Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
MAKİNE & Otomasyon - Robotik - Üretim Teknolojileri ve Endüstri Dergisi Mart - Nisan 2024 Yıl : 12 Sayı : 75 Fiyat : 100 TL
OTOMASYON
YENİLENEN İÇERİĞİYLE MAKİNE & OTOMASYON VE ROBOTİK DERGİSİ SEKTÖRÜNÜN NABZINI TUTUYOR... ROBOTiK
ÜRÜN
* Bharat Forge Daun
EMAG’a güveniyor:
Stator gövdesindeki
tüm işleme sürecinin
mükemmelleştirilmesi
* FUAR
*GrindingHub
2024
öğütme
teknolojisine
ışık
tutuyor
HABER
*Gerçekler
Denizinin
Dibinde
INFICON’un
Transpector®
CPM’si ile
Sualtı Metan
Kaynaklarının
Keşfi
GÜNCEL
* Tezmaksan’ın
Parkurda
Pazaryeri
Platformu
kullanıma açıldı
MAKALE
* PLM
Sistemlerinde
Mühendislik
Değişiklik
Yönetimi
IV. WORLD MEDIA GROUP
ENDÜSTRİ 4.0 ZİRVESİ
İSTANBUL’DA ...
www.endustri40dergisizirvesi.com
www.ekonomiknokta.com
www.worldmediagroupe.com
www.kesicitakimlardergisi.com
www.makineotomasyondergisi.com
www.tuningworld.com.tr
www.elektrikdergisi.com.tr
Editör
EDİTÖR
Güneş Enerjisi ve
Sürdürülebilirlik
ilker kaplan
Güneş enerjisi, Türkiye’nin net sıfır emisyona giden yolculuğunda
önemli bir müttefik olacağa benziyor. Bu enerjiden faydalanabilmek
için kurulacak fotovoltaik sistemlerin uzman çözümlerle tehlikelere
karşı iyi korunmasını sağlamak kritik önem taşıyor.
Türkiye, Avrupa ve Asya arasındaki konumu sayesinde bol miktarda
güneş ışığı almakla birlikte oldukça büyük bir güneş enerjisi
potansiyeline sahip. The Global Solar Atlas, yıllık ortalama yaklaşık
1910 kWh/m2 ışınım değerine sahip olması nedeniyle Türkiye’nin
güneş enerjisinden yararlanmak adına ideal bir ülke olduğunu
vurgulamaktadır ki bu da ülkenin güneş enerjisi alanındaki
muazzam potansiyelinin bir kanıtı. Küresel düzeyde yenilenebilir
enerji kaynaklarına doğru geçiş eğiliminin farkında olan Türkiye,
yalnızca gelecekteki elektrik ihtiyacını karşılamakla kalmayıp
bunun sürdürülebilirliğini de sağlayacak stratejileri aktif olarak
takip ediyor. Ülke, 2053 yılına kadar net sıfır emisyonu hedeflerken,
belirli politikalar ve yatırımlar yoluyla ekonomik büyümeyi de aktif
bir şekilde beslemeyi planlıyor. Türkiye, inovasyonu benimseyerek
ve uluslararası işbirlikleri yoluna giderek daha temiz, daha yeşil ve
daha iyi bir gelecek yaratmak adına oldukça kararlı görünüyor.
Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Haziran
2022 sonu itibariyle güneş enerjisine dayalı elektrik kurulu gücünün
8,479 MW olduğunu ve bunun toplam kurulu güç içerisindeki
oranının %8,35 olduğunu bildirdi. Ülkenin güneş enerjisi için
elverişli iklimi ve maruz kaldığı ışınım göz önüne alınırsa, şüphesiz
ki bu potansiyelden faydalanmak adına çok daha fazla yatırım
yapmak mümkün.
Yine Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye’de 11,6
milyon adet bina bulunmakta olup bu miktarın yaklaşık %87’sini
konut nitelikli binalar oluşturmaktadır ve Türkiye’nin bina stokuna
her yıl 100.000’den fazla yeni bina eklenmektedir. Bu binaların
çatı ve cephelerine önümüzdeki yıllarda büyük miktarlarda güneş
enerjisi yatırımlarının yapılabileceği öngörülmektedir.
Türkiye yenilenebilir enerji yolunda önemli adımlar atıyor ve
güneş enerjisi bu yolculuğun temel unsurlarından biri olacak gibi
görünüyor. Bu yolda yapılacak yatırımları korumak adına, yıldırım
ve elektrik dalgalanmalarının fotovoltaik sistemler için oluşturduğu
risklerin bilinmesi ve bunlara karşı önlem alınması kritik önem
taşıyor. Güvenilir koruma önlemlerine yatırım yapmak, Türkiye’nin
enerji dönüşümüne yardımcı olur ve daha yeşil, daha sürdürülebilir
bir geleceğe giden kapıyı açar.
Gelecek sayı görüşmek üzere…
Bizi izlemeye ve okumaya devam edin...
Yayın Türü
Yaygın Süreli
Editör - Künye
Yayıncı
Dünya Medya Basın Yayın Reklam Tanıtım Hizmetleri
İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
İlker Kaplan
0 505 400 94 34
İdari İşler Müdürü
Hatice Karabay
0 505 400 94 33
Reklam Müdürü
Zafer Altın
0 546 675 59 49
Muhasebe Müdürleri
Sevda Öncü
Düzgün Turgut
0 542 292 83 85
Halkla İlişkiler Müdürü
Ayşe Savranoğlu
Yazı İşleri
Simgenur Savranoğlu
Grafik Tasarım
Ezgi Kamburoğlu
Abone Sorumlusu
Defne Deniz Kaplan
Beste Kamburoğlu
Fotoğraf Editörleri
Murat Çapkın
Sinan Temur
İnsan Kaynakları Müdürü
Sibel Şanlı
İletişim Danışmanı
Alper Tuna
Bilişim Sorumlusu
Kerem Mercan
Bölge Temsilcileri
Çetin Sülün (Ankara)
Mesut Karabay (İzmir)
Umut Yıldız (Bursa)
Avrupa -Almanya - Temsilcisi
Pınar Açıkgöz
Sosyal Medya
Fatma Kurşun
Dağıtım
Ali Savranoğlu
Zafer Kamburoğlu
Genel Koordinatör
Süleyman Kaplan
Hüsniye Kaplan
Katkıda Bulunanlar
Meryem Savranoğlu
Fatma Kaplan
Selda Kamburoğlu
Dağıtımcı
Aras Kurye - PTT - Yurtiçi Kargo
Yönetim Yeri
Akşemsettin Mah. Güneş Sokak No: 48 D :10
Eyüp / İstanbul
Tel:0 850 532 94 68 Fax : 0 212 427 00 15
www.makineotomasyondergisi.com
www.endustri40dergisizirvesi.com
www.kesicitakimlardergisi.com
www.worldmediagroupe.com
www.tuningworld.com.tr
www.elektrikdergisi.com.tr
www.ekonomiknokta.com
makineotomasyondergisi@gmail.com
worldmediareklam@gmail.com
Makine Otomasyon Dergisi Basın
Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir.
İçeriğindeki yazınsal ve görsel
malzemeler, izin alınmaksızın; yazılı,
görsel, işitsel ve elektronik medyada
kullanılamaz. Reklamların hukuki
sorumluluğu reklamveren firmaya aittir.
3 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
ÇİNDEKİLER
14
İçindekiler
3
22
42
İÇİNDEKİLER
güneş enerjİsİ ve sürdürülebİlİrlİk
HAIMER İle TCM
Group stratejİk
ortaklık
üzerİnde
anlaştı
GRİNDİNGHUB 2024 ÖĞÜTME
TEKNOLOJİSİNE IŞIK TUTUYOR
MAKİNA HANGAR
TAM YOL İLERİ
4 Makine & Otomasyon & Robotik / Kasım - Aralık 2023
Ar-Ge
BHARAT FORGE
DAUN EMAG’A
GÜVENİYOR
Stator gövdesindeki
tüm işleme sürecinin
mükemmelleştirilmesi...
Yüksek teknoloji uygulamaları için alışılmadık derecede
sofistike bileşenler ve yüksek mukavemetli malzemeler,
örneğin mikron aralığında kalite sağlayan elektromobilite
için stator gövdeleri, Bharat Forge Daun’daki uzmanlar
tarafından ele alınan işleme zorlukları arasındadır. Her
şeyin tam ortasında: EMAG’ın haftanın beş günü, günün
her saati çalışan çok sayıda dikey tornalama makinesi. Bu
gibi üretim talepleri söz konusu olduğunda, EMAG’dan
alınan hizmetin özellikle önemli olduğu açıktır. Peki bu
makinelere yatırım yapma kararında belirleyici faktör
tam olarak neydi?
8 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
Karmaşıklık, Bharat Forge Daun’da bir tür hobi atıdır:
Koblenz’e yaklaşık 50 kilometre mesafede, Eifel bölgesinin
kalbinde yer alan şirket, fason üretim olarak rotasyonel
simetrik seri bileşenlerin yanı sıra daha sonra örneğin
Bharat Forge CDP ve Bharat Forge Aluminiumtechnik’teki
dövme uzmanları tarafından kullanılan takımlar ve
kalıplar üretmektedir. Bu da zor yüzeyler ve konumsal
düzenlemeler gibi zorlukların yaygın olduğu anlamına
geliyor. Bharat Forge Daun Makine Mühendisliği Müdürü
Christoph Steffens, “Mikrometre aralığındaki aşırı hassasiyet
gereksinimleri her zaman işimizin bir parçasıdır”
diyerek ilk durumu özetliyor. “Bu bağlamda süreçleri çok
kapsamlı bir şekilde izliyor, birçok ölçüm gerçekleştiriyor
ve hatta talep üzerine bileşen geliştirmeye eşlik ediyoruz
- böylece bileşenin üretimi verimli bir şekilde
gerçekleşiyor. Bu uzmanlığımızı otomotiv endüstrisi, genel
makine mühendisliği ve tarım makineleri üretimi gibi
sektörler için pazara sunuyoruz.”
Dövme stator gövdelerinin verimli işlenmesi
Büyük bir Alman otomotiv şirketinin hibrit tahrikinde
kullanılan bir stator gövdesi bunun somut olarak ne
anlama geldiğini gösteriyor. İlk bakışta bile çömlek benzeri
şeklinin ve çeşitli geometrik detaylarının sofistike
olduğu anlaşılıyor. Dahası, işlenmemiş parça dövme çelik
bir bileşendir - bu uygulama alanında nadir görülen bir
durumdur. Malzeme özellikleri güneybatı Alman işleme
uzmanları için ek bir zorluk teşkil ediyor. Buna ek olarak,
müşteri yıllar içinde gerekli miktarları sürekli olarak
artırmıştır (ve artırmaya devam edecektir). Peki bu ortamda
doğruluk, verimlilik ve süreç güvenilirliğini nasıl
birleştirirsiniz? Bharat Forge Daun’un cevabı EMAG’ın
makine mühendisliği bileşenleriyle çok ilgili, çünkü uzmanlar
bir süredir EMAG torna tezgahlarına güveniyor.
Ar-Ge
konu önemli çünkü haftanın beş günü üç vardiya çalışarak
üretim yapıyoruz ve şimdiye kadar küçük arızalarda
- örneğin arızalı bir ışık bariyeri gibi - her zaman rekor
sürede yardım aldık. Onarım hiçbir zaman iki saatten
uzun sürmedi” diyen Christoph Steffens, EMAG’ın uzaktan
servis yoluyla sahada bulunduğunu da belirtiyor.
Belirleyici avantajlara sahip dikey tasarım
Bu çözümlerin dikey tasarımı yatırım kararında önemli bir
rol oynadı. Başka bir üreticinin yatay makinesi geçmişte
bazı zorluklara neden olmuştu. Örneğin, düzenli olarak
can sıkıcı talaş kümeleri oluşuyor ve bunların vardiya
başına iki ila üç kez manuel olarak çıkarılması gerekiyordu.
“Bu nedenle, bu işlemleri dikey tasarıma sahip makinelerde
gerçekleştirmemiz gerektiği açıktı, çünkü engelsiz
talaş akışı birçok aksamayı önlüyor. Amacımız maksimum
proses güvenilirliği elde etmekti,” diye vurguluyor Steffens.
EMAG lehine verilen karar aynı zamanda mevcut
bilgi birikimine de dayanıyordu: Makine üreticileri, stator
işlemenin makinelerinde nasıl gerçekleştirildiğini göstermek
için diğer müşterilerden örnekler kullandılar - düşük
üretim dışı süreler ve yüksek hassasiyetli işleme süreçleri
ile. Bir toplama mili ve yanal konveyör bandı içeren entegre
otomasyon hızlı süreçler sağlarken, polimer beton
Mineralit®’ten yapılmış sağlam taban gövdesi tornalama
ve frezeleme işlemlerinde kaliteyi temsil ediyor.
Odak noktasında EMAG hizmeti
Son olarak, EMAG’ın servis departmanının yanıt süresi
ve uzmanlığı Bharat Forge Daun için önemli bir rol
oynamaktadır. Bölgesel bir servis teknisyeni her zaman
birkaç saat içinde sahada oluyor ve her türlü sorunu
doğrudan çözüyor. “Makineler çok sağlam. Yine de bu
Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 9
Araştırma
GERÇEKLER
DENİZİNİN
DİBİNDE
INFICON’un Transpector® CPM’si ile
Sualtı Metan Kaynaklarının Keşfi
Dünya çapında okyanus tabanında çok büyük miktarda
metan hapsolmuş durumda. Alfred Wegener Enstitüsü
Helmholtz Kutup ve Deniz Araştırmaları Merkezi (AWI),
metan kaynaklarını araştırmak için bir su altı kütle
spektrometresi (UWMS) (INFICON’un Transpector®
CPM’si) kullanıyor. Ölçüm doğruluğu ve hızıyla, lider
ölçüm ve sensör teknolojisi tedarikçisinden gelen sistem,
veri kararlılığına ve kullanıcı dostu olmasına önemli bir
katkı sağlıyor.
Metan zararlı bir sera gazıdır. Gaz hidratların okyanuslarda
ayrışması gibi devrilme noktası etkileri nedeniyle
atmosfere giderek daha fazla salınıyor. Örneğin su
sistemlerinde metan, çökeltilerdeki çatlaklardan yüzeye
ulaşabilir. Metanın bir başka denizaltı kaynağı da alt
çökelti katmanlarındaki organik maddenin mikrobiyal
ayrışmasıdır. İklim değişikliğinin bir sonucu olarak deniz
çökeltileri ısınıyor ve sera gazı salıyor. Anahtar soru şu:
Atmosfere ne kadar metan salınıyor ve küresel ısınmayı
hızlandırıyor?
Metan sızıntılarının yerini tespit edin
10 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
Bir sualtı kütle spektrometresinin yerinde kullanımı,
denizaltı kaynaklarının lokalizasyonu için uygundur.
Başlıca avantajları, yüksek konsantrasyonlarda kısa
yanıt süresi ve diğer yöntemlere kıyasla çözünmüş gaz
konsantrasyonlarının 750 kata kadar daha yüksek ölçüm
hızıdır. Veri yoğunluğu ne kadar yüksek olursa metan
kaynaklarının haritalanması da o kadar doğru olur.
Hassas, hızlı ve kullanıcı dostu
UWMS, örnekleme için bir membran giriş sistemi ve suda
çözünebilen gazların ve hafif hidrokarbonların ölçüldüğü
bir sensör ünitesinden oluşur. Sensörün çekirdeği bir kütle
spektrometresidir. Örneğin Alfred Wegener Enstitüsü
Helmholtz Kutup ve Deniz Araştırmaları Merkezi (AWI),
araştırmaları için INFICON’un Transpector® CPM’sine
güveniyor. INFICON sistemi, doğruluğu ve hızıyla veri
stabilitesine ve kullanıcı dostu olmasına önemli katkı
sağlar.
Güney Atlantik’te sefer
Örneğin, Aralık 2022’de araştırma gemisi Polarstern, bir
su altı kütle spektrometresi kullanarak Güney Atlantik’teki
metan kaynaklarını araştırdı. Gemide: 2005’ten bu yana
AWI Deniz Jeokimyası Departmanında UWMS projesinde
yer alan bilim adamı Dr. Torben Gentz. Bugünkü sistemin
orijinal cihazla çok az ilgisi var. Örneğin kontrol sistemi
ve vakum pompaları yeni. Gentz, “Ancak geriye kalan tek
bileşen INFICON’un Transpector® CPM’sidir” diyor.
Araştırma
sistemleri, yarı iletken üretiminde, SEMI sektöründe
proses izleme ve kontrolün yanı sıra kontaminasyon izleme
için de kullanılır. Ancak CPM sistemleri araştırma, kimya,
malzeme analizi ve fizik alanlarında da kullanılmaktadır.
Kapalı iyon kaynağının avantajı burada ortaya çıkıyor.
Doğrudan proses vakumunda (proses basıncı) veya açık
iyon kaynağına göre çok daha yüksek bir basınçta iyonize
etmek için kullanılabilir. CPM’de kurulu diferansiyel
pompa sistemi bir ön şarttır. Bu, atmosferden yüksek
vakuma kadar geniş bir analiz basıncı aralığını kapsamak
için kullanılabilecek değişken, değiştirilebilir bir giriş
sistemi ile desteklenebilir.
Avantajı: kapalı iyon kaynağı
AWI gibi özel uygulamalar da kapalı iyon kaynağından
yararlanır. Burada proses gazı, açık iyon kaynağına göre
daha yüksek bir basınçta iyonize edilir. Daha yüksek
iyon verimi elde edilir, daha fazla sayıda yüklü parçacık
kütle-yük oranına göre dört kutuplu olarak ayrılabilir ve
görüntülenebilir. Steffen Tippmann, “Sonuç, araştırma
veya süreç kontrolünde daha ileri işlemler için çok daha
kesin ve ayrıntılı bir ifadedir” diye özetliyor.
Su yüzeyindeki gaz kabarcıkları
Dr. Torben Gentz’e göre atmosfere ulaşan metan oranı
araştırma açısından çok önemli. Su yüzeyindeki gaz çıkış
noktaları ne kadar yoğunsa ve bunların üzerindeki su
sütunu farklı su kütleleriyle ne kadar az katmanlanırsa,
yüzeye o kadar fazla metan nüfuz eder. Verilerin
toplanması ve işlenmesi, Hükümetlerarası İklim Değişikliği
Paneli’nin (IPCC) Değerlendirme Raporu’nu beslediği için
temel önemdedir. Sonuçta okyanusların küresel iklim
sistemindeki rolünü belirlemek için güvenilir ölçüm
yöntemlerine ihtiyaç var.
Yarı iletken üretiminde kanıtlanmış
INFICON Servis Müdürü Steffen Tippmann, “Ancak metan
kaynaklarına yönelik araştırmalar tek uygulama değil”
diyor. Transpector Kompakt Proses Monitörü (CPM)
Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 11
Demir - Çelik
DEMİR-ÇELİK SEKTÖRÜ YILIN
İKİNCİ YARISINDAN DAHA
FAZLA UMUTLU
Yeni yılın ilk ayında Türkiye ihracatı toplamda artış kaydederken demir-çelik sektörü ihracatın
yüzde 10,3’ünü oluşturdu. Demir ve demir dışı metallerde küresel çapta yaşanan düşüş ocak
ayında da etkisini gösterirken çelik sektöründe ise artan talep neticesinde yüzde 2,1’lik artış
yaşandı. Geçen yılın 12 ayında da düşüş gösteren sektörün, yıla pozitif başlangıç yapması
sektörde yüzleri güldürdü. İki sektör de ertelenen taleplerin özellikle yılın ikinci yarısında
geleceğini ve ihracatın bu dönemde daha fazla artış kaydedeceğini ön görüyor.
Yıla beklentileri doğrultusunda bir ihracat
performansıyla başladıklarını ifade eden ADMİB Başkanı
Fuat Tosyalı, özellikle çelik sektöründeki artışın sektöre
moral verdiğini belirtti. Çelik sektöründe 2023 yılının zor
bir yıl olduğunu dile getiren Tosyalı, 2024’de özellikle
yılın ikinci yarısından itibaren ertelenen taleplerin de
gelmesiyle beraber hem demir ve demir dışı metaller
hem de çelik sektöründe ihracatın daha iyi olacağını
beklediklerini söyledi.
Türkiye’nin ihracatı 2024 yılına pozitif bir başlangıç
yaptı. Ocak ayında ihracat yüzde 3,6 artışla 20 milyar
doları aştı. Bu ayda Türkiye demir ve demir dışı metaller
ihracatı yüzde 10,5 oranında azalış ile 940 milyon dolar,
çelik ihracatı yüzde 2,1 artış ile 1,1 milyar dolar olarak
gerçekleşti. Geçen yılın 12 ayında da düşüş gösteren çelik
sektöründe, 1 yıllık düşüş sürecinin ardından kaydedilen
artış sektörün 2024 yılına ilişkin umutlarını da artırdı.
Demir ve demir dışı metaller ihracatı Türkiye toplam
ihracatından yüzde 4,7 pay alırken, çelik ihracatının aldığı
pay yüzde 5,6 oldu.
Ocak ayında Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller
İhracatçıları Birliği’nin (ADMİB) demir ve demir dışı
metaller ihracatı yüzde 8,5 azalışla 63 milyon dolar
olurken, çelik ihracatı ise yüzde 32,3’lük rekor artışla 121
milyon dolara ulaştı.
Avrupa ülkelerine çift haneli ihracat artışları
Ocak ayında Türkiye’nin demir-çelik ihracatında ilk
sıradaki ülke 178 milyon dolar ile Almanya oldu. Bu
ülkeyi, 113 milyon dolar ile İtalya ve 105 milyon dolar
ile Romanya izledi. İlk 10 pazar içinde en dikkat çekici
artışlar yüzde 42 ile İspanya’ya, yüzde 32 ile Romanya’ya,
yüzde 28 ile Birleşik Krallık’a yapılan ihracatta görüldü.
ADMİB’in ihracatında ise Cezayir’in 16,9 milyon dolar
ihracat ile ilk sırada olduğu görüldü. Bu ülkeyi 16,3 milyon
dolarla Irak ve 12,3 milyon dolarla Almanya takip etti. İlk
10 pazar içinde Yunanistan’a yüzde 465, Cezayir’e yüzde
260, Romanya’ya yüzde 90, Birleşik Krallık’a ise yüzde
79’luk artışlar kaydedildi.
“Hedefimiz, ülke ekonomimize en üst seviyede katkı
sunmak”
Ocak ayına ilişkin ihracat verilerini değerlendiren ADMİB
Başkanı Fuat Tosyalı, şu açıklamaları yaptı: “Demir-çelik
sektörlerimizin ocak ayı ihracatında miktar bazında
yüzde 17’lik artışımız oldu. Aldığımız siparişlerin artması
sevindirici. Özellikle çelik sektörümüzde geçen yıl ihracat
artışı kaydedememiştik, bu yıla ise artışla başlamak
sektörümüze moral verdi. Kalitemizle tüm dünya ile
rekabet edebiliyoruz. Bunun yanına fiyattaki rekabetçiliği
de ekleyebilirsek talebin daha fazla artacağını
düşünüyoruz. Bugünkü koşulları dikkate aldığımızda
demir-çelik sektörlerimizin özellikle yılın ikinci yarısında
daha fazla talep alacağını, dolayısıyla yılın ilk yarısına
göre daha yüksek bir ihracat performansına ulaşacağını
12 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
Demir - Çelik
öngörüyoruz. Ancak talebin
geleceğini öngörerek beklemek
yerine talebi karşılayacak ortamı
da oluşturmamız gerekiyor. Bir
yandan AB Yeşil Mutabakatına
uyuma odaklanırken, diğer
yandan da kapasitelerimizdeki
artışlarla gelebilecek her talebi
karşılayacağımızı düşünüyoruz.
Geçen yıl sektörümüzde birçok
firmamızın devreye giren
yatırımlarının bu yıl hem üretime
hem de ihracata pozitif katkı
vereceğine inanıyoruz. Hedefimiz,
talebin canlanmasıyla beraber
dünya ticaretinden aldığımız payı
artırmak ve ülke ekonomimize en
üst seviyede katkı sunmak”
Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 13
Sektörden
HAIMER İle TCM Group
stratejİk ortaklık
üzerİnde anlaştı
HAIMER Takımhane Yönetimi şimdi WinTool ve Toolbase Sistemi ile // HAIMER, WinTool
AG’nin %25’ini satın aldı ve TCM Group ile küresel bir stratejik ortaklık üzerinde anlaştı.
HAIMER ve TCM stratejik ve uzun vadeli bir ortaklığına girdi. TCM Group CEO’su Markus
Temmel (sağda) ve Haimer Group Başkanı Andreas Haimer (solda), işbirliklerini daha da
pekiştirmeyi dört gözle bekliyorlar. HAIMER, TCM Group’a ait olan WinTool AG’nin %25
hissesini satın aldı. HAIMER gelecekte WinTool takım yönetimi ve Toolbase takım dağıtım
sistemlerini dünya çapında dağıtacak. Buna karşılık TCM, HAIMER ürün yelpazesini ekleyerek
takım yönetimi iş alanındaki pazar konumunu güçlendiriyor.
14 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
Sektörden
Haimer Group, WinTool AG’nin %25 hissedarı oldu
ve TCM Group ile HAIMER’e WinTool ve Toolbase’in
küresel dağıtım haklarını veren stratejik bir ortaklık
üzerinde anlaştı. Ortaklık kararından önce, WinTool
ve Toolbase şirketin kendi üretim tesislerinde tanıtıldı,
sürekli kullanımda test edildi ve çok kısa bir süre içinde
kendi değerini kanıtladı. Gelecekte TCM, takım yönetimi
ana işinde takım tutucular, shrinkleme,balanslama ve
takım ölçme ve ayarlama makineleri alanında stratejik
bir tedarikçi olarak HAIMER’e güvenecektir.
Takım yönetimi, üretim şirketlerinde giderek daha önemli
hale geliyor. Takım tutucu ve takım ölçme konusunda
küresel bir oyuncu ve pazar lideri olan HAIMER, bu
nedenle yıllardır HAIMER shrinkleme, balanslama ve
takım ölçme ve ayarlama makinelerinin yüksek verimlilik
sağladığı yenilikçi takımhane yönetim odası çözümleri
sunmaktadır.
HAIMER, EMO 2023’te önemli bir adım attı ve o
zamandan beri takım tezgahları için başarılı donanım
ürünlerinin yanı sıra bağımsız bir takım yönetim sistemi
olan WinTool yazılımı ve yazılım ve donanım bileşenlerine
sahip akıllı bir takım dağıtım sistemi olan Toolbase’den
oluşan güçlü bir dijital ürün yelpazesi sunuyor. Bunu
gerçekleştirmek için HAIMER, WinTool ve Toolbase
çözümlerinin geliştiricileri ve üreticileri olarak uzun
yıllar boyunca mükemmel bir üne sahip olan WinTool
AG ve Achterberg GmbH şirketlerini barındıran TCM
Group ile bir yetkinlik ortaklığına girdi. Ortaklık şimdi
WinTool AG’deki %25’lik hisse ile stratejik ve uzun vadeli
olarak sağlamlaştırılmış ve daha fazla küresel dağıtım
anlaşmaları ile pekiştirilmiştir. Bu da HAIMER’in her iki
ürün grubunu da dünya çapındaki dağıtım ortaklarına ve
müşterilerine sunmasını ve dağıtmasını sağlıyor.
TCM CEO’su Markus Temmel, WinTool AG’nin yeni ortağı
ve büyük yatırımcısı olmaktan ve HAIMER ile küresel
işbirliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirmektedir:
“2023 yılında birlikte çok yoğun bir şekilde çalıştık ve çok
kısa bir süre içinde önemli başarılar elde ettik. HAIMER ve
TCM Group’un ürün portföyleri birbirini mükemmel bir
şekilde tamamlıyor ve müşterilerimizin gereksinimlerine
yönelik ortak anlayışımız daha da güçlü çözümler ortaya
çıkaracak. Her iki grup da müşterinin uzun vadeli yararına
yönelik pratik, yüksek kaliteli çözümleri temsil ediyor.
Ayrıca, HAIMER ürün yelpazesinin takım yönetiminin
iş alanındaki hizmet yelpazemizi zenginleştireceğine ve
pazardaki konumumuzu ve takım yönetimi hizmetlerinde
pazar lideri olma iddiamızı güçlendireceğine inanıyoruz.
Dünya çapındaki tüm TCM takım yönetimi müşterileri
gelecekte bundan faydalanacaktır. Bu stratejik ortaklığı
pekiştirmeyi dört gözle bekliyor ve HAIMER’i WinTool’daki
yeni ortağımız olarak memnuniyetle karşılıyoruz.”
Dijital araç yönetimi için teklif
HAIMER Group Başkanı Andreas Haimer şöyle açıklıyor:
“TCM ile ortaklığımız ve WinTool’a yapılan yatırım,
stratejimize mükemmel bir şekilde uyuyor: Dünya
çapındaki müşterilerimize takım odası yönetiminin
dijitalleştirilmesi ve otomasyonu konusunda tutarlı
bir sistem konsepti sunmak istiyoruz. Bunun için
kullanıcıların üretim sahasında üretkenliği artırmalarını
sağlayan, uygulaması kolay ürünler ve sezgisel yazılım
çözümleri gerekiyor. Yeni WinTool ve Toolbase
ürünlerimizle müşterilerimize piyasadaki en eksiksiz
çözümü sunabiliyoruz. Sadece dört ay gibi rekor bir
sürede, 200’den fazla CNC makinesine sahip kendi büyük
üretim tesisimizde sistemleri tanıttık. Kendi olumlu
deneyimlerimiz ve EMO 2023’teki harika müşteri geri
bildirimlerinin yanı sıra TCM ekibiyle olan güvenilir
işbirliğimiz, WinTool ve TCM ile bir sonraki adımı atmamız
için bizi cesaretlendirdi.”
Kendi üretimimizde uygulanan yazılım
HAIMER, her zaman olduğu gibi pazara sunacağı yeni
ürünleri önce kendi üretim sahasında test etmektedir. “Biz
de bir imalat şirketiyiz ve Igenhausen’deki merkezimizde
ve komşu Motzenhofen fabrikamızda günde 4.000
adet takım tutucu üretiyoruz. Ayrıca 3D sensörlerimizi,
shrinkleme, balanslama ve takım ölçme ve ayarlama
makinelerimizi de kendimiz üretiyoruz. Bu nedenle takım
yönetimimizi sürekli olarak optimize etmekle de oldukça
ilgiliyiz” diye açıklıyor Andreas Haimer.
HAIMER, kendi makinelerine tam entegre bağlantıya
sahip Toolbase dağıtım sistemi de dahil olmak üzere
WinTool yazılımını çok kısa bir süre içinde tanıtmayı
başardı. Tanıtım sırasında tedarikçiler, BT, takım odası
ve üretim arasında proje yöneticisi olarak görev yapan
HAIMER Ürün Yönetimi Başkanı Stefan Echle, “Bu
ürünlerin basit bir şekilde uygulanması zaten önemli bir
başlangıç faktörüdür” diyor. “Kısa sürede, mevcut tüm
takımlarımızı, yedek parçalarımızı ve C ürünlerimizi - en
az 10.000 ürün - merkezi bir WinTool veritabanına dijital
ikiz olarak girdik ve ayrıca her iş için HAIMER uygulama
know-how’ını dijitalleştirdik. Bu, kullanıcıdan bağımsız
olarak bilgilerin bizim için her zaman kullanılabilir olduğu
anlamına gelir. Ayrıca mevcut büyük dikey asansör kabin
sistemlerimizi Toolbase ile entegre ettik ve ek kilitlenebilir
Toolbase kabinlerini devreye alarak üretimimizdeki
sarf malzemeleri için merkezi olmayan bir tedarik ağı
oluşturduk.”
Kullanıcı eğitimi, yazılımın çok pratik bir yapıya sahip
olduğunu doğruladı. Stefan Echle, “Kullanıcı arayüzünde
ekstra karmaşık fonksiyonlar yok, sadece temel unsurlara
odaklanıyor,” diye ekliyor. “Üretim çalışanları ve takım
odasında ürünlerle çalışan kişiler yazılımı anlamakta ve
kullanmakta hiçbir sorun yaşamıyor.”
WinTool’un yetenekleri nelerdir?
Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 15
Sektörden
HAIMER ve TCM stratejik ve uzun vadeli bir ortaklığına girdi. TCM Group CEO’su Markus
Temmel (sağda) ve Haimer Group Başkanı Andreas Haimer (solda), işbirliklerini daha da
pekiştirmeyi dört gözle bekliyorlar. HAIMER, TCM Group’a ait olan WinTool AG’nin %25
hissesini satın aldı. HAIMER gelecekte WinTool takım yönetimi ve Toolbase takım dağıtım
sistemlerini dünya çapında dağıtacak. Buna karşılık TCM, HAIMER ürün yelpazesini ekleyerek
takım yönetimi iş alanındaki pazar konumunu güçlendiriyor.
WinTool AG Bölge Satış Müdürü Thimo Rotter (solda) ve HAIMER Ürün Yönetimi Başkanı
Stefan Echle (sağda), HAIMER’in Motzenhofen’deki büyük işleme tesisinde WinTool takım
yönetim sisteminin başarılı bir şekilde uygulanmasından memnuniyet duymaktadırlar.
Takım ve veri yönetimi için bir yazılım çözümü olan
WinTool, takım, ana ve işletim ekipmanı verilerinin yanı
sıra CNC makine programları ve süreçlerinin toplanmasını
ve kullanılmasını sağlar. Stefan Echle, modüler yapısı
sayesinde kullanıcıların WinTool ile “küçük adımlarla”
başlayabileceğini söylüyor: “Başlangıçta sadece kesici
takımlarınızı ve takım tutucularınızı ekleyebilirsiniz. İlk
adım ise: takım verilerini toplamak ve ince ayar yapmak.”
Bunun kolay ve verimli bir şekilde yapılabilmesini
sağlamak için WinTool, diğer veri yazılımı sistemlerinden
mevcut verileri içe aktarmak için kullanılabilecek açık bir
veritabanı sağlar. Üreticiler tarafından çevrimiçi olarak
sağlanan 2D ve 3D veriler de kolayca içe aktarılabilir.
Yalnızca bu ilk adım, kullanıcıya üretimde hangi takımların
ve kardeş takımların mevcut olduğunu ve nerede
bulundukları hakkında genel bir bakış sağlar. İkinci
adımda, kullanıcı mevcut stoğu temizleyebilir ve zaman
içinde belirlenen tüketime dayalı olarak takım stoğunu
daha da optimize edebilir.
Stefan Echle, “İlgili takım ömrü de WinTool’da
saklanabiliyor, bu da talaşlı imalatta kesici takım
kullanımını en üst düzeye çıkarmak için çok önemli”
diyerek sistemin bir başka güçlü yönünü daha belirtiyor:
“ WinTool’da komple takımları 3D olarak monte etmek
bir CAM sisteminden çok daha kolay.” Daha sonra CAD/
CAM’e aktarım için WinTool, tüm yaygın sistemlere 25
doğrudan arayüz sunuyor - HAIMER gibi birden fazla CAD/
CAM sistemi kullanan şirketler için ideal. WinTool Bölge
Satış Müdürü Thimo Rotter şöyle özetliyor: “WinTool,
tüm takım bilgileri için en uygun veri merkezidir ve CAM,
ERP, Toolbase, takım ölçme ve diğer yazılım sistemlerine
bağlantı sayesinde müşteri her zaman ve her yerde tek
tip ve ilgili verilere erişim sağlayabilir.”
Elbette, WinTool çok daha fazlasını yapabilir ve HAIMER
bu kullanımını adım adım genişletecektir. Yazılım, CNC
verileri, süreç ve envanter yönetiminin yanı sıra çalışma
malzemeleri için bir kütüphane olarak da kullanılabilir.
Avantajı: Daha kısa programlama ve kurulum süreleri,
daha az takım envanteri, entegre dökümantasyon ve
sonuç olarak daha yüksek verimlilik.
Doğru takımı hızlı ve güvenli bir şekilde bulun - HAIMER
Toolbase sayesinde
16 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
Takım yönetim sisteminin mükemmel tamamlayıcısı,
kullanıcı dostu yazılım destekli bir takım dağıtım sistemi
olan akıllı Toolbase dağıtım sistemidir. Stefan Echle,
“Mevcut dağıtım kabinlerimizi de Toolbase yazılımıyla
donattık ve son derece memnunuz” diye açıklıyor. Dağıtım
sistemi bizi doğru takımı arama, mevcut stok kontrolü ve
tüketim gereksinimlerini belirleme gibi yoğun maliyetli
süreçlerden kurtarıyor.”
İdeal olarak, Toolbase bir lojistik modülü olarak WinTool
ile birleştirilir, çünkü arayüz mevcuttur ve birçok kez
denenmiş ve test edilmiştir. Ancak Toolbase diğer
takım yönetim sistemleriyle de birleştirilebilir veya giriş
seviyesi bir çözüm olarak manuel olarak da kullanılabilir.
Stefan Echle, küçük ve orta ölçekli şirketler için HAIMER
Microset takım ölçme ile Toolbase dağıtım kabininin
kombinasyonunun faydalı bir çözüm olduğunu belirtiyor:
“ Küçültülmüş yönetim ve otomatik depolama ile birçok
süreç daha yalın ve daha verimli hale getirilebilir.”
Toolbase yazılımı, kullanıcı erişiminin yanı sıra barkod,
RFID çipi veya manuel giriş yoluyla arama yapılmasına
olanak tanır; takımların ve sarf malzemelerinin zaman
alıcı bir şekilde arama yapılmaksızın her zaman doğru
şekilde çekilmesini sağlar. Zaman ve süreç güvenilirliği
açısından elde edilen kazanımlar ilk günden itibaren
fark edilmektedir. Doğru tüketim verileri aynı zamanda
şeffaflık yaratır ve daha verimli depo yönetiminin ve
depolama maliyetlerinde azalmanın anahtarıdır. Fabrika
Müdürü ve 45 yılı aşkın bir süredir HAIMER çalışanı olan
Manfred Mayr, “İlk birkaç ayda stoklarımızı azaltmayı
başardık ve WinTool ve Toolbase sistemlerine yaptığımız
yatırımın 6 ila 12 aylık bir süre içinde kendini amorti
etmesini bekliyoruz” diyor. “İlk andan itibaren WinTool
ve Toolbase kullanıcı dostu arayüzünden ve yazılımın
sezgisel kullanımından etkilendim. Motzenhofen
tesisindeki 120’den fazla CNC makinemizin makine
operatörleri sarf malzemelerini çıkış sistemleri üzerinden
kendileri tedarik ediyor.
Sektörden
ayarlama makineleri, gelecekte standart olarak WinTool
ile desteklenebilecek. Çünkü ana veriler WinTool’da
mevcutsa, komple bir takımın dijital ikizi oluşturulabilir
ve herhangi bir komplikasyon olmadan sadece birkaç
dakika içinde simülasyonlar için kullanılabilir.
HAIMER kesici takımlar ve takım tutucular için ana
veriler söz konusu olduğunda, şirket DIN 4000 ve ISO
13399’a uygun olarak tüm parametreleri, STEP ve DXF
dosyalarını hali hazırda oluşturmuştur. Veriler HAIMER
web sitesinden ve Tooltracer platformundan indirilebilir.
“Motzenhofen
Fabrika Müdürü
ve 45 yılı aşkın bir
süredir HAIMER
çalışanı olan
Manfred Mayr,
“İlk birkaç ayda
stoklarımızı
azaltmayı
başardık ve
WinTool ve
Toolbase
sistemlerine
yaptığımız
yatırımın 6 ila
12 aylık bir süre
içinde kendini
amorti etmesini
bekliyoruz” diyor.
Toolbase yazılımından takımların otomatik olarak sipariş
edilmesi, stokta her zaman yeterli takım bulunmasını ve
günde yaklaşık 4.000 takım tutucu üretimine tamamen
konsantre olabilmemizi sağlıyor.”
HAIMER ile verimli ve dijital takım yönetimi
Genel Müdür Andreas Haimer için WinTool ve Toolbase,
CNC işlemenin dijitalleştirilmesinde önemli unsurlardır:
“Kendi üretimimizde fayda sağlıyoruz ve müşterilerimize
aktarmaktan mutluluk duyduğumuz deneyimler
kazanıyoruz. Analog ve dijital HAIMER ürünlerimizle
takım yönetiminin, otomasyon arttıkça önem kazanmaya
devam edeceğine inanıyoruz. Tüm sistemler modülerdir,
bu nedenle her şirket kendi üretiminin dijitalleştirilmesi
için doğru giriş noktasını seçebilir.”
Bu nedenle tüm HAIMER Microset takım ölçme ve
Yeni WinTool takım yönetimi ve Toolbase
takım dağıtım sistemi ile HAIMER,
takımhane yönetim sürecinde dijital ve
analog tutarlılık oluşturuyor. Müşteriler
artık takım odasında daha fazla verimlilik ve
üretkenlik için tüm temel bileşenleri tek bir
kaynaktan elde edebilirler.
Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 17
Sektörden
TEZMAKSAN’IN PARKURDA
PAZARYERİ PLATFORMU
KULLANIMA AÇILDI
70 kategoride 100 mağaza ve 10.000 müşteriye hizmet verecek
2017 yılında hazırlıklarına başlanan ve 2023 yılında test siparişlerine başlayan
Parkurda Pazaryeri 15 ana, 30 alt kategoride 0lmak üzere 15 adet mağaza ile
hizmete açıldı. 2024’te 3 milyon TL’lik bir satış hacmine ulaşması planlanan
Parkurda Pazaryeri’nde yılsonuna kadar mağaza sayısı 100’ün üzerine, kategori
sayısı ise 70’e çıkarılacak. Yaratılacak hacmin sanayi bölgelerinin yanı sıra Türkiye
üzerinde etki yaratacağı öngörülen platform, önümüzdeki yıl 10 bin müşteriye
ulaşacak.
18 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
Sektörden
Talaşlı imalat sanayinin 40 yılı aşkın süredir
Türkiye’deki çözüm ortağı Tezmaksan, dijitalleşme
hamlesinde yeni bir adım atarak sektöründe ilk olan
Parkurda Pazaryeri platformunu hayata geçirdi.
Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 19
Sektörden
2023 yılı Parkurda Pazaryeri’nin geliştirme süreçleri,
mağazaların açılımı ve mağazaların sisteme adapte
süreçleriyle geçtiğini belirten Tezmaksan A.Ş. Genel
Müdürü Hakan Aydoğdu, “Yaptığımız test siparişleri
ile sistemimizin sorunsuz çalıştığına emin olduk.
Parkurda Pazaryeri’nde şu anda 15 adet satış yapan
mağaza ve 15 adet ana kategorimiz var. 2024 yılı
içerisinde Parkurda Pazaryeri’nde 3 Milyon TL’lik bir
hacim yaratmayı planlamaktayız. Bu yaratılacak hacmin
sadece sanayi bölgeleri değil tüm Türkiye üzerinde
yaracağını öngörmekteyiz. Parkurda Pazaryeri olarak ana
kategorilerimizi ilk günden tam olarak belirledik. Mağaza
sayımızı 100’ün üzerine çıkarıp, alt kategorilerimizde 30
ulaşan sayımız 2024 sonunda 70’e çıkarmayı, müşterileri
sayımızı ise 10 binin üzerine taşımayı hedefliyoruz”
şeklinde konuştu.
Sanayide üretim için gereken tüm ürünler Parkurda
Pazaryeri’nde
Parkurda Pazaryeri konseptinin parkurda.com proje
temelini oluşturan en kritik unsurlardan biri olarak
2017 yılında belirmeye başladığını ifade eden Hakan
Aydoğdu, “Hızla dijitalleşen ve küreselleşen dünya,
talaşlı imalat sektörünün de bu dönüşüme hızla adapte
olma ihtiyacını ortaya koyarken, Parkurda projesi bu
değişimin öncüsü olma amacı ile ortaya çıktı. Sektörde 40
yıllık deneyimlerimizi göz önüne aldığımızda, dünyanın
evrim geçirdiği yolu takip ederek Parkurda Fasonyeri
ve Parkurda Pazaryeri kavramları kaçınılmaz bir şekilde
projenin merkezine yerleşti. Parkurda Fasonyeri’nde
üretim yapılırken Parkurda Pazaryeri’nde ise üretime
devam edebilmek için gerekli tüm ürünler hızlıca
tedarik edilebilecekti. Yaptığımız çalışmalar, sektörde bu
alanda katlanarak giden büyük bir talep olduğunu bize
gösterdi. Bunun yanı sıra pandemiyle birlikte tedarik
zincirlerinde ciddi aksamalar gerçekleşti. Bu aksamalara
geleneksel ticaret daha fazla etkilenirken, e-ticaret ise
tam tersi olarak çok hızlı bir şekilde gelişim sağladı.
Ödeme sistemleri gelişti, lojistik firmalar daha hızlı ürün
sevkiyatları gerçekleştirebildi. Müşteri davranışı olarak
ürünleri internetten satın alma alışkanlıkları hem B2C
hem de B2B anlamında yükseldi. Sektörümüzün bu
dönemde yerel ve global yeni iş imkanlarına erişebilme,
markalaşma, müşteriye doğrudan erişerek yüksek birim
kâr ile iş yapma gibi fırsatları kaldıraçlamasını sağlamak
için Parkurda Pazaryeri yatırımını hayata geçirmeye karar
verdik” dedi.
Yedek parça eksikliğinden dolayı duran makinelere son
Parkurda Pazaryeri’nin işletmeler arasında açık net
bir köprü olduğunu belirten Aydoğdu, sözlerine şöyle
devam etti: “Platformumuz sayesinde ülkemizin en kırsal
bölgesinden en gelişmiş noktasına kadar tüm firmaların
parça tedarikini rahatça yapmasını, satış yapacak
firmaların da müşterileriyle olan uzaklığını bir problem
olmaktan çıkarıyoruz. Parkurda Pazaryeri, yedek parça
eksikliği nedeniyle duran makineleri, daha hızlı bir
şekilde tekrar faaliyete geçirerek sektördeki canlılığı
artırıyor. Bu da istihdamı genişleterek geliri büyük küçük
tüm sektör paydaşlarına yaymamıza olanak tanıyor. Stok
devir hızlarını artırarak sektör içerisinde hareketliliği
yükselten platformumuz sayesinde satış yapan firmalar
müşteri ağını genişletirken vade sonunda ödemelerini
almaları garanti olduğundan satış yapmaları daha kolay
ve risksiz bir hale geliyor. Ayrıca satış yapan mağazaların
kendilerine ait bir panelleri olduğundan, stok, fiyat ve
siparişleri herhangi bir teknik bilgi olmadan dahi kolayca
yönetebiliyor.”
Parkurda Pazaryeri’nde 2024 yılı hedefi 3 milyon TL’lik
hacim yaratmak
2023 yılının Parkurda Pazaryeri’nin geliştirme süreçleri,
mağazaların açılımı ve mağazaların sisteme adapte
süreçleriyle geçtiğini söyleyen Aydoğdu, 2024 yılına
dair hedefleri şu cümlelerle açıkladı: “Parkurda
Pazaryeri’nde ana kategorilerimizi ilk günden tam olarak
belirledik. Mağaza sayımızı 100’ün üzerine çıkarıp, alt
kategorilerimizde 30 olan sayımızı 2024 sonunda 70’e
çıkarmayı hedefliyoruz. Müşteri sayımızı da 10 binin
üzerine yükseltmeyi amaçlıyoruz. 2024 yılı içerisinde
Parkurda Pazaryeri’nde 3 milyon TL’lik bir hacim
yaratmayı planlıyoruz aynı zamanda. Bu hacmin sadece
sanayi bölgeleri değil tüm Türkiye üzerinde etkili olacağını
öngörüyoruz. Bunun yanı sıra tüm dünyada dijital trendleri
de hızlı takip ederek müşteri deneyimimizi daha iyi hale
getirmek için Parkurda Pazaryeri Mobil uygulamamızı
geliştirme çalışmalarımızı başlattık. Önümüzdeki yıl bu
konuya da ağırlık vereceğiz.”
Geniş ürün çeşitliliği, kolay ve hızlı ürüne ulaşım ile güvenli
ödeme sistem sayesinde tüm Türkiye’deki tedarikçilerin
kendi online mağazalarını açarak ürünlerinin satışını
gerçekleştirdiği platformda elektrik & elektronik,
mekanik, endüstriyel otomasyon, rulman, test & ölçüm
aletleri, hırdavat & el aletleri, hidrolik & pnomatik,
makine aksesuarları, takım tutucular, kesici takımlar,
sarf malzemeleri, madeni yağlar & sıvılar, makineler &
cihazlar, soğutma ve havalandırma ile eğitim olmak üzere
toplam 15 ana kategori yer alıyor.
20 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
Fuar
GRİNDİNGHUB
2024 ÖĞÜTME
TEKNOLOJİSİNE IŞIK
TUTUYOR
22 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
Fuar
Daha fazla katılımcı, daha fazla uluslararası katılım, daha fazla ürün çeşitliliği
– GrindingHub 2024, öğütme teknolojisine ışık tutuyor.
Makine & Otomasyon & Robotik - Mart - Nisan 2024 23
Fuar
GrindingHub, 14 - 17 Mayıs 2024 tarihleri arasında
kapılarını ikinci kez dünyanın dört bir yanından gelen
taşlama uzmanlarına açacak. 31 ülkeden 460’ın üzerinde
katılımcı, en son taşlama teknolojisi çözümlerini
Stuttgart’ta sunacak - şimdi dört sergi salonunda;
ilk defa. Organizatör VDW’nin (Alman Takım Tezgahı
Üreticileri Birliği) Genel Müdürü Dr. Markus Heering’in
bildirdiğine göre etkinlik, teknik ürünler ve yeniliklerden
çok daha fazlası olacak: “Otomasyon ve dijitalleşme,
beceri eksiklikleri, yeni müşteriler ve pazarlar, genç
yeteneklerin desteklenmesi – sektör birçok zorluk ve
fırsatla karşı karşıyadır. Öğütme teknolojisi endüstrisinin
buluşma yeri olarak topluluğa fikir alışverişinde bulunmak
ve bilgi toplamak için bir platform sunmak istiyoruz.
Bunda başarılı olacağımıza inanıyorum – Artan katılımcı
sayısı, etkileyici destek programı ve artık daha da artan
uluslararası ve sektörel çeşitlilik sayesinde.
Çekici konseptle taşlama teknolojisi buluşması puanları
Ticari fuar konsepti denenmiş ve test edilmiş unsurları
genişletiyor ama aynı zamanda yeni çığır açıyor. En son
trend konuları GrindingSolutionPark Science’da ve Startup
Hub’da sunulmaktadır: Genel konsept, iş ve araştırma
arasında yakın bağlantılar kurar. Sektör buluşmalarına
daha küçük şirketlerin ve start-up’ların dahil edilmesi
önemli. Bu nedenle yenilikçi şirketler için ideal koşullar
sunan Startup Hub oluşturuldu. Ayrıca ilk kez İsviçreli
şirketlerin ortak standı da yer alacak. Bu pazar özellikle
öğütme teknolojisi açısından önem taşıyor ve katılımcılar
artık GrindingHub’ı deneme ve kendi ulusal bayrakları
altında ürün ve hizmetlerini ziyaretçilere sunma fırsatına
sahip olacak.
Bir diğer odak noktası ise üretimde dijitalleşme olacak.
Buna, küresel veri bağlantısı için VDW ve VDMA’nın
ortak birlikte çalışabilirlik girişimi olan umati’nin canlı
gösterimi de dahildir. Çok sayıda katılımcı umati kontrol
paneline bağlanacak ve makineleri üzerindeki ayırt edici
etiketlerle tanınabilecek.
Destek programı, her türlü katılımcı sunumu için bir
platform sağlayan Salon 10’daki E80 Standındaki Uzman
Forum (Fachforum) ile tamamlanıyor. Şirketler, 20
dakikalık canlı sunumlar düzenleyerek izleyicileri taşlama
teknolojisi dünyasındaki yenilikler hakkında ilk elden
bilgilendirecek.
GrindingHub, gelecek neslin ihtiyaçlarını karşılamaya
hevesli ve “Yılın Öğütücüsü” yarışmasıyla vasıflı işçi
eksikliğiyle nasıl mücadele ettiğini ve genç yetenekleri
nasıl teşvik ettiğini vurguluyor. Almanya, Avusturya ve
İsviçre’den genç yeteneklerin teorik bilgileri ve pratik
öğütme becerileri teste tabi tutulacak. Ayrıca, 2024
“Yılın Öğütücüsü” unvanının yanı sıra değeri 3.500
Euro’ya varan eğitim kuponları da kazanılacak. Ön eleme
turundaki finalistler daha sonra becerilerini Stuttgart’taki
GrindingHub’da canlı olarak sergileyecek.
Rakamlarla GrindingHub 2024
Martin, “Öğütme proses zincirinin ilk etkinlikte
olduğundan daha fazla yönünü sunmaktan özellikle
memnunuz. Daha fazla katılımcı, daha fazla uluslararası
katılım, daha fazla ürün çeşitliliği. 2022’deki prömiyerle
karşılaştırıldığında tüm önemli alanlarda net bir büyüme
var” diyor. Göbel, VDW Ticaret Fuarları Başkanı. 23 Şubat
itibarıyla toplam 461 katılımcı kayıt yaptırdı - 2022’ye
göre 85 firma daha fazla. Firma sayısı ve rezerve ettikleri
sergi alanı miktarı dördüncü bir salonun açılmasını
gerekli kıldı.
Ancak ziyaretçiler sadece artan sayıları değil aynı zamanda
uluslararası katılım açısından daha fazla çeşitliliği de
sabırsızlıkla bekleyebilirler. Katılımcılar geçen sefere
göre sekiz fazla olmak üzere toplam 31 ülkeden gelecek.
Almanya’nın (210 şirket) başını çektiği ilk beşte ayrıca
İsviçre (62), Çin (43), İtalya (37) ve Japonya (15) yer alıyor.
Buna göre VDW, Asya’da koronavirüsle ilgili kısıtlamaların
kaldırılmasıyla birlikte Asya’dan gelen ziyaretçi sayısında
bir artış bekliyor.
Katılımcılar taşlama, cilalama ve honlama ekipmanlarından
silindirik ve silindirik olmayan taşlama makinelerine,
soğutma ve yağlamaya kadar 40 sektöre yayılmıştır.
Taşlama, parlatma ve honlama ürünleri segmentinde
24 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
organizatörler neredeyse yüzde 120 büyüme kaydetti. İlk
5 sektör arasında silindirik ve silindirik olmayan taşlama
makineleri, takımların kesilmesi ve işlenmesi için taşlama
makineleri, lepleme, cilalama ve honlama makineleri ile
yüzey taşlama makineleri yer alıyor.
Küresel imalat endüstrisinde önemli bir bileşen olarak
taşlama teknolojisi
Taşlama, hemen hemen her işlem zincirinin sonunda
gelen ve hassas bir yüzey kalitesi ve boyutsal doğruluk
sağlayan önemli bir metal işleme işlemidir. Buna göre
öğütme teknolojisi, geniş bir yelpazedeki son ürünlerin
dayanıklılığının ve işlevselliğinin belirlenmesinde
belirleyici bir rol oynamaktadır. Öğütme teknolojisi,
daha düşük enerji kayıpları nedeniyle enerji verimliliği
ve azaltılmış emisyonlar nedeniyle çevre dostu olma
açısından da özellikle önemlidir.
Küresel takım tezgahı üretiminin toplam hacmi 2022
yılında 80,4 milyar Euro’yu buldu. Taşlama teknolojisi,
5,5 milyar Euro ile bunun yaklaşık yüzde 7’sini oluşturdu.
Böylece üretim hacmi bir önceki yıla göre yüzde 14,9
oranında arttı, ancak payı neredeyse aynı kaldı.
Çin, Almanya ve Japonya en verimli üreticiler arasındadır.
Tüm taşlama makinelerinin neredeyse üçte biri Almanya,
İsviçre veya Avusturya’da üretilmektedir. Çarpıcı olan ise
tüm taşlama makinelerinin neredeyse yarısının Avrupa’da
üretilmesidir. Bu, bölgenin küresel bir üretici olarak özel
bir rol oynadığı anlamına geliyor. Taşlama, honlama,
lepleme ve cilalama makineleri söz konusu olduğunda
ise en büyük pazarlar Çin, ABD ve Almanya’dır. 2023
yılında Çin satış pazarı, Alman ihracatı için özellikle ilgi
çekiciydi; açık bir farkla ilk sırada yer alırken onu ABD ve
Fuar
İtalya takip etti. Alman pazarının en büyük tedarikçileri
İsviçre, Çek Cumhuriyeti ve Çin’di. Asya, 2022’de küresel
pazarın yarısından fazlasını oluşturuyordu. Avrupa ise
yalnızca 1,6 milyar Euro’yu (dünya tüketiminin yaklaşık
üçte biri) oluşturuyordu ve burada üretim açısından daha
küçük bir rol oynuyordu. Bu da yerli üretimin büyük bir
kısmının ihracata yönelik olduğunu gösteriyor.
“GrindingHub 2024’te ticari ziyaretçiler bir kez daha
öğütme teknolojisinin tüm dünyasını canlı ve ilk
elden deneyimleyebilecek. Ticaret fuarı endüstrinin
uluslararasılığını ve çeşitliliğini yansıtıyor ve bu nedenle
ulusal sınırlar ötesinde bağlantılar kurmak için mükemmel
bir fırsat sunuyor ve Yeni pazarlara girin” diye özetliyor
Dr. Markus Heering.
Stuttgart’taki GrindingHub Hakkında
GrindingHub 2024, 14-17 Mayıs 2024 tarihleri arasında
ikinci kez Stuttgart’ta düzenlenecek. Her iki yılda bir
düzenlenir ve Frankfurt am Main’deki VDW (Alman Takım
Tezgahı Üreticileri Birliği) tarafından, Messe Stuttgart ve
Schleiftagung’un yanı sıra Swissmem’in (İsviçre Takım
Tezgahları Birliği) “Takım Tezgahları” sanayi sektörüyle
işbirliği içinde organize edilir. Mekanik, Elektrik ve
Metal Endüstrileri) kurumsal patron olarak. Taşlama,
Almanya’daki takım tezgahı endüstrisindeki ilk 3 üretim
sürecinden biridir. Sektör, resmi istatistiklere göre 2022
yılında 964 milyon euro değerinde makine üretti. Bunların
yüzde 74’ü ihraç edildi ve yaklaşık yarısı Avrupa’ya gitti.
En büyük satış pazarları Çin, ABD ve İtalya’dır. Uluslararası
alanda dünya sıralamasında Çin, Japonya ve Almanya
başı çekti. Dünya çapında öğütme teknolojisi sektörü
2022 yılında 5,5 milyar Euro değerinde makine üretti.
in
Makine & Otomasyon & Robotik - Mart - Nisan 2024 25
ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ
ENDÜSTRİ 4. 0 DERGİSİ
WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONLARIDIR ...
Sponsorluk ve Reklam için temas kurabilirsiniz : 0 505 400 94 34 - 0 505 400 94 33 - 0 546 675 59 49
www.endustri40dergisizirvesi.com - makineotomasyondergisi@gmail.com - worldmediareklam@gmail.com
www.worldmediagroupe.com
www.ekonomiknokta.com
Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve
internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web
adresimiz .
www.makineotomasyondergisi.com
Makine - Otomasyon - Robotik dergimizin internet sitesi..e
www.kesicitakimlardergisi.com
Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek
dergisinin internet sitesi.
www.endustri40dergisizirvesi.com
Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisinin internet sitesi.
www.elektrikpanodergisi.com
Elektrik ve Pano dergilerimizin internet sitesi.
www.autotuningworldddergisi.com
Auto Tuning World dergilerimizin internet sitesi.
World Media Group - Elektrik Dergisi / Ocak - Şubat 2019 89
Makale
HAVACILIK BAKIM,
ONARIM VE REVİZYON
(MRO) SEKTÖRÜNDE PLM
UYGULAMASI: SİEMENS
TEAMCENTER YAKLAŞIMI
Ahmet Uğur Çakar1,3, Alican Yılmaz4, Prof.Dr.Semih Ötleş1,2
1Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi
Anabilim Dalı
2Ege Üniversitesi Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi Mükemelliyet Araştırma
Merkezi
3TEİ, TUSAŞ Motor Sanayi A.Ş.
Giriş
Günümüzde üretim yapan firmalar sürekli inovasyon,
küresel iş birlikleri ve karmaşık risk yönetimi gibi zorluklarla
karşı karşıyadır. Bu rekabet ortamında var olmaya çalışan
şirketlerin ürün ve süreç verileri şeklindeki fikri varlıklarını,
değer zincirlerinde yer alan tüm paydaşlarının erişimine
sunması ve bunları yönetebilmesi en büyük kalemlerden
bir tanesidir. Bu başlıkları yönetebilmek adına, uzun bir
süredir ürün yaşam döngüsü yönetimi (PLM), ana çözüm
aracı olarak benimsenmektedir. PLM, süreç içindeki tüm
kullanıcıları, süreçleri, iş sistemlerini ve verileri bir arada
tutarak ürünün fikir olarak ortaya çıkmasından ürünün
emekliliğine kadar tüm olan sürecinin yönetilmesini
sağlar.
Konfigürasyon ve ürün yaşam döngüsü kavramları
havacılık sektöründeki kaliteyi, güvenilirliği ve yeniden
üretilebilirliği yönetmek adına ortaya çıkmış kavramlardır.
Havacılıkta kullanılan en ufak parçadan en kompleks
disipline kadar takibin yapılabilmesi ve sürekli olarak
ürünün ömrü boyunca önceden hazırlanılmış senaryolarla
destek verilebilecek durumda olmak gerekir. 30 yılı
aşkın hizmet veren uçaklarda, havacılık bakım, onarım
ve tadilat(MRO) sektöründe PLM’nin uygulanması için
birçok fırsat vardır. Ancak, PLM havacılık endüstrisinde
konsept tasarım aşamasından, satış sonrası servis
süreçlerine kadar destek verebiliyorken hala firmalar
tarafından yüzde yüz performansla kullanılmamaktadır.
Bu makalenin amacı, uçak MRO endüstrisinde PLM’nin
uygulanması için olanakları, avantajları ve dikkat edilmesi
gereken noktaları incelemektir.
Bu rapor, bu giriş bölümü de dahil olmak üzere üç
bölümden oluşmaktadır. İkinci bölüm, PLM alanını
incelemektedir. Üçüncü bölüm ise, PLM aracılığıyla
havacılık MRO endüstrisinde PLM’in kullanımı ve
kısıtlarından bahsedilecektir.
1. PLM’e Genel Bir Bakış
1.1. PLM’nin Evrimi
Ürün yaşam döngüsü yönetimi (PLM), iki farklı kökten
ortaya çıktığı söylenebilir. Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi
(PLM), ilk olarak işletme yönetimi kökenli olup Malzeme
Kaynak Planlaması (MRP), Kurumsal Kaynak Planlaması
(ERP), Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) ve Tedarik Zinciri
Yönetimi (SCM) gibi alt bileşenlere ayrılan bir disiplindir.
PLM, bir ürünün tam yaşam döngüsü boyunca sağlanan
takip edilebilirlik sayesinde, beraberindeki risklerin de
tahmin edilebilir hale gelmesine olanak sağlar.
Diğer kök ise, ürün bilgilerinin ürünün tüm yaşam
döngüsü boyunca yönetilmesidir. Bu bağlamda, sistem
28 Makine & Otomasyon & Robotik Mart - Nisan 2024
entegrasyonu, işletmelerin sanal yüzü arasında iş birliğini
kolaylaştırır. Bilgisayar Destekli Tasarım ve Bilgisayar
Destekli Üretim (CAD/CAM) ve Ürün Veri Vönetimi (PDM)
sistemleri burada önemli bir rol oynar.[1] Bilgisayar
temelli tasarım üzerine 1950’lerden itibaren çalışmaya
başlanmış olsa da CAD sistemleri için en önemli
çalışalar 1980’lerin başında ortaya çıkmıştır. Bugünkü
tasarım programlarının temellerini atan bu çalışmalar
tasarımcılara ürünün geometrik modellerini kâğıt
üzerindekinden çok daha kolay bir şekilde oluşturma
imkânı sağlamıştır. Bu dijital tasarımlar daha kolay şekilde
değiştirilebilir ve tekrar kullanılabilir hale gelir. Zamanla,
CAD/CAM/CAE araçlarıyla oluşturulan ürün bilgisi hacmi
kontrol edilemez bir hale gelmeye başlamıştır ve bunun
sonucunda, 1980’lerde Ürün Veri Yönetimi (PDM)
sistemleri oluşturulmaya başlanmıştır.
PDM, ürün tasarımı sırasında oluşturulan verilere kolay,
hızlı ve güvenli bir erişim sağlamıştır. İlk nesil PDM
sistemleri, mühendislik alanında ne kadar etkili olmuşsa
da satış, pazarlama ve tedarik zinciri yönetimi gibi
mühendislik dışı faaliyetleri ve müşteriler ve tedarikçiler
gibi şirket dışı unsurları ele alma konusunda sınıfta
kalmıştır. Bu durumun başlıca sebepleri olarak PDM’in
kullanımı içim geometrik modeller, malzeme listeleri ve
sonlu eleman analizleri gibi mühendislik ağırlıklı bilgilerle
sınır olması ve bunları kullanmak için mühendislik
bilgisine sahip olmak gerektiği söylenebilir.
Ürün yaşam döngüsü yönetimi (PLM), 1990’ların
sonlarında ortaya çıkmış ve bir işletmenin yalnızca
mühendislik yönlerinin ötesine geçmeyi hedeflemiştir.
PLM, bir ürünün kavramsal tasarım aşmasından, nasıl
üretileceğine, üretildikten sonra pazarlama, satış sonrası
servis ve hatta ürünün ömrünün sonundaki yeniden
kullanabilme ve atık yönetimine kadar ürünün fikri ve
fiziki var olduğu tüm süreçlerin ve bu süreçleri oluşturan
büyük verinin yönetilmesini hedefler. Bu nedenle,
PLM’nin ayrılmaz bir parçası olarak ERP, CRM ve SCM
sistemleri kullanılır [1]. Bu uygulamalar, ürünün yaşam
döngüsü boyunca belirli süreçlere odaklanır ve ürün ve
süreç bilgilerine dayanır. PLM, PDM’yi mühendislik ve
üretimden pazarlama, finans ve satış sonrası hizmet gibi
daha stratejik alanlara genişletir Açıkça görülmektedir ki,
PLM sistemlerinde yönetilen bilgiler, PDM sistemlerinin
sağladığı mühendislik verilerini aşmaktadır. İdeal
senaryolarda, ürünün yaşam süreci boyunca yapılan
her türlü değişiklik, değişiklik yönetimi süreçleri ile takip
edilir ve kayıt altında tutulur. Toplanan verilerden yapılan
çalışmalar ile değişikliklerin gerçek etkisi ölçülebilir hale
gelir ve yeni ürün çalışmalarında firmanın know-how’ını
oluşturur. Bu da ürünün fabrikadan çıktıktan sonraki MRO
süreçlerin yönetebilmek adına büyük bir fayda sağlar.
1.2. PLM’in İçeriği
PLM, ürün tanımı bilgilerinin oluşturulması, yönetilmesi,
yayılması ve kullanılması için tutarlı bir dizi iş çözümünün
Makale
işletme bazında uygulandığı bir yaklaşımdır. Bu süreç,
kavramsal tasarım aşamasından ürünün ömrünün
sonuna kadar, insanları, süreçleri, iş sistemlerini ve
bilgiyi birbirine entegre şekilde bir arada tutmaktadır.
Bir ürünün yaşam döngüsü boyunca, CAD verileri,
ürünün özellikleri, kalite belgeleri, malzeme listeleri,
mühendislik simülasyonları vb. gibi büyük veri oluşur. PLM
uygulamaları, bu işletmeler için verinin paylaşılmasını,
bir arada tutulmasını ve sürdürülebilirliğini sağlayarak
işletmenin omurgasını oluşturur.
CIMdata’nın 2002 [2] tarihli yazısında, ürün yaşam
döngüsünü ürün tanımlanması, üretim tanımlanması ve
operasyonel destek olmak üzere üç ana kaleme ayırmıştır.
Ürün tanımlanması, ürünün nasıl tasarlandığı, üretildiği,
işletildiği, bakımının yapıldığı ve emekli edildiği bilgileri
içerir ve bu veriler ürünün yaşam döngüsü boyunca
sürekli olarak değişikliğe tabiidir. Üretim tanımlanması,
bir ürünün üretimi ve dağıtımı başta olmak üzere bu
alanla ilgili tüm faaliyetler üzerine odaklanır. Operasyonel
destek ise şirketin temel kaynaklarını, yani insanlarını,
finansal kaynaklarını ve işletmenin desteklemesi gereken
diğer kaynaklarını yönetmeye odaklanır.
Bir başka açıdan da PLM uygulamaları işletmelerde
ürün yaşam döngüsü içinde için bir bilgi yönetimi
çözümü olarak tanımlanabilir. Veriyi amaca yönelik
olarak problemlerin çözümünde kullanılabilecek şekilde
düzenlenmiş, doğrulanmış bilgi olarak sınıflandırır. Yeni
bir ürün yaratılması hedeflenirken, bir ürünün yaşam
döngüsü beş aşamadan oluşur: hayal etme, tanımlama,
gerçekleştirme, destek ve emeklilik. Hayal etme
aşamasında, pazar gereksinimleri belirlenir ve ürün
tasarım kavramı gerçekleştirilir. Tanımlama aşaması,
ürünün detaylı tasarımını, üretim sürecinin planlamasını
ve bir prototipin geliştirilmesini içerir. Gerçekleştirme
aşamasında, ürünün gerçek üretimi ve ardından
depolama işlemleri gerçekleştirilir. Destek (veya kullanım)
aşamasında üretici, ürünün bakımı ile yükümlüdür ve
bu süreçler önceden belirlenmiş olmalıdır. Ürün emekli
olduğunda yani örünün sonuna geldiğinde ise geri
dönüşümü veya imha işlemleri için süreçler önceden
tanımlanmış olmalıdır.
1.3. PLM’in faydaları
• PLM tasarım döngüsü çalışmalarını anında
optimize eder ve tüm tarihsel tasarım verilerine erişimi
yöneterek yeni tasarımlarda yeniden kullanılabilirliği
arttırır ve pazara dahil olma süresini azaltır.
• Müşteri, ürün, kalite ve yasal gereklilikleri
birbirine entegre bir şekilde yöneterek ürün kalitesini
arttırır.
• Var olan ürünün ortaklaştırılarak bir sonraki
prototiplerde kullanılmasına olanak sağlar ve değişim
sebepli iterasyonların takip edilmesine ve azaltılmasına
Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 29
Makale
yardımcı olur.
• İş akışlarının standartlaştırılması ve belirli
kurallar çerçevesinde ilerlemesini sağlar.
• Oluşturduğu Know-how birikimiyle bir sonraki
tasarımların oluşturulmasında yapılabilecek hataların
önüne geçilir ve maddi kayıplar önlenir. Ürünü yaşamı
boyunca hatasızlaştırmak ana hedeftir.
• Doküman, tasarım, ürün ağacı vb. Tüm verilerin
linklenmesini sağlayarak geçmişe göre hız ve dijital
bağlılık kazandırır.
1.4. Havacılık Sektöründe PLM
Havacılık sektöründe PLM’nin kullanımı, sektörün özel
gereksinimlerini karşılamak için tasarlanmış bir dizi özellik
sunar. Bu özellikler, havacılık şirketlerinin ürün yaşam
döngüsünü daha iyi yönetmelerine ve operasyonlarını
optimize etmelerine yardımcı olur.
PLM’nin havacılık sektöründeki önemli bir kullanım
alanı, karmaşık ürün yapılarının ve konfigürasyon
yönetiminin yönetimidir. Havacılık endüstrisinde, uçaklar
ve bileşenleri gibi ürünler genellikle özelleştirilmiş ve
karmaşık yapılarla birlikte gelir. PLM sistemi, bu yapıların
tasarımını, yönetimini ve güncellemelerini kolaylaştırır.
Ayrıca, ürün bileşenlerinin izlenebilirliğini sağlar ve
revizyon kontrolleriyle uyumluluğu yönetir.
Bir diğer önemli kullanım alanı, havacılıkta kalite
yönetimidir. PLM sistemi, havacılık şirketlerine kalite
süreçlerini izlemek, hataları tespit etmek ve düzeltici
faaliyetleri uygulamak için gerekli araçları sunar. Özellikle
FAA (Federal Havacılık İdaresi) gibi düzenleyici kurumlar
tarafından belirlenen standartlara uyum sağlamak için
PLM’nin kullanımı kritik öneme sahiptir.
Havacılık sektöründe PLM aynı zamanda bakım, onarım
ve revizyon (MRO) süreçlerini desteklemek için kullanılır.
Uçakların ve bileşenlerinin bakım ve onarımları, karmaşık
bir süreçtir ve doğru veri ve dokümantasyon gerektirir.
PLM sistemi, MRO süreçlerini yönetmek için bir veri
deposu sağlar ve bakım kayıtlarının takibini kolaylaştırır.
Bu da bakım süreçlerinin daha etkin ve verimli bir şekilde
yürütülmesini sağlar.
Ayrıca, havacılık sektöründe PLM sistemi, iş birliği ve
küresel tedarik zinciri yönetimi için önemli bir rol oynar.
Farklı şirketler, tedarikçiler ve ortaklar arasında veri
paylaşımını kolaylaştırır ve iletişimi geliştirir. Bu da proje
yönetimini iyileştirir, üretim süreçlerini optimize eder ve
zaman tasarrufu sağlar
Sonuç olarak, havacılık sektöründe PLM’nin kullanımı,
ürün yaşam döngüsünün etkin yönetimi, kalite kontrolü,
MRO süreçlerinin desteklenmesi ve iş birliğinin
artırılması gibi birçok avantaj sağlar. PLM sistemi,
havacılık şirketlerine rekabet avantajı kazandırırken aynı
zamanda maliyetleri düşürmelerine ve operasyonlarını
daha verimli hale getirmelerine yardımcı olur.
2. PLM ve Havacılık MRO
2.1. Bakım, Onarım, Tadilat
Hazırlanan bir rapordaki piyasa araştırmasına göre
küresel ticari uçak pazarı 2018 yılında yaklaşık olarak 191
milyar dolar değerindeydi. 2028 yılına kadar yıllık yaklaşık
%2,9’luk bir bileşik büyüme oranıyla değeri 255 milyar
dolar civarında olması beklenmektedir. Tahminlere göre,
ticari uçaklara yönelik küresel harcamaların toplamı,
tahmin edilen dönem boyunca yaklaşık 2,3 trilyon dolar
değerinde olacaktır. Bu büyüme, ticari uçaklara olan
önemli talebi ve havacılık sektörü için büyük fırsatları
yansıtmaktadır. [4]
Gerek sivil gerekse askeri hava araçlarında ve onların
modüllerinde yüksek standartlar, çok düşük toleranslar
ve kaliteli ürünler üretmek bir numaralı hedeftir. Bir hava
aracının pazara çıkması ve yasal olarak kullanılabilmesi için
birçok sertifikasyon sürecinden geçmesi gerekmektedir.
Bu süreci geçen ve gökyüzündeki ömrü başlayan hava
araçlarının yaşam döngüsü boyunca en büyük yüzdeye
sahip olan alan aslında MRO faaliyetleridir.
Havacılık MRO (Maintenance, Repair, and Overhaul),
havacılık sektöründe uçakların bakım, onarım ve revizyon
faaliyetlerini kapsayan bir süreçtir. Bu faaliyetler, uçakların
hava değerini koruması, güvenli ve sorunsuz bir şekilde
çalışması, performansının optimize edilmesi ve hizmet
ömrünün uzatılması amacıyla gerçekleştirilir Havacılık
MRO süreci, karmaşık ve titizlik gerektiren adımları içerir.
Bunlar arasında şunlar bulunur:
Planlama ve Programlama: Havayolu şirketleri
veya MRO şirketleri, uçakların bakım ihtiyaçlarını
belirlemek ve bakım programlarını oluşturmak için
kapsamlı planlama yaparlar. Bu, uçakların kullanım
süresine, üretici önerilerine, düzenleyici gerekliliklere
ve operasyonel önceliklere dayanır. Bakım süreleri,
uçak tipine, uçuş saatine ve bileşen ömrüne bağlı olarak
belirlenir.
Bakım ve Kontrol: Uçakların planlanmış periyodik
bakımları, teknik ekipler tarafından gerçekleştirilir.
Bu, motorların, sistemlerin, pervanelerin, kabloların,
hidrolik ve pnömatik sistemlerin, aviyoniklerin ve diğer
bileşenlerin detaylı bir şekilde incelenmesini içerir.
Bakım süreci, hava değerlendirme kontrol listeleri, teknik
veri kılavuzları ve üretici direktifleri gibi kılavuzlarla
desteklenir.
Onarım ve Değişim: Bakım sırasında tespit
edilen arızalar veya hasarlar için onarım ve değişim
işlemleri yapılır. Bu, hasarlı veya aşınmış parçaların tamir
30 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
edilmesini veya değiştirilmesini, sistemlerin yenilenmesini
veya bileşenlerin güncellenmesini içerir. Onarım süreci,
spesifik teknik bilgi, beceri ve sertifikasyon gerektirebilir.
Onarımlar, parça tedariki, test süreçleri ve kalite kontrol
prosedürleri ile desteklenir.
Revizyon ve Modifikasyon: Uçaklarda yapılan
değişiklikler ve iyileştirmeler revizyon ve modifikasyon
olarak adlandırılır. Bu, performans artırma, yakıt verimliliği
iyileştirmesi, aviyonik güncellemeleri veya kabin
düzenlemeleri gibi çeşitli alanları içerebilir. Revizyonlar,
mühendislik hesaplamaları, testler, sertifikasyon süreçleri
ve düzenleyici onaylar gerektirebilir.
Havacılık MRO süreci, düzenleyici otoritelerin belirlediği
standartlara uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Bu,
FAA (Federal Havacılık İdaresi), EASA (Avrupa Havacılık
Emniyet Ajansı) gibi otoritelerin yönergelerini takip
etmeyi gerektirir. Ayrıca, MRO şirketleri, yetkin teknik
personel, gelişmiş ekipman ve özel tesislerle donatılmış
olmalıdır.
Havacılık MRO süreci, uçakların güvenli ve sürdürülebilir
bir şekilde çalışmasını sağlayarak havacılık endüstrisinin
büyümesini destekler. Aynı zamanda, operasyonel
verimlilik, maliyet tasarrufu, uçuş güvenliği ve yolcu
memnuniyeti gibi faktörleri etkileyen önemli bir
unsurdur.
2.2. PLM ve Havacılıkta MRO Çalışmaları
OEM’ler, sahipler ve hizmet organizasyonları, karmaşık
sermaye varlıklarının (uçaklar, gemiler, enerji santralleri,
makineler, tıbbi cihazlar vb.) desteklenmesi ve
sürdürülmesi konusunda bir dizi zorlukla karşı karşıyadır.
Bu zorluklar arasında tasarım, üretim ve hizmet veri
bilgisinin kullanılması, hizmet seviye ve performansa
dayalı sözleşmelerin uygulanması, hizmet döngü
süresinin azaltılması, hizmet maliyetlerinin düşürülmesi,
hizmet ekibi üretkenliğinin artırılması ve operasyonel
kullanılabilirliğin maksimize edilmesi bulunmaktadır.
2.2.1. Siemens PLM Software Teamcenter Çözümleri
Siemens PLM Software, Teamcenter tabanlı MRO
çözümleri sunarak bu konularda destek sağlayan
bir programdır. Tasarım, analiz, performans araçları
gibi programlara marka bünyesinde barındırdığı gibi
ERP, CRM, SCM, ALM ve firmaların kendi işgücü ile
yarattığı programlara entegrasyon sağlayarak tüm
verinin bir elden yürütülmesine olanak sağlar. CM2
metodolojisinin yapı taşlarından “dijital ikiz” ve “dijital
dikiş” kavramlarını oluşturmak adına bu çok önemli bir
teknolojidir. Ürün yaşam döngüsü yönetimi teknolojisiyle,
kompleks ürünlerin bakım ve servis sürecinde bilginin
yakalanmasını, düzenlenmesini, optimize edilmesini
ve kullanılmasını sağlayan bir hizmet yönetimi ortamı
oluşturur. Bu da hizmet sağlayıcıların MRO planlama ve
Makale
yürütme süreçlerini daha verimli hale getirirken, iş birliği
temelli bir yaklaşım sunar.
Teamcenter çözümleri, OEM’ler, sahipler ve hizmet
organizasyonlarının karmaşık sermaye varlıklarını
desteklemek için bir hizmet yönetimi ortamı sağlar.
Şirketler, bu PLM destekli ortamı ve aşağıdaki Teamcenter
çözümlerini kullanarak, bir hizmet odaklı bağlamda varlık
tanımlarını ve bakım bilgilerini iletişim kurabilir ve birden
fazla hizmet fonksiyonunun doğru ve hızlı bir şekilde
gerçekleştirilmesini kolaylaştırır.
• Hizmet Veri Yönetimi: Karmaşık, uzun ömürlü
sermaye varlıkları için konfigürayon ve hizmet bilgisine
tam bir görünürlük sağlar. Hizmet yönetimi, OEM’lerin
ve hizmet sağlayıcıların, hizmet değeri zinciri içinde
içeride veya dış kaynaklı olarak gerçekleştirilen hizmet
faaliyetlerinin sonuçlarını yakalamalarına olanak tanır.
Hizmet gösterge tablosu, PBL (performansa dayalı
lojistik) ve SLA (hizmet düzeyi anlaşması) sözleşmeleri
gibi taahhütlerin etkin bir şekilde yönetilmesi için gerekli
metriklerin anlaşılmasını sağlar. [5]
• Hizmet Talep Yönetimi: Reaktif hizmet
organizasyonlarının hizmet taleplerini etkili bir şekilde
yönetmelerine olanak tanır. Yanıt süresini iyileştirirken
müşteri memnuniyetini artırır ve maliyet kontrolü ile
hizmet standartlarını kolaylaştırır. [5]
• Hizmet Planlama: Hizmet organizasyonlarının
planlama bilgilerini değerlendirerek önleyici, koşullu
veya güvenilirlik temelli bakım için kullanmasını sağlar.
[5]
• Raporlama ve Analitik: Kuruluşların operasyonel
bilgileri analiz etmelerine olanak tanır, varlık performansı
ve güvenilirlik trendlerini belirlemelerine, varlık ve
kurumsal KPI’ları izlemelerine ve analiz etmelerine
yardımcı olur.
Teamcenter, varlık bilgisini güvenli bir web tabanlı
PLM ortamında yöneterek daha ihtiyaçları daha hızlı
yanıtlamaya olanak sağlar. Hizmet ekipleri, herhangi
bir web destekli cihaz kullanarak herhangi bir zamanda
herhangi bir yerden bu varlık bilgisine erişebilir. Akış,
değişiklik, belge ve konfigürasyon yönetimi yetenekleri
sunan Teamcenter, hizmet ekiplerinin mühendislik
ekipleriyle kapalı döngü süreçlerinde çalışmasına olanak
sağlar. Bu PLM aracının diğer uygulamalarına kıyasla
farklı olmasının sebepleri aşağıdaki gibi sıralanabilir.
• Konfigürasyon odaklı: Ürün konfigürayonları
as-maintained konfigürasyonlarına evrildikçe, OEM’ler
ve hizmet ekipleri konfigürayon kontrolünü sürdürme
ve işlemlerini ürün mühendisliğiyle sıkı şekilde entegre
etme gibi hizmeti zorunlu kılan gereksinimlere sahiptir.
Teamcenter’ın konfigürayon odaklı hizmet yetenekleri,
bu ihtiyacı karşılamak için teknolojik bir temel sağlar.
Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 31
Makale
Organizasyonlar, varlık bilgilerini konfigürayon bağlamı
içinde yakalayarak, düzenli ve doğru bir şekilde bakım
planlama ve bakım gerçekleştirme faaliyetlerini
geliştirebilir. Teamcenter, hizmet ekiplerinin bir varlığın
devam eden gereksinimlerini ve uyumluluk kısıtlamalarını
anlamalarını sağlar. Yapılandırılmış bir yapıyı kullanarak,
hizmet organizasyonları, denetim raporları, sapmalar,
bakım prosedürleri, hizmet gereksinimleri ve yaşam
döngüsü sınırları da dahil olmak üzere bir varlıkla ilgili
tüm bilgilere hizmetle ilgili bir bağlam içinde yönetilebilir
ve erişebilir olmasınını sağlar. Ayrıca ürünün geçmişiyle
ilgili izlenilebilirliği tam anlamıyla takip edilebilir hale
getirir. Örneğin bir uçak motorunun as-built ağacında
her bir parçanun hangi seri numarası ile takıldığını bu
parçanın üretim aşamalarını ve olası durumlardaki sapma
takibinin kayıtlarını tutar. Linkleme özelliği sayesinde
parçalara veya modüllere linklenmiş dokümanlara,
montaj talimatlarına, ölçüm raporlarına istenildiği zaman
ulaşılabilir ve yönetilebilir olmasını sağlar. Bu bilgileri
ürünün yaşamının devamındaki servis ürün ağacına
aktararak 20 yıl sonra bile ortaya çıkacak bir sorunla ilgili
bakım sürecinde geçmişe yönelik veri kontrolü yapılabilir
ve zaman kaybetmeden çözüm üretilebilir hale getirir.
• Pazar başarısı: Siemens PLM Software’ın 65.000
[5] müşteriden oluşan müşteri tabanındaki etkileyici
deneyimi, havacılık, savunma, imalat, enerji, sağlık ve
yüksek teknoloji ve elektronik endüstrilerinde saygın ve
deneyimli şirketleri içerir. Teamcenter, dünya genelindeki
en büyük PLM platformu olarak endüstri analistleri
tarafından tanınmaktadır.
• Ölçeklenebilirlik ve açıklık: Teamcenter,
şirketlerin en yüksek iş önceliklerini güvenlik veya
32 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
Şekil 1. İşletmenin omurgası PLM’in MRO sürecinde tüm sistemlerle bağlanması
ihracat kontrollerini tehlikeye atmadan önce ele
almalarını sağlayan modüler ve son derece ölçeklenebilir
çözümler sunar. Organizasyonlar, yatırım getirisini hızlı
bir şekilde sağlayan aşamalı bir yaklaşımla Teamcenter’ı
adım adım dağıtabilirler. Teamcenter destekli PLM
ortamları, büyüme, teknoloji geliştirme veya hizmet
ekibi entegrasyonu ihtiyaçlarını karşılamak için sorunsuz
olarak artırılabilir. Teamcenter destekli MRO çözümleri,
yatırımı korurken satıcı bağımsızlığını kolaylaştıran
açık bir PLM altyapısı üzerinde sunulur. Bu açık altyapı,
organizasyonların kritik sistemlere Teamcenter’ı entegre
etmelerine ve hızla yeni hizmet sağlayıcıları ve diğer
ortakları uyum sağlamalarına olanak tanır.
• Kapsamlı ürün yaşam döngüsü: Ürün
sorumluluğuna sahip olan organizasyonlar, kavram
planlamadan son kullanma aşamasına kadar tüm
ürün yaşam döngüsünü yönetmek için Teamcenter’ı
kullanabilirler. Sistemde yer alan kişiler, Şekil 1’de
görülebileceği ürünle ilgili tüm verileri tek bir uygulamada
görüntüleyip bunları yönetme ve değişiklik yapma
yetkisine sahiptir.
2.2.2. Teamcenter Servis Aşamaları
Teamcenter’da MRO ile ilgili çalışmaları üç ana başlık
altında sınıflandurabiliriz. Bunlar; veri yönetimi, talep
yönetimi ve planlamadır. [5]
2.2.2.1. Servis Veri Yönetimi:
• Yapılandırma kontrolü altında bir organizasyonun
varlıklarının ve hizmet tekliflerinin tam görünürlüğünü
sağlar.
• Tam olarak tanımlanmış yaşam döngüsü
BOM’larından yararlanarak varlık takibini ve kullanım
süresini iyileştirir.
• Hızlı bir şekilde hizmet bültenleri oluşturmayı
ve dijital olarak dağıtmayı sağlar.
• Kapalı döngü ürün-hizmet iyileştirme
süreçlerine etkinlik temelli hizmet deneyimleri sunar.
Hizmet ekibinin endişelerini erken ürün yaşam döngüsü
aşamalarına dâhil eder.
• Küresel hizmet noktası bilgisini sunar.
• Varlık yapılandırması bağlamında erişim
sağlarken tüm varlıkla ilgili bilgiyi yönetir. Üreticilerin ve
hizmet entegratörlerinin, hizmet değer zinciri içinde başka
yerlerden kaynaklanan varlık bilgisini ve yapılandırma
değişikliklerini yakalamasına ve dâhil etmesine olanak
tanır.
• Başarılı PBL ve SLA iş sözleşmelerini mümkün
kılan ana performans göstergeleri aracılığıyla varlık ve
süreç performansına içgörü sağlayan bir hizmet kontrol
paneli sunar.
2.2.2.2. İstek Yönetimi
• Standart hizmet teklifleriyle hizmet katalogları
oluşturarak hizmet tekliflerini iyileştirir. Standart ve anlık
hizmet içeriği sağlayarak çalışma kapsamı tanımını ve
onayını sağlar.
• Gerçek hizmet maliyetlerini yakalayarak ve
standart tahminlerle karşılaştırarak maliyet kontrolünü
kolaylaştırır.
• Hizmetle ilgili süreçlere müşteri katılımını ve
iletişimini artırarak müşteri memnuniyetini artırır.
• Hizmet standartlarını kullanarak daha iyi hizmet
planlamasını kolaylaştırır.
• Hizmet taleplerinin kapatılmasını kolaylaştırarak
ve iş yönetimi ve müşteri katılımını sağlayan geri bildirim
döngülerini kullanarak hizmeti iyileştirir.
2.2.2.3. Planlama
• Hizmet uyumunu ve planlamasını, varlıklar ve
ürün varyantları için hizmet planları oluşturarak sağlar.
• Doğru ve detaylı hizmet etkinliği planlamasını
kolaylaştırarak hizmet verimliliğini artırır. Gelişmiş
hizmet operasyon modellerini destekleyen hizmet
gereksinimlerini ve sıklıklarını tanımlayarak varlık
erişilebilirliğini ve güvenilirliğini artırır.
Makale
• Onaylanmış hizmet prosedürlerinin
tanımlanmasını ve takip edilmesini sağlayarak hizmet
kalitesini artırır.
• Belirli malzemeler, parçalar, hizmet görevleri
veya iş kartları için geçerli olan bildirimleri tanımlayarak
tehlike ve güvenlik uyumunu teşvik eder.
• Hata kodlarıyla ilişkili daha hızlı teşhis ve
hizmet prosedürlerini kolaylaştırarak hizmet döngüsü
performansını iyileştirir.
3. Sonuç
Havacılık sektöründe, Bakım, Onarım ve Operasyon
(MRO) faaliyetleri büyük önem taşımaktadır ve
PLM (Product Lifecycle Management) çözümleri,
özellikle Teamcenter, bu alanda önemli avantajlar
sunmaktadır. Teamcenter, havacılık şirketlerine, uçak
ve bileşenlerinin ömrü boyunca verimli ve güvenilir bir
şekilde yönetmelerini sağlayan kapsamlı bir platform
sunar. Havacılık şirketleri, Teamcenter’ı kullanarak,
varlıklarının konfigürasyonunu tam olarak kontrol altında
tutabilir, düzenleyici uyumluluğu sağlayabilir ve hizmet
operasyonlarını ürün mühendisliğiyle sıkı bir şekilde
entegre edebilir. Teamcenter’ın yapılandırmaya dayalı
hizmet yetenekleri, bakım planlamasını optimize etmeyi,
hizmet gereksinimlerini ve sıklıklarını tanımlamayı ve
hizmet kalitesini artırmayı mümkün kılar. Ayrıca, hızlı
teşhis ve hizmet prosedürleri ile hata kodlarına dayalı
iyileştirmeler yapılabilir. Teamcenter’ın kullanımı,
havacılık şirketlerine daha iyi varlık takibi, yüksek
müşteri memnuniyeti, maliyet kontrolü ve daha yüksek
operasyonel verimlilik gibi bir dizi avantaj sağlar. Sonuç
olarak, Teamcenter’ın MRO faaliyetlerinde kullanımı,
havacılık şirketlerinin sürdürülebilir bir rekabet avantajı
elde etmelerine ve kaliteli hizmet sunmalarına yardımcı
olur.
4. Kaynaklar
[1] F. Ameri, D. Dutta, Product lifecycle management:
closing the knowledge loops, Computer Aided Design &
Applications 2 (5) (2005) 577–590.
[2] CIMdata, Product lifecycle management ‘‘Empowering
the future of business’’, Ann Arbor, MI, 2002.
[3] Cadem, PLM’in İstetmelere Ekonomik Katkıları ve PLM
Yatırım Gelirleri (ROI), https://www.cadem.com.tr/docs/
cadem-digital-ebook-plm-ve-roi-a-etkileri-1-pdf.pdf
[4] The Global Commercial Aircraft Market 2018-2028,
h t t p s : / / w w w . r e s e a r c h a n d m a r k e t s . c o m /
reports/4583619/the-global-commercial- aircraftmarket-2018-2028#product—adaptive
[5] Siemens, A powerful suite of maintenance, repair
and overhaul (MRO) solutions to facilitate service
management, siemens.com/PLM
Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 33
Makale
Üretİmde Sanal İkİz, Yapay Zeka ve IoT
Teknolojİlerİnİn Geleneksel Üretİme
Entegrasyonu
Murat Desticioğlu1,3, Alican Yılmaz4, Prof.Dr.Semih Ötleş1,2
1Ege Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi
Anabilim Dalı 2Ege Üniversitesi Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi Mükemelliyet
Araştırma Merkezi 3PLM Çözümleri Mühendisi, BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret
A.Ş. 4Direktör, Beemobs (Bee Mobility Solutions) Otomotiv Sanayi ve Ticaret
A.Ş.
1. Giriş
Geleneksel üretim süreçleri, yeni nesil teknolojilerin
hızla gelişimiyle dönüşüme uğramaktadır. Bu dönüşüm
sürecinde sanal ikiz, yapay zeka ve IoT teknolojileri,
üretimde önemli bir rol oynamaktadır. Sanal ikizler, fiziksel
ürün veya sistemlerin dijital bir kopyasını oluşturarak
gerçek zamanlı izleme, analiz ve optimizasyon imkanı
sunmaktadır. Yapay zeka, büyük veri analitiği ve makine
öğrenmesiyle üretim süreçlerinde otomatikleşme,
tahminsel analizler ve karar destek sistemleri
sağlamaktadır. IoT teknolojileri ise nesnelerin interneti
üzerinden cihazların birbirleriyle iletişim kurmasını ve veri
toplamasını sağlayarak üretim süreçlerindeki verimliliği
artırmaktadır. Bu makalede, sanal ikiz, yapay zeka ve
IoT teknolojilerinin geleneksel üretime entegrasyonu ve
sağladığı avantajlar detaylı bir şekilde incelenecektir.
The traditional manufacturing processes are undergoing
transformation with the rapid development of nextgeneration
technologies. In this transformation process,
the integration of digital twins, artificial intelligence, and
IoT technologies plays a significant role in production.
Digital twins create a digital replica of physical products
or systems, enabling real-time monitoring, analysis,
and optimization. Artificial intelligence, combined
with big data analytics and machine learning, provides
automation, predictive analysis, and decision support
systems in production processes. IoT technologies
facilitate communication and data collection among
devices through the Internet of Things, enhancing
efficiency in production processes. This article aims
to explore the integration of digital twins, artificial
intelligence, and IoT technologies into traditional
manufacturing and the advantages they bring.
1.1. Sanal ikiz, yapay zeka ve IoT teknolojilerinin
34 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
geleneksel üretimde ihtiyaç duyulma sebepleri
Üretim süreçlerinin optimize edilmesi için gerçek
zamanlı veriye ihtiyaç vardır. Sanal ikiz teknolojisi, üretim
sürecinin dijital bir kopyasını oluşturarak, gerçek zamanlı
veri toplama ve analiz imkanı sağlar. Bu sayede, üretim
sürecindeki hataları hızlı bir şekilde tespit edebilir ve
verimliliği artırabiliriz. [1][2]
Yapay zeka, karmaşık üretim süreçlerinde veri analitiği
ve karar destek sistemi olarak kullanılabilir. Yapay zeka
algoritmaları, üretim sürecindeki verileri analiz ederek,
hataları tespit etmek, kaliteyi artırmak ve üretim
süreçlerini iyileştirmek için kullanılabilir. Örneğin,
yapay zeka tabanlı tahmin modelleri kullanarak üretim
süreçlerinin optimize edilmesi ve hataların önceden
önlenmesi sağlanabilir.
IoT teknolojisi, üretim sürecindeki ekipmanlar arasında
veri paylaşımını ve iletişimi sağlar. Bu sayede, üretim
sürecinin daha verimli ve esnek olmasına olanak tanır.
Örneğin, üretim makineleri ve sensörler arasında gerçek
zamanlı veri alışverişi yapılabilir ve bu veriler üretim
sürecinin iyileştirilmesi için kullanılabilir.
Sanal ikizler, üretim sürecinde simülasyon yapma
ve optimizasyon için kullanılabilir. Gerçek dünyada
yapılan değişikliklerin önceden test edilmesi ve analiz
edilmesi, üretim sürecinin daha hızlı ve verimli olmasını
sağlar. Sanal ikizler sayesinde, üretim sürecindeki olası
problemler önceden tespit edilerek çözümler üretilebilir.
[3]
Yine Sanal İkizler, üretim sürecindeki hataların ve arızaların
tespiti için kullanılabilir. Gerçek zamanlı verilerin sanal
ikizle karşılaştırılması, hataların erken tespit edilmesini
ve düzeltilmesini sağlar. Böylece, üretim sürecindeki
kesintiler azaltılabilir ve ürün kalitesi artırılabilir.
Müşteri taleplerinin değişkenliği ve kişiselleştirme ihtiyacı,
geleneksel üretim süreçlerinde esneklik gerektirir. Sanal
ikiz, yapay zeka ve IoT teknolojileri, üretim sürecinin daha
esnek ve kişiselleştirilebilir olmasını sağlayarak, müşteri
taleplerine daha iyi yanıt verme imkanı sağlar. Örneğin,
üretim sürecindeki değişikliklere hızlı bir şekilde adapte
olmak ve farklı ürün varyasyonlarına uygun üretim
yapmak mümkün hale gelir. [4][5]
Bu teknolojilerin entegrasyonu, geleneksel üretim
süreçlerinde daha yüksek verimlilik, kalite ve esneklik
sağlamak amacıyla giderek daha fazla benimsenmektedir.
Bu sayede, şirketler rekabet avantajı elde ederken,
müşteri memnuniyetini artırma ve pazar taleplerine hızla
yanıt verme imkanı bulurlar. [6]
2. Sanal İkiz Teknolojisinin Üretim Sürecindeki
Entegrasyonu
2.1. Sanal İkiz Kavramı ve Üretim Sürecine Sağladığı
Avantajlar
Sanal ikiz kavramı, gerçek dünyadaki bir nesnenin veya
sürecin dijital bir kopyasını oluşturmayı ve onunla
etkileşimde bulunmayı ifade eder. Üretim sürecine
entegre edildiğinde, sanal ikizler çeşitli avantajlar sağlar.
Gerçek zamanlı veri toplama ve analiz yapabilme özelliği
sayesinde üretim sürecini daha iyi anlama ve optimize
etme imkanı sağlar. Ayrıca, simülasyon ve öngörü
modelleri kullanarak değişiklikleri önceden test etme
ve hataları tespit etme fırsatı sunar. Sanal ikizler, üretim
sürecindeki verimlilik artışı, maliyet azaltma, hata önleme
ve kalite iyileştirmeleri gibi bir dizi avantajı beraberinde
getirir. Bu nedenle, sanal ikiz kavramının üretim sürecine
entegrasyonu, endüstriyel sektörlerde önemli bir
dönüşüm ve rekabet avantajı sağlama potansiyeline
sahiptir.[7][4][6]
2.2. Sanal ikiz entegrasyonunun verimlilik, iyileştirme ve
bakım üzerindeki etkileri
Gerçek zamanlı veri toplama ve analiz yeteneğiyle, sanal
ikiz entegrasyonu üretim süreçlerini daha verimli hale
getirebilir. Sanal ikizler, farklı iyileştirme stratejilerini
önceden test etme imkanı sunar ve bu da verimlilik artışı
ve kaynak kullanımının optimize edilmesi anlamına gelir.
Ayrıca, bakım yönetimi daha etkin hale gelir. Gerçek
zamanlı veri alınarak ekipman durumu takip edilebilir,
bakım ihtiyaçları önceden belirlenebilir ve planlı bakım
çalışmaları gerçekleştirilebilir. Bu da arıza sürelerinin
azalmasını, bakım maliyetlerinin düşmesini ve üretim
sürekliliğinin artmasını sağlar. Sanal ikizler, endüstriyel
sektörlerde verimli, sürdürülebilir ve rekabetçi bir üretim
ortamının oluşturulmasına katkı sağlar. [7][1]
3. Yapay Zekanın Üretimdeki Rolü
Makine öğrenmesi ve veri analitiği gibi yapay zeka
teknikleri, üretim süreçlerinin optimize edilmesi ve
verimliliğin artırılması için kullanılmaktadır.
Makine öğrenmesi, yapay zekanın bir alt dalıdır ve
bilgisayar sistemlerinin verilerden öğrenme yapabilme
yeteneğini sağlar. Üretim süreçlerinde, makine öğrenmesi
Makale
algoritmaları, büyük veri setlerini analiz ederek desenleri
tanımlayabilir ve bu desenleri kullanarak gelecekteki
olayları tahmin edebilir. Örneğin, üretim hatasının
nedenleri veya kalite sorunlarının önceden tespiti gibi
konularda makine öğrenmesi kullanılabilir. Bu sayede,
üretim süreçlerinde hataların azaltılması, kalitenin
iyileştirilmesi ve kaynakların daha etkin kullanılması
sağlanabilir.
Veri analitiği ise, büyük veri setlerinin analiz edilerek
anlamlı bilgilerin çıkarılması sürecidir. Üretim süreçlerinde
kullanılan sensörler, makinalar ve diğer kaynaklardan
elde edilen veriler, veri analitiği yöntemleriyle
incelenebilir. Bu verilerden elde edilen bilgiler, üretim
süreçlerinin izlenmesi, performansın değerlendirilmesi
ve hataların tespit edilmesi için kullanılabilir. Örneğin,
üretim sürecindeki veri analitiği sayesinde, hatalı üretim
ekipmanlarının belirlenmesi ve bakım zamanlamalarının
optimize edilmesi mümkün olabilir.[8][9]
Yapay zeka, makine öğrenmesi ve veri analitiği tekniklerinin
kullanımıyla üretim süreçlerinde birçok avantaj elde
edilir. Bunlar arasında daha iyi verimlilik, hatasız
üretim, maliyet tasarrufu, kalite iyileştirmeleri, bakım
yönetiminin optimize edilmesi ve müşteri taleplerine
daha hızlı yanıt verme gibi faktörler bulunmaktadır.
[10] Yapay zeka teknolojileri, üretim sektöründe sürekli
olarak büyüyen veri miktarı ve karmaşık süreçlerle başa
çıkabilme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle, yapay zeka,
makine öğrenmesi ve veri analitiği, üretimde stratejik
bir rol oynamakta ve endüstriyel dönüşümün önemli bir
parçası haline gelmektedir.
4. IoT Teknolojisinin Üretim Sürecindeki
Entegrasyonu
IoT (Internet of Things), nesnelerin internete bağlanarak
veri alışverişi yapabilme ve kontrol edilebilme yeteneğini
ifade eden bir kavramdır. IoT’nin temel amacı, fiziksel
dünyadaki nesnelerin dijital dünyayla bağlantılı hale
gelerek veri toplama, iletişim kurma ve kontrol edilebilme
özelliklerini kazanmasıdır. IoT sistemi genellikle üç temel
bileşenden oluşur: sensörler, iletişim ağı ve veri analiz
platformları. Sensörler, çevrelerindeki fiziksel olayları
algılayarak ölçümler yapar ve bu verileri dijital formatında
iletişim ağına aktarır. İletişim ağı, sensörlerden gelen
verileri toplar ve internet üzerinden iletişim kurabilme
yeteneği sağlar. Veri analiz platformları ise bu toplanan
verileri işleyerek anlamlı bilgilere dönüştürür ve
kullanıcılar için kullanılabilir hale getirir.
4.1. IoT’nin Üretim Sürecine Faydaları
Gerçek zamanlı veri toplama ve analiz imkanı sayesinde
üretim süreçleri daha etkin bir şekilde izlenebilir ve
kontrol edilebilir hale gelmektedir. Sensörler ve akıllı
cihazlar aracılığıyla elde edilen veriler, operasyonel
verimlilik artışına katkı sağlar ve hataların hızlı bir şekilde
tespit edilmesini sağlar. Ayrıca, IoT sayesinde bakım
Makine & Otomasyon & Robotik - Mart - Nisan 2024 35
Makale
yönetimi optimize edilir ve arıza riskleri önceden tahmin
edilerek önleyici bakım stratejileri uygulanabilir. Tüm
bunlar, üretim süreçlerinde verimlilik, kalite ve maliyet
avantajları sağlamaktadır.[11][12]
5. Sanal İkiz, yapay Zeka ve IoT’nin Entegrasyonu
Sanal İkiz, Yapay Zeka ve IoT’nin üretim tesisine
entegrasyonuyla verim, isabet ve benzeri konularda
büyük avantaj sağlanabilmektedir. Bu teknolojilerin
birlikte kullanılması, işbirliği ve veri paylaşımı açısından
büyük bir öneme sahiptir. Sanal İkiz, gerçek dünyayı
simüle eden dijital bir kopya olarak hizmet verirken,
Yapay Zeka ve IoT ise gerçek zamanlı veri toplama, analiz
ve kontrol yetenekleri sağlar. Bu entegrasyon sonucunda
üretim süreçlerinde verimlilik artar, hatalar azalır, zaman
tasarrufu sağlanır ve maliyetler optimize edilir. Ayrıca,
müşteri memnuniyeti ve ürün kalitesinde belirgin bir artış
gözlenir. Teknolojilerin birlikte kullanımı, üreticilere daha
verimli, sürdürülebilir ve yenilikçi ürünler sunma imkanı
sağlar. Bu da rekabet avantajı elde etmelerine yardımcı
olur ve endüstriyel dönüşümü destekler. [9][6][4]
6. Riskler ve Gelişim
Sanal İkiz, Yapay Zeka ve IoT’nin entegrasyonuyla beraber
bazı riskler ve gelişim alanları da ortaya çıkmaktadır. Bu
teknolojilerin birlikte kullanımı, veri güvenliği ve gizliliği
gibi önemli zorlukları beraberinde getirir. Verilerin güvenli
bir şekilde toplanması, işlenmesi ve depolanması için
sağlam bir ağ altyapısı ve bütünleşik sistemler gereklidir.
Ayrıca, entegrasyon sürecinde karşılaşılan teknik ve
uyumluluk sorunları da dikkate alınmalıdır. Bununla
birlikte, bu teknolojilerin gelişimi, Endüstri 4.0 ve akıllı
fabrika kavramlarına doğru bir ilerlemeyi beraberinde
getirir. Üretim süreçlerinin daha otomatik, verimli ve
esnek hale gelmesi hedeflenir.
Gelecekte, Nesnelerin İnterneti (IoT), yapay zeka ve
sanal ikizlerin daha da entegre edilmesi ve geliştirilmesi
beklenmektedir. Bu teknolojilerin birbirleriyle daha
etkileşimli ve uyumlu bir şekilde çalışabilmesi, endüstriyel
süreçlerin daha da optimize edilmesine olanak sağlar.
Ancak, bu gelişimlerin başarılı olabilmesi için standartlar,
güvenlik protokolleri ve yönetişim modelleri gibi
önemli unsurların dikkate alınması gerekmektedir.
[12][11][14][15][16]
7. Sonuç
Geleneksel üretim süreçlerinin dönüşümü ve
teknolojilerin entegrasyonu günümüzde büyük bir
öneme sahiptir. Sanal ikiz, yapay zeka ve IoT gibi ileri
teknolojilerin üretim süreçlerine entegre edilmesi,
şirketlere birçok fırsat sunmaktadır. Bu teknolojiler
sayesinde daha verimli, esnek ve sürdürülebilir üretim
modelleri geliştirilebilir. Geleneksel üretim süreçlerindeki
kısıtlamaların aşılması ve daha akıllı, bağlantılı
sistemlerin oluşturulmasıyla birlikte hata oranları düşer,
maliyetler azalır ve üretim verimliliği artar. Teknolojilerin
entegrasyonu aynı zamanda iş birliğini ve veri paylaşımını
da teşvik eder, böylece tedarik zinciri ve üretim süreçleri
daha iyi yönetilebilir.
Gelecekteki gelişmeler ve yönelimler, sanal ikiz,
yapay zeka ve IoT teknolojilerinin daha da ilerlemesini
ve entegrasyonunun daha kapsamlı hale gelmesini
sağlayacaktır. Endüstri 4.0 ve dijital dönüşüm
kavramlarıyla birlikte, üretim süreçleri daha otomatik,
veri odaklı ve optimize edilmiş hale gelecektir. Nesnelerin
İnterneti (IoT), yapay zeka ve sanal ikizlerin birbirleriyle
daha etkileşimli çalışabilmesi ve büyük veri analitiğiyle
desteklenmesi beklenmektedir. Bu gelişmeler, daha akıllı
ve bağlantılı fabrikaların ortaya çıkmasını sağlayacak ve
endüstriyel süreçlerin daha da iyileştirilmesine olanak
tanıyacaktır. Ayrıca, veri güvenliği ve etik konularının
da bu gelişmelere paralel olarak önem kazanması
beklenmektedir.
Kaynaklar
1. Grieves, M. (2017). The Role of Digital Twins in Manufacturing. In
Digital Twin Technologies and Smart Cities (pp. 143-158). Springer.
2. Li, S., Xu, L. D., & Zhao, S. (2017). Industry 4.0: State of the art and
future trends. International Journal of Production Research, 55(12),
3609-3629.
3. Wang, J., Wan, J., Zhang, D., Li, D., & Zhang, C. (2016). Towards
smart factory for industry 4.0: a self-organized multi-agent system
with big data based feedback and coordination. Computer
Networks, 101, 158-168.
4. Xu, L. D., Xu, E. L., & Li, L. (2018). Industry 4.0: State of the art and
future trends. International Journal of Production Research, 56(8),
2941-2962.
5. Sharma, P., & Gupta, J. N. D. (2018). Internet of things (IoT)
applications in supply chain management: A systematic literature
review. Technological Forecasting and Social Change, 132, 18-29.
6. Lee, J., Bagheri, B., & Kao, H. A. (2015). A cyber-physical systems
architecture for industry 4.0-based manufacturing systems.
Manufacturing Letters, 3, 18-23.
7. Tao, F., Cheng, J., Qi, Q., Zhang, M., Zhang, H., & Sui, F. (2018).
Digital twin-driven product design, manufacturing and service with
big data. The International Journal of Advanced Manufacturing
Technology, 94(9-12), 3563-3576.
8. Suh, S., & Chung, Y. (2018). The role of artificial intelligence
in industrial robotics. Robotics and Computer-Integrated
Manufacturing, 49, 215-220.
9. Salehi, M., & Tavana, M. (2020). Artificial intelligence in
manufacturing and service systems: Current trends, challenges, and
future directions. Computers & Industrial Engineering, 145, 106532.
10. Hameed, M. A., Waqas, M., Alvi, M. A. A., & Khan, A. (2021). The
role of artificial intelligence in smart manufacturing systems: A
review. Computers & Industrial Engineering, 155, 107147.
11. Li, S., Xu, L. D., & Wang, X. (2017). IoT-based intelligent
perception and access of manufacturing resource toward cloud
manufacturing. Robotics and Computer-Integrated Manufacturing,
43, 63-76.
12. Atzori, L., Iera, A., & Morabito, G. (2017). Understanding the
Internet of Things: Definition, potentials, and societal role of a fast
evolving paradigm. Ad Hoc Networks, 56, 122-140.
13.Dehghantanha, A., Conti, M., & Franke, K. (2018). Internet of
things security: Opportunities, challenges, and future directions.
Journal of Cybersecurity, 4(2), 1-17.
14. Radanliev, P., & De Roure, D. (2019). Security threats linked to IoT
and Industry 4.0. In Trust, Privacy and Security in Digital Business
(pp. 281-294). Springer.
15. Fernández-Caramés, T. M., & Fraga-Lamas, P. (2018). A review
on the use of blockchain for the Internet of Things. IEEE Access, 6,
32979-33001.
16. Mahmood, A. N., & Heikkilä, J. (2020). Securing the industrial
internet of things: challenges, threats, and solutions. Journal of
Industrial Information Integration, 20, 100144.
36 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
Takım Tezgahı
ÇOK YÖNLÜ KENAR
VE YÜZEY FREZELEME
KONSEPTİ
CoroMill® MS60 ile tanışın
Çok yönlü kenar ve yüzey frezeleme konsepti
38 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
Takım Tezgahı
Sandvik Coromant, freze takımları ailesinin en yeni üyesini
sunuyor: CoroMill® MS60. Takım, çelik ve döküm demirde 90 derece
kenar frezeleme uygulamalarına yönelik özel olarak tasarlanmıştır,
ancak çok yönlülük özelliği sayesinde, yüzey frezeleme ve çeşitli açılı
frezeleme uygulamaları gibi alanlarda da kullanılabilir.
“CoroMill® MS60, öncelikle çelik ve döküm demirde kaba
talaş işleme ve yarı ince talaş işleme uygulamalarına yönelik
tasarlanmış, hem bu uygulama alanlarında hem de ISO M ve ISO
S gibi ikincil alanlarda kullanılabilen iki geometriye sahip üniversal
kenar ve yüzey frezeleme çözümüdür,” diyor Sandvik Coromant
Global Ürün Uygulama Uzmanı Jocelyn Lanaro. “Bu bakımdan,
paslanmaz çelik ve nikel bazlı alaşımlar da dahil karışık malzeme
partilerinde kesici uçları değiştirmeden kullanılabilir.”
Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 39
Takım Tezgahı
Pozitif kesme işlemi sunan sağlam, çok kenarlı bir
konsept olarak, düşük kesme kuvvetleri sayesinde
titreşimsiz işleme olanağı sağlar, bu da kenar başına
maliyet verimliliğini artırır. Gerçek 90 derece giriş
açısına sahip CoroMill® MS60, esas olarak bir kenar
frezeleme takımı olmasına rağmen diğer birçok alanda
da yüksek performans gösterebilir.
“CoroMill® MS60 gerçekten çok yönlü bir çözümdür ve
genel frezeleme işlemlerinden kenar frezeleme, oluk
frezeleme, helisel açılı frezeleme ve yüzey frezelemeye
kadar farklı uygulamalarda kullanılabilir” diyor Jocelyn
Lanaro. “Genellikle, ilk kademe üniversal frezeleme
işlemlerinde seçilen ilk takımdır, kaba talaş işleme ve
yarı ince talaş işleme kademelerinde kullanılır, ince
talaş işlemede ise özel çözümler tercih edilir.”
Öne çıkan bir diğer özellik ise doğrudan preslenmiş, altı
kenarlı kesici uçlardır: “Son derece gelişmiş çok eksenli
presleme teknolojisi kullanılarak üretilmiştir ve aynı
kesici uçta düzgün kesme ve açılı frezeleme özelliği bir
araya getirilerek ürünün çok yönlülüğü artırılmıştır.”
Hem metrik (50-100 mm) hem de inç (2-4 inç) olarak
dört farklı çap sunan CoroMill® MS60, kompakt
ancak kapsamlı bir seçim sunarak hem seçimi hem de
kullanımı kolaylaştırır.
40 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
EKONOMİK NOKTA
TEKNOLOJİ
01 - 15 Nisan 2020
ENDÜSTRİ 4. 0 ZİRVESİ
WORLD MEDIA GROUP ORGANİZASYONUDUR...
www.worldmediagroupe.com
www.ekonomiknokta.com
www.makineotomasyondergisi.com
www.kesicitakimlardergisi.com
Ekonomi, Sanayi, Otomotiv sektörünü; dergilerimizi ve
internet sitelerimizi tek çatı altında toplayan web
adresimiz / internet televizyonumuz.
(Yıllık 361 bin görüntüleme)
Kesici Takımlar ve Tutucular sektörünün ilk ve tek
dergisi. (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet /
e-dergi 30.000 adet)
www.endustri40dergisizirvesi.com
Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 zirvesi ve dergisi.
(Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet /
e-dergi 30.000 adet)
www.elektrikdergisi.com.tr
www.tuningworld.com.tr
Endüstri 4.0 Zirvemizin bu yıl dördüncüsü
gerçekleştiriliyor. Geçtiğimiz yıl sektörün lokomotifi; 10
sponsor, 50 katılımcı firma ve 560 sektör profesyoneli
ziyaret etti.
Ekonomi Nokta; Finans, Sanayi, Otomotiv, tekstil, inşaat,
teknoloji, sektörlerini tek çatı altında toplayan haftalık
ekonomi gazetemiz ... (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 10.000
adet e-gazete 50.000 adet)
Makine - Otomasyon - Robotik dergimiz.
(Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet /
e-dergi 30.000 adet)
Türkiye’nin ilk Elektrik ve Pano dergisi.
(Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 Adet /
e-dergi 30.000 adet)
Onbeş Yıldır kesintisiz yayınlanan tek otomobil tuning
Dergisi (Tiraj - baskı : Aylık baskı: 5.000 adet
/ e-dergi 30.000 adet)
Haber İletişim
İlker Kaplan
WORLD MEDIA GROUP
Genel Yayın Yönetmeni
0 505 400 94 34
makineotomasyondergisi@gmail.com
Reklam İletişim
Hatice Karabay
WORLD MEDIA GROUP
Reklam Koordinatörü
0 505 400 94 33
makineotomasyondergisi@gmail.com
Reklam İletişim
Zafer Alkan
WORLD MEDIA GROUP
Reklam Müdürü
0 546 675 59 49
worldmediamuhasebe@gmail.com
Muhasebe İletişim
Düzgün Turgut - Sevda Öncü
WORLD MEDIA GROUP
Muhasebe Müdürü
0 542 292 83 85
makineotomasyondergisi@gmail.com
Grafik Tasarım İletişim
Simge Savranoğlu - Mete Şahin
WORLD MEDIA GROUP
Grafik Tasarım
0 212 427 00 15
worldmediareklam@gmail.com
Sektörden
MAKİNA HANGAR TAM YOL
İLERİ
MMO İstanbul Şubesi ve Hannover Fairs Turkey, yeni fikirlere destek verecek!
Geleceğin sanayi ve mühendislik projeleri MAKİNA HANGAR’dan çıkacak
Makina Mühendisleri Odası (MMO) İstanbul
Şubesi ile Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş., sanayi
ve mühendislik alanında öncü niteliğinde bir iş birliğine
imza atarak MAKİNA HANGAR Mühendislik ve Teknoloji
Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi. Sanayi ve mühendislik
alanında fark yaratacak projelerin teşvik edilmesi
amaçlanan MAKİNA HANGAR’da yenilikçi, yüksek katma
değerli, sürdürülebilir ve rekabetçi sanayi projelerinin
üretilmesi hedefleniyor.
Sanayinin ihtiyacı olan katma değerli üretim
çözümlerinin tohumları çok ortaklı bir projeyle atılıyor.
Makina Mühendisleri Odası (MMO) İstanbul Şubesi’nin
öncülüğünde, Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş.’nin de
çözüm ortağı olduğu MAKİNA HANGAR Mühendislik ve
42 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
Teknoloji Merkezi’nin açılışı gerçekleştirildi. Türkiye’de
sanayi endüstrisini geleceğe taşıyacak MAKİNA
HANGAR’da yenilikçi, katma değerli, sürdürülebilir ve
rekabetçi projeler üretilmesi hedefleniyor. Kartal’da
açılan MAKİNA HANGAR’ın proje çözüm ortağı olan
Hannover Fairs Turkey, Mühendislik ve Teknoloji
Merkezi’nde faaliyet gösterecek start-up’lara ve inovatif
projelere ulusal ve uluslararası platformlarda tanıtım
ve pazarlama fırsatı sunacak. Hannover Fairs Turkey’in
desteklediği MAKİNA HANGAR girişimi, sektörel firmaları,
sivil toplum kuruluşlarını, üniversiteleri ve mühendisleri
aynı çatı altında toplayarak Türkiye’deki sanayi sektörünü
daha ileriye taşıyacak ve yeni fikirlerin geliştirileceği, fark
yaratacak projelerin üretileceği bir platform olacak.
MAKİNA HANGAR endüstriye yön verecek girişimlerin
merkezi olacak
Her geçen gün yükselen ihracat rakamları, gelişen
sanayi tesisleri ve büyüyen kapasiteler ile Türkiye
sanayisi sürdürülebilirlik odağında büyümeye devam
ediyor. Bu doğrultuda sanayi ve mühendislik alanında
öncülük ederek fark yaratacak projelerin üretilmesi ve
desteklenmesi amacıyla kurulan MAKİNA HANGAR’ın
açılışında konuşan Makina Mühendisleri Odası İstanbul
Şube Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Tataroğlu,
merkezin makina endüstrisi için önemi hakkında şunları
söyledi: “Bu ülkenin geleceğini hep beraber nasıl
güzelleştirebiliriz? Bunu mühendisler yaparsa, nerede
ve nasıl yapabilir? Bu soruların yanıtlarını aradık ve
MAKİNA HANGAR’ı bir umut ve gelecek mekânı olarak
dizayn ettik. Amacımız umutsuzluk ve geleceğe yönelik
belirsizlik sarmalının aşılmasında mühendislerin katkısına
dikkat çekmekti. Türkiye olarak makina ihracatımız
28.2 milyar dolar seviyesinde. Sektör olarak dünya
sıralamasında olmak istediğimiz noktada değiliz. Bunun
nedenleri arasında ülkemize sanayinin geç gelmesi
ve mühendislerin nitelik ve sayısal anlamda yeni yeni
artış göstermesini sıralayabiliriz. Sanayimizde MMO’ya
bağlı 677 bin mühendis bulunuyor. Bunlar içerisinden
127 binini makine mühendisleri oluşturuyor. 70 yılda
700 bin sayısına ulaşan mühendislerimizin aslında az
zamanda çok iş başardıklarını söyleyebiliriz. Ülkemizde
mühendislerimizin nüfusumuza oranı binde 8. Henüz
3’üncü ve 4’üncü kuşak mühendislerimiz için yeterli
üniversite, laboratuvar ve ekipman bulunmuyor. Bu
nedenle MAKİNA HANGAR gibi mühendislik ve teknoloji
merkezlerinin önemi çok büyük. Ülke olarak ancak
mühendislik ve tasarımın buluştuğu bu tür merkezler
sayesinde makine imalatında katma değerli ürünler
üretebilir hale gelebiliriz.”
Sektörden
Annika Klar: MAKİNA HANGAR dinamik bir teknoloji üssü
olacak
MAKİNA HANGAR’da yenilikçi, katma değerli,
sürdürülebilir ve rekabetçi projeler üretileceğini belirten
Hannover Fairs Turkey Genel Müdürü Annika Klar,
şirket olarak girişime sunacakları destekler hakkında
açıklamada bulundu. Klar, “Hannover Fairs Turkey olarak
Türkiye’de sanayi sektörünü daha ileriye taşıyacak,
sektörel firmaları, sivil toplum kuruluşlarını, üniversiteleri
ve elbette farklı disiplinlerden mühendisleri tek bir çatı
altında toplayacak yeni nesil bir girişim olan MAKİNA
HANGAR’ın çözüm ortağı olmaktan dolayı mutluluk
duyuyoruz. Burada hem bilgi ve deneyim paylaşımı
sağlanacak hem de makina imalat sektörünün geleceğine
yön verecek projeler hayata geçirilecek. Bu önemli
projenin paydaşı olurken Hannover Fairs Turkey olarak
MAKİNA HANGAR’da geliştirilecek yeni fikirleri endüstri
ile buluşturarak hayata geçmesine olanak sağlamayı
hedefliyoruz. Endüstriyi bir araya getireceğimiz MAKİNA
HANGAR’da yıl boyu özel etkinlikler düzenleyeceğiz.
Bu etkinlikler ile amacımız, endüstriye ve sektöre katkı
sağlamak, sektördeki yeniliklere ışık tutmak olacak.
MAKİNA HANGAR’da ekosisteme katkı sağlayan lider
markalar ile farklı sektörlere yönelik konferanslar,
sempozyumlar, workshoplar ve lansmanlara ev sahipliği
yapmayı planlıyoruz” dedi.
“MAKİNA HANGAR’da oluşacak yeni fikirleri ve yeni
konuları lider markalarımız ile inşa edeceğiz”
MAKİNA HANGAR’da farklı konularda laboratuvarların
inşa edilmesine imkân sağlayacaklarını da ifade eden
Annika Klar, “Çok amaçlı atölye odalarını sanayinin
kullanımına sunacağız. Laboratuvarlarda farklı konularda
araştırmaların yapılmasını sağlayacağız. 5G, Endüstri
4.0, VR/AR ve Yapay Zekâ bunlardan sadece birkaçı
olacak. MAKİNA HANGAR’da oluşacak yeni fikirleri ve
yeni konuları lider markalarımız ile inşa edeceğiz. Bu
olağanüstü fırsatı yarattıkları için Makine Mühendisleri
Odası’na ve destek veren tüm şirketlere ve ortaklara
teşekkür ediyorum. Daha önce de belirttiğim gibi
burası sanayinin hangarı olacak ve buranın geleceğini
sizlerle birlikte şekillendireceğiz. Böylece gelecekte
bu ekosistemden birçok başarı hikâyesinin çıkacağına
inanıyoruz. Biz de bu önemli projenin bir paydaşı olarak
burada gelişecek yeni fikirleri endüstri ile buluşturarak
Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024 43
Sektörden
hayata geçmesine olanak sağlamış olacağımız için
mutluluk duyuyoruz” şeklinde konuştu.
Açılışta konuşan Isıtma, Soğutma, Klima Araştırma ve
Eğitim Vakfı (İSKAV) Yönetim Kurulu Başkanı Sarven
Çilingiroğlu ise, “Hayal olarak yola çıktığımız bir yolun
sonucunda ortaya çıkan bu mekân gururlandığımız
bir merkeze dönüştü. Mühendislerin ve teknolojinin
buluşacağı, çocukların ise kod yazma ve bilime ilişkin
deneyimler gerçekleştireceği bu mekân çok önemli
bir proje. Gençlerimizin kendi gelecekleri açısından
uygun sektör seçimi yapabilecekleri, özellikle teknoloji
açısından rehber niteliği taşıyacak bir oluşumun tam
merkezindeyiz. İklimlendirme sektörümüz için de burası
bir açık laboratuvar ve buluşma noktası olacaktır” dedi.
MAKİNA HANGAR’ın gerçekten de müthiş bir fikir ve
hedefe odaklanma, verimlilik tablosu olduğuna dikkat
çeken Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Denetim Kurulu
Üyesi Sefa Targıt makina sektörünün ulaştığı noktaya
değinerek şunları söyledi, “Türkiye’de makinacılık
100 yıllardır milletimizin hayali. Rakamlara bakacak
olursak; 2023 yılında sektör olarak 28.2 milyar dolarlık
bir ihracatımız oldu. Bu rakam sektörümüzün tırnakları
ile kazıyarak geldiği bir noktadır. Bu gerçeği yabana
atamayız. Ancak sektör olarak ithalatımıza baktığımızda
bu rakam 45 milyar dolar civarında. Sırf Çin’den geçen yıl
yapılan ithalat 12 milyar dolar. Sektörümüzü zorlayan en
önemli nokta budur.”
Türk İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB)
Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hakkı Şanal ise
konuşmasında, “İklimlendirme sektörü olarak 14
yılda çok büyük işler başardık. Sektör olarak dünya
pazarından yüzde 1.4 pay alıyoruz. Yine dünyanın
birçok noktasında yılda 35’in üzerinde etkinlik yaparak
ihracatımızı arttırıyoruz. Son 15 yılda ihracatımız 2.5 kat
artış gösterdi. Bunlar hayal değil. Doğru organizasyonlar
ile sektörlerin büyümesi mümkün. MAKİNA HANGAR son
derece verimli bir merkez olmuş. Doğru binaların verimli
bir şekilde kullanılması çok önemli” dedi.
Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) Yönetim Kurulu
Başkanı Adnan Dalgakıran ise, hedefleri doğru çizilmiş
bir yolda başarı sağlanabileceğini vurgulayarak, “Bir
mühendis olarak yapmamız gereken ilk şey hedefimizi
belirlemektir. Eğer bir hedef bütünlüğünüz yoksa,
doğru belirlenmiş bir hedefiniz ve bütün paydaşların
aynı hedefe odaklandığı bir kuvvetler bütünlüğü yoksa,
bütün bu çalışmalar etkileri sınırlı çalışmalar olarak
kalıyor. Doğru anlatılan ve doğru yönetilen her şeye ciddi
destekler verilebiliyor. MAKİNA HANGAR da buna en iyi
örneklerden biri olmuş” diye konuştu.
İstanbul Kartal’da faaliyet gösterecek MAKİNA HANGAR
Mühendislik ve Teknoloji Merkezi’nin gerçekleşen açılış
toplantısına; MMO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu
Başkanı İbrahim Tataroğlu, Hannover Fairs Turkey Genel
Müdürü Annika Klar, Isıtma, Soğutma, Klima Araştırma
ve Eğitim Vakfı (İSKAV) Yönetim Kurulu Başkanı Sarven
Çilingiroğlu, Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Denetim
Kurulu Üyesi Sefa Targıt, Türk İklimlendirme Sanayi
İhracatçıları Birliği (İSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet
Hakkı Şanal, Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED)
Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, yanı sıra çok
sayıda kurum ve kuruluşun temsilcisi katıldı.
MAKİNA HANGAR
MAKİNA HANGAR’da; teknolojik gelişmeler odağında
dijital dönüşüm sistemlerinin kullanım ve uygulama
alanlarının inceleneceği Sanayide Dijital Dönüşüm
Atölyesi, uzmanların gözetiminde geleceğin
mühendislerine ilk deneyimlerini yaşatacak Çocuk Bilim
ve Deney Atölyeleri, bilimsel ve teknik araştırmaları son
teknoloji cihazlara sahip uygun bir ortamda yaparak
mesleki bilginin güçlendirilebileceği laboratuvarlar
ile üyelere, öğrencilere ve firmalara yeni fikir ve ürün
geliştirme olanaklarının sağlanacağı Ar-Ge ve Tasarım
Atölyesi bulunuyor.
MAKİNA HANGAR’da ayrıca sektörel buluşmaların
gerçekleştirileceği firmaların ve bireylerin kullanımına
açık fuaye alanı, üniversite öğrenci takımlarının da
kullanımına sunulacak. Yarışma ve geliştirmeler için
altyapı ve alan ihtiyaçlarının karşılanacağı MAKİNA
HANGAR’da, mühendis ve teknik elemanların teorik ve
pratik bilgilerinin uygulamalı eğitimlerle destekleneceği
eğitim alanları da yer alıyor.
MAKİNA HANGAR projesi, ayrıca iklimlendirme
endüstrisinin de gelişiminin görülebileceği eşsiz bir
sektörel merkez olma özelliğini taşıyor. Bu alanda doğal
baca sistemleri, ısı pompaları, güneş enerjisi santralleri,
evaporatif soğutma sistemleri, yoğuşmalı kazanlar, sulu
radyant ısıtıcılar görülebilir. Daha az enerji tüketmenin
bir parçası olarak gün ışığından faydalanabilmek adına
akıllı lensler ve yansıtıcı tüpler kullanılmaktadır.
44 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
www.ekonomiknokta.com
Ekonomi Nokta; Finans, Sanayi, Otomotiv,
Tekstil, İnşaat, Teknoloji, Bilişim,
Maden, Enerji, sektörlerini tek çatı
altında toplayan aylık ekonomi dergimiz
ve güncel internet portalımız.
(Tiraj - Aylık baskı: 10.000 adet e-dergi
50.000 adet ) Sitemizin aylık girişi 168 bin
Dergimize reklam ve internet sitemize banner reklam
vermek için temas kurabilirsiniz.
worldmediareklam@gmail.com
Makale
PLM SİSTEMLERİNDE
MÜHENDİSLİK
DEĞİŞİKLİK YÖNETİMİ
Mustafa Özcana,c, Prof.Dr.Semih Ötleşa,b aEge Üniversitesi, Fen Bilimleri
Enstitüsü, Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi Anabilim Dalı bEge Üniversitesi,
Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM) Mükemmeliyet Merkezi cÜrün Sistem
Mühendisi, Euromix
ÖZET
Bir ürünün fikir aşamasından hayata geçirilmesine, imalat aşamalarından pazardan
çekilmesine kadar süren yaşam döngüsü sürecinde bir çok farklı süreçlerden geçerek
evrimleşmektedir. Bu evrimin bir çok farklı etkene bağlı olarak gerçeklemesinin yanı sıra
uygulanmasında da bir çok farklı aşılması gereken zorluklar ve yönetilmesi gereken süreçler
bulunmaktadır. Teknolojinin ilerlemesi ve rekabetin bölgesel pazarlardan global pazarlara
yayılması ile birlikte süreç yönetimi şirketler için sürdürebilirlik ve verimlilik sağlamak
amacıyla hayati önem taşımaktadır. Değişiklik çıkış kaynağından satış sonrası izlenebilirliğe
kadar kendi içerisinde farklı süreçler barındıran bütünsel bir yaklaşım gerektiren süreçler
dizisidir. Ürün Yaşam Döngüsü bakış açısıyla bu süreçler bütününü yönetebilmek PLM
sistemlerinin en temel unsurlarından biri olmakla birlikte en zorlayıcı alanlarından biridir.
PLM sistemleri de bu süreçte en doğru kararları alabilmek, en hızlı sonuçlara ulaşabilmek ve
değişikliği kaynaklı oluşabilecek zararları en aza indirebilmek için şirketlerin süreçlerini etkin
bir şekilde desteklemektedir.
İçindekiler
Özet
ii
İçindekiler
iii
1 – Giriş 1
2 – Ürün Kavramı 1
3 – Mühendislik Değişiklik Yönetimi Nedir? 1
3 – 1 Mühendislik Değişiklik Nedenleri 2
3 – 2 Mühendislik Değişiklik Süreçleri 3
3 – 2 – 1 Değişiklik Fikir veya İhtiyacın Oluşması 4
3 – 2 – 2 Değişiklik Talebinin İletilmesi 5
3 – 2 – 3 Mühendislik Değişikliğinin Uygulanması 5
3 – 2 – 4 Mühendislik Değişikliğinin Yayınlanması 5
3 – 2 – 5 Mühendislik Değişikliğinin Uygulanması 6
4 – Sonuç 6
5 – Şekiller 7
6 – Kaynaklar 8
46 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
1 - Giriş
İşletmeler temelde kar amacı ile kurulmuş yapılardır ve
günümüz rekabetçi koşullarında sürdürülebilirliklerini
sağlamaları ve verimliliklerini artırabilmeleri için ön
görülemeyen durumlara ve piyasa beklentilerine hızlı
ve doğru bir şekilde cevap verebilmesi beklenir. Klasik
yöntemlerde değişiklik süreçleri proje veya mühendislik
ekiplerinin kararları ile tetiklenen ve birbiri ardına devam
eden süreçler halindedir. Günümüzde IT teknolojilerinin
de desteği ile değişiklik süreçleri çıkış kaynağından tasarım
değişikliğine, üretimde uygulanmasından satış sonrası
izlenebilirliğini sağlayan bütünsel yaklaşım anlayışı ile
yönetilmektedir. Pazara sunulan ürünler birbirine yakın
özelliklerde olsa dahi her şirketin kendi iç dinamikleri,
organizasyonel yapısı, stratejileri ve kaynak kullanımları
vardır. Etkin bir yönetim için ihtiyaç duyulan veriler
belirlenmeli ve bu verilerin kullanılacağı platformlar
şirket ihtiyaçlarına göre doğru kurgulanmalıdır.
PLM sistemleri değişiklik yönetiminde önemli rol almakla
birlikte farklı zorlukları da beraberinde getirmektedir.
PLM yaklaşımının evrimleşmesi ile birlikte uygulamadaki
en büyük zorluklarından birisi farklı platformlardaki
yapıların arasında belirgin bir standart olmamasıdır.
(Singh, S.; Misra, S. Identification of barriers to PLM
institutionalization in large manufacturing organizations:
A case study. Bus. Process Manag. J. 2018, 25, 1335–
1356.)
2 – Ürün Kavramı
Ürün, toplumların istek veya ihtiyaçlarının sağlanması
amacıyla tüketim, dikkate alınma, ele geçirme ve
kullanım üzere pazara sunulan objeleri ifade etmektedir.
Ürün pazarlanabilecek nesne, hizmet, kişi, mekân,
organizasyon ve fikir gibi pazarlanabilecek her şeyi içerir
(Kotler, 1988:445). Söz konusu ürünler somut, soyut
veya karışık bir özellik taşıyabilmektedir. Örneğin, somut
bir ürün olarak Mc Donald’s hamburger ve soyut bir ürün
olarak da hızlı servisten söz edilebilmektir (McCarthy,
E.Jerome & Perrault William D., 1990:221).
3 – Mühendislik Değişiklik Yönetimi Nedir?
Bir ürünün hammaddesinde, fonksiyonunda,
geometrisinde, boyutlarında, bileşenlerinde,
dokümanlarında yapılan düzenlemeler sonucu oluşan
farklılıklar değişiklik olarak tanımlanmakla birlikte bu
değişikliğin ihtiyacının doğması, mühendislik,, tedarik
zinciri, imalat, kalite ve satış sonrası adaptasyon
uygulamalarının yapılması ve bu faaliyetlerin kendi
içerisinde ve birbiri arasındaki süreçlerin yönetilmesi
işlemlerinin tamamını kapsayan yönetimsel
aktivitelerdir.
Makale
PLM yaklaşımı ve PLM araçları bu süreçlerin akışlarını
ve bu süreç içerisindeki dataları tek bir platformda
toplayarak hem sürecin verimli ilerlemesini sağlamayı
hem de değişiklik süreçleri ile ilgili raporlamaların ürün
odaklı yapılabilmesini amaçlamaktadır.
PLM değişiklik sürecine katılımı teşvik etmek amacıyla
sürekli gelişen ve entegre olmuş bir yazılım aracı
sunar. Bunu fikir/yorumları toplama, süreçleri takip
etme, merkezi veri toplama, veri düzenleme ve analiz,
yinelenen onay süreçleri ve belge değişiklikleri süreçlerini
kolaylaştırarak gerçekleştirir. Veri ve dokümantasyon
değişikliklerinden sonra PLM ayrıca güncellenmiş ve eski
veriye erişiminde yardımcı olur. Saaksvuori, A.; Anselmi,
I. Product Lifecycle Management, 3rd ed.; Springer:
Cham, Switzerland, 2008; p. 257.
PLM yaklaşımı ve PLM sistemleri Mühendislik Değişiklik
Yönetimi sürecinde çeşitli çözümler ve yaklaşımlar
sunmasına rağmen her bir şirketin kendine özgü
dinamiklerinin olması sebebi ile uygulamada başarının
en önemli etkenlerden biri şirket ihtiyaçlarına göre doğru
uyarlamaların yapılmasından geçer.
Birçok PLM projesi hedeflerine ulaşmada başarısız
olmaktadır. Bir şirket çalışanlarının, yeni bir IT aracı
ile organizasyondaki yapıyı değiştirerek sorgulamaya
açılacak ortak değerleri, iş birliği kültürü ve sosyal
çıkarları bulunmaktadır. Değişiklik yönetimi bu mevcut
değerleri göz önüne almalıdır ve kalıcı bir yöntem
uygulanabilmesi amacıyla iletişim kurularak başarılı
sonuçlar elde edilmelidir. Bissay, A.: Du deployment d’un
système PLM vers une integration des connaissances,
Thèse de doctorat, Université Lyon 2 (2010)
3 – 1 Mühendislik Değişiklik Nedenleri
Parça ve doküman odaklı olarak değişiklik nedenleri :
- Üretim gereklilikleri veya işlevsel nedenlerden
kaynaklı değişiklikler.
- Parçadaki uygulamanın değişmesi.
- Yeni parça eklenmesi.
- Parça değişimi.
- Parça iptali.
- Dokümandaki hatanın giderilmesi.
- Doküman güncelleme
Ürün odaklı değişiklik nedenleri:
- Maiyet azaltma.
- Lojistik ve satınalma süreçlerindeki kısıt ve
talepler.
- Yasal gereklilikler.
- Kalite isterlerindeki değişim.
- İşlevsellik.
- Estetik.
- Ağırlık azaltma.
- İş sağlığı ve güvenliği.
- Pazar talepleri veya satış stratejisindeki
Makine & Otomasyon & Robotik - Mart - Nisan 2024 47
Makale
değişiklikler.
- Özel müşteri talepleri.
- Sürekli iyileştirme faaliyetleri.
3 – 2 Mühendislik Değişiklik Süreçleri
Değişiklik yönetiminin en zorlayıcı yönlerinden biri
süreç içerisinde sabit bir senaryonun olmayışıdır.
Yukarıda belirtilen değişiklik nedenleri farklı uygulamalar
gerektirdiği gibi uygulanmak istenen değişikliğin üründe,
üretimde, stoklarda, süregelen siparişlerde, sevkiyat ve
lojistik işlemlerinde, piyasaya sunulmuş ürünlerde farklı
farklı etkileri olabilmektedir. Süreç tanımlanırken bütün
bu etkenler göz önüne alınarak detaylandırılması ile
etkin ve hızlı bir süreç oluşturma arasında iyi bir denge
yakalanmalıdır. Detaylı süreçler hata olasılığını azaltıp ve
verimliliği artırırken gereksiz prosedür ve işlemlere gerek
kalmadan yalın bir süreç tasarlanmalıdır.
PLM araçlarının detaylı süreç oluşturma yöntemleri,
yetkilendirmeleri ve görevlendirmeleri ile ilgili bilgi akışı
ve onay süreçleri sadece ilgili birimlere gitmesi sağlanarak
süreçlerde verimlilik elde edilebilir. Bir uygulama örneği
olarak değişiklik yayınında “Full Track” ve “Fast Track”
örneği verilebilir. Mevcut durumdaki tasarım kalite
ve üretim standartları dahilinde olması durumunda
değişiklik yayını Fast Track yani tasarım değişikliğinin
diğer bölümlerce onayı alınması gerekmediği basit bir
değişikliği içermesi durumunda yayın aşmasına direkt
olarak geçilebilir. Üründe, üretimde, tedarik zinciri
süreçlerinde etkisi büyük olacak bir değişiklik için “Full
Track” senaryosu seçilerek yayın sürecine üretim, kalite,
tedarik zinciri yönetimi personellerinin de dahil edileceği
Change Implementetion Board sürece dahil edilebilecek
esneklikte olmalıdır.
Aşağıdaki şekilde Tavcar ve Duhovnik tarafından sunulan
genel değişiklik süreçlerinin nasıl olması gerektiğine dair
fikir vermektedir.
3 – 2 – 1 Değişiklik Fikir veya İhtiyacın Oluşması
Mühendislik değişiklik uygulaması tasarım ekipleri
tarafından yapılan bir çalışma olmasına rağmen değişiklik
ihtiyacının oluşması bir çok farklı nedenden olabilir.
Sapma veya feragat talebi, üretim personellerinden
gelen iyileştirme önerileri veya karşılaşılan problemler,
müşteri geri bildirimleri, satınalma maliyet azaltma veya
tedarik zorlukları gibi birçok etkenden kaynaklanabilir.
Değişiklik süreci tasarlanırken ilk olarak değişikliğin
kaynağına odaklanılmalıdır. Bu süreci kurgulamadaki
zorluk farklı kaynaklardaki bu veriyi standart bir yapıya
dönüştürme zorluğudur. Üretim sahasında bilgisayar
dahi erişimi olmayan bir üretim personelinden tutunda
tasarımdan çok farklı bir lokasyonda çalışan bir satış
sonrası hizmetler personeline kadar geniş bir yelpazede
düşünmek gerekir.
İlk olarak değişiklik kaynağındaki kişilerin görev
ve sorumlulukları dahilinde mevcut durumu nasıl
dokümante edeceği ve dijitalleştirileceği belirlenmelidir.
Mümkün olduğunca şirket standartları belirlenmeli ve
gerekirse konu ile ilgili personeller eğitilerek tasarımcı
ile aynı dili konuşması sağlanmalıdır. Kaynağında uygun
şekilde analiz edilmemiş ve raporlanmamış bir durum
daha sonra analiz ve onay süreçlerinde gereksiz zaman
kayıplarına ve hatalı değişiklik uygulamaları yapılmasına
neden olabileceğinden dolayı çok kritik bir süreçtir.
3 – 2 – 2 Değişiklik Talebinin İletilmesi
Değişiklik talebi tasarım bölümü içerisinde olabileceği
gibi yukarıda belirtilen farklı farklı kaynaklardan gelebilir.
Farklı kaynaklardan gelebilecek bu tasarım değişikliği
talepleri veya problem raporları tasarım birimlerine
iletilmesi sürecin ikinci adımını oluşturmaktadır.
Bu aşamada tasarım ve diğer kaynaklar arasında bilgi
alışverişini standartlaştıracak bir dokümantasyon ve
IT altyapısı kurulmalıdır. PLM sistemlerinde bu süreç
kurgulanırken hangi değişkenlerin ve parametrelerin
girilmesi gerektiği belirtilmelidir. Talebin aciliyet
durumu, talebin türü, durumla ilgili ölçüm ve gözlemler
net bir şekilde ve standart olmalıdır. Bu aşamada
girilecek veriler değişikliğin değerlendirilmesi gerekli ise
önceliklendirilmesi açısından önemlidir.
3 – 2 – 3 Mühendislik Değişikliğinin Uygulanması
Şekil 1 Genel Değişiklik süreçleri (Tavcar, J.; Duhovnik,
J. Engineering Change Management in Distruted
Environment with PDM/PLM Support, Manufacturing
the Future. 2006.)
48 Makine & Otomasyon & Robotik / Mart - Nisan 2024
Tasarım değişikliği talebinin veya herhangi bir problem
raporunun iletilmesinin ardından değerlendirilen durum
için değişiklik çalışması başlatılır. Bu aşamada tasarım
değişikliği bir veya bir çok kişi tarafından aynı anda
çalışılabilir.
PLM araçları sayesinde bir tasarımda kimin çalışmaya
devam ettiğini görebilmek mümkün iken aynı anda aynı
parçada birden çok tasarımcının çalışması engellenmiş
olur. Ayrıca yeni üretilecek veya tedarik edilecek parçalar
varsa sistemde o parça üzerinde tasarım çalışmasının
devam ettiği görülebileceği için tasarım değişikliğine
uğrayacak bileşenlerin üretilmesi veya satınalınması
engellenmiş olur.
PLM araçlarının bir diğer avantajı ise bu süreçte tasarım
personellerinin üzerindeki mevcut ve gelecekteki
iş yükü görülebileceği gibi geçmiş çalışmaları da
görülebilmektedir. Bu sayede verimli bir ekip yönetimi
sağlanmış olur. Hangi personellerin hangi ürün üzerinde
çalıştığının da raporlanabilmesi ile şirket hedefleri
doğrultusunda çalışmalar yönlendirilebilir.
3 – 2 – 4 Mühendislik Değişikliğinin Yayınlanması
Tasarım çalışmalarının tamamlanmasının ardından
değişikliğin ilgili birimlere bildirilmesi süreci değişikliğin
yayınlaması sürecidir. Bu aşamada tasarım ekibi
değişikliğin içeriğini detaylıca belirtmelidir. Herkes
tarafından anlaşılabilir olması için standart bir formatta
olmalıdır. Değişiklik detayı haricinde değişiklik öncesi
tasarımların durumları da netleştirilmelidir. Üretimi
devam eden eski tasarımlar, stoklardaki eski tasarım
parçalar, satınalma sürecindeki parçalar, tamamlanmış
ürünlerdeki eski tasarımlı bileşenler ve pazara sunulmuş
müşterilerdeki ürünlerin üzerindeki eski bileşenlerin
durumu netleştirilmelidir. Eski tasarımlı parçalar
için hurda kararları, yeniden işleme durumları veya
kullanılabilirlikleri belirtilmelidir.
PLM araçları sayesinde çeşitli roller ve görevler
belirlenerek bu aşamada hatalı veya eksik işlemlerin
önüne geçilmesi amacıyla uygun bir süreç tasarlanması
sağlanmalıdır.
3 – 2 – 5 Mühendislik Değişikliğinin Uygulanması
Tasarımdan gelen değişiklik bildirimlerine istinaden
gerekli birimlerin aksiyonlarını aldığı ve ürüne yeni
tasarımın uygulandığı aşamadır. Bu aşamada her birimin
kendine ait sorumlulukları vardır. Örneğin hurda kararı
verilen ve stoklarda bulunan bir bileşen için kalite
bölümü depo yönetimi ile koordineli bir şekilde uygunsuz
bileşenlerin kullanılmamasını sağlamalı. Üretim ve
satınalma bölümleri siparişleri aksatmayacak şekilde
yeni senaryoya adapte olmalıdır.
PLM araçları ile bu süreçte ERP ve kalite araçları gibi farklı
platformlar entegre çalışmalıdır. Süreç kurgulanırken
diğer araçlar ve PLM arasındaki veri entegrasyonunu
sağlayacak şekilde yapılmalıdır.
4 - SONUÇ
İnsanlık tarihi geçmişten günümüze sürekli bir değişim
Makale
içindedir ve sürdürülebilir sistemler bu değişime en iyi
ayak uyduran sistemlerdir. Günümüzde teknolojinin
gelişmesi ile üretim hızları ve çeşitliliği artmış, üreticiler
daha uzak pazarlara daha çabuk erişebilir hale
gelmişlerdir. Bu üretim hızı ve çeşitliliği şirketler arasında
daha rekabetçi bir ortam yaratmaktadır ve şirketleri
değişime en hızlı ve verimli şekilde ayak uydurmaya
zorlamaktadır. PLM anlayışının bütünsel yaklaşımı
değişikliği kaynağından son kullanıcıya kadar ürünün
her aşamasının merkezcil bir anlayışla yönetilmesini
amaçlayarak şirketlerdeki verimliliği ve değişime ayak
uydurmayı desteklemektedir.
5 - Şekiller
Şekil 1 Genel Değişiklik süreçleri (Tavcar, J.; Duhovnik,
J. Engineering Change Management in Distruted
Environment with PDM/PLM Support, Manufacturing
the Future. 2006.)
6 – Kaynaklar
Singh, S.; Misra, S. 2018. Identification of barriers to PLM
institutionalization in large manufacturing organizations:
A case study. Bus. Process Manag. J. , 25, 1335–1356.
McCarthy, E.J.; Perrault, W. D., 1990. Basic Marketing.
Irwin, 221.
Saaksvuori, A.; Anselmi, I. 2008. Product Lifecycle
Management, 3rd ed.; Springer: Cham, Switzerland, p.
257.
Bissay, A. 2010. Du deployment d’un système PLM vers
une integration des connaissances, Thèse de doctorat,
Université Lyon 2.
Tavcar, J.; Duhovnik, J. 2006. Engineering Change
Management in Distruted Environment with PDM/PLM
Support, Manufacturing the Future.
Erol, N. 2015. Bir Seri Yat Üretimi Fabrikası İçin
Mühendislik Değişiklik Yönetimi Uygulaması. Yüksek
Lisans Tezi, İTÜ.
Makine & Otomasyon & Robotik - Mart - Nisan 2024 49
Haber İletişim
İlker Kaplan
WORLD MEDIA GROUP
Genel Yayın Yönetmeni
0 505 400 94 34
makineotomasyondergisi@gmail.com
WORLD MEDIA GROUP BÜNYESİNDE YAYINLANAN DERGİLER
Reklam İletişim
Hatice Karabay
WORLD MEDIA GROUP
Reklam Koordinatörü
0 505 400 94 33
makineotomasyondergisi@gmail.com
Dergilerimizde yerinizi ayırtın, hedef kitlenizi ulaşın!...
www.endustri40dergisizirvesi.com
www.worldmediagroupe.com
www.makineotomasyondergisi.com
www.ekonomiknokta.com
Reklam İletişim
Zafer Altın
WORLD MEDIA GROUP
Reklam Müdürü
0 546 675 59 49
worldmediareklam@gmail.com
www.tuningworld.com.tr
www.elektrikdergisi.com.tr
www.kesicitakimlardergisi.com
World Media Bünyesinde yayınlanan Dergilere abone olmak için aşağıdaki hesap
numaralarına istediğiniz dergilerin Yıllık abone ücretlerini yatırabirsiniz. İsim soyisim ve
adresinizi dekont fotokopisiyle birlikte makineotomasyondergisi@gmail.com
adresine mail ya da 0 212 427 00 15 numaraya faks’a gönderebilirsiniz.
Ayrıca Aboneliğinizi mail order sistemiyle kredi kartınızdan ödeyerekte yapabilirsiniz.
*Kredi kartınızın ön yüzündeki 16 rakam: ..........................................................................
*Kredi kartınızın son kullanma tarihini ay / yıl : .................................................................
*Kredi kartınızın arka yüzündeki üç haneli güvenlik numarası: ..........................................
ABONE FORMU
ABONE FORMU
Ad :...............................................................................................
Soyad :...............................................................................................
Adres :...............................................................................................
...............................................................................................
İlçe :...............................................................................................
Şehir :...............................................................................................
Posta Kodu :...............................................................................................
Telefon :...............................................................................................
Faks :...............................................................................................
e-mail :...............................................................................................
Tarih
İmza
Dergi İsmi - Yıllık Abone Ücreti
Makine & Otomasyon Robotic: 600 TL + KDV
Auto Tuning World:
600 TL + KDV
Kesici Takımlar Tutucular : 600 TL + KDV
Endüstri 4.0 :
600 TL + KDV
Elektrik Pano : 600 TL + KDV
Ekonomik Nokta :
600 TL + KDV
Machine Automation (İng) : 600 TL + KDV