You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Meyve Yetiştiriciliğinde
Gübre ve Gübreleme
Mı̇ kro Sulama Yöntemlerı̇
Seralarda Gübreleme Teknı̇ klerı̇
Zeytı̇ nde Gübreleme Ve
Kompoze Gübreler
Sulama Yöntemlerı̇ Ve Tarımda
Suyun Etkı̇ n Kullanımı
Tarımda Uydu Teknolojı̇ lerı̇
Yenı̇ lenebı̇ lı̇ r Enerjı̇ Kaynakları
İmtiyaz Sahibi
Bey Medya San. Tic. Ltd. Şti. Adına
Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
ZELİHA BEYHAN
Genel Koordinatör
Ahmet BEYHAN
05
OCAK-ŞUBAT 2024
Genel Yayın Yönetmeni
Fırat BEYHAN
Haber Departmanı
Tarım Türk Haber Departmanı
Reklam Müdürü
Duygu KARAKURT
Reklam Departmanı
Dilan ERTAŞ
Abone Tanıtım ve Halkla İlişkiler
Merve SAZ
Görsel Yönetmen
Arzu OKAY
05
12
22
28
32
35
37
Meyve Yetiştiriciliğinde Gübre ve
Gübreleme
Mı̇ kro Sulama Yöntemlerı̇
Seralarda Gübreleme Teknı̇ klerı̇
Zeytı̇ nde Gübreleme Ve Kompoze
Gübreler
Sulama Yöntemlerı̇ Ve Tarımda Suyun
Etkı̇ n Kullanımı
Tarımda Uydu Teknolojı̇ lerı̇
Yenı̇ lenebı̇ lı̇ r Enerjı̇ Kaynakları
12
22
Hukuk Danışmanı
Av. Şeyma GÜRBÜZ
av.seymagurbuz@gmail.com
Mali Danışman
Erkan AVCI
muhasebe.erkan.avci@gmail.com
32
28
İletişim Bilgileri
İZMİR (MERKEZ)
Şair Eşref Bul. No:18/206 Çankaya-İZMİR
TEL: 0.232.441 49 85
FAX: 0.232.441 49 28
e-mail: tarim@tarimturk.com.tr
tarimturk@gmail.com
tarimturkdergisi@gmail.com
web: www.tarimturk.com.tr
Yayın Türü
Tarım Türk Dergisi tüm Türkiye’de dağıtılmaktadır.
Basın kanununa göre yerel süreli
yayındır. Bey Medya tarafından T.C. yasalarına
uygun olarak yayınlanmaktadır.
37
35
Basım
KANYILMAZ MATBAACILIK
Sanat Cad. 5609 sok. No:13 Çamdibi -İzmir
0 232 449 14 43
Baskı Tarihi / Print Date
@TarimTurkDergi /tarimturkdergisi tarimturkdergisi www.tarimturk.com.tr
4 www.tarimturk.com.tr
TT
TARIM
TÜRK
UZMAN GÖRÜŞÜ
MEYVE YETİŞTİRİCİLİĞİNDE
GÜBRE VE GÜBRELEME
Yrd. Doç.Dr. Bülent Yağmur
Ege Üniv. Ziraat Fak. Top. Bilimi ve Bitki Bes. Böl.
Giriş
Yetiştiriciliği yapılmakta olan kültür
bitkilerinin tek veya çok yıllık oluşu
bunların beslenme düzenlerini etkilediği
gibi, verilecek gübre miktarını, zamanını ve
verilme şeklini de etkiler. Bitkisel üretimde
önemli olan, birim alandan alınan ürünün
miktar ve kalitesini yükseltmektir. Aynı
zamanda ürünün elde edildiği toprağın
verim gücünü ve kalitesini de korumak
gerekir Birim alandan alınan ürünün
miktar ve kalitesinin yükseltilmesi ile
toprağın verim gücünün yükseltilmesi
ve korunması ise ıslah çalışmalarıyla,
yüksek verimli, iyi kaliteli ve dış etmenlere
dayanıklı çeşitlerin elde edilmesi, sulama,
toprak işleme, bitki koruma, gübreleme ve
ekonomi gibi önemli konuların tümünün
birden uygulanması ile mümkündür.
Diğer tüm önlemlerin yerine getirilmesi
yanında gübreleme yolu ile kültür
bitkilerinin birim alandan meydana
getirdiği ürün miktarının arttığı gibi
kalitelerinin de arttığı gerçektir (Yağmur,
2009). Yeni çeşitler ve hibrit tohumlar,
çok daha verimli olması nedeniyle
topraktan daha fazla bitki besin
maddesi kaldırmaktadırlar. Bu yüzden
yeni çeşitlerin ihtiyaç duyduğu bitki
besin maddeleri çok iyi hesap edilerek
gübreleme bu doğrultuda yapılmalıdır.
Gübrelerin ürün cinsi, toprağın bitki besin
maddesi içeriği ve diğer koşullara göre
uygun dozda kullanımı sağlanmalıdır.
Meyve bahçelerinde bilinçli bir
gübrelemenin uygulanması, bahçelerden
usulüne uygun olarak alınacak toprak
(0-30, 30-60, 60-90 cm’deki toprak
katmanlarının toprak analizleri yapılarak)
ve yaprak analiz sonuçlarına göre
belirlenir.
Analiz yapılmadan gübre verildiğinde
birçok sakınca ortaya çıkmaktadır. Bunlar:
1. Gereğinden fazla gübre
kullanılabilinir. Bu durumda hem
ekonomik yönden üretici zarara
uğrar, hemde fazla miktarda verilen
gübreden dolayı meyve ağaçlarında
gelişim bozuklukları meydana gelir.
2. Meyve ağaçlarının ihtiyacı
olan miktardan daha az gübre
kullanılabilinir, bu durumda istenilen
ürün alınamaz.
3. Kullanılan gübrenin miktarı kadar,
gübrenin çeşidi, uygulama zamanı
ve uygulama yöntemi de önemlidir.
Toprak yapısına göre yanlış cinste
gübre kullanıldığında, toprağın fiziksel
yapısında sonradan düzeltilmesi çok
zor olacak bozulmalar meydana gelir.
➤ Meyve Bahçelerinin
Gübrelenmesinde Gübrelemeye Etki
Eden Faktörler
Bitkilerde bulunan besin elementi miktarları
üzerine bitkinin türü, yaşı, kök büyümesi,
toprağın fiziksel kimyasal ve biyolojik
özellikleri, toprakta yarayışlı şekilde
bulunan elementlerin cins ve miktarları,
uygulanan tarımsal yöntemle hava
koşulları gibi çok çeşitli etmenler etki yapar.
Yarayışlı besin elementlerince varsıl
topraklarda yetişen bitkiler göreceli
olarak daha fazla besin elementi alırlar
(Kacar ve Katkat, 2006). Gübrelemede
önemli olan gübreyi bitkinin genetik
yapısına (iç faktörler=bitki faktörü) ve dış
faktörlere uygun olarak uygulayıp verim ve
kaliteyi yükseltmektir. Bu nedenle meyve
bahçelerinin gübrelenmesinde verim
ve kalite üzerine etkili olan dolayısıyla
gübrelemeye etki eden faktörlerin
bilinmesinde de yarar vardır. Bu faktörleri
iki başlık altında inceleyebiliriz ( www.
bahce.biz/gubre/meyvedegubre.htm,
Yağmur 2009).
➤ İç Faktörler (Bitki Faktörü)
Bitkinin direkt kendisi ile ilgili
olup bunlar,
faktörler
• Meyvenin Tür ve Çeşidi: Farklı tür
meyvelerin gübre istekleri çok farklılık
gösterir.
• Anaç: Meyve ağaçlarının
beslenmesinde besin alımını
etkileyen en önemli faktörlerden
birisi anaçtır. Çünkü ağaçların verim
ve büyüklüklerini anaç belirler. Anaca
göre dikim sıklığı da değişmektedir.
• Ağacın Yaşı: Ağacın yaşı ile verim ve
büyüklük doğru orantılıdır. Dolayısıyla
ağaç yaşı arttıkça verilecek gübre
miktarı da arttırılmalıdır. Ancak bu
artış ağaç optimum verime ulaştıktan
sonra durdurulmalıdır.
www.tarimturk.com.tr 5
UZMAN GÖRÜŞÜ
TT
TARIM
TÜRK
• Ağacın Büyüklüğü: Ağaç
büyüklüğü ile önerilecek gübre
miktarı arasında sıkı bir ilişki vardır.
Ağaç büyüklüğünde ölçü ise gövde
kalınlığıdır. Gövde kalınlığı arttıkça
besin elementi ihtiyacı da artmaktadır.
➤ Dış Faktörler
Dış faktörler arasında en önemli faktörler
iklim faktörleri, toprak faktörleri ve kültürel
faktörler yer almaktadır.
➤ İklim Faktörleri
• Isı Faktörü: Mevcut bilgiler
ışığında diğer gelişim faktörlerinin
uygun olması durumunda ısının
gündüz yüksek, gece düşük
olduğu yerlerde daha fazla gübre
kullanılması gerekmektedir.
• Işık Faktörü: Işık, gübreleme
ilişkisi özellikle gölgede yetiştirilen
bitkiler için önemlidir. Böyle
bitkilerde birim alana düşen
karbonhidrat miktarı azalacağından
daha az gübre verilmesi gerekir.
Işık yoğunluğu arttıkça verilmesi
gereken gübre miktarı arttırılmalıdır.
• Yağış Faktörü: Su faktörü ile
gübreleme arasında çok önemli
bir ilişki vardır. Verilen besin
elementlerinin çözünüp bitkiye yararlı
hale gelebilmesi, bitki tarafından
alınabilmesi ve bitki bünyesinde
taşınabilmesi suya bağlıdır. Bu
yüzden suyun yetersiz olduğu
yerlerde verilecek gübre miktarının
da ona göre ayarlanması gerekir.
Aksi halde ekonomik kayıplar söz
konusu olur.
➤ Toprak Faktörleri
• Toprağın Verimlilik Derecesi:
Gübreleme yapılmadan önce
toprakların verimlilik durumlarının
belirlenmesi ve bitki ihtiyaçları da
dikkate alınarak verilecek gübrenin
belirlenmesi gerekir.
• Toprak Reaksiyonu: Besin
elementlerinin bitkiler tarafından
alınabilmesi için toprak pH’sı çok
önemlidir. Besin elementlerinin en
rahat alınabileceği toprak pH’sı 6-7
arasındadır.
• Toprağın Organik Maddesi:
Toprağın organik maddesi toprağın
fiziksel, kimyasal ve biyolojik
özellikleri üzerine olumlu etkide
bulunurken uygulanacak gübrelerin
alınabilirliği ve etkinliğinin arttırılması
üzerine de dolaylı olarak etkili
olmaktadır.
• Toprağın Katyon Değişim
Kapasitesi: Toprağa verilen mineral
gübreler toprak suyunda çözünerek
elektriksel yük (+) veya (-) yük
kazanırlar, bu yükleri sayesinde
elektriksel yüke sahip olan kil
ve hümüs maddeleri tarafından
tutularak sulama suyu ile toprağın
derinliklerine doğru yıkanmaları
önerilir. Bir toprağın katyon tutma
kapasitesi ne kadar yüksek ise
o toprağa verebileceğimiz gübre
miktarı da artar. Özellikle kumsal
yapıya sahip topraklarda katyon
değimi kapasitesinin az olması
nedeni ile gübrelemenin tek bir
defada yapılmayıp birkaç defa
yapılması gerekmektedir. Katyon
değim kapasitesi düşük toprakların
bu özelliğinin arttırılması organik
maddenin toprağa verilmesi ile
mümkündür.
Kültürel İşlemler
➤ Toprak İşleme: Meyve ağaçları
dikildikleri toprakları uzun yıllar işgal
eder. Bu sebeple düzenli toprak işleme
yapılamaz. Özellikle dikimin ilk yıllarında
tarla yabancı ot mücadelesi açısından
işlenmelidir. Ancak meyve bahçelerinde
derin toprak işleme yapılmamalıdır.
Çünkü derin işleme kılcal köklere zarar
verebilir. Gübreleme açısından özellikle
fosfor ve potasyum toprak işlenerek veya
bant şeklinde açılarak kök bölgesine
yakın olacak şekilde verilmelidir. Eğer
işlenmeden verilirse verilecek gübre
miktarı artmaktadır.
➤ Dikim Sıklığı: Birim alana dikilen ağaç
sayısı arttıkça verilmesi gereken gübre
miktarı da artmaktadır.
➤ Meyve Yetiştiriciliğinde Gübreleme
Meyve ağaçları topraktan yıllık önemli
miktarlarda besin elementi kaldırırlar.
Bu kaldırılan besin elementleri ikame
edilemez ise ağaçlarda bir takım
beslenme bozuklukları ve verim düşüşleri
görülür. Bu durumun önlenebilmesi için
gerekli besin elementlerinden yeteri kadar
takviye yapılmalıdır.
➤ Meyve Yetiştiriciliğinde Organik
Gübreleme
Bitkisel ve hayvansal kökenli organik
materyaller (artık ve atık), belirli bir
olgunlaştırma (fermentasyon) sisteminden
geçirilmesi sureti ile tarımda kullanılabilir
hale getirilir. Bu gübrelere organik
gübreler adı verilmektedir. Ancak daha
geniş anlam içinde bu organik gübrelere
ilave olarak yeşil gübre bitkilerinin toprağa
karıştırılması sureti ile yapılan işlem, yeşil
gübreleme olarak kabul edilmektedir.
Organik gübrenin etkinliği sadece toprak
verimliliği yönünden olmayıp, bünyesinde
ihtiva ettiği makro ve mikro besin
elementleri nedeni ile de kullanılmaktadır.
Organik gübreler içerdikleri besin
elementleri ile bitki beslenmesine
katkıda bulunurken bir yandan da
toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik
özellikleri üzerine (toprakta su tutma
kapasitesini dengeler, toprakta
havalanma kapasitesini
dengeler, toprakta sıcaklığı
arttırır, toprakta kaymak
tabakası oluşumunu
azaltır, toprak
6 www.tarimturk.com.tr
TT
TARIM
TÜRK
UZMAN GÖRÜŞÜ
erozyonunu önler, toprakta yarayışsız formda olan besin
maddelerinin yarayışlı hale gelmesini sağlar, toprağın pH değerini
dengede tutar, toprağın besin maddesi tutma kapasitesini arttırır,
toprakta tamponlama yaparak besin elementi toksisitesini önler,
toprakta tuzluluğun etkisinin az görülmesini sağlar, toprakta
bitki köklerinin gelişmesini teşvik eder, bitki besin maddesi
kaynağıdır, topraktaki bir çok mikroorganizmanın gelişmesi
üzerine olumlu yönde etki eder, toprak canlılarının bir çoğu için
bir enerji kaynağıdır) olumlu etki yaparlar.
Organik gübreler; yeşil gübreler, çiftlik gübreleri, ev ve sanayi
artıkları olarak sınıflandırılabilir (Kacar ve Katkat, 2007). Meyve
bahçelerinde yeşil gübreleme ancak çapalama sonucu yabancı
otların toprağa karıştırılması ile yapılabilir. Ev ve sanayi artıklarının
kullanılması da pek yaygın değildir. Pratikte organik gübreleme
amacıyla genellikle ahır gübresi kullanılmaktadır. Ahır gübresinin
iyi yanmış (olgunlaşmış) olması gereklidir.
Meyve ağaçlarında mineral gübrelemeye ilave olarak ilk yıldan
itibaren her yıl için ağaç başına 5-10 kg çiftlik gübresi verilebilir.
Verim çağındaki meyve bahçelerinde 2-3 yılda bir olmak üzere
iklim şartlarına göre sonbahar veya ilkbahar başlangıcında
dekara 3-4 ton olacak şekilde iyi yanmış (olgunlaşmış) ahır
gübresi verilmelidir. Ahır gübresi uygulaması ya tüm araziye
gübrenin homojen şekilde dağıtılarak meyve ağaçları arasının
sürülmesi şeklinde uygulanır, ya da ağaçların taç iz düşümüne
gelecek şekilde gövdeden 50 cm uzaklıktaki 30-50 cm
genişliğinde ki alana halka şeklinde homojen olarak dağıtılarak
uygulanması şeklinde yapılır. Bu uygulama şeklinde tüm araziye
uygulamaya göre daha az gübre kullanılır.
➤ Meyve Yetiştiriciliğinde Yeşil Gübreleme
Toprağın yapısını düzeltmek, organik madde ve besin maddesi
temin etmek için meyve bahçelerinde meyve ağaçlarının
gövdesinden belli bir uzaklıkta yetiştirilen baklagil türü bitkilerin
toprağa gömülmesi ile yeşil gübre uygulaması yapılır. Bu bitkilerin
ekim zamanı bölge şartlarına göre değişebilir fakat bitkiler
çiçeklenme devresine gelmeden önce toprağa karıştırılmalıdır.
➤ Organik gübrelerin uygulanmasında dikkat edilmesi
gereken hususları
• Uygulanacak olan organik gübrelerden azami faydanın
sağlanabilmesi için C/N oranının 1/20 den küçük olmasına
dikkat etmelidir,
• Uygulanacak olan organik gübrelerin (özellikle çiftlik
gübrelerinin) iyi yanmış olmaları gerekir,
• Uygulama öncesi besin maddeleri miktarlarının bilinmesi
ve uygulanacak miktarın besin maddesi içeriğine göre
belirlenmesi gerekir,
• Organik gübrelerin uygulamadan önce eğer
bekletilecekse ortam şartlarından en az etkilenecek şekilde
depolanmaları sağlanmalıdır,
• Organik gübrelerden meydana gelebilecek
besin maddesi kayıplarını asgaride tutabilmek
amacıyla tarlaya uygulanan gübre açıkta
bırakılmamalı, tarlaya getirilen gübre tarlaya
uygulanır uygulanmaz pulluk ile toprak altına getirilmelidir,
• İyi olgunlaşmamış organik gübreler tarlaya
uygulandıklarında bitkilere faydadan çok zarar verebilirler,
çünkü olgunlaşma (çürüme) toprakta devam ederken
mikroorganizmalar (bakteriler) topraktaki besin maddelerini
kullanırlar,
• Yeşil gübrelemede yeşil gübre bitkisinin sürülerek
toprağın altına getirileceği zaman çok iyi ayarlanmalıdır.
Eğer bitki gömüldükten sonra esas bitki ekimi yapılacaksa,
gömülen bitkiye çürümesi için yeterli zaman bırakılmalıdır,
• Uygulanacak olan organik gübrelerin sadece bir besin
maddesi sağlamadığını, aynı zamanda toprak yapısını
olumlu olarak etkileyen bir materyal olduğu unutulmamalı
ve uygulamalarda bu özelliğe dikkat edilmelidir
➤ Meyve Yetiştiriciliğinde Tesis Gübrelemesi
Meyve bahçesinde fidan dikim çukurları açılmadan önce yapılan
gübreleme tesis gübrelemesi olarak adlandırılır. Burada toprak
analizi sonuçlarına göre besin elementleri kimyasal gübrelerle
takviye edilir. Eğer pH ile ilgili bir sorun varsa kireç ya da kükürt
ilavesi ile pH düzeltilmesi yoluna gidilir. Bu çeşit gübrelemede
dikimi yapılacak fidanların tam verim çağına gelince köklerinin
ulaşabileceği derinliğe toprakta hareketi az olan K ve P’ lu
gübrelerin derin toprak işlemesi ile toprağın derinliği verilmesi
gerekir. Böylece fidanların ileriki yıllarda ihtiyacı olan P ve
K istenilen derinliğe verilmiş olur. Ayrıca K ve P’lu gübreler,
bitkilerin kök sistemini geliştireceğinden ileriki yıllarda besin
elementi ihtiyacı da bu şekilde karşılanmış olacaktır. Toprakların
çok kumlu ve milli olması durumunda temel gübreleme içerisine
Mg’lu gübre de dahil edilebilinir. Tesis gübrelemesinde verilecek
gübre miktarları mutlaka toprak analizlerine göre yapılmalıdır.
➤ Meyve Yetiştiriciliğinde Fidan Gübrelemesi
Meyvecilikte fidan gübrelenmesinde, ilk yıllarda fidan kök
sisteminin iyi gelişebilmesi için P’lu gübre ile iyi bir şekilde
gübrelenmelidir. Eğer toprakta mikro element noksanlığı varsa,
bu gübrelerde gübreleme programına alınmalıdır. Fidan dikiminde
fidanların dikimi için açılan çukurun üst kısmından çıkan toprağın
içine toprağın organik madde miktarına göre birkaç litre
iyi yanmış hayvan
gübresi karıştırılır. Sonra fidan
başına 100-150g
TSP, 100g K2SO4 karıştırılır ve
bu karışım fidan dikim çukurunun tabanına
yerleştirilir ve fidan dikimi yapılır. Çukurun
boş kalan kısmına fidan dikim
çukurunun içinden çıkan toprak
yerleştirilir, iyice sıkıştırılır, sulama
çanağı yapılarak can suyu verilir.
Genellikle N ’lu gübreler fidan
www.tarimturk.com.tr 7
UZMAN GÖRÜŞÜ
TT
TARIM
TÜRK
dikim çukurunun sulama çanağının içine
üstten uygulanmalıdır. Dikimden 2-3
ay sonra ilk suda (Mayıs) fidan başına
50 gram Amonyum Sülfat verilmelidir
(Çolakoğlu, H., 2009)
➤ Meyve Yetiştiriciliğinde Mineral
Gübreleme
➤ Azotlu Gübreleme
Meyve ağaçları için en çok kullanılan
azotlu gübreler amanyum sülfat ( %21
), Amanyum Nitrat ( % 20.5 ), Kalsiyum
Amanyum Nitrat ( % 26 ), ve üredir.
Damlama sulama ile gübrelemede ise %
33 azot içeren Amonyum Nitrat kullanılır.
Toprak, iklim ve ekonomik faktörler
meyve ağaçlarında hangi azotlu gübrenin
kullanılması gerektiğini belirleyen önemli
etmenlerdir. Uygulanacak azotlu gübre
miktarının belirlenmesinde toprağın yapısı
ve azot kapsamı, meyve ağacının azot
ihtiyacı dikkate alınmalıdır. Toprak ve
yaprak analiz sonuçlarına göre belli bir
miktarda ve çeşitte gübre uygulaması
yapılmalıdır. Azotlu gübreler, azotun
toprakta çabuk ayrışması hareketli
olması nedeniyle çabuk yıkanması,
bitki tarafından çok çabuk tüketilmesi ve
meyve ağacı için uzun bir gelişme dönemi
ihtiyacı olması gibi sebeplerden dolayı
tek seferde değil bölünerek 2 defada
uygulanır. Analiz sonuçlarına göre ihtiyaç
olan azotlu gübrenin yarısı iklim şartlarına
göre şubat-mart aylarında, diğer yarısı ise
mayıs haziran ayında ilk sulama ile birlikte
verilir. Azotlu gübreler ağacın mahsule
yatmamış olmasına, mahsul yıllarında
olmasına göre ağacın gövdesinden belli
bir uzaklıktan itibaren, ağaçların taç iz
düşümleri arasında kalan bölgeye daire
şeklinde muntazam olarak serpilerek
tırmık veya çapa ile toprağa karıştırılması
şeklinde uygulanır.
Meyve bahçelerinde azotlu gübreleme
uygulaması genellikle ağaç başına
uygulanacak azotlu gübrenin yarısı veya
1/3’ü ilk uygulamada, 1/3’ü veya 1/4’ü
meyve tutumunda ve geriye kalan 1/3’ü
veya 1/4’ü ise meyve irileşme döneminde
uygulanmalıdır. İklim şartlarının uygun
olmaması durumunda ise azotlu gübreler
iki ayrı dönemde uygulanabilir. İlk
uygulamada azotlu gübrenin %40’ı veya
yarısı (sürgün faaliyetinin başlamasından
2-3 hafta önce) %60’ı veya diğer yarısı
meyve tutumunda uygulanır. Bu uygulama
özellikle sonbaharın soğuk havalarından
meyvelerin zarar gördüğü yörelerde
yapılmalıdır.
➤ Fosforlu Gübreeleme
Meyve ağaçlarında temel gübrelemede
genellikle fosforlu gübre olarak triple süper
fosfat ( % 43 P2O5 ) ve DAP (%18 N+%46
P2O5) gübreleri kullanılmaktadır. Fosforlu
gübreler kışlık gübre olarak bilinirler.
Damlama sulama ile gübrelemede ise
MAP (%12 N+%61 P2O5) ve MKP
(%34 K2O+%52 P2O5) gübreleri
kullanılmaktadır. Meyve ağaçlarında
uygulanacak fosforlu gübre miktarı analiz
sonuçlarına göre belirlenmelidir. Fosforlu
gübreler meyve bahçelerinde iki değişik
yöntemle verilebilir.
Bunlardan birincisi ağaçların taç iz
düşümlerine 30 cm genişlikte, 15-20 cm
derinlikte daire şeklinde açılacak banda
muntazam olarak serpilerek üzerinin
kapatılmasıdır. Ancak bu uygulama ile
ağaç kökleri kesileceğinden uygulanması
dikkat istemekte olup sakıncalıdır. İkinci
yöntem ise ağaçların taç iz düşümleri
altında bir daire üzerinde ağacın
büyüklüğüne göre açılacak değişik
sayıda (16-32 adet) 15-20 cm derinlikteki
çukurlara muntazam ve eşit olarak
dağıtılarak üzerinin toprakla örtülmesidir.
Bu uygulama pratik olarak belirtilen daire
üzerinde bel küreği ile bir çukur açıp
gerekli gübre toprağa konulduktan sonra
bel küreğinin topraktan çekilerek üzerinin
düzeltilmesi şeklinde yapılabilmektedir.
Toprakta fosforun bitki kök derinliğine
doğru hareket kabiliyetinin çok az olması
ve ağaçların çiçeklenme dönemi öncesi,
çiçeklenme ve meyve tutumunda fazla
miktarda fosfora ihtiyaç duyması nedeni
ile fosforun tamamı ilk gübre uygulama
zamanı olan sürgün faaliyetinden önce
uygulanır. İklim şartları (yağış) nedeni
ile sürgün faaliyeti döneminde gübre
uygulama imkanı olmaması durumunda
fosforlu gübre ile birlikte potasyumlu
gübreler (azotlu gübre hariç) geç
sonbaharda da uygulanabilir.
➤ Potasyumlu Gübreleme
Meyve ağaçlarında temel gübrelemede
genellikle potasyumlu gübre olarak
potasyum sülfat (%50 K2O) gübresi
kullanılmaktadır. Damlama sulama ile
gübrelemede ise potasyum nitrat (%13
N+%46 K2O), gübresi kullanılmaktadır.
Toprak analiz sonuçlarına göre toprakta
potasyum noksanlığı görülüyorsa
belirlenen miktardaki potasyumlu
gübre fosforlu gübrenin uygulanması
gibi toprağa verilebilir. Ayrıca fosforlu
gübrelerle birlikte aynı zamanda
uygulanabilir.
Fosfor kadar olmasa bile bitki besin
elementi olarak potasyumun da toprak
derinliğine doğru hareket kabiliyeti azdır.
Bu nedenle meyve bahçelerinin bulunduğu
bölgelerde gübre uygulamasından
sonra aşırı yağışların çok fazla olmaması
8 www.tarimturk.com.tr
TT
TARIM
TÜRK
UZMAN GÖRÜŞÜ
nedeni ile potasyumlu gübrelerin tamamı
veya 2/3’ü fosforla birlikte bant halinde
verilebilir. Potasyumlu gübrenin geriye
kalan kısmı ise meyve tutum döneminde
azotlu gübre ile birlikte uygulanabilir.
➤ Meyve Yetiştiriciliğinde Yapraktan
Gübreleme
Yaprak gübreleri bileşimlerinde ana besin
maddeleri (N-P-K) yanında içerisinde ve
demir, çinko, bakır, mangan, magnezyum
ve diğer elementleri bulunduran, yaprağa
püskürtülerek uygulanabilen gübrelerdir.
Yaprak gübrelerinin bileşimleri
uygulanacak element durumlarına göre
farklı farklı olabilmektedir. Yapılan yaprak
analiz sonuçlarına göre eksik olan besin
maddelerini bünyesinde bulunduran
yaprak gübresi çeşidi seçilerek
uygulanmalıdır. Meyve ağaçlarına
yaprak gübresi, belli bir hacimdeki suya
belirlenen dozda yaprak gübresinin
karıştırıldıktan sonra elde edilen eriyiğin
ağaçlara püskürtülmesi suretiyle
uygulanır. Uygulamada hava sıcaklığının
fazla olmamasına dikkat edilmeli sabah,
akşam veya gece uygulama yapılmalıdır.
Uygulamayı takiben 24 saat içinde yağmur
yağarsa yeniden gübreleme yapılmalıdır.
Yapraktan uygulamada belirlenen
dozdan daha fazla miktarda yaprak
gübresi kullanıldığında yapraklarda
ve meyvelerde yakma olacağından
zararlıdır. Uygulama yaparken yaprakların
alt ve üst düzeylerinin tamamen gübre
solüsyonu ile ıslatılmasına, tüm yeşil
aksamda kuru yer kalmayıncaya kadar
püskürtmeye devam edilmelidir. Yaprak
gübreleri meyve ağaçlarında ortalama
üç dönemde uygulanmalıdır, birincisi
çiçeklenme sonrası, ikincisi meyve
tutumundan sonra, üçüncüsü ikinciden
15-20 gün sonra uygulanmalıdır.
Yaprak gübreleri uygulamaları aynı
döneme rastlayan bazı zirai mücadele
ilaçlarıyla karıştırılarak uygulanabilir.
Ancak kullanılan yaprak gübresi
çeşidinin mücadele ilaçlarıyla karıştırılıp
karıştırılamayacağı incelenmeli, şayet
karıştırılabiliyorsa karışım hazırlandıktan
sonra bekletilmeden uygulanmalıdır.
➤ Yapraktan Gübreleme
➤ Damla Sulama İle Gübreleme
(Fertigasyon)
Son yıllarda sulama yöntemlerinde
uygulanan yeni teknolojiler gübrelerin
uygulanmasında da bazı kolaylık ve
yenilikleri beraberinde getirmiştir. Örneğin
damla sulama sistemi modern meyve
bahçelerinin vazgeçilmez ekipmanı haline
gelmiştir. Bu durum gübre uygulamalarının
da sulama suyu ile verilmesini sağlamıştır.
Kültür bitkilerinin en doğru bir şekilde
sulanmasında kullanılan damla sulama
sistemi ile gübreleme “Fertigasyon”
adı verilmektedir (Çolakoğlu, 1990). Bu
uygulama zaman işçilik ve yakıt tasarrufu
bakımından çok uygun bir yöntemdir.
Damla sulama ile birlikte suda kolay
çözünür mineral gübrelerin verilmesi
bitkinin su tüketim ve sulama programına
bağlıdır. Bu nedenle bitkinin gelişme
dönemleri dikkate alınarak damla sulama
ile gübreleme programları yapılmalıdır
Fertigation yönteminde kullanılacak
gübre miktarı klasik yöntemlerden daha
azdır.
Öte yandan fertigation yöntemi ile
gübrelenmiş bahçelerde klasik yönteme
göre daha fazla verim alınmaktadır
(Çolakoğlu, 2009). Damla sulama ile
suyun toprağın belirli bir bölgesine
(derinliğine) verilmesi nedeni ile sulama
suyunun kalitesi büyük önem taşır.
Sulama suyu kalitesinde tuz değeri
(Elektriki İletkenlik=E.C) 1-1.5 mS/
cm’den büyük olması durumunda damla
sulamada tuzluluk yönünden büyük
problemle karşılaşılır.
Sulama suyu kalite belirlenmesinde
Elektriki İletkenlik (E.C), Bor, Klor (Cl) ve
Sodyum (Na) miktarı çok önemlidir. Bir
meyve bahçesinin sulama yöntemi damla
Sistemi ise, mineral gübrelemenin de
damla sulama ile yapılması gerekir. Ancak
gerek gübreleme maliyetinin azaltılması
ve gerekse bitkinin sulama başlangıcına
kadar olan besin maddesi ihtiyacının
karşılanması için bir kısım gübreler
topraktan verilmelidir.
Topraktan verilen gübreler Kış-İlkbahar
yağışları ile yarayışlı hale gelerek
bitkiler tarafından alınır. Damla sulama
ile kullanılacak gübrelerin, suda erime
(çözünme) oranı yüksek olmalı, katkıdolgu
ve kaplama maddesi ihtiva etmemeli,
tuzluluk indeksi (etkisi) düşük olmalı,
fizyolojik asit karakterli olmalı,bulanıklık ve
tortu yapmamalıdır. Meyve bahçelerinde
damlama sulama ile gübrelemede en
çok Amonyum Nitrat (%33-34 N), Üre
(%46 N), Mono Amonyum Fosfat (MAP)
(% 12 N + % 61 P2O5) Fosforik Asit (1
kg P2O5/litrede % 85’lik), Mono Potasyum
Fosfat (MKP) (% 52 P2O5 + % 34 K2O),
Potasyum Nitrat (% 13 N + % 46 K2O),
Kalsiyum Nitrat (% 15.5 N + % 26 CaO),
Mağnezyum Sülfat (% 16 MgO + % 13
S), Mağnezyum Nitrat (% 16 MgO + % 10
N). Fe-EDTA (% 13 Fe ), Fe.EDDHA ( %5
Fe), Çinko Sülfat (% 22 Zn) Mangan Sülfat
( %24 Mn), Bakır Sülfat (%25 Cu), Borik
Asit (%17 B) gübreleri kullanılmaktadır
(Çolakoğlu, 2009).
KAYNAKLAR
• Çolakoğlu, H., 1990. Fertigation.
Damlama-Gübreleme.
E.Ü.Z.F.Toprak Bölümü. Bornova-
İzmir. Çolakoğlu, H., 2009.
Turunçgillerde Dengeli Gübreleme.
(http:// www. toros. com. tr /
turkce /ud_turuncgil3. asp) http://
hobibahcemiz.net/viewtopic.
php?f=111&t=39. (Erişim Ağustos
2011) Kacar, B. ve Katkat, A.V.,
2006. Bitki Besleme. Nobel Yayın
No: 849. Fen ve Biyoloji Yayın
Dizisi:29 ISBN 975-591-834-5.
2. Basım, s.1-589 Ankara.Kacar,
B., Katkat, V., 2007. Gübreler ve
Gübreleme Tekniği. Nobel Yayın
No: 1119. Fen ve Biyoloji Yayın
Dizisi:34 ISBN 978-9944-77-
159-7.2. Basım, s.1-538 Ankara.
Yagmur, B., 2009. Bahçe Bitkilerini
Gübrelenmesi Ders Notları..
s.1-65. E.Ü.Z.F.Toprak Bölümü.
Bornova- İzmir. www.bahce.biz/
gubre/meyvedegubre.htm Erişim
Ağustos 2011) (Gedikoğlu, İ.,
Eyüpoğlu, F., Kurucu, N., Altıntaş,
S., Gübrelemenin Önemi. Ed. Öner
E., Tarım Bakanlığı Yayınları).
www.tarimturk.com.tr 9
SEKTÖRDEN
TT
TARIM
TÜRK
Suda Çözünür Bakır Şelat (Cu) %0,6
Suda Çözünür Çinko Şelat (Zn) %4
Suda Çözünür Mangan Şelatı (Mn) %3
Suda Çözünür Demir Şelatı (Fe) %2
Suda Çözünür Bor (B) %1,4
Suda Çözünür Molibden (Mo) %0,05
pH 6,5
VAPMIX Bitkilerin Sağlığı ve Verimi İçin Önemli
Mikro bitki besin maddeleri, bitkilerin sağlıklı büyümesi,
gelişmesi ve verimli ürünler elde etmesi için hayati öneme
sahiptir. Bu besin maddeleri, bitkilerin küçük miktarlarda ihtiyaç
duyduğu minerallerdir ancak bitkisel metabolizma için kritik
öneme sahiptirler.
Suda Çözünür Bakır Şelat (Cu) %0,6
Vapmix, bitkilerin
Suda
mikro
Çözünür
besin
Çinko
maddelerini
Şelat (Zn)
yeterli ve dengeli
%4bir
şekilde alabilmelerini Suda Çözünür sağlamak Mangan Şelatı için (Mn) kullanılır. Bitkilerin mikro %3
Suda Çözünür Demir Şelatı (Fe) %2
besin maddeleri Suda ihtiyacına Çözünür Bor (B) kısa sürede cevap veren zengin %1,4
içerikli besin karışımıdır. Suda Çözünür Molibden (Mo) %0,05
pH 6,5
VAPMIX’in Bitkilerde Fonksiyonu: Sağlıklı bitki büyümesi
ve gelişimi için gereklidirler. Bitkide çeşitli metabolizma
VAPMIX Bitkilerin Sağlığı ve Verimi İçin Önemli
faaliyetlerinde rol Mikro alırlar. bitki besin maddeleri, bitkilerin sağlıklı büyümesi,
VAPMIX’in Topraktaki gelişmesi ve Yarayışlılığı: verimli ürünler elde Yoğun etmesi için tarım hayati öneme yapılan
sahiptir. Bu besin maddeleri, bitkilerin küçük miktarlarda ihtiyaç
durumlarda, noksanlıklarda,
duyduğu minerallerdir
alkali
ancak bitkisel
ve
metabolizma
tuzlu ortamlarda
için kritik
yetiştirilen çeşitli öneme ürünlerde sahiptirler. uygulanması gerekir. Toprakta
Vapmix, bitkilerin mikro besin maddelerini yeterli ve dengeli bir
çeşitli faktörlerden dolayı bitkiye yarayışsız durumda olabilen
şekilde alabilmelerini sağlamak için kullanılır. Bitkilerin mikro
iz elementler doğru besin maddeleri kombinasyon ihtiyacına kısa ve sürede şelatlı cevap formda veren zengin bitkiye
yapraktan veya içerikli topraktan besin karışımıdır. uygulanır.
VAPMIX’in Bitkilerde Fonksiyonu: Sağlıklı bitki büyümesi
Hızlı Etki: Hızlı
ve
sonuçlarla
gelişimi için
bitkinin
gereklidirler.
sağlıklı
Bitkide
büyümesini
çeşitli metabolizma
ve uzun
süre üretimini arttırır. faaliyetlerinde rol alırlar.
VAPMIX’in Topraktaki Yarayışlılığı: Yoğun tarım yapılan
Verim ve Kaliteyi Arttırır:
durumlarda, noksanlıklarda, alkali ve tuzlu ortamlarda
• Klorofil üretimini ve meyve tutumunu arttırır.
yetiştirilen çeşitli ürünlerde uygulanması gerekir. Toprakta
• Mikrobesin çeşitli eksikliklerinden faktörlerden dolayı kaynaklanan bitkiye yarayışsız bitki durumda problemlerini
olabilen
iz elementler doğru kombinasyon ve şelatlı formda bitkiye
giderir.
yapraktan veya topraktan uygulanır.
• Yapraktan Hızlı Etki: uygulamada Hızlı sonuçlarla bitkinin yapraktan, sağlıklı büyümesini topraktan
ve uzun
süre üretimini arttırır.
uygulamada kökten kolayca emilir.
Verim ve Kaliteyi Arttırır:
• Bileşiminde • bulunan Klorofil üretimini çinko, ve demir, meyve tutumunu bor, bakır, arttırır. mangan ve
molibden • iz Mikrobesin elementleri eksikliklerinden bitkinin kaynaklanan dengeli bitki beslenmesini
problemlerini
giderir.
sağlar. • Yapraktan uygulamada yapraktan, topraktan
• Bitki boyu, dal uygulamada sayısı ve yaprak kökten kolayca alanını emilir. artırır.
• Bileşiminde bulunan çinko, demir, bor, bakır, mangan ve
• Bol çiçeklenme, dane bağlama ve meyve tutumunu teşvik
molibden iz elementleri bitkinin dengeli beslenmesini
eder.
sağlar.
• Meyve dökümünü
• Bitki boyu,
en aza
dal sayısı
indirir.
ve yaprak alanını artırır.
• Bol çiçeklenme, dane bağlama ve meyve tutumunu teşvik
• Bitki besin elementi eder. noksanlıklarını önler, noksanlık sonucu
görülen arazları • Meyve düzeltir dökümünü ve sararmaları en aza indirir. giderir.
• Bitki besin elementi noksanlıklarını önler, noksanlık sonucu
• Bu özellikleri ile verim ve kaliteyi önemli ölçüde artırır.
görülen arazları düzeltir ve sararmaları giderir.
• Bu özellikleri ile verim ve kaliteyi önemli ölçüde artırır.
KULLANIM MİKTARI:
1- Yapraktan Uygulama
KULLANIM MİKTARI:
1- Yapraktan Uygulama
ÜRÜNLER
2- Topraktan Uygulama
Mikro Bitki Besin Maddeleri ve Fonksiyonları
1. Demir (Fe): Klorofil üretimi için önemlidir ve bitkilerin yeşil
renkli yapraklarının oluşumunda rol oynar.
2. Mangan (Mn): Fotosentez reaksiyonları ve enerji üretimi
için gerekli bir elementtir.
3. Çinko (Zn): Enzim aktiviteleri için kritik öneme sahiptir ve
bitkilerin büyümesi ve gelişmesi için gereklidir.
4. Bor (B): Hücre duvarı oluşumu, çiçeklenme ve tohum
oluşumu için gereklidir.
5. Bakır (Cu): Klorofil üretimi, hücresel solunum ve bitkilerin
genel büyümesi için gereklidir.
6. Molibden (Mo): Nitrojen fiksasyonu ve amino asit sentezi
Mikro Bitki Besin Maddeleri ve Fonksiyonları
1. Demir (Fe): için Klorofil kritik üretimi bir elementtir.
için önemlidir ve bitkilerin yeşil
renkli yapraklarının oluşumunda rol oynar.
2. Mangan (Mn): Fotosentez reaksiyonları ve enerji üretimi
Mikro Bitki Besin Maddeleri Eksikliği ve Belirtileri
Mikro besin maddeleri eksikliği, bitkilerde ciddi sorunlara yol
açabilir. Mikro besin maddeleri noksanlık belirtileri bitkilerde
kloroz, yapraklarda şekil bozukluğu lekeler veya kuruma
şeklinde kendini belli eder. Bitki büyümesi ve gelişimi yavaşlar,
verim ve kaliteyi olumsuz etkiler. Bu nedenle, bitkilerin mikro
besin maddeleri ihtiyacının karşılanması büyüme, gelişme ve
ürün kalitesi için hayati önem taşır.
Mikro Bitki Besin Maddeleri Gübresi Kullanımı
1. Dozaj: Mikro besin maddeleri gübresinin doğru dozajını
bilmek önemlidir. Aşırı kullanım bitkilere zarar verebilir.
2. Uygulama Yöntemi: Yapraktan uygulamada yapraktan,
topraktan uygulamada topraktan kolayca emilir.
3. Uygulama Zamanı: Bitkilerin büyüme dönemlerinde ve
eksiklik belirtileri görüldüğünde uygulanmalıdır.
Sonuç olarak, Vapmix, bitkilerin sağlığı, büyümesi ve verimi
için hayati öneme sahip olan mikro besin maddelerini temin
etmek için kullanılır. Doğru dozaj, uygulama yöntemi ve
zamanlamayla kullanıldığında bitkilerin mikro besin maddeleri
ihtiyacını karşılayabilir ve sağlıklı bir bitki gelişimi sağlayabilir.
için gerekli bir elementtir.
3. Çinko (Zn): Enzim aktiviteleri için kritik öneme sahiptir ve
bitkilerin büyümesi ve gelişmesi için gereklidir.
4. Bor (B): Hücre duvarı oluşumu, çiçeklenme ve tohum
oluşumu için gereklidir.
5. Bakır (Cu): Klorofil üretimi, hücresel solunum ve bitkilerin
genel büyümesi için gereklidir.
6. Molibden (Mo): Nitrojen fiksasyonu ve amino asit sentezi
için kritik bir elementtir.
Mikro Bitki Besin Maddeleri Eksikliği ve Belirtileri
Mikro besin maddeleri eksikliği, bitkilerde ciddi sorunlara yol
açabilir. Mikro besin maddeleri noksanlık belirtileri bitkilerde
kloroz, yapraklarda şekil bozukluğu lekeler veya kuruma
şeklinde kendini belli eder. Bitki büyümesi ve gelişimi yavaşlar,
verim ve kaliteyi olumsuz etkiler. Bu nedenle, bitkilerin mikro
besin maddeleri ihtiyacının karşılanması büyüme, gelişme ve
ürün kalitesi için hayati önem taşır.
Mikro Bitki Besin Maddeleri Gübresi Kullanımı
1. Dozaj: Mikro besin maddeleri gübresinin doğru dozajını
bilmek önemlidir. Aşırı kullanım bitkilere zarar verebilir.
2. Uygulama Yöntemi: Yapraktan uygulamada yapraktan,
topraktan uygulamada topraktan kolayca emilir.
3. Uygulama Zamanı: Bitkilerin büyüme dönemlerinde ve
eksiklik belirtileri görüldüğünde uygulanmalıdır.
Sonuç olarak, Vapmix, bitkilerin sağlığı, büyümesi ve verimi
için hayati öneme sahip olan mikro besin maddelerini temin
etmek için kullanılır. Doğru dozaj, uygulama yöntemi ve
zamanlamayla kullanıldığında bitkilerin mikro besin maddeleri
ihtiyacını karşılayabilir ve sağlıklı bir bitki gelişimi sağlayabilir.
Suda, tavsiye edilen konsantrasyonlarda çözünür ve hiçbir
kalıntı bırakmaz.
Birçok gübre ve zirai ilaç ile karışabilir. Karıştırmadan önce test
edilmesi tavsiye edilir.
Suda, tavsiye edilen konsantrasyonlarda çözünür ve hiçbir
kalıntı bırakmaz.
Birçok gübre ve zirai ilaç ile karışabilir. Karıştırmadan önce test
edilmesi tavsiye edilir.
UYGULAMA DOZU
ÜRÜNLER Meyve ağaçları (Sert çekirdekli meyveler, yumuşak çekirdekli meyveler,
UYGULAMA DOZU
120 g / 100 lt su
turunçgiller ve zeytin)
Meyve ağaçları (Sert Sebzeler çekirdekli meyveler, yumuşak çekirdekli meyveler,
120-180 gr / 1000 m 2
120 g / 100 lt su
turunçgiller ve zeytin)
2- Topraktan Uygulama
Sebzeler 120-180 gr / 1000 m 2
ÜRÜNLER
UYGULAMA DOZU
175-500 gr /1000 m 2
Meyve ağaçları (Sert çekirdekli meyveler, yumuşak çekirdekli meyveler, narenciye ve zeytin)
50-100 gr / Ağaç
Sebzeler 250-300 gr / 1000 m 2
ÜRÜNLER
UYGULAMA DOZU
VAPCO TARIM İLAÇ PAZ. DAĞ. VET. İTH. İHR. LTD. ŞTİ.
175-500 gr /1000 m 2
Meyve ağaçları (Sert Yaşamkent çekirdekli Mah. meyveler, 3250 Cad. yumuşak A Blok No: çekirdekli 6 – A / 101 Çankaya meyveler, / ANKARA narenciye Tel: 0 312 ve 217 zeytin) 22 06 Fax: 0 312 217 22 16
50-100 gr / Ağaç
10 www.tarimturk.com.tr
Sebzeler 250-300 gr / 1000 m 2
VAPCO TÜRKİYE’DE
KALİTE TÜRKİYE’DE
Mikro boyutta maksimum verim
Bitkilerin ihtiyacı olan her
Element VAPMIX’te
UZMAN GÖRÜŞÜ
TT
TARIM
TÜRK
ÜLKEMİZDE MİKRO SULAMA YÖNTEMLERİNİN
UYGULANMASI, SU KAYNAKLARININ KORUNMASI
BEKLENTİLERİNİ KARŞILAMAKTA MIDIR?
Prof. Dr. Senih Yazgan
U.Ü. Ziraat Fakültesi Biyosistem Müh. Böl. Öğr. Üyesi
Toprak ve Su Kaynaklarına ilişkin geliştirme çalışmalarının çok
yönlü çalışmaları arasında Sulama, bugün olduğu gibi tarihin
her döneminde, tarımsal üretimin temel öğesini oluşturarak,
toplumların her kesimini etkilemiştir. Bu görünümüyle
Sulama, kapsamlı bir insanlık uğraşı ve uygarlık düzeyinin
göstergesi olarak nitelenebilir. Küresel iklim değişikliğine
bağlı su kaynaklarında yaşanan olumsuzluklar sonucunda
sulama, tarımsal yetiştiriciliğin en büyük güvencesi olmuştur.
Tatlı su kaynaklarının en büyük kullanıcısı olan tarım ve diğer
uygulamalar, su kaynakları üzerindeki baskısını her geçen
gün daha da arttırmaktadır. Günümüz sulama uygulamalarıyla,
tarımsal üretim arttırılırken; kaynak kaybının yanı sıra,
çevreye zarar verilmekte ve doğal dengenin bozulmasına
neden olunmaktadır. Ülkemizde sulama sistemleri, büyük
bir çoğunlukla kanal yada kanalet biçiminde tasarlanmış ve
buna bağlı olarak sulama alanlarının büyük bir bölümünde,
yüzey sulama yöntemleri kullanılmıştır. Tasarım biçimi ve
uygulanan sulama yöntemlerinin, başta buharlaşma olmak
üzere, su kayıpları ve bir dizi olumsuzlukları, su kaynakları
ve tarım alanlarının sürdürülebilirliğini tehlikeye sokmaktadır.
Yaşanan bu sorunlardan dolayı suyun etkin kullanımını
sağlamak düşüncesiyle sulama sistemlerinin yapımında
büyük çoğunlukta kapalı sistemlere geçilmiş ve suyun tarlada
düzeyinde kullanılmasını teşvik etmek amacıyla mikro sulama
yöntemlerine (damla ve mikro yağmurlama) faizsiz uzun yıl
ödemeli ya da %50’ye varan hibelerle destekler verilmiştir.
Bu yöntemlerin uygulanması; ülkemiz koşullarında bir
gereklilik olarak görülmekte, bu yolla, tarımda kullanılacak
su ve yanı sıra buharlaşma kayıplarının, büyük ölçekte
azaltılması beklenmektedir. Oysaki gelinen noktada bu
yöntemlerin kullanımı ile sulanabilir alan varlığı, su kaynakları
üzerindeki tüketim baskısı daha da artmıştır. Ülkemizde
toplam sulanabilir alan 25.75 milyon ha, ekonomik olarak
sulanabilecek alan ise 8.5 milyon ha olarak belirlenmiştir.
Bu öngörü 1970 yıllarının ortalarında yapıldığında sulama
yöntemlerinin uygulanabilirliğinde topografya bir kısıt kabul
edilmiştir. Ancak günümüzde gelişen teknoloji ile topografya
bir kısıt olmaktan çıkmış, dolayısıyla öngörülen bu sulanabilir
alan varlığının yakın bir gelecekte aşılması beklenmektedir.
Ülkemizde 2003 yılı itibariyle yıllık kullanılan su miktarı 40.1
milyar m³’dür.
12 www.tarimturk.com.tr
TT
TARIM
TÜRK
UZMAN GÖRÜŞÜ
Bu suyun 29.6 milyar m³’ü (%74) tarımsal
sulamada, 6.2 milyar m³’ü (%15) içme
ve kullanma suyu olarak, 4.3 milyar
m³’ü (%11) ise sanayi sektöründe
kullanılmaktadır..
Bu verilere bakıldığında potansiyel
su kaynaklarımız olan 112 milyar
m3’ün ancak %36’sının kullanıldığı
görülmektedir. Yapılan planlamalara
göre 2030 yılına kadar kullanılabilir su
potansiyelimizin tamamının kullanılması
hedeflenmekte ve bu oranların sırasıyla
%65, %15 ve %20 olacağı tahmin
edilmektedir. Ancak bu öngörü de
ülkemiz olası yağış rejiminde düzenliliğin
ve normal dağılımın olacağı beklentisi
bulunmaktadır. Küresel iklim değişikliğine
bağlı yağış rejimlerindeki düzensizlikler,
son yıllarda kendisini hissettirmeye
başlamıştır. Bu düzensizlikler kimi zaman
anlık-şiddetli yağışlar, kimi zaman da uzun
süreli kuraklıklar biçiminde görülmektedir.
Bu nedenle elde mevcut su kaynaklarını
gelecekte yaşanacak kuraklıklardan
etkilenmemek için en uygun bir biçimde
kullanımı gerekmektedir.
Su; besin güvenliği ve endüstriyel
hammadde temini yönünden, tarımsal
üretimin en önemli girdisini oluşturur.
Günümüzde üretilen gıdanın % 30-
40’ı tarım altındaki alanların % 17
sinden, sulama ile elde edilmektedir. Bu
konumuyla sulu tarımın; söz konusu en
büyük tatlı su kullanıcısı olarak, randımanlı
ve ekonomik olmayan uygulamalarla
gerçekleştirildiği gözlenmektedir.
Kaynakların sınırlı olup, nüfusun gittikçe
artması, suya olan istekleri arttırmakta ve
su kullanım sektörleri arasında bir rekabet
ortamının oluşmasına neden olmaktadır.
Bu durum, sulamada geleneksel
uygulamanın sorgulanmasına ve konuyu;
su yönetimi ile birlikte, sürdürebilirlilik
ilkesini gözeten bir bütünsellik içinde ele
alacak, ekonomik randımana dayalı, yeni
ve köklü, teknoloji uygulama arayışlarını
gerekli kılmaktadır.
Su kaynaklarının kullanımında tasarrufun
yapılabileceği en yaygın uygulama
tarımdır. Tarımın ülkemizde tatlı su
kaynaklarının kullanımındaki payı
%73’tür. Tarım yalnızca su kaynaklarını
kullanmakla kalmayıp, kullanılan kimyasal
gübre ve ilaçlarla su kaynaklarının
niteliğini de bozmaktadır. Bu sorunların
bütünü göz önüne alındığında tarımda
suyun etkin kullanımı konusunda suyun
kaynaktan sulanacak alana iletiminde
kapalı sistemlerin, tarla düzeyinde ise
mikro sulama yöntemlerinin kullanımı
gerekmektedir.
Gerek üreticilerin bilinçlenmesi gerekse
tarımsal destek kredi kolaylıkları mikro
sulama yöntemlerinin kullanımını
hızlandırmıştır. Nitekim 2002 yılı başında
damla sulama yöntemine sahip işletme
sayısı 58 069 iken 2009 yılında bu sayı
219 052 ulaşmıştır. Bu veriler dışında kayıt
altına alınmamış çok sayıda işletmenin
var olduğu tahmin edilmektedir. Su
kaynaklarının kullanımında önemli bir
tasarruf sağlaması beklenen bu artış,
su kaynaklarını koruma konusundaki
beklentileri karşılamaktan oldukça uzaktır.
Su; besin güvenliği
ve endüstriyel
hammadde
temini yönünden,
tarımsal üretimin
en önemli girdisini
oluşturur.
Bunun başlıca nedeni kurulmuş yada
kurulmakta olan bir çok mikro sulama
sistemlerini proje koşullarına uygun
tasarım ilkelerine sahip olmaması, bir
diğer sorunu ise kullanıcıların mikro
sulama sistemlerinin işletimi konusunda ki
yetersiz bilgileridir. Ne yazık ki ülkemizin
en büyük tarımsal kredi kuruluşu olan
Ziraat Bankası mikro sulama sistemlerine
kredi verirken, proje koşullarını
sorgulamamaktadır. Oysaki bu ve benzeri
projelerin Ziraat Mühendisleri Odası
tarafından denetlenmesi yapılabilse,
bu konudaki birçok sorunun önüne
geçmek mümkün olabilecektir. Ayrıca
bu tür projelere işletme planı adı altında
konulabilecek bir sulama programı en
kötü senaryo ile su kaynaklarının bugünkü
aşırı tüketimini de azaltabilecektir. Mikro
sulama sistemlerini üreten ve uygulayan
firmaların kendi bünyelerinde bu konuda
yetişmiş kadroları istihdam etmeleri ya
da bu elemanları ziraat fakültelerinin ilgili
bölümlerinden mezunlardan oluşturması
yukarıda değinilen sorunları büyük ölçüde
azaltacaktır.
www.tarimturk.com.tr 13
SEKTÖRDEN
TT
TARIM
TÜRK
14 www.tarimturk.com.tr
SEKTÖRDEN
TT
TARIM
TÜRK
16 www.tarimturk.com.tr
TT
TARIM
TÜRK
SEKTÖRDEN
Kaynak: Torostarım
www.tarimturk.com.tr 17
SEKTÖRDEN
TT
TARIM
TÜRK
Üretiminizin Devamlılığını Sağlar
Yılmaz KESKİN
Satış Müdürü
Manuchar; seralar, damla sulama ile beslenen ürünler, yaprak gübreleri ve sıvı gübre üretimi için kullanılan, suda çözünen ve katı bitki besin
maddelerinden oluşan eksiksiz bir portföy sunmaktadır. Bu sayımızda Manuchar Firma Yetkilisi Yılmaz Keskin bizlere, ürün çeşitleri, kullanım
alanları ve neden Manuchar’ ı tercih etmeniz gerektiği hakkında bilgiler verdi.
Manuchar Agro markamız altında, yüksek kaliteli suda çözünür gübrelerin küresel bazda satışına odaklanıyoruz ve dünyada 30’dan fazla
ülkeye ürün teslim ediyoruz. Gübreler, bir bitkinin büyümesini ve gelişmesini optimize ederek mahsulün verimini artıran besinler sağlar.
Bahçe bitkileri ve çiçekçilik sektöründe uzmanlaşarak çiftçilerin daha yüksek değerli ürünler yetiştirmesine yardımcı oluyoruz. Güller ve diğer
çiçekler, çilek, domates, biber ve marul gibi ürünlerin yanı sıra ananas, muz, üzüm, avokado gibi gübreleme veya yapraktan uygulama yoluyla
beslenen bir dizi açık alan ürününe de hizmet vermekteyiz.
Çeşitli ülkelerde ayrıca yerel açık alan uygulamaları (kahve, muz, mango, pirinç, şeker kamışı...) için özel olarak hazırlanmış katma değerli
karışımları üretiyor ve gübre endüstrisine lojistik hizmetleri sunuyoruz.
Küresel bir oyuncu olarak Manuchar
2022 yılında 10 milyon metrik ton mal elleçledik ve 2,3 milyar USD satış gerçekleştirdik. Yerel operasyonlarımız 35’ten fazla ülkede ve 160
lokasyonda bulunmaktadır. Manuchar dünya çapında 2.600 profesyonel istihdam etmektedir.
Manuchar’da “Üretiminizin devamlılığını sağlıyoruz. Her zaman her yerde.”
18 www.tarimturk.com.tr
Bitki Besleme
Manuchar Agro markamız altında, yüksek kaliteli suda çözünür gübrelerin küresel ticarileştirilmesine odaklanıyor ve ürünleri dünya çapında
30'dan fazla ülkeye ulaştırıyoruz.
İstanbul Merkez Ofis: İçerenköy Mah. Çayır Cad. Bay Plaza NO:5 Kat:4 Ataşehir, İstanbul – Türkiye
Tel. :+90 216 688 06 00 Fax:+90 216 688 06 03 Mob:+90 531 657 97 67
İzmir Şube: 1203/11. Sk. Megapol Tower No:5-7 Kat:18 No:184 Halkapınar Konak İzmir -Türkiye
Tel. :+90 232 504 89 35 Fax:+90 232 504 89 35 Mob:+90 531 657 97 67
Email: yilmaz.keskin@manuchar.com | tr.sales@manuchar.com
Web: https://www.manuchar.com/tur
Fertiactyl Starter
yapraktan uygulanan
bir gübredir
FERTIACTYL
Starter
13.5.8
Bitki Gelişimi ve Verimi İçin
Mükemmel Ortağınız
Strese Karşı Koruma
Büyümeyi geciktiren ya da aktiviteyi durduran
stres koşullarına (gece-gündüz sıcaklık farkı,
kuraklık, yabancı ot ilaçlaması, tuzluluk vb.) karşı
dayanıklılık sağlar.
Güçlendirilmiş Aktivite
Kloroplastları yaşlanmaya karşı koruyarak
fotosenteze, yeni organ oluşumuna ve meyve
tutumuna destek olur.
Etkin Besin Elementi Alınımı
Topraktaki besin maddelerinin
kullanılabilirliğini artırır. Özellikle fosfor ve iz
elementlerin topraktan daha fazla alınımına
yardımcı olur.
Mükemmel Köklenme
İyi bir kök gelişimi sağlayarak topraktaki bitki
besin elementlerinin ve suyun daha etkin
alınımına yardımcı olur.
Timac AGRO'nun
Eşsiz İçerik ve Teknolojilerine
Sahip Taban Gübreleri
Güçlü Kök Gelişimi
Kök büyümesini ve kılcal köklenmeyi
artırarak bitkinizin verimliliği için gerekli olan
su ve besin elementlerinin topraktan daha
iyi alınımını sağlayın.
Maksimum Performans
Bitkinizin ihtiyaç duyulan besin elementlerini
kayıpsız şekilde bitkinizin kullanımına
sunarak maksimum performans sağlayın.
UZMAN GÖRÜŞÜ
TT
TARIM
TÜRK
SERALARDA GÜBRELEME TEKNİKLERİ
Mehmet Keçeci
Toprak, Gübre ve Su Kaynakları Mer. Arş. Ens. Bitki Bes. ve Top. Yön. Böl. Bşk.
Seralarda yapılan bitkisel üretimde
üreticilerin en çok karşılaştıkları sorunların
başında bitkilerin gelişme ortamı olan
toprak (veya ortam materyali) ile ve
kullanılan sulama suyu ile ilgili toprak
verimliliği ve su kalitesi sorunları
gelmektedir. Üreticilerin başarılı bir
üretim yapabilmeleri için toprağın
verimlilik özelliklerine ve kullandıkları
sulama suyunun kalitesine uygun ve
dengeli gübreleme yapabilmeleri için
damla sulama sistemine uygun gübreleri
kullanmaları gerekmektedir.
Sera üreticilerinin büyük çoğunluğu toprak
analizi yaptırmadıkları ve kullandıkları
sulama suyunun niteliklerini bilmedikleri
için gübreleme ile ilgili sorunlarla sık sık
karşılaşmaktadırlar. Bunların yanında
toprak analiz laboratuarlarının bir kısmı
toprağın uygun olmayan bazı özelliklerini
üzerinde yetiştirilen bitkinin istemlerine
uygun duruma getirmek için önerilerde
bulunmaması, gübreleme ile ilgili sorunlar
oluşturmaktadır.
Seracılıkta sebze fideleri dikimden beşinci
haftasına kadar yavaş bir gelişme gösterir
daha sonra hızlı bir büyüme başlar. Bu
büyüme dikimden 3-3,5 ay sonra çok hızlı
bir şekil yedinci aya kadar devam eder.
Bitkilerin bu gelim devrelerinde toptaktan
kaldırdıkları besin maddesi miktarları
farklı olmaktadır. Bu durum direk olarak
gübrelemeye etki etmektedir. Bunun
yanında sera yetiştiriciliğine yetiştirilen
bitkinin farklı kısımlarında bulunan bitki
besin maddesi içerikleri ile topraktan
kaldırdığı bitki besin maddesi miktarları
farklı olmaktadır. Domates bitkisinin farklı
kısımlarına göre toplam bitkinin kaldırdığı
azotun (N) % 51.1, fosforun (P) %53.04
ve potasyumun ise % 60,9 u meyve ile
kaldırılmaktadır. Kalsiyum ve mağnezyum
diğer besinlerin aksine bitkinin vejetatif
aksamı ile en çok yapraklar ile topraktan
kaldırılmaktadır (Çolakoğlu,1985).
Seracılıkta yetiştirilen bitkilerinin azot
alımları gün ve gün devam etmekte
olup süeklilik arz etmektedir. Seralarda
yetiştiriciliği yapılan bitkilkerin besin
maddesi alınım oranlarının bilinmesi üst
gübrelemelerinin ne zaman yapılması
gerektiği konusunda, damla sulama
ile sulanan bitkilerde ise gelişme
döneminin hızlanmasına paralel olarak
gübre konsantrasyonlarının ayarlanması
bakımından önem taşımaktadır. Bitkilerin
gelişme dönemlerine göre besin
maddesi alınımı patrik yönden doğru
gübreleme programlarının hazırlanmasını
sağlamaktadır. Şekil 1
22 www.tarimturk.com.tr
TT
TARIM
TÜRK
UZMAN GÖRÜŞÜ
Alınan azot, kg N ha
200
180
160
140
120
100
80
60
40
20
Vejetatif
Generatif
Tüm Bitki
0 20 40 60 80 100 120 140 160 180 200
Gün
Şekil 1. Domates bitkisinde gelişme süresince
alınan azot
Domates bitkisinin meyve ve yeşil kısımları
ile topraktan kaldırdığı fosfor miktarı
azota oranla 3-4 kat ve potasyuma göre
5-6 kat daha azdır. Domates bitkisinin
topraktan kaldırdığı fosfor miktarı az
olmasına rağmen gelişme döneminin
başlangıcında bitkinin yeşil kısımlarındaki
fosfor miktarı diğer dönemlere oranla çok
fazladır.
Bu nedenle fosforlu gübrelerin büyük
bir kısmının domates fidesi dikiminden
önce uygulanması gerekmektedir. Bunun
yanında fosforun elverişliliği üzerine
olumsuz yönde etki eden birçok toprak
faktörünün de bulunuşu, domatesin
topraktan kaldırdığı fosfor miktarının
çok üstünde fosfor uygulamasının
yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Yapılan çalışmalarda domates bitkisinin
dekardan alınan her bir ton ürün için
bitkinin vegetatif ve meyve kısmı ile
kaldırdığı fosfor miktarı yaklaşıkk 0.9 Kg
P₂O₅ düzeyindedir (Çolakoğlu, 1985). Bu
nedenle gübrelemede bu durum dikkate
alınmalıdır.
Alınan fosfor, kg N ha
60
55
50
45
Vejetatif
40
Generatif
35
Tüm Bitki
25
20
15
10
5
20 40 60 80 100 120 140 160 180
Gün
Şekil 2. Domates bitkisinde gelişme süresince
alınan fosfor
Sera yetiştiriciliğinde sebzelerin büyük
çoğunluğunda topraktan kaldırılan besin
maddelerinin başında potasyum elementi
gelmektedir. Domates bitkisinin vegetatif
kısmında kaldırılan potasyum miktarı
sabit düzeyde kalsa bile alınan ürün
miktarı arttıkça topraktan uzaklaştırılan
potasyum miktarı da artmaktadır.
Dekardan ortalama 7.6 ton ürün ve
bitkinin yeşil kısmı ile topraktan kaldırdığı
potasyum miktarı 36.2 Kg K₂O kadardır
(Çolakoğlu,1985). Bitkilerin en yüksek
düzeyde potasyumun alındığı dönem
ikinci el hasat öncesi dönem olup gübre
olarak bu dönemde eğer potasyumlu
gübre ihtiyaç duyulduğunda gübreleme
yapmak gerekmektedir.
Alınanpotasyum, kg N ha
400
360
320
300
240
200
160
120
80
40
Vejetatif
Generatif
Tüm Bitki
0 20 40 60 80 100 120 140 160 180 200
Gün
Şekil 3. Domates bitkisinde gelişme süresince
alınan potasyum.
Sera yetiştiriciliğinde bitkilerin gelişme
dönemleri dikkate alınarak gübreleme
program. yapmak gerekir. Bitkilerin
gübrelenmesi konusunda bölgede
yapılmış araştırma sonuçları, toprak ve
bitki analiz sonuçları dikkate alınarak
doğruya yakın gübre tavsiyesi ve
gübreleme programı yapmak mümkündür.
Gübreleme programları bitkilerin fizyolojik
gelişme dönemlerine göre yapılması
gerekmektedir.
Fide yastığı toprağının pH değeri hafif
asit karakterde olmalıdır. Bunun için fide
yastığının toprak alanı ve hacmi dikkate
alınarak kükürt uygulaması (yüksek pH
lı topraklarda) veya düşük pH değerli
topraklarda ise kireçleme yapılmalıdır.
Fidelikler genellikle hafif bünyeli
topraklarda kurulması nedeni ile toprakta
mağnezyum miktarı düşük olabilir. NPK lı
gübrelere ilave olarak mağnezyum ihtiva
Üreticilerin başarılı bir üretim
yapabilmeleri için toprağın
verimlilik özelliklerine ve
damla sulama sistemine
uygun gübreleri kullanmaları
gerekmektedir.
eden gübrelerin kullanılmasında yarar
vardır. Örnek olarak 25M² lik bir fidelik
alanı için aşağıda önerilen gübreleme
uygulanabilir.
1- 1.25 Kg Potasyum Nitrat
2- 1.25 Kg MAP
0.2-0.4 Kg Mğ nezyum sulfat veya
Mağnezyum Nitrat
50-100 gram Çinko Sulfat
Örtü altı sebze yetiştiriciliğinde fidelerinin
dikiminden sonra toprağın rutubet
durumuna göre can suyu verilmektedir.
Can suyunun içinde fosfor, potasyum ve
çinko elementlerinin bulunuşu fidelerin
adaptasyon kabiliyetini arttırdığı gibi
daha kuvvetli bir gelişmeyi de sağlar. Bir
tonluk bir başlangıç eriği için 0.5 Kg MKP
gübresi+100 gram çinko sulfat yeterlidir.
Toprak analiz sonuçlarına göre tavsiye
edilen besin maddesi miktarları, 26
kg azot (N)/dekar fosfor 16 kg P205/
dekar ve potasyum 22kg K20 dekar
etkili madde olarak verilmiştir. Damla
sulamaya uygun gübreler kullanılarak
aşağıda tabloda verildiği gibi gübreleme
program. uygulanabilir. Damlama sulama
ile gübrelemeye fide dikiminden 10-15
gün sonra başlayıp son hasattan 10-15
gün önce damla sulama ile gübrelemeye
son vermek gerekir. Damla sulama
ile gübrelemede tuzluluk indeksinin
diğer gübrelere oranla nispeten daha
fazla olması nedeni ile amonyum sulfat
gübresi tavsiyesinden kaçınılmıştır.
Bölgede kalsiyum noksanlığından dolayı
meyvelerde çiçekburnu çürüklüğü
görülüyorsa damla sulama ile kalsiyum
nitrat verilebilir. Ancak kalsiyum nitrat
gübresi fosforlu ve sulfatlı gübrelerle
www.tarimturk.com.tr 23
UZMAN GÖRÜŞÜ
TT
TARIM
TÜRK
Çok soğuk dönemlerde
azotlu gübre miktarını
azaltmak buna karşılık
fosfor ve potasyum gübre
miktarını arttırmak gerekir.
birlikte uygulanmamalıdır. Damla sulama
ile gübreleme programı verilen sulama
programına göre bitkinin fizyolojik
gelişme dönemleri dikkate alınarak
dönemler itibarı ile yapılır.
Örtü altı yetiştiricilğinde genellikle
damla sulama sistemi ile gübreleme
yapılmaktadır. Buradaki gübreleme
programı domates yetiştiriciliğinde
verilen örnekteki gibidir. Ancak, alınacak
ürün miktarı 12 ton dekardan fazla ise
kullanılacak taban gübre ve damla gübre
miktarlarını arttırmak gerekir.
Örtü altında yapılan yetiştiricilikte ise
yetiştirme mevsimine bağlı olarak, güzlük,
ilkbahar ve tek ürün yetiştiriciliğine göre
gübreleme programı yapmak gerekir.
Sera yetiştiriciliğinde açıkta yapılan
yetiştiriciliğe oranla daha fazla ürün
alınması ve mevsimlere göre. Sera
şartlarında domates yetiştiriciliüinde
açık şartlara oranla daha fazla miktarda
hayvansal kaynaklı organik gübre
kullanılması nedeni ile kullanılan hayvan
gübresinin niteliği ve miktarına göre
mineral gübre tavsiyesini yapmak gerekir.
Bunun yanında hayvansal kaynaklı
gübreler ile toprakta oluşabilecek
tuzluluğu da dikkate almak gerekmektedir.
Kullanılması gereken kalsiyum nitrat
gübresi fosforlu ve sulfatlı gübrelerle
birlikte uygulanmamalıdır. Tek ürün
domates yeti tiricili inde ise seranın
ısıtılıp ısıtılmaması, özellikle yörelere göre
değişmekle birlikte Aralık 15- Şubat sonu
arası düşük sıcaklıklar dikkate alınarak
azotlu gübre kullanımında dikkatli olmak
gerekir. Çok soğuk dönemlerde azotlu
gübre miktarını azaltmak buna karşılık
fosfor ve potasyum gübre miktarını
arttırmak gerekir.
Aşağıda uzun dönem tek ürün domates
yetiştiriciliği için örnek gübreleme
programı aylara göre verilmiştir. Bu
sadece bir örnek olup toprak analizine
göre tavsiye edilen gübreleme programı
uygulanmalıdır.
Fide dikim tarihi: Ekim 15
Beklenen Ürün: 30 ton/dekar
Toprak analizine göre gübre
tavsiyesi:
Azot: 32 Kg N/dekar
Fosfor: 20 Kg P₂ O5/dekar
Potasyum: 50 Kg K₂ O/dekar
Kalsiyum: 8 Kg Ca O/dekar
Magnezyum: 5 Kg MgO/dekar
Potasyum kalsiyum ve mağnezyumun bir
kısmını topraktan uygulamak yararlıdır.
Bunun için taban gübrelemede dekar 40
Kg potasyum Sulfat (20 Kg K₂O/dekar) 5
Kg CₐO (19 Kg kalsiyum nitrat/dekar) ve
20 Kg ma nezyum sulfat (3.2 Kg Mg0/
dekar) uygulanabilir. Taban gübrelemede
uygulanan etkili besin maddesi miktarları
toplam olarak önerilenlerden çıkarılarak
damla sistemi ile uygulanacak besin
maddeleri bulunur. Daha önce domates
yeti tiriciliği için yapılan hesaplama
yapılarak damla sistemi ile verilecek
gübre miktarları hesaplanırı Yapılan
hesaplamada damla sistemi ile 33 Kg
MAP, 65 Kg potasyum Nitrat, 10 Kg
kalsiyum Nitrat, 11 Kg mağnezyum nitrat
veya mağnezyum sulfat ve 50 Kg %33-34
N amonyum nitrat kullanılması gerektiği
bulunmuştur.
KAYNAKLAR
• Kacar,B., Katkat, V., Öztürk,Ş.2006.
Bitki Fizyolojisi. Nobel Yayın No:
848Fen ve Biyoloji Dizisi:28 2.
Basım.2006
• Kacar, B.,2012 Temel Bitki Besleme.
Nobel Yayın No: 206 Fen ve Biyoloji
Dizisi:18 2012
• Güçdemir, İ.,2010. Tarım Köy
İşleri Bakanlığı Toprak Gübre ve
Su Kaynakları Merkez Araştırma
Enstitüsü yayınları. Ankara, 2010.
• Çolakoğlu, H, 1985. Seracılıkta
Gübreleme,
24 www.tarimturk.com.tr
SEKTÖRDEN
Güvenli bir hasat için
güvenilir bir ortağız
TT
TARIM
TÜRK
Natürlich
gedüngt mit
Terra Plus® Natur
1956 yılında Almanya Münster’de kurulan ve günümüze kadar özel bitki besleme ürünleri ile kendini kanıtlayan COMPO EXPERT hem yeni
ürün ve teknolojilere olan global yatırımlarına devam ediyor hem de Türkiye’deki kadrosunu daha da güçlendirerek üreticilerimize üstün ve
kaliteli çözümlerini sunmaya devam ediyor.
Rein organische Düngerlinie für den Bio-Anbau.
Jetzt mehr erfahren: www.compo-expert.de
Yavaş salınım teknolojisi üzerinde uzmanlaşan COMPO EXPERT yıllar içerisinde bu ürün grubunun verimliliğini daha da artırmış ve bu
teknolojiyi suda çözünür ürün grubuna da entegre ederek tarımsal üretim yapan tüm üreticiler için bu üstün teknolojiyi ulaşabilir hale
getirmiştir.
Uzun yıllardır gerek ülkemizde gerekse globalde en çok bilinen ve kullanılan bu teknoloji sayesinde hem kullanılan gübreden
üreticilerimizin daha fazla faydalanmasını sağlıyoruz hem de sürdürülebilir bir gelecek için özellikle yer altı sularına karışan gübre
miktarını da azaltıyoruz.
Portföyümüzdeki yavaş salınım teknolojisine ek olarak sahip olduğumuz kontrollü salınımlı gübreler, katma değerli suda çözünür
gübreler, mikro elementli üstün ürünler, toprak düzenleyiciler ve biyostimulantlar ile COMPO EXPERT olarak tarımsal üretimde
hedeflenen verim ve kalite unsurlarına çok daha rahat ulaşmayı hedefliyor ve gerçekleştiriyoruz.
Biyostimulantlar özellikle son yıllarda pek çok firma için önem arz etmeye başlamış olsa da uzun yıllardır COMPO EXPERT’in en önem
verdiği konuların başında geliyor. Kendi ARGE merkezimiz ve global ölçekte 25’ten fazla ülkedeki araştırma enstitüsü ve üniversiteler
ile olan ortak çalışmalar sayesinde hem bu ürün grubundaki en güçlü ürünlerden bazılarına sahip oluyoruz hem de yeni ürünlerin
geliştirilmesi için yoğun bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Nitekim bu vesile ile 2023 yılında Brezilya’da düzenlenen BioAg World Kongresi’nde
Basfoliar® Spyra ürünümüz ile inovasyon ödülünü almış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Hatta bu yıl Basfoliar® Spyra’ı ülkemiz
üreticilerinin kullanımına sunacak olmamızın müjdesini de vermek isteriz.
COMPO EXPERT olarak; 60 yılı aşkın tecrübe, ilk günkü araştırma heyecanı, tarımsal üretim yapan tüm üreticiler için verim ve kalite
unsurlarına ulaşmaları noktasında duyduğumuz yardım etme isteği ile çiftçilerimizin dün olduğu gibi yarın da yanında yer alacağız ve
sürdürülebilir bir tarım için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
26 www.tarimturk.com.tr
ra
Çevresel tüm stres koşullarına karşı mükemmel ürün gamı…
www.compo-expert.com/tr-TR
EXPERT FOR GROWTH
UZMAN GÖRÜŞÜ
TT
TARIM
TÜRK
ZEYTİNDE GÜBRELEME VE KOMPOZE GÜBRELER
Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK
BAÜ Edremit Zeytincilik Enstitüsü
Gübreleme üretimin en önemli
ayağını oluşturmaktadır. Bir
meyve ağacını, bir bitkiyi,
bir hayvanı beslemez iseniz
verim alamazsınız. Verim diğer tüm
bileşenlerinin yanında gübrelemeye
dayanmaktadır. Üretimin bir bütün
olduğu unutulmamalıdır. Diğer tüm
ürünlerde gübrelemeleri eksiksiz
yerine getirmeye çalışan üreticilerimiz
nedense zeytin ağacına geldiğinde
gübreyi atmayı ihmal etmektedir.
Zeytinde bir bitkidir ve onunda
suya, besine ihtiyacı vardır.
Dengeli ve bilinçli bir
sulama programı ile
gübreleme yapılması
gerekmektedir. Bu
işlemlerin en önemli
ayağını düzgün bir toprak
numunesi alma oluşturmaktadır.
Arazimizin genişliğine bağlı olarak 10 –
20 adet farklı çapraz noktalardan 0 – 30
cm derinliğinde toprak numunesi almak
gerekmektedir. Tahlil için yetkili bir
analiz laboratuarına gönderilen örnek
veya örneklerin sonucunu beklemek
gerekmektedir. Bu sonuçları görmeden
bahçemize gram gübre atmak yanlış ve
yanıltıcı olmaktadır. Gelen sonuçların
iyi okunması ve değerlendirilmesi
gerekmektedir. Damla sulama sistemi
yok ise mutlaka kurulmalıdır. Damla
sulama sistemi ile hem bahçemizin
bakım işleri kolaylaşacak, hem de
daha düzenli su ve besin maddeleri
verebileceğiz. Damla sulama
sistemleri için teşvikler var, bunların
değerlendirilmesi gerekmektedir.
Üreticilerimizin bir diğer dikkat etmesi
gereken husus ise, toprak analizlerini
her sene aynı kuruluşa yaptırmaları
gerekmektedir. Bir parçasını bir
kuruluşa diğer parçasını başka kuruluşa
göndermek hatalı bir davranıştır. Kafa
karışıklığına ve güvensizliğe neden
olmaktadır. Bu nedenden ötürü her
yıl aynı kuruluş sizin toprak tahlilinizi
yaparsa sonuçlar daha güvenilir
olmaktadır. Ahır gübresi ile gübreleme
yapmak diğer kimyasal gübrelerle
yapmak yanında çok daha iyidir. Ancak
28 www.tarimturk.com.tr
TT
TARIM
TÜRK
UZMAN GÖRÜŞÜ
ülkemizde gerçek yanmış hayvan
gübresi bulmak zordur. Üreticilerimizin
büyük veya küçükbaş hayvan
üreticilerinden aldıkları açıkta, güneşte,
rüzgarı, soğuğu, sıcağı, yağmuru,
çamuru görmüş gübreler çöpten başka
bir şey değildir. Yanmış hayvan gübresi
için altı sızdırmayan bir çukurun içerisine
biriktirilmiş, içerisine ton başına 15 kg
DAP gübresi, 30 kg kireç konularak
hem içerisindeki maddeler korunmuş
olup, hem de zenginleştirilmiş olan
gübreden oluşmaktadır. Üzeri kapalı
olacaktır. Gaz haline geçen azotun
kaybolmaması için üzeri kapalı olmak
zorundadır. Böyle hazırlanmış gübre
altı ay içerisinde toprağa atılır hale
gelmektedir.
Azotlu gübreler ağaç için
vazgeçilmezdir. Azotu mutlaka bölerek
vermek gerekir. Azot çok çabuk havaya
karıştığı için hepsini verdiğimizde
yarısını kaybedebiliriz. Bu hem bizim
cebimize, hem de doğaya verdiğimiz
bir zarardır. Damla sulama sisteminin
önemi burada bir kez daha karşımıza
çıkmaktadır. Azot gübresi ağacımızın
sürgün ve dallarının uzaması için
önemlidir. Sürgün boyu seneye bizim
ürünümüzün ne kadar olacağının
işaretidir. Ayrıca azot çiçek salkımlarının
da oluşmasında etkilidir.
Fosfor ise ağacın su dengesini sağladığı
gibi, kök sistemi için vazgeçilmez bir
elementtir. Çiçeklerin tozlaşmasını teşvik
eder, çiçekte meyve tutumunu arttırır.
Eğer fosforu alamaz ise bitkide verim
düşüşü gözlenmektedir. Potasyum
elementi meyveye direk etki etmektedir.
Kaliteli meyveden sorumludur.
Meyvenin büyüklüğünü, şeklini, et oranı
ile içerisindeki yağ miktarına direk etki
eder. Noksanlığında ise meyvelerde
küçülmeler görülmektedir. Ayrıca
potasyum eksikliği nedeniyle hasat
gecikmektedir.
Bor ve çinko ise yine bitki için
vazgeçilmez elementlerdendir. İkisi
de çiçek gözlerine direk etki
eder. Üretim kayıplarını gözle
göremediğimiz için farkına
varamıyoruz ancak
çoktur. Ayrıca ertesi yılın ürününü de
kaybetmekteyiz.
Kalsiyum ise vazgeçilmezdir. Zeytin
bitkisi kireçli toprakları daha çok
sevmektedir. pH 7.2 en çok sevdiği
koşuldur. Bu yüzden gübreleme
programının içerisine mutlaka kalsiyumlu
gübreleri almak zorunluluğumuz vardır.
Ayrıca adını burada yazmadığımız
diğer elementlerinde bitki bünyesinde
doğrudan veya dolaylı yollarla ürüne,
ağaca, çiçeğe, sürgüne veya meyveye
etkisi söz konusudur.
Tüm bu denklemler bir araya geldiğinde
ticari gübreler daha kolay atılmaları için
kompoze gübreler olarak günümüzde
yaygın olarak kullanılmaktadır. Kompoze
gübreler bitkinin istediği birkaç elementi
birden içerisinde barındıran gübrelerdir.
Bitki için esas olan azot, fosfor ve
potasyum oranlarına göre isimlendirilir.
15.15.0 olan bir gübrenin içerisinde % 15
saf azot, % 15 saf fosfor ve % 0 potasyum
bulunmaktadır.
www.tarimturk.com.tr 29
UZMAN GÖRÜŞÜ
TT
TARIM
TÜRK
Üç rakam görüldüğünde ilk rakam
azotu, ikinci rakam fosforu, üçüncü
rakam ise potasyumu temsil etmektedir.
Böylece üreticimiz bahçesine üç farklı
elementi atmak istersen bahçesine
götürdüğü gübrelerin farklı çuvalda
olmasına gerek yoktur. Tek torba
gübre ile atması gereken miktara
göre gübresini atabilmektedir. Dolgu
maddesi kompoze gübrelerde daha
azdır.
Nakliyede kolaylıktır. Atma ve dağıtma
işleri daha kolay olmaktadır. Ayrıca depo
etmek isterse bu da diğer gübrelere
daha kolaydır. Ayrıca kompoze
gübrelerin damla sulama ve yapraktan
atılma formları da mevcuttur. Bu da
çiftçilerimizi açısında büyük kolaylıktır.
Kompoze gübreleri kullanırken dikkatli
kullanmak gerekmektedir. Örneğin
atılması gereken azot miktarı, miktarın
altında kalabilir. Takviye yapmak
gerekebilir. Yada bunun tam tersine
çok olabilir. Rakamları dikkatli okumak
gerekir. İklime veya toprak durumuna
göre ayrı gübre vermek gerektiğinde
kompoze gübreler bizlere daha az
seçenek sunmaktadır. Potasyum
ülke topraklarının çoğunda yeterli
seviyelerdedir.
Buna göre atılması gerekir. Toprak
analizinde eğer potasyum yeterli
ise sonu sıfır olan gübreler tercih
edilmelidir. Kompoze gübrelerin
bazıları bizlere çok daha fazla seçenek
sunmaktadır. İçerisinde mikro element
takviyesi yapılmış kompoze gübrelerde
bulunmaktadır. Mikro elementleri azot,
fosfor ve potasyum kadar gözle görülür
etkilerini hissedemeyebiliriz ancak
olmadıklarına ürün ve kalite kaybı
yaşanmaktadır. Bu yüzden mutlaka
kompoze gübreleri mikro element
takviyeli gübrelerden almayı tavsiye
ediyoruz.
Kompoze gübrelerin en çok tüketileni
DAP gübresidir. Ancak zeytincilikte
DAP yani 18 – 46 gübresi fazla
kullanılmamaktadır. Yöresel olarak
bazı yerlerde kullanılır. Daha çok TSP
yani triple süper fosfatı kullanmaktayız.
Ayrıca mutlaka yanında Amonyum
Sülfat veya Amonyum Nitrat ve
Kalsiyum Amonyum Sülfat da atmamız
gerekmektedir. 15.15.15 kompoze
gübresini kalite açısından sofralık
veya yağlık çeşitlerimizin tamamında
kullanmamız gerekmektedir. Ayrıca
isteğe bağlı olarak bazı kompoze
gübre üreticileri arzu edilen miktarlarda
karışımlar hazırlayarak toprağa uygun
besin elementlerini uygun miktarlarda
sunmaktadır.
Azotlu gübrelerin en önemli özelliği
toprağın pH’sını değiştirmeleridir.
Kompoze gübrelerde bu durumu
kolaylıkla çözebilir nötr şekilde
toprağa verebilirsiniz. Azot, fosfor
ve potasyum toprağa çok verilmesi
gereken elementlerdir. Ancak daha
az ve küçük miktarlarda verilmesi
gereken elementleri kompoze gübreler
ile karıştırarak daha kolay bir biçimde
verebilirsiniz.
Tüm bu kolaylıklarının ve avantajların
yanında kompoze gübreler diğer
gübrelere oranla daha pahalıdır.
Zaman ve işgücünü düşündüğünüzde
bu tarz gübreleri meyve bahçelerinde
kullanmak daha iyidir. Her bir element
için ayrı ayrı gübre alıp atmak daha
zor ve karmaşık bir iştir. Nakliye
masrafında artış olacaktır. İş gücünde
artış olacaktır. Ayrıca kış aylarında
atmanız gereken gübreleri atacak
vaktiniz yağış ve hava durumuna
bağlı olarak süreniz olmayabilir.
Dikkatli bir şekilde ve düzenli olarak
gübreleme yaptığımız takdirde, ürün
kalitesi ve miktarı artacak, ağaçlarımız
daha sağlıklı olacaktır. Böylece hasat
zamanı ve kültürel işleri yaptığımız
dönemlerde bizlerde ağaçlarımızın
sağlıklı görüntüsünden ötürü mutlu
olacağız.
30 www.tarimturk.com.tr
KITALARI BİRLEŞTİRİYORUZ!
Tamamı İngilizce içeriğe sahip
AGRO NEWS MAGAZINE
bitkisel, hayvancılık ve mekanizasyon
alanlarında tüm tarım sektörüne hitap eder.
Yurtiçi ve yurtdışı firmaları bir araya getirerek ihracatta köprü görevi görür
Müşteri ve bayi ağını güçlendirme imkanı sunar
Tüm dünyadan bayii ve çiftçilere işbirliği fırsatı yaratır
Kurumsal prestij ve müşteri imajının güçlenmesine olanak tanır
YER ALACAĞI 2024 YURTDIŞI FUARLARI:
LAMMA Tarım Makineleri, Ekipmanları ve Teknolojisi Fuarı- Birmingham 17-18 OCAK 2024
POLOGRA-PREMİER Uluslararası Özel Tarımsal Endüstri Fuarı – Polonya 19-21 Ocak 2024
INTERNATİONAL GREEN WEEK Uluslararası Yeşil Hafta Gıda Endüstrisi, Tarım ve Bahçecilik Fuarı- Berlin Messe Berlin 19-28 OCAK 2024
AGROmashEXPO Tarım Makineleri Fuarı - Budapeşte-Macaristan 24-27 OCAK 2024
AGROS EXPO Uluslararası Hayvancılık ve Tarım Makineleri Fuarı – Moskova 24-26 OCAK 2024
AGROTİCA HELEXPO Uluslararası Tarım Makinaları Tuarı - Selanik Helexpo 01-04 ŞUBAT 2024
SIA Uluslararası Tarım Hayvancılık Fuarı- Paris comexposium 24 ŞUBAT-03 MART 2024
AGROTECH Uluslararası Tarım Teknikleri Fuarı Targi Kielce- Polonya – 08-10 MART 2024
AGROWORLD UZBEKİSTAN Hayvancılık Fuarı Taşkent-Özbekistan – 12-14 MART 2024
TECHAGRO Uluslararası Tarım Teknolojileri Fuarı Brno- Çek Cumhuriyeti – 07-11 NİSAN 2024
SEAFOOD EXPO GLOBAL Avrupa Su Ürünleri Fuarı - Barcelona Euro Seafood 23-25 NİSAN 2024
CASPIAN AGRO Azerbaycan Uluslararası Tarım Fuarı - Bakü Caspian Event 15-17 MAYIS 2024
BELAGRO Uluslararası Tarım Makineleri, Ekipmanları Fuarı Beyaz Rusya – 04-09 HAZİRAN 2024
IRAN AGRO Uluslararası Tarım Fuarı- Tahran Fair Trade 16-19 HAZİRAN 2024
POLFİSH Su Ürünleri Fuarı Polonya – 11-13 EYLÜL 2024
CONXEMAR Su Ürünleri Fuarı Vigo-İspanya – 01-03 EKİM 2024
SOMMET DE L ELEVAGE Clermont-Fransa – 01-04 EKİM 2024
AGRAME DUBAI Agra Middle East Tarım, Balıkçılık ve Hayvancılık Fuarı – 7-8 EKİM 2024
AGRO BATUMİ Uluslararası Tarım Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı 11-12 EKİM 2024
KAZAGRO Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı – 22-24 EKİM 2024
EİMA Uluslararası Tarım ve Bahçe Makinaları Fuarı - Bologna ITALY 06-10 KASIM 2024
EUROTİER Hannover Hayvancılık Sanal Fuarı- Hannover 12-15 KASIM 2024
SIMA / SIMAGENA Uluslararası Tarım, Hayvancılık ve Teknolojileri Fuarı- Paris Comexposium 24-28 KASIM 2024
Şair Eşref Bulvarı No:18/ 206 Çankaya Izmir | Türkiye +90 232 441 49 85 | +90 537 398 91 13
UZMAN GÖRÜŞÜ
SULAMA
YÖNTEMLERİ
VE TARIMDA
SUYUN ETKİN
KULLANIMI
TT
TARIM
TÜRK
Dr. Ülviye ÇEBİ, Selçuk ÖZER
Atatürk Toprak Su ve Tarımsal Meteoroloji Araş. Ens. Müd., Tarımsal Sulama ve Arazi Islahı Böl.
Sulamanın Faydaları ve Sulama Yöntemleri
Tarımsal sulama, bitkilerin gelişmesi için gerekli olan
ancak doğal yollarla karşılanamayan suyun, bitkilerin ihtiyaç
duydukları zamanda ve randımanlı bir biçimde bitki kök bölgesine
uygulanmasıdır.
Sulamanın Faydaları:
Ürün verimi artar, kalitesi yükselir.
İkinci ürün yetiştiriciliğine olanak sağlar.
Topraktaki zararlı tuzların bir kısmını yıkar ve kök
bölgesinin altına taşır.
Toprak işleme için gerekli tav durumunu sağlar.
Sulama Yöntemi:
Sulama yöntemi, bitkilerin gelişmesi için gerekli olan suyun bitki
kök bölgesine veriliş biçimi olarak tanımlanmaktadır. Tarımsal
sulama ile beklenen optimum verim artışını sağlayabilmek
için; suyun toprağa en ekonomik ve tekniğe uygun bir şekilde
verilmesi gerekmektedir. Sulama yöntemleri; toprak özellikleri,
topografya, su kaynağı ve kalitesi, bitki türü, ekonomik faktörler,
tarımsal faaliyetlere uygunluk ve sosyal durum, iklim özellikleri gibi
faktörlere bağlı olarak değişmektedir. Sulama suyunun toprağa
verilmesinde üç genel yöntem vardır; yüzey sulama, basınçlı
sulama ve sızdırma sulama.
Yüzey Sulama Yöntemleri
Mevcut su kaynağından, arazinin eğimi doğrultusunda
yerçekiminin etkisiyle sulama suyunun doğrudan toprağa
uygulanmasıdır. Diğer sulama yöntemlerine göre yatırım ve
işletme masrafları düşük olup işletilmesinde kalifiyeli elemana
gerek yoktur. Randımanı en düşük sulama yöntemidir.
Tava sulama; bu yöntemde su düz veya tesviye edilen, etrafı
seddelerle çevrilen arazilere uygulanır. Su tavalarda göllendirilerek
suyun bitki kök bölgesine girmesi sağlanır. Tava sulama genellikle
sık yetişen hububat, çeltik, yem ve çayır mera bitkilerinin
yetiştirilmesinde kullanılır.
Uzun tava sulama yöntemi; birbirine paralel toprak seddeleri
arasında suyun genel eğim doğrultusunda ve belirli derinliklerde
uygulanan sulama yöntemidir.
Karık sulama; sulama suyunun bitki sıra aralarına eğim
doğrultusunda açılan karıklara verilerek bitkilerin sulanmasıdır.
Genellikle sera bitkileri, meyve ağaçları, bağ, sıraya ekilen tarla
bitkileri bu yöntemle sulanmaktadır.
Basınçlı Sulama Yöntemleri
Bitki gelişimi için gerekli olan suyun belirli basınç aralıkları altında
bitki kök bölgesine uygulanmasıdır.
Yağmurlama sulama yöntemi; sulama suyunun
yağmurlama başlıklarından belirli basınçlarda püskürtülerek
bitki ve toprak yüzeyine uygulanmasıdır. Bu yöntem sulu tarıma
32 www.tarimturk.com.tr
TT
TARIM
TÜRK
UZMAN GÖRÜŞÜ
uygun her türlü iklim koşullarında ve tarıma elverişli her türlü toprak
ve topografya koşullarında uygulanabilir. Yüzey sulama metoduna
göre daha yüksek sulama randımanına sahip olup özellikle yetersiz su
kaynakları ortamında su tasarrufu sağlar.
Damla sulama yöntemi, bitkinin gereksinim duyduğu sulama
suyunun kapalı borularda bulunan damlatıcılar yardımıyla düşük
basınçlar altında bitki kök bölgesine uygulanmasıdır. Suyun
kapalı borularda ve bitkinin gereksinim duyduğu kadar verilmesi
nedeniyle sulama ve uygulama randımanı çok yüksektir. Neredeyse
tarımı yapılan tüm bitkilerde ve tüm toprak bünyelerinde kolayca
uygulanabilmektedir.
Damla sulama yöntemi diğer sulama yöntemlerine göre bir çok
avantaja sahiptir;
Mevcut sulama ve toprak suyundan daha iyi yararlanılmasını
sağlar.
Damla sulama koşullarında bitkiler daha iyi gelişir, verim miktarları
artar (yapılan araştırmalarda damla sulama yönteminin kullanılması
durumunda, elmada % 50-60, Antep fıstığında % 89, sık ekilen
tarla bitkilerinde %15-20, pamukta % 20-30, sebze grubunda % 60- 70
verim artışı sağlanmıştır.).
Damla sulama yöntemiyle tuz içeriği yüksek olan suların kullanılma
olasılığı artar, bitkilerin tuzdan zarar görmesi önlenir.
Gübre ve diğer kimyasalların sulama ile birlikte uygulanmasına
olanak sağlar.
Damla sulama uygulanan arazilerde yabancı ot gelişimi azalır.
Su kısıtı koşullarında damla sulamanın sağladığı yüksek sulama
suyu randımanından dolayı daha fazla alanın sulamaya açılması
sağlanır.
• Sulama işgücünü azaltır.
• Denetim kolaylığı sağlanır.
• Mantari hastalıkların sınırlanmasında etkilidir.
• Ürün kalitesinin iyileşmesini sağlar.
Yüzey Altı Sulama Yöntemi
Bitkinin gereksinim duyduğu sulama suyunun, toprak altına yerleştirilen
kapalı damlatıcılı veya sızdırmalı borulardan kapilarite yardımıyla bitki
kök bölgesine verilmesidir. Suyun toprak altına direk bitki kök bölgesine
uygulanması nedeniyle su uygulama ve sulama randımanı çok yüksektir.
Tarımda Suyun Etkin Kullanımı
Dünya nüfusunun hızlı artışı ve sanayileşme neticesinde dünyadaki
su kaynakları aşırı tüketilmesinin yanı sıra hızla kirlenmekte ve
Karık sulama yöntemi
Tava sulama yöntemi
Damla sulama yöntemi
Yağmurlama sulama yöntemi
bu kaynaklar üzerindeki baskı her geçen gün daha
da artmaktadır. Ülkemizde de kullanılabilir nitelikteki
su kaynakları her geçen gün hızla azalmakta ve
kirlenmektedirTürkiye’deki su kaynaklarının %75’i tarımda
sulama amaçlı kullanılmaktadır. Bu nedenle tarımda kullanılan
suyun etkinliğinin arttırılması zorunluluk haline gelmiştir.
Sulama uygulamalarında alınacak bazı önlemler ile önemli
miktarda su tasarrufu sağlanabilir.
www.tarimturk.com.tr 33
UZMAN GÖRÜŞÜ
TT
TARIM
TÜRK
Alınacak önlemlerin en başında özellikle açık su
yüzeylerinden; göllerden, nehirlerden, sulama amaçlı iletim
kanalları ve salma sulama yüzeylerinden buharlaşmayı
en aza indirmek gelmektedir. Tarımsal üretimde kullanılan
suyun bu kapsamda özellikle kapalı veya basınçlı sulama
sistemleri ile iletimi ve kullanımı büyük önem kazanmaktadır.
Damla sulama, sulama yöntemleri içerisinde suyu en
etkili şekilde kullanan yöntemlerden birisidir. Ülkemizde sulanan
alanların %94’ünde, suyun randımanlı kullanımını engelleyen
yüzey sulama metotları kullanılmaktadır. Sulanabilir alanların
sadece %6’lık bölümünde yağmurlama ve damla sulama
yöntemleri kullanılmaktadır.
Yağmurlama ve yüzey sulamaya göre yaklaşık % 30 ila %50
arasında su tasarrufu sağlayan ve birim alana enerji girdisini ve
maliyetlerini de en aza indiren bir yöntem olan damla sulama
seçiminin ve kullanımının teşviki büyük önem taşımaktadır.
Toplam su tüketimimizin dörtte üçünü tarımsal sulama
oluşturmaktadır ve tarımda yapabileceğimiz %30 düzeyinde
bir tasarruf, tarım dışı içme ve kullanma suyu gereksinimimizin
tamamını karşılayabilecek düzeydedir.Basınçlı sulama
sistemlerinin kullanılması sadece su tasarrufu ile sınırlı kalmayıp
yüksek ve kaliteli ürün, daha az gübre kullanımı, bitki hastalıkları,
zararlıları ve yabancı ot mücadelesinde kolaylık, düşük sulama
işçiliği gibi bir çok avantajı da beraberinde getirmektedir.
Tarımda suyun etkin bir şekilde kullanılması
adına dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da bitkilerin
doğru zamanda sulanmasıdır. Bitkiler farklı gelişme
dönemlerinde farklı miktarda sulama suyuna ihtiyaç duyarlar.
Bitkilere ihtiyaç duymadıkları bir dönemde sulama yapılması
fayda sağlamayacağı gibi su israfına da neden olmaktadır.
Bu amaçla ülkemizde yapılan bir çok araştırma
bulunmaktadır. Bölge bazında yürütülen bu araştırma
sonuçları (‘Türkiye’de Sulanan Bitkilerin Sulama
Teknikleri Rehberi’ gibi) bir çok yayın ile çiftçilerin
kullanımına sunulmuştur.
Sulama uygulamalarında dikkat
edilmesi gereken bir diğer husus sulama
suyu kalitesidir. Sulama suyu kullanılmadan
önce mutlaka tuzluluk, sodyum
oranı ve zehir etkisi yapan elementler
açısından analizi yapılması gerekmektedir.
Tuzluluk oranı yüksek olan suların kullanılması sonucu:
1. Çimlenme engellenmekte,
2. Bitkide vejetatif gelişme durmakta,
3. Meyve oluşumu azalmakta,
4. Ürün kalitesi bozulmakta,
5. Tuz oranı yüksek olan suların kullanılması zaman içerisinde
toprağın da tuzlulaşmasına neden olmaktadır.
Sodyum oranı yüksek olan suların kullanılması sonucu:
1. Toprağın hava ve su geçirgenliği azalır,Toprağın infiltrasyon
hızı azalır,
2. Toprak tanecikleri dispers olur, toprak kuruduğunda kabuk
bağlar, çatlar, yarılmalar olur,
3. Sulama suyunun kalitesi, toprak üzerindeki etkisi nedeniyle
bitki gelişimini de dolaylı olarak etkilemektedir.
Kurak ve yarı kurak iklimlerde ve son yıllarda küresel ısınma ile
birlikte yüksek ve kaliteli verim eldesi için sulu tarım uygulamaları
zorunlu hale gelmiştir. Buna karşın su kaynakları azalmakta ve
hızla kirlenmektedir.
Eskiden yenilenebilir bir kaynak olarak görülen su, artan
nüfus ve beraberinde getirdiği evsel ve endüstriyel kirlilik ile
yenilebilir özelliğini bazı alanlarda kaybetmeye başlamıştır. insan
yaşamının temel unsuru olan su kaynaklarımızın sınırlı olduğunu
unutmamalıyız ve her alanda gerekli önlemleri almalıyız.
Ülkemiz göller ve nehirlerinden oluşan tatlı su kaynaklarına sahip
olmasına rağmen, sanıldığı gibi su zengini bir ülke değildir. Aksine,
gerekli önlemler alınmadığı taktirde yakın gelecekte su sorunları
yaşamaya aday bir ülke konumundadır.
KAYNAKLAR
Kanber R. (2006). Türkiye’de Su Kaynakları Potansiyeli: Kullanımı, Sorunları ve Çözüm
Önerileri, TMMOB Su Politikaları Kongresi. , Yıldırım O. (2008). Sulama Sistemlerinin
Tasarımı. Ders Kitabı, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları., Anonim, 2005.
Avrupa’da Çevrenin Mevcut Durumu ve Görünümü 2005 Yönetici özeti.
34 www.tarimturk.com.tr
TT
TARIM
TÜRK
TARIMDA UYDU TEKNOLOJİLERİNİN KULLANIMI
UZMAN GÖRÜŞÜ
Tunahan USLU
ZİRAAT MÜHENDİSİ
Tarım insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından birisini karşılaması bakımından oldukça stratejik bir sektördür. Aynı zamanda
milletlerin bağımsız bir şekilde ulusunu yaşatması için temel unsurdur. Dünya gelişen tarım sistemleri ve teknolojileriyle, üretimde
hızla ilerlerken bizlerde ülke olarak tarım sistemlerini global dünya düzenine göre şekillendirmezsek tarımsal üretim aşamasında
geriye gitmemiz hiçte şaşırtıcı olmaz.
Günümüz dünya düzeninde tarımda ileri bir üretim ve kaliteyi yakalamanın en önemli yollarından birisi de uydu teknolojilerini aktif
ve verimli kullanabilmekten geçmektedir.
Peki nedir bu uydu teknolojileri ve biz bundan yeterince faydalanabiliyor muyuz?
Uydu teknolojileri; tarıma bilgi ve teknolojiyi birlikte getirebilecek ve tarımda arzulanan atılımları sağlayabilecek bir teknoloji
olarak karşımıza çıkmaktadır. 1980’li yıllardan itibaren adından sıkça bahsedilmeye başlanan uydu teknolojileri, tarım sektöründe
de dijitalleşmenin temelini oluşturmaktadır.
Uydu teknolojileri ile birlikte ekimden hasada kadar gerçek zamanlı detaylı bilgi sağlanması sonucunda çiftçilerin üretim süreçlerini
daha sağlıklı gerçekleştirmelerinin yanında elde edilecek verimin geleneksel yöntemlere göre en üst düzeye çıkarılmasının
mümkün olmasıdır.
Dünyamızın büyük bölümü uzaktan algılama teknolojileri yardımıyla farklı zaman aralıklarında, çeşitli yersel ve spektral
çözünürlüklerde görüntülenebilmekte ve elde edilen bu uydu görüntüleri tarım bilimleri ile birlikte birçok farklı disiplinler tarafından
da temel altlık olarak kullanılabilmektedir. Uzaktan algılama teknolojisi her geçen gün gelişmekte ve yeryüzünde meydana gelen
doğa ve insanoğlunun meydana getirdiği olayların izlenmesinde sürekli ilerleme kaydederek önemli bir bilim dalı olmaya devam
etmektedir.
www.tarimturk.com.tr 35
UZMAN GÖRÜŞÜ
TT
TARIM
TÜRK
Dünyamızın büyük bölümü uzaktan algılama
teknolojileri yardımıyla farklı zaman aralıklarında,
çeşitli yersel ve spektral çözünürlüklerde
görüntülenebilmekte ve elde edilen bu uydu
görüntüleri tarım bilimleri tarafından da temel
altlık olarak kullanılabilmektedir
Uydu teknolojileri ve bu bağlamda uzaktan algılama tekniğini,
objelerle doğrudan herhangi bir temas sağlamadan, farklı tekniklerle
üretilen görüntüler kullanılarak o objeler hakkında bilgi üretilmesi için
geliştirilmiş bir araç olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda
geliştirilmesi ve çok daha verimli hale getirilmesi bu teknolojiyi çok
daha işlevsel hale getirebilir.
Uydu teknolojilerinin temel görünümü esasen yeryüzünde
bulunan herhangi bir nesnenin veya yüzeyin görüntülü uydu
araçlarıyla fotoğraflanması ve ilgililere aktarılmasıdır. Bu
aktarımla beraber konusunu iyi bilen “uzman” kullanıcılar, hava
fotoğrafları ya da uydu görüntülerinden, yeryüzünün belirli
bir bölgesini veya daha geniş alanlara ait bilgileri ayrıntılı
olarak yorumlayabilirler ve haritalayabilirler. Bu teknoloji bize
öncelikle ekim planlamasının yapılmasında büyük avantaj
sağlamaktadır. Planlı bir ekiminden sonra planlı yetiştirme
sistemine yani; toprak nemine ve yetiştirilen ürünün isteklerine
göre sulamanın yönlendirilmesi, aynı şekilde toprak ısısının
termal kameralar vasıtasıyla belirlenmesi ve yetiştiricilere
bilgi aktarımı sağlaması gibi faydası saymakla bitmeyecek
bir kolaylığı ve profesyonelliği bizlere sunmaktadır.
Hızla gelişen teknolojilere paralel olarak ülkemizde de
13.12.2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
ile Milli uzay programını hazırlamak ve bu kapsamda
projelerin hayata geçirilmesini sağlamak üzere Türkiye
Uzay Ajansı kurulmuştur. Böylece ülkemizin gelecekti
uzay teknolojileri ile ilgili stratejilerinin belirlenmesi
ve geliştirilmesinin yanında Milli çıkarlarımız uzayda
da gözetilmesi konusunda çok önemli bir adım
gerçekleştirilmiştir.
Tarımı gerçek manada benimsemiş ve devlet politikası
dahilinde yöneten bilinçli ülkelerle yarıştığımız
bu coğrafyada başta uydu teknolojilerine ve tüm
bilimsel yöntemlere sıkı sıkı sarılmalı ve gereken
önemi göstermeli aynı zamanda yurttaşlarımıza
gerekli eğitimler vasıtası ile bu teknolojilerden nasıl
en faydalı biçimde yaralanacağını öğretmeliyiz.
Uydu teknolojilerini üniversitelerin ve Ar-Ge
kuruluşlarının her alanına entegre etmeli ve
gelişimlere daima açık olmalıyız.
36 www.tarimturk.com.tr
TT
TARIM
TÜRK
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI
Veteriner Hekim Hatice Akay Sarıkaya, Ziraat Yüksek Mühendisi Ezgi Odabaş, Ziraat Yüksek Mühendisi Yusuf Zengin
Uluslararası Hayvancılık Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü
UZMAN GÖRÜŞÜ
Enerji, gün geçtikçe ihtiyacı artmakta olan hem günlük yaşamı hem de insan hayatını kolaylaştırmayı hedefleyen birçok
üretim faaliyetleri açısından olmazsa olmaz bir unsur teşkil etmektedir. Bu ise enerjiye olan ihtiyacı ulusal ve uluslararası
camiada önemli bir yere taşımaktadır.
Kyoto ve Montreal protokolleri de temiz ve yaşanabilir bir dünyayı hedef alarak imzalanmıştır. Enerji kaynağı olarak kullanılan
fosil yakıtların yerini yenilenebilir enerji kaynaklarına dönüştürmek, bu antlaşmaların kapsamı içerisinde yer almaktadır.
Gün geçtikçe dünya nüfusunun artışı ile birlikte enerjiye olan ihtiyaçta artmaktadır. Yeşil enerji denildiğinde ise akla doğal
kaynaklardan faydalanılarak enerji elde edilmesi gelmektedir. Bu doğal kaynakların içerisinde başlıca güneş, yağmur, deniz
olayları ve bitkisel kaynakları saymak mümkündür. Bu güne kadar kullanıla gelen fosil yakıtlar ise oluşum süreci çok uzun ve
tüketim süreci içerisinde yetersiz kalacak bir kaynak olarak gösterilmektedir. Fosil yakıtlara alternatif olarak yenilenebilir enerji
kaynakları çevre kirliliği yanı sıra iklim olaylarına olumlu etkisi sebebi ile daha fazla doğaya fayda sağlamaktadır. Erişiminin de
kolaylığı göz önünde bulundurulduğunda yenilenebilir enerji teknolojileri, maliyeti düşük enerji üretme olanağı sağlamaktadır.
Elektrik enerjisine dönüştürülmesi en kolay rüzgâr ve güneş enerjisidir.
Bulunduğu coğrafi konuma bakıldığında Türkiye öncelikle güneş enerjisi olmak üzere doğaya dost üretim yapabilecek
potansiyele sahip bir ülke durumundadır.
Güneş Enerjisi:
Yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde bitmez, tükenmez ve en yaygın elde
edilebilecek kaynak güneş enerjisidir. Güneş pilleri ve fotovoltaik enerji günümüzde
üretimi hesaplı olmamasına rağmen güneş enerjisini kullanmadaki en iyi alternatifi
oluşturmaktadır. %80 oranın da hava kirliliğine sebep olan karbondioksit gazı
oluşumunun başlıca nedeni enerji döngüsüdür. Enerji elde etmekteki yöntemlerimizi
değiştirdiğimiz zaman iklim ve hava kirliliğinin önüne geçilebilecektir. ABD, Almanya
ve Japonya ülkelerinde bu amaca yönelik yatırımlar bulunmaktadır. Güneş panelleri
içinde, arazi ihtiyacı duyulmakta, kapalı havalarda ve geceleri kullanılabilmesi için
depolama alanına ihtiyaç duyulmaktadır.
Türkiye enerji gereksinimini karşılama bakımından her yıl milyonlarca dolar harcamaktadır.
Bu nedenle ülkemizin var olan yenilenebilir enerji potansiyelini kullanması zorunluluktur.
Güneş Türkiye için yüksek potansiyelli bir yenilenebilir kaynak olması sebebi ile artan
elektrik ihtiyacının karşılanmasında önemli kaynak oluşturmaktadır.
Rüzgâr Enerjisi:
Rüzgâr türbin ağı enerji elde edebilmek amacı ile rüzgâr gücü ve hava akışından
yararlanmak üzere kullanılır. Rüzgârlar için yüksek bölgeler ve açık denizler en iyi
alanları oluşturur. Uygun alanların rüzgâr türbinleri için seçilmesi halinde gerekli periyodik
bakımları yapılarak uzun yıllar enerji üretimine katkı sağlayacaktır. Temiz ve emisyon
problemi olmaksızın, ekonomik bir enerji kaynağı olarak düşünmek mümkündür. Dünya
üzerinde kara miktarının %27’ sinin ortalama olarak rüzgâr hızı 5.1 m/s ve daha fazla yıllık
rüzgâr hızının etkisi altında kaldığı belirtilmektedir. Modernizasyon sonucu daha etkin enerji
kaynağı sağlanabilecektir.
www.tarimturk.com.tr 37
UZMAN GÖRÜŞÜ
TT
TARIM
TÜRK
Hidrolik Enerjisi:
Ekonomik, çevre dostu ve güvenilir bir kaynak olan su; hidrolik enerji üretimi için
önemlidir. Sudaki potansiyel enerjisinin kinetik enerjiye dönüştürülmesi ile hidrolik
enerji elde edilmektedir. Barajlar ve nehirler bunun için uygun su kaynakları
içerisindedir. Türkiye için yenilenebilir kaynaklarımızın oranı ilk sıradadır. Fakat üretilen
enerji oranında yıllar bazında düşüş görülmektedir.
Jeotermal Enerji:
Diğer bir yenilenebilir enerji kaynağı ise yer altından çıkmakta olan
sıcak suların oluşturduğu enerjidir. Isı enerjisi olarak Jeotermal
enerjisinden ısınmada, seralarda, kaplıcalarda ve elektrik elde etmek için
kullanılmaktadır.
Biokütle Enerjisi:
Biokütle; bitkisel veya hayvansal atıkların karbon ihtiva etmesi ile oluşan organik maddeler
olarak tanımlanmaktadır. Bu doğal ürünler oksijen ile tepkimeye girmek sureti ile var olan
enerjiyi meydana getirir. Termik santrallerle farkı kullanılan materyaldir. Maliyet yönünden
dezavantajlı olmasına rağmen yenilebilir enerji olarak doğru donanım ve bölgelerde
kurulması ile enerji ihtiyacını karşılamada kullanım alanı bulmaktadır.
Hidrojen Enerjisi:
Dünya üzerinde mevcudiyeti en fazla olan element hidrojendir. Kömür ve
doğal gaz başta olmak üzere biyokütle ve su gibi birçok maddeden hidrojen
gazı çıkarılabilir. Önemli olan hidrojen gazını ortaya çıkarmakta kullanılan
yöntemdedir. Güneşin hidrojeni ortaya çıkarmada kullanılması en çevreci
yöntem olarak görünmektedir. Her ülke kendi doğal kaynaklarını kullanarak
hidrojeni enerji olarak kullanmaya yönelik değişik araştırmalar yapmaya devam
etmektedir.
Tablo: Enerji türlerinin çevreye etkileri
Kirlilik SU TOPRAK İKLİM
Kaynak
Petrol + + +
Kömür + + +
Doğalgaz + - +
Güneş - - -
Rüzgar - - -
Hidrolik - - +
Jeotermal + + -
Yeşil enerji kaynakları birçok alanda kullanılabileceği gibi
hayvan ve hayvansal üretim yapan işletmeler için de alt
yapı hazırlanarak işletmeye hem ekonomik açıdan hem de
işletmenin konumu göz önünde bulundurularak birçok katkı
sağlayacak şekilde dizayn edilebilir. Son zamanlarda hayvan
refahı açısından önemli olan iklimlendirme-havalandırma,
aydınlatma ve besleme sistemleri üretim maliyetlerini artırırken
yenilenebilir enerji ile işletmelere katkı sağlayacaktır. Bununla
birlikte hayvancılıkla uğraşan işletmelerin çevreye olası bazı
olumsuz etkileri de söz konusudur. Yenilenebilir enerjinin
amacı çevreye olumsuz etki oluşturmaksızın enerji elde
etmekten geçmektedir.
38 www.tarimturk.com.tr
TT
TARIM
TÜRK
SEKTÖRDEN
www.tarimturk.com.tr 39