Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>IT</strong><br />
B<br />
n e tw o r k<br />
İ L G İ T E K N O L O J İ L E R İ D E R G İ S İ<br />
05 <strong>Ocak</strong> •25 <strong>Ocak</strong> <strong>2024</strong> • KDV Dahil 70 TL www.itnetwork.com.tr<br />
KPMG Türkiye CBDC’lerin Finans<br />
Ekosistemindeki paydaşlara etkisini<br />
analiz etti<br />
Her 4 şirketten biri işe alım sürecinde<br />
yapay zekayı kullanıyor<br />
<strong>2024</strong> yılının ilk çeyreğine dair<br />
istihdam beklentileri geriledi
<strong>2024</strong>’te Teknolojin Yolculuğu Hızlanacak<br />
Eğrisiyle doğrusuyla, hatasıyla sevabıyla geride bıraktığımız 2023 yılı içerisine birçok yaşanmışlığı sığdırdık. Bazen yaşanılan elim<br />
olaylar dolayısıyla ülke olarak hüzne gark olurken; bazen de ülke olarak gurur duyacağımız gelişmelerle sevindik. Ne yaşamış olursak<br />
olalım her zaman teknolojiyi, gerekliliklerini ve yeni yaşanması gereken teknolojik gelişmeleri konuştuk. <strong>2024</strong> yılı tüm dünyada<br />
beklenen teknolojik gelişmelerle beraber ülke olarak daha da ilerilere gideceğimiz yeniliklere şahit olacağımızı düşünüyoruz.<br />
Dergimiz ve itnetwork.com.tr adresimiz ile tüm gelişmeleri siz değerli okuyucularımıza ulaştırmaya devam edeceğiz. Gelelim bu<br />
sayımızın içeriğinde hazırladığımız teknolojik gelişmelerden birkaç paylaşıma.<br />
ASPA Konferansı Teknopark İstanbul’un ev sahipliğinde yapıldı<br />
Asya merkezli teknoparkların ve teknoloji şirketlerinin bir araya geldiği 26. Asya Bilim Parkları Birliği (ASPA) Konferansı, Teknopark<br />
İstanbul’da gerçekleştirildi. Bu yıl ‘Asya Bilim ve Teknoloji Parklarını İpek Yolu Modelinde Birleştirmek’ temasıyla gerçekleştirilen<br />
konferansta konuşan Teknopark İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Yerebakan, “Türkiye’nin Derin teknoloji merkezi<br />
Teknopark İstanbul, teknoloji dünyası açısından doğu ile batıyı birleştiren bir köprü konumunda bulunuyor. Teknoloji dünyasına<br />
liderlik eden bizler için İpek Yolu modeli, geçmişin mirasını geleceğin teknolojisiyle birleştirme yeteneğiyle birlikte daha iyi bir dünya<br />
inşa etme yolculuğunda hepimize ilham kaynağı olacak.” dedi. Detayları haberimizin içeriğinde bulabilirsiniz.<br />
Tüketiciler sürdürülebilir ürünlere yüzde 12 fazla ödemeye hazır<br />
Bain & Company’nin yeni Küresel Sürdürülebilirlik Raporu işletmelerin yüzde 60’ından fazlasının sürdürülebilirlik hedeflerine<br />
ulaşma yolunda ilerlemediğini ortaya koyuyor. Giderek daha bilinçli hale gelen tüketici ve çalışan kitlesi bu konuda şirketlere<br />
yardımcı olabilir. Tüketiciler, ekstrem hava koşulları nedeniyle çevresel kaygılarının arttığını söylüyor. Sürdürülebilirliğin yerel iş<br />
ekosistemi için hiç olmadığı kadar stratejik hale geldiği bu büyük maratona Türkiye de katılıyor. Raporun detaylarını içeriden takip<br />
edebilirsiniz.<br />
İBB verilerine afet önlemi!<br />
İBB, şehir verilerini afet durumlarına karşı koruma altına almak için Felaket Kurtarma Merkezi(FKM) projesini hayata geçiriyor.<br />
Proje ile veriler Ankara da düzenli olarak yedeklenecek. İstanbul ve bölgesini kapsayan olası büyük deprem, sel ve yangın gibi büyük<br />
afet durumlarında kritik kamu düzenine ait faaliyetler kesintisiz sürecek…<br />
Kriptoda düzenleme çalışmaları hızlandı<br />
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Türkiye’nin Mali Eylem Görev Gücü (FATF) gri listesinden çıkması için kripto yasasına<br />
yönelik çalışmaların hızlandığına yönelik ifadeleri, kripto yasasının yıl sonundan önce TBMM’ye sunulacağına dair beklentileri<br />
artırdı. Küresel oyuncular, kripto düzenlemesinden umutlu…<br />
*****<br />
<strong>Ocak</strong> sayımız ile yeni yıla merhaba dediğimizi dergimizin içeriği yukarıda örneklendirdiğimiz gibi teknoloji ve sürdürülebilir<br />
hayata yönelik birçok gelişmeyi içeren haberlerle dolu. Sektör market sayfalarımızda bulacağınız sektörün önemli oyuncularının<br />
sundukları teknolojik gelişmelerin detaylarının yanı sıra sektör paydaşlarıyla gerçekleştirdiğimiz söyleşi ve araştırma sayfalarımız<br />
da ilginizi çekecek.<br />
Hem dünya da hem de ülkemizde gerçekleştirilen yenilikçi teknolojilerdeki son gelişmeleri, sürdürülebilir bir yaşam için teknolojinin<br />
sektörlere katkılarını kapsayan araştırma haberlerini ve geleceğe yönelik öngörülen teknolojilerin detaylarının olduğu içeriklerimizle<br />
yeniden görüşmek üzere…<br />
Hoşça kalın…<br />
Ahmet Mızrak<br />
ahmet.mizrak@img.com.tr
Dreame<br />
Technology,<br />
yeni nesil<br />
ürünleriyle<br />
Türkiye’de<br />
4<br />
7<br />
Türkiye Copilot<br />
M365 ile uçmaya<br />
başladı<br />
15<br />
Son Bitcoin<br />
2140’ta<br />
üretilecek!
01-25 Ekim 2023<br />
<strong>IT</strong><br />
BİL<br />
network<br />
Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK<br />
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA<br />
İMTİYAZ SAHİBİ<br />
H. FERRUH IŞIK<br />
30<br />
Teknoloji ve<br />
İnovasyon<br />
Dünyası<br />
Bakü’de<br />
buluştu!<br />
20<br />
Red Hat<br />
Summit<br />
Connect<br />
Istanbul<br />
yoğun katılımla<br />
gerçekleşti<br />
39<br />
“Gönül Bağı”<br />
ilk mezunlarını<br />
verdi!<br />
GENEL MÜDÜR<br />
(Sorumlu)<br />
MEHMET SÖZTUTAN<br />
mehmet.soztutan@img.com.tr<br />
GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ<br />
SIDIKA AKYOL KAYIR<br />
sidika.kayir@aplusmedya.com<br />
GE NEL YA YIN MÜ DÜ RÜ<br />
AHMET MIZRAK<br />
ahmet.mizrak@img.com.tr<br />
DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ<br />
YUSUF OKÇU<br />
yusuf.okcu@img.com.tr<br />
HABER MERKEZİ<br />
ENES KARADAYI<br />
enes.karadayi@img.com.tr<br />
KAT KI DA BU LU NAN LAR<br />
Doç. Dr. M.ALİ ÖZ BU DUN<br />
ozbudun@gmail.com<br />
ÖMER KARDAŞ<br />
omer.kardas@ihlas.com.tr<br />
ALİ İLKER YÜCEER<br />
ali@mak ro bil.com.tr<br />
TEKNİK MÜDÜR<br />
TAYFUN AYDIN<br />
Tayfun.aydin@img.com.tr<br />
GRAFİK TASARIM<br />
HAKAN SÖZTUTAN<br />
hakan.soztutan@img.com.tr<br />
FİNANS MÜDÜRÜ<br />
Cuma KARAMAN<br />
cuma.karaman@img.com.tr<br />
MUHASEBE MÜDÜRÜ<br />
Yusuf DEMİRKAZIK<br />
yusuf.demirkazik@img.com.tr<br />
A BO NE VE DAĞI TIM<br />
İSMAİL ÖZÇELİK<br />
ismail.ozcelik@img.com.tr<br />
Reklam Rezervasyon<br />
A PLUS MEDYA<br />
NISH ISTANBUL RESIDENCE<br />
Çobançeşme Mah. Sanayi Cad.<br />
No: 44/B - D: 167 Yenibosna/<br />
Bahçelievler - İstanbul<br />
Reklam İletişim<br />
reklam@aplusmedya.com<br />
Tel : 0212 216 99 13<br />
Gsm : 0552 805 34 35<br />
İdare Merkezi:<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />
No:11 34190 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL<br />
Tel: 0212 454 22 22<br />
Renk Ayrımı:<br />
Türkiye Gazetesi Renk Ayrımı Servisi<br />
CTP - BASKI : İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />
No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL<br />
Tel: 0212 454 30 00
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Dreame Technology,<br />
yeni nesil ürünleriyle Türkiye’de<br />
Dünyanın en yenilikçi tüketici elektroniği şirketlerinden<br />
Dreame Technology, ev ve saç temizliğine yönelik<br />
yüksek teknolojili ürünlerini Türkiye pazarında da satışa<br />
sunmaya başladı…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
4<br />
Tüketici elektroniği devi Dreame Technology,<br />
yenilikçi çözümler sunan<br />
ürünlerini Türkiye pazarı için duyurdu.<br />
Duyurulan ürünler arasında şirketin bugüne<br />
kadarki en gelişmiş hepsi bir arada<br />
temizlik robotu DreameBot L20 Ultra,<br />
yeni nesil süpürge modelleri Dreame R20<br />
ve Dreame H12 Dual’in yanı sıra Dreame<br />
Hair Glory adlı saç kurutma makinesi ve<br />
robot köpek DreameDog gibi heyecan verici<br />
ürünler de yer aldı.<br />
Konuyla ilgili olarak açıklamada bulunan<br />
Dreame Türkiye Ülke Müdürü Engin<br />
Cesurer, “Tüketici elektroniğini alanında<br />
dünyadaki önemli markalardan biri<br />
olarak ürünlerimizi Türkiye’deki kullanıcılarımızla<br />
buluşturacağımız için çok<br />
mutluyuz. Dreame Technology olarak<br />
kullanıcılarımızın yaşamlarını kolaylaştırmak,<br />
yüksek teknoloji ile hayatlarına<br />
değer katmak en önemli önceliğimiz. Piyasaya<br />
sunacağımız ürünlerimizin kısa<br />
vadede Türkiye’de çok sevileceğine inanıyoruz.”<br />
dedi.<br />
Yaşam kalitesini yükseltme vizyonuyla<br />
bugüne kadar 150’den fazla patente<br />
imza atan Dreame Technology’nin ülkemizde<br />
satışa sunduğu ürünler ve dikkat<br />
çeken özellikleri şu şekilde:<br />
Hem evi hem kendini<br />
temizleyen süpürge:<br />
DreameBot L20 Ultra<br />
Dreame Technology’nin gelişmiş hepsi-bir-arada<br />
temizlik robotu DreameBot<br />
L20 Ultra, ev temizliğini yepyeni bir boyuta<br />
taşıyor. Kullanıcıya ihtiyaç duymadan<br />
kendi başına tam 75 gün boyunca<br />
temizlik yapabilen DreameBot L20 Ultra,<br />
toz haznesini otomatik olarak boşaltıyor,<br />
paspaslarını temizleyip kurutuyor,<br />
su ve solüsyonları bağımsız olarak dolduruyor.<br />
DreameBot L20 Ultra sektördeki ilk yapay<br />
zekâ tabanlı MopExtend teknolojisiyle<br />
paspaslarını otomatik olarak<br />
hareket ettirerek ulaşılması zor köşe ve<br />
pervazları derinlemesine temizliyor. İki<br />
adet yüksek hızlı döner paspası kontrol<br />
eden DuoScrub Sistemi, inatçı kir ve sıvıları<br />
basınç altında fırçalayarak eve yayılmalarını<br />
engelliyor.<br />
150 dakikalık ultra uzun pil ömrüne<br />
sahip DreameBot L20 Ultra, Vormax<br />
Emiş Sistemi’yle saç, toz ve kirler için<br />
7.000Pa’lık sıra dışı bir vakumlama gücü<br />
sunuyor. 3D Yapılandırılmış Işıklı Engellerden<br />
Kaçınma Sistemi’ne sahip DreameBot<br />
L20 Ultra sayesinde ev sakinlerine<br />
zahmetsizce yapılan temizliğin<br />
keyfini çıkarmak kalıyor<br />
Dreame R20 ile çok yönlü<br />
kablosuz temizlik<br />
Yüksek teknolojisi ve pratikliğiyle temizlik<br />
stresini azaltan Dreame R20 Kablosuz<br />
Süpürge, ev temizliğini adeta bir<br />
eğlenceye dönüştürüyor. Zemin türünü<br />
algılayarak uygun temizlik moduna geçen<br />
Dreame R20, mavi ışıklı LED Optik<br />
teknolojisiyle loş bölgelerdeki kirlerin<br />
fark edilmesini kolaylaştırıyor. Sıra dışı<br />
emiş gücü, yüksek hızlı fırçasız motoru,<br />
yüzde 99,9’luk toz filtreleme oranı ve<br />
özel aparatlarıyla Dreame R20 kumaş<br />
kaplı mobilyalar ve ulaşılması zor bölgelerdeki<br />
tüy ve kırıntıları kusursuzca<br />
temizleyerek herkes için hijyenik yaşam<br />
alanları vadediyor.<br />
Temizlik sihirbazı Dreame H12<br />
Dual<br />
Yetenekli Dreame H12 Dual hem yer yıkaması<br />
yapabilen hem de halı ve mobilya<br />
yüzeylerini süpürebilen kapsamlı bir<br />
3’ü 1 arada temizlik sihirbazı. Dreame<br />
H12 Dual kısa süre içinde kablosuz dikey<br />
süpürge ya da el süpürgesine dönüşerek<br />
ıslak ve kuru zeminlerin etkili şekilde<br />
temizlenmesini sağlıyor. Fırçalarını otomatik<br />
olarak hareket ettirerek köşe ve<br />
kenarlarda uçtan uca temizlik sağlayan<br />
Dreame H12 Dual, temizlik sonrasında<br />
fırça ile toz haznesini su ve deterjanla<br />
yıkayıp kurutarak ev sakinlerinin işini<br />
kolaylaştırıyor.<br />
Dreame Hair Glory ile zafer<br />
kazanan saçlar<br />
Dreame Technology’nin yeni nesil saç<br />
kurutma makinesi Hair Glory, kelimenin<br />
tam anlamıyla “çok havalı”. Göz alıcı<br />
tasarımıyla dikkat çeken Dreame Hair<br />
Glory, yüksek hava akışı sağlayan motoruyla<br />
ıslak saçların kolayca ayrışmasını<br />
ve yalnızca iki dakika gibi kısa bir sürede<br />
kurutulmasını sağlıyor. LED göstergeleri,<br />
dört farklı sıcaklık ve iki hız ayarı<br />
bulanan Dreame Hair Glory, negatif iyon<br />
teknolojisiyle elektriklenmeyi bir önceki<br />
modele göre 30 kata kadar azaltarak<br />
saçlara parlak ve sağlıklı bir görünüm<br />
kazandırıyor.<br />
Akıllı robot köpek:<br />
DreameDog<br />
Dreame Technology’nin lansmanda<br />
sergilediği bir diğer ürün ise sektörün<br />
baş-vücut koordinasyonuna sahip ilk<br />
dört ayaklı biyonik robotu olan akıllı<br />
robot köpek DreameDog. Sahibinin ihtiyaçlarını<br />
anlayıp sesli iletişim kurabilen,<br />
dokunuşlara tepki verebilen, insan hareketlerini<br />
taklit edip oyun oynayabilen bu<br />
akıllı robot köpek, bulunduğu ortamın<br />
haritasını çıkarıp devriye gezebiliyor.<br />
Geliştirmeye açık yapısıyla ihtiyaca göre<br />
özelleştirmeye imkân sağlayan Dreame-<br />
Dog’un <strong>2024</strong> ilkbaharında satışa sunulması<br />
planlanıyor.<br />
Lansmana özel Dreame<br />
R20’de yüzde 11 indirim<br />
Dreame Technology, gösterilen yoğun<br />
ilgi ve hareketlenen alışveriş sezonu<br />
nedeniyle özel bir indirim kampanyası<br />
da düzenliyor. Dreame R20 Kablosuz<br />
Süpürge, lansmana özel yüzde 11 indirim<br />
fırsatıyla kasım ayı boyunca 12.990<br />
TL’den satışa sunulacak.<br />
Öte yandan DreameBot L20 Ultra 44.999<br />
TL, Dreame H12 Dual 16.199 TL ve Dreame<br />
Hair Glory ise 4.099 TL’den raflardaki<br />
yerini alacak.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Türk Telekom’dan “İletişimle Sürdürülebilir<br />
Dönüşüm” temalı sürdürülebilirlik raporu<br />
Sürdürülebilir bir gelecek için teknoloji<br />
alanındaki birikimini hayatın tüm alanlarına<br />
yansıtan Türk Telekom, kaynakları<br />
verimli ve özenli kullanarak Türkiye’ye<br />
‘Değer’ katmaya devam ediyor.<br />
Sürdürülebilirlik ilkelerini iş stratejilerinin<br />
merkezine yerleştiren, iklim riski yönetimine<br />
katkıda bulunmak amacıyla çalışmalarını<br />
yürüten ve Birleşmiş Milletler<br />
Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UNGC) 10<br />
temel evrensel ilkesine uygun davranacağına<br />
dair taahhüt veren Türk Telekom,<br />
2022 yılına ait Sürdürülebilirlik Raporu’nu<br />
“İletişimle Sürdürülebilir Dönüşüm” temasıyla<br />
yayımladı.<br />
Güneş Enerjisi Santralleri (GES), Elektrikli<br />
Araç Şarj Ağı hizmetlerinin yanında; yapay<br />
zekâ ve IoT teknolojileriyle akıllı şehircilik,<br />
elektrik ve sulamada da çözümler sunan<br />
Türk Telekom, akaryakıt tüketimi ve karbondioksit<br />
salımının azalmasını sağlıyor.<br />
Teknolojiyi iyiliğe ve faydaya dönüştürme vizyonuyla<br />
faaliyetlerini sürdüren Türk Telekom, “İletişimle<br />
Sürdürülebilir Dönüşüm” başlığıyla 2022 Sürdürülebilirlik<br />
Raporu’nu yayımladı. Türk Telekom Finans Genel Müdür<br />
Yardımcısı Kaan Aktan, “Yükselen sürdürülebilirlik<br />
performansımızla uluslararası endekslerde yer alıyoruz.<br />
Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma<br />
hedefiyle iklim riski yönetimine katkı sağlayan proje ve<br />
çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi…<br />
“GES yatırımlarımızı<br />
hızlandırıyoruz”<br />
Raporla ilgili değerlendirmelerde bulunan<br />
Türk Telekom Finans Genel Müdür Yardımcısı<br />
Kaan Aktan, “Türk Telekom olarak<br />
çevresel sürdürülebilirlik konusunda da<br />
öncü adımlar atıyor, gelecek nesillere yaşanabilir,<br />
daha yeşil bir dünya bırakma hedefiyle<br />
iklim riski yönetimine katkı sağlayan<br />
proje ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz.<br />
Yükselen sürdürülebilirlik performansımızla<br />
Türkiye’nin yanı sıra uluslararası endekslerde<br />
de yer alıyoruz. Sürdürülebilirlik<br />
stratejimizi uluslararası standartlarda<br />
ve başarılı bir şekilde uygulamamızın bir<br />
sonucu olarak Küresel e-Sürdürülebilirlik<br />
Girişimi GeSI’nin raporuna göre dünyada<br />
elektrik tüketimini azaltan sayılı operatörlerden<br />
biriyiz. 2023 için koyduğumuz<br />
güneş enerjisinden elde ettiğimiz üretim<br />
kapasitemizi yüzde 60 artırma hedefine<br />
2022 yılında ulaştık. Karbon ayak izimizi<br />
azaltmak ve iklim değişikliklerinin sebep<br />
olduğu riskleri yönetmek adına GES (Güneş<br />
Enerjisi Santrali) yatırımlarımızı hızlandırıyoruz.<br />
Öncelikli yatırımlarımız arasına aldığımız<br />
GES kurulumları kapsamında şirketimize<br />
tahsis edilen kapasiteyi 405,8 MWe’ye<br />
çıkardık. E4 Şarj-Elektrikli Araç Şarj Ağı<br />
projemiz ile elektrikli araç kullanıcılarına,<br />
her anlamda güvenli, çevreci ve jeneratörlerle<br />
beslenen kesintisiz şarj hizmeti sunmaya<br />
başladık.<br />
Tüm paydaşlarımızla sürdürülebilirlik temelli<br />
çalışmalar yapmak, bu doğrultuda<br />
yenilikçi ürünler geliştirmek ve paylaşmaya<br />
devam etmek öncelikli hedefimiz.<br />
Çevreye duyarlı, düşük karbon salımına<br />
sahip hizmet ve çözümlerle başta telekomünikasyon<br />
olmak üzere birçok sektöre<br />
ve ülkemizin 2053 Net Sıfır hedefine katkıda<br />
bulunuyoruz. Türk Telekom olarak<br />
yenilenebilir enerji kaynakları, elektrik ve<br />
enerji verimliliği, veri merkezleri, sürdürülebilir<br />
odaklı yatırımlar, akıllı çözümler<br />
gibi çok geniş bir perspektifte sürdürülebilirlik<br />
faaliyetlerimizi yürütmeye devam<br />
edeceğiz” diye konuştu.<br />
Çevre dostu amaçlarını geliştirmek doğrultusunda;<br />
orta ve uzun vadeli sürdürülebilirlik<br />
hedeflerini Bilim Temelli Hedefler<br />
Girişimi (SBTi) ile uyumlu hale getirmek<br />
üzere çalışan Türk Telekom; sürdürülebilirlik<br />
yaklaşımını günlük operasyonların<br />
yanı sıra tüm kurumsal stratejilerine entegre<br />
ediyor. Türk Telekom, oluşturduğu<br />
sürdürülebilirlik politikası ile bu doğrultudaki<br />
odak alanlarını da “Güvene Duyarlı<br />
İş Yapma Odağı, İnsana Değer Odağı,<br />
Topluma Katkı Odağı, İklim Değişikliği ve<br />
Çevre Odağı ve Müşteri Odağı” tanımlıyor.<br />
Sürdürülebilirlik stratejisini belirlemek, bu<br />
alandaki çalışmaları daha etkin bir şekilde<br />
yürütmek, sürdürülebilirlik yaklaşımının<br />
tüm iş süreçlerine entegrasyonunu sağlamak,<br />
hedeflere yönelik çalışmaları hayata<br />
geçirmek gibi süreçler için kurumun üst<br />
yönetiminin öncülüğündeki ve koordinasyonundaki<br />
Sürdürülebilirlik Komitesi’ni<br />
oluşturan Türk Telekom, yüksek teknoloji<br />
birikimini hayatın tüm alanlarında faydaya<br />
dönüştürme vizyonuyla faaliyetlerini<br />
sürdürüyor.<br />
5Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
eLogo ve Agra Fintech iş birliğiyle<br />
derin gömülü finans uygulaması<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
6<br />
eLogo ve Agra Fintech, yenilikçi derin gömülü finans<br />
uygulamasını geliştirmek için stratejik bir iş birliği<br />
hayata geçiriyor. İş birliğiyle işletmeler, verilerini<br />
paylaşmadan finansal sağlıklarını ölçebilecekleri ve<br />
özel bankacılık ürünlerine kolayca erişebilecekleri bir<br />
çözüme sahip olacak. Proje aynı zamanda veri güvenliği<br />
ve müşteri izni konularında tam şeffaflık sağlarken, ERP<br />
sistemlerden çıkmadan finansman ürünlerine erişimi de<br />
mümkün hale getirecek…<br />
eLogo ve Agra Fintech, alanında öncü<br />
ERP içi derin gömülü finans uygulamasını<br />
geliştirmek için iş birliğine imza attı.<br />
Bu inovatif iş birliğiyle işletmeler, verilerini<br />
finansal kurumlarla paylaşmadan<br />
finansal sağlıklarını ölçebilecek. Böylece<br />
gelecekte ihtiyaç duyabilecek kredi, mevduat<br />
ve avantajlı POS teklifleri gibi özel<br />
bankacılık ürünlerine kolayca erişilebilecek.<br />
İş birliği kapsamında geliştirilecek derin<br />
gömülü finans projesinin merkezinde,<br />
veri güvenliği ve müşteri izni gibi kritik<br />
unsurlar bulunuyor. Bu kapsamda işletmelere<br />
hangi verilerin işlendiği ve bu<br />
verilerin nereye aktarıldığı konularında<br />
tam bir şeffaflık sağlanacak.<br />
Son dönemdeki gelişmelerle birlikte gömülü<br />
finansın yeni bir fintech kavramı<br />
olarak ortaya çıktığını ifade eden eLogo<br />
Genel Müdürü Başak Kural, “İşletmelerin<br />
günlük iş süreçleri oldukça yoğun<br />
durumda. İş akışını uçtan uca ele aldığımızda<br />
süreçlere entegre olmayan finansal<br />
teknoloji çözümleri eklemek, beklenen<br />
değeri ve verimlilik artışını ortaya<br />
çıkarmıyor. eLogo olarak tasarladığımız<br />
fintech ürünlerinde, iş akışını detaylıca<br />
analiz ederek ihtiyacı tespit ediyor ve sürece<br />
bütünleşik bir şekilde çözümümüzü<br />
entegre ediyoruz. İş süreçlerinin temeli<br />
olan Logo ERP sistemlerinin içerisine<br />
fintech çözümlerimizi konumlandırıyoruz.<br />
Agra Fintech iş birliğiyle geliştirmeye<br />
başladığımız ERP içi derin gömülü<br />
finans uygulaması da bu yaklaşımımız<br />
için çok önemli bir örnek. Geliştireceğimiz<br />
derin gömülü finans uygulaması<br />
sektörde öncü bir uygulama olmakla beraber<br />
müşterilerimizin, ihtiyaç duyduğu<br />
anda Logo ERP sistemleri içerisinden kolaylıkla<br />
kredi gibi finansman tekliflerine<br />
erişime olanak sağlayacak” ifadelerini<br />
kullandı.<br />
eLogo Genel Müdürü<br />
Başak Kural<br />
Agra Fintech Kurucu Ortağı<br />
Muharrem Uğurelli<br />
Agra Fintech Kurucu Ortağı Muharrem<br />
Uğurelli ise, “Bu iş birliği, Agra Fintech<br />
ve eLogo’nun güçlü teknolojik altyapıları,<br />
deneyimli ekipleri ve uzman kadrolarının<br />
yenilikçi bakış açıları ve değer<br />
yaratmaya duydukları tutkunun bir sonucu.<br />
Agra Fintech olarak Türkiye’nin<br />
ERP sistemi içinde çalışan yenilikçi gömülü<br />
finans uygulamasını geliştirecek<br />
olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Bu<br />
projenin temel hedefi, işletmelere finansal<br />
sağlıklarını ölçme ve ihtiyaçlarını<br />
önceden belirleme konusunda büyük<br />
bir avantaj sunmanın yanı sıra hassas<br />
finansal verilerin daha güvenli bir şekilde<br />
yönetilmesini sağlamak. İşletmeler,<br />
finansal performanslarını artırma ve<br />
daha bilinçli finansal kararlar alma konusunda<br />
önemli bir adım atmış olacaklar”<br />
dedi.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Türkiye Copilot M365 ile uçmaya başladı<br />
Microsoft’un yapay zeka temelli “Copilot for 365”<br />
uygulamalarının pazara sunulmasıyla birlikte, şirketler<br />
kokpite oturdu. 1 ayda 5 bine yakın kurumsal kullanıcıya<br />
ulaşan Copilot for 365 uygulamasının bu trend ile 6 ay<br />
sonunda Microsoft Ortadoğu, Doğu Avrupa ve Afrika<br />
bölgesindeki 107 ülke arasında en yüksek kullanım<br />
oranına Türkiye’de sahip olacağını belirten Microsoft<br />
Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin “Türk şirketleri<br />
yapay zekada kokpite oturdu, yüksek teknolojide<br />
uçmaya başladı” dedi…<br />
Microsoft Türkiye tarafından Kolektif House’ta<br />
düzenlenen “Microsoft Copilot Teknolojileri<br />
ile Yapay Zekanın Yeni Çağı” başlıklı<br />
etkinlikte çok sayıda basın mensubu Microsoft<br />
Türkiye yöneticileriyle bir araya geldi.<br />
Yaptığı açılış konuşmasında yapay zekanın<br />
internetin icadından bu yana teknoloji dünyasındaki<br />
en büyük kırılım olduğunu vurgulayan<br />
Microsoft Türkiye Genel Müdürü<br />
Levent Özbilgin, Microsoft’un yapay zeka<br />
temelli teknolojilere yılda 27 milyar dolar<br />
Ar-Ge yatırımı yaptığını belirtti. Yapay<br />
zeka konusunda en önem verdikleri noktanın<br />
güven ve sorumluluk olduğuna dikkat<br />
çeken Özbilgin, şunları söyledi: “Öncelikle<br />
yapay zeka ve bulut arasındaki ilişkinin<br />
anlaşılması gerekiyor. Bulut dediğimiz aslında<br />
gezegen çapında çalışan bir süper<br />
bilgisayar. Dünyadaki en büyük bulut bilişim<br />
kapasitesine sahip şirket de Microsoft.<br />
Yapay zeka bugün yapabildiklerini bulut<br />
bilişimin ölçeği sayesinde yapabiliyor. LLM<br />
(Large Language Models) dediğimiz büyük<br />
dil modellerinin gerçek zamanda hesapladığı<br />
parametre sayısı trilyonları aşmış durumda.<br />
Bu kapasite sadece bulut üzerinde<br />
mevcut olduğu için, bulutsuz bir yapay zeka<br />
yetkinliği düşünmemiz mümkün değil. Bir<br />
de işin sorumluluk boyutu var ki bunu çok<br />
ciddiye alıyoruz. Yapay zekanın işlediği<br />
veriyle ne yaptığımızı açıklamak, şeffaf bir<br />
anlayışla hesap vermek zorundayız. Microsoft<br />
bünyesinde 350 kişilik bir ekip sadece<br />
responsible AI dediğimiz sorumlu yapay<br />
zeka & etik yapay zeka üzerine çalışıyor. Ne<br />
mutlu bize ki bu ekibin başında da bir Türk<br />
olan Ece Kamar var. Yapay zekanın regülasyonu,<br />
geliştirilme ilkeleri ve çıktıların filtrelenmesi<br />
gibi konular üzerinde hassasiyetle<br />
çalışıyorlar”.<br />
“Copilot ile Yeni Bir Gelecek” başlıklı bir<br />
sunum yapan Microsoft Türkiye Müşteri<br />
Deneyiminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı<br />
Cavit Yantaç ise hem yapay zekayı<br />
bugünkü potansiyeline taşıyan süreçlerden<br />
hem de Microsoft ile OpenAI’ın iş birliğinden<br />
bahsetti. Yantaç, “OpenAI 2015’te kuruldu<br />
ancak 2019’da ‘bizim çok güçlü bir bulut<br />
işletim sistemine ihtiyacımız var’ dedikleri<br />
noktada Microsoft ile iş birliği sağladılar ve<br />
Azure üzerinde yeni dil modelleri üzerinde<br />
çalışmaya başladılar. ChatGPT’nin temelleri<br />
böyle atıldı. 3 ayda 100 milyon kullanıcıya<br />
ulaşan ChatGPT teknolojisini biz de Copilot<br />
adı altında tüm Microsoft programlarına<br />
entegre ederek bunu kişisel yapay zeka<br />
asistanınız gibi kullanmanızı sağlıyoruz.<br />
Hızla bir sunum mu hazırlamanız gerekiyor?<br />
Copilot’a nasıl bir sunuma ihtiyacınız<br />
olduğunu söylüyorsunuz, hazırlıyor. Metin<br />
güzel ama görsel içime sinmedi derseniz<br />
sizin için animasyon ekliyor; üstüne bunu<br />
bir de konuşma metni formatında istiyorum<br />
derseniz, onu da yapıyor. Bunun yanında<br />
müşterilerimize kendi copilot’larını<br />
yaratma imkanı sunuyoruz. Copilot ile bir<br />
seyahat chatbot’u yaratan Setur bunun çok<br />
başarılı bir örneği. Bugün Antalya’da tatil<br />
yapmak isteyen bir kişi, Setur’un seyahat<br />
chatbot’una aklına takılan tüm soruları sorarak<br />
hayalindeki tatil planını kendi kendine<br />
yapabiliyor” dedi. Copilot üzerinden elde<br />
edilen tüm çıktıların fikri mülkiyetinin<br />
kullanıcıya ait olduğunu da sözlerine ekleyen<br />
Yantaç, herhangi bir telif sorunu yaşanması<br />
durumunda ise Microsoft’un devreye<br />
girerek sorumluluğu üzerine aldığını dile<br />
getirdi.<br />
Etkinlikte Microsoft Teknoloji Merkezi<br />
Teknik Çözüm Mimarı Mustafa Aşıroğlu ile<br />
Microsoft Türkiye Üretkenlik Çözüm Satış<br />
Uzmanı Merve Deniz de “Uygulamalı Örneklerle<br />
Microsoft 365 Copilot” başlıklı bir<br />
demo sunumu gerçekleştirdi. Merve Deniz<br />
“Kullanıcıların yüzde 90’dan fazlası Copilot<br />
sayesinde zamandan tasarruf ederek katma<br />
değeri yüksek işlere odaklanabildiğini<br />
belirtiyor” derken; Mustafa Aşıroğlu ise<br />
Copilot ile çalışma hayatının nasıl kolaylaştığına<br />
dikkat çeken örnekler paylaştı.<br />
“Copilot, Outlook’ta sizin için önemli mailleri<br />
ön plana çıkarıyor, özetliyor, cevap yazmanız<br />
gerektiğinde ‘Şu excel dosyasına bak,<br />
olası satış tahminlerini de ekleyerek benim<br />
adıma bu maile bir cevap yaz’ şeklinde komut<br />
verebiliyorsunuz. Öte yandan örneğin<br />
bu maili kendi ekibinize yollayacaksanız,<br />
daha samimi bir dilde yazmasını isteyerek<br />
çıktıları bireyselleştirebiliyorsunuz. Çevrimiçi<br />
bir toplantıya geç kaldıysanız, sizden<br />
önce kimin hangi konuda konuştuğunu<br />
öğrenebiliyorsunuz” diyen Aşıroğlu, tüm bu<br />
servislerin Microsoft arama motoru Bing<br />
üzerinden ücretsiz bir şekilde bireysel kullanıma<br />
açık olduğunu söyledi.<br />
Copilot ile angarya işler<br />
ortadan kalkıyor; verimlilik<br />
artıyor<br />
Global çapta Copilot’u deneyimleyen ilk 600<br />
şirket arasında yer alan Arçelik ve Enerjisa<br />
Üretim’in konuk edildiği Müşteri Deneyimi<br />
Paneli’nde ise markaların Copilot entegrasyon<br />
süreçlerine ve deneyimlerine değinildi.<br />
Enerjisa Üretim’in zaten Microsoft 365<br />
programlarını aktif şekilde kullandığı için<br />
Copilot’tan yüksek verim aldığını belirten<br />
Enerjisa Üretim Dijital İş Teknolojileri Lideri<br />
Berkay Kurtaran, “Copilot ile Word ve<br />
PowerPoint gibi uygulamaların kullanım<br />
şekli çok değişti. Biz ciddi bir üretkenlik<br />
sağladık; iş yerinde herkes birbiriyle deneyimlerini<br />
paylaşmaya başladı ve 6 ayda olgunluk<br />
seviyesine ulaştık. Copilot üzerinde<br />
kendi verimizle çalıştığımız için halüsinasyon<br />
sorununu ekarte ettik, en büyük kazanımımız<br />
da bu oldu” dedi.<br />
Kendi endüstrilerinde yapay zekayı en iyi<br />
kullanan şirket olmak gibi iddialı bir hedeflerinin<br />
olduğunu ifade eden Arçelik Bilişim<br />
Teknolojileri Direktörü Yekta Caymaz ise<br />
“Copilot ile zaman kazanmaya başladık.<br />
Verimliliği artırarak katma değeri yüksek<br />
işlere odaklanmaya imkan veriyor. Dünya<br />
genelinde 40 bini aşkın çalışanı olan bir<br />
şirket olarak üretken yapay zekayı en iyi<br />
kullanan şirketlerden biri olmayı hedefliyoruz.<br />
Üretken yapay zeka projelerimizden<br />
Arçelik’s Developers AI Platform ile developerlarımızın<br />
verimliliği yüzde 25 oranında<br />
arttı. Ürünlerini dünyanın dört bir yanına<br />
satan bir şirket olarak, ürün kullanım kılavuzlarımızı<br />
50’den fazla dile çevirmek için<br />
yapay zekadan faydalanıyoruz. Arçelik’te<br />
çalışan tüm arkadaşlarımızı usta, Copilot’u<br />
ise çırak olarak konumluyoruz. Gelecekte<br />
ise çıraklar usta; ustalar ise ustaların ustası<br />
olsun istiyoruz; hayalimiz bu” dedi.<br />
7Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
26. Asya Bilim Parkları Birliği Konferansı<br />
Teknopark İstanbul’un ev sahipliğinde<br />
yapıldı<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Asya merkezli teknoparkların ve teknoloji şirketlerinin bir araya geldiği 26. Asya<br />
Bilim Parkları Birliği (ASPA) Konferansı, Teknopark İstanbul’da gerçekleştirildi. Bu<br />
yıl ‘Asya Bilim ve Teknoloji Parklarını İpek Yolu Modelinde Birleştirmek’ temasıyla<br />
gerçekleştirilen konferansta konuşan Teknopark İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Prof. Dr. Metin Yerebakan, “Türkiye’nin Derin teknoloji merkezi Teknopark İstanbul,<br />
teknoloji dünyası açısından doğu ile batıyı birleştiren bir köprü konumunda bulunuyor.<br />
Teknoloji dünyasına liderlik eden bizler için İpek Yolu modeli, geçmişin mirasını<br />
geleceğin teknolojisiyle birleştirme yeteneğiyle birlikte daha iyi bir dünya inşa etme<br />
yolculuğunda hepimize ilham kaynağı olacak.” dedi…<br />
arasında kurduğumuz “İpek Yolu”nun<br />
da temelini oluşturuyor. İpek Yolu, farklı<br />
dünyaları bir araya getiren bir ağdır ve<br />
biz de bu ağın birer halkasıyız. Bu model,<br />
geçmişin mirasını geleceğin teknolojisiyle<br />
birleştirme yeteneğiyle birlikte teknoloji<br />
dünyasına liderlik eden bizler için<br />
iş birliklerimizi geliştirmek, sinerjimizi<br />
artırmak ve ‘İpek Yolu’ yaklaşımı ile iyi<br />
bir dünya inşa etme yolculuğunda hepimize<br />
ilham kaynağı olacaktır.” şeklinde<br />
konuştu.<br />
Teknopark İstanbul, Asya’nın önde gelen<br />
teknoloji şirketleri ve teknoparkları<br />
ile Türkiye’nin seçkin üniversitelerinin<br />
katılımıyla gerçekleşen 26. Asya Bilim<br />
Parkları Birliği (ASPA) Konferansı’na ev<br />
sahipliği yaptı. Teknopark İstanbul Turgut<br />
Özal Etkinlik Merkezi’nde düzenlenen<br />
konferansa Güney Kore, İran, Tayland,<br />
Moğolistan, Tayvan, Vietnam ve<br />
Malezya’dan temsilciler katıldı.<br />
Prof. Dr. Metin Yerebakan, “Tarihi İpek<br />
Yolu’nun bizlere kazandırdığı bu eşsiz<br />
mirası, günümüzün teknoloji parklarına<br />
yansıtarak dünyamızı heyecan verici bir<br />
geleceğe hazırlıyoruz. Bilinmeyeni keşfetme,<br />
ekonomik etkileşim, kültürel alışveriş<br />
ve bilgi transferi, teknoloji parkları<br />
Teknopark İstanbul, doğu<br />
ile batıyı birleştiren teknoloji<br />
köprüsü<br />
Türkiye’nin derin teknoloji merkezi Teknopark<br />
İstanbul’un Türk savunma sanayinin<br />
ileri teknoloji merkezi konumunda<br />
yer aldığını vurgulayan Prof. Dr. Metin<br />
Yerebakan, 3286 milli proje üzerinde çalışmaların<br />
sürdüğünü hatırlatarak, “Bugün<br />
burada Asya’da bulunan teknoparkların<br />
temsilcileri aramızda.<br />
8<br />
“Dünyamızı heyecan verici bir<br />
geleceğe hazırlıyoruz”<br />
Toplantının açılış konuşmasını yapan<br />
Teknopark İstanbul Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Prof. Dr. Metin Yerebakan, İpek<br />
Yolu’nun eski çağlardan günümüze uzanan<br />
köklü geçmişiyle farklı kültürlerin<br />
etkileşimini ve zenginliğini yansıtan bir<br />
anlam taşıdığını, bu yolun önemli noktalarından<br />
biri olan İstanbul’da böyle<br />
anlamlı bir toplantıya ev sahipliği yapmaktan<br />
dolayı mutluluk ve gurur duyduklarını<br />
belirtti.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Onların da çok iyi bildiği üzere bizim<br />
gibi teknoloji üsleri için en önemli başlıklardan<br />
biri ‘sinerji’dir. Kendi üslerimizde<br />
şirketler ve kurumlar arası sinerjiyi<br />
oluşturduğumuz gibi bunu global<br />
ölçekte ya da Asya’mız ölçeğinde de inşa<br />
etmemiz gerekmektedir. Bir arada işler<br />
yaparak çok daha olumlu sonuçlar elde<br />
edebiliriz. Teknopark İstanbul, teknoloji<br />
dünyası açısından doğu ile batıyı birleştiren<br />
bir köprü konumunda bulunuyor.<br />
Gerçekleştireceğimiz her ortaklık, bilgi<br />
akışını güçlendirdiği kadar teknoloji ticaretini<br />
de güçlendirecektir.” dedi.<br />
Muhammet Fatih Özsoy:<br />
İpek Yolu’nu, teknoloji ve<br />
bilgi transferinin ana yolu<br />
yapmayı hedefliyoruz<br />
Teknopark İstanbul Genel Müdürü Muhammet<br />
Fatih Özsoy ise Teknopark<br />
İstanbul’un, tarih boyunca çeşitliliğe<br />
kucak açan İstanbul şehri gibi farklı ülkeleri,<br />
farklı milletleri ve farklı kültürleri<br />
barındıran bir yapıya sahip olduğuna<br />
dikkat çekerek, İpek Yolu temasının<br />
İstanbul’da konuşulmasının önemini<br />
vurguladı. Muhammet Fatih Özsoy<br />
sözlerine şöyle devam etti: “Bugün İpek<br />
Yolu’ndan aldığımız ilhamla incelikle<br />
planladığımız projelerimizi, modern teknolojinin<br />
karmaşıklığı ve küresel etkisi<br />
altında paylaşmak için çabalıyoruz. Tarihsel<br />
İpek Yolu’ndan modern İpek Yolu<br />
Projesi’ne geçiş aslında teknoloji ve inovasyonun<br />
ticaret, kültür ve yaşam tarzlarında<br />
oluşturduğu değişimdir. Orada<br />
İpek Yolu’nun geçmişten geleceğe nasıl<br />
evrildiğini ve teknolojinin bu evrimdeki<br />
rolünü görürüz. Geçmişte zenginliğin<br />
ve kültürün ana yolu olan İpek Yolu’nu,<br />
şimdi teknoloji ve bilgi transferinin ana<br />
yolu yapmayı hedefliyoruz. Bugün sahip<br />
olduğumuz kabiliyetler ve hız çok daha<br />
ileri seviyede, dolayısı ile Japonya’da ortaya<br />
çıkan bir gelişmeyi, doğru paylaşım<br />
ve iş birlikleri ile çok hızlı bir şekilde İstanbul’da<br />
da hayata geçirebiliriz.”<br />
ASPA yapılanmasının önemini vurgulayan<br />
Özsoy, İpek Yolu yaklaşımının yalnızca<br />
teknoloji transferi için değil, teknoloji<br />
ticareti için de kullanılabileceğini<br />
belirtti. Teknoloji üreten tüm firmalar<br />
için ‘Know-How’un son derece değerli<br />
olduğunu söyleyen Muhammet Fatih<br />
Özsoy, “Bilgi paylaşımıyla ülkeler ve şirketler<br />
arası projelerin hızlanmasına,<br />
güçlenmesine yardımcı olabiliriz. ASPA<br />
ve benzeri etkinlikler bizler için biraz da<br />
iş birliklerimizi inşa ettiğimiz, fikirlerimizi<br />
paylaştığımız, ortak iş yapma becerilerimizi<br />
geliştirdiğimiz ilham veren,<br />
güzel fırsatlar.” dedi.<br />
Özel çalışma yapıldı<br />
Bu yıl ‘Asya Bilim ve Teknoloji Parklarını<br />
İpek Yolu Modelinde Birleştirmek’<br />
temasında gerçekleştirilen konferans<br />
için “İpek Yolu’ndan Teknoloji Yolculuğu:<br />
Geçmişten Günümüze” başlıklı özel<br />
çalışmalar hazırlanarak, tarih boyunca<br />
farklı kültürleri, coğrafyaları ve ticaret<br />
yollarını birbirine bağlayan önemli bir<br />
ağın sembolü olan İpek Yolu’nun aynı<br />
zamanda tarih boyunca ticaretin ve bilginin<br />
akışını teşvik ederek farklı bölgelerin<br />
inovasyon ve iş birliği potansiyelini<br />
ortaya çıkardığı vurgulandı.<br />
9Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Keenetic’ten<br />
sanata teknolojik dokunuş!<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
10<br />
Keenetic Türkiye olarak sektöre çok farklı<br />
çözümler, özel topolojiler içeren projeler<br />
ürettiklerini dile getiren Keenetic<br />
Türkiye Satış Müdürü Dinçer Mehmed:<br />
“Özellikle teknoloji geliştikçe, müzik dijitalleşti.<br />
Müşterilerimiz ve bayilerimiz<br />
de dijital stüdyolara ve ev tipi stüdyolara<br />
daha çok yöneldi. Son dönemde bu konuda<br />
bize müzik yapım şirketlerinden özel<br />
bireysel stüdyosu olanlara, amfilerden,<br />
konser salonlarına kadar çok farklı proje<br />
talepleri geldi. Temel kriterimiz, müzik<br />
üreten kitlenin kaliteli, stabil ürünler<br />
ile ve doğru konumlandırma ile en yüksek<br />
performansa ulaşabilmesi., internet<br />
bağlantınız ister Fiber ister VDSL ister<br />
3G/LTE olsun, ya da 1GB seviyelerinde<br />
olsun, şayet Modem/Router bu bağlantı<br />
hızını akıllı bir şekilde servis ya da cihaz<br />
önceleyerek yapamıyorsa yayın kalitesi<br />
düşecektir. Özellikle kullanıcı sayısı<br />
arttıkça stabil bir yayın imkansız hale<br />
gelmekte. Keenetic burada büyük fark<br />
yaratıyor ve çok küçük donanımlar ile<br />
veya düşük hızlı internet bağlantısında<br />
bile harikalar yaratabiliyor.”<br />
Diğer taraftan büyük alanlarda Mesh yapısıyla<br />
da tekrarlayıcı veya Wi-Fi sinyal<br />
uzatıcıların aksine cihazları Keenetic<br />
mesh modelleri arasında kesintisiz akıllı<br />
geçişler yaparak kaliteyi koruyabilmekte.<br />
Bunun için tüm Keenetic cihazlar<br />
mesh çalışabilmekte. Tek bir cihazla<br />
başlayıp ofisin ihtiyacına göre ek modem<br />
routerlar mesh olarak eklenebilmekte.<br />
Örnekler ile bizlere mesh altyapıların<br />
müzik stüdyolarında nasıl kullanılabileceğini<br />
anlattı: “Stüdyonuzun İnternet<br />
tarifesi 100 Mbit/s’nin üzerinde ise Ana<br />
Router’ın Skipper, Titan, Hero DSL veya<br />
Hero 4G gibi gigabit modeller olabilir.<br />
Wi-Fi menzilini genişletici olarak, önceden<br />
yapılandırmaya gerek kalmadan<br />
Wi-Fi Sistemine hızlı bir şekilde eklemek<br />
için kasa üzerinde bir çalışma modu seçiciyle<br />
donatılmış Speedster veya Sprinter<br />
modellerini seçebilirsiniz.<br />
Eğer kablolu bir bağlantı yapacaksanız,<br />
etkin mesh sistemler için gigabit ana<br />
routera Speedster veya Sprinter modellerimizi<br />
node ya da extender olarak kullanabilirsiniz.<br />
Alternatif olarak, doğrudan<br />
elektrik prizine takılan kompakt Wi-Fi<br />
menzil genişleticiler Buddy 4/5/5S, Wi-Fi<br />
Sisteminizin kapsama alanını genişletmek<br />
için kullanılabilir. Stüdyo ağınızdaki<br />
Wi-Fi kapsama alanını genişletmek<br />
için Voyager Pro ve Orbiter Pro tavana<br />
monte erişim noktalarını (PoE destekli<br />
“Türkiye pazarında Premium Modem Router<br />
çözümleriyle bambaşka bir internet kullanım konforu<br />
oluşturan Keenetic Türkiye, sanat ve sanatçının<br />
hayatını da kolaylaştıracak çözümler sunmakta. Dijital<br />
müzik platformlarının giderek artması ile evinde bile<br />
kendi stüdyosunu kurarak; sanat yapan kişilerin sayısı<br />
gün geçtikçe artıyor. Dijital müzik ekipmanları her gün<br />
yaygınlaşıyor ve internete açılıyor. Keenetic Türkiye<br />
ekibi de tüm dijital yayınların gereken kalitede, doğru<br />
verilebilmesi için internet bağlantısının en stabil ve<br />
ses paketlerinin gecikmeksizin en öncelikli iletilmesi<br />
gerektiğini dile getirdi!”<br />
modeller) kullanabilirsiniz.”<br />
Dört Dörtlük internet için üretilen Keenetic<br />
cihazları, kullanıcılarına yüksek<br />
hızda ve stabil bir internet bağlantısı<br />
sunmaktadır. Günümüzde müzik ve<br />
sanat dahil hemen hemen tüm sektörlerde<br />
kullanılan akıllı cihazların stabil<br />
ve yüksek hızda internet bağlantısına<br />
ihtiyaç duymalarının yanı sıra, güvenlik<br />
ve izolasyona ihtiyaç duymaktadırlar.<br />
KeeneticOS işletim sistemine sahip<br />
olan cihazlar gelişmiş firewall, güvenli<br />
DNS sunucuları, WPA3-PSK, OWE, WPA<br />
Enterprise gibi en gelişmiş kablosuz güvenlik<br />
protokollerini desteklemektedir.<br />
Birden fazla kablosuz ağ oluşturarak,<br />
oluşturduğunuz bu ağları birbirlerinden<br />
izole edebilirsiniz.<br />
Dinçer Mehmed, açıklamasını şu şekilde<br />
sonlandırdı: Birçok müzik enstrümanı<br />
aynı anda internet üzerinden kayda<br />
giriyor ise trafik önceliklendirme IntelliQos<br />
ağ önceliklendirme akıllı seçeneği<br />
ile istedikleri cihazı ağlarında öncelik<br />
tanıyabileceklerini vurgulayan Dinçer,<br />
ağınızı aynı zamanda yedekli de kullanabilir,<br />
çok kritik online müzik kayıtları<br />
esnasında ya da ev stüdyonuzdan verdiğiniz<br />
canlı konserlerde hiç kesintisiz şekilde<br />
performans alabilirsiniz. Bir servis<br />
sağlayıcıda sorun yaşanırsa yedekleme<br />
işlemi sayesinde diğer bağlantılar hızlıca<br />
devreye girecektir.”<br />
Keenetic her zaman müzik üreten sanatçıları<br />
ve sanatı destekleyen, sanat dostu<br />
bir marka olmayı hedeflerken işleri<br />
kolaylaştıran çok fonksiyonlu Premium<br />
ürünleri ile müzikseverlerin yanında olmaya<br />
devam ediyor.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
HP, Pavilion Plus portföyünü ilk 16 inç<br />
Dizüstü PC ile genişletiyor<br />
HP, daha yüksek performans, yeni özellikler ve daha<br />
büyük bir ekran seçeneği sunarak kullanıcıların<br />
hedeflerine şık bir şekilde ulaşmasını sağlayan ilk 16 inç<br />
Pavilion Plus olan yeni HP Pavilion Plus 16 inç Dizüstü<br />
Bilgisayarı duyurdu…<br />
Kullanıcılar ister evde eğlencenin tadını<br />
çıkarmak, ister iş yerinde gerçek zamanlı<br />
işbirliği yapmak veya hareket halindeyken<br />
içerik oluşturmak istesin, HP’nin Pavilion<br />
Plus dizüstü bilgisayarları ilham geldiğinde<br />
yaratıcılığı teşvik etmek için tasarlandı.<br />
HP, yeni Pavilion Plus modellerine ek olarak,<br />
bugün üretkenliği bir üst seviyeye taşıyacak<br />
yeni HP 420/425 Programlanabilir<br />
Bluetooth Mouse’u da tanıtıyor.<br />
HP’nin güncellenmiş Pavilion Plus portföyü,<br />
kendine özgü tarzı ve akıllı geliştirmeleriyle<br />
öne çıkıyor:<br />
• Daha fazlasını yaratmak, bağlantıda kalmak<br />
ve Wi-Fi 6E ile daha hızlı indirmek<br />
için Intel (14 inç ve 16 inç) ve AMD’nin (yalnızca<br />
14 inç) en yeni işlemcilere sahip.<br />
• Eyesafe® sertifikalı ekranda oyun, eğlence<br />
ve sunumlarda akıcı ve keskin görseller,<br />
daha iyi görünürlük için büyük fontlu,<br />
yüksek kontrastlı klavye ile tamamlanıyor.<br />
• Sanal odayı yönetmek için 5MP kamera<br />
ve çift dizili mikrofon gibi sezgisel araçlar<br />
ve “kamera kapalı” olduğunda daha fazla<br />
gönül rahatlığı için manuel kamera deklanşörü<br />
bulunuyor. Windows Hello yüz<br />
tanıma özelliğinin artırılmış güvenliğiyle<br />
hızlıca oturum açılabiliyor ve HP Presence<br />
aracılığıyla güvenle iletişim kurmak için<br />
akıllı video denetimlerinden yararlanılabiliyor.<br />
• Tarz ve sürdürülebilirlik için yaratılmış<br />
şık renklerde tam metal kasası ile 2023<br />
Pavilion Plus dizüstü bilgisayar portföyü,<br />
EPEAT® Gold Kayıtlı ve ENERGY STAR®<br />
Sertifikalı bir tasarım için yüzde 20 tüketici<br />
sonrası geri dönüştürülmüş plastik ve<br />
yüzde 50 geri dönüştürülmüş metal kullanıyor.<br />
Pavilion Plus 16, daha sürükleyici bir ekranda<br />
her görevin üstesinden gelmek için<br />
13. Nesil Intel® Core i7 İşlemci seçeneğiyle<br />
desteklenen Intel EVO sertifikalı bir tasarımda<br />
16 inç 2,5K WQXGA ekran sunuyor.<br />
NVIDIA RTX 3050’ye kadar Grafik ile<br />
hayal gücünü hassas ayrıntılarla hayata<br />
geçirirken, 120Hz Değişken Yenileme Hızı<br />
teknolojisi, 11 saat 45 dakikaya kadar<br />
[DG2] pil ömrü boyunca optimize edilmiş<br />
çözünürlük ve maksimum güç verimliliği<br />
sağlıyor.<br />
HP 420/425 Programlanabilir Bluetooth<br />
Fare, hareket halindeki yaşam için mükemmel<br />
bir yardımcı cihaz. Kullanıcılar,<br />
favori kısayollarına ve uygulamaya özel<br />
işlevlere göre uyarlanmış altı adede kadar<br />
programlanabilir düğme ile iş akışlarını<br />
özelleştirebiliyor. Yüksek hassasiyetli 4000<br />
dpi ile neredeyse her yüzeyde hassas izleme<br />
çok kolay ve sessiz tıklama özelliği her<br />
ortamda güven sağlıyor. Düşük enerjili<br />
Bluetooth 5.3 ve Microsoft Swift Pair teknolojisi<br />
sayesinde tüm cihazlara ve işletim<br />
sistemlerine zahmetsizce bağlanabiliyor.<br />
Bu ince, şık mouse, kauçuk yan tutma<br />
yerleri ile gün boyu konfor sunar, %65 oranında<br />
tüketici sonrası geri dönüştürülmüş<br />
malzeme içeriyor ve geri dönüştürülebilir<br />
ambalajda geliyor. Sadece bir adet AA pil<br />
ile iki yıla kadar pil ömrü sayesinde kullanıcılar<br />
en çok ihtiyaç duydukları anda farenin<br />
gücüne güvenebiliyor.<br />
11Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Ethereum ekosistemi,<br />
İstanbul’da bir araya geldi<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Ethereum’un kurucu ortağı<br />
Buterin de İstanbul’daydı<br />
Dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılar<br />
ve geliştiriciler, Türk kullanıcı<br />
ve geliştiricilerle buluşarak fikirlerini<br />
paylaşıp networking imkanı elde ettiler.<br />
7 gün süren etkinlikler zinciri süresince<br />
paneller, geliştirici atölyeleri, eğitimler<br />
ve hackathon’lar düzenlendi.<br />
Devconnect’in ilk gününde düzenlenen<br />
ETHGünü’nde Ethereum’un kurucu ortağı<br />
Vitalik Buterin de bir konuşma yaptı.<br />
Buterin, “30 Dakikada Ethereum” adlı<br />
sunumunda Ethereum’u anlattı. Etkinliğe<br />
yaklaşık 2 bin katılımcı eşlik etti.<br />
En sıcak noktalardan biri<br />
Cross-Chain Hacker’s Den<br />
oldu<br />
Devconnect’in en sıcak noktalarından<br />
biri de Internet Computer (IC) tarafından<br />
tertiplenen Cross-Chain Hacker’s<br />
Den oldu. Masterpiece Maslak’ta yapılan<br />
hackathon’da katılımcılar bilgi, yenilik<br />
ve heyecan verici ödüller kazanma şansıyla<br />
dolu bir gün geçirdiler.<br />
Ekosistem kurucularının ustalıkla hazırladıkları<br />
Cross-Chain Hacker’s Den<br />
programı, tamamen zincir üzerinde<br />
dApp’ler oluşturma, Bitcoin üzerinde<br />
akıllı sözleşmeler kodlama ve zincirler<br />
arası dApp’ler geliştirme gibi konuları<br />
kapsayarak katılımcılara IC üzerinde geliştirme<br />
yapmanın temel yönlerini gösterdi.<br />
Etkinliğin başlangıcındaki beyaz tahta<br />
oturumu sırasında katılımcılar, Web3<br />
hakkında daha fazla bilgi edinmek, Internet<br />
Computer teknolojilerini keşfetmek,<br />
benzer düşünen bireylerle bağlantı<br />
kurmak, ekipler oluşturmak ve ICP’de<br />
dApp geliştirmek dahil olmak üzere,<br />
beklentilerini paylaştılar.<br />
Bu yılın en büyük Ethereum etkinliği olan Devconnect,<br />
13-19 Kasım haftasında İstanbul’da düzenlendi.<br />
Devconnect boyunca, Ethereum ekosisteminde yer<br />
alan geliştirici ekipler, İstanbul’un farklı yerlerinde<br />
100’ün üzerinde yan etkinlik organize ederek tüm<br />
dünyadan binlerce kişiyi ağırladılar.<br />
Dominic Williams: Türk Web3 topluluğu<br />
gelecek vadediyor<br />
DFIN<strong>IT</strong>Y’nin kurucusu ve baş bilim insanı<br />
Dominic Williams, yaptığı konuşmada,<br />
ICP’nin temel özelliklerini ve sağladığı<br />
avantajları vurguladı. Williams’ın<br />
konuşmasının ardından, katılımcılara<br />
yaratıcılıklarını desteklemek için sağlanan<br />
dört farklı yol ve örnek fikirlerle tamamen<br />
zincir üzerinde dApp geliştirme<br />
görevi verildi.<br />
Williams, etkinlikle ilgili olarak şu değerlendirmeyi<br />
yaptı: “Etkinlik sırasında,<br />
Internet Computer’ın temel yönlerini<br />
geliştiriciler ve Web3 meraklıları ile<br />
paylaşma fırsatı bulduk. Gün zorlu ama<br />
verimli geçti. Ekipler, uzmanlarımız ve<br />
mentorlarımızın rehberliği ve ilgisiyle<br />
yeni çözümler üretmek için yarıştılar.<br />
Birçok olağanüstü fikir elde ettik. Geliştiricilerin,<br />
bunları bizim desteğimizle<br />
gelecekte de geliştirmeye devam edeceklerini<br />
umuyoruz.”<br />
Türk Web3 topluluğunun gelecek vadettiğini<br />
belirten Williams, “Burada,<br />
çalışmaya ve yeni şeyler yaratmaya hevesli<br />
yetenekler var. Birçoğu ICP’ye aşina<br />
fakat uygulama geliştirme ve Internet<br />
Computer’ı bir Web3 platformu olarak<br />
kullanma açısından fırsatlar çok. Hibe<br />
programlarımız ve deneyimli profesyonellerimiz<br />
aracılığıyla ICP, Türk topluluğunun<br />
aktif gelişimini en başından<br />
itibaren destekleyip yönlendirebilir ve<br />
geliştiricilerin dünyayı fethetmelerine<br />
yardımcı olabilir” dedi.<br />
12<br />
Gözler, şimdi DevCon’da<br />
Pazar günü sona eren Devconnect’in<br />
ardından şimdi gözler Ethereum ekosisteminin<br />
en büyük etkinliği olan Dev-<br />
Con’a çevrildi. İstanbul, gelecek yıl Güney<br />
Asya’da yapılacak olan DevCon’un<br />
2025’teki en büyük adayı konumunda.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Paynet, Fintech Sektöründe yenilikçi<br />
çözümleriyle satış hacmini büyütüyor!<br />
Fintech pazarı büyümeye<br />
devam ediyor<br />
Dünya genelinde fintech pazarının hızlı<br />
büyümesini sürdürmesi bekleniyor. GlobeNewswire’a<br />
göre fintech pazarının 2025<br />
yılına kadar 305 milyar dolara ulaşması<br />
bekleniyor. Kartlı ödemeler pazarına gelirsek,<br />
BKM 2023 Ağustos verilerine baktığımızda,<br />
geçen yılın aynı dönemine göre<br />
Türkiye’de mağaza içi yapılan her 4 kartlı<br />
ödemeden 3’ü temassız gerçekleşirken<br />
banka kartı ile ödemelerde yüzde 101, kredi<br />
kartı ile ödemelerde ise yüzde 138 büyüme<br />
gerçekleşti. İnternetten kartlı ödeme<br />
tutarı ise 232 milyar TL’ye ulaştı.<br />
Yapay zeka, blockchain ve alternatif kredilendirme<br />
gibi yenilikçi teknolojilerin finansal<br />
hizmetler dünyasını dönüştürdüğünü<br />
ifade eden Paynet Satış Direktörü Deniz<br />
Şensabah, “Bu dönüşümle birlikte giderek<br />
artan rekabet fintech şirketlerini sürekli<br />
olarak daha iyi ürünler ve hizmetler sunmaya<br />
teşvik ediyor. Bu da tüketicilerin<br />
daha iyi fiyatlar, daha düşük ücretler ve<br />
daha kullanıcı dostu arayüzler gibi avantajlardan<br />
faydalanmasını sağlıyor. Ayrıca,<br />
rekabet, fintech şirketlerini güvenlik ve<br />
veri gizliliği gibi önemli konularda daha<br />
titiz olmaya zorluyor. İşletmelerin ödeme<br />
süreçlerini kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirebilmelerine<br />
olanak tanıyan ve entegrasyon<br />
süreçlerini kolaylaştıran API’ler de<br />
rekabette önemli rol oynuyor.<br />
Paynet olarak işletmelere, ürün ve hizmetlerini<br />
daha kolay satabilmeleri için alternatif<br />
ödeme kanalları sunmalarına yardımcı<br />
oluyoruz. Aynı zamanda bankalarla ve<br />
farklı teknoloji şirketleriyle iş birliktelikleri<br />
yapıyoruz. Çözüm ve teknolojilerimizle<br />
tüketicilere ödemelerini hızlı, kesintisiz,<br />
konforlu ve güvenli bir şekilde tamamlama<br />
ayrıcalığını sunarken, işletmelere de enerjilerini<br />
tahsilata değil büyümeye harcamaları<br />
için destek oluyoruz” dedi.<br />
Son dönemde elektronik ticarette yaşanan yükseliş,<br />
online ödeme çözümlerine ve finansal alandaki inovasyonlara<br />
duyulan ihtiyacın artmasına sebep oldu. Bu<br />
durum, fintech sektörünü daha dinamik hale getirirken<br />
rekabeti de artırdı. Diğer taraftan fintech sektörüne her<br />
gün başka bir yeni şirket dahil oluyor. Yatırımcılar, girişimciler<br />
ve büyük teknoloji şirketleri, fintech alanına<br />
yatırım yapıyor ve rekabet daha da artıyor. Bu rekabet<br />
tüketicilere daha fazla seçenek sunarken şirketleri<br />
daha fazla yenilik yapmaya ve yeni çözümler sunmaya<br />
teşvik ediyor…<br />
Paynet, Rekabetçi<br />
çözümleriyle kurumsal<br />
firmaların nakit akışını<br />
dijitalleştiriyor<br />
Paynet, bayi ağı olan firmalara özel geliştirilen<br />
çözümlerle özellikle distribütör, bayi<br />
ve alt bayiye sahip şirketlerin kredi veya<br />
kredi kartı ile yaptıkları tahsilat akışını<br />
daha kolay yönetmelerine yardımcı oluyor.<br />
Paynet Bayi Ağım Çözümü ile son kullanıcıya<br />
yapılan ürün/hizmet satışı sonrası<br />
alınan tüm ödemeler, daha önceden ana<br />
firmanın belirlediği oranlarda distribütör<br />
ve bayi hesaplarına ya da direkt ana firmanın<br />
hesabına aktarılıyor. Tahsilatların<br />
dağıtımı dışında, ilgili kredi kartı komisyonları<br />
da alt paydaşlar arasında paylaştırılabiliyor.<br />
Paynet Tedarikçi Ödeme çözümü, işletmelerin<br />
tedarikçilerine taksitle ödeme<br />
yapmalarına, çek-senet döngüsünden<br />
kurtulmalarına ve nakit akışını daha kolay<br />
yönetebilmelerine olanak tanıyor. Çözüm<br />
kapsamında işletmeler herhangi bir<br />
sözleşme imzalamaya gerek kalmadan 18<br />
aya varan taksitlerle tedarikçilere ödeme<br />
yapabiliyor. Tedarikçiler tek seferde ödeme<br />
alma, işletme ise ödemesini taksitlere<br />
bölme imkanına kavuşuyor. Çözüm kapsamında<br />
tüm ticari kartlarla ödeme yapılabiliyor.<br />
Paykredi, işletmelerin kart limiti yetersiz<br />
olan veya daha uzun vade talep eden müşterilerine<br />
alternatif bir ödeme yöntemi<br />
sunmalarına imkan sağlıyor. Tüketiciler<br />
bankaya gitmeden, evrak imzalamadan,<br />
masrafsız, anında dijital onaylı ve güvenilir<br />
bir şekilde kredi kullanabiliyor. İşletmeler<br />
müşterilerine 36 aya varan vade imkanı<br />
tanırken satış hacimlerini artırma fırsatı<br />
elde ediyor.<br />
PayPOS, işletmelerin cep telefonu, tablet,<br />
kiosk veya el terminali gibi tüm Android<br />
tabanlı cihazlar üzerinden NFC/temassız<br />
özelliğini kullanarak hızlı, güvenli ve<br />
düşük maliyetli bir şekilde anında ve her<br />
yerde temassız ödeme almalarını sağlıyor.<br />
Fiziki POS işlemleriyle aynı güvenlik seviyesine<br />
sahip olan çözüm, fiziki POS satın<br />
alma, bulundurma bedeli, servis, bakım<br />
gibi pahalı yatırımlara olan ihtiyacı ortadan<br />
kaldırıyor<br />
Paynet geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhuriyet<br />
Merkez Bankası’ndan Açık Bankacılık<br />
Lisansını aldı. Açık Bankacılık hizmetini<br />
kullanan ve birden fazla bankayla<br />
çalışan işletmeler, sisteme entegre ettikleri<br />
tüm bankalardaki hesaplarını tek tek giriş<br />
yapmaya gerek kalmadan portal üzerinden<br />
kontrol edebiliyor. İşletmeler, ödeme<br />
almanın yanı sıra tüm finansal yönetimi<br />
bu portal üzerinden gerçekleştirebiliyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
13
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Tüketiciler sürdürülebilir ürünlere<br />
yüzde 12 fazla ödemeye hazır<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
14<br />
Bain & Company’nin dünyanın dört bir yanındaki<br />
çevresel kaygılar hakkında geniş bir<br />
fikir edinmek için 23.000 tüketiciyle yaptığı<br />
anketin sonuçları sürdürülebilirliğe ilişkin<br />
konulardaki artan aciliyetin altını çiziyor.<br />
Bain & Company’nin yeni araştırması işletmelerin<br />
yüzde 60’ından fazlasının mevcut<br />
sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma yolunda<br />
ilerleme kaydetmediğini gösteriyor. İlerleme<br />
için teknoloji, politika ve davranış değişikliğinin<br />
birleşimi gerekirken giderek daha<br />
bilinçli hale gelen tüketici ve çalışan kitlesi<br />
işletmelere bu konuda yardımcı olabilir.<br />
Rapora göre ekstrem hava koşulları dünya<br />
genelinde çevresel kaygıların artmasına neden<br />
olurken, katılımcıların yüzde 64’ü sürdürülebilirlik<br />
konusunda yüksek düzeyde<br />
endişe duyduklarını belirtti. Çoğu, endişelerinin<br />
son iki yılda yoğunlaştığını ve endişelerinin<br />
ilk olarak aşırı hava koşullarından<br />
kaynaklandığını söyledi.<br />
“Sürdürülebilirlik maratonuna<br />
Türkiye de katılıyor”<br />
Bain & Company ortaklarından Armando<br />
Guastella konuyla ilgili olarak şu değerlendirmelerde<br />
bulundu: “Sürdürülebilirliğin günümüzde<br />
değer yaratmayı sağlayan temel bir<br />
farklılaştırıcı unsur haline geldiğini tekrarlamaktan<br />
asla yorulmayacağız. Sürdürülebilir<br />
ürünlere yüksek ücret ödeme isteğinin dünya<br />
çapında bir gerçeklik olduğunu doğrulayan<br />
araştırmamızdan elde edilen net kanıtların<br />
da ortaya koyduğu gibi müşteriler bu devrime<br />
öncülük ediyor. Tüketici cephesinde, bir<br />
ürünün yaşam döngüsünün tamamının anlaşılmasına<br />
yönelik yeni bir ihtiyacın ortaya<br />
çıktığının fark edilmesi son derece önemli.<br />
Artık bir şeylerin nasıl üretildiği değil, uçtan<br />
uca tüm yolculuğun doğru bir şekilde ele<br />
alınması söz konusu. Bu da döngüsellikten<br />
yararlanan birçok sektörde yeni iş modelleri<br />
için açık bir alan yaratacaktır.<br />
Burada ortaya çıkan bir diğer nokta ise kuruluşların<br />
bu fırsatları yakalamak için yalnızca<br />
yeni iş rotalarını belirlemekle kalmayıp,<br />
aynı zamanda yetenekler üzerinde çalışan<br />
Bain & Company’nin yeni Küresel Sürdürülebilirlik Raporu<br />
işletmelerin yüzde 60’ından fazlasının sürdürülebilirlik<br />
hedeflerine ulaşma yolunda ilerlemediğini ortaya<br />
koyuyor. Giderek daha bilinçli hale gelen tüketici ve<br />
çalışan kitlesi bu konuda şirketlere yardımcı olabilir.<br />
Tüketiciler, ekstrem hava koşulları nedeniyle çevresel<br />
kaygılarının arttığını söylüyor. Sürdürülebilirliğin yerel iş<br />
ekosistemi için hiç olmadığı kadar stratejik hale geldiği<br />
bu büyük maratona Türkiye de katılıyor…<br />
ve kendi kuruluşları içinde yeniden beceri<br />
kazandırma ve beceri geliştirmeye yönelik<br />
kapsamlı programları başlatarak doğru yetenekleri<br />
bulmaları gerektiği. Bütünsel bir<br />
plan geliştirmek ve stratejik ve operasyonel<br />
değişiklikleri belirlemek yalnızca ekonomik<br />
bir çaba değil, aynı zamanda ticaretin motor<br />
gücünden yararlanarak sürdürülebilirlik<br />
yoluyla yeni değer kaynakları yaratmak için<br />
de büyük bir fırsat. Daha sürdürülebilir bir<br />
gelecek şimdiden başlamış durumda ve sürdürülebilirliğin<br />
yerel iş ekosistemi için hiç olmadığı<br />
kadar stratejik hale geldiği bu büyük<br />
ESG maratonuna Türkiye de katılıyor.”<br />
Tüketiciler hakkında şaşırtıcı<br />
gerçekler<br />
Bain’in araştırması, tüketiciler hakkında<br />
bazı şaşırtıcı gerçekleri ortaya koyuyor ve<br />
bazı yaygın yanlış algıları ortadan kaldırıyor.<br />
Bunlar arasında, tüketicilerin sürdürülebilir<br />
ürünler için daha fazla ödeme yapmayacağı<br />
ve tüketici davranışının sabit olduğu fikirleri<br />
de yer alıyor.<br />
* Baby Boomer kuşağı, genellikle Z kuşağı<br />
kadar endişeli. Pek çok şirket uzun zamandır<br />
genç tüketicilerin yaşlı tüketicilere göre<br />
sürdürülebilirliğe daha fazla odaklandığını<br />
düşünüyordu, ancak gerçek o kadar net değil.<br />
Örneğin, dünya genelinde Z kuşağı tüketicilerin<br />
yüzde 72’si ve Boomer kuşağının yüzde<br />
68’i çevre konusunda oldukça ya da aşırı derecede<br />
endişe duyarken, Hindistan, Fransa<br />
ve Japonya gibi çeşitli ülkelerde Boomer kuşağı<br />
daha fazla endişe duyuyor.<br />
* Tüketiciler sürdürülebilir ürünler için ortalama<br />
yüzde 12 oranında fazladan ödeme<br />
yapmaya istekli, ancak bu ürünlerin fiyatları<br />
hala çok yüksek. Endişeler arttıkça, tüketiciler<br />
çevreye duyarlı seçimler yapmak istiyor<br />
ve sürdürülebilir ürünler için daha fazla<br />
ödemeye razı oluyor. Ancak çoğu zaman<br />
engellerle karşılaşıyorlar. Örneğin, ABD’deki<br />
tüketiciler çevresel etkisi en aza indirilmiş<br />
ürünler için ortalama yüzde 11 daha fazla<br />
ödemeye hazır. Ancak ABD’de sürdürülebilir<br />
olarak pazarlanan ürünler ortalama yüzde<br />
28 daha pahalı. Bain’in araştırmasına göre<br />
çevresel kaygıların en yüksek olduğu Hindistan,<br />
Endonezya, Brezilya ve Çin gibi hızlı büyüyen<br />
pazarlardaki tüketiciler daha da fazla,<br />
yüzde 15 ila 20 fazladan ödeme yapmaya hazır.<br />
Öte yandan İngiltere, İtalya, Almanya ve<br />
Fransa’daki tüketiciler yalnızca yüzde 8 ila<br />
10 ekstra ödeme yapmaya istekli.<br />
* Hükümet düzenlemeleri gibi dış faktörlerin<br />
pazarı büyük ölçüde etkilemesiyle birlikte,<br />
tüketici davranışları, birçok şirketin tahmin<br />
ettiğinden daha hızlı değişebilir. Çin, 2009<br />
yılında elektrikli araçlar için finansal teşvikler<br />
sunmaya başladı; şu anda Çinli tüketicilerin<br />
yüzde 19’u elektrikli araba kullandığını<br />
bildiriyor, dünya genelinde ise bu oran yüzde<br />
8. İngiltere’de tek kullanımlık süpermarket<br />
plastik poşetlerinin kullanımı, hükümetin<br />
2015 yılında perakendecilerin bu poşetler<br />
için ücret talep etmesini zorunlu kılmasından<br />
bu yana yüzde 98 oranında azaldı.<br />
* Tüketicilerin istekleri ile çoğu şirketin<br />
sattığı ürünler arasında bir uyuşmazlık var.<br />
Dünya genelinde tüketicilerin yüzde 48’i<br />
sürdürülebilirlik konusunda düşünürken<br />
ürünlerin nasıl kullanıldığını göz önünde<br />
bulunduruyor. Bu tüketiciler, bir ürünün<br />
dayanıklılığı, nasıl yeniden kullanılabileceği<br />
ve atıkları nasıl en aza indireceği konusunda<br />
daha fazla endişe duyuyor. Buna karşılık,<br />
çoğu şirket sürdürülebilir ürünleri üretim<br />
biçimleri, doğal içerikleri ve kullanılan tarım<br />
uygulamaları gibi faktörlere dayanarak satıyor.<br />
Bu faktörler birçok tüketicinin “sürdürülebilir”<br />
ile “premium”u birbirine karıştırmasına<br />
neden oluyor. Bu kopukluğun bir sonucu<br />
olarak, gelişmiş pazarlardaki tüketicilerin<br />
neredeyse yarısı sürdürülebilir yaşamın çok<br />
pahalı olduğuna inanıyor. Buna karşılık, hızla<br />
büyüyen pazarlardaki tüketicilerin yaklaşık<br />
yüzde 35’i buna inanıyor.<br />
* Tüketiciler sürdürülebilir ürünleri saptamakta<br />
zorlanıyor ve şirketlerin bunları ürettiğine inanmıyor.<br />
Bain’in araştırmasında, tüketicilerin yüzde<br />
50’si sürdürülebilirliğin alışveriş yaparken en<br />
önemli dört satın alma kriterlerinden biri olduğunu<br />
belirtiyor. Bain, tüketicilerin yalnızca yüzde<br />
28’inin gerçekten sürdürülebilir ürünler üretme<br />
konusunda büyük şirketlere güvendiğini, buna<br />
karşılık yüzde 45’inin küçük, bağımsız işletmelere<br />
güvendiğini ortaya koyuyor.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Son Bitcoin 2140’ta üretilecek!<br />
Güncel veriler, dünyanın piyasa değeri<br />
açısından en büyük kripto para biriminin<br />
arzının giderek azaldığını gösterdi. Doğası<br />
gereği limitli bir arza sahip olan ve Bitcoin<br />
madenciliği kapsamında yalnızca 21<br />
milyon adet üretilebileceği tahmin edilen<br />
Bitcoin’in toplam arzının yüzde 93’ü<br />
üretildi. Küresel kripto para borsası Gate.<br />
io’nun Küresel Büyüme Direktörü Kafkas<br />
Sönmez, Bitcoin arzının ve Bitcoin madenciliğinin<br />
geleceğine ilişkin görüşlerini<br />
paylaştı.<br />
Doğası gereği limitli arzıyla tanınan Bitcoin’in geleceğine<br />
ilişkin veriler, toplam arzın yüzde 93’ünün gerçekleştirildiğini<br />
gösterdi. Üretilebilecek yalnızca 1,49 milyon<br />
Bitcoin kaldığı öngörülürken, bugüne kadar üretilen<br />
toplam Bitcoin sayısı 19,54 milyonu aştı…<br />
Üretilebilecek yalnızca 1,49<br />
milyon Bitcoin kaldı!<br />
CoinMarketCap’te yer alan veriler, Kasım<br />
2023 ortası itibarıyla 19,54 milyonu aşkın<br />
Bitcoin’in üretildiğini gösterdi. Toplam<br />
arzın 21 milyonla kısıtlı olduğu düşünüldüğünde,<br />
geriye yalnızca 1,49 milyon adet<br />
Bitcoin’in madencilik faaliyetleri sonucunda<br />
ortaya çıkarılabileceği tespit edildi. Bitcoin’in<br />
bir limitle tasarladığını hatırlatan<br />
Kafkas Sönmez, “Bir varlık sınıfı olarak tasarlanan<br />
Bitcoin, değerinin arz talep dengesine<br />
göre belirlenmesi ve fiyatının yıllar<br />
içinde artış eğilimi göstermesi için sınırlı<br />
bir arzla geliştirildi. Toplam arza yaklaşık<br />
her 10 dakikada bir yeni Bitcoin’ler ekleniyor.<br />
Daha doğrusu şu an için ortalama 6,25<br />
Bitcoin’in eklendiği her bir bloğun oluşturulma<br />
süresi 10 dakika olarak ölçülüyor.<br />
Blok başına düşen Bitcoin sayısı, her dört<br />
yılda bir yarı yarıya azaltılıyor. Kripto ekosisteminde<br />
Bitcoin halving olarak bilinen<br />
bir sonraki yarılanma, <strong>2024</strong>’te gerçekleştirilecek.<br />
Yarılanmadan sonra her blok için<br />
3,125 adet Bitcoin üretilecek” dedi.<br />
Milyoner başına 0,35 Bitcoin<br />
düşüyor<br />
2022 tahminlerine göre dünyada yaklaşık<br />
60 milyon milyoner olduğunu belirten<br />
Gate.io Küresel Büyüme Direktörü Kafkas<br />
Sönmez, “Mevcut Bitcoin arzını bu<br />
kişiler arasında eşit olarak paylaştırsak,<br />
her milyonere yalnızca 0,35 Bitcoin düşüyor.<br />
Üretilmiş toplam Bitcoin’in yaklaşık 6<br />
milyon adetinin, dijital cüzdan şifresinin<br />
unutulması gibi sebeplerle geri döndürülemez<br />
şekilde kaybolduğu düşünüldüğünde,<br />
bu ortalama 0,25’lere kadar geriliyor.<br />
Bu durum Bitcoin’in halihazırda ne kadar<br />
nadir ve değerli olduğunu ortaya koyuyor.<br />
Yalnızca bu denli nadir oluşu düşünüldüğünde,<br />
günün birinde 0,1 Bitcoin’in dahi<br />
servet sayılabileceğini söyleyebiliriz. Bu<br />
hesaplamalar son Bitcoin üretiminin 2140<br />
yılında gerçekleştirileceğini öngörse de,<br />
Bitcoin’in ağ genelindeki yuvarlama algoritmaları<br />
sebebiyle hiçbir zaman 21 milyon<br />
arza ulaşmasının mümkün olmadığı da<br />
düşünülüyor” ifadelerini kullandı.<br />
“Bitcoin’in gelecekteki<br />
değerini kullanım yöntemleri<br />
belirleyecek”<br />
Altının da arzı sınırlı bir varlık olduğunu,<br />
bugün dünyanın her yerinde geçerli, içsel<br />
değere sahip bir kıymetli maden olduğunu<br />
hatırlatan Kafkas Sönmez, değerlendirmelerini<br />
şu ifadelerle sonlanırdı:<br />
“Önümüzdeki yıllarda toplam Bitcoin arzının<br />
ne kadarının dolaşımda olacağı, ne kadarına<br />
erişileceği, Bitcoin benimsemesinin<br />
nasıl seyredeceği ve Bitcoin’in finansal hayatta<br />
nasıl konumlanacağı gibi ayrıntılar,<br />
kripto para biriminin gelecekteki değerini<br />
belirleyecek. Son Bitcoin’in üretilmesi durumunda<br />
bu durumdan başta madenciler<br />
etkilenecek, madencilik ücretleri ortadan<br />
kalkacak ve geriye gelir elde edebilecekleri<br />
işlem ücretleri kalacak. Ancak Bitcoin arzında<br />
sona ulaşılmasının yatırımcıyı nasıl<br />
etkileyeceği konusunda sıraladığımız bu<br />
faktörler belirleyici olacak. Gate.io olarak<br />
bugünün ve yarının piyasa koşullarına en<br />
hızlı biçimde uyum sağlamak için çalışıyor,<br />
kripto ekosisteminin kapılarını dünyanın<br />
dört bir yanından 14 milyonu aşkın<br />
kayıtlı kullanıcıya açıyoruz.”<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
15
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Sektör, <strong>2024</strong>’e odaklanırken, yapay zeka<br />
ve sürdürülebilirlik ön plana çıkıyor<br />
Vertiv’in trend tahminleri, önümüzdeki dönemde,<br />
yapay zekanın sunduğu olanaklara ve enerji yönetimine<br />
odaklanılacağını öngörüyor…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
16<br />
Günümüzde, yapay zekanın (AI) sunduğu<br />
olanaklara yönelik yoğun ve kaçınılmaz<br />
bir talep bulunuyor. Bu ortamda,<br />
enerji tüketimini, maliyetleri ve sera gazı<br />
emisyonlarını azaltmaya yönelik baskı<br />
da giderek artıyor. <strong>2024</strong>’e girerken, veri<br />
merkezi sektörünün bu durumdan büyük<br />
ölçüde etkilenmesi bekleniyor. Vertiv’in<br />
<strong>2024</strong> veri merkezi trend öngörüleri,<br />
sektör genelinde etkisini hissettiriyor.<br />
Bunların başında, yapay zekanın (AI)<br />
hızla yaygınlaşması (Vertiv’in iki yıl önce<br />
öngördüğü gibi) ve bununla birlikte, yapay<br />
zeka tabanlı bilgi işlemdeki altyapı<br />
ve sürdürülebilirlik zorlukları geliyor.<br />
Vertiv CEO’su Giordano (Gio) Albertazzi,<br />
“Yapay zeka ve yapay zekanın veri merkezlerinde<br />
neden olduğu yoğunluk ve<br />
enerji talebi, sektörümüzün odaklandığı<br />
konular haline geldi. Müşterilere yapay<br />
zeka taleplerini destekleme ve aynı<br />
zamanda enerji tüketimini ve sera gazı<br />
emisyonlarını azaltma konusunda yardımcı<br />
olma yolları bulmak, endüstrimizde<br />
önemli bir zorluk haline geldi. Bu, veri<br />
merkezleri, çip ve sunucu üreticileri ile<br />
altyapı sağlayıcıları arasında yeni iş birliklerini<br />
gerektiren bir süreç.” dedi.<br />
Vertiv uzmanlarının, <strong>2024</strong> yılında veri<br />
merkezi ekosistemine hakim olmasını<br />
beklediği trendler şu şekilde:<br />
1. Yapay zeka, yeni yapılar ve güçlendirmelerin<br />
şartlarını belirliyor: Yapay<br />
zekaya yönelik talebin artması, organizasyonları<br />
operasyonlarında önemli değişiklikler<br />
yapmaya itiyor. Eski tesisler,<br />
yapay zeka için yüksek yoğunluklu bilgi<br />
işlemi destekleyecek donanıma sahip değiller.<br />
Öyle ki, birçok tesis, sıvı soğutma<br />
için gerekli altyapıdan yoksun. Gelecek<br />
yıl, daha fazla sayıda organizasyon, aldıkları<br />
eksik önlemlerin yetersiz olduğunu<br />
fark edecek. Bunun yerine, dağıtım<br />
sürelerini kısaltan prefabrik modüler<br />
çözümleri içeren yeni yapıları veya güç<br />
ve soğutma altyapılarını temelden değiştiren<br />
büyük ölçekli iyileştirmeleri tercih<br />
edecekler. Bu önemli değişiklikler, tüm<br />
veri merkezi alanını desteklemeye yönelik<br />
hava soğutmalı termal yönetimle<br />
birlikte yapay zeka sunucuları için sıvı<br />
soğutma da dahil olmak üzere daha çevre<br />
dostu teknolojilerin ve uygulamaların<br />
hayata geçmesi için fırsatlar sunuyor.<br />
2. Enerji depolama alternatiflerine<br />
yönelik arayış genişliyor: Yeni enerji<br />
depolama teknolojileri ve yaklaşımları,<br />
şebekeyle akıllı bir şekilde entegre olabilme<br />
ve acil bir hedefi yerine getirme<br />
- jeneratör başlangıçlarını azaltma - konusunda<br />
önemli ölçüde başarı gösteriyor.<br />
Batarya Enerji Depolama Sistemleri<br />
(BESS), yoğunluğu gerektiğinde ve daha<br />
uzun süre boyunca kaydırarak daha<br />
uzun çalışma süresi taleplerini karşılıyor.<br />
Ayrıca, güneş veya yakıt hücreleri<br />
gibi alternatif enerji kaynaklarıyla sorunsuz<br />
bir şekilde entegre olabiliyor. Bu<br />
sayede, jeneratör kullanımı en aza inerken<br />
çevreye olan olumsuz etkiler önemli<br />
ölçüde azalıyor. BESS kurulumlarının,<br />
<strong>2024</strong> yılında daha yaygın hale gelmesi ve<br />
“Kendi Enerjini Getir” (BYOP) modellerine<br />
uyacak şekilde gelişmesi öngörülüyor.<br />
Ayrıca, yapay zekaya olan talebi desteklemek<br />
için gerekli kapasiteyi, güvenilirliği<br />
ve maliyet etkinliğini sunması bekleniyor.<br />
3. İşletmeler esnekliğe öncelik veriyor:<br />
Bulut ve ortak yerleşim sağlayıcılarının<br />
yoğun talebi karşılamak için yeni<br />
dağıtımlar peşinde koşarken, kurumsal<br />
veri merkezlerine sahip organizasyonların<br />
yatırım ve dağıtım stratejilerini<br />
çeşitlendirmeye eğilimli olacağı öngörülüyor.<br />
Organizasyonlar, teknolojiyi en<br />
iyi nasıl uygulayacaklarını düşünürken<br />
sürdürülebilirlik hedeflerini de karşılamaya<br />
çalışıyorlar. Yapay zeka, bu noktada<br />
önemli bir faktör olarak karşımıza<br />
çıkıyor. İşletmelerin sahip oldukları<br />
yapay zekayı desteklemek için kapasite<br />
arayışına yönelmeleri bekleniyor. Ayrıca,<br />
uç uygulama dağıtımlarının yapay<br />
zekanın rüzgarlarından etkilenebileceği<br />
düşünülüyor. Birçok organizasyonun,<br />
eski ekipmanlarının ömrünü uzatmak<br />
için önemli yatırımlara öncelik vereceği<br />
bekleniyor. Bunlar arasında, prefabrik<br />
modüler çözümler, servis ve bakıma<br />
hizmetleri bulunuyor. Bu tür hizmetler,<br />
yan avantajlar sağlayabilir; işletimleri<br />
optimize ederek kapasiteyi maksimum<br />
hesaplama ortamlarında serbest bırakabilir<br />
ve bu süreçte enerji verimliliğini<br />
artırabilir. Benzer şekilde, organizasyonlar,<br />
mevcut sunucuların ömrünü uzatarak,<br />
bunları değiştirmek ve hurdaya<br />
çıkarmak yerine, Scope 3 karbon emisyonlarını<br />
azaltabilirler.<br />
4. Bulut yarışı güvenlik engelleri ile<br />
karşı karşıya: Gartner, genel bulut hizmetlerine<br />
yönelik küresel harcamaların<br />
<strong>2024</strong>’te yüzde 20,4 artacağını öngörüyor<br />
ve bulut ortamına olan yoğun göç dalgasının<br />
devam etmesi bekleniyor. Bu,<br />
bulut sağlayıcıları üzerinde, yapay zeka<br />
ve yüksek performanslı bilgi işlem talebini<br />
desteklemek için kapasiteyi hızlı<br />
bir şekilde artırma gerekliliğini ortaya<br />
koyuyor. Bu genişlemeyi sağlamak için,<br />
organizasyonlar, dünya çapındaki işbirlikçi<br />
partnerlere yönelecekler. Giderek<br />
daha fazla veriyi tesis dışına taşıyan bulut<br />
müşterileri için güvenlik en önemli<br />
konulardan biri haline geliyor. Gartner’a<br />
göre, CIO’ların yüzde 80’i <strong>2024</strong> yılında siber/bilgi<br />
güvenliği harcamalarını artırmayı<br />
planlıyor. Farklı ulusal ve bölgesel<br />
veri güvenliği düzenlemeleri, standardizasyon<br />
çabaları devam etse de karmaşık<br />
güvenlik zorluklarına yol açabilir.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Veri sızıntılarının<br />
ortalama maliyeti 4,45 milyon dolar!<br />
Değişen tehdit ortamı ve artan veri akışları veri<br />
güvenliğini BT liderlerinin ajandasında ilk sıralara<br />
taşırken, tahminler veri sızıntılarının ortalama<br />
maliyetinin 2023’te 4,45 milyon dolar olduğunu gösterdi.<br />
Türk otomotiv perakendecisi, değişen koşullara uyum<br />
sağlamak ve KVKK gereksinimlerini karşılamak için veri<br />
kaybı önleme çözümünü yeniledi…<br />
Gelişen teknolojileri siber saldırganların<br />
teknik ve araçlarını güçlendirirken, her<br />
ölçekten şirket için veri ve bilgi güvenliği<br />
kritik unsurlardan birine dönüştü. IBM<br />
tarafından yayımlanan Veri İhlallerinin<br />
Maliyeti 2023 raporunda, 2023’te veri sızıntılarının<br />
ortalama küresel maliyetinin<br />
4,45 milyon dolara ulaştığı görülürken,<br />
veri kaybı önleme (data loss protection |<br />
DLP) yazılımlarına yönelik talep de arttı.<br />
Mercedes-Benz’in Türkiye’deki ilk distribütörü<br />
olan ve 10 şehirde, 25 hizmet noktasıyla<br />
faaliyet gösteren Türk otomobil<br />
perakendecisi Mengerler, veri kaybı önleme<br />
yazılımı için SearchInform’u seçti.<br />
Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan<br />
Mengerler Bilgi İşlem Sorumlusu<br />
Uğur Öndüç, “Yeni bir veri kaybı önleme<br />
yazılımı sağlayıcısı arayışımızın temelinde<br />
mevcut çözümümüzün yönetimsel<br />
zorlukları ve yüksek donanım gereksinimleri<br />
belirleyici oldu. Bu sebeplerden,<br />
dünyanın dört bir yanında 3 bini aşkın<br />
şirkete hizmet vererek BT sektöründe küresel<br />
gücünü kanıtlayan SearchInform’u<br />
tercih ettik” dedi.<br />
Kolay kontrol ve yalın<br />
kullanıcı deneyimi sunuyor<br />
Veri kaybı önleme sistemleri bir yandan<br />
gelişmiş bilgi güvenliği ve koruması<br />
sağlarken bir yandan da şirketlerin Kişisel<br />
Verileri Koruma Kanunu (KVKK)<br />
yükümlülüklerine uyumunu mümkün<br />
kılıyor. Birden fazla hizmet noktasında<br />
faaliyet gösteren, çok sayıda tedarikçiyle<br />
çalışan işletmeler için ise uçtan uca veri<br />
görünürlüğü kritik başlıklar arasında<br />
yer alıyor. Müşterilerine doğru ve kişiselleştirilmiş<br />
hizmetler sunabilmeleri için<br />
veriye önem veren bir şirket olduklarının<br />
altını çizen Uğur Öndüç, “Finans, muhasebe,<br />
insan kaynakları ve satış gibi farklı<br />
birimlerin verisi, Mengerler’in verimli iş<br />
süreçlerinin temelinde yer alıyor. Önceki<br />
tecrübelerimizi de göz önünde bulundurarak,<br />
çözümün kolaylıkla yönetilebilir<br />
olmasını ve yalın bir kullanıcı deneyimi<br />
sunmasını bekliyorduk. SearchInform’un<br />
DLP çözümü, tüm beklentilerimizi uçtan<br />
uca karşıladı. Veri güvenliği görevleri, tek<br />
bir arayüz üzerinden verimli bir şekilde<br />
kontrol edilebiliyor” ifadelerini kullandı.<br />
“İş süreçlerinin kesintiye<br />
uğramasını engellemek kritik”<br />
Araştırmaların veri kaybı önleme yazılımı<br />
pazarının 2028’e kadar yaklaşık 9<br />
milyar dolar büyüklüğe ulaşacağını gösterdiğini<br />
hatırlatan SearchInform Türkiye<br />
Bölge Müdürü Elena Varol, “Mengerler,<br />
bini aşkın çalışanıyla Türkiye’nin önde<br />
gelen otomobil perakendecileri arasında<br />
yer alıyor. Geniş bir ağ yöneten Mengerler<br />
için tüm iş süreçlerinin hiçbir zaman<br />
kesintiye uğramamasının ve iç tehditlerin<br />
oluşturabileceği risklere önleyici tedbirler<br />
uygulanmasının öneminin farkındaydık.<br />
2004’ten bu yana bilgi güvenliği teknolojileri<br />
geliştiren, dünya çapında 3 bini<br />
aşkın şirketin veri güvenliğine katkıda<br />
bulunan, risk yönetimi ve bilgi güvenliği<br />
konusunda uzmanlaşan SearchInform<br />
olarak geliştirdiğimiz çözümler, düşük<br />
altyapı gereksinimleriyle uçtan uca kontrol<br />
sunuyor ve müşteri ihtiyaçlarına göre<br />
uyarlanabiliyor. Mengerler’in bilgi güvenliği<br />
korumasını üst seviyeye çıkaran çözümümüzü<br />
tercih etmesi, yaklaşımımızın<br />
müşterilerimiz için faydalı olduğunu<br />
doğruluyor” diye konuştu.<br />
BT sektöründe 20 yıl<br />
deneyimli Türk iş ortağı<br />
tarafından uygulandı<br />
Dünya standartlarındaki güvenlik çözümlerin<br />
yerel pazarda Türk şirketlerinin<br />
kullanımına sunulmasının, yerli teknoloji<br />
ortaklarıyla mümkün olduğuna dikkat<br />
çeken Mengerler Bilgi İşlem Sorumlusu<br />
Uğur Öndüç, değerlendirmelerini şu ifadelerle<br />
sonlandırdı: “SearchInform DLP<br />
çözümüne sorunsuz ve kesintisiz geçiş<br />
sürecimizde uzmanlığında güvendiğimiz<br />
Nexta Çözüm Danışmanlık ile çalıştık.<br />
Türkiye BT sektöründe 20 yılı aşkın<br />
geçmişiyle farklı sektörlerin karmaşık<br />
BT ihtiyaçlarına en doğru çözümleri bir<br />
araya getirerek yanıt vermeyi başaran<br />
Nexta’nın desteğini her aşamada hissettik.<br />
Nexta, teknik destek hizmetiyle tüm<br />
sorularımıza anında ve kapsamlı yanıtlar<br />
vermeyi sürdürüyor ve doğru bir iş ortağı<br />
seçtiğimizi her geçen gün kanıtlıyor.”<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
17
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
OPSWAT, EPDK tarafından hazırlanan<br />
siber güvenlik yetkinlik modeline hazır<br />
EPDK’nın yaptığı çalışma, enerji sektöründe ulusal<br />
güvenliği sağlama konusunda çok büyük bir irade ortaya<br />
koyduğunu, kurumları bilgilendirip, güvenlik aksiyonu<br />
almak adına onları yetkilendirdiğini gösteriyor…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
18<br />
Küresel siber güvenlik çözümleri lideri<br />
OPSWAT, Türkiye Enerji Piyasası Düzenleme<br />
Kurumu (EPDK) tarafından hazırlanan<br />
ve zorunlu kılınan Siber Güvenlik<br />
Yetkinlik Modeli Yönetmeliği’ne hazır olduğunu<br />
duyurdu. Bu model, enerji şirketlerinin<br />
ve altyapılarının siber güvenliğini<br />
artırmak amacıyla tasarlanmasının yanında,<br />
çeşitli endüstrilere de uygulanması<br />
yönünden büyük bir öneme sahiptir.<br />
EPDK’nın enerji sektörüne yönelik modelini<br />
tanıtması, otomasyon ve kontrol<br />
sistemlerini korumanın siber güvenlik<br />
açısından kritik olduğu anlamını da taşıyor.<br />
OPSWAT gibi siber güvenlik firmaları,<br />
kritik altyapıları güçlendirmek için<br />
çeşitli yöntemler kullanarak önemli bir rol<br />
oynarlar ancak siber tehditlerin giderek<br />
karmaşık hale gelmesi, enerji şirketlerinin<br />
dayanıklılığını sağlamak adına düzenli<br />
olarak dikkatli ve proaktif önlemler almayı<br />
gerektiriyor.<br />
EPDK’nın, enerji şirketleri arasında<br />
100MW ve üzeri kapasiteye sahip olanları<br />
siber güvenlik modeline uymalarını<br />
zorunlu kılması, kurumlar için bir hazırlık<br />
dönemini öngörüyor. 6 Haziran 2023<br />
itibariyle OPSWAT, EPDK Siber Güvenlik<br />
Yetkinlik Modeli Yönetmeliği’ni detaylı bir<br />
şekilde inceleyerek ürünlerini belirtilen<br />
gereksinimlere uygun hale getirdi. Dokuz<br />
kriterin belirtildiği genelgeye uyum sağlamak<br />
adına 5 kriterde gerekli teknolojileri<br />
kolayca sağlayabilen OPSWAT’ın çözüm<br />
sağladığı kriterlerin dışında kalan maddeler<br />
özelinde ise kurumlar, farklı şirketlerden<br />
ürünleri değerlendirip kendilerine<br />
uygun tedariği sağlayabiliyorlar.<br />
Düzenlemenin getirdiği yükümlülükler,<br />
lisans sahiplerinin EPDK tebligatını almasıyla<br />
başlıyor.<br />
Bilişim Güvenliği<br />
Yönetmeliği’nin emekli<br />
edilmesi<br />
Enerji Sektöründe Siber Güvenlik Yetkinlik<br />
Modeli Yönetmeliği’nin EPDK tarafından<br />
yürürlüğe girmesiyle beraber, Enerji Sektöründe<br />
Kullanılan Endüstriyel Kontrol<br />
Sistemlerinde Bilişim Güvenliği Yönetmeliği<br />
yürürlükten kaldırıldı. Bilgi Güvenliği<br />
Yönetmeliği’nin emekli edilmesi, artan<br />
tehditlere karşı EPDK’nın çok önemli bir<br />
çalışma yaptığını, enerji sektöründe ulusal<br />
güvenliği sağlama konusunda çok büyük<br />
bir irade ortaya koyarak, kurumları bilgilendirip<br />
güvenlik aksiyonu almak için onları<br />
yetkilendirdiğini gösteriyor.<br />
Bu bağlamda OPSWAT, Bilgi Teknolojisi<br />
(BT) çözümleri yanında, Operasyonel Teknoloji<br />
(OT) çözümlerini de içeren bir birleşik<br />
yaklaşımın önemine değiniyor.<br />
Kurulumlar operasyonel teknolojiyi güvence<br />
altına almanın önemini fark ettikçe<br />
hem BT hem de OT’yi kapsayan siber<br />
güvenlik stratejilerine olan yatırımlarını<br />
artıracaklar diyen OPSWAT’ın METAP Satış<br />
Başkan Yardımcısı Sertan Selçuk, “Hem<br />
Bilgi Teknolojisi (BT) hem de Operasyonel<br />
Teknoloji (OT) alanlarını kapsayan bütünsel<br />
bir yaklaşımı benimsiyoruz. ABD<br />
merkezli bir siber güvenlik firması olarak<br />
denetim yetkisine sahip değiliz ancak<br />
önde gelen enerji şirketleriyle işbirliği yaparak<br />
ve uzmanlığımızı kullanarak siber<br />
güvenlik savunmalarını güçlendiriyoruz.<br />
OPSWAT’ın OT siber güvenlik yetkinlik<br />
modeli, sadece enerji sektörün için değil<br />
finansal hizmetler, sağlık hizmetleri, üretim<br />
& endüstri, savunma & askeri ve telekomünikasyon<br />
gibi siber güvenlik yetkinliğinin<br />
kritik olduğu birçok başka alanda da<br />
uygulanabilir durumdadır. Bu sektörler,<br />
müşteri gizliliği, operasyonel süreklilik ve<br />
ulusal güvenlik gibi çeşitli nedenlerle siber<br />
saldırılara karşı korunmayı son derece<br />
önemserler. Dolayısıyla, OPSWAT gibi siber<br />
güvenlik yetkinlik modellerine hazır<br />
firmalar bu ve benzeri alanlarda çok kritik<br />
öneme sahiplerdir” dedi.<br />
Modelin enerji sektörü için<br />
sağlayacağı avantajlara<br />
stratejik bir bakış<br />
Enerji sektörü için özel olarak geliştirilen<br />
bu siber güvenlik yetkinlik modeli, bir dizi<br />
avantaj ve faydayla birlikte gelirken, mevcut<br />
durumu daha da iyileştirebilecek bir<br />
bakış açısıyla ele alınabilir.<br />
Altyapı Güvenliği: Enerji sektörünün, kritik<br />
altyapılara yönelik siber tehditlere karşı<br />
daha dirençli hale getirilmesine yardımcı<br />
olabilir.<br />
Tehditleri Tanımak ve Engellemek: Model,<br />
siber tehditleri tespit etmek, analiz etmek<br />
ve engellemek için gelişmiş yetenekler<br />
sunabilir. Tehditlerin daha hızlı bir şekilde<br />
tespit edilmesi ve onlara müdahale edilmesi,<br />
olası zararları en aza indirebilir.<br />
Uyumluluk ve Regülasyonlara Uyum:<br />
Enerji sektörü, belirli güvenlik standartlarına<br />
ve regülasyonlara uymak zorundadır.<br />
Bu model, sektörün bu tür gereksinimleri<br />
karşılamasına yardımcı olabilir ve uyum<br />
süreçlerini kolaylaştırabilir.<br />
Risk Yönetimi: Enerji sektörü, siber saldırıların<br />
neden olabileceği operasyonel kesintileri<br />
ve maliyetleri en aza indirmek için<br />
etkili bir risk yönetimi stratejisine ihtiyaç<br />
duyar. Bu model, riskleri öngörme ve azaltma<br />
konusunda önemli bir rol oynayabilir.<br />
Bilinçlendirme ve Eğitim: Çalışanları siber<br />
güvenlik konusunda bilinçlendirmek<br />
ve eğitmek, güvenlik açıklarının azaltılmasında<br />
önemlidir. Bu model, çalışanları<br />
eğitmek ve farkındalığı artırmak için kaynaklar<br />
sağlayabilir.<br />
Veri Koruma: Enerji şirketleri, müşteri<br />
verileri ve operasyonel bilgiler gibi hassas<br />
verileri korumak zorundadır. Bu model,<br />
veri koruma stratejilerini güçlendirebilir<br />
ve hassas bilgilerin yetkisiz erişime karşı<br />
korunmasına yardımcı olabilir.<br />
Sonuç olarak, enerji sektörü için geliştirilmiş<br />
bir siber güvenlik yetkinlik modeli, altyapı<br />
güvenliğini artırabilir, siber tehditlere<br />
karşı daha hazırlıklı olunmasını sağlayabilir<br />
ve operasyonel sürekliliği koruyabilir.<br />
Bu da sektörün daha güvenli ve sağlam<br />
bir temel üzerinde iş yapmasına yardımcı<br />
olabilir.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Avrupa KOBİ Haftası’nda tabit imzası<br />
KOSGEB tarafından EEPA ödülüne Türkiye’den<br />
aday gösterilen Tabit, Akıllı Köy<br />
Projesi ile prestijli Avrupa İşletme Teşvik<br />
Ödülleri’nde (EEPA) özel bir mansiyon kazandı.<br />
Akıllı Köy projesi, dünya genelinde<br />
yaşayan aile çiftçilerine yönelik geliştirilmiş<br />
tarım teknolojileri ve IoT uygulamalarını<br />
içeren ilk platform olma özelliği<br />
taşıyor. Aldığı ödül ile Tabit, inovasyon ve<br />
girişimcilikteki deneyimini ve tarım sektörüne<br />
sunduğu önemli katkıları gözler<br />
önüne seriyor.<br />
Akıllı Köy projesi, tarımın geleceğine yön<br />
veren yenilikçi bir yaklaşım sunuyor. IoT<br />
teknolojileri, veri analitiği ve dijital tarım<br />
uygulamalarını bir araya getiren bu proje,<br />
çiftçilere verimliliği artırma, kaynakları<br />
daha sürdürülebilir bir şekilde kullanma<br />
ve gelirlerini artırma fırsatı sunuyor.<br />
Avrupa KOBİ Haftası 13 - 17 Kasım tarihleri arasında<br />
İspanya’nın Bilbao kentinde gerçekleşti. Etkinlik,<br />
Avrupa’daki işletmelerin potansiyel ortaklar ve<br />
yatırımcılarla bağlantı kurmaları ve sektörlerindeki<br />
son trendler ve teknolojiler hakkında bilgi edinmeleri<br />
için fırsat sundu. Türkiye’den toplantıya katılan tarım<br />
teknolojileri firması Tabit, Akıllı Köy projesi ile büyük bir<br />
başarı elde ederek Avrupa İşletme Teşvik Ödülü’nün<br />
(EEPA) sahibi oldu…<br />
Çiftçilerin teknolojiye adaptasyonu konusunda<br />
yaptığı başarılı projelerle Nobel<br />
adaylığı da bulunan Tabit Kurucusu Tülin<br />
Akın: “Akıllı Köy projemiz, tarım sektöründe<br />
inovasyonun ve teknolojinin nasıl<br />
bir araya getirilebileceğini gösteren bir örnek<br />
teşkil ediyor. Bu proje, dünya genelinde<br />
yaşayan çiftçilere sürdürülebilir tarım<br />
uygulamalarını benimsetmeye ve tarımsal<br />
üretkenliği artırmaya yönelik bir adım<br />
olarak tasarlandı. Günümüzde gıda konusunda<br />
global sorunlar ve krizler ile mücadele<br />
ediyoruz. Akıllı teknolojiler olmadan<br />
mevcut nüfusun gıda ihtiyacını karşılama<br />
şansımız kalmadı. Biz de aile çiftçilerinin<br />
teknolojik dönüşüm sürecinde güvenilir<br />
bir iş ortağı olarak onlara destek sağlıyoruz.<br />
Eğitimlerimizle, Ar-Ge çalışmalarımızla,<br />
çiftçilere özel tasarladığımız dijital<br />
platformlarla ve uygulamalarla, projelerimizle<br />
tarımsal üretime destek veriyoruz.<br />
Bu ödül, ekibimizin çabalarını ve bu projeye<br />
duyduğu bağlılığı gösteriyor. Bu prestijli<br />
ödülü kazanmaktan büyük gurur duyuyoruz.”<br />
dedi.<br />
Tarım sektöründe daha fazla inovasyona<br />
imza atmayı ve çiftçilerin yaşam kalitesini<br />
artırmayı hedefleyen Tabit, Ortadoğu,<br />
Afrika ve Türk Cumhuriyetleri’ndeki çalışmalarını<br />
da hız kesmeden sürdürüyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
İBB verilerine afet önlemi!<br />
İBB, şehir verilerini afet durumlarına karşı koruma<br />
altına almak için Felaket Kurtarma Merkezi(FKM)<br />
projesini hayata geçiriyor. Proje ile veriler Ankara da<br />
düzenli olarak yedeklenecek. İstanbul ve bölgesini<br />
kapsayan olası büyük deprem, sel ve yangın gibi büyük<br />
afet durumlarında kritik kamu düzenine ait faaliyetler<br />
kesintisiz sürecek…<br />
İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB) Bilgi<br />
İşlem Dairesi Başkanlığı ve İBB telekomünikasyon<br />
altyapı iştirak şirketi İSTTEL-<br />
KOM AŞ tarafından yürütülen çalışmalar<br />
kapsamında Felaket Kurtarma Merkezi(F-<br />
KM) projesi uygulamaya konuyor. Proje<br />
İBB Veri Merkezi bünyesinde yer alan<br />
önemli verileri deprem vb. diğer büyük<br />
afet durumlarına karşı Ankara da düzenli<br />
olarak yedeklenerek güvenli bir şekilde<br />
korunması ve gerektiğinde kullanılabilir<br />
olmasını amaçlıyor. Oluşturulan yeni yapı<br />
ile İstanbul ve bölgesini kapsayan olası büyük<br />
deprem, sel ve yangın gibi büyük afet<br />
durumlarında kritik kamu düzenine ait<br />
faaliyetlere ait veriler korunacak, şehirdeki<br />
sürdürülebilirliğe ve toparlanmaya önemli<br />
katkılar sunacak.<br />
Depremlerden Ders Aldık<br />
İBB’nin tüm birimlerine verilerini yedekleyeceklerini<br />
kaydeden İBB Bilgi İşlem Daire<br />
Başkanı Erol Özgüner, “Felaket Kurtarma<br />
Merkezi projesi ile İBB ve iştiraklerine ait<br />
verileri büyük ölçekli afet, diğer vb. acil<br />
kriz durumlarına karşı özel olarak koruma<br />
altına alıyoruz. 17 Ağustos Marmara ve<br />
büyük Hatay depremi hepimiz için önemli<br />
bir tecrübe oldu. Yeni sistem İBB’nin afet<br />
durumlarında vatandaşlara kesintisiz hizmet<br />
vermesine güçlü destek olacak” dedi.<br />
İBB’nin Veri Güvenliği ve<br />
Dayanıklılığı İçin Önemli Bir<br />
Adım<br />
İBB İştirakler Teknoloji Grup Başkanı<br />
Nihat Narin ise “Stratejik öneme sahip<br />
’Felaket Kurtarma Merkezi’ projesi ile İstanbul’un<br />
her anlamda afetlere daha dirençli<br />
ve hazırlıklı olmasını amaçlıyoruz.<br />
Yapılan çalışmaları ile veri güvenliği, iş sürekliliği<br />
ve belediyecilik hizmetlerinin kesintisiz<br />
devam etmesi ana hedefimiz. İBB<br />
olarak İstanbul’u örnek bir dünya kenti haline<br />
getirmek için teknolojik yeni çözümler<br />
sunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.<br />
19
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Red Hat Summit Connect Istanbul<br />
yoğun katılımla gerçekleşti<br />
Yapay zeka, açık hibrit bulut, sınır bilişim, DevOps ve<br />
konteyner gibi güncel teknolojilere ve Red Hat’in bu<br />
alanlardaki yeniliklerine dair bilgilerin paylaşıldığı, Red<br />
Hat’in müşterileriyle gerçekleştirdiği başarılı projelerin<br />
katılımcılara aktarıldığı Red Hat Summit Connect<br />
Istanbul, 28 Kasım Salı günü gerçekleşti…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
20<br />
Etkinliğin açılış bölümünde Hoş Geldiniz<br />
konuşması, Red Hat Türkiye ve CIS<br />
Bölgesi Genel Müdürü Haluk Tekin tarafından<br />
gerçekleştirildi.<br />
Haluk Tekin: “Bulut bilişim,<br />
son on yılda uygulamaları<br />
şirketlere ulaştırma şeklini<br />
temelden değiştirirken<br />
Red Hat olarak bu alanda<br />
stratejiler oluşturduk ve<br />
gerçekleştirdik”<br />
Red Hat Türkiye ve CIS Bölgesi Genel<br />
Müdürü Haluk Tekin, konuşmasında<br />
“Teknolojinin sürekli geliştiği bu çağda<br />
gerçekleşen her şeyden haberdar olmak<br />
ve gelecekte karşımıza çıkacak şeylere<br />
yön vermek bizim elimizde. Artık yapay<br />
zeka çağındayız ve bundan dolayı günümüzde<br />
BT sektörü ve tüm şirketler<br />
önemli bir dönüm noktasında bulunuyor.<br />
Bulut bilişim, son on yılda uygulamaları<br />
şirketlere ulaştırma şeklini temelden<br />
değiştirirken Red Hat olarak bu alanda<br />
stratejiler oluşturduk ve gerçekleştirdik.<br />
Açık Hibrit Bulut odaklı stratejimiz ile<br />
açık kaynak inovasyonunun gücünü ve<br />
geniş iş ortakları ekosistemimizi bir araya<br />
getiriyoruz. Ayrıca müşterilerimizin<br />
uygulamaların tamamını istedikleri özel<br />
ve genel bulutta güvenle çalıştırabilmesini<br />
sağlıyoruz. Red Hat olarak kurumsal<br />
yapılarda kullanıma hazır açık kaynak<br />
kodunu bulut hizmeti olarak sunma alanındaki<br />
30 yıllık deneyimimizi kullanarak<br />
ispatlanmış bileşenlerden oluşan bir<br />
temel oluşturulmasına yardımcı oluyoruz.<br />
Şirketlerde teknolojiye dair her şey, bir<br />
güvenlik problemi ile karşılaşana kadar<br />
çok iyi gidiyor. Eninde sonunda güvenlik<br />
zafiyetinden ötürü hack’lendikten<br />
sonra yeni uygulamalar faydadan çok<br />
zarar getirebiliyor. Yaptığımız her şey<br />
açık kaynak topluluklarında başladığı<br />
için güvenliğin de en baştan başlaması<br />
gerektiğine inanıyoruz. Bunun ilk aşamasının<br />
da genelde birbirleriyle çekişen<br />
DevOps ve Güvenlik ekiplerinden geçtiğini<br />
düşünüyoruz. Bu yüzden yazılım<br />
güvenliğine tek ve entegre bir hizmet ile<br />
kapsamlı bir yaklaşım oluşturduk. Red<br />
Hat gibi bilinen ve güvenilir bir sağlayıcı<br />
ile müşterilerimiz kullandıkları uygulamalara<br />
daha fazla güven duyuyor ve geliştiriciler<br />
de yeni yazılım versiyonlarını<br />
ve güncellemelerini hiç olmadığı kadar<br />
hızlı hazırlayabiliyor” dedi.<br />
Açılış bölümünün diğer konuşmacıları<br />
İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektörü,<br />
Ekonomist ve Yazar Prf. Dr. Emre Alkin,<br />
Red Hat MED Bölgesi Vice-President Gianni<br />
Anguiletti, Red Hat Senior Manager,<br />
Developer Advocates Natale Vinto<br />
ve Red Hat Business Development Lead,<br />
EMEA Automation Belkacem Moussouini<br />
oldu.<br />
Toplantının öğleden sonraki kısmında<br />
Intel, Konsalt Bilgi Teknolojileri, Ziraat<br />
Teknoloji, Odine, Turkcell, Sekom, Garanti<br />
BBVA, Anadolu Sigorta, SoftwareOne,<br />
Akbank, Veeam Turkey, Pure Storage,<br />
Payten, Quasys, Gantek, ING, Ford Otosan,<br />
ASEE-Dynatrace, SOCAR Türkiye,<br />
IBTech ve Türk Telekom’un yöneticileri<br />
başarı hikayelerini katılımcılarla paylaştı.<br />
Red Hat’in EMEA bölgesindeki ve<br />
Türkiye’deki mühendisleri de Red Hat<br />
çözümlerindeki yenilikleri aktardı.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Kriptoda düzenleme çalışmaları hızlandı<br />
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in<br />
<strong>2024</strong> bütçe görüşmeleri sırasında,<br />
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne<br />
(OECD) bağlı Mali Eylem Görev Gücü’nün<br />
(FATF) gri listesinden çıkması için 40 kriterden<br />
yalnızca kripto varlıklara ilişkin<br />
yasal düzenlemenin kaldığına, kripto düzenlemesinin<br />
de kısa sürede Türkiye Büyük<br />
Millet Meclisi’ne sunulacağına yönelik<br />
ifadeleri, kripto yasasının yıl bitmeden<br />
TBMM’ye gelmesi yönündeki beklentileri<br />
artırdı. Coinmarketcap verilerine göre<br />
dünyanın en büyük 10 kripto borsasından<br />
biri olan Gate.io’nun Küresel Büyüme Direktörü<br />
Kafkas Sönmez, düzenlemeye dair<br />
çalışmaların küresel oyuncuları memnun<br />
ettiğini dile getirdi.<br />
Yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye çekecek<br />
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek,<br />
ekim ayında katıldığı bir etkinlikte Türkiye’nin<br />
yeni bir program ve yeni bir ekiple<br />
geri döndüğünü vurguladı. Türkiye Cumhuriyet<br />
Merkez Bankası’nın arka arkaya<br />
gerçekleştirdiği istikrarlı faiz artışlarının<br />
da yeni ekonomi yönetiminin izlediği stratejiyi<br />
teyitlediğini dile getiren Kafkas Sönmez,<br />
“Küresel yatırım topluluğu gözünde<br />
güveni inşa etmek istikrarlı adımlarla, net<br />
bir stratejiyle mümkün oluyor ve ülkemiz<br />
bu konudaki taahhüdünü dünya çapında<br />
dikkat çeken icraatlerle doğruluyor. Kripto<br />
varlıklar konusunda bugüne dek farklı<br />
ülkelerde yürütülen, örneğin MiCA gibi<br />
düzenlemeler üzerine temellenen ve bu çalışmaları<br />
ileri taşıyacak adımlar, şüphesiz<br />
yabancı yatırımcıların da ilgisini çekecek.<br />
Gate.io’nun da aralarında olduğu küresel<br />
kripto borsaları, Türkiye’yi özellikle Ortadoğu,<br />
Balkanlar ve Kafkas ülkeleri gibi<br />
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Türkiye’nin<br />
Mali Eylem Görev Gücü (FATF) gri listesinden çıkması<br />
için kripto yasasına yönelik çalışmaların hızlandığına<br />
yönelik ifadeleri, kripto yasasının yıl sonundan önce<br />
TBMM’ye sunulacağına dair beklentileri artırdı. Küresel<br />
oyuncular, kripto düzenlemesinden umutlu…<br />
pazarlara erişim için merkez olarak görüyor.<br />
Bu oyuncuları da kapsayacak bir düzenleme,<br />
Türkiye’ye yönelik küresel kripto<br />
para borsası ilgisini artırabilir” ifadelerini<br />
kullandı.<br />
“Geleneksel oyuncular da<br />
kriptoya sıcak bakacak”<br />
Bloomberg Intelligence tarafından yayımlanan<br />
bir araştırma notunda, ABD’de spot<br />
Bitcoin borsa yatırım fonu (ETF) başvurularının<br />
onaylanmasının ardından, geleneksel<br />
finans kuruluşlarının artan ilgisiyle<br />
çok kısa sürede 100 milyar dolarlık yeni bir<br />
pazar oluşturabileceğine dikkat çekildiğini<br />
dile getiren Gate.io Küresel Büyüme<br />
Direktörü Kafkas Sönmez, “Kripto ekosistemi,<br />
kurumsal ilginin zirvelere çıktığı,<br />
yerleşik finansal kuruluşların kripto ve<br />
blokzinciri tabanlı yeni yatırım araçları<br />
geliştirmek için hamlelerde bulunduğu bir<br />
yılı geride bırakıyor. Bu küresel bir trend.<br />
Tutarlı bir kripto düzenlemesi, altyapısıyla<br />
küresel finans ekosisteminde parmakla<br />
gösterilen bir ülke olan Türkiye’nin köklü<br />
bankalarının, aracı kurumlarının da<br />
kriptoya sıcak bakmasını beraberinde getirebilir.<br />
Rekabeti destekleyecek ve kripto<br />
varlıkların ticaretine ilişkin net bir çerçeve<br />
sunan regülasyon, daha ilk günden ülke<br />
ekonomimiz için değer oluşturma potansiyeli<br />
taşıyor” diye konuştu.<br />
“Türkiye, küresel büyüme<br />
operasyonlarımızın merkezi”<br />
14 milyonu aşkın kullanıcısına 1.700’ü<br />
aşkın kripto para biriminde işlem yapma<br />
olanağı sunan, yenilikçi yatırım enstrümanlarıyla<br />
her seviyeden yatırımcıya tasarruflarını<br />
değerlendirme imkânı tanıyan<br />
Gate.io’nun, büyüme operasyonlarının<br />
merkezine Türkiye’yi aldığına dikkat çeken<br />
Kafkas Sönmez, “Gate.io, Türkiye’deki<br />
finans otoritelerinde yıllardır istikrarlı bir<br />
biçimde devam eden, yasaklamayı değil,<br />
düzenlemeyi öngören bir kripto regülasyonu<br />
çabası görüyor. Bu sürecin sonuna<br />
yaklaşılması ve net açıklamalar, Gate.io<br />
küresel yönetim ekibinin güvenini tazeliyor.<br />
Tam olarak bu sebeple Türkiye, Gate.<br />
io’nun büyüme yolculuğunun önemli bir<br />
durak noktası olarak konumlanıyor. Kripto<br />
yasasının 2023 bitmeden Türkiye Büyük<br />
Millet Meclisi’ne geleceğine ilişkin beklentileri<br />
yakından takip ediyor, kapsayıcı bir<br />
yasal çerçeve oluşturmak için üzerimize<br />
düşeni yapmaya hazır olduğumuzu bir kez<br />
daha vurguluyoruz.”<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
21
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Diginak.com <strong>2024</strong> yol haritasını açıkladı<br />
Lojistik Teknolojisi alanında Fintek dikeyinde pazar<br />
liderliğini hedefleyen Diginak.com, son 3 yılda toplam<br />
25 kat üzerinde birleşik büyüme gerçekleştirdi. Diginak.<br />
com, <strong>2024</strong> yılında şirket değerini 50 milyon dolara<br />
çıkartmayı hedefliyor…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
22<br />
Finansal teknoloji pazarı tüm dünyada<br />
hızla büyüyor. Global ölçekte 150 milyar<br />
dolar büyüklüğünü geçen fintek pazarının,<br />
2027 yılına kadar yüzde 13 büyüme<br />
göstermesi bekleniyor. Küresel fintek<br />
şirketlerinin yaklaşık yüzde 90’ının yapay<br />
zekâ ve makine öğrenimine dayalı<br />
olarak çalıştığını hatırlatan Diginak.<br />
com CEO’su Oğuzhan Karaca, “<strong>2024</strong> yılında<br />
dijital nakliye platformumuza yapay<br />
zeka alanında yatırım yapmaya devam<br />
edeceğiz. Yeni teknolojiler ve iklim<br />
dostu düzenlemelerle lojistiğin daha da<br />
sofistike bir hal alacağını düşünüyoruz”<br />
dedi. Basın buluşmasında sorularımızı<br />
cevaplandıran Oğuzhan Karaca, fintek<br />
pazarının geleceği ile ilgili öngörüleri ve<br />
Diginak.com’un gelecek planlarını değerlendirdi…<br />
Lojistik teknoloji pazarında<br />
Fintek dikeyinde teknolojisi<br />
şirketiyiz<br />
Odağımızda sürdürülebilirlik<br />
ve yeşil lojistik alanında<br />
projeler var<br />
“Diginak.com’u pazarda hem bir fintek<br />
şirketi hem de Lojistik Teknolojisi (Freight<br />
Tech) alanında lider bir şirket olarak<br />
konumlandırdık. <strong>2024</strong> yılında ajandamızda;<br />
sürdürülebilirlik, yeşil ve dijital<br />
dönüşüm projeleri de bulunmakta. Gelecek<br />
yıl, sürdürülebilirlik raporlama<br />
yapan şirketlerin çözüm ortağı olmayı<br />
ve yeşil lojistik alanında da yatırım yapmayı<br />
hedefliyoruz. Diginak.com olarak;<br />
bünyemizdeki Türk mühendisler tarafından<br />
geliştirdiğimiz teknoloji ve çözümlerle<br />
sadece hizmet sunduğumuz<br />
kişi ve kurumların değil, sektörümüzün<br />
de dijitalleşmesine öncülük etme misyonu<br />
ile hareket ediyoruz. Sadece Türkiye’de<br />
değil Ortadoğu ve Asya da Lojistik<br />
Teknolojisi odaklı Fintek alanında lider<br />
bir şirket olma misyonu ile çalışmalarımıza<br />
yön veriyoruz” şeklinde konuşan<br />
Karaca<br />
<strong>2024</strong> yılında dijital nakliye alanında öne<br />
çıkacak teknolojilere dair şu bilgileri verdi:<br />
“Dünya Ekonomik Forumu’na göre,<br />
2025 yılına kadar global kamyon pazarının<br />
yüzde 15’inin dijital nakliye platformlarını<br />
kullanacağı tahmin ediliyor.<br />
Bu veriden yola çıkarak ülkemizde de gelecek<br />
yıl dijital lojistik uygulamalarının<br />
daha çok öne çıkacağına inanıyoruz.<br />
<strong>2024</strong> yılında dijital lojistik, daha akıllı,<br />
daha çevresel olarak sürdürülebilir ve<br />
daha verimli bir geleceğe doğru evrilecek<br />
gibi görünüyor. Bu trendler, tedarik<br />
zinciri profesyonelleri için yeni fırsatlar<br />
yaratırken, sektördeki rekabeti artırmak<br />
için çeşitli firmaları ve teknoloji şirketlerini<br />
bir araya getirecek. Dijital lojistik,<br />
müşterilere daha hızlı teslimat, izleme ve<br />
yönetim imkanı sunarak e-ticaretin büyümesine<br />
önemli bir katkı sağlıyor. <strong>2024</strong><br />
yılında; Akıllı ve Otomatize Depolama<br />
Sistemleri, Blockchain Tabanlı Tedarik<br />
Zinciri İzleme alanında yeni yatırımlar<br />
yapılacağını öngörüyoruz. Eko-dostu<br />
ve Sürdürülebilir Lojistik Çözümleri ise<br />
daha çok öne çıkacak. Sürdürülebilirliği<br />
artırma, elektrikli araçlar, enerji verimliliği<br />
ve karbon ayak izi azaltma stratejileri,<br />
dijital lojistik çözümlerinin temelini<br />
oluşturacak. Tedarik zinciri paydaşları<br />
arasındaki dijital işbirliği, açık platformlar<br />
ve uçtan uca entegrasyon, lojistik<br />
operasyonlarını daha verimli ve esnek<br />
hale getirecek. Büyük veri analitiği, yapay<br />
zeka ve makine öğrenimi, tedarik<br />
zinciri profesyonellerine gelecekteki talepleri<br />
daha doğru bir şekilde tahmin<br />
etme konusunda yardımcı olacak. Bu sayede<br />
stok yönetimi optimize edilecek ve<br />
tedarik zinciri maliyetleri azaltılacak.”<br />
Diginak.com’un son 3 yılda toplamda 25<br />
katın üzerinde birleşik büyüme kaydettiğini<br />
sözlerine ekleyen Karaca “<strong>2024</strong><br />
yılında da 5 kat daha büyüme ile toplamda<br />
500 milyon TL ciro hedefimiz bulunmakta”<br />
diye konuştu.<br />
Diginak.com’un, navlun satın almasındaki<br />
finansal sorunları azaltarak taşımacılık<br />
sektöründeki tarafların birbiri<br />
ile olan ticaretini kolaylaştırdığını hatırlatan<br />
Oğuzhan Karaca Türkiye’nin<br />
lojistik ve ulaştırma alanında yıllık cirosunun<br />
100 Milyar USD seviyesinde olduğuna<br />
dikkat çekti.<br />
Lojistik sektörü daha çok ilgi<br />
ve desteği hak ediyor!<br />
“Bu rakamın içerisinde kara, hava, deniz,<br />
demiryolu ve depolama işleri mevcut.<br />
Türkiye’nin GSMH sının 1 Trilyon USD<br />
ye dayandığını öngörür isek, lojistik sektörünün<br />
cirosu; GSMH’nın yüzde 10 una<br />
tekabül ediyor.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Sektör Market<br />
Bu oran takdir edersiniz ki çok büyük<br />
bir pay. Her türlü ilgiyi ve desteği hak<br />
ediyor ” şeklinde konuşan Karaca lojistik<br />
sektörüne dair şu bilgileri verdi: “Türkiye’de<br />
toplam 1 milyon adet TIR, kamyon,<br />
kamyonet, panelvan vb. ticari araç bulunmakta.<br />
Ülkemizin sahip olduğu lojistik araç filosu,<br />
Avrupa’nın araç altyapısının toplam<br />
yüzde 20 si büyüklüğünde oldukça<br />
güçlü bir filo. Ülkemizde günde 450 bin<br />
adet araç nakliye hizmetini ifa etmek<br />
için yola çıkıyor. İç pazarda günde 170<br />
milyon USD Navlun ödemesi yapılıyor.<br />
Türkiye’nin karayolu taşımasında yılda<br />
40 milyar USD navlun cirosu mevcut.<br />
Öte yandan Türkiye’de irili ufaklı 8 bin<br />
adet lojistik firması var. Bu şirketler, ülkemizdeki<br />
taşımacılık ihtiyacının ancak<br />
yüzde 20’ sini karşılayabiliyor. Pazarın<br />
geriye kalan yüzde 80’ini ise Bireysel<br />
Nakliyeci karşılıyor. Kamyoncu yani bireysel<br />
nakliyeci; hem kamyonun sahibi,<br />
hem de sürücüsü demek. Türkiye’nin yükünü<br />
onlar taşıyor. ”<br />
(Match Making) yerine<br />
pazarın tüm oyuncularını<br />
kucakladık ve başarılı olduk!<br />
Tüm lojistik sektörü paydaşlarını aynı<br />
çatı altında toplayan tek dijital platform<br />
olan, Diginak.com, lojistik sektörünün<br />
tüm oyuncularına hitap ediyor ve<br />
kimseyi dışarıda bırakmıyor. Müşteri,<br />
forwarder, acente, lojistik firması, kamyoncu,<br />
aracı; hepsi için birer dijital kapıyı<br />
bünyemizde barındırıyoruz” yorumunda<br />
bulunan Oğuzhan Karaca, Diginak.<br />
com’un elde ettiği başarının nedenini şu<br />
sözlerle açıkladı: “Başarımızın anahtarı;<br />
yıkıcı (disruptive) değil, yapıcı iş modelimizde<br />
saklı… Herkes oyuna dahil. Bu nedenle<br />
Diginak.com, her yıl 5 kat büyüyor.<br />
Sektördeki rakiplerimizin aksine yük<br />
sahibi ile taşıyanı buluşturmak (Match<br />
Making) gibi bir amacımız hiçbir zaman<br />
olmadı. Bizim düşüncemize göre süreç;<br />
taraflar birbirini bulduktan sonra başlıyor,<br />
dijital enstrümanlara asıl o zaman<br />
ihtiyaç oluşuyor.<br />
Taksi ile yolcuyu buluşturmanın katma<br />
değeri, taşımacılık sektöründe yok.<br />
Asıl iş, kamyoncu yükü sırtına aldıktan<br />
sonraki sürece müdahil olmak. Diginak.<br />
com; teslimat sürecine kadar, hizmeti<br />
alan ile veren arasında yaşanacak sorunların<br />
çözümünde standartları koyuyor.<br />
Olası sorunlarda kendimizi garantör<br />
olarak konumluyoruz. Kullanıcı dostu<br />
bir ara yüze sahip olan dijital nakliye<br />
platformumuzda tüm süreçleri, ulaştırma<br />
bakanlığının mevzuat ve yönetmeliklerine<br />
yüzde 100 uyumlu bir şekilde<br />
uçtan uca online olarak yönetiyoruz. Sorun<br />
mu çıktı, taraflar birbirini dahi aramıyor.<br />
Diginak.com, tüm taraflar adına<br />
insiyatif alarak süreci yönetiyor ve varsa<br />
sorunları çözüyor. Sonuç olarak; KOBİ<br />
imalatına, kamyoncu da yoluna devam<br />
ediyor.<br />
Yapay zeka teknolojisine<br />
yatırım yaptık, navlun<br />
ödemelerini hızlandırdık<br />
B2B’de bankalar ve finans kuruluşları<br />
yeteri kadar çevik değil. Kredilerdeki sıkılaşma<br />
ve prosedür KOBİ’leri yıldırıyor.<br />
İşte burada Diginak.com, yapay zeka<br />
teknolojisi destekli navlun ödeme bilgi<br />
işlem altyapısı ile öne çıkıyor. Diginak.<br />
com’un en güçlü kası; navlun ödemesindeki<br />
hızı. Kamyoncuya haftada 3 gün<br />
ödeme yapıyoruz, bu da bizi en çok tercih<br />
edilen dijital nakliye platformlardan<br />
birisi yapıyor.”<br />
Yılın fintech girişimi olduk<br />
Oğuzhan Karaca, ‘Diginak.com’un, in4startups’ın<br />
her yıl yerli ve yabancı yatırımcıların<br />
yatırım yapacakları girişimleri<br />
bulmalarına destek olmak amacıyla<br />
düzenlediği “Gelecek Vadeden Girişimler”<br />
Yarışması’nda bu sene fintech girişimi<br />
kategorisinin birincisi olarak ödül<br />
almaya hak kazandığını sözlerine ekledi,<br />
“Güçlü rakiplerimizin arasından sıyrılarak<br />
bu değerli ödülü almanın ve fintech<br />
kategorisinde birinci olmanın haklı gururunu<br />
yaşıyoruz” açıklamasını yapan<br />
Karaca sözlerine şöyle son verdi: “2023<br />
yılında, yapay zeka teknolojilerine ve insan<br />
kaynağına yaptığımız yatırımlarla<br />
büyümemizi 5 kat attırdık. Yatımcı firmamız<br />
olan İdaCapital’in güvenini haklı<br />
çıkardık. Aldığımız bu ödül başarımızı<br />
taçlandırdı.”<br />
<strong>IT</strong> network<br />
23
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Devam eden yatırımlarla hedef yüzde<br />
200’lük kapasite artışı<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
24<br />
Tamamı öz kaynaklarla gerçekleştirilen yatırımlarla<br />
üretim kapasitesi artırılan İstanbul,<br />
Sancaktepe’deki tesislerinde gerçekleştirilen<br />
açılış töreninde konuşan Panasonic Electric<br />
Works Türkiye Başkan Yardımcısı ve Yönetim<br />
Kurulu Üyesi Azim Tuncinar, kapasite<br />
artışı ve modernizasyonun yanı sıra planlamadan<br />
ürün sevkiyatına kadar tüm süreçlerde<br />
uçtan uca yatırımların devam ettiğini<br />
belirtti.<br />
Türkiye faaliyetlerine 2014 yılında, sektörünün<br />
lider markası VİKO’ya gerçekleştirdiği<br />
yatırımla start veren Panasonic Electric<br />
Works Türkiye, İstanbul, Sancaktepe’de bulunan<br />
tesisinde gerçekleştirdiği yatırımlarını,<br />
Türkiye bayilerinin de katılımı ile düzenlenen<br />
törenle kamuoyuna tanıttı.<br />
Halen 60’tan fazla ülkeye gerçekleştirdiği<br />
ihracat ile markasını dünya pazarlarında başarıyla<br />
temsil eden ve Türkiye’deki sektör liderliğini<br />
sürdüren Panasonic Electric Works<br />
Türkiye’nin son yatırımlarla birlikte geçtiğimiz<br />
beş yılda Türkiye’de gerçekleştirdiği yatırımların<br />
toplamı 47 milyon Euro’ya ulaştı.<br />
Panasonic Electric Works Türkiye Başkanı<br />
Takeuji Kazuhiro ve diğer üst düzey yöneticilerin<br />
katıldığı törende konuşan Panasonic<br />
Electric Works Türkiye Başkan Yardımcısı<br />
ve Yönetim Kurulu Üyesi Azim Tuncinar, “Bu<br />
önemli yatırımlarla rekabet gücümüzü<br />
artırarak markamızın<br />
Türkiye operasyonunun dünyanın<br />
dört bir yanında temsil<br />
etmenin gururunu yaşıyoruz.<br />
Son beş yıllık dönemde yaklaşık<br />
47 milyon Euro, yani 1,5<br />
milyar TL’lik tesis yatırımına<br />
imza attık. Sektörümüzde<br />
dünyanın en önemli ve modern<br />
tesislerinden birine sahip olmamızı<br />
sağlayan bu yatırımla<br />
birlikte toplam üretim kapasitemiz<br />
yüzde 43 oranında arttı.<br />
Devam eden yatırımlarımızla<br />
hedefimiz yüzde 200’lük kapasite<br />
artışı” dedi. Türkiye’nin<br />
sahip olduğu büyüme potansiyeline<br />
olan yüksek inançları<br />
nedeniyle yatırımlarını ve istihdama<br />
olan katkılarını her geçen yıl artırarak<br />
sürdürdüklerini vurgulayan Tuncinar,<br />
“Nihai ürünün fabrika dışına alınmasıyla,<br />
lojistikten üretime alan kazandırmıştık. Bu<br />
adımla başlayan yatırım sürecimizi devam<br />
ettireceğiz. Üretim kapasitemizi iki katına<br />
çıkarma yolundaki modernleştirme yatırımlarını<br />
sürdüreceğiz” diye konuştu.<br />
Panasonic’in 100 yılı aşkın tecrübesi ve birikiminden<br />
aldığı güçle ürettiği ürün ve çözümlerle kullanıcılarının<br />
hayatına konfor katmayı sürdüren Panasonic Electric<br />
Works Türkiye, son beş yılda gerçekleştirdiği toplam 47<br />
milyon Euro’luk’ yatırımla üretim kapasitesini artırırken,<br />
yüzde 40 ek istihdam sağladı. Türkiye operasyonunda<br />
60’ın üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiren şirketin<br />
hedefi üretim kapasitesini yüzde 200 artırarak ihracatta<br />
vites yükseltmek…<br />
Tamamı öz kaynaklarla<br />
gerçekleştirildi<br />
2018 yılından bu yana otomatik montaj hattı,<br />
plastik ve metal yarı mamullerin hazırlandığı<br />
plastik enjeksiyon makineleri, metal<br />
kesme presleri, kalıp imalat teknolojileri,<br />
kalite laboratuvarları ve yeni ürünlerin devreye<br />
alınması gibi birçok yatırımı hayata<br />
geçirmenin gururunu yaşadıklarının altını<br />
çizen Tuncinar, tüm bu yatırımları şirketin<br />
öz kaynaklarını kullanarak gerçekleştirdiklerini<br />
kaydetti.<br />
Son yatırımlarla kalıp imalat teknolojisinin<br />
güncellendiğini, kapasite artışı için kalıphane<br />
bölümüne, CNC, dalma erozyon, taşlama<br />
tezgâh yatırımları yapıldığını ifade<br />
eden Tuncinar, “Plastik yarı mamullerimiz<br />
için preshane bölümüne plastik enjeksiyon<br />
makineleri ve plastik kalıp yatırımları, metal<br />
yarı mamullerimiz için de metal kesme bölümüne<br />
yüksek hızlı pres makineleri ve metal<br />
kalıp yatırımları yaptık. Ürünlerin otomatik<br />
montajlanması için de montaj bölümüne<br />
ürünlerimize özel olarak tasarlanmış, sektörün<br />
en yüksek üretim kapasitesine sahip<br />
otomatik montaj hattını kurduk” ifadelerini<br />
kullandı.<br />
10 çalışandan dördü kadın<br />
Hem iç hem de dış pazara hizmet edecek şekilde<br />
hayata geçirilen yatırımlarla hem pazar<br />
paylarını hem de istihdama olan katkılarını<br />
artırdıklarını vurgulayan Tuncinar, son beş<br />
yılda yüzde 40’lık bir istihdam artışı yaşadıklarını,<br />
bu artışın önemli bölümünü de kadın<br />
çalışanların oluşturduğunu söyledi. Tuncinar,<br />
şirkette kadın çalışan oranının yüzde<br />
40’a yaklaştığını belirtti.<br />
Tuncinar, dünyanın teknoloji devleri arasında<br />
yer alan Panasonic Holding’e bağlı olarak,<br />
gerçekleştirdikleri tüm yatırımlarda, ‘Yeşil<br />
Mutabakat’a uygun şekilde enerji verimliliği<br />
yüksek, Endüstri 4.0 altyapısı olan çevreci ve<br />
kaynakları maksimum seviyede etkin kullanan<br />
teknolojileri tercih ettiklerini söylerken,<br />
“Önümüzdeki dönemde<br />
de sektörümüzde dünyanın<br />
lider kuruluşları arasında yer<br />
almak ve iş alanlarımızı genişleterek<br />
konforlu ev ve yaşam<br />
alanlarına katkı sağlamak için<br />
yatırımlarımızı sürdüreceğiz.<br />
Sadece kapasite artışı veya<br />
modernizasyon yatırımları<br />
değil, planlamadan ürün sevkiyatına<br />
kadar tüm süreçlerde<br />
uçtan uca yatırımlarımız da<br />
devam edecek” diye konuştu.<br />
Geniş ürün gamı<br />
Panasonic Electric Works Türkiye’nin<br />
ürün gamı içerisinde;<br />
Elektrik Anahtar ve Prizleri,<br />
Grup Prizler, Aksesuarlar, Kablo Kanalları,<br />
Alçak Gerilim Şalt Ürünleri, Sigorta Kutuları,<br />
Akıllı Ev ve Bina Otomasyon Sistemleri, LED<br />
Aydınlatma Ürünleri, Güneş Enerjisi Panelleri<br />
ve Yangın Algılama- Alarm Sistemleri yer<br />
alıyor.<br />
Sürdürülebilirliği kurumsal sorumlulukları<br />
arasında ele alan ve geleceğe değer katan<br />
birçok proje gerçekleştiren Panasonic Electric<br />
Works Türkiye; kalite, güvenlik ve çevre<br />
sorumluluğuna önem veren yaklaşımlarının<br />
sonucu olarak ISO 9001, ISO 14001, OHSAS<br />
18001 ve ISO 27001 Bilgi Güvenliği Sistemleri<br />
sertifikalarına sahip.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
TD SYNNEX,<br />
Yapay Zeka Ekosistemini genişletiyor<br />
TD SYNNEX, bu yılın başlarında “Destination<br />
AI” programını başarılı bir şekilde<br />
başlatmasının ardından, görüntüleri ve<br />
videoları analiz etmek ve anlamak için<br />
yapay zekâ kullanan yeni bir çözüm olan<br />
Intel Geti yazılım platformunu sunarak<br />
yapay zekâ imkânlarını ve eğitim yeteneklerini<br />
daha da genişletecek. TD SYNNEX,<br />
platformun ABD ve Avrupa’daki ilk distribütörü<br />
olarak hizmet verecek.<br />
TD SYNNEX’in yakın tarihli Teknolojinin<br />
Yönü raporunda, AI/ML çözümleri sunan<br />
iş ortaklarının sayısının küresel çapta yüzde<br />
625 oranında arttığı ve Kuzey Amerika’da<br />
iş ortaklarının önümüzdeki aylarda<br />
işe almak istedikleri adaylarda aradıkları<br />
en önemli teknoloji becerisinin AI/ML olduğu<br />
bilgisi de paylaşılmıştı.<br />
TD SYNNEX Kuzey Amerika Veri, Yapay<br />
Zekâ ve IoT Çözümleri Başkan Yardımcısı<br />
Lisa McGarvey yaptığı açıklamada, “Kurumsal<br />
ve bağımsız yazılım tedarikçilerinden<br />
oluşan iş ortaklarımız yapay zekâ<br />
çözümlerini içeren hizmetlerini artırıyor<br />
ve bu hızlı büyümeyi desteklemek ve sıklıkla<br />
karşılaştıkları zorlukların üstesinden<br />
gelmek için destek ve eğitim araçları arıyorlar.<br />
Bu yapay zekâ platformu, bu süreçte<br />
Intel’in bilgisayarla görme modellerini çok daha kısa<br />
sürede ve daha az veriyle oluşturan AI yazılım platformu<br />
Intel Geti’nin ABD ve Avrupa’daki ilk distribütörü TD<br />
SYNNEX oldu…<br />
kritik bir rol oynuyor. Destination AI programımızın<br />
bir parçası olan Intel Geti platformuyla<br />
iş ortaklarımıza sunduğumuz<br />
güçlü yapay zekâ araçlarına, imkânlarına<br />
ve hizmetlerine yenilikçi bir çözüm daha<br />
ekliyoruz.” dedi.<br />
Kurumsal düzeyde Intel Geti platformu,<br />
bilgisayarlı görmenin iş değeri getirebileceği<br />
herhangi bir sektörde algılama, sınıflandırma,<br />
segmentasyon ve anormallik<br />
tabanlı görevlere yönelik görüntü modelleri<br />
oluşturmak için kullanılıyor. Eğitilen<br />
modeller, CPU veya GPU üreticisinden bağımsız<br />
olarak tüm modern donanım platformlarında<br />
çıkarımda bulunmak üzere<br />
kullanılabiliyor. Kullanımı kolaylaştırmak<br />
için modeller, “Intel Distribution of Open-<br />
VINO Toolkit” için otomatik olarak optimize<br />
edilebiliyor, böylelikle Intel mimarilerinde<br />
gelişmiş performansla çıkarımlar<br />
yapılabiliyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Getir, FreshDirect’i<br />
satın alma işlemlerini tamamladı<br />
Getir’in teknolojik gücü ile FreshDirect’in<br />
teknolojik altyapısı iyileştirilirken, Fresh-<br />
Direct müşterileri siparişlerine dakikalar<br />
içinde ulaşacak. FreshDirect’in iş yapış<br />
şekli Getir’in esnek ve hızlı yönetim yaklaşımı<br />
ile yenilenecek. FreshDirect’in zengin<br />
ürün portföyü ve geniş müşteri tabanı ile<br />
de Getir ABD’deki hızlı teslimat işinin büyümesini<br />
hızlandıracak.<br />
FreshDirect, 20 yılı aşkın süredir online<br />
market alışverişinin öncüleri arasında yer<br />
alıyor. Şirket, en iyi tarım ve gıda ürünleri<br />
Dünyada bir ilki Türkiye’den başlatarak market<br />
ürünlerini dakikalar içinde kullanıcılarla buluşturan Getir,<br />
yıllık cirosu 650 milyon dolar ve 3 binden fazla çalışanı<br />
olan ABD merkezli online market şirketi FreshDirect’i,<br />
ABD’nin en büyük gıda perakende gruplarından biri olan<br />
Ahold Delhaize’den satın aldı. Teknoloji sektöründe<br />
Türkiye’de kurulan bir şirketin bu büyüklükte ABD’de<br />
yaptığı bu ilk satın alma, global teknoloji ve gıda<br />
perakende sektörlerinde büyük ses getirdi…<br />
üreticileri ile çalışarak, ismi ile de uyumlu<br />
olacak şekilde taze gıda ürünlerini doğrudan<br />
müşterileri ile buluşturuyor. FreshDirect’in<br />
iş modeli, Getir’inkinden farklı<br />
olarak, siparişlerin günün belli saatlerinde<br />
ev veya ofislere randevu usulü teslimatı<br />
üzerine kurulu. FreshDirect 400 kamyondan<br />
oluşan filosu ve 60 bin metrekare<br />
büyüklüğündeki New York’taki üretim ve<br />
dağıtım merkezi ile, ABD’nin en kalabalık<br />
eyaleti New York’un yanı sıra New Jersey ve<br />
Connecticut’da hizmet veriyor.<br />
25
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
<strong>2024</strong>’te Büyümek için oyunda kalın!<br />
Inooster Kurucu CEO’su Murat Yılmaz, şirketlerin “Çalışan Bağlılığı Açığı” ve Z kuşağı<br />
ile bağ kurma sorunsalını oyunlaştırma ile nasıl kolaylıkla çözebileceklerini anlattı...<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
26<br />
Son on yılda Y kuşağı ve Z kuşağı işgücüne<br />
“dijital bir bağ” ile dahil oldu ve bu<br />
mozaik iş kültürleri ve uygulamalarında<br />
büyük değişimleri beraberinde getirdi.<br />
Her kuşağın kendine özgü öğretme,<br />
öğrenme ve katılım tarzlarının olması,<br />
şirketleri hızla artan motivasyon açığına<br />
çözüm bulmak konusunda inovatif çözümler<br />
bulmaya yönlendirdi.<br />
Şirketler için stratejik bir büyüme aracı<br />
olarak artan potansiyeli ile dikkat çeken<br />
Gamification (Oyunlaştırma)’ın Türkiye’deki<br />
lider şirketi Inooster Kurucu<br />
CEO’su Murat Yılmaz, 2016 yılından bu<br />
yana oyunlaştırma mekaniği ile dokundukları<br />
şirketlerin yüz binlerce çalışanının<br />
deneyim çıktılarını paylaştı. “Z<br />
Kuşağı, bugün piyasadaki en genç çalışan<br />
grubu ve tamamen dijital bir çağda<br />
büyüdü. Onları, değerlerine ve öğrenme<br />
tarzlarına uymayan süreçlere zorla<br />
adapte etmeye çalışmayın; bunun yerine<br />
işe yarayan motivasyon yöntemleriyle<br />
sadece başarıya hazırlayın” tavsiyesinde<br />
bulunan Yılmaz, sözlerine şöyle devam<br />
etti.<br />
Genç Nesle Yönelik Oyun<br />
Mekaniğini Kullanın<br />
Z Kuşağı, küçük yaşlardan beri teknolojiyi<br />
kullanıyor ve bilgiye anında erişim<br />
bekliyor. Gerçek zamanlı verilerden ve<br />
anlık geri bildirimlerden hoşlanıyor ve<br />
çabalarının kendileri için anlamlı olacak<br />
şekilde takdir edilmesi ve ödüllendirilmesine<br />
değer veriyorlar. Yeni bilgiler<br />
öğrenme ve yeni beceriler geliştirme fırsatlarına<br />
değer verirken, dijital ortamda<br />
hızlı bir şekilde öğreniyorlar. Bu nedenler<br />
işyerinde oyun mekaniğini kullanmak<br />
otomatik olarak; bu neslin işe alımı,<br />
motivasyonu, bağlılığı ve sürekli eğitiminin<br />
sağlanması için işe yarar bir çözüm<br />
oluyor. Oyunlaştırma; küçük, ulaşılabilir<br />
hedefler ve anında geri bildirim yoluyla<br />
çalışanların üretkenliğini, katılımını ve<br />
verimliliğini artırırken, daha iyi iş tatmini,<br />
daha iyi performans ve çalışanların<br />
elde tutulmasını sağlıyor.<br />
Z Kuşağının Yükselen Dalgası<br />
Y kuşağı, ilk “çevrimiçi” kuşaktı. İnterneti<br />
kullanarak reşit oldular ve kelimenin<br />
tam anlamıyla sosyal medyayı icat ettiler.<br />
Z kuşağı ise, daha çevrimiçi, dijital<br />
ortamda daha aktif bir iş gücüne yönelik<br />
eğilim ile sosyal medyayı metaverse kadar<br />
uzanan bir düzlemde daha da büyütecek<br />
kuşak olacak.<br />
Değişen Alışkanlıklar ve<br />
Tutumlar<br />
Y kuşağı, e-posta, kısa mesaj ve internet<br />
konusunda oldukça bilgili. Teknolojiye<br />
küçük yaşlardan itibaren adapte oldular<br />
ve kariyerlerinin başından itibaren<br />
ilişkilendirilebilir ve anlaşılır iletişim<br />
tarzlarını benimsediler. Çevrimiçi iletişime<br />
ve dijital öncelikli tutuma yönelik<br />
bu değişimin, Z kuşağı arasında daha da<br />
belirgin olduğunu görüyoruz. Z kuşağı,<br />
dijital yerlilerdir ve dışarıdaki dünyaya<br />
ayak uydurmak için dijital bir bağlantıya<br />
ihtiyaç duyarlar. Yalnızca bir tanıtım<br />
metniyle değil, aynı zamanda simgelerle,<br />
resimlerle ve kısa içerik dizileriyle iletişim<br />
kurmayı tercih ederek, basitliğe ve<br />
özgünlüğe değer veriyorlar.<br />
Oyunlaştırma Sadece Genç<br />
Çalışanlar İçin Değil, Herkes<br />
İçindir<br />
Satış yöneticilerine odaklanan ve “Motivasyon<br />
Açığı” konulu son araştırmalar<br />
oyunlaştırmanın sadece Z kuşağı<br />
üzerinde etkili bir motivasyon ve performans<br />
artışı sağlamadığını, herkes<br />
için etkili bir teknik olduğunu ortaya<br />
koyuyor. Oregon Üniversitesi’nde Medya<br />
ve Oyun Çalışmaları Profesörü olan<br />
Maxwell Foxman bu yıl gerçekleştirdiği<br />
bir çalışmasında, eski nesillerin “oyun”<br />
terimini ciddiyetsiz bir çalışmayla değil,<br />
ciddiyetsizlikle ilişkilendirebileceğini<br />
dile getirdi. Çalışmada Boomer kuşağının<br />
yalnızca yüzde 42’si, X kuşağının<br />
yüzde 33’ü ve Y kuşağının yüzde 45’i<br />
oyunlaştırmayı ismen etkili bulurken, Z<br />
kuşağı katılımcılarının yüzde 57’si bunun<br />
yararlı bir motivasyon aracı olduğunu<br />
düşünüyor.<br />
Bugün artık oyunlaştırma sadece Z kuşağının<br />
anlık tatmin ve tanınma beklentilerini<br />
karşılamak için kullanılmıyor.<br />
Oyunlaştırma, işe özgü görevlerin nasıl<br />
yerine getirileceğini daha iyi anlamalarına<br />
yardımcı olmanın yanı sıra, farklı<br />
kuşaklardan veya geçmişlerden gelen<br />
çalışanlar arasındaki iletişim ve ilişki<br />
kurma becerilerini geliştirmek için bile<br />
kullanılıyor. Gallup’un son araştırması,<br />
yüksek düzeyde çalışan bağlılığa sahip<br />
şirketlerin verimlilikte yüzde 17, satışlarda<br />
yüzde 20 ve kârlılıkta yüzde 21 daha<br />
etkili bir artış gösterdiğini vurgulamaktadır.<br />
Z Kuşağı Tüketicilerini Anlamak<br />
Çalışan bağlılığının yanı sıra, satış artırıcı<br />
oyunlaştırma tekniklerini de sıkça<br />
uygulayan bir şirket olarak, Z kuşağı<br />
tüketicileriyle gerçek anlamda etkileşim<br />
kurabilmek için onların dijital ortamda<br />
nasıl yetiştirildiklerini ve farklı eğilimlerini<br />
anlamamız gerektiğini rahatlıkla<br />
söyleyebiliriz. Yeni nesil; özgünlüğe, kişiselleştirmeye<br />
ve temel inançlarıyla örtüşen<br />
deneyimlere değer veriyor. Sosyal<br />
medya platformlarındaki aktif varlıkları,<br />
sosyal onaylanma ve etkileşime olan<br />
arzularını göstermektedir. İşletmeler,<br />
bu özellikleri anlayarak stratejilerini bu<br />
demografik grupla gerçek ve değerli bağlantılar<br />
kuracak şekilde oyunlaştırma<br />
mekaniği ile daha iyi uyarlayabilir.<br />
Z Kuşağı için Oyunlaştırmanın<br />
Cazibesi<br />
Oyunlaştırılmış deneyimler, Z kuşağı<br />
tüketicileri üzerinde manyetik bir çekime<br />
sahip. Z kuşağı etkileşimli, aktif ve<br />
sürükleyici deneyimler istiyor. Motivasyonu<br />
başarılarda ve tanınmada buluyor.<br />
Oyunlaştırılmış deneyimler, Z kuşağının<br />
hedeflere ulaşmalarını, rozetler kazanmalarını<br />
ve ödüllerin kilidini açmalarını<br />
sağlayarak başarı ve kendilerini<br />
ifade etme arzularını tatmin etmelerini<br />
sağlıyor. Z kuşağı tüketicileri akranlarıyla<br />
dostça rekabet etmekten, başarılarını<br />
paylaşmaktan ve canlı çevrimiçi topluluklara<br />
katılmaktan keyif alıyorlar.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
TELKODER’in yeni yönetimi belli oldu<br />
Türkiye’de 21 yıldır telekomünikasyon<br />
sektöründe tam rekabetin sağlanması ve<br />
sektörün gelişmesi için çalışmalar yürüten<br />
TELKODER’in, Ankara’da gerçekleşen<br />
12. Olağan Genel Kurul toplantısında, Halil<br />
Nadir Teberci tekrar başkan seçilerek<br />
güven tazeledi. Genel kurulda, dernekte<br />
<strong>2024</strong>-2025 döneminde görev yapacak yeni<br />
Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeleri<br />
de seçildi.<br />
Hedef: Sektörü geliştirirken<br />
Türkiye ekonomisinin<br />
altyapısını her daim güçlü<br />
kılmak<br />
Sektörde serbestleşme ve tam rekabet<br />
sağlanmadan yurttaşlara en ileri ve en<br />
uygun haberleşme olanaklarının sunulamayacağına<br />
dikkat çeken Halil Nadir<br />
Teberci, “TELKODER olarak her zaman<br />
iki önceliğimiz var ve bunu tek cümlede<br />
özetliyoruz. Telekomünikasyon sektörünün<br />
gelişimini sağlamak ve bu sayede Türkiye’nin<br />
ekonomisinin altyapısını her daim<br />
güçlü kılmak… Dernek olarak 21 yıldır hep<br />
Serbest Telekomünikasyon İşletmeciler Derneği<br />
(TELKODER) Yönetim Kurulu Başkanı Halil Nadir Teberci,<br />
derneğin Ankara’da gerçekleşen 12. Olağan Genel Kurul’da<br />
yeniden başkan seçildi. <strong>2024</strong>-2025 döneminde dernekte<br />
görev yapacak yeni Yönetim Kurulu ve Denetleme<br />
Kurulu’nun da belirlendiği genel kurulda, sektöre yönelik<br />
değerlendirmelerde bulunan Halil Nadir Teberci: “TELKODER<br />
olarak her zaman iki önceliğimiz var ve bunu tek cümlede<br />
özetliyoruz. Telekomünikasyon sektörünün gelişimini<br />
sağlamak ve bu sayede Türkiye’nin ekonomisinin altyapısını<br />
her daim güçlü kılmak… Dernek olarak 21 yıldır hep doğrulara<br />
dikkat çektik ve bu doğrultuda özveriyle, iyi niyetle çalıştık<br />
ve bu yeni dönemde de bu yaklaşımla çalışmaya devam<br />
edeceğiz.” dedi…<br />
doğrulara dikkat çektik ve bu doğrultuda<br />
özveriyle, iyi niyetle çalıştık ve bu yeni<br />
dönemde de bu yaklaşımla çalışmaya devam<br />
edeceğiz. Daha net ifadeyle, serbestleşme<br />
ve rekabeti savunan anlayışımızı<br />
sürdürüp, sektördeki mevcut problemlerin<br />
çözülmesi adına onları dile getirmeye ve<br />
uzmanlığımız kapsamında karar vericilere<br />
sektörün büyümesi için yapılması gerekenleri<br />
anlatmayı sürdüreceğiz.” dedi.<br />
İki yıl süreyle görev yapmak üzere seçilen<br />
TELKODER Yönetim Kurulu ve Denetleme<br />
Kurulu üyeleri ise şöyle belirlendi:<br />
Yönetim Kurulu/Asil Üyeler: Halil Nadir<br />
Teberci (TELKODER Başkan) -TTM Telekom,<br />
Mehmet Fahri Can (Yönetim Kurulu<br />
Başkan Vekili)- İşNet, Ceren Okutan (Sayman)-Voip<br />
Telekom, Fatma Köksoy-Turk-<br />
Net, İlyas Ufuk Turgut-Teletek.<br />
Yedek Üyeler: Mehmet Ali Akarca-Koç<br />
Sistem, Onur Zorlu-Atlantis Net, İbrahim<br />
Tolga Sönmezalp-Eser Telekom, Bülent<br />
Şen-DE-CIX.<br />
Denetleme Kurulu-Asil Üyeler: Sevil<br />
Çiloğlu (Denetleme Kurulu Başkan)-Eser<br />
Telekom, Bulut Helvacıoğlu-Comnet, Ezgi<br />
Ayata-Millenicom.<br />
Yedek Üyeler: Aydın İpekişleyen-TTM Telekom,<br />
Ersel Tosun-Atlantis Net, Mehmet<br />
Ali Koşar-D-Smart<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Bilişim Vadisi’nin yeni genel müdürü<br />
Erkam Tüzgen oldu<br />
Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon üssü Bilişim<br />
Vadisi’nin yeni Genel Müdürü Erkam Tüzgen oldu.<br />
01.06.2020 tarihinden bu yana İSTKA Genel Sekreterliği<br />
görevini yürüten Tüzgen, 30 Kasım 2023 tarihi itibarıyla<br />
Bilişim Vadisi Genel Müdürlüğü görevini üstlendi…<br />
Milli Teknoloji Hamlesi vizyonunu hayata<br />
geçirmek için önemli bir rol üstlenen, Türkiye’nin<br />
teknoloji ve inovasyon üssü Bilişim<br />
Vadisi’nde yeni bir atama gerçekleşti.<br />
Haziran 2020’den bu yana İstanbul Kalkınma<br />
Ajansı (İSTKA) Genel Sekreterliği<br />
görevini yürüten Erkam Tüzgen, Bilişim<br />
Vadisi Genel Müdürü olarak atandı.<br />
10 yılı aşkın tecrübeye sahip olan Erkam<br />
Tüzgen, sektördeki uzmanlığı ile girişimcilik,<br />
yenilikçilik ve Ar-Ge ekosistemine<br />
yönelik sektör tecrübesini aktaracağı yeni<br />
görevinde, Bilişim Vadisi’nin Türkiye’nin<br />
ekonomik ve teknolojik olarak tam bağımsızlığını<br />
sağlama hedefleri doğrultusunda<br />
büyüme stratejilerini şekillendirecek.<br />
Özellikle startup tipi girişimciliğin güçlendirilmesine<br />
yönelik gerçekleştirdiği çalışmalarla<br />
dikkat çeken Tüzgen; sanayinin<br />
dönüşümü, yaratıcı endüstriler ve sosyal<br />
kalkınmaya yönelik birçok başarılı projeye<br />
imza attı. Tüzgen, İSTKA’daki görevi boyunca<br />
birçok girişimcilik merkezinin kurulmasını<br />
destekledi. Ayrıca hızlandırma,<br />
ticarileşme ve globalleşme programlarını<br />
destekleyerek Türk girişimlerinin uluslararasılaşması<br />
ve dış pazarlara açılmasına<br />
katkı sağlayacak çalışmalar yürüttü.<br />
27
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Huawei Türkiye genç bilişimcileri<br />
‘Gelecek için Tohumlar Bursu’ ile<br />
destekliyor<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
28<br />
Huawei Türkiye, ‘Gelecek için Tohumlar<br />
Bursu’ ile Türkiye’deki sekiz üniversiteden<br />
80 öğrenciye 1,2 milyon TL değerinde<br />
özel bir destek programını hayata<br />
geçiriyor. Yeşil enerji çözümleri, 5.5G ve<br />
bulut teknolojilerinin de dahil olduğu<br />
ileri teknolojileri Türkiye bilişim sektörünün<br />
gelişimine sunmaya devam eden<br />
Huawei, bu teknolojilerin ülkemizde<br />
daha fazla geliştirilmesi amacıyla, bilişim<br />
alanında eğitim gören öğrencilere<br />
bilişim yetenekleri geliştirme programı<br />
kapsamında daha fazla katkı sağlamayı<br />
hedefliyor.<br />
İstanbul’da bulunan Huawei Türkiye Ar-<br />
Ge Merkezi’nde 28 Kasım’da duyurulan<br />
‘Gelecek için Tohumlar Bursu’ törenine;<br />
Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu<br />
Wei Xiaodong, Bilgi Teknolojileri<br />
ve İletişim Kurumu İstanbul Bölge Müdürü<br />
Asım Gürlük, Huawei Türkiye Genel<br />
Müdürü Kaya Shi, burs programına<br />
dahil olan üniversitelerin temsilcileri ile<br />
programdan yararlanacak üniversite öğrencileri<br />
katıldı.<br />
Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu<br />
Wei Xiaodong yaptığı değerlendirmede,<br />
“Çin, teknoloji inovasyonunu<br />
ülkenin gelişim stratejisinin merkezine<br />
koymaya devam ediyor. Huawei, Çin’in<br />
reform ve dışa açılımının önemli bir<br />
temsilcisi olmanın yanı sıra, Çin’in inovasyon<br />
alanındaki gelişiminin de bir özeti<br />
olarak kabul ediliyor. Huawei ayrıca,<br />
sosyal sorumluluklarını yerine getirme<br />
konusunda da özverili bir çalışma sürdürüyor.<br />
Gelecek İçin Tohumlar projesi,<br />
Huawei’in Türkiye’deki bilişim ve teknoloji<br />
alanında nitelikli insan kaynağı oluşturulmasının,<br />
Türkiye’nin inovasyon ve<br />
dijital dönüşümüne sağladığı katkının<br />
önemli bir örneğidir. Türkiye’deki faaliyetlerine<br />
2002 yılında başlayan Huawei<br />
Türkiye, Türkiye’ye hizmet etmek misyonuyla<br />
yola çıkmıştır. Huawei Türkiye Ar-<br />
Ge Merkezi, sürdürülebilirlik odaklı teknoloji<br />
çözümlerle değer üretmeye devam<br />
ediyor. Kıtalar arası bir köprü olarak konumlanan<br />
bu merkezde, yazılım alanında<br />
yenilikçi projeleri hayata geçiren Huawei<br />
Türkiye; yapay zeka, mobil servisler,<br />
bulut teknolojileri ve 5G alanlarında ses<br />
getiren birçok fikir ve projeye imza attı.<br />
Gelecek İçin Tohumlar projesinin, Türkiye’nin<br />
teknolojik inovasyonunu geliştirmek<br />
üzere daha fazla genç yeteneği<br />
yetiştirmesini umut ediyor, ‘Gelecek İçin<br />
Tohumlar Bursu’ almaya hak kazanan<br />
Huawei, küresel düzeyde yürüttüğü bir numaralı<br />
sosyal değer programı Seeds for the Future (Gelecek<br />
için Tohumlar) kapsamında, Türkiye’de önemli bir burs<br />
projesini hayata geçiriyor. Huawei Türkiye, 28 Kasım’da<br />
şirketin Ar-Ge Merkezi’nde düzenlediği törenle,<br />
Türkiye’deki sekiz üniversiteden 80 öğrenciye destek<br />
olacağı, ‘Gelecek için Tohumlar Bursu’ programını<br />
duyurdu…<br />
akademik kurumları ve öğrencilerimizi<br />
tebrik ediyorum” dedi.<br />
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu<br />
İstanbul Bölge Müdürü Asım Gürlük<br />
yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi,<br />
“Huawei Türkiye’nin geleceğimizin teminatı<br />
olan gençlerimize yaptığı yatırım<br />
ve onlara olan inancı bizleri de onurlandırıyor.<br />
Ülkemizin bilişim alanında gösterdiği<br />
gelişimin birer payesi olan bu çalışmalar,<br />
hepimiz için büyük bir heyecan<br />
kaynağıdır. Bu programla, Türkiye’deki<br />
genç yeteneklere verilen önem bir kez<br />
daha gözler önüne seriliyor. Bu destek,<br />
öğrencilerimizin teknoloji alanındaki<br />
gelişimlerine katkıda bulunacak ve eğitimleri<br />
için sağlam bir temel oluşturacaktır.<br />
Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi<br />
de bu potansiyelin önemli bir göstergesidir.<br />
İleri teknoloji çözümleri ile donatılmış<br />
bu merkez, ülkemizin bilişim altyapısını<br />
güçlendirecek ve küresel ölçekte<br />
rekabet gücümüzü artıracaktır. Huawei<br />
Türkiye ile yeşil enerji, bulut teknolojileri<br />
ve 5G gibi alanlardaki iş birliğimizi geliştirmeye<br />
devam edeceğiz. Bu etkinlik,<br />
Huawei ile düzenlediğimiz ilk etkinlik<br />
değil, eminim son da olmayacaktır. Bu<br />
vesileyle Huawei’e, desteği için teşekkür<br />
ediyorum. Bu burs programının öğrencilerin<br />
kendilerini geliştirmesi açısından<br />
çok önemli olduğunu düşünüyor,<br />
hak kazanan öğrencilerimizi şimdiden<br />
tebrik ediyorum.” Huawei Türkiye Genel<br />
Müdürü Kaya Shi ise konuşmasında,<br />
“Faaliyete başladığımız ilk günden bu<br />
yana, Türkiye’nin bilişim altyapı ve ekosisteminin<br />
gelişimine katkıda bulunmak<br />
için çalışıyoruz. Türkiye bilişim ekosistemine<br />
yeni yetenekler kazandırmak için<br />
akademik iş birliklerimizi geliştiriyoruz.<br />
Bu vizyonla başlattığımız ‘Huawei Bilişim<br />
Yeteneklerini Geliştirme Programı’<br />
kapsamında, ‘Gelecek İçin Tohumlar’,<br />
‘Huawei Bilişim Akademisi’, ‘Huawei Ar-<br />
Ge Kodlama Maratonu’ ve ‘Huawei Ar-<br />
Ge Buluşması’ gibi birçok projeyi hayata<br />
geçirdik. Bugün bu projelerin bir yenisini<br />
daha hayata geçirmenin gururunu<br />
yaşıyoruz. ‘Gelecek İçin Tohumlar Burs<br />
Programı’, ‘Huawei Bilişim Yeteneklerini<br />
Geliştirme Programı’nın bir parçası.<br />
Türkiye’nin bilişim alanındaki yetenekli<br />
gençlerini finansal olarak desteklemeyi<br />
amaçlayan bu projeyle, Türkiye’nin farklı<br />
bölgelerinde bilişim alanında eğitim<br />
gören ve akademik başarı elde etmiş lisans<br />
öğrencilerine odaklanıyoruz. Burs<br />
programımız kapsamında, sekiz üniversiteden<br />
80 öğrenciye toplam 1,2 milyon<br />
TL’lik destek sağlıyoruz. Huawei Türkiye<br />
olarak, gelecekte de bilişim yetenek<br />
ekosistemine katkıda bulunmaya devam<br />
edeceğiz. Bu projede emeği geçen herkese,<br />
iş birlikleri ve önemli katkıları için<br />
teşekkür ediyorum” dedi.<br />
‘Gelecek İçin Tohumlar Burs Programı’<br />
töreni, ilgili üniversite temsilcilerinin<br />
belgelerini alması ve konukların Huawei<br />
Türkiye Ar-Ge Merkezi’ni ziyaretleriyle<br />
sona erdi.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Her 4 şirketten biri işe alım sürecinde yapay<br />
zekayı kullanıyor<br />
Veri analitiği ve yapay zeka gibi teknolojiler<br />
ile otomasyon uygulamaları, iş dünyasının<br />
geleceğine yön veriyor. İK dünyasının<br />
bu yeni enstrümanları işe alım<br />
süreçlerini hızlandırırken, hedef odaklı<br />
hale dönüştürüyor. Yeni nesil teknolojilerin,<br />
özellikle şirketlerin insan kaynakları<br />
departmanındaki konumunu giderek<br />
artırdığını kanıtla global araştırmalara<br />
göre, otomasyon ve yapay zeka uygulamalarını<br />
kullanan 3 insan kaynakları<br />
uzmanından 2’si, yapay zekanın açık<br />
pozisyonları doldurma süresini yüzde 53<br />
artırdığını ve bu süreçleri yüzde 16 iyileştirdiğini<br />
belirtiyor.<br />
İK teknolojilerinin veri bilimi ve analizi,<br />
yapay zeka gibi araçları kullanarak<br />
şirketlerin ihtiyaç duydukları yetenek<br />
profilini belirleyip, gelecekteki iş gücü<br />
taleplerini tahmin etmelerine rehberlik<br />
ettiğini vurgulayan Youthall Kurucu Ortağı<br />
ve CEO’su Emre Aykan, “Bu sayede,<br />
şirketler stratejik açıdan doğru insan<br />
kaynakları planlaması yaparak rekabet<br />
avantajı elde edebiliyor. Yetenek yönetimi<br />
süreçlerini optimize ederek, liderlik<br />
potansiyeline sahip çalışanları kolaylıkla<br />
tespit edebiliyor, çalışanlarına yönelik<br />
yatırımlarını şekillendirebiliyor. İK teknolojileri<br />
sayesinde şirketler, performans<br />
analizi ve geri bildirim verilerini kullanarak<br />
güçlü ve zayıf yönlerini belirleyip,<br />
nokta atışı stratejik kararlar alabiliyor.<br />
Bu da şirketin uzun vadeli hedeflerine<br />
ulaşma sürecinde etkili bir yönlendirme<br />
sağlıyor” ifadelerinde bulundu.<br />
“Şirketler sürdürülebilir<br />
bir rekabet avantajı<br />
yakalayabiliyor”<br />
Yeni nesil İK teknolojileri; işe alım süreçlerini<br />
iyileştirme, işveren markası<br />
imajını güçlendirme, çalışan bağlılığını<br />
artırma ve risk yönetimini geliştirme<br />
konularında şirketlere bir katkı sağlıyor.<br />
Yeni nesil İK teknolojileri, işe alım süreçlerini kolaylaştırılıp etkili<br />
bir performans yönetimi sağlarken, çalışanların yeteneklerini<br />
geliştirmelerini destekliyor. İK teknolojilerindeki gelişmelerin<br />
yetenek değişikliklerini beraberinde getirirken, şirketlerin<br />
verimliliğini de artırdığını kaydeden Youthall Kurucu Ortağı ve<br />
CEO’su Emre Aykan, “Dijitalleşme ve otomasyonun hızla evrim<br />
geçirdiği günümüzde, yeni nesil İK teknolojileri şirketlerin<br />
stratejik yönetiminde söz sahibi olmaya başladı. Global<br />
araştırmalara göre, otomasyon ve yapay zeka uygulamalarını<br />
kullanan şirketlerin yüzde 85’i verimliliğini artırırken, her<br />
4 şirketten biri işe alım faaliyetlerini bu uygulamalarla<br />
destekliyor. İK personelleri gelecekteki teknolojik değişimlere<br />
adapte olabilmek için analitik, dijital iletişim ve stratejik<br />
düşünce gibi becerilerini güçlendirmeli” dedi…<br />
İK teknolojileri sayesinde şirketlerin dijital<br />
dönüşümün getirdiği fırsatları en iyi<br />
şekilde değerlendirerek, sürdürülebilir<br />
bir rekabet avantajı yakalayabildiklerine<br />
dikkat çeken Aykan, bu teknolojilerin<br />
çalışan deneyimini geliştirmeye yönelik<br />
sunduğu faydaları şu sözlerle özetledi:<br />
“Yeni yetenek çekme ve elde<br />
tutma konularında kritik bir<br />
rol oynuyor”<br />
İK teknolojileri, çalışan deneyimini ve<br />
dolayısıyla şirketlerin başarısını artırıyor.<br />
Dijital iletişim ve iş birliği araçları<br />
aracılığıyla şirket içi iletişimi güçlendirirken,<br />
proje yönetimi ve iş süreçlerini<br />
daha etkili bir şekilde yönetmeyi mümkün<br />
kılıyor. Performans ve geri bildirim<br />
yönetimi ile çalışanlar, belirledikleri hedeflere<br />
ulaşma noktasında kendilerini<br />
geliştirirken, yüksek bir motivasyon elde<br />
ederek şirketin sürdürülebilir başarılarına<br />
katkıda bulunabiliyor. İK teknolojileri,<br />
eğitim ve gelişim olanakları sunarak<br />
çalışanların yeteneklerini artırmalarına<br />
ve kariyerlerini geliştirmelerini desteklerken,<br />
hızlı ve şeffaf yaklaşımıyla yeni<br />
çalışanların şirkete adapte olmalarını<br />
kolaylaştırıyor. Çalışanların genel refahlarını<br />
artırarak sağlıklı bir çalışma ortamı<br />
oluşturan İK teknolojileri, yeni yetenekler<br />
çekme ve elde tutma konularında<br />
kritik bir rol oynuyor.”<br />
Veri analitiği ve yapay zeka,<br />
İK operasyonlarını kökünden<br />
değiştirdi<br />
Veri analitiği ve yapay zeka gibi teknolojilerin<br />
İK operasyonlarını kökünden<br />
değiştirdiğine işaret eden Emre Aykan,<br />
konuya şu sözlerle açıklık getirdi: “Bu<br />
teknolojiler çalışan performansını izleme,<br />
eğitim ihtiyaçlarını belirleme, liderlik<br />
potansiyeli değerlendirme gibi<br />
süreçlerde önemli bir rol oynuyor. Yapay<br />
zeka, çalışan verilerini analiz ederek kişiselleştirilmiş<br />
eğitim programları öneriyor<br />
ve performans değerlendirmelerine<br />
objektif bir yaklaşım getiriyor. Bu da hem<br />
işe alım süreçlerinde hem de mevcut çalışanların<br />
gelişiminde daha verimli ve<br />
etkili bir İK yönetimi sağlıyor. Veri analitiği<br />
ve yapay zeka, İK operasyonlarında<br />
daha öngörülebilir, veri odaklı ve stratejik<br />
bir yaklaşımın benimsenmesine olanak<br />
tanıyarak şirketlerin sektöründeki<br />
rekabet avantajını da artırıyor.”<br />
“İK yönetimi, organizasyon<br />
içinde daha etkin bir rol<br />
oynayacak”<br />
Dijital iletişim ve süreç yönetimi becerilerinin<br />
gelecekte daha da önem kazanacağını<br />
söyleyen Emre Aykan, “Dijitalleşme,<br />
İK operasyonlarını daha hızlı ve<br />
verimli hale getirirken, bu süreçleri etkili<br />
bir şekilde yönetebilen ve çalışanlara<br />
adapte edebilen profesyonellerin önemi<br />
artacak. İK yöneticileri, dijital araçları<br />
etkin bir şekilde kullanarak iletişimi<br />
kolaylaştırmalı, iş süreçlerini optimize<br />
etmeli ve çalışanlara dijitalleşme süreçlerini<br />
anlatabilmeli. Böylece İK yönetimi,<br />
organizasyon içinde daha etkin bir rol<br />
oynayarak, şirketlerin gelecekteki stratejik<br />
hedeflerine ulaşmasına daha fazla<br />
katkı sağlayabilir” diye sözlerine ekledi.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
29
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Teknoloji ve İnovasyon Dünyası<br />
Bakü’de buluştu!<br />
Sektör Market<br />
30 Kasım-1 Aralık tarihlerinde Azerbaycan’ın<br />
başkenti Bakü’de Pasha Holding<br />
tarafından düzenlenen InMerge Innovation<br />
Summit; küresel inovasyon ekosistemine<br />
öncülük eden şirketler liderleri,<br />
kamu ve özel sektörden üst düzey<br />
yönetim temsilcileri, elçilikleri, sektör<br />
uzmanları, startupları, yatırımcıları ve<br />
regülatörleri bir araya getirdi.<br />
Azerbaycan’ın inovasyon ekosistemine<br />
ışık tutacak zirvede katılımcılar; farklı<br />
sektör lideri, yerli ve uluslararası şirketlerin<br />
yenilikçi projeleri ve başarı öykülerini<br />
birinci elden dinleme fırsatı yakaladı.<br />
Fintech, yapay zeka, bağlantı ve iletişim<br />
teknolojileri ve akıllı tarım sektörlerinin<br />
tüm yönleriyle ele alındığı zirvede; yapay<br />
zeka uygulama ve kullanım alanları,<br />
dijital dönüşüm, bağlantılı ve otonom<br />
araçlar, global yapay zeka ekosistemleri,<br />
ekosistemlerin ihtiyaçları ve çözümleri,<br />
başarılı startuplara ışık tutuldu.<br />
Bilişim Vadisi’nin global ekosistem partneri olduğu,<br />
Pasha Holding tarafından düzenlenen InMerge<br />
Innovation Summit, 30 Kasım-1 Aralık tarihlerinde<br />
Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlendi. İnovasyon<br />
ekosisteminin bir araya geldiği zirvede; siber güvenlik,<br />
robotik otomasyon, bulut bilişim gibi alanlarda çözümler<br />
üreten Bilişim Vadisi firmaları, yenilikçi teknolojilerini<br />
sergiledi…<br />
<strong>IT</strong> network<br />
30<br />
Bilişim Vadisi Firmalarından<br />
Ziyaret<br />
InMerge Innovation Zirvesi kapsamında<br />
Bakü’de bulunan 13 Ar-Ge şirketi, Bakü<br />
Büyükelçisi Doç. Dr. Cahit Bağçı, Ticaret<br />
Müşavirleri, Savunma Sanayi Müşaviri<br />
ve kurum yetkilileri ile bir araya gelerek<br />
Azerbaycan’daki fırsatlar ve gelecek faaliyetleri<br />
değerlendirildi. Yapı Kredi Azerbaycan<br />
ve KOBİA’ da ziyaret edilerek<br />
sektöre dair iş birlikleri, çözüm önerileri<br />
ve ortak çalışmalar konuşuldu. Azerbaycan’daki<br />
girişimcilik ve teknoloji ekosistemini<br />
daha yakından tanıma imkânı<br />
sunan Bilişim Vadisi Bakü Kampüs ziyaretinde<br />
de Azerbaycan teknoloji şirketleri<br />
ile B2B görüşmeler gerçekleştirildi.<br />
Firma Standlarına Yoğun İlgi<br />
Fuarın ilk gününde bölge ekosistemiyle<br />
bir araya gelindi. Fuar kapsamında çeşitli<br />
workshoplar düzenlendi. Bilişim Vadisi<br />
firmaları da bu workshoplara katıldı.<br />
InMerge Innovation Zirvesi kapsamında<br />
açılış konuşmalarını gerçekleştiren<br />
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcımız<br />
Zekeriya Coştu, Türkiye, Azerbaycan ve<br />
Türk devletleri arasında Ar-Ge, inovasyon<br />
ve teknoloji köprüleri kurulmaya<br />
başlandığını belirterek Bilişim Vadisi<br />
Bakü ile Türk firmaların Azerbaycan<br />
pazarına açılma imkanlarından yararlandığını<br />
ifade etti. Daha sonra Bilişim<br />
Vadisi firmalarının standlarını ziyaret<br />
eden Zekeriya Coştu, firmalardan çalışmaları<br />
hakkında detaylı bilgi aldı. Aynı<br />
zamanda Bakü Büyükelçisi Doç. Dr. Cahit<br />
Bağçı da firma standlarına ziyarette<br />
bulundu. Ekosistemin önde gelen firmaları<br />
ile bir araya gelme fırsatı bulan<br />
Bilişim Vadisi firmaları B2B görüşmeler<br />
gerçekleştirdi. Bu kapsamda Bilişim Vadisi<br />
firmaları, Bakü firmaları ile iş birliği<br />
gerçekleştirebilecek.<br />
Bilişim Vadisi Firmaları<br />
Yenilikçi Teknolojilerini<br />
Ekosistem İle Buluşturdu<br />
Bilişim Vadisi firmalarından Saha Robotik’in<br />
standı ve alanda servis yapan otonom<br />
teslimat robotu yoğun ilgi gördü.<br />
Aynı zamanda Saha Robotik, KOBİA ile<br />
yapılan görüşmeler sonucunda yatırım<br />
alma imkanı buldu.<br />
Siber güvenlik alanında çalışmalarını<br />
sürdüren Mirket Yazılım, Azerbaycan ve<br />
bölgenin en büyük inovasyon etkinliği<br />
InMerge Innovation’a çok faktörlü kimlik<br />
doğrulama cihazı MFA (Multi-Factor<br />
Authentication) ile katılım sağladı. Standı<br />
yoğun ilgi gören Saha Robotik, kapalı<br />
alanlar için geliştirdiği otonom teslimat<br />
robotunu uluslararası inovasyon dünyasıyla<br />
bir araya getirdi. Bulut bilişim<br />
alanında çözümler üreten Bulutistan,<br />
Bulut Technology ürünüyle fuardaki yerini<br />
aldı.<br />
Talebe yönelik projelendirilen kurum içi<br />
yazılımlar ve farklı ihtiyaçlar doğrultusunda<br />
geliştirilen ürün ve çözümlerle<br />
kamu veya özel şirketlere dijital dünyada<br />
dijital dünyada yardımcı olan Simeranya<br />
ise saha yönetimi çözümleri sunan Mobi,<br />
büyük verileri herhangi bir kod yazmaya<br />
ihtiyaç duymadan tamamen ara yüz<br />
üzerinden yönetebilen Formulizer ve<br />
personel rehber uygulaması ile mobil<br />
cihaz zimmet ve SIM kart fatura takibi<br />
yapabilen St@ff ürünleriyle fuara katılım<br />
sağladı. Tele-sağlık ve hastane yönetimi<br />
alanında çalışmalar yürüten Kindi Platform<br />
ise sağlık kurumlarına profesyonel<br />
tele-hizmet verdikleri Kindi Platform<br />
ürününü görücüye çıkardı.<br />
Codease ise şirketlerin tüm iş uygulamalarını<br />
tek bir platform üzerinden geliştirip<br />
yönetilmesini sağlayacak çözümlerini<br />
ekosisteme tanıttı. Kalıpların dışında,<br />
hayatın içinde olduklarını belirten ING<br />
Teknoloji, yenilikçi mobil çözümlerini<br />
inovasyon ekosistemi ile paylaştı. Yankı<br />
Akademi, iş sağlığı ve güvenliği başta<br />
olmak üzere birçok eğitim alanı için geliştirdiği<br />
yazılımları anlattı. CTcomm,<br />
A’dan Z’ye geliştirdiği telekomünikasyon<br />
çözümlerini ekosistemin beğenisine<br />
sundu. Bilgi ve haberleşme teknolojilerinde<br />
uçtan uca çözümler sunan DTA<br />
Teknoloji ve hem ihtiyaçları gideren hem<br />
de yeni ihtiyaçları öngören Mobile <strong>IT</strong>M<br />
tüm mobil çözümleriyle fuarda yerini<br />
aldı.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
ShipEntegra 9. Şubesini Denizli’de açtı<br />
ShipEntegra, Türkiye genelindeki operasyon merkezlerine<br />
bir yenisini daha ekledi. İhracat geçmişi tam 2 bin<br />
yıl ötesine dayanan ve önemli ticaret merkezlerinden<br />
biri olan Denizli’de 9.şubesini açan ShipEntegra, yeni<br />
operasyon merkezi ile bölgedeki işletmelere uluslararası<br />
ticarette daha etkin ve rekabetçi olma imkânı sunmayı<br />
hedefliyor…<br />
Türk e-ihracatçısının dünya genelinde<br />
20’den fazla global pazar yerinde satış<br />
yapmasına olanak tanıyan ShipEntegra,<br />
tüm pazar yerlerini tek bir platformda toplayarak<br />
müşterilerine; işletme, yönetme<br />
ve stok kontrol kolaylığı sunuyor. Global<br />
pazar yerlerindeki entegrasyon süreçlerini<br />
kendi bünyesinde yapan ilk firma olan ShipEntegra,<br />
PrinWork ile birlikte 360 derece<br />
sunduğu çözüm ortaklığıyla Türk e-ihracatçısının<br />
global pazarda da rekabet edebilmesini<br />
sağlıyor.<br />
E-ihracat sürecini hızlandırmak ve müşterilere<br />
daha etkili hizmet sunmak amacıyla<br />
Türkiye genelindeki operasyon merkezlerini<br />
genişletmeyi yeni yılda da sürdüreceklerini<br />
belirten ShipEntegra Ceo’su Ali<br />
Ceylan, “Denizli’deki lojistik servis merkezimi<br />
ile diğer şehirlerde olduğu gibi müşterilerin<br />
paketlerini istedikleri yerden alarak<br />
aynı gün içinde yurt dışına çıkışlarını<br />
sağlama konusundaki başarılı stratejimizi<br />
sürdüreceğiz. Bu sayede müşterilerimiz,<br />
hızlı ve güvenilir bir şekilde ürünlerini<br />
dünya geneline ulaştırma avantajına sahip<br />
olacaklar. ShipEntegra olarak, Denizli’deki<br />
operasyon merkezimizle birlikte küresel<br />
ticaretin kapılarını daha geniş bir şekilde<br />
aralamayı hedefliyoruz. Bu adım, Türkiye’nin<br />
e-ihracat potansiyelini artırmak ve<br />
ülkemizi uluslararası ticarette daha fazla<br />
konumlandırmak adına önemli bir kilometre<br />
taşıdır. Yeni operasyon merkezimizde,<br />
Denizli’deki işletmelerin ve e-ihracat<br />
yapmak isteyen tüm müşterilerin ihtiyaçlarına<br />
özel çözümler sunarak, onların<br />
global pazarda başarılı olmalarına katkıda<br />
bulunmayı amaçlıyoruz” açıklamasında<br />
bulundu.<br />
Sektöre kazandırdığı önemli ilklerin yanı<br />
sıra büyümedeki en önemli faktörün Anadolu’daki<br />
e-ihracat müşterisine gereken<br />
kolaylığı sağlamak olduğunu söyleyen<br />
ShipEntegra CEO’su Ali Ceylan, “Şu anda<br />
İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa,<br />
Konya ve Kayseri’de 2 olmak üzere 8 noktada<br />
şubemiz bulunuyor. Bu noktalarda<br />
operasyonlarımızı başarıyla yürütüyoruz.<br />
Yeni yılda lojistik servis ağımızı daha da<br />
genişleterek toplamda 13 noktada hizmet<br />
veriyor olacağız. Yeni merkezlerimiz ile<br />
birlikte, müşterilerimize daha etkin, hızlı<br />
ve özelleştirilmiş çözümler sunarak ShipEntegra<br />
markasını daha da güçlendireceğiz”<br />
dedi.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Geleceğin iş süreçlerinde<br />
robotik otomasyona dikkat çekildi<br />
Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde düzenlenen<br />
“Robusta ve PaperWork ile Geleceğin İş Süreçlerini<br />
Tasarlayın” etkinliğinde, iş süreçlerinde robotik<br />
otomasyonun önemine dikkat çekildi…<br />
İş akış ve doküman yönetimi çözümleri<br />
alanında işletmelerin dijital dönüşümlerini<br />
destekleyen PaperWork tarafından düzenlenen<br />
etkinlikte BPM ve RPA teknolojilerinin<br />
birbirlerini tamamlayan çözümler<br />
olduğu ve birlikte kullanıldıklarında çok<br />
daha verimli süreç otomasyonları sağlandığı<br />
belirtilerek “PaperWork Robusta RPA<br />
Konektörü” tanıtıldı.<br />
Konektör sayesinde, Robusta RPA sanal robotları,<br />
ek geliştirmeye gerek olmadan PaperWork<br />
platformu üzerinde çalışabiliyor<br />
ve anlık veri alışverişinde bulunabiliyor.<br />
PaperWork Robusta RPA konektörü, iş süreçlerindeki<br />
rutin, tekrar eden ve öngörülebilir<br />
görevleri otomatikleştirerek, iş süreçlerin<br />
kalitesini ve tutarlılığını artırmayı,<br />
işlerin ölçeklenebilmesini, insan kaynağı<br />
tasarrufu ve maliyet avantajı sağlıyor.<br />
PaperWork platformu ile entegre çalışan<br />
RPA çözümü, merkezinde müşteri memnuniyetinin<br />
olduğu, organizasyonların<br />
kısa sürede hayata geçmesine yardımcı<br />
oluyor. İş yoğunluğu, duygu durumu gibi<br />
koşullardan etkilenmeyen, kendilerine verilen<br />
protokolün dışına çıkmayan robotların<br />
sağladığı hız ve doğruluğa insan gücü<br />
ile erişmek pek mümkün olamıyor. Ancak,<br />
RPA çözümlerinin sağladığı yararlar çalışanların<br />
ve diğer sistemlerin yer aldığı iş<br />
süreçlerinde RPA robotlarını kullanarak<br />
en üst düzeye çıkarılabiliyor. Çalışanlar ve<br />
RPA robotlarından oluşan dijital işgücü,<br />
aynı süreç üzerinde birbiri ile uyumlu ve<br />
bütünleşik çalışarak, daha önce zaman ve<br />
maliyeti yüksek olan işlemlerde tasarruf,<br />
verimlilik, hız ve kalite imkanı sunuyor.<br />
31
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Acer, Vero Dizüstü Bilgisayar<br />
Serisine yönelik karbon nötrlüğü<br />
hedeflerini paylaştı<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
32<br />
Acer yeni Aspire Vero 16’dan (AV16-51P) başlayarak<br />
Aspire Vero dizüstü bilgisayar serisi için karbon nötrlüğü<br />
konusundaki kararlılığını paylaştı. Şirket, karbon<br />
ayak izi hesaplaması ve karbon nötrlüğü konusunda<br />
uluslararası standartları takip ederek, cihaz yaşam<br />
döngüsünün tüm aşamalarında karbon ayak izini en<br />
aza indirmek için önlemler alacak ve ardından karbon<br />
nötrlüğüne ulaşmak için yüksek kaliteli karbon kredileri<br />
kullanacak…<br />
Serinin başlangıcından bu yana Aspire<br />
Vero dizüstü bilgisayarlar, yaşam döngüleri<br />
boyunca karbon ayak izlerini en aza<br />
indirme hedefiyle çevreye duyarlı bir şekilde<br />
tasarlanıyor. Üretimden paketlemeye<br />
ve kullanım ömrü sonunda geri dönüşüme<br />
kadar tüm süreçler incelenerek emisyonların<br />
azaltılmasına katkıda bulunmak için<br />
seride sürekli olarak gerekli iyileştirmeler<br />
yapılıyor. Ürünün en son modeli olan Aspire<br />
Vero 16’da (AV16-51P) bu doğrultuda<br />
çeşitli iyileştirmeler yapıldı:<br />
* Renk, Malzeme ve Yüzey: Kasasının<br />
yüzde 60’ından fazlası geri dönüştürülmüş<br />
plastikten (ilk nesilde yüzde 30) oluşuyor<br />
ve yüzeyinde uçucu organik bileşikler,<br />
boya veya katkı maddeleri bulunmuyor.<br />
Dokunmatik yüzeyde okyanusa bağlı plastik<br />
kullanılıyor.<br />
* Bileşenler: Önceki nesillere göre daha<br />
fazla güç verimliliği sağlayan en yeni Intel®<br />
Core Ultra işlemcileri içeriyor. Intel AI Boost,<br />
yeni entegre nöral işlem birimi (NPU),<br />
olağanüstü güç verimliliği ile yeni yapay<br />
zekâ destekli yetenekler sunuyor.<br />
* Ambalaj: Üretim sırasında ortaya çıkan<br />
hurda malzemelerin geri dönüştürülmesi<br />
ve tamamen geri dönüştürülebilir ambalajların<br />
kullanılmasıyla karbon ayak izinin<br />
azaltılmasına yönelik adımlar atıldı.<br />
Özenle hazırlanan tasarımlar, yüzde 100<br />
geri dönüştürülmüş FSC sertifikalı kâğıt<br />
kutunun kolayca yeniden kullanılmasına<br />
olanak tanıyor.<br />
* Nakliye: Acer, çeşitli güzergahlarda biyoyakıt<br />
kullanımı sayesinde standart deniz<br />
konteynerlerinin emisyonlarını azaltma<br />
konusunda bir dizi lojistik sağlayıcı ile iş<br />
birliğine gitti.<br />
* Kullanım: AcerSense pil yönetim yazılımı<br />
dört performans modu ile enerji verimliliğine<br />
odaklanıyor: Eko+, Eko, Dengeli ve<br />
Performans.<br />
* Geri Dönüşüm ve Onarım: Onarım,<br />
yükseltme veya geri dönüşüm amacıyla cihazın<br />
hızla ve kolayca sökülmesi için standart<br />
vidalar kullanılıyor.<br />
Acer, bu emisyon azaltma girişimlerinin<br />
hayata geçirilmesinin ardından karbon<br />
nötrlüğüne ulaşmak için yüksek kaliteli<br />
karbon kredileri kullanımını sonlandıracak.<br />
Acer Inc. COO’su Jerry Kao, “Acer ürün tarafında<br />
iklim değişikliğinin yarattığı artan<br />
zorlukların üstesinden gelmeye yardımcı<br />
olmak için gelecek dikkate alınarak tasarlanmış<br />
ve üretilmiş ‘bilinçli teknoloji’ kullanılmasını<br />
öneriyoruz. Kurumsal tarafta<br />
ise RE100 girişimine dahil olduk ve 2035<br />
yılına kadar yüzde 100 yenilenebilir elektrik<br />
kullanmayı taahhüt ettik. Bu taahhüdümüz<br />
ayrıca 2050 yılına kadar net sıfır<br />
emisyona ulaşmayı da kapsıyor” dedi.<br />
Acer Aspire Vero 16 ile ilgili daha fazla detay<br />
<strong>Ocak</strong> ayında Las Vegas’ta paylaşılacak.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Genç kuşak ‘Dijital Değil Kağıt’ diyor…<br />
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı<br />
(COP28), bu yıl Birleşik Arap Emirlikleri’nde<br />
tamamlanırken dünya liderleri<br />
yeniden hedeflere bağlılığını ortaya koydu.<br />
Global teknoloji lideri Epson da ilk kez 1995<br />
yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler<br />
İklim Değişikliği Konferansı’ndan (COP)<br />
sonra doğanları temsil eden COP neslinin<br />
çevreye yönelik bakışını ortaya koyan bir<br />
anket hazırladı.<br />
Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde (MEA)<br />
Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 10<br />
ülkede yapılan eğitim araştırması, COP<br />
neslinin yarısından çoğu iklim felaketinin<br />
kendi ömürleri boyunca önlenebileceği konusunda<br />
iyimser olduğunu gösterdi.<br />
Yine geçtiğimiz ay Epson tarafından açıklanan<br />
İklim Değişikliği Barometresi de<br />
Türkiye’deki insanların yüzde 44.9’unun,<br />
iklim felaketini kendi ömürlerinde önleyebileceğine<br />
dair iyimser olduğunu ortaya<br />
koymuştu. Bu oran COP nesli için yüzde<br />
51.4 iken, 30 yaş ve üstü için yüzde 42.8<br />
çıkmıştı.<br />
Epson’un eğitim araştırmasına göre gençlerin<br />
çoğunluğu basılı materyallerin hala<br />
anlamaya dijitalden daha fazla yardımcı<br />
olduğunu söyledi. Ancak çok fazla baskı<br />
yapmanın dünyaya zarar vereceğini belirterek<br />
endişe taşıdıklarını da belirttiler.<br />
Gençleri anlamak için<br />
buluştular<br />
Epson, COP28 nedeniyle Türkiye’de gençlerin<br />
sürdürülebilirlik, teknoloji ve değişime<br />
bakışını anlamak için gençler ve<br />
eğitim, girişim ve sürdürülebilirlik alanındaki<br />
fikir liderleriyle bir yuvarlak masa<br />
toplantısı düzenledi. Söz konusu buluşma<br />
GelecektekiSen Platformu Kurucusu İnci<br />
Abay Cansabuncu’nun moderatörlüğünde,<br />
Epson Ortadoğu ve Türkiye Pazarlama<br />
Grup Yöneticisi Fatih Yıldız, Epson Türkiye<br />
Geniş Format Kanal Satış Yöneticisi<br />
Ersel Şamiloğlu, Ashoka Türkiye Program<br />
Direktörü Gizem Kendik Önduygu, FutureBright<br />
Group Kurucusu Akan Abdula,<br />
GenWise Kurucusu Tuğrul Ağırbaş, Happy<br />
Work Studio Kurucusu Mine Dedekoca,<br />
Ayşe Kulabaş (Web3 Maestro), Onarım<br />
1995 yılında ilk kez düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim<br />
Değişikliği Konferansı’ndan (COP) sonra doğanları<br />
temsil eden COP neslinin yarısından çoğu iklim felaketinin<br />
kendi ömürleri boyunca önlenebileceği konusunda<br />
iyimser. Epson’un araştırmasına göre gençlerin çoğunluğu<br />
basılı materyallerin hala anlamaya dijitalden daha<br />
fazla yardımcı olduğunu söylüyor. Ancak çok fazla baskı<br />
yapmanın dünyaya zarar vereceğini belirterek endişe<br />
taşıdıklarını da belirtiyorlar…<br />
Atölyesi Kurucusu Ekin Al ve öğrenci temsilcileri<br />
olan Feray Koral, Melih Andaç ve<br />
Ömer Tarık İnce’nin katılımıyla düzenlendi.<br />
Her baskıda çevre endişesi<br />
Buluşmada açıklanan eğitim araştırmasının<br />
sonuçlarına göre gençler yüzde 90’dan<br />
fazla oranda basılı materyallerin anlamaya<br />
dijitalden daha iyi yardımcı olduğunu<br />
belirtti. ‘Çok fazla baskı yapmanın israf<br />
ve dünyaya zarar vermesi olarak görülebileceğinden<br />
endişeleniyor musunuz?’ sorusunun<br />
yanıtı da ezici oranda ‘evet’ çıktı.<br />
Gençler, baskı yapmadan önce çevre konusunda<br />
endişe yaşadıklarını vurguladılar.<br />
Hatta çevreyle ilgili endişeler nedeniyle<br />
bazı belgeleri yazdırmaktan kaçındıklarını<br />
söyleyenlerin oranı da yüzde 89’a ulaştı.<br />
Karbon negatif olacak<br />
Epson Ortadoğu ve Türkiye Pazarlama<br />
Grup Yöneticisi Fatih Yıldız, önümüzdeki<br />
10 yıl içinde karbonsuzlaştırma, kaynak<br />
geri dönüşümü ve çevresel teknoloji geliştirmeye<br />
100 milyar yen harcamayı ve yatırım<br />
yapmayı planladıklarını belirterek<br />
şöyle konuştu: “Bu çabaların, şirketin tedarik<br />
zincirindeki sera gazı emisyonlarını<br />
2 milyon tondan fazla azaltması bekleniyor.<br />
Ayrıca Epson, dünya çapındaki grup<br />
tesislerinin tümünün elektrik ihtiyaçlarını<br />
2023 yılı sonu itibariyle yüzde 100 yenilenebilir<br />
enerji kaynaklarından (yenilenebilir<br />
elektrik) karşılamaya karar verdi.<br />
2050’de karbon negatif olacak ve yeraltı<br />
kaynaklarından bağımsız hale geleceğiz.”<br />
Ne su kıtlığı ne de enflasyon<br />
Epson Türkiye Geniş Format Kanal Satış<br />
Yöneticisi Ersel Şamiloğlu ise İstanbul’daki<br />
su kıtlığı, yükselen sıcaklıklar ve<br />
orman yangınlarıyla birlikte Türkiye’deki<br />
en büyük sorunun iklim değişikliği olduğunu<br />
vurguladı. Epson’un anketine göre<br />
Türkiye’de insanların yüzde 65,2’si iklim<br />
değişikliğinin en büyük sorun olduğunu<br />
söyledi. Şamiloğlu, “Katılımcıların yüzde<br />
49,5’ine göre yükselen fiyatlar, yüzde<br />
42,8’ine göre ise sığınmacı sorunu önemli<br />
çıktı” dedi.<br />
Artık onarıcı olmak gerekiyor<br />
Onarım Atölyesi Kurucusu Ekin Al, toplantıda<br />
sürdürülebilirliğin şimdiye kadar<br />
zarardan azaltma yoluydu olduğunu söyledi.<br />
Ancak bunun artık yeterli olmadığını<br />
ve ekosistem restorasyonu yapılması gerektiğini<br />
vurguladı. FutureBright Group<br />
Kurucusu Akan Abdula ise Türkiye’nin<br />
sürdürülebilirliği bilmek konusunda iyi<br />
bir yerde olduğunu belirterek, “Pandemiden<br />
önce yüzde 1.5 olan oran şimdi yüzde<br />
77’lerde. Tüketici bu kavramı artık biliyor”<br />
dedi.<br />
Genwise Kurucusu Tuğrul Ağırbaş da<br />
CEO’ların çevre konusunda ikna edilmesi<br />
ve sorumluluk verilmesi gerektiğini anlatarak<br />
gençlerin CEO’lar için koç olarak<br />
atanması gerektiğini söyledi. Ashoka Türkiye<br />
Program Direktörü Gizem Kendik<br />
Önduygu ise insan merkezli olmaktan çıkarak<br />
dünyaya saygı duyulması gerektiğine<br />
dikkat çekti.<br />
Gençler ne düşünüyor?<br />
Toplantıdaki genç öğrenci temsilcilerinden<br />
Ömer Tarık İnce, değişim elçileri<br />
olarak yola çıktıklarını belirterek iş dünyasına<br />
kendi rengini katmanın önemini<br />
vurguladı. Feray Koral ise akran öğrenmesinin<br />
önemine dikkat çekerek gençlerin<br />
sürdürülebilirlik hakkında tanıtıcı bir rol<br />
üstlenilmesi gerektiğini söyledi. Melih Andaç<br />
da interneti daha güvenli bir hale getirerek<br />
ulaşılamayan gençlere dokunmak<br />
gerektiğini belirtiyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
33
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
CANiK, 2023 yılını Mısır’da<br />
görkemli bir show ile tamamladı<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Dünyanın önde gelen hafif ve orta kalibre<br />
silah üreticisi CANiK, 2023 yılının son<br />
fuar etkinliği için Afrika’daydı. CANiK,<br />
uluslararası alanda 400’ün üzerinde firma<br />
ve 30 binden fazla katılımcıyı ağırlayan<br />
EDEX’23 için Mısır’da yerini aldı.<br />
Mısır’ın başkenti Kahire’de 4-7 Aralık<br />
tarihleri arasında 3’üncüsü düzenlenen<br />
EDEX’te CANiK, 20’den fazla ülke delegasyonunu<br />
standında ağırladı. Fuara<br />
Mısır askeri otoritesi de yoğun ilgi gösterdi.<br />
Afrika bölgesinin en büyük savunma<br />
ithalatçılarından biri olan Mısır’da,<br />
geniş ürün yelpazesi ve deneyimli kadrosuyla<br />
güçlü bir katılım sağlayan CANiK,<br />
önemli ihracat başarılarına imza attı.<br />
CANiK, 2023 yılının son fuar etkinliği için Afrika’ya<br />
gitti. Türkiye’nin Akdeniz’deki köklü komşusu Mısır ile<br />
savunma sanayi alanındaki ilişkilerini geliştirmek için<br />
EDEX fuarına (Egypt Defence Expo) katılan CANiK, iki<br />
ülke arasındaki köprülerin kurulmasında önemli roller<br />
almak için düğmeye bastı. CANiK Genel Müdürü Cahit<br />
Utku Aral, “2023 yılında yoğun bir fuar yolculuğu<br />
gerçekleştirdik. Gelişmiş orduların gözdesi yüksek<br />
teknoloji ürünlerimizi tanıttığımız fuarlarla birlikte yılı,<br />
dolar bazında yüksek ciro artışıyla tamamlıyoruz” dedi…<br />
34<br />
Afrika pazarında ilk defa<br />
sergilendi<br />
Fuarda ilk defa IDEF’23 kapsamında tanıtılan<br />
Türkiye’nin kalifiye edilmiş tek<br />
ve büyük kalibre uçaksavarı olan CANiK<br />
M2 QCB’nin, 950 atıma sahip CANiK<br />
M2F ve 1100-1200 atıma haiz CANiK<br />
M3, Afrika’da ilk defa sergilendi. Yine<br />
milli uzaktan komutalı stabilize silah<br />
(UKSS) kulesi ailesinin en büyük üyeleri<br />
olan ve grup şirketlerinden UNIROBO-<br />
TICS tarafından üretilen TRAKON ve<br />
TRAKON TARGAN’a da ilgi büyüktü.<br />
Özellikle, Türk Deniz Kuvvetleri’nin yeni<br />
açık deniz karakol gemilerine entegre<br />
edilecek olan TRAKON TARGAN fuarın<br />
gözdelerinden biri oldu. Bununla birlikte<br />
modern orduların değişen muharebe<br />
alanlarındaki en çok talep gören topların<br />
başında gelen 30x113 mm toplar ve<br />
dünyanın en düşük geri tepmeye sahip<br />
30x113mm topu olan VENOM LR da yine<br />
fuarda yoğun ilgi gördü.<br />
Ağır makineli tüfek pazarının<br />
en büyük üreticisi<br />
CANiK Genel Müdürü Cahit Utku Aral,<br />
“CANiK olarak kuruluşumuzun 25’inci<br />
yılını kutladığımız 2023’ü, beklentilerin<br />
üzerinde bir başarıyla tamamladık.<br />
ABD’den Afrika’ya, Uzakdoğu’dan Avrupa’ya<br />
13 fuar etkinliğine katılarak son<br />
teknoloji ürünlerimizi sergiledik. 2022<br />
yılında İngiliz AEI Systems’ı bünyemize<br />
dahil ederek orta kalibre top pazarına<br />
giriş yaptık; böylece 30x113mm orta<br />
kalibre top üreten dünyada 3 firmadan<br />
biri olduk. 2022 yılında kullanıma sunduğumuz<br />
ve büyük beğeni toplayan 650<br />
atım/dk hıza sahip CANiK M2 QCB’nin<br />
ardından bu yıl 950 atım/dk’lık CANiK<br />
M2F ve 1100-1200 atım/dk’lık CANiK<br />
M3 versiyonlarını ürün portföyümüze<br />
ekledik. Yükselen ihracat grafiğimizde<br />
çıtayı daha da yukarılara çıkardık. 2023<br />
yılındaki bu başarılarımızı EDEX ile de<br />
taçlandırmış olduk. 2012 yılına kadar<br />
Mısır pazarında çok aktif olan Türkiye,<br />
bazı siyasi problemler nedeniyle, çalışmalarını<br />
askıya aldı. 2023 itibariyle ise<br />
iki ülke ilişkilerinde yaşanan sıcak gelişmelerle<br />
birlikte, Mısır pazarına yönelik<br />
faaliyetler de tekrar rayına oturdu. 2023<br />
yılının son fuarı olan EDEX’e katılmamızın<br />
en büyük sebebi hem iki ülke arasındaki<br />
ilişkinin düzelmesine destek olmak<br />
hem de geçmişte önemli noktalara getirdiğimiz<br />
iş birliklerini canlandırmak.<br />
Ülkemiz bu fuara çok üst seviyeden bir<br />
katılım gerçekleştirerek politikasını net<br />
bir şekilde ortaya koymuş oldu. Bu sene<br />
2023 yılını 145 milyon dolar ihracat ile<br />
tamamlıyoruz. <strong>2024</strong> yılına küresel ağır<br />
makineli tüfek pazarının en büyük üreticisi<br />
olarak giriş yapıyoruz. Bu yıl içinde<br />
tanıtımını yaptığımız Venom LR ve yeni<br />
UKSS kule ailemiz TRAKON ve TRAKON<br />
TARGAN’ın da ihracatlarına önümüzdeki<br />
sene başlıyoruz. <strong>2024</strong> yılında da yine<br />
yoğun bir fuar maratonu bizleri bekliyor.<br />
<strong>2024</strong> yılının ilk fuarı <strong>Ocak</strong> ayında SHOT<br />
SHOW ile başlayacak, ardından Şubat<br />
ayında WORLD DEFENSE SHOW’da Suudi<br />
Arabistan’da olacağız” dedi.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
KPMG Türkiye CBDC’lerin Finans<br />
Ekosistemindeki paydaşlara etkisini analiz etti<br />
KPMG Türkiye’nin “Dijital Para Devrimi: CBDC” isimli bilgi<br />
dokümanında, merkez bankası dijital para birimlerinin<br />
(CBDC) finans ekosistemindeki bankalara, müşterilere<br />
ve halka etkisi, bu paraların dünyada uygulanan modelleri<br />
ve örnek kullanımları, fırsatları ve riskleri analiz<br />
ediliyor…<br />
Dijital teknoloji, modern yaşamın her alanını<br />
şekillendirmeye devam ederken merkez<br />
bankası dijital para birimleri (CBDC)<br />
de hükümetler, finansal kurumlar ve işletmeler<br />
için odak noktası olmaya başladı.<br />
KPMG Türkiye’nin Fintech ve Dijital Finans<br />
Birimi de CBDC’lerin finans ekosistemindeki<br />
bankalara, müşterilere ve halka<br />
etkisini analiz ettiği “Dijital Para Devrimi:<br />
CBDC” isimli bir bilgi dokümanı (whitepaper)<br />
paylaştı.<br />
Dünyada, merkez bankaları tarafından<br />
doğrudan ve dolaylı ihraç çerçevelerinde<br />
çeşitli CBDC modellerinin deneme aşamasında<br />
olduğuna dikkat çekilen dokümanda,<br />
doğrudan ihraç tarafında, Doğu Karayip<br />
adalarındaki “DCash” projesi örnek<br />
olarak gösteriliyor. Bu uygulamada merkez<br />
bankası birincil finansal kurum olarak<br />
konumlandırılırken kullanıcılar, hesaplarını<br />
doğrudan merkez bankası üzerinden<br />
açabiliyor. Bu uygulama merkez bankasını,<br />
tüketici işleriyle doğrudan ilgilenen<br />
birincil finans kurumu olarak konumlandırıyor.<br />
Dolaylı ihraç tarafında ise Çin’in<br />
“e-CNY” ve Nijerya’nın “eNaira” projeleri<br />
örnek gösteriliyor. Bu uygulamalarda CB-<br />
DC’ler ticari bankaların aracı olarak hareket<br />
ettiği üçüncü taraf platformlara ihraç<br />
ediliyor. Ticari bankalar da CBDC’leri dağıtarak<br />
uzlaşma acenteleri haline geliyor<br />
ve AML/KYC gibi operasyonel konularda<br />
sorumluluk alıyor.<br />
İşletmeler ve ticari bankalar<br />
üzerindeki etkisi<br />
KPMG Türkiye’nin “Dijital Para Devrimi:<br />
CBDC” dokümanında, CBDC’lerin ödemeleri<br />
basitleştirdiği, özellikle sınır ötesi<br />
ticaret için işlem maliyetlerini azalttığı ve<br />
şu anda finansal çözümlere ulaşamayan<br />
nüfusa finansal hizmetlerin sunulmasını<br />
sağladığı üzerinde de duruluyor.<br />
Ancak, CBDC’ler aynı zamanda mevcut<br />
ödeme sistemlerinde maliyetli ve karmaşık<br />
değişikliklere neden olabiliyor ve<br />
siber saldırılar, dolandırıcılık gibi riskleri<br />
de beraberinde getirebiliyor. Bunun yanı<br />
sıra doğrudan dijital işlemler için bir yol<br />
sunan CBDC modelleri, ticari bankaların<br />
geleneksel aracı rolünü sınırlayabiliyor.<br />
Bunun sonucunda da bankalar arasında<br />
müşteri sadakatini artıran değerli ürünler<br />
ve hizmetler sunma konusundaki rekabet<br />
zedelenebiliyor. Bu da CBDC’lerin bankaların<br />
uzun vadeli kârlılığı üzerindeki etkisi<br />
hakkında daha büyük sorunları gündeme<br />
getirebilir.<br />
Ancak mevcut bankacılık kanalları üzerinden<br />
çalışacak şekilde tasarlanmaları<br />
durumunda CBDC’ler, bankalar için yönetilecek<br />
yeni bir ürün haline gelebilir ve bu<br />
da yeni gelir kaynakları doğurabilir.<br />
Fırsatlar ve riskler<br />
Bilgi dokümanında CBDC’lerin önemli<br />
avantajları ve dezavantajlarına da yer<br />
veriliyor. Buna göre ödemeleri daha verimli<br />
hale getirme ve uzlaşma sürelerini<br />
azaltma potansiyelleri CBDC’lerin önemli<br />
avantajları arasında gösteriliyor. Ayrıca<br />
merkez bankalarına maliyet tasarrufu ve<br />
para politikası üzerinde daha iyi kontrol<br />
sağlayabilme imkânı sunuyorlar. Tüketiciler<br />
ve işletmeler için ise nakit paraya karşı<br />
risk içermeyen dijital alternatif sunuyorlar.<br />
Finansal hizmetlerin kullanımı kolaylaştığından<br />
hizmet alamayan bölgelerde hizmetlere<br />
erişimi sağlayabiliyorlar.<br />
Ancak dokümana göre CBDC’lerin bazı<br />
olumsuz yönleri de bulunuyor. İstenen etkiyi<br />
almak için yaygın kullanıma ihtiyaç<br />
duyuluyor, bu nedenle tüketicilerin ve satıcıların<br />
CBDC’leri kullanmaya ve kabul<br />
etmeye istekli olmaları gerekiyor. Ayrıca<br />
bankaların, yeni risklere karşı teknolojik<br />
yatırımları yapmaları gerekiyor. CBDC’ler<br />
vergilendirmeyi basitleştirebilirken, denetimi<br />
zorlaştırabilecek düzenleyici zorluklar<br />
ortaya çıkarabiliyor.<br />
“CBDC’lerin hayatımızın bir<br />
parçası olacağı tartışmasız<br />
bir gerçek”<br />
Konuyla ilgili açıklama yapan KPMG<br />
Türkiye Fintech ve Dijital Finans Lideri,<br />
Şirket Ortağı Sinem Cantürk, “Hızla ivme<br />
kazanan CBDC’lerin yakın gelecekte hayatımızın<br />
bir parçası olacağı tartışmasız<br />
bir gerçek. Bu nedenle titiz planlama, derinlemesine<br />
analiz, etki değerlendirmesi ve<br />
riskler ile hedefleri dengeleme konusunda<br />
dikkatli olunmalı. CBDC’lerin dünyada<br />
daha geniş kitleler tarafından kullanılmaya<br />
başlanmasıyla birlikte, bu konudaki uzmanlıktan<br />
faydalanmak da büyük önem<br />
kazanıyor. KPMG olarak biz de bu alandaki<br />
stratejik vizyonumuz ile CBDC’lerin<br />
kullanım durumlarının belirlenmesi, altyapı<br />
hazırlıkları, sistem güvenliği ve dayanıklılığı,<br />
sistem uyumu ve yeteneklerin geliştirilmesi<br />
gibi konularda paydaşlarımıza<br />
hizmet veriyoruz. Müşterilerin CBDC’leri<br />
nasıl kullanabileceğini öngörmek, çoklu<br />
paydaşlar, sistemler ve kullanıcı temas<br />
noktaları üzerinde başarılı bir entegrasyon<br />
gerçekleştirmek için kritiktir. Yaptığımız<br />
bu çalışmamızın paydaşlarımıza bu<br />
alanda yol göstermesini diliyoruz.” dedi.<br />
CBDC nedir?<br />
En basit ifadelerle Merkez Bankası Dijital<br />
Para Birimi “CBDC”, bir ülkenin fiyat para<br />
biriminin (merkez bankası tarafından ihraç<br />
edilen para) dijital versiyonudur. CB-<br />
DC’ler genellikle bir hükümet tarafından<br />
verilen ve düzenlenen, bir merkez bankası<br />
tarafından yönetilen merkezi bir otorite<br />
tarafından ihraç edilen dijital varlıklardır.<br />
Bitcoin gibi merkezi olmayan kripto paralardan<br />
farklı olarak CBDC’ler merkezi, devlete<br />
ait ve yasal ödeme araçlarıdır.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
35
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Nikon tarihine saygı duruşu Z f<br />
Her yeni modelde fotoğraf dünyasını heyecanlandıran<br />
Nikon, yeni Z f ile bu geleneği bozmadı. Yeni fotoğraf<br />
makinesi geleceği geçmişle bir araya getirerek, zamansız<br />
duruşu rakipsiz yaratıcılık ve yenilik ile buluşturmayı<br />
başarıyor. Z f, kullanıcısına günü yakalama, cesur<br />
olma, yaratıcı olma, sıra dışı ve göze çarpan görüntüler<br />
yakalama olanağı sunuyor…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
36<br />
Nikon, eski tasarımı gelişmiş teknoloji<br />
ve üstün performans ile bir araya getiren,<br />
tam çerçeveli FX biçimli aynasız<br />
fotoğraf makinesi modeli Z f ile içerik<br />
oluşturuculara ve fotoğrafçılara heyecan<br />
dolu ve karizmatik çekim vaat ediyor.<br />
İkonik FM2’den ilham alarak geliştirdiği<br />
Z f, Nikon Z 9 ile aynı EXPEED 7 görüntü<br />
işleme sistemiyle donatıldı, gelişmiş<br />
durağan görüntü ve video kaydı olanağı<br />
vaadiyle geldi. Kaliteli içerik sağlayan bu<br />
fotoğraf makinesi, olağanüstü AF ve VR<br />
performansı da dahil olmak üzere en son<br />
teknolojiye sahip.<br />
Retro tasarımı Nikon<br />
mirasının etkisi…<br />
Tasarım, kadranların ve deklanşör<br />
düğmesinin kullanılmasının yanı sıra<br />
1970’lerden kalma Nikon logosunun da<br />
eklenmesiyle ikonik FM2’yi yansıtıyor.<br />
Hassas frezeli pirinç malzeme ile kaplanan<br />
tüm kadranlar, yüksek kalite hissi<br />
sunuyor. Fotoğraf meraklıları klasik<br />
siyah renk dışında altı farklı dış yüzey<br />
renk seçeneği ile makinesini kişiselleştirip<br />
bireysel tarzını yansıtabilecek.<br />
Görüntü ifadesi olanaklarını<br />
genişleten yeni işlevler…<br />
Geleneksel monokrom Picture Control<br />
özelliğine ek olarak Z f, düz monokrom<br />
ve derin tonlu monokrom olmak üzere<br />
iki yeni Picture Control özelliği ile donatıldı.<br />
Kontroller arasında anında geçiş<br />
sağlamak için fotoğraf ve video seçiciye<br />
özel bir siyah-beyaz konumu eklendi. Ayrıca<br />
bu fotoğraf makinesi, Z f’nin ilk desteklediği<br />
bir özellik olan Creative Picture<br />
Control özellikleri ve piksel kaydırmalı<br />
çekim de dahil olmak üzere çeşitli diğer<br />
ilham verici işlev ve özelliklere sahip.<br />
Farklı ihtiyaçlar için gelişmiş<br />
video performansı…<br />
Yeni fotoğraf makinesi, dahili 10 bitlik<br />
H.265 kayıt özelliğinin yanı sıra 125 dakikaya<br />
kadar 4K UHD kayıt yapabilme<br />
gibi bazı heyecan verici video özellikleri<br />
de sunuyor. ISO duyarlılığını 1/6 EV’lik<br />
adımlarla ayarlama kabiliyeti ve video<br />
kaydı sırasında kırmızı bir çerçevenin<br />
görüntülenmesi de dahil olmak üzere diğer<br />
işlevler Z 9’dan devralındı.<br />
Kullanılan en son teknolojiler sayesinde<br />
olağanüstü performans<br />
Z f, yüksek IOS kapasitesi sağlayan en<br />
yeni EXPEED 7 görüntü işleme sistemi<br />
ile destekleniyor. İlaveten Z 8’de bulunan<br />
dokuz tür konu algılama özelliğinin<br />
tümüne sahip olan bu modelin, konu algılama<br />
özelliği kullanılırken izleme performansı<br />
da artırıldı. Ayrıca bu fotoğraf<br />
makinesi, her ikisi de loş ışıklı veya karanlık<br />
iç mekan koşullarında çekim yaparken<br />
görüntü kalitesini artıran dahili<br />
titreşim azaltma ve geliştirilmiş elektronik<br />
VR özellikleri ile de destekleniyor.<br />
Z f’nin diğer özellikleri<br />
• Enstantane öncelikli otomatik modda<br />
video kaydını destekleyen ilk Nikon<br />
fotoğraf makinesi. Bu mod seçildiğinde<br />
kullanıcı deklanşör hızını seçer ve fotoğraf<br />
makinesi de diyaframı ayarlar.<br />
• AF alanı modu seçeneklerine 3D izleme<br />
(yalnızca fotoğraf modu) ve Konu İzleme<br />
AF (yalnızca video modu) eklendi.<br />
• Görüntüleri oluşturmak için kullanılan<br />
pikseller ve AF için kullanılan özellikler,<br />
her işlem için en uygun pozlamayı elde<br />
ederek söz konusu konu arkadan aydınlatmaya<br />
karşı kontrast oluşturduğunda<br />
ya da sahne loş veya karanlık olduğunda<br />
bile çekimi yapılan konuya netleme yapmayı<br />
kolaylaştıyor.<br />
• Otomatik alan AF modunda kullanılan<br />
kapsama alanı ve netleme noktası sayısı,<br />
uzaktaki veya hareketli konulara daha<br />
iyi netleme yapma performansı sağlamak<br />
için artırıldı.<br />
• Özel geniş alan AF modu için mevcut<br />
seçenekler artırılarak birden çok konuya<br />
sahip sahnelerin etkileyiciliği artırıldı.<br />
• Bu modelde kullanılan EXPEED 7 görüntü<br />
işleme sistemi, konuların düz kısımlarında<br />
kumlanmayı azaltarak görüntü<br />
kalitesini artırıyor.<br />
• Değişken açılı ekranla donatılan, ilk<br />
tam çerçeveli Z serisi aynasız fotoğraf<br />
makinesi…<br />
• Dikey yönde görüntü izleme özelliği ve<br />
izleme sırasında kullanılabilen menü<br />
ekranı, dikey çekim için verimli destek<br />
sağlıyor.<br />
• Resimleri vizörde kadraja alırken fotoğraf<br />
makinesi ayarlarının yapılabilmesi<br />
için Dokunmatik Fn özelliğini destekleyen<br />
ilk Z serisi fotoğraf makinesi…<br />
• EXPEED 7 görüntü işleme sisteminin<br />
yüksek işleme kabiliyeti, 30 fps’ye kadar<br />
yüksek hızlı sürekli çekim sağlayan Yüksek<br />
Hızlı Çekim+ (C30) özelliğini etkinleştiriyor.<br />
• Deklanşöre tam olarak basılmadan<br />
önce ara belleğe alınmış görüntüleri bir<br />
saniyeye kadar kaydetme olanağı sunan<br />
Kayıt Öncesi Çekim işlevi ile donatıldı.<br />
• Cilt pürüzsüzleştirme ve portre gösterim<br />
dengesi işlevleri sayesinde kullanıcıların<br />
çekmek istedikleri portreleri daha<br />
iyi elde etmelerini sağlıyor.<br />
• Konunun teninin ayrıntılarını daha iyi<br />
yakalayan Zengin Tonlu Portre Picture<br />
Control özelliğine sahip.<br />
• Otomatik çekim modunda durağan<br />
görüntüler yakalarken sahneyi tanımlamak<br />
için derin öğrenme teknolojisini<br />
kullanır ve sahneye göre optimum pozlama<br />
kontrolü gerçekleştiriyor.<br />
• Toz ve suya karşı üstün dayanıklılık,<br />
zorlu ortamlarda bile zahmetsiz ve dertsiz<br />
çekim olanağı sağlıyor.<br />
• Biri SD kartları ve diğeri Micro SD kartlarını<br />
destekleyen iki adet hafıza kartı<br />
yuvası ile donatıldı.<br />
• Görüntü sensörünü tozdan korumak<br />
için çift kaplama kullanıldı.<br />
• NX Studio Sürüm 1.5.0 kullanılarak<br />
piksel kaydırmalı çekimle yakalanan<br />
NEF (RAW) görüntülerin birleştirilmesini<br />
destekliyor. Picture Control Utility<br />
2’nin işlevleri; Picture Control özelliğinin<br />
ayarlanması, uygulanması ve yönetilmesi<br />
gibi işlemlerin tek bir uygulama içinde<br />
gerçekleştirilebilmesi için birleştirildi.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Zyxel <strong>Network</strong>s Switch ürünleriyle<br />
KOBİ’lere tasarruf sağlıyor<br />
Zyxel <strong>Network</strong>s switch ürünleri, KOBİ’lerin enerji<br />
tasarrufu sağlayan ağlar aracılığıyla sürdürülebilirlik<br />
hedeflerine ulaşmasına yardımcı oluyor…<br />
Güvenli ve yapay zeka destekli bulut ağ<br />
çözümleri lideri Zyxel <strong>Network</strong>s, enerji<br />
tasarrufu sağlayan switch yelpazesiyle<br />
KOBİ’lere enerji harcamalarını azaltma,<br />
operasyonları kolaylaştırma ve sürdürülebilirlik<br />
hedeflerine uyum sağlama<br />
fırsatı sunuyor. Elektrik fiyatları son<br />
yıllarda yükselişini sürdürürken önemli<br />
araştırmalar KOBİ’lerin en çok etkilenen<br />
ekonomik oyuncuların başında geldiğini<br />
ve maliyeti azaltmanın birçok işletme<br />
için hayatta kalma meselesi olduğunu<br />
gösteriyor. Zyxel <strong>Network</strong>s switch ürünleri<br />
konuda uygun çözüm sunarak, işletmelerin<br />
verimliliği artırılabilecekleri<br />
alanları belirlemelerine ve enerji tasarrufu<br />
önlemleri almalarına yardımcı oluyor.<br />
Zyxel <strong>Network</strong>s Ağ Stratejik İş Birimi<br />
Kıdemli Başkan Yardımcısı Kell Lin,<br />
“KOBİ’ler makroekonomik zorlukların,<br />
özellikle de artan enerji maliyetlerinin<br />
artan baskısı altında” dedi. “Bu işletmeler,<br />
sürdürülebilirliğin yanı sıra verimliliği<br />
artıran, güç tüketimini azaltmalarına<br />
ve aynı zamanda tasarruf etmelerine<br />
yardımcı olan teknolojilere ihtiyaç duyuyor.<br />
Switchlerimiz, enerji tasarrufu özellikleriyle,<br />
bu zor zamanlarda hızlı kazanımlar<br />
ve çok ihtiyaç duyulan ekonomik<br />
bir soluklanma sağlayabilir.”<br />
PoE zamanlama ile anında tasarruf<br />
Çalışma saatleri dışında bağlı cihazların<br />
gücünü kesmek gibi basit bir işlem,<br />
işletmelere yılda yüzlerce dolar tasarruf<br />
sağlayabilir. Zyxel <strong>Network</strong>s’ün Smart<br />
Managed, Layer 2 Plus ve Layer 3 Access<br />
PoE switchlerinde desteklenen PoE<br />
Scheduling özelliği ile kullanıcılar, switchlerinde<br />
bağlı cihazlara ne zaman güç<br />
sağlayacağını ve gücün hangi saatte<br />
otomatik olarak kesileceğini belirleyebiliyorlar.<br />
Tipik bir küçük ve orta ölçekli<br />
işletme (KOBİ) ortamında, 20 PoE AP’nin<br />
kurulu olduğu durumlarda, bunların çalışma<br />
saatleri dışında kapanacak şekilde<br />
programlanması, her yıl 313$’a kadar tasarruf<br />
anlamına gelebilir. Maliyet tasarrufu,<br />
switch yönetim arayüzü aracılığıyla<br />
kolayca gerçekleştirilebilir.<br />
Akıllı fan eşittir tasarruf<br />
PoE zamanlama özelliğine ek olarak,<br />
XGS2220 serisi gibi belirli Zyxel<br />
<strong>Network</strong>s switchler akıllı fan tasarımına<br />
sahiptir. Bu yenilik, fan hızını cihaz<br />
sıcaklığına göre otomatik olarak ayarlar<br />
ve sürekli tam güçte çalışarak enerji israfını<br />
önler. XGS2220-54FP gibi akıllı fan<br />
tasarımına sahip on adet switch kullanan<br />
işletmeler için yıllık potansiyel tasarruf<br />
ofis için iyi bir kahve makinesini<br />
kolayca karşılayabilir.<br />
Ağ TCO’sunu optimize etmek<br />
için PoE tüketim modu<br />
Zyxel <strong>Network</strong>s switchlerin PoE tüketim<br />
modu sayesinde daha fazla tasarruf<br />
elde edilebilir. Smart Managed, Layer 2<br />
Plus ve Layer 3 Access PoE switchlerin<br />
ayrılmaz bir parçası olan bu mod, her<br />
cihazın güç tüketim durumunu ölçerek<br />
yalnızca ihtiyaç duydukları gücü almalarını<br />
sağlar. Bu sadece enerji tasarrufu<br />
sağlamakla kalmaz, aynı zamanda ek<br />
cihazları barındırmak için daha fazla<br />
güç bütçesi ayırır ve ağın toplam sahip<br />
olma maliyetini (TCO) azaltır. Zyxel<br />
<strong>Network</strong>s, yönetilemeyen switchlerden<br />
Layer 3 özelliklerine, bağımsız moddan<br />
bulut yönetimine, gigabitten 10G hızlarına<br />
kadar kapsamlı bir switch ürün<br />
yelpazesi sunarak işletmelere benzersiz<br />
zorluklar için özel çözümler sunar.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
37
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Doğru yapılandırılan yapay zeka ile<br />
E-ticaret Dünyasında fark oluşturun<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Online alışveriş deneyimini daha keyifli<br />
hale getirmek için birçok e-ticaret sitesinin<br />
chatbotlar kullandığını vurgulayan<br />
IdeaSoft Yönetim Ofisi Proje Yöneticisi<br />
Emre Çetinaslan, “E-ticaret dünyasında<br />
yapay zeka, işletmelerin rekabet avantajını<br />
artırmak ve müşteri deneyimini optimize<br />
etmek için artık kilit bir rol oynuyor. Yapay<br />
zeka, 7/24 müşteri desteği sağlayarak, kullanıcıların<br />
herhangi bir saatte sorularını<br />
yanıtlamak ve yönlendirmelerde bulunmak<br />
gibi önemli bir işlevleri çok daha az<br />
maliyetlerle üstlenebiliyor. Ayrıca, satış ve<br />
pazarlama operasyonlarında veri analizi<br />
yaparak müşteri davranışlarını anlamak,<br />
kişiselleştirilmiş kampanyalar oluşturmak<br />
ve hedef kitleye daha etkili bir şekilde<br />
ulaşmak için de sektörde uzun zamandır<br />
kullanılıyor.” dedi.<br />
IdeaSoft Yönetim Ofisi Proje Yöneticisi Emre Çetinaslan,<br />
kullanımı hızla yayılan yapay zeka kullanımıyla ilgili,<br />
doğru bir şekilde yapılandırıldığında, müşteri deneyimini<br />
artırarak, müşteri hizmetleri sorunlarını azaltacağını ve<br />
veri toplama yeteneği sayesinde de, e-ticaret sitelerinin<br />
başarısını artırabileceğini açıkladı…<br />
Yapay zeka, e-ticaretin<br />
birçok alanında iş süreçlerini<br />
optimize ediyor<br />
E-ticaret sitelerinin yapay zeka teknolojisini<br />
müşterileriyle etkileşim kurmak ve<br />
onlara daha kişiselleştirilmiş bir hizmet<br />
sunmak için kullanabileceğini de belirten<br />
Çetinaslan, “Bunun yanında e-ticaret yapan<br />
işletmeler için yapay zeka aynı zamanda<br />
içerik oluşturma süreçlerini hızlandırarak,<br />
ürün açıklamaları, blog yazıları ve<br />
sosyal medya içerikleri gibi alanlarda da<br />
önemli bir rol oynuyor.<br />
Bu teknoloji, müşterilere kişiselleştirilmiş<br />
ürün önerileri sunma ve hatta kişiye özel<br />
ürünler tasarlama konusunda da işletmelere<br />
yol göstererek, alışveriş deneyimini<br />
daha özel hale getiriyor ve rekabet avantajı<br />
sağlıyor. Yapay zeka, e-ticaretin birçok<br />
alanında iş süreçlerini optimize ederek,<br />
daha verimli, hızlı ve kişiselleştirilmiş bir<br />
ticaret ortamı oluşturmaya devam edecek<br />
gibi duruyor. Bu teknolojileri altyapımıza<br />
dahil ederek bizler de hem sektöre katkı<br />
sağlamayı hem de kullanıcılarımıza eşsiz<br />
bir deneyim yaşatmayı amaçlıyoruz.” şeklinde<br />
konuştu.<br />
Otomatik olarak müşteri<br />
taleplerine yanıt vererek,<br />
müşteri deneyimini artırır<br />
Çetinaslan, yapay zekanın e-ticaret siteleri<br />
için birçok avantaj sağladığını da sözlerine<br />
ekleyerek, “Yapay zeka, işletmelere müşteri<br />
memnuniyeti, satış artışı, daha fazla dönüşüm,<br />
müşteri sadakati, yüksek verimlilik<br />
avantajları sağlar. Ayrıca e-ticaret siteleri<br />
için, müşteri hizmetleri ve destek ekibi de<br />
oldukça önemlidir. Ancak, büyük ölçekteki<br />
e-ticaret siteleri için müşteri hizmetleri<br />
sorunları oldukça zor olabilir. Yapay zeka,<br />
e-ticaret sitelerindeki müşteri hizmetleri<br />
sorunlarına da çözüm sunarken, bazı olası<br />
zorluklar da beraberinde getirebilir. Özetle;<br />
doğru yapılandırıldığında yapay zeka,<br />
e-ticaret siteleri için birçok avantaj sağlar.”<br />
dedi.<br />
38
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
“Gönül Bağı” ilk mezunlarını verdi!<br />
Turkcell’in Kahramanmaraş depremlerinin ardından<br />
başlattığı Gönül Bağı Projeleri kapsamında Turkcell<br />
Akademi’nin eğitimlerini tamamlayan katılımcılara sertifikaları<br />
verildi. Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç,<br />
“Depremden etkilenen bölgelerdeki her yaştan insanımızın<br />
mesleki ve kişisel becerilerinin artırılması, teknik<br />
gelişimlerinin desteklenmesi gibi konularda çalışmalarımıza<br />
devam ediyoruz. Çalışmalarımızla istihdama<br />
önemli katkılar sunuyoruz” dedi…<br />
Türkiye’nin Turkcell’i, afet bölgesinin<br />
yeniden kalkınmasına destek sağlamak<br />
amacıyla başlattığı Gönül Bağı Projeleri’ne<br />
devam ediyor. Turkcell Akademi eğitim<br />
programlarıyla 7 bin kişiye eğitim verilmesi<br />
ve 1100 kişiye istihdam sağlanması hedefleri<br />
aşamalarla gerçekleştiriliyor.<br />
Turkcell’in üniversite öğrencilerine yönelik<br />
Geleceği Yazanlar Programı kapsamında<br />
sınıf içi eğitim kısmını tamamlayanlar<br />
Hatay’da sertifikalarını aldılar. Üniversiteli<br />
gençlerin eğitimi staj ile devam edecek ve<br />
başarılı olan adaylar Turkcell ve grup şirketlerinde<br />
istihdam edilecek.<br />
Ayrıca, Turkcell’in bulut tabanlı oyun platformu<br />
GAME+ markasının katkılarıyla<br />
TÜBİSAD’ın (Bilişim Sanayicileri Derneği)<br />
kurduğu Teknolojik Eğitim Sınıfları’nda<br />
gerçekleşen kodlama eğitim programı da<br />
mezunlarını verdi. Hatay’ın Samandağ<br />
ilçesindeki Jan ve Suphi Beyluni Anadolu<br />
Lisesi’nde ve Defne ilçesindeki Muhtar Ahmet<br />
Yiğitoğlu Ortaokulu’nda 7 hafta sonu<br />
süren toplam 112 saatlik eğitimi başarıyla<br />
tamamlayan ortaokul ve lise öğrencileri de<br />
düzenlenen törenle sertifikalarını Turkcell<br />
yöneticilerinden aldılar.<br />
“Ülkeye nitelikli iş gücü<br />
kazandırmaya devam<br />
ediyoruz”<br />
Eğitimlerle ilgili bilgi veren ve bölgeye yönelik<br />
istihdam seferberliğine yönelik açıklamada<br />
bulunan Turkcell Genel Müdürü<br />
Dr. Ali Taha Koç, şöyle konuştu: “Türkiye’nin<br />
Turkcell’i olarak depremden etkilenen<br />
illerdeki afetzede vatandaşlarımız ve<br />
onların bölge dışında eğitim gören birinci<br />
derece yakınları için ‘İstihdam Seferberliği’<br />
başlatmıştık. Yine bu kapsamda, deprem<br />
bölgesindeki eğitim ve gelişim programlarını<br />
Turkcell Akademi ile genişletip, bölgedeki<br />
1100 kişiyi istihdam etmeyi ve 7 binden<br />
fazla kişiye eğitim vermeyi planladığımızı<br />
da paylaşmıştık. Bu programlardan biri<br />
olarak TÜBİSAD iş birliğiyle gerçekleştirdiğimiz<br />
Game+ kodlama eğitimlerimizin<br />
ilki tamamlandı. Ortaokul ve lise öğrencilerinin<br />
yanı sıra Geleceği Yazanlar Programı<br />
kapsamında üniversiteli gençlerimizin<br />
gelişimlerini desteklemek ve istihdamlarını<br />
sağlamak amacıyla bootcamp programları<br />
düzenledik. Programları başarıyla<br />
tamamlayan ortaokul, lise ve üniversiteli<br />
arkadaşlarımız sertifikalarını aldılar. Siber<br />
dünyanın labirentlerinde güvenle dolaşan,<br />
kod yazmaya başlayan, oyun geliştirebilen<br />
gençlerimizin gözlerindeki enerjiyi gördük.<br />
İşte tam da gençlerimizin gözlerindeki bu<br />
umut için onların yanındayız. Deprem<br />
bölgelerindeki insanımızın mesleki becerilerinin<br />
artırılması, teknik gelişimlerinin<br />
desteklenmesi gibi konularda çalışmalarımızı<br />
sürdüreceğiz. Yazılım, yazılım test<br />
uzmanlığı, robotik kodlama, bulut teknolojiler,<br />
satış ve pazarlama gibi eğitimlerle<br />
ülkeye nitelikli iş gücü kazandırmaya<br />
devam ederek istihdama önemli katkılar<br />
sunuyoruz. Turkcell’in sürdürdüğü projelerde<br />
eğitimlerini tamamlayanlar Turkcell,<br />
Paycell, Atmosware, Turkcell Global Bilgi<br />
ve Turkcell Bayii Satış kanallarında iş bulma<br />
imkanına sahip olacak.”<br />
Atılan adımlar iyiliğe dönüştü<br />
Turkcell’lilerin yer aldığı “Geleceğe Adım<br />
At” projesiyle binin üzerinde Turkcell çalışanının<br />
attığı adımlarla bir iyilik projesi<br />
daha hayata geçti. Atılan 120 milyon adım,<br />
bölgedeki dört köy okuluna futbol, basketbol<br />
ve voleybol sahasına dönüştü. Sahalar;<br />
Hatay Kırıkhan Çamsarı İlkokulu ve Ortaokulu,<br />
Hatay Arsuz Gözcüler İlkokulu ve<br />
Ortaokulu, Hatay İskenderun Bekbele İlkokulu<br />
ile Kahramanmaraş Dulkadiroğlu<br />
Güzelyurt Ortaokulu’na yapıldı. Turkcell,<br />
Geleceğe Adım At projesi ile ileriki dönemde<br />
köy okullarına kitap bağışı ve kütüphanelerin<br />
yapılması için de çalışmalar<br />
yürütüyor.<br />
Turkcell çalışanlarından oluşan ‘Geleceğe<br />
Adım At’ gönüllüleri ve Turkcell Spor Kulübü<br />
Basketbol takımı oyuncuları ile çocuklar<br />
arasında dostluk maçı oynandı ve<br />
çocuklara top dağıtımı da yapıldı.<br />
Gönül bağı projeleriyle destek<br />
1100 kişilik istihdamın yanı sıra 7 bin kişiye<br />
eğitim hedeflendi.<br />
Hatay Çağrı ve Mesleki Eğitim Merkezi<br />
çok yakın bir zamanda faaliyete geçecek.<br />
Bölgenin lokomotif gücü olan küçük işletmeler<br />
ve girişimci kadınlar Paycell, Financell,<br />
Pasaj ve İşTurkcell’le destekleniyor.<br />
Financell, deprem bölgesindeki ticari işletmelerin<br />
güneş enerjisi projelerine kredi<br />
desteği sağlanıyor.<br />
Yerel üreticilere, KOBİ’lere, çiftçiye ve bölge<br />
esnafına iyi gelecek projeleri adım adım<br />
gerçekleştirmek için çalışılıyor. Seferberlik<br />
ruhuyla başlanan faaliyetlere yenileri eklenerek<br />
devam ediliyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
39
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Tectum blokzinciri,<br />
SWIFT’in yerini alabilir<br />
Güncel tahminler Bitcoin başta olmak üzere kripto para<br />
ödemelerinin 2029’a kadar yüzde 17 bileşik büyümeyle<br />
4 milyar doları aşkın bir pazar payına sahip olacağını<br />
gösterirken, Bitcoin’in ölçeklenebilirlik problemine<br />
çözüm olabilecek yeni bir teknoloji geliştirildi…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Başta Bitcoin olmak üzere kripto para<br />
birimlerine yönelik kurumsal ilginin artışı,<br />
Bitcoin’deki güncel fiyat gelişmeleri<br />
ve yükselen adaptasyon, kripto para birimlerinin<br />
gelecekte hem ulusal hem de<br />
uluslararası ödemeler için bir alternatif<br />
sunabileceği yönündeki beklentileri destekledi.<br />
Statista tahminleri, halihazırda<br />
1,20 milyar dolarlık bir pazar oluşturan<br />
kripto ödemeler pazarının 2029’a kadar<br />
4 milyar dolar büyüklüğü aşacağını<br />
gösterirken, Bitcoin’in ölçeklenebilirlik<br />
problemini çözerek daha yaygın bir ödeme<br />
aracı olarak benimsenmesini mümkün<br />
kılacak, Tectum isimli yeni bir blokzinciri<br />
geliştirildi.<br />
tüm fonksiyonlar, yenilikçi bir yaklaşımla<br />
sıfırdan tasarlandı. Bu sayede Tectum,<br />
dünyanın en hızlı blokzinciri teknolojisi<br />
unvanını taşıyor. Saniyede 1,3 milyona<br />
ev sahipliği yapabilen Tectum, Bitcoin<br />
işlemlerini anında, hesaplı maliyetlerle,<br />
anonim ve cüzdan gereksinimi olmadan<br />
yapma olanağı sunuyor. Tectum, Ripple<br />
ve Lightning <strong>Network</strong> gibi alternatif çözümlere<br />
kıyasla 30 kat daha fazla hız, 50<br />
kat daha fazla ölçeklenebilirlik vaat ediyor”<br />
dedi.<br />
coin’in dijital banknotu olarak tanımlanabilecek<br />
SoftNote ürünüyle çözüm<br />
buluyor. SWIFT’ten çok daha hızlı, Ripple’dan<br />
daha ana akım olma potansiyeli<br />
taşıyan, Lightning <strong>Network</strong>’ün BTC taahhüt<br />
gereksinimi gibi zorluklarını aşan<br />
SoftNote teknolojisi, saniyede 1,3 milyon<br />
işlem gerçekleştiren Tectum’un gücüyle,<br />
Bitcoin başta olmak üzere kripto para birimlerinin<br />
uluslararası para transferi ve<br />
mikro ödemeler için kullanım olanağını<br />
genişletiyor” ifadelerini kullandı.<br />
Kripto para borsasında<br />
listelendi<br />
Tectum blokzincirinde SoftNote basma<br />
işlemlerini hizmet token’ı $TET ile<br />
gerçekleştirileceğini belirten Tectum<br />
CMO’su Andrew Erikashvili, değerlendirmelerini<br />
şu ifadelerle sonlandırdı: “İlk<br />
10 BRC20 SoftNote’u basıldı. Ayrıca Bitcoin<br />
SoftNote’ları, bir merkezi borsada<br />
listelenen, merkeziyetsiz özerk organizasyon<br />
olmayan Bitcoin Katman-2 blokzinciri<br />
olma özelliği taşıyor. Bu dijital<br />
Bitcoin banknotları, 1 Aralık’ta XT isimli<br />
merkezi kripto para borsasında listelendi.<br />
Bitcoin SoftNote’u üretmeyi mümkün<br />
kılan $TET token’ı ise 4 Aralık’ta yine<br />
aynı borsada yatırımcılarla buluşturduk.<br />
Kripto ödemelerin geleceğine yön<br />
verecek bu yenilik, Bitcoin ETF başvurularının<br />
onaylanmasıyla çok daha kritik<br />
hale gelecek. Beş yıl içinde ATM işlemlerinden<br />
48 milyon dolar, kripto odaklı<br />
reklamcılık pazarından 850 milyon dolar<br />
ve perakende ödeme işlem ücretlerinden<br />
8,5 milyar dolar gelir öngörüyoruz. Bu<br />
potansiyeli daha erken keşfetmek isteyenleri,<br />
XT kripto para borsasına davet<br />
ediyoruz.”<br />
40<br />
Saniyede 1,3 milyon işleme<br />
ev sahipliği yapıyor<br />
Dünyanın ilk ve bugün piyasa değeri<br />
açısından en büyük kripto para birimi<br />
olan Bitcoin’in blokzincirinde saniyede<br />
7 işlem gerçekleştirilebilirken, bu kısıtlı<br />
işlem kapasitesi, ölçeklenebilirliği zaman<br />
içinde Bitcoin için yapısal bir sorun<br />
haline getirdi. Ağ büyüdükçe ve işlem sayısı<br />
arttıkça Ethereum, Cardano, Ripple,<br />
Tron, Avalanche gibi yeni blokzincirleri<br />
geliştirildi ve Katman-2 çözümlere başvuruldu.<br />
Bugüne dek Bitcoin’in ölçeklenebilirlik<br />
sorununa ilişkin yaşanan gelişmelerin<br />
uzun vadeli bir çözüm sunmadığını dile<br />
getiren Tectum CMO’su Andrew Erikashvili,<br />
“Tectum, blokzincirinin tüm temel<br />
kavramları yeniden ele alınarak geliştirilen<br />
bir Katman-2 çözümü. Blok oluşturma<br />
protokolü, bir bloğun üretilmesi için<br />
gereken onay mekanizmaları, ağ protokolü<br />
ve büyük miktarda veriyi dağıtık bir<br />
biçimde saklayabilen arama motoru gibi<br />
Bitcoin’in<br />
dijital banknotlarını üretti<br />
Bitcoin’in işlem sayısı açısından bu yıl<br />
rekorlar kırdığını dile getiren Andrew<br />
Erikashvili “Yalnızca 2023’ün ilk çeyreğinde<br />
800 milyonu aşkın Bitcoin işlemi<br />
gerçekleştirildi. Bitcoin benimsemesi<br />
arttıkça, kripto para birimleri uluslararası<br />
para transferlerinde de daha sık<br />
kullanılan bir araca dönüşecek. Özellikle<br />
Bitcoin tabanlı borsa yatırım fonu<br />
(Bitcoin ETF) onayları çıktığında, küresel<br />
Bitcoin adaptasyonu da büyük ölçüde<br />
artma potansiyeli taşıyor. Herhangi<br />
bir ERC20 ve BEP20 token’ının anında<br />
transferini düşük maliyetlerle mümkün<br />
kılan ilk üçüncü nesil blokzinciri olan<br />
Tectum, ölçeklenme problemine Bit-
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Logo Yazılım’dan Türkiye’nin ilk online şantiye<br />
yönetimi çözümü: PirCloud<br />
PirCloud Online Proje-Şantiye ve İşletme Yönetim<br />
Platformu, proje ve şantiye sahalarını şirket merkezine<br />
bağlayarak dijital bir süreç bütünlüğü sağlıyor. Logo<br />
Yazılım’ın onaylı ekosistem çözümleri ailesine katılan<br />
PirCloud, bulut tabanlı yapısı sayesinde işletmelere<br />
maliyet ve zaman avantajı sağlıyor…<br />
Türkiye’nin en büyük yerli iş yazılımı şirketi<br />
Logo Yazılım, onaylı ekosistem çözümlerine<br />
PirCloud Online Proje-Şantiye ve İşletme<br />
Yönetim Platformunu ekledi. Türkiye’nin<br />
ilk online proje-şantiye çözümü PirCloud,<br />
inşaat sektörünün yanı sıra proje ve şantiyelerdeki<br />
tüm iş alanlarında kullanılabiliyor.<br />
Yap-sat ve taahhüt alanında çalışan ana müteahhit,<br />
onlara bağlı çalışan elektrik, mekanik,<br />
peyzaj, izolasyon, mobilya gibi tüm alt<br />
taşeron firmaların yanı sıra; rüzgâr ve güneş<br />
enerjisi projeleri yapan firmalar da PirCloud<br />
platformundan yararlanabiliyor. Ayrıca temizlik,<br />
güvenlik, danışmanlık, ajans, müşavirlik<br />
gibi proje bazlı çalışan hizmet sektöründeki<br />
firmalar da süreçlerini PirCloud ile<br />
kolaylaştırabiliyor. Onaylı ekosistem çözümleri<br />
ailesine Türkiye’nin ilk online şantiye<br />
yönetimi çözümü PirCloud’u eklemekten<br />
dolayı duydukları memnuniyeti ifade eden<br />
Logo Yazılım Türkiye Genel Müdürü Akın<br />
Sertcan, “Her sektörden müşterilerimizin ihtiyaçları<br />
için Logo Yazılım onaylı ekosistem<br />
çözümleri ailesini genişletmeyi sürdürüyoruz.<br />
Bulut tabanlı altyapısı sayesinde her zaman<br />
ve her yerden ulaşılabilen PirCloud, ek<br />
lisans ve bakım bedelleri olmadan avantajlı<br />
bir kullanım sağlıyor. Logo ERP çözümleriyle<br />
entegre olarak çalışan platform, tüm proje<br />
paydaşlarının dijital ortamda hizalanmasını<br />
sağlıyor. İnşaat, enerji, üretim ve hizmet gibi<br />
temel sektörlerde proje-şantiye yönetiminde<br />
kayıp ve hataları kontrol altına alarak verimliliği<br />
artırıyor” ifadelerini kullandı.<br />
PirCloud, “Ticari Yönetim” ve “Proje-Şantiye<br />
Yönetimi” olmak üzere iki konsepti birleştirerek<br />
temel çözüm paketi ile sunuluyor.<br />
Merkez ve sahaları güçlü bir şekilde bağlıyor.<br />
Standart paketin Ticari Yönetim kısmı, ERP<br />
ile tam entegre çalışıyor. Ayrıca, uçtan uca<br />
360 derece proje-şantiye yönetimi için uygun<br />
fonksiyonları sağlayan ek paketlerle de geliştirilebiliyor.<br />
Şirket, şantiye, satın alma ve satışların cep<br />
telefonundan yönetilebildiği PirCloud üzerinden,<br />
dashboard ekranında tüm projeler<br />
listeleniyor. Her proje TL, USD, EUR, GBP olmak<br />
üzere dört farklı para biriminde finansal<br />
olarak saniyeler içinde gösteriliyor. Proje<br />
özetinde günlük planlanan ve gerçekleşen<br />
gelir ve giderler hesaplanıyor ve gelir gider<br />
kontrolü kolaylaşıyor.<br />
Anlık proje ve iş yönetimi<br />
avantajı<br />
PirCloud, tüm özelliklerinin yanı sıra bir iş ve<br />
proje yönetim platformu olarak tüm işletme<br />
ve proje paydaşlarıyla dijital ortamda online<br />
çalışmaya imkân veriyor. Müşteriler, tedarikçiler<br />
ve taşeronlar ile onların çalışanları,<br />
mali müşavir, bankalar, hatta sigorta şirketleri<br />
ile entegre çalışabilen platform, paydaş<br />
entegrasyonu ile giderek büyüyen bir proje-şantiye<br />
yönetim ekosistemine dönüşüyor.<br />
Dört temel sektör olan inşaat, enerji, üretim<br />
ve hizmet sektörlerinin proje-şantiye yönetiminde<br />
kayıp, hata ve tüm maliyet unsurları<br />
PirCloud üzerinde kategorilendirilebiliyor.<br />
Anlık proje ve iş yönetimi olanağı sağlayan<br />
PirCloud, bütün çıktıları anlık ve doğru<br />
olarak sunuyor, planlamayı, bütçelemeyi ve<br />
kontrolü kolaylaştırarak hız ve zaman kazandırıyor.<br />
Gerekli bilgileri proje bittikten<br />
sonra değil aylık, haftalık, günlük ve anlık<br />
görmeye imkân veriyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Panasonic Connect Europe’da üst düzey atama<br />
Panasonic Connect Europe, Margot Lannoy’u Kurumsal<br />
Mobil Çözümler bölümünde Benelüks, DACH ve Doğu<br />
Avrupa’dan sorumlu yeni Satış Başkanı olarak atadı.<br />
Lannoy, sorumlu olduğu bölgelerdeki sektörlerin<br />
karar vericileriyle daha güçlü ilişkiler geliştirmeye<br />
odaklanacak…<br />
Bir zamanlar Panasonic Mobil Çözümler<br />
Avrupa Başkanı Steven Vindevogel’in<br />
üstlendiği göreve getirilen Margot, Benelüks,<br />
DACH ve Doğu Avrupa bölgelerindeki<br />
müşterilere ve potansiyel müşterilere<br />
TOUGHBOOK Solutions, Revive ve 5G<br />
bağlantı çözümleri gibi hizmetleri tanıtmaya<br />
odaklanacak.<br />
Panasonic TOUGHBOOK’a ilk olarak 2011<br />
yılında Belçika’da Kilit Müşteri Yöneticisi<br />
olarak katılan Margot Lannoy, burada<br />
kamu hizmetleri, nakliye ve lojistik sektörlerindeki<br />
projelerden sorumluydu. Margot<br />
Lennoy, 2017 yılında Benelüks Ülke Müdürlüğü’ne<br />
terfi etti ve burada Panasonic<br />
TOUGHBOOK’un iş ortağı ağını genişletmeye<br />
ve bölgesel pazar payını artırmaya<br />
odaklandı.<br />
Margot Lennoy, konuyla ilgili şu yorumlarda<br />
bulunuyor: “Benelüks, DACH ve Doğu<br />
Avrupa’daki Satış Müdürü olarak birincil<br />
odak noktam, tüm bölge ve sektörlerdeki<br />
müşterilerin ve potansiyel müşterilerin<br />
pazar lideri uzmanlığımıza ve gereksinimlerini<br />
karşılayan sektör lideri sağlam,<br />
modüler mobil cihazlarımıza erişmelerini<br />
sağlamak olacak. Panasonic TOUGHBO-<br />
OK, modern mobil iş gücünün gelişmesine<br />
ve gelecek için sürdürülebilir, güvenilir yatırımlar<br />
yapmasına yardımcı oluyor.”<br />
41
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
<strong>2024</strong> yılının ilk çeyreğine dair istihdam<br />
beklentileri geriledi<br />
ManpowerGroup’un İstihdama Genel Bakış<br />
Araştırması’na göre, üç çeyrektir üst üste yükselen<br />
küresel işe alım beklentileri <strong>2024</strong> yılının ilk çeyreği için<br />
düştü. Ankete göre Türkiye ise istihdam beklentilerinde<br />
küresel ortalamanın 4 puan altında kaldı…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
42<br />
ManpowerGroup, <strong>2024</strong> yılının ilk çeyreğindeki<br />
işe alım beklentilerini ölçmek<br />
için 41 ülkede 40 bin 77 işverenle İstihdama<br />
Genel Bakış anketini yaptı. Ankete<br />
göre küresel çapta <strong>2024</strong>’ün ilk çeyreğinde,<br />
önümüzdeki yıl için zayıf büyüme<br />
beklendiğinden şirketlerin ekonomilere<br />
ilişkin endişeleri de artıyor. Ayrıca İsrail-Hamas<br />
ve Ukrayna-Rusya çatışmaları<br />
gibi jeopolitik gerginlikler de şirketler<br />
arasındaki belirsizliği artırıyor.<br />
ManpowerGroup’un anketine göre üç<br />
çeyrektir üst üste yükselen küresel işe<br />
alım beklentileri de <strong>2024</strong> yılının ilk çeyreği<br />
için bu nedenlerden ötürü düştü.<br />
Bu durum, mevsimsellikten arındırılmış<br />
Net İstihdam Görünümünün (NEO)<br />
30’dan 26’ya gerilemesine de yansıdı.<br />
Kuzey Amerika, işverenlerin en fazla işe<br />
alım beklentisine sahip olduğu bölge<br />
oldu. ABD (35) bölgedeki ülkelerin başını<br />
çekti. EMEA (23) bölgesinde ise istihdam<br />
görünümü, küresel bölgeler arasında en<br />
düşük seviyede kalmaya devam ediyor;<br />
bu durum, büyüme tahminlerinin düşürüldüğü<br />
ve birçok ülkenin stagnasyon<br />
veya resesyonla karşı karşıya kaldığı bölgenin<br />
ekonomik iklimini yansıtıyor. Asya<br />
Pasifik bölgesindeki (30) beklentiler de<br />
düşük talep, düşen ihracat ve derinleşen<br />
emlak krizi ile karakterize edilen Çin’in<br />
zayıf ekonomisinden etkilenerek geçen<br />
çeyrekten bu yana hafif bir düşüş (-2)<br />
gösterdi. Diğer yandan bölgedeki beklentiler,<br />
<strong>2024</strong>’ün ilk çeyreği için en yüksek<br />
istihdam beklentilerinden birini bildiren<br />
Hindistan (37) tarafından destekleniyor.<br />
Türkiye, istihdam beklentilerinde<br />
küresel ortalamanın altında<br />
Ankete göre Türkiye’deki işverenler ise<br />
önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde yüzde<br />
22 puanlık Net İstihdam Görünümü<br />
(NEO) ile ülkemizde sağlıklı bir işe alım<br />
ortamı öngördüklerini ortaya koysa da<br />
işe alım ortamına ilişkin beklentiler geçen<br />
çeyreğe göre 4 puan, geçen yılın bu<br />
çeyreğine göre 7 puan geriledi. Türkiye,<br />
istihdam beklentilerinde küresel ortalamanın<br />
da 4 puan altında kaldı.<br />
Araştırma sonuçlarını değerlendiren<br />
ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü<br />
Feyza Narlı, “Daha sıkı bir para politikasına<br />
geçişin enflasyonunu frenleyeceğine<br />
dair ülkemizde bir beklenti var. Kısa<br />
vadede, bankaların faiz oranlarını artırması<br />
ve ekonomik büyüme tahminlerinin<br />
düşürülmesi nedeniyle bu durumun<br />
zorluklara neden olacağı da tahmin ediliyor.<br />
Ayrıca para politikasındaki bu ani<br />
değişimin neden olduğu istikrarsızlık,<br />
işverenlerin önlerinde zor zamanlar olduğunu<br />
düşünmelerine de neden oluyor.<br />
Bu da şirketlerin işe alma konusunda tereddüt<br />
yaşamalarını beraberinde getiriyor.<br />
Ancak şu an uygulanan politikaların<br />
uzun vadeye ülkemizin ekonomik görünümünü<br />
iyileştirmesi bekleniyor. Dolayısıyla<br />
Türkiye’deki işverenler de uzun<br />
vadede daha iyi sonuçlar gördükçe bu<br />
durumun istihdam piyasasına olumlu<br />
etkisini de göreceğiz.” dedi.<br />
En güçlü ve en zayıf sektörler<br />
Türkiye’deki sektörlerin tamamı <strong>Ocak</strong>-<br />
Mart <strong>2024</strong> döneminde çalışan sayısında<br />
artış öngörüyor. Türkiye’nin en yüksek<br />
istihdam beklentisine sahip sektörü<br />
36’lık istihdam görünümüyle bilgi teknolojileri<br />
sektörü oldu. Geçen çeyrekten<br />
ve geçen yılın aynı döneminden bu yana<br />
beklentilerde en fazla artış gösteren sektör<br />
ise enerji ve kamu hizmetleri oldu.<br />
Bununla birlikte, bu çeyrek taşımacılık,<br />
lojistik ve otomotiv sektöründe 9 çeyreğin<br />
en düşük NEO puanı kaydedildi. Sektörlerin<br />
NEO puanları şu şekilde:<br />
• Bilgi Teknolojileri (36)<br />
• Taşımacılık ve Lojistik & Otomotiv (29)<br />
• Enerji ve Kamu Hizmetleri (29)<br />
• Tüketim Malları ve Hizmetleri (27)<br />
• İletişim Hizmetleri (23)<br />
• Finans ve Gayrimenkul (22)<br />
• Sağlık ve Yaşam Bilimleri (17)<br />
• Endüstriyel Ürünler ve Malzemeler (16)<br />
• Diğer (11)<br />
En güçlü ve en zayıf bölgeler<br />
Türkiye’de yedi bölgenin tamamındaki<br />
işverenler <strong>2024</strong>’ün ilk çeyreğinde çalışan<br />
sayılarında artış bekliyor. Türkiye’deki<br />
en fazla istihdam beklentisine sahip<br />
bölge 28 NEO ile Karadeniz Bölgesi oldu.<br />
Bölgede beklentiler geçen çeyrekten bu<br />
yana yüzde 12 puan azalmış olsa da geçen<br />
yılın aynı çeyreğinden bu yana yüzde<br />
7 puan arttı. Diğer yandan bu çeyrek,<br />
Ege’de son 8 yılın en yüksek NEO puanı<br />
kaydedildi. Buna karşın İç Anadolu’da<br />
2021 yılının 3. çeyreğinden bu yana ki<br />
en düşük NEO görüldü. Bölgelerin NEO<br />
puanları:<br />
• Karadeniz (28)<br />
• Akdeniz (20)<br />
• Marmara (19)<br />
• İç Anadolu (18)<br />
• Ege (17)<br />
• Güneydoğu Anadolu (11)<br />
• Doğu Anadolu (5)<br />
Organizasyon büyüklüklerine<br />
göre<br />
Organizasyon büyüklüğü açısından tüm<br />
şirketler <strong>2024</strong>’ün ilk çeyreğinde çalışan<br />
sayılarında artış bekliyor. Beklentiler geçen<br />
çeyreğe göre yüzde 2 puan, geçen yılın<br />
aynı dönemine göre ise yüzde 11 puan<br />
azalmış olsa da 5000+ çalışanı olan büyük<br />
işletmelerdeki işverenler 30 NEO ile<br />
en iyimserliğe sahip işverenler oldu. Geçen<br />
çeyreğe göre beklentilerinde düşüş<br />
olmayan şirketler ise 10’dan az çalışanı<br />
olan mikro şirketler oldu. Organizasyon<br />
büyüklüklerine göre NEO puanları şu<br />
şekilde:<br />
• 5000’den fazla (30)<br />
• 1000-4.999 (19)<br />
• 250-999 (22)<br />
• 50-249 (20)<br />
• 10-49 (10)<br />
• 10’dan az (16)
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
ColorPro teknolojili<br />
yeni Tapo dış mekan kamerası<br />
TP-Link, Tapo serisi kameralara yeni bir dış mekan kamerası<br />
ekledi. Tapo C325WB model kamera, ColorPro<br />
teknolojisi sayesinde geceleri spot ışığı olmadan renkli<br />
ve net çekimler yapabiliyor…<br />
Tapo markalı akıllı ev çözümleriyle kullanıcılara<br />
geniş bir ürün yelpazesiyle çözümler<br />
sunan TP-Link®, akıllı güvenlik kamerası<br />
ailesine yeni bir dış mekan kamerası<br />
ekledi. Tapo C325WB model kameranın<br />
en dikkat çeken özelliği, ColorPro teknolojisine<br />
sahip olması ve bu sayede geceleri,<br />
yoğun karanlık ortamda ve spot ışığı olmadan<br />
gündüz gibi renkli çekimler yapabilmesi.<br />
Geceleri gün ışığı netliğini sağlayan Tapo<br />
C325WB, süper açıklıklı lensi ve büyük<br />
sensörü sayesinde her ayrıntıyı net bir şekilde<br />
yakalayıp kaydedebiliyor. F1.0 süper<br />
açıklıkta lens F2.0’a göre dört kat daha<br />
fazla ışık sağlarken, 1/1.79 inç’lik sensör ise<br />
daha geniş hedef yüzeyde hassasiyet sunuyor.<br />
Bu sayede düşük ışık koşullarında<br />
kaliteli renkler elde edilebiliyor. TP-Link<br />
mühendislerinin geliştirdiği görüntü optimizasyon<br />
algoritmaları sayesinde Tapo<br />
kamera, daha yüksek netlik, parlaklık ve<br />
doygunluk için yüksek kazançlı gelişmiş<br />
algoritmalar oluşturuyor.<br />
Zifiri Karanlıkta Bile Doğal<br />
Renkler<br />
Tapo C325WB dış mekan kamerasıyla<br />
yepyeni bir gece görüşü deneyimi yaşanıyor.<br />
Spot ışığı ve projektör olmadan da<br />
zifiri karanlıkta daha doğal renkler, daha<br />
parlak ve daha net görüntüler sunan<br />
C325WB, 2688x1520 çözünürlüğe sahip<br />
ColorPro teknolojisini kullanıyor. Projektörler<br />
renkleri küçük bir bölümle sınırlar,<br />
IR sensörler yalnızca siyah beyaz görüntüler<br />
üretirken ColorPro teknolojisi ise gün<br />
içindeki doğal renge en yakın görüntüyü<br />
elde ediyor. Bu sayede gece karanlığında<br />
net ve her ayrıntıyı gösteren görüntüler<br />
elde ediliyor. Örneğin, gece eve yaklaşan<br />
bir arabanın plakasını dahi okuyabilecek<br />
netlikte görüntüler Tapo C325WB ile elde<br />
edilebiliyor.<br />
Karanlık köşeler, kör noktalar bırakmadan<br />
gece çekimi yapabilen Tapo’nun yeni kamerası,<br />
çerçevenin tamamında üstün parlaklık<br />
sağlıyor. Böylece çerçevenin en uzak<br />
noktasındaki nesneleri de tespit edebilen<br />
kamera, güvenliği en üst seviyeye taşıyor.<br />
ColorPro teknolojisinin bir başka avantajı<br />
ise daha düşük enerji harcaması. Spot ışığı<br />
ve projektör olmadan gece çekim yapması<br />
sayesinde önemli bir enerji tasarrufu yapılıyor.<br />
Ayrıca yanlış alarmları da en aza indiriyor.<br />
Spot ışığı ve projektörlerin çektiği<br />
uçan böcek, sallanan yaprak gibi gereksiz<br />
alarmlar bu teknolojide olmuyor; doğru ve<br />
güvenilir uyarılar alınıyor.<br />
İster Kablolu İster Kablosuz<br />
Bağlantı<br />
2K QHD canlı görüntü sunan Tapo<br />
C325WB, daha keskin görüntüler yakalıyor.<br />
Akıllı yapay zeka sayesinde insan, hayvan<br />
ve araçları tanımlayarak kullanıcılara<br />
doğru bilgi sunuyor. Hareket algılama alanını<br />
her kullanıcı kendi isteğine göre belirleyebiliyor.<br />
Kameranın aktif olması istenen<br />
sınırlar belirlenip, bu sınırlara yönelik bir<br />
ihlal olduğunda bildirim alınıyor.<br />
Dış mekan koşullarına uygun olarak üretilen<br />
Tapo C325WB, IP66 sertifikasına sahip.<br />
Kurulum konusunda da kullanıcılara<br />
esneklik sağlayan kamera Ethernet kablosuyla<br />
ağa dahil edilebildiği gibi istenirse<br />
WiFi ile da bağlanabiliyor. Üzerinde bir<br />
mikroSD kart yuvası olan kamera kayıtları<br />
bu karta yapabiliyor (512 GB’a kadar kart<br />
takılabiliyor). Kullanıcılar ayrıca ücretli<br />
olan TapoCare bulut depolama hizmetinden<br />
de yararlanabiliyor.<br />
127 dereceye kadar geniş bir görme alanına<br />
sahip olan Tapo C325WB dış mekan<br />
kamerası, tüm bu gelişmiş özellikleriyle<br />
evleri, küçük ofisleri gece/gündüz çok<br />
daha güvende tutuyor. Amazon Alexa ve<br />
Google Asistan desteği sayesinde ses ile de<br />
komut edilebilen kameranın tavsiye edilen<br />
satış fiyatı 131,19 USD (KDV dahil) olarak<br />
açıklanıyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
43
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Kalyon PV’nin <strong>2024</strong> yılı yatırım hedefi<br />
100 milyon dolar<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
44<br />
Güneş enerjisi panel üretimi alanında;<br />
dört fabrika ve bir Ar-Ge merkeziyle<br />
dünyanın ilk ve tek entegre tesisi olan<br />
Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası<br />
(Kalyon PV), yüzde 80’in üzerinde yerlilik<br />
oranındaki üretimiyle güneş enerjisi<br />
teknolojilerini Türkiye’nin ve dünyanın<br />
dört bir noktasına ulaştırmaya devam<br />
ediyor.<br />
Küresel iklim krizi ile mücadele kapsamında,<br />
Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon<br />
hedefine millî sorumluluk bilinciyle<br />
yaklaşan Kalyon PV, bu alanda yaptığı<br />
çalışmaları, yatırımlarını, yıl sonu değerlendirmesini<br />
ve <strong>2024</strong> yılı hedeflerini<br />
açıklamak üzere Kalyon PV’nin Ankara’da<br />
yer alan dev fabrikasına bir basın<br />
gezisi düzenledi.<br />
Açılış konuşmasını yapan Kalyon Holding<br />
Yönetim Kurulu Başkan Vekili Lütfi<br />
Elvan: “Kalyon PV olarak Türkiye’nin<br />
merkezinde komple bir tesis kurduk.<br />
Bu tesis, Çin hariç dünyadaki ilk ve tek<br />
entegre tesis olma özelliğini taşıyor. Burada<br />
çok önemli yatırımlar yaptığımız<br />
büyük bir AR-GE merkezimiz de var. Bu<br />
tesis aynı zamanda çip üretimi için gerekli<br />
olan, yarı iletken madde üretim altyapısına<br />
da sahip bir merkez. Gelecekte<br />
Türkiye olarak çip üretimini gerçekleştireceksek;<br />
bu fabrikada bunun ilk adımını<br />
atıyoruz diyebiliriz. Ne Avrupa’da ne<br />
de Amerika’da örneği olmayan bu tesis<br />
ile Türkiye ekonomisine yüksek bir katkı<br />
sağlıyoruz. Özellikle; ithal ettiğimiz<br />
ürünleri artık yüzde 80 oranında burada<br />
üretebilecek kapasiteye ulaşmış olmanın<br />
mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.<br />
Elvan sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizde,<br />
2002 yılından itibaren önemli bir<br />
yatırım ve kalkınma hamlesi başladı. Bu<br />
hamleyle, dünyanın dört bir yanında,<br />
çok büyük ölçekli yatırımlar gerçekleştirilen<br />
firmalarımız oldu. Bugün Avrupa,<br />
Kalyon Holding’in Toplum, Tabiat, Tasarım ve Teknoloji,<br />
kısaca 4T adını verdiği ilkesel yaklaşımının bir yatırımı<br />
olan Kalyon PV, Türkiye ve dünyada her yıl artan<br />
nüfus ile gelecek kuşakların artan enerji ihtiyacına<br />
yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda güneş<br />
enerjisini yaşamla buluşturma misyonu çerçevesinde<br />
yenilenebilir enerji teknolojileri geliştiren ve alanında<br />
teknoloji üssü olarak faaliyet gösteren şirket, <strong>2024</strong><br />
yılında teknoloji dönüşümünü gerçekleştirmeyi ve 100<br />
milyon dolarlık bir yatırım yapmayı hedefliyor…<br />
Afrika, Orta Doğu hatta Uzak Doğu ve<br />
Amerika’da bu boyutta yatırımlar yapan<br />
çok sayıda Türk şirketi mevcut. Bu<br />
şirketlerimiz ciddi bir özgüven sahibi<br />
oldular ve fırsatlar geldiği takdirde neler<br />
yapabileceklerini tüm dünyaya gösterdiler.<br />
Bu firmalarımızla hepimiz gurur<br />
duymalıyız. Buradaki tesis de gurur duyulması<br />
gereken yatırımlardan biridir.<br />
Kalyon Holding’in 79 yıllık bir geçmişi<br />
var. İlmek ilmek, nakış nakış işlenmiş<br />
bir hikâye bu. Holding, bugün dünyanın<br />
dört bir yanında yatırım yapan, büyük<br />
projeleri hayata geçiren bir şirket konumunda.”<br />
Kalyon Holding’in, dünyanın en önemli<br />
gündem maddelerinden olan iklim değişikliği<br />
konusundaki hassasiyetinin de<br />
altını çizen Lütfi Elvan; “Holding olarak,<br />
iklim değişikliği ve çevre duyarlığı konusunda<br />
son derece hassasız. Bugüne<br />
kadar gerçekleştirilen ve devam eden yatırımlarımızı<br />
dikkate aldığımızda; çevreye<br />
duyarlı bir yatırım süreci içerisinde<br />
olduğumuzu görüyoruz. Kalyon olarak,<br />
Konya Karapınar’da 1300 MW güce sahip<br />
Avrupa’nın en büyük, dünyanın da<br />
sayılı güneş enerjisi santrallerinden birini<br />
kurduk. Bunun da ötesinde; sadece<br />
Karapınar’da değil, diğer bölgelerimiz<br />
için de sosyal ve ekonomik kalkınmaya<br />
katkı sağlayan bir yaklaşım içerisindeyiz.<br />
Bu bakış açısıyla; enerji özelinde de<br />
önümüzdeki süreçte yatırımlar yapmaya<br />
devam edeceğiz.”<br />
Hedef; 100 milyon dolarlık<br />
ilave yatırım...<br />
Elvan, konuşmasının devamında; “Sadece<br />
bu fabrika için 500 milyon dolarlık<br />
bir yatırım gerçekleştirmiş durumdayız.<br />
Hedefimiz ise 100 milyon dolar daha<br />
ilave yatırım yapmak. Fabrikamızdaki<br />
yıllık 2 GW’lik kapasiteyi de artırmaya<br />
devam edeceğiz. Tüm bunlar; Türkiye<br />
vizyonu dediğimiz vizyonun tam da kendisi.<br />
Bu vizyon doğrultusunda hem yurt<br />
içinde hem de yurt dışında çalışmalarımızı<br />
sürdüreceğiz. Özellikle son 1-2 haftadır<br />
yoğun olarak yurt dışında bu konularla<br />
ilgili çalışmalar yürüttüm. İnşallah;<br />
en güzel haberleri sizlerle buluşturmaya<br />
devam edeceğiz” dedi.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Şirketin faaliyetleri ve hedefleri hakkında<br />
bilgi veren Kalyon PV CEO’su Ersan<br />
Tüfekçi ise sürdürülebilir bir gelecek<br />
inşa ederek; daha temiz, daha yeşil bir<br />
dünya için çalıştıklarını söyledi.<br />
“Üretim kapasitemizi 10 GW’a<br />
çıkaracağız”<br />
Güneş enerjisinde sadece Türkiye’nin<br />
değil, dünyanın sayılı yatırımlarına<br />
imza atan Kalyon Holding’in, güneş<br />
enerjisi alanındaki ilk yatırımı olan Kalyon<br />
PV’nin yüzde 100 Türk sermayeli bir<br />
şirket olduğunu ifade eden Tüfekçi; “Kalyon<br />
Holding’in Toplum, Tabiat, Tasarım<br />
ve Teknoloji’den oluşan kısaca 4T adını<br />
verdiği ilkesel yaklaşımının bir yatırımı<br />
olan Kalyon PV, Türkiye ve dünyada her<br />
yıl artan nüfus ile gelecek kuşakların artan<br />
enerji ihtiyacını sağlamak amacıyla<br />
hayata geçirilen bir yatırım. Ağustos<br />
2020 tarihinde kurulmamıza rağmen 3,5<br />
yıl gibi kısa bir sürede; 100 bini kapalı olmak<br />
üzere 250 bin metrekarelik bir alanda<br />
konumlanan toplamda 4 fabrikadan<br />
ve bir Ar-Ge merkezinden oluşan Kalyon<br />
PV fabrikamız, Ar-Ge dahil güneş paneli<br />
üretiminin 4 aşamasını tek çatı altında<br />
toplayan özelliğiyle dünyada ilk ve tek<br />
entegre tesis olma özelliği taşıyor. Ürettiğimiz<br />
paneller yüzde 80’in üstünde bir<br />
yerlilik oranına sahip. Bugün 500 milyon<br />
doları aşan yatırım hacmine sahibiz.<br />
Kalyon PV entegre tesisimizde 2 binin<br />
üzerinde kişiye istihdam sağlıyoruz. Yıllık<br />
2 GW’lık güneş panelini; ingot, wafer,<br />
hücre ve panel olarak entegre biçimde<br />
üretiyoruz. Hedefimiz, üretim kapasitesini<br />
10 GW’a çıkarmak ve Türkiye’nin<br />
ihtiyacı olduğu yenilenebilir ve sürdürülebilir<br />
enerji ihtiyacını tamamen yerli ve<br />
milli kaynaklarımızla sağlayarak, enerji<br />
ithalatının önüne geçebilmektir. Neticede<br />
10 GW üretim kapasitesine ulaştığımızda;<br />
yıllık yaklaşık 20 milyon ton<br />
karbon emisyonunu önleyebilecek ve 20<br />
milyon kişinin günlük elektrik ihtiyacını<br />
karşılayabileceğiz” dedi.<br />
w“2025 yılında, 500 MW<br />
ihracat hedefliyoruz”<br />
Geçtiğimiz aylarda ilk yüksek tonajlı<br />
ihracatını ABD’ye gerçekleştirdiklerini<br />
dile getiren Tüfekçi; “<strong>2024</strong> yılında teknoloji<br />
dönüşümümüzü tamamladıktan<br />
sonra, 2025 yılında 500 MW ihracat<br />
yapma hedefimiz bulunuyor. Gerek üretim<br />
alanlarındaki teknoloji yeniliği gerekse<br />
de sürdürülebilirlik bağlamındaki<br />
hedeflerimiz kapsamında <strong>2024</strong> yılında<br />
teknoloji dönüşümünü gerçekleştirmeyi<br />
hedefliyoruz. Bu dönüşümle birlikte;<br />
<strong>2024</strong> yılı içerisinde 100 milyon dolarlık<br />
bir yatırım yapmayı hedefliyoruz. Bu<br />
yatırımlar sayesinde üretim alanlarımız<br />
daha ileri teknolojiye sahip olurken fabrikamız<br />
karbon sıfır bir yapıya kavuşacak”<br />
diye konuştu.<br />
Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli noktalarındaki<br />
güneş enerjisi santrali kurulumunun<br />
panel tedarikçiliğini üstlendiklerini<br />
ve toplamda 3 GW’ın üzerinde<br />
santral kurulumunun da bir parçası olduklarını<br />
kaydeden Tüfekçi; Avrupa’nın<br />
en büyük, dünyanın ise sayılı büyüklükteki<br />
güneş enerjisi santrallerinden biri<br />
olan Kalyon Karapınar Güneş Enerjisi<br />
Santrali’nin de panel sağlayıcısı olduklarını<br />
kaydetti. Tüfekçi konuşmasını şöyle<br />
sürdürdü:<br />
Kalyon PV’den 500 milyon<br />
dolarlık değer!<br />
“Kalyon PV fabrikamızda, Faz 1 üretim<br />
tesisi Ağustos 2020’de 500 MW kapasite<br />
ile kuruldu. Faz 2 üretim tesisi ile kapasite<br />
Mayıs 2021’de 1.200 MW’a çıkarıldı.<br />
Faz 3 üretim tesisi için Eylül 2022’de kurulum<br />
kararı verildi, Şubat 2023 itibariyle<br />
devreye alındı. 5 ay gibi kısa bir süre<br />
içerisinde üretime başladık. Bu kadar<br />
kısa süre içerisinde faaliyete geçebiliyor<br />
olması Kalyon PV’nin üretim, kalite,<br />
kurulum, mühendislik ve Kalyon Holding’in<br />
inşaat yetkinliğinin bir eseridir.<br />
Faz 3 üretim tesisiyle birlikte Kalyon PV,<br />
yıllık yaklaşık 500 milyon dolarlık değer<br />
yaratır duruma gelmiştir. Bu değer yurt<br />
içi talebin karşılanmasının yanı sıra<br />
Türkiye’nin ihracattaki gücünü de artırmaktadır.<br />
Faz 4’ün devreye alınmasıyla<br />
birlikte Kalyon PV entegre fabrikamızda<br />
bir teknoloji dönüşümü gerçekleştireceğiz.”<br />
“Birçok ülke fabrikamızdaki<br />
üretimi yakından görmek<br />
istiyor”<br />
Entegre fabrikanın üretim yapısına pek<br />
çok ülkeden de ilgi gösterildiğine değinen<br />
Tüfekçi; “Çin’den bağımsız Türk<br />
mühendisliği ile dünyada üretim yapan<br />
tek firmayız. Dolayısıyla Avrupa ve Amerikalılar<br />
fabrikamıza çok kıymet veriyor.<br />
Burada elde edilen know-how ve fabrikanın<br />
üretim karakteri tüm ülkelerin dikkatini<br />
ve ilgisini çekiyor. Kalyon PV’de<br />
ABD, Almanya, Polonya, Rusya, Çin gibi<br />
ülkeler başta olmak üzere yılda 20’nin<br />
üzerinde farklı ülkeden 50’nin üzerinde<br />
ziyaretçi heyet ağırlıyoruz. Bu da ülkelerin<br />
enerji bağımsızlığı konusunda fabrikamızın<br />
üretim modelinin ne derece<br />
önemli olduğunun bir göstergesi. Bunun<br />
yanı sıra Avrupa ve Amerika’da yatırım<br />
fırsatı için şartların olgunlaşmasını bekliyor,<br />
yatırım için gün sayıyoruz” dedi.<br />
“Tarımsal GES Türkiye’nin ve<br />
dünyanın dönüşümü olacak”<br />
Ar-Ge ve inovasyon yetkinliği ile sektördeki<br />
yenilikçi ürünlerin öncüsü olma<br />
yolunda ilerlediklerini sözlerine ekleyen<br />
Tüfekçi, şunları söyledi; “Gıda güvenliğinin<br />
öneminin giderek arttığı günümüzde<br />
Ar-Ge Merkezimiz ile birlikte güneş<br />
panellerinin altında mahsul yetiştirme<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
45
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
46<br />
imkânı sağlayarak güneşten<br />
elde edilen toplam<br />
verimi artıran agrivoltaik<br />
uygulamalar yani<br />
Tarımsal GES projelerine öncelik<br />
veriyor ve çeşitli ilkleri hayata geçiriyoruz.<br />
Bu çalışmalar kapsamında, ulusal<br />
bazda bir parçası olduğumuz projeler<br />
olduğu gibi, uluslararası çapta koordinatörlüğünü<br />
yürüttüğümüz projeler de<br />
yer alıyor. Çeşitli üniversiteler, araştırma<br />
kuruluşları ve ilgili bakanlıkların ortak<br />
çalışmasıyla Ankara Ayaş’ta 1,6 dönüm<br />
üzerine kurulmuş yaklaşık 100 kilovat<br />
kapasiteli bir Tarım GES pilot uygulamasıyla<br />
ülkemizin çiftçileri için Ar-Ge<br />
yapılıyor. Bu projede Kalyon PV’nin güneş<br />
panelleri kullanılıyor. Yine Avrupa<br />
Birliği 9. Çerçeve Programı Ufuk Avrupa<br />
kapsamında yer alan ve PV4Plants Projesi’nin<br />
koordinatörlüğünü yapıyoruz. Bu<br />
projede İngiltere, Danimarka, Hollanda,<br />
İspanya, İtalya, Yunanistan ve ülkemizden<br />
14 proje ortağı ile aynı arazi alanını<br />
hem tarım ürünleri hem de yenilenebilir<br />
enerji üretmek için kullanmanın yolunu<br />
açan agrivoltaik modül geliştiriyoruz.<br />
Sahip olduğumuz know how ve yeterliliklerimiz,<br />
dünyaca ünlü rakiplerimizi<br />
geride bırakarak, PV4Plants Projesi’nin<br />
koordinatörü seçilmemizi sağladı. 4,9<br />
milyon Euro toplam bütçeli ve AB Ufuk<br />
Avrupa Programı kapsamında 4 yıl sürecek<br />
bu projeyle sürdürülebilir dünya için<br />
dev bir adım attık. 14 ortaklı projemizde,<br />
üniversite, araştırma kuruluşları ve özel<br />
sektör oyuncuları tarımın geleceği için<br />
enerji ekseninde buluşarak çalışmalarını<br />
sürdürüyor.”<br />
“Güneş paneli üretimimizi izlenebilirliği<br />
olan tedarik zincirimizle<br />
gerçekleştiriyoruz”<br />
Güneş enerjisinin verimini sanayiden<br />
tarıma hayatın her aşamasına taşıyarak<br />
küresel rekabette öncü bir rol üstlendiklerini<br />
belirten Tüfekçi; Türkiye’de, sektöründe<br />
Karbon Ayak İzi Ölçümlemesini<br />
doğrultarak ISO:14064-1:2018 belgesini<br />
hak kazanan ilk marka olduklarını vurguladı.<br />
Tüfekçi sözlerini şöyle sürdürdü:<br />
“Türkiye’de güneş paneli üretimini izlenebilirliği<br />
olan tedarik zinciriyle gerçekleştiren<br />
bir firmayız. Bu model, ürün<br />
kalite süreçlerini uçtan uca yönetmemizi<br />
ve yüksek kalitede ürünler üretmemizi<br />
beraberinde getiriyor. Tedarik<br />
zincirimize gösterdiğimiz önemin yanı<br />
sıra Kalyon PV olarak sıfır emisyon ve<br />
sürdürülebilir üretim konularında attığımız<br />
adımlarla Türkiye’nin 2053 net<br />
sıfır emisyon hedefine katkıda bulunuyoruz.<br />
Ülkemizin 2053 net sıfır emisyona<br />
ulaşma hedefi kapsamında, Kalyon PV<br />
olarak biz de 2050 yılına kadar Net Sıfır<br />
emisyonları hedefimize ulaşmayı amaçlıyoruz.<br />
“Sıfır Atık” ilkesi kapsamında<br />
tehlikesiz atıkların yüzde 100 geri kazanımını<br />
sağlıyoruz. Kalyon PV fabrikasında<br />
çalışan kompresörlerin atık ısılarını<br />
geri kazandırıyoruz. Üretim alanında<br />
çalışan kompresörlerimizin ürettiği ısı,<br />
geliştirilen geri dönüşüm sistemi ile yine<br />
üretim alanlarının ortam sıcaklığına<br />
katkı sağlayacak şekilde geri dönüştürülmektedir.<br />
Wafer ve ingot fabrikalarındaki<br />
filtre pres atık suları geri kazanılmaktadır.<br />
Burada ortalama 40 ton/saat<br />
su geri dönüştürülerek tasarruf sağlıyoruz.<br />
Akıllı fabrikamızda yıllık 45.000 m3<br />
su geri kazandırıyoruz. Kalyon PV’nin<br />
çatısında yer alan yaklaşık 5 MW’lık<br />
çatı tipi güneş enerjisi santrali sayesinde<br />
üretimde kullanılan enerjinin önemli<br />
bir kısmı temiz enerjiden elde edilmektedir.<br />
Özellikle <strong>2024</strong> yılı sonuna kadar<br />
Kalyon PV olarak, ihtiyaç duyduğumuz<br />
enerjinin yüzde 100’ünü yenilenebilir<br />
enerji kaynaklarından temin etmeyi ve<br />
fabrikamızı karbon nötr bir yapıya kavuşturmayı<br />
hedefliyoruz. Fabrikamızda<br />
üretilen güneş panellerinin sevkiyatında<br />
kullanılan ambalajlarda modernizasyon<br />
çalışmaları sayesinde yıllık yaklaşık<br />
3718 adet ağaç kesiminin önüne geçtik.<br />
Kurduğumuz Argon geri dönüşüm sistemiyle<br />
dışarıdan temin edilen Argon<br />
gazının tüketim oranı yaklaşık yüzde 80<br />
oranında azaldı.”<br />
“Türkiye, yenilenebilir<br />
enerjide koştuğu bir döneme<br />
giriyor”<br />
Türkiye’nin güneş enerjisi alanında atacağı<br />
çok büyük adımlar olduğunu da<br />
ifade eden Tüfekçi; “2023 yılı başında<br />
Türkiye’nin yenilenebilir enerji vizyonu<br />
açıklandı. Cumhurbaşkanımız, 2035<br />
yılında Türkiye’nin güneş enerjisi kapasitesinin<br />
53 GW olacağını açıkladı.<br />
Bugün bu rakam 10 GW. 12 yıl içinde 53<br />
GW’a çıkacağız ve bu yaklaşık her yıl 3-4<br />
GW’lık kurulum demektir. Dolayısıyla<br />
Türkiye yenilenebilir enerjide koştuğu<br />
bir döneme giriyor. Bizler Kalyon PV<br />
olarak ülkemizin belirlediği hedeflere<br />
ulaşmak için var gücümüzle çalışacağız”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Ersan Tüfekçi, Kalyon PV’nin sadece<br />
kendi iş gücü değil, sektörün ihtiyacı<br />
olan nitelikli iş gücünün de inşası için<br />
çalışmalar yürüttüğünü, bu bağlamda<br />
da Millî Eğitim Bakanlığı ile bir eğitim<br />
protokolü imzaladıklarını açıkladı. Protokole<br />
göre, teorik eğitimlerini Mesleki<br />
Eğitim Merkezlerinde alan öğrenciler,<br />
pratik eğitimlerini Kalyon PV entegre<br />
fabrikasında alarak, güneş teknolojileri<br />
alanında meslek sahibi olarak istihdam<br />
edilecekler.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
eLogo ‘Finansal İnovasyonun Geleceği:<br />
Gömülü Finans’ Raporunu yayınladı<br />
Yeni teknolojiler ve düzenlemeler sayesinde<br />
finansal hizmetlere en uygun yerde ve<br />
zamanda kolayca ulaşılabilirken, geleneksel<br />
bankacılık kanallarının dışında hizmet<br />
sunan bankalar, fintech şirketleri, teknoloji<br />
firmaları ve çevrimiçi platformlar gömülü<br />
finans kavramı çatısı altında birleşiyor.<br />
Gömülü finans, finansal hizmetleri günlük<br />
süreçlerin bir parçası haline getirerek tüketicilere<br />
daha erişilebilir, hızlı ve kişiselleştirilmiş<br />
bir deneyim sunuyor. Şirketler, müşteri<br />
memnuniyetini artırmak, operasyonel verimliliklerini<br />
iyileştirmek ve rekabet avantajı<br />
elde etmek için finansal hizmetleri, sundukları<br />
ürün ve hizmetlere entegre etmeyi amaçlıyor.<br />
“Gömülü finansı geniş bir<br />
kullanıcı tabanına taşıdık”<br />
Finansal hizmetler sektöründe dönüşümün<br />
tüm hızıyla devam etiğini ifade eden eLogo<br />
Genel Müdürü Başak Kural, “Yeni teknolojiler<br />
ve regülasyonlar inovasyonu beraberinde<br />
getiriyor ve sektör yeni oyuncularla birlikte<br />
genişliyor. Hazırladığımız raporla birlikte açık<br />
finans ekosistemine doğru yol aldığımız bu<br />
yenilikçi dönemde, sektörün geleceğine yön<br />
veren trendlerden biri olan gömülü finansa ışık<br />
tutmayı amaçladık. Gömülü finansla, bankacılık<br />
hizmetleri günlük faaliyetlerimizin doğal<br />
bir katmanı haline gelerek, sürtünmesiz bir<br />
deneyim sunuyor. Her şeyi tek bir ekrandan yönettiğimiz<br />
yeni bir dönem bizi bekliyor. eLogo<br />
olarak biz de yıllardır bu doğrultuda, ülkemizde<br />
iş dünyasının dijital çözüm ortağı olarak konumlanıyoruz.<br />
Gömülü finans kavramı henüz<br />
somutlaşmamışken geliştirmeye başladığımız<br />
fintech çözümlerimiz kapsamında, başta Logo<br />
ERP çözümleri olmak üzere iş dünyasında hizmet<br />
veren ERP çözümlerine finansal hizmetlerimizi<br />
entegre ettik. Böylece gömülü finansı geniş<br />
bir kullanıcı tabanına taşıdık. Bu kapsamda<br />
önümüzdeki dönemde şirketlerin ihtiyaç anında<br />
Logo ERP sistemleri içerisinden kredi gibi<br />
finansman tekliflerine erişmesine olanak sağlamayı<br />
hedefliyoruz” dedi.<br />
Logo grup şirketlerinden eLogo’nun hazırladığı “Finansal<br />
İnovasyonun Geleceği: Gömülü Finans” raporu, gömülü<br />
finansın ekosistem üzerindeki faydalarına, kurumlara<br />
sağladığı avantajlara ve sektörel etkilerine odaklanıyor.<br />
Rapor, finansal hizmetlerin finansal olmayan<br />
platformlara entegre edilmesiyle tüketicilere daha<br />
geniş bir erişim sağladığını ve şirketler için yeni fırsatlar<br />
yarattığını ortaya koyuyor. ERP içi gömülü finans son<br />
dönemin yükselen trendi olarak dikkat çekiyor…<br />
Fintech dünyada ve Türkiye’de<br />
yatırımcıların gözdesi<br />
Fintech yatırımları, geçtiğimiz iki yılda rekor<br />
seviyeler kaydederken, Türkiye de dahil olmak<br />
üzere küresel çapta yatırımcıların gözdesi olmayı<br />
sürdürüyor. 2023 yılının ilk çeyreğinde<br />
küresel girişim yatırımları arasında fintech’ler<br />
öne çıktı. Yılın ilk üç ayında, en büyük 10 küresel<br />
yatırım sermayesi işlemi içerisinde 3 tane<br />
fintech yatırımı yer aldı. Yılın ilk yarısında ise<br />
küresel fintech yatırımları 52,4 milyar dolar<br />
olarak kaydedildi. Bu rakam rekorlar yılı olan<br />
2021’in altında kalsa da, fintech alt sektörlerine<br />
yatırımlar devam ediyor. Küresel yatırım gündeminde<br />
ön sıralarda yer alan gömülü finans<br />
ise 2023’ün ilk 11 ayında 621 milyon dolarlık<br />
yatırım aldı.<br />
Türkiye’de de start-up yatırımlarında fintech<br />
alanına olan ilgi sürüyor. 2023’ün ilk çeyreğinde<br />
sektör 13.6 milyon dolarlık işlem hacmiyle<br />
en büyük payı elde etti. İkinci çeyrekte 9 işlemle<br />
en çok yatırım alan dikey oldu ve 7.1 milyon<br />
dolar yatırım topladı. Üçüncü çeyrekte ise 5 işlemle<br />
ikinci sırada yer aldı.<br />
B2B ödemeler büyük bir<br />
potansiyel taşıyor<br />
Gömülü finans, müşterilere tanıdık ve güvenilir<br />
bir kurumsal ekosistem içinde sürtünmesiz<br />
bir şekilde finansal hizmet sunma imkânı<br />
sağlıyor. Gömülü finans sağlayıcıları, finansal<br />
olmayan kuruluşlara kendi bankacılık hizmetlerini<br />
sunma olanağı sağlarken, aynı zamanda<br />
müşteri deneyimini ve alternatif gelir kaynaklarını<br />
kontrol etme fırsatı veriyor. Bu sayede kuruluşlar,<br />
işlem maliyetlerini azaltarak müşterilerine<br />
daha fazla kullanıcı dostu bir deneyim<br />
sunma şansı elde ediyor.<br />
Gömülü finans hizmetlerinin kategorileri son<br />
dönemde çeşitlense de, mevcut hizmetler ağırlıklı<br />
olarak ödeme, sigorta, kredi ve yatırım olarak<br />
şekilleniyor. Özellikle B2B ödemeler, gömülü<br />
ödemeler kategorisi için büyük bir potansiyel<br />
sunuyor. Bu fırsatlar B2B e-ticaret pazarları<br />
ve muhasebe yazılımları gibi erişim kanalları<br />
etrafında toplanıyor. Küresel B2B ödemelerin,<br />
2027 yılına kadar toplam gömülü ödemelerin<br />
üçte birinden fazlasını oluşturacağı öngörülüyor.<br />
Risklerin önceden tespiti söz konusu olduğunda<br />
öne çıkan gömülü sigorta kavramı, şirketlerin<br />
bütüncül bir müşteri deneyimi sunmayı<br />
amaçlamasıyla birlikte birçok sektörde uygulama<br />
alanı buluyor. Gömülü sigortanın 2032<br />
yılına kadar küresel sigorta dağıtımının yüzde<br />
16’sını oluşturması bekleniyor. Türkiye’deki<br />
fintech sektöründe de gömülü sigortanın uygulanmaya<br />
başladığı görülüyor.<br />
Tüm ekosistem için fırsatlar<br />
sunuyor<br />
B2B tarafta finansal olmayan kurumlar için<br />
gömülü finans, ödemelerde maliyetleri ve<br />
karmaşıklığı azaltarak etkin bir hazine yönetimi<br />
vadediyor. B2C tarafında ise müşterilerinin<br />
harcama alışkanlıklarıyla ilgili yeni bir<br />
öngörü sağlıyor. Tüketiciler için finansal hizmetlere<br />
erişimi kolaylaştıran gömülü finans,<br />
finansal hizmet sağlayıcıları için ise yeni ve<br />
düzenli gelir kaynakları oluşturma fırsatı sunuyor.<br />
Finansal kurumlardaki yöneticilerin<br />
yüzde 70’i, gömülü finansın iş stratejilerinin<br />
temel bir parçası veya bütünleyici bir unsuru<br />
olarak görüyor. Ayrıca bu yenilikçi kavram,<br />
ülkelerin nakitsiz ekonomi hedeflerine yardımcı<br />
olması açısından büyük önem taşıyor.<br />
KOBİ’ler gömülü finansa ısınıyor<br />
Gömülü finans KOBİ’lere operasyonel verimlilik,<br />
maliyet optimizasyonu, iyileşen nakit akışı<br />
gibi birçok konuda fayda sağlıyor. Küresel<br />
trendlere bakıldığında, küçük ve orta ölçekli<br />
işletmelerin arka ofislerindeki finansal faaliyetlerini<br />
iyileştirmeye yönelik çözümler geliştiren<br />
B2B fintech’ler ön plana çıkıyor. Gömülü<br />
finansın 2025 yılına kadar küresel KOBİ bankacılık<br />
pazarının dörtte birini oluşturacağı ve<br />
neredeyse 124 milyar dolarlık bir değeri temsil<br />
edebileceği tahmin ediliyor.<br />
Sektörel bazda ise perakende ve e-ticaret, uzun<br />
vadede gömülü finans için olgunluğun ve fırsatın<br />
en yoğun olduğu sektör olarak dikkat<br />
çekiyor. 2030 yılına kadar gömülü finans fırsatlarının<br />
neredeyse yüzde 50’sinin perakende ve<br />
e-ticaretten geleceği öngörülüyor.<br />
Yükselen trend: ERP içi gömülü<br />
finans<br />
ERP sistemlerine entegre gömülü finans,<br />
sektördeki küresel trendler arasında gelecek<br />
dönem için öne çıkıyor. Bu alanda, geleneksel<br />
bankalar ile ERP sağlayıcıları arasındaki<br />
iş birlikleri giderek artıyor. ERP içi gömülü<br />
finans sayesinde, tüm süreçler tek bir ekran<br />
üzerinden, tek bir çözüm aracılığıyla yönetilebiliyor.<br />
Ayrı ayrı ekranlar arasında geçiş<br />
yapma ihtiyacı ortadan kalkıyor. Pazarlama,<br />
insan kaynakları ve tedarik zinciri gibi alanlar<br />
da finansal operasyonların paydaşı haline<br />
geliyor. Böylece finansal mükemmeliyet ve<br />
akıcı süreçler elde edilirken, finansal hizmetler<br />
kurumların DNA’sına entegre ediliyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
47