madenciler Derneği

Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu

Türkiye Kömür Üreticileri Derneği

Türkiye Mermer Doğaltaş ve Mak. Üreticileri Birliği

Türkiye Taş Kömürü Kurumu

YMGV Trakya Komitesi

YMGV MÜTEVELLİ GERÇEK KİŞİLER

Halil Köse

Halim Demirel

Hasan Yücel

Hayrettin Çaycı

Hayrettin Elmas

İbrahim Halil Kırşan

İlgin Kurşun

İlhami Tezcan

İsmet Kasapoğlu

İsmet Sivrioğlu

Lütfi Çallı

M.Oğuz Güner

Mehmet Ali Türkoğlu

Mehmet Tombul

Mehmet Yılmaz

Melih Turhan

Metin Balıbey

Mevlüt Kaya

Murat Turan

Mustafa Aksoy

Mustafa Aktaş

Mustafa Sever

Mustafa Sönmez

Mustafa Topaloğlu

Necati Kurmel

Nizamettin Çoban

Nursun Şirvancı

Oktar Kızılsencer

Remzi Karagüzel

Rıfat Dedeman

Rıfat Kont

Sabri Karahan

Sadrettin Alpan

Selahaddin Anaç

Selahattin Çimen

Suat Sarısoy

Suha Nizamoğlu

Sümeyra Eşgün

Tolga Yalçın

Yüceer Göver

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ

Lütfü Çallı

YAYIN KURULU

Yayın Kurulu Başkanı: Prof. Dr. Gündüz Ökten,

Üyeler:

Prof. Dr. Fatma Arslan

Prof. Dr. Remzi Karagüzel

Dr. Ali Vedat Oygür

Nursun Şirvancı

Prof. Dr. Yüksel Örgün Tutay

Editör: Ümit Dertli

REKLAM ve HALKLA İLİŞKİLER SORUMLUSU

Gülseren Koçer

gulseren@ymgv.org.tr

k.gulseren@gmail.com

Tel: 0 530 227 66 35

GRAFİK TASARIM

Büşra Yurtseven

posta@busrayurtseven.com

www.busrayurtseven.com

Tel: 0 532 366 21 04

YÖNETİM YERİ

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı

Cumhuriyet Cad.No.179/5, Daire: 9 Harbiye -İSTANBUL

Tel: 0 212.246 20 81 Fax: 0 212.247 51 11

e-posta: ymgv@ymgv.org.tr web: www.ymgv.org.tr

BASKI-CİLT

Everest Basım Reklam-Matbaa Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.

Maltepe Mah. Litros Yolu Sok. No:2/4 2. Matbaacılar Sitesi

Kapı No: 3NF7 Kat: 5

Zeytinburnu/İstanbul Tel: 0212 434 51 34 www.everestbasim.com

REKLAM INDEX

TÜFEKÇİOĞLU MAK. MAD. A.Ş.

ÖN KAPAK

TRAXYS EUROPE S.A.

ÖN KAPAK İÇİ

SİLOPİ ELEKTRİK

ARKA KAPAK İÇİ

FKK GÜNEY OTO A.Ş

ARKA KAPAK

MINING VENTSIM 1

MERTA MAKİNA 2

ZENİT MADENCİLİK 11

TÜMAD MADENCİLİK A.Ş. 17

ARGETEST CEV. ZENGİNLEŞTİRME 21

MTM MAKİNA 30

TÜPRAG METAL A.Ş. 31

KİREMİTÇİLER MAD. LTD. ŞTİ. 42

İSTANBUL MADEN İHRACATÇILAR BİRLİĞİ 43

ÇOLAKOĞLU MAKİNA 49

BİLFER MADENCİLİK 62

METAL FORM TİC. LTD. ŞTİ. 63

DİZEL TURBO LTD. ŞTİ. 67

AYDIN LİNYİT A.Ş. 69

REMAS MAK. A.Ş. 73

ANT GROUP A.Ş. 75

ETİ BAKIR AŞ. 76

SİLOPİ ELEKTRİK 77

SEKTÖRMADEN DERGİSİ YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI TARAFINDAN 5680 SAYILI BASIN KANUNUN 9/2

MADDESİ GEREĞİNCE İSTANBUL VALİLİĞİNE BEYANNAME VERİLEREK AYNI KANUNUN 9.MADDESİNE GÖRE TANZİM

EDİLEN 04.04.2003 TARİHLİ İZİNLE ULUSAL GAYRİ SİYASİ VE YAYGIN SÜRELİ TÜRÜNDE 3 AYDA BİR YAYINLANMAKTADIR.

SEKTÖRMADEN DERGİSİ ABONELERİNE DAĞITILMAKTADIR. DERGİYE GÖNDERİLEN YAZILAR VE FOTOĞRAFLAR

GERİ İADE EDİLMEZ. YAYINLANMASI İSE YAYIMCININ KARARINA BAĞLIDIR. YAYINLANAN YAZI VE FOTOĞRAFLARIN

SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR. KAYNAK GÖSTERİLEREK ALINTI YAPILABİLİR.

ymgv.org.tr

6

12

14

24

32

34

36

44

50

56

64

68

70

74

Acı Kaybımız:

Yönetim Kurulu Başkanımız Prof.

Dr. Güven Önal’ı kaybettik

Analiz: İliç maden kazasının

düşündürdükleri

Vakıf’tan Haberler

Türkiye’den Haberler

Kadın Madenciler

Sektörden İyi Uygulamalar

Makale: İkincil kaynaklardan nadir

toprak elementlerinin (NTE) geri

kazanımı

Makale: Kişisel Koruyucu

Donanımlar

Makale: 21. yüzyılda kritik ham

madde kaynakları ve önemi

Dünyadan Haberler

Teknolojinin Nimetleri

Etkinlik Takvimi

Maden Borsası

Bulmaca

6

12

14

Zonguldak Maden Müzesi binası

32

34

50



ACI KAYBIMIZ

Yönetim Kurulu Başkanımız

Prof. Dr. Güven Önal’ı

kaybettik

İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi,

Cevher Hazırlama Mühendisliği Bölümü öğretim

üyesi ve 1986 yılında kurulan Yurt Madenciliğini

Geliştirme Vakfı’nın kurucu üyeleri arasında yer alan,

3 dönem Genel Sekreterlik görevinden sonra aramızdan

ayrıldığı güne kadar 31 yıl “Yönetim Kurulu” başkanlığını

yürüten Prof. Dr. Güven Önal’ı 31 Mart 2024 tarihinde

kaybettik. Değerli Hocamıza yüce yaratandan

rahmet, kederli ailesine sabırlar ve tüm sevenlerine başsağlığı

dileriz.

Prof. Dr. Güven Önal’ın genel sekreterliği ve başkanlığında,

Vakfımız tarafından ülkemizde madenciliğin

gelişmesine yönelik olarak senedinde belirtilen hedefler

doğrultusunda sayısız faaliyet gerçekleştirildi. Bu kapsamda;

yeraltı kaynaklarının geliştirilmesini amaçlayan,

çok sayıda ulusal ve uluslararası kongre, sempozyum,

panel, eğitim seminerleri ve kurslar düzenlendi. Bilimsel

toplantıların bildiriler kitaplarının yanında sektörün

ihtiyaç duyduğu alanlarda uygulamaya yönelik teknik

kitap, madencilik kılavuzları ve benzeri yayınlar yapıldı.

Üniversitelerin ilgili bölümleri ile öğrencilerine eğitim,

araştırma ve teknik gezi ile staj ve burs destekleri

verildi. Ülkemizde sürdürülebilir madenciliğe yönelik

olarak sektörün önde gelenleri ve diğer sivil toplum

kuruluşları ile iş birliği içinde, mevzuat hazırlanmasına

katkı ve düzenlemelere yönelik girişimlerde bulunuldu.

YMGV 1990 yılında 1. Madencilik Şurası gerçekleştirdi,

1993 yılında 2. Madencilik Şurasına katkıda bulundu

ve 3. Şuranın hazırlıkları kapsamında bir çalıştay düzenledi.

Madenciliği tanıtmak ve teşvik etmek amacıyla; lisans,

yüksek lisans, doktora tez ödülleri ile akademik

teşvik ve bilim ödülleri yanı sıra, hizmet, üretim, çevre,

iş sağlığı ve güvenliği konularında ödüller verildi. Ayrıca,

madencilikte önde gelen ülkelerin seçkin maden

işletme ve zenginleştirme tesislerine teknik geziler

ve uluslararası konferanslar düzenlenerek madencilerimizin

bilgi ve görgülerinin arttırılmasına

katkı sağlandı.

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı, Prof. Dr.

Güven Önal hocamız önderliğinde tüm organları

ile (Mütevelli Kurulu, Yönetim Kurulu, Danışma

Kurulu), yeraltı kaynaklarının ülke ekonomisine

katkısının bilinciyle yerli kaynakların üretimine

gerekçesiz olarak muhalefet eden görüşlerin karşısında

durdu. Madenlerimizin bilimsel yöntemlerle

araştırılmasını, potansiyellerin geliştirilmesi ve

uç ürün elde edilme ile ekonomiye en üst düzeyde

katkı sağlanması konusunda paydaşlarla ortak

stratejiler geliştirmek için çaba gösterdi. Çağdaş mühendislik

kurallarına uygun fizibilite raporları, profesyonel

işletme ve zenginleştirme projeleri ile denetim ve performans

izleme sistemleri bulunan madencilik tesislerini

savundu. Madenciliğin önemini toplumun her kesimine

tanıtmak ve olumsuz algılara karşı farkındalık yaratmak

için yazılı ve görsel basın yayın organlarını kullandı.

Madenciler arasında bilimsel, uygulamaya yönelik etkileşim

ve iş birliklerinin geliştirilmesi amacıyla çevrim

içi toplantılar gerçekleştirdi.

Prof. Dr. Güven Önal, Pittsburgh Üniversitesi Bilim

ödülü sahibi ve Romanya Baie-Mare Teknik Üniversitesi

Fahri Profesörü, Rus Bilim Akademisi Ekoloji

ve Çevre Bölümü ile Yugoslav Bilim Akademisi üyesi

idi. Ayrıca, Balkan Ülkeleri Cevher Hazırlama Bilim ve

Teknoloji Akademisinin Başkanı, Uluslararası Cevher

Hazırlama Kongresi Bilim ve Yürütme Komitesi üyesi

ve Pittsburgh Kömür Kongresi Organizasyon Kurulu

üyesi olan Prof. Dr. Güven Önal, tüm bu etkinliklerinde

akademik kimliğinin yanında Vakfımızı da ön plana çıkararak

uluslararası düzeyde tanınmasına ve iş birlikleri

gerçekleştirmesine büyük katkı sağladı. Prof. Dr. Güven

Hocamızın bir diğer büyük başarısı da Vakfımızın en

önemli etkinliklerinden biri olan ve başlangıcından bugüne

alanında Türkiye’nin en önemli fuarı haline gelen

“Maden Türkiye” fuarlarıdır.

Değerli Başkanımız Prof. Dr. Güven Önal hocamız engin

bilgi birikimi ve deneyimi, öğretileri, eserleri, yurt

madenciliğinin gelişimine unutulmaz katkıları ve örnek

kişiliği ile daima anılacaktır.

YMGV Yönetim Kurulu

6 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 7



ACI KAYBIMIZ

Türkiye madencilik sektörünün

onarılmaz kaybı:

Prof. Dr. Güven Önal

Erdoğan Yüzer

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Kurucu Başkanı

“Türkiye’de madencilik,

olması gereken

yerden oldukça uzaktadır.

İyi bir stratejik

planlama ve özendirme

ile bugünkünden

çok ileri noktalara

taşınabilir. Ülkemizin

gerçek kalkınması, cari

açığın ortadan kaldırılması ve refahın tüm ülke düzeyine

yayılması ülke madenlerinin işletilmesi ve metal üretim

endüstrisinin kurulmasına bağlıdır.” (İTÜ Dergisi, Temmuz-Eylül

2015).

Yukarıdaki satırlar, benim 62 yıllık yol arkadaşım, can

yoldaşım, sırdaşım, ayrıcalıklı dostum, Güven Önal kardeşimin

kaleminden alıntıdır.

1962 yılında İTÜ Maden Fakültesinin tarihi Maçka

binasında başlattığımız birlikteliği, 1960-1980 arasında

akademik hayatımızın koşturması içinde geçti. Bu

birliktelik 1980’den günümüze kadar olan yıllarda bir

‘Kader Yoldaşlığına dönüştü. İTÜ Maden Fakültesi’nde

9 yıl (1982-91) süren yönetim görevimin 6 yılında

sorumluluklarımı önemli ölçüde Prof. Dr. Mahir Vardar

ve Prof. Dr. Güven Önal kardeşlerimle paylaştım. Kendilerine

ömür boyu ödeyemeyeceğim minnet borcumun

olduğumun her an bilincindeyim.

Prof. Dr. Güven Önal hocamızın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı

sürdürdüğü Yurt Madenciliğini Geliştirme

Vakfı iki yıl süren yoğun hazırlık çalışmalarından sonra

14.02.1986 tarihinde resmen kuruldu.

Halen, örnek alınacak nitelikteki ‘Vakıf Resmi Senedini

hazırlayan 16 kurucu üyeden 11’i ebediyete göçtü. Kendilerini

rahmetle anıyorum. Bu senette vakfın isminde

de beliren kuruluş amaçlarını gerçekleştirmek için ilk

üç dönemde (1986-1993) yönetim kurulu başkanı olarak

görev aldım. Bu süre içinde günümüzde de tartışılan konuları

içeren iki Madencilik Şurası’nın yapılmış olması

bu dönemin en belirgin etkinlikleridir.

1993 yılından günümüze kadar geçen sürede Prof. Dr. Güven

Önal’ın geceli gündüzlü diyebileceğimiz yoğun çalışmaları

her türlü takdirin üzerindedir. Eğer ‘vakıf’ sözcüğü,

bir faninin kuruluş amacı doğrultusunda kendisini vakfetmesi

(adaması) ise bunun en anlamlı örneği Prof. Dr. Güven

Önal’dır. Bu nedenle boşluğu kolay doldurulmayacak

bir miras bıraktı, geride kalan bizlere. Bu mirasa layık olmak,

kaçınılmaz borcumuzdur.

Prof. Dr. Güven Önal Hoca yönetiminde geçen 31 yıl

boyunca sektörle ilgili, bilimsel, teknik ve sosyal içerikli

etkinliklerin fikir babası, tasarlayıcısı ve yürütücüsü olarak

büyük bir özveri ve emekle çalıştı. Tüm bu etkinliklerdeki

geniş vizyonu, insan ilişkilerindeki olağanüstü

başarılı çalışmaları kendisine yurt içinde ve yurt dışında

hak edilmiş bir ün ve ödüller kazandırdı.

Çalışmalarındaki disiplin, zamanlama, özellikle vefa ve

sadakat ağırlıklı hayranlık uyandıran beşerî değerleri

bünyesinde maharetle topladı.

Özetle, ait olduğu üniversiteye, vakıflara, Türkiye madencilik

sektörüne güçlü bir aidiyet duygusu ile bağlanan,

hizmet duygusu ile bu değerleri yüceltmek azmi ve

kararlılığı içinde geçirilen bir yaşamı sürdüren Prof. Dr.

Güven Önal aramızda yok artık! Güven ’siz yaşamak hepimize

çok zor gelecek. Onu ebedi alemde hoşnut edecek

ve mirasını sürdürme yolundaki çabalarımız ısrarla

sürecek! Söz!

Tüm sevenlerinin başı sağ olsun!

Yüce Allah rahmetini ve mağfiretini eksik etmesin!

Güven Önal

son yolculuğuna uğurlandı

31 Mart 2024 günü tedavi gördüğü hastanede hayatını

kaybeden Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Yönetim

Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güven Önal 2 Nisan günü

son yolculuğuna uğurlandı.

8 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 9



ACI KAYBIMIZ

Maden ve cevher hazırlama alanında ülkemizin

yetiştirdiği en önemli isimlerden, Türk

madenciliğinin duayeni Prof. Dr. Önal için,

emekli öğretim üyesi olduğu İstanbul Teknik Üniversitesinde

düzenlenen törende, İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail

Koyuncu, Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa

Kumral, Cevher Hazırlama Bölümü Başkanı Prof. Dr.

Murat Olgaç Kangal, emekli öğretim üyeleri Prof. Dr.

Celal Şengör ve Prof. Dr. Yücel Yılmaz, Yurt Madenciliğini

Geliştirme Vakfı kurucularından Prof. Dr. Erdoğan

Yüzer, TMD eski başkanlarından Maden Yüksek

Mühendisi İsmet Kasapoğlu, YMGV Yönetim Kurulu

Üyesi Şeyda Çağlayan ve ailesi adına oğlu Erdem Önal

birer konuşma yaptılar. Yapılan tüm konuşmalarda Prof.

Dr. Güven Önal’ın Türk madenciliğine üstün hizmetleri

bulunan seçkin bir bilim insanı olduğu ve eserleriyle

yaşamaya devam edeceği vurgulandı. Maden Fakültesi

Cevher Hazırlama Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.

Dr. Murat Olgaç Kangal da, Prof. Dr. Güven Önal’ın

kurucusu olduğu Cevher Hazırlama Mühendisliği Bölümündeki

“Pilot Tesis”e onun adının verilerek anısının

yaşatılacağını söyledi.

Konuşmaların ardından Prof. Dr. Güven Önal’ın Türk

bayrağına sarılı olan naaşı, Levent Afet Yolal Camii’nde

kılınan cenaze namazından sonra Çengelköy Mezarlığı’nda

toprağa verildi.

Prof. Dr. Güven Önal hakkında

1941 yılında doğan Prof. Dr. Güven Önal 1963 yılında

İTÜ Maden Fakültesinde lisans eğitimini tamamlayarak

Cevher Hazırlama Anabilim Dalı’nda

asistan olarak göreve başladı. 1970 yılında doktorasını

tamamladıktan sonra, 1970-72 yılları arasında

İngiltere’de Imperial College’de araştırmalar yaptı.

1979-1981 yılları arasında Alexander von Humboldt

Bursu ile ödüllendirildi ve Berlin Teknik Üniversitesi’nde

araştırmalarda bulundu. 1981 yılında Profesör

ünvanı alan Önal, Türkçe ve yabancı dilde toplam 36

eser verdi. Ayrıca kitap bölümü ve kitap editörlüğü

ile birlikte 450’nin üzerinde bilimsel ve teknolojik

yayına katkıda bulundu.

200’ün üzerinde teknolojik araştırma ve çalışmaya,

yürütücü ve yönetici olarak emek veren Prof. Dr.

Önal proje koordinatörlüğü, danışmanlık gibi endüstriyel

faaliyetler ile üniversite-sanayi iş birliği

konusunda da çalışmalar yaptı.

Rus Bilim Akademisi Ekoloji ve Çevre Bölümü ile

Yugoslav Bilim Akademisi üyesi olan Önal, 2010

yılında Pittsburgh Üniversitesi Bilim Ödülü’nü kazanmıştı.

Romanya Baie-Mare Teknik Üniversitesi

tarafından “fahri profesör” unvanı verilen Prof.

Önal, Uluslararası Cevher Hazırlama Kongresi

Bilim ve Yürütme Komitesi üyeliği, Balkan Ülkeleri

Cevher Hazırlama Bilim ve Teknoloji Akademisi’nin

de başkanlığı, Pittsburgh Kömür Kongresi

Organizasyon Kurulu üyeliği ve Balkan Cevher Hazırlama

Kongresi Organizasyon Kurulu Başkanlığı

görevlerini yürütmekteydi.

Çok sayıdaki ulusal ve uluslararası mesleki kuruluş,

vakıf ve derneğin kuruluşunda ve yönetiminde yer

almış olan Prof. Güven Önal, Yurt Madenciliğini

Geliştirme Vakfı kurucusu ve 1993 yılından bu yana

Yönetim Kurulu Başkanı olarak ülke madenciliğine

hizmet etti.

10 SEKTÖRMADEN



ANALİZ

İliç maden kazasının

düşündürdükleri

Prof. Dr. Güven Önal

Erzincan Çöpler’deki altın madeninde 13 Şubat

2024 günü liç yığınının çökmesi sonucu meydana

gelen ve 9 madencimizi yitirdiğimiz kaza

hepimizi yasa boğdu. Öncelikle, bu elim kazada yitirdiğimiz

madencilerimize tanrıdan rahmet, ailelerine, yakınlarına,

madencilik camiamıza ve tüm milletimize baş

sağlığı dilerim. Umudumuz, bu tür bir kaza ile bir daha

karşılaşmamaktır. Bu umudu gerçeğe dönüştürmek için

de yapmamız gerekenler var.

Kaza öncesi yığın liçi alanı ve açık ocak görüntüsü

Bütün dünyada 120 yıldır Altın üretiminde siyanür kullanılmaktadır.

Bu üretim, cevherdeki altın miktarına

bağlı olarak iki şekilde yapılır. Bir ton cevherdeki altın

miktarı 2 gramdan az ise yığın çözündürmesi, 2 gramın

üstünde olduğunda ise tank çözündürmesi yöntemi kullanılır.

Siyanür altını ve gümüşü en etkin şekilde çözen

kimyasaldır.

İliç’te yaşanan kaza dünyada yığın liçi yapılan bir madende

görülmüş bu türdeki ilk kazadır. Maalesef bu

konuda da ilk olmak bize düşmüştür. Bu kazayı değerlendirirken,

bardağın hem boş hem de dolu tarafını

görmek gerekir. Boş tarafından bakıldığında, yığın için

yer seçiminde ve projede hatalar olduğu görülmektedir.

Dolu tarafından bakıldığında ise, geç de olsa yığının

stabilitesinin bozulduğu tespit edilip önlem alınarak

çok daha fazla insan kaybının önüne geçilmiştir. İliç

kazası, Türkiye’de ve dünyada yığın çözündürmesi ile

üretim yapılan tüm madenler için acı bir tecrübe ve

uyarı olmuştur.

Kaza sonrası görüntüsü

Bu kaza sadece İliç madenini ve altın madenciliğimizi

değil tüm madencilik camiasını son derece olumsuz

etkilemiştir. Kamuoyunda madenciliğe karşı olan ve

bazı yanlış bilgilerle de desteklenen olumsuz görüşler

artmış, madencilerimizin yıllardan beri kendilerini topluma

anlatmak için verdiği çabalar büyük yara almıştır.

Bu olumsuz algı Türkiye’nin ekonomisini ve geleceğini

de kötü etkilemektedir. Ülke olarak, ekonomik krizden

kurtulmak için mutlak surette kendi kaynaklarımızı üretmemiz,

ithalatı mümkün olduğunca azaltmamız şarttır.

Türkiye’de tespit edilmiş 1500 ton işletilebilir altın rezervi

ve 6000 ton potansiyel rezerv olmasına rağmen

her yıl milyarlarca dolar ödeyerek yurt dışından altın

ithal ediyoruz. Hal böyleyken, ithalatı engellemek için

ya altın kullanmaktan vaz geçmemiz ya da -bu mümkün

olmadığına göre- kendi kaynaklarınızı üreterek ekonomiye

katmamız gerekir. Bunun da ön koşulu toplumu

bu konuda doğru bilgilendirerek ikna etmek, halkımızın

desteğini almaktır.

Öte yandan, İliç kazası madencilik faaliyetlerinde

denetimin önemini de açık bir şekilde bir kez daha

göstermiştir. Madencilikte esas denetim mercii elbette

devlettir. Devletin hem mevzuat hem de denetim

uygulaması konusunda sıfır toleransla üzerine düşeni

yapması şarttır. Maden kanununda değişiklik yapılarak

proje ve denetim prosedürlerinin yeniden ele alınması,

belli büyüklükteki madenlere proje zorunluluklarının

getirilmesi gerekir.

Özellikle yığın çözündürmesi

için yer seçiminin

bu konunun uzmanlarınca

yapılması

gereği mevzuata alınmalıdır.

Burada, ayrıca

belirtmek gerekir

ki, gelişmiş ülkelerin

maden mevzuatında

yağışlardan sonra açık

ocaklarda ve bu tür yığınlarda

üretimin belirli

sürelerle durdurulması

öngörülür. Bizim mevzuatımızda

bulunmayan

bu şartın da mutlaka

mevzuata eklenmesi

gerekir. Yani yağış miktarına

bağlı olarak tespit

edilecek sürelerle

üretime ara verilmesi ve çalışanların sahadan çekilmesi

gerekir. Duruma göre bir gün, üç gün, bazen bir hafta

süreyle açık ocak üretimi ve yığınlardaki çalışmaların

durdurulması ve sahaya kimsenin sokulmaması gerekir.

Denetim konusunda, özel denetim kuruluşlarının oluşturulması

ve denetim işinin ilgili devlet kurumlarının gözetiminde

profesyonel uzmanlarca yapılması da bu tür

kazaların engellemesinde önemli rol oynayacaktır.

Kazaların önlenmesinde madencilerin iç denetimi de en

az devlet denetimi kadar önemlidir. Yaşanan bir kaza sadece

o madeni değil tüm sektörü olumsuz etkilediğine

göre madencilik sektöründeki sivil toplum kuruluşları

aracılığıyla bir takım iç denetim mekanizmaları oluşturulması

da gereklidir.

Bugün kaza olarak değerlendirdiğimiz olayların büyük

çoğunluğu esasen önlenebilir niteliktedir. Kazalar çoğunlukla

insan faktörlüdür, ihmal veya hatadan kaynaklanır.

Bu tür insan kaynaklı olumsuzlukları önlemenin

yolu da eğitimden geçer. Madencilik alanında eğitim

hem üretim ve verimlilik bakımından hem de iş sağlığı

ve güvenliği bakımından en önemli faktördür. Maalesef

ülkemizde madencilik eğitiminin kalitesi son yıllarda bir

hayli düşmüştür. Üniversitelerimizin daha yetkin mühendis

ve uzmanlar yetiştirecek kaliteli bir eğitim için

gereken adımları atmaları gelecekte bu tür kazaların önlenmesi

için çok önemlidir.

12 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 13



VAKIF’TAN HABERLER

Cari açık madencilikle

kapanabilir

Bugün 100 milyar dolar olan cari açığın 98 milyar doları enerji ve

endüstri hammaddelerinin ithalatından kaynaklanıyor. Halbuki, bu

hammaddeleri yüzde 80 oranında kendi kaynaklarımızdan sağlayabiliriz.

Maden potansiyelimiz stratejik bir plan çerçevesinde harekete

geçirilebilirse, cari açığı kapatabileceğimiz gibi 10 yılda 500 bin kişilik

istihdam yaratabilmek de mümkün.

Yurt Madenciliğini Geliştirme (YMGV), “Türkiye

Dış Ticaretinde Cari Açık Nasıl Kapanır?”

konulu bir basın toplantısı düzenledi. 6

Şubat 2024 günü İstanbul’da yapılan toplantıda, YMGV

Başkanı Prof. Dr. Güven Önal ile yönetim kurulu üyeleri

İbrahim Halil Kırşan, Dündar Ergunalp ve Prof. Dr.

Remzi Karagüzel ülkemizin madencilik potansiyeli ve

bu potansiyelin harekete geçirilmesi için yapılması gerekenler

konularında bilgi verdiler ve gazetecilerin sorularını

yanıtladılar.

Vakfın toplantıya ilişkin açıklamasında, ekonominin en

önemli sorunlarından biri olan dış ticaret açığına dikkat

çekilerek bu açığın enerji ve endüstri hammaddeleri

ihtiyacımızın yaklaşık yüzde 70’inin ithalatla karşılanmasından

kaynaklandığı vurgulandı. Açıklamada, doğal

gaz, kömür, petrol, demir-çelik, bakır, kurşun, çinko,

alüminyum, altın başta olmak üzere, birçok, ham ve yarı

mamul madde dış alımla sağlandığı belirtilerek “Türkiye,

enerji ve endüstri hammaddelerini %80 oranında

kendi kaynaklarından sağlayabilir,” denildi.

Zengin kaynakların fakir bekçisi

olmayalım

Toplantıda konuşan Vakıf Başkanı Prof. Dr. Güven

Önal, maden ve doğal kaynaklar bakımından zengin bir

ülke olduğumuzu belirterek önceki Cumhurbaşkanlarımızdan

rahmetli Süleyman Demirel’in “Zengin kaynakların

fakir bekçisi olmayalım” ifadesini hatırlattı.

Türkiye’nin 2022 yılında başta altın, alüminyum, bakır,

demir-çelik, kurşun-çinko, kömür doğalgaz ve ham

petrol olmak üzere yaklaşık 98 milyar dolarlık ithalat

yaptığını ve bu rakamın cari açığa eşdeğer olduğunu

aktaran Önal şu bilgileri verdi: “Türkiye’nin doğal kaynaklarının

bugünkü rayiç değeri 3,5 trilyon dolar civarındadır

ve bu kaynakları harekete geçirmemiz gerekir.

20 milyar ton linyit rezervimiz var ve bu kömürler 30

trilyon metreküp doğalgaz içeriyor. Kömürden doğalgaz

ve petrol üretilerek, Türkiye’nin bu konudaki ithalatı

azaltılabilir. İthal edilen diğer ham ve yarı mamul maddelerin

pek çoğu da Türkiye’de üretilebilir.”

Prof. Önal, YMGV olarak bu kaynakların harekete geçirilmesi

için ilgililere sunulmak üzere bir stratejik plan

çalışması yaptıklarını belirterek şöyle konuştu:

“Amerika Birleşik Devletleri’nde bile gayri safi milli

hasıla da (GSMH) madencilik payının %4,5, Kanada’da

%7,5, Avustralya’da %8,6, Çin’de %13, Hindistan’da

%15, BDT+Rusya Federasyonu’nda %14 seviyesinde

iken, Türkiye’de sadece yüzde 1,5 civarındadır.

Vakfımızın yaptığı stratejik çalışmaya göre, madenciliğin

GSMH içindeki payının %10’a yükselmesi için, 5+5

yılda 100 milyar dolar yatırım gerekmektedir. İlk 5 yılda,

50 milyar dolar yatırım ile, kurşun-çinko izabe tesisleri,

demir-çelik izabe tesisleri, nadir toprak oksitleri, maden

ve tesis yatırımı, atıklardan yan ürün kazanımı, porfiri

bakır yataklarının işletilmesi ve entegre tesislerinin kurulması,

altın ve gümüş entegre tesislerinin kurulması,

kömürün gazlaştırılması ve sıvı yakıt üretimi tesislerinin

kurulması, kömürden hidrojen üretimi araştırma ve pilot

tesislerinin kurulması, doğaltaş ve endüstriyel minerallerle

ilgili çalışmaların yapılması gerekir.

İkinci 5 yılda da, paslanmaz çelik, demir-çelik, bakır,

alüminyum, altın, gümüş, lityum, kömür ve bitümlü

şistlerden gaz, sıvı yakıt, hidrojen üretimi ve enerji

santralleri, kobalt, nikel, bor alaşımları, doğal taş ve

endüstriyel mineral üretimlerini sağlayacak madenlerin

işletilmesi ve entegre tesislerin kurulması için 50 milyar

dolar yatırım gerekir. Bu başarılabilirse, GSMH içindeki

madenciliğin payı %10 düzeyine yükselecektir.

Önemli bir maden potansiyeline sahip olan ülkemizde,

önerilen yatırımlar 5+5 yıl içinde yapıldığı takdirde,

ülkemizin yıllık maden üretimi ve entegre tesisler geliri,

ilk beş yılda, 70 milyar dolara, 10 yıl sonunda ise,

150 milyar dolara yükselecektir. Sanayi hammaddeleri

ve uç ürünlerin üretimi ile yerli sanayi gelişecek, ithal

ikamesi sağlanacaktır. Yan hizmetler ile birlikte en az

500.000 kişiye iş imkânı sağlanacak, kırsal kesimden

şehirlere göç önlenecektir. 10 yılda 100 milyar dolar yatırım

yapıldığında, maden ve entegre üretimler ile yıllık

madencilik ve entegre üretim geliri en az 150 milyar dolar

düzeyinde olacaktır. Bugün 97,8 milyar dolar olan

maden ve maden ürünleri ithalatımız, önerilen yatırımlar

gerçekleşirse, 5 yıl sonunda 40 milyar dolara, 10 yıl

sonunda ise 15 milyar dolara düşecektir. Görüldüğü gibi

5 yılda yapılacak yatırımlar sonucu, bugünkü değerlere

göre yaklaşık 58 milyar dolar, 10 yıl sonunda 25 milyar

dolar olmak üzere, ithalattan toplam olarak 83 milyar

dolar tasarruf sağlanacaktır.”

14 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 15



VAKIF’TAN HABERLER

Temiz enerji için de maden

şarttır

Basın toplantısında konuşan YMGV yönetim kurulu

üyesi İbrahim Halil Kırşan, uluslararası kuruluşların

organizasyonunda gerçekleştirilen Rio, Kyoto ve Paris

İklim Değişikliği ve Çevre Sözleşmeleri çerçevesinde,

hidrokarbonlardan yenilenebilir kaynaklara geçişe

odaklı bir enerji dönüşüm paradigmasının hem ülkemizde

hem de dünyada uygulanmakta olduğunu hatırlattı.

Bu dönüşüm için de kritik ve stratejik maden ve minerallere

giderek daha fazla ihtiyaç duyulduğunu söyleyen

Kırşan, “Hem yenilenebilir enerji komponentlerinde

hem de elektrikli araçlarda çok daha fazla maden kullanılmaktadır.

Bakır, alüminyum, nikel, lityum, kobalt ve

grafit gibi madenlere ihtiyaç, önümüzdeki dönemde altı

kat daha fazla olacaktır,” dedi.

Kırşan, ABD ve AB ülkelerinin bu stratejik mineral ihtiyacının

güvenli tedarikine dönük planlar yaptıklarını

ve ülkemizin de hızlı bir şekilde kendi kritik ve stratejik

maden ve mineral üretim planını hazırlaması gerektiğini

söyledi.

Maden yatırımlarını ülkemize

çekmeliyiz

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı yönetim kurulu

üyesi Dündar Ergunalp, Türkiye’nin maden yatırımları

konusunda maalesef cazip bir ülke olmadığını belirterek,

Kanada’daki Fraser Enstitüsünün her yıl yaptığı

madenciliğe yatırım cazibesi araştırmasının güncel sonuçlarını

şu şekilde özetledi:

“Hukuk sistemi, vergi sistemi, idari konulardaki belirsizlikler,

jeolojik veri tabanı, işçi-işveren ilişkileri, alt

yapı, çevre mevzuatı gibi toplam 15 farklı parametre

üzerinden yapılan bu değerlendirmeye göre, 2021 yılında

Türkiye 84 ülke arasında 60. sırada, yani pek de cazip

değil. Dahası, Türkiye yıllardır bu seviyelerde. ‘Yer altında

madenimiz var, yatırım yapıp çıkaralım’ demekle

olmuyor, öncelikle yatırım için uygun ortamın sağlanması

gerekiyor.”

Madenciler taahhütlerini yerine

getirmeli

YMGV yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Remzi Karagüzel,

toplantıdaki konuşmasında, 6 Şubat 2024 Kahramanmaraş

depreminde, bölgede bulunan 750 civarındaki

maden işletmesinde önemli bir hasar oluşmadığı bilgisini

verdi. Madencilik eğitimine de değinen Karagüzel,

ülkemizde yer altı kaynaklarımızın değerlendirilmesine

yönelik eğitim programlarının üniversiteler bünyesinde

bulunduğunu ve Anadolu’nun her tarafına yayıldığını

ancak çok sayıda mezun yetiştirilmesinden dolayı, bazı

okulların kapandığını, öğretim kadrolarının madencilik

başta olmak üzere, ülkenin sorunlarına çözüm üretmek

için değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Prof. Karagüzel, aramadan uç ürün elde edinceye kadar,

madenciliğin her aşamasında karşımıza çıkabilecek olası

sorunların ve bunlara karşı alınacak önlemlerin Çevresel

Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarında belirtildiğini

söyledi. Yatırımcının bu önlemleri almayı taahhüt ettiği

ve kamunun da bunu denetlediği bir faaliyette, olumsuz

bir durumun oluşmaması gerektiğini vurgulayan Karagüzel,

“Sorun bu taahhütlerin ve denetim görevinin hakkıyla

yerine getirilmemesinden kaynaklanıyor. Dünyada

çok güzel örnekler varken, ülkemizde maden üretiminden

şikâyet edilmesi kabul edilemez” dedi.

İklim değişikliği bir tuzak

Toplantıda, deprem konusuna da değinen Prof. Dr. Güven

Önal, doğal afetlerde can ve mal kayıplarının önlenmesinde

madenciliğin önemli bir rol oynadığını ifade

etti. ‘Deprem öldürmez, bina öldürür’ diyen Önal, binalarda

kullanılan madencilik ürünlerinin niteliğinin bina

yıkımlarında önemli olduğunu ve nitelikli ürünlerle yıkımların

yarıdan fazlasının önlenebileceğini belirtti.

Prof. Önal, iklim değişikliğine ilişkin bir soruya yanıt

verirken, iklim değişikliğinin gelişmiş Batı ülkelerinin

bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için hazırladıkları bir

tuzak olduğunu söyledi. Kömür başta olmak üzere hidrokarbonların

günah keçisi haline getirildiğini savunan

Önal, Paris İklim Anlaşmasının da kendisinden önceki

Rio ve Kyoto Sözleşmeleri gibi uygulanabilir olmadığını

ve onlarla aynı akıbete uğrayarak bir süre sonra unutulup

gideceğini iddia etti.

Başta madencilik sektörüne değer katan

emekçi kadınlar olmak üzere tüm kadınların

Dünya

Kadınlar Günü

Kutlu Olsun

16 SEKTÖRMADEN



VAKIF’TAN HABERLER

Cumhuriyet’in madenciliğe

sundukları

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı, Cumhuriyet’in 100. yılı kutlamaları kapsamında

“Cumhuriyet’in Madenciliğe Sundukları” konulu bir açık oturum düzenledi. 26 Ekim

2023 günü Maden Yük. Müh. Dündar Ergunalp’in moderatörlüğünde çevrimiçi olarak

gerçekleştirilen oturumda Dr. A. Vedat Oygür, Prof. Dr. Gülhan Özbayoğlu, Dr. Hüseyin

Avni Yazan, Maden Yük. Müh. Sabri Karahan ve Prof. Dr. Güven Önal Cumhuriyet’in

madenciliğe ve madenciliğin Cumhuriyet’e kattıkları üzerine konuştular. Açık oturumda

konuşmacılar özetle şu görüşleri dile getirdiler.

Güven Önal:

Tam bağımsızlık için madencilik

Büyük Atatürk milletin

önüne “muasır

medeniyetler seviyesine

yükselme”

hedefi koymuştu.

O dönemde yapılan

her devrimin ardında

bu hedef vardı.

Atatürk’ün düşüncesine

göre, Türkiye

yani Osmanlı, sanayi

devrimini ıskalamıştı. Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin

çağdaş uluslar düzeyine yükselebilmesi için bu sanayi

devrimini yapması gerekiyordu. İşte, Cumhuriyet’in ilk

dönemlerdeki tüm yatırım ve atılımlar bu felsefe üzerine

kurulmuştu. Cumhuriyet’in ilk döneminde hakikaten

Türkiye yıkılmış, yakılmış ve son derece kötü, çökmüş

bir durumdaydı, temel ihtiyaç maddeleri bile yoktu. Dolayısıyla

ilk aşamada birtakım fabrikalar, tesisler kurularak

bu temel ihtiyaçların tedariki gerekiyordu. Şeker

fabrikaları, bez fabrikaları böyle kuruldu, yani halkın

üzerinde giyecek bir şey bile yoktu. Bu temel maddeler

arasında tabi demir de vardı, işte Karabük’ün kurulma

nedeni budur. Özellikle ray yaparak demiryolunu Anadolu’nun

içine uzatma hedefi Karabük’ü kurdurmuştur.

Bunun yanı sıra, uçak endüstrisi daha dünyada da yeni

olduğu bir dönemde uçak fabrikaları kurulmuş, bu fabrikaların

yaptığı uçaklar uçmuştur da.

Atatürk’ün ölümünden sonra 2. Dünya Savaşı’na denk

gelen dönemde Türkiye önemli önceki gibi önemli yatırımlar

yapamadı, bütün kaynakları ülkeyi koruma, silahlanma

vesaireye harcadı. 1950’lere gelindiğinde maalesef

Türkiye’nin yönü değişti. Yani siyasi ve ekonomik

olarak tam bağımsızlık rayından çıkılarak ülke ekonomisi

dışarıya bağımlı hale getirildi. Sonrasında, rahmetli

Demirel döneminde de önemli yatırımlar yapıldı. Batı

dünyasının karşı çıkmasına rağmen, Sovyetler Birliği

teknolojisi ile Ereğli ve İskenderun demir çelik fabrikaları,

Seydişehir alüminyum, biri Elâzığ biri Antalya’da

olmak üzere iki tane ferrokrom tesisi, Mersin’de kromsan

ve Şişecam fabrikaları kuruldu. Bunların dışında,

çimento fabrikaları, barajlar, hidroelektrik ve sulama

projeleri de Demirel döneminde gerçekleştirildi.

Özetle, Cumhuriyet döneminin demek iki ayrı fazı var:

Birisi Atatürk dönemi ve cumhuriyetin kazanılması,

ikincisi de Demirel dönemindeki yatırımlar. 1950’lerden

itibaren Batı, Türkiye ekonomisini kendine bağımlı kılacak

şekilde yönlendirmiştir, örneğin alüminyum tesisi

kurmamızı engellemeye çalışmış, nükleer teknoloji geliştirmemizi

engellemiştir. Aynı durum bugün de devam

ediyor. Umuyorum ki Türk ulusu bu uykudan uyanıp bu

tuzağa bir daha düşmez, kendi kaderini tekrar kendi ellerine

alır.

Hüseyin Avni Yazan:

Karabük ulus yaratmak için

kurulmuş

Karabük’e dikkatli

bakmak gerek. Çünkü

onun kurulması salt

ekonomik amaçlarla

değil, daha derin bir

sebebi var. Karabük

1935’te kurulmuş.

Bence Karabük ulus

yaratmak için kurulmuş.

Yani ümmetten

millet yaratmak için.

Nasıl yaratıyor Karabük çelikten milleti? Ray yaparak,

demir yollarını kurarak. Yurt dışına borcumuz var, onu

ödememiz lazım. Onun için Mustafa Kemal madenciliğe

önem vermiş, madenciliği çalıştırmış. MTA’yı, Etibank’ı,

Sümerbank’ı kurmuş, Karabük’ü kurmuş.

Peki, ümmetten millet yaratmak nasıl olur? Edirne’deki

adam kalksın en kısa zamanda Ankara’ya gelebilsin,

İstanbul’a gidebilsin, Doğu’ya gidebilsin. İnceledim gelişmiş

ülkeler hep ray yaparak o rayların üzerinde trenleri

yürüterek ekonomilerini geliştirmişler. Karabük’ün

kurulma sebebi de tam olarak bu. Fakat 1950’lerden

sonra birileri çıkmış, “demiryolu komünist işidir, biz yol

yapacağız,” demiş, demiryolu yapmaktan vazgeçilmiş,

Karabük de ray yerine inşaat demiri yapmaya başlamış.

Bir de, Malatya’da Hasan Çelebi’de büyük bir demir

cevheri rezervi var. Yurt dışına gitmiş Türk madencilerden

uzmanlar getirdik, Hasan Çelebi’ye küçük bir köy

kurduk, o köyde MTA’nın küçüğünü kurduk. En yeni

ekipmanlarla, aletlerle donattık, araştırma yapacak, sırf

demir-çelik üzerine çalışacaktı. Onu da gereksiz diye

kapattılar. 28 kişi çalışıyordu Hasan Çelebi’de, onları da

işten çıkarıp dağıttılar.

Yani bugün halkımız hala ümmet olmaktan kurtulup

millet olamamışsa bunun en büyük nedeni ray yapaktan

vazgeçişimizdir. Cumhuriyet’in devrimlerini sürdüremedik,

değerlerini yeni kuşaklara aktaramadık, sanayimizi

geliştiremedik, ekonomik bağımsızlığımızı koruyamadık.

Bugünkü halimizin nedeni budur.

Sabri Karahan:

Cumhuriyet’in maden devrimini

sürdüremedik

Ben Cumhuriyet’in

maden devrimini yaşadım

diyebilirim. Ergani

Bakır’da büyüdüm.

Oradaki tesisi, oradaki

tarihi yaşadım. Yarattığı

gelişmeyi yaşadım.

Azıcık onu anlatmaya

çalışacağım. Ergani

Bakır’da aslında tarihten

bu yana kesintilerle

de olsa Roma tarihinde de Osmanlı tarihinde de devamlı

üretim yapılmıştır.

Atatürk’ün madenciliğe verdiği önemin ardında sadece

mali kaynak yaratma kaygısı yoktu. Elbette ilk yıllarda

birincil amaç borç ödeyecek kaynak yaratmaktı ama

madencilik devriminin esas amaçları arasında ekonomik

bağımsızlığı güvenceye almak, istihdam yaratmak, toplumsal

dönüşüm sağlamak da vardı. 1924’teki İzmir İktisat

Kongresinde zaten bu açıkça öngörülmüştü. Yerli

sanayi ve ona yerli hammadde sağlayacak madenciliğin

geliştirilmesi aynı zamanda toplumsal bir dönüşüme de

katkı sağlıyordu. Cumhuriyetin bu dönemde anlayış şu

idi: Bir tesisi kuruyorsak ve o tesis orada sosyal hayata da

örnek olmalı diye. Cumhuriyet bunu tasarlamıştı. Ergani

bunun en güzel örneğidir. O zaman 3 bin işçi çalışıyordu.

Misafirler, mühendisler, bekar mühendisler Alman binası

diye bir binada kalırdı. Gayet modern, bakımı, temizliği

kaliteli bir misafirhane. Müdür evi fabrikadan aşağı yukarı

1 kilometre mesafedeydi. Konferans salonundan tenis

kortuna, sağlık ocağından iki ilkokul ve bir orta okuluna

kadar adeta modern bir şehir gibiydi. Danslı ve müzikli

toplantılar, yılbaşı ve bayram kutlamaları, balolar yapılırdı.

Maden bölgenin çehresini değiştirdi, eğitim ve kültür

seviyesini artırdı.

Ergani ve Cumhuriyet’in diğer maden işletmeleri madencilik

eğitimi açısından da bir okul gibiydi. Hemen

hemen bütün mühendisler bu madenlerde yetişiyordu.

Böyle bir devrim gerçekleşmişti. Ama maalesef sonu

kötü oldu, yanlış siyasi tercihlerden ötürü bu devrim

sürdürülemedi.

18 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 19



VAKIF’TAN HABERLER

Vedat Oygür:

Madenciliğin beşiği Anadolu

Yani dünyada madenciliğin

başladığı

yer Anadolu toprakları.

Bizim Ergani’deki

Çayönü ilk

bakır madenciliğinin

yapıldığı yer. İlk

kapalı bakır ocakları

Türkiye’de, Tokat

civarında. Dünyada

demirin temelden

eritilip de demir olarak

dökülmesi ilk defa Anadolu’da, Hititler yapıyorlar.

Tarihin ilk maden ruhsatının belgeye geçtiği yer de yine

bu topraklarda. Yani çok önemli dünya madencilik tarihi

açısından Anadolu’nun yeri. Fakat biz nedense bir türlü

Anadolu’yu öne çıkaramıyoruz. Ama her konuda bu

böyle. Madencilikte de öyle.

Osmanlı’nın ilk fethettiği yerler hep madencilikte yeri

olan yerler. Nerelerde büyük, bol maden var hep oraları

fethediyorlar önce. Yani çok önem veriyor o dönem

madenciliğe. Fakat sonradan ilerleme döneminde artık

madenciliği bırakıyorlar. Ondan sonra zaten, ne yazık ki,

madencilik neredeyse bitme noktasına geliyor.

Ama cumhuriyet kurulunca, madencilik tekrar hak ettiği

önemi kazanıyor. 1920’lerden itibaren çalışmalar başlıyor.

1933 yılında ilk resmi madencilik kurumu oluşturuluyor.

Bir tarafı petrol arama ve işletme idaresi, bir

tarafı da altın arama ve işletme idaresi. 1935’te o zamanki

adıyla Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü kuruluyor,

onun tespit ettiği madenleri çıkarıp işlemek üzere

Etibank ve Sümerbank kuruluyor. Tabii Cumhuriyet çok

ileri görüşlü. MTA, Türkiye’de madencilik çalışmalarına

personel yetiştirecek bir akademi olarak düşünülüyor.

O dönemden itibaren madencilikte çok büyük bir gelişme

başlıyor. Fakat bu dönem ne yazık ki bu çok uzun

sürmüyor. II. Dünya Savaşı’nın ardından ülkenin siyasi

rotası değişiyor, kendi topraklarımız üzerindeki bütün

kontrolü kaybediyoruz ve bir yerde bize verilen talimatları

yerine getirir hale geliyoruz.

20 SEKTÖRMADEN

Gülhan Özbayoğlu:

Kadın madenciler Cumhuriyet’e

çok şey borçlu

Tarihsel belgelerde

ilk kadın maden

mühendisi 1562’de

Fransa’da görülüyor.

Dünyada maden mühendisliğinde

hem

eğitim hem de çalışma

alanında kadınların

kabulü çok zor olmuş.

Amerika Birleşik

Devletleri’nin en tanınmış

üniversitelerinden bir tanesi Colorado School

of Mines 1874’te ne ırk ne cinsiyet farkı gözetmeksizin

eğitime başlıyorum dediği halde ilk kadın maden

mühendisini 1903’te mezun ediyor. İkincisi 1920’de,

üçüncüsü de 1969’da. O bakımdan Türkiye çok büyük

bir aşama kaydetmiş.

Mesela Türkiye’de 1953’te İstanbul Teknik Üniversitesi

kadın talebe kabul ettiği halde Avusturalya 1986’da,

Güney Afrika 1994’te, Hindistan 2003’te ilk mezununu

verdi. Türkiye’de, Atatürk’ün getirdiği avantajlar

çerçevesinde kadınlara çok büyük bir vizyon açıldı ve

kadınların madenlerde çalışma olanağı arttı. Kadınların

maden mühendisliği okumasında bir kısıtlama yoktu, fakat

mesleğin zor olması, ağır olması ve de kadınların doğurganlık,

çocuk bakımı gibi üstlendikleri görevler yine

de engel teşkil ediyordu. Dünyada kadınların madenlerde

çalışmasını engelleyen kanunlar da vardı. Halen

Tunus, Fas ve Arjantin gibi ülkelerde bu yasak devam

ediyor. Bizde de kadınların yer altında çalışması yasaktı.

Maden Mühendisleri Odası bunun mücadelesini

verdi ve 2012 yılında maden mühendisi kadınlar için

bu yasak kaldırıldı.

Şu anda kadınlar maden mühendisliğinin her alanında

çalışabilmekteler. Fakat sektörde çalışan kadın sayısına

baktığımızda durum pek de iç açıcı görünmüyor. İki

sene önceki rakamlara göre, aktif çalışan kadın maden

mühendisi oranı yalnızca yüzde 13. Mezun sayılarına

baktığımızda ise, 2021’de üniversitelerden 321 maden

mühendisi mezun olmuş, bunun sadece 42’si kadın.

Yani madencilikte kadın erkek eşitliğini sağlamak için

daha almamız gereken yol var.

TS EN ISO/IEC 17025

ISO 9001:2015

ISO 14001:2015

OHSAS 18001:2007

Accredited Laboratory

İ.O.S.B. Ağaç İşleri Sanayi Sitesi

1354. Cadde 1358. Sokak No: 43-45

İvedik-Yenimahalle / Ankara - TURKEY

T: +90.312 395 77 95 • F: +90.312 395 77 96

www.argetest.com • info@argetest.com



VAKIF’TAN HABERLER

TV programları ve tanıtım etkinlikleri

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı, madenciliği tanıtım çalışmalarını ve eğitim seminerlerini 2024 yılında

da sürdürüyor. Öncekilere ilave olarak, Şubat ayından itibaren 4 yeni program ayda bir çevrimiçi olarak

gerçekleştirilmeye başlandı. Bu programlar şunlar:

Madenciler ile Sohbet (Moderatör: Mad. Yük. Müh. Sümeyra Eşgün)

Maden İşletmelerinin Tanıtımı (Moderatör: Mad. Yük. Müh. Nursun Şirvancı)

Maden Makinaları Üreticilerinin Tanıtımı (Moderatör: Mad. Müh. Merve Harzadin Nazikoğlu)

Yer Bilimleri Öğrencileri ile Sohbet (Moderatör: Şeyda Çağlayan)

2 Ocak 2024

Bloomberg HT- “Maden Dünyası”

Konu: Türkiye ve Dünya’da Çinko

Konuk: Selim Ergüder - Uluslararası Çinko ve

Kurşun Çalışma Grubu Üyesi

10 Ocak 2024

Eğitim Semineri

Konu: Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv

Raporlama Kodu

Eğitmen: Ahmet Şentürk, UMREK Yetkin Kişisi

13 Ocak 2024

Bloomberg HT- “Yaşam ve Maden”

Konu: Yeşil Dönüşüm, Cari Açık ve Madencilik

Konuklar: Mehmet Yılmaz, Türkiye Madenciler

Derneği 2. Başkanı,

Maden Platformu Sözcüsü, Altın

Madencileri Derneği Başkanı ve Tuğba

Özay, Şarkıcı, Oyuncu ve Sunucu

16 Ocak 2024

Bloomberg HT- “Maden Dünyası”

Konu: Madencilik Kaynaklı Cari Açık

Konuk: Hasan Yücel, YMGV Yön. Kur. Bşk.

Yardımcısı. .

18 Ocak 2024

Ekotürk – “Ali Çağatay ile Ana Haber Bülteni”

Konu: Madenlerin Ekonomideki Önemi

Konuk: Prof. Dr. Güven Önal, Yurt Madenciliğini

Geliştirme Vakfı Başkanı

20 Ocak 2024

Bloomberg HT-“Yaşam ve Maden”

Konu: Yeşil Dönüşüm, Cari Açık ve Madencilik

Konuk: Mehmet Yılmaz, Türkiye Madenciler

Derneği 2. Başkanı, Maden Platformu

Sözcüsü, Altın Madencileri Derneği

Başkanı ve Tuğba Özay, Şarkıcı, Oyuncu

ve Sunucu

27 Ocak 2024

Bloomberg HT- “Yaşam ve Maden”

Konu: Madenlerin Önemi ve Gerekliliği

Konuk: Mad. Yük. Müh. İsmet Kasapoğlu,

Türkiye Madenciler Derneği eski başkanı

ve Dr. Şeref Oğuz, Nasıl Bir Ekonomi

Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı

30 Ocak 2024

Bloomberg HT- “Maden Dünyası”

Konu: Deprem Gerçeğinde Agrega’nın Önemi

Konuk: Temel Yaz, Agrega Üreticileri Birliği

Yönetim Kurulu Başkanı

6 Şubat 2024

Madenciliği Tanıtım Toplantıları (Çevrimiçi)

Konu: Madencilerle Sohbet

Moderatör: Sümeyra Eşgün

7 Şubat 2024

Eğitim Semineri (Çevrimiçi)

Bilfer Madencilik ve Turizm A.Ş.

Konu: Maden ve Cevher Hazırlama Tesisi Proje

Esasları

Eğitmen: Prof. Dr. Güven Önal, Yurt Madenciliğini

Geliştirme Vakfı Başkanı

12 Şubat 2024

Eğitim Semineri (Çevrimiçi)

Bilfer Madencilik ve Turizm A.Ş.

Konu: Cevher Hazırlama Tesislerinin

İşletmeciliği ve Kritik Denetim Noktaları

Eğitmen: Prof. Dr. Güven Önal, Yurt Madenciliğini

Geliştirme Vakfı Başkanı

13 Şubat 2024

Bloomberg HT - “Maden Dünyası”

Konu: Türkiye’de Madencilik Nasıl Gelişir?

Konuk: Mad. Yük. Müh. Sümeyra Eşgün, Meyra

Madencilik Yönetim Kurulu Başkan

Yardımcısı

13 Şubat 2024

Madenciliği Tanıtım Toplantıları

Konu: Maden Makinaları Üreticilerinin Tanıtımı -

Ortadoğu Sondaj

Moderatör: Merve Harzadın Nazikoğlu

14 Şubat 2024

Eğitim Semineri (Çevrimiçi)

Bilfer Madencilik ve Turizm A.Ş.

Konu: “Madenlerde ve Tesislerde Maliyet

Denetimi ve Maliyet Düşürme Teknikleri”

Eğitmen: Prof. Dr. Güven Önal, Yurt Madenciliğini

Geliştirme Vakfı Başkanı

15 Şubat 2024

Eğitim Semineri

Bilfer Madencilik ve Turizm A.Ş.

Konu: Madencilik ve Cevher Hazırlamada

Yenilikler

Eğitmen: Prof. Dr. Güven Önal, Yurt Madenciliğini

Geliştirme Vakfı Başkanı

19 Şubat 2024

Eğitim Semineri

Bilfer Madencilik ve Turizm A.Ş.

Konu: İş Sağlığı ve Güvenliği (Yeraltı ve Açık

İşletme)

Eğitmen: Selim Akyıldız, Maden Mühendisi A Sınıfı

İş Güvenliği Uzmanı

5 Mart 2024

Madenciliği Tanıtım Toplantıları (Çevrimiçi)

Konu: Madencilerle Sohbet

Moderatör: Sümeyra Eşgün

7 Mart 2024

(Çevrimiçi)

Konu: Dünya Kadınlar Günü -

Kadın Madenciler Söyleşisi

Moderatör: Esin Şişman

12 Mart 2024

Madenciliği Tanıtım Toplantıları (Çevrimiçi)

Konu: Maden Makinaları Üreticilerinin Tanıtımı

Firma: - “Ersencer Makina” (Talpa

Makina San. ve Tic. A.Ş.

Moderatör: Merve Harzadın Nazikoğlu

19 Mart 2024

Madenciliği Tanıtım Toplantıları (Çevrimiçi)

Tümad Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Konu: Sürdürülebilirlik Yaklaşımı ve Sorumlu

Madencilik Uygulamaları

Konuk: Bilge Küçükaytan, Entegre Yönetim

Sistemleri ve Sürdürülebilirlik Müdürü

Moderatör: Mad. Yük. Müh. Nursun Şirvancı

Reklam kampanyaları

22 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 23



TÜRKİYE’DEN HABERLER

NTE’ler ekonomik kalkınma

için kritik

MTA Genel Müdürlüğü, Munzur Üniversitesi

Nadir Toprak Elementleri Uygulama ve

Araştırma Merkezi ve Sanayi Genel Müdürlüğünün

ortaklığıyla yürütülen AB destekli “Türkiye’nin

Nadir Toprak Elementlerinin Araştırma ve İnovasyon

Kapasitesini Geliştirme Projesi” (NTE Projesi)

kapsamında düzenlenen Nadir Toprak Elementleri Uluslararası

Zirvesi 21-22 Şubat 2024 tarihlerinde Ankara’da

gerçekleştirildi.

sadece bir tercih değil, zorunluluk olduğunu ifade eden

Kacır, bu elementlerin yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesinde

vazgeçilmez rol oynadığını ve sürdürülebilir

inovasyon ile yeşil ve dijital dönüşümün kapılarını araladığını

belirtti.

Dünyanın en büyük ikinci NTE

rezervi Eskişehir’de

Türkiye’de NTE sektöründeki önemli gelişmeler, proje

kapsamında gerçekleştirilen faaliyetler ve elde edilen

ilerlemeleri paylaşmak amacıyla proje paydaşları rak elementi rezervinin Eskişehir’in Beylikova ilçesin-

694 milyon tonla dünyanın en büyük ikinci nadir top-

ile ulusal ve uluslararası sektörel uzmanların bir araya de keşfedildiğini ve bu rezervi işleyecek pilot tesisin de

geldiği zirvede, yenilenebilir enerji sistemleri, elektrikli geçen yıl açıldığını bildiren Bakan Kacır, “Bu stratejik

er ekonomik kalkınma için kritik

araçlar, dijital teknolojiler ve havacılık gibi sektörlerdeki

kullanımı Üniversitesi ile Nadir NTE’lerin Toprak en Elementleri önemli kritik Uygulama hammadde-

ve Araştırma bağımlılığını azaltmanın yanında bizi nadir toprak ele-

üretim kabiliyeti kritik ham maddelerde ülkemizin dışa

ürlüğü, Munzur

Genel Müdürlüğünün ortaklığıyla yürütülen AB destekli “Türkiye’nin Nadir Toprak

aştırma ve

ler

İnovasyon

arasında

Kapasitesini

olduğu

Geliştirme

ve bu bakımdan

Projesi” (NTE

Türkiye’nin

Projesi) kapsamında

ekonomik

kalkınması Uluslararası için Zirvesi kilit 21-22 bir Şubat rol oynadığı 2024 tarihlerinde vurgulandı. Ankara’da haline getirecek.” şeklinde

mentleri tedarik zincirinde önemli bir küresel oyuncu

Toprak Elementleri konuştu.

Elektrik üretiminde kömür

tahtını koruyor

BU HABER İÇİN GEREKİRSE GÖRSEL OLARAK KÖMÜR

*** Başlık: Elektrik üretiminde kömür tahtını koruyor

2022 Enerji yılı Günlüğü sonu verisine web sitesi göre ve 2,9 uluslararası GW’lık danışmanlık artış anlamına kuruluşu Kea

geliyor. – Türkiye’nin Bunun yüzde En Büyük 30’luk Elektrik kısmını Üreticileri hidroelektrik Raporu’nun santraller

oluşturuyor. Doğal gaz santrallerinin payı yüzde

beşincisi y

devi Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) 21.802 MW’lik üretim kapas

MWe’lik kapasite ile ikinci sırada yer alan ENKA’yı, 3.792 MWe se

24, yerli kömür santrallerinin payı yüzde 11, ithal kömür

E.ON ile Sabancı Grubu ortaklığı Enerjisa izliyor.

santrallerinin payı yüzde 10 seviyelerinde bulunuyor.

Kurulu ***Ara gücün başlık: yüzde Kömürün 11’i rüzgâr, kurulu yüzde güçteki 11’i payı güneş, yüzde yüz-20de 2’si jeotermal santrallerinden oluşuyor. Geriye kalan

üretimd

yaklaşık MW100 yüzde araştırmasına 3’lük kısım göre, ise Türkiye’nin sıvı yakıt, işletmedeki atık ısı gibi elektrik üre

çeşitli itibarıyla kaynak toplam türlerine 106,7 ait. gigavat (GW). Bu rakam, 103,8 GW’lık 2022

artış anlamına geliyor. Bunun yüzde 30’luk kısmını hidroelektrik

Türkiye’nin santrallerinin brüt payı elektrik yüzde 24, üretimi yerli kömür 2023 yılında santrallerinin 326,3 payı yüzde

yüzde 10 seviyelerinde bulunuyor. Kurulu gücün yüzde 11’i rüz

TWh düzeyinde gerçekleşerek 2022 yılına kıyasla yüzde

jeotermal santrallerinden oluşuyor. Geriye kalan yaklaşık yüzde 3’l

çeşitli

0,1 arttı.

kaynak

Brüt

türlerine

elektrik

ait.

üretiminin yüzde 36’lık kısmı

ithal (yüzde 22) ve yerli (yüzde 14,2) kömür santrallerinden

Türkiye’nin elde edilirken, brüt elektrik ikinci üretimi sırada 2023 yüzde yılında 21’lik 326,3 pay TWh ile düzeyind

doğal yüzde gaz 0,1 santralleri arttı. Brüt elektrik yer aldı. üretiminin Brüt elektrik yüzde üretiminin 36’lık kısmı ithal (yüz

yüzde santrallerinden 20’lik kısmı elde jeotermal, edilirken, güneş ikinci sırada ve rüzgâr, yüzde yüzde 21’lik pay ile d

20’lik elektrik kısmı üretiminin hidroelektrik, yüzde 20’lik kalan yüzde kısmı jeotermal, 3’lük kısmı güneş ise ve rüzgâr

kalan yüzde 3’lük kısmı ise sıvı yakıt ve atık ısı gibi çeşitli kaynakla

sıvı yakıt ve atık ısı gibi çeşitli kaynaklardan sağlandı.

ektöründeki Zirvede önemli gelişmeler, konuşan proje Sanayi kapsamında ve Teknoloji gerçekleştirilen Bakanı faaliyetler Mehmet ve elde Avrupa Birliği desteğiyle yürütülen NTE Projesi ile de

paylaşmak Fatih amacıyla Kacır, proje Türkiye’nin paydaşları ile gelecekte ulusal ve uluslararası 5G teknolojilerinden

sektörel uzmanların ulusal AR-GE kapasitelerini güçlendirdiklerini vurgulayan

Kacır, “Ülkemizde sürdürülebilir bir NTE tedarik

rvede, yenilenebilir enerji sistemleri, elektrikli araçlar, dijital teknolojiler ve havacılık

uçan akıllı mobilite sistemlerine kadar birçok alanda

kullanımı ile NTE’lerin en önemli kritik hammaddeler arasında olduğu ve bu

’nin ekonomik büyük kalkınması atılımlar için kilit gerçekleştireceğini bir rol oynadığı vurgulandı. ve bunun da kritik zincirinin kurulmasına zemin oluşturuyoruz. NTE’leri

Sanayi ve malzeme Teknoloji ve Bakanı ham Mehmet maddelere Fatih sürdürülebilir Kacır, Türkiye’nin erişimi gelecekte sağlamayla

mobilite mümkün sistemlerine olacağını kadar söyledi. birçok NTE’lere alanda büyük erişimin atılımlar şüm yapabilecek laboratuvar ve merkezleri ülkemize ka-

5G katma değeri yüksek ürünlere dönüştürecek, geri dönü-

uçan akıllı

i ve bunun da kritik malzeme ve ham maddelere sürdürülebilir erişimi sağlamayla zandırıyoruz. Proje kapsamında MTA Genel

Müdürlüğü bünyesinde NTE e-atık geri

ı söyledi.

n sadece

orunluluk

dönüşüm altyapısı inşa ediyoruz. Munzur

en Kacır,

Üniversitesi NTE Uygulama ve Araştırma

Merkezi bünyesinde kurulan cevher

yenilikçi

zenginleştirme ve AR-GE tesisini destekliyoruz.

ynadığını

İki tesisin de üretime geçmesiyle

novasyon

NTE’lerde dışa bağımlılığımızı azaltacağız.

2 milyar dolara yakın ciroya ve 1,5

dijital

kapılarını

milyar dolarlık ihracat kapasitesine ulaşan

ünyanın

rüzgâr enerjisi sanayisi başta olmak üzere

ci NTE

birçok sektörün ihtiyaç duyduğu ve halihazırda

’de

tamamını ithal ettiğimiz mıknatısları

üretme kabiliyeti elde edeceğiz,” dedi.

dünyanın

dir toprak elementi rezervinin Eskişehir'in Beylikova ilçesinde keşfedildiğini ve bu

ilot tesisin de geçen yıl açıldığını bildiren Bakan Kacır, “Bu stratejik üretim kabiliyeti

Enerji Günlüğü web sitesi ve uluslararası danışmanlık

kuruluşu Kearney tarafından hazırlanan

MW100 – Türkiye’nin En Büyük Elektrik Üreticileri

Raporu’nun beşincisi yayınlandı. Araştırmaya

göre, kamu devi Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) 21.802

MW’lik üretim kapasitesiyle zirvede yer alıyor. 3.978

MWe’lik kapasite ile ikinci sırada yer alan ENKA’yı,

3.792 MWe seviyesindeki kurulu gücü ile Alman E.ON

ile Sabancı Grubu ortaklığı Enerjisa izliyor.

24 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 25

lerde ülkemizin dışa bağımlılığını azaltmanın yanında bizi nadir toprak elementleri

önemli bir küresel oyuncu haline getirecek.” şeklinde konuştu.

Kömürün kurulu güçteki payı

yüzde 20, üretimdeki payı yüzde 36

MW100 araştırmasına göre, Türkiye’nin işletmedeki

elektrik üretimi kurulu gücü, 2023 yıl sonu itibarıyla

toplam 106,7 gigavat (GW). Bu rakam, 103,8 GW’lık

(Kaynak: MW100 2023 Raporu)



TÜRKİYE’DEN HABERLER

Bingöl’de demir cevheri

üretimi için geri sayım başlıyor

Türkiye’nin en büyük demir cevheri üreticisi Ermaden,

Bingöl-Avnik mevkiinde bulunan demir

madeni sahasında yaklaşık 550 milyon dolarlık

yatırımla kurulacak peletleme yatırımında inşaat faaliyetine

başlıyor.

OYAK Grubuna bağlı Ermaden’in bölgede yüzde 80’i

tamamlanan sondajlı aramalarında 250-300 milyon ton

civarında manyetit demir cevheri potansiyeli tespit edildi.

Bu kaynağın işlenerek Türkiye ekonomisine kazandırılması

için sahada mobilizasyon aşamasına geçildi.

Burada kurulacak tesis yine OYAK’a bağlı Erdemir’in

hammadde ihtiyacının büyük bir kısmının milli ve yerli

kaynaklardan karşılanmasını sağlayacak.

OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem, bölgede

tespit edilen 250-300 milyon ton rezervin 30-35 yıl

yetecek miktarda olduğunu belirterek şu bilgileri verdi:

“Erdemir, bölgede yapılacak bu stratejik yatırımla geriye

entegrasyonda büyük bir adım atarak en önemli

Çayeli Bakır’ın

“Temel Madencilik Eğitimi”

13. yılında

Çayeli Bakır İşletmeleri’nin yürüttüğü “Temel

Madencilik Eğitimi” projesi 13 yıldır ara vermeden

devam ediyor.

Çayeli Bakır, 2010 yılından bu yana, Çayeli İlçe Milli

Eğitim Müdürlüğü ile iş birliği içerisinde, Madenli

Beldesi’ndeki istihdama ulaşmak isteyen gençlere yönelik

“Temel Madencilik Eğitimi” programını yürütüyor.

Yer altı ve yer üstü tesislerinde 8 ay süren eğitimlerde

teorik eğitimlerin yanında iş başında uygulamalı

eğitimler de alan katılımcılar, öğrendiklerini maden

ham madde kaleminde dışa bağımlılığı ciddi anlamda

azaltacak. İnşaat sürecinde 2 bine yakın kişiye, faaliyete

geçtiğinde de yaklaşık bin kişiye istihdam sağlayacak tesis,

önemli bir ekonomik değer yaratacak. Bingöl Avnik

Peletleme Tesisi’nin tamamlanmasının ardından pelette

kendine yetebilirlik oranımızı yüzde 25-30 bandından

yüzde 80-85’e, toplam demirli hammaddede ise yüzde

15-20’den yüzde 40-45 bandına çıkarmayı hedefliyoruz.”

Ermaden’in çelik üretiminde hammadde arz güvenliğini

ve kendine yetebilirlik oranını artıracak olan tesisin, ithal

pelet kullanımının azaltılması ile yerli ekonomiye katkı

sağlaması da hedefleniyor. Elde edilecek yüksek kârlılıkla;

son yıllarda çelik sektörünü derinden etkileyen ticaret

kotaları, emisyon ticaret sistemleri, emtia krizleri ve

tedarik zincirindeki bozulmaların etkilerini hafifletecek

olan peletleme tesisi, grubun rekabet gücüne ve sürdürülebilirliğine

de katkı sağlayacak.

sahasında deneyimleme imkanı buluyor. Program

sonunda katılımcılara, Madencilikte İlk Yardım, Kaldırma-Yükleme,

İş Kamyonu, Mekanize Metal Madenciliği

ve Bakımı konularında sertifikalar veriliyor.

Bugüne kadar yapılan eğitimlerle 152 mezun veren

program, katılımcılara toplamda 600 adet resmi mesleki

yeterlilik belgesi kazandırdı. Sertifika alanların

yüzde 75’i madencilik sektöründe olmakla üzere istihdam

imkanına kavuştu.

MAPEG’de görev değişikliği

Maden İşleri Genel Müdürlüğünde 24 Şubat 2024 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararı ile değişiklikler yapıldı.

Karara göre, Genel Müdür Yardımcıları Kazım Özgür, Bayram Arı ve Sami Sarıyıldız görevden alınırken,

Mehmet Ali Özen ve Devran Ünlü Genel Müdür Yardımcısı olarak atandılar.

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı ve Sektörmaden dergisi olarak, yeni Genel Müdür Yardımcılarına görevlerinde

başarılar diliyoruz.

Mehmet Ali Özen

1968 yılında Konya’da doğan Mehmet Ali Özen Dokuz

Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye

bölümündeki lisans eğitimini 1992 yılında tamamladı.

BELTAŞ ve ESGAZ gibi belediye kurumlarında ve

BOTAŞ’ta çeşitli görevlerde çalıştıktan sonra 2006 yılından

itibaren Maden İşleri Genel Müdürlüğünde (Mİ-

GEM) İdari İşler Şube Müdürü, Mali İşler Şube Müdürü,

Devlet Hakları Koordinatörü ve Mali Yükümlülükler Dairesi

Başkanı olarak görev yaptı. 22 Şubat 2024 tarihinde

MAPEG Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı.

Devran Ünlü

1981 yılında İstanbul’da doğan Devran ÜNLÜ, Başkent

Üniversitesi Hukuk Fakültesinde lisans ve Londra’daki

Kingston Üniversitesinde uluslararası hukuk alanında

yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2006 yılında hazine

avukatı olarak göreve başlayan ÜNLÜ, 2016 yılında

Hazine ve Maliye Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı

olarak atandı. 2021 yılından itibaren Bakırköy Ticaret

Mahkemesinde ve sonrasında Adalet Bakanlığı Mevzuat

Genel Müdürlüğü’nde hakim olarak çalıştı. ÜNLÜ, 22

Şubat 2024 tarihinde MAPEG Genel Müdür Yardımcılığına

getirildi.

Madenin ne olduğunu ve nerelerde kullanıldığını

öğretmek, bilinçlendirmek ve kamuoyu yaratmak

amacı ile çocuklarımızın yararlanabileceği ilkokul

çağındaki çocuklara hitabeden bir kitaptır.

ymgv@ymgv.org.tr Tel: 0 212 246 20 81

26 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 27



TÜRKİYE’DEN HABERLER

2023 çimento üretimimiz

81 milyon tonu aştı

TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih

Yücelik çimento sektörünün, Cumhuriyetin 100.

yıl dönümü olan 2023 yılı faaliyet sonuçları ve

2024 yılı hedeflerini paylaşmak için düzenlenen toplantıda

konuştu. Yücelik, dünyanın beşinci, Avrupa’nın lider

üreticisi olan Türk çimento sektörünün 2023 yılında üretiminin

yüzde 10,5 artışla 81,5 milyon tona ulaştığını belirterek

şunları kaydetti: “2023 yılı son çeyreğinde yüzde

10,8 büyüyen inşaat sektörü, yılı yüzde 7,8 büyüme ile

tamamladı. 2024 yılında, geçen yılki iç satış rakamlarının

üzerinde ilave bir artışın yaşanmayacağını öngörüyoruz.”

Toplantıda verilen bilgilere göre, Türk çimento sektörü

aynı zamanda çimento ve klinker toplamında dünyada

ikinci büyük ihracatçı konumunda yer alıyor ve 100’den

fazla pazara hizmet veriyor. 120 milyon tona eş değer

çimento kapasitesine sahip olan sektör, Türkiye geneline

yayılan 56 entegre ve 21 öğütme olmak üzere toplam

77 fabrikada üretim yapıyor. 2023’te yüzde 18 düşüşle 1

milyar 265 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştiren

sektörün toplam cirosu ise iç satışlardaki ve dolar kurundaki

artışla yaklaşık 4,7 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Çimentocular belediyelerin

atıklarına talip

Çimento üretiminde en büyük maliyet kaleminin enerji

olduğunu belirten Fatih Yücelik, Avrupa’da üretim maliyetinin

Türkiye’den az olmasının nedeninin kömür yerine

yüzde 80-90 evsel veya çevresel atık kullanmalarından

kaynaklandığını söyledi. Yücelik, “Bizim fabrikalarımız

da buna hazır ama atığımız yok. Bizde hâlâ çöpler

ayrışmadığı için ithal kömür odaklı gidiyoruz. Çimento

fabrikaları aslında doğal bertaraf yerleridir. Bütün atıkları

bertaraf edebilir. Kömür için yurt dışına para veriyorum.

Bu cari açığa neden oluyor. Eğer biz o atıkları kullanabilirsek

o kadar az kömür tüketmiş oluruz. 120 dolarlık ithal

kömür yerine 40-50 dolarlık atığı tercih ederiz,” dedi.

Prof. Dr. Şinasi Eskikaya’yı kaybettik

İstanbul Teknik Üniversitesi emekli öğretim üyesi,

1991-97 arasında Maden Fakültesi dekanlığı da

yapmış olan Prof. Dr. Şinasi Eskikaya 12 Nisan 2024

tarihinde aramızdan ayrıldı. Eskikaya’nın cenazesi 14

Nisan günü İstanbul’da toprağa verildi.

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı ve Sektörmaden

dergisi olarak merhum Profesör Şinasi Eskikaya’ya

tanrıdan rahmet, ailesine sevenlerine ve madencilik camiamıza

baş sağlığı diliyoruz.

Şinasi Eskikaya kimdir

1935 Tokat doğumlu olan Şinasi Eskikaya 1961’de

İTÜMaden Fakültesi’nden yüksek mühendis olarak

mezun oldu ve bir yıl DSİ’de sondaj mühendisi olarak

çalıştıktan sonra 1964’te mezun olduğu okulda asistan

olarak akademik kariyerine başladı. 1970 yılında

İngiltere Newcastle Üniversitesi

Maden Mühendisliği Bölümünde

doktorasını tamamlayan

Eskikaya İTÜ Maden

Fakültesinde 1976’da Doçent,

1980’de Profesör oldu. Maden

Mekanizasyonu Teknolojisi

Anabilim Dalı Başkanlığı, Bölüm

Başkan Yardımcılığı, İTÜ

Fen Bilimleri Enstitüsü Başkan Yardımcılığı ve iki dönem

Maden Fakültesi Dekanlığı yapan Prof. Eskikaya

lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesinde sayısız

öğrenci yetiştirmiş, çok sayıda bilimsel ve endüstriyel

projeye katkıda bulunmuş, Türkçe ve yabancı dilde

çok sayıda makale ile iki kitaba çevirmen ve 6 kitaba

editör olarak imza atmıştı.

Doğaltaş sektörünün hedefi

dünya lideri olmak

Doğaltaşta bir ülke üretim, makine ve teknolojilerinde ne kadar

gelişmişse dünya pazarındaki konumu da o kadar yüksek oluyor. Bu

bakımdan, Türk doğaltaş sektörünün hedefi hem mermer-doğaltaş

makine üreticiliğinde hem de mermer-doğaltaş madenciliğinde dünya

lideri konumuna gelmek.

Tüm Mermer Doğaltaş

ve Makineleri

Üreticileri Birliği

(TÜMMER) Başkanı Hanifi

Şimşek, doğaltaş sektörümüzün

mevcut durumu hakkında

basına açıklamalarda

bulundu. Renk ve desen çeşitliği

bakımından oldukça

zengin olan ülkemizin dünya

pazarında Çin ve Hindistan’ın

ardından üçüncülük

için İtalya, Brezilya, İspanya,

İran gibi ülkelerle yarıştığını

hatırlatan Şimşek, “bir

sektör için teknolojiyi kendisi

üreten ülkeler, o sektörde

en ön sıralarda yer alıyor.

Bu bakımdan, yerli mermer

doğaltaş makinelerinin üretildiği

ve bu yerli makineler ile doğaltaşlarımızın ekonomiye

kazandırıldığı ülkemizde, hedefimiz hem mermer-doğaltaş

madenciliğinde hem de mermer-doğaltaş

makine üreticiliğinde dünya lideri konumuna gelmektir,”

ifadelerini kullandı.

Sektörün 2023 performansı hakkında bilgiler de veren

Şimşek, dünya pazarında gerek inşaat sektöründeki gerileme

gerekse de yaşanan sıcak savaşlar neticesinde

2023 yılında doğaltaş talebinin de azaldığını söyleyerek

şu verileri paylaştı: “Ocak-Aralık 2022 döneminde

3,08 milyon ton işlenmiş doğaltaş ihracatımız varken

Ocak-Aralık 2023 döneminde bu rakam 2,52 milyon

tona gerileyerek miktar bazında yüzde 20 değerde de

yüzde 12 azaldı.”

Bu yıl 20. kez düzenlenecek olan Marble İzmir fuarının

17-20 Nisan tarihlerinde yapılacağı bilgisini veren

Şimşek, bunun alanında dünyanın en büyük üç fuarı

arasında yar aldığını ve sadece doğaltaş sektörü ve makinecileri

için değil ülkemiz için de bir prestij kaynağı

olduğunu ifade etti.

Hanifi Şimşek açıklamasında ayrıca sektörün tanıtımı

için yapılan çalışmalar kapsamında yayına başlayan

TÜMMER TV Youtube kanalı hakkında da bilgiler verdi.

28 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 29





KADIN MADENCİLER

İTÜ’den Glencore’a bir kadın

mühendisin kariyer yolculuğu

Maden Yük. Müh. Burçin Öztürk Demirhanöz

Kadınlar, geleneksel

olarak erkek egemen

alanlarda ilerledikçe,

kendi hikayelerimizi

paylaşmak ve

birbirimize destek

olmak bu ilerlemeye

ivme kazandıracaktır.

STEM (Bilim (Science),

Teknoloji (Technology),

Mühendislik

(Engineering)

ve Matematik

(Mathematics) olmak

üzere dört disiplini

bütünleştiren bir

öğrenme, uygulama ve

geliştirme yaklaşımıdır)

alanında çalışan kadınlar

olarak, birlikte daha

güçlüyüz ve gelecek

nesiller için daha iyi bir

gelecek inşa etmek için

birlikte çalışmalıyız.

Merhaba! Ben Burçin, mühendislik

alanında tutkulu biri olarak kariyerime

yön veren deneyimlerimi ve hikayemi

sizinle paylaşmak istiyorum.

Mühendislik sevdama, genç yaşlardan

itibaren matematik, teknoloji ve

endüstri arasındaki kesişimdeki büyüleyici

potansiyel sebep oldu. İşte

bu heyecan, beni madencilik sektörüne

doğru yönlendirdi.

Bir kadın olarak, maden mühendisliği

gibi erkek egemen bir alanda

kariyer yapmak pek kolay değildi.

Ancak, bu zorluklarla başa çıkmak,

beni daha da güçlü kıldı. Avusturalya’nın

Queensland eyaletinde, Türk

Kadın Derneği’nin başkanlığı gibi

toplum gönüllüsü, yeni mezun mühendislere

mentörlük gibi görevlerde

yer almak bana bilim, teknoloji,

mühendislik ve matematik (STEM)

alanında çalışan kadınlara ve kız

çocuklarına ilham verici etkinlikler

düzenleme ve destek faaliyetlerine

katılma fırsatı sundu. Her gün bir

şey öğrenmeli insan, her şey daha

anlamlı oluyor o zaman.

Maden mühendisliğinde ve işletme

konularında Avustralya’da yüksek

lisans yapmam, kariyerimde büyük

bir vizyon açtı. İTÜ’deki eğitimim,

teknik bilgiye ek olarak, liderlik,

problem çözme ve yenilikçilik gibi

becerileri geliştirmeme yardımcı

oldu. Bu güçlü temel, saha deneyimlerinde

ve gerçek dünya uygulamalarında

başarılı olmamı sağladı.

Kariyerim boyunca, deneyim kazanmayı

ve işin temelini öğrenmeyi her

zaman ön planda tuttum. Taş toprak

demeden önce işi pratikte öğrenmek

ve daha sonra büyük projelere geçmek,

benim için her zaman bir öncelik

oldu. Bu yaklaşım, daha mutlu ve

motive bir şekilde çalışmama yardım

etti ve başarılarımı destekledi.

Ailem, annem ve babam kariyerimde

güçlü durmamı sağlayan bir kaynak

oldu. İki çocuğum ve İTÜ Elektrik

Mühendisliği Bölümü mezunu olan

eşim, beni her zaman destekledi ve

bu destek, her zorluğun üstesinden

gelmemi sağladı. Kadınlar, geleneksel

olarak erkek egemen alanlarda

ilerledikçe, kendi hikayelerimizi

paylaşmak ve birbirimize destek

olmak hepimize başarılabileceğini

göstereceği için ilerlememizde ivme

kazandıracaktır diye düşünüyorum.

STEM alanında çalışan kadınlar olarak,

birlikte daha güçlüyüz ve gelecek

nesiller için daha iyi bir gelecek

inşa etmek için birlikte çalışmalıyız.

Deneyim sahada

kazanılır

Ben kariyerime Türkiye’de madencilik

sektöründe başladım, özellikle

mermer, altın-gümüş ve krom gibi

değerli madenlerle ilgili iş ve staj tecrübeleri

edindim. Daha sonra Avustralya’ya,

önce Sydney’e gelerek

işletme yönetimi ve maden mühendisliği

alanında yüksek lisans eğitimi

aldım. Ardından,

kömür

sektöründe,

uzak bir kasabada

sahada

çalışma fırsatı

buldum. Bu

süreçte maden

planlama, fizibilite

raporları

hazırlama ve

maden dizaynı

konularında

deneyim kazandım.

Avustralya’nın batısına geçerek maden teknolojisi

ve maden makineleri konularında çalışmak üzere Caterpillar

Westrac firmasına katıldım. Bu deneyim, maden

teknolojilerinin ve makinelerinin etkilerini anlama konusunda

büyük bir katkı sağladı. Bu biraz riskliydi, çünkü

daha düşük rolde ve farklı bir alana geçiyordum. Ancak

bu tecrübe bana 60’tan fazla maden sahasını ziyaret etme

ve birçok farklı madencilik yöntemleri, maden teknolojileri

ve maden makinalarının dizaynları ve uygulamalarıyla

ilişkilendirme fırsatını sağladı. Zorlandım, çünkü

makina sektöründe de pek kadın yoktu o dönemlerde,

Avustralya’da bile.

Sonrasında, BHP gibi dünyanın en büyük maden firmalarından

birinde Makina ve Mühendislik Uzmanlık Departmanında

Varlık ve Saha yönetimi üzerine global projelerde

uzman ve proje yöneticisi olarak görev aldım. Bu

süreçte, sahaların yatırım planlama ve üretim faaliyetleri

üzerinde çalıştım ve seçilen ekipmanların performansını

artırmak için güvenirlik konusunda çalışmalar yaptım.

Daha sonra Glencore gibi bir diğer dev maden firmasında

çalışmaya başladım. Öncelikle, çinko sahalarındaki

güvenlik teknolojileri ve yatırım

planlaması gibi projelerinde yönetici olarak

yer aldım. Şu anda, dünyada 16’dan fazla

bakır işletmelerinin maden üretim makinaları

ve cevher hazırlama tesislerinin dijital

teknolojilerle varlık yönetimi portföyüne

entegre edilmesi konusunda stratejik yatırım

ve planlama konusundaki projeler üzerinde

çalışıyorum.

Gördüğünüz gibi, farklı alanlarda çalışmak

hem tecrübe hem de vizyon kazandırıyor.

Ayrıca, sosyal sorumluluk projelerine katılarak

topluma katkıda bulunmanın ve öğrendiklerimizi

paylaşmanın önemli olduğuna inanıyorum. İş yerinde

çok zaman geçiriyoruz ve bu nedenle iş-yaşam dengesinin

başarılı olmanızda önemli rolü var. Kendinize,

sporunuza ve hobilerinize zaman ayırmak size duygusal

düşünüp küçük olaylarla etkileyecek negatif durumları

profesyonel olarak değerlendirme gücü kazandıracaktır.

Bu tarz yaklaşımların, gelecekte teknik bilgiye ek olarak

yaratıcı düşünmeyi geliştirme fırsatı da sağlayıp, mühendisleri

daha da başarılı yapacağını düşünüyorum.

Teknoloji madenciliğin geleceği

Geleceğin madencilik teknolojisi alanında, sektörün

evrim geçirmesi ve daha sürdürülebilir bir yaklaşım

benimsememiz gerekiyor. Teknolojinin madencilikteki

rolü giderek artıyor ve geçmişteki yöntemlerin yerini

daha yenilikçi ve çevre dostu çözümler alıyor. Hızla değişen

bir dünyada, madencilik ve mühendislik sektörlerinde

dikkat çeken bir yolculuk yaşanıyor. Bu, sadece

mesleklerin ötesinde bir hareket. Bu, direnişin, yeniliğin

ve sürdürülebilir ilerlemenin bir göstergesi. Böylesi

bir süreçte, deneyim ve eğitimin mühendislik alanında

kritik bir önemi var. Bu nedenle, mühendislik alanında

kariyer yapmayı düşünenler ve yeni mezun olan meslektaşlarımızın

gerçek bir tecrübe kazanmaya odaklanmalarını

şiddetle tavsiye ediyorum. Mühendislik, gelecekte

büyük bir rol oynayacak ve bu sektörde başarılı olmak

için çeşitli çizim ve planlama programlarını öğrenmek

önemlidir. Ayrıca, kod yazma becerilerini geliştirmek ve

çevre dostu madencilik tekniklerini araştırmak da son

derece önemli. Başarıya ulaşmak için azimli ve kararlı

olmak gerektiğine inanıyorum. Hazırlıklı olanlar, geleceğin

getirdiği fırsatlardan en iyi şekilde yararlanacaktır.

32 SEKTÖRMADEN

SEKTÖRMADEN

33



SEKTÖRDEN İYİ UYGULAMALAR

Madencilikte insan kaynakları

yönetimi

Seray Fırat Bor

Zenit Madencilik A.Ş. İnsan Kaynakları Yöneticisi

Hangi sektör olursa olsun, işveren olmak bize

göre, şirket kültürünü benimsemiş çalışanlardan

meydana gelen, bir organizasyon olma

yolculuğunda; çalışanını kariyer, kişisel gelişim, sağlık

imkanlarıyla desteklemek demek. Bu bakımdan, Zenit

Madencilik olarak çalışanlarımızın kariyer hikayelerinde

anlamlı bir yere sahip olabilmek için çalışıyoruz.

Şirketimizin büyümesini desteklemek için işveren markamızı

güçlendirmek, yetenekli çalışanları işe alarak,

tutundurmak ve çalışanlarımızın kişisel gelişim ve dönüşümlerini

desteklemek öncelikli hedeflerimiz arasında

yer alıyor. Bu yoldaki en önemli etken performans

yönetimi, yani makul ve ulaşılabilir hedefler koyarak

o hedefler doğrultusunda sağlıklı bir planlama gerçekleştirmek.

Performans yönetimi sürecini iyileştirmek ve

çalışanların performansını etkin bir şekilde ölçmek için

yeni uygulamaları takip ediyor ve sistemlerimize entegre

ediyoruz. Bu yıl sürecimizi yenileyerek yetkinliklerimizi

daha etkili bir şekilde geliştirebilmek adına “Zenit

Liderlik Modeli”ni tasarladık. Yeni performans yönetim

sistemimizde, düzenli olarak gerçekleşen birebir görüşmeler,

sistemin “temel dinamiğini” oluşturuyor. Bu

görüşmelerde nelerin öğrenildiğine ve desteklenmesi

gerektiğine odaklanıyoruz. Sık sık yapılan birebir görüşmelerin,

performans yönetimi konusunda çalışan tatminini

arttırdığını biliyoruz. Bu sayede çalışanlar ile yöneticileri

arasındaki güven ilişkisi artıyor ve iş performansı

üzerinde olumlu etkilerini yıl boyunca görebiliyoruz.

Pozitif ve kapsayıcı bir işyeri kültürü oluşturmak, çalışanların

motivasyonunu ve bağlılığını artırmak gündemimizdeki

bir başka öncelikli konumuz. Son dönemde

hayata geçirdiğimiz “Kahve Molası” uygulamamızla çalışanlarımızı,

yöneticilerimiz ve insan kaynakları ile bir

araya getirip, insan kaynakları olarak kendimize fırsatlar

yaratmaya çalışıyoruz. Çalışan deneyimini iyileştirmek

için, geri bildirimleri dikkate alıyor ve çalışma ortamını

daha iyi hale getirecek girişimlerde bulunuyoruz.

Ayrıca, çalışanlarımızın gelişimlerini desteklemek için

sene başında insan kaynakları olarak departmanlardan

eğitim taleplerini alıyoruz. Talepleri değerlendirerek

kişisel gelişimlerine ve dönüşümlerine katkı sağlayacak

eğitim modülleri tasarlıyoruz. Bu sayede çalışanlar iş ve

özel yaşamlarında kendilerini geliştirerek deneyim kazanabiliyor

ve bunu hayatlarına katabiliyor. Çalışanlarımızın

mutluluk, özgüven ve tatmininin şirketin başarısına

çok önemli katkısı olduğuna inanıyoruz.

Bir diğer ajanda konumuz da “İşveren

Markası Yönetimi”. Bu konu şirketinizi

bir hikâye gibi anlatıp etki bırakmayı

hedefleyerek uzun vadede olumlu çağırışımlar

yaratmakla ilgili bir süreç. Çünkü

günümüzde, iş arayanlar “Acaba bu şirket

benim için uygun mu?” sorusunu daha

fazla soruyor. Şirket kültürü, çalışma arkadaşları,

iş ortamı, kariyer gelişimi ve

günlük iş deneyimi gibi unsurlar merak

konusu oluyor. Bu nedenle işveren markası

sadece bir lüks değil, aynı zamanda

bir ihtiyaç haline geliyor.

Bu süreçte, öncelikle gençlerle çalışmayı çok seviyoruz,

enerjilerini, öğrenmeye olan istek ve heveslerini

destekliyoruz. Örneğin, her yaz Kızıltepe İşletmemizde

kapsamlı bir staj programı düzenliyoruz. Staj programlarında,

katılımcılar proje bazlı çalışarak okulda öğrendiklerini

uygulama olanağı buluyor, deneyimli ekiplerimizle

birlikte saha tecrübesi kazanıyorlar.

Seçme ve yerleştirme

Yeni çalışan seçerken, öncelikle şirketimizin ihtiyaçlarını

ve hedeflerini belirliyoruz. İş kültürümüzü

ve şirketin değerlerini vurgulayan iş ilanlarını

ve pozisyon tanıtımlarını oluşturuyoruz. Yeni nesil

çalışanlar genellikle çevrimiçi platformlarda ve

sosyal medyada aktifler. Dolayısıyla iş ilanlarımızı

ve şirketimizin değerlerini bu platformlarda tanıtarak

daha fazla aday çekmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda

yeni açılan pozisyonlar için kurum içi başvuruları

da değerlendiriyoruz. Çalışanların kurum

içinde yatay ve dikey olarak hareket ettirilmesi insan

kaynakları politikamızın önemli bir parçası. Bu

yaklaşım hem çalışanların motivasyonunu yüksek

tutuyor hem de içimizde keşfedilmeyi bekleyen

yeteneklerin geliştirilmesini destekliyor.

İşe alım sürecinin devamı olarak oryantasyon programlarını

çok önemsiyoruz. Bu programlarda rahat

ve etkili bir şekilde çalışabilmeleri için onlara ihtiyaç

duyacakları bilgileri veriyor, kendi ekibinden

birer uyum arkadaşı atayarak ilk haftada çalışacağı

departmanla tanışmalarını sağlıyoruz. Sonrasında

bir yıl boyunca içinde bulunduğumuz sektörü tanıyabileceği

eğitimler organize ediyoruz. Departman

yöneticisi ve İK ile birebir görüşmelerle her fırsatta

kendilerini dinleyerek bu sürecimizi tamamlıyoruz.

2024’te kadın çalışan sayısını

artıracağız

Bu yıl için İnsan Kaynakları alanında şu hedefleri gündemimize

aldık:

• Çalışanların performans yönetimini geliştirerek, açık

iletişim ve olumlu geri bildirim kültürünü destekleyici

bir sürece dönüştürmek.

• Stratejik İK hedeflerini destekleyen belirlenmiş

anahtar performans göstergelerine ulaşmak.

• Dinamik ve çevik bir organizasyon yapısına sahip

olmak.

• Çalışanların kişisel gelişimlerine ve dönüşümlerine

yatırım yapmalarını teşvik ederek, Zenit içinde veya dışında

kariyerlerini desteklemek.

• Takdir kültürünü günlük işleyişin bir parçası haline

getirerek, çalışan bağlılığı için bir uygulama geliştirmek.

• Stratejik iş gücü planlaması yaparak, boş pozisyonlarımızı

da içine alan bir plan oluşturmak.

Bir diğer önceliğimiz de kadın çalışanlarımızın sayısını

2024 yılında daha da artırmak. Madencilik, zorlu çalışma

koşullarına sahip bir iş kolu olduğu için, genellikle

erkeklere daha uygun bir meslek olarak görülüyor, bu da

sektörde kadın iş gücü temsiline ket vuruyor. Biz ise kadın

emeğini de madencilik kültürünün önemli bir parçası

haline getirme konusundaki çabalarımızı sürdürüyoruz.

İş dünyası sürekli bir değişim ve gelişim halinde. Bu durum,

kendimizi sürekli geliştirmeyi ve değişen trendlere

ayak uydurmayı gerektiriyor. İK yönetimleri olarak, şirket

değerleriyle bütünleşmiş ve insan odaklı bir yönetim

yaklaşımı benimsemek, çalışanlara bunu hissettirmek her

şeyden çok daha önemli. Geçmişte olduğu gibi, gelecekte

de insan kaynaklarının en önemli başarı faktörlerinden

biri olmaya devam edecek gibi gözüküyor.

34 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 35



MAKALE

İkincil kaynaklardan nadir

toprak elementlerinin (NTE)

geri kazanımı

Özet

Nadir toprak elementleri (NTE’ler), günümüz

ekonomisinde kritik bir öneme sahip olmalarının

ötesinde geleceğin sürdürülebilir teknolojilerinin

geliştirilmesinde de anahtar rolü oynamaktadırlar.

Nadiren sürekli cevher kütleleri oluşturdukları ve

benzer kimyasal özelliklere sahip oldukları için

çıkarılmaları ve rafine edilmeleri zordur. NTE’lerin

düşük geri dönüşüm oranları; verimsiz toplama,

teknolojik zorluklar ve teşvik eksikliği gibi

çeşitli faktörlere bağlanabilir. Bu nedenle, sadece

nadir toprakların değil, diğer değerli metallerin de

geri kazanımı amacıyla geri dönüşümleri çevresel

ve ekonomik açıdan büyük önem taşımaktadır.

Bu makalede, söz konusu ikincil kaynaklardan

NTE’lerin ayrılması için cevher hazırlama, pirometalurjik

ve hidrometalurjik yöntemleri içerir

prosesler sunulmuştur.

1. Giriş

Sürdürülebilir, döngüsel bir ekonomide doğal kaynakların

verimli kullanımı şarttır. Bu da ancak ömrünü tamamlamış

tüketim mallarından elde edilen malzemelerin

yeniden kullanılması ve geri dönüştürülmesiyle mümkündür.

Demir, alüminyum ve bakır gibi baz metallerin

Fatma Arslan

İstanbul Teknik Üniversitesi, Maden Fakültesi, Cevher

Hazırlama Mühendisliği Bölümü

Cüneyt Arslan

İstanbul Teknik Üniversitesi, Kimya-Metalurji Fakültesi,

Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü

Tablo 1. Dünya çapında NTE tüketiminin nihai

kullanımı (Statista, 2021).

Kulllanım alanları

% Dağılım

Kalıcı mıknatıslar 37

Sıvı parçalama katalizörleri 22

Cam parlatma tozları ve katkı

malzemeleri

Pil alaşımları 9

Metalurji ve alaşımlar 8

Seramik, pigmentler, glazürler 5

Fosforlar 3

Diğer 4

12

yanı sıra değerli metaller (altın, gümüş, platin grubu metaller)

için yüksek geri dönüşüm oranları elde edilirken,

nadir toprak elementlerinin (NTE’lerin) geri dönüşüm

oranları hala çok düşüktür (<%1) (Binnemans ve Jones,

2014). Bu düşük geri dönüşüm oranları; teknolojik zorluklar,

NTE’lerin düşük toksisitesi ve teşvik eksikliği

gibi farklı faktörlere bağlanabilir. Nadir toprakların geri

dönüştürülmesiyle ilgili teknolojik konular (zorluklar),

nadir toprakların genellikle tüketim mallarındaki karmaşık

malzemelerin küçük bileşenleri olduğu gerçeğiyle anlaşılabilir

(Binnemans ve Jones, 2013). Örneğin, bir cep

telefonu, esas olarak neodimyum-demir-bor mıknatısları

biçiminde, bir gramdan az nadir toprak içerir. Potansiyel

ikincil nadir toprak kaynakları üç grupta sınıflandırılabilir:

(a) e-atıklar, (b) madencilik ve endüstriyel tesis atıkları

ve (c) atık sular. Tablo 1, dünya çapında NTE tüketiminin

nihai kullanımını göstermektedir (Statista, 2021).

Buna göre kalıcı mıknatıs üretimine bakıldığında, kalıcı

NTE mıknatısları %38 ile en yüksek NTE tüketimine sahiptir

ve NdFeB %18-24 Nd içeren bir kalıcı mıknatıs

türüdür (Yüksekdağ vd., 2021).

1.1. Nadir toprak elementleri

içeren e-atıklar

Kalıcı NTE Mıknatısları (Binnemans ve Jones, 2014):

Genel olarak atık NTE içeren mıknatıslar, (i) hurda

(mıknatıs üretim ünitesinden kaynaklanan), (ii) harcanan

(kullanım sonrası ortaya çıkan atık mıknatıslar) ve

(iii) yüksek teknolojili ekipmanların büyük mıknatısları

gibi üç farklı kaynaktan üretilir. Bunlar, Nd 2 Fe 14 B fazı

matrisine sahip neodimyum-demir-bor (NdFeB) mıknatıs

alaşımlarıdır.

Bazı durumlarda, NTE mıknatısının demanyetizasyonuna

karşı kararlılığını arttırmak için alaşıma eser miktarda

praseodim, gadolinyum, terbiyum ve özellikle disprosyum

gibi diğer NTE’ler ilave edilir. NTE’lere ek olarak

kalıcı mıknatıs, önemli miktarda titanyum, vanadyum,

kobalt, bakır, zirkonyum, molibden, niyobyum veya galyum

gibi baz metalleri de içerir. Mıknatıs fazının içeriği,

kullanım alanına bağlı olarak birinden diğerine değişim

gösterebilir.

Lamba Fosforları (Binnemans ve Jones, 2014;

Innocenzi vd., 2013): Floresan lambaların fosforu,

öropiyum, terbiyum ve itriyum gibi ağır nadir toprak

elementleri ile doğa için çok tehlikeli olan cıva gibi

önemli miktarda safsızlıktan oluşan bir içeriğe sahiptir.

Lamba fosforları taşıyan NTE’ler genel olarak üç

farklı türe ayrılır; kırmızı fosfor Y 2 O 3 :Eu 3+ (YOX);

yeşil fosforlar LaPO 4 :Ce 3+ , Tb 3+ (LAP), (Gd,Mg)

B 5 O 12 :Ce 3+ , Tb 3+ (CBT) ve (Ce,Tb) MgAl 11 O 19 (CAT);

ve mavi fosfor BaMgAl 10 O 17 :Eu 2+ (BAM).

Nikel-Metal Hidrit Piller (Behera vd., 2020): Şarj edilebilir

nikel-metal hidrit (NiMH) piller, lantan, seryum,

praseodim ve neodimyum gibi NTE’leri içerir. NTE’lerin

NiMH pillerdeki ana kullanım nedeni, hidrojen depolama

özelliklerinden kaynaklanmaktadır.

Katot Işın Tüpü (CRT) Fosforları (Innocenzi vd.,

2013): Katot ışın tüpleri (CRT’ler), bilgisayar ekranları,

renkli televizyonlar, osiloskoplar ve radar alıcı ekipmanlar

dahil olmak üzere birçok alanda geniş bir uygulamaya

sahip olup kullanım alanlarına bağlı olarak Y, Eu, Tb

ve Gd da içerebilirler.

Optik Cam (Behera vd., 2020): NTE’lerin yüksek kırılma

indeksi ve düşük dağılım özellikleri nedeniyle, optik

lenslerin üretiminde geniş ölçüde uygulanırlar (Yang vd.

2010). Lantan içeren camlar özel optik özelliklere sahiptir

ve mikroskop, kamera ve dürbün lenslerinde yaygın

olarak kullanılır. Ayrıca birçok alanda sıklıkla kullanılan

bazı optik camlar La 2 O 3 ’ün yanı sıra Y 2 O 3 ve Gd 2 O 3 de

içermektedir.

1.2. Madencilik ve endüstriyel

tesis atıkları

Kömür külü ve yakma külü: Kömür, NTE’ler de dahil

olmak üzere pek çok elementi eser miktarda içerir ve

termik santrallerde kömürün yakılması esnasında civa

ve kadmiyum gibi uçucu elementler dışında uçucu küllere

karışırlar (Binnemans vd., 2015). Bu nedenle, bu

küller farklı metaller için düşük tenörlü cevherler olarak

kabul edilebilir ve kömür küllerinde sıklıkla %0,1’den

fazla nadir toprak oksit (NTO) bulunur. Rusya’nın Uzak

Doğu kömürünün külleri %1’den daha fazla NTO içerir

(Seredin, 1996). Dünya çapında hala büyük miktarlarda

kömür yakıldığı göz önüne alındığında kömür küllerinin

önemli bir nadir toprak elementi kaynağı olabileceği

açıktır.

Kırmızı çamur (Rivera vd., 2018; Binnemans vd., 2015;

Wang vd., 2013): Kırmızı Çamur; Al, Fe ve Ti’un yanı

sıra NTE’ler için de ilginç bir kaynak oluşturur. Kırmızı

çamurdaki NTE içeriği 500 ila 1700 mg/kg arasında

değişebilir. Skandiyum, NTE’lerin ekonomik değerinin

%95’ini temsil eder. En yüksek Sc içeriği, 260 mg/kg

kadar yüksek bir oran ile Jamaika kırmızı çamurunda

vardır. Sc, genellikle Al, Co, Fe ve Ti gibi diğer elementlerle

birlikte bulunur ve katı atık ve sular dahil olmak

üzere ikincil kaynaklardan geri kazanılır.

Sıvı parçalama katalizörleri (Behera vd., 2020): Petrokimya

endüstrilerinde, sıvı katalitik parçalama (FCC)

katalizörleri, ham petrolün yüksek kaynama noktalı,

yüksek moleküler ağırlıklı hidrokarbon fraksiyonlarını

36 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 37



MAKALE

daha değerli benzine ve olefinik gazlara dönüştürmek

için yaygın olarak kullanılır. Ayrıca FCC katalizörlerinin

üretiminde lantan, seryum, praseodim ve neodimyum da

dahil olmak üzere birçok NTE’lerinin daha iyi katalitik

aktiviteler elde etmek için kullanıldığı da bilinmektedir.

Küresel olarak toplam lantan üretiminin yaklaşık %50’si

FCC katalizörlerinin üretimi için tüketilmektedir.

Cam parlatma tozları (Behera vd., 2020): Zengin bir

seryum içeriğine sahiptir. Seryumun ilgili oksidik formu

LCD ekranlar, optik lensler vd. gibi yüksek teknolojili

malzemelerin camlarının parlatılmasında oldukça yaygın

olarak kullanılır.

Fosfojips (Binnemans vd., 2015): Fosfojips, toz haline

getirilmiş fosfat cevherlerinin konsantre sülfürik asit

(H 2 SO 4 ) bulamacında sindirimi yoluyla fosforik asit

(H 3 PO 4 ) üretiminin ana yan ürünüdür. Fosfat kayaları

kökenlerine bağlı olarak %0,01-1 oranında NTO (nadir

toprak oksitleri) içerir. Belçika firmasından alınan fosfojips,

5000-6000 ppm oranında La, Ce, Nd, Pr, Y vb.

içeren nadir toprak oksitlerine sahiptir.

Maden artıkları (Binnemans vd., 2015): Eskiden NTE

cevherlerininin zeginleştirilmesi çok verimli olmadığından

NTE cevherlerinin flotasyon işlemi sırasında büyük

kayıplar oluşmakta ve önemli miktarda NTE içeren katı

atıklar birikmektedir (Jordens vd., 2013). Bu nedenle

bugün bu atıklar NTE içeren cevher niteliğindedir. Ekonomik

açıdan ilgi çekici NTE’ler, yalnızca NTE madenlerinin

yakınında değil, aynı zamanda diğer madenlerin

atıklarında da bulunur. Örneğin demir cevherleriyle ilişkili

apatit önemli miktarlarda NTE içerir. Mikalı atıklarda,

NTE’ler monazit tanelerinde yoğunlaşmıştır ve

ana NTE’ler seryum, lantan ve neodimyumdur. Benzer

şekilde, uranyum madenlerinin atıklarında da sıklıkla

yüksek oranda NTE bulunur. Öte yandan, tungsten cevherlerinin

zenginleştirme atıkları da skandiyum kaynağı

olarak değerlendirilebilir (Xu ve Li, 1996). Volframitten

sodyum wolframat elde etmek için sulu alkali ile basınçlı

liç kullanılırsa, tungsten kalıntısında skandiyum geride

kalır.

Metalurjik curuflar (Binnemans vd., 2015): Elektronik

hurdalarından, kullanılmış otomobil egzoz katalizörlerinden

ve kullanılmış endüstriyel katalizörlerden metal

değerlerinin geri kazanılması için etkili pirometalurjik

işlemler geliştirilmiştir. Aynı zamanda, değerli metallerin

pillerden geri dönüştürülmesine yönelik pirometalurjik

işlemler sonucu NTE’ler açısından nispeten zengin

bir curuf üretilir. Ayrıca, çeliklerin sürekli dökümünde

kullanılan NTO tozlarının varlığı bilinmekte ve ayrıca

NTE içeren demir cevherlerinin ergitilmesinden kaynaklanan

curufları, izabe öncesi ve elektrik ark ocağı

NO X , CO 2 , ve CO) düşük emisyonu ve daha az

yan ürün oluşumu gibi nedenlerle daha avantajlı

olduğu bulunmuştur. Bazı durumlarda, piro ve

oksitleyici (H 2 O 2 , Cl 2 , HClO, NaClO) ajanların ve/

veya indirgeyici (Fe 2+ , SO 2 ) ajanların eklenmesi

nedeniyledir (Behera vd., 2020). Süzme işleminden

kalıntıları da NTE (Ce, La, kritik NTE’ler) içermektedir

hidro-proseslerin bir kombinasyonu kullanılır. önce mekanik aktivasyon, liç işleminde mikrodalga

(Binnemans vd., 2013).

NTE’lerin ikincil kaynaklardan çıkarılmasına yönelik ve ultrasonografi destekli yüzey aktivasyonu, liç

1.3. Atıksular

hidrometalurjik liç yöntemi, teknoloji açısından verimliliğinin arttırılmasına yönelik diğer işlemlerdir

Bazı durumlarda, piro ve hidro-proseslerin bir kombinasyonu kullanılır. NTE'lerin ikincil kaynaklardan

bir takım avantajlara sahip olduğundan umut verici (Gaustad vd., 2021; Shukla ve Dhawan, 2020).

çıkarılmasına yönelik hidrometalurjik görünmektedir. liç Hidrometalurjik yöntemi, teknoloji işlemler; açısından süzme, bir takım avantajlara sahip

olduğundan umut verici görünmektedir. solvent ekstraksiyon, Hidrometalurjik sıvı membranla işlemler; ayırma, süzme, solvent Nadir toprak ekstraksiyon, metallerini sıvı farklı ikincil kaynaklardan

adsorpsiyon, iyon değişimi, ve NTE’lerin ekstraksiyonu ve ayrılması sırasında oluşan

membranla ayırma, adsorpsiyon, değişimi, çökeltme ve sementasyon gibi kazanmak prosesleri amacıyla, içerir. Süzme farklı işlem parametrelerinin

gibi prosesleri içerir. Süzme ilk adım olup metal

atık sulardan NTE’ler geri kazanılabilir. Metal madenle-ilri ile kömür madenlerinden gelen asit maden drenajı su-alkaliler, inorganik asitler (H

adım olup metal iyonları liç çözeltisinde konsantre olurlar. NTE'lerin (çalkalama liçinde genellikle hızı, sıcaklık, asitler, zaman, parçacık boyutu

iyonları liç çözeltisinde konsantre olurlar. NTE’lerin ve katı-sıvı oranı) ve lixiviyantların (asitler, alkali

2 SO 4 , HCl, HNO 3 , vb.), organik asitler (asetik asit, sitrik asit, askorbik asit,

liçinde genellikle asitler, alkaliler, inorganik asitler maddeler ve tuzlar) denendiği geniş kapsamlı hidrometalurjik

çalışmalar yapılmıştır (Behera vd., 2020).

ları da sıklıkla önemli miktarda NTE içerir (Binnemans oksalik asit, tartarik asit, vb.) ve bazı alkaliler (NaOH, NH

(H 2 SO 4 , HCl, HNO 3 , vb.), organik asitler 4 OH) kullanılır. Ancak bazı durumlarda

(asetik asit,

vd., 2015). Titanyum dioksit üretiminden (23 mg/L Sc), çözünme süreci çok yavaşlar sitrik ve asit, bu da askorbik genellikle asit, oksalik ikincil kaynakların asit, tartarik asit, türüne vb.) ve Literatürde, liç sırasında atık ekstraksiyon Ni-MH pillerden NTE metallerin

kaya gazı atık suyundan (Eu), kentsel atık sulardan ve

verimliliğini arttırmaya yönelik ve bazı olarak alkaliler oksitleyici (NaOH,(H NH 4 OH) kullanılır. Ancak ekstraksiyonu amacıyla HCl, HNO

jeotermal sulardan elde edilen sülfürik asit çözeltileri de

2 O 2 , Cl 2 , HClO, NaClO) ajanların ve/veya indirgeyici 3 ve H 2 SO 4 ile liç,

bazı durumlarda çözünme süreci çok yavaşlar ve bu da susuz sodyum sülfat ve NaOH ile çöktürme, Cyanex

NTE’leri içerir (Yüksekdağ vd., 2022).

(Fe 2+ , SO 2 ) ajanların eklenmesi nedeniyledir (Behera vd., 2020). Süzme işleminden önce mekanik

aktivasyon, liç işleminde mikrodalga genellikle ikincil ve ultrasonografi kaynakların türüne destekli ve liç yüzey sırasında aktivasyonu, 923 ve D2EPHA liç verimliliğinin ile solvent ekstraksiyon uygulamalarına

rastlanmakta olup (Lyman ve Palmer, 1995) bu

ekstraksiyon verimliliğini arttırmaya yönelik olarak

arttırılmasına yönelik diğer işlemlerdir (Gaustad vd., 2021; Shukla ve Dhawan, 2020).

2. NTE’lerin ikincil kaynaklardan

geri kazanılmasına yönelik

proses örnekleri

NTE’lerin ikincil kaynaklardan geri kazanılması

için genellikle uygulanan iki ana yaklaşım pirometalurji

ve hidrometalurjidir (Behera vd., 2020).

Pirometalurjik yaklaşımlar; kalsinasyon, kavurma,

ergitme, karbotermal indirgeme, ve metalotermik

indirgeme gibi çeşitli yöntemler olabilir. Ancak

bu yöntemlerin tümü, tek bir sistem için geçerli

değildir ve ekstraksiyon için seçilen süreç esas

olarak atıkların bileşimine ve her bir süreçle ilişkili

çevresel kısıtlamalara bağlıdır. Genel olarak,

kullanılmış/hurda mıknatıslar, elektrikli ve elektronik

atık ekipmanlar, lamba fosforları, atık baskılı

devre kartları (PCB’ler), şarj edilebilir NiMH

piller ve katalizörler gibi NTE içeren ikincil metal

kaynaklarının arıtılması için kullanılan pirometalurjik

prosesin kendisi enerji yoğun olduğundan

dezavantajlıdır. Bu nedenle proses ekonomisi ile

bağlantılı olarak pirometalurjik prosesler daha az

tercih edilmektedir.

Hidrometalurjik prosesin, ikincil katı atıklardan

NTE’lerin geri kazanımı yönünden pirometalurjik

yaklaşımla karşılaştırıldığında, işlem aşamaları

için daha fazla kontrol, zararlı gazların (SO X ,

asitler arasında HCl daha iyi bir ekstraksiyon etkinliği

göstermektedir.

Kırmızı çamurlar yaklaşık 121-130 mg/kg Sc (bazı

durumlarda 40-400 mg/kg), 76-85 mg/kg Y, 114-130

mg/kg La ve 99-106 mg/kg Nd ve büyük bir NTE

kaynağı içerebilir (Borra vd., 2016; Lei vd., 2021;

Wang vd., 2013). Proses akım şeması; asit liçi, solvent

ekstraksiyon SX (yükleme ve sıyırma), çöktürme

ve kalsinasyon aşamalarını içerir. SX aşamasında Sc

kazanımından önce Zr ve Ti de geri kazanılır.

Fosfat kayasında başlangıçta bulunan nadir toprak

elementlerinin yaklaşık %70 ila 85’i fosfojipse geçer

ve ortalama ağırlıkça %0,4’ü bulur (Binnemans

vd., 2013). Bununla birlikte, her yıl işlenen muazzam

miktardaki fosfat kayası ve nadir toprak elementlerinin

sadece fosforik asit üretiminin bir yan ürünü olduğu

gerçeği göz önüne alındığında, fosfoalçı taşının

değerli bir nadir toprak kaynağı olduğu görülebilir.

NTE’ler fosfojips’in ortam sıcaklığında, 1/10 katı/sıvı

oranında, 0,1-0,5 M H 2 SO 4 çözeltisi ile liç edilmesiyle

geri kazanılabilir. Fosfat kayası H 2 SO 4 ile muamele

edildikten sonra nadir toprak elementleri hidroksitler

halinde çöktürülmektedir (Habashi, 1985).

Şekil 1. Katı atıklardan NTE'lerin geri kazanımı için genel akım şeması (Behera vd., 2020).

Şekil 1. Katı atıklardan NTE’lerin geri

Fosfojipsten NTE’lerin kazanımı ile ilgili birçok çalışma

işlem arasında, parametrelerinin Jarosinki vd. (1993); seyreltik sülfü-

Nadir toprak metallerini farklı

kazanımı

ikincil kaynaklardan

için genel akım

kazanmak

şeması (Behera

amacıyla,

vd.,

farklı

2020).

(çalkalama hızı, sıcaklık, zaman, parçacık boyutu ve katı-sıvı oranı) ve lixiviyantların rik asitle liçi (asitler, takiben çözeltinin alkali buharlaştırma ile konmaddeler

ve tuzlar) denendiği geniş kapsamlı hidrometalurjik çalışmalar yapılmıştır (Behera vd., 2020).

Literatürde, atık Ni-MH pillerden NTE metallerin ekstraksiyonu amacıyla HCl, HNO 3 ve H 2 SO 4 ile liç,

38 SEKTÖRMADEN susuz sodyum sülfat ve NaOH ile çöktürme, Cyanex 923 ve D2EPHA ile solvent ekstraksiyon SEKTÖRMADEN 39

uygulamalarına rastlanmakta olup (Lyman ve Palmer, 1995) bu asitler arasında HCl daha iyi bir



MAKALE

santre edilmesi ve ardından nonil-fenil fosforik asit

(NPPA) ile solvent ekstraksiyonu veya hidroflorik

asit ile seçici çöktürme ve susuz kalsiyum sülfatın

rejenerasyonu yolu ile NTE’lerin geri kazanılması

şeklinde atıksız bir proses tanımlamıştır.

Kömür, nadir toprak elementleri de dahil olmak

üzere pek çok elementin eser konsantrasyonlarını

içerir ve bunlar, cıva ve kadmiyum gibi uçucu elementler

dışında, kömürün elektrik üretimi için yakılmasından

sonra enerji santrallerinin dibinde ve

uçucu küllerinde bulunur (Binnemans vd., 2013).

Kömürün yakılması, kül içindeki bazı metallerin

zenginleşmesine yol açar, böylece bu küller, farklı

metaller için düşük dereceli cevherler olarak kabul

edilir ve kömür küllerinde sıklıkla %0,1’den fazla

nadir toprak oksit konsantrasyonları bulunur. Nadir

toprak elementlerinin cevherlerden geleneksel

olarak geri kazanılmasıyla karşılaştırıldığında, kırma

ve öğütme gerekli olmadığından küllerden geri

kazanım işlemi daha verimli olabilir.

Bitümlü şeyllerden elde edilen küller, bir diğer

potansiyel NTE kaynağıdır (Yang vd., 2010). Bu

küllerden nadir toprakların kazanılması, nadir

toprak konsantrasyonlarına göre yüksek demir

ve alüminyum içerikleri nedeniyle zorlu bir iştir.

Nadir toprakların geri kazanımı için dört adımdan

oluşan kavramsal bir akım şeması: (1) HCl ile liç;

(2) tri alkilamin N235 ile solvent ekstraksiyon

yoluyla demirin ayrıştırılması; (3) alüminyumun

ve nadir toprak elementlerinin hidroksit olarak

seçici çöktürülmesi ve safsızlıklardan ayrılması;

(4) hidroksitlerin HNO 3 ile çözünmesi, ardından

nadir toprak elementlerinin TBP ile ekstraksiyonu

yoluyla çözeltide çözünmüş diğer metallerden

uzaklaştırılması şeklinde önerilmiştir. Prosesler

genellikle asit liçi, sıvı/sıvı ayırma ve iyon değişim

proseslerini içerir. NTE’lerin ekstraksiyonu

%64,5 Nd ve >%90 Eu, Tb ve Y olarak rapor edilmiştir.

Çelik endüstrisindeki başlıca katı atıklar (örneğin

yüksek fırın curufları), çimento, yol tabanı, demiryolu

balastı, hafif beton blok, cam ve yapay kaya

ile yüksek performanslı beton katkılarının üretiminde

kullanılmaktadır. Hem yüksek fırın hem de

çelik üretimi süreçlerinden kaynaklanan demir metalurjik

curufları, önemli konsantrasyonlarda lantan

(La), seryum (Ce), erbiyum (Er) ve neodimyum

(Nd) içermeleri nedeniyle nadir toprak elementleri

için ikincil bir kaynak olarak düşünülebilir (Kasina

ve Michaik, 2016; Yang vd., 2011). Abhilash vd.

(2017) tarafından yapılan deneyler, La, Ce, Nd ve

Er’in sırasıyla yüzde 92, 36, 35 ve 52 verimlilikle

geri kazanılabileceğini göstermiştir.

Sarı fosfor üretimi sırasında oluşan curuf aynı zamanda

Sc, Y, La, Ce, Pr, Nd, Sm, Eu, Gd, Tb, Ho,

Tm, Yb, Lu’yu da içermektedir (Zinesh vd., 2017).

NTE’lerin ekstraksiyonu için fosfor üretim curufunun

nitrik asitle liçi araştırılmış ve liç sonrası elde

edilen silikon içeren kekin çöktürülmüş silikon

dioksit üretimine uygun olduğu görülmüştür. Liç

sonucunda üretilen kek yaklaşık %80-85 oranında

amorf SiO2 içerir. Fosfor cürufunun liçi sonrasında

çözelti solvent ekstraksiyonla zenginleştirilir.

Sıyrılmış çözeltiden NTE oksalatlarının çöktürülmesi

ve çökeltinin kalsinasyonundan sonra, toplam

NTO’lerin yaklaşık %17’sini içeren bir konsantre

elde edilmiştir.

Sızıntı sularından veya atıksulardan NTE’lerin

geri kazanımında, adsorpsiyon, biyosorpsiyon,

iyon değişimi, iyonik baskılı polimerler, kimyasal

çöktürme, elektrokoagülasyon (EC), elektrodiyaliz

(ED), ters ozmoz (RO), membran filtrasyonu (MF),

nanofiltrasyon (NF), membran elektrolizi (ME) ve

solvent ekstraksiyon (SX) gibi çok çeşitli teknolojiler

kullanılmakta olup değişen başarı seviyelerine

sahiptirler (Pereao vd., 2018). Bu yöntemlerden bazıları

araştırma ortamlarında ve endüstriyel ölçekte

üretimde uygulanabilirler.

Sonuçlar

NTE’lerin günümüz ekonomisinde kritik bir öneme sahip

olduğu ve geleceğin sürdürülebilir teknolojilerinin

geliştirilmesinde kilit rol oynayacağı çok açıktır. Nadiren

sürekli cevher kütleleri oluşturdukları ve benzer

kimyasal özelliklere sahip oldukları için çıkarılmaları

zordur. Burada gruplar halinde verilen NTE içeren ikincil

kaynaklardan NTE’lerin kazanımı için cevher hazırlama,

pirometalurjik ve hidrometalurjik prosesler kullanılması

konusunda çalışmalar mevcuttur. NTE’lerin geri

dönüşüm oranları hala çok düşük olup bu durum verimsiz

toplama, teknolojik zorluklar ve teşvik eksikliği

gibi farklı faktörlere bağlanabilir. Bu nedenle, yalnızca

nadir toprakların değil aynı zamanda diğer değerli ve

baz metallerin de geri kazanılması nedeniyle bunların

geri dönüşümü çevresel ve ekonomik açıdan çok önemli

hale gelmektedir.

Kaynaklar

• Abhilash, Meshram P., Sarkar S., Venugopalan T., Exploring

blast furnace slag as a secondary resource for extraction of rare

earth elements, Special Issue on Rare Earths, Mineral & Metallurgical

Processing, 34, 4, 178-182, 2017.

• Behera S.S., Mohapatra R.K., Das D., Parhi P.K., Chapter 6,

Investigation on Extraction and Recovery of Rare Earth Elements

from Secondary Solid Wastes, Rare-Earth Metal Recovery for

Green Technologies - Methods and Applications, R. Kumar Jyothi,

Ed., Springer, 2020, pp 111-135.

• Binnemans K., Jones P.T., Blanpain B., Van Gerven T., Yang

Y., Walton A., Buchert M., Recycling of rare earths: a critical

review. J. Clean. Prod., 51, 1-22. 2013.

• Binnemans K., Jones P.T., Blanpain B., Van Gerven T., Pontikes

Y., Towards zero-waste valorization of rare-earth-containing

industrial process residues: a critical review, Journal of Cleaner

Production, 99, 17-38, 2015.

• Binnemans K., Jones P.T., Perspectives for the recovery of

rare earths from end-of-life fluorescent lamps, Journal of Rare

Earths, 32, 3, p.195, 2014.

• Borra C.R., Blanpain B., Pontikes Y., et al., Comparative

analysis of processes for recovery of rare earths from bauxite

residue. JOM, 68, 2958–2962, 2016.

• Gaustad G., Williams E., Leader A., Rare earth metals from

secondary sources: Review of potential supply from waste and

byproducts, Resources, Conservation & Recycling, 167, 105213,

2021.

• Habashi F., Extractive metallurgy of rare earths, Can. Metall.

Q., 52, 224 -233, 2013.

• Innocenzi V., De Michelis I., Ferella F., Vegliò F., Recovery of

yttrium from cathode ray tubes and lamps’ fluorescent powders:

experimental results and economic simulation, Waste Management,

33, 2390–2396, 2013.

• Jarosinski A., Kowalczyk J., Mazanek C., Development of the

Polish wasteless technology of apatite phosphogypsum utilization

with recovery of rare earths, J. Alloys Compd., 200, 147-150,

1993.

• Jordens A., Cheng Y.P., Waters K.E., A review of the beneficiation

of rare earth element bearing minerals, Miner. Eng. 41,

97-114, 2013.

• Kasina M., Michalik M., Iron metallurgy slags as a potential

source of critical elements - Nb, Ta and REE, Mineralogia, 47,

No 1-4: 15-28, 2016.

• Lei Q., He D., Zhou K., et al., Separation and recovery of

scandium and titanium from red mud leaching liquor through a

neutralization precipitation-acid leaching approach, Journal of

Rare Earths, 39, 1126-1132, 2021.

• Lyman, J.W., & Palmer, G.R. (1995), Hydrometallurgical

treatment of nickel-metal hydride battery electrodes. No. CONF-

951105-. Warrendale, PA: Minerals, Metals and Materials

Society.

• Pereao O., Bode-Alukoa C., Fatoba O., Laatikainen K.,

Petrik L., (2018), Rare earth elements removal techniques from

water/wastewater: a review, Desalination and Water Treatment

130 71–8.

• Rivera R.M., Ulenaer B., Ounoughene G., et al., Extraction of

rare earths from bauxite residue (red mud) by dry digestion followed

by water leaching, Minerals Engineering, 119, pp.82–92,

2018.

• Seredin, V.V., Rare earth element-bearing coals from the Russian

Far East deposits, Int. J. Coal Geol. 30, 101-129, 1996.

• Shukla N., Dhawan N., Rapid microwave processing of discarded

tubular lights for extraction of rare earth values, Process

Safety and Environmental Protection, 142, 238–249, 2020.

• Statista, 2021. https://www.statista.com/

• Wang W., Pranolo Y., Cheng C.Y., Recovery of scandium from

synthetic red mud leach solutions by solvent extraction with

D2EHPA, Separation and Purification Technology, 108, 96–102,

2013.

• Xu S.Q., Li S.Q., Review of the extractive metallurgy of scandium

in China (1978-1991), Hydrometallurgy, 42, 337-343, 1996.

• Yang H.L., Wang W., Zhang D.L., et al., Recovery of trace

rare earths from high-level Fe3+ and Al3+ waste of oil shale ash

(Fe-Al-OSA), Ind. Eng. Chem. Res., 49, 11645-11651, 2010.

• Yang X., Zhang J., Fang X., 2014, Rare earth element

recycling from waste nickel-metal hydride batteries, Journal of

Hazardous Materials, 279:384-388.

• Yang X.H., Long H., Cheng G.G., et al., Effect of refining

slag containing Ce2O3 on steel cleanliness, J. Rare Earths, 29,

1079-1083, 2011.

• Yuksekdag A., Kose-Mutlua B., Siddiquia A.F., et al., A

holistic approach for the recovery of rare earth elements and

scandium from secondary sources under a circular economy

framework – A review, Chemosphere, 293, 133620, 2022.

• Zinesh A., Karshyga Z., Bochevskaya Y.G., Silachyov I.,

Recovery of Rare Earth Metals as Critical Raw Materials from

Phosphorus Slag of Long-term Storage, Hydrometallurgy, 173, 4,

271-282, 2017.

40 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 41



Marmomac 2024

Milli Katılım Başvuruları

Alınmaya Başlandı!

24-27 Eylül 2024 | Verona / İtalya

Satış Fiyatı: 530 €/m²

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Başvuru ve Bilgi için:

emrah.ozturk@immib.org.tr

Ayrıntılı bilgi için: 0 212 454 07 81



1. Giriş

MAKALE

Kişisel Koruyucu Donanımlar

Prof. Dr. Gündüz Ökten

İTÜ Maden Fakültesi emekli öğretim üyesi

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG); işyerinde işin yürütülmesi

sırasında çeşitli nedenle ortaya çıkan, sağlığa zarar

verebilecek koşullardan korunmak ve mevcut sağlık,

güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için yapılan sistemli

ve bilimsel çalışmalardır. Bu olgu AB (Avrupa Birliği)

içerisinde de 1980’li yıllardan itibaren ağırlıklı olarak

ele alınmaya başlanmıştır. Özellikle Avrupa Konseyi

tarafından 1989 yılında kabul edilen 89/391/EEC sayılı

“İş Sağlığı ve Güvenliği Direktifi” ile AB ülkelerinde

konunun temel ilkeleri ortaya koyulmuştur. Ülkemizde

30 Haziran 2012 tarihinde çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı

ve Güvenliği Kanunu da AB uyum sürecinde çalışma

hayatımıza girmiştir [1].

Söz konusu kanunun 4-(1) c maddesine göre; işverenlerin

yerine getirmesi gereken yükümlülüklerden birisi

de “Risk değerlendirmesi yapma veya yaptırma” yükümlülüğüdür.

Risk değerlendirmesi yapılırken alınacak

önlemleri belirlemek için Risk Kontrol Adımları (Risk

kontrol hiyerarşisi) göz önünde bulundurulmalıdır.

Risk kontrol hiyerarşisi 6 adımda incelenebilir. Bunlar;

► Tehlikelerin ortadan kaldırılması (eliminasyon),

► Tehlikeli olanı daha az tehlikeli olanla değiştirmek

(ikame),

► Riski izole etmek (ayırma),

► Mühendislik önlemlerinin uygulanması (otomasyon,

tecrit/izolasyon, uzaklaştırma, havalandırma, ergonomi),

► İdari önlemlerin geliştirilmesi (çalışma süreleri, işyeri

düzeni, eğitim ve öğretim, planlı bakım-onarım, monotonluğun

azaltılması, iletişim, denetim-disiplin),

► Kişisel koruyucu donanımların (KKD) kullandırılması

(temin, kullandırma) (Şekil 1).

yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalardır. Bu olgu AB (Avrupa Birliği) içerisinde de 1980’li yıllardan

itibaren ağırlıklı olarak ele alınmaya başlanmıştır. Özellikle Avrupa Konseyi tarafından 1989 yılında

kabul edilen 89/391/EEC sayılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Direktifi” ile AB ülkelerinde konunun temel

ilkeleri ortaya koyulmuştur. Ülkemizde 30 Haziran 2012 tarihinde çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve

Güvenliği Kanunu da AB uyum süresince çalışma hayatımıza girmiştir [1].

Söz konusu kanunun 4-(1) c maddesine göre; işletmelerin yerine getirmesi gereken yükümlülüklerden

birisi de “Risk değerlendirmesi yapma veya yaptırma” yükümlülüğüdür. Risk değerlendirmesi

yapılırken alınacak önlemleri belirlemek için Risk Kontrol Adımları (Risk kontrol hiyerarşisi) göz

önünde bulundurulmalıdır.

Risk kontrol hiyerarşisi 6 adımda incelenebilir. Bunlar;

• Tehlikelerin ortadan kaldırılması (eliminasyon),

• Tehlikeli olanı daha az tehlikeli olanla değiştirmek (ikame),

• Riski izole etmek (ayırma),

• Mühendislik önlemlerinin uygulanması (otomasyon, tecrit/izolasyon, uzaklaştırma,

havalandırma, ergonomi)

• İdari önlemlerin geliştirilmesi (çalışma süreleri, işyeri düzeni, eğitim ve öğretim, planlı bakımonarım,

monotonluğun azaltılması, iletişim, denetim-disiplin)

• Kişisel koruyucu donanımların (KKD) kullandırılması (temin, kullandırma) (Şekil 1).

Şekil 2- Risk Kontrol Adımları (Risk kontrol hiyerarşisi)

Şekil 1- Risk Kontrol Adımları (Risk kontrol

Bir riski kontrol etmenin en iyi yolu onu ortadan kaldırmaktır. Risk oluşturan ekipman veya çalışma

yöntemi hiyerarşisi) ortadan kaldırılırsa söz konusu risk de ortadan kalkmış olur. Tehlikeli olanı daha az tehlikeli

olanla değiştirme yöntemi riskleri kontrol etmek için en etkili ikinci yöntemdir. Ortadan kaldırma

adımına benzer ancak riski bir bütün olarak ortadan kaldırmak yerine, daha az riski bir başkasıyla

değiştirmeyi içerir. İzolasyon (ayırma) adımı, tehlike kaynağının risk altındaki kişilerden ayrılması

Bir riski kontrol etmenin en iyi yolu onu ortadan kaldırmaktır.

Risk oluşturan ekipman veya çalışma yöntemi

ortadan kaldırılırsa söz konusu risk de ortadan kalkmış

olur. Tehlikeli olanı daha az tehlikeli olanla değiştirme

yöntemi riskleri kontrol etmek için en etkili ikinci

yöntemdir. Ortadan kaldırma adımına benzer ancak riski

bir bütün olarak ortadan kaldırmak yerine, daha az

ilk ve en öncelikli koruyucu tedbirdir [2,3].

riski bir başkasıyla değiştirmeyi içerir. İzolasyon (ayırma)

adımı, tehlike kaynağının risk altındaki kişilerden

ayrılması esasına dayanır. Eğer bu üç girişim ile riskler

ortadan kaldırılamazsa, mühendislik önlemlerini devreye

sokmak en iyi yaklaşımdır. Mühendislik önlemlerinin

de yeterli olmadığı durumlarda idari kontrol yöntemleri

uygulanmalıdır. Ancak idari kontrol yöntemleri tehlikeleri

ortadan kaldırmaz veya azaltmaz, bu nedenle

hiyerarşideki diğer kontrol önlemlerine göre daha az

etkilidir. Riskleri ortadan kaldırmayı planlarken en son

düşünülmesi gereken adım çalışanlara Kişisel Koruyucu

Donanım (KKD) vermek olmalıdır. Her ne kadar kişisel

koruyucu donanımlar başvurulacak son korunma önlemi

olsa da ortam koşulları, tehlikenin cinsi ya da çalışanın

özellikleri gibi nedenlerle riske kaynağında müdahale

edilemeyen durumlarda, doğrudan doğruya kişinin sağlığının

korunması ve güvenliğinin sağlanması için ilk ve

en öncelikli koruyucu tedbirdir [2,3].

esasına dayanır. Eğer bu üç girişim ile riskler ortadan kaldırılamazsa, mühendislik önlemlerini devreye

sokmak en iyi yaklaşımdır. Mühendislik önlemlerinin de yeterli olmadığı durumlarda idari kontrol

yöntemleri uygulanmalıdır. Ancak idari kontrol yöntemleri tehlikeleri ortadan kaldırmaz veya azaltmaz,

bu nedenle hiyerarşideki diğer kontrol önlemlerine göre daha az etkilidir. Riskleri ortadan kaldırmayı

planlarken en son düşünülmesi gereken adım çalışanlara Kişisel koruyucu donanım (KKD) vermek

olmalıdır. Her ne kadar kişisel koruyucu donanımlar başvurulacak son korunma önlemi olsa da ortam

koşulları, tehlikenin cinsi ya da çalışanın özellikleri gibi nedenlerle riske kaynağında müdahale

edilemeyen durumlarda, doğrudan doğruya kişinin sağlığının korunması ve güvenliğinin sağlanması için

2. Kişisel koruyucu donanım

nedir

Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği Madde 4

– (1) h’ye göre, Kişisel koruyucu donanım;

1. Kişilerce bir veya birden fazla sağlık ve güvenlik

riskine karşı korunmak amacıyla giyilmek veya

tutulmak üzere tasarlanmış ve imal edilmiş donanımı,

2. Koruma işlevi için gerekli olan, (1) numaralı alt

bentte belirtilen donanıma ait değiştirilebilir parçaları,

3. (1) numaralı alt bentte belirtilen donanımlara

ait, kişilerce giyilmeyen veya tutulmayan, donanımı

bir dış cihaza veya uygun bir ankraj noktasına

bağlamak amacıyla tasarlanmış, bir yapıya kalıcı

olarak bağlanmayan ve kullanım öncesinde sabitlenmesine

gerek duyulmayan bağlantı sistemlerini

ifade eder [4].

3. Kişisel koruyucu donanımların

kategorizasyonu

KKD’ler koruma sağladığı riskin türüne göre kategorize

edilirler. Kategorizasyon, en doğru uygunluk değerlendirme

yönteminin seçiminde önemli bir kriterdir.

Kategori 0: KKD Yönetmeliği kapsamına girmeyen kişisel

koruyucu donanımlardır.

Kategori I: Kullanıcının kendisinin değerlendirebileceği

kabul edilen, tedrici olarak ortaya çıkan ve zamanında

fark edilebilir düzeydeki risklere karşı koruma sağlayan

basit yapıdaki KKD’ler Kategori I olarak sınıflandırılır.

Örneğin; yüzeysel etkilere karşı koruyan eldivenler, doğal

atmosferik etkenlere karşı koruyan başlıklar, ayakkabılar

vb.

Kategori II: Kategori I ve Kategori III’ün dışında kalan

tüm KKD’ler Kategori II olarak sınıflandırılır. Örneğin;

kulak koruyucular, baş koruyucular, göz ve yüz koruyucular,

ayak ve bacak koruyucular vb.

Kategori III: Tasarımcı tarafından, ani olarak ortaya

çıkabilecek tehlikeleri, kullanıcının zamanında fark

edemeyeceği düşünülen durumlarda ve hayati tehlike oluşturarak,

sağlığa ciddi şekilde ve geriye dönüşü mümkün

olmayan derecede zarar verebilecek risklere karşı koruma

sağlayan karmaşık yapıdaki KKD’ler Kategori III olarak

sınıflandırılır. Örneğin; solunum sistemi koruyucuları,

elektrik çarpmalarına karşı koruyucular, yüksekten düşmeye

karşı koruyucular vb. [5].

4. Kişisel koruyucu donanımların

belgelendirilmesi

2. Kişisel koruyucu donanım nedir

Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği Madde 4 – (1) h’ye göre, Kişisel koruy

1- Kişilerce bir veya birden fazla sağlık ve güvenlik riskine karşı korunmak a

Belgelendirme, tutulmak üzere tasarlanmış KKD’nin, ve ilgili imal edilmiş yönetmelikte donanımı, belirtilen

temel sağlık ve güvenlik gereklerini yerine getirip

getirmediğini gösteren süreci ifade etmektedir. Her

bir kategori için izlenecek uygunluk değerlendirme

yöntemleri

3. Kişisel koruyucu

şunlardır:

donanımların kategorizasyonu

2- Koruma işlevi için gerekli olan, belirtilen donanıma ait değiştirilebilir parçala

3- Belirtilen donanımlara ait, kişilerce giyilmeyen veya tutulmayan, donanımı bi

bir ankraj noktasına bağlamak amacıyla tasarlanmış, bir yapıya kalıcı o

kullanım öncesinde sabitlenmesine gerek duyulmayan bağlantı sistemlerini if

KKD’ler koruma sağladığı riskin türüne göre kategorize edilirler. Kategorizasy

değerlendirme yönteminin seçiminde önemli bir kriterdir.

Kategori I: Bu tipteki KKD’ler için AB tip incelemesi

gerekmez. Temel testler yapılarak ürün üzerine

iliştirilen CE uygunluk işareti, üreticinin ilgili teknik

düzenlemeden kaynaklanan bütün yükümlülüklerini

yerine karşı koruyan getirdiğini başlıklar, ve ayakkabılar ürünün ilgili vb. tüm uygunluk değerlendirme

işlemlerine tabi tutulduğunu gösterir.

Kategori 0: KKD Yönetmeliği kapsamına girmeyen kişisel koruyucu donanıml

Kategori I: Kullanıcının kendisinin değerlendirebileceği kabul edilen, tedrici

zamanında fark edilebilir düzeydeki risklere karşı koruma sağlayan basit yapıda

olarak sınıflandırılır. Örneğin; yüzeysel etkilere karşı koruyan eldivenler, doğ

Kategori II: Kategori I ve Kategori III’ün dışında kalan tüm KKD’ler Kategori

Örneğin; kulak koruyucular, baş koruyucular, göz ve yüz koruyucular, ayak ve b

Kategori III: Tasarımcı tarafından, ani olarak ortaya çıkabilecek tehlikeleri, k

fark edemeyeceği düşünülen durumlarda ve hayati tehlike oluşturarak, sağlığa

dönüşü mümkün olmayan derecede zarar verebilecek risklere karşı koruma sağla

KKD’ler Kategori III olarak sınıflandırılır. Örneğin; solunum sistemi

çarpmalarına karşı koruyucular, yüksekten düşmeye karşı koruyucular vb. [5].

Kategori II: Onaylanmış kuruluşun onayı gerekmektedir.

Onaylanmış kuruluş gerekli incelemeyi yaptıktan

sonra AB Tip İnceleme Belgesi’ni düzenleyerek

üreticiye verir. Bunun ardından, üretici tarafından AB

4. Kişisel koruyucu donanımların belgelendirilmesi

Uygunluk Beyanı düzenlenerek ürüne CE işareti iliştirilir.

Belgelendirme, KKD’nin, ilgili yönetmelikte belirtilen temel sağlık ve güve

getirip getirmediğini gösteren süreci ifade etmektedir. Her bir kategori içi

değerlendirme yöntemleri şunlardır:

Kategori III: Bu yapıdaki KKD’lerin belgelendirilmesi

için onaylanmış kuruluşun tasdikine ihtiyaç

vardır.

tutulduğunu

Onaylanmış

gösterir.

kuruluş KKD ile ilgili gerekli

incelemeleri yapar, teknik dosyanın uyumlaştırılmış

ulusal standartlara uygun olup olmadığını inceler, gerekiyorsa

inceleme ve testler gerçekleştirir ve uygunluğu

belirlenen ürüne AB Tip İnceleme Belgesi verir.

Daha sonra üretici AB Uygunluk Beyanı’nı hazırlar

ve ürüne CE işaretini iliştirir. Kategori III kapsamındaki

ürünlere, onaylanmış kuruluşun kimlik numarasının

da CE işareti ile birlikte iliştirilmesi gerekmektedir

[6].

Kategori I : Bu tipteki KKD’ler için AB tip incelemesi gerekmez. Temel testler

iliştirilen CE uygunluk işareti, üreticinin ilgili teknik düzenlemeden

yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve ürünün ilgili tüm uygunluk değerlen

Kategori II: Onaylanmış kuruluşun onayı gerekmektedir. Onaylanmış kuru

yaptıktan sonra AB Tip İnceleme Belgesi’ni düzenleyerek üreticiye verir. B

tarafından AB Uygunluk Beyanı düzenlenerek ürüne CE işareti iliştirilir.

Kategori III: Bu yapıdaki KKD’lerin belgelendirilmesi için onaylanmış kuru

vardır. Onaylanmış kuruluş KKD ile ilgili gerekli incelemeleri yapar, teknik do

ulusal standartlara uygun olup olmadığını inceler, gerekiyorsa inceleme ve t

uygunluğu belirlenen ürüne AB Tip İnceleme Belgesi verir. Daha sonra üretici A

hazırlar ve ürüne CE işaretini iliştirir. Kategori III kapsamındaki ürünlere, onayla

numarasının da CE işareti ile birlikte iliştirilmesi gerekmektedir [6].

"CE" işareti: “Conformité Européenne” kelimelerinin baş harflerinden oluş

Ürünün ilgili teknik düzenlemesine uygun olduğunu ve ürünlerin amacına uygu

insan, can ve mal güvenliği, bitki ve hayvan varlığı ile çevreye zarar vermeyeceği

“CE” işareti: “Conformité

Européenne” kelimelerinin baş harflerinden

oluşan bir AB işaretidir.

44 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 45



MAKALE

Ürünün ilgili teknik düzenlemesine uygun olduğunu

ve ürünlerin amacına uygun kullanılması halinde insan,

can ve mal güvenliği, bitki ve hayvan varlığı ile

çevreye zarar vermeyeceğini gösteren bir işarettir.

AB Tip İnceleme Belgesi: Onaylanmış kuruluş tarafından

düzenlenerek imalatçıya verilen Kategori

II ve III için KKD modelinin “KKD Yönetmeliği”

hükümlerine uygunluğunu gösteren belgedir.

AB Uygunluk Beyanı: İmalatçının KKD’yi piyasaya

arz ettiğinde “KKD Yönetmeliği” hükümlerine

uygunluğunu beyan ettiği belgedir. İmalatçı bu

belgeyi kendisi düzenler.

Onaylanmış Kuruluş: Test, muayene ve/veya belgelendirme

kuruluşları arasından, bu Yönetmelik çerçevesinde

uygunluk değerlendirme faaliyetinde bulunmak

üzere, Bakanlık tarafından, 4703 sayılı Kanunda,

13/11/2001 tarihli ve 2001/3531 sayılı Bakanlar Kurulu

Kararıyla yürürlüğe konulan Uygunluk Değerlendirme

Kuruluşları ile Onaylanmış Kuruluşlara Dair

Yönetmelik ve bu Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde

yetkilendirilen özel ve kamu kuruluşu.

5. Kişisel koruyucu donanımlarda

bulunması gereken genel

özellikler

Tüm KKD’ler aşağıda sıralanan özellikleri taşımalıdır.

► Amaçlanan doğrultuda kullanımı sırasında karşılaşılan

tüm risklere karşı yeterli koruma sağlamalıdır.

► Tehlike içeren iş yapılırken, öngörülebilen koşullarda

ve amaçlanan doğrultuda kullanımı sırasında kullanıcıyı

mümkün olan en yüksek düzeyde koruyacak şekilde

tasarlanarak imal edilmelidir.

► Tasarım sırasında göz önüne alınacak en uygun koruma

düzeyi, KKD kullanımını gerektiren riske maruz kalındığında

veya normal koşullarda işin yürütülmesi sırasında

KKD’nin etkinliğinin azalmaya başladığı noktadır.

► KKD’nin tasarımında, aynı risk faktörünün farklı düzeylerinin

ayırt edilebilmesi gibi öngörülebilir kullanım

koşullarının farklılık gösterdiği durumlarda uygun koruma

sınıflandırmaları dikkate alınmalıdır.

► Öngörülebilir koşullarda kullanımı sırasında tehlikelere

ve yapısından kaynaklanabilen rahatsızlık verici

diğer faktörlere neden olmayacak şekilde tasarlanarak

imal edilmelidir.

► KKD malzemesi ve parçaları, bozulma sonucu ortaya

çıkan maddeler de dahil olmak üzere, kullanıcının

sağlık ve hijyenini olumsuz yönde etkilememelidir.

► Giyildiğinde kullanıcıya temas eden veya etmesi

muhtemel KKD’nin herhangi bir parçası, tahriş ya da

yaralanmalara neden olabilecek derecede sert olmamalı,

keskin kenarlar ve çıkıntılar bulundurmamalıdır.

► İş sırasında yapılacak hareketler ve vücudun duruş şekilleri

ile ortam koşulları göz önüne alınarak, kullanıcı

üzerinde doğru pozisyonda kolayca durmasını sağlayacak

ve öngörülen kullanım süresinde yerinde kalacak şekilde

tasarlanarak üretilmelidir. Bu amaçla KKD, ayarlanabilir

ve eklenebilir sistemler yardımıyla veya farklı beden ölçülerinde

üretilerek kullanıcının vücut yapısına uygun hale

getirilmeli ve en etkin şekilde kullanılması sağlanmalıdır.

► Dayanıklılık ve işlevselliğini azaltmayacak şekilde

olabildiğince hafif imal edilmelidir. KKD, ilgili tehlikelere

karşı yeterli korunma sağlayabilmek için yerine

getirilmesi şart olan ve belirli riskler için ilave gereksinimlerden

ayrı olarak, öngörülen kullanım koşulları

altındaki ortam koşullarının etkisine dayanabilmelidir.

► Aynı imalatçı, aynı anda birden fazla risk söz konusu

olduğunda bu risklere karşı vücudun birbirine yakın

kısımlarının eş zamanlı korunmasını sağlamak için farklı

tip ve sınıflarda KKD modellerini piyasaya sunarsa,

bunlar birbiriyle uyumlu olmalıdır.

► İmalatçı, piyasaya sunduğu KKD ile birlikte aşağıdaki

hususları içeren kullanım kılavuzunu da sağlamalıdır:

a. İmalatçının veya yetkili temsilcisinin isim ve adresi,

b. Depolama, kullanım, temizlik, bakım, onarım ve

dezenfekte etmeye ilişkin bilgiler,

c. Söz konusu KKD’nin sağladığı korumanın sınıfını

ya da seviyesini ölçmek için uygulanan teknik testlerde

kaydedilen performans sonuçları,

d. Söz konusu KKD’ye uygun aksesuarların ve yedek

parçaların özellikleri,

e. Farklı risk seviyeleri için uygun koruma sınıfları ve

bunlara karşılık gelen kullanım limitleri,

f. KKD veya belirli parçalarının kullanım ömrü veya

son kullanma tarihi,

g. Taşımaya uygun paketleme şekli,

h. İşaretlerin anlamı,

i. KKD’lerin tasarımını yapan onaylanmış kuruluşun

unvanı, adresi, kimlik numarası.

j. KKD’nin koruması amacıyla tasarlandığı risk

k. İlgili yönetmelik ve uyumlaştırılmış mevzuata

atıf,

l. KKD’lerin uygunluk değerlendirme işlemlerinde

yer alan onaylanmış kuruluş veya kuruluşların unvanı,

adresi ve kimlik numarası,

m. İlgili uyumlaştırılmış standart veya standartların

referans numaraları ve tarihleri veya kullanılan diğer

teknik şartnamelere atıflar,

n. AB Uygunluk Beyanına ulaşılabilecek internet sitesi

adresi

Bu bilgiler, anlaşılır, kesin ve en azından tüketiciye

sunulduğu ülkenin resmi dilinde olmalıdır [7].

6. Kişisel koruyucu donanımların

seçilmesi

Kişisel koruyucu donanımlar farklı tipte ve koruyucu

özelliklerde üretilmektedir. Bu nedenle yapılan

iş için en doğru ekipmanın seçimi konusunda

karar verirken bazı hususların dikkate alınması ve

değerlendirilmesi gerekir.

İlk aşamada donanım, ilgili yönetmelik hükümlerine

uygunluğu açısından değerlendirilmelidir. Bu

konuda, bulunduğu kategoriye göre AB tip inceleme

belgesi ve CE işaretine sahip olması gibi başlıklar

dikkate alınmalıdır. Ayrıca donanımın EN

(European Norm) standartlarına uygunluk belgesi

de sorgulanmalıdır.

Eğer KKD söz konusu temel ölçütleri sağlıyorsa,

aşağıda belirtilen kaynaklardan derlenecek olan

bilgiler değerlendirilerek en doğru kişisel koruyucu

türü ve koruma seviyesi belirlenebilir.

a- Risk değerlendirmesi

Risk değerlendirmesi; iş yerlerinde var olan ya da

dışarıdan gelebilecek tehlikelerin, işçilere, işyerine

ve çevresine verebileceği zararların ve bunlara

karşı alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla

yapılan çalışmalardır. Risk kontrol hiyerarşisi içinde

sürdürülen söz konusu çalışmalar sonucunda,

çalışma ortamında ihtiyaç duyulan koruyucu donanımın

tür ve özellikleri belirlenebilir.

b- Yasal mevzuat

Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması

Hakkında Yönetmelik EK-3’de donanımların

kullanım alanları belirtilmiştir. KKD’lerin

üretim, tasarım ve kullanım şartları ile ilgili

bilgiler ise “Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği”

de yer almaktadır.

c- İşyeri denetim sonuçları

İşyerleri farklı zamanlarda ilgili devlet kuruluşları

tarafından denetlenmektedir. Ayrıca işletme bünyesinde

belli bir program dahilinde sürdürülen denetleme

faaliyetleri vardır. Bu çalışmalar sırasında

elde edilen bulgular KDD seçiminde yol gösterici

olabilir.

d- Üreticiler ve tedarikçiler

KKD üreticileri ve tedarikçiler ürettikleri ve pazarladıkları

donanımın yapısı, teknik özellikleri,

kullanım alanları, kullanımı sırasında ortaya çıkması

muhtemel sorunlar vb. konularında yeterli

bilgi birikimine ve deneyime sahiptir. Bu nedenle,

KKD seçimi aşamasında onların bilgilerinden yararlanılabilir.

e- İş güvenliği uzmanları

İş güvenliği uzmanları; “İş Güvenliği Uzmanlarının

Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında

Yönetmelik” Madde 9 (1) a-1’e göre; “(….

kişisel koruyucu donanımların seçimi, temini, kullanımı,

bakımı, muhafazası ve test edilmesi konularının,

iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına ve genel

iş güvenliği kurallarına uygun olarak sürdürülmesini

sağlamak için işverene önerilerde bulunmak”

ile görevlidir.

46 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 47



MAKALE

f - Çalışanlar

Çalışanlar işyeri ortam koşullarını en iyi bilen, yaptıkları

işin inceliklerine vakıf ve karşılaştıkları sorunları çözme

becerisi olan kişilerdir. Yaptıkları iş KKD kullanımını

gerektiriyorsa, bir süre sonra bu konuda da bilgi ve deneyim

sahibi olurlar. Dolayısıyla onların görüş ve önerilerinden

yararlanmak gerekir. Nitekim 6331 sayılı İş

Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nu Madde 18 (1) a ve b’de

bu husus vurgulanmaktadır [8].

7- Kişisel koruyucu donanımların

kullanımı

Konuyla ilgili yasal mevzuat gereğince; işverenler, çalışanlarına

standartlara uygun ve CE işareti taşıyan kişisel

koruyucu donanımı ücretsiz olarak temin etmek, kişisel

koruyucu donanımların hangi risklere karşı kullanacağı

konusunda onları bilgilendirmek, donanımların kullanımı

konusunda uygulamalı olarak eğitim verilmesini sağlamakla

yükümlüdür. Çalışanlar da kendilerine sağlanan

kişisel koruyucu donanımları talimatlara uygun olarak

kullanmak, korumak, uygun yerlerde ve uygun şekilde

muhafaza etmekle mükelleftir [9,10].

Ayrıca, kişisel koruyucu donanımların kullanımı konusunda

aşağıdaki hususların da dikkate alınması ve yerine

getirilmesi gereklidir.

► Kişisel koruyucu donanımların kullanım şartları ve

özellikle kullanılma süreleri; riskin derecesi, maruziyet

sıklığı, her bir çalışanın çalıştığı yerin özellikleri

ve kişisel koruyucu donanımın performansı dikkate

alınarak belirlenir.

► Çalışanlara verilen KKD’ler her zaman etkili şekilde

çalışır durumda olur. Temizlik, bakım ve periyodik

kontrolleri imalatçı tarafından sağlanacak kullanım

kılavuzuna uygun olarak yapılır ve ihtiyaç duyulan

parçaları yenileri ile değiştirilir.

► KKD’ler hijyenik koşullarda muhafaza edilir ve kullanıma

hazır bulundurulur.

► KKD’ler çalışanların kolayca erişebilecekleri yerlerde

ve yeterli miktarlarda bulundurulur.

► KKD’ler her kullanımdan önce kontrol edilir.

► Çalışanlar KKD’lerde gördükleri herhangi bir arıza

veya eksikliği işverene bildirirler.

► Arızalı bulunan KKD’ler arızalar giderilmeden ve gerekli

kontrolleri yapılmadan kullanılamaz.

► KKD’lerin tek kişi tarafından kullanılması esastır.

Zorunlu hallerde birkaç kişi tarafından kullanılması

durumunda, bu kullanımdan dolayı sağlık ve hijyen

problemi doğmaması için her türlü önlem alınır.

8. Sonuç

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na

göre; işletmelerin yerine getirmesi gereken önemli

yükümlülüklerden birisi de “Risk değerlendirmesi

yapma veya yaptırma yükümlülüğü”dür. Temel

amaç belirlenen risklerin toplu korunmayı sağlayacak

teknik girişimlerle, iş organizasyonu ve

çalışma yöntemleriyle önlenmesidir. Bunun sağlanamadığı

durumlarda kişinin sağlığının korunması

ve güvenliğinin sağlanması için KKD kullanımı

zorunlu hale gelmektedir.

İşverenler kullanılması gereken kişisel koruyucu

donanımları, çalışan temsilcilerinin de görüşünü

alarak belirlemek, kullanımı sırasında alınması gereken

sağlık ve güvenlik önlemleri hakkında çalışanlara

ve temsilcilerine bilgi vermek, kişisel koruyucu

donanımların her zaman çalışır durumda olmasını

sağlamak, temizlik ve bakımını yaptırmak ve gerektiğinde

yenileriyle değiştirmek ile yükümlüdür.

Çalışanlar ise 6331 sayılı Kanunun 19’uncu maddesine

uygun olarak, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili

aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları

doğrultusunda kendilerine sağlanan kişisel koruyucu

donanımları doğru kullanmak, korumak, uygun yerlerde

ve uygun şekilde muhafaza etmekle mükelleftir.

Kaynaklar

1- https://denizhanosgb.com.tr/is-sagligi-ve-guvenligi-nedir/

2- https://www.isgnedir.com/risk-kontrol-adimlari-nelerdir/

3- https://kkdportal.csgb.gov.tr/media/1023/kkd_kitabi.pdf

4- Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği (Resmi Gazete; Tarih:

01.05.2019, Sayı:30761).

5- https://www.kayaconsulting.com/bilgi-kosesi/blog/kisisel-koruyucu-donanimlarin-secimi--incelenmesi-ve-bakimi#

6- https://kkdportal.csgb.gov.tr/media/1158/belgelendirme.pdf

7- https://kkdportal.csgb.gov.tr/contents/genel-bilgiler/kategori-3-ki%-

C5%9Fisel-koruyucu-donan%C4%B1mlar%C4%B1n-belgelendirilmesi/

8- https://www.isgnedir.com/7-adimda-dogru-kisisel-koruyucu-donanim-nasil-secilir/#google_vignette

9- 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (Resmî Gazete; Tarih:

30.06.2012, Sayı: 28339).

10- Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerinde Kullanılması Hakkında

Yönetmelik (Resmî Gaz.; 02.07.2013, Sayı: 28695).

48 SEKTÖRMADEN



MAKALE

21. yüzyılda kritik ham madde

kaynakları ve önemi

ürününü /minerali veya elementi tanımlar. Bu tanımda

kritik terimi mutlaka kıtlık anlamına gelmez; daha çok

bunların stratejik önemini ve tedarik zincirlerinin potansiyel

kırılganlığını vurgulayarak, bunların temininin,

ekonomik rekabet gücünün sürdürülmesi açısından hayati

önemini ifade eder.

Mineralin “kritik” olduğuna nasıl

karar verilir?

Bir mineralin kritik olarak belirlenmesi teknolojik

gelişmelere, endüstriyel taleplerdeki değişimlere

ve yeni keşiflere bağlı olarak zaman içinde değişebilen

dinamik bir süreçtir. Mineralin kritik olması

aşağıda tanımlanan bir dizi faktörün çoklu birleşiminden

elde edilen katsayılara göre kararlaştırılır

1-Ekonomik gereklilik: Mineral ekonomik büyümeyi

yönlendiren mal ve hizmetlerin üretiminin

ayrılmaz bileşeni olarak, kilit endüstrilerin ve teknolojilerin

işleyişinin devamı için gerekli olmalı.

2-Teknolojik gereklilik: Mineral, elektronik cihazlar,

yenilenebilir enerji sistemleri, piller ve diğer

ileri teknolojilerin geliştirilmesinde ve uygulanmasında

hayati bir rol oynamalı.

3-Tedarik zinciri kırılganlığı: Kritik minerallerin belirlenmesinde

dikkate alınan en önemli faktörlerden

biri de tedarik kesintisi riskidir. Jeopolitik sorunlar,

üretimin birkaç ülkede yoğunlaşması, potansiyel pazarda

bozulma vb. faktörler bu minerallere yönelik

tedarik zincirinin kırılganlığında etkili olmaktadır.

4-Ulusal güvenlik kaygıları: Minerale güvenilir ve

düzenli erişim, özellikle savunma teknolojileri ve

kritik altyapı bağlamında bir ülkenin güvenliği için

hayati etkiye sahip olmalı.

5-Temiz enerji geçişi: Temiz ve yenilenebilir enerji

kaynaklarına küresel geçişle birlikte lityum,

germanyum, kobalt, nadir toprak elementleri ve

benzer diğer minerallerin pillerin, güneş panellerinin

ve rüzgâr türbinlerinin üretiminde kritik hale

gelmiş olması.

Gelişmiş ülkeler tarafından farklı açılardan kritik

olduğu kabul edilen mineralden bazıları derlenerek

Tablo 1’ de verilmiştir.

Prof. Dr. Yüksel Örgün Tutay

İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Kritik terimi mineralin mutlaka

nadir olduğu anlamına gelmez,

ancak madenin stratejik önemini

ve tedarik zinciriyle ilişkili

potansiyel zayıf noktalarını

vurgular. Bu alandaki küresel

rekabet önümüzdeki on yılda daha

da şiddetli hale gelecek ve kritik

hammaddelere olan bağımlılık,

yakında bugünkü petrole olan

bağımlılığın yerini alabilecektir.

Kritik ham madde nedir?

Teknoloji bağımlı yaşamın giderek yaygınlaştığı çağımızda,

kütlesel üretim ve kontrolsüz tüketimin sonucu

ortaya çıkan küresel iklim değişimi ve sürdürülebilirlik

zorunluluğu, kritik minerallere ve/veya elementlere olan

talebi aşırı şekilde arttırmıştır. Gelişmekte olan teknolojilerin

(emerging technologies) ve temiz enerji arayışının

merkezine yerleşen “kritik ham maddeler (KHM)”

küresel ekonomilerin geleceğinin belirlenmesinde kilit

rol oynamaktadır.

Kritik mineral terimi, ileri teknolojilerin geliştirilmesi

ve yaygınlaştırılması için gerekli olan, buna karşın

arz kesintisi riski altında olduğuna karar verilen maden

Tablo 1. Kritik olduğu kabul edilen mineraller/elementler

Nadir Toprak

Elementler (NTE)

Teknolojik

Metaller

Diğer Kritik

Mineraller

Lantan (La) İndiyum (In) Bizmut (Bi) Platin

Platin Grubu

Metaller (PGM)

Seryum (Ce) Galyum (Ga) Grafit (C) Paladyum

Neodimyum (Nd) Germanyum (Ge) Hafniyum (Hf) Rodyum

Praseodiyum (Pr) Tantalyum (Ta) Magnezyum İridyum

Prometyum (Pm) Tellür (Te) Antimon (Sb) Rutenyum

Samaryum (Sm) Kobalt (Co) Titanyum (Ti)

Evropyum (Eu) Lityum (Li) Vanadyum (V) Baz metaller

Gadolinyum (Gd) Skandiyum (Sc) Niyobyum (Nb) Bakır

Terbiyum (Tb) Selenyum (Sm) Tungsten (W) Çinko

Disprosyum (Ds) Talyum (Tl) Alüminyum

Holmiyum (Ho) Renyum (Re) Değerli metaller Nikel

Erbiyum (Er) İtriyum (Y) Altın

Tulyum (Tm) Silisyum (Si) Gümüş

İterbiyum (Yb)

50 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 51



MAKALE

Hükümetler kritik mineralleri, stratejik önemine

ve potansiyel tedarik zinciri zayıflıklarına göre

listelemekte ve belirli aralıklarla bu listeleri güncelleyerek,

ticari anlaşmalarını, kaynak geliştirme

stratejilerini ve ilgili politikalarını belirlemektedir.

Örneğin Avrupa Birliği (AB), 2011’de 14 kritik

hammadde belirlemiş, bu sayı 2017 yılında 27’ye

2023’te ise “Ekonomik gereklilik” ve “Tedarik

Zinciri Kırılganlığı” parametrelerine göre Tablo

2’de görüldüğü gibi 34’e yükseltilmiştir. Avrupa

Birliği 2020’de kritik ham madde olarak listeye

aldığı indiyumu 2023 listesinden çıkartılmış, buna

karşın arsenik, feldispat, helyum, manganez listeye

eklenmiştir (http-2)). Arsenik, yarı iletkenlerin

üretiminde metallerinin katma değerinde nispeten

yüksek artışa neden olduğu için 2023 yılında kritik

hammaddeler listesine alınmıştır. Feldspat, ithalat

bağımlılığının artması ve Türkiye’den yapılan

ithalatın AB ihtiyacının %51’ini karşılıyor olmasının

“tedarik riskini” arttırmasından dolayı stratejik

hammadde olarak listeye eklenmiştir. Çelik

üretiminde ve pillerde kullanılan stratejik bir ham

madde olan Manganez ise Bulgaristan ve Macaristan’ın

üretimi durmasının tedarik riskini artması

nedeniyle kritik ham madde sınıfına alınmıştır.

Tablo 2. Avrupa Birliği-2023 Kritik Ham Maddeler (KHM) listesi (http-2)

KHK tedarik zincirlerinin

potansiyel kırılganlık nedenleri

Artan küresel nüfus, sanayileşme, dijitalleşme ve küresel

iklim değişiminin getirdiği baskı, ileri ve düşük

emisyon teknoloji ürünlerinde kullanılan metaller, mineraller

ve biyotik malzemelere olan talebi arttırmıştır.

OECD, küresel hammadde talebinin bugünkü 79 milyar

tondan 2060 yılında iki kattan fazla artarak 167 milyar

tona çıkacağını tahmin etmektedir. KHM kaynakları için

küresel rekabetin önümüzdeki on yılda daha da şiddetli

hale geleceği ve kritik hammaddelere olan bağımlılığın,

yakında bugünkü petrole olan bağımlılığın yerini alabileceği

ifade edilmektedir ((https-1; https-3).

11 Aralık 2019’da kabul edilen “AB Yeşil Anlaşma Tebliğinde”,

kaynaklara erişimin, 2030 iklim hedefine ulaşmak

ve 2050 iklim nötrlüğü hedefini gerçekleştirmek

için stratejik bir güvenlik sorunu olarak görülmektedir.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), küresel iklim hedeflerine

ulaşmadaki elektrikli araçların, yenilenebilir enerji

teknolojilerinin ve enerji depolama çözümlerinin geliştirilmesinin

önemini vurgulayarak, başta NTE’ler olmak

üzere Li, Sc, In, Ge gibi kritik maddelerin istikrarlı bir

şekilde tedarik edilmesinin stratejik hale geldiği ifade

etmektedir (https-2)

Şekil 1. KHM’lerin ana küresel tedarikçi ülkeleri

(2012-2016 yılları arası ortalama tedarik edilen

KHM sayısına göre) (Blengini vd., 2020)

Küresel tedarik analizleri, Çin’in birçok kritik hammaddenin

en büyük tedarikçisi olduğunu ortaya koymaktadır

(Şekil 1). Görüldüğü gibi toplam KHM sayısı açısından

Çin, bireysel kritik hammaddelerin %66’sının tedarikçisidir.

Bu, tüm NTE’leri ve diğerlerinin yanı sıra magnezyum,

tungsten, antimon, galyum ve germanyum gibi

diğer kritik hammaddeleri içermektedir. Çin devletinin

yanı sıra örneğin, platin grubu metallerin en büyük küresel

tedarikçileri Rusya ve Güney Afrika, berilyum için

ABD (%88), niyobyum için Brezilya (%92), Hafniyum

için Fransa (%49), Stronsiyum için İspanya (%31), Lityum

için Şili (%42), Bor (%42) ve Feldispat (%32) için

Türkiye küresel tedarikçi listesinde yer almaktadır.

Uluslararası Enerji Ajansı (https-2) temiz enerji teknolojilerinden

gelen toplam hammadde talebini değerlendirerek,

özellikle kritik mineraller için sağlam ve dayanıklı

temiz enerji tedarik zincirlerinin hayati öneme sahip

olduğunun altını çizmiştir. Tedarik zincirleri, mevzuat

değişikliklerinden, ticaret kısıtlamalarından, siyasi istikrarsızlıklardan

ve Kovid-19 pandemisi sürecinde olduğu

gibi dünya genelinde yaşanan üretim kısıtlamalarından

hızla etkilenmektedir.

Fosil yakıt tedarikiyle karşılaştırıldığında, örneğin temiz

enerji teknolojilerine yönelik tedarik zincirlerinin çok

daha karmaşık, daha az şeffaf ve coğrafi olarak daha dar

bölgelerde yoğunlaşmış olması kritik ham madde tedarik

riskini arttırmaktadır. Bazı durumlarda tek bir ülke

dünya çapındaki üretimin yaklaşık yarısından sorumlu

olabilmektedir. Mesela Güney Afrika Cumhuriyeti ve

Demokratik Kongo Cumhuriyeti küresel platin ve kobalt

üretiminin yaklaşık %70’ini gerçekleştirmektedir; Çin,

2019’da küresel REE üretiminin %60’ını (2010’ların ortalarında

%80’in üzerinde) karşılamıştır.

Tablo 3’te görüldüğü gibi Çin’in küresel rezervlerde

orantısız derecede yüksek bir paya sahip olması tedarik

zincirlerinde kırılganlıklar yaratarak tedarik, fiyat dalgalanmaları

ve benzer potansiyel aksaklıklara ilişkin endişeleri

artırmaktadır.

Alüminyum/boksit Koklaşabilir kömürü Lityum Fosfor

Antimon Feldispat* Hafif NTE Skandiyum

Arsenik Florit Magnezyum Silikon metal

Barit Galyum* Manganez Stronsiyum

Berilyum Germanyum Doğal grafit Tantalyum

Bizmut Hafniyum Niyobyum Titanyum

Boron/Borat Helyum PGM Tungsten

Kobalt Ağır NTE Fosfat kayası Vanadyum

Bakır*

Nikel*

Feldispat*: 2023 yılında kritik ham madde olarak listeye alınan mineraller/elementler

Galyum*: 2023 yılında stratejik hammadde olarak listeye alınan mineraller/elementler

* Bakır ve nikel KHM eşiklerini karşılamamakta, ancak Stratejik Hammaddeler olarak yer almakta

Tablo 3. Çin’in ürettiği kritik ham maddeler ve küresel arzdaki oranları (Blengini vd., 2020)

KHM Küresel arzdaki payı KHM Küresel arzdaki payı

Antimuan %74 Barit %38

Bizmut %80 Florspar %65

Galyum %80 Germanyum %80

İndiyum %48 Magnezyum %89

Doğal grafit %69 Fosfat kayası %48

Fosfor %74 Skandiyum %66

Silikon metali %66 Titanyum %45

Tungsten %69 Vanadyum %39

Hafif NTE %86 Ağır NTE %86

52 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 53



MAKALE

Öte yandan, küresel iklim değişimi nedeniyle düşük

karbonlu ekonomiye geçişi hızlandırma aciliyeti, istenmeyen

çevresel sonuçlardan kaçınmak için sürdürülebilir

uygulamalara uyumlu olması gerekliliği nedeniyle,

kritik ham maddelerin çıkarılması ve kullanılmasında

sürdürülebilir uygulamaların uzun vadeli ekonomik ve

çevresel refah için giderek artan bir zorunluluk olduğu

kabul edilmektedir. Bunun için sorumlu madencilik, geri

dönüşüm programları ve döngüsel ekonomi modellerine

odaklanan çalışmalar hız kazanmıştır.

Kritik ham maddelerin başlıca

kullanım alanları

Kritik hammaddeler, ileri teknoloji geliştirme,

temiz enerji teknolojileri, ulaşım sektörü, sağlık

hizmetleri, savunma sanayi, 3-boyutlu baskı yapabilen

yazıcılar, dijital teknolojiler, vb. modern hayatın

gelişmesini sağlayan sayısız teknolojik uygulamanın

temel bileşenidir. Bu alanlarda kullanılan

minerallere örnekler aşağıda verilmiştir.

İleri teknoloji: Akıllı telefonlar, bilgisayarlar,

elektronik aletler, dijital teknolojiler, bataryalar,

yarı iletken çipler ve ekranlar, dâhil olmak üzere

yüksek teknolojili cihazların üretimi için NTE’ler,

lityum, kobalt, silikat, indiyum, galyum, germenyum,

PGM, grafit ve magnezyum, majör bileşenler

(Cu, Ni, Al, Au, vd) ile birlikte üretimin temel bileşenleridir.

Hafniyum, niobyum, skandiyum, silikon,

tungsten, vanadyum ve zirkon kullanmadan

da 3-boyutlu baskı yapabilen yazıcı yapamazsınız.

Temiz ve yenilenebilir enerji: Lityum, kobalt, nikel

ve grafitten oluşan lityum iyon piller, elektrikli

araçlarda ve enerji depolama sistemlerinde kritik

öneme sahiptir. Rüzgâr türbinleri, güneş panelleri

ve enerji tasarruflu aydınlatma teknolojilerinin

üretiminde galyum, indiyum, selenyum, tellurium,

niobyum ve nadir toprak elementlerden diprosiyum,

neodiyum, praseodium hayati önem taşıyor

ve dünya çapında yenilenebilir enerji kapasitesinin

genişletilmesini kolaylaştırmaktadır.

Toplu taşıma: Kritik hammaddeler otomotiv endüstrisinde,

özellikle elektrikli ve hibrit araçların

geliştirilmesinde merkezi bir rol oynamaktadır.

Elektrik motorları ve güç aktarma organlarının en

uygun verimde çalışması neodiyum (Nd) ve disprosyum

(Dy) içeren mıknatıslara (dayanmaktadır).

Sağlık hizmeti: Sağlık sektöründe tıbbi cihazlarda,

teşhiste ve ilaç yapımında kritik hammaddeler kullanılmaktadır.

Örneğin gadolinyum (Gd), manyetik

rezonans görüntüleme (MRI) taramalarında kontrast

madde olarak kullanılmakta ve sağlık uzmanlarına

değerli teşhis bilgileri sağlamaktadır. Ek olarak,

platin bazlı ilaçların kanser tedavisinde, Lityum ’un

bipolar bozuklukların tedavisinde kullanılan ilacın

kritik bileşenler olması, değerli metallerin tıbbi uygulamalardaki

önemini vurgulamaktadır.

Savunma ve havacılık: Performans, güvenilirlik

ve dayanıklılık için örneğin tungsten (W), tantalyum

ve NTE bileşenli mıknatıslar, füze yönlendirme

sistemlerinde, uçak motorlarında ve askeri

elektronik cihazların yapımında hayati önem taşımaktadır.

Veya titanyum ve niyobyum gibi özel

metaller, uçak parçaları, zırh kaplamaları ve savunma

uygulamalarında kullanılan yüksek performanslı

alaşımların üretiminde gereklidir.

Elementleri kritik yapan teknik

özellikleri

Manyetik özellikler: Özellikle neodiyum, praseodiyum

ve disprosyum güçlü kalıcı mıknatısların üretiminde ayrılmaz

bileşenlerdir. Bu mıknatısların yüksek manyetik

gücü ve stabilitesi, elektrikli araç motorları, rüzgâr türbinleri,

bilgisayar sabit sürücüleri ve ses hoparlörleri dahil

olmak üzere cihazlardaki enerji dönüşümü ve hareket

kontrolü için vazgeçilmezdir.

Lüminesans özellikleri: Evropiyum ve terbiyum harici

enerji kaynakları tarafından uyarıldığında ışık yayan,

ışıldayan özellikler sergiler. Bu özellikler floresan

aydınlatma, LED ekranlar ve televizyon ekranlarının

parlaklığını, renk doğruluğunu ve enerji verimliliğini

artırmaktadır.

Katalitik özellikler: Seryum ve diğer NTE’ler, mükemmel

katalitik özellikleriyle otomotiv katalitik konvertörlerinde,

petrol rafinasyonunda ve kirlilik kontrol

sistemlerinde vazgeçilmez hale gelmiştir. NTE bazlı katalizörler,

zararlı kirleticileri daha az toksik maddelere

dönüştüren kimyasal reaksiyonları kolaylaştırarak, hava

ve su kirliliğinin azaltılmasına ve çevresel sürdürülebilirliğin

iyileştirilmesine yardımcı olur.

Yüksek sıcaklık kararlılığı: Lantan ve seryum yüksek

sıcaklıklara ve korozyona karşı olağanüstü direnç gösterir.

Bu özellikler onları havacılık sanayinde, gaz türbinleri

ve askeri donanımlarda kullanılan özel alaşımların

üretiminde önemli katkı maddeleri haline getirmektedir

Nükleer uygulamalar: Gadolinyum ve evropiyum nükleer

reaktör kontrol çubukları, nötron koruma ve tıbbi

görüntüleme ajanları için uygun özelliklere sahiptir. Bu

uygulamalar tıp alanından nükleer enerji üretimine, radyolojik

teşhise ve radyasyon tedavisine kadar geniş bir

yelpazede katkıda bulunmaktadır.

Elektriksel iletkenlik: İtriyum ve skandiyum, elektrik

iletkenlikleri ve ısı dirençleri nedeniyle süper iletken

malzemelerin, yüksek sıcaklığa dayanıklı süper alaşımların

ve ileri elektroniklerin üretiminde kullanılır. Bu

malzemeler verimli elektrik iletim sistemlerinin, tıbbi

görüntüleme cihazlarının ve son teknoloji elektronik cihazların

geliştirilmesine olanak sağlamaktadır.

Sonuç

Kritik ham maddeler, modern toplumun işleyişini

destekleyen ve ileri teknolojilerin gelişmesini yönlendiren

vazgeçilmez kaynaklardır. Küresel talep

artmaya devam ettikçe ve tedarik zinciri zorlukları

ortaya çıktıkça bu malzemelerin istikrarlı ve sürdürülebilir

tedarikinin sağlanması giderek daha

hayati hale gelmektedir. Küresel ekonomilerin

ve teknolojik gelişmelerin yararına bu minerallerin

istikrarlı ve etik bir şekilde tedarik edilmesini

sağlamak için sürdürülebilir ve sorumlu madencilik

mutlak gerekliliktir. Ar-Ge çalışmalarını çevre

yönetimiyle dengelemek yalnızca bir zorunluluk

değil, aynı zamanda dayanıklı ve müreffeh bir geleceği

güvence altına almanın vazgeçilmez yöntemidir.

Paydaşlar, yeniliği, sorumlu kaynak üretim

ve kullanımı uygulamalarını ve uluslararası iş birliğini

teşvik ederek kritik hammadde ortamındaki

sorunları çözebilir ve dayanıklı ve müreffeh bir

küresel ekonominin sürekli gelişimini sağlayabilir.

Yararlanılan Kaynaklar

• Blengini, G.A., Latunussa, C., Eynard, U., Matos,

C. 2020, Study on the EU’s list of Critical Raw Materials

(2020) Final Report, ResearchGate, Technical

Report, DOI:10.2873/11619, Septamber 2020

• https-1:-https://op.europa.eu/en/publication-deta-

il/-/publication/57318397-fdd4-11ed-a05c-01aa-

75ed71a1; Study on the Critical Raw Materials for

the EU 2023 Final Report

• https-2: IEA, 2021, The Role of Critical Minerals

in Clean Energy Transitions, World Energy Outlook

Special Report, May, www.iea.org.

• https-3: https://apps.usgs.gov/minerals-information-archives/articles/USGS-Critical-Minerals-Review-2022.pdf

74 . sayfadaki bulmacanın cevapları

10

16

F

H

1 2 3

K

O

N

G

L

O

M

E

R

A

A

R

L

9

N

4

E B

5

F A G L O M E R A

E N

6

S T

D

7 8

L

M A N O M E T

İ K N

B

O K R O M D

İ

N E

V Z E

E İ L

13 14

F A Y A T I M I R

Ö

A E

15

R V İ S K O Z

T

E

R

V

Ö

R

T

Ü

T

A

B

A

K

A

S

I

Y

Ü

Z

D

Ü

R

Ü

C

Ü

11 12

İ

E

M

̇İ

K

S

T

E

54 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 55



***Başlık: Hindistan yeni kömür madenleri açacak

Hindistan Devle-’ne ait dünyanın en büyük kömür madenciliği şirke- Coal India ülkede artan

kömür talebini karşılamak için beş yeni kömür madenini işletmeye açmayı ve çalışır

durumdaki 16 madenin ise kapasitelerini arBrmayı planlıyor.

Hindistan, son aylarda ülkede rekor düzeye yükselen enerji istemini karşılamak için kömüre

giderek daha fazla ih-yaç duyarken, kömür yakıtlı enerji üre-mindeki arBş, neredeyse 2019

yılından bu yana ilk kez Hindistan ekonomisinin yenilenebilir enerji üre-mindeki büyümesini

geride bırakB.

DÜNYADAN HABERLER

Coal India’nın rekor düzeydeki kömür üre-mi, yerli kömürle çalışan enerji santrallerinin

stoklarını yıllık ölçekte %16,1 oranında arBrarak 2024 Mart ayı sonuna kadar 40 milyon tona

çıkaracak.

*ara başlık: Kömür ithala; aralık ayında yüzde 24 ar?

Hindistan yeni kömür

madenleri açacak

Hindistan'ın kömür ithalaB, aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 27,2 arBşla

23,35 milyon tona yükseldi. Koklaşabilir kömür ithalaB da aynı dönemde 4,71 milyon tondan

4,84 milyon tona yükseldi. Mevcut mali yılın Nisan-Aralık döneminde kömür ithalaB, bir

önceki yılın aynı dönemindeki 191,82 tona kıyasla 192,43 tona yükseldi. Koklaşabilir kömür

ithalaB, Nisan-Aralık 2022-23 döneminde kaydedilen 41,35 milyon tona kıyasla hafif bir

arBşla Nisan-Aralık 2023-24 döneminde 42,81 milyon ton seviyesinde gerçekleş-.

Hindistan Kömür Bakanlığı, 2026 yılına kadar termal kömür ithalaBnı sı[rlamayı hedefliyor.

Hindistan Devleti’ne ait dünyanın en büyük

kömür madenciliği şirketi Coal India ülkede

artan kömür talebini karşılamak için beş yeni

kömür madenini işletmeye açmayı ve çalışır durumdaki

16 madenin ise kapasitelerini artırmayı planlıyor.

Hindistan, son aylarda ülkede rekor düzeye yükselen

enerji istemini karşılamak için kömüre giderek daha

fazla ihtiyaç duyarken, kömür yakıtlı enerji üretimindeki

artış, neredeyse 2019 yılından bu yana ilk kez

Lityum-iyon pil üreticisi

Electrovaya gelirlerini

yüzde 41 artırdı

Lityum-iyon pil üreticisi Electrovaya Inc.

2024 mali yılının ilk çeyreğinde şirket gelirlerinde

%41’lik bir artış ve brüt kar marjlarında

%29,2’lik önemli bir iyileşme olduğunu duyurdu.

Şirketin 2024 mali yılının ilk çeyreğindeki geliri,

bir önceki yılın aynı çeyreğindeki 8,6 milyon dolardan

12,1 milyon dolara ulaştı.

Hindistan ekonomisinin yenilenebilir enerji üretimindeki

büyümesini geride bıraktı.

Coal India’nın rekor düzeydeki kömür üretimi, yerli

kömürle çalışan enerji santrallerinin stoklarını yıllık

ölçekte %16,1 oranında artırarak 2024 Mart ayı sonuna

kadar 40 milyon tona çıkaracak.

Kömür ithalatı aralık ayında

yüzde 24 arttı

Hindistan’ın kömür ithalatı, aralık ayında bir önceki

yılın aynı ayına göre yüzde 27,2 artışla 23,35 milyon

tona yükseldi. Koklaşabilir kömür ithalatı da aynı

dönemde 4,71 milyon tondan 4,84 milyon tona çıktı.

Mevcut mali yılın Nisan-Aralık döneminde kömür ithalatı,

bir önceki yılın aynı dönemindeki 191,82 tona

kıyasla 192,43 tona yükseldi. Koklaşabilir kömür ithalatı,

Nisan-Aralık 2022-23 döneminde kaydedilen

41,35 milyon tona kıyasla hafif bir artışla Nisan-Aralık

2023-24 döneminde 42,81 milyon ton seviyesinde

gerçekleşti.

Hindistan Kömür Bakanlığı, 2026 yılına kadar termal

kömür ithalatını sıfırlamayı hedefliyor.

Electrovaya geç-ğimiz yıl, malzeme taşıma sektöründe önde gelen iki OEM ile yeni bir tedarik

anlaşması ve en büyük Japon şirketlerinden biriyle ortaklık da dahil olmak üzere stratejik

hamleler yapB. Bu gelişmelerin şirke-n saBş erişimini arBrması ve gelir büyümesini

desteklemesi bekleniyor.

***Başlık: Avustralyalı Stanmore Eagle Downs projesine ortak oluyor

Electrovaya geçtiğimiz yıl, malzeme taşıma sektöründe

önde gelen iki OEM ile yeni bir tedarik anlaşması

ve en büyük Japon şirketlerinden biriyle ortaklık

da dahil olmak üzere stratejik hamleler yaptı. Bu

bu yılın ikinci çeyreğinin sonunda tamamlanması bekleniyor.

gelişmelerin şirketin satış erişimini artırması ve gelir

ve düşük uçuculuğa sahip sert koklaşabilir taş kömürü üretme potansiyeline sahip.

büyümesini desteklemesi bekleniyor.

Avustralya merkezli metalürjik kömür tedarikçisi Stanmore Resources, birinci kalite sert

koklaşabilir taş kömürü üre-cisi South32’nin Avustralya’da bulunan Eagle Downs metalürjik

kömür projesine yüzde %50 ortak olacak. Stanmore bu hisse devri için15 milyon doları peşin,

20 milyon doları ise projeden çıkarılacak ilk 100 bir ton kömürün saBşından ödeyecek. Alımın

Projenin diğer yüzde 50 hissesi ise Çinli çelik üre-cisi Baowu Steel Group’un bağlı kuruluşu

Avustralya merkezli Aquila Coal’a ait. Eagle Down madeni yıllık 4-6 milyon ton yüksek kaliteli

Anglo American bakır

üretiminin yüzde 24

artırdı

Dünyanın önde gelen madencilik şirketlerinden

Anglo American, geçtiğimiz yıl bakır

üretiminin %24’lük önemli bir artışla

826.000 tona ulaştığını açıkladı. Ancak bu rakam şirketin

830.000 ila 870.000 tonluk üretim beklentisinin

biraz altında kaldı. Buna rağmen, şirket 2024 yılı için

730.000 ila 790.000 ton arasında bakır üretimi beklentisini

koruyor.

Avustralyalı Stanmore

Eagle Downs projesine

ortak oluyor

Avustralya merkezli metalürjik kömür tedarikçisi

Stanmore Resources, birinci kalite

sert koklaşabilir taş kömürü üreticisi

South32’nin Avustralya’da bulunan Eagle Downs

metalürjik kömür projesine yüzde %50 ortak olacak.

Stanmore bu hisse devri için 15 milyon doları peşin,

20 milyon doları ise projeden çıkarılacak ilk

100 bir ton kömürün satışından ödeyecek. Alımın

bu yılın ikinci çeyreğinin sonunda tamamlanması

bekleniyor.

Dünyanın önde gelen madencilik şirketlerinden Anglo American, geçtiğimiz yıl bakır

üretiminin %24'lük önemli bir artışla 826.000 tona ulaştığını açıkladı. Ancak bu rakam şirketin

830.000 ila 870.000 tonluk üretim beklentisinin biraz altında kaldı. Buna rağmen, şirket 2024

yılı için 730.000 ila 790.000 ton arasında bakır üretimi beklentisini koruyor.

Bakır, küresel enerji dönüşümünün temel bileşenleri olan elektrikli araçlarda ve yenilenebilir

altyapıda kullanımı nedeniyle yüksek talep görüyor, buna bağlı olarak da küresel bakır

piyasasında potansiyel arz zorlukları olabileceği öngörülüyor. Analistler, Panama'nın yıllık

350.000 ton kapasiteye sahip First Quantum madenini kapatma kararıyla daha da kötüleşen

bakır açığının bu yıldan itibaren başlayacağını tahmin ediyor. Ayrıca Anglo American,

Glencore, Codelco ve Vale Base Metals gibi diğer büyük bakır üreticileri de

operasyonlarından elde ettikleri üretimin azalacağını öngörüyor.

Anglo American, değişen piyasa taleplerine yanıt olarak, 2026 yılına kadar toplam 1,8 milyar

dolarlık harcama kesintisi uygulayacağını açıkladı. Şirket ayrıca, çıkardığı metallere olan

talebin azalması halinde daha fazla kesinti yapmaya hazır olduğunu da belirtti.

Bakır, küresel enerji dönüşümünün temel bileşenleri

olan elektrikli araçlarda ve yenilenebilir altyapıda

kullanımı nedeniyle yüksek talep görüyor, buna

bağlı olarak da küresel bakır piyasasında potansiyel

arz zorlukları olabileceği öngörülüyor. Analistler,

Panama’nın yıllık 350.000 ton kapasiteye sahip First

Quantum madenini kapatma kararıyla daha da kötüleşen

bakır açığının bu yıldan itibaren başlayacağını

tahmin pil teknolojisi ediyor. üre-cisi Ayrıca Electrovaya Anglo Inc. 2024 American, mali yılının ilk çeyreğinde Glencore, şirket

***Başlık: Lityum-iyon pil üreGcisi Electrovaya gelirlerini 41 ar;rdı

Lityum-iyon

gelirlerinde %41'lik bir arBş ve brüt kar marjlarında %29,2'lik önemli bir iyileşme olduğunu

duyurdu.

Codelco

Şirke-n

ve

2024

Vale

mali yılının

Base

ilk çeyreğindeki

Metals

geliri,

gibi

bir önceki

diğer

yılın

büyük

aynı çeyreğindeki

bakır

8,6

milyon dolardan 12,1 milyon dolara ulaşB.

üreticileri de operasyonlarından elde ettikleri üretimin

azalacağını öngörüyor.

Anglo American, değişen piyasa taleplerine yanıt

olarak, 2026 yılına kadar toplam 1,8 milyar dolarlık

harcama kesintisi uygulayacağını açıkladı. Şirket ayrıca,

çıkardığı metallere olan talebin azalması halinde

daha fazla kesinti yapmaya hazır olduğunu da belirtti.

Projenin diğer yüzde 50 hissesi ise Çinli çelik üreticisi

Baowu Steel Group’un bağlı kuruluşu Avustralya

merkezli Aquila Coal’a ait. Eagle Down madeni yıllık

4-6 milyon ton yüksek kaliteli ve düşük uçuculuğa

sahip sert koklaşabilir taş kömürü üretme potansiyeline

sahip.

***Başlık: Çin’deki maden kapatma söylentileri lityum madencilerinin hisse fiyatlarını

yükseltti

Çinli batarya üreticisi CATL firmasının, elektrikli araç bataryalarının üretiminde kullanılan

lityum cevherini çıkardığı Çin’deki Jianxiawo lityum madenini kapattığı yönündeki söylentiler

üzerine lityum madenciliği yapan şirketlerin hisse senetlerinin fiyatları yükseldi.

Lityum madenciliği sektöründe Avustralya'nın en büyüğü olan Pilbara Minerals’ın fiyatı %4,9

artarken, Liontown Resources firmasının hisse senetleri ise %7,7 oranında değer kazandı.

Jianxiawo madeninden lityum cevherinin yüksek maliyetli bir biçimi olan lepidolit çıkarılıyor.

CATL firması, Jianxiawo lityum madenini kapatılıp kapatılmadığına ilişkin henüz bir açıklama

yapmadı.

56 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 57



DÜNYADAN HABERLER

Çin’deki maden

kapatma söylentileri

lityum madencilerinin

hisse fiyatlarını

yükseltti

CATL firması, Jianxiawo lityum madenini kapatılıp kapatılmadığına ilişkin henüz bir açıklama

yapmadı.

Çinli batarya üreticisi CATL firmasının, elektrikli

araç bataryalarının üretiminde kullanılan

lityum cevherini çıkardığı Çin’deki

Jianxiawo lityum madenini kapattığı yönündeki

söylentiler üzerine lityum madenciliği yapan şirketlerin

hisse senetlerinin fiyatları yükseldi.

Lityum madenciliği sektöründe Avustralya’nın en büyüğü

olan Pilbara Minerals’ın fiyatı %4,9 artarken,

Liontown Resources firmasının hisse senetleri ise

%7,7 oranında değer kazandı.

Kırma ve öğütmede

enerji tasarrufu

Küresel bir madencilik teknolojisi şirketi

olan Weir Group, kırma/öğütme işlemlerinde

enerji kullanımını ve emisyonları azaltacak

kapsamlı bir çalışmayı tamamladı. Madencilikte

mineral serbestleştirmenin anahtarı olan kaya kırma/

öğütme işlemi, her yıl dünyadaki elektrik enerjisinin

yaklaşık %3’ünü tüketiyor. Yapılan çalışma, yenilikçi

çözümlerle buradaki enerji tüketiminin yüzde 40

ve karbon emisyonlarının yüzde 50 azaltılabileceğini

gösteriyor.

Bakır, nikel ve lityum gibi metaller, geleceğin yeşil

enerji dönüşümü için kritik ve net sıfıra geçiş için bu

metallerin üretiminde önemli bir artış gerekiyor. Hal

böyleyken, madenciler de hem yenilenebilir enerji

kullanımını artırmaya hem de enerji verimliliğini

maksimize etmeye çalışıyor.

Jianxiawo madeninden lityum cevherinin yüksek maliyetli

bir türü olan lepidolit çıkarılıyor. CATL firması,

Jianxiawo lityum madenini kapatılıp kapatılmadığına

ilişkin henüz bir açıklama yapmadı.

kombinasyonlarını geliştiriyor. Bu yeni teknoloji kombinasyonlarından üçü, Şili'de 15 milyon

mt/yıl bakır cevheri işleyen bir madenin geleneksel kırma/öğütme devresi tasarımı ile

karşılaştırmalı olarak değerlendirildiğinde her üçünün de geleneksel devreye kıyasla büyük

avantajlar sağladığı görülüyor.

Weir Group, müşteriler ve diğer paydaşların da katkılarıyla

yürüttüğü çalışmalarda, enerji verimliliği ve

çevresel performansını iyileştirmek için kanıtlanmış

teknolojilerin yenilikçi kombinasyonlarını geliştiriyor.

Bu yeni teknoloji kombinasyonlarından üçü,

Şili’de 15 milyon mt/yıl bakır cevheri işleyen bir madenin

geleneksel kırma/öğütme devresi tasarımı ile

karşılaştırmalı olarak değerlendirildiğinde her üçünün

de geleneksel devreye kıyasla büyük avantajlar

sağladığı görülüyor.

Afrika’nın ilk kobalt

rafinerisi yolda

Afrika kıtasının ilk kobalt sülfat rafinerisi

2025 yılı sonuna kadar Zambiya’da kurulacak.

Bu rafineri lityum-iyon pillerinin

önemli bir bileşeni olan kobalt madenini işleyebilen

Çin dışında az sayıdaki tesisten biri olacak ve bu da

günümüzde küresel kobalt işleme kapasitesinin yaklaşık

%75’ini elinde bulunduran Çin’in tahtını elinden

almasa da piyasa egemenliğini biraz da olsa geriletecek.

AB’nin 2050 iklim hedefi

için trilyonlarca avro

yatırım gerekiyor

Endonezya kömür

ihracatında rekora

doymuyor

yaklaşık %75'ini elinde bulunduran Çin'in tahtını elinden almasa da piyasa egemenliğini biraz

da olsa geriletecek.

Rafinerinin kurulacağı ülke olan Zambiya büyük bir kobalt üreticisi değil, fakat kuzey komşusu

Demokratik Kongo Cumhuriyeti, dünya kobalt üretiminin yaklaşık üçte ikisini tek başına

gerçekleştiriyor.

Diğer yandan, iki yıl önce ton başına 80 bin doların üzerinde fiyatlardan alım saBmı yapılan

kobalt metalinin fiyaB şubat ayı i-barıyla arz fazlası nedeniyle ton başına yaklaşık 28.000

dolara kadar gerilemiş durumda.

Rafinerinin kurulacağı ülke olan Zambiya büyük bir

kobalt üreticisi değil, fakat kuzey komşusu Demokratik

Kongo Cumhuriyeti, dünya kobalt üretiminin

yaklaşık üçte ikisini tek başına gerçekleştiriyor.

***Başlık: AB’nin 2050 iklim hedefi için trilyonlarca avro yatırım gerekiyor

Avrupa’da yapılan bir araştırma Avrupa Birliği'nin 2050 net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için

yılda 1,5 trilyon avro yatırıma ihtiyaç duyacağını gösterdi. Rousseau düşünce kuruluşunun

araştırmasına göre, net sıfıra ulaşmak için ihtiyaç duyulan finansmanın büyük kısmı (yılda 1,2

trilyon avro) mevcut harcamaların yeniden yönlendirilmesiyle elde edilebilir. Uzmanlar, net

Diğer yandan, iki yıl önce ton başına 80 bin doların üzerinde

fiyatlardan alım satımı yapılan kobalt metalinin

fiyatı şubat ayı itibarıyla arz fazlası nedeniyle ton başına

yaklaşık 28.000 dolara kadar gerilemiş durumda.

sıfır emisyona ulaşmak için gereken yatırımların çoğunlukla özel sektörden geleceğini, ancak

yeşil dönüşüme yönelik kamu harcamalarının da ikiye katlanarak yılda 490 milyar avroya

ulaşması gerektiğini belirtiyor.

Avrupa’da yapılan bir araştırma Avrupa Birliği’nin

2050 net sıfır emisyon hedefine

ulaşmak için yılda 1,5 trilyon avro yatırıma

ihtiyaç duyacağını gösterdi. Rousseau düşünce kuruluşunun

araştırmasına göre, net sıfıra ulaşmak için

ihtiyaç duyulan finansmanın büyük kısmı (yılda 1,2

trilyon avro) mevcut harcamaların yeniden yönlendirilmesiyle

elde edilebilir. Uzmanlar, net sıfır emisyona

ulaşmak için gereken yatırımların çoğunlukla özel

sektörden geleceğini, ancak yeşil dönüşüme yönelik

kamu harcamalarının da ikiye katlanarak yılda 490

milyar avroya ulaşması gerektiğini belirtiyor.

Dünyanın en büyük termal kömür ihracatçısı

Endonezya, içinde bulunduğumuz yılın ilk

iki ayında termal kömür sevkiyatlarını geçen

yılın aynı dönemine göre %25 artırarak yaklaşık

90 milyon tona çıkardı.

2023 yılında Endonezya’nın termal kömür ihracatı

504,6 milyon ton ile rekor kırmıştı. İlk iki aydaki ihracat

hızı 2024’ün geri kalanında da devam ederse bu

yıl geçer yılın rekoru da geçilebilir.

58 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 59



DÜNYADAN HABERLER

IGO Cosmos’u bakıma

alıyor

alınması da planlanıyor.

IGO’dan yapılan açıklamada, bakım kararının, mevcut piyasa koşullarında karşı karşıya

bulunulan operasyonel ve finansal risklerden dolayı alındığı belirtilerek "Biz hala Cosmos'ta

değer olduğuna inanıyoruz, ancak bu nikel ortamında, piyasa koşulları iyileşirse yeniden

başlatma seçeneğimizi korurken, sermaye tahsisi konusunda disiplinli olmamız gerekiyor,"

denildi. IGO, 2024 mali yılının ilk yarısında Cosmos varlıklarında 150 ila 175 milyon dolarlık

bir değer düşüklüğü daha kaydetmeyi bekliyor.

Avustralya nikeli kritik

madenler listesine aldı

Avustralya Doğal Kaynaklar Bakanlığının, kritik madenler listesini gözden geçirme ve teknoloji,

alım-satım, yurt içi kapasite ile ülkenin jeopolitik gelişiminde önemli değişiklikler olması

durumunda listede geçici değişiklikler yapma yetkisi var..

Listenin geçen yıl 16 Aralık’ta güncellenmesinden bu yana nikel madenciliği sektöründe çalışan

altı tesis ya çalışmalarında kesinti yaptıklarını ya da madenlerini bakım-onarıma aldıklarını

duyurmuştu. Nikelin, kritik mineraller listesine alınması kararı, nikel madenciliği firmalarının

kritik minerallerle ilgili hibe programları kapsamında 4 milyar Avustralya doları tutarındaki

finansmana erişebilecekleri anlamına geliyor.

IGO Ltd. Cosmos projesini bakım ve onarıma

almaya karar verdi. Küresel nikel fiyatlarındaki

gerilemenin yanı sıra madenin tam kapasiteye

ulaşmasındaki gecikmeler ve yatırım ve işletme maliyetlerindeki

artışlar bu kararda etkili oldu. IGO bu

kararla Cosmos’taki varlıkların güvenli bir şekilde

korunmasını, tesisin kritik proseslerinin hazır duruma

getirilmesini amaçlıyor. Gelecekte piyasa koşullarının

iyileşmesi halinde Cosmos’u yeniden devreye

alınması da planlanıyor.

IGO’dan yapılan açıklamada, bakım kararının,

mevcut piyasa koşullarında karşı karşıya bulunulan

operasyonel ve finansal risklerden dolayı alındığı

belirtilerek “Biz hala Cosmos’ta değer olduğuna inanıyoruz,

ancak bu nikel ortamında, piyasa koşulları

Livent ve Allkem

birleşerek Arcadium

Lithium’u oluşturuyor

Livent Corp. ve Allkem

Ltd. şirketlerinin

geçen mayıs

ayında duyurulan birleşme

sürecinin 4 Ocak 2024 tarihinde

tamamlanarak Arcadium

Lithium adlı yeni

şirketin faaliyete başlaması

öngörülüyor.

iyileşirse yeniden başlatma seçeneğimizi korurken,

sermaye tahsisi konusunda disiplinli olmamız gerekiyor,”

Livent denildi. ve Allkem IGO, birleşerek 2024 Arcadium mali yılının Lithium'u ilk yarısında oluşturuyor

****

Livent Cosmos Corp. varlıklarında ve Allkem Ltd. şirketlerinin 150 ila 175 geçen milyon mayıs dolarlık ayında duyurulan bir birleşme sürecinin 4

Ocak 2024 tarihinde tamamlanarak Arcadium Lithium adlı yeni şirketin faaliyete başlaması

değer düşüklüğü daha kaydetmeyi bekliyor.

öngörülüyor.

"Livent'in şimdiki ve Arcadium Lithium'un gelecekteki CEO'su Paul Graves "Sürecin

tamamlanmasını dört gözle beklediklerini ifade ederek, “Birleşme ve tüm paydaşlarımız için

daha uzun vadeli, sürdürülebilir değer yaratma fırsatları getirecek,” şeklinde konuştu.

Livent, artan lityum talebi karşısında yüksek kaliteli nihai lityum bileşikleri üretebilecek

yetkinlik, tecrübe ve bilgi birikimine sahip az sayıda şirketten biri olarak ABD, İngiltere ve

Çin'de üretim tesisleri işletiyor. Arjantinli Allkem'in portföyünde ise Arjantin'de lityum tuzlu

su operasyonları, Avustralya'da bir sert kaya lityum madeni ve Japonya’daki bir lityum

hidroksit dönüşüm tesisi bulunuyor.

Livent, artan lityum talebi karşısında yüksek kaliteli

nihai lityum bileşikleri üretebilecek yetkinlik, tecrübe

ve bilgi birikimine sahip az sayıda şirketten biri

“Livent’in şimdiki ve Arcadium Lithium’un gelecekteki

CEO’su Paul Graves “Sürecin tamamlanmasını olarak öğütmede ABD, enerji İngiltere tasarrufu ve Çin’de üretim tesisleri iş-

Kırma ve

Küresel bir madencilik teknolojisi şirketi olan Weir Group, kırma/öğütme işlemlerinde enerji

dört gözle beklediklerini ifade ederek, “Birleşme ve letiyor. Arjantinli Allkem’in portföyünde ise Arjantin’de

lityum anahtarı tuzlu olan kaya su operasyonları, kırma/öğütme işlemi, Avustralya’da

her yıl dünyadaki elektrik

kullanımını ve emisyonları azaltacak kapsamlı bir çalışmayı tamamladı. Madencilikte mineral

tüm paydaşlarımız için daha uzun vadeli, sürdürülebilir

değer yaratma fırsatları getirecek,” şeklinde enerjisinin ko-

bir yaklaşık sert kaya %3'ünü lityum tüketiyor. madeni Yapılan ve çalışma, Japonya’daki yenilikçe çözümlerle bir lit-

buradaki enerji

serbestleştirmenin

nuştu.

tüketiminin yum yüzde hidroksit 40 ve karbon dönüşüm emisyonlarının tesisi bulunuyor. yüzde 50 azaltılabileceğini gösteriyor.

Bakır, nikel ve lityum gibi metaller, geleceğin yeşil enerji dönüşümü için kritik ve net sıfıra

geçiş için bu metallerin üretiminde önemli bir artış gerekiyor. Hal böyleyken, madenciler de

hem yenilenebilir enerji kullanımını artırmaya hem de enerji verimliliğini maksimize etmeye

çalışıyor.

60 SEKTÖRMADEN Weir Group, müşteriler ve diğer paydaşların da katkılarıyla yürüttüğü çalışmalarda, enerji

SEKTÖRMADEN 61

verimliliği ve çevresel performansı iyileştirmek için kanıtlanmış teknolojilerin yenilikçi

Avustralya hükümeti nikel cevherini kritik

mineraller listesine alarak, sıkıntılı durumdaki

nikel madenciliği sektörüne milyarlarca

dolarlık teşvik fonunun musluğunu açtı.

Avustralya Doğal Kaynaklar Bakanlığının, kritik madenler

listesini gözden geçirme ve teknoloji, alım-satım,

yurt içi kapasite ile ülkenin jeopolitik gelişiminde

önemli değişiklikler olması durumunda listede

geçici değişiklikler yapma yetkisi var..

Listenin geçen yıl 16 Aralık’ta güncellenmesinden

bu yana nikel madenciliği sektöründe çalışan altı

Doç. Dr. Sadrettin Alpan’ın,

ülkemizin madencilik tarihini içeren

hatıraları, yazar Hulusi Turgut’un

editörlüğünde, “İnsanı Maden

Yaşatır” adı altında, 500 sayfalık

bir kitap olarak YMGV tarafından

organize edilmiş ve Doğan

yayınlarınca bastırılmıştır.

4. Baskısı yapılan kitabı YMGV’den

temin edebilirsiniz.

tesis ya çalışmalarında kesinti yaptıklarını ya da

madenlerini bakım-onarıma aldıklarını duyurmuştu.

Nikelin, kritik mineraller listesine alınması kararı,

nikel madenciliği firmalarının kritik minerallerle

ilgili hibe programları kapsamında 4 milyar Avustralya

doları tutarındaki finansmana erişebilecekleri

anlamına geliyor.

***Başlık: Afrika’nın ilk kobalt rafinerisi yolda



45 yıldır güvenle...

TURKISH

HIGH QUALITY IRON, CHROMIUM&COPPER

ORE AND CONCENTRATES

Production and Export

Since 1940

• Metallurgical Lumpy Chromium Ores

• Metallurgical Chromium Concentrates

• Refractory Lumpy Chromium Ores

• Refractory Chromium Concentrates

• Chrome Refractory Ladle & Foundry Sand

• Iron Ore Concentrate

• Ultra Fine Magnetite Powder (for coal washing process)

• Copper Concentrate

Head Office

Ataç 1 Sok. 35/6

Yenişehir 06420 ANKARA,TURKEY

Tel : (0312) 430 28 80

Fax : (0312) 433 90 47

e-mail : bilfer@superonline.com

DOĞRU VE KARŞI AKIMLI DÖNER KURUTUCU

MF-T1 Tek Yönlü / MF-T2 İki Yönlü / MF-T3 Üç Yönlü

DÖNER SOĞUTUCU

MF-IKT Direkt / MF-KKT Endirekt

MADEN VE MİNERAL İŞLEME ÇÖZÜMLERİ

Maden Türkiye Fuarı’ndayız

02-05 Mayıs • Tüyap

Hall 7 - 712

info@metalformltd.com

www.metalformltd.com



TEKNOLOJİNİN NİMETLERİ

Hazırlayan: Ümit Dertli

Atık yönetiminde

devrim: Risklerden

fırsatlara

*** Başlık: Atık yönetiminde devrim: Risklerden fırsatlara

Değerleme yoluyla atık azaltma

Maden atıklarının değerlendirilerek azaltılması ve atık

değil kaynak olarak ele alınması yönündeki çabalar hız

kazanıyor. Atık Azaltma Yol Haritası’nda, Vale’nin demir

cevheri atıklarından sürdürülebilir kum elde etmesi

gibi %90’a varan azaltım sağlayan teknolojiler dikkat

çekiyor. Keza Anglo American Şirketi’nin Hidrolik

Susuzlaştırılmış İstifleme yöntemi, atıkları değere dönüştüren

yenilikçi yöntemlere bir başka örnek.

İsveçli LKAB ve Boliden ise, döngüsel maden atığı

işlemeye odaklı ReeMAP üzerinde iş birliği yapıyor.

Boliden, LKAB’ın pirit konsantresi atıklarından nadir

toprak elementleri ve fosfor kazanma projesine Boliden

de katkıda bulunuyor. Bu iş birliği ile atıkları azaltmak,

kaynak verimliliğini artırmak ve kritik minerallerin yerel

olarak tedariki amaçlanıyor. Proje başarıya ulaşırsa,

daha yeşil bir ekonomide döngüselliğin ve karlılığın

mümkün olduğu ortaya konulmuş olacak. Projenin izinler

çıktıktan sonra gelişerek büyümesi bekleniyor.

üretmesi beklenen ReeMAP, AB’nin kendi kendine

yeterliliğine katkıda bulunarak dış kaynaklara bağımlılığı

azaltıyor. Çalışmalar döngüsel madenciliğe

olan küresel ilginin artmasına neden olurken yan ürün

geri kazanımının benimsenmesine de ilham vermeyi

amaçlıyor.

Anglo American HDS ile suyu

geri kazanıyor

Teknoloji, bilgi ve farkındalık arttıkça madenciler

eskiden en iyi ihtimalle yük olarak

madenciye yük olmaktan çıkıp gelir kaynağına dönüşüyor.

***ara başlık: Sorumlu görülen atık yönetimi atıkların daha sorumlu ve verimli

yönetimine öncelik vermeye yöneliyor. Maden atıklarındaki

değerli mineraller tanımlandıkça ve bunların

kazanımına yönelik teknolojiler geliştikçe bazı

şirket atıklar GISTM'i artık benimsedi madenciye veya benimsemeyi yük düşünüyor. olmaktan çıkıp gelir kaynağına

başlık: dönüşüyor.

Değerleme yoluyla atık ***ara azaltma

Teknoloji, bilgi ve farkındalık arttıkça madenciler eskiden en iyi ihtimalle yük olarak görülen atıkların

daha sorumlu ve verimli yönetimine öncelik vermeye yöneliyor. Maden atıklarındaki değerli

minerallerin tanımlandıkça ve bunların kazanımına yönelik teknolojiler geliştikçe bazı atıklar artık

2019 yılında Brumadinho barajı faciasının ardından 2020 yılında Atık Yönetimi Küresel Endüstri

Standardı (GISTM) ortaya çıkmış ve büyük madencilik şirketleri, 2023 yılına kadar yüksek riskli tesisler

ve 2025 yılına kadar tüm tesisler için GISTM standartlarını uygulamayı taahhüt etmişlerdi. Bu

taahhütlerin yerine getirilmesinde 2023 itibarıyla bazı gecikme ve eksiklikler olsa da kayda değer bir

yol alındı ve sektör bu konuda kendini geliştirmeye devam ediyor. GISTM sayesinde atık güvenliği

gözetimi arttı ve bu sayede böylece yönetim süreçlerinde değişiklikler yaşanırken toplumun risk

farkındalığı önemli oranda yükseldi. Halihazırda madencilik pazarının %70'ini oluşturan 100'den fazla

Maden atıklarının değerlendirilerek azaltılması ve atık değil kaynak olarak ele alınması yönündeki

çabalar hız kazanıyor. Atık Azaltma Yol Haritası’nda, Vale'nin demir cevheri atıklarından sürdürülebilir

kum elde etmesi gibi %90'a varan azaltım sağlayan teknolojiler dikkat çekiyor. Keza Anglo American'ın

Şirket’nin Hidrolik Susuzlaştırılmış İstifleme yöntemi, atıkları değere dönüştüren yenilikçi yöntemlere

bir başka örnek.

Sorumlu atık yönetimi

Madencilik sektöründe, atıkların azaltılması için süreç ve ürün döngüselliğini birleştiren döngüsel

uygulamalar da giderek daha çok benimseniyor. Örneğin, Hydro maden atıklarını bir yerlerde istiflemek

yerine maden sahası reklamasyonunda dolgu olarak kullanıyor.

2019 yılında Brumadinho barajı faciasının ardından

2020 yılında Atık Yönetimi Küresel Endüstri Standardı

(GISTM) ortaya çıkmış ve büyük madencilik

şirketleri, 2023 yılına kadar yüksek riskli tesisler ve

2025 yılına kadar tüm tesisler için GISTM standartlarını

uygulamayı taahhüt etmişlerdi. Bu taahhütlerin

yerine getirilmesinde 2023 itibarıyla bazı gecikme

ve eksiklikler olsa da kayda değer bir yol alındı ve

sektör bu konuda kendini geliştirmeye devam ediyor.

GISTM sayesinde atık güvenliği gözetimi arttı

ve böylece yönetim süreçlerinde değişiklikler yaşanırken

toplumun risk farkındalığı önemli oranda

yükseldi. Halihazırda madencilik pazarının %70’ini

oluşturan 100’den fazla şirket GISTM’i benimsedi

veya benimsemeyi düşünüyor.

Madencilik sektöründe, atıkların azaltılması için süreç

ve ürün döngüselliğini birleştiren uygulamalar

da giderek daha çok benimseniyor. Örneğin, Hydro

maden atıklarını bir yerlerde istiflemek yerine maden

sahası reklamasyonunda dolgu olarak kullanıyor.

BHP ve Rio Tinto atık yönetimi

teknolojisinde ortak çalışıyor

***ara başlık: BHP ve Rio Tinto atık yönetimi teknolojisinde ortak çalışıyor

BHP ve Rio Tinto, su geri kazanımı ve risk azaltımını

merkeze alan atık yönetimi teknolojileri konusunda iş

BHP ve Rio Tinto, su geri kazanımı ve risk azaltımını merkeze alan atık yönetimi teknolojileri

konusunda iş birliğine gitti. BHP'nin Şili'de test edilen büyük hacimli filtrasyon ünitesi, 2024 yılına

kadar %80 su geri kazanımı hedefliyor. Atık Yönetimi Konsorsiyumu ve Future Tails projesi, GISTM

birliğine gitti. BHP’nin Şili’de test edilen büyük ha-

ile uyumlu olarak sektörün endişelerini gidermeye çalışıyor. Proje, teknolojiler geliştirmeyi ve test

etmeyi, su geri kazanımını ve bu konudaki uzmanlığı geliştirmeyi amaçlıyor.

cimli filtrasyon ünitesi, 2024 yılına kadar %80 su geri

İsveçli LKAB ve Boliden ise, döngüsel maden atığı işlemeye odaklı ReeMAP üzerinde iş birliği yapıyor.

kazanımı Boliden, LKAB’ın hedefliyor. pirit konsantresi atıklarından Atık Yönetimi nadir toprak elementleri Konsorsiyumu ve fosfor elde kazanma ve

projesine Boliden de katkıda bulunuyor. Bu iş birliği ile atıkların azaltmak, kaynak verimliliğinin

Future artırmak ve kritik Tails minerallerin projesi, yerel olarak GISTM tedariki amaçlanıyor. ile uyumlu Proje başarıya olarak ulaşırsa, sektö-

daha yeşil bir

ekonomide döngüselliğin ve karlılığın mümkün olduğu ortaya konulmuş olacak. Projenin izinler

çıktıktan sonra gelişerek büyümesi bekleniyor.

rün endişelerini gidermeye çalışıyor. Proje, teknolojiler

geliştirmeyi ve test etmeyi, su geri kazanımını

***ara başlık: AB'nin Kritik Mineral Kaynaklarının Güvence Altına Alınması

ve

Demir cevheri madeni atıklarından kritik mineral geri kazanımını hedefleyen ReeMAP projesi ile LKAB

bu

Avrupa

konudaki

Birliği’nin nadir

uzmanlığı

toprak elementleri

geliştirmeyi

(NTE) üreticisi haline

amaçlıyor.

geliyor. Yıllık 2.000 ton NTE

üretmesi beklenen ReeMAP, AB'nin kendi kendine yeterliliğine katkıda bulunarak dış kaynaklara

bağımlılığı azaltıyor. Çalışmalar döngüsel madenciliğe olan küresel ilginin artmasına neden olurken yan

ürün geri kazanımının benimsenmesine de ilham vermeyi amaçlıyor.

AB’nin kritik mineral

kaynaklarının güvence altına

alınması

Demir cevheri madeni atıklarından kritik mineral

geri kazanımını hedefleyen ReeMAP projesi ile

LKAB Avrupa Birliği’nin nadir toprak elementleri

(NTE) üreticisi haline geliyor. Yıllık 2.000 ton NTE

Yenilikçi sensör

teknolojileri

Madencilik endüstrisi, gelişmiş sensör teknolojileri

ve kablosuz ağ çözümleri sayesinde

giderek hızlanan bir teknolojik

devrim geçiriyor. Çevresel koşulların, ekipman performansının

ve işçi sağlığının gerçek zamanlı izlenmesi,

madencilik operasyonlarında devasa bir dönüşüm

yaratıyor.

Jeolojik ve atmosferik koşullarından kaynaklanan

zorluklar, kısıtlı kaynaklar ve benzeri çeşitli sorunlar,

madencilik şirketlerini dijitalleşme yolunda

daha hızlı adımlar atmaya zorluyor. Verilen kararların

enformasyona dayalı olması ihtiyacı, sektörü

veri platformları oluşturmaya veya ticari çözümleri

Nihayet, Anglo American, atık depolamaya yenilik

getiren ve su kazanımı sağlayan Hidrolik Susuz Yığınlama

(HDS) pilot uygulamasını başlattı. Şili’deki

ilk testlerde %80’in üzerinde su geri kazanımı sağlandı.

Anglo American HDS’yi geliştirerek daha büyük

ölçekte uygulamayı hedefliyor. Sektörde iş birliğini

***ara başlık: Anglo American HDS ile suyu geri kazanıyor

teşvik etmek, daha güvenli bir şekilde benimsenmesini

ve (HDS) iş birliğine pilot uygulamasını dayalı başlattı. inovasyonu Şili'deki ilk testlerde %80'in desteklemek üzerinde su geri kazanımı için

Nihayet, Anglo American, atık depolamaya yenilik getiren ve su kazanımı sağlayan Hidrolik Susuz

Yığınlama

sağlandı. Anglo American HDS'yi geliştirerek daha büyük ölçekte uygulamayı hedefliyor. Sektörde iş

birliğini şirketin teşvik etmek, HDS’yi daha güvenli lisanslamayı bir şekilde benimsenmesini da düşünüyor.

ve iş birliğine dayalı inovasyonu

desteklemek için şirketin HDS'yi lisanslamayı da düşünüyor.

***Başlık: Yenilikçi sensör teknolojileri

Madencilik endüstrisi, gelişmiş sensör teknolojileri ve kablosuz ağ çözümleri sayesinde giderek

hızlanan bir teknolojik devrim geçiriyor. Çevresel koşulların, ekipman performansının ve işçi sağlığının

gerçek zamanlı izlenmesi, madencilik operasyonlarında devasa bir dönüşüm yaratıyor.

benimsemeye yöneltiyor. Birçok madencilik şirketi,

verimlilik için ticari dijital platformları tercih ediyor.

Dahili çözümleri ihtiyaçlara uyarlamak ve projele-

Jeolojik ve atmosferik koşullarından kaynaklanan zorluklar, kısıtlı kaynaklar ve benzeri çeşitli sorunlar,

madencilik şirketlerini dijitalleşme yolunda daha hızlı adımlar atmaya zorluyor. Verilen kararların

enformasyona dayalı olması ihtiyacı, sektörü veri platformları oluşturmaya veya ticari çözümleri

benimsemeye rin temel yöneltiyor. iş akışıyla Birçok madencilik uyumunu şirketi, verimlilik sağlamak için ticari dijital son platformları derece tercih

ediyor. Dahili çözümleri ihtiyaçlara uyarlamak ve projelerin temel iş akışıyla uyumunu sağlamak son

derece önemli. Yeni Yeni teknolojilerden teknolojilerden bazıları şöyle: bazıları şöyle:

• Gold Fields, ABB'nin platformunu kullanarak maden planlama ve operasyonları anlık olarak

birleştiren hızlı kontrol ve çevrimdışı planlama entegrasyonu imkanları sunuyor.

• Sandvik'in xCell Cyclops sistemi, kablosuz, sürekli ve gerçek zamanlı zemin hareketi ölçümü

sağlayarak güvenliği artırıyor.

• NextOre'nin manyetik rezonans teknolojisini kullanan kamyon analiz çözümü, bakır cevher

derecesinin doğru ölçülmesini sağlayarak yakıt ve kaynak tüketimini azaltıyor.

• BHP Billiton, Microsoft iş birliği ile, Escondida'da bakır kazanımında yapay zeka ve makine

öğrenimini kullanmaya başladı ve tesiste gerçek zamanlı veri entegrasyonunu hayata geçirdi.

Delik patlatma analiz aracı (BHAT) ile otomatikleştirilen jeokimyasal analizler sayesinde

tesiste güvenlik de bir üst seviyeye taşındı.

• Gold Fields, ABB’nin platformunu kullanarak

maden planlama ve operasyonları anlık olarak birleştiren

hızlı kontrol ve çevrimdışı planlama entegrasyonu

imkanları sunuyor.

64 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 65



TEKNOLOJİNİN NİMETLERİ

Sandvik’in xCell Cyclops sistemi, kablosuz, sürekli

ve gerçek zamanlı zemin hareketi ölçümü sağlayarak

güvenliği artırıyor.

• NextOre’nin manyetik rezonans teknolojisini kullanan

kamyon analiz çözümü, bakır cevher derecesinin

doğru ölçülmesini sağlayarak yakıt ve kaynak

tüketimini azaltıyor.

• BHP Billiton, Microsoft iş birliği ile, Escondida’da

bakır kazanımında yapay zeka ve makine öğrenimini

kullanmaya başladı ve tesiste gerçek zamanlı

veri entegrasyonunu hayata geçirdi. Delik patlatma

analiz aracı (BHAT) ile otomatikleştirilen jeokimyasal

analizler sayesinde tesiste güvenlik de bir üst

seviyeye taşındı.

• XEpiroc gibi satıcılar, sensörle ilgili ürünlerini

geliştirerek akıllı teknolojilere olan ilgiyi artırıyor.

IMDEX’in yönlü çekirdek sondajı, arama çalışmalarının

maliyetini düşürüyor.

• Cisco’nun LoRaWAN çözümü, IoT sensörlerini

düşük güç tüketimi ve uzun pil ömrü gibi avantajlarla

birleştirerek ihtiyaca yanıt olma iddiasını taşıyor.

Madencilik endüstrisinin sensör entegrasyonu ve dijitalleşmeye

doğru ilerleyişi devrimsel bir dönüşümün

arifesinde olduğumuzu gösteriyor. Endüstri oyuncuları,

zorlukları aşmak, en iyi uyumlu çözümleri benimsemek

zorunda. Bu sayede madencilik operasyonları

sürdürülebilirlik ve karlılık için yeniden şekillendirilebilir.

Sensör teknolojilerinin bu hedefe giden yolda

olağanüstü bir potansiyele sahip olduğu unutulmamalı.

HPGR

Yapay zeka destekli

çarpışma önleme

sistemi

OmniPro Vision AI, yaya, araç ve diğer potansiyel

tehlikeler algılandığında uyarı

veren bir çarpışma önleme sistemi. Onu

benzerlerinden ayıran ise yapay zeka destekli olarak

çalışıyor olması. Matrix Design Group tarafından geliştirilen

bu sistem düşük ışık ve kötü hava şartlarında

çalışabiliyor ve belli bölgeler için özel olarak programlanabiliyor.

Yüksek işlemci hızına sahip sistem

kişisel koruyucu donanım giyen kişileri ve herhangi

bir duruştaki yayaları algılayabiliyor, görsel ve sesli

bölge ihlal uyarıları verebiliyor.

Gerektiğinde hareketi yavaşlatmak veya durdurmak

üzere OEM kontrolleriyle de entegre edilebilen OmniPro

Vision AI, ayrıca gerçek zamanlı ölçüm ve analizler

içeren gelişmiş bir kontrol paneline 7/24 erişim

sağlayan bir bulut uygulamasına da bağlanabiliyor.

Bölge ihlal olayları ve zaman damgalı fotoğraflar da

dahil olmak üzere tüm verileri kaydedip saklayan bu

uygulamada raporlama ve analiz özellikleri mevcut.

YEARS

Köppern başta klinker olmak üzere demir,

bakır, altın, molibden ve lityum cevheri gibi

yüksek aşındırıcı cevherlerin ya da cürufun

yüksek basınçlı merdanelerle (Roller Press

/ HPGR) ölçülmesinde uzmanlaşmış bir

Alman Şirketler Grubudur. Köppern

HPGR ve Havalı Separatörleri,

gübre, çimento, mineral ve

metal işleme endüstrisiyle ilgili

çeşitli prosesler için maliyet tasarrufu

sağlayan makinalardır.

3 ÜRÜNLÜ

HAVALI SEPARATÖR

66 SEKTÖRMADEN

Adres : Dudullu OSB Mh. İmes Sanayi Sitesi

Telefon : +90 (216) 362 82 42

B Blok 201 Sk. No: 4 34775, Ümraniye / İstanbul / Türkiye E-Mail : info@turbomakina.com www.turbomakina.com



ETKİNLİK TAKVİMİ

TÜRKİYE’DE

Maden Türkiye 2024

02-05 Mayıs 2024

Tüyap İstanbul

https://www.madenturkiyefuari.com/

DÜNYA’DA

Uluslararası Madencilik Jeolojisi Konferansı 2024

7- 8 Mayıs 2024

Perth, Avustralya

https://www.ausimm.com/conferences-and-events/mining-geology

World Conference on Sampling and Blending (WCSB)

21-23 Mayıs 2024

Johannesburg, Güney Afrika

camielah@saimm.co.za

Uluslararası Madencilik Sonrası Faaliyetler

Sempozyumu

22-24 Mayıs 2024

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi

https://mmmgd.org.tr/uluslararasi-madencilik-sonrasi-faaliyetler-sempozyumu

Uluslararası Demir Çelik Sempozyumu

6-7 Haziran 2024

Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi, İzmir

Ulusal Mühendislik Jeolojisi ve Jeoteknik

Sempozyumu “MÜHJEO’2024”

6- 8 Haziran 2024

Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Nevşehir

22. Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi

19-21 Eylül 2024

İstanbul Fuar Merkezi, İstanbul

immc-mtm.com

17. TÜRKÇİMENTO Uluslararası Teknik Seminer &

Sergisi

2-5 Kasım 2024

Antalya

https://turkcimento.org.tr/tr/haber

Physical Separation ‘24

10-12 Haziran 2024

Cape Town, Güney Afrika

amanda@min-eng.com

Milling Circuits ‘24

13-14 Haziran 2024

Cape Town, Güney Afrika

amanda@min-eng.com

12th International Conference on Molten Slags, Salts

and Fluxes (Molton 2024)

17-19 Haziran 2024

Brisbane, Avustralya

Southern Afrıcan Rare Earths 2nd Internatıonal

Conference 2024

19-20 Haziran 2024

Swakopmund, Namibya

/www.saimm.co.za/

Hydrometallurgy Conference 2024

1-3 Eylül 2024

Stellenbosch, Güney Afrika

camielah@saimm.co.za

XXXI IMPC-Uluslararası Cevher Hazırlama Kongresi

29 Eylül–3 Ekim 2024

Ulusal Liman/Washington, DC

https://smeimpc.org/

Process Mineralogy ‘24

11-13 Kasım 2024

Cape Town, Güney Afrika

amanda@min-eng.com

68 SEKTÖRMADEN



MADEN BORSASI

ALTIN

2.227,52 USD/t.oz Mart ‘24

GÜMÜŞ

24.974 USD/t.oz Mart ‘24

BAKIR

4.0142 USD/Lbs Mart ‘24

KURŞUN

2.023.92 USD/T Mart ‘24

Gold

Silver

Copper

Lead

2250

2200

2150

2100

2050

2000

1950

1900

1850

1800

26

25

24

23

22

21

4.200

4.100

4

3.900

3.800

3.700

3.600

3.500

2350

2300

2250

2200

2150

2100

2050

2000

1950

May Jul Sep Nov 2024 Mar

May Jul Sep Nov 2024 Mar

May Jul Sep Nov 2024 Mar

May Jul Sep Nov 2024 Mar

source: tradingeconomics.com

source: tradingeconomics.com

source: tradingeconomics.com

source: tradingeconomics.com

ALÜMİNYUM

2.339,00 USD/T Mart ‘24

MOLİBDEN

48,00USD/kg Mart ‘24

ÇİNKO

2.441,00 USD/T Mart ‘24

KALAY

27.524,00 USD/T Mart ‘24

Aluminum

Molybdenum

Zinc

Tin

2450

75

3000

29000

2400

70

2900

28000

2350

65

2800

27000

2300

60

2700

2600

26000

2250

55

2500

25000

2200

50

2400

24000

2150

45

2300

23000

May Jul Sep Nov 2024 Mar

May Jul Sep Nov 2024 Mar

May Jul Sep Nov 2024 Mar

May Jul Sep Nov 2024 Mar

source: tradingeconomics.com

source: tradingeconomics.com

source: tradingeconomics.com

source: tradingeconomics.com

Nickel

NİKEL

16.568,02 USD/T Mart ‘24

Iron Ore 62% fe

DEMİR CEVHERİ %62 FE

109,53 USD/T Mart ‘24

Cobalt

KOBALT

28.550,00 USD/T Mart ‘24

Manganese

MANGANEZ

30.25 CNY/DMTU Mart ‘24

26000

24000

150

145

140

35000

34000

32

22000

20000

135

130

125

120

33000

32000

31000

31

18000

115

30000

30

16000

110

105

29000

May Jul Sep Nov 2024 Mar

source: tradingeconomics.com

May Jul Sep Nov 2024 Mar

source: tradingeconomics.com

May Jul Sep Nov 2024 Mar

source: tradingeconomics.com

May Jul Sep Nov 2024 Mar

source: tradingeconomics.com

1 CNY = 0,14 USD

70 SEKTÖRMADEN SEKTÖRMADEN 71



MADEN BORSASI

LİTYUM KARBONAT

107,500.00 CNY/T Mart ‘24

NEODİMYUM

437.500,00 CNY/T Mart ‘24

Lithium Carbonate

Neodymium

325000

300000

275000

250000

225000

200000

175000

150000

125000

100000

700000

650000

600000

550000

500000

450000

May Jul Sep Nov 2024 Mar

source: tradingeconomics.com

May Jul Sep Nov 2024 Mar

source: tradingeconomics.com

Uranium

URANYUM

88.50 USD/Lbs Mart ‘24

Soda Ash

SODA KÜLÜ

1.940,00 CNY/T Mart ‘24

110

3200

100

3000

90

2800

80

2600

70

2400

60

2200

50

2000

Apr Jun Sep Nov 2024 Mar

source: tradingeconomics.com

May Jul Sep Nov 2024 Mar

source: tradingeconomics.com

Coal

KÖMÜR

129,10 USD/T Mart ‘24

Crude Oil WTI

HAM PETROL

83,124 USD/Bbl Mart ‘24

210

200

190

180

170

160

150

140

130

120

90

85

80

75

70

May Jul Sep Nov 2024 Mar

source: tradingeconomics.com

May Jul Sep Nov 2024 Mar

source: tradingeconomics.com

1 CNY = 0,14 USD

72 SEKTÖRMADEN



BULMACA

Hazırlayan: Neslişah Nisa Ustabaş

1 2 3

4

5

SOLDAN SAĞA

6

7 8

5. Volkan bombaları ve

lapillerin (küçük taneciklerin)

gelişigüzel bir

şekilde çimentolanması

ile meydana gelen kayaç.

7. Basınç ölçer. 10. Krom

ve demir metallerinden

elde edilen alaşım. 13.

Bir fay etkisi ile kesilen

katmanın iki parçasının

birbirine nazaran yer değiştirme

mesafesi. 15.

Bir akışkanın akmaya

karşı gösterdiği iç direnç.

16. Kendir veya çelik tellerden

örülmüş kuvvet

nakil elemanı.

10

16

9

11 12

13 14

15

YUKARIDAN AŞAĞI

1. Kum, çakıl, köşeli vb. ayrık kayaçlardan oluşan tabaka veya yığın boşluklarının bir çimento

maddesi ile dolması veya bunların basınç etkisi ile birbirlerine bağlanmasından meydana gelen

tortul kayaç. 2. Bir yeraltı işletmesinde ocak içindeki havanın ocaktan çıkışını veya aspiratörle

emilmesini sağlayan kuyu, galeri, vb. ile hava çıkış veya dönüş yolu. 3. Flotasyon işleminde

mineralin yüzeyini kaplayarak yüzmesini sağlayan toplayıcı reaktif. 4. Bir tahrik tamburu yardımıyla

bandın makaralar üzerinden çekildiği malzeme taşıma düzeni. 6. Gaz veya sıvıların,

aktığı yerin belirli bir kesitinden, birim zamanda geçen miktarı. 8. Genellikle Genç Tersiyer

volkanizmasında oluşmuş alkali kalkerli, az kuvarslı veya kuvarssız diyoritik mağmadan oluşan

bir cins püskürük kayaç. 9. Maden içeren formasyonlar üzerinde olan kayaç katmanları. 11. Saf

karbondan ibaret kübik sistemde kristalleşmiş mineral. 12. Kömür ara ürünü. 14. Bir maden

yatağında ya da havzasında henüz işletilmemiş maden miktarının ekonomik olan ve belirlilik

gösteren kısmı.

74 SEKTÖRMADEN

Cevaplar 55. sayfadadır.





Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!