16.03.2024 Views

İmroz Gökçeada Dergisi

İmroz Gökçeada Yazarlar Derneği Gökçeada Kültür Sanat Edebiyat dergisi

İmroz Gökçeada Yazarlar Derneği
Gökçeada Kültür Sanat Edebiyat dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kabatepe’dey m<br />

İbrahim DEMİRKOL<br />

Doğduğun yer<br />

yurdundur<br />

Yurt ev nd r<br />

Başka her yerde<br />

yabancısın ötek s n<br />

Yıl iki bin beş. Günlerden temmuz ayının ilk cumartesi günü, uzun bir araba yolculuğu sonunda<br />

Kabatepe’deyim. Yolculuğum <strong>Gökçeada</strong>’ya.<br />

Aracımı sıraya sokup gişeden biletimi aldım. Yurdumdan zorunlu uzak kaldığım uzun yıllar<br />

sonunda, yurduma kavuştuğum ilk yılların mutluluğunu yaşıyor, her yeri gezmek ve görmek<br />

için sabırsızlanıyordum. Deniz ile konuşmaya başladım. Denize, denizsiz kaldığım yıllarımı,<br />

gençliğimi anlatırken bir martının biteviye üzerimde bir ileri bir geri uçtuğunu fark ettim. Baktım<br />

martıya. Göz göze geldik. Sanki bana: "Çok uzun yıllar hasret kaldığın yurdunu gözlerinle<br />

okşamak için Yunan adalarına giderdin, bak hasret bitti, hoş geldin yurduna." Der gibiydi. Ya da<br />

ben öyle anladım. Dalgınlığımdan beni, ‘Nerde kaldı bu gemi? Yine mi bozuldu yoksa? Yahu<br />

nedir bizim bu çilemiz?’ türünden isyan değil ama sitem dolu bağrışmalar uyandırdı.<br />

Ben ne olup ne bittiğini anlamamıştım ama<br />

bir şeylerin de ters gittiğini fark etmiştim.<br />

Yanlarına gidip kulak verdim söylenenlere.<br />

Geminin makinesi zaman zaman<br />

bozuluyormuş ve rüzgâr gemiyi<br />

Bozcaada’ya doğru sürüklüyormuş. "Kesin,<br />

kesin yahu makinesi bozuldu yine vallahi!"<br />

diyenler olduğu gibi "Kuzu Limanı'ndan<br />

kalkamamıştır bile!" diyenler de vardı.<br />

Şaştım kaldım! Bu nasıl bir gemiydi? Ben<br />

de diğer yolcuların yaptığı gibi sağ elimi<br />

güneşe karşı siperlik yapıp nerde bu gemi<br />

diye ufuklara, açık denize bakmaya<br />

başladım. Meraklanmıştım. Söylenenler<br />

doğru olabilir miydi?<br />

Görevlilerin yanına gidip heyecanla<br />

durumu anlattım. Doğru muydu<br />

duyduklarım?<br />

"Doğru be ya!" dedi biri. "Makine istop<br />

edince rüzgâr ve akıntı ta Bozcaada<br />

açıklarına götürür gemiyi. Çanakkale’den<br />

bir motor gider çeker alır, getirir gemiyi."<br />

dedi. Ben tam, şaka mı yapıyorsun<br />

diyecekken diğer görevli: "Fırtına kuvvetli<br />

olursa batırır da gemiyi." deyince, ben şok<br />

halinde: "O zaman biz ne yapacağız?"<br />

demiş bulundum. Cevap beni uyandırdı:<br />

"Batarsa batsın be ya, ada şuracıkta değil<br />

mi yüzerek gidersiniz." dedi.<br />

Makara yapıyorlardı benimle ama alınmadım hatta kendi şaşkınlığıma<br />

kendim de güldüm. Adaya gidiyordum, <strong>Gökçeada</strong>’ya. Adanın geçmişte kalmış<br />

hikayelerini ilk ağızdan öğrenince, şaşkınlık ve hüznüm iyice artmıştı.Yolculuk<br />

esnasında ben gemiyi okşayıp ona: "Sen deniz kızısın, sen aslansın, sen<br />

kaplansın vb." iltifatlar yapmaktan geri durmadım. Harbiden gemiye gaz<br />

veriyor, onu pohpohluyordum (Yalakalık yapıyordum aslında. Eee can<br />

tatlı!).Sağ salim geldik adaya. Ve ben <strong>Gökçeada</strong> sevdalısı oldum. Yaralı<br />

yüreğimi sevgili adalılar tamir ettiler, onardılar. Ve <strong>Gökçeada</strong>- <strong>İmroz</strong>’u bana<br />

yurt yaptılar. Adanın yerlisi Rum ve ülkemizin dört bir yanından adaya<br />

yerleşmiş insanlarımızla dost olduk, aile olduk. Kısaca "ADALI" oldum.<br />

Benim içinde büyüdüğüm kuşağın en güzel ve olumlu özelliği, tüm ülkeyi yurt<br />

bilmek, evimiz ne ise yurdumuzu da evimiz bilip yaşadığımız yere katkı<br />

sunmak, değer katmaktır.<br />

Yıllar geçti...Adalıyım artık! Adalı olmak sınavını geçtim umarım. Kimliğim<br />

"ADALI" artık. Ama bu lafla olacak şey değil tabii ki! Ben ve benim gibi<br />

arkadaşlarım kolları sıvadık. Adaya, adamızın yazın hayatına katkı sunmak için<br />

yürek yüreğe vererek bir yola çıktık. Elinizdeki dergi bu ortak inancın ve<br />

emeğin ürünüdür.<br />

<strong>Gökçeada</strong> dergisi, bir kültür – sanat – edebiyat ve ada tanıtım dergisi olarak<br />

eşitlikçi, barışçıl, demokratik; cinsiyet, ırk, dil, din ayırımı yapmayan kapsayıcı<br />

bir anlayışa sahip olup bu çerçevede adamıza sosyal- kültürel ve edebiyat<br />

alanında katkı sunmayı, adamıza değer katmayı amaçlayan bir bakış açısına<br />

sahiptir.<br />

Sevgili <strong>Gökçeada</strong>lılar, elinizdeki dergi bu güzel amaçlarla yayın hayatına<br />

MERHABA demiştir.<br />

Sevgili okur, Şiir, hikâye ve ilginizi çeken alanlardaki yazılarınızı bize iletin, okur<br />

köşesinde yayınlayalım. Derginizin Yazarı olun! Derginizi ileri yıllara taşıyın.<br />

Ücretsiz dağıtılacak olan dergi, Bağışlar la yayın hayatını sürdürecektir.<br />

Bu anlam da ; Bağışlarınız hayati önem taşımaktadır.<br />

Bu güzel çabaya lütfen destek olun .<br />

İbrahim DEMİRKOL<br />

<strong>Gökçeada</strong> <strong>İmroz</strong> Yazarlar Derneği Başkanı<br />

7

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!