17.03.2024 Views

otomasyon-dergisi-sayı-75

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

MAKİNE & Otomasyon - Robotik - Üretim Teknolojileri ve Endüstri Dergisi Mart - Nisan 2024 Yıl : 12 Sayı : 75 Fiyat : 100 TL

OTOMASYON

YENİLENEN İÇERİĞİYLE MAKİNE & OTOMASYON VE ROBOTİK DERGİSİ SEKTÖRÜNÜN NABZINI TUTUYOR... ROBOTiK

ÜRÜN

* Bharat Forge Daun

EMAG’a güveniyor:

Stator gövdesindeki

tüm işleme sürecinin

mükemmelleştirilmesi

* FUAR

*GrindingHub

2024

öğütme

teknolojisine

ışık

tutuyor

HABER

*Gerçekler

Denizinin

Dibinde

INFICON’un

Transpector®

CPM’si ile

Sualtı Metan

Kaynaklarının

Keşfi

GÜNCEL

* Tezmaksan’ın

Parkurda

Pazaryeri

Platformu

kullanıma açıldı

MAKALE

* PLM

Sistemlerinde

Mühendislik

Değişiklik

Yönetimi

IV. WORLD MEDIA GROUP

ENDÜSTRİ 4.0 ZİRVESİ

İSTANBUL’DA ...

www.endustri40dergisizirvesi.com

www.ekonomiknokta.com

www.worldmediagroupe.com

www.kesicitakimlardergisi.com

www.makineotomasyondergisi.com

www.tuningworld.com.tr

www.elektrikdergisi.com.tr



Editör

EDİTÖR

Güneş Enerjisi ve

Sürdürülebilirlik

ilker kaplan

Güneş enerjisi, Türkiye’nin net sıfır emisyona giden yolculuğunda

önemli bir müttefik olacağa benziyor. Bu enerjiden faydalanabilmek

için kurulacak fotovoltaik sistemlerin uzman çözümlerle tehlikelere

karşı iyi korunmasını sağlamak kritik önem taşıyor.

Türkiye, Avrupa ve Asya arasındaki konumu sayesinde bol miktarda

güneş ışığı almakla birlikte oldukça büyük bir güneş enerjisi

potansiyeline sahip. The Global Solar Atlas, yıllık ortalama yaklaşık

1910 kWh/m2 ışınım değerine sahip olması nedeniyle Türkiye’nin

güneş enerjisinden yararlanmak adına ideal bir ülke olduğunu

vurgulamaktadır ki bu da ülkenin güneş enerjisi alanındaki

muazzam potansiyelinin bir kanıtı. Küresel düzeyde yenilenebilir

enerji kaynaklarına doğru geçiş eğiliminin farkında olan Türkiye,

yalnızca gelecekteki elektrik ihtiyacını karşılamakla kalmayıp

bunun sürdürülebilirliğini de sağlayacak stratejileri aktif olarak

takip ediyor. Ülke, 2053 yılına kadar net sıfır emisyonu hedeflerken,

belirli politikalar ve yatırımlar yoluyla ekonomik büyümeyi de aktif

bir şekilde beslemeyi planlıyor. Türkiye, inovasyonu benimseyerek

ve uluslararası işbirlikleri yoluna giderek daha temiz, daha yeşil ve

daha iyi bir gelecek yaratmak adına oldukça kararlı görünüyor.

Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Haziran

2022 sonu itibariyle güneş enerjisine dayalı elektrik kurulu gücünün

8,479 MW olduğunu ve bunun toplam kurulu güç içerisindeki

oranının %8,35 olduğunu bildirdi. Ülkenin güneş enerjisi için

elverişli iklimi ve maruz kaldığı ışınım göz önüne alınırsa, şüphesiz

ki bu potansiyelden faydalanmak adına çok daha fazla yatırım

yapmak mümkün.

Yine Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye’de 11,6

milyon adet bina bulunmakta olup bu miktarın yaklaşık %87’sini

konut nitelikli binalar oluşturmaktadır ve Türkiye’nin bina stokuna

her yıl 100.000’den fazla yeni bina eklenmektedir. Bu binaların

çatı ve cephelerine önümüzdeki yıllarda büyük miktarlarda güneş

enerjisi yatırımlarının yapılabileceği öngörülmektedir.

Türkiye yenilenebilir enerji yolunda önemli adımlar atıyor ve

güneş enerjisi bu yolculuğun temel unsurlarından biri olacak gibi

görünüyor. Bu yolda yapılacak yatırımları korumak adına, yıldırım

ve elektrik dalgalanmalarının fotovoltaik sistemler için oluşturduğu

risklerin bilinmesi ve bunlara karşı önlem alınması kritik önem

taşıyor. Güvenilir koruma önlemlerine yatırım yapmak, Türkiye’nin

enerji dönüşümüne yardımcı olur ve daha yeşil, daha sürdürülebilir

bir geleceğe giden kapıyı açar.

Gelecek sayı görüşmek üzere…

Bizi izlemeye ve okumaya devam edin...

Yayın Türü

Yaygın Süreli

Editör - Künye

Yayıncı

Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri

İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

İlker Kaplan

0 505 400 94 34

İdari İşler Müdürü

Hatice Karabay

0 505 400 94 33

Reklam Müdürü

Zafer Altın

0 546 675 59 49

Muhasebe Müdürleri

Sevda Öncü

Düzgün Turgut

0 542 292 83 85

Halkla İlişkiler Müdürü

Ayşe Savranoğlu

Yazı İşleri

Simgenur Savranoğlu

Grafik Tasarım

Ezgi Kamburoğlu

Abone Sorumlusu

Defne Deniz Kaplan

Beste Kamburoğlu

Fotoğraf Editörleri

Murat Çapkın

Sinan Temur

İnsan Kaynakları Müdürü

Sibel Şanlı

İletişim Danışmanı

Alper Tuna

Bilişim Sorumlusu

Kerem Mercan

Bölge Temsilcileri

Çetin Sülün (Ankara)

Mesut Karabay (İzmir)

Umut Yıldız (Bursa)

Avrupa -Almanya - Temsilcisi

Pınar Açıkgöz

Sosyal Medya

Fatma Kurşun

Dağıtım

Ali Savranoğlu

Zafer Kamburoğlu

Genel Koordinatör

Süleyman Kaplan

Hüsniye Kaplan

Katkıda Bulunanlar

Meryem Savranoğlu

Fatma Kaplan

Selda Kamburoğlu

Dağıtımcı

Aras Kurye - PTT - Yurtiçi Kargo

Yönetim Yeri

Akşemsettin Mah. Güneş Sokak No: 48 D :10

Eyüp / İstanbul

Tel:0 850 532 94 68 Fax : 0 212 427 00 15

www.makineotomasyondergisi.com

www.endustri40dergisizirvesi.com

www.kesicitakimlardergisi.com

www.worldmediagroupe.com

www.tuningworld.com.tr

www.elektrikdergisi.com.tr

www.ekonomiknokta.com

makineotomasyondergisi@gmail.com

worldmediareklam@gmail.com

Makine Otomasyon Dergisi Basın

Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir.

İçeriğindeki yazınsal ve görsel

malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı,

görsel, işitsel ve elektronik medyada

kullanılamaz. Reklamların hukuki

sorumluluğu reklamveren firmaya aittir.

3 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024


ÇİNDEKİLER

14

İçindekiler

3

22

42

İÇİNDEKİLER

güneş enerjİsİ ve sürdürülebİlİrlİk

HAIMER İle TCM

Group stratejİk

ortaklık

üzerİnde

anlaştı

GRİNDİNGHUB 2024 ÖĞÜTME

TEKNOLOJİSİNE IŞIK TUTUYOR

MAKİNA HANGAR

TAM YOL İLERİ

4 Makine & Otomasyon & Robotik / Kasım - Aralık 2023





Ar-Ge

BHARAT FORGE

DAUN EMAG’A

GÜVENİYOR

Stator gövdesindeki

tüm işleme sürecinin

mükemmelleştirilmesi...

Yüksek teknoloji uygulamaları için alışılmadık derecede

sofistike bileşenler ve yüksek mukavemetli malzemeler,

örneğin mikron aralığında kalite sağlayan elektromobilite

için stator gövdeleri, Bharat Forge Daun’daki uzmanlar

tarafından ele alınan işleme zorlukları arasındadır. Her

şeyin tam ortasında: EMAG’ın haftanın beş günü, günün

her saati çalışan çok sayıda dikey tornalama makinesi. Bu

gibi üretim talepleri söz konusu olduğunda, EMAG’dan

alınan hizmetin özellikle önemli olduğu açıktır. Peki bu

makinelere yatırım yapma kararında belirleyici faktör

tam olarak neydi?

8 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024

Karmaşıklık, Bharat Forge Daun’da bir tür hobi atıdır:

Koblenz’e yaklaşık 50 kilometre mesafede, Eifel bölgesinin

kalbinde yer alan şirket, fason üretim olarak rotasyonel

simetrik seri bileşenlerin yanı sıra daha sonra örneğin

Bharat Forge CDP ve Bharat Forge Aluminiumtechnik’teki

dövme uzmanları tarafından kullanılan takımlar ve

kalıplar üretmektedir. Bu da zor yüzeyler ve konumsal

düzenlemeler gibi zorlukların yaygın olduğu anlamına

geliyor. Bharat Forge Daun Makine Mühendisliği Müdürü

Christoph Steffens, “Mikrometre aralığındaki aşırı hassasiyet

gereksinimleri her zaman işimizin bir parçasıdır”

diyerek ilk durumu özetliyor. “Bu bağlamda süreçleri çok

kapsamlı bir şekilde izliyor, birçok ölçüm gerçekleştiriyor

ve hatta talep üzerine bileşen geliştirmeye eşlik ediyoruz

- böylece bileşenin üretimi verimli bir şekilde

gerçekleşiyor. Bu uzmanlığımızı otomotiv endüstrisi, genel

makine mühendisliği ve tarım makineleri üretimi gibi

sektörler için pazara sunuyoruz.”


Dövme stator gövdelerinin verimli işlenmesi

Büyük bir Alman otomotiv şirketinin hibrit tahrikinde

kullanılan bir stator gövdesi bunun somut olarak ne

anlama geldiğini gösteriyor. İlk bakışta bile çömlek benzeri

şeklinin ve çeşitli geometrik detaylarının sofistike

olduğu anlaşılıyor. Dahası, işlenmemiş parça dövme çelik

bir bileşendir - bu uygulama alanında nadir görülen bir

durumdur. Malzeme özellikleri güneybatı Alman işleme

uzmanları için ek bir zorluk teşkil ediyor. Buna ek olarak,

müşteri yıllar içinde gerekli miktarları sürekli olarak

artırmıştır (ve artırmaya devam edecektir). Peki bu ortamda

doğruluk, verimlilik ve süreç güvenilirliğini nasıl

birleştirirsiniz? Bharat Forge Daun’un cevabı EMAG’ın

makine mühendisliği bileşenleriyle çok ilgili, çünkü uzmanlar

bir süredir EMAG torna tezgahlarına güveniyor.

Ar-Ge

konu önemli çünkü haftanın beş günü üç vardiya çalışarak

üretim yapıyoruz ve şimdiye kadar küçük arızalarda

- örneğin arızalı bir ışık bariyeri gibi - her zaman rekor

sürede yardım aldık. Onarım hiçbir zaman iki saatten

uzun sürmedi” diyen Christoph Steffens, EMAG’ın uzaktan

servis yoluyla sahada bulunduğunu da belirtiyor.

Belirleyici avantajlara sahip dikey tasarım

Bu çözümlerin dikey tasarımı yatırım kararında önemli bir

rol oynadı. Başka bir üreticinin yatay makinesi geçmişte

bazı zorluklara neden olmuştu. Örneğin, düzenli olarak

can sıkıcı talaş kümeleri oluşuyor ve bunların vardiya

başına iki ila üç kez manuel olarak çıkarılması gerekiyordu.

“Bu nedenle, bu işlemleri dikey tasarıma sahip makinelerde

gerçekleştirmemiz gerektiği açıktı, çünkü engelsiz

talaş akışı birçok aksamayı önlüyor. Amacımız maksimum

proses güvenilirliği elde etmekti,” diye vurguluyor Steffens.

EMAG lehine verilen karar aynı zamanda mevcut

bilgi birikimine de dayanıyordu: Makine üreticileri, stator

işlemenin makinelerinde nasıl gerçekleştirildiğini göstermek

için diğer müşterilerden örnekler kullandılar - düşük

üretim dışı süreler ve yüksek hassasiyetli işleme süreçleri

ile. Bir toplama mili ve yanal konveyör bandı içeren entegre

otomasyon hızlı süreçler sağlarken, polimer beton

Mineralit®’ten yapılmış sağlam taban gövdesi tornalama

ve frezeleme işlemlerinde kaliteyi temsil ediyor.

Odak noktasında EMAG hizmeti

Son olarak, EMAG’ın servis departmanının yanıt süresi

ve uzmanlığı Bharat Forge Daun için önemli bir rol

oynamaktadır. Bölgesel bir servis teknisyeni her zaman

birkaç saat içinde sahada oluyor ve her türlü sorunu

doğrudan çözüyor. “Makineler çok sağlam. Yine de bu

Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 9


Araştırma

GERÇEKLER

DENİZİNİN

DİBİNDE

INFICON’un Transpector® CPM’si ile

Sualtı Metan Kaynaklarının Keşfi

Dünya çapında okyanus tabanında çok büyük miktarda

metan hapsolmuş durumda. Alfred Wegener Enstitüsü

Helmholtz Kutup ve Deniz Araştırmaları Merkezi (AWI),

metan kaynaklarını araştırmak için bir su altı kütle

spektrometresi (UWMS) (INFICON’un Transpector®

CPM’si) kullanıyor. Ölçüm doğruluğu ve hızıyla, lider

ölçüm ve sensör teknolojisi tedarikçisinden gelen sistem,

veri kararlılığına ve kullanıcı dostu olmasına önemli bir

katkı sağlıyor.

Metan zararlı bir sera gazıdır. Gaz hidratların okyanuslarda

ayrışması gibi devrilme noktası etkileri nedeniyle

atmosfere giderek daha fazla salınıyor. Örneğin su

sistemlerinde metan, çökeltilerdeki çatlaklardan yüzeye

ulaşabilir. Metanın bir başka denizaltı kaynağı da alt

çökelti katmanlarındaki organik maddenin mikrobiyal

ayrışmasıdır. İklim değişikliğinin bir sonucu olarak deniz

çökeltileri ısınıyor ve sera gazı salıyor. Anahtar soru şu:

Atmosfere ne kadar metan salınıyor ve küresel ısınmayı

hızlandırıyor?

Metan sızıntılarının yerini tespit edin

10 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024


Bir sualtı kütle spektrometresinin yerinde kullanımı,

denizaltı kaynaklarının lokalizasyonu için uygundur.

Başlıca avantajları, yüksek konsantrasyonlarda kısa

yanıt süresi ve diğer yöntemlere kıyasla çözünmüş gaz

konsantrasyonlarının 750 kata kadar daha yüksek ölçüm

hızıdır. Veri yoğunluğu ne kadar yüksek olursa metan

kaynaklarının haritalanması da o kadar doğru olur.

Hassas, hızlı ve kullanıcı dostu

UWMS, örnekleme için bir membran giriş sistemi ve suda

çözünebilen gazların ve hafif hidrokarbonların ölçüldüğü

bir sensör ünitesinden oluşur. Sensörün çekirdeği bir kütle

spektrometresidir. Örneğin Alfred Wegener Enstitüsü

Helmholtz Kutup ve Deniz Araştırmaları Merkezi (AWI),

araştırmaları için INFICON’un Transpector® CPM’sine

güveniyor. INFICON sistemi, doğruluğu ve hızıyla veri

stabilitesine ve kullanıcı dostu olmasına önemli katkı

sağlar.

Güney Atlantik’te sefer

Örneğin, Aralık 2022’de araştırma gemisi Polarstern, bir

su altı kütle spektrometresi kullanarak Güney Atlantik’teki

metan kaynaklarını araştırdı. Gemide: 2005’ten bu yana

AWI Deniz Jeokimyası Departmanında UWMS projesinde

yer alan bilim adamı Dr. Torben Gentz. Bugünkü sistemin

orijinal cihazla çok az ilgisi var. Örneğin kontrol sistemi

ve vakum pompaları yeni. Gentz, “Ancak geriye kalan tek

bileşen INFICON’un Transpector® CPM’sidir” diyor.

Araştırma

sistemleri, yarı iletken üretiminde, SEMI sektöründe

proses izleme ve kontrolün yanı sıra kontaminasyon izleme

için de kullanılır. Ancak CPM sistemleri araştırma, kimya,

malzeme analizi ve fizik alanlarında da kullanılmaktadır.

Kapalı iyon kaynağının avantajı burada ortaya çıkıyor.

Doğrudan proses vakumunda (proses basıncı) veya açık

iyon kaynağına göre çok daha yüksek bir basınçta iyonize

etmek için kullanılabilir. CPM’de kurulu diferansiyel

pompa sistemi bir ön şarttır. Bu, atmosferden yüksek

vakuma kadar geniş bir analiz basıncı aralığını kapsamak

için kullanılabilecek değişken, değiştirilebilir bir giriş

sistemi ile desteklenebilir.

Avantajı: kapalı iyon kaynağı

AWI gibi özel uygulamalar da kapalı iyon kaynağından

yararlanır. Burada proses gazı, açık iyon kaynağına göre

daha yüksek bir basınçta iyonize edilir. Daha yüksek

iyon verimi elde edilir, daha fazla sayıda yüklü parçacık

kütle-yük oranına göre dört kutuplu olarak ayrılabilir ve

görüntülenebilir. Steffen Tippmann, “Sonuç, araştırma

veya süreç kontrolünde daha ileri işlemler için çok daha

kesin ve ayrıntılı bir ifadedir” diye özetliyor.

Su yüzeyindeki gaz kabarcıkları

Dr. Torben Gentz’e göre atmosfere ulaşan metan oranı

araştırma açısından çok önemli. Su yüzeyindeki gaz çıkış

noktaları ne kadar yoğunsa ve bunların üzerindeki su

sütunu farklı su kütleleriyle ne kadar az katmanlanırsa,

yüzeye o kadar fazla metan nüfuz eder. Verilerin

toplanması ve işlenmesi, Hükümetlerarası İklim Değişikliği

Paneli’nin (IPCC) Değerlendirme Raporu’nu beslediği için

temel önemdedir. Sonuçta okyanusların küresel iklim

sistemindeki rolünü belirlemek için güvenilir ölçüm

yöntemlerine ihtiyaç var.

Yarı iletken üretiminde kanıtlanmış

INFICON Servis Müdürü Steffen Tippmann, “Ancak metan

kaynaklarına yönelik araştırmalar tek uygulama değil”

diyor. Transpector Kompakt Proses Monitörü (CPM)

Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 11


Demir - Çelik

DEMİR-ÇELİK SEKTÖRÜ YILIN

İKİNCİ YARISINDAN DAHA

FAZLA UMUTLU

Yeni yılın ilk ayında Türkiye ihracatı toplamda artış kaydederken demir-çelik sektörü ihracatın

yüzde 10,3’ünü oluşturdu. Demir ve demir dışı metallerde küresel çapta yaşanan düşüş ocak

ayında da etkisini gösterirken çelik sektöründe ise artan talep neticesinde yüzde 2,1’lik artış

yaşandı. Geçen yılın 12 ayında da düşüş gösteren sektörün, yıla pozitif başlangıç yapması

sektörde yüzleri güldürdü. İki sektör de ertelenen taleplerin özellikle yılın ikinci yarısında

geleceğini ve ihracatın bu dönemde daha fazla artış kaydedeceğini ön görüyor.

Yıla beklentileri doğrultusunda bir ihracat

performansıyla başladıklarını ifade eden ADMİB Başkanı

Fuat Tosyalı, özellikle çelik sektöründeki artışın sektöre

moral verdiğini belirtti. Çelik sektöründe 2023 yılının zor

bir yıl olduğunu dile getiren Tosyalı, 2024’de özellikle

yılın ikinci yarısından itibaren ertelenen taleplerin de

gelmesiyle beraber hem demir ve demir dışı metaller

hem de çelik sektöründe ihracatın daha iyi olacağını

beklediklerini söyledi.

Türkiye’nin ihracatı 2024 yılına pozitif bir başlangıç

yaptı. Ocak ayında ihracat yüzde 3,6 artışla 20 milyar

doları aştı. Bu ayda Türkiye demir ve demir dışı metaller

ihracatı yüzde 10,5 oranında azalış ile 940 milyon dolar,

çelik ihracatı yüzde 2,1 artış ile 1,1 milyar dolar olarak

gerçekleşti. Geçen yılın 12 ayında da düşüş gösteren çelik

sektöründe, 1 yıllık düşüş sürecinin ardından kaydedilen

artış sektörün 2024 yılına ilişkin umutlarını da artırdı.

Demir ve demir dışı metaller ihracatı Türkiye toplam

ihracatından yüzde 4,7 pay alırken, çelik ihracatının aldığı

pay yüzde 5,6 oldu.

Ocak ayında Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller

İhracatçıları Birliği’nin (ADMİB) demir ve demir dışı

metaller ihracatı yüzde 8,5 azalışla 63 milyon dolar

olurken, çelik ihracatı ise yüzde 32,3’lük rekor artışla 121

milyon dolara ulaştı.

Avrupa ülkelerine çift haneli ihracat artışları

Ocak ayında Türkiye’nin demir-çelik ihracatında ilk

sıradaki ülke 178 milyon dolar ile Almanya oldu. Bu

ülkeyi, 113 milyon dolar ile İtalya ve 105 milyon dolar

ile Romanya izledi. İlk 10 pazar içinde en dikkat çekici

artışlar yüzde 42 ile İspanya’ya, yüzde 32 ile Romanya’ya,

yüzde 28 ile Birleşik Krallık’a yapılan ihracatta görüldü.

ADMİB’in ihracatında ise Cezayir’in 16,9 milyon dolar

ihracat ile ilk sırada olduğu görüldü. Bu ülkeyi 16,3 milyon

dolarla Irak ve 12,3 milyon dolarla Almanya takip etti. İlk

10 pazar içinde Yunanistan’a yüzde 465, Cezayir’e yüzde

260, Romanya’ya yüzde 90, Birleşik Krallık’a ise yüzde

79’luk artışlar kaydedildi.

“Hedefimiz, ülke ekonomimize en üst seviyede katkı

sunmak”

Ocak ayına ilişkin ihracat verilerini değerlendiren ADMİB

Başkanı Fuat Tosyalı, şu açıklamaları yaptı: “Demir-çelik

sektörlerimizin ocak ayı ihracatında miktar bazında

yüzde 17’lik artışımız oldu. Aldığımız siparişlerin artması

sevindirici. Özellikle çelik sektörümüzde geçen yıl ihracat

artışı kaydedememiştik, bu yıla ise artışla başlamak

sektörümüze moral verdi. Kalitemizle tüm dünya ile

rekabet edebiliyoruz. Bunun yanına fiyattaki rekabetçiliği

de ekleyebilirsek talebin daha fazla artacağını

düşünüyoruz. Bugünkü koşulları dikkate aldığımızda

demir-çelik sektörlerimizin özellikle yılın ikinci yarısında

daha fazla talep alacağını, dolayısıyla yılın ilk yarısına

göre daha yüksek bir ihracat performansına ulaşacağını

12 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024


Demir - Çelik

öngörüyoruz. Ancak talebin

geleceğini öngörerek beklemek

yerine talebi karşılayacak ortamı

da oluşturmamız gerekiyor. Bir

yandan AB Yeşil Mutabakatına

uyuma odaklanırken, diğer

yandan da kapasitelerimizdeki

artışlarla gelebilecek her talebi

karşılayacağımızı düşünüyoruz.

Geçen yıl sektörümüzde birçok

firmamızın devreye giren

yatırımlarının bu yıl hem üretime

hem de ihracata pozitif katkı

vereceğine inanıyoruz. Hedefimiz,

talebin canlanmasıyla beraber

dünya ticaretinden aldığımız payı

artırmak ve ülke ekonomimize en

üst seviyede katkı sunmak”

Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 13


Sektörden

HAIMER İle TCM Group

stratejİk ortaklık

üzerİnde anlaştı

HAIMER Takımhane Yönetimi şimdi WinTool ve Toolbase Sistemi ile // HAIMER, WinTool

AG’nin %25’ini satın aldı ve TCM Group ile küresel bir stratejik ortaklık üzerinde anlaştı.

HAIMER ve TCM stratejik ve uzun vadeli bir ortaklığına girdi. TCM Group CEO’su Markus

Temmel (sağda) ve Haimer Group Başkanı Andreas Haimer (solda), işbirliklerini daha da

pekiştirmeyi dört gözle bekliyorlar. HAIMER, TCM Group’a ait olan WinTool AG’nin %25

hissesini satın aldı. HAIMER gelecekte WinTool takım yönetimi ve Toolbase takım dağıtım

sistemlerini dünya çapında dağıtacak. Buna karşılık TCM, HAIMER ürün yelpazesini ekleyerek

takım yönetimi iş alanındaki pazar konumunu güçlendiriyor.

14 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024


Sektörden

Haimer Group, WinTool AG’nin %25 hissedarı oldu

ve TCM Group ile HAIMER’e WinTool ve Toolbase’in

küresel dağıtım haklarını veren stratejik bir ortaklık

üzerinde anlaştı. Ortaklık kararından önce, WinTool

ve Toolbase şirketin kendi üretim tesislerinde tanıtıldı,

sürekli kullanımda test edildi ve çok kısa bir süre içinde

kendi değerini kanıtladı. Gelecekte TCM, takım yönetimi

ana işinde takım tutucular, shrinkleme,balanslama ve

takım ölçme ve ayarlama makineleri alanında stratejik

bir tedarikçi olarak HAIMER’e güvenecektir.

Takım yönetimi, üretim şirketlerinde giderek daha önemli

hale geliyor. Takım tutucu ve takım ölçme konusunda

küresel bir oyuncu ve pazar lideri olan HAIMER, bu

nedenle yıllardır HAIMER shrinkleme, balanslama ve

takım ölçme ve ayarlama makinelerinin yüksek verimlilik

sağladığı yenilikçi takımhane yönetim odası çözümleri

sunmaktadır.

HAIMER, EMO 2023’te önemli bir adım attı ve o

zamandan beri takım tezgahları için başarılı donanım

ürünlerinin yanı sıra bağımsız bir takım yönetim sistemi

olan WinTool yazılımı ve yazılım ve donanım bileşenlerine

sahip akıllı bir takım dağıtım sistemi olan Toolbase’den

oluşan güçlü bir dijital ürün yelpazesi sunuyor. Bunu

gerçekleştirmek için HAIMER, WinTool ve Toolbase

çözümlerinin geliştiricileri ve üreticileri olarak uzun

yıllar boyunca mükemmel bir üne sahip olan WinTool

AG ve Achterberg GmbH şirketlerini barındıran TCM

Group ile bir yetkinlik ortaklığına girdi. Ortaklık şimdi

WinTool AG’deki %25’lik hisse ile stratejik ve uzun vadeli

olarak sağlamlaştırılmış ve daha fazla küresel dağıtım

anlaşmaları ile pekiştirilmiştir. Bu da HAIMER’in her iki

ürün grubunu da dünya çapındaki dağıtım ortaklarına ve

müşterilerine sunmasını ve dağıtmasını sağlıyor.

TCM CEO’su Markus Temmel, WinTool AG’nin yeni ortağı

ve büyük yatırımcısı olmaktan ve HAIMER ile küresel

işbirliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirmektedir:

“2023 yılında birlikte çok yoğun bir şekilde çalıştık ve çok

kısa bir süre içinde önemli başarılar elde ettik. HAIMER ve

TCM Group’un ürün portföyleri birbirini mükemmel bir

şekilde tamamlıyor ve müşterilerimizin gereksinimlerine

yönelik ortak anlayışımız daha da güçlü çözümler ortaya

çıkaracak. Her iki grup da müşterinin uzun vadeli yararına

yönelik pratik, yüksek kaliteli çözümleri temsil ediyor.

Ayrıca, HAIMER ürün yelpazesinin takım yönetiminin

iş alanındaki hizmet yelpazemizi zenginleştireceğine ve

pazardaki konumumuzu ve takım yönetimi hizmetlerinde

pazar lideri olma iddiamızı güçlendireceğine inanıyoruz.

Dünya çapındaki tüm TCM takım yönetimi müşterileri

gelecekte bundan faydalanacaktır. Bu stratejik ortaklığı

pekiştirmeyi dört gözle bekliyor ve HAIMER’i WinTool’daki

yeni ortağımız olarak memnuniyetle karşılıyoruz.”

Dijital araç yönetimi için teklif

HAIMER Group Başkanı Andreas Haimer şöyle açıklıyor:

“TCM ile ortaklığımız ve WinTool’a yapılan yatırım,

stratejimize mükemmel bir şekilde uyuyor: Dünya

çapındaki müşterilerimize takım odası yönetiminin

dijitalleştirilmesi ve otomasyonu konusunda tutarlı

bir sistem konsepti sunmak istiyoruz. Bunun için

kullanıcıların üretim sahasında üretkenliği artırmalarını

sağlayan, uygulaması kolay ürünler ve sezgisel yazılım

çözümleri gerekiyor. Yeni WinTool ve Toolbase

ürünlerimizle müşterilerimize piyasadaki en eksiksiz

çözümü sunabiliyoruz. Sadece dört ay gibi rekor bir

sürede, 200’den fazla CNC makinesine sahip kendi büyük

üretim tesisimizde sistemleri tanıttık. Kendi olumlu

deneyimlerimiz ve EMO 2023’teki harika müşteri geri

bildirimlerinin yanı sıra TCM ekibiyle olan güvenilir

işbirliğimiz, WinTool ve TCM ile bir sonraki adımı atmamız

için bizi cesaretlendirdi.”

Kendi üretimimizde uygulanan yazılım

HAIMER, her zaman olduğu gibi pazara sunacağı yeni

ürünleri önce kendi üretim sahasında test etmektedir. “Biz

de bir imalat şirketiyiz ve Igenhausen’deki merkezimizde

ve komşu Motzenhofen fabrikamızda günde 4.000

adet takım tutucu üretiyoruz. Ayrıca 3D sensörlerimizi,

shrinkleme, balanslama ve takım ölçme ve ayarlama

makinelerimizi de kendimiz üretiyoruz. Bu nedenle takım

yönetimimizi sürekli olarak optimize etmekle de oldukça

ilgiliyiz” diye açıklıyor Andreas Haimer.

HAIMER, kendi makinelerine tam entegre bağlantıya

sahip Toolbase dağıtım sistemi de dahil olmak üzere

WinTool yazılımını çok kısa bir süre içinde tanıtmayı

başardı. Tanıtım sırasında tedarikçiler, BT, takım odası

ve üretim arasında proje yöneticisi olarak görev yapan

HAIMER Ürün Yönetimi Başkanı Stefan Echle, “Bu

ürünlerin basit bir şekilde uygulanması zaten önemli bir

başlangıç faktörüdür” diyor. “Kısa sürede, mevcut tüm

takımlarımızı, yedek parçalarımızı ve C ürünlerimizi - en

az 10.000 ürün - merkezi bir WinTool veritabanına dijital

ikiz olarak girdik ve ayrıca her iş için HAIMER uygulama

know-how’ını dijitalleştirdik. Bu, kullanıcıdan bağımsız

olarak bilgilerin bizim için her zaman kullanılabilir olduğu

anlamına gelir. Ayrıca mevcut büyük dikey asansör kabin

sistemlerimizi Toolbase ile entegre ettik ve ek kilitlenebilir

Toolbase kabinlerini devreye alarak üretimimizdeki

sarf malzemeleri için merkezi olmayan bir tedarik ağı

oluşturduk.”

Kullanıcı eğitimi, yazılımın çok pratik bir yapıya sahip

olduğunu doğruladı. Stefan Echle, “Kullanıcı arayüzünde

ekstra karmaşık fonksiyonlar yok, sadece temel unsurlara

odaklanıyor,” diye ekliyor. “Üretim çalışanları ve takım

odasında ürünlerle çalışan kişiler yazılımı anlamakta ve

kullanmakta hiçbir sorun yaşamıyor.”

WinTool’un yetenekleri nelerdir?

Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 15


Sektörden

HAIMER ve TCM stratejik ve uzun vadeli bir ortaklığına girdi. TCM Group CEO’su Markus

Temmel (sağda) ve Haimer Group Başkanı Andreas Haimer (solda), işbirliklerini daha da

pekiştirmeyi dört gözle bekliyorlar. HAIMER, TCM Group’a ait olan WinTool AG’nin %25

hissesini satın aldı. HAIMER gelecekte WinTool takım yönetimi ve Toolbase takım dağıtım

sistemlerini dünya çapında dağıtacak. Buna karşılık TCM, HAIMER ürün yelpazesini ekleyerek

takım yönetimi iş alanındaki pazar konumunu güçlendiriyor.

WinTool AG Bölge Satış Müdürü Thimo Rotter (solda) ve HAIMER Ürün Yönetimi Başkanı

Stefan Echle (sağda), HAIMER’in Motzenhofen’deki büyük işleme tesisinde WinTool takım

yönetim sisteminin başarılı bir şekilde uygulanmasından memnuniyet duymaktadırlar.

Takım ve veri yönetimi için bir yazılım çözümü olan

WinTool, takım, ana ve işletim ekipmanı verilerinin yanı

sıra CNC makine programları ve süreçlerinin toplanmasını

ve kullanılmasını sağlar. Stefan Echle, modüler yapısı

sayesinde kullanıcıların WinTool ile “küçük adımlarla”

başlayabileceğini söylüyor: “Başlangıçta sadece kesici

takımlarınızı ve takım tutucularınızı ekleyebilirsiniz. İlk

adım ise: takım verilerini toplamak ve ince ayar yapmak.”

Bunun kolay ve verimli bir şekilde yapılabilmesini

sağlamak için WinTool, diğer veri yazılımı sistemlerinden

mevcut verileri içe aktarmak için kullanılabilecek açık bir

veritabanı sağlar. Üreticiler tarafından çevrimiçi olarak

sağlanan 2D ve 3D veriler de kolayca içe aktarılabilir.

Yalnızca bu ilk adım, kullanıcıya üretimde hangi takımların

ve kardeş takımların mevcut olduğunu ve nerede

bulundukları hakkında genel bir bakış sağlar. İkinci

adımda, kullanıcı mevcut stoğu temizleyebilir ve zaman

içinde belirlenen tüketime dayalı olarak takım stoğunu

daha da optimize edebilir.

Stefan Echle, “İlgili takım ömrü de WinTool’da

saklanabiliyor, bu da talaşlı imalatta kesici takım

kullanımını en üst düzeye çıkarmak için çok önemli”

diyerek sistemin bir başka güçlü yönünü daha belirtiyor:

“ WinTool’da komple takımları 3D olarak monte etmek

bir CAM sisteminden çok daha kolay.” Daha sonra CAD/

CAM’e aktarım için WinTool, tüm yaygın sistemlere 25

doğrudan arayüz sunuyor - HAIMER gibi birden fazla CAD/

CAM sistemi kullanan şirketler için ideal. WinTool Bölge

Satış Müdürü Thimo Rotter şöyle özetliyor: “WinTool,

tüm takım bilgileri için en uygun veri merkezidir ve CAM,

ERP, Toolbase, takım ölçme ve diğer yazılım sistemlerine

bağlantı sayesinde müşteri her zaman ve her yerde tek

tip ve ilgili verilere erişim sağlayabilir.”

Elbette, WinTool çok daha fazlasını yapabilir ve HAIMER

bu kullanımını adım adım genişletecektir. Yazılım, CNC

verileri, süreç ve envanter yönetiminin yanı sıra çalışma

malzemeleri için bir kütüphane olarak da kullanılabilir.

Avantajı: Daha kısa programlama ve kurulum süreleri,

daha az takım envanteri, entegre dökümantasyon ve

sonuç olarak daha yüksek verimlilik.

Doğru takımı hızlı ve güvenli bir şekilde bulun - HAIMER

Toolbase sayesinde

16 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024


Takım yönetim sisteminin mükemmel tamamlayıcısı,

kullanıcı dostu yazılım destekli bir takım dağıtım sistemi

olan akıllı Toolbase dağıtım sistemidir. Stefan Echle,

“Mevcut dağıtım kabinlerimizi de Toolbase yazılımıyla

donattık ve son derece memnunuz” diye açıklıyor. Dağıtım

sistemi bizi doğru takımı arama, mevcut stok kontrolü ve

tüketim gereksinimlerini belirleme gibi yoğun maliyetli

süreçlerden kurtarıyor.”

İdeal olarak, Toolbase bir lojistik modülü olarak WinTool

ile birleştirilir, çünkü arayüz mevcuttur ve birçok kez

denenmiş ve test edilmiştir. Ancak Toolbase diğer

takım yönetim sistemleriyle de birleştirilebilir veya giriş

seviyesi bir çözüm olarak manuel olarak da kullanılabilir.

Stefan Echle, küçük ve orta ölçekli şirketler için HAIMER

Microset takım ölçme ile Toolbase dağıtım kabininin

kombinasyonunun faydalı bir çözüm olduğunu belirtiyor:

“ Küçültülmüş yönetim ve otomatik depolama ile birçok

süreç daha yalın ve daha verimli hale getirilebilir.”

Toolbase yazılımı, kullanıcı erişiminin yanı sıra barkod,

RFID çipi veya manuel giriş yoluyla arama yapılmasına

olanak tanır; takımların ve sarf malzemelerinin zaman

alıcı bir şekilde arama yapılmaksızın her zaman doğru

şekilde çekilmesini sağlar. Zaman ve süreç güvenilirliği

açısından elde edilen kazanımlar ilk günden itibaren

fark edilmektedir. Doğru tüketim verileri aynı zamanda

şeffaflık yaratır ve daha verimli depo yönetiminin ve

depolama maliyetlerinde azalmanın anahtarıdır. Fabrika

Müdürü ve 45 yılı aşkın bir süredir HAIMER çalışanı olan

Manfred Mayr, “İlk birkaç ayda stoklarımızı azaltmayı

başardık ve WinTool ve Toolbase sistemlerine yaptığımız

yatırımın 6 ila 12 aylık bir süre içinde kendini amorti

etmesini bekliyoruz” diyor. “İlk andan itibaren WinTool

ve Toolbase kullanıcı dostu arayüzünden ve yazılımın

sezgisel kullanımından etkilendim. Motzenhofen

tesisindeki 120’den fazla CNC makinemizin makine

operatörleri sarf malzemelerini çıkış sistemleri üzerinden

kendileri tedarik ediyor.

Sektörden

ayarlama makineleri, gelecekte standart olarak WinTool

ile desteklenebilecek. Çünkü ana veriler WinTool’da

mevcutsa, komple bir takımın dijital ikizi oluşturulabilir

ve herhangi bir komplikasyon olmadan sadece birkaç

dakika içinde simülasyonlar için kullanılabilir.

HAIMER kesici takımlar ve takım tutucular için ana

veriler söz konusu olduğunda, şirket DIN 4000 ve ISO

13399’a uygun olarak tüm parametreleri, STEP ve DXF

dosyalarını hali hazırda oluşturmuştur. Veriler HAIMER

web sitesinden ve Tooltracer platformundan indirilebilir.

“Motzenhofen

Fabrika Müdürü

ve 45 yılı aşkın bir

süredir HAIMER

çalışanı olan

Manfred Mayr,

“İlk birkaç ayda

stoklarımızı

azaltmayı

başardık ve

WinTool ve

Toolbase

sistemlerine

yaptığımız

yatırımın 6 ila

12 aylık bir süre

içinde kendini

amorti etmesini

bekliyoruz” diyor.

Toolbase yazılımından takımların otomatik olarak sipariş

edilmesi, stokta her zaman yeterli takım bulunmasını ve

günde yaklaşık 4.000 takım tutucu üretimine tamamen

konsantre olabilmemizi sağlıyor.”

HAIMER ile verimli ve dijital takım yönetimi

Genel Müdür Andreas Haimer için WinTool ve Toolbase,

CNC işlemenin dijitalleştirilmesinde önemli unsurlardır:

“Kendi üretimimizde fayda sağlıyoruz ve müşterilerimize

aktarmaktan mutluluk duyduğumuz deneyimler

kazanıyoruz. Analog ve dijital HAIMER ürünlerimizle

takım yönetiminin, otomasyon arttıkça önem kazanmaya

devam edeceğine inanıyoruz. Tüm sistemler modülerdir,

bu nedenle her şirket kendi üretiminin dijitalleştirilmesi

için doğru giriş noktasını seçebilir.”

Bu nedenle tüm HAIMER Microset takım ölçme ve

Yeni WinTool takım yönetimi ve Toolbase

takım dağıtım sistemi ile HAIMER,

takımhane yönetim sürecinde dijital ve

analog tutarlılık oluşturuyor. Müşteriler

artık takım odasında daha fazla verimlilik ve

üretkenlik için tüm temel bileşenleri tek bir

kaynaktan elde edebilirler.

Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 17


Sektörden

TEZMAKSAN’IN PARKURDA

PAZARYERİ PLATFORMU

KULLANIMA AÇILDI

70 kategoride 100 mağaza ve 10.000 müşteriye hizmet verecek

2017 yılında hazırlıklarına başlanan ve 2023 yılında test siparişlerine başlayan

Parkurda Pazaryeri 15 ana, 30 alt kategoride 0lmak üzere 15 adet mağaza ile

hizmete açıldı. 2024’te 3 milyon TL’lik bir satış hacmine ulaşması planlanan

Parkurda Pazaryeri’nde yılsonuna kadar mağaza sayısı 100’ün üzerine, kategori

sayısı ise 70’e çıkarılacak. Yaratılacak hacmin sanayi bölgelerinin yanı sıra Türkiye

üzerinde etki yaratacağı öngörülen platform, önümüzdeki yıl 10 bin müşteriye

ulaşacak.

18 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024


Sektörden

Talaşlı imalat sanayinin 40 yılı aşkın süredir

Türkiye’deki çözüm ortağı Tezmaksan, dijitalleşme

hamlesinde yeni bir adım atarak sektöründe ilk olan

Parkurda Pazaryeri platformunu hayata geçirdi.

Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 19


Sektörden

2023 yılı Parkurda Pazaryeri’nin geliştirme süreçleri,

mağazaların açılımı ve mağazaların sisteme adapte

süreçleriyle geçtiğini belirten Tezmaksan A.Ş. Genel

Müdürü Hakan Aydoğdu, “Yaptığımız test siparişleri

ile sistemimizin sorunsuz çalıştığına emin olduk.

Parkurda Pazaryeri’nde şu anda 15 adet satış yapan

mağaza ve 15 adet ana kategorimiz var. 2024 yılı

içerisinde Parkurda Pazaryeri’nde 3 Milyon TL’lik bir

hacim yaratmayı planlamaktayız. Bu yaratılacak hacmin

sadece sanayi bölgeleri değil tüm Türkiye üzerinde

yaracağını öngörmekteyiz. Parkurda Pazaryeri olarak ana

kategorilerimizi ilk günden tam olarak belirledik. Mağaza

sayımızı 100’ün üzerine çıkarıp, alt kategorilerimizde 30

ulaşan sayımız 2024 sonunda 70’e çıkarmayı, müşterileri

sayımızı ise 10 binin üzerine taşımayı hedefliyoruz”

şeklinde konuştu.

Sanayide üretim için gereken tüm ürünler Parkurda

Pazaryeri’nde

Parkurda Pazaryeri konseptinin parkurda.com proje

temelini oluşturan en kritik unsurlardan biri olarak

2017 yılında belirmeye başladığını ifade eden Hakan

Aydoğdu, “Hızla dijitalleşen ve küreselleşen dünya,

talaşlı imalat sektörünün de bu dönüşüme hızla adapte

olma ihtiyacını ortaya koyarken, Parkurda projesi bu

değişimin öncüsü olma amacı ile ortaya çıktı. Sektörde 40

yıllık deneyimlerimizi göz önüne aldığımızda, dünyanın

evrim geçirdiği yolu takip ederek Parkurda Fasonyeri

ve Parkurda Pazaryeri kavramları kaçınılmaz bir şekilde

projenin merkezine yerleşti. Parkurda Fasonyeri’nde

üretim yapılırken Parkurda Pazaryeri’nde ise üretime

devam edebilmek için gerekli tüm ürünler hızlıca

tedarik edilebilecekti. Yaptığımız çalışmalar, sektörde bu

alanda katlanarak giden büyük bir talep olduğunu bize

gösterdi. Bunun yanı sıra pandemiyle birlikte tedarik

zincirlerinde ciddi aksamalar gerçekleşti. Bu aksamalara

geleneksel ticaret daha fazla etkilenirken, e-ticaret ise

tam tersi olarak çok hızlı bir şekilde gelişim sağladı.

Ödeme sistemleri gelişti, lojistik firmalar daha hızlı ürün

sevkiyatları gerçekleştirebildi. Müşteri davranışı olarak

ürünleri internetten satın alma alışkanlıkları hem B2C

hem de B2B anlamında yükseldi. Sektörümüzün bu

dönemde yerel ve global yeni iş imkanlarına erişebilme,

markalaşma, müşteriye doğrudan erişerek yüksek birim

kâr ile iş yapma gibi fırsatları kaldıraçlamasını sağlamak

için Parkurda Pazaryeri yatırımını hayata geçirmeye karar

verdik” dedi.

Yedek parça eksikliğinden dolayı duran makinelere son

Parkurda Pazaryeri’nin işletmeler arasında açık net

bir köprü olduğunu belirten Aydoğdu, sözlerine şöyle

devam etti: “Platformumuz sayesinde ülkemizin en kırsal

bölgesinden en gelişmiş noktasına kadar tüm firmaların

parça tedarikini rahatça yapmasını, satış yapacak

firmaların da müşterileriyle olan uzaklığını bir problem

olmaktan çıkarıyoruz. Parkurda Pazaryeri, yedek parça

eksikliği nedeniyle duran makineleri, daha hızlı bir

şekilde tekrar faaliyete geçirerek sektördeki canlılığı

artırıyor. Bu da istihdamı genişleterek geliri büyük küçük

tüm sektör paydaşlarına yaymamıza olanak tanıyor. Stok

devir hızlarını artırarak sektör içerisinde hareketliliği

yükselten platformumuz sayesinde satış yapan firmalar

müşteri ağını genişletirken vade sonunda ödemelerini

almaları garanti olduğundan satış yapmaları daha kolay

ve risksiz bir hale geliyor. Ayrıca satış yapan mağazaların

kendilerine ait bir panelleri olduğundan, stok, fiyat ve

siparişleri herhangi bir teknik bilgi olmadan dahi kolayca

yönetebiliyor.”

Parkurda Pazaryeri’nde 2024 yılı hedefi 3 milyon TL’lik

hacim yaratmak

2023 yılının Parkurda Pazaryeri’nin geliştirme süreçleri,

mağazaların açılımı ve mağazaların sisteme adapte

süreçleriyle geçtiğini söyleyen Aydoğdu, 2024 yılına

dair hedefleri şu cümlelerle açıkladı: “Parkurda

Pazaryeri’nde ana kategorilerimizi ilk günden tam olarak

belirledik. Mağaza sayımızı 100’ün üzerine çıkarıp, alt

kategorilerimizde 30 olan sayımızı 2024 sonunda 70’e

çıkarmayı hedefliyoruz. Müşteri sayımızı da 10 binin

üzerine yükseltmeyi amaçlıyoruz. 2024 yılı içerisinde

Parkurda Pazaryeri’nde 3 milyon TL’lik bir hacim

yaratmayı planlıyoruz aynı zamanda. Bu hacmin sadece

sanayi bölgeleri değil tüm Türkiye üzerinde etkili olacağını

öngörüyoruz. Bunun yanı sıra tüm dünyada dijital trendleri

de hızlı takip ederek müşteri deneyimimizi daha iyi hale

getirmek için Parkurda Pazaryeri Mobil uygulamamızı

geliştirme çalışmalarımızı başlattık. Önümüzdeki yıl bu

konuya da ağırlık vereceğiz.”

Geniş ürün çeşitliliği, kolay ve hızlı ürüne ulaşım ile güvenli

ödeme sistem sayesinde tüm Türkiye’deki tedarikçilerin

kendi online mağazalarını açarak ürünlerinin satışını

gerçekleştirdiği platformda elektrik & elektronik,

mekanik, endüstriyel otomasyon, rulman, test & ölçüm

aletleri, hırdavat & el aletleri, hidrolik & pnomatik,

makine aksesuarları, takım tutucular, kesici takımlar,

sarf malzemeleri, madeni yağlar & sıvılar, makineler &

cihazlar, soğutma ve havalandırma ile eğitim olmak üzere

toplam 15 ana kategori yer alıyor.

20 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024



Fuar

GRİNDİNGHUB

2024 ÖĞÜTME

TEKNOLOJİSİNE IŞIK

TUTUYOR

22 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024


Fuar

Daha fazla katılımcı, daha fazla uluslararası katılım, daha fazla ürün çeşitliliği

– GrindingHub 2024, öğütme teknolojisine ışık tutuyor.

Makine & Otomasyon & Robotik - Mart - Nisan 2024 23


Fuar

GrindingHub, 14 - 17 Mayıs 2024 tarihleri arasında

kapılarını ikinci kez dünyanın dört bir yanından gelen

taşlama uzmanlarına açacak. 31 ülkeden 460’ın üzerinde

katılımcı, en son taşlama teknolojisi çözümlerini

Stuttgart’ta sunacak - şimdi dört sergi salonunda;

ilk defa. Organizatör VDW’nin (Alman Takım Tezgahı

Üreticileri Birliği) Genel Müdürü Dr. Markus Heering’in

bildirdiğine göre etkinlik, teknik ürünler ve yeniliklerden

çok daha fazlası olacak: “Otomasyon ve dijitalleşme,

beceri eksiklikleri, yeni müşteriler ve pazarlar, genç

yeteneklerin desteklenmesi – sektör birçok zorluk ve

fırsatla karşı karşıyadır. Öğütme teknolojisi endüstrisinin

buluşma yeri olarak topluluğa fikir alışverişinde bulunmak

ve bilgi toplamak için bir platform sunmak istiyoruz.

Bunda başarılı olacağımıza inanıyorum – Artan katılımcı

sayısı, etkileyici destek programı ve artık daha da artan

uluslararası ve sektörel çeşitlilik sayesinde.

Çekici konseptle taşlama teknolojisi buluşması puanları

Ticari fuar konsepti denenmiş ve test edilmiş unsurları

genişletiyor ama aynı zamanda yeni çığır açıyor. En son

trend konuları GrindingSolutionPark Science’da ve Startup

Hub’da sunulmaktadır: Genel konsept, iş ve araştırma

arasında yakın bağlantılar kurar. Sektör buluşmalarına

daha küçük şirketlerin ve start-up’ların dahil edilmesi

önemli. Bu nedenle yenilikçi şirketler için ideal koşullar

sunan Startup Hub oluşturuldu. Ayrıca ilk kez İsviçreli

şirketlerin ortak standı da yer alacak. Bu pazar özellikle

öğütme teknolojisi açısından önem taşıyor ve katılımcılar

artık GrindingHub’ı deneme ve kendi ulusal bayrakları

altında ürün ve hizmetlerini ziyaretçilere sunma fırsatına

sahip olacak.

Bir diğer odak noktası ise üretimde dijitalleşme olacak.

Buna, küresel veri bağlantısı için VDW ve VDMA’nın

ortak birlikte çalışabilirlik girişimi olan umati’nin canlı

gösterimi de dahildir. Çok sayıda katılımcı umati kontrol

paneline bağlanacak ve makineleri üzerindeki ayırt edici

etiketlerle tanınabilecek.

Destek programı, her türlü katılımcı sunumu için bir

platform sağlayan Salon 10’daki E80 Standındaki Uzman

Forum (Fachforum) ile tamamlanıyor. Şirketler, 20

dakikalık canlı sunumlar düzenleyerek izleyicileri taşlama

teknolojisi dünyasındaki yenilikler hakkında ilk elden

bilgilendirecek.

GrindingHub, gelecek neslin ihtiyaçlarını karşılamaya

hevesli ve “Yılın Öğütücüsü” yarışmasıyla vasıflı işçi

eksikliğiyle nasıl mücadele ettiğini ve genç yetenekleri

nasıl teşvik ettiğini vurguluyor. Almanya, Avusturya ve

İsviçre’den genç yeteneklerin teorik bilgileri ve pratik

öğütme becerileri teste tabi tutulacak. Ayrıca, 2024

“Yılın Öğütücüsü” unvanının yanı sıra değeri 3.500

Euro’ya varan eğitim kuponları da kazanılacak. Ön eleme

turundaki finalistler daha sonra becerilerini Stuttgart’taki

GrindingHub’da canlı olarak sergileyecek.

Rakamlarla GrindingHub 2024

Martin, “Öğütme proses zincirinin ilk etkinlikte

olduğundan daha fazla yönünü sunmaktan özellikle

memnunuz. Daha fazla katılımcı, daha fazla uluslararası

katılım, daha fazla ürün çeşitliliği. 2022’deki prömiyerle

karşılaştırıldığında tüm önemli alanlarda net bir büyüme

var” diyor. Göbel, VDW Ticaret Fuarları Başkanı. 23 Şubat

itibarıyla toplam 461 katılımcı kayıt yaptırdı - 2022’ye

göre 85 firma daha fazla. Firma sayısı ve rezerve ettikleri

sergi alanı miktarı dördüncü bir salonun açılmasını

gerekli kıldı.

Ancak ziyaretçiler sadece artan sayıları değil aynı zamanda

uluslararası katılım açısından daha fazla çeşitliliği de

sabırsızlıkla bekleyebilirler. Katılımcılar geçen sefere

göre sekiz fazla olmak üzere toplam 31 ülkeden gelecek.

Almanya’nın (210 şirket) başını çektiği ilk beşte ayrıca

İsviçre (62), Çin (43), İtalya (37) ve Japonya (15) yer alıyor.

Buna göre VDW, Asya’da koronavirüsle ilgili kısıtlamaların

kaldırılmasıyla birlikte Asya’dan gelen ziyaretçi sayısında

bir artış bekliyor.

Katılımcılar taşlama, cilalama ve honlama ekipmanlarından

silindirik ve silindirik olmayan taşlama makinelerine,

soğutma ve yağlamaya kadar 40 sektöre yayılmıştır.

Taşlama, parlatma ve honlama ürünleri segmentinde

24 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024


organizatörler neredeyse yüzde 120 büyüme kaydetti. İlk

5 sektör arasında silindirik ve silindirik olmayan taşlama

makineleri, takımların kesilmesi ve işlenmesi için taşlama

makineleri, lepleme, cilalama ve honlama makineleri ile

yüzey taşlama makineleri yer alıyor.

Küresel imalat endüstrisinde önemli bir bileşen olarak

taşlama teknolojisi

Taşlama, hemen hemen her işlem zincirinin sonunda

gelen ve hassas bir yüzey kalitesi ve boyutsal doğruluk

sağlayan önemli bir metal işleme işlemidir. Buna göre

öğütme teknolojisi, geniş bir yelpazedeki son ürünlerin

dayanıklılığının ve işlevselliğinin belirlenmesinde

belirleyici bir rol oynamaktadır. Öğütme teknolojisi,

daha düşük enerji kayıpları nedeniyle enerji verimliliği

ve azaltılmış emisyonlar nedeniyle çevre dostu olma

açısından da özellikle önemlidir.

Küresel takım tezgahı üretiminin toplam hacmi 2022

yılında 80,4 milyar Euro’yu buldu. Taşlama teknolojisi,

5,5 milyar Euro ile bunun yaklaşık yüzde 7’sini oluşturdu.

Böylece üretim hacmi bir önceki yıla göre yüzde 14,9

oranında arttı, ancak payı neredeyse aynı kaldı.

Çin, Almanya ve Japonya en verimli üreticiler arasındadır.

Tüm taşlama makinelerinin neredeyse üçte biri Almanya,

İsviçre veya Avusturya’da üretilmektedir. Çarpıcı olan ise

tüm taşlama makinelerinin neredeyse yarısının Avrupa’da

üretilmesidir. Bu, bölgenin küresel bir üretici olarak özel

bir rol oynadığı anlamına geliyor. Taşlama, honlama,

lepleme ve cilalama makineleri söz konusu olduğunda

ise en büyük pazarlar Çin, ABD ve Almanya’dır. 2023

yılında Çin satış pazarı, Alman ihracatı için özellikle ilgi

çekiciydi; açık bir farkla ilk sırada yer alırken onu ABD ve

Fuar

İtalya takip etti. Alman pazarının en büyük tedarikçileri

İsviçre, Çek Cumhuriyeti ve Çin’di. Asya, 2022’de küresel

pazarın yarısından fazlasını oluşturuyordu. Avrupa ise

yalnızca 1,6 milyar Euro’yu (dünya tüketiminin yaklaşık

üçte biri) oluşturuyordu ve burada üretim açısından daha

küçük bir rol oynuyordu. Bu da yerli üretimin büyük bir

kısmının ihracata yönelik olduğunu gösteriyor.

“GrindingHub 2024’te ticari ziyaretçiler bir kez daha

öğütme teknolojisinin tüm dünyasını canlı ve ilk

elden deneyimleyebilecek. Ticaret fuarı endüstrinin

uluslararasılığını ve çeşitliliğini yansıtıyor ve bu nedenle

ulusal sınırlar ötesinde bağlantılar kurmak için mükemmel

bir fırsat sunuyor ve Yeni pazarlara girin” diye özetliyor

Dr. Markus Heering.

Stuttgart’taki GrindingHub Hakkında

GrindingHub 2024, 14-17 Mayıs 2024 tarihleri arasında

ikinci kez Stuttgart’ta düzenlenecek. Her iki yılda bir

düzenlenir ve Frankfurt am Main’deki VDW (Alman Takım

Tezgahı Üreticileri Birliği) tarafından, Messe Stuttgart ve

Schleiftagung’un yanı sıra Swissmem’in (İsviçre Takım

Tezgahları Birliği) “Takım Tezgahları” sanayi sektörüyle

işbirliği içinde organize edilir. Mekanik, Elektrik ve

Metal Endüstrileri) kurumsal patron olarak. Taşlama,

Almanya’daki takım tezgahı endüstrisindeki ilk 3 üretim

sürecinden biridir. Sektör, resmi istatistiklere göre 2022

yılında 964 milyon euro değerinde makine üretti. Bunların

yüzde 74’ü ihraç edildi ve yaklaşık yarısı Avrupa’ya gitti.

En büyük satış pazarları Çin, ABD ve İtalya’dır. Uluslararası

alanda dünya sıralamasında Çin, Japonya ve Almanya

başı çekti. Dünya çapında öğütme teknolojisi sektörü

2022 yılında 5,5 milyar Euro değerinde makine üretti.

in

Makine & Otomasyon & Robotik - Mart - Nisan 2024 25


ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ

ENDÜSTRİ 4. 0 DERGİSİ

WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONLARIDIR ...

Sponsorluk ve Reklam için temas kurabilirsiniz : 0 505 400 94 34 - 0 505 400 94 33 - 0 546 675 59 49

www.endustri40dergisizirvesi.com - makineotomasyondergisi@gmail.com - worldmediareklam@gmail.com

www.worldmediagroupe.com

www.ekonomiknokta.com

Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve

internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web

adresimiz .

www.makineotomasyondergisi.com

Makine - Otomasyon - Robotik dergimizin internet sitesi..e

www.kesicitakimlardergisi.com

Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek

dergisinin internet sitesi.

www.endustri40dergisizirvesi.com

Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisinin internet sitesi.

www.elektrikpanodergisi.com

Elektrik ve Pano dergilerimizin internet sitesi.

www.autotuningworldddergisi.com

Auto Tuning World dergilerimizin internet sitesi.

World Media Group - Elektrik Dergisi / Ocak - Şubat 2019 89



Makale

HAVACILIK BAKIM,

ONARIM VE REVİZYON

(MRO) SEKTÖRÜNDE PLM

UYGULAMASI: SİEMENS

TEAMCENTER YAKLAŞIMI

Ahmet Uğur Çakar1,3, Alican Yılmaz4, Prof.Dr.Semih Ötleş1,2

1Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi

Anabilim Dalı

2Ege Üniversitesi Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi Mükemelliyet Araştırma

Merkezi

3TEİ, TUSAŞ Motor Sanayi A.Ş.

Giriş

Günümüzde üretim yapan firmalar sürekli inovasyon,

küresel iş birlikleri ve karmaşık risk yönetimi gibi zorluklarla

karşı karşıyadır. Bu rekabet ortamında var olmaya çalışan

şirketlerin ürün ve süreç verileri şeklindeki fikri varlıklarını,

değer zincirlerinde yer alan tüm paydaşlarının erişimine

sunması ve bunları yönetebilmesi en büyük kalemlerden

bir tanesidir. Bu başlıkları yönetebilmek adına, uzun bir

süredir ürün yaşam döngüsü yönetimi (PLM), ana çözüm

aracı olarak benimsenmektedir. PLM, süreç içindeki tüm

kullanıcıları, süreçleri, iş sistemlerini ve verileri bir arada

tutarak ürünün fikir olarak ortaya çıkmasından ürünün

emekliliğine kadar tüm olan sürecinin yönetilmesini

sağlar.

Konfigürasyon ve ürün yaşam döngüsü kavramları

havacılık sektöründeki kaliteyi, güvenilirliği ve yeniden

üretilebilirliği yönetmek adına ortaya çıkmış kavramlardır.

Havacılıkta kullanılan en ufak parçadan en kompleks

disipline kadar takibin yapılabilmesi ve sürekli olarak

ürünün ömrü boyunca önceden hazırlanılmış senaryolarla

destek verilebilecek durumda olmak gerekir. 30 yılı

aşkın hizmet veren uçaklarda, havacılık bakım, onarım

ve tadilat(MRO) sektöründe PLM’nin uygulanması için

birçok fırsat vardır. Ancak, PLM havacılık endüstrisinde

konsept tasarım aşamasından, satış sonrası servis

süreçlerine kadar destek verebiliyorken hala firmalar

tarafından yüzde yüz performansla kullanılmamaktadır.

Bu makalenin amacı, uçak MRO endüstrisinde PLM’nin

uygulanması için olanakları, avantajları ve dikkat edilmesi

gereken noktaları incelemektir.

Bu rapor, bu giriş bölümü de dahil olmak üzere üç

bölümden oluşmaktadır. İkinci bölüm, PLM alanını

incelemektedir. Üçüncü bölüm ise, PLM aracılığıyla

havacılık MRO endüstrisinde PLM’in kullanımı ve

kısıtlarından bahsedilecektir.

1. PLM’e Genel Bir Bakış

1.1. PLM’nin Evrimi

Ürün yaşam döngüsü yönetimi (PLM), iki farklı kökten

ortaya çıktığı söylenebilir. Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi

(PLM), ilk olarak işletme yönetimi kökenli olup Malzeme

Kaynak Planlaması (MRP), Kurumsal Kaynak Planlaması

(ERP), Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) ve Tedarik Zinciri

Yönetimi (SCM) gibi alt bileşenlere ayrılan bir disiplindir.

PLM, bir ürünün tam yaşam döngüsü boyunca sağlanan

takip edilebilirlik sayesinde, beraberindeki risklerin de

tahmin edilebilir hale gelmesine olanak sağlar.

Diğer kök ise, ürün bilgilerinin ürünün tüm yaşam

döngüsü boyunca yönetilmesidir. Bu bağlamda, sistem

28 Makine & Otomasyon & Robotik Mart - Nisan 2024


entegrasyonu, işletmelerin sanal yüzü arasında iş birliğini

kolaylaştırır. Bilgisayar Destekli Tasarım ve Bilgisayar

Destekli Üretim (CAD/CAM) ve Ürün Veri Vönetimi (PDM)

sistemleri burada önemli bir rol oynar.[1] Bilgisayar

temelli tasarım üzerine 1950’lerden itibaren çalışmaya

başlanmış olsa da CAD sistemleri için en önemli

çalışalar 1980’lerin başında ortaya çıkmıştır. Bugünkü

tasarım programlarının temellerini atan bu çalışmalar

tasarımcılara ürünün geometrik modellerini kâğıt

üzerindekinden çok daha kolay bir şekilde oluşturma

imkânı sağlamıştır. Bu dijital tasarımlar daha kolay şekilde

değiştirilebilir ve tekrar kullanılabilir hale gelir. Zamanla,

CAD/CAM/CAE araçlarıyla oluşturulan ürün bilgisi hacmi

kontrol edilemez bir hale gelmeye başlamıştır ve bunun

sonucunda, 1980’lerde Ürün Veri Yönetimi (PDM)

sistemleri oluşturulmaya başlanmıştır.

PDM, ürün tasarımı sırasında oluşturulan verilere kolay,

hızlı ve güvenli bir erişim sağlamıştır. İlk nesil PDM

sistemleri, mühendislik alanında ne kadar etkili olmuşsa

da satış, pazarlama ve tedarik zinciri yönetimi gibi

mühendislik dışı faaliyetleri ve müşteriler ve tedarikçiler

gibi şirket dışı unsurları ele alma konusunda sınıfta

kalmıştır. Bu durumun başlıca sebepleri olarak PDM’in

kullanımı içim geometrik modeller, malzeme listeleri ve

sonlu eleman analizleri gibi mühendislik ağırlıklı bilgilerle

sınır olması ve bunları kullanmak için mühendislik

bilgisine sahip olmak gerektiği söylenebilir.

Ürün yaşam döngüsü yönetimi (PLM), 1990’ların

sonlarında ortaya çıkmış ve bir işletmenin yalnızca

mühendislik yönlerinin ötesine geçmeyi hedeflemiştir.

PLM, bir ürünün kavramsal tasarım aşmasından, nasıl

üretileceğine, üretildikten sonra pazarlama, satış sonrası

servis ve hatta ürünün ömrünün sonundaki yeniden

kullanabilme ve atık yönetimine kadar ürünün fikri ve

fiziki var olduğu tüm süreçlerin ve bu süreçleri oluşturan

büyük verinin yönetilmesini hedefler. Bu nedenle,

PLM’nin ayrılmaz bir parçası olarak ERP, CRM ve SCM

sistemleri kullanılır [1]. Bu uygulamalar, ürünün yaşam

döngüsü boyunca belirli süreçlere odaklanır ve ürün ve

süreç bilgilerine dayanır. PLM, PDM’yi mühendislik ve

üretimden pazarlama, finans ve satış sonrası hizmet gibi

daha stratejik alanlara genişletir Açıkça görülmektedir ki,

PLM sistemlerinde yönetilen bilgiler, PDM sistemlerinin

sağladığı mühendislik verilerini aşmaktadır. İdeal

senaryolarda, ürünün yaşam süreci boyunca yapılan

her türlü değişiklik, değişiklik yönetimi süreçleri ile takip

edilir ve kayıt altında tutulur. Toplanan verilerden yapılan

çalışmalar ile değişikliklerin gerçek etkisi ölçülebilir hale

gelir ve yeni ürün çalışmalarında firmanın know-how’ını

oluşturur. Bu da ürünün fabrikadan çıktıktan sonraki MRO

süreçlerin yönetebilmek adına büyük bir fayda sağlar.

1.2. PLM’in İçeriği

PLM, ürün tanımı bilgilerinin oluşturulması, yönetilmesi,

yayılması ve kullanılması için tutarlı bir dizi iş çözümünün

Makale

işletme bazında uygulandığı bir yaklaşımdır. Bu süreç,

kavramsal tasarım aşamasından ürünün ömrünün

sonuna kadar, insanları, süreçleri, iş sistemlerini ve

bilgiyi birbirine entegre şekilde bir arada tutmaktadır.

Bir ürünün yaşam döngüsü boyunca, CAD verileri,

ürünün özellikleri, kalite belgeleri, malzeme listeleri,

mühendislik simülasyonları vb. gibi büyük veri oluşur. PLM

uygulamaları, bu işletmeler için verinin paylaşılmasını,

bir arada tutulmasını ve sürdürülebilirliğini sağlayarak

işletmenin omurgasını oluşturur.

CIMdata’nın 2002 [2] tarihli yazısında, ürün yaşam

döngüsünü ürün tanımlanması, üretim tanımlanması ve

operasyonel destek olmak üzere üç ana kaleme ayırmıştır.

Ürün tanımlanması, ürünün nasıl tasarlandığı, üretildiği,

işletildiği, bakımının yapıldığı ve emekli edildiği bilgileri

içerir ve bu veriler ürünün yaşam döngüsü boyunca

sürekli olarak değişikliğe tabiidir. Üretim tanımlanması,

bir ürünün üretimi ve dağıtımı başta olmak üzere bu

alanla ilgili tüm faaliyetler üzerine odaklanır. Operasyonel

destek ise şirketin temel kaynaklarını, yani insanlarını,

finansal kaynaklarını ve işletmenin desteklemesi gereken

diğer kaynaklarını yönetmeye odaklanır.

Bir başka açıdan da PLM uygulamaları işletmelerde

ürün yaşam döngüsü içinde için bir bilgi yönetimi

çözümü olarak tanımlanabilir. Veriyi amaca yönelik

olarak problemlerin çözümünde kullanılabilecek şekilde

düzenlenmiş, doğrulanmış bilgi olarak sınıflandırır. Yeni

bir ürün yaratılması hedeflenirken, bir ürünün yaşam

döngüsü beş aşamadan oluşur: hayal etme, tanımlama,

gerçekleştirme, destek ve emeklilik. Hayal etme

aşamasında, pazar gereksinimleri belirlenir ve ürün

tasarım kavramı gerçekleştirilir. Tanımlama aşaması,

ürünün detaylı tasarımını, üretim sürecinin planlamasını

ve bir prototipin geliştirilmesini içerir. Gerçekleştirme

aşamasında, ürünün gerçek üretimi ve ardından

depolama işlemleri gerçekleştirilir. Destek (veya kullanım)

aşamasında üretici, ürünün bakımı ile yükümlüdür ve

bu süreçler önceden belirlenmiş olmalıdır. Ürün emekli

olduğunda yani örünün sonuna geldiğinde ise geri

dönüşümü veya imha işlemleri için süreçler önceden

tanımlanmış olmalıdır.

1.3. PLM’in faydaları

• PLM tasarım döngüsü çalışmalarını anında

optimize eder ve tüm tarihsel tasarım verilerine erişimi

yöneterek yeni tasarımlarda yeniden kullanılabilirliği

arttırır ve pazara dahil olma süresini azaltır.

• Müşteri, ürün, kalite ve yasal gereklilikleri

birbirine entegre bir şekilde yöneterek ürün kalitesini

arttırır.

• Var olan ürünün ortaklaştırılarak bir sonraki

prototiplerde kullanılmasına olanak sağlar ve değişim

sebepli iterasyonların takip edilmesine ve azaltılmasına

Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 29


Makale

yardımcı olur.

• İş akışlarının standartlaştırılması ve belirli

kurallar çerçevesinde ilerlemesini sağlar.

• Oluşturduğu Know-how birikimiyle bir sonraki

tasarımların oluşturulmasında yapılabilecek hataların

önüne geçilir ve maddi kayıplar önlenir. Ürünü yaşamı

boyunca hatasızlaştırmak ana hedeftir.

• Doküman, tasarım, ürün ağacı vb. Tüm verilerin

linklenmesini sağlayarak geçmişe göre hız ve dijital

bağlılık kazandırır.

1.4. Havacılık Sektöründe PLM

Havacılık sektöründe PLM’nin kullanımı, sektörün özel

gereksinimlerini karşılamak için tasarlanmış bir dizi özellik

sunar. Bu özellikler, havacılık şirketlerinin ürün yaşam

döngüsünü daha iyi yönetmelerine ve operasyonlarını

optimize etmelerine yardımcı olur.

PLM’nin havacılık sektöründeki önemli bir kullanım

alanı, karmaşık ürün yapılarının ve konfigürasyon

yönetiminin yönetimidir. Havacılık endüstrisinde, uçaklar

ve bileşenleri gibi ürünler genellikle özelleştirilmiş ve

karmaşık yapılarla birlikte gelir. PLM sistemi, bu yapıların

tasarımını, yönetimini ve güncellemelerini kolaylaştırır.

Ayrıca, ürün bileşenlerinin izlenebilirliğini sağlar ve

revizyon kontrolleriyle uyumluluğu yönetir.

Bir diğer önemli kullanım alanı, havacılıkta kalite

yönetimidir. PLM sistemi, havacılık şirketlerine kalite

süreçlerini izlemek, hataları tespit etmek ve düzeltici

faaliyetleri uygulamak için gerekli araçları sunar. Özellikle

FAA (Federal Havacılık İdaresi) gibi düzenleyici kurumlar

tarafından belirlenen standartlara uyum sağlamak için

PLM’nin kullanımı kritik öneme sahiptir.

Havacılık sektöründe PLM aynı zamanda bakım, onarım

ve revizyon (MRO) süreçlerini desteklemek için kullanılır.

Uçakların ve bileşenlerinin bakım ve onarımları, karmaşık

bir süreçtir ve doğru veri ve dokümantasyon gerektirir.

PLM sistemi, MRO süreçlerini yönetmek için bir veri

deposu sağlar ve bakım kayıtlarının takibini kolaylaştırır.

Bu da bakım süreçlerinin daha etkin ve verimli bir şekilde

yürütülmesini sağlar.

Ayrıca, havacılık sektöründe PLM sistemi, iş birliği ve

küresel tedarik zinciri yönetimi için önemli bir rol oynar.

Farklı şirketler, tedarikçiler ve ortaklar arasında veri

paylaşımını kolaylaştırır ve iletişimi geliştirir. Bu da proje

yönetimini iyileştirir, üretim süreçlerini optimize eder ve

zaman tasarrufu sağlar

Sonuç olarak, havacılık sektöründe PLM’nin kullanımı,

ürün yaşam döngüsünün etkin yönetimi, kalite kontrolü,

MRO süreçlerinin desteklenmesi ve iş birliğinin

artırılması gibi birçok avantaj sağlar. PLM sistemi,

havacılık şirketlerine rekabet avantajı kazandırırken aynı

zamanda maliyetleri düşürmelerine ve operasyonlarını

daha verimli hale getirmelerine yardımcı olur.

2. PLM ve Havacılık MRO

2.1. Bakım, Onarım, Tadilat

Hazırlanan bir rapordaki piyasa araştırmasına göre

küresel ticari uçak pazarı 2018 yılında yaklaşık olarak 191

milyar dolar değerindeydi. 2028 yılına kadar yıllık yaklaşık

%2,9’luk bir bileşik büyüme oranıyla değeri 255 milyar

dolar civarında olması beklenmektedir. Tahminlere göre,

ticari uçaklara yönelik küresel harcamaların toplamı,

tahmin edilen dönem boyunca yaklaşık 2,3 trilyon dolar

değerinde olacaktır. Bu büyüme, ticari uçaklara olan

önemli talebi ve havacılık sektörü için büyük fırsatları

yansıtmaktadır. [4]

Gerek sivil gerekse askeri hava araçlarında ve onların

modüllerinde yüksek standartlar, çok düşük toleranslar

ve kaliteli ürünler üretmek bir numaralı hedeftir. Bir hava

aracının pazara çıkması ve yasal olarak kullanılabilmesi için

birçok sertifikasyon sürecinden geçmesi gerekmektedir.

Bu süreci geçen ve gökyüzündeki ömrü başlayan hava

araçlarının yaşam döngüsü boyunca en büyük yüzdeye

sahip olan alan aslında MRO faaliyetleridir.

Havacılık MRO (Maintenance, Repair, and Overhaul),

havacılık sektöründe uçakların bakım, onarım ve revizyon

faaliyetlerini kapsayan bir süreçtir. Bu faaliyetler, uçakların

hava değerini koruması, güvenli ve sorunsuz bir şekilde

çalışması, performansının optimize edilmesi ve hizmet

ömrünün uzatılması amacıyla gerçekleştirilir Havacılık

MRO süreci, karmaşık ve titizlik gerektiren adımları içerir.

Bunlar arasında şunlar bulunur:

Planlama ve Programlama: Havayolu şirketleri

veya MRO şirketleri, uçakların bakım ihtiyaçlarını

belirlemek ve bakım programlarını oluşturmak için

kapsamlı planlama yaparlar. Bu, uçakların kullanım

süresine, üretici önerilerine, düzenleyici gerekliliklere

ve operasyonel önceliklere dayanır. Bakım süreleri,

uçak tipine, uçuş saatine ve bileşen ömrüne bağlı olarak

belirlenir.

Bakım ve Kontrol: Uçakların planlanmış periyodik

bakımları, teknik ekipler tarafından gerçekleştirilir.

Bu, motorların, sistemlerin, pervanelerin, kabloların,

hidrolik ve pnömatik sistemlerin, aviyoniklerin ve diğer

bileşenlerin detaylı bir şekilde incelenmesini içerir.

Bakım süreci, hava değerlendirme kontrol listeleri, teknik

veri kılavuzları ve üretici direktifleri gibi kılavuzlarla

desteklenir.

Onarım ve Değişim: Bakım sırasında tespit

edilen arızalar veya hasarlar için onarım ve değişim

işlemleri yapılır. Bu, hasarlı veya aşınmış parçaların tamir

30 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024


edilmesini veya değiştirilmesini, sistemlerin yenilenmesini

veya bileşenlerin güncellenmesini içerir. Onarım süreci,

spesifik teknik bilgi, beceri ve sertifikasyon gerektirebilir.

Onarımlar, parça tedariki, test süreçleri ve kalite kontrol

prosedürleri ile desteklenir.

Revizyon ve Modifikasyon: Uçaklarda yapılan

değişiklikler ve iyileştirmeler revizyon ve modifikasyon

olarak adlandırılır. Bu, performans artırma, yakıt verimliliği

iyileştirmesi, aviyonik güncellemeleri veya kabin

düzenlemeleri gibi çeşitli alanları içerebilir. Revizyonlar,

mühendislik hesaplamaları, testler, sertifikasyon süreçleri

ve düzenleyici onaylar gerektirebilir.

Havacılık MRO süreci, düzenleyici otoritelerin belirlediği

standartlara uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Bu,

FAA (Federal Havacılık İdaresi), EASA (Avrupa Havacılık

Emniyet Ajansı) gibi otoritelerin yönergelerini takip

etmeyi gerektirir. Ayrıca, MRO şirketleri, yetkin teknik

personel, gelişmiş ekipman ve özel tesislerle donatılmış

olmalıdır.

Havacılık MRO süreci, uçakların güvenli ve sürdürülebilir

bir şekilde çalışmasını sağlayarak havacılık endüstrisinin

büyümesini destekler. Aynı zamanda, operasyonel

verimlilik, maliyet tasarrufu, uçuş güvenliği ve yolcu

memnuniyeti gibi faktörleri etkileyen önemli bir

unsurdur.

2.2. PLM ve Havacılıkta MRO Çalışmaları

OEM’ler, sahipler ve hizmet organizasyonları, karmaşık

sermaye varlıklarının (uçaklar, gemiler, enerji santralleri,

makineler, tıbbi cihazlar vb.) desteklenmesi ve

sürdürülmesi konusunda bir dizi zorlukla karşı karşıyadır.

Bu zorluklar arasında tasarım, üretim ve hizmet veri

bilgisinin kullanılması, hizmet seviye ve performansa

dayalı sözleşmelerin uygulanması, hizmet döngü

süresinin azaltılması, hizmet maliyetlerinin düşürülmesi,

hizmet ekibi üretkenliğinin artırılması ve operasyonel

kullanılabilirliğin maksimize edilmesi bulunmaktadır.

2.2.1. Siemens PLM Software Teamcenter Çözümleri

Siemens PLM Software, Teamcenter tabanlı MRO

çözümleri sunarak bu konularda destek sağlayan

bir programdır. Tasarım, analiz, performans araçları

gibi programlara marka bünyesinde barındırdığı gibi

ERP, CRM, SCM, ALM ve firmaların kendi işgücü ile

yarattığı programlara entegrasyon sağlayarak tüm

verinin bir elden yürütülmesine olanak sağlar. CM2

metodolojisinin yapı taşlarından “dijital ikiz” ve “dijital

dikiş” kavramlarını oluşturmak adına bu çok önemli bir

teknolojidir. Ürün yaşam döngüsü yönetimi teknolojisiyle,

kompleks ürünlerin bakım ve servis sürecinde bilginin

yakalanmasını, düzenlenmesini, optimize edilmesini

ve kullanılmasını sağlayan bir hizmet yönetimi ortamı

oluşturur. Bu da hizmet sağlayıcıların MRO planlama ve

Makale

yürütme süreçlerini daha verimli hale getirirken, iş birliği

temelli bir yaklaşım sunar.

Teamcenter çözümleri, OEM’ler, sahipler ve hizmet

organizasyonlarının karmaşık sermaye varlıklarını

desteklemek için bir hizmet yönetimi ortamı sağlar.

Şirketler, bu PLM destekli ortamı ve aşağıdaki Teamcenter

çözümlerini kullanarak, bir hizmet odaklı bağlamda varlık

tanımlarını ve bakım bilgilerini iletişim kurabilir ve birden

fazla hizmet fonksiyonunun doğru ve hızlı bir şekilde

gerçekleştirilmesini kolaylaştırır.

• Hizmet Veri Yönetimi: Karmaşık, uzun ömürlü

sermaye varlıkları için konfigürayon ve hizmet bilgisine

tam bir görünürlük sağlar. Hizmet yönetimi, OEM’lerin

ve hizmet sağlayıcıların, hizmet değeri zinciri içinde

içeride veya dış kaynaklı olarak gerçekleştirilen hizmet

faaliyetlerinin sonuçlarını yakalamalarına olanak tanır.

Hizmet gösterge tablosu, PBL (performansa dayalı

lojistik) ve SLA (hizmet düzeyi anlaşması) sözleşmeleri

gibi taahhütlerin etkin bir şekilde yönetilmesi için gerekli

metriklerin anlaşılmasını sağlar. [5]

• Hizmet Talep Yönetimi: Reaktif hizmet

organizasyonlarının hizmet taleplerini etkili bir şekilde

yönetmelerine olanak tanır. Yanıt süresini iyileştirirken

müşteri memnuniyetini artırır ve maliyet kontrolü ile

hizmet standartlarını kolaylaştırır. [5]

• Hizmet Planlama: Hizmet organizasyonlarının

planlama bilgilerini değerlendirerek önleyici, koşullu

veya güvenilirlik temelli bakım için kullanmasını sağlar.

[5]

• Raporlama ve Analitik: Kuruluşların operasyonel

bilgileri analiz etmelerine olanak tanır, varlık performansı

ve güvenilirlik trendlerini belirlemelerine, varlık ve

kurumsal KPI’ları izlemelerine ve analiz etmelerine

yardımcı olur.

Teamcenter, varlık bilgisini güvenli bir web tabanlı

PLM ortamında yöneterek daha ihtiyaçları daha hızlı

yanıtlamaya olanak sağlar. Hizmet ekipleri, herhangi

bir web destekli cihaz kullanarak herhangi bir zamanda

herhangi bir yerden bu varlık bilgisine erişebilir. Akış,

değişiklik, belge ve konfigürasyon yönetimi yetenekleri

sunan Teamcenter, hizmet ekiplerinin mühendislik

ekipleriyle kapalı döngü süreçlerinde çalışmasına olanak

sağlar. Bu PLM aracının diğer uygulamalarına kıyasla

farklı olmasının sebepleri aşağıdaki gibi sıralanabilir.

• Konfigürasyon odaklı: Ürün konfigürayonları

as-maintained konfigürasyonlarına evrildikçe, OEM’ler

ve hizmet ekipleri konfigürayon kontrolünü sürdürme

ve işlemlerini ürün mühendisliğiyle sıkı şekilde entegre

etme gibi hizmeti zorunlu kılan gereksinimlere sahiptir.

Teamcenter’ın konfigürayon odaklı hizmet yetenekleri,

bu ihtiyacı karşılamak için teknolojik bir temel sağlar.

Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 31


Makale

Organizasyonlar, varlık bilgilerini konfigürayon bağlamı

içinde yakalayarak, düzenli ve doğru bir şekilde bakım

planlama ve bakım gerçekleştirme faaliyetlerini

geliştirebilir. Teamcenter, hizmet ekiplerinin bir varlığın

devam eden gereksinimlerini ve uyumluluk kısıtlamalarını

anlamalarını sağlar. Yapılandırılmış bir yapıyı kullanarak,

hizmet organizasyonları, denetim raporları, sapmalar,

bakım prosedürleri, hizmet gereksinimleri ve yaşam

döngüsü sınırları da dahil olmak üzere bir varlıkla ilgili

tüm bilgilere hizmetle ilgili bir bağlam içinde yönetilebilir

ve erişebilir olmasınını sağlar. Ayrıca ürünün geçmişiyle

ilgili izlenilebilirliği tam anlamıyla takip edilebilir hale

getirir. Örneğin bir uçak motorunun as-built ağacında

her bir parçanun hangi seri numarası ile takıldığını bu

parçanın üretim aşamalarını ve olası durumlardaki sapma

takibinin kayıtlarını tutar. Linkleme özelliği sayesinde

parçalara veya modüllere linklenmiş dokümanlara,

montaj talimatlarına, ölçüm raporlarına istenildiği zaman

ulaşılabilir ve yönetilebilir olmasını sağlar. Bu bilgileri

ürünün yaşamının devamındaki servis ürün ağacına

aktararak 20 yıl sonra bile ortaya çıkacak bir sorunla ilgili

bakım sürecinde geçmişe yönelik veri kontrolü yapılabilir

ve zaman kaybetmeden çözüm üretilebilir hale getirir.

• Pazar başarısı: Siemens PLM Software’ın 65.000

[5] müşteriden oluşan müşteri tabanındaki etkileyici

deneyimi, havacılık, savunma, imalat, enerji, sağlık ve

yüksek teknoloji ve elektronik endüstrilerinde saygın ve

deneyimli şirketleri içerir. Teamcenter, dünya genelindeki

en büyük PLM platformu olarak endüstri analistleri

tarafından tanınmaktadır.

• Ölçeklenebilirlik ve açıklık: Teamcenter,

şirketlerin en yüksek iş önceliklerini güvenlik veya

32 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024

Şekil 1. İşletmenin omurgası PLM’in MRO sürecinde tüm sistemlerle bağlanması

ihracat kontrollerini tehlikeye atmadan önce ele

almalarını sağlayan modüler ve son derece ölçeklenebilir

çözümler sunar. Organizasyonlar, yatırım getirisini hızlı

bir şekilde sağlayan aşamalı bir yaklaşımla Teamcenter’ı

adım adım dağıtabilirler. Teamcenter destekli PLM

ortamları, büyüme, teknoloji geliştirme veya hizmet

ekibi entegrasyonu ihtiyaçlarını karşılamak için sorunsuz

olarak artırılabilir. Teamcenter destekli MRO çözümleri,

yatırımı korurken satıcı bağımsızlığını kolaylaştıran

açık bir PLM altyapısı üzerinde sunulur. Bu açık altyapı,

organizasyonların kritik sistemlere Teamcenter’ı entegre

etmelerine ve hızla yeni hizmet sağlayıcıları ve diğer

ortakları uyum sağlamalarına olanak tanır.

• Kapsamlı ürün yaşam döngüsü: Ürün

sorumluluğuna sahip olan organizasyonlar, kavram

planlamadan son kullanma aşamasına kadar tüm

ürün yaşam döngüsünü yönetmek için Teamcenter’ı

kullanabilirler. Sistemde yer alan kişiler, Şekil 1’de

görülebileceği ürünle ilgili tüm verileri tek bir uygulamada

görüntüleyip bunları yönetme ve değişiklik yapma

yetkisine sahiptir.

2.2.2. Teamcenter Servis Aşamaları

Teamcenter’da MRO ile ilgili çalışmaları üç ana başlık

altında sınıflandurabiliriz. Bunlar; veri yönetimi, talep

yönetimi ve planlamadır. [5]

2.2.2.1. Servis Veri Yönetimi:

• Yapılandırma kontrolü altında bir organizasyonun

varlıklarının ve hizmet tekliflerinin tam görünürlüğünü

sağlar.


• Tam olarak tanımlanmış yaşam döngüsü

BOM’larından yararlanarak varlık takibini ve kullanım

süresini iyileştirir.

• Hızlı bir şekilde hizmet bültenleri oluşturmayı

ve dijital olarak dağıtmayı sağlar.

• Kapalı döngü ürün-hizmet iyileştirme

süreçlerine etkinlik temelli hizmet deneyimleri sunar.

Hizmet ekibinin endişelerini erken ürün yaşam döngüsü

aşamalarına dâhil eder.

• Küresel hizmet noktası bilgisini sunar.

• Varlık yapılandırması bağlamında erişim

sağlarken tüm varlıkla ilgili bilgiyi yönetir. Üreticilerin ve

hizmet entegratörlerinin, hizmet değer zinciri içinde başka

yerlerden kaynaklanan varlık bilgisini ve yapılandırma

değişikliklerini yakalamasına ve dâhil etmesine olanak

tanır.

• Başarılı PBL ve SLA iş sözleşmelerini mümkün

kılan ana performans göstergeleri aracılığıyla varlık ve

süreç performansına içgörü sağlayan bir hizmet kontrol

paneli sunar.

2.2.2.2. İstek Yönetimi

• Standart hizmet teklifleriyle hizmet katalogları

oluşturarak hizmet tekliflerini iyileştirir. Standart ve anlık

hizmet içeriği sağlayarak çalışma kapsamı tanımını ve

onayını sağlar.

• Gerçek hizmet maliyetlerini yakalayarak ve

standart tahminlerle karşılaştırarak maliyet kontrolünü

kolaylaştırır.

• Hizmetle ilgili süreçlere müşteri katılımını ve

iletişimini artırarak müşteri memnuniyetini artırır.

• Hizmet standartlarını kullanarak daha iyi hizmet

planlamasını kolaylaştırır.

• Hizmet taleplerinin kapatılmasını kolaylaştırarak

ve iş yönetimi ve müşteri katılımını sağlayan geri bildirim

döngülerini kullanarak hizmeti iyileştirir.

2.2.2.3. Planlama

• Hizmet uyumunu ve planlamasını, varlıklar ve

ürün varyantları için hizmet planları oluşturarak sağlar.

• Doğru ve detaylı hizmet etkinliği planlamasını

kolaylaştırarak hizmet verimliliğini artırır. Gelişmiş

hizmet operasyon modellerini destekleyen hizmet

gereksinimlerini ve sıklıklarını tanımlayarak varlık

erişilebilirliğini ve güvenilirliğini artırır.

Makale

• Onaylanmış hizmet prosedürlerinin

tanımlanmasını ve takip edilmesini sağlayarak hizmet

kalitesini artırır.

• Belirli malzemeler, parçalar, hizmet görevleri

veya iş kartları için geçerli olan bildirimleri tanımlayarak

tehlike ve güvenlik uyumunu teşvik eder.

• Hata kodlarıyla ilişkili daha hızlı teşhis ve

hizmet prosedürlerini kolaylaştırarak hizmet döngüsü

performansını iyileştirir.

3. Sonuç

Havacılık sektöründe, Bakım, Onarım ve Operasyon

(MRO) faaliyetleri büyük önem taşımaktadır ve

PLM (Product Lifecycle Management) çözümleri,

özellikle Teamcenter, bu alanda önemli avantajlar

sunmaktadır. Teamcenter, havacılık şirketlerine, uçak

ve bileşenlerinin ömrü boyunca verimli ve güvenilir bir

şekilde yönetmelerini sağlayan kapsamlı bir platform

sunar. Havacılık şirketleri, Teamcenter’ı kullanarak,

varlıklarının konfigürasyonunu tam olarak kontrol altında

tutabilir, düzenleyici uyumluluğu sağlayabilir ve hizmet

operasyonlarını ürün mühendisliğiyle sıkı bir şekilde

entegre edebilir. Teamcenter’ın yapılandırmaya dayalı

hizmet yetenekleri, bakım planlamasını optimize etmeyi,

hizmet gereksinimlerini ve sıklıklarını tanımlamayı ve

hizmet kalitesini artırmayı mümkün kılar. Ayrıca, hızlı

teşhis ve hizmet prosedürleri ile hata kodlarına dayalı

iyileştirmeler yapılabilir. Teamcenter’ın kullanımı,

havacılık şirketlerine daha iyi varlık takibi, yüksek

müşteri memnuniyeti, maliyet kontrolü ve daha yüksek

operasyonel verimlilik gibi bir dizi avantaj sağlar. Sonuç

olarak, Teamcenter’ın MRO faaliyetlerinde kullanımı,

havacılık şirketlerinin sürdürülebilir bir rekabet avantajı

elde etmelerine ve kaliteli hizmet sunmalarına yardımcı

olur.

4. Kaynaklar

[1] F. Ameri, D. Dutta, Product lifecycle management:

closing the knowledge loops, Computer Aided Design &

Applications 2 (5) (2005) 577–590.

[2] CIMdata, Product lifecycle management ‘‘Empowering

the future of business’’, Ann Arbor, MI, 2002.

[3] Cadem, PLM’in İstetmelere Ekonomik Katkıları ve PLM

Yatırım Gelirleri (ROI), https://www.cadem.com.tr/docs/

cadem-digital-ebook-plm-ve-roi-a-etkileri-1-pdf.pdf

[4] The Global Commercial Aircraft Market 2018-2028,

h t t p s : / / w w w . r e s e a r c h a n d m a r k e t s . c o m /

reports/4583619/the-global-commercial- aircraftmarket-2018-2028#product—adaptive

[5] Siemens, A powerful suite of maintenance, repair

and overhaul (MRO) solutions to facilitate service

management, siemens.com/PLM

Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 33


Makale

Üretİmde Sanal İkİz, Yapay Zeka ve IoT

Teknolojİlerİnİn Geleneksel Üretİme

Entegrasyonu

Murat Desticioğlu1,3, Alican Yılmaz4, Prof.Dr.Semih Ötleş1,2

1Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi

Anabilim Dalı 2Ege Üniversitesi Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi Mükemelliyet

Araştırma Merkezi 3PLM Çözümleri Mühendisi, BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret

A.Ş. 4Direktör, Beemobs (Bee Mobility Solutions) Otomotiv Sanayi ve Ticaret

A.Ş.

1. Giriş

Geleneksel üretim süreçleri, yeni nesil teknolojilerin

hızla gelişimiyle dönüşüme uğramaktadır. Bu dönüşüm

sürecinde sanal ikiz, yapay zeka ve IoT teknolojileri,

üretimde önemli bir rol oynamaktadır. Sanal ikizler, fiziksel

ürün veya sistemlerin dijital bir kopyasını oluşturarak

gerçek zamanlı izleme, analiz ve optimizasyon imkanı

sunmaktadır. Yapay zeka, büyük veri analitiği ve makine

öğrenmesiyle üretim süreçlerinde otomatikleşme,

tahminsel analizler ve karar destek sistemleri

sağlamaktadır. IoT teknolojileri ise nesnelerin interneti

üzerinden cihazların birbirleriyle iletişim kurmasını ve veri

toplamasını sağlayarak üretim süreçlerindeki verimliliği

artırmaktadır. Bu makalede, sanal ikiz, yapay zeka ve

IoT teknolojilerinin geleneksel üretime entegrasyonu ve

sağladığı avantajlar detaylı bir şekilde incelenecektir.

The traditional manufacturing processes are undergoing

transformation with the rapid development of nextgeneration

technologies. In this transformation process,

the integration of digital twins, artificial intelligence, and

IoT technologies plays a significant role in production.

Digital twins create a digital replica of physical products

or systems, enabling real-time monitoring, analysis,

and optimization. Artificial intelligence, combined

with big data analytics and machine learning, provides

automation, predictive analysis, and decision support

systems in production processes. IoT technologies

facilitate communication and data collection among

devices through the Internet of Things, enhancing

efficiency in production processes. This article aims

to explore the integration of digital twins, artificial

intelligence, and IoT technologies into traditional

manufacturing and the advantages they bring.

1.1. Sanal ikiz, yapay zeka ve IoT teknolojilerinin

34 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024

geleneksel üretimde ihtiyaç duyulma sebepleri

Üretim süreçlerinin optimize edilmesi için gerçek

zamanlı veriye ihtiyaç vardır. Sanal ikiz teknolojisi, üretim

sürecinin dijital bir kopyasını oluşturarak, gerçek zamanlı

veri toplama ve analiz imkanı sağlar. Bu sayede, üretim

sürecindeki hataları hızlı bir şekilde tespit edebilir ve

verimliliği artırabiliriz. [1][2]

Yapay zeka, karmaşık üretim süreçlerinde veri analitiği

ve karar destek sistemi olarak kullanılabilir. Yapay zeka

algoritmaları, üretim sürecindeki verileri analiz ederek,

hataları tespit etmek, kaliteyi artırmak ve üretim

süreçlerini iyileştirmek için kullanılabilir. Örneğin,

yapay zeka tabanlı tahmin modelleri kullanarak üretim

süreçlerinin optimize edilmesi ve hataların önceden

önlenmesi sağlanabilir.

IoT teknolojisi, üretim sürecindeki ekipmanlar arasında

veri paylaşımını ve iletişimi sağlar. Bu sayede, üretim

sürecinin daha verimli ve esnek olmasına olanak tanır.

Örneğin, üretim makineleri ve sensörler arasında gerçek

zamanlı veri alışverişi yapılabilir ve bu veriler üretim

sürecinin iyileştirilmesi için kullanılabilir.

Sanal ikizler, üretim sürecinde simülasyon yapma

ve optimizasyon için kullanılabilir. Gerçek dünyada

yapılan değişikliklerin önceden test edilmesi ve analiz

edilmesi, üretim sürecinin daha hızlı ve verimli olmasını

sağlar. Sanal ikizler sayesinde, üretim sürecindeki olası

problemler önceden tespit edilerek çözümler üretilebilir.

[3]

Yine Sanal İkizler, üretim sürecindeki hataların ve arızaların

tespiti için kullanılabilir. Gerçek zamanlı verilerin sanal

ikizle karşılaştırılması, hataların erken tespit edilmesini

ve düzeltilmesini sağlar. Böylece, üretim sürecindeki

kesintiler azaltılabilir ve ürün kalitesi artırılabilir.

Müşteri taleplerinin değişkenliği ve kişiselleştirme ihtiyacı,

geleneksel üretim süreçlerinde esneklik gerektirir. Sanal

ikiz, yapay zeka ve IoT teknolojileri, üretim sürecinin daha


esnek ve kişiselleştirilebilir olmasını sağlayarak, müşteri

taleplerine daha iyi yanıt verme imkanı sağlar. Örneğin,

üretim sürecindeki değişikliklere hızlı bir şekilde adapte

olmak ve farklı ürün varyasyonlarına uygun üretim

yapmak mümkün hale gelir. [4][5]

Bu teknolojilerin entegrasyonu, geleneksel üretim

süreçlerinde daha yüksek verimlilik, kalite ve esneklik

sağlamak amacıyla giderek daha fazla benimsenmektedir.

Bu sayede, şirketler rekabet avantajı elde ederken,

müşteri memnuniyetini artırma ve pazar taleplerine hızla

yanıt verme imkanı bulurlar. [6]

2. Sanal İkiz Teknolojisinin Üretim Sürecindeki

Entegrasyonu

2.1. Sanal İkiz Kavramı ve Üretim Sürecine Sağladığı

Avantajlar

Sanal ikiz kavramı, gerçek dünyadaki bir nesnenin veya

sürecin dijital bir kopyasını oluşturmayı ve onunla

etkileşimde bulunmayı ifade eder. Üretim sürecine

entegre edildiğinde, sanal ikizler çeşitli avantajlar sağlar.

Gerçek zamanlı veri toplama ve analiz yapabilme özelliği

sayesinde üretim sürecini daha iyi anlama ve optimize

etme imkanı sağlar. Ayrıca, simülasyon ve öngörü

modelleri kullanarak değişiklikleri önceden test etme

ve hataları tespit etme fırsatı sunar. Sanal ikizler, üretim

sürecindeki verimlilik artışı, maliyet azaltma, hata önleme

ve kalite iyileştirmeleri gibi bir dizi avantajı beraberinde

getirir. Bu nedenle, sanal ikiz kavramının üretim sürecine

entegrasyonu, endüstriyel sektörlerde önemli bir

dönüşüm ve rekabet avantajı sağlama potansiyeline

sahiptir.[7][4][6]

2.2. Sanal ikiz entegrasyonunun verimlilik, iyileştirme ve

bakım üzerindeki etkileri

Gerçek zamanlı veri toplama ve analiz yeteneğiyle, sanal

ikiz entegrasyonu üretim süreçlerini daha verimli hale

getirebilir. Sanal ikizler, farklı iyileştirme stratejilerini

önceden test etme imkanı sunar ve bu da verimlilik artışı

ve kaynak kullanımının optimize edilmesi anlamına gelir.

Ayrıca, bakım yönetimi daha etkin hale gelir. Gerçek

zamanlı veri alınarak ekipman durumu takip edilebilir,

bakım ihtiyaçları önceden belirlenebilir ve planlı bakım

çalışmaları gerçekleştirilebilir. Bu da arıza sürelerinin

azalmasını, bakım maliyetlerinin düşmesini ve üretim

sürekliliğinin artmasını sağlar. Sanal ikizler, endüstriyel

sektörlerde verimli, sürdürülebilir ve rekabetçi bir üretim

ortamının oluşturulmasına katkı sağlar. [7][1]

3. Yapay Zekanın Üretimdeki Rolü

Makine öğrenmesi ve veri analitiği gibi yapay zeka

teknikleri, üretim süreçlerinin optimize edilmesi ve

verimliliğin artırılması için kullanılmaktadır.

Makine öğrenmesi, yapay zekanın bir alt dalıdır ve

bilgisayar sistemlerinin verilerden öğrenme yapabilme

yeteneğini sağlar. Üretim süreçlerinde, makine öğrenmesi

Makale

algoritmaları, büyük veri setlerini analiz ederek desenleri

tanımlayabilir ve bu desenleri kullanarak gelecekteki

olayları tahmin edebilir. Örneğin, üretim hatasının

nedenleri veya kalite sorunlarının önceden tespiti gibi

konularda makine öğrenmesi kullanılabilir. Bu sayede,

üretim süreçlerinde hataların azaltılması, kalitenin

iyileştirilmesi ve kaynakların daha etkin kullanılması

sağlanabilir.

Veri analitiği ise, büyük veri setlerinin analiz edilerek

anlamlı bilgilerin çıkarılması sürecidir. Üretim süreçlerinde

kullanılan sensörler, makinalar ve diğer kaynaklardan

elde edilen veriler, veri analitiği yöntemleriyle

incelenebilir. Bu verilerden elde edilen bilgiler, üretim

süreçlerinin izlenmesi, performansın değerlendirilmesi

ve hataların tespit edilmesi için kullanılabilir. Örneğin,

üretim sürecindeki veri analitiği sayesinde, hatalı üretim

ekipmanlarının belirlenmesi ve bakım zamanlamalarının

optimize edilmesi mümkün olabilir.[8][9]

Yapay zeka, makine öğrenmesi ve veri analitiği tekniklerinin

kullanımıyla üretim süreçlerinde birçok avantaj elde

edilir. Bunlar arasında daha iyi verimlilik, hatasız

üretim, maliyet tasarrufu, kalite iyileştirmeleri, bakım

yönetiminin optimize edilmesi ve müşteri taleplerine

daha hızlı yanıt verme gibi faktörler bulunmaktadır.

[10] Yapay zeka teknolojileri, üretim sektöründe sürekli

olarak büyüyen veri miktarı ve karmaşık süreçlerle başa

çıkabilme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle, yapay zeka,

makine öğrenmesi ve veri analitiği, üretimde stratejik

bir rol oynamakta ve endüstriyel dönüşümün önemli bir

parçası haline gelmektedir.

4. IoT Teknolojisinin Üretim Sürecindeki

Entegrasyonu

IoT (Internet of Things), nesnelerin internete bağlanarak

veri alışverişi yapabilme ve kontrol edilebilme yeteneğini

ifade eden bir kavramdır. IoT’nin temel amacı, fiziksel

dünyadaki nesnelerin dijital dünyayla bağlantılı hale

gelerek veri toplama, iletişim kurma ve kontrol edilebilme

özelliklerini kazanmasıdır. IoT sistemi genellikle üç temel

bileşenden oluşur: sensörler, iletişim ağı ve veri analiz

platformları. Sensörler, çevrelerindeki fiziksel olayları

algılayarak ölçümler yapar ve bu verileri dijital formatında

iletişim ağına aktarır. İletişim ağı, sensörlerden gelen

verileri toplar ve internet üzerinden iletişim kurabilme

yeteneği sağlar. Veri analiz platformları ise bu toplanan

verileri işleyerek anlamlı bilgilere dönüştürür ve

kullanıcılar için kullanılabilir hale getirir.

4.1. IoT’nin Üretim Sürecine Faydaları

Gerçek zamanlı veri toplama ve analiz imkanı sayesinde

üretim süreçleri daha etkin bir şekilde izlenebilir ve

kontrol edilebilir hale gelmektedir. Sensörler ve akıllı

cihazlar aracılığıyla elde edilen veriler, operasyonel

verimlilik artışına katkı sağlar ve hataların hızlı bir şekilde

tespit edilmesini sağlar. Ayrıca, IoT sayesinde bakım

Makine & Otomasyon & Robotik - Mart - Nisan 2024 35


Makale

yönetimi optimize edilir ve arıza riskleri önceden tahmin

edilerek önleyici bakım stratejileri uygulanabilir. Tüm

bunlar, üretim süreçlerinde verimlilik, kalite ve maliyet

avantajları sağlamaktadır.[11][12]

5. Sanal İkiz, yapay Zeka ve IoT’nin Entegrasyonu

Sanal İkiz, Yapay Zeka ve IoT’nin üretim tesisine

entegrasyonuyla verim, isabet ve benzeri konularda

büyük avantaj sağlanabilmektedir. Bu teknolojilerin

birlikte kullanılması, işbirliği ve veri paylaşımı açısından

büyük bir öneme sahiptir. Sanal İkiz, gerçek dünyayı

simüle eden dijital bir kopya olarak hizmet verirken,

Yapay Zeka ve IoT ise gerçek zamanlı veri toplama, analiz

ve kontrol yetenekleri sağlar. Bu entegrasyon sonucunda

üretim süreçlerinde verimlilik artar, hatalar azalır, zaman

tasarrufu sağlanır ve maliyetler optimize edilir. Ayrıca,

müşteri memnuniyeti ve ürün kalitesinde belirgin bir artış

gözlenir. Teknolojilerin birlikte kullanımı, üreticilere daha

verimli, sürdürülebilir ve yenilikçi ürünler sunma imkanı

sağlar. Bu da rekabet avantajı elde etmelerine yardımcı

olur ve endüstriyel dönüşümü destekler. [9][6][4]

6. Riskler ve Gelişim

Sanal İkiz, Yapay Zeka ve IoT’nin entegrasyonuyla beraber

bazı riskler ve gelişim alanları da ortaya çıkmaktadır. Bu

teknolojilerin birlikte kullanımı, veri güvenliği ve gizliliği

gibi önemli zorlukları beraberinde getirir. Verilerin güvenli

bir şekilde toplanması, işlenmesi ve depolanması için

sağlam bir ağ altyapısı ve bütünleşik sistemler gereklidir.

Ayrıca, entegrasyon sürecinde karşılaşılan teknik ve

uyumluluk sorunları da dikkate alınmalıdır. Bununla

birlikte, bu teknolojilerin gelişimi, Endüstri 4.0 ve akıllı

fabrika kavramlarına doğru bir ilerlemeyi beraberinde

getirir. Üretim süreçlerinin daha otomatik, verimli ve

esnek hale gelmesi hedeflenir.

Gelecekte, Nesnelerin İnterneti (IoT), yapay zeka ve

sanal ikizlerin daha da entegre edilmesi ve geliştirilmesi

beklenmektedir. Bu teknolojilerin birbirleriyle daha

etkileşimli ve uyumlu bir şekilde çalışabilmesi, endüstriyel

süreçlerin daha da optimize edilmesine olanak sağlar.

Ancak, bu gelişimlerin başarılı olabilmesi için standartlar,

güvenlik protokolleri ve yönetişim modelleri gibi

önemli unsurların dikkate alınması gerekmektedir.

[12][11][14][15][16]

7. Sonuç

Geleneksel üretim süreçlerinin dönüşümü ve

teknolojilerin entegrasyonu günümüzde büyük bir

öneme sahiptir. Sanal ikiz, yapay zeka ve IoT gibi ileri

teknolojilerin üretim süreçlerine entegre edilmesi,

şirketlere birçok fırsat sunmaktadır. Bu teknolojiler

sayesinde daha verimli, esnek ve sürdürülebilir üretim

modelleri geliştirilebilir. Geleneksel üretim süreçlerindeki

kısıtlamaların aşılması ve daha akıllı, bağlantılı

sistemlerin oluşturulmasıyla birlikte hata oranları düşer,

maliyetler azalır ve üretim verimliliği artar. Teknolojilerin

entegrasyonu aynı zamanda iş birliğini ve veri paylaşımını

da teşvik eder, böylece tedarik zinciri ve üretim süreçleri

daha iyi yönetilebilir.

Gelecekteki gelişmeler ve yönelimler, sanal ikiz,

yapay zeka ve IoT teknolojilerinin daha da ilerlemesini

ve entegrasyonunun daha kapsamlı hale gelmesini

sağlayacaktır. Endüstri 4.0 ve dijital dönüşüm

kavramlarıyla birlikte, üretim süreçleri daha otomatik,

veri odaklı ve optimize edilmiş hale gelecektir. Nesnelerin

İnterneti (IoT), yapay zeka ve sanal ikizlerin birbirleriyle

daha etkileşimli çalışabilmesi ve büyük veri analitiğiyle

desteklenmesi beklenmektedir. Bu gelişmeler, daha akıllı

ve bağlantılı fabrikaların ortaya çıkmasını sağlayacak ve

endüstriyel süreçlerin daha da iyileştirilmesine olanak

tanıyacaktır. Ayrıca, veri güvenliği ve etik konularının

da bu gelişmelere paralel olarak önem kazanması

beklenmektedir.

Kaynaklar

1. Grieves, M. (2017). The Role of Digital Twins in Manufacturing. In

Digital Twin Technologies and Smart Cities (pp. 143-158). Springer.

2. Li, S., Xu, L. D., & Zhao, S. (2017). Industry 4.0: State of the art and

future trends. International Journal of Production Research, 55(12),

3609-3629.

3. Wang, J., Wan, J., Zhang, D., Li, D., & Zhang, C. (2016). Towards

smart factory for industry 4.0: a self-organized multi-agent system

with big data based feedback and coordination. Computer

Networks, 101, 158-168.

4. Xu, L. D., Xu, E. L., & Li, L. (2018). Industry 4.0: State of the art and

future trends. International Journal of Production Research, 56(8),

2941-2962.

5. Sharma, P., & Gupta, J. N. D. (2018). Internet of things (IoT)

applications in supply chain management: A systematic literature

review. Technological Forecasting and Social Change, 132, 18-29.

6. Lee, J., Bagheri, B., & Kao, H. A. (2015). A cyber-physical systems

architecture for industry 4.0-based manufacturing systems.

Manufacturing Letters, 3, 18-23.

7. Tao, F., Cheng, J., Qi, Q., Zhang, M., Zhang, H., & Sui, F. (2018).

Digital twin-driven product design, manufacturing and service with

big data. The International Journal of Advanced Manufacturing

Technology, 94(9-12), 3563-3576.

8. Suh, S., & Chung, Y. (2018). The role of artificial intelligence

in industrial robotics. Robotics and Computer-Integrated

Manufacturing, 49, 215-220.

9. Salehi, M., & Tavana, M. (2020). Artificial intelligence in

manufacturing and service systems: Current trends, challenges, and

future directions. Computers & Industrial Engineering, 145, 106532.

10. Hameed, M. A., Waqas, M., Alvi, M. A. A., & Khan, A. (2021). The

role of artificial intelligence in smart manufacturing systems: A

review. Computers & Industrial Engineering, 155, 107147.

11. Li, S., Xu, L. D., & Wang, X. (2017). IoT-based intelligent

perception and access of manufacturing resource toward cloud

manufacturing. Robotics and Computer-Integrated Manufacturing,

43, 63-76.

12. Atzori, L., Iera, A., & Morabito, G. (2017). Understanding the

Internet of Things: Definition, potentials, and societal role of a fast

evolving paradigm. Ad Hoc Networks, 56, 122-140.

13.Dehghantanha, A., Conti, M., & Franke, K. (2018). Internet of

things security: Opportunities, challenges, and future directions.

Journal of Cybersecurity, 4(2), 1-17.

14. Radanliev, P., & De Roure, D. (2019). Security threats linked to IoT

and Industry 4.0. In Trust, Privacy and Security in Digital Business

(pp. 281-294). Springer.

15. Fernández-Caramés, T. M., & Fraga-Lamas, P. (2018). A review

on the use of blockchain for the Internet of Things. IEEE Access, 6,

32979-33001.

16. Mahmood, A. N., & Heikkilä, J. (2020). Securing the industrial

internet of things: challenges, threats, and solutions. Journal of

Industrial Information Integration, 20, 100144.

36 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024



Takım Tezgahı

ÇOK YÖNLÜ KENAR

VE YÜZEY FREZELEME

KONSEPTİ

CoroMill® MS60 ile tanışın

Çok yönlü kenar ve yüzey frezeleme konsepti

38 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024


Takım Tezgahı

Sandvik Coromant, freze takımları ailesinin en yeni üyesini

sunuyor: CoroMill® MS60. Takım, çelik ve döküm demirde 90 derece

kenar frezeleme uygulamalarına yönelik özel olarak tasarlanmıştır,

ancak çok yönlülük özelliği sayesinde, yüzey frezeleme ve çeşitli açılı

frezeleme uygulamaları gibi alanlarda da kullanılabilir.

“CoroMill® MS60, öncelikle çelik ve döküm demirde kaba

talaş işleme ve yarı ince talaş işleme uygulamalarına yönelik

tasarlanmış, hem bu uygulama alanlarında hem de ISO M ve ISO

S gibi ikincil alanlarda kullanılabilen iki geometriye sahip üniversal

kenar ve yüzey frezeleme çözümüdür,” diyor Sandvik Coromant

Global Ürün Uygulama Uzmanı Jocelyn Lanaro. “Bu bakımdan,

paslanmaz çelik ve nikel bazlı alaşımlar da dahil karışık malzeme

partilerinde kesici uçları değiştirmeden kullanılabilir.”

Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 39


Takım Tezgahı

Pozitif kesme işlemi sunan sağlam, çok kenarlı bir

konsept olarak, düşük kesme kuvvetleri sayesinde

titreşimsiz işleme olanağı sağlar, bu da kenar başına

maliyet verimliliğini artırır. Gerçek 90 derece giriş

açısına sahip CoroMill® MS60, esas olarak bir kenar

frezeleme takımı olmasına rağmen diğer birçok alanda

da yüksek performans gösterebilir.

“CoroMill® MS60 gerçekten çok yönlü bir çözümdür ve

genel frezeleme işlemlerinden kenar frezeleme, oluk

frezeleme, helisel açılı frezeleme ve yüzey frezelemeye

kadar farklı uygulamalarda kullanılabilir” diyor Jocelyn

Lanaro. “Genellikle, ilk kademe üniversal frezeleme

işlemlerinde seçilen ilk takımdır, kaba talaş işleme ve

yarı ince talaş işleme kademelerinde kullanılır, ince

talaş işlemede ise özel çözümler tercih edilir.”

Öne çıkan bir diğer özellik ise doğrudan preslenmiş, altı

kenarlı kesici uçlardır: “Son derece gelişmiş çok eksenli

presleme teknolojisi kullanılarak üretilmiştir ve aynı

kesici uçta düzgün kesme ve açılı frezeleme özelliği bir

araya getirilerek ürünün çok yönlülüğü artırılmıştır.”

Hem metrik (50-100 mm) hem de inç (2-4 inç) olarak

dört farklı çap sunan CoroMill® MS60, kompakt

ancak kapsamlı bir seçim sunarak hem seçimi hem de

kullanımı kolaylaştırır.

40 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024


EKONOMİK NOKTA

TEKNOLOJİ

01 - 15 Nisan 2020

ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ

WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONUDUR...

www.worldmediagroupe.com

www.ekonomiknokta.com

www.makineotomasyondergisi.com

www.kesicitakimlardergisi.com

Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve

internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web

adresimiz / internet televizyonumuz.

(Yıllık 361 bin görüntüleme)

Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek

dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet /

e-dergi 30.000 adet)

www.endustri40dergisizirvesi.com

Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisi.

(Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet /

e-dergi 30.000 adet)

www.elektrikdergisi.com.tr

www.tuningworld.com.tr

Endüstri 4.0 Zirvemizin bu yıl dördüncüsü

gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz yıl sektörün lokomotifi; 10

sponsor, 50 katılımcı firma ve 560 sektör profesyoneli

ziyaret etti.

Ekonomi Nokta; Finans, Sanayi, Otomotiv, tekstil, inşaat,

teknoloji, sektörlerini tek çatı altında toplayan haftalık

ekonomi gazetemiz ... (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 10.000

adet e-gazete 50.000 adet)

Makine - Otomasyon - Robotik dergimiz.

(Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet /

e-dergi 30.000 adet)

Türkiye’nin ilk Elektrik ve Pano dergisi.

(Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 Adet /

e-dergi 30.000 adet)

Onbeş Yıldır kesintisiz yayınlanan tek otomobil tuning

Dergisi (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet

/ e-dergi 30.000 adet)

Haber İletişim

İlker Kaplan

WORLD MEDIA GROUP

Genel Yayın Yönetmeni

0 505 400 94 34

makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim

Hatice Karabay

WORLD MEDIA GROUP

Reklam Koordinatörü

0 505 400 94 33

makineotomasyondergisi@gmail.com

Reklam İletişim

Zafer Alkan

WORLD MEDIA GROUP

Reklam Müdürü

0 546 675 59 49

worldmediamuhasebe@gmail.com

Muhasebe İletişim

Düzgün Turgut - Sevda Öncü

WORLD MEDIA GROUP

Muhasebe Müdürü

0 542 292 83 85

makineotomasyondergisi@gmail.com

Grafik Tasarım İletişim

Simge Savranoğlu - Mete Şahin

WORLD MEDIA GROUP

Grafik Tasarım

0 212 427 00 15

worldmediareklam@gmail.com


Sektörden

MAKİNA HANGAR TAM YOL

İLERİ

MMO İstanbul Şubesi ve Hannover Fairs Turkey, yeni fikirlere destek verecek!

Geleceğin sanayi ve mühendislik projeleri MAKİNA HANGAR’dan çıkacak

Makina Mühendisleri Odası (MMO) İstanbul

Şubesi ile Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş., sanayi

ve mühendislik alanında öncü niteliğinde bir iş birliğine

imza atarak MAKİNA HANGAR Mühendislik ve Teknoloji

Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi. Sanayi ve mühendislik

alanında fark yaratacak projelerin teşvik edilmesi

amaçlanan MAKİNA HANGAR’da yenilikçi, yüksek katma

değerli, sürdürülebilir ve rekabetçi sanayi projelerinin

üretilmesi hedefleniyor.

Sanayinin ihtiyacı olan katma değerli üretim

çözümlerinin tohumları çok ortaklı bir projeyle atılıyor.

Makina Mühendisleri Odası (MMO) İstanbul Şubesi’nin

öncülüğünde, Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş.’nin de

çözüm ortağı olduğu MAKİNA HANGAR Mühendislik ve

42 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024


Teknoloji Merkezi’nin açılışı gerçekleştirildi. Türkiye’de

sanayi endüstrisini geleceğe taşıyacak MAKİNA

HANGAR’da yenilikçi, katma değerli, sürdürülebilir ve

rekabetçi projeler üretilmesi hedefleniyor. Kartal’da

açılan MAKİNA HANGAR’ın proje çözüm ortağı olan

Hannover Fairs Turkey, Mühendislik ve Teknoloji

Merkezi’nde faaliyet gösterecek start-up’lara ve inovatif

projelere ulusal ve uluslararası platformlarda tanıtım

ve pazarlama fırsatı sunacak. Hannover Fairs Turkey’in

desteklediği MAKİNA HANGAR girişimi, sektörel firmaları,

sivil toplum kuruluşlarını, üniversiteleri ve mühendisleri

aynı çatı altında toplayarak Türkiye’deki sanayi sektörünü

daha ileriye taşıyacak ve yeni fikirlerin geliştirileceği, fark

yaratacak projelerin üretileceği bir platform olacak.

MAKİNA HANGAR endüstriye yön verecek girişimlerin

merkezi olacak

Her geçen gün yükselen ihracat rakamları, gelişen

sanayi tesisleri ve büyüyen kapasiteler ile Türkiye

sanayisi sürdürülebilirlik odağında büyümeye devam

ediyor. Bu doğrultuda sanayi ve mühendislik alanında

öncülük ederek fark yaratacak projelerin üretilmesi ve

desteklenmesi amacıyla kurulan MAKİNA HANGAR’ın

açılışında konuşan Makina Mühendisleri Odası İstanbul

Şube Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Tataroğlu,

merkezin makina endüstrisi için önemi hakkında şunları

söyledi: “Bu ülkenin geleceğini hep beraber nasıl

güzelleştirebiliriz? Bunu mühendisler yaparsa, nerede

ve nasıl yapabilir? Bu soruların yanıtlarını aradık ve

MAKİNA HANGAR’ı bir umut ve gelecek mekânı olarak

dizayn ettik. Amacımız umutsuzluk ve geleceğe yönelik

belirsizlik sarmalının aşılmasında mühendislerin katkısına

dikkat çekmekti. Türkiye olarak makina ihracatımız

28.2 milyar dolar seviyesinde. Sektör olarak dünya

sıralamasında olmak istediğimiz noktada değiliz. Bunun

nedenleri arasında ülkemize sanayinin geç gelmesi

ve mühendislerin nitelik ve sayısal anlamda yeni yeni

artış göstermesini sıralayabiliriz. Sanayimizde MMO’ya

bağlı 677 bin mühendis bulunuyor. Bunlar içerisinden

127 binini makine mühendisleri oluşturuyor. 70 yılda

700 bin sayısına ulaşan mühendislerimizin aslında az

zamanda çok iş başardıklarını söyleyebiliriz. Ülkemizde

mühendislerimizin nüfusumuza oranı binde 8. Henüz

3’üncü ve 4’üncü kuşak mühendislerimiz için yeterli

üniversite, laboratuvar ve ekipman bulunmuyor. Bu

nedenle MAKİNA HANGAR gibi mühendislik ve teknoloji

merkezlerinin önemi çok büyük. Ülke olarak ancak

mühendislik ve tasarımın buluştuğu bu tür merkezler

sayesinde makine imalatında katma değerli ürünler

üretebilir hale gelebiliriz.”

Sektörden

Annika Klar: MAKİNA HANGAR dinamik bir teknoloji üssü

olacak

MAKİNA HANGAR’da yenilikçi, katma değerli,

sürdürülebilir ve rekabetçi projeler üretileceğini belirten

Hannover Fairs Turkey Genel Müdürü Annika Klar,

şirket olarak girişime sunacakları destekler hakkında

açıklamada bulundu. Klar, “Hannover Fairs Turkey olarak

Türkiye’de sanayi sektörünü daha ileriye taşıyacak,

sektörel firmaları, sivil toplum kuruluşlarını, üniversiteleri

ve elbette farklı disiplinlerden mühendisleri tek bir çatı

altında toplayacak yeni nesil bir girişim olan MAKİNA

HANGAR’ın çözüm ortağı olmaktan dolayı mutluluk

duyuyoruz. Burada hem bilgi ve deneyim paylaşımı

sağlanacak hem de makina imalat sektörünün geleceğine

yön verecek projeler hayata geçirilecek. Bu önemli

projenin paydaşı olurken Hannover Fairs Turkey olarak

MAKİNA HANGAR’da geliştirilecek yeni fikirleri endüstri

ile buluşturarak hayata geçmesine olanak sağlamayı

hedefliyoruz. Endüstriyi bir araya getireceğimiz MAKİNA

HANGAR’da yıl boyu özel etkinlikler düzenleyeceğiz.

Bu etkinlikler ile amacımız, endüstriye ve sektöre katkı

sağlamak, sektördeki yeniliklere ışık tutmak olacak.

MAKİNA HANGAR’da ekosisteme katkı sağlayan lider

markalar ile farklı sektörlere yönelik konferanslar,

sempozyumlar, workshoplar ve lansmanlara ev sahipliği

yapmayı planlıyoruz” dedi.

“MAKİNA HANGAR’da oluşacak yeni fikirleri ve yeni

konuları lider markalarımız ile inşa edeceğiz”

MAKİNA HANGAR’da farklı konularda laboratuvarların

inşa edilmesine imkân sağlayacaklarını da ifade eden

Annika Klar, “Çok amaçlı atölye odalarını sanayinin

kullanımına sunacağız. Laboratuvarlarda farklı konularda

araştırmaların yapılmasını sağlayacağız. 5G, Endüstri

4.0, VR/AR ve Yapay Zekâ bunlardan sadece birkaçı

olacak. MAKİNA HANGAR’da oluşacak yeni fikirleri ve

yeni konuları lider markalarımız ile inşa edeceğiz. Bu

olağanüstü fırsatı yarattıkları için Makine Mühendisleri

Odası’na ve destek veren tüm şirketlere ve ortaklara

teşekkür ediyorum. Daha önce de belirttiğim gibi

burası sanayinin hangarı olacak ve buranın geleceğini

sizlerle birlikte şekillendireceğiz. Böylece gelecekte

bu ekosistemden birçok başarı hikâyesinin çıkacağına

inanıyoruz. Biz de bu önemli projenin bir paydaşı olarak

burada gelişecek yeni fikirleri endüstri ile buluşturarak

Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 43


Sektörden

hayata geçmesine olanak sağlamış olacağımız için

mutluluk duyuyoruz” şeklinde konuştu.

Açılışta konuşan Isıtma, Soğutma, Klima Araştırma ve

Eğitim Vakfı (İSKAV) Yönetim Kurulu Başkanı Sarven

Çilingiroğlu ise, “Hayal olarak yola çıktığımız bir yolun

sonucunda ortaya çıkan bu mekân gururlandığımız

bir merkeze dönüştü. Mühendislerin ve teknolojinin

buluşacağı, çocukların ise kod yazma ve bilime ilişkin

deneyimler gerçekleştireceği bu mekân çok önemli

bir proje. Gençlerimizin kendi gelecekleri açısından

uygun sektör seçimi yapabilecekleri, özellikle teknoloji

açısından rehber niteliği taşıyacak bir oluşumun tam

merkezindeyiz. İklimlendirme sektörümüz için de burası

bir açık laboratuvar ve buluşma noktası olacaktır” dedi.

MAKİNA HANGAR’ın gerçekten de müthiş bir fikir ve

hedefe odaklanma, verimlilik tablosu olduğuna dikkat

çeken Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Denetim Kurulu

Üyesi Sefa Targıt makina sektörünün ulaştığı noktaya

değinerek şunları söyledi, “Türkiye’de makinacılık

100 yıllardır milletimizin hayali. Rakamlara bakacak

olursak; 2023 yılında sektör olarak 28.2 milyar dolarlık

bir ihracatımız oldu. Bu rakam sektörümüzün tırnakları

ile kazıyarak geldiği bir noktadır. Bu gerçeği yabana

atamayız. Ancak sektör olarak ithalatımıza baktığımızda

bu rakam 45 milyar dolar civarında. Sırf Çin’den geçen yıl

yapılan ithalat 12 milyar dolar. Sektörümüzü zorlayan en

önemli nokta budur.”

Türk İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB)

Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hakkı Şanal ise

konuşmasında, “İklimlendirme sektörü olarak 14

yılda çok büyük işler başardık. Sektör olarak dünya

pazarından yüzde 1.4 pay alıyoruz. Yine dünyanın

birçok noktasında yılda 35’in üzerinde etkinlik yaparak

ihracatımızı arttırıyoruz. Son 15 yılda ihracatımız 2.5 kat

artış gösterdi. Bunlar hayal değil. Doğru organizasyonlar

ile sektörlerin büyümesi mümkün. MAKİNA HANGAR son

derece verimli bir merkez olmuş. Doğru binaların verimli

bir şekilde kullanılması çok önemli” dedi.

Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) Yönetim Kurulu

Başkanı Adnan Dalgakıran ise, hedefleri doğru çizilmiş

bir yolda başarı sağlanabileceğini vurgulayarak, “Bir

mühendis olarak yapmamız gereken ilk şey hedefimizi

belirlemektir. Eğer bir hedef bütünlüğünüz yoksa,

doğru belirlenmiş bir hedefiniz ve bütün paydaşların

aynı hedefe odaklandığı bir kuvvetler bütünlüğü yoksa,

bütün bu çalışmalar etkileri sınırlı çalışmalar olarak

kalıyor. Doğru anlatılan ve doğru yönetilen her şeye ciddi

destekler verilebiliyor. MAKİNA HANGAR da buna en iyi

örneklerden biri olmuş” diye konuştu.

İstanbul Kartal’da faaliyet gösterecek MAKİNA HANGAR

Mühendislik ve Teknoloji Merkezi’nin gerçekleşen açılış

toplantısına; MMO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu

Başkanı İbrahim Tataroğlu, Hannover Fairs Turkey Genel

Müdürü Annika Klar, Isıtma, Soğutma, Klima Araştırma

ve Eğitim Vakfı (İSKAV) Yönetim Kurulu Başkanı Sarven

Çilingiroğlu, Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Denetim

Kurulu Üyesi Sefa Targıt, Türk İklimlendirme Sanayi

İhracatçıları Birliği (İSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet

Hakkı Şanal, Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED)

Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, yanı sıra çok

sayıda kurum ve kuruluşun temsilcisi katıldı.

MAKİNA HANGAR

MAKİNA HANGAR’da; teknolojik gelişmeler odağında

dijital dönüşüm sistemlerinin kullanım ve uygulama

alanlarının inceleneceği Sanayide Dijital Dönüşüm

Atölyesi, uzmanların gözetiminde geleceğin

mühendislerine ilk deneyimlerini yaşatacak Çocuk Bilim

ve Deney Atölyeleri, bilimsel ve teknik araştırmaları son

teknoloji cihazlara sahip uygun bir ortamda yaparak

mesleki bilginin güçlendirilebileceği laboratuvarlar

ile üyelere, öğrencilere ve firmalara yeni fikir ve ürün

geliştirme olanaklarının sağlanacağı Ar-Ge ve Tasarım

Atölyesi bulunuyor.

MAKİNA HANGAR’da ayrıca sektörel buluşmaların

gerçekleştirileceği firmaların ve bireylerin kullanımına

açık fuaye alanı, üniversite öğrenci takımlarının da

kullanımına sunulacak. Yarışma ve geliştirmeler için

altyapı ve alan ihtiyaçlarının karşılanacağı MAKİNA

HANGAR’da, mühendis ve teknik elemanların teorik ve

pratik bilgilerinin uygulamalı eğitimlerle destekleneceği

eğitim alanları da yer alıyor.

MAKİNA HANGAR projesi, ayrıca iklimlendirme

endüstrisinin de gelişiminin görülebileceği eşsiz bir

sektörel merkez olma özelliğini taşıyor. Bu alanda doğal

baca sistemleri, ısı pompaları, güneş enerjisi santralleri,

evaporatif soğutma sistemleri, yoğuşmalı kazanlar, sulu

radyant ısıtıcılar görülebilir. Daha az enerji tüketmenin

bir parçası olarak gün ışığından faydalanabilmek adına

akıllı lensler ve yansıtıcı tüpler kullanılmaktadır.

44 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024


www.ekonomiknokta.com

Ekonomi Nokta; Finans, Sanayi, Otomotiv,

Tekstil, İnşaat, Teknoloji, Bilişim,

Maden, Enerji, sektörlerini tek çatı

altında toplayan aylık ekonomi dergimiz

ve güncel internet portalımız.

(Tiraj - Aylık baskı: 10.000 adet e-dergi

50.000 adet ) Sitemizin aylık girişi 168 bin

Dergimize reklam ve internet sitemize banner reklam

vermek için temas kurabilirsiniz.

worldmediareklam@gmail.com


Makale

PLM SİSTEMLERİNDE

MÜHENDİSLİK

DEĞİŞİKLİK YÖNETİMİ

Mustafa Özcana,c, Prof.Dr.Semih Ötleşa,b aEge Üniversitesi, Fen Bilimleri

Enstitüsü, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi Anabilim Dalı bEge Üniversitesi,

Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM) Mükemmeliyet Merkezi cÜrün Sistem

Mühendisi, Euromix

ÖZET

Bir ürünün fikir aşamasından hayata geçirilmesine, imalat aşamalarından pazardan

çekilmesine kadar süren yaşam döngüsü sürecinde bir çok farklı süreçlerden geçerek

evrimleşmektedir. Bu evrimin bir çok farklı etkene bağlı olarak gerçeklemesinin yanı sıra

uygulanmasında da bir çok farklı aşılması gereken zorluklar ve yönetilmesi gereken süreçler

bulunmaktadır. Teknolojinin ilerlemesi ve rekabetin bölgesel pazarlardan global pazarlara

yayılması ile birlikte süreç yönetimi şirketler için sürdürebilirlik ve verimlilik sağlamak

amacıyla hayati önem taşımaktadır. Değişiklik çıkış kaynağından satış sonrası izlenebilirliğe

kadar kendi içerisinde farklı süreçler barındıran bütünsel bir yaklaşım gerektiren süreçler

dizisidir. Ürün Yaşam Döngüsü bakış açısıyla bu süreçler bütününü yönetebilmek PLM

sistemlerinin en temel unsurlarından biri olmakla birlikte en zorlayıcı alanlarından biridir.

PLM sistemleri de bu süreçte en doğru kararları alabilmek, en hızlı sonuçlara ulaşabilmek ve

değişikliği kaynaklı oluşabilecek zararları en aza indirebilmek için şirketlerin süreçlerini etkin

bir şekilde desteklemektedir.

İçindekiler

Özet

ii

İçindekiler

iii

1 – Giriş 1

2 – Ürün Kavramı 1

3 – Mühendislik Değişiklik Yönetimi Nedir? 1

3 – 1 Mühendislik Değişiklik Nedenleri 2

3 – 2 Mühendislik Değişiklik Süreçleri 3

3 – 2 – 1 Değişiklik Fikir veya İhtiyacın Oluşması 4

3 – 2 – 2 Değişiklik Talebinin İletilmesi 5

3 – 2 – 3 Mühendislik Değişikliğinin Uygulanması 5

3 – 2 – 4 Mühendislik Değişikliğinin Yayınlanması 5

3 – 2 – 5 Mühendislik Değişikliğinin Uygulanması 6

4 – Sonuç 6

5 – Şekiller 7

6 – Kaynaklar 8

46 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024


1 - Giriş

İşletmeler temelde kar amacı ile kurulmuş yapılardır ve

günümüz rekabetçi koşullarında sürdürülebilirliklerini

sağlamaları ve verimliliklerini artırabilmeleri için ön

görülemeyen durumlara ve piyasa beklentilerine hızlı

ve doğru bir şekilde cevap verebilmesi beklenir. Klasik

yöntemlerde değişiklik süreçleri proje veya mühendislik

ekiplerinin kararları ile tetiklenen ve birbiri ardına devam

eden süreçler halindedir. Günümüzde IT teknolojilerinin

de desteği ile değişiklik süreçleri çıkış kaynağından tasarım

değişikliğine, üretimde uygulanmasından satış sonrası

izlenebilirliğini sağlayan bütünsel yaklaşım anlayışı ile

yönetilmektedir. Pazara sunulan ürünler birbirine yakın

özelliklerde olsa dahi her şirketin kendi iç dinamikleri,

organizasyonel yapısı, stratejileri ve kaynak kullanımları

vardır. Etkin bir yönetim için ihtiyaç duyulan veriler

belirlenmeli ve bu verilerin kullanılacağı platformlar

şirket ihtiyaçlarına göre doğru kurgulanmalıdır.

PLM sistemleri değişiklik yönetiminde önemli rol almakla

birlikte farklı zorlukları da beraberinde getirmektedir.

PLM yaklaşımının evrimleşmesi ile birlikte uygulamadaki

en büyük zorluklarından birisi farklı platformlardaki

yapıların arasında belirgin bir standart olmamasıdır.

(Singh, S.; Misra, S. Identification of barriers to PLM

institutionalization in large manufacturing organizations:

A case study. Bus. Process Manag. J. 2018, 25, 1335–

1356.)

2 – Ürün Kavramı

Ürün, toplumların istek veya ihtiyaçlarının sağlanması

amacıyla tüketim, dikkate alınma, ele geçirme ve

kullanım üzere pazara sunulan objeleri ifade etmektedir.

Ürün pazarlanabilecek nesne, hizmet, kişi, mekân,

organizasyon ve fikir gibi pazarlanabilecek her şeyi içerir

(Kotler, 1988:445). Söz konusu ürünler somut, soyut

veya karışık bir özellik taşıyabilmektedir. Örneğin, somut

bir ürün olarak Mc Donald’s hamburger ve soyut bir ürün

olarak da hızlı servisten söz edilebilmektir (McCarthy,

E.Jerome & Perrault William D., 1990:221).

3 – Mühendislik Değişiklik Yönetimi Nedir?

Bir ürünün hammaddesinde, fonksiyonunda,

geometrisinde, boyutlarında, bileşenlerinde,

dokümanlarında yapılan düzenlemeler sonucu oluşan

farklılıklar değişiklik olarak tanımlanmakla birlikte bu

değişikliğin ihtiyacının doğması, mühendislik,, tedarik

zinciri, imalat, kalite ve satış sonrası adaptasyon

uygulamalarının yapılması ve bu faaliyetlerin kendi

içerisinde ve birbiri arasındaki süreçlerin yönetilmesi

işlemlerinin tamamını kapsayan yönetimsel

aktivitelerdir.

Makale

PLM yaklaşımı ve PLM araçları bu süreçlerin akışlarını

ve bu süreç içerisindeki dataları tek bir platformda

toplayarak hem sürecin verimli ilerlemesini sağlamayı

hem de değişiklik süreçleri ile ilgili raporlamaların ürün

odaklı yapılabilmesini amaçlamaktadır.

PLM değişiklik sürecine katılımı teşvik etmek amacıyla

sürekli gelişen ve entegre olmuş bir yazılım aracı

sunar. Bunu fikir/yorumları toplama, süreçleri takip

etme, merkezi veri toplama, veri düzenleme ve analiz,

yinelenen onay süreçleri ve belge değişiklikleri süreçlerini

kolaylaştırarak gerçekleştirir. Veri ve dokümantasyon

değişikliklerinden sonra PLM ayrıca güncellenmiş ve eski

veriye erişiminde yardımcı olur. Saaksvuori, A.; Anselmi,

I. Product Lifecycle Management, 3rd ed.; Springer:

Cham, Switzerland, 2008; p. 257.

PLM yaklaşımı ve PLM sistemleri Mühendislik Değişiklik

Yönetimi sürecinde çeşitli çözümler ve yaklaşımlar

sunmasına rağmen her bir şirketin kendine özgü

dinamiklerinin olması sebebi ile uygulamada başarının

en önemli etkenlerden biri şirket ihtiyaçlarına göre doğru

uyarlamaların yapılmasından geçer.

Birçok PLM projesi hedeflerine ulaşmada başarısız

olmaktadır. Bir şirket çalışanlarının, yeni bir IT aracı

ile organizasyondaki yapıyı değiştirerek sorgulamaya

açılacak ortak değerleri, iş birliği kültürü ve sosyal

çıkarları bulunmaktadır. Değişiklik yönetimi bu mevcut

değerleri göz önüne almalıdır ve kalıcı bir yöntem

uygulanabilmesi amacıyla iletişim kurularak başarılı

sonuçlar elde edilmelidir. Bissay, A.: Du deployment d’un

système PLM vers une integration des connaissances,

Thèse de doctorat, Université Lyon 2 (2010)

3 – 1 Mühendislik Değişiklik Nedenleri

Parça ve doküman odaklı olarak değişiklik nedenleri :

- Üretim gereklilikleri veya işlevsel nedenlerden

kaynaklı değişiklikler.

- Parçadaki uygulamanın değişmesi.

- Yeni parça eklenmesi.

- Parça değişimi.

- Parça iptali.

- Dokümandaki hatanın giderilmesi.

- Doküman güncelleme

Ürün odaklı değişiklik nedenleri:

- Maiyet azaltma.

- Lojistik ve satınalma süreçlerindeki kısıt ve

talepler.

- Yasal gereklilikler.

- Kalite isterlerindeki değişim.

- İşlevsellik.

- Estetik.

- Ağırlık azaltma.

- İş sağlığı ve güvenliği.

- Pazar talepleri veya satış stratejisindeki

Makine & Otomasyon & Robotik - Mart - Nisan 2024 47


Makale

değişiklikler.

- Özel müşteri talepleri.

- Sürekli iyileştirme faaliyetleri.

3 – 2 Mühendislik Değişiklik Süreçleri

Değişiklik yönetiminin en zorlayıcı yönlerinden biri

süreç içerisinde sabit bir senaryonun olmayışıdır.

Yukarıda belirtilen değişiklik nedenleri farklı uygulamalar

gerektirdiği gibi uygulanmak istenen değişikliğin üründe,

üretimde, stoklarda, süregelen siparişlerde, sevkiyat ve

lojistik işlemlerinde, piyasaya sunulmuş ürünlerde farklı

farklı etkileri olabilmektedir. Süreç tanımlanırken bütün

bu etkenler göz önüne alınarak detaylandırılması ile

etkin ve hızlı bir süreç oluşturma arasında iyi bir denge

yakalanmalıdır. Detaylı süreçler hata olasılığını azaltıp ve

verimliliği artırırken gereksiz prosedür ve işlemlere gerek

kalmadan yalın bir süreç tasarlanmalıdır.

PLM araçlarının detaylı süreç oluşturma yöntemleri,

yetkilendirmeleri ve görevlendirmeleri ile ilgili bilgi akışı

ve onay süreçleri sadece ilgili birimlere gitmesi sağlanarak

süreçlerde verimlilik elde edilebilir. Bir uygulama örneği

olarak değişiklik yayınında “Full Track” ve “Fast Track”

örneği verilebilir. Mevcut durumdaki tasarım kalite

ve üretim standartları dahilinde olması durumunda

değişiklik yayını Fast Track yani tasarım değişikliğinin

diğer bölümlerce onayı alınması gerekmediği basit bir

değişikliği içermesi durumunda yayın aşmasına direkt

olarak geçilebilir. Üründe, üretimde, tedarik zinciri

süreçlerinde etkisi büyük olacak bir değişiklik için “Full

Track” senaryosu seçilerek yayın sürecine üretim, kalite,

tedarik zinciri yönetimi personellerinin de dahil edileceği

Change Implementetion Board sürece dahil edilebilecek

esneklikte olmalıdır.

Aşağıdaki şekilde Tavcar ve Duhovnik tarafından sunulan

genel değişiklik süreçlerinin nasıl olması gerektiğine dair

fikir vermektedir.

3 – 2 – 1 Değişiklik Fikir veya İhtiyacın Oluşması

Mühendislik değişiklik uygulaması tasarım ekipleri

tarafından yapılan bir çalışma olmasına rağmen değişiklik

ihtiyacının oluşması bir çok farklı nedenden olabilir.

Sapma veya feragat talebi, üretim personellerinden

gelen iyileştirme önerileri veya karşılaşılan problemler,

müşteri geri bildirimleri, satınalma maliyet azaltma veya

tedarik zorlukları gibi birçok etkenden kaynaklanabilir.

Değişiklik süreci tasarlanırken ilk olarak değişikliğin

kaynağına odaklanılmalıdır. Bu süreci kurgulamadaki

zorluk farklı kaynaklardaki bu veriyi standart bir yapıya

dönüştürme zorluğudur. Üretim sahasında bilgisayar

dahi erişimi olmayan bir üretim personelinden tutunda

tasarımdan çok farklı bir lokasyonda çalışan bir satış

sonrası hizmetler personeline kadar geniş bir yelpazede

düşünmek gerekir.

İlk olarak değişiklik kaynağındaki kişilerin görev

ve sorumlulukları dahilinde mevcut durumu nasıl

dokümante edeceği ve dijitalleştirileceği belirlenmelidir.

Mümkün olduğunca şirket standartları belirlenmeli ve

gerekirse konu ile ilgili personeller eğitilerek tasarımcı

ile aynı dili konuşması sağlanmalıdır. Kaynağında uygun

şekilde analiz edilmemiş ve raporlanmamış bir durum

daha sonra analiz ve onay süreçlerinde gereksiz zaman

kayıplarına ve hatalı değişiklik uygulamaları yapılmasına

neden olabileceğinden dolayı çok kritik bir süreçtir.

3 – 2 – 2 Değişiklik Talebinin İletilmesi

Değişiklik talebi tasarım bölümü içerisinde olabileceği

gibi yukarıda belirtilen farklı farklı kaynaklardan gelebilir.

Farklı kaynaklardan gelebilecek bu tasarım değişikliği

talepleri veya problem raporları tasarım birimlerine

iletilmesi sürecin ikinci adımını oluşturmaktadır.

Bu aşamada tasarım ve diğer kaynaklar arasında bilgi

alışverişini standartlaştıracak bir dokümantasyon ve

IT altyapısı kurulmalıdır. PLM sistemlerinde bu süreç

kurgulanırken hangi değişkenlerin ve parametrelerin

girilmesi gerektiği belirtilmelidir. Talebin aciliyet

durumu, talebin türü, durumla ilgili ölçüm ve gözlemler

net bir şekilde ve standart olmalıdır. Bu aşamada

girilecek veriler değişikliğin değerlendirilmesi gerekli ise

önceliklendirilmesi açısından önemlidir.

3 – 2 – 3 Mühendislik Değişikliğinin Uygulanması

Şekil 1 Genel Değişiklik süreçleri (Tavcar, J.; Duhovnik,

J. Engineering Change Management in Distruted

Environment with PDM/PLM Support, Manufacturing

the Future. 2006.)

48 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024

Tasarım değişikliği talebinin veya herhangi bir problem

raporunun iletilmesinin ardından değerlendirilen durum

için değişiklik çalışması başlatılır. Bu aşamada tasarım

değişikliği bir veya bir çok kişi tarafından aynı anda

çalışılabilir.

PLM araçları sayesinde bir tasarımda kimin çalışmaya


devam ettiğini görebilmek mümkün iken aynı anda aynı

parçada birden çok tasarımcının çalışması engellenmiş

olur. Ayrıca yeni üretilecek veya tedarik edilecek parçalar

varsa sistemde o parça üzerinde tasarım çalışmasının

devam ettiği görülebileceği için tasarım değişikliğine

uğrayacak bileşenlerin üretilmesi veya satınalınması

engellenmiş olur.

PLM araçlarının bir diğer avantajı ise bu süreçte tasarım

personellerinin üzerindeki mevcut ve gelecekteki

iş yükü görülebileceği gibi geçmiş çalışmaları da

görülebilmektedir. Bu sayede verimli bir ekip yönetimi

sağlanmış olur. Hangi personellerin hangi ürün üzerinde

çalıştığının da raporlanabilmesi ile şirket hedefleri

doğrultusunda çalışmalar yönlendirilebilir.

3 – 2 – 4 Mühendislik Değişikliğinin Yayınlanması

Tasarım çalışmalarının tamamlanmasının ardından

değişikliğin ilgili birimlere bildirilmesi süreci değişikliğin

yayınlaması sürecidir. Bu aşamada tasarım ekibi

değişikliğin içeriğini detaylıca belirtmelidir. Herkes

tarafından anlaşılabilir olması için standart bir formatta

olmalıdır. Değişiklik detayı haricinde değişiklik öncesi

tasarımların durumları da netleştirilmelidir. Üretimi

devam eden eski tasarımlar, stoklardaki eski tasarım

parçalar, satınalma sürecindeki parçalar, tamamlanmış

ürünlerdeki eski tasarımlı bileşenler ve pazara sunulmuş

müşterilerdeki ürünlerin üzerindeki eski bileşenlerin

durumu netleştirilmelidir. Eski tasarımlı parçalar

için hurda kararları, yeniden işleme durumları veya

kullanılabilirlikleri belirtilmelidir.

PLM araçları sayesinde çeşitli roller ve görevler

belirlenerek bu aşamada hatalı veya eksik işlemlerin

önüne geçilmesi amacıyla uygun bir süreç tasarlanması

sağlanmalıdır.

3 – 2 – 5 Mühendislik Değişikliğinin Uygulanması

Tasarımdan gelen değişiklik bildirimlerine istinaden

gerekli birimlerin aksiyonlarını aldığı ve ürüne yeni

tasarımın uygulandığı aşamadır. Bu aşamada her birimin

kendine ait sorumlulukları vardır. Örneğin hurda kararı

verilen ve stoklarda bulunan bir bileşen için kalite

bölümü depo yönetimi ile koordineli bir şekilde uygunsuz

bileşenlerin kullanılmamasını sağlamalı. Üretim ve

satınalma bölümleri siparişleri aksatmayacak şekilde

yeni senaryoya adapte olmalıdır.

PLM araçları ile bu süreçte ERP ve kalite araçları gibi farklı

platformlar entegre çalışmalıdır. Süreç kurgulanırken

diğer araçlar ve PLM arasındaki veri entegrasyonunu

sağlayacak şekilde yapılmalıdır.

4 - SONUÇ

İnsanlık tarihi geçmişten günümüze sürekli bir değişim

Makale

içindedir ve sürdürülebilir sistemler bu değişime en iyi

ayak uyduran sistemlerdir. Günümüzde teknolojinin

gelişmesi ile üretim hızları ve çeşitliliği artmış, üreticiler

daha uzak pazarlara daha çabuk erişebilir hale

gelmişlerdir. Bu üretim hızı ve çeşitliliği şirketler arasında

daha rekabetçi bir ortam yaratmaktadır ve şirketleri

değişime en hızlı ve verimli şekilde ayak uydurmaya

zorlamaktadır. PLM anlayışının bütünsel yaklaşımı

değişikliği kaynağından son kullanıcıya kadar ürünün

her aşamasının merkezcil bir anlayışla yönetilmesini

amaçlayarak şirketlerdeki verimliliği ve değişime ayak

uydurmayı desteklemektedir.

5 - Şekiller

Şekil 1 Genel Değişiklik süreçleri (Tavcar, J.; Duhovnik,

J. Engineering Change Management in Distruted

Environment with PDM/PLM Support, Manufacturing

the Future. 2006.)

6 – Kaynaklar

Singh, S.; Misra, S. 2018. Identification of barriers to PLM

institutionalization in large manufacturing organizations:

A case study. Bus. Process Manag. J. , 25, 1335–1356.

McCarthy, E.J.; Perrault, W. D., 1990. Basic Marketing.

Irwin, 221.

Saaksvuori, A.; Anselmi, I. 2008. Product Lifecycle

Management, 3rd ed.; Springer: Cham, Switzerland, p.

257.

Bissay, A. 2010. Du deployment d’un système PLM vers

une integration des connaissances, Thèse de doctorat,

Université Lyon 2.

Tavcar, J.; Duhovnik, J. 2006. Engineering Change

Management in Distruted Environment with PDM/PLM

Support, Manufacturing the Future.

Erol, N. 2015. Bir Seri Yat Üretimi Fabrikası İçin

Mühendislik Değişiklik Yönetimi Uygulaması. Yüksek

Lisans Tezi, İTÜ.

Makine & Otomasyon & Robotik - Mart - Nisan 2024 49


Haber İletişim

İlker Kaplan

WORLD MEDIA GROUP

Genel Yayın Yönetmeni

0 505 400 94 34

makineotomasyondergisi@gmail.com

WORLD MEDIA GROUP BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER

Reklam İletişim

Hatice Karabay

WORLD MEDIA GROUP

Reklam Koordinatörü

0 505 400 94 33

makineotomasyondergisi@gmail.com

Dergilerimizde yerinizi ayırtın, hedef kitlenizi ulaşın!...

www.endustri40dergisizirvesi.com

www.worldmediagroupe.com

www.makineotomasyondergisi.com

www.ekonomiknokta.com

Reklam İletişim

Zafer Altın

WORLD MEDIA GROUP

Reklam Müdürü

0 546 675 59 49

worldmediareklam@gmail.com

www.tuningworld.com.tr

www.elektrikdergisi.com.tr

www.kesicitakimlardergisi.com

World Media Bünyesinde yayınlanan Dergilere abone olmak için aşağıdaki hesap

numaralarına istediğiniz dergilerin Yıllık abone ücretlerini yatırabirsiniz. İsim soyisim ve

adresinizi dekont fotokopisiyle birlikte makineotomasyondergisi@gmail.com

adresine mail ya da 0 212 427 00 15 numaraya faks’a gönderebilirsiniz.

Ayrıca Aboneliğinizi mail order sistemiyle kredi kartınızdan ödeyerekte yapabilirsiniz.

*Kredi kartınızın ön yüzündeki 16 rakam: ..........................................................................

*Kredi kartınızın son kullanma tarihini ay / yıl : .................................................................

*Kredi kartınızın arka yüzündeki üç haneli güvenlik numarası: ..........................................

ABONE FORMU

ABONE FORMU

Ad :...............................................................................................

Soyad :...............................................................................................

Adres :...............................................................................................

...............................................................................................

İlçe :...............................................................................................

Şehir :...............................................................................................

Posta Kodu :...............................................................................................

Telefon :...............................................................................................

Faks :...............................................................................................

e-mail :...............................................................................................

Tarih

İmza

Dergi İsmi - Yıllık Abone Ücreti

Makine & Otomasyon Robotic: 600 TL + KDV

Auto Tuning World:

600 TL + KDV

Kesici Takımlar Tutucular : 600 TL + KDV

Endüstri 4.0 :

600 TL + KDV

Elektrik Pano : 600 TL + KDV

Ekonomik Nokta :

600 TL + KDV

Machine Automation (İng) : 600 TL + KDV



Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!