23.11.2023 Views

SAYE Kasım 2023

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

SAYE

SANAT, EDEBİYAT VE ATATÜRK

Sanat denince aklımıza ne gelir? Resim, heykel, mimari, müzik, tiyatro, dans,

bale, sinema… Çok fazla ve hepsi kendi özgün özelliklerine sahipler. Aynı insanlar gibi

yani. Farklı fikirler farklı düşüncelerle doludur sanat. Onu görüp öğrenen insanlarla

hayata ışık tutar. Her bir eserde farklı bir duygu, düşünce vardır ve onlar sayesinde

insanlar farklılaşır. Bu sayede insanlar, devletler gelişir. Sanat bir toplumun, bir

devletin, bir ülkenin yapı taşıdır. Özgünlüktür, zevktir; yapan kişi için bir ayna, onu

gören kişi için bir farkındalıktır.

Bir milletin gururu, aşkıdır sanat. Onu yansıtan şeydir. Sanat olmayan toplum

gelişmemiştir, geri kalmıştır; o toplumdaki insanlar empatiden yoksun, bencil ve

güzeli bilmeyen insanlardır. Sanatçılar da yaptıkları sanatla insanları

hoşgörüsüzlükten korur, insanlara farklı bakış açılarını öğretirler. Bir toplumdan

sanatçı çıkmazsa sanat oluşmaz, o toplum artık sıradan ve gelişmemiş bir toplum

olur. Sonunda da saygısız, yorumlama kabiliyeti düşük, tek düze insanlarla dolar o

ülke. Bu yüzden sanat bir devletin kuruluşunda, toparlanışında, yapılandırılışında çok

önemlidir.

Atatürk bunu biliyordu en başında. Bu yüzden bu ülkeyi kurarken en çok önem

verdiği şeylerden biri buydu. Kendisi bir sanatseverdi çünkü. Müzik dinler, dans eder,

okurdu. Operaya ve baleye ilgi duyması, tiyatro, edebiyat, heykeltıraşlık, mimarî, resim,

müzik gibi sanat dallarıyla ve sanatçılarla ilgilenmesi, onları desteklemesinden anlarız

biz bunu. Sanatçı yetiştirmek için, bu ülkeyi geliştirmek için verdiği uğraşta net bir

şekilde görülebilir. Sanatta da en ehemmiyet verdiği yazını çok severdi, ona çok değer

verirdi Atatürk. Okumak onun için çok değerliydi. Okuyarak kendini geliştirdi, Atatürk

oldu. Kant okuyan, Balzac okuyan Atatürk öğrenerek öğrendiğini deneyimleyerek

Atatürk oldu. İleri görüşlülüğü, insanlarla bağ kurması, edebi, genel kültürü, zekâsı…

Bizi hayran bırakan her özelliğine, okuma azmi güç kattı. Okumak için de okumadı

Atam; severek, isteyerek yaptı bunu. Her şeyden önemliydi onun için okumak. Öyle ki

Çalıkuşu’nu –en sevdiği roman- cephedeyken, o zorlu ve uykusuz gecelerde bitirdi.

Okumaktan asla ödün vermedi. Onun için okumanın zamanı ve mekânı yoktu. Kendi

evlatlarını yetiştirirken de buna önem verdi. Sanata ve edebiyata, bunu da şu sözüyle

gösterdi bize: Güzel sanatlarda muvaffak olmak, bütün inkılaplarda başarıya ulaşmak

demektir. Güzel sanatlarda muvaffak olamayan milletler ne yazık ki, medeniyet

alanında yüksek insanlık sıfatıyla yer almaktan ilelebet mahrum kalacaklardır. Onun

evlatlarında istediği şey de sanatı ve bilimi yüceltmeleriydi.

Yazın da bir sanattır sonuçta. İnsanlar, dönemlere yayılmış hikâyelerle, tarihin

yazılmış kaynaklarla, ufuk açan romanlarla, insanı düşündüren şiirlerle, farklı farklı

düşüncelerin denemeye dönüştürülmesini ancak okumak, anlamda edebiyat ile

yaparlar.

15

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!